08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART1997CUMA HABERLER Erbakan'ın4 çark'ı şaşırbnadı J iktidara ^ israil ile yenî s\ AB'ye tam / geiince Çekiç /biraskeri •< üyelîk Ji Güçve 4mi eğitim ^ / hedefinin Olağanüstü anlaşması sürdüğünü Hali uzattı imzaladı söyledi 4 RP'nin haram dediği faizler yine rantçıların gözdesi oldu ABD'ye ^ Aksi gidilerek f \ mesajlarma +J özelleştirme \J karşın MCK pazarlaması kararlarmı yapıldı imzaladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Necmettin Erbakan, muhalefet dönemınde dile getirdiği önemli ılkelerden geri adım atması nedeniyle; aksi yönde mesajlar vermesıne karşın, Millı Güvenlik Kurulu'nun (MGK.) laik rejimi hedef alan ginşımlere karşı önlem kararlanna da "aynen" ımza koyunca şaşkınlık >aratmadı. Erbakan'ın uzayan "geri adunlar üstesi"nde yer alan bazı olaylar şöyle: İsrail ile anlaşma: tki ülke arasında ımzalanan askeri işbirliği ve eğitim anlaşmasına muhalefetteyken, "İktidara geiince yırtıp atacağız'"diyerek büyük tepki gösteren Erbakan, bu vaadini gerçekleştiremediği gibi, kendi iktidan zamanında imzalanan savunma sanayiinde işbirliği anlaşmasına da ses çıkaramadı. Gümriik biriigi ve AB ile üişkOen Türkiye'nin AB ile gümrük birliğine girmesine de tepki gösteren. AB ile ilişkiler yerine "fslam birligT"nin kurulacagını savunan Erbakan, iktidara geldikten sonra Türkiye'nin AB tam üyeligi hedefinin değişmediğini bildirdi. ABD ile ilişkiler: Muhalefetteyken, "emperyaüst" olarak tanımladıği ABD'nin Başkanı Bill Clinton ile gÖrüsebümek ve "RP'nin üunh bir parti" oldugu mesajını verebilmek için "gölge Dışişleri BakanT Abduilah Gül'ü ABD'ye gönderdi. Çekiç Güç: RP'nin dış politika konulanndaki en keskin dönüşlennden biri, çokuluslu Çekiç Güç'ûn görev süresinin uzatılması sırasında yaşandı. Hükümetin güvenoyu almasından sadece 24 gün sonra RP, muhalefetteyken PKK'nin destekçisi olduğunu savunduğu Çekiç Güç'ün görev süresini uzattı. OHAL: RP, Çekiç Güç'e benzer bir görüş değişikliğini Doğu,ve Güneydoğu'da yürürlükte olan olağanüstü hal uygulamasında sergiledi. RP'libölge milletvekillerinın rahatsızlık duymasına karşın olağanüstü hal de RP iktidannda uzatıldı. ÖzeUeştinne: Muhalefetteyken "ulusal sanayi"nin geliştirilmesı propagandasıyla "özelleştirme peşkeşine" karşı çıkacağını öne süren RP, Erbakan Hükümeti döneminde ABD'de bile özelleştinne pazarlaması yaptı. Erbakan. PTT'nin T'sinin özelleştirilmesinden elektrik santrallannın kiralama adı altında satılmasına kadar bir dizi girişimin arkasında yer aldı. RP ve DYP'de gerginlik Başbakan 'ın imzası RP 'yi sindirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Nec- mettin Erbakan, MGK ka- rarlanyla ılgılı olarak parti- si içinde doğabilecek sıkın- tılan önlemenîn yollarını ararken; DYP liden Tansu ÇiUer'in "Ben imzalattır- dntn" çıkışıyla ilgilı olarak. "ÇiUer partisi açtsından sı- kınblı. O nedenle buna ses çıkarmadım" diye savunma yaptı. Erbakan'ın imzayı at- masmın ardından sessizliğe gömülen RP'hler de "Zaten kriz yoktu. Bildirinin yazıl- ması zaman aMı" görüşünü öne sürdüler. Alınan bilgiye göre Er- bakan imza sonrasında kur- maylanyla yaptığı görüşme sırasında krız sürecındeki gelişmeleri değerlendınr- ken muhalefet partılerinin demokrası sınavını başany- la geçemediğıni, RP'nin ise MCK Paket bakanlara ulaştı YUSUFÖZKAN ANKARA-Milli Gü- venlik Kurulu'nun (MGK) "gereği yapü- mak üzere" hükümete bildirdiği ve Başbakan Necmettin Erbakan'ın imzaladığı "önlemler paketPnin, dün Bakan- lar Kurulu üyelerine da- ğıtüdjğı öğrenildi. Pa- kette, 163. madde ben- zeribir uygulamamn ge- ri getirilmesi ile Türk Ceza Yasasrnda (TCY) değişiklik yapılması önerileri yer almazken, laiklik karşıtı eylemlerle ilgili tüzük ve mevzuat değişikliğine gidilmesi- nin istendıği kaydedildi. MGK'nin, köktendin- ci akımlann gelişmesine karşı laik demokratik re- jimc güvence olarak de- ğerlendirilen ve cumhu- riyet devrimlerini temel alan kararlanna, Türki- ye Cumhuriyeti Hükü- meti Başkanı'nın muha- lefet şerhi koyması, Cumhurbaskanı Süky- man Demirelve ordunun baskısıyla engellendi. Cumhuriyet'in aldığı bilgiye göre, Erbakan'm, imza konusunda geri adım atmasma ilişkin gelişmeler şöyle oldu: Başbakan Yardımcısı TansuÇilter, önceki gün TBMM'de Erbakan ile bir araya gelerek, önlem- ler paketini imzalaması konusunda ikna etmeye çalıştı. Görüşme sonun- da Erbakan'ın ıkna ol- ması üzerine Çiller, MGK Genel Sekreteri Orgeneral tlhan Kıhç'ı arayarak, Erbakan'm metni imzalayacağını bildirdi. Bunun üzerine MGK Genel Sekreteri Kıhç, sivil giyimli bir al- bayı TBMM'ye gönder- di. Erbakan, kurye alba- ym getirdiği önlemler paketini imzaladı. bu konudaki duyarlılığını ortaya koyduğunu savundu. Erbakan, RP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Mende- res'in açıklamalarının da "parti içindedemokratik bir yapı okiuğumT göstermek açısmdan olumlu bir sonuç verdiğinı belirttı. RP kur- maylan, kararlann Çiller'in dayatması sonucu imzalan- dığı yolundaki iddialardan duyduklan rahatsızlığı dile getirdiler. Erbakan bunun üzerine ortağının partısin- den kaynaklanan bazı sıkın- tılan olduğuna dıkkat çeke- rek. o nedenle Çiller'in 'Ben imzalattırdım" şeklindeki çıkışına tepki göstermedıği- ni öne sürdü. Daha önce "MGKkarar- larunn alüna bu haKyte im- za anlamaz"diyen RP'liler, Erbakan' ın imzasmdan son- ra "kararlar hakkında bilgj sahibi ohmadıklannı" belır- terek yorum yapmaktan ka- çındılar. ABD'de yaptığı açıklamalar nedeniyle Ge- nelkurmay 2. Başkanı Orge- naral Çevik Bir'in Divan-ı Harp'te yargılanmasını iste- yen Ağn Milletvekili Sıddık .\lta>, imza konusunda " Hocadoğrusunu yapnusOr. güzel yapnusör" dedi. RP Genel Başkan Yar- dımcısı Abdülkadir Aksu da parlamentoda düzenlediğı basın toplantısında MGK kararlanyla ilgili bir kriz ya- şanmadığını öne sürerek, •'Kriz mıriz yok. yazılması zaman aldı. Prosedüre göre önce komutanlar sonra CumhurbaşkanL, sonra da Başbakan imzaladT dedi. Aksu, muhalefin "De- mokrasi benim iktklarunın bittiği yerde biter" anlayışı- na sahip olduğunu savuna- rak şunları söyledi. " Yaşadığımız olaylar her- kesin gerçek düşüncelerinin ortaya çıkmasına aracı ol- muştur. RP bu sınavda, ger- çek demokrasiyi savunma misyonunu üstlenmiştir. Keşke RP hukuku, demok- rasiyi koruma ve kurtarma miicadelesinde hükümetor- tağıyla biriikte tek başına kalmasaydL "Demokrasiler- de isteyenin istediği zaman demokrasiye son vermesini meşnı kılan bir kural mı vardır" arKaaaşıarına stanbul ve Yıldız Teknik ünrversiteleri s & t n d i u i f ^ n D G M ' « topiam % yıl ağır hapis cezasına çarpünlan 8 üniversite, tzmir DGM tarafından toplam 72 yıl ağır hapis cezasına çarp- ürüan Manisah 12 lise öğrencisinin serbest bırakümalannı istediler. OğrencUer, arkadaşlanna verilen ceza- lann bütün toplumsal muhalefeti hedef aldığuu belirterek "Çeteler Meclis'te, öğrenciler hapiste" pankart- lan açtdar. YTÜ kampusunda toplanan Yıldız Teknik Üniversitesi Oğrenci Cepheleri'ne bağlı bir gnıp öğ- renci, "Sörekli Aydınhk İçin 1 Dakika Karanlık" eylemine alkışlı. düdüklü destek verdikten sonra. Ankara DGM'ce hapis cezasına çarpünlan arkadaşlannın cezaevinden gönderdiği mektubu okudular. Cerrahpaşa Tıp Fakühesi kampusunda toplanan öğrenciler de "Çeteler Meclis'te. öğrenciler hapiste" pankaro ve slo- ganlanyla Temd Bifimler'e kadar yürüdüler. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) Sendikalar ve sivil toplum örgütleri uyardı Milletvekillerine 'Özgür olun' çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-tş, DISK ve TESK önderliğinde meslek kuruluşlan ve sivil toplum ör- gütlerince oluşturulan platfonn, mil- letvekillerini mektupla "rejün için öz- gür aa\Tanma>a"çağırdı. Türk-lş Ge- nel Başkanı Bayram Me- ral. DİSK Genel Başka- nı Rıdvan Budak ve TESK Genel Başkanı Deniş Gönday'ın imza- sını taşıyan mektupta. "Gün, özgür milletvekili olma günüdür" denerek parlamenterlerin partı dı- siplinini aşmalan istendi. Milletvekillerine gön- derilen mektupta, Türki- ye Cumhuriyeti'nin kar- şı karşıya bulunduğu so- runlann. TBMM'de mil- letvekillerinin çabalan ile çözüleceği belirtilerek Türk-îş, DÎSK ve TESK örgütlerinin cumhuriyet tarihinde ilk kez Atatürk ilkeleri doğrultusunda bir araya gelme gereksinimi duyduklan vurgulandı. Milletvekillerinin par- ti farkı gözetmeden bir araya gelmeleri gerektıği belirtilen mektupta, "Siz- lerden istedigimiz, dar çevrelerde alınan, halkın ve ülkenin beklentilerine ters düşen kararian ve parti disiplinv- ni aşabilecek bir anlayış içine girebil- menizdir. Belki içinize sindiremediği- niz, hatta nedenlerini aile bireylerini- ze dahi anlatamadığını/ haklı gerekçe- leriniz olabilir. Bütün bunlara karşın. DTP lideri cindoruk 'Hükümet ctkisiniyitirdi' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- DTP Genei Başkanı Hû- samettin Cindoruk, hükümetin RP kanadınm, MGK toplan- tısmdan çıktıktan sonra kararlara tavır almasını eleştirerek "Oradaki sivifierin durumu,sadecedekorasyon sağlamaktan ibarettir. MGK nin görüş ve kararian 31 yıkhr süahlı kuvvet- lerin görüşlerini ifade eder" dedi. Cindoruk, Turk Sanayıci ve Işadamlan Vakfi Genel Baş- kanı Vfeii Santoprak ve yönetim kurulu üyelerini kabul et- ri.Cindoruk. kabulü sırasında yaptığı konuşrnada, Türkiye'nin darboğazdan geçtiğini, 1.5 yılda yeniden seçim konuşur du- ruma gelerek acze düştüğünü söyledi. Erbakan ın MGK kararlannı imzalamasıyla krizden çıkıl- dığını düşünmenin fazla iyimserlik olacağını savunan Cin- doruk, Başbakan'ın 5 günün sonunda bu noktaya gelmesinin aslında planlı yürütülen bir taktik olduğunu ileri sürdü. Cindoruk, konuya ilişkin bir soruyu yanıtlarken şunlan de- di: "Kriz asıl şimdi başlamışnr. Başbakan kendi kamuoyunu oluşturduktan sonra MGK kararlannı imzalanuşür. Ordu baskısıyla imza atarak kendini mağdur dunıma getirmiştir. Fevkatade önemli bir stratejidir. Vatanseverce olduğu söyle- nemez. O nedenle kriz şimdi başlamışür. Genel görüşme iste- ğiyle de Mectis ik MGK karşı karşıya getiriunek istenmekte- dir. Bu çok yanhştuf ülkemizin içinde bulunduğu zor koşul- larda vicdanen almanız gereken özgür karariar olduğuna inanıvoruz" denil- di. Mektupta, üç kuruluşun da demok- ratik parlamenter sisteme güvenleri- nin tam olduğu, milletve- killerinin, halkın vekilleri olarak Türkiye Cumhuri- yeti için gereğini yerine getireceklerine ve TB- MM'de ettikleri yemine sadık kalacaklanna yürek- ten inandıkian bildirildi. Türk halkının. dünyada başanlı ilk Ulusal Kurtu- luş Savaşı'nı Atatürk'ün önderliğinde verdiği ve bölgesınde tek demokratik ve laik cumhuriyeti kurdu- ğu anımsatılan mektupta, "Halkımız kavga dcğil, so- runlann çözümünü sağla- yacak ve Türkiye'yi dün- yada hak ettiği önemli ye- re götürecek, demokratik- leşmeyi. hu/unı, toplumsal barışı getirecek bir anlayı- şın, ülkemizde ve parla- mentomuzda hâkim kılın- masuu istemektedir. Bugö- rev, önce siz değerii millet- vekfllerimizin ve tüm poli- rikacılanmızın, sonra bi- zündir'" görüşü kaydedil- di. Yılmaz 'Refah rejim bunalımına yol açtı' İstanbul Haber Servisi - ANAP Iıderi Mesut Yıl- maz, hükümetin içinde bu- lunduğu durumu 'yalancı çobana' benzeterek "Bir gün kurt gerçekten gekfi- ğinde yalana çobanın çağ- nlanna kimse kulak ver- mez" dedi. ANAP bünyesinde iki yıl önce kurulan ve kendi için- de bağımsız topluluk olan An Grubu'nun davetlisi olarak istanbul'a gelen Yıl- maz, hükümetin demokra- siyi içine düşürdüğü durum nedeniyle bugünü ve yakın geleceği konuşmak zorun- da kaldığını. daha uzağın görülemediğini söyledi. RP'nin iktidar sorumlulu- ğunu taşıyamadığını ve re- jim bunalımına yol açtığı- nı, ancak tüm sorunlann çözümünün demokraside olduğunu belirten Yılmaz, "Demokrasi ikiyüzlülüğü afTermez, takıyyeyi kaldır- maz. likcyi bir rejim buna- lımına sürükleyen bu turu- mun adı iktidar hazımsızb- ğKhr" dedi. Yılmaz, 141 ve 142. maddeleri yürürlükten kal- dırdıklannda kımsenin ko- münizm gelir diye korkusu olmadığını. 163. maddeyi kaldırdıklannda da kimse- nin teokratik rejim gelir di- ye endişe etmediğıni anım- satarak şunlan söyledi: "Refah. yıllarca insanla- nn laik olamayacağınude\ - letin laik olması gerektiğini söyledi. İktidara geiince devletin bir parçası olduğu- nu unuttu. Iktidardaki bir partinin inançlar üzerine politika yapamayacağmı unuttu. Bugün kendisi ikti- dardan oitse bik. kendisin- den sonraki hükümetleride toplumu da sıkınüya soka- cak bir rejim bunalımı ya- rattı. REFAHYOL, ülkeyi 1983 koşullannın da gerisi- ne döndürdü. Şimdi çıkıp demokrasi havarisi kesil- mekiçi boş \ e samimiyetsiz birşovdan başkabir şey de- ğfldir." Siyasetin. yalnızca siya- setçilere bırakılmayacak kadar önemli bir iş olduğu- nu kaydeden Yılmaz. "Bu- rası, her düşünceden, her ırktan,her mezhepten insa- nıyla bir bütün olan Türki- ye'dir. Bu ülkenin gerçekle- ri ilkeleri bugünden yanna oluşmadığı gibi bugünden yanna da dcğiştirilemez" diye konuştu. (7ZK4Z//ORHAN BtRGİT Dün sabah yataklarından kalkan Ankaralılar, başkente lapa lapa kar yağdığını gördü- ler. Eskiler, üçüncü cemrenin toprağa düşmesi ile havanın yumuşayacağını söyterlerdi. Meteoroloji raporları bu inancı dünkü kar yağışı ile sarsarken, başkentin siyasi havasi, bir gün öncesine göre ısındı. Başbakan Erbakan, Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 günü aldığı karariarı, beş günlük bir direnişten sonra, imzalamıştı. Oysa Erbakan 5 Mart Çar- şamba günü öğleden sonra Anavatan Partisi Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmenin arkasından gaze- tecilerin sorulannı yanıtlarken MGK kararian için nasıl yuka- nlardan esip savuruyordu. Bu kararlann hangi renk mü- rekkepleyazıldığının, kaç satır arası olduğunun da "bir kısım Büyük Lokma Ye; Ama Büyük Söz Söyleme! medya" tarafından sorun hali- ne getinldiğıni söylüyordu. Hasan Hüseyin Ceylan, Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan ve başkaca yandaşla- rı, Hoca'nın bu "büyük söz" söyleme merakından yeterin- ce hoşnuttular. Başbakan televizyonların canlı yayınlan karşısında, "bir kısım medyanın MGK karan diye günlerdır empoze ettiği- ni" söylediğı haberieri yalan di- ye nitelerken, partisinin içinde sağduyu saniplerinin huzur- suzluğu iyiden iyiye artryordu. Fakat asıl huzursuzluk Doğ- ru Yol Partisi içindeydi ve Tan- su Çiller'in kapısını aşındıran milletvekilleri "Erbakan ya im- zalasın; ya da koalisyonu biti- relim" diyordu. Tansu Çiller, arkadaşlannın kalkışmaya dönecek bu tedir- ginliğini "rıoca"sına iletti. "Ya imzalayın; ya da biz aynlalım" dördüncü hükümet başkanı- nın, beş gün süren fırtınadan sonra dün sabah saat 11,00'de toplanacağı söylenir- ken birdenbire ertelendiği ileri sürülen Bakanlar Kurulu'nu önerisini Erbakan'ı yumuşata- • açmaya hazırlanırken anımsa- cak başka bir teklif ile siirdür- mamış olamaz. dü. "MGK karariannı uygulaya- cak hükümet biz olmalıyız" Pariamento içindeki tüm si- yasi parti liderîerinin nabzını tırtmuş otan Refah Partisi Ge- nel Başkanı için denizın bittiği an böylece gelip çatmış oldu. ••• Büyük lokma yemeyı, büyük söz söylemeye göre daha eh- ven gören özdeyişimizi, elli Erbakan'ı yakından tanıyan- lar için aynı anda büyük lokma yiyenin de büyük söz söyleye- nin de aynı kişi olmasmın hiç- bir yeni tarafı yoktur. Politika- nın dümenini tutanlar için Re- fah Partisi Başkanı "sağcı mı- dır, solcu mudur, milli görüş yanlısı mıdır" gibi sorulann ya- nrtlarını aramaktan önce, son beş günün zikzaklarını unut- mamak çok daha önemli ol- malıdır. Galiba bu son beş günlük zikzaklar, bardağı taşırmakta olan son damla gibi doğerlen- dirildiği için başkentteki yeni hükümet arayışları somut bir gelişme gösteriyor. ANAP + DYP + DSP + CHP. Yani Meclis'te grubu olan par- tilerin katılacağı, ama genel başkanlarının tümünün dışın- da kalacağı bir "onanm hükü- meti". Ya Genel Başkanlar? Onlar, dörtlü bir eşgüdüm kurulu oluşturarak, hükümet içinde uyum sağlamayı amaç- layacaklar... DYP içerisinde bu öneriyi, hem ülkenin hem partilerinin bir kurtuluş simidi olarak de- ğerlendirmeye başlayanların kıpırdanışı, bu "düzyaz/"yazı- lırken Bakanlar Kurulu'nun toplanma saatinin "belirsiz bir vakte alındığı" haberleri ile da- ha da somut hale geliyordu. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Kadınların Uzun Yolu... Fransız Parlamentosu'nun yüzde 94'ü erkekler- den otuşuyor. Işin daha da vahim yanı, bir elli yıl- dan beri, bu oranda hissedilir bir değişiklik olmuş değil. Seçimlerde oy verenlerin neredeyse yanya yakını kadın seçmenler olduğu halde, durum bu. Kadın-erkek eşitliği evrensel bir ilke olup çıktığına göre, onu politikada da her yönden sağlamak ge- rekiyor. Seçımle gelen meclislerin yansını kadınlar- dan oluşturmak amacıyla ortaya çıkan hareket, bu- nun mücadelesini sürdürüyor. Yalnız Fransa'da de- ğil, yığınla Avrupa ülkesinde, elbet başta kadınlar olmak üzere, pek önemli bir konuda sonuç almak için hareket halinde insanlar: Tartışmalar, öneriler, girişimler birbirini izliyor. 8 Mart, "Dünya Kadınlar Günü " ya, ünlü Le Mon- de Dıplomatıque bu ayki sayısında konuya iki say- fa ayırmış, uzman kadınlara inceletiyor. Gazetenin, o iki sayfaya verdiği anlamlı genel başlık da şu: "Eşitsizliğin Hep Ayaktaki Bastille'leri!" Devrim, köhnemiş geçmişin simgesi olan -o ünlü- zindanı yerle bir etmişti. Demek ki, kadın-erkek eşitliğini sağlamak üzere, yıkılması gereken şeyler var da- ha. Söz konusu kadın yazarlardan biri, Florence Be- auge, bıtmemtş, "Vanda Kaimış Demokrasi" adını verdiği -kısa ama özlü- yazısına, "Kadınlann kat edeceği uzun bir yol var hâlâ" diye başlıyor ve şöy- le bitiriyor: "Şimdi kuşku götürmeyen şu ki, kadın haklarını savunmafc erkekieri de ilgilendinyor. Ger- çekten her ikisi için de söz konusu olan, bu 'yarı- da kaimış demokrasi'den -tam anlamıyla- kurtul-. maktır." • "Yanda kaimış demokrasi" derken, aklınıza ister istemez kendi ülkenizdeki uygulama da geliyor he- men. 1923 Devrimi'nin, Cumhuriyet'i kurarken te- mellere harç diye döktüğü çağdaş değerlerin, de- mokrasi adına nasıl ayaklar altına alınıp çiğnendi- ğini düşünüyorsunuz. Gerçekten, demokrasi böyle bir sonucu da ge-; rektiriyor muydu? Demokrasi, çağdaşlığa sırtını dönmek mi demek- ti?" Hayır! Ona böyle bir rol biçen biz olduk. Cumhu- riyet'i daha ileriye götürmek, kurumlarını daha da' yetkinleştirmek varken parlamentoyu, seçimleri,' eğitimi, Cumhuriyet'i tasfiye yolunda gericiliğe peş- keş çeken, başka bir dünyadan gelenler miydi? "Nedır, ne oluyoruz?" diyenleri susturduk; gericili- ğin üstesınden asıl gelecek ilerici güçlerin yolunu kestik, kan kusturduk onlara. Özetle, köylünün öy- küsünde olduğu gibi, taşlan bağladık ve köpekleri, salıverdik. ; Ve bugün olduğumuz yere vardık. Şimdi, demokrasi uygulamasının yanm yüzyılını doldurduğu bir tarih kesitinde, partamentonun ses- sizliğe ve hareketsizliğe gömüldüğü bir ortamda,- Cumhuriyet'in temellerine yıllardır sürdürülen bir saldınyı önlemek için, Milli Güvenlik Kurulu'nun, elindeki üvendireyle hükümeti dürtüp uyarmak zo-. runda kahşı var ya, siviller hesabına başlı başına bir: skandaldır. , " Elbette hiçbir sonuç sağlamayacak uyarılar!', '2\, Çünkü at» olan Üsküdar'ı geçmiştir. ' """. Söylemeliyim, bir acı kötümserlik içindeyim. • Ama görmüyor da değilim: Pek derinlerden sü- rüp gelen, iyiden iyiye işleyen bir büyük, bir anlam- lı değişikliğin de içine gelıp girmiştir Türkiye. Kadı- nı erkeği, işçisi esnafı, avukatı mühendisi, hekimi profesörüyle, genç-yaşlı insanlanmız, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, onu yeniden temelleri üzerine oturt- mak amacıyla kollan sıvamış durumda. İster "sivil direniş" deyiniz, ister başka bir şey, olan bu. Bu hareketlenişte kadınlann tuttuğu yer önemli. Çünkü kadınlanmız, Cumhuriyet'e neler borçlu. olduklannın, o çöktüğünde neleri kaybedecekleri- nin bilincindeler. Gericiliğin"Kadınlar eve!" diye bar. bar bağırdığı bir ortamda, kadının erkekle omuz omuza alanlara çıkmasından daha güzel bir yanrt olamaz. Bu arada, parlamentoyu doldurmuş "ba- ti" erkek alayına karşı, o kurumu yan yanya bölüş- meleri, kadın-erkek eşitliğini oraya da taşımalan, bunun kavgasına şimdiden başlamalan da yerinde olacaktır. Bugünden yarına bir mucize beklemiyoruz. Ama bugünden başlatılacak anlamlı hareketleniş- ler olmalı. Kadınlann kat edeceği yol uzun elbette; belki bü- tün yollann en uzunu onlannki. Ancak aydınlığa götüren bir yol da o. Buyurun yürüyüşe; ve nice 8 Mart'laraL •; TİSK Cenel Başkanı Baydur 'MGK halkın ortak düşüncesini yansıttı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye İşveren Sendıkalan Konfederasyo- nu (TİSK.) Genel Başkanı Refık Baydur. Milli Güven- lik Kuruİu'nun (MGK) hal- kın ortak düşüncelerinı yan- sıttığını belirterek "Türld- ye'nin rejim sorunu yoktur. Sadece şeriatı özleyenlerin tahrikleri v-ardır" dedi. Bay- dur, milletvekillerine. genel başkanlan ve partılerinı asa- rak "milletvekili yemininin gereğini yerine getirmeleri" çağnsında bulundu. TİSK Genel Başkanı Baydur. MGK toplantısın- dan bir hafta önce ılettıkleri görüşme talebıne hükümet- ten yanıt gelmemesi üzerine dün düzenlediği basın top- lantısıyla. "ilke kararian cumhuriyetten yana olursa REFAHYOL'un yaşâyaca- ğı* mesajını verdi Laik ve demokratik cumhuriyetin değıştirilmesinin tartışma konusu bile yapılamayaca- ğını söyleyen Baydur. "Si- yasi iktidann hir kanadınm \e özellikle içerisindeki bazı radikallerin demokrasinin erdemlerinden yararlana- rakcumhuriyetimizin başta laiklik olmak üzere temdni- telikkrine karşı takındıklan yanlıştutum,bizibugünege- nrmiştir'' dedi. MGK'nin, anayasal bir kurum olarak "demokratikrejhnin işleme- sini sağlamak' göre\ıni ye- rine getirdiğini anlatan Bay-, dur, siyasi alandaki sorunla- nn TBMM'de çözümlenece- ğine inandıklannı vurgula- dı. "Ülkenin direksiyonu RP'nin etinde değü" diyen Baydur. hükümetin demok-1 ratik rejim güvencesi ver-I- mesini ve tersine davranan-, lan cezalandırmasını istedi., Baydur, RP'nin dışlanması. durumunda yapılacak se- çimlerde yüzde 35-40'larla; iş başına geleceğini söyle-; di. Ekonomik durumun, yan- smldığı gibi "pembe uhık-. lar" çizmediğini \iirgulayan- Baydur," 199Tnin kayıpbir yıl olacağT kaygısını da di-j İe getirerek "Bu stkmtiı or-' tamın devamı halinde, yerik' wyabanamüteşebbistered- düdt düşecek. üretim ve y v tınm y-avaşlay^cak. toplum-: da fiuzlenmekte olan etnik ve dini farkhhklar körükle- necek, bütün dengekr ahüst otacakür" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle