05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Nl&AN 1SS7 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ALLECRO EVİN İLYASOĞLU Sardın birbirinize ey iıısaıılar!• Yapıtın içeriğindeki birleşmeye çağıran simgesel yön bir yana, Tiflisli şef Jansug Kakhidze'nin deneyimli ve duyarlı yönetimi; Birleşmiş Ankara Orkestra ve Korolan'nın titiz icrası ve konuk solistlerin başanlı katkılanyla konserin niteliği de niceliği kadar önem kazandı. Galiba yine de tılsım şu birleşme sözcüğünde yatıyordu. Herkesi günler öncesinden coşturan ve ardından hâlâ konuşturmakta olan açıhş konserinin başlıca özelliği özlediğimiz bir birleşme çağnsıydı. On Dördüncü Ankara Müzik Festiva- kazanıyordu. Ankara'nın dışında, havaala- li'nın açıhşı herhalde bugüne dek olan ni- ce festival açılışından daha görkemJi ya- şandı. Çiinkü kültûrel boyutu kadar top- lumsal özelliği de vardı. Bir klasik müzik dinletisinden çok, simgesel anlamlar taşı- yordu. Yalnız müzikseverleri ya da festival meraklılannı değil, medyarıın yoğun yayı- nı sayesinde geniş bir kitleyi ilgilendirdi. Evde, kaç gündür okuyup dinlemekte- siniz bu açılışın serüvenini. Ankara'daki büyük orkestralann (Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Bilkent Senfoni, Ankara Devlet Opera \e Bale Orkastrası) ve korolann (Kültür Bakanhğı Çoksesli Korosu, TRT Ankara Radyosu Çoksesli Korosu) birle- şerek dört yüz elli kişilik bir ekip kurdu- ğunu: Tûrk Metal Sendikası Salonu'nda yer alan on bın kişiyi aşkın dinleyicinin eoşkusunu; Cumhurbaşkanı Demirel'in "tşte bu, çağdaş Türkiye'nin görüntüsü- dür" cümlelenyle sûslü coşturucu konuş- masını, Kültür Bakanı'nın protesto edil- mesıni, laiklık sloganlannı; ıçeri gıreme- yen binlerce kişinın dışardan ıslıklarla, konseri engejlemeye çalışmasını; daracık yolda geçen ulaşım kargaşasını. anlatıp durdu medya. Kültür Bakanlığı'nın ve Ankara Bele- diyesf nin tutumu göz önüne alımrsa, kül- türe ve çağdaş uygarlığa karşı gösterilen cahilce tepki de hesaba katılırsa, böylesi bir konser doğal olarak birkaç misli önem nının yanındaki bu merkeze varmak ve konseri dinJemek için sanki bir insan seli akıyordu. Bunca orkestra ve koronun bir- leşmesiyle kalabalık bir sanatçı kitlesi miydi halkın ilgisini çeken? Yoksa Beetbo- ven'in "Dokuzuncu Senfbni"sine ve çok popüler olan son bölümündeki vokal din- letiye mi koşuyordu halk? Ne o, ne de di- ğeri. Simgesel bir olaydı bu. Heraçıdan simgesel: Beethoven. Schfl- ler'in dizelerine dayalı Neşeye Övgû baş- lıklı vokal bölümûnde insanlan kardeş ol- maya, coşkuya, neşeye çağınyordu. Bu yalnız sözlerde kalmıyordu. Yapıtın başın- dan sonuna dek izlediği teknik yol da bir- liktelik. özdeklerin çeşitlenmesi; çekirdek- lerin ıvTne kazanması, karanlıktan aydın- lığa yaşanan bir yolculukru. Özgün olarak Beethoven bu senfoniyi kendi zamanının orkestra yapısına göre bestelerruşti. Henüz büyük senfoni orkestralannm var olmadı- ğı bir dönemde, 1824'te yazılmıştı. Beste- cinin olgunluk ürünü olarak derin bir dü- şünce taşıyan Dokuzuncu Senfoni, ölüm- süz insanın mutluluğuydu. Neşedir bürün canlıiann emdilderi, Doğanın bereketü göğüslerinden Bürün iyiler ve bürün kötüler Onun gül kokan izlcrinden giderler_. Sanlın birbirinize ey insanlar! Dünyayı sarsuı bu öpücükter! Kardeşler-yıhüzlarla dokunmuş cadıriarda, Muüaka yaşamaktadır sevgj dolu bir baba. (Çev. AhmetCemal) Dokuzuncu Senfoni, müzik tarihinde büyük bir çığır açmışttr. Ilk kez insan sesı çalgısal birbiçim olan senfoninin içinde iş- lenmektedir. Beethoven'den sonra nice bes tecinin "dokuzuncu senfoni'yazmage- leneğini sürdürdüğü, özellikle Brahms, Beriioz, Bruckner ve Mahler gibi besteci- lerin 'dokuzuncu senfoni'tçkniğıni kullan- dıklan göze çarpar. Önce bu kalabalık çalgı ve ses toplulu- ğu, dinleyici açısından da bir spor salonu- nun kalabalığını yaşayacağımızı düşüne- rek, bu açılışın nitelik değil nicelik açısın- dan önemli olacağmı düşünüyorduk. "O kocaman mekânda akustik nasüdır. yurt- dışından gelen soüsüer kimlerdir, mikro- fon nasü etki eder,özgün Beethoven orkest- ra ve korosunun kadanna çıkanlması na- sıl bir ses yoğunluğu yaraür?" kaygılann- daydık. Yapıtın içenğindekı birleşmeye ça- ğıran simgesel yön bir yana, Tiflisli şef Jansug Kakhidze'nin deneyimli ve duyar- lı yönetimi; birleşmiş Ankara Orkestra ve Korolan'nın titiz icrası ve konuk solıstle- nn (soprano Lechner, alto Bernheimer, te- nor Svensson ve bas Daaliysky) başanlı katkılanyla konserin niteliği de niceliği kadar önem kazandı. Galiba yine de tılsım şu birleşme sözcüğünde yatıyordu. Herkesi günler öncesinden coşturan ve ardından hâlâ konuşturmakta olan açıhş konserinin başlıca özelliği, özlediğimiz bir birleşme çağnsıydı. Müziğin yapısıyla, sözleriyle. orkestra ve korolann birleştiril- mesiyle aydınlara yapılan bir çağnydı bu. Solo kemanuı evrensel lirik sesi AHMET SAY ANKARA - Opera orkestrasın- da vurmalı çalgılar üyesi üç gen- cimiz var, üçü de kabına sığamı- t yor. Hem besteci hem de solist ola- rak müzik yaşamımıza soluk geti- riyorlar: Tevfik Akbaşh \e Soner Özer, yapıtlanyla dikkat çekerken, Cem Örnek, solo vurmalı çalgı- "tafda-teifba^ırıa orkestra etktsi ya- ratıyor. Geçen hafta CSO'da Tev- ' fik Akbaşfa'nm solo vurmalı çalgı- lar ve orkestra için 'Neden?' adlı yapıtında Cem Örnek yine fırtına- İar estirdi. Timpani gibi akortlu vurmalılardan ksilofon gibi ezgı- • sel vurmalılara. baterinin çarpıcı olanaklanndan traı renklerini zen- ginleştiren tekmil vurmalı çalgıla- ra uzanan Cem'ın şaşırtıcı bir enerjiyle yarartığı ses cümbüşünü nasıl anlatmalı? Dinlemek gerekir. Hatta görerek dinlemek gerekir. Besteci Akbaşlı ile solist Örnek'in bu dayamşması, iki yıl önce inanıl- maz biçimde yıtirdığımiz genç flütçü ErdimSertoğlu'nun anısına adanmıştı ve ' • Başkente otuz kilometre uzaklıktaki konser salonuna ulaşım için hepimizin çektiği çilenin ötesinde 'azap' çeken Kültür Bakanı olmuştur. Sanmayın ki bu azap, on bin müzikseverin Sayın Kahraman'ı protesto etmesinden kaynaklandı. Islık kıyamet hiç kalır. Kültür Bakanı için asıl azap, bir klasik müzik konserini, evrensel bir seslenişi yetmiş dakika dinlemek olmuştur. le getiriyordu. Okurlanmız anım- sayacaktır: Erdim'in fidye için ka- çınlması, kamuoyunun duyarlılı- ğını aylarca bu olaya yöneltmişti. Onun öldürülüşüne yanıt bulamı- yoruz: 'Neden?' Fidye alçaklığı. tarih boyunca hep 'can' ıle 'pa- ra'nın takasını amaçlamıştır. Oy- sa. b^kea haydmljiL jnaaUğ+-bi4e kulİanılmamış. craim kaçınldık- tan hemen sonra öldürülmüşfü. Fidye koparma haydutluğunu bile yüzüne gözüne bulaştıran böyle bir ığrençlikten kaçınmanın yolu, insanlığın yüksek duygulannı ör- nekleyen bir konser akşamında Er- dim Sertoğlu'mm anısmı yaşat- mak ûzcrc afkadaşlannca bestelc- îien ve seslendirilen bir orkestra yapıtı olabitirdi. Erman ve Tamer Polonyalı şef Marek Pijarovski yönetimindeki orkestranın bu kon- serde 'eşlikçi' olarak özensizliği, Cbopin'in 1. Piyano Konçerto- su'nda belirginleşti. Piyanist Ver- da Erman'ın olağanüstü temız tu- şesi ve yorum dikkatine karşın, so- list orkestra beraberliğinin aksa- ması talihsizlikti. Pijarovski'nin üstünkörü bir provayla konçertoyu geçiştirdiği belli oluyordu. Oysa Rimski Karsakov'un 'Şehrazat' senfonik suıtinde orkestra tam ba- şaTtkazandı. Sporyazarlannmde-^ yişiyle söyleyelim: "İkinci yanda bambaşka bir CSO gördük." Eze- li derdimiz olan "entonasyon" so- runu bile aşılmıştı. Müzikal dina- mikler yerli yerine oturuyor, 'or- kestral ifade'nin incelikleri panl- dıyordu. 'Şehrazat' suiti aslında Izmir'de dinletîler çoğaldı • ÎZDOB'nin Sabancı Kültür Sarayı'nda düzenlediği 'Genç Solistler Konseri'nde viyolonselci Umit İşgörür'le kontrbasçı Bülent > Oral, G.Bottesini'nin la majör viyolonsel ve kontrbas konçertosunu çaldılar. Ortaya koyduklan yorum göz doldurucuydu. İZDSO ile giderek bütünleşen Ender Sakpınar, geçen haftanın dinletisini yönetti. Her iki yapıtta da yorum canlı ve içtenlikliydi. ÖISDER KÜTAHY\LI s ° z ett ^S* m zarnan iyiden iyiye karamsarlı- ğa kapılıyorum. Devlet. kadrolan dondur- du. Konservaruvan bitirdikten sonra işsız kalan gençler ne yapacaklannı bilemiyor- lar. Öte yandan Izmirdinleyicisinin resital- lere karşı garip bir tutumu var. Müziğin bu dalı onlar için fazla ilginç değil. Gelenler arasında ilgi duyduğu kişi çaldıktan sonra salondan çıkanlar oluyor. Operanın dinle- tisinde ise aryalann yer aldığı ikinci yan- da salona yeni giren müzik meraklılannı gördük. Uygun salon bulunamıyor Karamsarlığımı pekiştiren başka bir ger- çek de lZDSO'nun durumuydu. Sabancı Kültür Sarayı dolu olduğundan geçen haf- taki dinleti, orkestranın SSK Iş Hanı'nda- ki küçük prova salonundaydı. Önümüzde- ki dinletilerden üçü Elhamra'da. Sonra ye- niden prova salonuna taşınacağız. Mayısın ilk haftasında. Sabancı Kültür Sarayı'nda bir dinleti daha var. Geri kalanlar yine prova salonunda yapı- lacak ve mevsım, Efes Antik Tiyatro'daki Bahar dinletisiyle bitecek. Bu durum din- letilere olan ilgiyi dağıtmaktadır. Atatürk Kültür Merkezi onanlıncaya dek koskoca İzmir'de orkestramıza uygun bir salon bu- lunamamış olması son günlerin en üzücü olaylan arasındadır. Geçen haflaki dinletide orkestrayı Ender Sakpınar yönetti. Solocu ise Ulf Hoelsc- her'di. Sanatçı, A. Dvorak'ın op. 53 la mi- nör keman konçertosunu çaldı. Almanya'da babasının, Bruno Masu- rat'ın ve Nax Rostal'ın, ABD'de ise Josef Gingold ile Ivan Galamian'ın öğrencisi olan Hoelscher, 1973 'te Bülent Tarcan'ın keman konçertosunun ilk seslendiımesini yapmıştı. Program notlanndan öğrendiği- mize göre Goldschmidt, Kirchner, F. Hum- mel ve A. Reimann gibi besteciler de kon- çertolannı bu sanatçı için yazmışlar. Ho- elscher'in eski kayıtlanndaki olağanüstü tekniği Dvorak'ın konçertosunda biraz so- luğunu kesmiş gibi göründü. Ne ki yapıtı yine de dolgun ve tatlı bir tonla çaldı, Bo- hemya'ya özgü havayı yaratabildi. Sakpınar'dan, önce C. R. Rey'in "Tür- kiye" başlıklı rapsodisinin son 4 parçasmı dinledik. Sanatseverlerin büyük bir neza- "Mart ayıdertayı" denir; ama Izmir açı- sından, dinletılerin çoğaldığı aydır. Bunun en önemli nedeni, konservatuvardaki etkin- liklerin yoğunlaşmasıdır. DEÜ Devlet Konservaruvan'nin. Narlı- dere'deki Orhan Barlas Salonu'nda son günlerde sergilediği etkinliklerin ilki. sop- rano Zibelhan Dolkay'ın 17 mart alcşamı. piyanist Rayna Popova eşliğinde verdiği yüksek lisansbitirme resitaliydi. Lied ve ar- yalardan oluşan renkli bir program sunan yetenekli sanatçıyı coşkuyla alkışladık. Bir hafta sonra lisans öğrencisi Burak Kar- cı'nm piyanist Mine Oztürk eşligindeki kontrbas resitalı vardı. Dolgun tonuyla, ya- nılgı yüzdesini en aza ındiren bu sanatçı • adayını da ilgıyle izledik. Araştırma görev- lisi Çiler Akıncı'nın on bir flüt öğrencisiy- le hazırladığı resitali de çok sevdik. Öğren- ciler. sololann yanı sıraçeşitli flüttopluluk- lanyla da başanlı müzik yaptılar. Gençliğin müzıkseverlere ulaştırdığı başka bir selam da IZDOB'nin Sabancı Kültür Sarayı'nda düzenlediği u Genç So- listler Konseri"ydi. Yorum göz doldurucuydu Opera orkestrasını AJexandru Samo- üa'nın yönettiği dinletide viyolonselci Ümit İşgörürle kontrabasçı Bülent Oral, G. • Bottesini'nın la majör viyolonsel ve kontr- bas konçertosunu çaldılar: ortaya koyduk- lan yorum göz doldurucuydu. P. İ.Çaykovs- ki'nın "Melankotik Serenad"ı ile C.Saint- Saens'ın "Giriş ve Rondo Caprick)''sunu seslendıren kemancı Ruşen Muzafferof ise etkili değildi. Ardından. operanın genç so- loculanndan altısını dinledik. Bunlardan W. A. Mozart "Figaro'nun Düğünü"nden Figaro'nun aryasıyla Bariton Cengiz Sayın ve A. Adnan Saygun "Köroğlu r> türküsüy- le (programda "Köroğlu Arya" yazılmıştı) bas Zafer Erdaş özellikle dikkatimi çekti. Borodin'in "Prens İgor"undan Galitski ar- ya ile C. Gounod'un Faust'undan Mefisto- feles ar>f ayı söyleyen bas Tevfik Rodos da son derece iyiydi. Verdi ve Bellini'den ar- yalar sunan soprano Birgül Su Ariç'in ba- şansını ise yeniden yazmam gereksiz. ' İki yıldan bu yana genç müzikçilerden ketsizlikle salonun yansını boşalttığı ikin- ci yanda da L. van Beethoven'ın op. 92 la majör 7. senfonisini seslendirdi. Sakpınar tZDSO ile giderek bütünleşiyor. Her iki ya- pıtta da yorum canlı ve içtenlikliydi. Özel- İikJe senfoninin Scherzo bölümündeki gür- lüklerle vurgular çarpıcıydı. Ünlü ikinci bölümde. temanın sunuluşu biraz daha pi- yano başlatılabilseydi, anlatımdaki derinlik ve zıtlık daha da artacaktı. Sabancı Kültür Sarayı, Prova Salonu ya da Elhamra, her neresi olursa olsun İZDSO, bu yılki dinleti programını kesintisiz olarak tamamlayacaktır. Son yıllarda sergilediği yorurhlar, topluluğun ulaştıgı standardın sürekli yükseldiğini kanıtlamaktadır. Şu var ki yazıyı böylesine mutlu bir saptamanın rahatlığıyla biriremıyorum; çünkü ülkemiz- deki senfoni orkestralannı, Avrupa'daki 15. sınıf köy orkestralannm bile altında gören bahtsız bir müzik yazanmız var. Bu konu- ya ilişkin olarak Sayın Hikmet Şimşek'in orkestra dergisinin son sayısmda çıkan ya- zısını okuduğum zaman müzik yazarlan- mız adına büyük utanç duydum. Biricik avuntumuz, Sayın Cumhurbaşkanımızın 14. Ankara Müzik Festivali'ni açarken yap- tıklan konuşmada söyledikleridir: "Sanat- çılar! Sizinle gurur duyuyoruz. Si/inle övünüvoruz." solo keman partisinin şiirsel anla- tımıyla derinlik kazanır: Parlak or- kestra renklerinin karşısında ke- manın evrensel lirik seslenişiyle sözü ele alışı... 'Keman solo'da konzertmeister Murat Tamer, üs- tün tekniğiyle bu lirik seslenişin yüreğimizde yankılanmasmı sağ- ladı. Bravo! Gazabmazabı Gelelim Ankara Müzik Festiva- li'nin görkemli 'Açınş Konse- ri'ne... Tüm kitle iletişim araçlan- nın genişçe yer verdiği bu kitlesel müzik buluşmasını üç günlük ge- cikmeyle haberolarak verecek de- ğilim. Birkaç noktaya değinmek istiyorum: Başkente otuz kilometre uzaklıktaki konser salonuna ulaşım çilesini yediden yet- mişe. sade vatandaştan cum- hurbaşkanına değin hepımiz çektik, burası malum; ama çilenin de ötesinde 'azap' çe- ken Kültür Bakanı olmuştur: Sanmayın ki bu azap. on bin müzikseverin Sayın Kahra- man'ı protesto etmesinden kaynaklandı. Islık kıyamet hiç kalır. Kültür Bakanı için asıl azap, bir klasik müzik konserini, evrensel bir sesle- nişi yetmiş dakika dinlemek olmuştur. Kendilen, bakan- lık koltuğuna oturduklann- dan beri CSO'nun bir konse- rine bile girmemişlerdir. Bir- kaç ay önce bunu yazdım. Er- tesi gün bakanlıktan bir 'dû- zeltme' faksı geldi: "Bu gö- rüşünüz dogru değfldir" de- niliyordu. "Çûnkü saym ba- kanın yoğun çahşmaİannın yanı sıra katüdığı kültûrel ve sanatsal etkinlikler, ömargıiı olarak basın tarifından çar- pıülmaktadır." Demek ki ben 'önyargıh'yım, demek ki ben gerçeği 'çarpıüyor'um, de- mek ki ben, görev gereği hiç kaçırmadığım konserlerde Kültür Bakanı'nı gördüğüm halde görmezlikten gelip ya- lan yazıyorum. Hadi ben 'gerçeği çarprtan bir kısım basm'danım, acaba yüzlerce ve >'üzlerce konser dinleyici- si, bakanın CSO konserini bir kez şereflendirdiğine tanık olmuş mu? Onlar da yalan- cıysa Allah var! Ama sonun- dâ ne oldu? Doksan üyeli Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yerine bu kez dört yüz elli üyeli 'Birleşmiş An- kara Orkestra ve Korola- n'nın sunduğu konseri Sayın Kahraman yetmiş dakika dinlemek zorunda kaldı. Ga- zaba uğrayıp azap çekti... Önemli bir noktayı daha belirtmeliyim: 'Açıhş konse- ri'nin kitlesel buluşmaya dö- nüşmesi için yaratılan coşku alevlerinin ilk kıvılcımı An- kara CUMOK'lardan gel- miştir. CUMOK'lann ilkeli yaklaşımı kısa sürede sivil toplum örgütleriyle bütün- leşmiş ve konser dinleyicisi- nin kitlesel boyutlara ulaş- masını getirmiştir. Sevgili dostlanma teşekkür ediyo- rum, başanlanndan ötürü on- lan kutluyorum. Bilkent Senfoni Orkestrası çocuklara çabyor • Kültür Servisi - Bilkent Senfoni Orkestrası BASSO'nun katılımıyla 6 nisan pazar günü saat 14.00'te Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 5- 15 yaş arası çocuklara yönelik bir konser düzenleniyor. 6. Çarşı Çocuk Günleri kapsamında Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla Çarşı Mağazalan tarafından düzenlenen konserde. "Sihirli Göl", "Fındıkkıran" ve "Peter ve Kurt" gibi, çocuklann ilgisini çekebilecek eserlere yer verilecek. Çocuklann hayal gücünü geliştinne ve onlara çoksesli müzik sevgisi aşılama amacıyla düzenlenen konserin biletleri. Çarşı Maslak. Çarşı Capitol ve Çarşı Bakırköy mağazalan tüketici köşelerinden ve Capitol Alışveriş Merkezi'nden elde edilebılir. Festiyalde program değişikliği • Kültür Servisi - 16. Istanbul Uluslararası Fılm Festivali kapsamında 12 nisan günü sabah sineması programında göstenme sunulacağı duyurulan Kryzstof Wierzbick'in yönettiği "Kryzstof Kieslovvski, Şöyle Böyleyim" adlı belgesel, programdan çıkanldı. 12 nisan cumartesi günü saat 10.00'da Fitaş 5'teki sabah sinemasında yalnızca Laury Granier'in yönettiği "Mumya'ya Mum" adlı film gösterilecek. Bülent Ersoy Fransız basınmda • Kültür Servisi - Geçen pazar günü Fransa'nın en önemli konser salonlanndan biri sayılan '"01ympia"da konser veren Bülent Ersoy, Fransız basını tarafından ilgiyle karşılandı. Liberatıon gazetesinde "Ateşli Bülent Ersoy" başlıgıyla çıkan yazıda. cinsiyet değiştirdikten sonra radyo ve televizyona çıkma yasağı getinlen, ancak özel kanallann açılmasıyla önemli bir dinleyici kitlesi yakalayan ünlü şarkıcının sesine ve sanatçı kişiliğine övgüler yağdınlıyor. Liberation, sanatçıyı "çağdaş Ümmü Gülsüm" olarak nıtelendiriyor. Liberation'da, Ersoy'un Zeki Müren ve Müzeyyen Senar'dan sanat adına bir miras devraldığını ve Mısırlı Ümmü Gülsüm gibi, onun da ilahilerden oluşan bir repertuvara sahip olduğunu belirtiyor. Leyla Gencer, Scala Opera Akademisi doçenti • Kültür Servisi - Dûnyanın en ünlü operalanndan Scala Operası. genç sanatçılar için ' bir opera akademisi kurdu. Başkanhğına ünlü orkestra şeft Rk;afdoW«ti'fliB- - getirildiği Scala Opera Akademisi doçentliğine de ünlü sopranomuz Leyla Gencer atandı. Öte yandan yine artistik direktörlüğünü Leyla Gencer'in yapacağı ve merkezi ltalya olmak üzere EURO-Bottega adıyla bir Avrapa Genç Opera Sanatçılan Stüdyosu da kurulma aşamasında. Schubert'in doğumunun 200. yıldönümü çerçevesinde bu stüdyonun kuracağı bir genç sanatçılar ekibi, 1997'de çeşitli merkezlerde Schubert operalannı sahneleyecek. Donizetti'nin 200. yılı Avrupa'nın önemli kültür ve opera merkezlerinde kutlanıyor. Donizetti'nin bılinmeyen operalannı ortaya çıkararak ilk defa seslendiren Leyla Gencer, tüm bu merkezlerdeki anma törenlerine şeref konuğu olarak davet ediliyor. ^ 1 . Yüzyria Dogru Kaduüar Nereye1 • Kültür Servisi - tstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen "21. Yüzyıla Doğru Kadınlar Nereye" adlı panel bugün saat 16.30'da İstanbul Bilgi Üniversitesi Oditoryumu No: 39, Ayazağa, Maslak'ta gerçekleştiriliyor. Çağımız kadınlannın karşılaştıklan sorunlar ve bu sorunlann çözümlerinin üzerinde durulacağı panele Sosyoloji Bolümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Arus Yumul, Doç. Dr. Fatmagül Berktay, Dr. Aynur tlyasoğlu ve Ceyda Orhun katılacak. CRR'de Tasıl Musikisi' Kültür Servisi - Kurulduğu günden bu yana Türk müzik sanatı içinde en önemli icra biçimlerinden biri olan 'Fasıl Musikisi' alanında icra ömeklen sergileyen İstanbul Fasıl Toplulugu, bu akşam saat 19.30'da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda. Devlet Klasik Türk Müzıği Toplulugu ve İstanbul Radyosu'na mensup sanatçılann bir araya gelmesiyle oluşan İstanbul Fasıl Topluluğu'nun konseri iki bölümden oluşacak. Konserde bu türün günümüzdeki ustalanndan Nurettin Çelik'in 'serhaneliğiyle' fasılın aynlmaz bir parçası olan gazel formunun da seçkın örnekleri sunulacak. BUGUN • MURATHAN MUNGAN saat 16.30'da Sahne Foks'ta 'Aydının Konumu' başlıklı söyleşinin konuğu. (240 28 26) • OLMERO TOSCANI'nin 'Benetton İletişiminde 15YıhnHikâyesi' başlıklı sergisi saat 19.00'daKabataş Kültür Merkezi'nde açılıyor. • BORUSAN ODA ORKESTRASI saat 20.00 de Har- biye Askeri Müze'de, şef Saim Akçıl yönetiminde bir konser verecek. • MİZAH HAFTASI etkinlikleri kapsamında saat 14.00'de Kankatür ve Mizah Müzesi'nde '50.Sanat Yı- lında Mısük'la' başlıklı söyleşi yer alıyor. (521 12 64) • İLK ALKIŞLAR Şark Hayat'ın düzenlediği etkin- likler kapsamında saat 19.30'da Bahar Biricik, Julia K- erimova ve Eser Bilgeman'ın konseri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle