05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 1997 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Gülmekten Ağlamaya... MELİH CEVDET ANDAY A ydınbk için bir dakika karanlık eylemini başla- tan halkımız, Susurluk olayı soruşturtnasinın uyutma kurnazlığına gir- dığini görünce "bir daki- ka karanlık" için yeniden kollan sıvadı. Demek seçenler, seçtiklerini uyarma- >ı sürdürecekler. Neyi gösterir bu? Seçenlerin. seçtikleriyle karşıt düştük- lerini elbet. Bu bir tragedya mıdır? Yoksa "koraedya" tanımına daha mı uygun düşer? Ağlamakla gülmek arasında seçmeli kaldık. Peki, ağlamak nedir, gülmek nedir? • Türkiye Cumhuriyeti'nin A\nıpa Bir- liği "ne girip giremeyeceği konusu, olduk- ça karmaşık bir sorun konumuna dönüş- tü. Önce şundan ötürü: Biz bu Birlik'e girmek istiyoruz, ama Avrupalılar bizı aralanna almak istemi- yorlar. Durumun açıklaması. başlangıçta, Müslüman-Hınstıyan çatışması bıçimin- de ortaya atıldı bizde. Ama Avrupalılar böyle bir çatışmanın sözkonusu olmadığında direniyorlar. Gerçekten de. dın aynmının böyle bir konuda etkin olabilmesi çağa aykın bir tutumu örnekler; Batı uygarlığı.kültürel bir konuda din etkeninin kullanılmasını çoktan gündem dışı bırakmıştı, şimdı na- sıl olur da laik Türkiye'nin Avrupa Bir- liği'ne girmek istemesı karşısında yeni- den ele alınabilir? Avrupa Birliği. bır Hınstiyan birliği olarak gerçekleştirilmek söz konusu ise, çaödışı bir davTaniş olur bu. ayıptır. îşte tam bu yere gelindiğinde Avrupa- lılar din aynlıği sorununun kesenkes he- saba katılmadığını belirtiyorlar. Öyleyse anlaşmazlık nereden çıkıyor? Laik Türkiye Cumhuriyeti 'nin Avrupa Birliği'ne girmesine karşı olanlar, kül- tür-uygarlık a>nmını ortaya atıyorlar. Bunlann başını çekenler, önce Hıristı- yan Demokrat partilerdi ve budurum el- bette dın ajnraı sorununu öne çıkanyor- du Ama daha sonra Sosyal Demokratlar da. kültür-uygarlık aynmı savını kullan- maya başladılar. Oyleyse ortada ne kalıyor? ' . Avrupa'dakı Türk düşmanlığı. Buna akıl erdirmek ıse güçtür. Gerçi dış polıtika yazarımız Ergun Balcı, geçen hafta her zamanki güzel ya- zılanndan birinde, Avrupalının Türk ü pek sevmedığini birtakım tarihsel olay- lan sıralayarak açıklamıştı; ama ben bu gıbi varsayımlara da sığınmaya pek yat- kın bulmuyorum kendimi. Çünkü Avru- pa kültürü içinde düşünüfüm, ona yaban- cı bir kültürün beni aynştırdığını san- mam. Herhangi bır bırliğe katılmanın, her yerde. her zaman birtakım zorunlu koşul- lan olmuştur, olacaktır. Bunu olağan say- mak gerekir. Dışarda düşman aramaktan- sa biraz da kendimize eleştirel biz gözle baksak iyi olmaz mı? Hükümetın bir kanadı. başta sayın ÇU- ler olmak üzere, Avrupa Birliği'ne gir- mek için çırpınıyor. Ya öteki kanat, Re- fah Partisi'ne düşüncededır? Geçen hafta gazetelere demeç veren RP genel başkan yardımcılanndan biri. Avrupa Birliği'ne girmemızin doğru ol- madığını açıkça söyledi. Dahası var: Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kin- kel'in Türkiye'ye gelmesi dolayısıyle ko- nuşan Başbakan Erbakan şöyle dedı: "Seni şu şartlara bağladık. bizim dedik- lerimlri yap şekündeld muameleyi kimse Türkiye'ye gösteremeyecek." Bu söz, "'Içişlerimize kanşıyoriar" bi- çrmındeki eski bir sözü anımsatıyor. Hayırefendim, burada içişlerımize ka- nşmak hiç de söz konusu değil. Yukarda da söylediğim gibı, bir birlığe gırmenin her zaman. her yerde zorunlu koşullan vardır. Avrupa Birliği, zorunlu koşul ola- rak bizden demokrasiyi gerçekleştirme- mizi, insan haklan konusundakandırma- cadan vazgeçmemizi ıstiyor. Soru şudur. kendimize soracağımız so- nr Biz Avrupa Birliği'ne girmeyi gerçek- ten ıstiyor muyuz? Ben istiyorum ama yöneticilerimizin istediöini sanmıyorum. • Dostum (ve gazetemizın yazan) Sayın Atila Ergür geçende bana bır kıtap getır- dı: Jorge Luis Borges'in •'Düşsel Varhk- lar Kftabı". Sevdiğim bir yazardır Borges: onun bu kitabının Türkçeye çevrildiğinı bilmiyor- dum. Borges kitaplardan kitap çıkaran bir yazardır. bütün yaşamı okumakla geç- miştir onun. Şımdi bu kitaptan küçük bir bölümü okurlanma aktarmak istiyorum: "Dakota Siu'lan arasında, Haokah. rüzgân sopa gibi kullanıp yıldınm davu- lunu çalardL Bovnuzlu kafası aynı zaman- da bir avcı tann olduğunun göstergesiv- di. Muttuyken ağlar. üzgünken gülerdi; s- cakta titrer, soğukta terlerdi." Birtiyatrobilgini. eski Yunan'dakı tra- gedya ve komedya maskelerinin birbiri- ne benzedığıni yazmıştı. Bu yüzden ola- cak, ağlamaktan gülmeye. gülmekten ağ- lamaya çok kolay geçilir. İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT Muammer Ergül (Mehmet ve Safıye oglu, 1958 do- ğumlu, Kırklareli ili. Merkez ilçesi, Geçıtağzı Köyü, Ha- ne: 032/02, Sayfa No: 24, Kütük Sıra No: 67 nüfusuna kayıtlı olup halen Kırklareli ılı. Yayla Mah., Eski Hükü- met Sokak, No: 28'de oturur.) Kaçakçılık suçundan sa- nık Muammer Ergül hakkında Istanbul Eyüp 1. Ağır Ce- za Mahkemesfnın E.. 1994.162, K..: 995/256 sayıh 31.7.1996 tanhli kesinleşmış karan gereğı mahkûm ol- duğu 775.094.000 TL ağır para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağmen adı geçene teblığ ettinlememıştır. Ilanen tebliğolunur. Basın: 12577 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT ÖmerÜstünel(MahmutveHavaoğlu, 10.01.1974 do- ğumlu, Kavsen ılı. lncesu ılçesı, Çardaklı Köyü nüfusu- na kayıtlı olup halen tstanbul ıli. Esenler ılçesı Nineha- tun Mah., 20. Sok. No: 20/1 'deoturur.)kaçakçıhk suçun- dan sanık Ömer Ostünel hakkında lstanbul 1. Asliye Ce- za Mahkemesi'nin E.: 1993/590. K.: 1996'588 sayılı 30.5.1996 tarihlı kesinleşmış karan gereğı mahkûm ol- duğu 4.714.000 TL ağır para cezasına ait ödeme emn tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettırilememiştir. tla- nen teblığ olunur. Basın: 12552 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT Mehmet Ali Yalçınkaya (Durmuş ve Türkmen oğlu, 1952 doğumlu, Giresun ılı, Şebinkarahısar ılçesı, Hane: 49, Sayfa No: 24/A, Kütük Sıra No: 140 nüfusuna kayıt- lı olup halen lstanbul ili, Etiler Mah., Uçaksavar Sitesi Sokak, No: 5'te oturur.) Kaçakçılık suçundan sanık Meh- met Alı Yalçınkaya hakkında lstanbul 1. Ağır Ceza Mah- kemesı'nin E.: 1991/325 K.: 992/200 sayılı,24.6.1992 ta- rihli kesinleşmış karan gereğı mahkûm olduğu 9.263.823 l'L ağır para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağ- men adı geçene teblığ ettınlememiştır. Ilanen tebliğ olunur. Basın: 12545 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT Şehmuz Özpolat (Hıdır ve Fatma oğlu, 1965 do- ğumlu, Şanhurfa ili. Siverek ilçesi, Büyüktepe Kö- yü, Hane: 158, Sayfa No: 04, Kütük Sıra No: 22 nü- fusuna kayıtlı olup halen lstanbul ili, Bayrampaşa ilçesi, Yıldınm Mah. Gümüşova Sokak. No:J3'te oturur.) Kaçakçılık suçundan sanık Şehmuz Özpo- lat nakkında lstanbul 1. Asliye Ceza Mahkeme- si'nin E.: 1992/817, K.: 1995/45 sayılı, 24.02.1995 tarihli kesinleşmiş karan gereği mahkûm olduğu 4.353.000 TL ağır para cezasına ait ödeme emn tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ et- tirilememiştir. Ilanen tebliğ olunur. Basın: 12554 KADKÖY İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996/915 Vesayet Yukanda esas nosu yazılı vesayet davasının mahke- memızde yapılan açık yargılaması sonunda: Antalya, Alanya, Tophane Mah.. C: 013, S: 0000, K: 46'ıia nüfusa kayıtlı bulunan ve Şükrü kızı, 1929 Doğ., halen Dumlupınar Mah. Bahtlı Sok. No: 67 Dur- dular Apt. D: 4 Fikırtepe/Kadıköy adresınde ikamet eden Mahcure Neriman Mergen hastalığı nedeni ile ha- cir altına alınarak kendisıne aynı yerde nüfusa kayıtlı ablası Müzeyyen Mergen vasi olarak tayin edilmiştir. İlan olunur. 6.3.1997 Basın: 12373 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Hasan Afiyon (Hasan ve Ayşe oğlu. 1941 doğum- lu, Tekirdağ ili, Muratlı ilçesi, Balabanh Köyü, Hane: 019, Sayfa No: 26, Kütük Sıra No: 010/01 nüfusuna kayıtlı olup halen tstanbul ili, Fatih ilçesi. Şehremini Mah..Zihni Efendi Sokak, No: 20'5'teoturur.)Kaçak- çılık suçundan sanık Hasan Afiyon hakkında Eyüp 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin E.: 1994/162. K.: 1995/256 sayılı, 31.7.1996 tarihli kesinleşmış karan gereğı mah- kûm olduğu, 349.025.777 TL ağır para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettinlememiştir. tlanen teblie olunur. Basın 12549 GEBZE İŞ MAHKEMESİ HÂKLMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1996/223 KararNo: 1996/435 Davacı SSK tarafından davalı Esat Kıyak, Hüseyin Korkut aleyhlerine açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Hacı Halil Mahallesi. Bağdat Caddesi No:12 Geb- ze adresinde ikamet eden Esat Kıyak ile Atatürk Ma- hallesi 1. Yeşimlı Kümesi No:3 lzmit adresinde ika- met ettıği bildırilen Huseyın Korkut'un adresi tüm ara- malara rağmen saptanamadığmdan 1.118.449.085 TL'nın tahsis-onay tarihınden itibaren yasal faizı ile ke- za toplam 98.914.000 TL harç. mahkeme giden ve üc- retı vekâletın davalılardan dayanışmalı olarak alın- masına karar \erildıği ılanen tebliğ olunur. Basın: 9028 Sayın Sağlık Bakanı'na...(2) Prof. Dr. AHMET SALTTK Trakya Üniv. Tıp Fakültesi D ilerseniz bu kez ABD'ye baka- lım. Trend şöyle: 1919'dayüz- de 7 olan sağlık harcamalanna kamusal katkı, 1995'te yüzde 42.7. Ostelik ABDbu oranı za- man içinde daha da arttırma planı yapıyor. Demek oluyor ki ".. sağlık hiz- mederiniözeUeştirüı..''dıye bastıran DB'nin va- tanı, bağnndan çıktığı ülkede tam tersi bir ol- gu söz konusu. M. Duverger'in 30 yıl kadar önce - The Study of Politıcs'te- y azdığı gıbi Ba- tılı dostlanmız tarihsel ikiyüzlülüklerini karar- lılıkla surdürüyorlar. Sayın Bakan, Dünya Bankasın'dan (DB) 2 kez kredı alındı. Sırasıyla 147 ve 225 milyon dolar. Bu kredilere. TC hükümetlerinin eşde- ğer tutarda TL olarak katkıda bulundurmak du- rumundaolduklannı da iznınızle -konunun ya- bancılan için- kaydedelim. Bu kaynaklar, ülke- mizde sağlıkta özelleştirme altyapısını kurma- da cesurca ve cömertçe harcandı, haıcanıyor. Bu yetmedı. kamu sağlık kuruluşlanndan esir- genen bütçe kaynaklan da özel sağlık sektörü- ne uzun erimli ve çok düşük faizli krediler ola- rak adeta hibe edildi. Böylece özel sağlık sektörü, 10 yılda öylesi- ne serpilip büyüdü, gürbüzleşti ki yıne dünya- da ömeğini göstermek çok güç. Özel hastane sayımız 150'yı geçti (her 7 hastaneden l'i). Bunlann 100'ü İstanbul'da. Yüzlerce de özel poliklinik, dispanser vb özel sağlık şirket ve ış- letmeleri oluştu. Çarpıcı bir örnek daha verelim. 1995 yılı büt- çe.odeneklerine bakahm, görülüyor ki bakan- hğınızın bütçesine yfön bir rakam, özel sağ- lık sektörüne teşvik kredisi olarak açılmıştır; tu- tan yaklaşık 5 trilyon TL'dir (1995 rakamı). Tüm bunlan aynntılanyla bildiğinizden eni- mim. Demek oluyor ki Sayın Bakan, ".. delik bü- yük.yamaküçüVc" kocaman bir aldatmaca idi. Korkanm bu tür tutumlar daha önceleri de ser- gilenmişti. Sözde 1. Sağlık Reformu çalışma- lan için Ankara Hilton'da topladığınız 30'u aş- kın çalışma grubunun sonuç raporlan genel ku- rulda sunulurken yapılan açık çarpıtma.. llgilı komisyonlar Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve Aile Hekimliği (AH) uygulamalannı Türkiye için yanlışbulup reddetmişken genel kurula ve katnuoyuna tümüyle tersi olarak bildirilmemiş miydi? Orada söz alıp, "_ niçin çarpıtılıyor, U- gili çalışma grubu raporlan GSS ve AH'yi red- detti-" dememiş miydik? Oysa başta bizzat ta- rafımzdan verilen söz, komisyon raporlanna aynen uyulacağı değil miydi? Bunun üzerine başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere, sızın çağnlınız olan birçok sivıl toplum örgütü salonu terk etmemiş miydi? (Laf aramızda, o günden bu yana bizi de hiçbir gö- reve çağırmıyprsunuz..) Sa>m bakan. 2. kez bakan oluşunuzda da sözde sağlık reformudiye tutturdunuz.. Korka- nm gözünüz özelleştirme, ozerkkştirm€,müş- teri. pazariama. sağlık işletmderi CSS ve AH kavramlanndan başka bir şey gönnüyor— Oy- sa ülkemizin sağlık düzey i göstergeleri utanç ve- rici durunıda. Yer yer kimi Afrika ülkelerinin bile gerisine diişüyoruz. Örneğin bebek ölüm- lerimiz Japonyanın 12 kati, annc ölümkrimiz İrlanda'ıun 50 kaö! Bakanlığınızın yapürdığj Master Plan Raporu'na göre ailelerin yüzde 26'a aç, 6-11 yaş grubu çocuklanmızın yüzde 35'ı ıyot eksikliği guatn taşıyor. Elbette zekâ gelişmeleri bu tablodan en olumsuz biçımde payını alıyor.. Örneklen art- tırmamıza gerek var mı? Tüberkülozun ilk 10 hastalık içine gırdığını yadsıyabilır mıyız? 5 yaş altındaki çocuklanmızın ölümlerinin Batı- îı dostlanmızdan 10-11 kez daha fazla olduğu- nu herkes biliyor. Bu çocuklanmızda büyüme- gelışme genliği yüzde 10-20 arasında. Nüfu- sumuz hızla artıyor. Benim uykulanm kaçıyor, siz rahat uyuyabiliyor musunuz? 1997 bütçesinde bakanlığınız için ayrılan yüzde 3.27'lik komik ödeneğın aslan payını sa- ğaltim (tedavi) edıcı sağlık hizmetlerine ayıra- rak ve koruyucu sağlık hizmetlerini olabıldı- ğince savsaklayarak Türkiye sağlık tarihine adi- nızı altın harflerle kazdırmayı mı umuyorsu- nuz? Ülkemızde, Avrupa ülkelerinin artık terk ettiği GSS rejiminı kurarak herkesi sigortala- yacağınız masallanna kimleri inandırabilirsi- niz? Çağdışı AH uygulamalannın hangi sağlık sonınlanmıza çözüm olacağını düşünüyorsu- nuz? Sayın Halil ŞıvgnTın istemiyle Türkiye'de GSS olabilir mi konusunda dünyanın önde ge- len uzmanlanndan Prof. Abel Smith'e hazırla- tılanraporu inceleyınız. Dağgıbı yapısalengel- leri nasıl aşacaksınız da 40 yıllık düş olan ama bu arada da vadesini doldurarak çöpe atılan bir finansman rejimini ülkemizde geçerli kılacak- sınız? Istermisinız gelecek yazımızda "Gend Sağlık Sigortası Neden Çözüm Değü"! ışleye- lim? Sayın Bakan. gıdilen yol yanlıştır. Ülkemize yazık edilmektedir. (*) Basın danışmanlarımzdan rica edeneniz si- ze 31 Mart ve 10 Aralık 1996. 30 Ocak 1997 ta- rihlerinde Cumhuriyet 'te çUuuıyazıIanmızı suna- bilirler. Dünya daha da küçülecek, Gerçek olçuden Ct 1 y daha küçuktur. Yeni Ericsson GF 788 • Küçük boy, büyük performans • Sesinizin doğallığını koruyan en gelişmiş ses teknolojisi • Uzun konuşma süresi • İsteğinize göre oluşturabileceğiniz menü, kolay kullanım • Birbirinden çekici dört farklı renk GF 788 o kadar küçük ki, yanına koyduğunuz her şey büyük kalacak. Bu gidişle dünya daha da küçülecek. ERİCSSON ^ fur(,ıyc Yctkılı Dıscnhucörlen K V K Ttl UJ16 -110 h"> m ıpbx> • GEN-PA Tel o:!:2S~ 1" l"(5llu'l TARTIŞMA Karanlıklar olmasaydı... D üşünüyorum da karanlıklar olmasaydı aydınlığın. geceler olmasaydı sabahlann önemı olur muydu? Tez, antitez sorunu değil mi? 28 şubat geride kaldı, ama bir aya yakın süredir sürdürülen bir eylem var yurt genelinde: - Sürekli A\dınlık İçin Bir Dakika Karanlık. .Her gece saat 21 OO'de perdelerimizi açarak ışığı bır söndürüp bir yakıyoruz. Alıştık bu eyleme. Karşı pencerelerde de gördüğümüz zaman, tanımasak da içimız ısınıyor eylem arkadaşımıza. Kadın mı erkek mı genç mı yaşlı mı düşünmüyoruz. Hatta dahası var: Hıristiyan mı Müslüman mı? Hıç önemli değil. Bir insan ya. Aynı duygulan paylaştığımız yurttaşlar olduğu, aynı eylemi sürdürdüğümüzden belli değil mi? Oyleyse. ıster varsıl, ister yoksul olsun. Ister kadm, ıster erkek. Ne ayncalığı var ki? Ya düdük, korna çalanlar... Tencere. ta\a dövenler... İnsan, düşüncesıne yandaş bulduğu zaman tanımasa da seviyor Aynı ortamda oturuyonız. Karşımızda, en üst katta oturanla aynı düşüncedeyiz. Bir o yakıyor ben söndürüyorum. bir ben yakıyorum o söndürüyor. Sanki bir boşluğu dolduruyoruz ve inandığımız aydınlık için bir eylemi sürdürüyoruz karşılıklı. Acıyı tatmasak tatlınm. karanlığı görmesek aydınlığın avırdına varabilır miydik acab'a? Işte. şu anda ülkemızde karanlıkla aydınlığın savaşı veriliyor. Hâkımîer. savcılar darmaduman edilıyor, tık yok muhalefetten, parlamentodan. Peki. biz bu mılletvekıllerini niçin seçıp gönderdik o kutsal çatı altına? Ha\ a alsınlardıye mi? Ettikleri yemini neden sahıplenmıyorlar? Bu durum da bızim ayıbımız demek ki.' Yaraşanı seçmemişiz. Parlamentonun vansı bizim gıbi düşünebılse. şu içinde yaşadığımız sorunlarla karşılaşır miydik? Sadettin Maikoç PENCERE Düm Teke Düm Tek... >• Birdost: j . - Izliyor musun dedi, biz ailecek kapıldık ğldi- yoruz, bu zamanda daha iyi program yok... Flash TV'de "Düm Teke Düm Tek", Bahadır Tokmak ve Turgay Yıldız'ın gırgınyla süriip gi- diyor; iktidar zıvanadan çıkmış, düzenin de şira- zesi dağılmışken, yapılacak en iyi iş mizah silahı- nı çekip gez-göz-arpacık-hedef deyip kahkaha- nın zembereğine basmaktır... • •; Kepazelik!.. '. . Mahcubiyet!.. . r . RezaleV... • -> Utanç!.. Hangi sözcüğü seçersenız seçin örselendi, ye- tersizleşti, etkisinı yitirdi, yaşananlan vurgulamak için yeni sözcükler yaratmaktan başka çare yok!.. Çarşıda esnaftan bır edepsiz, gençten bir müş- teriye bağırmış: - Pezevenk!. Çocuk düşüp bayılmış, oradan geçen Bektaşi babası duruma elkoymuş: - Durun, ben onu ayıltırım!.. Baba Erenler eğiiip gencin kulağına bir şeyier fısıldamaya başlamış, az sonra bayılan ayılmış, kalkıp yürüyüp gitmiş... Sormuşlar: " : ı - Baba Erenler, ne yaptın da ayıldı?.. Bektaşi: - Çocuk küfrü yiyince bayıldı, demek ki ilk kez böyle bir durumla karşılıyor, hemen kulağına eği- lip kırk kere 'pezevenk' deyince o da sizler gibi alışıp gözlerini açtı. Yaşadığımız toplumda her şey aşınıp tirfillendi, çürüyüp dağıldı, toplumun en saygın yerlerinde boy gösterenlere "hırsız, mafya, rüşvetçi, katil, üçkâğıtçı, yalancı, takıyyeci" sözcükleri vız geli- yor; bunlann kulaklanna kırk bir bin kez üflenmiş, suratları deve derisiyle kaplanıp havanda dövül- dükten sonra mahkeme duvanna badana edilmiş; bundan sonra bizim toplum nasıl dikiş tutar?.. Allah bilir!.. Bu yüzden davulu mahalle ortasında değil, televizyonda çalıyorlar: Düm teke düm tek Düm teke düm tek • Necmettin Hoca atıp tuttu: - Almanya'nın Dışişleri Bakanı Kinkel varya!.. Hele birgelsin, ben ona gösteririm!.. Bir başbakan bu yolda konuşma yapar mı? Bir yabancı dışişleri bakanı konuk olarak Türkiye'ye gelmeye hazırlanırken içeride buna benzer nutuk atılırmı?..Terbiyeye, nezakete, diplomasıyesığar mı?.. Kinkel, Başbakan Erbakan'ın konuşmasını ha- ber alınca tepki göstermış: { . -Türkiye'yegitmiyorum!.. '. " ' ' '"iâ, 1 Necmettin Hoca sağdan çark etti: devlettmiz özür dileyince Kinkel lütfen kalkıp geldi. Peki, nedir yaşanan ojayınıpdı?..- «r 1 Kepaze(fl< mı, re'zalet mf? * N % *-A ^r|8 Yoksa'bir Jjâşka sözcük rrîjl/ - v . h f *. Sözlüklerde sözcük kalmadı ki... DOĞASEVERLERE DAVET Doğasever vatandaşlarımızı daha yeşil bir Türkiye ve daha sağlıklı bir yaşam için hep birlikte fidan dikmeye davet ediyoruz. ,. Tarih: 29 Mart 1997 Cumartesi, saat: 14.00-15.00 Yer Gebze-Şekerpınar TEMA Ağaçlandırma Sahası Ulaşım: TEMA Vakfı önünden, saat: 12.00'de araç kalkacaktır. Bilgı ve katılım ıçın 0 212 283 78 16 -151 nolu telefona başvurulması rica olunur. TEMA TÜRKİYE EROZYONLA MÜCADELE, AĞAÇLANDIRMA VE DOĞAL VARLIKLARI KORUMA VAKFI Adres: Çayır Çımen Sokak. Emlak Kredi Bloklan A/2 Blok 1. LEVENT Nice nice yıllara... Seni seviyorum "G" 9 mm LLAMA soğutuculu C1A. BEY^Z 6.35 mm. altın kaplama gravür işleme. 0 532 282 92 34 Devren Satdık Üst Göztepe'de soğuk hava depolu dükkân (şarküteri, kasap olabilir) Tel: 0 216 368 76 42 - 385 82 80 - 350 73 85 GEBZE İŞ MAHKEMESİ HÂKLMLİĞİ'NDEN Esas No. 1995 237 Karar No: 1996/354 Davacı SSK tarafından davalı Acarer Holding AŞ aley- hine açılan tazminat da\ asında yapılan açık yargılama so- nunda: 2.12.1996 tarihli ilamla 1.157.781 TL.kurumza- rannın sarf-ödeme tanhinden itibaren yasal faıziyle bir- hkte 248.500 TL ilam harcı. 5.200 TL mahkeme gıder- lerinin davahdan alınarak davacıya verilmesıne karar ve- nlmış. davalının (*) adresi tüm aramalara rağmen bulu- namadığından hükmün ılanen yapılmasma karar venlmış olduğundan hüküm ılanen tebliğolunur. 19.12.1996 (*) Acarer Holdıne AŞ Çayırova-Gebze adresinde "Basın: 9027 (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle