02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ İç borç stoku 3.6 katrilyon • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 1996 yıl sonu itibanyla 3 katrilyon 148 trilyon lira olan iç borç stoku 2 ayda 456 trilyon lıra artarak şubat sonunda 3 katrilyon 604 trilyon liraya yükseldi. Hazine mayıs ayında 323 trilyon lira iç borç geri ödemesi yapacak. Kamunun 1996 yılı sonunda 3 katrilyon 148 trilyon lira olan toplam iç borç stoku ocak sonunda 3 katrilyon 385 trilyon liraya, şubat sonunda da 3 katrilyon 604 trilyona çıktı. Stokun 1 katrilyon 668 trilyon liralık bölümü tahvilden. 1 katrilyon 513 trilyonluk bölümü de bono borçlanndan oluştu. Eximbank'tan turizmciye kredi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Eximbank. Türkiye'ye döviz kazandıran turizm seyahat acentelerine "turizm pazarlama kredisi" verileceğını bıldirdi. Tüzelkişiliğe sahip A grubu belgeli turizm seyahat acenteleri, son 12 ayda yurda bir milyon dolann üzerinde dövız girdisi saglamış olmak koşuluyla 500 bin dolara kadar kredi kullanabilecekler. Seyahat acentelennin proforma projesindeki toplam harcama miktannın en fazla yüzde 40'ı. 500 bın dolan aşmamak üzere kredilendirilecek. Vadesi 180 gün olarak betirlenen kredinin yüzde 67 olarak belirlenen faiz oranı. ekonomik koşullara göre değiştirilebilecek. Karacan'a suçlama JİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - lzmir Ticaret Borsast Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Özmen, SPK Başkanı Ali thsan Karacan'ın Türkiye'deki borsacılığın önünde bir engel olduğunu tdile getirerek "Bugün ptMKB. gelişmiyorsa veya »az gelişiyorsa Ali Ihsan Bey'in tutumundandır. Türkiye'de aba altından sopa göstermekle. polisiye tedbirlerle borsacılık gelişmez" diye konuştu. Her yeni kurulan borsanın kendi aracı kurumlannı kendisinin yaratacağını belirten Özmen. tZVlP'in de kendi aracı kurumlannı yaratacağını söyledi. 70 katrilyonluk işlem • ANKARA (ANKA) - tkincı el piyasalarda, geçen yıl yapılan işlemler 70 katrilyonu astı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) verilennden yapılan belirlemeye göre, 1996'da ıkincı el menkul kıymet piyasalannda yapılan işlemler, 1995 yılına göre yüzde 216.1 oranında artarak 70 katrilyon 318.9 trilyon liraya ulaştı. 1995 yılında 22 katrilyon 247.6 trilyon liralık işlem yapılmıştı. İhale Kantınu değiştipiliyop • ANKARA (AA) - Devlet ihalelerinde genel uygulama sonucu ortaya çıkan güçlüklerin giderilmesi ve değişen. gelışen ıhtiyaçlara cevap verilebilmesi amacıyla hazırlanan Devlet Ihale Kanunu'nda değişikliğı öngören taslağın bir ay içinde Bakanlar Kurulu'na sunulabileceği bildirildi. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanı Güngör Başol, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun bazı maddelerinde değişikliğe ilişkm tasannın, önceki dönemde TBMM'de kadük olduğunu hatırlatarak, bu konuda yeni bir çalışma yapıldığını söyledi. Ticani büyüme yüzde 4 • CENEVRE (AA) - Küresel düzeyde geçen yıl 5.1 trilyon dolartican mal ile 1.2 trilyon dolar tutannda da hizmet satışı gerçekleşti. Dünya Ticaret Orgütü (WTO) tarafından yapılan bir çalışmaya göre, küresel düzeyde geçen yıl gerçekleştirilen ve "hayalkınklığı" olarak nitelenen yüzde 4 oramndaki ticari büyümenın, bu yıl daha da artması bekleniyor. KİGEM: Anayasa Mahkemesi'nin kararı geçmiş özelleştirmeleri de etkiler Ozelleştirmeler iptal yolıında• KİGEM, Anayasa Mahkemesi'nin, Özelleştirme Yasası'nm, 3 gün önce değiştirilen ancak geçmiş dönemlerdeki KÎT satışlannı düzenleyen maddelerinin iptali yönünde verdiği karann, yapılan tüm ihaleleri etkileyeceğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Kamu İşletmecıligini Ge- liştirme Merkezi (KİGEM), Ana- yasa Mahkemesi'nin, Özelleştir- me Yasası'nın, 3 gün önce değiş- tirilen ancak geçmiş dönemlerde- ki KİT satışlannı düzenleyen de- ğer tespit ve ihale yöntemlerini belirleyen maddelerinin iptali yö- nünde verdiği karann, bugüne ka- dar yapılan tüm ihaleleri etkileye- ceğini bildirdi. KİGEM. dün yaptığı açıklama- da, Havaş ile Sümer Holding'in Nevşehırışletmesinin saüşının ip- tali için yerel mahkemelere yapı- lan başvuruda, Özelleştirme Ya- sası 'nın değer tespit ve ihale yön- temlerinin anayasaya aykmlığı- nın gerekçe gösterildiğini vurgu- ladı. Yerel mahkemelerin de bu gerekçelen doğru bularak Ana- yasa Mahkemesi'ne iptal başvu- rusunda bulunduğu vurgulanan açıklamada, Anayasa Mahkeme- si'nin ilgili iki maddeyi iptal et- misinin Havaş ve Sümer Hol- ding'in Nevşehir işletmesinin sa- tışmın iptali karannı doğrudan et- kileyeceği kaydedildi. Havaş ile Sümer Holding Nev- şehir tşletmesi dışında. birçok özelleştirme karannın iptali ıçin aynı gerekçeyle yerel mahkeme- lere başvurulduğu belirtilen açık- lamada, "Anayasa Mahkeme- si'nin bu kararı. sürmekte olan davaların tümü için bağlayıcı- dır" dendi. Hükümetin, Özelleştirme Ya- sası'nın, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen değer tespit ve ihale yöntemlerini düzenleyen madde- lerini 3 gün önce Resmi Gazete'de yayımlanan bir yasayla değiştirdi- ği belirtilen açıklamada, "Ancak bu değişiklik, yasa değişikliğinin yayımlandığı Resmi Gazete'ye kadar yapılan özelleştirme iş- lemlerinin anayasaya aykınhğı- nı değiştirmez" dendi. "İptal is- temi, idari mahkemelere açılan davalarla ilgili olduğu için Ana- yasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezlik kuralının bu durumda uygulanması söz ko- nusu olamaz" denen açıklamada, karann yerel mahkemelere iptal başvurusunda bulunulan tüm KİT satış ve ihalelerini etkıleyeceği kaydedildi. KtGEM'den yapılan açıklama- ya göre, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeler gerekçe gös- terilerek yerel mahkemelere ip- tali için başvuruda bulunulan özel- leştirme kararlan şöyle: "Havaş, Köytaş, Kümaş, Sü- merbank, Testaş, Etetaş, Sümer Holding'in 7, ORÜS'ün 8 işlet- mesi, Lalapaşa, Kars. Van, Gü- müşhane çimento fabrikaları, limanlar için açılan ihaleler." Açıklamada, satış kararlan çı- kan Denizbank. Anadolubank, Eti- bank, Deniz Nakliyat, Petlas. ÇİM- HOL. TURBAN, Ergani Çimen- to. Bozüyük Seramik, Konya Krom ışletmelerinm ihalelerinin de iptal edilen maddelere dayanı- larak yapıldığı belirtilerek, bu ka- rarlann iptali için de dava açıla- cağı bildirildi. Hükümetin, Anayasa Mahke- mesi'nin karannı beklemeden özelleştırmede değer tespit ve iha- le yöntemlerine ilişkin yaptığı ye- ni düzenlemelerin de anayasaya ay- kın olduğu belirtilen açıklamada, "KİGEM, TBMM'deki siyasi partilerimizin konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götünnesini bek- lemektedir" dendi. İsci emeklileri Farklar bayramdan sonraya kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Necati Çelik, iş- çi emekli aylıklanna yapılan ek zamdan doğan farklann ödeme- sinin bayramdan sonra yapılaca- ğını bildirdi. Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel, işçı emekli ay- lıklarına 1 Ocak 1997'den iriba- ren geçerli olmak üzere verilen yüzde 12-18 oranlan arastnda- kı ek zammın 14-16 nisan gün- lerinde ödenmesine ilişkin karar- namevi onayladı. Cumhurbakanı Demirel, işçi emeklilerine yılbaşmdan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 12-18 oranlannda ek zam verilmesini öngören karamame ile emekli ayhklannın bayramdan önce ödenmesine ilişkin kararname- yi onayladı. Cumhurbaşkanlı- ğı'ndan yapılan yazılı açıklama- da, karamameye göre, tahsis nu- maralannın son rakamı tek olan işçi emeklilerine 14 nisap pa- zartesi günü: son rakamı çift olanlara da 16 nisan çarşamba günü ayhklannın ödeneceği bil- dirildi. Açıklamada, işçi emek- li aylıklanna ek zam öngören kararnameyle gösterge ve üst gösterge tablolannın değiştin- lerek. sosyal yardım zammı da içinde olmak üzere en düşük emekli ayhğının 22 milyon 627 bın 465 liraya, en üst derecede emekli ayhğının ise 35 milyon 749 bin 893 liraya yükseltildiği belirtildi. Çalışma Bakanı Çelik ise, dün Türkiye İşçi Emeklileri Cemiye- ti'nce düzenlenen sempozyum- da, daha önce yaptığı "işçi emek- li aylıklanna verilen ek zam- dan doğan farklann bayram- dan önce ödeneceği"yönünde- kı açıklamasını değiştirdi. Çelik, SSK bilgisayarlannın yetersiz- liğıni gerekçe göstererek, ödeme- lerin bayramdan sonraya kaldı- ğını belirtti. Çelik. işçi emekli- lerine Temmuz 1996'dan bu ya- na yüzde 122'ye varan oranlar- da artış yapıldığını savunarak, "Bu dönemde enflasyon yüz- de 50 gerçekleşti. Enflasyonun 3 katı zam verdik. Bir kere de teşekkür edin yahu" dedi. Sabah gazetesinin kampanyasına katılanlar piyasaya göre zararda TV'de 'Sabah' karanhğıBERRIN ERSOY SAGLAM / TAR1K YILMAZ Promosyon gazeteciliğiyle hal- kı kandırmanın her geçen gün ye- ni örnekleri Türk basm tarihine ya- zılıyor. Sabah gazetesinden serri- fıka biriktiren okurlar, gazete fi- yatının kampanya bitim tarihine kadar artmaması durumunda bi- le televizyonlara piyasa fiyatlan- nın üzerinde sahip olacaklar. Sa- bah'ın "Söz veriyoruz, fıyatımız 1 dolar 50 cent'i geçmeyecek" başlığıyla verdiği duyuruyu yeri- ne getirmesı durumunda, kam- panya bitim tarihine kadar Sa- bah'ın fıyatının hızlı bir artış tren- di izleyerek 234 bin lira olması ge- rekiyor. Söz konusu dolara endeksli ar- tışlar göz önüne alındığında, oku- yuculann televizyon için ödediği para katlanıyor. Tüm sertifikalı gazetelenn okuyucuyu kandırdı- ğını söyleyen Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Mehmet Sevim, okuyuculara "tü- ketmenıe hakkınızı kullanın" çağnsında bulundu. Sabah gazetesinin geçen yıl 11 temmuzda başlattığı "365 kupo- na 37 ekran, 399 kupona 51 ek- ran televizyon" kampanyasında bitime 3 ay kala Sabah gazetesi- nin fiyatını 190 bin liraya çıkar- ması, televizyon almak için gün sa- Sabah'ın fiyat hareketi 15 15 18 17 17 31 7 7 Temmuz Kasım Aralık'96 Subat Mart Mart Nisan Nisan - 14 - 17 - 16 - 16 - 30 - 6 - 11 - 15 Kasım'96 Aralık'96 Şubat'97 Mart'97 Mart'97 Nisan'97 Temmuz'97" Ağustos'97" 50.000 60.000 80.000 90.000 120.000 170.000 190.000 190.000 127 33 61 28 14 7 96 131 6.350.000 1.980.000 4.880.000 2.520.000 1.680.000 1.190.000 18.240.000 24.890.000 37 ekran için toplam fiyat — 36.840.000 51 ekran için toplam fiyat — 43.490.000 '37 ekran ıçın bıtiş tanhı "51 ekran ıçtn bıtış tanhı yan okuyuculann çileden çıkma- sına neden oluyor. Bu karnpan- yayla 190 bin liralık fiyat sabit kalsa bile okuyucudan 37 ekran için 36 milyon 840 bin, 51 ekran televizyon için 43 milyon 870 bin lira toplanacak. Spot piyasada 37 ekran Sansui 23-25 milyon. 37 ekran Vestel ise 30-33 milyon li- radan satılıyor. Sabah'ın kupon- lanyla televizyon sahibi olmak is- teyen okuyuculann cebinden Ves- tel için 3-6 milyon, Sansui için ise 11-13 milyon lira daha fazla çıkmış olacak. Gazete, her iki mar- ka için aynı kuponu biriktiren oku- yuculann seçim hakkını teslim ahrken kullanabileceğini savunu- yor. Verilen televizyonlann üretici fırmalara fıyatlannı sorduğumuz- da. Sabah gazetesi için üretim yap- rığını söyleyen Panltı Elektronik yetkilileri, gümrükte mal olma- dığı için toptan fiyat veremeyecek- lerini ifade ederlerken Vestel mar- ka televizyonlann bayi alış fıyat- lannın 37 ekran televizyon için 37 milyon 410 bin lira, 51 ekran televizyon için 49 milyon 180 bin lira olduğunu söylediler. Ancak Sabah Pazarlama'nın yürüttüğü bir kampanya ile 3 7 ekran televiz- yonlara yaklaşık 37 milyon lira- ya, 51 ekran televizyonlara yak- laşık 44 milyon liraya sahip olu- nabileceği görünüyor. Ancak bu rakamlara dolara endeksli gazete fıyatı ve teslim tarihi gibi dezavan- tajlareklenınce, vurgunun boyut- lan daha da artıyor. Doğubank pi- yasasında 37 ekran Sansui 23- 25 milyon, 51 ekran ise 33 milyon TL'den satılıyor. Sabah'ın İcupon vermeye baş- ladıği tarihten bu yana fiyatı do- lar bazında hızlı bir trend izledı. Dolar bazında bakıldığında fiyat 50 ve 60 bin lira olduğu dönem- lerde 0.61 dolar seviyesinde sey- rederken 80 ve 90 bin lira olduğu dönemde 0.75 dolar. 120 bin lira olduğu dönemde 0.95 dolar. bir hafta süren 170 bin lira süresince 1.34 dolar seviyesinde oldu. Son yapılan zam ile gazetenin fıyatı 1.49 seviyesine yükseldi. Sabah. geçen günlerde okuyuculanna "Fiyatımız 1 dolar 50 cent'i geç- meyecek" sözü verdi. Bankacılar, dolann fiyatının temmuz başında 159 bin 500 lira olmasını bekliyor. Bu durumda, 1.50 dolar karşılığı gazete fıyatının 240 bin (238.750 bin) sevıyelerinde seyretmesi ge- rekiyor. Boykot çağrısı Okuyuculara "tüketmeme hak- kınızı kullamn" çağnsında bulu- nan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Mehmet Sevim, basındatekkelleşme konu- sunda Rekabet Kurulu'nu göreve çağırdı. Dağıtım şirketleri ve ba- sının tekelleşmesinin okuy,ucu açısmdan birçok sorunu berabe- nnde getirdığini söyleyen Sevim, asıl görevin okuyuculara düştü- ğünübelirterek "Okuyucu gazete okumak istiyorsa sadece gazete almalı. Promosyonlara kan- mamalı" dedi. İlk 6 ay için öngörülen yüzde 38'lik zam ve eşel mobil sisteminde anlaşmazlık Kamu sözleşmelerinde ilerleme ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kamu kesiminde çalışan 500 bının üzerinde işçiyi ilgilendiren toplusözleşme görüşmelerinde iler- leme sağlandığı bildirildi. Türk-Iş Genel Başkanı Bayram Meral, 8 milyon liralık seyyanen artış ve 3.5 milyon liralık kıdem zammının her- kese ücret artışlanndan sonra uy- gulanması konulanndaanlaşmaya vanldığını. ancak yüzde 38lik zam ve ikinci 6 ayın başından itibaren ücretlerin enflasyon oranında artı- şı anlamına gelen eşel-mobil siste- minde uzlaşmazlık çıktığını kaydet- ti.Türk-lş, aylık enflasyon yerine al- tı aylık ya da üç aylık enflasyona göre ücretlerin arttınlmasını istiyor. DYPli Devlet Bakanı Nevzat Er- can'ın bugün hacca gitmesi duru- munda toplusözleşme görüşmele- rini başka bir bakan yürütecek. Nevzat Ercan ve RP'li Devlet Bakanı Mehmet Altınsoy la dün Kamu sözleşmelerinde anlaşma sağlanamazsa işçi sokağa dökülecek. gece gerçekleştirilen görüşmeler- den sonra açıklama yapan Meral. dün Bursa'ya giderken. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in kendı- sine yüzde 38'lik zammı aşmama konusunda iki sendikava söz ver- diğıni söylediğinı aktanrken bu- nun yanhş olduğunu söyledi. "Bu- rada fazla alınmışsa, farklılık varsa onlara da uygulansın. Hep- si bizim üyemiz" dıyen Meral, "Baska türlü telafi edelim dedi- ler, onun üzerinde çalışılıyor" dedi. Meral. hükümetin 8 milyon lira seyyanen yapılacak iyileştir- meyi kabul ettiğini belirtirİcen, 24- 30 milyon arasındaki ücretlere de 2 milyon liralık ek iyileştırme ıs- tediklerini, ancak hükümetin 1 mil- yon 400 bin lira önerdiğıni kaydet- ti. Meral. taban ücretin de 22 mil- yon lira civanna çıkanlmasını is- tediklerini bildirdi. Buna göre 17 milyon 10 bin liralık ücrete 5 mil- yon lira seyyanen zam yapılması ge- rekıyor. Bir sendikanın daha sözleşme imzaladığını söyleyen Meral, Ha- va-tş'in anımsatılması üzerine, "Onların ücret artışı yüzde 40. Ama kıdem zamları düşük. Önemli olan cebe giren para" dedi. Demıryol-İş ve Şeker-İş'ın ardmdan DokGemi-Iş, Ağaç-lş ve Hava-lş'in de sözleşmelerini im- zaladığı öğrenildi. TUGIAD kamuda yozlaşmayı tartışıyor • TÜGÎAD raporunda özel sektörün, yatınma harcayacağı parayı riske atmayıp özelleştirilen KİT'lerin bir veya birkaçını ucuza almayı yeğlemesi eleştirilirken özelleştirmenin "iktidar ile baskı ve çıkar gruplannın çıkarlannın kesiştiği yer" haline geldiği belirtildi. Ekonomi Servisi - Türkiye Genç İşadamlan Derneği (TÜGİAD), "Kamu Yönetiminde Yozlaşma ve Rüşvet" adıyla yayımlanan yeni raporunun 1980- 1994 yolsuzluk olaylanndan ömekler verildiği bölümünde. özellikle 1990 sonrası özelleştirme uygulamalannda "devlet eliyle bazı kişi ve kuruluşlara büyük ekonomik çıkarlar sağlayan rantlar oluşturulduğu" ifadesi yer aldı. Özel sektörün yatınma harcayacağı parayi nske atmayıp, özelleştirilen KlT'lerin bir veya birkaçını ucuza almayı yeğlemesi eleştirilirken, özelleştirmenin "siyasal iktidar ile baskı ve çıkar gruplannın özel çıkarlannın kesiştiği yer" haline geldiği belirtildi. TÜGİAD'ın ^2000'li Yıllara Doğru Türkiye'nin Önde Gelen Sorunlarına Yaklaşımlar" adlı dizisinin 23'üncüsü olan raporun sonuç bölümünde, kamu yönetiminin sorunlanna yapısal yaklaşımlar yerine klasik hukuk kurallan ile sorun çözme mantığının yanlışlığı tartişılıyor. Mevcut siyasal ve yönetsel sistemin Türkiye'yi 2000'li yıllara götüremeyeceği, yozlaşmadan ancak bir yeniden yapılanma ile kurtulmanın mümkün olduğu sonucuna vanlıyor. Siyasal ve yönetsel yozlaşmanın nedenleri. türleri, tarihsel gelişimi ve Türkiye'den örneklerin yanı sıra çözüm önerileri de yer ahyor. TÜStAD'ın da üzerinde durduğu 'ombudsmanlık' (kamu denetçiliği) kurumunun işlevsel olarak görev yapabilmesini sağlayacak yasal düzenlemeler isteniyor. Rüşvet olgusu flhan Tekeli ve Gencay Şaylan'dan alman şu cümle ile ifade ediliyor: "Rüşvet, karar yetkisini elinde bulunduran kişinin karar pozisyonundan doğan bir ranttır." TÜGlATJ'ın raporunda aynca kamu sektörünün ulusal ekonomi içerisindekı payının küçültülememesinin "devletin suni olarak oluşturduğu rantlar"a yönelik etkinlikleri arttırdığı yorumu yer alıyor. Aynca bütçe dışı fonlann, son yıllarda giderek artan bır biçimde parlamento denetiminden kaçış ve keyfi harcamanın politik aracı haline geldiği görüşüne yer veriliyor. YORUM OZTIN AKGUÇ Bankalarda Dereceleme (Reyting) Bankaların açıklanan 1996 yılı dönem kârları bir önceki yıla göre önemli artışlar göstermekle be- raber, uluslararası dereceleme (reyting) fırmalan ta- rafından bankalarımıza verilen notlargenelde dü- şük düzeyde kalmaktadır. Bankalar "A", "B", "C" ve "D" not veya puan- ları iledeğerlendirilmektedirler. Puanlamada ban- kanın büyüklüğü, ekonomideki yeri gibi etkenle- rin yanı sıra, sermaye yeterliliği, yükümlülüklerini karşılama gücü, taşıdığı riskler, risklerin dağılımı, kâriılığı, verimliliği, yönetim etkinliği, açıklanan bil- gilerin doğaıluk derecesi gibi hususlar da dikka- te alınmaktadır. "A" puanı ile değerlendiıilen bankalar, serma- yeleri yeterli, riskleri çok az, ödeme güçleri yük- sek, açıkladıklan bilgiler saglıklı, yönetim sorunu olmayan, büyük ekonomide etkinlikleri, ağırlıkla- rı fazla olan bankalardır. Bu kapasitede bir ban- kanın, banka paniklerinde, para ve sermaye piya- sası bunalımlarındazordurumadüşmesi,yüküm- lüiüklerini yerine getirememesi beklenemez. "B" olarak derecelendirilen bankalar, sağlam ol- makla beraber, sınırlı da olsa risk, kredi riski taşı- yan bankalardır. Bu tür bankalar gerektiğinde or- taklarından, destek alabilirler, güçlü bir ortak ya- pısı vardır. "A" olarak derecelendirilen bir banka- nın, başanmı (perfonmansı) düştüğünde, riskleri bir ölçüde arttığında "6" puanı verilmektedir. "C" notu verilen bankaların, iyileştirilmesi, dü- zeltilmesi gereklı eksiklikleri vardır. Bu tür banka- lar ekonomideki olumsuz gelişmelerden kolayca etkilenebilirler. Eksikliklere sermaye yetersizliği, kredilerin belirii kişi veya gruplar üzerinde yoğun- laşması, başarımın ve finansal oranlarının düşük oluşu, bankanın yeterli bir büyüklüğe ulaşamama- sı, örnek olarak verilebilir. Bankanın açıkladığı fi- nansal tablolann güvenilir görüimemesi banka yö- netimi hakkında yeterli açıklıkla bilgi edinilememe- si de, "C" puanı verilmesinde etkili olmaktadır. Bu gruba giren bankalann daha yakından izlenmesi ve incelenmesi gerekir. "C" kategorisine giren bankaların güven verebilmesi için, finansal açıdan daha saglıklı duruma gelmeleri gerekir. "D" olarak derecelendirilen bankaların önemli sayıları vardır; bu sorunlara çözüm bulunamadı- ğı durumlarda, bankanın varlığını sürdünmesi teh- likeye girebilir. Bu grup bankalann sermaye yeter- sizliği akışında önemli kredi riskleri vardır. Türkiye'de faaliyette bulunan bankaların ge- nelde yüksek kâr açıklamalarına karşın derecele- rindirilmelerinde genellikle puanları düşük olmak- ta, basında yer alan bilgilere göre, önemli bir bö- lümü "D" puanı ile değerlendirilmektedir. Bankalann temel sorunlarından biri sermaye ye- tersizliği ve sermaye yapılarının saglıklı olmama- sıdır. Bankaların özkaynakları oranında reel kay- nak girişi sağlayan yeniden değerleme değer ar- tışları önemli bir paya sahip olmakta, bazı banka- larda yeniden değerteme değer artışının özkaynak- lar içindeki payı yüzde 40.0'a yaklaşmaktadır. Bankalar olağan faaliyetleri sonucu özkaynak ya- ratmamakta, yedek akçelerin özkaynaklar içinde- ki payı son derece düşük düzeyde bulunmakta- dır. Bu nedenle bankalar, özkaynakları yaratmak için sık olarak sermaye artışına gitmek zorunda kal- maktadırlar. AçıKlanan bilançolarda gelir tahakkuklarının, bankacılık diliyle gelir reeskontlarının yüksekliği, buna karşı gider tahakkuklarının düşüklüğü, tah- sili gecıkmiş kredilerin kredileri oranının yüzde 1- 2 gibi çok düşük düzeylerde bulunması, özel ta- kibe alınan kredilerin hemen hemen yokluğu, ban- ka bilançoları konusunda bazı soru işaretleri do- ğurmaktadır. Gelir tahakkukları ile gider tahak- kukları arasında önemli farklann bulunması, ya bankada variıklarla kaynaklar arasında önemli va- de uyumsuzluğunu gösterir veya reeskontların çok saglıklı olmadığını gösterir. Faiz gelirleri eko- nomik olarak elde edilmediği sürece, vergiye ta- bi olmadığından, gelir tahakkuklarının yüksekliği banka kârını arttırdığı halde, o dönem için bir ver- gi ödeme yükümlülüğü de getirmemektedir. Bankaların açıkladıklan dönem kârları ile mali kârlan arasında önemli farklar bulunmaktadır. Ma- li kârlar, daha açık bir deyişle vergiye tabi kâr ka- muoyuna açıklanmamaktadır. Ancak bankaların ayırdıkları vergi karşılıklarının dönem kânna ora- nının düşük oluşu mali kârlannın dönem kârları- nın çok altında olduğunu göstermektedir. Banka- larda dönem kârının mali kâra eşit olması duru- munda, halka kapalı bankalarda vergi yükünün yüzde 440'e, halka açık alanlarda da yüzde 35.75'e yükselmesi gerekir. Halbuki bankalarda vergi yü- kü, dönem kânna göre yüzde 20-25 dolayında kalmaktadır. Makyajlabelki, konuları bilmeyen, irdelemeyen kamuoyuna başan iletisi verilebilir, ama dereceleme yükseltilemez. 'Siyasi Partiler Farkfı dünya görüşlerinin önde gelen dört temsilcisi; aündemin en çarpıcı konusunu ırtişrpor. NTV TARTISA TARTISA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle