Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 NİSAN 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
İç borç stoku
3.6 katrilyon
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
1996 yıl sonu itibanyla 3
katrilyon 148 trilyon lira
olan iç borç stoku 2 ayda
456 trilyon lıra artarak
şubat sonunda 3 katrilyon
604 trilyon liraya yükseldi.
Hazine mayıs ayında 323
trilyon lira iç borç geri
ödemesi yapacak.
Kamunun 1996 yılı
sonunda 3 katrilyon 148
trilyon lira olan toplam iç
borç stoku ocak sonunda 3
katrilyon 385 trilyon liraya,
şubat sonunda da 3
katrilyon 604 trilyona çıktı.
Stokun 1 katrilyon 668
trilyon liralık bölümü
tahvilden. 1 katrilyon 513
trilyonluk bölümü de bono
borçlanndan oluştu.
Eximbank'tan
turizmciye kredi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Eximbank.
Türkiye'ye döviz
kazandıran turizm seyahat
acentelerine "turizm
pazarlama kredisi"
verileceğını bıldirdi.
Tüzelkişiliğe sahip A
grubu belgeli turizm
seyahat acenteleri, son 12
ayda yurda bir milyon
dolann üzerinde dövız
girdisi saglamış olmak
koşuluyla 500 bin dolara
kadar kredi
kullanabilecekler. Seyahat
acentelennin proforma
projesindeki toplam
harcama miktannın en
fazla yüzde 40'ı. 500 bın
dolan aşmamak üzere
kredilendirilecek. Vadesi
180 gün olarak betirlenen
kredinin yüzde 67 olarak
belirlenen faiz oranı.
ekonomik koşullara göre
değiştirilebilecek.
Karacan'a
suçlama
JİZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - lzmir
Ticaret Borsast Yönetim
Kurulu Başkanı Hasan
Özmen, SPK Başkanı Ali
thsan Karacan'ın
Türkiye'deki borsacılığın
önünde bir engel olduğunu
tdile getirerek "Bugün
ptMKB. gelişmiyorsa veya
»az gelişiyorsa Ali Ihsan
Bey'in tutumundandır.
Türkiye'de aba altından
sopa göstermekle. polisiye
tedbirlerle borsacılık
gelişmez" diye konuştu.
Her yeni kurulan borsanın
kendi aracı kurumlannı
kendisinin yaratacağını
belirten Özmen. tZVlP'in
de kendi aracı kurumlannı
yaratacağını söyledi.
70 katrilyonluk
işlem
• ANKARA (ANKA) -
tkincı el piyasalarda,
geçen yıl yapılan işlemler
70 katrilyonu astı.
Sermaye Piyasası Kurulu
(SPK) verilennden yapılan
belirlemeye göre, 1996'da
ıkincı el menkul kıymet
piyasalannda yapılan
işlemler, 1995 yılına göre
yüzde 216.1 oranında
artarak 70 katrilyon 318.9
trilyon liraya ulaştı. 1995
yılında 22 katrilyon 247.6
trilyon liralık işlem
yapılmıştı.
İhale Kantınu
değiştipiliyop
• ANKARA (AA) -
Devlet ihalelerinde genel
uygulama sonucu ortaya
çıkan güçlüklerin
giderilmesi ve değişen.
gelışen ıhtiyaçlara cevap
verilebilmesi amacıyla
hazırlanan Devlet Ihale
Kanunu'nda değişikliğı
öngören taslağın bir ay
içinde Bakanlar Kurulu'na
sunulabileceği bildirildi.
Bayındırlık ve Iskân
Bakanlığı Yüksek Fen
Kurulu Başkanı Güngör
Başol, 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu'nun bazı
maddelerinde değişikliğe
ilişkm tasannın, önceki
dönemde TBMM'de kadük
olduğunu hatırlatarak, bu
konuda yeni bir çalışma
yapıldığını söyledi.
Ticani büyüme
yüzde 4
• CENEVRE (AA) -
Küresel düzeyde geçen yıl
5.1 trilyon dolartican mal
ile 1.2 trilyon dolar
tutannda da hizmet satışı
gerçekleşti. Dünya Ticaret
Orgütü (WTO) tarafından
yapılan bir çalışmaya göre,
küresel düzeyde geçen yıl
gerçekleştirilen ve
"hayalkınklığı" olarak
nitelenen yüzde 4
oramndaki ticari
büyümenın, bu yıl daha da
artması bekleniyor.
KİGEM: Anayasa Mahkemesi'nin kararı geçmiş özelleştirmeleri de etkiler
Ozelleştirmeler iptal yolıında• KİGEM, Anayasa Mahkemesi'nin, Özelleştirme
Yasası'nm, 3 gün önce değiştirilen ancak geçmiş
dönemlerdeki KÎT satışlannı düzenleyen
maddelerinin iptali yönünde verdiği karann, yapılan
tüm ihaleleri etkileyeceğini bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Kamu İşletmecıligini Ge-
liştirme Merkezi (KİGEM), Ana-
yasa Mahkemesi'nin, Özelleştir-
me Yasası'nın, 3 gün önce değiş-
tirilen ancak geçmiş dönemlerde-
ki KİT satışlannı düzenleyen de-
ğer tespit ve ihale yöntemlerini
belirleyen maddelerinin iptali yö-
nünde verdiği karann, bugüne ka-
dar yapılan tüm ihaleleri etkileye-
ceğini bildirdi.
KİGEM. dün yaptığı açıklama-
da, Havaş ile Sümer Holding'in
Nevşehırışletmesinin saüşının ip-
tali için yerel mahkemelere yapı-
lan başvuruda, Özelleştirme Ya-
sası 'nın değer tespit ve ihale yön-
temlerinin anayasaya aykmlığı-
nın gerekçe gösterildiğini vurgu-
ladı. Yerel mahkemelerin de bu
gerekçelen doğru bularak Ana-
yasa Mahkemesi'ne iptal başvu-
rusunda bulunduğu vurgulanan
açıklamada, Anayasa Mahkeme-
si'nin ilgili iki maddeyi iptal et-
misinin Havaş ve Sümer Hol-
ding'in Nevşehir işletmesinin sa-
tışmın iptali karannı doğrudan et-
kileyeceği kaydedildi.
Havaş ile Sümer Holding Nev-
şehir tşletmesi dışında. birçok
özelleştirme karannın iptali ıçin
aynı gerekçeyle yerel mahkeme-
lere başvurulduğu belirtilen açık-
lamada, "Anayasa Mahkeme-
si'nin bu kararı. sürmekte olan
davaların tümü için bağlayıcı-
dır" dendi.
Hükümetin, Özelleştirme Ya-
sası'nın, Anayasa Mahkemesi'nce
iptal edilen değer tespit ve ihale
yöntemlerini düzenleyen madde-
lerini 3 gün önce Resmi Gazete'de
yayımlanan bir yasayla değiştirdi-
ği belirtilen açıklamada, "Ancak
bu değişiklik, yasa değişikliğinin
yayımlandığı Resmi Gazete'ye
kadar yapılan özelleştirme iş-
lemlerinin anayasaya aykınhğı-
nı değiştirmez" dendi. "İptal is-
temi, idari mahkemelere açılan
davalarla ilgili olduğu için Ana-
yasa Mahkemesi kararlarının
geriye yürümezlik kuralının bu
durumda uygulanması söz ko-
nusu olamaz" denen açıklamada,
karann yerel mahkemelere iptal
başvurusunda bulunulan tüm KİT
satış ve ihalelerini etkıleyeceği
kaydedildi.
KtGEM'den yapılan açıklama-
ya göre, Anayasa Mahkemesi'nin
iptal ettiği maddeler gerekçe gös-
terilerek yerel mahkemelere ip-
tali için başvuruda bulunulan özel-
leştirme kararlan şöyle:
"Havaş, Köytaş, Kümaş, Sü-
merbank, Testaş, Etetaş, Sümer
Holding'in 7, ORÜS'ün 8 işlet-
mesi, Lalapaşa, Kars. Van, Gü-
müşhane çimento fabrikaları,
limanlar için açılan ihaleler."
Açıklamada, satış kararlan çı-
kan Denizbank. Anadolubank, Eti-
bank, Deniz Nakliyat, Petlas. ÇİM-
HOL. TURBAN, Ergani Çimen-
to. Bozüyük Seramik, Konya
Krom ışletmelerinm ihalelerinin
de iptal edilen maddelere dayanı-
larak yapıldığı belirtilerek, bu ka-
rarlann iptali için de dava açıla-
cağı bildirildi.
Hükümetin, Anayasa Mahke-
mesi'nin karannı beklemeden
özelleştırmede değer tespit ve iha-
le yöntemlerine ilişkin yaptığı ye-
ni düzenlemelerin de anayasaya ay-
kın olduğu belirtilen açıklamada,
"KİGEM, TBMM'deki siyasi
partilerimizin konuyu Anayasa
Mahkemesi'ne götünnesini bek-
lemektedir" dendi.
İsci emeklileri
Farklar
bayramdan
sonraya
kaldı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Necati Çelik, iş-
çi emekli aylıklanna yapılan ek
zamdan doğan farklann ödeme-
sinin bayramdan sonra yapılaca-
ğını bildirdi. Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel, işçı emekli ay-
lıklarına 1 Ocak 1997'den iriba-
ren geçerli olmak üzere verilen
yüzde 12-18 oranlan arastnda-
kı ek zammın 14-16 nisan gün-
lerinde ödenmesine ilişkin karar-
namevi onayladı.
Cumhurbakanı Demirel, işçi
emeklilerine yılbaşmdan itibaren
geçerli olmak üzere yüzde 12-18
oranlannda ek zam verilmesini
öngören karamame ile emekli
ayhklannın bayramdan önce
ödenmesine ilişkin kararname-
yi onayladı. Cumhurbaşkanlı-
ğı'ndan yapılan yazılı açıklama-
da, karamameye göre, tahsis nu-
maralannın son rakamı tek olan
işçi emeklilerine 14 nisap pa-
zartesi günü: son rakamı çift
olanlara da 16 nisan çarşamba
günü ayhklannın ödeneceği bil-
dirildi. Açıklamada, işçi emek-
li aylıklanna ek zam öngören
kararnameyle gösterge ve üst
gösterge tablolannın değiştin-
lerek. sosyal yardım zammı da
içinde olmak üzere en düşük
emekli ayhğının 22 milyon 627
bın 465 liraya, en üst derecede
emekli ayhğının ise 35 milyon
749 bin 893 liraya yükseltildiği
belirtildi.
Çalışma Bakanı Çelik ise, dün
Türkiye İşçi Emeklileri Cemiye-
ti'nce düzenlenen sempozyum-
da, daha önce yaptığı "işçi emek-
li aylıklanna verilen ek zam-
dan doğan farklann bayram-
dan önce ödeneceği"yönünde-
kı açıklamasını değiştirdi. Çelik,
SSK bilgisayarlannın yetersiz-
liğıni gerekçe göstererek, ödeme-
lerin bayramdan sonraya kaldı-
ğını belirtti. Çelik. işçi emekli-
lerine Temmuz 1996'dan bu ya-
na yüzde 122'ye varan oranlar-
da artış yapıldığını savunarak,
"Bu dönemde enflasyon yüz-
de 50 gerçekleşti. Enflasyonun
3 katı zam verdik. Bir kere de
teşekkür edin yahu" dedi.
Sabah gazetesinin kampanyasına katılanlar piyasaya göre zararda
TV'de 'Sabah' karanhğıBERRIN ERSOY SAGLAM /
TAR1K YILMAZ
Promosyon gazeteciliğiyle hal-
kı kandırmanın her geçen gün ye-
ni örnekleri Türk basm tarihine ya-
zılıyor. Sabah gazetesinden serri-
fıka biriktiren okurlar, gazete fi-
yatının kampanya bitim tarihine
kadar artmaması durumunda bi-
le televizyonlara piyasa fiyatlan-
nın üzerinde sahip olacaklar. Sa-
bah'ın "Söz veriyoruz, fıyatımız
1 dolar 50 cent'i geçmeyecek"
başlığıyla verdiği duyuruyu yeri-
ne getirmesı durumunda, kam-
panya bitim tarihine kadar Sa-
bah'ın fıyatının hızlı bir artış tren-
di izleyerek 234 bin lira olması ge-
rekiyor.
Söz konusu dolara endeksli ar-
tışlar göz önüne alındığında, oku-
yuculann televizyon için ödediği
para katlanıyor. Tüm sertifikalı
gazetelenn okuyucuyu kandırdı-
ğını söyleyen Tüketiciyi Koruma
Derneği (TÜKODER) Başkanı
Mehmet Sevim, okuyuculara "tü-
ketmenıe hakkınızı kullanın"
çağnsında bulundu.
Sabah gazetesinin geçen yıl 11
temmuzda başlattığı "365 kupo-
na 37 ekran, 399 kupona 51 ek-
ran televizyon" kampanyasında
bitime 3 ay kala Sabah gazetesi-
nin fiyatını 190 bin liraya çıkar-
ması, televizyon almak için gün sa-
Sabah'ın fiyat hareketi
15
15
18
17
17
31
7
7
Temmuz
Kasım
Aralık'96
Subat
Mart
Mart
Nisan
Nisan
- 14
- 17
- 16
- 16
- 30
- 6
- 11
- 15
Kasım'96
Aralık'96
Şubat'97
Mart'97
Mart'97
Nisan'97
Temmuz'97"
Ağustos'97"
50.000
60.000
80.000
90.000
120.000
170.000
190.000
190.000
127
33
61
28
14
7
96
131
6.350.000
1.980.000
4.880.000
2.520.000
1.680.000
1.190.000
18.240.000
24.890.000
37 ekran için toplam fiyat — 36.840.000
51 ekran için toplam fiyat — 43.490.000
'37 ekran ıçın bıtiş tanhı
"51 ekran ıçtn bıtış tanhı
yan okuyuculann çileden çıkma-
sına neden oluyor. Bu karnpan-
yayla 190 bin liralık fiyat sabit
kalsa bile okuyucudan 37 ekran
için 36 milyon 840 bin, 51 ekran
televizyon için 43 milyon 870 bin
lira toplanacak. Spot piyasada 37
ekran Sansui 23-25 milyon. 37
ekran Vestel ise 30-33 milyon li-
radan satılıyor. Sabah'ın kupon-
lanyla televizyon sahibi olmak is-
teyen okuyuculann cebinden Ves-
tel için 3-6 milyon, Sansui için
ise 11-13 milyon lira daha fazla
çıkmış olacak. Gazete, her iki mar-
ka için aynı kuponu biriktiren oku-
yuculann seçim hakkını teslim
ahrken kullanabileceğini savunu-
yor.
Verilen televizyonlann üretici
fırmalara fıyatlannı sorduğumuz-
da. Sabah gazetesi için üretim yap-
rığını söyleyen Panltı Elektronik
yetkilileri, gümrükte mal olma-
dığı için toptan fiyat veremeyecek-
lerini ifade ederlerken Vestel mar-
ka televizyonlann bayi alış fıyat-
lannın 37 ekran televizyon için
37 milyon 410 bin lira, 51 ekran
televizyon için 49 milyon 180 bin
lira olduğunu söylediler. Ancak
Sabah Pazarlama'nın yürüttüğü
bir kampanya ile 3 7 ekran televiz-
yonlara yaklaşık 37 milyon lira-
ya, 51 ekran televizyonlara yak-
laşık 44 milyon liraya sahip olu-
nabileceği görünüyor. Ancak bu
rakamlara dolara endeksli gazete
fıyatı ve teslim tarihi gibi dezavan-
tajlareklenınce, vurgunun boyut-
lan daha da artıyor. Doğubank pi-
yasasında 37 ekran Sansui 23-
25 milyon, 51 ekran ise 33 milyon
TL'den satılıyor.
Sabah'ın İcupon vermeye baş-
ladıği tarihten bu yana fiyatı do-
lar bazında hızlı bir trend izledı.
Dolar bazında bakıldığında fiyat
50 ve 60 bin lira olduğu dönem-
lerde 0.61 dolar seviyesinde sey-
rederken 80 ve 90 bin lira olduğu
dönemde 0.75 dolar. 120 bin lira
olduğu dönemde 0.95 dolar. bir
hafta süren 170 bin lira süresince
1.34 dolar seviyesinde oldu. Son
yapılan zam ile gazetenin fıyatı
1.49 seviyesine yükseldi. Sabah.
geçen günlerde okuyuculanna
"Fiyatımız 1 dolar 50 cent'i geç-
meyecek" sözü verdi. Bankacılar,
dolann fiyatının temmuz başında
159 bin 500 lira olmasını bekliyor.
Bu durumda, 1.50 dolar karşılığı
gazete fıyatının 240 bin (238.750
bin) sevıyelerinde seyretmesi ge-
rekiyor.
Boykot çağrısı
Okuyuculara "tüketmeme hak-
kınızı kullamn" çağnsında bulu-
nan Tüketiciyi Koruma Derneği
(TÜKODER) Başkanı Mehmet
Sevim, basındatekkelleşme konu-
sunda Rekabet Kurulu'nu göreve
çağırdı. Dağıtım şirketleri ve ba-
sının tekelleşmesinin okuy,ucu
açısmdan birçok sorunu berabe-
nnde getirdığini söyleyen Sevim,
asıl görevin okuyuculara düştü-
ğünübelirterek "Okuyucu gazete
okumak istiyorsa sadece gazete
almalı. Promosyonlara kan-
mamalı" dedi.
İlk 6 ay için öngörülen yüzde 38'lik zam ve eşel mobil sisteminde anlaşmazlık
Kamu sözleşmelerinde ilerleme
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Kamu kesiminde çalışan 500
bının üzerinde işçiyi ilgilendiren
toplusözleşme görüşmelerinde iler-
leme sağlandığı bildirildi. Türk-Iş
Genel Başkanı Bayram Meral, 8
milyon liralık seyyanen artış ve 3.5
milyon liralık kıdem zammının her-
kese ücret artışlanndan sonra uy-
gulanması konulanndaanlaşmaya
vanldığını. ancak yüzde 38lik zam
ve ikinci 6 ayın başından itibaren
ücretlerin enflasyon oranında artı-
şı anlamına gelen eşel-mobil siste-
minde uzlaşmazlık çıktığını kaydet-
ti.Türk-lş, aylık enflasyon yerine al-
tı aylık ya da üç aylık enflasyona
göre ücretlerin arttınlmasını istiyor.
DYPli Devlet Bakanı Nevzat Er-
can'ın bugün hacca gitmesi duru-
munda toplusözleşme görüşmele-
rini başka bir bakan yürütecek.
Nevzat Ercan ve RP'li Devlet
Bakanı Mehmet Altınsoy la dün
Kamu sözleşmelerinde anlaşma sağlanamazsa işçi sokağa dökülecek.
gece gerçekleştirilen görüşmeler-
den sonra açıklama yapan Meral.
dün Bursa'ya giderken. Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in kendı-
sine yüzde 38'lik zammı aşmama
konusunda iki sendikava söz ver-
diğıni söylediğinı aktanrken bu-
nun yanhş olduğunu söyledi. "Bu-
rada fazla alınmışsa, farklılık
varsa onlara da uygulansın. Hep-
si bizim üyemiz" dıyen Meral,
"Baska türlü telafi edelim dedi-
ler, onun üzerinde çalışılıyor"
dedi. Meral. hükümetin 8 milyon
lira seyyanen yapılacak iyileştir-
meyi kabul ettiğini belirtirİcen, 24-
30 milyon arasındaki ücretlere de
2 milyon liralık ek iyileştırme ıs-
tediklerini, ancak hükümetin 1 mil-
yon 400 bin lira önerdiğıni kaydet-
ti. Meral. taban ücretin de 22 mil-
yon lira civanna çıkanlmasını is-
tediklerini bildirdi. Buna göre 17
milyon 10 bin liralık ücrete 5 mil-
yon lira seyyanen zam yapılması ge-
rekıyor.
Bir sendikanın daha sözleşme
imzaladığını söyleyen Meral, Ha-
va-tş'in anımsatılması üzerine,
"Onların ücret artışı yüzde 40.
Ama kıdem zamları düşük.
Önemli olan cebe giren para"
dedi. Demıryol-İş ve Şeker-İş'ın
ardmdan DokGemi-Iş, Ağaç-lş ve
Hava-lş'in de sözleşmelerini im-
zaladığı öğrenildi.
TUGIAD kamuda
yozlaşmayı tartışıyor
• TÜGÎAD raporunda özel sektörün, yatınma
harcayacağı parayı riske atmayıp özelleştirilen KİT'lerin
bir veya birkaçını ucuza almayı yeğlemesi eleştirilirken
özelleştirmenin "iktidar ile baskı ve çıkar gruplannın
çıkarlannın kesiştiği yer" haline geldiği belirtildi.
Ekonomi Servisi - Türkiye Genç
İşadamlan Derneği (TÜGİAD), "Kamu
Yönetiminde Yozlaşma ve Rüşvet"
adıyla yayımlanan yeni raporunun 1980-
1994 yolsuzluk olaylanndan ömekler
verildiği bölümünde. özellikle 1990
sonrası özelleştirme uygulamalannda
"devlet eliyle bazı kişi ve kuruluşlara
büyük ekonomik çıkarlar sağlayan
rantlar oluşturulduğu" ifadesi yer
aldı. Özel sektörün yatınma harcayacağı
parayi nske atmayıp, özelleştirilen
KlT'lerin bir veya birkaçını ucuza
almayı yeğlemesi eleştirilirken,
özelleştirmenin "siyasal iktidar ile
baskı ve çıkar gruplannın özel
çıkarlannın kesiştiği yer" haline
geldiği belirtildi.
TÜGİAD'ın ^2000'li Yıllara Doğru
Türkiye'nin Önde Gelen Sorunlarına
Yaklaşımlar" adlı dizisinin 23'üncüsü
olan raporun sonuç bölümünde, kamu
yönetiminin sorunlanna yapısal
yaklaşımlar yerine klasik hukuk
kurallan ile sorun çözme mantığının
yanlışlığı tartişılıyor. Mevcut siyasal ve
yönetsel sistemin Türkiye'yi 2000'li
yıllara götüremeyeceği, yozlaşmadan
ancak bir yeniden yapılanma ile
kurtulmanın mümkün olduğu sonucuna
vanlıyor. Siyasal ve yönetsel
yozlaşmanın nedenleri. türleri, tarihsel
gelişimi ve Türkiye'den örneklerin yanı
sıra çözüm önerileri de yer ahyor.
TÜStAD'ın da üzerinde durduğu
'ombudsmanlık' (kamu denetçiliği)
kurumunun işlevsel olarak görev
yapabilmesini sağlayacak yasal
düzenlemeler isteniyor. Rüşvet olgusu
flhan Tekeli ve Gencay Şaylan'dan
alman şu cümle ile ifade ediliyor:
"Rüşvet, karar yetkisini elinde
bulunduran kişinin karar
pozisyonundan doğan bir ranttır."
TÜGlATJ'ın raporunda aynca kamu
sektörünün ulusal ekonomi içerisindekı
payının küçültülememesinin "devletin
suni olarak oluşturduğu rantlar"a
yönelik etkinlikleri arttırdığı yorumu yer
alıyor. Aynca bütçe dışı fonlann, son
yıllarda giderek artan bır biçimde
parlamento denetiminden kaçış ve keyfi
harcamanın politik aracı haline geldiği
görüşüne yer veriliyor.
YORUM
OZTIN AKGUÇ
Bankalarda
Dereceleme (Reyting)
Bankaların açıklanan 1996 yılı dönem kârları bir
önceki yıla göre önemli artışlar göstermekle be-
raber, uluslararası dereceleme (reyting) fırmalan ta-
rafından bankalarımıza verilen notlargenelde dü-
şük düzeyde kalmaktadır.
Bankalar "A", "B", "C" ve "D" not veya puan-
ları iledeğerlendirilmektedirler. Puanlamada ban-
kanın büyüklüğü, ekonomideki yeri gibi etkenle-
rin yanı sıra, sermaye yeterliliği, yükümlülüklerini
karşılama gücü, taşıdığı riskler, risklerin dağılımı,
kâriılığı, verimliliği, yönetim etkinliği, açıklanan bil-
gilerin doğaıluk derecesi gibi hususlar da dikka-
te alınmaktadır.
"A" puanı ile değerlendiıilen bankalar, serma-
yeleri yeterli, riskleri çok az, ödeme güçleri yük-
sek, açıkladıklan bilgiler saglıklı, yönetim sorunu
olmayan, büyük ekonomide etkinlikleri, ağırlıkla-
rı fazla olan bankalardır. Bu kapasitede bir ban-
kanın, banka paniklerinde, para ve sermaye piya-
sası bunalımlarındazordurumadüşmesi,yüküm-
lüiüklerini yerine getirememesi beklenemez.
"B" olarak derecelendirilen bankalar, sağlam ol-
makla beraber, sınırlı da olsa risk, kredi riski taşı-
yan bankalardır. Bu tür bankalar gerektiğinde or-
taklarından, destek alabilirler, güçlü bir ortak ya-
pısı vardır. "A" olarak derecelendirilen bir banka-
nın, başanmı (perfonmansı) düştüğünde, riskleri bir
ölçüde arttığında "6" puanı verilmektedir.
"C" notu verilen bankaların, iyileştirilmesi, dü-
zeltilmesi gereklı eksiklikleri vardır. Bu tür banka-
lar ekonomideki olumsuz gelişmelerden kolayca
etkilenebilirler. Eksikliklere sermaye yetersizliği,
kredilerin belirii kişi veya gruplar üzerinde yoğun-
laşması, başarımın ve finansal oranlarının düşük
oluşu, bankanın yeterli bir büyüklüğe ulaşamama-
sı, örnek olarak verilebilir. Bankanın açıkladığı fi-
nansal tablolann güvenilir görüimemesi banka yö-
netimi hakkında yeterli açıklıkla bilgi edinilememe-
si de, "C" puanı verilmesinde etkili olmaktadır. Bu
gruba giren bankalann daha yakından izlenmesi
ve incelenmesi gerekir. "C" kategorisine giren
bankaların güven verebilmesi için, finansal açıdan
daha saglıklı duruma gelmeleri gerekir.
"D" olarak derecelendirilen bankaların önemli
sayıları vardır; bu sorunlara çözüm bulunamadı-
ğı durumlarda, bankanın varlığını sürdünmesi teh-
likeye girebilir. Bu grup bankalann sermaye yeter-
sizliği akışında önemli kredi riskleri vardır.
Türkiye'de faaliyette bulunan bankaların ge-
nelde yüksek kâr açıklamalarına karşın derecele-
rindirilmelerinde genellikle puanları düşük olmak-
ta, basında yer alan bilgilere göre, önemli bir bö-
lümü "D" puanı ile değerlendirilmektedir.
Bankalann temel sorunlarından biri sermaye ye-
tersizliği ve sermaye yapılarının saglıklı olmama-
sıdır. Bankaların özkaynakları oranında reel kay-
nak girişi sağlayan yeniden değerleme değer ar-
tışları önemli bir paya sahip olmakta, bazı banka-
larda yeniden değerteme değer artışının özkaynak-
lar içindeki payı yüzde 40.0'a yaklaşmaktadır.
Bankalar olağan faaliyetleri sonucu özkaynak ya-
ratmamakta, yedek akçelerin özkaynaklar içinde-
ki payı son derece düşük düzeyde bulunmakta-
dır. Bu nedenle bankalar, özkaynakları yaratmak
için sık olarak sermaye artışına gitmek zorunda kal-
maktadırlar.
AçıKlanan bilançolarda gelir tahakkuklarının,
bankacılık diliyle gelir reeskontlarının yüksekliği,
buna karşı gider tahakkuklarının düşüklüğü, tah-
sili gecıkmiş kredilerin kredileri oranının yüzde 1-
2 gibi çok düşük düzeylerde bulunması, özel ta-
kibe alınan kredilerin hemen hemen yokluğu, ban-
ka bilançoları konusunda bazı soru işaretleri do-
ğurmaktadır. Gelir tahakkukları ile gider tahak-
kukları arasında önemli farklann bulunması, ya
bankada variıklarla kaynaklar arasında önemli va-
de uyumsuzluğunu gösterir veya reeskontların
çok saglıklı olmadığını gösterir. Faiz gelirleri eko-
nomik olarak elde edilmediği sürece, vergiye ta-
bi olmadığından, gelir tahakkuklarının yüksekliği
banka kârını arttırdığı halde, o dönem için bir ver-
gi ödeme yükümlülüğü de getirmemektedir.
Bankaların açıkladıklan dönem kârları ile mali
kârlan arasında önemli farklar bulunmaktadır. Ma-
li kârlar, daha açık bir deyişle vergiye tabi kâr ka-
muoyuna açıklanmamaktadır. Ancak bankaların
ayırdıkları vergi karşılıklarının dönem kânna ora-
nının düşük oluşu mali kârlannın dönem kârları-
nın çok altında olduğunu göstermektedir. Banka-
larda dönem kârının mali kâra eşit olması duru-
munda, halka kapalı bankalarda vergi yükünün
yüzde 440'e, halka açık alanlarda da yüzde 35.75'e
yükselmesi gerekir. Halbuki bankalarda vergi yü-
kü, dönem kânna göre yüzde 20-25 dolayında
kalmaktadır.
Makyajlabelki, konuları bilmeyen, irdelemeyen
kamuoyuna başan iletisi verilebilir, ama dereceleme
yükseltilemez.
'Siyasi Partiler
Farkfı dünya görüşlerinin önde gelen
dört temsilcisi; aündemin en çarpıcı konusunu
ırtişrpor.
NTV TARTISA TARTISA