Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Nl&AN 1SS7 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
Sardın birbirinize ey iıısaıılar!• Yapıtın içeriğindeki birleşmeye çağıran simgesel yön bir
yana, Tiflisli şef Jansug Kakhidze'nin deneyimli ve duyarlı
yönetimi; Birleşmiş Ankara Orkestra ve Korolan'nın titiz icrası
ve konuk solistlerin başanlı katkılanyla konserin niteliği de
niceliği kadar önem kazandı. Galiba yine de tılsım şu birleşme
sözcüğünde yatıyordu. Herkesi günler öncesinden coşturan ve
ardından hâlâ konuşturmakta olan açıhş konserinin başlıca
özelliği özlediğimiz bir birleşme çağnsıydı.
On Dördüncü Ankara Müzik Festiva- kazanıyordu. Ankara'nın dışında, havaala-
li'nın açıhşı herhalde bugüne dek olan ni-
ce festival açılışından daha görkemJi ya-
şandı. Çiinkü kültûrel boyutu kadar top-
lumsal özelliği de vardı. Bir klasik müzik
dinletisinden çok, simgesel anlamlar taşı-
yordu. Yalnız müzikseverleri ya da festival
meraklılannı değil, medyarıın yoğun yayı-
nı sayesinde geniş bir kitleyi ilgilendirdi.
Evde, kaç gündür okuyup dinlemekte-
siniz bu açılışın serüvenini. Ankara'daki
büyük orkestralann (Cumhurbaşkanlığı
Senfoni, Bilkent Senfoni, Ankara Devlet
Opera \e Bale Orkastrası) ve korolann
(Kültür Bakanhğı Çoksesli Korosu, TRT
Ankara Radyosu Çoksesli Korosu) birle-
şerek dört yüz elli kişilik bir ekip kurdu-
ğunu: Tûrk Metal Sendikası Salonu'nda
yer alan on bın kişiyi aşkın dinleyicinin
eoşkusunu; Cumhurbaşkanı Demirel'in
"tşte bu, çağdaş Türkiye'nin görüntüsü-
dür" cümlelenyle sûslü coşturucu konuş-
masını, Kültür Bakanı'nın protesto edil-
mesıni, laiklık sloganlannı; ıçeri gıreme-
yen binlerce kişinın dışardan ıslıklarla,
konseri engejlemeye çalışmasını; daracık
yolda geçen ulaşım kargaşasını. anlatıp
durdu medya.
Kültür Bakanlığı'nın ve Ankara Bele-
diyesf nin tutumu göz önüne alımrsa, kül-
türe ve çağdaş uygarlığa karşı gösterilen
cahilce tepki de hesaba katılırsa, böylesi
bir konser doğal olarak birkaç misli önem
nının yanındaki bu merkeze varmak ve
konseri dinJemek için sanki bir insan seli
akıyordu. Bunca orkestra ve koronun bir-
leşmesiyle kalabalık bir sanatçı kitlesi
miydi halkın ilgisini çeken? Yoksa Beetbo-
ven'in "Dokuzuncu Senfbni"sine ve çok
popüler olan son bölümündeki vokal din-
letiye mi koşuyordu halk? Ne o, ne de di-
ğeri. Simgesel bir olaydı bu.
Heraçıdan simgesel: Beethoven. Schfl-
ler'in dizelerine dayalı Neşeye Övgû baş-
lıklı vokal bölümûnde insanlan kardeş ol-
maya, coşkuya, neşeye çağınyordu. Bu
yalnız sözlerde kalmıyordu. Yapıtın başın-
dan sonuna dek izlediği teknik yol da bir-
liktelik. özdeklerin çeşitlenmesi; çekirdek-
lerin ıvTne kazanması, karanlıktan aydın-
lığa yaşanan bir yolculukru. Özgün olarak
Beethoven bu senfoniyi kendi zamanının
orkestra yapısına göre bestelerruşti. Henüz
büyük senfoni orkestralannm var olmadı-
ğı bir dönemde, 1824'te yazılmıştı. Beste-
cinin olgunluk ürünü olarak derin bir dü-
şünce taşıyan Dokuzuncu Senfoni, ölüm-
süz insanın mutluluğuydu.
Neşedir bürün canlıiann emdilderi,
Doğanın bereketü göğüslerinden
Bürün iyiler ve bürün kötüler
Onun gül kokan izlcrinden giderler_.
Sanlın birbirinize ey insanlar!
Dünyayı sarsuı bu öpücükter!
Kardeşler-yıhüzlarla dokunmuş
cadıriarda,
Muüaka yaşamaktadır sevgj dolu bir
baba.
(Çev. AhmetCemal)
Dokuzuncu Senfoni, müzik tarihinde
büyük bir çığır açmışttr. Ilk kez insan sesı
çalgısal birbiçim olan senfoninin içinde iş-
lenmektedir. Beethoven'den sonra nice
bes tecinin "dokuzuncu senfoni'yazmage-
leneğini sürdürdüğü, özellikle Brahms,
Beriioz, Bruckner ve Mahler gibi besteci-
lerin 'dokuzuncu senfoni'tçkniğıni kullan-
dıklan göze çarpar.
Önce bu kalabalık çalgı ve ses toplulu-
ğu, dinleyici açısından da bir spor salonu-
nun kalabalığını yaşayacağımızı düşüne-
rek, bu açılışın nitelik değil nicelik açısın-
dan önemli olacağmı düşünüyorduk. "O
kocaman mekânda akustik nasüdır. yurt-
dışından gelen soüsüer kimlerdir, mikro-
fon nasü etki eder,özgün Beethoven orkest-
ra ve korosunun kadanna çıkanlması na-
sıl bir ses yoğunluğu yaraür?" kaygılann-
daydık. Yapıtın içenğindekı birleşmeye ça-
ğıran simgesel yön bir yana, Tiflisli şef
Jansug Kakhidze'nin deneyimli ve duyar-
lı yönetimi; birleşmiş Ankara Orkestra ve
Korolan'nın titiz icrası ve konuk solıstle-
nn (soprano Lechner, alto Bernheimer, te-
nor Svensson ve bas Daaliysky) başanlı
katkılanyla konserin niteliği de niceliği
kadar önem kazandı. Galiba yine de tılsım
şu birleşme sözcüğünde yatıyordu.
Herkesi günler öncesinden coşturan ve
ardından hâlâ konuşturmakta olan açıhş
konserinin başlıca özelliği, özlediğimiz bir
birleşme çağnsıydı. Müziğin yapısıyla,
sözleriyle. orkestra ve korolann birleştiril-
mesiyle aydınlara yapılan bir çağnydı bu.
Solo kemanuı evrensel lirik sesi
AHMET SAY
ANKARA - Opera orkestrasın-
da vurmalı çalgılar üyesi üç gen-
cimiz var, üçü de kabına sığamı-
t yor. Hem besteci hem de solist ola-
rak müzik yaşamımıza soluk geti-
riyorlar: Tevfik Akbaşh \e Soner
Özer, yapıtlanyla dikkat çekerken,
Cem Örnek, solo vurmalı çalgı-
"tafda-teifba^ırıa orkestra etktsi ya-
ratıyor. Geçen hafta CSO'da Tev-
' fik Akbaşfa'nm solo vurmalı çalgı-
lar ve orkestra için 'Neden?' adlı
yapıtında Cem Örnek yine fırtına-
İar estirdi. Timpani gibi akortlu
vurmalılardan ksilofon gibi ezgı-
• sel vurmalılara. baterinin çarpıcı
olanaklanndan traı renklerini zen-
ginleştiren tekmil vurmalı çalgıla-
ra uzanan Cem'ın şaşırtıcı bir
enerjiyle yarartığı ses cümbüşünü
nasıl anlatmalı? Dinlemek gerekir.
Hatta görerek dinlemek gerekir.
Besteci Akbaşlı ile solist Örnek'in
bu dayamşması, iki yıl önce inanıl-
maz biçimde yıtirdığımiz genç
flütçü ErdimSertoğlu'nun anısına
adanmıştı ve '
• Başkente otuz kilometre uzaklıktaki konser salonuna
ulaşım için hepimizin çektiği çilenin ötesinde 'azap'
çeken Kültür Bakanı olmuştur. Sanmayın ki bu azap,
on bin müzikseverin Sayın Kahraman'ı protesto
etmesinden kaynaklandı. Islık kıyamet hiç kalır. Kültür
Bakanı için asıl azap, bir klasik müzik konserini,
evrensel bir seslenişi yetmiş dakika dinlemek olmuştur.
le getiriyordu. Okurlanmız anım-
sayacaktır: Erdim'in fidye için ka-
çınlması, kamuoyunun duyarlılı-
ğını aylarca bu olaya yöneltmişti.
Onun öldürülüşüne yanıt bulamı-
yoruz: 'Neden?' Fidye alçaklığı.
tarih boyunca hep 'can' ıle 'pa-
ra'nın takasını amaçlamıştır. Oy-
sa. b^kea haydmljiL jnaaUğ+-bi4e
kulİanılmamış. craim kaçınldık-
tan hemen sonra öldürülmüşfü.
Fidye koparma haydutluğunu bile
yüzüne gözüne bulaştıran böyle
bir ığrençlikten kaçınmanın yolu,
insanlığın yüksek duygulannı ör-
nekleyen bir konser akşamında Er-
dim Sertoğlu'mm anısmı yaşat-
mak ûzcrc afkadaşlannca bestelc-
îien ve seslendirilen bir orkestra
yapıtı olabitirdi.
Erman ve Tamer
Polonyalı şef Marek Pijarovski
yönetimindeki orkestranın bu kon-
serde 'eşlikçi' olarak özensizliği,
Cbopin'in 1. Piyano Konçerto-
su'nda belirginleşti. Piyanist Ver-
da Erman'ın olağanüstü temız tu-
şesi ve yorum dikkatine karşın, so-
list orkestra beraberliğinin aksa-
ması talihsizlikti. Pijarovski'nin
üstünkörü bir provayla konçertoyu
geçiştirdiği belli oluyordu. Oysa
Rimski Karsakov'un 'Şehrazat'
senfonik suıtinde orkestra tam ba-
şaTtkazandı. Sporyazarlannmde-^
yişiyle söyleyelim: "İkinci yanda
bambaşka bir CSO gördük." Eze-
li derdimiz olan "entonasyon" so-
runu bile aşılmıştı. Müzikal dina-
mikler yerli yerine oturuyor, 'or-
kestral ifade'nin incelikleri panl-
dıyordu. 'Şehrazat' suiti aslında
Izmir'de dinletîler çoğaldı
• ÎZDOB'nin Sabancı Kültür Sarayı'nda düzenlediği 'Genç
Solistler Konseri'nde viyolonselci Umit İşgörür'le kontrbasçı Bülent
> Oral, G.Bottesini'nin la majör viyolonsel ve kontrbas konçertosunu
çaldılar. Ortaya koyduklan yorum göz doldurucuydu. İZDSO ile
giderek bütünleşen Ender Sakpınar, geçen haftanın dinletisini
yönetti. Her iki yapıtta da yorum canlı ve içtenlikliydi.
ÖISDER KÜTAHY\LI
s
°
z ett
^S*
m
zarnan iyiden iyiye karamsarlı-
ğa kapılıyorum. Devlet. kadrolan dondur-
du. Konservaruvan bitirdikten sonra işsız
kalan gençler ne yapacaklannı bilemiyor-
lar. Öte yandan Izmirdinleyicisinin resital-
lere karşı garip bir tutumu var. Müziğin bu
dalı onlar için fazla ilginç değil. Gelenler
arasında ilgi duyduğu kişi çaldıktan sonra
salondan çıkanlar oluyor. Operanın dinle-
tisinde ise aryalann yer aldığı ikinci yan-
da salona yeni giren müzik meraklılannı
gördük.
Uygun salon bulunamıyor
Karamsarlığımı pekiştiren başka bir ger-
çek de lZDSO'nun durumuydu. Sabancı
Kültür Sarayı dolu olduğundan geçen haf-
taki dinleti, orkestranın SSK Iş Hanı'nda-
ki küçük prova salonundaydı. Önümüzde-
ki dinletilerden üçü Elhamra'da. Sonra ye-
niden prova salonuna taşınacağız. Mayısın
ilk haftasında. Sabancı Kültür Sarayı'nda
bir dinleti daha var.
Geri kalanlar yine prova salonunda yapı-
lacak ve mevsım, Efes Antik Tiyatro'daki
Bahar dinletisiyle bitecek. Bu durum din-
letilere olan ilgiyi dağıtmaktadır. Atatürk
Kültür Merkezi onanlıncaya dek koskoca
İzmir'de orkestramıza uygun bir salon bu-
lunamamış olması son günlerin en üzücü
olaylan arasındadır.
Geçen haflaki dinletide orkestrayı Ender
Sakpınar yönetti. Solocu ise Ulf Hoelsc-
her'di. Sanatçı, A. Dvorak'ın op. 53 la mi-
nör keman konçertosunu çaldı.
Almanya'da babasının, Bruno Masu-
rat'ın ve Nax Rostal'ın, ABD'de ise Josef
Gingold ile Ivan Galamian'ın öğrencisi
olan Hoelscher, 1973 'te Bülent Tarcan'ın
keman konçertosunun ilk seslendiımesini
yapmıştı. Program notlanndan öğrendiği-
mize göre Goldschmidt, Kirchner, F. Hum-
mel ve A. Reimann gibi besteciler de kon-
çertolannı bu sanatçı için yazmışlar. Ho-
elscher'in eski kayıtlanndaki olağanüstü
tekniği Dvorak'ın konçertosunda biraz so-
luğunu kesmiş gibi göründü. Ne ki yapıtı
yine de dolgun ve tatlı bir tonla çaldı, Bo-
hemya'ya özgü havayı yaratabildi.
Sakpınar'dan, önce C. R. Rey'in "Tür-
kiye" başlıklı rapsodisinin son 4 parçasmı
dinledik. Sanatseverlerin büyük bir neza-
"Mart ayıdertayı" denir; ama Izmir açı-
sından, dinletılerin çoğaldığı aydır. Bunun
en önemli nedeni, konservatuvardaki etkin-
liklerin yoğunlaşmasıdır.
DEÜ Devlet Konservaruvan'nin. Narlı-
dere'deki Orhan Barlas Salonu'nda son
günlerde sergilediği etkinliklerin ilki. sop-
rano Zibelhan Dolkay'ın 17 mart alcşamı.
piyanist Rayna Popova eşliğinde verdiği
yüksek lisansbitirme resitaliydi. Lied ve ar-
yalardan oluşan renkli bir program sunan
yetenekli sanatçıyı coşkuyla alkışladık. Bir
hafta sonra lisans öğrencisi Burak Kar-
cı'nm piyanist Mine Oztürk eşligindeki
kontrbas resitalı vardı. Dolgun tonuyla, ya-
nılgı yüzdesini en aza ındiren bu sanatçı
• adayını da ilgıyle izledik. Araştırma görev-
lisi Çiler Akıncı'nın on bir flüt öğrencisiy-
le hazırladığı resitali de çok sevdik. Öğren-
ciler. sololann yanı sıraçeşitli flüttopluluk-
lanyla da başanlı müzik yaptılar.
Gençliğin müzıkseverlere ulaştırdığı
başka bir selam da IZDOB'nin Sabancı
Kültür Sarayı'nda düzenlediği u
Genç So-
listler Konseri"ydi.
Yorum göz doldurucuydu
Opera orkestrasını AJexandru Samo-
üa'nın yönettiği dinletide viyolonselci
Ümit İşgörürle kontrabasçı Bülent Oral, G.
• Bottesini'nın la majör viyolonsel ve kontr-
bas konçertosunu çaldılar: ortaya koyduk-
lan yorum göz doldurucuydu. P. İ.Çaykovs-
ki'nın "Melankotik Serenad"ı ile C.Saint-
Saens'ın "Giriş ve Rondo Caprick)''sunu
seslendıren kemancı Ruşen Muzafferof ise
etkili değildi. Ardından. operanın genç so-
loculanndan altısını dinledik. Bunlardan
W. A. Mozart "Figaro'nun Düğünü"nden
Figaro'nun aryasıyla Bariton Cengiz Sayın
ve A. Adnan Saygun "Köroğlu
r>
türküsüy-
le (programda "Köroğlu Arya" yazılmıştı)
bas Zafer Erdaş özellikle dikkatimi çekti.
Borodin'in "Prens İgor"undan Galitski ar-
ya ile C. Gounod'un Faust'undan Mefisto-
feles ar>f
ayı söyleyen bas Tevfik Rodos da
son derece iyiydi. Verdi ve Bellini'den ar-
yalar sunan soprano Birgül Su Ariç'in ba-
şansını ise yeniden yazmam gereksiz.
' İki yıldan bu yana genç müzikçilerden
ketsizlikle salonun yansını boşalttığı ikin-
ci yanda da L. van Beethoven'ın op. 92 la
majör 7. senfonisini seslendirdi. Sakpınar
tZDSO ile giderek bütünleşiyor. Her iki ya-
pıtta da yorum canlı ve içtenlikliydi. Özel-
İikJe senfoninin Scherzo bölümündeki gür-
lüklerle vurgular çarpıcıydı. Ünlü ikinci
bölümde. temanın sunuluşu biraz daha pi-
yano başlatılabilseydi, anlatımdaki derinlik
ve zıtlık daha da artacaktı.
Sabancı Kültür Sarayı, Prova Salonu ya
da Elhamra, her neresi olursa olsun İZDSO,
bu yılki dinleti programını kesintisiz olarak
tamamlayacaktır. Son yıllarda sergilediği
yorurhlar, topluluğun ulaştıgı standardın
sürekli yükseldiğini kanıtlamaktadır. Şu var
ki yazıyı böylesine mutlu bir saptamanın
rahatlığıyla biriremıyorum; çünkü ülkemiz-
deki senfoni orkestralannı, Avrupa'daki 15.
sınıf köy orkestralannm bile altında gören
bahtsız bir müzik yazanmız var. Bu konu-
ya ilişkin olarak Sayın Hikmet Şimşek'in
orkestra dergisinin son sayısmda çıkan ya-
zısını okuduğum zaman müzik yazarlan-
mız adına büyük utanç duydum. Biricik
avuntumuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın
14. Ankara Müzik Festivali'ni açarken yap-
tıklan konuşmada söyledikleridir: "Sanat-
çılar! Sizinle gurur duyuyoruz. Si/inle
övünüvoruz."
solo keman partisinin şiirsel anla-
tımıyla derinlik kazanır: Parlak or-
kestra renklerinin karşısında ke-
manın evrensel lirik seslenişiyle
sözü ele alışı... 'Keman solo'da
konzertmeister Murat Tamer, üs-
tün tekniğiyle bu lirik seslenişin
yüreğimizde yankılanmasmı sağ-
ladı. Bravo!
Gazabmazabı
Gelelim Ankara Müzik Festiva-
li'nin görkemli 'Açınş Konse-
ri'ne... Tüm kitle iletişim araçlan-
nın genişçe yer verdiği bu kitlesel
müzik buluşmasını üç günlük ge-
cikmeyle haberolarak verecek de-
ğilim. Birkaç noktaya değinmek
istiyorum:
Başkente otuz kilometre
uzaklıktaki konser salonuna
ulaşım çilesini yediden yet-
mişe. sade vatandaştan cum-
hurbaşkanına değin hepımiz
çektik, burası malum; ama
çilenin de ötesinde 'azap' çe-
ken Kültür Bakanı olmuştur:
Sanmayın ki bu azap. on bin
müzikseverin Sayın Kahra-
man'ı protesto etmesinden
kaynaklandı. Islık kıyamet
hiç kalır. Kültür Bakanı için
asıl azap, bir klasik müzik
konserini, evrensel bir sesle-
nişi yetmiş dakika dinlemek
olmuştur. Kendilen, bakan-
lık koltuğuna oturduklann-
dan beri CSO'nun bir konse-
rine bile girmemişlerdir. Bir-
kaç ay önce bunu yazdım. Er-
tesi gün bakanlıktan bir 'dû-
zeltme' faksı geldi: "Bu gö-
rüşünüz dogru değfldir" de-
niliyordu. "Çûnkü saym ba-
kanın yoğun çahşmaİannın
yanı sıra katüdığı kültûrel ve
sanatsal etkinlikler, ömargıiı
olarak basın tarifından çar-
pıülmaktadır." Demek ki ben
'önyargıh'yım, demek ki ben
gerçeği 'çarpıüyor'um, de-
mek ki ben, görev gereği hiç
kaçırmadığım konserlerde
Kültür Bakanı'nı gördüğüm
halde görmezlikten gelip ya-
lan yazıyorum. Hadi ben
'gerçeği çarprtan bir kısım
basm'danım, acaba yüzlerce
ve >'üzlerce konser dinleyici-
si, bakanın CSO konserini bir
kez şereflendirdiğine tanık
olmuş mu? Onlar da yalan-
cıysa Allah var! Ama sonun-
dâ ne oldu? Doksan üyeli
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası yerine bu kez dört
yüz elli üyeli 'Birleşmiş An-
kara Orkestra ve Korola-
n'nın sunduğu konseri Sayın
Kahraman yetmiş dakika
dinlemek zorunda kaldı. Ga-
zaba uğrayıp azap çekti...
Önemli bir noktayı daha
belirtmeliyim: 'Açıhş konse-
ri'nin kitlesel buluşmaya dö-
nüşmesi için yaratılan coşku
alevlerinin ilk kıvılcımı An-
kara CUMOK'lardan gel-
miştir. CUMOK'lann ilkeli
yaklaşımı kısa sürede sivil
toplum örgütleriyle bütün-
leşmiş ve konser dinleyicisi-
nin kitlesel boyutlara ulaş-
masını getirmiştir. Sevgili
dostlanma teşekkür ediyo-
rum, başanlanndan ötürü on-
lan kutluyorum.
Bilkent Senfoni Orkestrası
çocuklara çabyor
• Kültür Servisi - Bilkent Senfoni Orkestrası
BASSO'nun katılımıyla 6 nisan pazar günü saat
14.00'te Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 5-
15 yaş arası çocuklara yönelik bir konser
düzenleniyor. 6. Çarşı Çocuk Günleri kapsamında
Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Çocuk
Bayramı dolayısıyla Çarşı Mağazalan tarafından
düzenlenen konserde. "Sihirli Göl", "Fındıkkıran" ve
"Peter ve Kurt" gibi, çocuklann ilgisini çekebilecek
eserlere yer verilecek. Çocuklann hayal gücünü
geliştinne ve onlara çoksesli müzik sevgisi aşılama
amacıyla düzenlenen konserin biletleri. Çarşı Maslak.
Çarşı Capitol ve Çarşı Bakırköy mağazalan tüketici
köşelerinden ve Capitol Alışveriş Merkezi'nden elde
edilebılir.
Festiyalde program değişikliği
• Kültür Servisi - 16. Istanbul Uluslararası Fılm
Festivali kapsamında 12 nisan günü sabah sineması
programında göstenme sunulacağı duyurulan
Kryzstof Wierzbick'in yönettiği "Kryzstof
Kieslovvski, Şöyle Böyleyim" adlı belgesel,
programdan çıkanldı. 12 nisan cumartesi günü saat
10.00'da Fitaş 5'teki sabah sinemasında yalnızca
Laury Granier'in yönettiği "Mumya'ya Mum" adlı
film gösterilecek.
Bülent Ersoy Fransız basınmda
• Kültür Servisi - Geçen pazar günü Fransa'nın en
önemli konser salonlanndan biri sayılan '"01ympia"da
konser veren Bülent Ersoy, Fransız basını tarafından
ilgiyle karşılandı. Liberatıon gazetesinde "Ateşli
Bülent Ersoy" başlıgıyla çıkan yazıda. cinsiyet
değiştirdikten sonra radyo ve televizyona çıkma
yasağı getinlen, ancak özel kanallann açılmasıyla
önemli bir dinleyici kitlesi yakalayan ünlü şarkıcının
sesine ve sanatçı kişiliğine övgüler yağdınlıyor.
Liberation, sanatçıyı "çağdaş Ümmü Gülsüm" olarak
nıtelendiriyor. Liberation'da, Ersoy'un Zeki Müren ve
Müzeyyen Senar'dan sanat adına bir miras
devraldığını ve Mısırlı Ümmü Gülsüm gibi, onun da
ilahilerden oluşan bir repertuvara sahip olduğunu
belirtiyor.
Leyla Gencer, Scala Opera
Akademisi doçenti
• Kültür Servisi - Dûnyanın
en ünlü operalanndan Scala
Operası. genç sanatçılar için '
bir opera akademisi kurdu.
Başkanhğına ünlü orkestra
şeft Rk;afdoW«ti'fliB- -
getirildiği Scala Opera
Akademisi doçentliğine de
ünlü sopranomuz Leyla
Gencer atandı. Öte yandan
yine artistik direktörlüğünü
Leyla Gencer'in yapacağı ve
merkezi ltalya olmak üzere EURO-Bottega adıyla bir
Avrapa Genç Opera Sanatçılan Stüdyosu da kurulma
aşamasında. Schubert'in doğumunun 200. yıldönümü
çerçevesinde bu stüdyonun kuracağı bir genç
sanatçılar ekibi, 1997'de çeşitli merkezlerde Schubert
operalannı sahneleyecek. Donizetti'nin 200. yılı
Avrupa'nın önemli kültür ve opera merkezlerinde
kutlanıyor. Donizetti'nin bılinmeyen operalannı
ortaya çıkararak ilk defa seslendiren Leyla Gencer,
tüm bu merkezlerdeki anma törenlerine şeref konuğu
olarak davet ediliyor.
^ 1 . Yüzyria Dogru Kaduüar Nereye1
• Kültür Servisi - tstanbul Bilgi Üniversitesi
tarafından düzenlenen "21. Yüzyıla Doğru Kadınlar
Nereye" adlı panel bugün saat 16.30'da İstanbul Bilgi
Üniversitesi Oditoryumu No: 39, Ayazağa, Maslak'ta
gerçekleştiriliyor. Çağımız kadınlannın karşılaştıklan
sorunlar ve bu sorunlann çözümlerinin üzerinde
durulacağı panele Sosyoloji Bolümü Başkanı Yrd.
Doç. Dr. Arus Yumul, Doç. Dr. Fatmagül Berktay, Dr.
Aynur tlyasoğlu ve Ceyda Orhun katılacak.
CRR'de Tasıl Musikisi'
Kültür Servisi -
Kurulduğu günden
bu yana Türk
müzik sanatı
içinde en önemli
icra biçimlerinden
biri olan 'Fasıl
Musikisi'
alanında icra
ömeklen sergileyen
İstanbul Fasıl
Toplulugu, bu
akşam saat 19.30'da
Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda.
Devlet Klasik Türk
Müzıği Toplulugu
ve İstanbul
Radyosu'na
mensup sanatçılann bir araya gelmesiyle oluşan
İstanbul Fasıl Topluluğu'nun konseri iki bölümden
oluşacak. Konserde bu türün günümüzdeki
ustalanndan Nurettin Çelik'in 'serhaneliğiyle' fasılın
aynlmaz bir parçası olan gazel formunun da seçkın
örnekleri sunulacak.
BUGUN
• MURATHAN MUNGAN saat 16.30'da Sahne
Foks'ta 'Aydının Konumu' başlıklı söyleşinin konuğu.
(240 28 26)
• OLMERO TOSCANI'nin 'Benetton İletişiminde
15YıhnHikâyesi' başlıklı sergisi saat 19.00'daKabataş
Kültür Merkezi'nde açılıyor.
• BORUSAN ODA ORKESTRASI saat 20.00 de Har-
biye Askeri Müze'de, şef Saim Akçıl yönetiminde bir
konser verecek.
• MİZAH HAFTASI etkinlikleri kapsamında saat
14.00'de Kankatür ve Mizah Müzesi'nde '50.Sanat Yı-
lında Mısük'la' başlıklı söyleşi yer alıyor. (521 12 64)
• İLK ALKIŞLAR Şark Hayat'ın düzenlediği etkin-
likler kapsamında saat 19.30'da Bahar Biricik, Julia K-
erimova ve Eser Bilgeman'ın konseri yer alıyor.