Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11NİSAN1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Basına
engellemeye
tepki
• ANKARA (Cunhuriyet
Bürosu) - DYP Genel
Sekreteri Surhan Tekınel,
Cumhurbaskanı Sileyman
Denrıirerin Denız Harp
Okulu'naönceki gûn
yaplığı ziyareti ızbmek
isteyen basın
mensuplanndan bT
kısmının ıçeriye
ahnmamasınm ba.-ın
özgürlüğii ve halkn haber
alma hakkına açık bir
tecavüz mteliğınde
oldugunu bıldirdi. Tekinel
açıklamasında, Kanal 7,
Saınanyolu TV. Kaıal E,
Kent TV, HBB ve TGRT
televizyonlan ıle Türkiye,
Akşam. Günaydmve
Zaman gazeteleri
muhabırlennin
nizamiyeden geri
çevrildiğinı belirterek.
yetkılilerden açıklıma
yapmalanm istedi
Bahriye Üçok
anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPKadın
Koilan, laiklığın 69.
yıldönümü kutlamalan
çerçevesinde, bombalı bir
saldın sonucunda yaşamını
yitiren Doç. Dr. Bahriye
Üçok'u mezan başında
andı. CHP Kadın Kollan
Genel Başkanı Güldal
Okuducu ve parrilıler.
Üçok'un Karşıyaka
Mezarlığı'ndaki kabri
başında I dakikahk saygı
duruşunda bulundular.
Okuducu, din adına
insanlık dışı katliamlar
gerçekkştiren teröristlerin,
Uğur Mumculan, Turan
Dursunlan ve Bahriye
Üçoklan katlettılderini
söyledi.
Hollandalı heyet
Ankara'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AB Dönem
Başkanlığı'nı da yürüten
Hollanda'nın Dışişleri
Bakanlığfndan üst düzey
bir heyet dün Ankara'da
temaslarda bulundu. Iki
ülke heyetleri arasında
yapılan toplantılarda,
öncelikle 29 nisanda
yapılması öngörülen
Ortaklık Konseyi toplantısı
ile Türk-Yunan
sorunlannın aşılmasına
yönelik konulann ele
alındığı bıldinldi.
Işçiler birbirini
suçladı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Demokrasi
Vakfı'nca düzenlenen
panel, ışçı
konfederasyonlannın
'demokrasi' tartışmasına
neden oldu. Hak-lş Genel
Başkanı Salım Uslu. Türk-
Iş, Devrimci İşçi
Sendikalan
Konfederasyonu (DİSK) ile
Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlar
Konfederasyonu'nun
(TESK) oluşturduğu sivil
ginşıme yönelik olarak,
"darbe taşeronluğu'
suçlamasında bulunurken
DlSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak. "Şaibeli
hûkümetlere tetikçi olmak
da bir emek kuruluşuna
yakışmaz" dedi.
Maaş kesme
cezası
' . • ANKARA (AA) - Tûm
Belediye Memurlan
Sendik'ası (Tüm-Bel-Sen),
Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih
Gökçek'in, memurlan
yıldırmak için bu kez de
maaş kesme cezası
uygulamaya başladığını
öne sürdü. Tüm-Bel-
Sen'den yapılan
açıklamada, 200 belediye
çalışanına sendikal
faalıyetleri nedeniyle
dısiplin cezalan ve sicil
bozulma cezalannın da
verildiği belirtilerek,
"Gökçek, bu kez de
memurlan yıldırmak için
68 üyemize, sendikal
faalıyetleri dolayısıyla
maaş kesme cezası
uyguladı" denildi.
Yıhnaz'dan uyarı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
Türk Demokrasi Vakfı'nca
düzenlenen 'Sendikalaşma
ve Demokrasi' konulu
panelin acılışında yaptığı
konuşmada hükümetin
düşürülmesi gerektigini
belirterek bir uyan yaptı.
Yılmaz, "Lütfen, lütfen bu
işi Meclis'te yapalım.
Meclis dışı, demokrasi dışı
mecburiyetleri zorla davet
etmeyelim" dedi.
Çiller'in tepkisini çeken Sağlık Bakanı, MGK kararlannın sulandınlamayacağını söyledi
Aktuna: SusmayacağnnGÜNPÜZ İMŞİR
Hükümete sert çıkışlan nedeniyle DYP,
GtK toplantısında Yalım Erez le birlikte hak-
kında "konuşma yasağT çıkartılan Sağlık Ba-
kanı Yıldınm Aktuna. "MGK kararlannı bir
formalitc. bir prosedür icabı kabul edip bu ka-
rarlan uvgulamadan kaçınarak sulandınp.
savsaklaüp çekistirerek deforme etmeve çalı-
şan zihniyete kesinlikJe Lrin vermeveceğinr
söyledi. Aktuna, Genel Başkanlan Tansu Çil-
ler'in de kendisiyle aynı görüşü paylaştığını
belirterek, "Sayın Çiller'in bu konuda RP'detı
ne kadar farkh bir tutum içinde olduğunun
önümüzdeki günler içinde görüleceğuü"" be-
krttı. Sanayı ve Tıcaret Bakanı Yalım Erez,
GlK'ten resmi bir karar çıkmadığına dikkat
çekerek "Sözferiınin arkasındayun" dedi.
Sağlık Bakanı Dr. Yıldınm Aktuna, MGK
kararlan uygulanana kadar susmayacağını
söyledi. Aktuna, Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller'le yaptığı görüşme sırasında ıartıştığı
haberlerinın kesınlıkle doğruyu yansıtmadığı-
nı ifade ederek. Çiller'ın görüşme sırasında
kendısine "Konuşmaya devam edeceksen o
zaman çeldl git" sözlerinin "Külüyen uydur-
ma" oldugunu vurguladı. Aktuna, görüşme-
yi şöyle özetledi: "Genel Başkarumızla iki me-
deni ûısan olarak yaklaşık bir saat görüştük,
o görüşlerini söyledi ben görüşleriıni söyledim.
Görüşme tam bir flkir ahşverişi içinde geçti.
Ben 'bakanlar fazla konuşmasın' şeklinde çı-
kan bazı isteklerin \arbğından sözettim. 'Ben
bir bakan olarak icracı bir dunımdayım. Hü-
kümetin bir üyesıyiz.
MGK kararlannın mutlaka uygulanması
gerekir diyorum. Bundan vazgeçmem söz ko-
nusu olamaz. Zaten sizde aynı fikirdesimz.
Hatta Erbakan bile bize MGK kararlannın uy-
gulanması ricasıyla yazı gönderdi. Ben bun-
lan formalite icabı gönderilmiş olarak anla-
yabılır mıyim? Ben bu kararlann uygulanma-
sı gerekli dıye düşünüyorum ve taviz verme-
den uygulamaya çalışıyorum.
Ikıncisı anayasınm temel ilkeleri olan Ata-
türk ılke ve inkılaplan ile laisizmden taviz ve-
remeyiz, bu ilkeleri sonunu kadar korumak
zorundayız. Bunun içinde gereken neyse ya-
salann uygulanması mı değişiklikler mi bun-
lan bu hükümetin yapması gerekir. Titizlikle,
duyarlılıkla ve ciddiyetle yapması gCTekir. Be-
nim söylediklerim de sadece bunlar. Benim bu
söylediklerime bir itirazınız var mı?'dedim.
'Hayır yok' dedi. Ben de zaten bunlan söylü-
yorum ve bundan sonra da söylemeye devam
edeceğim dedim. O da bana 'devam et' dedi
Bütün mesele bu."
Çıllerle görüşmenin "Tarnşmaya dönüş-
tüğü" yolunda çıkan haberlenn doğru olma-
dığını vurgulayan Aktuna, şöyle devam etti:
"Hükümetin 28 Şubat'tan bu yana MGK
kararlannı inançlı bir şekflde ek ahp uygula-
maya çauştıklannı gönnüyorum. Görmedi-
ğim için de bir mücadele > ü rütüyorum.Bu ka-
rarlara kesinükle uvulmalıdır diyorum. Parti
içinde bize bir baskı söz konusu olamaz. Parti
dedigimiz bir teşkilatsa Türkive çapında DYT
teşkflaündan sözlerimi/e en ufak bik tepki çık-
tiğuıı zannetmiyorum.Çünkü onlardaolan bt-
tenieri bütün açıkltğryla görüyor. Meclis gru-
bu içindebazdan bize teptdvarnu; gibibir ha-
va varanyorlar. Bunun nedeni de 'bunlar Ata-
ÇİZMEDE> YUKARI MUSAKART
türk ilke ve ınkılaplannı savunuyorlar'diye-
medOderive bunuda söyleyemedikleri için' ko-
alisyonu bozmaya çalışıyorsunuz' diyorlar.
Biz koalisyonu doğrudan bozmaya çalışmıyo-
nız. Bu koaüsyon MGK kararlannı yaşama
geçireceğim demişse bunlan uygulamalıdır di-
yorum. Parti içinde bizim gibi düşünen kişik-
rin çok sayıda oldugunu biliyorum. Ancak bir
kısmı şu anda konuşmayabilir."
Tansu Çiller'in de MGK kararlannı uygu-
lamaktan yana olduğunun altını ısrarla çizen
Aktuna, yapılan uygulamayı herkesin önü-
müzdeki günler içinde aynnnlanyla görülece-
ğini beiirtti.
CHP'ye geçmesinın söz konusu olmadığı-
nı yayınlannda kendisini hedef alan bir dinci
gazete tarafmdan uydurulduğunu belirten Ak-
tuna şöyle konuştu. "DYP'nin kimliği zaten
budur. Ben bu partiye inançk, muhafazakâr,
milliyetçi ama aynı zamanda demokrat deği-
şimden yana ama Atatürk ilke vc inküaplan-
na ve laik düzene sonsuz derece bağfa bir par-
ti olarak gördüğüm için geldim. Ben de kendi
IdmHğimle DYP'nin bu kimligini birleştirdim.
RP ile yapılan bu koalisyon
bize yanhş yapürmasın diye
ben bu mücadeJevi veriyo-
rum. Bazı yanfaşlıklar gör-
düğüm için veriyonım." Ba-
kan Aktuna. Erez ve kendi-
sini kastederek"Geceleri
kafayı çekip gündüzleri şov
yapıyorlar. Bize kafaa dinç.
işyapan poütikacılarlazım"
dıyen Çalışma ve Sosyal
Güvenlık BakanıNecatiÇe-
Bk'ı ıse sert bir dılle eleştir-
di. Erez, Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada, GlK'ten,
kendilerini doğrudan hedef
alan ya da susmalannın is-
tendiği resmi bir karar çık-
madığına dikkat çekti. Çil-
ler'in değerlendirmelerinde
kendileriyle ılgili bir nüans
bulunmadığını savunan
Erez, "Genel başkanımıztn
açıklamasını biliyorum.
Sa> gı ile karşdıyonun. Bize
resmi bir bfldirim yoktur"
dedi. DYP kurmaylanyla
restleşmesmi sürdüren
Erez. "Hani o bizim hakla-
mızda karar çıkaatğuu id-
dia eden adaunlar şundi ne
yapacaklar
1
" dıye konuştu.
Erez. "Hükümete karşı çı-
ktşlannızı sürdürecek misi-
niz
r
sorusuna. "Sözlerimin
arkastndayim" karşılığuu
verdi. *" ..â
Hııkııksıızlıık
Içişleri'ni kanşürdı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - lçişleri Bakanı
Meral Aksener'in
Alaaddin Yüksei'i
yasadışı yöntemle
görevden almasının
ardından emnıyete
baskm düzenlemesi.
kurum içinde de
rahatsızlık yarattı. Bazı
bürokratlann Aksener'in
yasaya aykın işlemlerine
karşı çıkarak imza
konusunda dırendiklen
öğrenildı.
Alınan bilgiye göre.
Akşener'in. DYP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu
Çiller'in talimatıyla
Alaaddin Yüksei'i
yasaya aykın bir biçimde
görevden alması, tçışleri
Bakanlığı'nda rahatsızlık
yarattı.
Hürriyet Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni
Ertuğml Özkök. dünkü
yazısında tçışleri
Bakanlığı Müsteşan
Teoman Ünüsan'ın
geçici görevlendirme
karanrun ardından,
Yüksel'e "Çankın
Valiliği'ne
görev lendirilmen için
bakandan talimat geldi.
Ancak ben bunun
hukukauygun
olmadıgını söyledim,
bunu imzalamay acağımı
söyledim" dediğini
kaydetti.
Ünüsan'ın, bu tavn
üzerine Akşener
tarafindan devTe dışı
bırakılarak görevden
alma yazısının personel
genel müdürlüğüne
yazdınldığı bıldinldi.
Ünüsan'ın, Emin
Aslan'ın Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla
Mücadele Daire
Başkanlığı'na
atanmasının ardından
boşalan İstihbarat
Dairesi Başkanlığı'na
Nığde Emniyet Müdürü
Bülent Orakoğlu'nun
atanmasına da karşı
çıktığı ıleri sürüldü.
Yüksel'e merkezvaHllğigörevi
İçişleri Bakanı Aksener'in skandal yaratan emniyet
operasyonu kararnamesini Başbakan Erbakan imzaladı
ALPER BALLI
ANKARA - lçişleri Bakanı Meral
Aksener'in, idari yargının "yasadışı"
olarak değerlendirdiğı Emniyet Genel
Müdürlüğü operasyonunu yasalara uy-
gun hale getirmek ıçın hazırladığı ka-
ramamenin Başbakan Necmettin Erba-
kan tarafindan imzalandığı bildirildi.
Aksener'in Emniyet Genel Müdüriüğü
görevinden alarak Çankın Valiliği'ne
vekâleten atadığını açıkladığı Yük-
sel'in, yargi yoluna başvurması üzeri-
ne, "kızak görev" olarak bilinen Mer-
kez Valiliği'ne kaydınldığı öğrenildi.
Başbakan Necmettin Erbakan a yaz-
dığı mektupta Aksener'in ilk tasarnıfu-
nun yasaya aykın olduğu yolunda uya-
nda bulunan Cumhurbaşkanı Süley-
man DemireL Ankara 5. Idare Mahke-
mesi'nin göre\ lendirme işleminin "yü-
rürlüğünündurduruunasr karan üze-
rine yazdığı 2. mektupta "Yargı kara-
rmı uygulayın" uyansında bulundu.
Demirel, Erbakan'a gönderdiği mek-
tupta, idare mahkemesi karannın za-
man yitirilmeksizin uygulanmasını is-
tedi.
lçişleri Bakanı Aksener'in DYP Ge-
nel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in tali-
matıyla gerçekleştirdiği hukuka aykın
Emniyet Genel Müdürü atamasını ya-
salara uygun hale getirmek amacıyla
hazırladığı kararnamenin Başbakan Er-
bakan tarafindan da imzalandığı öğre-
nildi.
Kararnamenin, Çankaya Köşkü'ne
sunulmak üzeTe, Yüksel'in "kızakgö-
rev" olarak bilinen Merkez Valiliği'ne,
Kemal Çelik'in de asaleten Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne atanması yönün-
de hazırlandığı kaydedildi. lçişleri Ba-
kanlığı yetkilileri, varlığını doğruladık-
lan karanamenin Cumhurbaşkanı'na
sunulmadığını söylediler. Yargı karan
yerine getirilerek Yüksel'in göreve ia-
de edilmemesinden önce Demirerin
kararnameyi irnzalamayacağına kesin
gözüyle bakıldığına dikkat çekildi.
lçişleri Bakanlığı'nın Ankara 5. İda-
re Mahkemesi'nin görevden alma ka-
ranna ilişkin olarak "yürürlüğün dur-
dunılması" karanna karşı ıtirazını ha-
zırladığı bildirildi.
Alaaddin Yüksel. Hürriyet Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Öz-
kök'e yaptığı açıklamada, "Sayın Ba-
kanımızm hukukun üstünlüğü çerçeve-
sinde mahkeme karannı uvgulamaya
koymasını bekliyorum. Ben o olaydan
sonra sessizce köşeme çeküdim. Fiili bir
dunım yaraülmışt. Sayın Bakamımzuı
hukukun üstünlüğünü sağlayacağına
inanıyorum" dedi.
RP Grup Başkanvekıli Saüh Kapu-
suz, Alaaddin Yüksel'in Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü'nden alınmasına ilişkin
bir soru üzerine Başbakan Erbakan'ın
bu konudan haberdar oldugunu, ancak
yöntem konusunda bilgi sahibi olup ol-
madığını bılmedığini söyledi. Kapusuz,
bir gazetecinin, Çelik'e Demirel ve Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral İsmafl
Hakkı Karadayı'nın randevu vermedi-
ğini, ancak Erbakan'ın Çelik'le görüş-
tüğünü anımsatması üzerine "PoBsGü-
nü nedeniyle böyle bir görüşme y apd-
mışür. Başbakan'ın tçişleri Bakanı'na
şunu getirin, bunu getirmeyin diye bir
şey söylemesi söz konusu olamaz" dedi.
Kapusuz, bir soruya karşılık verirken,
"yapılan operasyonun şık olmadıgını"
söyledi.
Kapusuz geçici görevlendirmenin
hukuki açıdan yanlış bir uygulama ol-
madığmı savundu.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Tören bitti. Kana batmış bir
yaşam kutsandı, dualarla yol-
cu edildı. Kurtlar sofrasına
üşüşmüş akbabalar sıram sı-
ram dizıldi. Suratlarda ığreti bir
üzüntü. Kafalarda mirastan
pay kapma hesapları. Başken-
tin geniş caddelerinde milliyet-
çi seller aktı. Kimileri "Ne ço-
kuz" ded\, kıvandı. Kimileri "Ne
çoklar" dedi, bilendi.
Güneş doğdu, güneş battı;
gün geçti, zaman aktı. Şimdi
durup düşünmeli.
Soımalı:
- Ne töreniydi bu? Neyin ce-
nazesi kalktı?
O büyük ve görkemli kılmak
için bir siyasal örgütün tüm ola-
nakları seferber edilmiş tören-
gösteri kime yanıttı?
Birileri, birilerine "Siz ey! Siz
Susurluk diye tepinenler, siz
'Israr ediyorum, isyan ediyo-
rum' çığlıklan atanlar! İşte bur-
dayız. Bakın binlerce, on bin-
lerce Çatlıyız. Bu topraklar bi-
zim ve bu topraklarda bizim
değerierimiz geçer. Ya sevin,
ya terk edin" mi dedıler?
Devlet aygıtının en tepelerine
oturanlar neyin ardı sıra saf tut-
tular? Devlet "bu" milliyetçiliği
Israr - îsyan - înkâr
kutsadıgını, onayladığını ve be-
nimsediğini mi ilan etti? De-
meçlerdeki söz oyunlan, söz-
cük cambazlıkları bir yana,
Türkçülük denen bir ırkçı ide-
oloji cteğil miydi devlet katında
kabul gören?
Tüm yaşamında namlulann
adaletini, zorbalığın gücünü
kendine eylem kılavuzu edin-
miş bir siyasal kimlik, öldüğün-
de "bilge" katına yükseltilryor-
sa, bu ülkede bilge kim, bilge-
likne?
Polis, devletin zor kullanım
yetkisiyle donanmış organı. Is-
tanbul polisinin başındayken
aynı örgüttekı iç hesaplaşma-
larda üç beş özel timciyi suç-
ladı diye, günübirlik siyaset
yapmayı hüner bellemişlerce
neredeyse yurtsever ilan edi-
len bir kişi, açılan özel deftere
"Ne öğrendiysem senden öğ-
rendim" diye yazdı ve altını
"oğlun" diye imzaladı. Aynı sa-
atlerde törene katılamayan,
Metris tutuklusu özel tim ele-
başıları ve tetikçileri de saygı
duruşu yaptı. Çetenın elebaşı-
sı ile onlarla kapışan polisbaşı-
nı aynı siyasal tercihte, aynı
ideolojik seçimde buluşturan
bir tutkal var.
Susurluk Komisyonu'nun
devlet belgesi niteliği kazanmış
raporunda, çeteleşmenin bo-
yutlan açıklanırken "... bakan
bile yapıldı" diye nitelenen bi-
rine dev bir koro ile yöneltilen
"yuvaya dön" çağnlan, bir ak-
lama fetvasını içermiyor mu?
Gazeteciler TV ekranlannda-
ki yakın çekimlerde katil avına
çıktılar. Polisçe aranan, aran-
ması gereken "vatansever" ka-
tiller, hapisten kaçışının tozu
dumanı dağılmamış uyuşturu-
cu kaçakçısı ülkücü-mafya ba-
baları, babacıkları, tetikçileri,
silahşörleri kameralara sık sık
yakalandı. Devlet istese Susur-
luk halkalannda yer alan ve
arananların büyük bir kesimini,
'başbuğ'a "son görevlerini"
yapmaya geldikleri tören ala-
nında ele geçirebilirdi. Törende
gözyaşlan döken o kadıncağız,
hem önemli bir siyasal deste-
ğini yitirdiği için ağladı, hem bu
kurtlar sofrasından siyasal mi-
ras kapma olanağı doğduğunu
fark etmiş bir (dişi) sırtlanın se-
vinç gözyaşlarını döktü. Aynı
törende, o kadıncağızı siyasal
yaşamının tek hedefi seçmiş
bir başkası, dört eğilimi birleş-
tirmiş yamalı bohça partinin
bugünkü başı da vardı. Bu iki
kan davalıyı bir araya getiren
ideolojik bir kan bağı olsa ge-
rek.
Sosyal demokrat hareketin
bir kanadının önderi cenaze tö-
renini bir protokol geregiyle sı-
nırlarken öteki kanadın önderi-
nin, yoğun kartipisi altında tö-
rene sonuna kadar katılması bir
siyasal mesaj değilse nedir?
Sosyal demokrasinin doğasın-
daki hümanizma ve enternas-
yonalist bilinçten Türkçü-millı-
yetçi ideolojiye övgüler düzme-
ye savrulmak nasıl açıklanma-
lı?
Laisizmin ve hukukun karar-
lı savunuculuğuna soyunup
ekranlarda, kürsülerde boy
gösteren devletin başı, sağına
soluna tarikat elebaşılannı ala-
rak çizdiği yeni protokol tablo-
su ile biztere bir şeyler söylemiş
olmuyor mu?
O törende tepeden tırnağa
kana bulanmış, çetelerce ku-
şatılmış, sıvandığı pıslikten içi
görünmez olmuş bir devlet an-
layışı aklandı. Genç yaşlı Çatlı-
lann sırtı sıvazlandı. Devleti ko-
rumak adına uyuşturucu tüc-
carlarına yeşil ışık yakan, yeşil
pasaport verenler, ülkeyi kan
göllerinde yıkayıp antmak(!) is-
teyenler gövde gösterisi yaptı-
lar. Gözümüzün içine baka ba-
ka "Biz vanz; biz çokuz; biz ik-
tidanz" dediler. Tören çok sa-
nılan seçenekleri ikiye indirge-
di: Ya törendeki "devlet"e bo-
yun eğeceğiz ya "o" devleti bir
hukuk devletine dönüştürece-
ğiz, saydamlaştıracağız ve de-
mokratıkleştireceğiz.
Ya "yenildik" deyip domuz-
lann mutluluğuna razı olacağız
ya "Israrediyorum!.. İsyan edi-
yorum" diye haykıracağız.
İşte seçenekler: Israr etmek,
isyan etmek ya da kendini in-
kâr etmek!..
POLİTİKA GÜINLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Çocuklarımız...
Coplanan, işkenceden geçen çocuklarımız ül-
kemizin aydınlık geleceği değil midir? 15 yaşında
gözleri bağlanan, televizyon kameralannın, ga-
zete fotoğrafçılarının karşısına çıkarılanlar bizlerin
çocukları değil midir?
Cezaevi önlerinde, DGM kapılannda bekleyen
gözü yaşlı anneler, babalar ve kardeşler sevgisiz-
liğin yok olduğu birtoplumda çocuklannı kucak-
lamak istiyorlar...
İşte Adalet ve Özgürtük Girişimi, "Yurttaştan
Yurttasa Çağrı'da bulunurken çocuklarımız için
sesleniyor...
Onlar bizim çocuklanmız. N/lanisa'da, Antalya'da,
Izmir'de, Istanbul'da, Ankara'da, ülkemizin başka
kentlerinde, okullanndan, evlerinden alındılar. Okul
grysileriyle sorgulandılar, işkencelere yatırıldılar.
Kışın soğuğunda, soğuksularatutuldular. Kışden-
medi, yaz denmedi gök ekini biçer gibi biçildiler.
Yüzlerce, binlerceydiler. DGM'lerde yargılandılar,
hapislere kondular.
Ûlkemizın hukuk düzeninde mafyalar, babalar
esirgendi, bağışlandı. Çocuklarımız, gençlerimiz
aslaesirgenmedi. Yaşamlannın en güzel, en urmrt-
lu evrelerinde yaşamdan kopanldılar, en ağır ce-
zalara çarptınldılar.
Onlar bizim çocuklanmızdı, emeklerimizdi, gele-
ceğimizdi. Ülkemizin genç emanetçileriydi
Susurluk'ta bir kaza oldu. Devtet, mafya, polis
ilişkileri apaçık ortaya saçıldı. Lağım patladı, koku-
su tüm ülkemizi sardı. Yönetenler, bulaştıklan pis-
likleri gözlerden saklamak ve her biri kendini ak-
lamak için komısyon kurdular, bizi oyaladılar, oya-
lıyorlar. Devletin, mafyaya, soyguncuya; babalığı
sürdü, sürüyor. Onlar esirgeniyor, bağışlanıyor. Ço-
cuklanmıza, umutlanmıza, geleceğimize acıma-
sızca kıyılıyor, en ağır cezalar layık görülüyor.
Ülkemizde bu kadar yoğun bir biçimde insan kı-
yımı varsa, yönetimlerin yurttasa bakışında ve yar-
gılamasında bir yanlış var demektir.
Bir yandan Uluslararası Çocuk Haklan Sözleş-
mesi'ne imza atmak, bir yandan 18 yaşından kü-
çükleri DGM'lerde yargılamaken somut yanhşlar-
dan birisidir.
Demokrasi bir eğitim olayıdır ve süregendir. Ço-
cuklanmız sıkı ve acımasız yönetimlerle büyü-
sünler ama yönetimlere geldiklerinde demokrat ol-
sunlar. Böyle bir şey mümkün değildir. Ülkemize
hâlâ demokrasi gelemediyse, insan haklan hak
sayılmıyorsa somut sebeplerden birisi budur.
Sevgili yurttaş, artık yeter demenin zamanıdır.
Çocuklanmızı kırdırmayalım. Senin çocuğunu da
okulundan veya evinden ahp götürecekleri günü
bekleme. Gençler hepimizin, bu ülke bizimdir.
Geleceğimizin karartılmasına seyirci kalma, izin
verme. Yurttaşiık görevini yap. Gençlerimiz dev-
let güvenlik mahkemelerinde yargılanmasın.
• • •
13 nisan pazar günü Ankara-Kızılay'da sendi-
kalar, siyasal partiler ve demokratik kitle örgütleri
bir araya geliyor...
ÖDP, HADEP, DBP, DlSK, KESK, TMMOB, T-
TB, TDB, TEB, TÜRMOB, Halkevieri. Çağdşş.Ga-
zeteciler Derneği, İnsan Haklan Derrieği, Pir Sûl-
tan Abdal Kürtür Demeği, Hacı Bektaşi Veli Ana-
dolu Kültür Derneği ve Mülkiyeliler Birliği Türki-
ye'de demokratikleşmenin önünü açmak, Su-
surluk'un hesabını sormak için toplanıyor...
Bu mitinge mutlaka katılınız...
Çocuklannız için aydınlık bir gelecek bekliyorsa-
nız 13 nisan günü Ankara-Kızılay'da olunuz...
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç,
bu miting için şöyle d'ıyor:
"6u örgütlerin her biri Susuhuk kazasından bu
yana çetelerden hesap sorulması ve demokra-
tikleşmenin gerçekleşmesi doğrultusunda miting-
Ier, göstehler, kapalı salon toplantılan, çeşitli ey-
lemler gerçekleştirdi, açıklamalar yaptı. Çeteler
gerçeğinin ortaya çıkmasından bu yana karartı bir
biçimde konunun örtbas edilmemesi için çaba-
layan bu kuruluşlar, şimdi de yönetenlerin umur-
samazlıklanna karşı yurttaşlann tepkilehni ortak bir
mekânda ve biçimde dile getirmeyi hedefliyor."
• • •
Toplumsal yaşamımız bugün tehdit altındadır.
Devlet içinde örgütlenmiş siyasal güç, şeriatçı-
ırkçı birçizgidedir...
TBMM Susurluk Komisyonu, suçlulann açıklan-
madığı bir rapor hazırlamıştır. Başbakan Necmet-
tin Erbakan ve Yardımcısı Tansu Çiller bırbırieri-
nin açıklannı kollayarak ayakta kalmak istemekte-
dir...
Şeriatçılığın vefaşizmin meşrulaştığı bir Türki-
ye değil, demokratik hukuk devletinin işlediği bir
düzen istiyoruz...
Çocuklanmız için!..
• • •
Alman SAT-1 televizyonu 'kablolu yayın dan çı-
kanldı...
Bu buyruğu kim, niçin verdi?
Türk Telekom Genel Müdürlüğü bu konuda
niçin açıklama yapmryor? Kablolu TV izleyicilerinin
haber alma özgûrlüğü neden engelleniyor? Türki-
ye demokratik bir hukuk devleti değil midir?
Yanıt bekliyoruz!..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR
ÇAĞDAŞ YAYİNLARI
HİKMET CETİNKAYA
Çniıurı
450.000 TL (KDV dahil)
2. BASI
CIKTI
Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salktmsoğüt Sokak
No: 9/B Cağaloğlu istanbul Tei:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322