Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9MART1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR
Nâzım Hikmet gezegeniBeylik anket sorulan vardır, en sevdi-
ğiniz çiçek-en sevdiğiniz böcek diye sü-
rer gider. Sosyete dergilerimizde, san ba-
sınımızdadagörürüz ömeklerini. En son
nerede yemek yediğinizi, son seyrettiği-
niz filmi filan sorarak bilgimize bilgi ka-
tarlar.
Bir de ıssız ada sorulan vardır. Issız bir
adaya giderken yanınıza on tane piak al-
manız gerekirse neleri seçersiniz? Hangi
on kitabı götürûrsünüz? Unutmayın, ha-
yatınızın sonuna kadar bu on kitaptan
başkasını görmeyeceksiniz! Kolay iş de-
ğildir bu on kitabı seçmek.
Yalnızca bizim yazınımızla kısıtlaya-
lım bu ıssız ada kıtaplannın seçimini.
Joyce, Rabelais. Montaigne, Cervantes,
SaJinger, Calvino filan girmesin listemi-
ze. Anadılimizin yazarlanndan on kitap-
la kısıtlayalım kendimizi. Kimleri seçer-
dim?
Bu yazıda size on kitaplık öznel bir lis-
te vermeyeceğim, yalnızca daktilo tıkır-
tısıyla (yüksek sesle) düşünüyorum.
Sait Faik'leri alırdım yanıma. Hile ya-
pıyorum biraz. Bütün Eserleri, bir kitap
yerine geçiyor. Edip Cansever'leri alır-
dım. (TurgırtUyar'ı, Cemal Süreya'yı
n a
~
sıl bıraktım geride?) Orhan Veİi? Oğuz
Alay'lan alırdım. Orhan Pamuk'tan iki
kitap! Bebçet Necatigil? Okta> RifarMar
ne olacak? Mdih Cevdet Anday'sız gtdi-
lir mi o adaya'
7
Ülkü Tamer'ın bütûn ya-
pıtını alırdım yanıma. Metin Eloğlu'suz
ne yapacağım peki? Latife Tekin'den Csa
YüceTe, yukanda adı geçen herkesi ve ad-
lan geçmeyen birçok yazann yapıtlannı
alırdım. Orta boy bir Laz teknesini doldu-
rurdu kitapiar. On kitapmış, hah! Insanm
"en sevdiği on kitap" olmaz. Hele ıssız
biradadayaşayacaksa. Dolayısıylabucins
anket sorulan "en sevdiğiniziki bin kitap"
yönûnde değiştirilmelidir!
•
Buraya kadar iyi hoş ama ya gerçek-
ten ıssız bir adada ya da birhücrede ömür
tükermeye yükümlü olaydık ve yanımıza
bir tek kitap almamıza izin verileydi?
Hangi kitabı. hangi yazan alacağız o za-
man? Herkişi içindeğişirbusorununya-
nıtı. Kimi sıkı birbriç ya da satranç kita-
bı seçebilir. Kimi bilmem kaçıncı Izmir
tktisad Kongresi kayıtlannı... Kimi Bri-
tannica Ansiklopedisi'ni alır, kimi Play-
boy koleksiyonunu... Yüzlerce yazar ara-
sından bir tanesini seçmek kolay iş değil-
dir. Öyle ya, hayatımızm geriye kalan yıl-
lannı oyazarla, oyapıtla geçireceğiz. Ev-
lilik bile daha kolaydır bu açıdan. Bir tek
kitabınız varsa, o kitaptan kolay ya da zor
(
en yeryüzünde geriye
kalan (bana kalan)
günlerimi, ıssız bir adada
bir tek kitapla geçirmeye
yükümlü olaydım... Nâzım
Hikmet'i alırdım yanıma.
Hiç duraksamadan, hemen
Nâzım'ın yapıtlannı
yüklenir, öyle
çıkardım yola.
Nâzım büyük şairdir,
evrensel terazilerde tartılan.
adını yeryüzünün en büyük
şairlerinin hizasına
yazdırmış bir değerlı
ademoğludur. Büyük bir
yurtseverdir. Kuvayi
Milliye Destanı'nı düşünün
bir an. Hiçbir suçu
olmadığı halde yıllarca
hapis yatmış, insanlığından,
cömertliğinden, onu Nâzım
yapan ideolojisinden bir
gün olsun taviz
vermemiştir. Bir Kübalı
yazann anılannda okudum,
Havana'da bir yazarlar
toplantısında genç
yazarlara "Ben en çok
Bursa Hapishanesi'nde
özgürdüm" demiş. Ne
. güzel!
boşanamazsınız.
Tanıdığım ya da yapıtlanndan tanıdı-
ğım birkaç yazar, ıssız adaya kendi yapıt-
lanyla gideceklerdir.
Büyük bir çoğunluk Kuran'ı, Incil'i,
Tevrat'ı alacaktır yanına.
Kitap mecburi mi abi, tavlayı alsam ol-
muyor mu diyenler de olacaktır.
Televizyonlannı almak isteyenler ezi-
ci çoğunlukta olacaktır.
Ben bir tek kitap alayım ama neden
muhakkak Türkçe yazarlar diye tutturu-
yorsımuz, benim çok sevdiğim yazar Ar-
janrinli, Norveçli. Arnavut, Hintli. Peru-
lu diye tutturanlanmız olacaktır.
Bir iki kendinı beğenmiş. kalın bir def-
terle birtomartükenmez kalem alacaklar-
dır yanlanna.
Soruyla eğlenmeye başladığım için da-
ğîlıyorkonu. Buradaasıl sorun "yıllarca
okunmak için seçilen" bir tek kitabm
"hangisi" olduğudur.
•
Ben yeryüzünde geriye kalan (bana
kalan) günlerimi, ıssız bir adada bir tek
kitapla geçirmeye yükümlü olaydım...
Nâzım Hikmet'i alırdım yanıma. Hiç du-
raksamadan. hemen Nâzım'ın yapıtlan-
nı yüklenir, öyle çıkardım yola.
Nâzım büyük şairdir, evrensel terazi-
lerde tartılan. adını yeryüzünün en büyük
şairlennin hizasına yazdırmış bir değer-
li ademoğludur. Büyük bir yurtseverdir.
Memleketimden lnsan Manzaralan'nı.
Kuvayi Milliye Destanı'nı düşünün bir
an. Hiçbir suçu olmadığı haide yıllarca
hapis yatmış, insanlığından, cömertliğin-
den, onu Nâzım yapan ideolojisinden bir
gün olsun taviz vermemiştir. Bir Kübalı
yazann anılannda okudum, Havana'da bir
yazarlar toplantısında genç yazarlara
"Ben en çok Bursa Hapishanesi'nde
özgürdüm" demiş. Ne güzel!
Düzene ve zamana karşı Nâzım Hik-
met'ın bugün dahi sürekli galip çıkması
biraz da bu tavırdan örürüdür. Suçsuz ye-
re hapsedin. yapıtlannı yasaklayın, oku-
yanlan da hapseatın, Nâztm'ı tehdit edin.
yurdundan aynlmaya zorlayın, bu büyük
vatanseveri hain ilan edin, sonunda hiç-
biri hiçbir işe yaramaz bunlann.
Dünyanın bütün dillerine çevrilir yine
de. Yurdunda da yayımlanır. Dillerden
düşmez. Oyunlan oynanır. Resimleri, fo-
toğraflan evleri süsler. Hakkmda onlarca
kitap yazıhr, yayımlanır. Heykeli dikilir.
Nâzım, yazdıklanyla ve kişiligiyle düze-
ni yenik düşürür. Bunu da çocuksu bir iç-
tenlikie, haklı olduğunu bilen güzel bir in-
sanın esenlikli tavnyla, insan sevgisini ve
politik inancını bir gün olsun zedeleme-
den başanr.
Bütün bunlar olup biterken sürekli şa-
ir kalmayı da başanr nasıl olursa!
•
196O'lı yıllann sonunda babam bir
"Evropa" gezisinden on iki cilt kitapla
döndü. Sofya'da basıimış Nâzım Hikmet
Külliyatı. Abidin Dino'nun enfes desen-
leriyle bezenmiş on iki cilt. On beş-on al-
n yaşındayım. de Yayınevi'nde Sayın Me-
met Fuat'ın yayımladığı kitapiar vardı
elimizde. Bu koskaca ciltlere kavuşunca,
işi gücü bırakıp (kızlan, futbolu ve sine-
mayı bırakıp demek istiyorum) oturup
okumaya başladım Nâzım'ı.
Otuz küsur yıl oluyor. Zevklerim.
inançlanmın bazılan, sevdiğim yazarlar,
insanlar, bazı alışkanlıkianm filan dahil
birçok şey değişti hayatımda. Geriye dö-
nüp bakıyorum: Nâzım Hikmet'e ve ya-
pıtına duyduğum sevgi ve saygı hiç de-
ğişmemiş.
Issız adaya gitmeyin ama olur ya biri-
leri sizi zorla yollarsa oraya, yanınıza Nâ-
zım Hikmet'in kitaplannı alın.
O ada "ıssız*' olmaktan çıkacaktır.
•
Bu yazıyı Nâzım'ın 1939 Şubatı'nda
Istanbul Tevkifhanesi'nde yazdığı bir şi-
irle bitireyirn.
"İstanbul'da Tcvkifhane avlusunda.
güneşli bir kış günü yağmurdan
sonra,
bulutlar, kırmızı kiremitler,
duvarlar ve benim yüzüm
yerde, su birikintilerinde
kımıldanırken,
ben, nefsimin ne kadar cesur,
ne kadar alçak,
ne kadar kuvvetli. ne kadar zayıf
şeyi
hepsini taşıyarak:
dünyayı, memleketimi ve seni
düşündüm..."
Paris'te
'Harem
Şarkılan'
COŞKUN TUNÇTAN
Paris'in özgün ve kaliteli sanat ocaklannın
ilk safinda çoktandır yer alan. Fransa Kültür
Bakanlığı'nın ödeneğiyle etkinliklerini sürdü-
ren ve kuruiuşundan beri. Şerif Haznedar ta-
rafindan ustalıkla yönetilen Maıson des Cul-
tures du Monde'un (Dünya Kültürleri Evi)
afi$lerinde, Türkiye'nin çeşitli sanat dallann-
daki gösterilerine de oldukca sık rastJanıyor.
Örneğin, MehmetUtasoy'un yönettiği ve Gen-
co ErkaJ'ın başrolünü canlandırdığı Nâznn
Hikmet'in "Sevdan Bulufu, bu ünlü kunı-
mun sahnesinde, iki yıl önce, Fransızcaolarak
aylarca sergilenmişti ve çok övgülü yankılar
uyandırmıştı.
Fransa'ya 25 yıldır yerleşmiş olan değerli
sanatçı ve müzik uzmanı Kudsi Ergüner'üı
yenı ve güzel bir girişiminin başanlı sonucu-
na, bugünlerde. aynı yerde, tanık olduk. Dör-
dü sazende. dördü de tatlı sesli, çoğunluğu
genç ve güzel, göz alıcı zarif giysılere büriin-
müş sekiz Istanbullu hanım, bir buçuk saat
arafıksız süren ve "Harem Şarialan"adını ver-
dikleri nefis konserlen boyunca, değişik ma-
kamlardan taksim ve şarkılarla. salonu doldu-
ran Fransızlara, unutulamayacak denli hoş bir
ezgi şöleni sundular. Her biri üst düzeyde ba-
şarrh olan bu sanatçılann adlannı burada say-
mamak haksızlık olur: Gamze Ege Koprek
(tambur), BinnazBa$ar(kemençe), EhTOİgun
(ud), Hacer Tişoğlu (kanun) ve Asuman Asfim
Görgün, Selma Ersöz, Melahat Gülses, Filiz
Şadroğiu (şan).
Bir Beyati Yürük semaiyle başlayan kon-
ser, Segâh, Hüzzam, Hicaz, Hüseyni, Uşşak vb
makamlardan yapıtlardan oluşuyordu. Bu ara-
da, MünirNurettinSelçuk'un "Dönülmezak-
şamın ufkundayu", Saadettin Kaynak'ın
"Muhabbet bağına girdim bu gece", Yesari
Asım Arsoj'un "Yar saçlann lüle lüle" gibi
ünlü şarkılannı da kapsayan programın sonun-
da, salondakilerin bitmek tükenmek bilmeyen
altaşlarına, brovalanna teşekkür eönek için
Kudsi Ergüner'in I992'de kurduğu ve daha
önce Hollanda ve Belçika'da da konserler ver-
miş olan bu grup, bir de "Üskndar'a gider
iken"i söyledi.
Salon boşalırken aralannda konuşan Fran-
sızlar. Türk müziğinden ne denli hoşlandıkla-
nnı bırbirlerine söylüyorlardı hep. Zaten bir-
çoklan oracıkta satılan "Harem Şarkılan"
CD'sini edindiler. Konserden aldıklan zevki
evlerinde defalarca tazeleyebilmek amaayla.
Uzun sözün kısası, Kudsi Ergüner'in isabet-
li ve başanlı girişimi sayesinde, (Türkiye'de,
en tutkun müzikseverleri bile, akademik biçe-
mı yüzünden bu alanda soğutan konserlere hiç
benzemeyen içtenlikli ve caniı yorumunun da
etkisiyle). biryandan FransızlarTürkmüziğiy-
Ie daha sıkı yakmlık kurdular, bir yandan da
anayurtlannın tatlı ezgilerinden uzakta
yaşayan Türkler böylece biraz olsun özlem
giderdiler.
c luuuıaııiiiımıı/-. uıauiMiı. IMÜZHU ouyuK şauuu, CWCIIM;I ıcnuı- ıııcı uı UUKUIP uaru MJICMI gaup i,iKiıuaı uujunuum...
İlhan Selçuk, Izmir Kitap Fuan'nm ilk gününde 'Şeriat' konulu söyleşiye katıldı
Şeriat, siyasikavgaya döniiştii
y
IZMtR (CumhuriyetEge Bü-
rosu) - Gazetemiz yazan ve Ya-
yın Kurulu Başkanı ÜTıan SeJ-
çuk, şeriat istemlerinin sadece
Türkiye'de değil, Osmanlı dö-
neminde de sık sık dile getiril-
diğine dikkat çekerek "Türki-
ye'de bugünkü mücadele de-
mokrasi mücadelesidir"diye
konuştu.
2. tzmir Kitap Fuan'nın ilk
gününde "Şeriat" konulu söyle-
şiye katılan Selçuk, lslamın do-
ğuşundan günümüze dek şeri-
atın gelişimini değerlendirdi.
Halkın yoğun ilgi gösterdiği
söyleşide, şeriatın Türkiye'de
siyasi bir kavgaya dönüştüğü-
nü vurgulayan Selçuk, "Şeriat
bir inanç değOdir, hukuk düze-
nkür. Osmanh'da bile şeriat hu-
kuku tam olarak uygulanma-
nuşnr. DÜDya değiştikçe şeriat
hukuku da degismek zorunda
kahyor" dedi.
1789'da aklm inançtan, bili-
min dinden bağımsızlaştığını
belirten İlhan Selçuk. bu süre-
cin Osmaniı 'da geç yaşandığını
belirtti. Osmanh'da da şeriat ıs-
teklerinin sık sık dile getirildi-
ğini bildiren Selçuk, şöyle ko-
nuştu:
"Bu kavgaOsmanh'da başla-
mtş_ 1923 deMİmi Türk tarihi-
nin en büyük devrimidir. Dün-
ya tarihinin de en büyükleri ara-
sındadır. Çünkü İslam ülkeleri
arasındaki ilk aydınla/ıma dev-
rimidir. Bu devTİmden bir daha
geri>« donüs olmaz."
Bir kişinin inancına kimse-
nin el süremeyeceğini belirten
Selçuk, Türkiye'de ibadet öz-
gürlügünün oJdugunu söyledi.
Gazetemiz Yayuı Kurulu Başkanı İlhan Sdçuk, şeriatla mücadelede en önemli silahın eğitim olduğunu söyledi
Son dönemde şeriat sözünün
sıkça dile getirildiğini anımsa-
tan Selçuk. "Şimdi şeriat isteriz
diye bağıranlan şeriatın lcaiıbı-
na soksamz, onlar da isyan ede-
ceknV dedi.
Tüm dinlerin başlangıçta ka-
dınlara iyi yönden bakmadığı-
nı belirten Selçuk, kadınlann
mücadeleler sonucu haklannı
aldıklannı dile getirdi. Selçuk.
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkesin kendi inancını so-
nuna kadar kullanacağı laik ve
çağdaş bir hukuk olmalı. Eğer
Wr gün şeriat Türkij'e'ye gefir-
se,örnekleri var. kapkara birÜJ-
ke oluruz. İlk önce Ankara'da,
bugün Izmir'de kadınlar yürii-
dü. Şeriata karşı mücadelede en
önde kadınlar var. Türkivc'de
bugünkü mücadeleav dınlanma
mücadelesidir. Kadınlar şimdi
kendi haklannı savunuvor. Er-
kekler de bu aşamada kadınla-
nn yanında olmaiıdır. Demok-
rasi savaşında. bu mücadelede
kadınınyanındaolma>an erkek,
erkekdepdir."
Şeriatla mücadele konusun-
da en önemli silahın eğitim ol-
duğunu vurgulayan Selçuk,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konu ne kadar aydınlaa-
lırsa o kadar iyi ışık serpilir ve o
kavga da sona erer._ Şimdi bir
taruşma vaşıyoruz. Zorunlu eği-
tim 8 yıla çıkanLsın nu, cıkanJ-
masın mı? Çocuk daha bilinci
gelişmeden imam-hatiptere *v-
rihyor. Ama 8yıl zorunlu eğitim
olursa o zaman bir değerlendir-
me şansı olacaktır. Çünkü o za-
man aklı erecektir. Daha küçük-
ken başlarsanız insanlan bu
yönde eğitmeve. oniar. cumhu-
rhet çocuğu değil,şeriat çocuğu
olur. Bunun engellenmesi la-
zım... 1924'te gerçekleştirilen
öğretim bûiiği devrimi şimdi
tersine çevrilınek isteniyor. Bu
da tam 40>ikhrsüregeien bir o-
la>. Evet, aydmlanma kolav ol-
mav^cak. Türkive 70 yüda bir
hayli ayduılandi. Eğer Türki-
ye"nin yannlanru güvenceye al-
mak istiyorsak, işe öğretimden
başlamanuz gerekir."
RP'nin yüzde 20 ile iktidar
olduğunu ve köktendincilerin
büyük baskısı altında kaldığını
belirten İlhan Selçuk, RP'nin
"düzen değişecek" söylemiyle
seçımlerde başan sağladığını
savundu.
Özellikle büyük kentlerde
daha önce sol ve sosyalist par-
tilere oy veren varoşlann bu
söylemk RP'ye kaydığına dik-
kat çeken Selçuk, "Türkij'e'de
yanm \üzyıldır secim yapıhyor.
Ama sosyal adaletsizlik daha
artti. Bu adaletsizliği >oğun ola-
rak yaşayan kitlelerin kendfle-
rini dine vermesini şaşkınlıkla
karşüamanıak gerekir'' dedi.
T e v f i k F i k r e t a n ı l ı y o r
ınlannıaıım şairi 130 yaşındaİstanbuJ Haber
Servisi-Türk Aydın-
lanması'nm şairi Tev-
fik Fikret, dofumu-
nun 130. yılında
ADD Kadıköy Şube-
si'nce bugün düzen-
lenen bir etkinlikle
anılıyor. Atatürkçü
Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi'nin,
"1997 - Aydmlanmanın Şairi Tevfik Fık-
ret'iAnmaYüı" kapsamında Caddebostan
Kültür Merkezi'nde bugün saat I5.00'te
gerçekleştireceğı paneli, gazetemiz yaza-
n Sami Karaören yönetecek. Panele,
Prof.Dr Reşat Ka>nar, Prof.Dr.CahitTan-
yoL Salim Rıza Kırkpınar. Recep Bilginer
ve Sadı Cumbulkonuşmacı olarak katıla-
cak Anma etkınlığ/, şairin 130. doğum
yıldönümünün yanı sıra, kabrinın evinin
bahçesine taşınmasının 35.. Atatürk'ün
Aşıyan'ı ziyaretınin de 80. yıldönümü do-
layısıyla gerçekleşririliyor.
Tevfik Fikret kimdir?
Edebıyat-ı Cedide'nın en önemli tem-
silcisı olan AydınJanma şaın Tevfik Fîk-
ret. 1897'de Istanbul'da doğdu. Asıl adı
MehmetTevfik olan şair, toplumsal içerik-
li şiirlenvle ilerici düşüncelerin simgesi
haline geldı. Türkıve'de Batıh sanat anla-
yışının yerleşmesinde önemli bir rol o\xıa-
dı. 1891 'de Vfirsad dergisinın açtığı şiir
yanşmasında birincilik kazanarak edebi-
yat çevrelerinde adını duyurdu. 1894'te
ıMalumatdergisini çıkaranlar arasında yer
alan Fikret, 1896'da Servet-i Fünun dergi-
sınin yazıişleri müdürlüğüne getirildi.
Dergı, onun yönetıminde EdebrvatnCedi-
deakımının yayın organı durumuna geldı.
Tevfik Fikret, o dönemde aydınlara yapı-
lan yoğun baskılar nedeniyle birkaç kez
gözaltına alındı. Bir süre sonra dergidekı
görevinden aynlan Fikret, 1906'da Robert
Kolej'in yanında birev yaptırarak eve Aşi-
yan adını verdi. 1908'de 2. Meşrutiyet'in
ateşli savunuculanndan biri olan Fikret,
Hüseyin Kazun Kadri ve Hüseyin Cahft
Yalçuı'la birlikte Tanin gazetesini kurdu.
Fikret, Ittihat-Terakki'nın yayın organı
haline getirilmek istenince Tanin'den ay-
nldı. 31 Mart Olayı'nı protesto etmek için
Mekteb-i Sultani müdürlüğünden aynlan
Fikret, daha sonra şeker hastalığına yaka-
landı ve Aşiyan'daki e\
r
ine kapandıktan
bir süre sonra, 1915'te yaşamını yitirdi.
Y A P i
Greta Garbo 'nun
külleri Stockholm 'de
• Greta
GarbO'nun
külleri
ölümünden
yedı yıl
sonra
doğdugu
yere,
Stockholm'e
taşmıyor.
Isveçli
yetkiiiler ve
ünlü yıldızın
yeğeni
arasında Greta Garbo
sağlanan anlaşma
sonucunda küller
önümüzdeki günlerde
korunmakta olduğu Nevv
York'tan alınıp
Stockholm MezarlığVna
getirilecek.
• Disney veÇîn
hükümeti arasında,
Martin Scorcese'nin.
Dalaı Lama'nın yaşamını
konu alan filmi yüzünden
yaşanan anJaşmazlıkiar
sona ermiş görünüyor.
Disney'in en önemli
pazannı kaybetme
tehlikesiyle karşı karşıya
kaldığı anlaşmazlık
sonucunda, bir grup
Hollyvvoodlu sinema
oyuncusu, Çin -
hükümetini sansürcü
tutumundan örürü
protesto etmişti. Dalaı
Lama'da rol alan Richard
Gere de ödün
verilmemesi taraftanydı.
• Steven
spielberg
lkinci Dünya
Savaşı'nı
konu alan
yeni filmi
'Saving
Private
Ryan'da
başrolleri
Tom Hanks
ve Ed Burns
payla^ıyor.
Filmin
çekimleri yıl
sonunda Ingiltere'de
başlıyor.
• Gong Li. Elveda
Cariyem' ve 'Çinli Bir
Kadın, Quı Ju' adlı
filmlerin yıldızı geçen
hafta Pekin'de Hong-
Konglu gazetecılerin
'Kadın BaşT adlı tabio
• Pablo Plcassonun
. 'Tete.d'une.Fernme'...
(Kadın Başı) adlı tablosu
Londra'da sergilenmekte
olan Lefevre Sanat
Galensi'nden çalındı.
Silahıyla galeri
görevlilerini etkisiz hale
getiren 30 yaşlanndaki
soyguncu çalıntı olduğu
anlaşılan bir otomobile
binerek 1.6 milyon dolar
değerindeki tabloyla
birlikte kayıplara kanştı.
• August Sander.
Almanya'nın en önemli
fotoğrafçılanndan bin.
1876 yılında birmaden
mühendisinın oğlu olarak
dünyaya gelen sanatçı,
20. yüzyıl insanuıın
portresini çizen bir
projenin de mimarlann-
dan aynı zamanda.
Sanatçının 200 fotografi
şu anda Londra Ulusal
Portre Galerisi'nde
sergileniyor. Minimal
anlatım tarzını
benimsemiş olan
sanatçının en heyecan
venci yapıtlanndan biri
de 'Höchstenbachlı genç
kadın'.
GongLi
sorulannı yanıtladı. Daha
cesur olmasını gerektiren
fılmlerde rol alacağını
açıkladığı konuşmasında;
"Tutuculuk, konu
yelpazesini daraltarak Çin
Fılm endüstrisini olumsuz
yönde etkilemiştır"
şeklinde bir açıklama
yaptı. Gong Li aynca, Çin
halkı gibi kendisınin de
demokrasi yanlısı
olduğunu söyledi.
• WillyBrandteski
Federal Almanya
Başbakanı, ölümünden
sonra, besteci Gerard
Rosenfeld'a yeni operası
"Kniefal in Warshau' için
esin kaynağı oldu. 1970
yılında imzalanan
Varşova Antlaşması'nı
konu alan opera, kasım
aymda Dortmund'da
sahnelenmeye başlayacak.
• Filiplnli Sarah
Balaba0an ın hayatmı
anlatan filmin
Manila'daki ilk gösterimi
Müslüman senaristler
tarafından engellendi.
Balabagan, Birleşik Arap
Emirlikleri'nde 1994
yılında 15 yaşındayken
hizrhetçi olarak yanında
çalıştıgı patronunu,
kendisine cinsel tacizde
bulunduğu için
öldürmüştü.
Höchstenbachlı genç kadın
British Council semmerleri
• Kültür Servisi - British Council tstanbul şubesi,
mart, nisan ve mayıs aylannda sekiz hafta sürecek üç
yeni program başlatıyor. 27 mart - 15 mayıs tarihleri
arasındaki ilk program 'Popüler Kültür', 19 mart - 14
mayıs tarihleri arasındaki program 'fngiliz Gençlik Alt
Kültürleri ve Müzik Biçirnleri", 18 mart - 8 mayıs
tarihleri arasında gerçekleştirilecek program ise
'Bilimkurgu ve Intermedia' başhğını taşıyor.
Programlara devam edenlere British Council onaylı bir
sertifika verilecek. Aynı zamanda program sonunda
makale yazıp başanlı olanlara Ingiltere'de tercih
edecekleri bir üniversitede araşrırma yapma olanağı
sağlanacak. Aynntılı bilgi için tel: 0 212 252 74 74.
İZMİR KİTAPFUARINDA BUGÜN
• 11.00-12.00: tnkılap Kitabevi'nin düzenlediği,
Aydoğan Yavaşb'nın sunduğu, "Türkiye'de Kadın Mizah
Yazan Ounak" başlıklı söyleşiye Canan Tan katılıyor.
• 12.00-13.00: Edebiyatçılar Derneği'nın düzenlediği,
"Kum Saati'nden Gün Tutulması f)> külerine Taşrada
Kuva>1 Millhe Ruhu Üzerine" başlıklı söyleşinin konuğu
Mucize ÖzünaL
• 13.00-1430: Inkılap Kitabevi'nin düzenlediği, Temel
Güralp'in yönettiği, 'Çocuk, Kitap ve Biz' başlıkh panele
Savaş Ünlü ve Aydoğan Yavaşlı katılıyorlar.
• 14J0-16.00:9 Eylül Üniversitesi GSF Sahne Sanatlan
Bölümünün hazırladığı "Antik Ege Yazarlanndan
Esintiler' adlı dramatik gösteri izlenebilir.
• 16.00-18.00: SODEV'in düzenlediği, Erkan
Karakaş'ın vönettiğı •Gençfik Ne Kadar Okuyor,
Düşünüyor, Üretiyor' başlıİclı panele Prof. Dr. Zafer
LsküL Yrd. Doç. Dr. Günnür Beyazit Mustafa Balbav ve
Özgür Aydın katılıyorlar.
• 18.00-20.00: Pen Yazarlar Derneğinin
düzenlediği. Alpay Kabacah'nın yönettiği
•'İzmir'de Kültür Harakeüeri" başlıklı panele Şükran
KurdakuL Yaşar Aksoy, Efdal Sevinç ve Erkan Serçe
katılıyorlar.