Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 1997 PAZAB
12 HABERLER
"PKK casusu" diye gözaltına alman New York Times Türkiye muhabiri Stephen Kinzer
'Türidye^nm hııajıBARAN UNCU
Güneydoğu Bölgesi'ndeki gezisi sırasında
gözaltına alınan New York Times Türkiye
muhabiri Stephen Kinzer, "Bu olaylar,
Türkiye'nin dışanda yaratmaya çalıştığı imajını
zedeliyor" dedı. "PKK casusluğu" ıle suçlanan
Kinzer, Güneydoğu Bölgesi'ndeki durumun.
olduğundan farklı gösterilmeye çalışıldığını da
söyledi. Genelkurmay BaşkanlığYnın yabancı
gazeteciler için düzenlediği üç günlük
Güneydoğu gezisinin bitimmde, bölgedeki
incelemelerini devam ettirmek isteyen Stephen
Kinzer, Kozluk bölgesınin kuzeyinde jandarma
tarafından gözaltına alındı. Batman Jandarma
Karakolu'nun bodrum katında yedı saat boyunca
sorgulanan Kinzer. "PKK casusu" olmakla
suçlandı. Sorgulamada Kinzer'e, gitmekte oldugu
köyde kimleri tanıdığı ve tstanbul'da PKK'den
kimlerle ilişki kurduğu soruldu.
• On dokuz saat süren gözaltı sırasında telefonla Amerikan Büyükelçiliği ile görüşme
isteğinin bile geri çevrildiğini belirten Kinzer, "Üstüm aranırken bulunan notlardaki
'human rights' (insan haklan) ifadesinin PKK ile aynı anlama geldiğini düşünen sivil
polislerin yeniden eğitimden geçmesi gerekir. Onlann Türkiye'nin gerçek seviyesine
çekilmesi gerekir. Çünkü Türkiye gerçeğini bu insanlar yansıtmıyor" dedi.
On dokuz saat süren gözaltı sırasında telefonla
Amerikan Büyükelçiliği ile görüşme isteğinin
bile geri çevrildiğini belirten Kinzer, "Üstûm
aranırken bulunan notlardaki 'human rights'
(insan haklan) ifadesinin PKK ile aynı anlama
geldiğini düşünen si\ il polislerin yeniden
eğitimden geçmesi gerekir. Onlann Türkiye'nin
gerçek seviyesine çekilmesi gerekir. Çünkü
Türkiye gerçeğini bu insanlar >ansıtmryor" dedi.
Avrupa Topluluğu'na girmek isteyen Türkiye'nin
bu tip olaylarla yara aldığını ileri süren Kinzer,
"Kişisel olarak bu olay unutulur. Ancak 21.
yüzyüa hazır modern bir ülke olduğunu sö>1eyen
Türkiye için çok kötü etkileri oluyor" diye
konuştu. Uzun yıllar savaş muhabirliği yaptığını
vurgulayan Stephen Kinzer, "Daha önce birçok
savaşın olduğu ve olağanüstü halin u\ gulandığı
ülkede bulundum. Polisten dayak yedim.
Turuklandım. Ancak bunun kadar kaba ve
korkutucu bir oiayia karşılaşmadım. Çünkü
kimseye nerede okhığumu bile bildiremiyordum"
dedi."
Güneydoğu Bölgesi'ndeki izlenimlerini de
değerlendiren Kinzer, bölge hakkında
söylenenlerle, gerçeğin birbirini tutmadığını
söyledi ve şöyle devam etti:
"Genelkurmay Başkanhğt, gezi sırasında
konuştuğum valiler. komutanlar ve yöre
halkmdan insanlar, bölgede PKK'nın
geriletildiğinL çabşmalann olmadığını ve banşm
hâkim olduğunu söylediler. Ancak durum. hiç de
söylendiği gibi değil. Resmi gezi sonunda
tercümanımla beraher bazı köylere gitmek
istediğûnizde yetkililer oranın PKK köyieri
olduğunu ileri sürerek isteğimizi geri çevirdi.
Bölgenin PKK'hlarla dolu olduğu ileri sürüldü.
Batnıan'da saat 21.00'de dışarı çıkmak
istediğimde bana PKK'ıun her yerde olduğu ve
sokaklann güvenli olmadığı söylendi."
Resmi gezi sırasında bölgenin kendilerine tek
taraflı olarak tanıtılmaya çahşıldığını vurgulayan
Kinzer. "Gözaltına alınmam bu amaca gölge
düşürdüğü için üst düzey yetkiuleri de kızdırmış
olmau. Çünkü birçok hükümet görevlisi beni
arayarak olaydan dolayı özür diledi" dedi.
Kinzer aynca. "Sağlıklı bir çözüm için bu iki
ayn görünümün birbirini dengetemesi
gerektiğinr de belırtti.
Susurluk
'Çffler'i
çağırmak
yararsız'
AYŞE SAVIN
ANKARA - TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu'nda, DYP
Genel Başkanı, Başbakan Yardım-
cısı \e Dışişjeri Bakanı Tansu ÇU-
ler ıle eşı Ozer Uçuran Çiller'ın
çağnlması ile ilgili tartışmabitme-
di. Çıller'in karara sinirlenerek,
DYP'lı bakanlan devTeye soktuğu
bildinlırken, Başbakan Necmettin
Erbakan'ın da, RP'li komısyon
üyelerini,
-
Bufikirdenvazgeçume-
si" yönünde uyardığı dıle getirildı.
Komisyonun RP'li üyesı Hayret-
tin Dilekcan. üyelerden Çıller çif-
tinin dinlenmesi yönünde öneri
geldiğini, ancak oylamada buluna-
madığını belirtirken, "ÇiUer'i ko-
misyona getirmek bir \arar sağla-
maz. Bir kişi istiyor di\e. komisyo-
nu refüze etmemek, saygınlığına
göJge düşürmemek la/jm" diye ko-
nuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgene-
ral İsmail Hakkı Karadayı ile Jan-
darma Genel Komutanı Örgeneral
Teoman Komanın komisyona bil-
gi vermelerı istemini "Medis üs-
tünlüğü-demokrasi" düzeyinde-
tartışan RP'liler, Çiller konusunda
çıfte standart sergileme eğilimine
girdiler.
Çiller çiftinin komisyona bilgi
vermeye çağnlması yönündeki ka-
rar henüz yazıya dökülmezken, se-
çim bölgesi Nevşehir'de hafta so-
nunu geçiren komisyon başkanı
RP'li MehmetElkatmış'ıntavn da
yann yapılması planlanan, ancak
Çiller bunalımı nedeniyle ertele-
nebileceği kaydedilen toplantıda
kesınleşecek. Bazı DYP'li bakan-
lann ve Başbakan Erbakan tarafın-
dan uyanldığı savlanan Elkat-
mış'm, geri adım atıp atmayacağı
merak konusu oldu. Kulıslerde El-
katmış'ın Erbakan'a "direnemeye-
ceğj'' belirtilirken, RP'li komisyon
üyeleri de Çiller'in çağnlmasının
"pratik yaran olmayacağT savını
dile getırmeye başladılar. Komis-
yonun RP'li sözcüsü Bedri tnce-
tahtacı. "kesinleşmiş karar yok"
dıyerek. Elkatmış'la çelişirken.
HayTettin Dilekcan da Çiller'ın
çağnlmasının yarar sağlamayaca-
ğı görüşünü savundu.
Daha önce çağnlan eski Içişlen
Bakanı Mehmet Ağar'ın, "Devtet
GüvenlikMahkemesi'nde konuşa-
cağım" diyerek komisyona bilgi
vermekten kaçındığına dikkat çe-
ken Dilekcan, "Örneğin Teoman
Koman Paşa da komisyona bilgi
vermeyeceğini söyledL Aynı şeyi
Çiller de yapabilir. Böyle bir du-
rum zaman kaybına yol açar. Ko-
misyonu refüze etmemek, sayguıh-
ğma gölge düşürmemek lazun* di-
ye konuştu.
Başbakanlık Teftiş Kuruıu'nun
devlet ıçindeki yasadışı örgütlen-
melerle ilgili ekleriyle birlikte yak-
laşık 4 bin sayfalık raporu da ko-
misyona ulaştı.
'Başka çocukların ölmesini istemiyoruz'
Gazi «de anmaGazJosmanpaşa ilçesi, Gazi
Mahallesi'nde 12 Mart 1995'te
meydana gelen ola\larda >aşamını
yhirenler, olaylann başladığı
postanenin önünde, mezarhkta ve
Gazi Cemevi'nde yapılan törenJeıie
aıuldı. Postanenin önüne dün sabah
saatierinde karanfıl bırakan 200
kişilik grup. buradan araçlarla Gazi
Mezarlığı'na gitti. Grup. olaylarda
yaşamını yitirenleri me/arlan
başında andıktan sonra cemevine
kadar ailoşh protesto yüriiyüşü
yapo. Daha sonra ise cemevinde
ölenİerin amsına vemek verildi. Faili
meçhul bir cinayete kurban giden
Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak,
ceme\inde yaptığı konuşmada,
"Başka çocukların ölmesini
istenüyoruz. Siz de böyle yüriiyüşler
yapmak zorunda kalmayın diye
bizler yürüyoruz" dedi. 12 Mart
Anma Düzenleme Komitesi'nden
yapılan yazılı açıklamada ise Gazi
olaylanyla Alevi- Süntıi çaüşması
yaratümak istendiği vurgulandL
Polisin uzaktan izlediği törenler
olaysız sona ererken çevrede alınan
geniş güvenlik önlemleri dikkat
çekti. (Fotograf-.KADER TUĞLA)
Genelkurmay: TSK, anayasanın korunması ve sorumluluklannda fevkalade hassastır
'Çağdaş yolda üerlemeye kimse mani olamaz'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanhğt, laık rejimi hedef
alan şeriatçı tehditlere karşı bir
dizi önlem ahnmasının
kararlaştınldığı 28 şubattaki
Millı Güvenlik Kurulu'nun
ardından Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne (TSK) yöneltilen
eleştirileri yanıtlarken.
ordunun, "'anayasanın temel
niteliklerinin korunmasında ve
yasalann kendisine verdiği
vetki ve sorumluluklann
tespitinde fevkalade hassas
olduğunu, bu hassasiyetin
demokrashe bağluıktan
doğduğunu" vurguladı. Laik-
demokratik cumhuriyetin
çağdaş uygarlık yolunda
ilerlemesine kimsenin engel
olamayacağının altını çizen
Genelkurmay Başkanlığı'nın
yazılı açıklaması, aynen şöyle:
"28 Şubat 1997 tarihM MilH
Güvenlik Kurulu
toplanüsmdan beri Türk Silahh
Ku\ vetleri'ni hedef alan bazı
beyan, yorum ve açıklamalar
yapdmaktadır. Türk Silahh
Kuvvederi anayasal bir
kuruluştur. görev ve
sorumluluklan yasaJaria tespit
edilmiştir. Türk Silahh
Km'vetleri geleneksel görev
bilinci ve vazife anlayışı geregi,
emrindc olduğu yüce
milletimizin güvenliği Ue
anayasamızın temel
niteliklerinin korunmasında ve
yasalann kendisine verdiği
yetki ve sorumluluğun
hudutlannın tayin ve tespitinde
fevkalade hassastır. Bu
hassasivet, Türk Silahh
Ku»ederi''nin özünde var olan
demokrasiye bağhhğmdan
doğmaktadır. Yüce Türk
milleti, Atatürk'ün kendilerine
emanet ertiği laik ve
demokratik cumhuriyetin tüm
imkânlanndan istifade ederek
çağdaş medeniyet yolunda
azünle ilerleyecekrir. Buna hiç
kimse mani olamaz ve
olamayacaktır. Hal böyle iken,
zaman zaman Türk Silahh
KuvNtleri'ni siyasi polemiklere
konu etmek veya şu veya bu
şekilde Silahh kuvvetkr'i
siyasetin içindeymiş gibi
gösterrnek ü/üntü \ericidir.
Milli Güvenlik Kurulu yasal bir
platformdur. Komutanlar,
görüş ve düşüncelerini Milli
Güvenlik Kurulu'nun bir üyesi
olarak, burada özgür bir
şekilde dile getirmektedir.
Kamuoyuna saygı
Ue duvurulur."
"Ben, Muhammed Mustafa ümmetin-
denim. Türkive dinsiz, laik bir ülke hali-
ne gehniştir. Hayatımı Mustafa Kemal
dinsizliği ile savaşa adayacağuna. Türki-
ye'yi bir din ve şeriat devleti haline getir-
mekiçin mücadele edeceğime, Kemal Pa-
şa zamanında çıkanlan dinsiz kanunla-
nn tatbikini önleyeceğune, kısa zaman-
da ümmet esasına dayanan şeriat devle-
tinin kuruhnası için çalışacağıma dinim,
AUah'un ve bütün mukaddesatım üzeri-
ne yenün ve kasem ederim."
Bugün Türkiye'nin dört bir yanında
faalıyet gösteren binlerce Kuran kursun-
da yaklasık 200 bın çocuğa işte bu iğrenç
yeminı yaptınyorlar. Bütün suçu, yıkıl-
mış. paylaşılmış bır ımparatorluk kalın-
tısından bağrmsız, başı dik, çağdaş bir
cumhuriyet yaratmak olan Mustafa Ke-
mal ve arkadaşlanna en alçakça yalan-
larla saldınyorlar.
Ülkesine, halkına düşman bir ümmet
ordusu yaratmak için var güçleriyle ça-
lışryorlar.
İJlkeyi dar-ül-harp olarak ilan eden
şenatçı kafa, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir
din devletine dönüştürme planını bıkma-
163. madde geri gelmeli!..
dan usanmadan, büyük bir sabırla uygu-
luyor. Cumhuriyet düşmanı kadrolar
devletin kilit noktalanna yerleştiriliyor.
Silahh milis kuvvetleri oluşturuluyor. O
kadar pervasızlar ki Refah Partisi'nin
Erbakan'dan sonraki en güçlü lider ada-
yı Recep Tayyip Erdoğan, "Fazla zorla-
masınlar, bazı ülkelerde görüldüğü gibi
vahşet yaşanabiUr" dıyebiliyor. Yani fü-
tursuzca bebeklerin bile boğazı kesilerek
öldürüldüğü, son 5 yılda 60 binden faz-
la masum insanın şeriat adına katledil-
diği Cezayir'i çagnştınyor.
Dinci kesimin sözde uzlaşmacı yaza-
n AbdurTahman DilipakFransız 'Le Fv-
garo'gazetesıne verdıği demeçte açık
açık "Türkiye'de laiklik yok ohnahdır"
diyor. Refah Partısi Milletvekili Hasan
Hüseyin Ceylan, "70 yıDık zulüm" ede-
biyatına sanlarak "Anamın çarşafma
uzanan eli kıranm. Kimse çarşafa,
imam-hatip liseterine ve camilere doku-
namaz" şeklinde ucuz kahramanlık ya-
pıyor.
Şeriatçılar, bu ülkede hiç kimsenin
inancından ötürü zulme uğramadığını,
bir kişinin dahi camiye gittiği için, oruç
tuttuğu için baskı görmediğini aslında
çok iyi biliyorlar. Bırakm camilere do-
kunmayı. 70 bin camiyle, Türkiye'nin
Islam ülkelen arasında en fazla ibadet-
haneye sahip ülke olduğunun da tama-
miyle bilincindeler.
Bu ülkede yasalann dini siyasete alet
etmek isteyen, insanlann inançlarını çağ-
dışı bir şeriat devleti kurmak amacıyla
sömüren din tüccarlanna karşı olduğu-
nu herkesten daha iyi anlıyorlar. Ama
kafalanndaki mollalar düzenine giden
yolda her türlü yalanı, her türlü çarpıt-
mayı mübah sayıyorlar!..
Türkiye Cumhuriyeti'ni ve bu cum-
huriyete yürekten bağlı ulusu açıktan
açığa tehdit ediyodar. Çünkü kendileri-
ni hazır hissediyorlar. Yaklasık 50 yıldır
ülkeyi yöneten sağcı kafanın ihanete va-
ran ödünlerinin sonucunda devletin içi-
ne yerleştirdikleri kadrolara, bu süre
içinde beyinlerini iğdiş ederek yetiştir-
dıkleri militan ordusuna (ki bunun bir
örneğine milyonlarca insan Sincan'da
kadm gazeteciyi yumruklayan yaratığın
şahsında tanık oldu) ve şeriatçı ülkelerin
akıttığı trilyonlara güveniyorlar.
Işte bu nedenle, TCK'nin TurgutOzal
döneminde büyük bir kumazkkla ve de
kendini demokrat zanneden zavallı yan
aydınlann desteğiyle kaldınlan 163.
maddesi geri gelmeli. "Laikliğe aykın
olarak devletin sosyal ve ekonomik veya
siyasi veya hukuki temel dü/enini. kıs-
men de olsa dini esas ve inançlara uydur-
mak amacıyla cemiyet tesis, teşkil tanzim
veya sevk veya idare edenlerin" en ağır
şekilde cezalandınlmasını hükme bağla-
yan 163. madde, ceza kanunundaki ye-
rini almalı. Aynca anayasanın 174. mad-
desiyle koruma altına alınmış 'Cumhu-
riyet Devrimi Kanunlan' da ödün veril-
meden uygulanmalı.
Dünyanm gerçek demokrasiyle yöne-
tilen hiçbır ülkesinde demokrasinin ye-
minli düşmanlanna, demokrasi adına
ödün verilmıyor. Üstelik demokrasiyi
yalnızca bir araç olarak gördüğünü, fir-
satını bulduğunda yok edeceğini açık
açık söylemekten çekinmeyenlere ikti-
dann altın tepsi içinde sunulduğu götül-
müş. duyulmuş değil!.. Çok uzağa git-
meye gerek yok, Almanya ve ttalya, ya-
kın geçmişte demokrasi düşmanlanna
iktidan teslim etmenin diyetini çok acı
bir şekilde ödedi. Sadece onlar değil, 2.
Dünya Savaşı kâbusunu yaşayan ülkeler
de bu aymazhktan payına düşeni ister is-
temez aldı.
Tarih, ne denli güçlü olursa olsun, ge-
rekli önlemleri almayan ülkelerin hazin
sonlannı anlatan binlerce hikâye ile do-
lu. Tarihi bilmeyenlerin ya da sevmeyen-
lerin okuması gereken bir hikâye de var;
AzizNesin'in "Ah BizEşdder" isimli ne-
fisyapıh!..
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Dereden Tepeden...
Cumhuriyet'in pazartesi günü yayımlanan başyazı-
sı "Ahlaksızhk ve Din"û\. Şoyle sürüyordu:
"'Ahlaksız Teklif', sanar açısından bir değeri olma-
sa da epey sürûm yapan bir filmin adıdır. Ancak bu
filmin adı, iç ve dış medyada Refahçı koalisyona da
yakıştınldı. Çünkü ortaklığın mayasında ahlaka aykın
bir anlaşmanın yattığını dünya âlem biliyor.
Bu anlaşma, milletin gözieri önünde programlandı
ve yine herkesin gözieri önünde adım adım gerçek-
leştirildi.
Ne yazık ki iş bu kadaria da bitmiyor; ahlaksızlığın
içine kutsal Islam dinini politikaya alet edenlerin 'ta-
kıyyesi de giriyor'.
fûnkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç yaşanmamış bir
süreç başlamtştır. Hükümetin başının her tuturp ve
davranışı kamuoyu önünde şu kuşkuyla irdeleniyor
Takyye mi?
Bu soruyu medyada ve siyaset dünyasında rahat-
ça soranlar ne demek istiyoriar? Başbakan Erba-
kan 'ın davranışlan içtenlikli midir? Yoksa içten pazar-
lıklı mıdır? Refah lideri, hedeüne ulaşmakiçin hile-işe-
riye miyapıyor? Söylediğiyle düşündüğü veyapbğı bir
midir?..
Çöl entrikasıyla sarmallaşan devletten hayır gel-
mez; eninde sonunda insanlarbirbirinin boğazına sa-
nlır.
Türkiye, tehlikenin eşiğine böyle gelmiştir, ahlaksız
birkoalisyon pazartığıyla kurulan ortaklıktayalan ve ta-
kıyyenin Türkiye'yi nereye sürüklediği belli değildir."
•••
148 (okul numarası değü, altnlannın ağırtığı) "Birya-
lan rüzgân mıdır?" Takıyyenin Türkçesi nedir?
148'in 1969'da Konya'dan milletvekili seçilmesin-
de büyük payı olan "süpermürşit", bu konuda şöyle
konuşuyor
"Yıl 1969... Büyükdoğu'nun 14. evresi... Malumzat
evimize kadargeliyor ve ağustos sıcağında bahçemi-
zin gölgelik bir yerinde koltuğa kurulup o zamanlar il-
gilisi bulunduğu Odalar Biriiği hakkında Büyükdoğu
sayfalannda yayımlanması diieğiyie bir röportaj yaz-
dınyor.
Röportajın hedef aldığı kişiler arasında Bedii Faik
de vardı. Faik, sözcü olarak Erbakan'ı, yayımcı olarak
da beni dava ediyor.
- Ben Büyükdoğu'ya böyle mülakat vermedim! Laf-
lanmı Necip Faal uydurmuş olsa gerek.
Ve iki yalancı tanık tedarik ediyor.
Balmumu adamlanndan Hüseyin Akmumcu ile
Hüseyin Abbas...
Bir şey olduğuna değil de, olmadığına yani nefy'e
(olumsuzluğa) tanıklık eden bu yalancılar, taşıdıklan
kukla adam sıfatın, din yolunda çalışan ve kendilen-
ne feyz verdiği kabul edilen biradamı yalan tanıklığa
mahkûm ettirip efendilerini bu işten sıyırmak gibi bir
fazahate (rezalete) kadar düşüyoriar.
Yalancılık derecesinin hem de halk yolunda müca-
dele eden/eri mahkûm ettinvek ve bu yolda Islam ka-
nunlannın en büyük suçu yalancılık cinayetini işleme-
nin bu efsanevi rütbesi önünde lider hazretlerine ya-
kışacak sıfatı Müslümanlar biçsin...
Mahut yalancı tanıklık alametleri, bir süre sonra Er-
bakan'dan ve partiden kopunca bana şu mazereti
(özrü) açıkça söylediler:
- Ne yapalım bizi kandırdı. Bizim böyle tanıklık et-
memiz için kendisine sizin talimat verdiğinizi söyledi:
-Üstat böyle istiyor' dedi. Resat Aksoy'un yazjhane-
sinde beni görmeye gelen Erbakan'ın herzamanki
yüzsüz tebessümüyle bana uzattığı elinireddediyorve
diyorum ki:
- Siz kendi davanızın en büyük cürüm saydığı ya-
lancılığı ve yalancı şahitliği, hem de Allah yolunda be-
raberce gittiğiniz bir insana karşı işledinız."
•••
"Cumhuriyet" imzalı başyazı şöyle sürüyordu özet-
le:
"... Ha/ton din duygulannı sömürerek siyaset yap-
mak ahlaksızlıktır, dine saygısızlıktır.
Türkiye, demokrasiye geçmek ısfıyorsa birgün ge-
cikmeden bu temel sorunu çözümlemelidir. Batı'da
yüzyıllarönce aşılmış bu davayı 21. yüzyıl eşiğinde yi-
ne Türkiye'nin önüne dikenlerin, devleti ete geçirip
amaçlanna ulaşmalan engellenmeli, din ile politikanın
s;nırian çekilmelidir.
MGK'nin karan bu yolda bir uyandır.
Ancak Refahçı koalisyonun iki kanadından bin,
MGK uyansını takıyyeyoluyla eritmek, ötekikanadı da
takıyyenin güncel adı olan yalanla geçiştirmek yön-
temlerini benimseyebilecek istidattadıriar.
Türkiye 'nin sorunu askeri darbe değildir Darbe;yü-
zeysel, sağ, dar ve demokrasiye aykın bir kavramdır.
Oysa günümüzde karanlık bir düzenin ülkenin başına
musallat olacağı korkusu toplumu sarmıştır. Bu kor-
ku, darbeyle değil, laikliğin güvence altına alınması ve
demokrasinin tam anlamıyla yaşama geçirilmes'yle
dağılabilir.
Ahlaksızpazariıkla kurulmuş koalisyon, birkorkunun
yönetimine dönüşmüştür. Bu hükümetle ülkenin ay-
dınlığa ve istikrara kavuşması olanaksız.
Bu koalisyon hükümetigitmeli, din ahlaksızlann elin-
de siyaset piyasasında pazarianmaktan kurtanlmalı-
dır."
•••
Kitap şenliğinde imza: Izmirii okuriara; yann saat
14.00'te, TÜYAP'ın kitap şenliğinde Cumhuriyet Kitap
Kulübü'nde (Stand no: 5960) kitaplanmı im-
zalayacağım. Beklerim. (ME)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/ "Soap-opera"
da denılen, gerçek 1
yaşamdan kopuk 2
televizyon dizüeri-
ne verilen ad. 2/ 3
Cazibe... Üzeri A
kırmızı parafınle
kaplanan bir tür 5
peynir. 3/ Sina Ya- _
nmadasf nın orta- "
sındaki çöl... " — 7
— Köprüsü": foo
Andriç'in romaru. 8
4/Belirti... Japon- g
lara özgü bir tür
güreş. 5/ Sarma teknığiyle
yapılan bir tür işleme. 6/ ^
Tütün dizmek, kurutmak
ve işlemek için kullanılan ^
üstü kapalı sergi... Eskı 3
Mısır'da güneş tannsı. 7/ 4
Posta sürücüsü... Kurşun ^
borulann ağzını açmak
için kullanılan ucu sivn ta- «
koz. 8/ Eskımiş giyecek... 7
Ördegebenzerbirsukuşu. g
9/Yalnızgüldürmeyi değil, q
daha çokdüşündürrneyi ve
yergiyi amaçlayan mizah türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kedi ya da köpeğin ön ayagı... Şenliklerde caddelere ku-
rulan süslû kemer. 2/Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta
kullanılan test... Kanşık renkli. 3/Büyük çivi... Kadınlarha-
mamında hİ2met eden ve müstenlerinı yıkayan kadm. 4/Bir-
leşmiş Mılletler'm kısa yazılışı... Argoda "alay" anlamın-
dakullanılan sözcük. 5/ YıhnazGünej'in Fransa'oa çektıği
son filmi. 6/ŞerifGören'inbirfilmı... Bırsoruekı. 7/Zekâ
geriliğinın ileri şekli... Salgı oluşturan organ. 8/ Sanı... tri
taneli bezelye. 9/ Üstü kapalı olarak anlatma... Bunama.