23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriYet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordmatöru Hikmct Çetinkaya 9 Yaznşlen Müdürlerr. Ibrahim Yüdız (Sorumlu), Dinç Tayanç # Haber Mertcezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Damşoğlu 0 ktıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Kültür Handan Şenköken • Spor. Abdülkadir Yücelman # Makaleler. Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Bdge: Edibe Bağra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunılu: Ohuı Setçukı Başkan ı. Orhan Erinç, Oköy Kurtböke. HikraetÇetinkaya,Şükran Soner, Ergun Balo. Dioç Tayanç. İbrahim Yüdız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balbav # Haber Müduru. Doğan Akın Atatûrk Bulvan No. 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • tzmır Temsılcısı SenUrKıak,H.ZıyaBh. 1352 S. 2/3 Tel. 4411220. Faks. 4419111 • Adana Temsılcısı: Çeön V iğenoğlu. lnönü Cd 119S No 1 Kat 1. T^el: 363 12 11, Faks 363 12 15 Kootdinatör Ahmet KoruJsan # Muhasebe Bülent Yener % tdare HüseyinGürer#tşletme. ÖnderÇelik#Bügı4şleın NaU İnal • Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yonetıtn Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gûlbin Erduran • Koordınator Reha lşıtman # Genel Mudür Yardııncısı. Mine \kdağ Tel 514 07 53 - 5139580-513846<Wl,Faks 5138463 \a>ımta}aıı te Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e Ya>ıncılık \ Ş Tırkocafc Caıî 3941 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel <0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0*212)513 85 95 11NİSAN1997 İmsak: 4.53 Güneş: 6.25 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam: 19.46 Yatsı: 21.11 Radyo Haber Ajansı • İstanbul Haber Servisi - lstanbul Üniversitesi Iletişim Fakültesi'nin kurduğu Radyo Haber Ajansı bugün saat 15.00'te açılıyor. Ajans. Türkiye'nin ilk radyo haber ajansı olma özelliğini taşıyor. Fakülte Dekanı Nüket Güz, ajansm. Türkiye'nin çeşitli illenndekj çok sayıda radyo istasyonuna düzenli haber geçeceğini belirterek ajans çalışanlannın öğrencilerden oluşacağını kaydetti. Bektrik krizi kapıda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Su Işlen (DSt) bölge müdürleri toplantısında konuşan Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Recaı Kutan, Türkiye'nin cıddi bir elektrik krizi iıe karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye'nin su ve enerji zengini bir ülke olmadığını belirten Kutan, "Türkiye'nin 1998yılına kadar 3 milyar dolan baraj yapımı içın, 1 milyar dolan da dağıtım için olmak üzere 4 milyar dolar yatınma ihtiyacı var. Ancak bunun yapılması mümkün gözükmüyor" diye konuştu. TBMM futbol takımı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkıye Büyük Millet Mechsi (TBMM) parlamenter futbol takımı kuruldu. Takımın ilk maçını, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti (K.KTC) Parlamenter Futbol Takımı ile 19 mayısta yapması bekleniyor. TBMM ldare Amin Yücel Seçkiner'in girişimiyle kurulan Parlamenter Futbol Takımı ilk maç davetini Gürcistan'dan aldı. Hasan Âli Yücel etkinlikleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) 1997'yi Hasan Ah Yücel Yılı ilan etmesi üzerine BM Türk Derneği'nce, Giresun'da Hasan Âli Yücel'i anma oturumu düzenlenecek. İbrahim Yıldız ŞiirÖdülü • Haber Merkezi - Şair tbrahım Yıldız adına ikinci kez düzenlenen şiir yanşmasınin ödül töreni, 5 nisan cumartesi günü Karabük'te yapıldı. Cahit Külebi, Vedat Günyol, Mehmet Başaran, Sami Karaören, Ahmet Özer ve Tahsin Şentürk'ten oluşan seçici kurulun birincilik ödülünü. "Şiirler" adh dosyasıyla Ayten Mutlu, "Herkes Vazgecti Ya Sen" adh dosyasıyla da Hasan Hüseyin Yalvaç aldı. ADD'den Esin konseriAfşar I İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi laiklik ilkesinin anayasaya girişinin 69. yılı nedeniyle bugün saat'15.00'te Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sanatçı Esin Afşar'ın katılacağı bir konser düzenliyor. Tıbbi atık uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nabi Coşkun imzasıyla illere gönderilen genelgede, hastane ve benzeri sağlık kuruluşlanndan kaynaklanan, insan sağlığı ve çevre kirliliği açısından özel olarak işlem görmesi gereken tıbbi atıklann, evsel nitelikli atıklardan ayn toplanmalan gerektiği \urgulandı. Güzelce amlıyor • İstanbul Haber Servisi - DlSK'in kuruculanndan ve ilk genel sekreterliğini vapan İbrahim Güzelce bugün anılıyor. 7.9.1922 tarihinde İstanbul'da doğan Güzelce. Türkıye Basın Sanayii Işçileri Sendikası'nın 1963-67 yıllan arasında genel başkanlığını yürüttü. Güzelce, 1961 yılında kurulan Türkiye İşçi Partisi'nin (TIP) kuruculan arasında yer aldı. DlSK'in 5 kurucusundan biri oldu ve genel sekreterliğe seçildi. Bilim adamlan, Türkiye'de kullanılan katkı maddelerinin hiçbir sağlık riski taşımadığmı söylediler 6 Gıda katkı maddeleri zararsız'Haber Merkezi- Besinlerdeki katkı maddeleri- nin insan sağlığına zararlı oldugunu iddia eden bir takım "faifi meçhul" listelerin el altından tüketici- lere dağıtıldığı öne sürüldü. Bu listelerdeki bilgi- lerin hiçbir kaynağa dayandınlmadığı belirtildi. Gıdalarda kullanılan katkı maddeleri ile ilgili açıklama yapan bilim adamlan, Türkiye'de kulla- nılan katkı maddelennın hiçbir sağlık riski taşıma- dığını söylediler. Dün İstanbul Ceylan Intercontinental Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan bilim adam- lan, tüketicilere iletilen listelerin hiçbir bilimsel ça- lvşmaya dayanmadığını, tamamen yanıltıcı oldugu- nu söylediler. Türkiye Gıda Sanayii lşverenleri Sendikası Ge- nel Başkanı Nazun DüzenK'nin yönettiği toplantı- ya bilim adamlan, bakanlık temsilcileri, tüketici hak- lannı savunan sivil toplum örgütü yetkilileri ve gı- da sektörünün temsilcileri katıldı. Avrupa'da da ortaya atüdı Bitkisel Yağ Sanayıcileri Derneği Başkanı Taş- kın Tuğlular, gıda katkı maddelerinin insan sağlı- ğına zararlı olduğu yolundaki iddialann 20 yıl ön- ce Avrupa'da ortaya atıldığına dikkat çekerek "Av- nıpa'da gıda katkı maddeleriyle ilgili öne sürükn iddiakrda kaynak olarak Fransa'daki Vlllejuif Kan- • Basın toplantısı düzenleyen bilim adamlan, tüketicilere iletilen kaynağı belirsiz listelerin hiçbir bilimsel çahşmaya dayanmadığını, tamamen yanıltıcı oldugunu söylediler. ser Araşürmaları Enstitüsü gösterüiyordu. Ne bu hastanenin ne de başka bir bilim kurulunun. katkı maddelerinin insan sağlığına zararu oldugunu or- taya koyan tek bir bilimsel çahşması \ar. Zaten el altından tüketicilere dağıtılan bu listelerde ileri sü- rülen tddialar, Almanya, Fransa, Norveç gibi ülke- lerin üst sağlıkkurumİan tarafından yülar önce ya- lanlanmıştrdedi Tüketicilere el altından dağıtılan listelerde kay- nak olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Biokimya Bölümü çalışmalannın gösterildiğine dikkat çeken Tuğlular, "Yıllarönce Avrupa'da sah- nelenen oyun Türkiye'de benzer şekilde sahnelen- meye çalışıldı. Oysa Hacettepe Üniversitesi'nin ko- ntrylailgili tekbir bilimsel arasürması yok" diye ko- nuştu. Basın toplantısında ÎTÜ Gıda Mühendisliği Bö- lüm Başkanı Prof. Dr. Artemis KaraalL YıldızTek- nik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Öğretim Üye- si Prof. Dr. Mehmet Pala ve Ankara Ünivensitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Ekşi söz doğaya taşınacak aldılar. Prof. Mehmet Pala, katkı maddelerinin kul- lanımında limitlerin önem taşıdığma dikat çekerek u Besinlerde katkı maddesi kullarulınasaydı isteni- len kaütede olmazdı" dedi. PTof. Pala, katkı mad- delerinin besinlerde kullanılmasının zorunlu oldu- ğunun altını çizerek bu tür listelerle sanayicinin za- rar görmesinin de haksızlık oldugunu söyledi. Zehir etkisi yaratabilir Prof. Artemis Karaali ise konuşmasında, katkı maddelerinin işlevleri ve kullanım düzeylerinin uzun araştırmalar sonucunda elde edıldiğini belir- terek her maddenin belirli bir düzeyin üzerinde alınmasında zehir etkisi yaratacağını, bunun hava- da soluduğumuz oksijen ve ilaç için bile geçerli ol- dugunu söyledi. Prof. Karaali şöyle konuştu: "200 gıda maddesi üzerinde toksikolojik çalış- malar yapılmışür. Her maddenin öldürücü dozu saptanmaktadır. Hiçbir toksin etkinin gözlemlen- mediği doz saptandıktan sonra bir rakam elde edil- mektedir, Gıda katkı maddelerinde beürtilen doz- lar kuDanddığı zaman zararfa değOdir. Türkgıda kat- kı maddelerindehiçbir riskyoktur.*1 Prof. Aziz Ek- şı, Türkiye'de kullanımına izin verilen gıda katkı maddesinin 170 kadar olduğuna dikkat çekerek ABD'de kişi başına düsen katkı maddesi miktan- nın 30 kg, Türkiye'de ise 30 gram oldugunu söy- ledi. Prof. Ekşi, listelerde E 330 olarak geçen sit- rik asidin portakal, limon gibi meyvelerin ekşili- ğinin kaynağı oldugunu belirterek bu maddenin hiçbir şekilde kanser yapıcı olmadığını söyledi. Bilim adamlan, "Türkiye'de mevzuata uygun olarak kullanılan gıda katkı maddelerinin insan sağlığına zararlı olması söz konusu değildir" şek- linde bir ortak görüşte bırleştiler. Tüm Tüketicileri Koruma Derneği Başkanı Meh- met Barak, asılsız ve yanlış listelerle Türkiye'nin vakit kaybettiğini belirtti. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı Konıma ve Kont- rol Müdür Vekili Dr. İsmail Mert, her gıda madde- si üreten kuruluşun ne miktarda katkı maddesi kul- landığını bakanlığa bildirdiğini belirterek, bakan- lığın kontrollerini sürdürdüğünü, 20 bin gıda mad- desi üzerinde 400 bine yakın analiz yapıldığına dikkat çekti ve yapılan araştrmalarda riske rastlan- madığını söyledi. Sağlık Bakanlığı Temsilcisi Dr. Cihanser Erel ise belli sınırlar içinde alınan katkı maddelerinin in- san sağlığına zararlı olmadığını söyledi. Haber Merkezi - Vakkorama'nın '97 bkbahar/Yaz Koleksiyonu. üç farkb tema beliıiedi. "Genç Yaşayın"da V'akkorama, >uza ve denize olan tutkuyıı denizci çizgileriyle simgeledL "Metropolitan"da isetüm kı^kırtıcılığıylafiJeve dantel görünümlü örmeler, kahvc, bisküvi, sahara, vanilya, lavanta renkleriyle bütünleştirildL ~Avantgard~da da dar ve kısa üstler, bol emprimeler, seksi pantolonlar göze çarpıyor. Koleksiyonda küçükler de unutulmadı. Safari cekeder, pantotonlar, etekler, elbiseler üzerlerindeki işlemder ve baskı figürler, küçükleri doğaya tasıyacak. Olgunluk sınavı yapıldı Yeni üniversiteye giriş modeli sınandı e-posta : tan (â vol. com. tr İstanbul Haber Servisi - Üniversiteye girişte Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sına- vı'mn (ÖSYS) yerini alma- sı planlanan w CMgunlukS«ıa- vı", Türkiye genelinde 272 bin 654 lise 2. sınıf öğrenci- sinin katıhmıyla dün yapıl- dı. Sınav, her alandaki soru sayısma göre farklı sürede gerçekleşti. Milli Eğitim Ba- kanlığı 'nın (MEB), üniversi- teye girişte yeni model hazır- lığınm provası niteliğindeki sınava, meslek lisesi ve imam-hatip lisesi öğrencile- ri katılamadı. Smavdan al:- nan puanın. öğrencilerin not orîalamalanna katılması ne- deniyle mezuniyet derecele- rinı etkileyeceğı bildirildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nm ÖSYS'yi kaldırarak üniver- siteye öğrenci alırrunayöne- lik yeni model hazırlığı, dün saat 09.00'dabaşlayan olgun- luk sınavı ile Türkiye gene- lindeki 272 bin 654 lise 2. sınıf öğrencisi üzerinde sı- nandı. MEB Bilgisayar Eği- tim Hizmetleri Genel Mü- dürlüğü'nce yapılan sınava imam-hatip ve meslek lisesi öğrencileri katılamadı. Bu li- selerin dışındaki resmi ve özel liseler ile genel, Ana- dolu, Anadolu öğretmen li- seleri ve süper liselerin lise 2. sınıflannda okuyan öğren- ciler katıldı. Deneme niteli- ğindeki olgunluk sınavı bu yıl üniversiteye girişte etkili olmayacak. Ancak sınav so- nuçlanöğrencılerin not orta- lamalannı etkileyecek. Olgunluk sınavında öğren- cilere, sınav tarihine kadar okutulan ortak genel kültür dersleri ile fen, sosyal. Türk- çe, matematik, yabanci dil. sanat ve spor konulanndan. haftalık ders saati toplamına göre 10-20 arasında değişen sayıda soru yöneltildi. Dokuz Eyliil Üniversitesi sempozyum düzenledi Eğitim masaya yatınld İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Cum- hurbaşkanı Başdanışmanı ve YÖK Üyesi Prof.Dr. BozkurtGüvenç, eğitimde ilk yıl- lann çok önemli oldugunu ve bugün her- kesin bu ilk yıllara sahıp çıkmak istediği- ni belirterek, "Bu çokönemli olan sekizvıl- da öğrenciyi mesleğe sokarsanız ve adale- sini geliştirirseniz, be>ninedönmesi zor olur. Ya da belli bir dünya görüşüne sokarsanız sonradan onu özgürteştirmek. a\dınlatmak çok zor olur" dedi. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin, BİLSA Bilgisayar işbırliğıyle düzenlediği "Nasıl Bir Eğitim Sistemi" konulu sempozyum dün başladı. Türkiye genelinde eğitimcı- lerin katıldığı sempozyumun açılışında ko- nuşan DEÜ Rektörü Prof.Dr. Fethitdiman. Türkiye'de Atatürk'le başlayan çağdaş. bi- limsel eğitimin çağdaş dünyadan uzaklaş- tığına dikkat çekerek, zaman geçirmeden çağı yakalamanın gerektiğini bunun da yo- lunun eğitimin çağdaşlaştınlmasından geç- tigini söyledi, DEÜ Buca Eğitim Fakülte- si Dekanı Prof.Dr. Hüseyin Alkan. Türki- ye'nin eğitimini gelişmış ülkelerle paralel duruma getirmesi gerektiğini vurgulayarak, " Düşünebilen, yaratKi, etkin. üretken, tar- bşmadan kaçmayan birvyler yetiştirmek zorundayız" dedi. TÜBA Başkanı Danışmanı Prof.Dr. Sü- leyman ÇetinÖzoğlu ise sekiz yıllık kesin- tisiz zorunlu ilköğretimin çok kısa bir za- manda gerçekleştirilmesi, düşünmeyi, araş- tırmayı, merak etmeyi sağlayacak eğitim- öğretim programlannın uygulanması ve her yıl bu uygulamalann değerlendirile- rek geliştirilmesi gerektiğinı söyledi. Ortaöğretim kurumlanndan mezun olan- lann tümünü üniversiteye özendirmenin, yönlendirmenın ve zorlamanın. gerçekçi ve çağdaş bir yaklaşım olmadığmı vurgulayan Ozoğlu, "dinedayaüegitinıe'' ilişkin şu gö- rüşlere yer verdi: Dine dayah eğitimin temeli, ezber "Dine dayalı eğitim, aydınlanma, bilim- de ve teknolojide gelişmenin yanı sıra top- lumlardaki gelişmelerden sonra etkisini kaybermiştir. Dine dayah eğitimin temelin- deezber, nakil ve doğma vatnıaktadır. Sor- gulama, akıl yürütme. düş.ünme ve yarat- ma söz konusu değiklir. Ozgür ve laik dü- şünmeyi, yaratmayı ve üretmeyi kabul et- meyen dine dayah eğitimin bireyin ve top- lumun gelişmesini ve çağdaşlaşmasuu sağ- laması söz konusu değüdir. Dine dayah eği- timin çağdaş bilime hizmet etmesi söz ko- nusu değiklir. •' Sempozyumun ilk oturumunun konuş- macısı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve YÖK Üyesi Prof.Dr. Bozkurt Güvenç, ilk- yaşlardaki eğitimin önemine değinerek. herkesin eğitimdeki ilk yıllara sahip çık- mak istediğini söyledi. Sıfır-altı yaş okul öncesi eğitimin, aile, toplum ve devletin so- rumluluğunda olması gerektiğini, ancak Türkiye'de okul öncesi eğitimin yüzde 6 ora- nında kaldığını vurguladı. Kirlilik çocuklan kanser yapıyor Dış Haberler Servisi- Endüstriyel kirliliğe yol açan petrol rafinerileri ve - çimento fabrikalan gibi yapılara 5 kilometre mesafede doğan çocuklann kanserden ölme riskinin diğer çocuklardan yüzde 20 daha fazla olduğu açıklandı. İngiltere'de 1953-80 yıllannda kansere yakalanarak •yaşamını kaybeden 22 bin çocuğu kapsayan araştırma, ölen çocuklann önemli bir bölümünün, çevreye zehirli atıklar saçan bir rafineri ya da fabrikaya 5 kilometrelik mesafede dünyaya gelmiş olduklannı ortaya koydu. Birmingham Üniversitesi'nden George Knox. yoğun trafiğin olduğu yollara 4 kilometrelik mesafede doğan çocuklann kansere yakalanma riskinin daha yüksek oldugunu belirtiyor. Knox, kansere yakalanma oranının, çocuğun nerede doğduğuna ve endüstriyel faalıyete göre değiştiğini belirterek yine de bu tür endüstriyel faaliyetlerin gerçekleştiği bölgelere 5 kilometre mesafede doğan çocuklann daha fazla kansere yakalanma riskine sahip oldugunu söylüyor. Knox, kanser vakalan ile annenin hamileliğinde radyoaktif ışınlara maruz kalması arasındaki bağlantıyı ortaya çıkaran araştırmalardan faydalandıklannı ifade etti. Araştırma, kireç fınnlan, rafinen, araba ve pil fabrikalan, krematoryum (ölülerin yakıldığı fırın) ve elektrik santrallannın faaliyette bulunduğu bölgelerde daha fazla çocuğun kanserden öldüğünü ortaya çıkardı. Kansere, buharlaşma yoluyla organik kimyasal maddeleri işleyen santrallar ile yüksek ısıyla yakma tekniği kullanan fabrikalar yol açıyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Kemalist Tavır KoymakL' i i A 937 yılında, Ocak ayında istanbul'a ge- I len Atatürk, beni Parkotel'e çağırtb; git- tiğimde, kendisini sıkıntılı bir halde buldum, bi- raz da terti idi. Iç salona geçtikten sonra, balko- na çıktı, sert rüzgânn karşısına göğsünü vermiş- ti. Saçlan rüzgârdan uçuşuyor ve o dalgın dal- gın, Marmara'yı seyrediyordu; mutlaka kafasını kurcalayan birşey vardı." ('On Yıl Savaş ve Son- rası', s. 493, Insel Yay. 1970.) Bunlan Fahrettin Paşa (Altay) söylüyor; o gün, Gazi'nin kafasını kurcalayan şey, 'Hatay Mesele- si'dir. Fransızlann işi ağırdan aldığını, Ismet Paşa Hükümeti'nin ise, çekingen, hatta ürkek davrandı- ğını düşünmektedir. Nrtekim, o günün akşamında, ünlü 'gözdağı gezisi'ne çıkacak, özel treniyle Kon- ya'ya mütveccihen hareket edip, Ismet Paşa, Fev- zi Paşa ve Dr. T. Rüştü Aras'la Eskişehir'de önem- li bir toplantı yapacaktır. Fahrettin Paşa, hatıralarının biryerinde şöyle di- yor: "...o sırada açılan kapıdan Yunus Nâdi mer- hum içeri girince, ona da ilk sözü: -Sen ne der- sin, bu Hatay işine?' oldu ve Yunus Nâdi merhum da, şu cevabı verdi: '-Paşam, senin bu işte blöf yap- madığına, büyük devletler kaani olunca, Hatay se- nindir'." {'On Yıl Savaş ve Sonrası, s. 494, InselYay. 1970.) Fahrettin Paşa'nın 'tanıklığına' neden lüzum gör- düm? O devirde Riyaset-i Cumhur Kâtib-i Umumi- siHasan Rıza (Soyak) bey, 'Hatıralan'nda. 1937'nin o gergin ve gerilimli ilk haftasını anlatırken. Yunus Nâdi bey'in Gazi'nin 'fe/Wn/y/e'Cumhuriyet'teyaz- dığı başmakaleden sözediyor. Az sonra, o makale- ye geleceğim; buradaişaret efrnek istediğım Paşa'nın o gün Gâzi ile Yunus Nâdi bey'in bir arada oldukla- nnı teyit etmesidir. Iş o kadarta kalmamış, o gergin ve gerilimli yolcu- luğa, Yunus Nâdi bey de katılmıştır. '24 saatte isgal ederiz..' O i m di o kurt 'Kemalist' Yunus Nâdi bey'in, 6 Kâ- O nunusâni (ocak) 1937'de, bu gazetedeyayınla- nan başyazısına bir göz atar mısınız? "...iş Fransa'nın yeni Türkiye hakkında, umu- mî denilecek suretteki, kesrf cehâletine btrakıl- sa, hakikatte çok ehemmiyetsiz olan Hatay Ih- tilâfindan dolayı milletJerarası olmadık ve bek- lenmedik hâdiseler zuhuru işten bile değildir; nitekim buna, Fransa'nın Suriye'deki sömürge memurtan, olanca kuvvet ve gayretleriyle hizmet etmektedirler..." "...niçin Fransa; Türkiye'nin yeni ve pek mah- dut hudutlan dahilinde, tamamiyle nasyonalist ve tamamiyle -topkı Fransa kadar belki biraz da- ha ileri- modern bir millet oldugunu bilmesin? Bu- rada Fransa derken, bundan Fransız umumîef- kân, yâni Fransız milletinin ekseriyeti anlaşıl- malıdır. Bizce bunu bilmek, Fransa'ya düştü- ğünden ziyade onu bildirmek Türkiye'ye tevec- cüh eder bir vazifedir. Binaenaleytı çok münsif olarak eğer Hatay ihtilâfından dolayı Fransa ile müsellâh bir cidale girişmek ıztrannda kalırsak, bunun bir kısım mesuliyetinin bizzat biz Türkler- de olacagını bugün burada alenen kabul etmek zorunda bulunuyoruz..." "...yeni Türkiye'yi Suriye'deki Fransız müs- temleke memurianndan öğrenen bugünkü Fran- sa, Türkiye'nin askeri kudretini, yine o zavallı ve balâpervaz (yukardan atan) memurlanndan al- dığı malûmatla ölçüp biçmekte olacak... Suri- ye'deki Fransız müstemleke memurlan nereden bilsinler ki, yeni Türkiye başka cephelerdeki kuv- vetlerine asla ve kat'a, zerre kadar halel gelme- mek üzere, İskenderun, Antakya ve havalisini, yalnız 24 saat veya 48 saatte ekstra millî kuvvet- leriyle işgâl edebilir; ve onlar nasıl takdir eyte- sinler ki, aynı kuvvetlerle bütün Suriye'nin işgâ- li nihayet çok mahdut bir zaman meselesidir..." "..J^mma denilecek ki, bu Fransa ile bir harp- tir; bunu Türkiye ister mi? Açık söyleyeyim ki is- temez, fakat mecbur olduğu zaman, bunu böy- le yapacağından emindir ve bu hesaba icabeder- se bütün dünyaya karşı koymak da dahildir..." Aynı dirayet ve cesaretie... Başmakale biraz daha uzun, ama 'ton' değişmi- yor, 'tavır' aynı 'tavır'; erken cumhuriyet döne- mindeki, 'Kemalist Tavn'nın ta kendisidir. Başmakalesinde Yunus Nâdi bey, kabahatın bi- raz daTürklerdeyâni bızde oldugunu söylerken, as- lında Gazi'nin inönü Hükümeti'ne olan 'eleştırile- rini' dile getiriyor; sonra da, Gâzi Mustafa Kemal Paşa'ya has olan o sert -fakat bütün riskleri hesap- lanmış- 'tavn' koyuyor. Gâzi'den sonraki cumhuri- yet hükümetlerinde, siz bir daha benzer bir 'Kema- list tavra' tanık olduğunuzu hatıriıyor musunuz? Kıb- ns sorunu dahil, ben hatırlamıyorum. Yunus Nâdi bey, yazısında, 'sorvnu' barışçı yoldan halletmek ni- yetimizi belli etmiştir ama, bu niyetin bir anlam ve yaptınm gücü kazanabilmesi için, Türkiye'nin nele- ri göze aldığını da açıklamıştır. îşte 'genç' Kemalistlerin hazırlamayı düşündük- leri 'Kemalizm Ansiklopedisi' için, size bir ömek da- ha: Gençler, Gâzi'den sonraki nesillere unutturulan bu 'Kemalist Tavn' iyice incelemeli, öğrenmeli, -ica- bı halinde-; aynı dirâyet ve cesaretie 'koyabilmelidir'. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.try-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle