Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-9MART1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ögretim Üyeleri
Derneği'nin adı
değişti
• \NKARA (Cumhuriyet
Birosu) - Öğretim Üyeleri
^)«neği'nin diin yapılan 5.
-ohğan kurultayında yönetim
Jnrulu yenilendi. Prof. Dr.
»Tsair Hatiboğlu'nun genel
iba»kanlığa yeniden seçıldiği
kırultayda, Prof. Dr. Atilla
B«zkurt ve Prof. Dr. Kaptan
•Kaptangil genel başkan
.ya-dımcılıldanna, Prof. Dr.
Mjstafa Altıntaş genel
-seıreterliğe, Yrd. Doç.
-E>r Nazife Güngör
sa;.manlığa getinldi.
4Curultayda yapılan bir tüzük
•deŞişikliği ile de derneğin
-adı "Tüm Öğjetim Oyeleri
-Dernegı" (TUMÖD) olarak
değıştinldi
KKTC'de
RffAHYOL'a tepki
P İZMJR (Cumhuriyet Ege
.gazetelere verilen paralı
İlanlarda Türkiye'nın "hacı-
baeı" koalısyonuyla
«imzalanan "Ekonomik
(Işbırligi Anlaşması" SevT
/Vnlaşması'na benzetilerek
JClT çalışanlannın 'esir işçi"
halıne getırileceği savlandı.
Olaya tepki gösteren bir
.grup sivil toplum örgütü de
jlanlardaki savlann esef
venci olduğunu belirterek,
."Sevr koşullan"nı dikte
ettırmeye çalışanlann
(emperyalızm destekli "Rum-
Yunan" ittifakı olduğunu
vurguladı.
Kazan'la Kazan'ın
davası
• İstanbul Haber Servisi -
Adalet Bakanı Şevket
Kazan'ın, Ağustos 1996
genelgesim eleştiren
dönemin tstanbul Barosu
Başkanı Turgut Kazan
hakkında açtığı dava yeniden
başlıyor. Davarun 22 Ocak
1997 tarihınde yapılan
oturumunda yargılamanın
durdurulmasına karar
venlmışti. Ancak Adalet
Bakanı Kazan'ın ıtırazı
üzerine durdurma karan
kaldınldı ve Ankara 2.
Asliye Ceza Mahkemesi
duruşfna için gün verdi.
TurguVKaz^ruiün yaptıgı j " •
açıklamada. yann saat'
10.30'da ifade vermek ûzere
Beyoğlu 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'ne gideceğini
behrttı.
Meclis'e örtülii
tehdit• İstanbul Haber Servisi -
pAilli Güvenlik Kurulu'nun
ÎMQK) 28 şubat
toplantısında alınan kararlar
arasuıda yer alan, ihtiyaç
fazlası imam-hatip
liselerinin kapatılması ile 8
yıllık zonınlu eğitim
jnaddelerine, İmam-Hatip
LiseİerLMezunlan
Mensuplan Derneği'nden
(tHLMD) örtülü tehdit geldi.
İHLMM Genel Başkanı
Jbrahım Solmaz, "Hıçbir
milletvekili. millete rağmen
milletin kanaatlerine ters
harçket edemez. Halkımız
inadına maksatlı hareket
edenlere gerekli cevabı
verecektir ve hiçbır zaman
unutmayacaktır" dedı.
Izmir'de
operasyon
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Izmir Emnıyet
Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şubesi"nce
Jstanbul'da yayırrilanan
"Kızıl Bayrak" dergisine
yönelik operasyonda
aralannda, sendikacı ve bir
çocuğun da bulunduğu 13
kişi.gözaltına aluıdı. İHD
femjrŞubesi'nden verilen
Dİlgfye göre, gözaltına
alınanlardan Ahmet
Suhası'rjn operasyon
sırasmda evinin balkonundan
düşerek yaralandığı ve
Yeşilyurt Devlet
Hastanesi'nde tedavi altına
alındığı belirtildi.
TEDAŞ müdürüne
suçlama
• GİRESUN (Cumhuriyet)
7 Tes-Iş Sendikası Giresun
Şube Başkanı Bayram Ali
Yanoğlu, Giresun
TEDAŞ Müdürü Köksal
Çamaltı ile yardımcısı Selim
Kılavuz'u laikliğe ve
Atatürk'e hakaret etmekle
suçladı. Çamaltı ve
Kılavuz'un resmi
araçlarla RP il
binasındakı toplantılara
katıldıklannı öne süren
Yanoğlu, Çamaltı'nın memur
atamalannda taraflı
davrandığını. çarşafh eşini
de işletme müdürü yaptığını
açıkladı.
RP, DYP'yi de uyardı: Uygun bulunmayan MGK kararlan dikkate alınmaz
MGK bunabmı tırınaıııyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Necmettin Erba-
kan'ın. kamuoyuna verdiği me-
sajlann aksine aynen imza koydu-
ğu Milli Güvenlik (MGK) karar-
lan, koalisyondaki bunalımı tır-
mandınyor. RP, MGK kararlan-
nın bazılannın uygulanmayacağı
yönünde mesaj vermeye devam
ederken, DYP'liler hükümet orta-
ğını "gerginngi nrmandırmakla"
suçladılar. RP'liler, Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel'rn, hükü-
mete yönelik "MGK kararlannı
uygula" mesajından da rahatsız
oldular.
RP Genel Başkan Yardımcısı
Rıza Ulucak, hükümetin MGK'-
nin taşeronu olmadığını belirterek
"MGK kararlanmn nasıl uygula-
nacağına hükümet karar verir.
Uygun bulduklanm hayata geçi-
rir. uygun bulmadıklannı ise kaale
almama yetkisi vardır" diye ko-
nuştu. DYP'li muhalıflerden Er-
zurum Milletvekili Zeki Ertugay
ise, RP'nin MGK kararlannın
önemini anlayamadığını vurgula-
dı.
RP Genel Başkanı Ulucak, dün
düzenlediği basın toplantısında
MGK'nin anayasal bir kuruluş ol-
duğunu ve anayasa değişmeden
yok sayılamayacağını belirterek
"Ancak MGK anayasal çerçeve-
nin dışına çıkmamahdır. Hükü-
metlerin MGK kararlannı aynen
uygulama mecbıuTyetieri yoktur.
MGK kararlannın nasıl uygula-
nacağma hükümet karar verir.
MGK'nin hükümeti denetlemek
gibi bir görevi yoktur. MGK ile
TBMM'yi karşı karşıya getirmek
mümkün değildir. TBMM milkt
iradesini temsil etmektedir ve her-
şeyin üstündedir" diye konuştu.
Hükümetin başansını kıskanan
muhalefet partilerinin demokrasi
stnavını geçemediklerini savunan
Ulucak, RP'nin zorla değil seçim-
le iktidara geldiğini; başta muha-
lefet partileri olmak üzere herke-
sin hükümeti içine sindirmesi ge-
rektiğini söyledi.
Ulucak bir soru üzerine, Cum-
hurbaşkanı Demirel'in, MGK'nin
"partiler, siyasetve hükümetkr iis-
tü bir kurul" olduğu yönündeki
görüşlerini de üstü kapah olarak
eleştirerek "MGK'nin anayasada
belirtilen görev ve yetkilerine hira-
zınuz yok. Ama bazüan MGK'yi
hükümetin üstünde bir kurum
olarak göstermeye çahşıyor" dedi.
MGK'detarafsızhk
Rıza Ulucak, Cumhurbaşkanı
Demirel'in "muhalefet şerhi yok"
içerikli açıldamasına karşın, Baş-
bakan Erbakan'ın kararlara mu-
halefet şerhi koyup koymadığı ko-
nusunda bilgi sahibi olmadığını
belirtirken, MGK'deki güç denge-
siyle ilgili olarak da "Hükümetten
4, askeıierden 5 kişi var. Cumhur-
başkanı ne tarafta onu bilmiyo-
rum. Asluıda tarafsız olması la-
zun" dedi. Ulucak MGK kararla-
nnın bir genel görüşme ile TB-
MM gündemtne getırilmesi tartış-
malanyla ilgili olarak da DYP Ge-
nel Başkanı, Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu Çfl-
ler'i ima ederek. "Bu konuda bir
karar aiınmamıştı zaten. Sadece
bir yetkili bunu ağzmdan kaçır-
mış" diye konuştu.
Ulucak, aralannda TÜSlAD'ın
da bulunduğu bazı meslek örgüt-
lerinin hükümete destek vermedi-
ğinin anımsatılması üzerine de
"Milletin desteği önemli, şunun
bunun desteği değü" dedi.
RP'nin Cumhurbaşkanı Demi-
rel'e ve MGK kararlannayönelik
tavn. DYP'de rahatsızlık yarattı.
DYP Burdur Milletvekili Musta-
fa Çfloğlu, hiç kimsenin asker-si-
vil çatışmasına izin vermemesi
gerektiğini söyledi. Hükümetlerin
bu noktaya gelinecek tutumlardan
sakınmasını isteyen Çiloğlu,
"MGK kararlannı duyunca bağ-
nma bıçak saplandı" diye konuş-
tu. DYP Erzurum Milletvekili Ze-
ki Ertugay da yenı bir hükümet se-
çeneği düşünülebileceğini belir-
terek "Siyasi tabiodan memnuni-
yeti olan var nu? RP sözcülerinin
MGK karariannı ciddi olarak
kavradıklaruıı düşünmüyomm.
Aksine. gerginliği tırmandıran
açıklamalar yapıyorlar" dedi.
DYP'dekı "muhalıflerin, Genel
Başkan Çiller'den MGK kararlan
hakkında grupta bilgi vermesini
isteyecekleri ve kararlann hükü-
met tarafından uygulanması ko-
nusunda ısrarlı olduklannı bildire-
ceklerine dikkat çekildi.
MGK kararlannın yaşama geçi-
rilmesi konusunun, koalisyonu
kısa sürede dağıtabilecek en
önemli gelişme olabileceğine dik-
kat çekildi.
Cumhurbaşkanı Demirel'den basına övgü
İstanbul Haber Servisi-
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı'nın ardından
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel de son gelişmeler
konusunda medyanın
tutumunu övdü.
"Türkiye'de bugün medya,
toplumun beklentiieri
dogrultusunda çok önemli
bir fonksiyon kra
etmektedir" diyen Demirel,
demokratik ve laik
Cumhuriyet'e sahip
çıkılmasını medyaaın çok
önemli özelliklerinden bin
saydığını ve Türkiye
Cumhuriyeti adına
medyaya şükranlannı
sunduğunu söyledi.
Genelkuımay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı da geçen günlerde
"Türk basını ile iftihar
ediyonız
r
demıştı.
Cumhurbaşkanı Demirel,
Milliyet ve Sabah
gazeteleri ile Türkiye
Sosyal ve Ekonomik
Etütler Vakfi'nca (TESEV)
HiltonOteli'nde
düzenlenen ve "Medya"
konusunun ele alındığı
"Dünya Kühürel Değeıier
Konferansı"nda konuştu.
Medyanın ulusal ve smır
aşan sorunlara sivil tepkiler
verebilmesinı mümkün
kılacak araç ve imkânlara
sahip olduğunu vurgulayan
Demirel, hür, tarafsız ve
sorumluluk taşıyan bir
medyanın vatandaşlar
arasında sivil diyaloğun
gelişmesini sağlayacağına
inandığını belirtti.
Bugün genelde medyanın,
özelde de televizyon ve
radyolann toplumsal
tartışmanın cereyan ettiği
adeta "genişletilmiş bir
pariameDto" haline
geldiğini anlatan Demirel,
"Bu çok güzel bir şey.
Böylece bir ülkenin îdşisL,
bana göre daha çok
vatandaş olmaktadır" diye
konuştu. Demirel şöyle
devam etti: "Toplum,
medyaya kendisini temsil
etmek meşruiyetini
tanımıştır. Medya bir
toplumun daha iyıyL, daha
doğruyu, daha güzeli, daha
ikriyi ve daha mükemmeli
yakâlamak arzusuna cev^p
vermek, böylesi bir
sorumluluğu da üstlenmek
zorundadır. Memnuniyetle
müşahede ediyonım Id
Türkiye'de bugün medya
tophımun beklentiieri
dogrultusunda çok önemli
bir fonksiyon icra
etmektedir."
Cumhurbaşkanı Demirel, huzurevi niteliğindeki Darüşşafaka Yakaeık SitesTıtm aÇıh^nn'aptli KA AN S AG AN AK)
Cumhurbaşkanı Demirel,
Bilim Merkezi Vakfı'nın
İTÜ Taşkışla binasında
düzenlediği "1. Bibm
ŞenfiğTne de katıldı,
Kartai-Yakacık'ta yaptınlan
huzurevi niteliğindeki
Darüşşafaka Yakaeık
Sitesi'nin açılışını yaptı.
Demirerin tören alanından
aynlışından sonra, 45
yaşlanndaki Cabbar
Çorapçı, "temiz toplum"
istediğini belirterek, balta
ile iki parmağını kesti.
Çorapçı'nınakli
dengesinin yerinde
olmadığını belirtildi. Daha
sonra Erol Yapı
Malzemeleri ve Dış Ticaret
Limited Şirketi
mağazasının da açılış
törenine katılan Demirel
Ankara'ya döndü.
İran Dışişleri Bakanı yarın Türkiye'de
Velayeti üişküeri
yumuşatmayageliyor
Haber Merkezi -İran Dışişleri Bakanı AH
Ekber Velayeti, iki günlük bir ziyaret için
Türkiye'ye gelecek. Yann Türkiye'de
olması beklenen Velayeti'nin
ziyaretinde Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in Iran'a gönderdiği "iBşkDeri
yumuşatma mesajı"nın etkilı olduğu
belirtiliyor. Velayeti'nin ziyareti
sırasmda, aralık ayında Tahran'da
yapılacak lslam Konferansı Örgütü
(IKÖ) zirvesiyle ilgili olarak, İran
Cumhurbaşkanı Arj Ekber Haşimi
Rafsancani'nin davet mektubunu
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e
ileteceği bildirildi.
İran Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye ile
de ilgili Batı Asya Dairesi Başkanı Mir
Mahmud Musevi ve kalabalık bir heyetin
eşlik edeceği Velayeti'nin Ankara'da
yapacağı görüşmelerde, iki ülke
ilişkilerinde son günlerde yaşanan
sorunlann da ele alınması
bekleniyor. Velayeti, salı günü
Türkiye'den aynlacak.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İran
ile Türkiye arasında yaşanan diplomat
krizi ile ilgili olarak Büyükelçi Ali
Tuygan'ı geçen hafta Iran'a göndermişti.
Tuygan, iran Cumhurbaşkanı Ali Ekber
Haşimi Rafsancani'ye Cumhurbaşkanı
Demirel'in bir mesajını iletmişti.
Demirerin mesajmda, İran ile ilişkilerin
yumuşamasının hangi şartlarda
gerçekleşebileceğinin yazıldığı
açıklanmıştı. Diplomatik çevreler, tran
Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yapacağı
ziyaretin bu gelişmeden sonra olmasına
dikkat çektiler.
RP Cenel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes
'Uzlaşma için ilk
adımı hükümetatsın'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP
Genel Başkan Yardımcısı Aydın
Menderes, son 50 yılda asker-sivıl
ilişkilerinin her zaman "sancıh"
olduğunu belirterek "GergûıHğin
yumuşatüması için ilk adımın hükümet
tarafindan ablması gerekir" dedi.
Menderes, MGK kararlannın
ımzalanmasının ardından ordu-RP
ilişkilerinin yumuşamaya başladığını,
halk yaranna olan yumaşama sürecinin
korunması gerektiğini söyledi.
Menderes, Araştırma ve Kültür Vakfı
Ankara Şubesi'nce düzenlenen
açıkoturuma konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'de çok partili döneme geçişten
sonrasmı örnekleriyle anlatan Menderes,
"Türkiye demokrasisi halen bir fidan"
nitelemesini yaptı. Yaşanan üç darbeye
dikkat çeken Menderes, "Son 50 yılhk
tarihimizde asker-shil ilişkileri her zaman
sancıh olmuşrur. Bu aslında her toplumda
temel meselelerden biridir" dedi. MGK
metninin imzalanması ile başlayan
yumuşama sürecinin hükümet tarafından
korunmasının milletin ve iktidann lehine
olduğunu belirten Aydın Menderes.
"Bugünkü hükümet yumuşamayı ordu-
hükümet yumuşaması olarak görmemelL
Hükümet muhalcfetle ve çeşitü toplum
kesimtertyle de yumuşama içinde
olmahdır. Bu konuda da ilk adımı
hükümet atmalıdır. Hükümet ilk adımı
amktan sonra buna uymayanı millet hoş
karşılamaz" diye konuştu.Menderes,
Türkiye'nin 2000'li yıllara halk
tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı ile
girmesi gerektiğini kaydetti.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Sayın generaller,
Milli Güvenlik Kurulu'nun iki
bileşeninden hükümet kanadına
iki mektup yazdım. Bugünkü
mektup da sizlere, MGK'nin as-
ker kanadına. İlk iki mektubu
okuyup okumadığınızı bilemem.
Bu mektubu okuyup okumaya-
cağınızı da. Oysa okumanızı,
hem de dikkatle okumanızı di-
lerdim. Önünüze gelen pek çok
yazıdan daha içten ve daha
önemli olduğu kanısındayım.
Sayın generaller,
Lafı hiç eveleyip geveleme-
den, önce söylenmesi gerekeni
sona bırakmadan başlayacağım:
Milli Güvenlik Kurulu gibi bir "or-
gan"\n çağdaş hukuk devletinde
karşılığı olmadığı kanısındayım.
Demokrasilerde ülkeleri seç/7-
mişler yönetir.
Seçilmişlerin çürümüşlüğü, ik-
tidar olmaktan aldıkları gücü kı-
şisel çıkarian, tutkulan için kul-
lanmaları, kendi kişisel "doğ-
ru"larını ülkede tek doğru olarak
dayatmaya kalkışmalan, üstlen-
dikleri ödevlerı yerine getirebile-
cek bilgi ve birikimden yoksun-
lukları, onursuzlukları... Hayır,
bunlann hiçbiri çağdaş devlet
MGK Uyelerine Açık Mektup (3)
kuramındaseç//m;ş-afanmfş iliş-
kisini etkilemez. Seçilmişlerden
kaynaklanan kusuriar, yanlışlar,
suçlar gene seçilmişler tarafın-
dan düzeltilecektir. Tıkanılan
noktada halkın oyuna, seçime
başvurulacaktır. Bunun başkabir
çözümü yok.
"Bu kuramsal doğrular Türki-
ye gerçeği ile örtüşmüyor. Ülke
biruçurumasürükleniyor" diye-
bilirsiniz. Üstelik yerden göğe
haklı da olursunuz. Burada siz-
lere pek sevdiğim bir demokra-
si tanımını aktarmama izin veri-
niz: Demokrasi, düzenlerin en
iyisi değildir. En az kötü olanıdır.
MGK'nin sizin bugün bulun-
duğunuz makamlara gelişinız-
den çok önce var olduğunu bili-
yorum. O yüzden bu yargılar el-
bette sizlerin kişilığinize yönele-
mez, yönelmiyorda. Örneğin sa-
yın Karadayı'dan "Genelkurmay
Başkanı olurum ama, önce bir
hukuk devletinde yeri olmayan
şu MGK'yi bir karara bağlayın"
demesini isteyemezdik. (Aslında
ben isterdım ama neyse...)
Sayın generaller,
Ülkenin güvenliğini, geleceği-
ni, esenliğini tehdit eden tehlike-
ler üstüne bir teşhis koydunuz.
Teşhisinize katılıyorum ve katıl-
mıyorum.
Katılıyorum: Çünkü kökten-
dincilik ya da dinin bir siyasal
araç olarak kullanılması ülkemiz-
de özellikle Refah iktidarından
sonra azgın boyutlara ulaştı.
Gerçekten ülkemizin geleceğini,
esenliğini tehdit ediyor. Bizlere
dayattıkları yaşam biçimi ile
1400 yıl öncesinin Arap çölü de-
ğerlerinin, yaşamının, hukuku-
nun ılkelliğine sürüklemeye yel-
teniyorlar. Bunun önünegeçme-
liyiz.
Katılmıyorum: Teşhisıniz ek-
sik. O kadar eksik kı yanlış den-
se yeridir. Içinızden biri kökten-
dinciliği kastederek, "PKK tehlı-
kesinden de büyük" dedi. Yanıl-
gı da burada zaten.
Köktendinci tırmanış da PKK
terörü de birer neden değil, so-
nuç. PKK terörü de, köktendin-
ci saldırı da, kimı devlet kurum-
lannın mafya-ülkücü karması çe-
telerle kuşatılmışlığı da, siyaset-
teki katlanılmaz ölçüde aşın kir-
lenmede, vurgunculuğun, hırsız-
lığın, zora tapariığın ve hukuk-
suzluğun kural haline gelmesi de
aynı bütünün değişik yüzleri.
Sayın generaller,
Bu ülkede her yıl 9.5 milyardo-
lar Güneydoğu'daki ilan edilme-
miş savaş için harcanıyor. Bu
yoksul ülkenin 9.5 milyar dolar
gibi dev boyutlu bırikımi korucu
aylığı, özel tim primi, olağanüs-
tü hal tazmınatı, mermi, silah,
bomba oluyor. Hiçbir ekonomi
bunu kaldıramaz. Hete şu yoksul
ülkenin cılız ekonomisi...
Bu, işin ekonomik yönü. Birde
sosyal ve ahlaksal yönü var ve
bu yön daha da tehlikeli. Köyle-
ri yakılan, terörden yılan, canının
derdine düşen; işsiz, aşsız, eği-
timsiz, geleceksiz ve umutsuz
milyonlarca yurttaş göç ediyor.
Kentler, art arda gelen göç dal-
galan altında boğuluyor.
Işsız, aşsız, geleceksiz ve
umutsuz ınsan yığınlan neye sa-
nlabılirler? Ya köktendinci karan-
lığa, tarikatlara, koyu bir dinsel
bağnazhğa ya da (Türk ya da
Kürt) milüyetçıliğıne. şiddeti kut-
samaya, kişisel kurtuluşunu çe-
te tetikçiliğinde, mafyaya ya-
manmakta aramaya...
Kirlenme, çürüme ışte bu kay-
naklardan beslenerek ülkenin
bütün kurumlarına yayılıyor.
Teşhisi bu bütünlükte koyma-
dığınız sürece; tarikatlara bulaş-
mış subayları ayıklamakta gös-
terdiğıniztitizliği ve enerjiyi cina-
yet çetelerine, uyuşturucu çete-
lerine, haraç çetelerine bulaşmış
asker unsurlar için de gösterme-
diğiniz sürece, Güneydoğu soru-
nunu banşçıl yöntemlerle çözme
seçeneklerı üstüne düşünmedi-
ğiniz sürece yakındığınız tehlike-
den ve en az onun kadar ölüm-
cül öteki tehlikelerden bu ülkenin
kurtulması mümkün değil.
Bu ülke hepımızın, doğru. Onu
saplandığı bataktan çıkanmak is-
tiyoruz. Güzel. Ama bunun için
"iyi nıyet" yetmiyor. Doğru teşhis
ve şıddetı mutlak olarak dışlayan
tercıhlergerek. Teşhısınızı veter-
cihiennizı bir kez daha gözderı
geçırmeye ne dersinız?
POIİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
. .Saçlarında Özgürlük.
Yağmur inceden yağıyordu...
Gözlerinde yannlann aydınlığını yakaladım.
Saçlarında özgürlüğün görkemini gördüm...
Kalabalıktınız ve yürüyordunuz...
Kanı çekilmiş, soluyan bir beden değildiniz. Ka-
baran bir dalga gibiydiniz...
Güztürkülerinin, ilkbaharsevişmelerinin çoköte-
sinde çelikten bir örstünüz...
Ellerinizde çoğalıyordu sevginin çiçekleri, hef
adımınızda kararlılık vardı...
Seni izliyordum büyümemiş sevdalan toplaya-
rak. Seni izliyordum fırtına öncesi soluklanmalar
gibi...
Ekmeğimizin taş gibi katı ve gecelerimizin uyku-
suz olduğu zaman tünelinden geçiyordunuz. La-
jos Kassak'ın ılkbaharda haykırışı gibiydiniz ve
alanlara sığmıyordunuz...
Içinızdeki o çağlayan. umudun bir başka türlü
anlatışıydı. Kurşuni akşamüstüler umutsuzluğun
kol gezdiği sokaklarda kayboluyordu...
Ben, seni izliyordum dün alanlarda...
Senin incecik parmaklarında geziniyor, upuzun
bir aşkın rengindeki gözlerine Pablo Neruda'dan
dizeler okuyordum...
Ben sana bakıyordum, sen bana...
Çocuklar koşuşuyorlardı parklarda...
Çocuklar, mevsimler ötesinde şarkılar söylü-
yordu...
Dün sabah hınzır bir yağmur yağıyordu Istan-
bul'a...
Istinye sırtlanndan Boğaz'a baktığımda, sen Sa-
nyer'de, sen Edirne'de, sen Izmir'de, sen Diyarba-
kır'da, sen Trabzon'da bir fotoğrafa gözyaşı dö-
küyordun...
Dudaklannda bir mercan ışırbsı kımıldıyordu.
Gözlerinden aynlık öncesi vedanın yaşlan akryor-
du...
Ben o sırada senin için, tüm analar için Augus-
tino Neto'yu okuyordum:
"Anacığım!
öldürdüler evlatlannı senin
Ve sabretmeyi öğrettiler sana.
Anacığım!
Yıllan senin yaşamının
benziyor birbirine
mezar taşlan gibi.
Ve acı çekmeyi öğrettiler sana
umut bağlayıp göklere."
•••
Kalabalıktınız ve yürüyordunuz...
Şafakta arayıp öğle vakti yrtirdiğiniz aşklann pe-
şinde koşar gibi değildiniz...
Belki Aragon'dan şiirter okumuyor, Cemal Sü-
reya'ya zaman ayıramıyordunuz...
Ama dirençli ve onurluydunuz...
Karanlığa meydan okuyup aydınlığa koşuyor-
dunuz...
Ben o sırada yine sana baktım. Avuçlanndaki sı-
caklığı hissetim. Çoktandır özlediğim gülüşünü ya-
kaladım. Çocuksu sevinçlerle oyalandım...
Vicente'nin otlan dağlayan alevleri gibi bir çıp-
laklığa koşuyordum kimseye haber vermeden. Ke-
narjan dıngin akan bir ırmak gibiydim. O uzak kıyı-
da kimselere görünmeden yıldıziara bakıyordum...
Gözlerin nemliydtve sen o kalabalık arasınday-
dın. Saat tam 13.00'te çoğaldınız özgür kanatlan-
nızla...
Ben sana ve o kalabalığa o uzak kıyidan Melih
Cevdet Anday'ın bir şiiriyle sesleniyordum:
"Ben güzel günlerin şairiyim
Saadetten alıyonım ilhamımı
Kızlara çeyizlerinden bahsediyonım
Mahpuslara affı umumiden...
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara...
Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyoryalan söylemek..."
Sen bana bakryordun amagöremiyordun. Ben
çok uzaklarda bir başka mevsim içindeydim...
Yürüyordunuz yağmurun altında meydanlara
doğru...
Sana ne denli kızsam da kadınları eleştirsem de
belki siz erkeklerden daha cesurdunuz...
•••
Ellerinizde çoğalan sevgi çiçekleri, güz türkü-
lerinden kaçıyordu 8 Mart Dünya Kadınlar Gü-
nü'nde...
Kabaran bir dalga gibiydiniz, fırbnalı birakşam-
da susmayıp haykınyordunuz...
Arzu içinde yanan dudaklannızdaki telaş, End-
re Ady'nin kapısını mı çalıyordu?
Kederli alacasında sabahın, eline bir kez dokun-
mak isteyen adam, su perisi güzelliğindeki kadının
bu kez bakışlarından utandı...
Kadın aşkın bedelini ödemeye hazırdı...
Derin bir sessizlik, Juan Ramon'un kapıda gö-
rünmesiyle bozuldu:
"Öylece de seni severdim, kadın.
Yeniden taş doğsaydım,
Öylece de seni severdim, kadın.
Yeniden dalga doğsaydım,
Öylece de seni severdim, kadın.
Yeniden ateş doğsaydım,
öylece de seni severdim, kadın.
Yeniden erkek doğsaydım."
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planet.com.TR
uyuya kalanlar harıç