Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7MART1997CUMA
HABERLER
Erbakan'ın4
çark'ı şaşırbnadı
J iktidara ^ israil ile yenî s\ AB'ye tam
/ geiince Çekiç /biraskeri •< üyelîk
Ji Güçve 4mi eğitim ^ / hedefinin
Olağanüstü anlaşması sürdüğünü
Hali uzattı imzaladı söyledi
4
RP'nin haram
dediği faizler
yine
rantçıların
gözdesi oldu
ABD'ye ^ Aksi
gidilerek f \ mesajlarma
+J özelleştirme \J karşın MCK
pazarlaması kararlarmı
yapıldı imzaladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
Başbakan Necmettin Erbakan,
muhalefet dönemınde dile getirdiği
önemli ılkelerden geri adım atması
nedeniyle; aksi yönde mesajlar
vermesıne karşın, Millı Güvenlik
Kurulu'nun (MGK.) laik rejimi hedef
alan ginşımlere karşı önlem
kararlanna da "aynen" ımza koyunca
şaşkınlık >aratmadı. Erbakan'ın
uzayan "geri adunlar üstesi"nde yer
alan bazı olaylar şöyle:
İsrail ile anlaşma: tki ülke arasında
ımzalanan askeri işbirliği ve eğitim
anlaşmasına muhalefetteyken,
"İktidara geiince yırtıp
atacağız'"diyerek büyük tepki gösteren
Erbakan, bu vaadini
gerçekleştiremediği gibi, kendi iktidan
zamanında imzalanan savunma
sanayiinde işbirliği anlaşmasına da ses
çıkaramadı.
Gümriik biriigi ve AB ile üişkOen
Türkiye'nin AB ile gümrük birliğine
girmesine de tepki gösteren. AB ile
ilişkiler yerine "fslam birligT"nin
kurulacagını savunan Erbakan,
iktidara geldikten sonra Türkiye'nin
AB tam üyeligi hedefinin
değişmediğini bildirdi.
ABD ile ilişkiler: Muhalefetteyken,
"emperyaüst" olarak tanımladıği
ABD'nin Başkanı Bill Clinton ile
gÖrüsebümek ve "RP'nin üunh bir
parti" oldugu mesajını verebilmek için
"gölge Dışişleri BakanT Abduilah
Gül'ü ABD'ye gönderdi.
Çekiç Güç: RP'nin dış politika
konulanndaki en keskin dönüşlennden
biri, çokuluslu Çekiç Güç'ûn görev
süresinin uzatılması sırasında yaşandı.
Hükümetin güvenoyu almasından
sadece 24 gün sonra RP,
muhalefetteyken PKK'nin destekçisi
olduğunu savunduğu Çekiç Güç'ün
görev süresini uzattı.
OHAL: RP, Çekiç Güç'e benzer bir
görüş değişikliğini Doğu,ve
Güneydoğu'da yürürlükte olan
olağanüstü hal uygulamasında
sergiledi. RP'libölge
milletvekillerinın rahatsızlık
duymasına karşın olağanüstü hal de
RP iktidannda uzatıldı.
ÖzeUeştinne: Muhalefetteyken "ulusal
sanayi"nin geliştirilmesı
propagandasıyla "özelleştirme
peşkeşine" karşı çıkacağını öne süren
RP, Erbakan Hükümeti döneminde
ABD'de bile özelleştinne pazarlaması
yaptı. Erbakan. PTT'nin T'sinin
özelleştirilmesinden elektrik
santrallannın kiralama adı altında
satılmasına kadar bir dizi girişimin
arkasında yer aldı.
RP ve DYP'de gerginlik
Başbakan 'ın
imzası RP 'yi
sindirdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Nec-
mettin Erbakan, MGK ka-
rarlanyla ılgılı olarak parti-
si içinde doğabilecek sıkın-
tılan önlemenîn yollarını
ararken; DYP liden Tansu
ÇiUer'in "Ben imzalattır-
dntn" çıkışıyla ilgilı olarak.
"ÇiUer partisi açtsından sı-
kınblı. O nedenle buna ses
çıkarmadım" diye savunma
yaptı. Erbakan'ın imzayı at-
masmın ardından sessizliğe
gömülen RP'hler de "Zaten
kriz yoktu. Bildirinin yazıl-
ması zaman aMı" görüşünü
öne sürdüler.
Alınan bilgiye göre Er-
bakan imza sonrasında kur-
maylanyla yaptığı görüşme
sırasında krız sürecındeki
gelişmeleri değerlendınr-
ken muhalefet partılerinin
demokrası sınavını başany-
la geçemediğıni, RP'nin ise
MCK
Paket
bakanlara
ulaştı
YUSUFÖZKAN
ANKARA-Milli Gü-
venlik Kurulu'nun
(MGK) "gereği yapü-
mak üzere" hükümete
bildirdiği ve Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
imzaladığı "önlemler
paketPnin, dün Bakan-
lar Kurulu üyelerine da-
ğıtüdjğı öğrenildi. Pa-
kette, 163. madde ben-
zeribir uygulamamn ge-
ri getirilmesi ile Türk
Ceza Yasasrnda (TCY)
değişiklik yapılması
önerileri yer almazken,
laiklik karşıtı eylemlerle
ilgili tüzük ve mevzuat
değişikliğine gidilmesi-
nin istendıği kaydedildi.
MGK'nin, köktendin-
ci akımlann gelişmesine
karşı laik demokratik re-
jimc güvence olarak de-
ğerlendirilen ve cumhu-
riyet devrimlerini temel
alan kararlanna, Türki-
ye Cumhuriyeti Hükü-
meti Başkanı'nın muha-
lefet şerhi koyması,
Cumhurbaskanı Süky-
man Demirelve ordunun
baskısıyla engellendi.
Cumhuriyet'in aldığı
bilgiye göre, Erbakan'm,
imza konusunda geri
adım atmasma ilişkin
gelişmeler şöyle oldu:
Başbakan Yardımcısı
TansuÇilter, önceki gün
TBMM'de Erbakan ile
bir araya gelerek, önlem-
ler paketini imzalaması
konusunda ikna etmeye
çalıştı. Görüşme sonun-
da Erbakan'ın ıkna ol-
ması üzerine Çiller,
MGK Genel Sekreteri
Orgeneral tlhan Kıhç'ı
arayarak, Erbakan'm
metni imzalayacağını
bildirdi. Bunun üzerine
MGK Genel Sekreteri
Kıhç, sivil giyimli bir al-
bayı TBMM'ye gönder-
di. Erbakan, kurye alba-
ym getirdiği önlemler
paketini imzaladı.
bu konudaki duyarlılığını
ortaya koyduğunu savundu.
Erbakan, RP Genel Başkan
Yardımcısı Aydın Mende-
res'in açıklamalarının da
"parti içindedemokratik bir
yapı okiuğumT göstermek
açısmdan olumlu bir sonuç
verdiğinı belirttı. RP kur-
maylan, kararlann Çiller'in
dayatması sonucu imzalan-
dığı yolundaki iddialardan
duyduklan rahatsızlığı dile
getirdiler. Erbakan bunun
üzerine ortağının partısin-
den kaynaklanan bazı sıkın-
tılan olduğuna dıkkat çeke-
rek. o nedenle Çiller'in 'Ben
imzalattırdım" şeklindeki
çıkışına tepki göstermedıği-
ni öne sürdü.
Daha önce "MGKkarar-
larunn alüna bu haKyte im-
za anlamaz"diyen RP'liler,
Erbakan' ın imzasmdan son-
ra "kararlar hakkında bilgj
sahibi ohmadıklannı" belır-
terek yorum yapmaktan ka-
çındılar. ABD'de yaptığı
açıklamalar nedeniyle Ge-
nelkurmay 2. Başkanı Orge-
naral Çevik Bir'in Divan-ı
Harp'te yargılanmasını iste-
yen Ağn Milletvekili Sıddık
.\lta>, imza konusunda
" Hocadoğrusunu yapnusOr.
güzel yapnusör" dedi.
RP Genel Başkan Yar-
dımcısı Abdülkadir Aksu da
parlamentoda düzenlediğı
basın toplantısında MGK
kararlanyla ilgili bir kriz ya-
şanmadığını öne sürerek,
•'Kriz mıriz yok. yazılması
zaman aldı. Prosedüre göre
önce komutanlar sonra
CumhurbaşkanL, sonra da
Başbakan imzaladT dedi.
Aksu, muhalefin "De-
mokrasi benim iktklarunın
bittiği yerde biter" anlayışı-
na sahip olduğunu savuna-
rak şunları söyledi.
" Yaşadığımız olaylar her-
kesin gerçek düşüncelerinin
ortaya çıkmasına aracı ol-
muştur. RP bu sınavda, ger-
çek demokrasiyi savunma
misyonunu üstlenmiştir.
Keşke RP hukuku, demok-
rasiyi koruma ve kurtarma
miicadelesinde hükümetor-
tağıyla biriikte tek başına
kalmasaydL "Demokrasiler-
de isteyenin istediği zaman
demokrasiye son vermesini
meşnı kılan bir kural mı
vardır"
arKaaaşıarına stanbul ve Yıldız Teknik ünrversiteleri
s & t n d i u i f ^ n D G M ' « topiam %
yıl ağır hapis cezasına çarpünlan 8 üniversite, tzmir DGM tarafından toplam 72 yıl ağır hapis cezasına çarp-
ürüan Manisah 12 lise öğrencisinin serbest bırakümalannı istediler. OğrencUer, arkadaşlanna verilen ceza-
lann bütün toplumsal muhalefeti hedef aldığuu belirterek "Çeteler Meclis'te, öğrenciler hapiste" pankart-
lan açtdar. YTÜ kampusunda toplanan Yıldız Teknik Üniversitesi Oğrenci Cepheleri'ne bağlı bir gnıp öğ-
renci, "Sörekli Aydınhk İçin 1 Dakika Karanlık" eylemine alkışlı. düdüklü destek verdikten sonra. Ankara
DGM'ce hapis cezasına çarpünlan arkadaşlannın cezaevinden gönderdiği mektubu okudular. Cerrahpaşa
Tıp Fakühesi kampusunda toplanan öğrenciler de "Çeteler Meclis'te. öğrenciler hapiste" pankaro ve slo-
ganlanyla Temd Bifimler'e kadar yürüdüler. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
Sendikalar ve sivil toplum örgütleri uyardı
Milletvekillerine 'Özgür olun' çağnsı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-tş, DISK ve TESK önderliğinde
meslek kuruluşlan ve sivil toplum ör-
gütlerince oluşturulan platfonn, mil-
letvekillerini mektupla "rejün için öz-
gür aa\Tanma>a"çağırdı. Türk-lş Ge-
nel Başkanı Bayram Me-
ral. DİSK Genel Başka-
nı Rıdvan Budak ve
TESK Genel Başkanı
Deniş Gönday'ın imza-
sını taşıyan mektupta.
"Gün, özgür milletvekili
olma günüdür" denerek
parlamenterlerin partı dı-
siplinini aşmalan istendi.
Milletvekillerine gön-
derilen mektupta, Türki-
ye Cumhuriyeti'nin kar-
şı karşıya bulunduğu so-
runlann. TBMM'de mil-
letvekillerinin çabalan
ile çözüleceği belirtilerek
Türk-îş, DÎSK ve TESK
örgütlerinin cumhuriyet
tarihinde ilk kez Atatürk
ilkeleri doğrultusunda bir
araya gelme gereksinimi
duyduklan vurgulandı.
Milletvekillerinin par-
ti farkı gözetmeden bir
araya gelmeleri gerektıği
belirtilen mektupta, "Siz-
lerden istedigimiz, dar
çevrelerde alınan, halkın
ve ülkenin beklentilerine
ters düşen kararian ve parti disiplinv-
ni aşabilecek bir anlayış içine girebil-
menizdir. Belki içinize sindiremediği-
niz, hatta nedenlerini aile bireylerini-
ze dahi anlatamadığını/ haklı gerekçe-
leriniz olabilir. Bütün bunlara karşın.
DTP lideri cindoruk
'Hükümet ctkisiniyitirdi'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)- DTP Genei Başkanı Hû-
samettin Cindoruk, hükümetin RP kanadınm, MGK toplan-
tısmdan çıktıktan sonra kararlara tavır almasını eleştirerek
"Oradaki sivifierin durumu,sadecedekorasyon sağlamaktan
ibarettir. MGK nin görüş ve kararian 31 yıkhr süahlı kuvvet-
lerin görüşlerini ifade eder" dedi.
Cindoruk, Turk Sanayıci ve Işadamlan Vakfi Genel Baş-
kanı Vfeii Santoprak ve yönetim kurulu üyelerini kabul et-
ri.Cindoruk. kabulü sırasında yaptığı konuşrnada, Türkiye'nin
darboğazdan geçtiğini, 1.5 yılda yeniden seçim konuşur du-
ruma gelerek acze düştüğünü söyledi.
Erbakan ın MGK kararlannı imzalamasıyla krizden çıkıl-
dığını düşünmenin fazla iyimserlik olacağını savunan Cin-
doruk, Başbakan'ın 5 günün sonunda bu noktaya gelmesinin
aslında planlı yürütülen bir taktik olduğunu ileri sürdü.
Cindoruk, konuya ilişkin bir soruyu yanıtlarken şunlan de-
di: "Kriz asıl şimdi başlamışnr. Başbakan kendi kamuoyunu
oluşturduktan sonra MGK kararlannı imzalanuşür. Ordu
baskısıyla imza atarak kendini mağdur dunıma getirmiştir.
Fevkatade önemli bir stratejidir. Vatanseverce olduğu söyle-
nemez. O nedenle kriz şimdi başlamışür. Genel görüşme iste-
ğiyle de Mectis ik MGK karşı karşıya getiriunek istenmekte-
dir. Bu çok yanhştuf
ülkemizin içinde bulunduğu zor koşul-
larda vicdanen almanız gereken özgür
karariar olduğuna inanıvoruz" denil-
di.
Mektupta, üç kuruluşun da demok-
ratik parlamenter sisteme güvenleri-
nin tam olduğu, milletve-
killerinin, halkın vekilleri
olarak Türkiye Cumhuri-
yeti için gereğini yerine
getireceklerine ve TB-
MM'de ettikleri yemine
sadık kalacaklanna yürek-
ten inandıkian bildirildi.
Türk halkının. dünyada
başanlı ilk Ulusal Kurtu-
luş Savaşı'nı Atatürk'ün
önderliğinde verdiği ve
bölgesınde tek demokratik
ve laik cumhuriyeti kurdu-
ğu anımsatılan mektupta,
"Halkımız kavga dcğil, so-
runlann çözümünü sağla-
yacak ve Türkiye'yi dün-
yada hak ettiği önemli ye-
re götürecek, demokratik-
leşmeyi. hu/unı, toplumsal
barışı getirecek bir anlayı-
şın, ülkemizde ve parla-
mentomuzda hâkim kılın-
masuu istemektedir. Bugö-
rev, önce siz değerii millet-
vekfllerimizin ve tüm poli-
rikacılanmızın, sonra bi-
zündir'" görüşü kaydedil-
di.
Yılmaz
'Refah
rejim
bunalımına
yol açtı'
İstanbul Haber Servisi -
ANAP Iıderi Mesut Yıl-
maz, hükümetin içinde bu-
lunduğu durumu 'yalancı
çobana' benzeterek "Bir
gün kurt gerçekten gekfi-
ğinde yalana çobanın çağ-
nlanna kimse kulak ver-
mez" dedi.
ANAP bünyesinde iki yıl
önce kurulan ve kendi için-
de bağımsız topluluk olan
An Grubu'nun davetlisi
olarak istanbul'a gelen Yıl-
maz, hükümetin demokra-
siyi içine düşürdüğü durum
nedeniyle bugünü ve yakın
geleceği konuşmak zorun-
da kaldığını. daha uzağın
görülemediğini söyledi.
RP'nin iktidar sorumlulu-
ğunu taşıyamadığını ve re-
jim bunalımına yol açtığı-
nı, ancak tüm sorunlann
çözümünün demokraside
olduğunu belirten Yılmaz,
"Demokrasi ikiyüzlülüğü
afTermez, takıyyeyi kaldır-
maz. likcyi bir rejim buna-
lımına sürükleyen bu turu-
mun adı iktidar hazımsızb-
ğKhr" dedi.
Yılmaz, 141 ve 142.
maddeleri yürürlükten kal-
dırdıklannda kımsenin ko-
münizm gelir diye korkusu
olmadığını. 163. maddeyi
kaldırdıklannda da kimse-
nin teokratik rejim gelir di-
ye endişe etmediğıni anım-
satarak şunlan söyledi:
"Refah. yıllarca insanla-
nn laik olamayacağınude\ -
letin laik olması gerektiğini
söyledi. İktidara geiince
devletin bir parçası olduğu-
nu unuttu. Iktidardaki bir
partinin inançlar üzerine
politika yapamayacağmı
unuttu. Bugün kendisi ikti-
dardan oitse bik. kendisin-
den sonraki hükümetleride
toplumu da sıkınüya soka-
cak bir rejim bunalımı ya-
rattı. REFAHYOL, ülkeyi
1983 koşullannın da gerisi-
ne döndürdü. Şimdi çıkıp
demokrasi havarisi kesil-
mekiçi boş \ e samimiyetsiz
birşovdan başkabir şey de-
ğfldir."
Siyasetin. yalnızca siya-
setçilere bırakılmayacak
kadar önemli bir iş olduğu-
nu kaydeden Yılmaz. "Bu-
rası, her düşünceden, her
ırktan,her mezhepten insa-
nıyla bir bütün olan Türki-
ye'dir. Bu ülkenin gerçekle-
ri ilkeleri bugünden yanna
oluşmadığı gibi bugünden
yanna da dcğiştirilemez"
diye konuştu.
(7ZK4Z//ORHAN BtRGİT
Dün sabah yataklarından
kalkan Ankaralılar, başkente
lapa lapa kar yağdığını gördü-
ler.
Eskiler, üçüncü cemrenin
toprağa düşmesi ile havanın
yumuşayacağını söyterlerdi.
Meteoroloji raporları bu inancı
dünkü kar yağışı ile sarsarken,
başkentin siyasi havasi, bir
gün öncesine göre ısındı.
Başbakan Erbakan, Milli
Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat
1997 günü aldığı karariarı, beş
günlük bir direnişten sonra,
imzalamıştı.
Oysa Erbakan 5 Mart Çar-
şamba günü öğleden sonra
Anavatan Partisi Genel Baş-
kanı Mesut Yılmaz ile yaptığı
görüşmenin arkasından gaze-
tecilerin sorulannı yanıtlarken
MGK kararian için nasıl yuka-
nlardan esip savuruyordu.
Bu kararlann hangi renk mü-
rekkepleyazıldığının, kaç satır
arası olduğunun da "bir kısım
Büyük Lokma Ye; Ama
Büyük Söz Söyleme!
medya" tarafından sorun hali-
ne getinldiğıni söylüyordu.
Hasan Hüseyin Ceylan,
Oğuzhan Asiltürk, Şevket
Kazan ve başkaca yandaşla-
rı, Hoca'nın bu "büyük söz"
söyleme merakından yeterin-
ce hoşnuttular.
Başbakan televizyonların
canlı yayınlan karşısında, "bir
kısım medyanın MGK karan
diye günlerdır empoze ettiği-
ni" söylediğı haberieri yalan di-
ye nitelerken, partisinin içinde
sağduyu saniplerinin huzur-
suzluğu iyiden iyiye artryordu.
Fakat asıl huzursuzluk Doğ-
ru Yol Partisi içindeydi ve Tan-
su Çiller'in kapısını aşındıran
milletvekilleri "Erbakan ya im-
zalasın; ya da koalisyonu biti-
relim" diyordu.
Tansu Çiller, arkadaşlannın
kalkışmaya dönecek bu tedir-
ginliğini "rıoca"sına iletti. "Ya
imzalayın; ya da biz aynlalım"
dördüncü hükümet başkanı-
nın, beş gün süren fırtınadan
sonra dün sabah saat
11,00'de toplanacağı söylenir-
ken birdenbire ertelendiği ileri
sürülen Bakanlar Kurulu'nu
önerisini Erbakan'ı yumuşata- • açmaya hazırlanırken anımsa-
cak başka bir teklif ile siirdür- mamış olamaz.
dü.
"MGK karariannı uygulaya-
cak hükümet biz olmalıyız"
Pariamento içindeki tüm si-
yasi parti liderîerinin nabzını
tırtmuş otan Refah Partisi Ge-
nel Başkanı için denizın bittiği
an böylece gelip çatmış oldu.
•••
Büyük lokma yemeyı, büyük
söz söylemeye göre daha eh-
ven gören özdeyişimizi, elli
Erbakan'ı yakından tanıyan-
lar için aynı anda büyük lokma
yiyenin de büyük söz söyleye-
nin de aynı kişi olmasmın hiç-
bir yeni tarafı yoktur. Politika-
nın dümenini tutanlar için Re-
fah Partisi Başkanı "sağcı mı-
dır, solcu mudur, milli görüş
yanlısı mıdır" gibi sorulann ya-
nrtlarını aramaktan önce, son
beş günün zikzaklarını unut-
mamak çok daha önemli ol-
malıdır.
Galiba bu son beş günlük
zikzaklar, bardağı taşırmakta
olan son damla gibi doğerlen-
dirildiği için başkentteki yeni
hükümet arayışları somut bir
gelişme gösteriyor.
ANAP + DYP + DSP + CHP.
Yani Meclis'te grubu olan par-
tilerin katılacağı, ama genel
başkanlarının tümünün dışın-
da kalacağı bir "onanm hükü-
meti".
Ya Genel Başkanlar?
Onlar, dörtlü bir eşgüdüm
kurulu oluşturarak, hükümet
içinde uyum sağlamayı amaç-
layacaklar...
DYP içerisinde bu öneriyi,
hem ülkenin hem partilerinin
bir kurtuluş simidi olarak de-
ğerlendirmeye başlayanların
kıpırdanışı, bu "düzyaz/"yazı-
lırken Bakanlar Kurulu'nun
toplanma saatinin "belirsiz bir
vakte alındığı" haberleri ile da-
ha da somut hale geliyordu.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Kadınların Uzun Yolu...
Fransız Parlamentosu'nun yüzde 94'ü erkekler-
den otuşuyor. Işin daha da vahim yanı, bir elli yıl-
dan beri, bu oranda hissedilir bir değişiklik olmuş
değil. Seçimlerde oy verenlerin neredeyse yanya
yakını kadın seçmenler olduğu halde, durum bu.
Kadın-erkek eşitliği evrensel bir ilke olup çıktığına
göre, onu politikada da her yönden sağlamak ge-
rekiyor. Seçımle gelen meclislerin yansını kadınlar-
dan oluşturmak amacıyla ortaya çıkan hareket, bu-
nun mücadelesini sürdürüyor. Yalnız Fransa'da de-
ğil, yığınla Avrupa ülkesinde, elbet başta kadınlar
olmak üzere, pek önemli bir konuda sonuç almak
için hareket halinde insanlar: Tartışmalar, öneriler,
girişimler birbirini izliyor.
8 Mart, "Dünya Kadınlar Günü " ya, ünlü Le Mon-
de Dıplomatıque bu ayki sayısında konuya iki say-
fa ayırmış, uzman kadınlara inceletiyor. Gazetenin,
o iki sayfaya verdiği anlamlı genel başlık da şu:
"Eşitsizliğin Hep Ayaktaki Bastille'leri!" Devrim,
köhnemiş geçmişin simgesi olan -o ünlü- zindanı
yerle bir etmişti. Demek ki, kadın-erkek eşitliğini
sağlamak üzere, yıkılması gereken şeyler var da-
ha.
Söz konusu kadın yazarlardan biri, Florence Be-
auge, bıtmemtş, "Vanda Kaimış Demokrasi" adını
verdiği -kısa ama özlü- yazısına, "Kadınlann kat
edeceği uzun bir yol var hâlâ" diye başlıyor ve şöy-
le bitiriyor: "Şimdi kuşku götürmeyen şu ki, kadın
haklarını savunmafc erkekieri de ilgilendinyor. Ger-
çekten her ikisi için de söz konusu olan, bu 'yarı-
da kaimış demokrasi'den -tam anlamıyla- kurtul-.
maktır."
•
"Yanda kaimış demokrasi" derken, aklınıza ister
istemez kendi ülkenizdeki uygulama da geliyor he-
men. 1923 Devrimi'nin, Cumhuriyet'i kurarken te-
mellere harç diye döktüğü çağdaş değerlerin, de-
mokrasi adına nasıl ayaklar altına alınıp çiğnendi-
ğini düşünüyorsunuz.
Gerçekten, demokrasi böyle bir sonucu da ge-;
rektiriyor muydu?
Demokrasi, çağdaşlığa sırtını dönmek mi demek-
ti?"
Hayır! Ona böyle bir rol biçen biz olduk. Cumhu-
riyet'i daha ileriye götürmek, kurumlarını daha da'
yetkinleştirmek varken parlamentoyu, seçimleri,'
eğitimi, Cumhuriyet'i tasfiye yolunda gericiliğe peş-
keş çeken, başka bir dünyadan gelenler miydi?
"Nedır, ne oluyoruz?" diyenleri susturduk; gericili-
ğin üstesınden asıl gelecek ilerici güçlerin yolunu
kestik, kan kusturduk onlara. Özetle, köylünün öy-
küsünde olduğu gibi, taşlan bağladık ve köpekleri,
salıverdik. ;
Ve bugün olduğumuz yere vardık.
Şimdi, demokrasi uygulamasının yanm yüzyılını
doldurduğu bir tarih kesitinde, partamentonun ses-
sizliğe ve hareketsizliğe gömüldüğü bir ortamda,-
Cumhuriyet'in temellerine yıllardır sürdürülen bir
saldınyı önlemek için, Milli Güvenlik Kurulu'nun,
elindeki üvendireyle hükümeti dürtüp uyarmak zo-.
runda kahşı var ya, siviller hesabına başlı başına bir:
skandaldır. , "
Elbette hiçbir sonuç sağlamayacak uyarılar!', '2\,
Çünkü at» olan Üsküdar'ı geçmiştir. ' """.
Söylemeliyim, bir acı kötümserlik içindeyim.
•
Ama görmüyor da değilim: Pek derinlerden sü-
rüp gelen, iyiden iyiye işleyen bir büyük, bir anlam-
lı değişikliğin de içine gelıp girmiştir Türkiye. Kadı-
nı erkeği, işçisi esnafı, avukatı mühendisi, hekimi
profesörüyle, genç-yaşlı insanlanmız, Cumhuriyet'e
sahip çıkmak, onu yeniden temelleri üzerine oturt-
mak amacıyla kollan sıvamış durumda.
İster "sivil direniş" deyiniz, ister başka bir şey,
olan bu.
Bu hareketlenişte kadınlann tuttuğu yer önemli.
Çünkü kadınlanmız, Cumhuriyet'e neler borçlu.
olduklannın, o çöktüğünde neleri kaybedecekleri-
nin bilincindeler. Gericiliğin"Kadınlar eve!" diye bar.
bar bağırdığı bir ortamda, kadının erkekle omuz
omuza alanlara çıkmasından daha güzel bir yanrt
olamaz. Bu arada, parlamentoyu doldurmuş "ba-
ti" erkek alayına karşı, o kurumu yan yanya bölüş-
meleri, kadın-erkek eşitliğini oraya da taşımalan,
bunun kavgasına şimdiden başlamalan da yerinde
olacaktır.
Bugünden yarına bir mucize beklemiyoruz.
Ama bugünden başlatılacak anlamlı hareketleniş-
ler olmalı.
Kadınlann kat edeceği yol uzun elbette; belki bü-
tün yollann en uzunu onlannki.
Ancak aydınlığa götüren bir yol da o.
Buyurun yürüyüşe; ve nice 8 Mart'laraL •;
TİSK Cenel Başkanı Baydur
'MGK halkın ortak
düşüncesini yansıttı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye İşveren
Sendıkalan Konfederasyo-
nu (TİSK.) Genel Başkanı
Refık Baydur. Milli Güven-
lik Kuruİu'nun (MGK) hal-
kın ortak düşüncelerinı yan-
sıttığını belirterek "Türld-
ye'nin rejim sorunu yoktur.
Sadece şeriatı özleyenlerin
tahrikleri v-ardır" dedi. Bay-
dur, milletvekillerine. genel
başkanlan ve partılerinı asa-
rak "milletvekili yemininin
gereğini yerine getirmeleri"
çağnsında bulundu.
TİSK Genel Başkanı
Baydur. MGK toplantısın-
dan bir hafta önce ılettıkleri
görüşme talebıne hükümet-
ten yanıt gelmemesi üzerine
dün düzenlediği basın top-
lantısıyla. "ilke kararian
cumhuriyetten yana olursa
REFAHYOL'un yaşâyaca-
ğı* mesajını verdi Laik ve
demokratik cumhuriyetin
değıştirilmesinin tartışma
konusu bile yapılamayaca-
ğını söyleyen Baydur. "Si-
yasi iktidann hir kanadınm
\e özellikle içerisindeki bazı
radikallerin demokrasinin
erdemlerinden yararlana-
rakcumhuriyetimizin başta
laiklik olmak üzere temdni-
telikkrine karşı takındıklan
yanlıştutum,bizibugünege-
nrmiştir'' dedi. MGK'nin,
anayasal bir kurum olarak
"demokratikrejhnin işleme-
sini sağlamak' göre\ıni ye-
rine getirdiğini anlatan Bay-,
dur, siyasi alandaki sorunla-
nn TBMM'de çözümlenece-
ğine inandıklannı vurgula-
dı. "Ülkenin direksiyonu
RP'nin etinde değü" diyen
Baydur. hükümetin demok-1
ratik rejim güvencesi ver-I-
mesini ve tersine davranan-,
lan cezalandırmasını istedi.,
Baydur, RP'nin dışlanması.
durumunda yapılacak se-
çimlerde yüzde 35-40'larla;
iş başına geleceğini söyle-;
di. Ekonomik durumun, yan-
smldığı gibi "pembe uhık-.
lar" çizmediğini \iirgulayan-
Baydur," 199Tnin kayıpbir
yıl olacağT kaygısını da di-j
İe getirerek "Bu stkmtiı or-'
tamın devamı halinde, yerik'
wyabanamüteşebbistered-
düdt düşecek. üretim ve y v
tınm y-avaşlay^cak. toplum-:
da fiuzlenmekte olan etnik
ve dini farkhhklar körükle-
necek, bütün dengekr ahüst
otacakür" diye konuştu.