04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28MART1997CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Talim ve Terbiye Kurulu, Avrupa Birliği ülkelerindeki eğitim sistemine ilişkin rapor hazırladı Erbakan'a MEITden yalaıılaıııa • Milli Eğitim Bakanlığı verileri, 8 yıllık zoruniu eğitimin gelişmemiş ûlkelerde uygulandığını ve Avrupa'da meslek eğıtiminin erken yaşlarda başladığını savunan Başbakan Necmettin Erbakan'ı yalanladı. Talim ve Terbiye Kunılu'nca hazırlanan raporda, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında zorunlu eğitimin 8-12 yıl olarak uygulandığı, alanlara ve mesleğe yönlendirmenin zorunlu eğitimden sonra yapıldığı belirtildi. EVİNGÖKTAŞ ANKARA- Avrupa Birliği (AB) ül- kelerinin tamamında zorunlu eğitimin 8-12 yıl arasında uygulandığı belirlen- di. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Ter- biye Kunılu'nca hazırlanan rapor. bu ülkelerde alanlara ve mesleğe yönlen- dirmenin zorunlu eğitimden sonra ya- pıldığını ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Ter- biye Kurulu Başkanlığı Avrupa Birliği Masası 'nca hazırlanan "Avrupa Biıüği Üikeleri Eğitim Poutikalan" başlıklı ra- porda, AB ülkelenndeki eğitim sistemi- ne aynntısıyla yer verildi. Raporda, bu ülkelerde "çocuklann mesleğe yöneüne süresinin zorunlu eğitim sonuna kadar gedktirildiğine" dikkat çekilerek "Böy- lece, öğrencilerin mesleki tercihlerini za- mansız yapmaJannın olumsuz sonuçla- n bir ölçüde önJenmektcdir" denildı. Raporda, bu ülkelerde zorunlu eğitim sırasında meslek eğitimi verilmediği. yalnızca öğrencilerin ilgi ve yetenekle- rine göre alan ve mesleğe yönlendiril- diği kaydedildi. Raporda şu bilgilere de yer verildi: "AB'ye üye ül- kelerde mesleki yönlenme- de kişisel yeteneklerden çoksosyal kökenin belirle- yici niteliğini ortadan kal- dınnak ve öğrencilerin mesleki bir yetişldnliğe sa- hip olmadan okulu terk etmelerini önlemek ama- cıyla, genel ve çok dersli bir sistem uygulanmakta- dır. Bu sisteme göre yapılan düzenkme- lerde ilkokul süresi uzatumış ve çocuk- lann mesleki yönlenmekrinin süresi zo- runlu eğitimin sonuna kadar gedktiril- miş olmaktaduf Raporda yer alan ba- zı ülkelerin eğitim sistemleri şöyle: Italya: 8 yıllık zorunlu eğitim süresi lOyılaçıkanlmayaçalı- şıhyor. Yönlendırme 14 ya- şından itibaren yapılıyor. Or- taokul diploması alamayan- lar, mesleki öğrenim yapan enstitülere alınırken, diplo- ma alanlar da genel, fen, sa- nat ve anaokulu öğretmen okullanna gidiyorlar. Danimarka: Zorunlu eğitim 9 yıl olarak uygulanıyor. Temel eğitim dönemi 6 yıllık ilkokulla, 3 yıl- lık ortaokul eğitımini kapsıyor. Eğiti- min ilk 7 yılında genel eğitim kaH bir biçimde uygulanıyor. 8. sınıftaders seç- me başlar. Temel eğitim okullannın 8, 9 ve 10. yılında öğren- cileri etkin yaşa- mahazırlamaya yönelik meslek eğitimi verili- yor. Lüksem- burg: 11 yıllık zorunlu eğitim- de, 6 yıllık eğitimden sonra 7. sınıf or- tak program, 8. sınıf da seçiş yılı ola- rak uygulanıyor Yönlenmenin yapıl- dığı bu yılda öğrenciler, klasik, modern ve mesleki liselere devam ediyorlar. Portekiz: 9 yıllık zorunlu eğitimin ilk 4 yılı ilkokul, 2 yılı temel eğitim ve 3 yılı da ortaokuldur. Yönlenmenin baş- ladığı bu dönemde ortaokulu bitiren öğ- renciler değişik okullara gidebiliyorlar. Atananya: Çocuklann çok erken yaş- ta yönlendirilmeleri esasına dayanan bir eğitim sistemi uygulanıyor. 12 yıl- lık zorunlu eğitimde öğrenciler 10 ya- şında ilkokulun ilk 4 yılını bitirip ya il- kokulun ikinci dönemine, ya ortaoku- la ya da "gymnasium'' adı verilen lise- ye devam ediyorlar. Yunanistan: 9 yıllık zorunlu eğitimi tamamlayan öğrenciler ileri seviye ola- rak görülen liseye gidiyorlar. Liseler, genel. teknik, çok amaçlı ve klasik ola- rak sınıflara aynlıyor. Norveç: Zorunlu eğitim 9 yıl olarak uygulanıyor. Bu eğitimin 7-13 yaşlan ilkokul, 13-16 yaşlan da ortaokuldan oluşuyor. Lise öğreniminin yapıldığı 16-20 yaşlan arasında öğrenciler, genel öğre- tim, teknik ve endüstn. güzel sanatlar, balıkçılık ticareti, denizcilik. spor, mu- hasebe. ev ekonomisi, sosyal hizmetler, sağlık, tanm ve kırsal konulannda yetiştiriliyorlar. imam okullanna burs ve pansiyon ayrıcalığı • Yaklaşık 7 milyon öğrenciyi kapsayan Ilköğretim Genel Müdürlüğü'nün 79 bin 188 öğrencinin yararlandığı 156 pansiyonu, yaklaşık 500 bin öğrencinin bağlı bulunduğu Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün ise 40 bin 558 kişilik kapasiteli 261 pansiyonu var. Ilköğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okullardaki her 88 öğrenciden biri, imam-hatiplerde ise her 12 öğrenciden biri pansiyonda kalabiliyor. IŞIKKANSU ANKARA - tmam-hatip okullann- dakı öğrencilere, diğer normal okul- larda okuyan öğrencilere oranla burs ve pansiyon açısından çok daha fazla olanak tanmdığı saptandı. Ilköğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okullardaki her 88 öğrenciden bi- ri, imam-hatiplerde ise her 12 öğren- ciden biri pansiyonda kalabiliyor. Yine Ilköğretim Genel Müdürlü- ğü'ne bağlı okullardaki her 223 öğren- ciden biri, imam-hatiplerde ise her 50 öğrenciden biri burs alabiliyor. Kamuoyunda imam-hatip okulunda okuyan öğrencilere "firsat eşitliği*' ta- nınmadığı yolunda yoğun birkampan- ya sürdürülürken. Milli Eğitim Bakan- lığı'nın verileri, imam-hatip öğrencile- rine "ayncahk" yapıldığmın bazı ipuç- lannı veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı tarafından 1996 yılında ha- zırlanan "Milli Eğitim ile Hgili Bilgi- ler" kıtapçığına göre yaklaşık 7 milyon öğrenciyi kapsayan Ilköğretim Genel Müdürlüğü'nün 79 bin 188 öğrenci- nin yararlandığı 156 pansiyonu, yak- laşık 500 bin öğrencinin bağlı bulun- duğu Din Öğretimi Genel Müdürlü- ğü'nün ise 40 bin 558 kişilik kapasite- li 261 pansiyonu var. Yani, Ilköğretim Genel Müdürlü- ğü'ne bağlı okullardaki her 88 öğren- ciden biri. imam-hatiplerde ise her 12 öğrenciden biri pansiyonda kalabili- yor. Aynı şekilde tlköğretim Genel Mü- dürlüğü'ne bağlı 7 milyon öğrencinin içinden 31 bin 348'ine burs verilirken, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'ne bağlı 500 bin öğrenciden 9 bin 854'ü burs olanağından yararlanıyor. Bu du- rum, tlköğretim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okullardaki her 223 öğrenciden birinin, imam-hatiplerde ise her 50 öğ- renciden birinin burs alabildiğini kanıtlıyor. 7 ayrı rapor sunulacak Rektörler Köşk'e çıkıyor EMtVEKAPLAN ANKARA - Rektörler zir- vesi, yann Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkan- lığında Çankaya Köşkü'nde toplanacak. Demirel'e 7 ayn rapor su- nacak olan rektörler, vakıf üniversitelennden duyduk- lan rahatsızlıklan dile geti- rirken laik-demokratik cum- huriyete aykın vakıf üniver- sitesı kurulmasına izin ve- rilmemesi gerektiğini vur- guladılar. Üniversite rektörleri. ya- nn Çankaya Köşkü'nde ya- pılacak "Rektnrler nrvesi'' için son hazırlıklan tamam- ladı. 61 devlet ve kamu ünı- versitesi rektörü, Demirel'e, "vakıf ünKersiteleri-kamu üniversiteleri entegrasyo- nu". "Kıınımsalyapr, *üıû- versitelerin fakülte. yükseko- kul veenstitüleri. akademik- idari kadrolan". "sorunlar", "Üniversite-ortaöğretim iüş- IdlerL, üniversiteye giriş sis- temi''. "akademik kariyerde bitimsel yeterlüik standardT ve "uluslararası akrcditas- yon" başlıklan altında görüş ve önerilerinin yer aldığı 7 rapor sunacaklar. Rektörler, önceki yıllar- dan farklı olarak bu yıl so- mnlannı uzun uzun açıkla- maktansa yalnızca yatınm ödeneklerinin yer aldığı tab- lolan göstermekle yetindi- ler. Raporda, yatınm öde- neklerinin kesintiye uğra- ması nedeniyle bina inşaat- lannın tamamlanamadığı belirtilerek emekli olan ya da aynlan öğretim üyelerin- den boşalan kadrolann kul- lanımının serbest bırakılma- masının büyük sorunlara y- ol açtığı vurgulandı. Rapora göre bazı üniversitelerin is- tediği yatınm ödeneği ile hükümetin uygun gördüğü ödenekler şöyle: Abantİzn*Baysal:l tril- yon 47 milyar - 497 milyar, Adnan Menderes: 1 trilyon 973 milyar - 460 milyar. Af- yon Kocatepe: 918 milyar - 540 milyar, Akdeniz: 3 tril- yon 669 milyar - 1 trilyon 773 milyar, Anadohı: 1 tnl- yon 180 milyar - 727 milyar, Ankara: 4 trilyon 440 mil- yar - 1 trilyon 726 milyar, Atatürk: 817 milyar- 721 milyar, Balıkesr: 1 trilyon - 395 milyar, Boğaziçi: 869 milyar - 371 milyar, Celal Bayan 1 trilyon 685 milyar - 776 milyar. Vakıfüniversitelerine iliş- kin raporda, vakıf üniversi- telerinin devletin yükünü hafiflettiği, ancak devlet üniversitelerinden büyük bir öğretim üyesi göçü yaşandı- ğı ve vakıf üniversitelerine devlet tarafından yardım ya- pılmasının doğru olmadığı göriişü agırlık kazandı. Ba- zı rektörlerin görüşleri şöy- le: Prof. Dr. Kemal Güçfâol (Abant tzzet Baysal Üniver- shesi): Belli ideolojilere ba- ğımlı, demokratik ve laik Türkiye'nin varhğını tehli- keye düşürücü nitelikteki vakıf üniversitelerine izin vermemek kaydı ile vakıf üniversitelerinin kurulması kolayiaştınlmalıdır. Öğre- tim üyesi istihdamı ve ücret politikalannda işbirliğine gidilmelidir. Prof. Dr. Cezmi Öncüer (Adnan Menderes Lniversj- tesi): Vakıfuniversitelen ka- mu kaynaklan ile varlıklan- nı sürdürecek ve devlet üni- versitelerine gidecek maddi imkânlann azalmasına ne- den olacak şekilde oluşma- malıdır. Bu üniversiteler akademik personel ihtiyaç- lannı mutlaka kendileri ye- tiştirerek sağlamalıdır. Prof. Dr. Yaşar Uçar (Ak- deniz Üniversitesi): Vakıf üniversitelerine sağlanan devlet desteği kaldınlmah- dır. Devlet ûniversitelerin- den vakıf üniversitelerine olan beyin göçünün aşın ol- masını önlemek için devlet üniversitelerinde gerçekçi ücret politikalan izlenmeli- dır. Prof. Dr. Enver Hasanoğ- lu (Gazi Üniversitesi): Her vakfin üniversite kurmasına izin verilmemeli, bu konuda gerek vakfin gücü ve gerek- se amacı doğrultusunda çok iyi araşnrmalar yapılmalıdır. RıdvanYenişen, polis maaşlaruun iyileştirUmesine yönelik tasannın Bakanlar Kunılu'nda imzaya açıldığını söyledi. (BERTAN AĞANOGLU) AUşener:Polisiçin neyaptlsa azthrtstanbulHaberServisi-lçişleri Ba- kanı Meral .\kşener, PKK lideri Ab- dullah Ocalan'ı kastederek. "Erme- nidöiü'1 ifadesini kullandı. Halkın ve belediyenin katkılanyla yapılan Kâ- ğıthane ilçesi Sanayı Mahallesi kara- kolunun açılış töreninde konuşan Ak- şener. "Ermeni dölü"nün Güneydo- ğu'dakı halkı kandırarak dağlara çı- kardığını ve ülkeyı bölmeye çalıştığı- nı belirterek, "Düvel-i muazzama iş- gal etmiş, hiç bir sonuç alamamışür. Bugün eşkry-a da ortaya çıkıyor. böl- meve caJısıyor, gene sonuç alamıvor. alamayacak. alması mümkün değil. İşte sizler karşundasuuz, işte karakol arkamda; alması mümkün değil" dı- ye konuştu. Dünyanın hiçbir yerinde halkın kendi cebinden para vererek. pölis ka- rakolu inşa etmek gibi bir davranışı- nın söz konusu olmadığım kaydeden Akşener, "Bunlar bizim tek yürek ol- dumuz somut davranışlardır. Emeği geçen herkesi şükranla amyorum. Po- lis için nev^ıpıisa azdv" dedi. Polısle- rin canlan cebinde Güneydoğu'da ve ülkenin heryennde görev yaptığmı, onlann birer "kahraman"olduğunu söyleyen Mşener, şöyle devam etti: "Polisler. ülkenin asayiş ve huzuru- nu sağlamak için u> kusuz, saat mef- humu olmadan hizmet yapariar. Ço- cuğunun okul masrafını karşılayip karşılayamayacağını. düşüniirİer. üç vesayhie evlerine giderler. ama o hiz- met ettikleri alanda bu endişekrini as- la bize yansıtmazlar. Çünkü onlar bi- rer kanramandır." Içişlen Bakanı Akşener, halkın kat- kilarıyla yapılan karakol binasmın yanmda Kâğıthanelilerden bir de hü- lcümet binası yaptırmalarmfistedi.- Akşener, pazartesı gününden itibaren hazineden bir yer tahsis edilebilmesi için çalışmalara başlayacağını söyle- di ve Kâğıthanelilerden "Bu karakol binası gibi güzel bir bina inşa etmele- rini" istedi. Törende konuşan tstan- bu! Valisi Rıdvan Yenişen de emniyet mensuplannın maaşlannın iyileştiril- mesinin Bakanlar Kurulu'nda imza- ya açıldığını duyurdu. Vergınin yüz- de 40'ının toplandığı, sanayi üretimi- nin yüzde 40'ının yapıldığı. ticaretin yüzde 55'inin gerçekleştiği Istan- bul'u yönehnenin "çokzor" olduğu- nukabullenen Yenişen," ttirafetmek gerekirse, 12 mihonıı aşan nüftısu, iş- çi-öğrenci potansiyeU. kozmopolit ya- pısı, yasadışı kuruluşlarui da genel merkezlerini burada oluşturmaları sonucunda ülkemizde işlenen suçla- nn vüzde 40"ı İstanbul"da" dedi. M i l l i E ğ i t i m B a k a n ı S a ğ l a m , C u m h u r i y e t ' e a ç ı k l a d ı 4 Dk adun, ilkokullara 6. snnPANKARA (Cumhuriyet Bflrosu) - Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam. 28 şubatta yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan ve yaptınm uyansı ıçeren kararlar arasında yer alan 8 yıllık kesintisiz temel eğitime geçiş konusunda geri dönüş olmayacağım \Tirguladı. "İlkaşamada, ilkokullara 6. sınıf eklenecek"diyen Sağlam, okullarla ilgilı "fiziki durum envanteri"çıkardıklannj ve altyapı çalışmalannın büyük bir hızla sürdüğünü bildirdi. Sağlam, önceki gün kendisini ziyaret eden MGK Genel Sekreteri Orgeneral tlhan Kıbç'la "a>nı şeyleri düşündüklerini"söyledı. Milli Eğitim Bakanı Sağlam. MGK kararlannın ardından RP'nin gerilimi tırmandıncı açıklamalan nedeniyle gündemin ilk sıralanna yerleşen 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim konusundakı tartışmalar sürerken Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, "8 yılhk kesintisiz eğitimden dönüş olamaz" dedi. Sağlam, toplumun bu konuda bir beklentiye girdiğini ve aksi bır adımm atılamayacağını belirterek, uygulamaya geçilmesi için gerekli altyapı çalışmalannın hızla sürdüğünü açıkladı. 'OrtaokuUara yeni öğrenci yok' Uygulamanın. 1997-1998 dersyılına yetiştirilmesi için çaba harcadıklannı anlatan Sağlam. ilk aşamada ilkokullara 6. sınıfın ekleneceğini, daha sonra 7. ve 8. sınıflann açılacağını söyledi. Sağlam, "Şu anda imam- hatip ve diğer uselerin orta kısımlanna devam eden öğrencilerin mezun olmasını bekleyeceğiz. Buralara yeni öğrenci almavacağız. Öncelikle Ukokultarda 6. sınıflar oluşturarak, öğrencilerin buralara devam etmesini sağlayacağız. tmam- hatip ve diğer Uselerin orta kısımlanndaki öğrencilerin tümünün mezun olmasından sonra, riimüyle sisteme geçilmiş olacak" diye konuştu. Sağlam, yeni uygulama ile ilgili derslik ve diğer gereksinimlerin belirlenmesi için "fizfld durum eırvanteri" çıkardıklannı belirterek, konunun bir an önce, öğrencileri ve velileri tedirgin etmeden uygulamaya geçirilmesi için çok yönlü bir çahşma ıçinde olduklannı dile getirdi. Sağlam, MGK Genel Sekreteri Kılıç'ın, önceki gün kendisine yaptığı zıyaretle ilgili olarak da, "Yapılan çauşmalaria ilgili olarak görüştük. Yarartı bir gorüşme oldu. Kendisi gibi düşündüğümü gördü ve memnun oldu" değeriendırmesini yaptı. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ya Sol, Ya Asker! Haftalardır herkes sorunu yanlış tan'mlıyor: - 'Ya şeriat ya darbe' ikileminden kurtulmalıyız! Yanlış tanım yanlış tanı (teşhis) demektir. Yanlış tanıdan yola çıkınca da hastayı iyileştiremezsiniz. Türkiye'nin yeniden karanlığa çekilmesine rıza gösterilmeyeceği, gösterilemeyeceği belli oldu. Bir Iran örneği burnumuzun dibinde iken -ve gözleri- mizin önünde oluşmuşken- aymazlığın da bır sını- n olması doğaldır. Ülkeyi adım adım bir yüzde 20'nin diktatörlüğü- ne terk etmek... Bu olmayacak! öyleyse sonjnu doğru tanımlamalıyız ki, çözüme giden yolda boşuna zaman yitirmeyelim. • • • Sorunun çözümü şu ikilemde gizli: - Ya sol, ya asker! Adım adım bir din devletine gidilmesine göz yum- mak söz konusu değil. Buna engel olabilecek güç ise ya soldur ya da asker... Çünkü Refah zihniyetı- nin güçlenip bugüne gelmesinı sağlayan, ANAP ve DYP'nin temsil ettiği sağdır. Ve o sağın, hatasını anladığına dair, açık bir be- lirti yoktur. İmam okullannı laik okullara rakip haline getiren onlardır. Cumhuriyeti yıkma yeminlerinın edildiği Kuran kurslanna göz yuman onlardır. imam okul- lannın orta kısımlarını 8 yıllık temel eğitimin dışın- da tutma düşüncesinin şampıyonlan da onlardır. Daha bir yıl önce zamanın başbakanı Mesut Yıl- maz aynı şeyi savunmuyor muydu? Daha ıki ay on- ce, "Milli Ihanet Eğitimi" Bakanı Mehmet Sağlam aynı düşüncede değil miydi? Ordu kararlı bir tutum takınmasa, "hidayef'e ererier miydi? CHP ve DSP zaten hazır... ANAP ve DYP de iç- tenlikli ise MGK karariarının yaşama geçirilmeme- si için ne engel var? • • • - Ya sol, ya asker! Bu gerçeği anlayanlar giderek çoğalıyor... Ama Sayın Ecevit ile eşi -ve de etraflarındakı bir avuç siyasetçi- gözlerini yummakta, kulaklarını tıkamak- ta ısrarlılar. Rejim elden giderse okkanın altına ilk gidenin de Refah olacağı belli. Ama ötekiler de Erbakan'lar- la, Ceylan'larla, Gökçek'lerle, falan ve filanlarla birlikte tarihe gömülecekler. DYP ve ANAP, Menderes ten bugüne gelen çiz- ginin sorumlusu olduklan için... DSP ve CHP ise tek "sMIçıkış" yolunu tıkadıkları için... Getirin ikisini "ödünsüzbirortakprogram"üa bir araya... Işçi, esnaf ve kadın kuruluşlannı, ADD'le- ri, ÇYDD'leri, meslek odalarını toplayın etrafınıza... Bakın Türkiye'de her şey nasıl birdenbire değişiyor. Ve bakın!.. DYP'nin, ANAP'ın tabanında "karanlık korkusu" içindeki insanlar, size nasıl koşuyorlar. Ama bunu yapamıyorlar... Yapacakları da yok!.. Peki yapamıyorlar diye; yeni bir sol parti mı kurma- h? Hayır!.. Çünkü yeni bir parti, solda yeni bir bö- lünme demek. Uzun vadeli bir toparianmaya ise ül- kenin ye rejimin zamanı kalmadı. ' . • • • Olacaklar gün gibi ortada! Bu hükümet, MGK kararlannın suyunu çıkara- cak... Bakkal kurnazlığı ile gün kazanmaya çalışa- cak... Şeriatçı kadrolaşmayı sürdürecek... Darbeden önceki son çare olarak 15-20 DYP milletvekilinin hükümeti yıkmaya katılması sağlana- cak... Ya ondan sonrası? Bir "reform hükümeti"ri\n kurulması olasılığı var mı?.. Korku dağlan tutmazsa hayır! Yoksa erken seçim bir çözüm mü?.. Eğer solda ve sağda -özellikle de solda- oylann birleşmesıni sağlamayacaksa.. hatta çağdaşlıktan yana oylann -çağdışı azınlık diktasına karşı- "ceprıe"leşmesine olanak vemneyecekse... Hayır! Demokrasimizin geleceği. kısa vadede bu "ha- y/r"lardan en az birisinin "evet"e çevrilmesine.. or- ta vadedeki geleceği ise solun güçlenmesine ve ta- rihsel işlevini yeniden üstlenmesine bağlı. Birincisi zaman kazandırır... Ikincisi ise sorunu çözer. TÜRKİYE DİYANET VAKFI 'îmam-hatiplere karşı çıkmak dinsizliktir' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Diyanet Vakfi'nın hazırladığı "Türk Eğitim Sistemi- Altematif PerspektiFadlı geniş kap- samlı kıtap, Türkiye'de ev- rensel ve bilimsel eğitim sis- temi içinde "düıseJ eğitim" yapıldığını ortaya koydu. İmam-hatip okullannın 'din eğitimi' verdigi vurgulanan kitapta, "imam-hatiplere karşı çıkmanın dinsiztik an- lamına geleceği'' göriişü sa- vunuldu. Türkiye Diyanet Vak- fi'nm geçen yıl düzenlenen 15. Milli Eğitim Şûrası ön- cesi yayımladığı kitapta, ya- salara ve anayasaya göre, i- mam-hatip liselennin genel kültür formasyonu ve din eğitimi veren eğitim ve öğ- retim kurumlan olarak ka- bul edildiği savlandı ve şu saptamaya yer verildi: "İmam-hatip liseteri. ge- nel liseler gibi 'yükseköğre- nime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurum- lanözelliği de taşı>an 'din eğitimi'kurumlandır'*' İmam-hatip okullannın "din eğitimi" veren kurum- lar olduğu vurgusunu yap- mak amacıyla imam-hatip lisesi mezunu olmanın din görevliliği için gerekli, an- cak yeterli olmadığı dile ge- tirilen kitapta. şöyle denildı: "Din adamıoiabflmek için Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde. din görevliliği için bir kadroya atanmakge- rekmektedir. Ö>1e ise. imam- hatip lisesi din adamı yetişti- ren bir kurum değil, din eği- timi veren bir kunımdur. Din adamı olmak, kişinin tercihine ve Diyanet işleri Başkanbğı'nın yeterli gör- mesine bağlıdır. Bu durum- da. imam-hatip liselerini, 'eğıtim hakkı'na dayah ola- rak devletin tekeline aldığı din eğra'mini veren kurumlar olarak kabul etmek gerek- mektedir." lmam-hatiplere "nıesleki okul" olarak bakılmaması gerektıği ısrarla dile getiri- len kitapta. imam-hatip okullanna karşı çıkanlarla il- gili şu yorum yapıldı: "İmam-hatip liselennin genel liseler gibi yaygınlaş- masını da. toplumdaki din eğitimi talebinin. anavasal 'eğitim hakkı olarak yerine getirilmesi olarak görmek gerekir. İmam-hatip ILseleri- nin genel liselere dönüşmesi- ne vapılan itiraz da bu yüz- den mesnetsi/dir. İmam-ha- tip lisesine çocuğunu veren ebe\e> n, çocuğunun din eği- timi yanında genel eğitim de almasını istemektedir. İmam-hatibe karşı çıkanlar ise şunu demektedir: Şayet bu çocuk imam-hatip lisesi- ne değil, normal liseye gitse. ben onu ailesinden aldığı di- ni terbiyeden uzaklaşdrabili- rim. Bu laiklik değiL resmen dinsizliktir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle