Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1997 CUMA
HABERLER
Gazeteciye
saldıpıya kınama
• Haber Merkezi - Kent
TV muhabiri Bengi
Babaeker ıle kameraman
Kubılay Mamati'nin
Fatih"in Çarşamba semtinde
halkla röportaj yaparken bir
grubun saldınsına uğraması
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nail
Güreli tarafından kinandı.
Güreli yaptığı açıklamada,
bu tür saldınlann iktidar
mensuplannın basına karşı
takındığı düşmanca
tavnndan kaynaklandığını
kaydettı.
Buca Cezaevi'nde
tedirginlik
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Buca ve Bergama
Cezaevı'nde gerginlik sona
erdi. Anlaşma sağlanmasına
karşın. sürgünlerin
gündeme getırileceği haberi
ailelerle tutuklu ve
hükümlüler arasında
tedirginlik yarattı. İHD
îzmir Şubesi Başkanı
A\ ukat Ercan Demır,
cezaev inde durumun sakin
olduğunu belirterek
"Anlaşmanın ardından
eylemcilerin arama
yaptırmamalan bir ara
gerginlik yarattı, ancak dün
sabah cezaevı yöneticileri
koğuşlarda arama yaparak
sayım aldıktan sonra durum
saîcinleşti" dedi.
Toptan, DYP'ye
dönüyon
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP'den
aynldıktan sonra bağımsız
milletvekili olarak kalan
Köksal Toptan, DYP'ye geri
döneceğıni açıldadı. Toptan,
geri dönüş takvimı ıçin "'En
kısa sürede" dedı. Toptan,
"DYP'den aynlma
nedenleriniz ortadan kalktı
mı" sorusuna. "Bu
hükümetin dosya pazarlığı
üzenne kurulduğu ızlenımi
vardı. Bu yüzden bu
ortaklığa karşı çıktım. Iddia
sahibi RP, bu dosyalardan
Çiller"i akladı. tddialar
ortadan kalktı" karşılığını
verdi.
Bakanlıktan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Sağlık Bakanlığı,
kansere yol açtığı iddia
edilen katkı maddeleriyle
ilgili broşürlerin "yanıltıcı
olduğunu ve bilımsel değeri
bulunmadığını" bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Müsteşan
Aytun Çıray, yapt\ğı
açıklamada, kullanılan gıda
maddelerinin üretim ve
tüketim ilişkıleri dikkate
alır.dığında, katkı
maddelerinin kullanımının
teknolojik bir zorunluluk
olduğunu belirfti.
Yılmaz'ın firam
• AFYON (Cumhuriyet) -
Adalet Bakanlığı ülkücü
Kürşat Yılmaz'ın önceki
gün Bolvadin Devlet
Hastanesi mahkûm
koğuşundan firar etmesiyle
ilgili soruşturma başlattı.
Bakanlığın gönderdıği iki
müfettiş. dün BoKadin'e
giderek inceleme başlattılar.
Bolvadin Cumhuriyet
Savcısı Altan Günaydın.
firar olayının bir yurttaşın
ihban üzerine ortaya
çıktığını belirterek
"Gardiyan, olayı bize haber
vermedi" dedi. Yılmaz'ın
yakalanması için Bolvadin
ve çevresinde operasyonlar
sürdürülüyor.
Almanya Dışişleri Bakanı, gergin geçen Türkiye temaslannı tamamlayarak gitti
'AITye gîrmeniz şimdflik zor'
SERKANDEMÎRTAŞ
Haber Merkezi- Alman-
ya Dışişleri Bakanı Klaus
Kinkel. Avrupa'nın yapısal
olarak geleceğinın görüşü-
leceğı 1997 yılının, hem
Türkiye hem de AB ıçin
önemli bir yıl olduğunu be-
lirterek "AB'ningenişleme-
sinde ilk gnıpta olmadığını
Türkiyede bilmektedir''de-
dı. Türkiye'dekı temaslan-
nı oldukça huzursuz bir ha-
vada tamamlayan Kinkel,
Bulgaristan'da yaptığı açık-
lamada, "Böyle bir gezklen
sonra Bulgaristan'a gel-
mekten mutluyum" dedi.
Kinkel, Alman-Türk Ti-
caret \e Sanayi Odasfnın
Çırağan Sarayında onuruna verdiği iş ye-
meğine katıldı. Temaslannın ağırlık noktası-
nı Türkıye'nın AB'ye tam üyelık konusunun
oluşturduğunu hatırlatan Kjnkel, bu konuya
duygusal yaldaşmanın doğru olmayacağıru
ve aşın bir sorun olarak ortaya atmamak ge-
rektiğinı ıfade etti. Kinkel şunlan söyledı:
"Öncelikle şunu söylemek isterim id Türki-
ye Avrupa'va aittir. Her şeyden önemli olan,
Türkiye tutumunu esneklestirebileceğini bildirdi
Ankara'dan NATO vetosuna 'belge'koşulu
ANKARA - Türkjye, Avrupa Birliği (AB) Konseyi'nm
"Ankara'aın tam üye adayı olduğu ve eşit kıstaslarla değer-
lendirfleeeğT görüşünün. "AB'nin resmi beigeierinde ver al-
ması koşuluyia". NATO'nun genişlemesınde takınacağı tu-
tumu "esnekkştirebileceğiııi''' bildirdi. Almanya Dışişleri
Bakanı Klaus Kinkel e. diğeraday ülkelere uygulananw
pre-
accession strategy - tam üyetik öncesi stratejisinin'' Türkı-
ye'ye de uygulanması isteminin iletildiği kaydedildi.
Kinkel'in gezisi sırasmda, Türkiye'nin, NATO'nun geniş-
lemesiyle ilgili veto kartını bir kez daha gündeme getirdiği
kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı 'ndan üst düzey bir yetkili,
NATO-AB ve Batı Avrupa Birliği'nin genişlemesi süreci-
nin bu kuruluşlann dokümanlannda da ilintilendırildiğiru
belirterek, şunlan söyledi: "ABbüyüyecek, NATO büyüye-
cek, BAB büyüyecek ve Türkiye bunlann dışında kalacak.
Bunu TBM\r>e kabul ettiremezsiniz. TBMM, BABOrtak-
hk AnlaşmasTnı 3 yıldır onaylamıyor. Çünkü Yunanistan
tam üye oldu, Türkiye ortak üye kakü. Ancak adayhk ve tam
fiyeiik haklannın eşit şekflde kullandınlmasına ilişküı Apd-
doorn'da verilen sözler. AB'nin resmi görüşü şekünde yayın-
lamrsa, NATO kartının kullaıulması konusunda esnekKk
gösteriBr"dedi.
Türkiye'nin tam kablımı konusunda 1963 >>
undaki sözleşme de geçertidir. Türkiye'nin
treni. Avrupa yönündeki raylann üzerinde-
dir ve Köln'de kızağa çekUmeyecektir. Üçün-
cü bir husus,Türkiye,yakın bir gelecekte tam
üyeliği gerçekteştirenıeyecektir. Çünkü önko-
şullareksiktir. Sebeplerini açıkladun. Dışişle-
ri Bakanı olsun. Başbakan oisun bu sebeple-
rin mevcudivetini kabul edivorlar."
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiüer'e bu ko-
nuyu söyledığıni ıfade eden Kinkel. "Lük-
semburg'daki aifc fotoğrafinda görünmek is-
tiyor. Fakat öyle bir fotoğraf çekilmeyecektir.
Çünkü o konferansa onlar davet edilmeye-
cek. Onlan istemediğimiz için değil; sakin ka-
falarla çalışmalanmızı sürdürmemiz lazun"
dıve konuştu.
KJaus Kinkel, Türk dostu olduğunu vur-
guladığı konuşmasında,
Solıngen olayını da anım-
satarak "Alman olarak
utandığun konular vardır.
Türk hemşerilerimize kar-
şı nillerden utanıyorum"
dedi.
Kinkel. bölünmüş bır
Kıbns'ın AB'ye alınması-
nın söz konusu olamayaca-
ğını kaydetti. Başbakan
Necmettin Erbakan ile ılış-
kilenne.de değınen Kinkel.
"Gelmeden önceki ifadesi
dışuıda, gerçekten çok na-
zik bir insan. Çok nazik bir
dillegörüştük. Çok ilginç ve
güzel bir görüşme oldu.
OzellikJe ekononiik ağuiık-
lıvdı" diye konuştu.
Çırağan Sarayı'ndaki yemekten sonra Tür-
kiye'den aynlan Kinkel, ülkesıne dönerken
Bulgaristan'a üç saatlik resmi bir ziyarette
bulundu. Filibe Havaalanı'nda Bulgaristan
Dışişleri Bakanı StoyanStalevtarafından kar-
şılanan Kinkel, Bulgaristan Cumhurbas.kanı
Petar Stoyanov ve Bulgaristan Başbakanı
Stefan Sofryanski ile bir araya geldi.
'Almanya'da da insan haklan ihlali var' diyen Çiller'e yanıt: Kötü ömek emsal olmaz
KinkePden iıısaıı lıaklarma destel
Gerilimli ziyaret sırasmda. anıan zaman
diplomasi smırlannı aşan ifadeler kullanan
Kinkel, dün ülkesine döndü.
ANKARA / İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Almanya Dışiş-
leri Bakanı Klaus Kinkel'ın An-
kara'dan aynlmadan önce kah-
valtıda bır araya geldiği insan
Haklan Derneği (İHD) Başkanı
Akın Birdal ve Türkiye İnsan
Haklan Vakfi (TİHV) Başkanı
YavuzÖnen'e, insan haklan ko-
nulanndaki çabalannı destekle-
diğini bildirdi. Kinkel, önceki
gün bir araya geldiği Çiller'in
"Almanva'da da yabancı düş-
manhğı ile uygulanan insan hak-
lan ihlallari var. Ileride bunlan
gündeme getirebüiriz'" uyansı-
na. "Kötü ömek emsal teşkil et-
mez" yanıtını verdi.
Türkiye zıyaretı, Başbakan
Necmettin Erbakan' tn "Kinkel
başını önüne eğecek" içerikli
açıklamalan nedeniyle gergin
geçen Almanya Dışişleri Baka-
nı Kinkel. Ankara'dan aynlma-
dan önce son temasını İHD Baş-
kanı Birdal ve TİHV Başkanı Ö-
nen ile yaptı. Görüşmede Kin-
kel'in, "NGO'lann özellikle in-
san haklan konulanndaki çaba-
lannı destekliyonız. Si/ierie bir
araya gelerek Türkiye''nin de-
mokratikleşmesi ve insan hakla-
nnın iyileşmesi konulanna ver-
digunizönemi gösteriyoruz" de-
diğı kaydedildi. Almanya Dışiş-
leri Bakanı Kinkel'in, Dışişleri
Bakanı Çiller'in önceki gün
yaptıklan görüşmede söylediğı
u
Siz bizim insan haklanmıza
çok kanşıyorsunuz. Ancak Al-
manya'da da özellikle yabancı
düşmanlığından kaynaklanan
insan haklan ihlalkri var. İleri-
de bunlan gündeme getirebili-
riz" sözlennı, "Kötü örnek em-
sal teşkil etmez. Biz Almama'da
yabancılara karşı yapılan saldı-
nlan engeUeme)e ve yabancıla-
nn güvenliklerini sağlamaya ca-
lışıyoruz" diyerek eleştirdıği
kaydedildi.
İHD Başkanı Birdal, göriiş-
menın sonunda yaptığı açıkla-
mada. Türkiye'nin Avnıpa eksp-
resıne bındiğinı, bu ekspresin
koridorlannda Doğu'ya koşmak
isteyenler olduğunu belirterek
"Ajıcak AvTupaŞ'a gidecek bir
ekspresin kompartımanlannın
buna göre şekillendirilnıesi gere-
kir" dedi. Birdal, Türkiye'de in-
san haklan ihlallen ile ilgili bir
rapor sunduklannı belirterek
"Türkiye'de insan haklan der-
nekleri ve temsilcilerinin de bas-
kı albnda olduklanm Kinkele
ilettik" dedi.
Daha sonra İstanbul'a gelen
Almanya Dışişleri Bakanı Kla-
us Kinkel, Sultanahmet Ca-
mii'ni ve Ayasofya Müzesı'nı
gezdı.
Almanya Dışişlen Bakanı
Klaus Kinkel, İnsan Haklan
Derneği Başkan Yardımcısı
Eren Keskin ile avukat Eşber
Yağmurdereli'yle Çırağan Sara-
yı'nda bır süre görüşrü. Basına
kapalı olarak yapılan ve yakla-
şık yanm saat süren görüşmede,
Türkiye'deki insan haklan ko-
nusunun ele alındığı bildirildi.
Görüşme sonrasında açıkla-
ma yapan av ukat Eşber Yağmur-
dereli Kinkel'e Türkiye'deki in-
san haklan ihlallen konusunda
bilgi verdiğini belirtti ve Kin-
kel'in "Sizi muhatap olarak ka-
bul etmemtd, insan haklan ko-
nusuna verdiğimiz önemin bir
işareti olarak kabul ediyoruz"
dediğini söyledi.
VOLKAN VURAL
'Uçurumu
daraltıyoruz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye'nin Almanva Büyükelçisi
Volkan Vural. Almanya Dışişleri
Bakanı Klaus Kinkel'in zıyaretınin
yapıcı geçtiğinı belirterek "Uçurumu
darahmava çahşıyoruz" dedi.
Vural. Almanya'nın Türkiye'yi en iyi
tanıyan ülkelerin başında geldiğini
belirterek "Her iki taraf da bunun
avırdında. Güncel konular tabii ki
zaman zaman ikili Uişkileri
etkileyecektir. Ancak önemli olan kalıcı
berabeıiiğin koşullandır. Kinkel'in
ziyareti sırasmda iki ülke arasındaki
sorunlann tümü gündeme getdi.
Karşıükh degerlendirnıelcr yapddL
Bunlardan hemen sonuç bekkmek de
sağlıklı bir yaklaşım olmaz" diye
konuştu.
Vural, iki ülke arasında zaman zaman
genişleyen uçurumu daraltmaya
çalıştıklannı vurguladı. Vural.
ekonomik ilişkilerin gelecek dönem
daha gelişmesinı beklediklenni,
Kinkel'in beraberindekj işadamlannın
Türkiye'deki yeni olanaklan
değerlendırdiklennı sövledi.
Büyükelçi Vural, Almanya'nın nükleer
ve termik santrallar ile köprü
ihaleleriyle yakından ilgilendiklerine
dikkat çekti.
BEL
Istanbul Büyükşchir Belediyesi önünde bir açıklama yapan Tüm Bel-Sen yöneticileri üç yılhk icraaü protesto ettiler.
(
RPH belediyelerbaskı ve hyım odağıy
İstanbul Haber Servisi-KESKGenel Baş-
kanı Siyami Erdem. RP aracılığı ile baskı ve
kıyımın odağı haline gelen belediyelerin, gü-
cü REFAHYOL hükümetinden aldığını be-
lirterek yerel iktidarlardan önce Ankara'da-
ki hükümeti düşüreceklerini söyledi. Tüm
Bel-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Tosun da
yerel yönetimlerin 3. yılını değerlendirirken
"Kurduklan vakıflar aracılığı ile ahnan ba-
ğtş ve vardımlarla rüşveti adeta kurumlaştır-
mışlardır" dedi.
Tüm Belediye Memurlan Sendikası (Tüm
Bel-Sen) Genel Merkez yöneticileri dün is-
tanbul Büyükşehir Belediyesi önünde dü-
zenledikJeri basın toplantısında belediye yö-
netimlerinin 3 > ıllık "fcraatianm" değerlen-
dırdiler. Genel Sekreter Hüseyin Tosun. ye-
rel yönetımlerde ışbaşına gelen yönetımie-
rin 3 yıllık sürede. 1467 memuru işten attı-
ğını, 4 bin 734 kişinin sıcilini bozduğunu ve
disıplin cezası verdiğini, 207 memuru açığa
aldığını. 1140 memurun kadrosunun alındı-
ğını ve 2 bin 700 memurun da sürgün edil-
diğini anlattı. 3 yıl içerisındp Milli Gençlik
Vakfı referansı ve son olarak ordudan irtica
faaliyetleri nedeniyle uzaklaştınlan subay-
larla birlikte yüzlerce kadro aldıklannı savu-
nan Tosun. yönetimın çalışanlar arasında
aynmcılık yaptığını söyledi.
KESK Genel Başkanı Siyami Erdem de
belediyelerin demokrasinın beşiğı olması
gerekirken RP aracılığı ile baskı ve kıyımın
odağı haline geldiğini belirtti. Erdem. yerel
iktidarlardan önce Ankara'daki hükümeti
düşüreceklerini belirterek işçileri mücade-
leye çağırdı.
Z4Z//ORHAN BİRGİT
Salı günkü "Siyasi Hafıza" başlıklı
yazı. büyük yankılara neden oldu.
Gökhan Çapoğlu, kendısine yönelt-
tiğim sorular karşısında "sessiz kal-
ma hakkını" kullanmayı yeğledi. Ama
o sorulann doğrudan karşılayıcısı ol-
mayan Sayın Murat Karayalçın,
"Düşünce Atölyeleri"rim DSP'li "Üç-
ler" ile ilgisı olmadığını söyledi. Ça-
poğlu'nun sınıf arkadaşlarından bir
Sayın Vali de bu konumunun, daha
fazlasını açıklamayı engellediğinı be-
lirterek, Ankara Milletvekili'nin Strate-
jik Araştırmalar Vakfı'ndan aynlma
nedenini "kişilik" sorunu ile açıkladı.
Ama asıl suçlayıcı açıklama Işçi
Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ha-
san Yalçın'ın demeci ile geldi. De-
mokratik Sol Parti'ye "solda güçbir-
liği için eylem çağnsında bulunanla-
ra karşı" "Aydınlık" dergisınin son sa-
yısında ağır hücumlar yönelten Yal-
çın, şunlan söylüyor:
"ABD kendi memuru Çiller'i
DYP'ye genel başkan tayin etmişti.
Şimdi benzer bir işi solun içinde ya-
pıyor. Çiller, ABD'nin sözleşmeliper-
sonelidir. Aynı olay Çapoğlu üzerin-
de yapılmaktadır. Çapoğlu solun ba-
şına atanmıştır. O da Çiller gibi Ke-
malızmin modasının geçtiği progra-
'Solda Güçbirliği'
mı ile ortaya çıkmıştır."
Gökhan Çapoğlu ile ilgili olarak iş-
çı Partisi adına yapılan suçlamalar bu
kadarla kalmıyor. Hasan Yalçın, hem
önceki günkü demeci ile hem parti-
nin yarı resmi organı olan "Aydın-
lık"\ak\ yazısı ile Ankara Milletvekili-
ne adeta suç tasnii yapıyor.
Yani madde göstererek onu suçlu-
yor; yargılıyor.
işçi Partisi, Demokratik Sol Par-
ti'nin sözcüsü değil. İki parti arasın-
da bir "merhaba" bile olmadığı açık.
O halde, denilebilir ki İP ve Yalçın'ın
DSP'deki bir disiplin sorununa karşı
bu duyarlılığının nedeni nedir?
Üstelik. medyamızın önde gelen
birçok yazarı, Gökhan Çapoğlu ve i-
ki arkadaşının eylemınin yanında açık
vaziyet almadılar mı? Aralarında sos-
yal demokıasiye destek vermiş, da-
hası bir dönem "eski tüfeklik" bile
yapmış kimi yazar-çizer, bu kitaplı po-
litikacı ile arkadaşlarının "sola açıl-
ma" hareketlerıne taş koyduğu için
Ecevit'e ağır suçlamalar yapmaktan
kaçınmadılar mı?
Bülent Bey'in. son seçimlerde par-
tisi adına gösterHen tüm adaylann de-
ğerlendirilmesinde genel başkan ola-
rak inısıyatifi olduğu açık. O halde,
Yalçın'ın, dahası dün bizim gazetede-
ki yazısı ve geçen hafta "Kent 7V"de-
ki başarılı programı ile Çapoğlu üze-
rindeki Amerıkan bezi perdeyi kaldı-
ran Deniz Som'un ortaya koydukla-
nnı DSP Genel Başkanı, son genel
seçimlerde bilmiyor muydu?
Ecevit, ısrarla bilmediğini söylüyor.
Demek ki. partinin örgütün temelin-
den başlatılmak istenilen yapılanma
olayında, bunca titizliğe karşın hem
de tepeden sızma olayı önleneme-
miş. Ya da Hasan Yalçın apaçık iftira
ediyor.
İyi de, Çapoğlu'nun, hem de De-
mokratik Sol Parti Genel Başkanlı-
ğı'na ve tıpkı 25 yıl önce Ecevit'in
Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaptığı
gibi bir "umut o/araft" adaylığını koy-
maya hazırianırken, masasının üze-
rinde kendi kaleminden çıkmış birya-
pıt ile arzı endam etmesıne ne deme-
lı?
Deniz Som'un dünkü "Vaziyef'm-
den öğreniyoruz ki, kendisini demok-
ratik sol için liderliğe layık gören genç
bıiim adamımız, "solculann küresel-
leşmeyi emperyalizmın yeni oyunu
diye nitelendirerek değişim gerçeği-
ni ihmal etmelehnden" yakınıyonmuş.
Bırakalım, Hasan Yalçın'ın suçla-
malarındaki CIA'nın eski Ortadoğu
Masası Şefi Graham Fuller ile Ça-
poğlu arasındaki gelmiş ama geçme-
miş sergüzeşt öykülerini, Ankara Mil-
letvekili'nin açık açık kıtaba döktüğü
düşüncelerle bunca yılın demokratik
solcularına kendisini lider olarak be-
ğendirme cesaretinin arkasına giz-
lenmiş olan desteğin asıl sahipleri
kimdir? Kimlerdir?
•••
Radikal gazetesi, Çiller'in ilkbahar-
da baskın bir seçim için yaptığı ha-
zırlıklan anlatıyor.
DYP bizim, ne yazık ki bilmedikle-
rini de bilmeyen bazı iyi niyetli kişile-
nmizin de aylardır ısrarla savunduk-
ları "iki turlu seçim" sistemini yasa-
laştırmak için hazırlıklarını tamamla-
mış.
Gazete, aynntıları da anlatıyor:
"Baraj yüzde 5'e indirilmiş göste-
rilerek, herkese parmak parmak bal
dağıtılıyor. Bu barajı aşmış olan par-
tilerden bırinin bir seçim çevresinde
oylann yüzde 30'unu geçmesı dunı-
munda o seçim çevresinde seçim
sonuçlanmış kabul ediliyor.
Değilse, ikinci tur için ülke çapın-
da en çok oy almış iki parti seçime
girme hakkını kazanıyor. Bu iki parti
arasında oylara göre milletvekilliği-
nin bölüşülmesine gidiliyor."
Şimdi bazı "bilmediklerini de b/V-
meyen"yazarlanmız, bu 'iki turlu"se-
çim sistemini savunurken, ülkede
sağ ve soldaki partileri bırleştirip, ara-
larında parlamento sandalyelerıni,
Kenan Evren'in düşlediği biçimde
böleceklerini varsayarken, demek o
iki blok için de aynı tornadan çıkmış
lider adaylarının empoze edilmesi
aşamasına geldiğımizin hesabı için-
deymişler. Değişim projesinın isım
babalarının hesaplannı, solda görün-
meyen güç birliğınin açığa çıkartmış
olması, sevindiricidir.
Hasan Yalçın'ın demecıni, günler-
dir "üçler"\ savunan sütunlarda oku-
mak, ekranlarda görmek isterdim.
Benim ve benim gibi mılyonlarca
insanın "haber alma hakkı ve özgür-
lüğü" adına.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Islam ve Akıl
Falih Rıfkı Atay'ın, şimdi iyice hatırlayamayaca-
ğım, ama belki de Hind adlı güzel kitabının başla-
nnda verdiği ılginç açıklamalardan aklımda kalmış
ve önemli olduğu için de birtürlü silinmemiştirbel-
leğimden: islam uygarlığının doruk yüzyıllan olan
8-12. yüzyıllarda, Bağdat'ta, biruzun sürefikirku-
lüpleri olmuş. çağın temel sorunlarını tartışıp dur-
muş. Dikkatleri asıl çeken de o kulüplerde uygula-
nan bir tartışma ilkesi: Konuşmacılardan hiç kım-
se, bağlı olduğu dinin kutsal kıtabından kanıt geti-
remezmiş. öyle "Incil-i şerif der ki", "Kuran'/ azim
üş şan buyurur ki" yok. Düşünceni güçlendirmek
mi istiyorsun? Akla dayanan kanıtlar ileriye süre-
ceksin!
Bugün geçerli bir uygar tartışma ilkesinin, yüz-
yıllar önce de uygulandığının bir diğer örneği.
Hem başka türfü yükselebilir miydi Islam?
Bu yükselişin öyle soyutta "din, iman gücü"y\e
değil, o yüzyılların genel tarıhsel bağlamı içinde ol-
duğunu biliyonız. O günkü dünyanın en uzak kö-
şelerıne kadar kollarını uzatmış yoğun bir iktisadi
ilişkilerortamından, yaşamın hergörünüşü nasibi-,
ni aldı; bu arada bilim yaratıcı oldu, felsefe canlılılç
kazandı. ,
Aklın payına da ciddi bir yer ayırmalısınız bu ge-'
lişmede. '
Nitekim, "Islam rönesansı"nin unutulmaz birsay-
fası olan ünlü Mutezile hareketi, dinin genel çerçe-
vesi içinde de kalsa, sorunlara akılla yaklaşmanın
bir örneğidir.
Öte yandan filozofiar, akılla vahiy, bu iki dil ara-
sındaki çelişme ortadan kaldırılamaz bir halde de-
olsa, büyük bir seçme özgürlüğünden yana olmuş-.
lardır.
Arkasından 12. yüzyıldan 18. yüzyıla değin uza-,
nan duraklama ve çöküş dönemini de elbet genel
tarihsel bağlam içinde ele alıyoruz, almalıyız da.
El-Gazzafî'nin felsefeye ve özgür düşünceye
yaptığı hırslı saldırılar mıdır duruş ve genleyişin ne-
deni? Ya da El-Eşaıfnin, Kuran'a eğilirken seçti-
ği "a/c/"a değil "nakl"e değer veren yol mu çözülü-
şü başlattı? ,
Unutmamalı: Her ikisi de çağlannın bir ürünüy-.^
düler; her ikisi de bir neden olduğu kadar, birer so-,
nuçturlar da. !
Ama bir acı gerçeği hatıriatmak bakımından şu
önemli: Bütün öteki Müslüman filozofiar gibi bir
Aristoteles yorumcusu da olsa -bu bakımdan iç-
lerinde kuşkusuz en iyisü- Islam felsefesı ibni<
Rüşd'le sona erdi. İki yüzyıl sonraki ibni Haldun'u
1
bir yana bırakırsanız, kuğu kuşunun son şarkısı o-
dur.
Arkasından Sünnîlik düşünmeyi yasakladı; çün-
kü, yalnız iman, inanç vardı onun için...
*
Niçin eğildim bu konuya bugün?
Vecihi Timuroğlu'nun son yayımladığı bir kitap,
benim ıçin pek aydınlatıcı olmuştur. Sosyal Yayın-
lar'da çıkan ve Islamın "Akl"a Bakışı Üzenne Bir
Deneme adını taşıyan -74 savfalık- küçücük bires-
er bu. Bu kadar az sayfa içinde, Doğu-Batı fıkir ta-
rihinı özetleyebılmek ve en önemli noktaları ustar.
ca vurgulayabilmek için Timuroğlu'nun çapmciaoK'.
mak gerek. > . • \
"Görklü", "Gülüşü güneşli" oğlu Kürşat'la bir
söyleşı havasında yazılmış eser, islam düşünce ta-
rihinde. Kuran'dan başlayarak "a/c//"dediğimizye-(
tinin, o insanı hayvandan ayıran ayncalığın yer yer
:
nasıl anlaşılmaz bir konu olarak sürüp gittiğini se-'
riyor gözler önüne. Eski Yunan'dan Aristoteles'le
yatıp kalkan, örneğin Herakleitos la yani diyalek-'
tik düşünceyle en ufak bır temas bile kurmayan bir
serüven bu!
Hakkını yemeyelim, belki sadece Şeyh Bedret-
tin'dır ki aklı "bakarak, düşunerek, araştırarak ve
görerek anlayan araç" diye tanımlıyor ve böylece
"araştırma "da, gözleme ve deneyime bir yollama-
da bulunuyor.
Arkası, uzun yüzyıllar gelmeyecek bir işaret!
19. yüzyılda, "tarihin akışını değil, kör topal se-
kişini" izleyen Islam reformculannın kafa karışıklı-
ğı" ayn bir şenlik: Örneğin Muhammed Abduh,
akıl-nakil çatışmasında "aW"ı öne aldığı halde, ge-
rikalmışlıktan kurtulmanın yolunu "Islamın ilk çıkı-
şı"na getirip bağlar!
Bu kafa yapısına sahip yığınla örnek verebiliriz
bugün de ve üstelik ülkemizden.
Ozetle, konusuna egemen uyandırıcı bir kitap!
Timuroğlu'nun, "mitos"lan yıkan bu eseri, alabil-
diğine kafa ve kavram karışıklığını yaşayan, özel-
likle islamcı yazarlarımızın gözündeki "dumanper-
desi"n\ kaldınp atabilecek mi? . . J
Bilmiyorum. •. •
Ama Timuroğlu'nun, kitabını körler için de yaz-
dığını söylemeliyim ve eli öpülesi bir iştir yaptığı..
Koalisyondan umutsuz
Aktuna: RP'den
ümitli değilim
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Sağlık Bakanı Yıl-
dınm Aktuna. RP'nın. şeri-
atçı tehdide karşı önlemler
içeren Milli Güvenlik Ku-
rulu (MGK) kararlannı ka-
bul etmesınin, şımdiye ka-
dar sürdürdüğü politikala-
nndan vazgeçmesi anlamı-
na geleceğıni vurgulayarak
"RP'den ümitli değilim" de-
di.
Aktuna. Çankaya Izci
Grubu tarafından Onkoloji
Hastanesı'nde yeniden dü-
zenlenen Üroloji Klini-
ği'nin açılışı sırasmda gaze-
tecilerin sorulannı yanıtlar-
ken, MGK'nin "japOnm"
uyansı da içeren kararlan-
nın ardından RP'nin umut
vemıediğini belirterek ko-
alisyon hükümetinın gele-
ceği konusunda kötümser
olduğu mesajını verdi.
Aktuna. Necmettin Erba-
kan'ın imzalamadığını öne
sürdüğü MGK kararlannm
Başbakan vebakanlan bağ-
lamayacağım iddia eden RP
Genel Sekrcten Asılturk'ün
sözlennin anımsatılması
üzenne, "Saçma bir ifade.
MGK anavasal bir kuruluş-
tur ve ne görev üstiendiği
bellidir. Başbakan ve bakan-
lar da toplantıya katdır. Üst
düzey bir kuruluştur ve al-
dığı karariar, ülke doğrula-
nnın ve gerçeklerinin bir
özetidir" dedi. Türkiye
Cumhuriyeti'nin demokra-
tik. laik ve sosyal hukuk
devieti ilkelerinin korunma-
sına yönelik ahnan kararla-
nn doğru olduğunu vurgu-
layan Aktuna, kararlannhü-
kümet üyeleri açısından, ya-
sal ve bürokratfk prosedür'
nedeniyle değil, önemli ol-î
ması nedeniyle bağlayıcı ol- •
ması gerektiğine dikkat
çekti. Her bakanın kendisi
gibi düşünmek zorunda ol-
duğunu anlatan Aktuna,
"Asiltiirk'ün konuşmalan,
eğer kendi düşünceleri değil
partisinin düşünceleri ise o
zaman DYP-RP koalisyonu-
nu önümüzdeki günlerdesı-
kıntı beklivor demektir.
Çünkü bi/ DYP olarak
MGK kararlannm uygu-
lanmasından yana>izn
dedi..