Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 1997 CUMA
HABERLER
'DYP'li Mehmet Ağar'ı kurtarma operasyonu' iddiası Ankara'da kulisleri dalgalandırdı
6
Oz yakalanıp bırakddı9
• tddiaya göre, Siverek şehir
merkezinde 34 JRF plakalı Doğan
SLX marka arabayla seyrederken
tstanbuldan gelen bir sivil polis
ekibince yakalanan Yaşar Oz, önce
DYP'li Sedat Bucak'ın evine
götürüldü. Burada, planlanan
ifadeyi vennesi koşuluyla teslim
olmuş gibi gösterileceği kendisine
söylenen Öz, daha sonra Istanbul'a
götürüldü.
• Öz, tstanbul'da polise, Ağar'ın
imzasmı taşıyan sahte belgelerdeki
imzalan kendisinin taklit ettiğini
öne sürdü. Bu operasyonun,
"fezlekesi Başbakanlık'ta bekletilen
Mehmet Ağar'ı kurtarma" amacıyla
planlandığı öne sürüldü. Ancak
Siverek Emniyet Müdürlüğü,
iddiayı yalanladı.
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - Teslim olduğu açıklanan
Abdullah Çatiı'mn eşi MendÇatiı'nın da-
yısı uyuşturucu kaçakçısı YaşarÖz'ün, as-
lında Siverek'te yakalandığı iddia edildi.
Öz'ün. Susurluk kazasının ardından
DGM'ce hazırlanan fezlekede Sedat Bu-
cak'labirlikte "suçişlemekuzereçeteoluş-
turmakla" suçlanan Mehmet Ağar'ı kur-
tarmak için "teslim olduğunıT söylediği
ileri sürüldü. ANAP Manısa Milletvekili
Tevfik Diker de Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın yanıtlaması ıstemiyle verdiği so-
ru önergesinde bu iddıalan gündeme ge-
tirdi. Önergede şu sorulara yer verildi:
- Kamuoyunda dönemin Emniyet Genel
Müdürü Mehmet Ağar'ın envriyle Istan-
bul'da yakalandıktan sonra bırakılan ve
üzennde yeşıl pasaport, emniyet uzmanlık
belgesı gibi sahte evraklar çıktığı belirle-
nen \e uyuşturucu kaçakçısı olarak bilinen
Yaşar Öz, kendiliğinden teslim olmayıp
Siverek'te bazı pazariıklar sonucu mu tu-
tuklanmıştır?
- Emniyet Genel Müdürü Alaaddın
Yüksel, bu pazarlıklan bildif inden dolayı
rm görevinden alınmıştır?
ANAP, DYP milletvekilleri Mehmet
Ağar ile Sedat Edip Bucak hakbnda "suç
işlemek iizere çete OHişturduldan" gerek-
çesiyle düzenlenen fezlekenin. suç kanıt-
lannın ortadan kaldınlması amacıyla Baş-
bakanlık'ta bekletildiğini öne sürerken
Milletvekili Tevfik Diker'in önergesine
konu olan Yaşar Öz olayı şöyle gelişti:
"Siverek'te 34 JRF plakalı Doğan SLX
marka arabayla şehir merkezinde ortaokul
karşısındaki kitapçımn önünde seyreder-
ken Istanbul'dan gelen bir sivil polis eki-
bince yakalanan Yaşar Öz, önce Sedat Bu-
cak'ın evine götürüldü. Burada. planlanan
ifadeyi vermesi koşuluyla teslim olmuş gi-
bi gösterileceği kendısıne söylenen Öz, da-
ha sonra Istanbul'a götürüldü. tstanbuFda,
bir süre hükümeti destekleyen basın or-
ganlanna da demeçler veren Öz. daha son-
ra polise teslim olarak evinde yakalanan
Ağar imzalı sahte belgelerdeki imzalan
kendisinin taklit ettiğini öne sürdü.
Yaşar Öz'ün lstanbul'da I994yılındailk
yakalandığı operasyonda ele geçirilen ve
Ağar'a teslim edılen silahlann kayboldu-
ğuna da dikkat çekılerek bu operasyonun,
fezlekesi Başbakanlık'ta bekletilen Meh-
met Ağar'ı kurtarma amacıyla yapıldığı
iddia edildi."
_ Siverek Emniyet Müdürü ise Yaşar
Öz'ün Siverek"te yakalandığı iddiasını
doğrulamadı. Emniyet müdürü. "Okonu-
da bilgün yok. Ne öyle bir olay var. ne gö-
zaltL.. Eğer İstanbuİ'dan bir eidp gelse ha-
berim olurdu" dedı.
Susurluk olayından sonra hakkındaki id-
dialar nedeniyle tutuklama karan bulunan
Yaşar Öz' ün lstanbul Asayiş Şube Müdür-
lüğü'ne teslim olduğu duyurulmuştu. Gö-
zaltına alındıktan sonra, devletin bazı ka-
demelerinden talımat aldığını söyleyen
Öz, Abdullah Çatlı gibi devlet adma çalış-
tığını söylemiş. Mehmet Ağar imzalı sah-
te belgeleri de kendisinin düzenlediğini
ileri sürmüştü.
1994 yılında bir ihbar üzenne yakalanan
Yaşar Öz'ün evinde ruhsatsız tabanca ve
kendisi ilebirlikte MlT'ci TankÜmitadı-
na düzenlenmiş ıki yeşıl pasaport ve Meh-
met Ağar imzalı silah taşıma ruhsatı ele ge-
çırilmişti. Gözaltma alınan Öz, Mehmet
Ağar'ın dönemin Emniyet Müdür Yardım-
eısı MestanŞener'iarayarak "Bukişryibiz
kuUanıyoruz'* demesi üzerine serbest bı-
rakılmıştı. Öz serbest bırakılırken onunla
birlıkte ele geçirilen ruhsatsız silah ve
Ağar ımzah belgeler Mehmet Ağar'ın ta-
limatıyla Ankara'ya gönderilmiş, ancak
daha sonra bu belgeler ve silah ortadan
kaybolmuştu.
Insan
haklan
makyajıANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - REFAHYOL, ınsan
haklan ihlalleri nedeniyle
yurtdışından gelen baskılara
karşı koyabilmek için makyaj
niteliğinde bir formül buldu.
Insan Haklan
Müsteşarlığı'nın kuruluş
yasasının TBMM'de
görüşülmesi için ısrarlı
olmayan Başbakan
Necmettin Erbakan, bu
konuya kayıtsız olmadığı
mesajını vermek için Insan
Haklan Üst Kurulu'nun
oluşturulmasmı istedi.
Erbakan'ın talimatı üzerine
Devlet Bakanı Lütfii
Esengün başkanlığında
oluşturulan kurulda,
Başbakanlık ile Dışişleri,
tçişleri ve Adalet
bakanlıklannın müsteşarian
görev yapacak. Devlet
Bakanı Lütfü Esengün,
.pariameıttodaç[üzerileHigj ~
basın toplantısîhda îrısan
Hakla?ı'Vfî&te'şa?b'ği'nın
kuruluşuyla ilgili tasannın
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda beklediğini;
tasan yasalaşıncaya kadar
görev yapmak üzere Insan
Haklan Ust Kurulu'nun
oluşturulduğunu açıkladı.
Kurulun Erbakan'ın
yayımladığı genelge üzerine
oluşturulduğunu belirten
Esengün, insan haklan
ihlalleriyle ilgili iddıalann
yanı sıra, Bakanlar
Kurulu'na bazı yasal
düzenlemelerle ilgili
önerilerde bulunacağını. BM
ve Avrupa Konseyi gibi
kuruluşlann ele aldığı
Türkiye ile ilgili sorunlan
izleyeceğıni kaydettı.
Esengün, üst kurulun insan
haklan ihlallerini yok
denecek kadar aza
indireceğine inandığını
savundu. Bir soru üzenne,
kurula bireysel başvuruda
bulunulabileceğini, uyan
dışında bir yaptınm
güçlennin olmadığını
kaydeden Esengün, başka bir
soruya yanıt verirken de
İnsan Haklan
Müsteşarlığı'nın
kurulmasından umut
kesmediklerini. ancak
gecikmeye karşı böyle bir
yola başvurduklannı söyledi.
r> >o
Ünal Erkan, Yıldınm Aktuna ve Yalım Erez'i gözden çıkaran Tansu Çiller'i GİK'te uyardı
DYP'de 4
çeldlelim' sesleri
HtJLYA KARABAĞLI
ANKARA-DYPGenel Başka-
nı ve Başbakan Yardımcısı Tansu
Çiller'in. partinin tüzüğüne dik-
kat çekerek konuşmamalan yö-
nünde son uyansmı yaptığı kabi-
ne üyeleri Sağlık Bakanı Yıldınm
Aktuna ile Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Yahm Erez için disiplin yolu
açıldı. Genel Idare Kurulu'nun
(GtK) 4.5 saat süren toplantısın-
dan sonra Erez ve Aktuna'yı göz-
den çıkardığı mesajını veren Çil-
ler' in, istifa etmemeleri durumun-
da bu bakanlan görevden alacağı
bildırildi. Çiller, GÎK'te "Asker
kışladan çıkü" uyansıyla dile ge-
tirilen hükümetten çekilme öneri-
sini şiddetle reddetti ve RP'nin
"iktidarda dizginlendiğini" öne
sürdü.
Çiller. önceki gece yansından
sonra biten GİK'te, Erez ve Aktu-
na'nın susturulması yönündeki
görüşlere destek vermekle yetin-
meyerek, parti tüzüğüne dikkat
çekti. Çiller'in üzerine basa basa
tüzük vurgulamasını değerlendı-
ren DYP kurmaylan, "80. madde
ile disiplin suçu cezalannın sıra-
landığı hükümlere işaret edilmiş-
tir" dediler. DYP Tüzügü'nün 80.
maddesi, "Parti ahenk ve huzuru
ile poKtikasjnı tahrip edki davra-
nışlarda" bulunulmayacağını
hükme bağlıyor. Tüzüğün, ihraç
yolunun açılacağının bir işarcti
olan ve muhaliflerin durumlany-
la ilişkilendiren maddesi de şöy-
le:
"Üst kadcmeleri tanımayıcı
davranışlarda bulunmak"
DYP GİK'te. Erzurum Millet-
vekili İsmail Köse ile bırkaç üye.
Erez ve Aktuna'nın GİK zemınin-
de masaya yatınlmasından duy-
duklan rahatsızlıklan dile getir-
Sincan davasmda
yargılanan eski
belediye başkanı
RP'tiBeyrYtfdız,
"laiklere zoria ilaç
enjekte edileceğT
gö+üşiinü "espri
" > t i n d e
1 <
çHle
getirdiğıni
savundu.
Düzenlediği Kudüs
Gecesi Sincan'da
tanklı geçişe neden
olan Yıldız,
savunmasını
"esprili bir insan"
olmasına
dayandırdı.
(Fotoğraf: AA)
Sincan duruşmasında 4 tahliye. RP'li başkan, savunmasını 'şaka'ya dayandırdı
Beldr Yddız'a tahliye yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Sincan'da şenat çağnlan yapılan
ve daha sonra tanklı protestoyla so-
nuçlanan olaylı "Kudüs Gecesf'nin
ardından Içişleri Bakanlığı'nca gö-
revden alınan eski Sincan Belediye
Başkanı RP'li Bekir Yıldn'ın da
aralannda bulunduğu 11 sanıklı da-
vanın görüşülmesine başlandı. 4 tu-
tuklu sanığın tahliyesine karar veri-
len duruşmada sa\ıınma yapan Yıl-
dız, "laiklere zoria ilaç enjekte edi-
leceğT sözlerinı "'espri mahiyerJn-
de" söylediğinı, 3 yıl önceki seçim
kmpanyasında da. kadınlara "Sizi
kara çarşafa büründüreceğiz'' diye
"espri yapdğınr anlattı.
Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik
Mahkemesfnde görülen davanın
dün yapılan ilk duruşmasına, tutuk-
lu 11 sanık, avukatlan ve yakınlan
katıldı. Mahkeme Başkanı M. Tur-
gut Okyay, duruşmanın başlangı-
cında foto muhabırleri ve kamera-
manlann 5 dakika süreyle görüntü
almalanna izin verdi. Foto muha-
birleri ve kameramanlar daha sonra
salon dışına çıkanldılar.
Sanıklann kimlik tespitinin ar-
dından duruşma savcısı Yargıç Yar-
bay Nuh Çetinkaya, 13 sayfahk id-
dianamesinı okudu. Iddianamede.
Yıldız'ın, Türk Ceza Yasası'nın (T-
CY) "çetecilere yardun" fıilini dü-
zenleyen 169. "halkı sımf, ırk, din,
mezhep veva bölge farküuğı gözete-
rek kin ve düşmanlığa açıkça umu-
mun emniyeti için tehlikeli olabile-
cek şekilde tahrik etmek'" hükmünü
içeren 312/2. maddeleri ile 3713 sa-
yıh Terörle Mücadele Yasası'nın 5.
maddesine göre 6 yıldan 12 yıla ka-
dar hapsi istenıldi. Diğer sanıklar
için de, 4 ile 31.5 yıl arasında deği-
şen sürelerle hapis cezalan talep
edildi.
Daha sonra savunma yapmaya
başlayan Yıldız. Kudüs Gecesi'ni
düzenlemeden önceki çalışmalan
hakkında bilgi verdi.
Mahkeme Başkanı Okyay, Yıl-
dız'a, evinde bulunan Cemalettin
Kaplan' a ait kasetleri nereden aldı-
ğını sordu. Evinde, ölmeden önce
kendısini "şeyhûlislam" ilan eden
ve Türkiye Cumhuriyeti yerine bir
şeriat devleti kurmayı amaçlayan
Cemalettin Kaplan'a ait kaset bu-
lunmadığını ileri süren Yıldız, em-
niyette kendisine evinden 5 kaset
alındığının söylendiğini anlattı. Yıl-
dız, bu kasetler arasında Necip Fa-
al Kısakürek'e ait "Şeytan" adiı ka-
setinin bulunmadığını. bunun yeri-
ne Cemalettin Kaplan'a ait kasetin
olduğunu gördüğünü savundu. Her-
hangı bir örgüte yardım yapmadığı-
nı ve suçsuz olduğunu bildiren Yıl-
dız. beraatini istedi.
Mahkeme Başkanı Okyay. kısa
bir aradan sonra, sanıklardan Alim
ÇSçekli, Selçuk Öz, Burhan Polat ve
IVIustafa Akbeyaz'm tahlıyelerine,
diğer tutuklu sanıklann tutukluluk
hallennin devamma karar venldiğı-
ni açıkladı.
diler. Köse'nin. "Burası yargıla-
ma yeri degiL Ülke meseleterini ko-
nuşalım, üstelik arkadaşlanmız
burada yoklar. Kendilerini savu-
nama/Jar. DYP Grubu'nda taröş-
mamız gerekirdi" dediği öğrenil-
di.
Üyelerden bazılan da Çiller'e,
"İsimlerini bile açıkça kullanma-
mız doğru değü" uyansında bu-
lundu. Bu açıklama GİK genelin-
ce destek görünce, Erez ve Aktu-
na üzerindeki eleştiriler
ısimlendirilmeden yapıldı.
40 kişiden oluşan ve 5 ek-
sikle toplanan GİK'te. üyele-
rin çoğunluğu muhaliflerin
tutumlannı onaylamadıkla-
nnı tek tek söz alarak aktar-
dılar. Bu üyeler, Erez ve Ak-
tuna'ya, "Onlar demokrasi
havarisi kesilirken, bizi de ir-
tica mensubu olarak göster-
diler" sözleriyle eleştirdiler.
DYP Genel Başkanı Çil-
ler'in. "hükümeti bozalınrT
önerisinde bulunan milletve-
killerine •verdiğı olumsuzya-
nıt, toplantı kapısından kori-
dorlara taşarak duyuldu.
DYP Ankara Milletvekili b-
han Aküzüm ve Ünal Erkan.
ordunun uyansının DYP ta-
rafından ciddiye alınmadığı
gibi izlenim bulunduğunu.
rejımin ciddi bir biçimde
tehlikede olduğunu dile ge-
tirdiler. Erkan'ın da Çiller'e
"Askerier kışladan çıktı. Bir
6 ay daha niye bekleyeUm?"
görüşünü dile getirdiği ka>-
dedıldi.
Hükümetin devam etme-
sinde ısrarlı olduklannı bil-
diren Çiller, üyelere,
"ANAP'la kurduk da ne ol-
du" dıye seslendi. Çiller, sis-
tem dışına itilmesi duru-
munda tehlike oluşturacağı-
nı savunduğu RP'nin ikti-
darda dizginlendiğini öne
sürdü.
Hükümete devam karan-
nın alınmasının ardından
Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) kararlanna ilişkın
değerlendirmenin yapıldığı
toplantıda. hükümeti savu-
nan üyelerden bazılannın, i-
mam-hatiplerin askeri yöne-
timler döneminde de açıldı-
ğını vurgulayarak. ordunun
ısrarlı tutum sergılemesini
eleştirdikleri bildırildi.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Anayasamız, "devletin başı"
olarak tanımladığı Cumhurbaş-
kanı'na "Türkiye Büyük Millet
Meclisi adına Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin Başkomutanlığı'nı
temsil etme" görevini de veriyor.
Bu bakımdan Cumhurbaşka-
nı'nın önceki gün, istanbul'da
Deniz Harp Okulu öğrencileri ve
Harp Akademileri mensuplan ile
yaptığı söyteşileri elbette görev-
lerinin bir parçası olarak görmek
doğaldır.
Demirel'in, "Türkiye Ata-
türk'ûn çizdiği yolu terk ede-
mez. Çağdaş, demokrat ve laik
olarak yoluna devam edecek-
tir" sözleri ile özetlenen ve
Bangladeşli bir şairden naklet-
tiği Atatürk hayranlığı ile dop-
dolu şiiri ile noktalanan konuş-
masını izleyici kurmay subayla-
nn uzun uzun nasıl alkışladığını
TRT haberlerinden izlediniz mi?
Protokol gereği yapılmasına
alıştığımız alkışlan çok aşan, bir
siyasal parti grubunda liderin
çok begeni kazanan sözlerini
destekleyen milletvekillerinin
destek gösterilerine dönüşen
bir ortam vardı o toplantıda.
Cumhurbaşkanı'nın önceki
gün iki önemli askeri öğrenim
kuruluşunu
ziyaret ne-
deni belirli
bir gün ile bağlantılı değil. Yani
bir diploma verme töreni yok.
Örneğin "Polis Günü"öe, Silah-
lı Kuvvetler Günü" de değil.
Besbelli, Türkiye Cumhuriye-
ti'ni ve Türk milletinin birliğini
temsil eden Cumhurbaşkanı, bu
nitelikleri ile kendi eğilimlerini bir
kez de askerterin önünde açık-
lamak istiyor.
Aynı gün, Başbakan Erba-
kan, Yargıtay Başkanı Müfit Ut-
ku, "vekâleten görevlendirilme
tezkeresi" danıştaydan dönen
Emniyet Genel Müdür Vekili Ke-
mal Çelik'i "Polis Günü" örtü-
sü ardında kabul edip gönül alı-
yorlar. Bu iki "yüce makam"sa-
hibi, tabii Kemal Çelik'in atama
olayındaki şaibeyi bilmiyor de-
ğiller. Cumhurbaşkanı'nın, TB-
MM Başkanı'nın, Genelkurmay
Başkanı'nın salt bu şaibeli ata-
ma nedeniyle, Türk polisinin
seçkin evlatlanndan kurulu tem-
silcilerin ziyaretlerine randevu
vermediklerıni de biliyorlar.
Ama, onlar da hemalde ken-
di eğilimlerini bir kez de Meral
Akşener ve Kemal Çelik'in bu-
Yumuşama mı, Yoksa?..lunduğu bu kurulun önünde
açıklamak istiyoriar. Dahası, bu
ziyarette, Yargıtay Başkanı da
tüm yargı organlannın temsilci-
si imişçesine Kemal Çelik'e
"Yargı arkanızdadır" güvencesi-
ni vermek gereğini "bilinmez
hangi nedenle" duyuyor.
"Bilinmez hangi nedenle" sö-
zü, Kemal Çelik'in, önleneme-
yen hızlı yükselişindeki gizi de
açıklayan bir çağnşıma yol aç-
tı... ANAP lstanbul Milletvekili
Yusuf Namoğlu, şaibeli atama
ile görevine oturtulmak isteni-
len Kemal Çelik'in, Tansu Çil-
ler'in malvarlığı ile ilgili TBMM
Komisyonunda "uzman" sıfatı
ile görevlendirildiğini dün açık-
ladı. Namoğlu'nun verdiği bilgi-
ye göre o zamana kadar Içişle-
ri Bakanlığı'nda "uzman" olarak
görev yapan Çelik, komisyon-
daki çalışması beğeni kazanmış
olmalı ki, önce bakanlık müfet-
tiş başdanışmanlığına, sonra da
Hakkâri Valiliği'ne atanıyor. Ya
sonrası?..
Sonrası önlenemez yükseli-
şin devamı. Çünkü, Kemal Çe-
lik de eğilimini belirleyen bir
davranış çizmiş olmalı Çiller'in
malvarlığını inceleyen komisyo-
nun uzmanı olarak.
•••
Eğilim belirleme aşamasında
DSP Genel Başkanı Ecevit ile
lstanbul Kadın Kuruluşları tem-
silcilerinin, Profesörf4ecla Arat
başkanlığındaki dünkü görüş-
mesi de yerini almalı. Görüşme,
Meclis televızyonundan izleye-
bildiğim kadan ile son günlerde
DSP'ye ve genel başkanına ba-
zı çevrelerden yöneltilmek iste-
nilen eleştirilerin tam tersine ls-
tanbul Kadın Kuruluşlan'nın bir
güyen tazeleme ziyareti oldu.
Önceki gün toplanan DSP
Meclis Grubu'nda açıklanan ve
"seMz yıllık zorunlu temel laik
eğitimin kesintisiz olacağını" bir
kez daha saptayan parti görü-
şünün dün medyada yeterince
yer almamasına karşın, Arat ve
arkadaşlannca değerlendirildi-
ği anlaşılan sözlerin, Ecevit'e
moral verdiği anlaşılıyordu. O
moral ile olmalı kı, bir gece ön-
ce partilerarası ilişkileri yumu-
şatma amacı ile
kendisini ziyaret
ettiğini söyleyen
Erbakan'ın rotası için "Iran'ı at-
layıp, şimdi Taleban'a yöneldi-
ler" tanımlamasını yaptı. Ve te-
mel eğitim programının kamu-
oyunda iyice anlatılmasına çalı-
şacaklarını söyledi.
DSP, bu görüşünü, çeşitli gö-
revleri üstlenmiş bilim adamla-
rının da yardımı ile hazırlamış.
"Temel eğitimde seçmeli
ders olmayacaktır" diyen rapor,
böylelikle "temel eğitim"de
Arapça, Kuran ya da hadis gibi
derslere yeşil ışık yakmıyor.
Meslek eğitim ve öğreniminin
sekiz yıllık temel eğitimden son-
ra başlayacağını, bu aşamada
öğrencilere rehber ögretmenle-
rin bilgi vereceğini söylüyor.
Raporun önemli bir bölümü
de bence 8 yıllık zorunlu ve ke-
sintisiz temel eğitimde, öğrenim
araç ve gereçleri ile okul giysi-
lerinin devletçe karşılanması ve
bölge yatılı okullan ile yurtlann
parasız olmasının saptanması-
dır.
Geçen hafta Bolu'da Izzet
Baysal Üniversitesi'nin kampu-
sunda Rektör Kemal Güçlüol
ve arkadaşlanndan dinledikle-
rim, özellikle yurtlar konusunda
laiklik karşıtı güçlerin, yükse-
köğrenim aşamasındaki daya-
nışmasının somut örnekleriydi.
Bu üniversite kampusunda biri-
si kızlar, diğeri erkekler için iki
son derece özenle yapılmış yurt
bulunuyor.
Bu yurtlarda kapasite altında
bannma olmasının nedeni, kent
merkezinde ücretsiz vakıf ve
dernek yurtlarının ardı ardına
açılması. Burada barınmak için
önüne açılan fırsatı kabul eden
öğrenci, kısa sürede özel beyin
yıkama işlemleri ile karşılanıyor.
Ya terk edip kurtulmayı ya ka-
bul edip öylesine yaşamayı se-
Aynı oluşum, özellikle Kuran
kursları ve imam-hatip liseleri
için de geçerli değil mi?
•••
DYP Milletvekili ilhan Akü-
züm, önceki akşam genel yö-
netim kurulu toplantısında, par-
tisinın cumhurıyetten uzaklaştı-
ğını söylerken, nisan ayında ba-
hann geldiğini mi, yoksa fırtına-
lı havanın yaklaştığını mı amaç-
lıyordu?
Siz ne dersiniz?
BIRBAKIMA
SER\ ER TANÎLLİ
Acıyı Bal Eyledik...
Hayır, niçin söylememeli. güzet şeyler de oluyor:
Birkaç gün önce Kadın Adaylan Destekleme ve
Eğitme Derneği'n\r\, kısaltılmış adıyla Ka-Der'in ku-
ruluşu bunlardan birı. Toplumun yüzde 52'sinin par-
lamentoda yüzde 4 oranında temsil edilişindeki
çarpıkiığa karşı bir şeyler yapmak gerekıyordu. Ka-
Der'le ilk adım atıimış bulunuyor. Bu adımı atanlar,
her türlü bağnazlığa, yobazlığa, ırkçılığa, toplum-
sal kirliliğe karşı çıkan ve çevreyi koruma bilincine
sahip kadın adaylan desteklemeyı de elbet başa-
racaklar.
Ka-Der'e gönülden başarılar!
Ne var ki, olumlu nadir örneklerin dışında, daha
çok kötü şeyler oluyor dünyamızda ve toplumu-
muzda.
Avrupa'da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı doruk-
ta.
Bir ırkı ötekınden üstün görme, bu fikir değil dü-
pedüz ruh hastalığı nüks etmiş halde. Ve kapitaliz-
min ağababalan, düzendeki bunalımın nedenlerini
sistemin kendisinde arayacak yerde, dışardan gel-
mişelemeğininyakasınayapışmışdunjmda:Eme-
ği değerlendirirken yerli-yabancı diye ayırıyor;
onunla da yetinmiyor, katil uşaklanna göz kırpıp
cana kastediyor.
Gericiliğin bugünkü abalısı: "Vurun yabancıya!"
Nasıl karşısına dikilmeli bu çılgınlığın?
Hamasî bir edebiyata sarılıp Almana Franstza
ağzını bozup saldırarak değil; soğukkanlılığı sürdü-
rerek, ağırbaşlılığı da elden bırakmayarak...
Ama tam bir savruluş ve çözülüş içinde sistem!
Bizzat hükümet bir gericiliğin temsilcısi; parla-
mentoda muhalefetin hiçbir etkisi ve saygınlığı yok.
Insanca bir düzen adına halktan gelen derinliğine
bir uyanış, bu kez "isyan ve ısrar" biçiminde karar-
lılığını ortaya koyan kıpırdanışlar olmasa, kahret-
mek işten değil...
•
Nasıl hatırlamaz olursunuz Hasan Hüseyin'i?
Üstelik doğumunun 70. yılı. Sevgıli Asım Bezir-
ci'nin belirttıği gibi, "Derin duyariığı, gür sesi, ge-
niş soluğu, renkli hayali, işlek Türkçesiyle diyalek-
tik bir görüş ve insancıl bir bakışa yaslanan hayat
ve tabiat sevgısi, barış ve özgühük tutkusu, dev-
rim ve bağımsızlık özlemi"\/\e dopdolu şaırimizin
yaptığı şu büyük seslenişe kulak vermemek müm-
kün mü?
bak şu bebelehn güzelliğine
kaşı destan . . '
gözü destan
elleri kan içinde • •
kör olasın demiyorum
kör olma da
gör beni
damda birlikte yatmışız
öküzü hoşça tutmuşuz
koyun değil şu dağlarda
san kendimizi gütmüşüz
hor baktık mı kanncaya
kırdık mı kanadını serçenin • , > • (". o' •in-jn^
vurduk mu karacanın yavrulusurnr~' •
ya nasıl ktyanz insana
sen olmasan öldürmek ne
çürümek ne zindanlarda
özlem ne aynlık ne
yokluk ne yoksulluk ne
ilenmek ne dilenmek ne
işsiz güçsüz dolanmak ne
gün gün ile banşmalı
kardeş kardeş duruşmalı
koklaşmalı söyleşmeli
korka korka yaşamak ne
kahrolasın demiyorum
kahrolma da
gör beni
kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne
ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne
ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu
kör olasın demiyorum
kör olma da
gör beni
Tokat'ta silahlı saldırı
DYP'li başkan
öldürüldü
HÜSEYÎN KALKAN
TOKAT-Tokafm
merkez ılçeye bağlı
Yağmurlu beldesinin
DYP'li Belediye Başkanı
Hasan Utku (55), silahlı
saldın sonucu yaşamını
yitirdi. Saldınnın siyasi
amaçlı olduğu öne
sürüldü.
Dün sabah saatlerinde.
beldede bir inşaatta
incelemelerde bulunan
Yağmurlu Belediye
Başkanı Hasan Utku,
kimliği belirsiz iki
kişinin silahlı saldınsma
uğradı. Vücuduna 5
kurşun isabet eden
belediye başkanı olay
yerinde öldü.
Tokat Valisi Ayhan Çevik,
görgü tanıklanndan alınan
bilgilere dayanarak şu
açıklamayı yaptı:
"Belediye Başkanı Hasan
Utku, sabah saatlerinde
bir inşaatta incelemeler
yaparken siyah Broadvvay
marka otomobille gelen
iki kişi. inşaabn birinci
katında bulunan bekle
imamından, belediye
başkanını sormuş.Daha
sonra başkanın yanına
gelen bu kişiler. büyük
ihtimalle susturuculu
silahla ateş etmişler.
İmam ise inşaatm
birinci kaündan
atlayarak hayatnu
kurtarmıs. Katillerin
büyiik ihtimalle yasadışı
örgüt militanlan olduğu
sanıhyor."
Yetkiİiler. Utku'nun
neden hedef seçildiğinin
henüz saptanamadığını,
saldırganlann
yakalanması için,
operasyonlann geniş çaplı
olarak sürdürüldüğünü
söylediler.
tki dönemdir Alevi
yurttaşlann yaşadığı
Yağmurlu beldesinde
belediye başkanlığı yapan
Hasan Utku'nun, 27 mart
yerel seçimleri öncesi
CHP'den istifa ederek
DYP'ye geçtiği öğrenildi.