23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER RffAHYOL'dan Meclis araştırması • ANKARA (ANKA) - REFAHYOL hükümetı, RP Grup Baskanvekili Temel Karamollaoğlu ile DYP Grup Başkanvekili Mehmet Gözlükaya imzasıyla Meclis Başkanlığı'na Time deıgisinin son sayısındaki bir makaleyle dünya gündemine gelen Boğazlar'daki tehlikeli tanker trafiğinin araştınlması için araştırma önergesi verdi. Türk-İş konseye kaülmıyor • ANKARA (AA) - Türk- lş. Başbakan Necmettin Erbakan tarafından yayımlanan bir genelge ile yeniden oluşturulan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in yapısının ve işleyişinin 144 sayılı tLO sözleşmesine aykın olduğu ve Türk-tş'in üye sayısının 2'den 1 'e indirildiği gerekçesiyle, konsey çalışmalanna katılmama karan aldı. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral ve Genel Sekreter Şemsi Denizer imzasıyla Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan sendika üyeliği istatistiklerinin göz önûne alınmadığı böyle bir yapıyı Türk-tş'in kabul etmesinin mümkün olamayacağı belirtildi. Ciller'in vakfı • ANKARA (ANKA)- Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde kurduğu ve başkanlığını yaptığı Zübeyde Hanım Şehit Analannı Koruma Vakfi, repodan elde ettigi gelirlerle geçen yılı 100 milyar liraya yakın kârla kapattı. Geçen yıl 93.5 milyar lira net kâr elde eden Zübeyde Hanım Vakıi'run ^ y 47.5 oranında artış gösterdi. ndan Kohl'â mektup • ANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çavuşpğlu, Almanya Başbakanı Helmut KohFa yazdığı mektupta, Türkiye'nin 14. yüzyıldan bu yana bir Avrupa ülkesi olduğunu belirtti. Mektubunda, "Tûrkiye'nin dostlanndan istediği tek şey adalettir" dedi. Mektupta ülkeler arasında kökü çok eskilere uzanan bir dostluk olduğunu ve Türkiye'nin, NATO'nun da en güvenilir üyelerinden biri olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Tûrkiye'nin dostlanndan istediği şey, acıkça adalettir'' dedi. Kütahya'ya Kossuth heykeS • KÜTAHYA(AA)- Macaristan'un ulusal kahramanı, bağımsızlık savaşçısı Lajos Kossuth'un Kütahya'daki Macar Evi Müzesı bahçesinde yapünlan heykeli, TBMM Başkanı Kalemli ile Macaristan Kûltür ve Eğitim Bakanı Balint Magyar tarafından açıldı. Törende konuşma yapan TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Avrupa'nın Türkiye'nin önüne birtakım engeller koyduğunu belirterek, "Türk milletinin insan hakJan adına, insan ideallen adına kimseden alacağı ders yoktur. Ama başkalanna vereceği çok dersler vardır" dedi. Irak'a ilk itftalat • ANKARA (ANKA) - Irak'a sınırlı petrol satışı karşılığuıda gıda, ilaç ve diğer insani ihtiyaç malzemelerinin ithalatuıa olanak veren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 986 sayılı karan çerçevesinde bu ülkeye Habur Kapısı'ndan ilk sevkıyat yapıldı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, sevkıyatına başlanan lObin tonluk bitkisel yağın ilk parti yüklemesinin BM denetçileri gözetiminde Irak'a ulaştınldığı bildirildi. 'Köktendinciliğe Karşı Uluslararası Aydmlanma Konferansı'nda 2. gün 'Gfler'e imamhk fetvası'Fetva KirkinCI HOCa'dan Yazar Faik Bulut; DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Çiller'in, Nur cemaati liderlerinden Erzurumlu Mehmet Kırkıncı Hoca'dan "kadınlann imam olabileceğine" ilişkin fetva aldığını öne sürdü. hep ksriŞtirdl' Türklerin kıhç zoruyla Müslüman yapıldığını öne süren yazar Ismet Zeki Eyüboğlu, "Iran nereye parmağmı sokmuşsa orayı kanştırmıştır" dedi. Bugün sona erecek konferansta "laiklik ve aydınlanma" konulan tartışılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Araş- örmacı-yazar Faik Bulut "ezan-Kuran-bay- mk" temasını siyasal söyleminin odağına oturtan DYP Genel Başkanı Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in, Kırkıncı Hoca'dan, partisinin milletvekili Is- mailKöse'nin aracılığıyla "kadmlannimaın obbfleceğme" ilişkin fetva aldığını savundu. TESK Otel'deönceki gün başlayan "Kök- tendmc9iğeKarşı Uluslararası Ayduılanma" konferansı bugün sona erecek. Konferansın dünkü bölümünde konuşan araştırmacı-ya- zar Faik Bulut, din-siyaset ilişkileriyle ilgi- li yaklaşımlan nedeniyle Türkiye'nin "ba- şının beiaya girmesine*' neden olduğunu sa- vunduğu Çiller'in "Siyaset dinin emrinde- dir" sözlerinin Saidi Nursfnin "dindar cum- huriyet'' söylemini yansıttığına dikkat çek- ti. Bİılut, Çiller'in, "Kırtana Hoca* olarak bilinen Erzurumlu Mehmet Kırkıneı'dan, DYP Erzurum Milletvekili Ismail Köse ara- ANAP önerge verecek cılığıyla "kadınlann imam olabileceğine" iüşjcin fetva aldığını öne sürdü. Ülkedeki bütün cemaatlerin Nakşibendi geleneğinden geldiklerini kaydeden Bulut. Islami fınans kuruluşlannın Batı'nın finans yaklaşımlanyla faaliyet göstermeye çalış- tıklannı vurgulayarak, Türkiye'deki tslam- fınans ilişkilerini Gümüşhaneli Dergâhı'nın Osmanlı döneminde başlattığını kaydetti. 'Tekke sermayesi 200 trilyon' Türkiye'de bulunan 104 tarikat, tekke ve zaviyenin sermayesinin 200 trilyon liraya yaklaştığını anlatan Bulut, ülkedeki yakla- şık bin dini oluşumun 100 kadannm radika- lizme eğilimli olduğunu vurguladı. Bulut. Türkiye'deki 5 bin 800 vakıftan 4 bin 500'ünün dinsel içerik taşıdığını, 600'e ya- kın valdîn da yönetim üzerinde lobi faaliye- tinde bulunduklannı vurguladı. Nur cemaati liderlerinden Fethuflah Gü- len'in Orta Asya ülkelerine atanacak büyü- kelçilerle ilgili olarak önemli bir referans olduğunu vurgulayan Bulut, tarikat sorunu- nun en önemli üç çözüm maddesinin "eko- nomikgeüşme,Güneydoğusorunununçözü- mü ve Susurluk kazasıyla giindeme gelen devlet-mafya bağlanalannın aydınlatılma- a" olduğunu kaydetti. Bulut, Güneydoğu'da devletin tarikata dö- nüştüğunü anlatırken de bölgedeki bazı üni- versite rektörlerinin Hizbullah örgütlenme- sine gözyumduklannı söyledi. AU lletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Alkan, Islamcı kanadın, Türkiye'de- ki laiklik tartışmalannda terimlerin anlamı- nı saptırarak kavram karmaşası yarattıklan- nı belirtti. Laiklik olmaksızın çağdaşlığın gerçekleştirilemeyeceğine isaret etti. Dinle ilgiİ! tartışmalarda genellikle îslamın hoşgö- rü dini olduğu yolundaki görüşün agırlık ka- zandığına ışaret eden Alkan, "Sıvas, Maraş, Salman Rüsdüoiaylan_ Hani tslamda hoş- görü'' dedi. Alkan, îsiamda ruhban sınıfı bulunmadığını, ancak tarikatlar ve mezhep- lerle "Îslamın Hıristiyanlaştırıldığınr, laik- lik kavramının da dinsel bır kavram olma- dığını, üretün ilişkileri sonucu ortaya çıktı- ğım söyledi. Tûrkler, lahç Müslümanı* Yazar Ismet Zeki Eyüboğlu da gerçek Müslümanın tarikat, mezhep ve fırkasının olamayacağını kaydederek, tarikatlann kö- keninin Iran olduğunu bildirdi. Türkiye'de- ki Müslümanlan, kılıç zoruyla dini kabul etmelen nedeniyle "kılıç Müslümanlan" olarak niteleyen Eyüboğlu, "Iran nereye parmağmı sokmuşsa orayı kanştırmıştır'' dedi. Eski Diyanet Işleri Başkanı Dr. LütfiDo- ğan ise bağnazlıkla Îslamın ilişkisi bulunma- dığını belirtti. TTK'de dinci kadrolaşma • TTK'de, 2 yıllık vardiya mühendisi Kozlu Müessese Müdürü oldu. Kurumda üst düzeyde 146 atama gerçekleştirilirken alt düzeyde de en az 800 dolayında atama yapıldığı bildirildi. DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - REFAH- YOL'un, köktendinci eği- limli deneyimsiz kadrolan üst makamlara taşıyan bü- rokrat harekâtı, teknik ne- denle risk taşıyan kuruluş- larda tehlikeli boyutlara u- laştı. Türkiye Taşkömürü Ku- rumu'nda (TTK) üst dü- zeyde 146, alt düzeyde de 800 ile bin arasında atama gerçekleştirildiği belirlen- di. ANAP Grup Başkanve- kili Zeki Çakan, "2 yılhk vardiya mühendisini Koztu Müessese Müdürü yapblar. Çok tetaükeli bir işkolu olan TTK'de bu tür tecrübesiz elemanlann büj ük sorum- luluk gerektiren göreviere getirilmesi ileride tazmini imkânsız yaralar açabi- Kr"dedi. ANAP'ın, hükümetin partizan kadrolaşmasıyla ilgili Meclis araştırması önergesi vereceği öğrenil- di. İmamlar ağırhkta Koalisyonun özellikle RP kanadınca yürütülen ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme ICurumu ile lş ve îşçi Bulma Kurumu gibi kritik kuruluşlarda ağırlık- lı olarak imamlarla sürdü- rülen kadrolaşma, özel bil- gi gerektiren alanlarda da riskli boyutlara ulaştı. ANAP Gnjp Başkanvekili Zeki Çakan'ın yaptığı sap- tamalara göre, TTK'de üst düzeyde toplam 55 kişi gö- revden ahrûrken, 91 de ye- ni atama gerçekleştirildi. TTK'de aynca 800 ile bin arasında personelin görev- leri değiştirildi. Çakan, ko- nuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunlan söyle- di: "Bilgi birikimi, tecrübe, fonnasyon gerektiren alan- larda, bu koşullara uyma- yan insanlar atanıyor. Ör- nek vermek gerekirse, Koz- lu Müessese Müdürü 2 yıl- hk bir vardiya mühendisi- dir. Binlerce işçinin can gü- venliğuıin söz konusu oidu- ğu çok tehlikeli bir işkolu olan TTK'de bu tür tecrü- besiz etemanhuın göreve getirilmesiyle ileride tanzi- mi imkânsız yaralar açıla- biar." Başta Başbakanlık, Kül- tür, Çalışma ve Tanm ve Orman bakanlıklan ohnak üzere bakanlıklar ile Sos- yal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, TTK gibi kurumlarda partızanca atamalar yapılması ANAP'ı harekete geçirdi. Meclis araşürması önerge- si vermek için hazırlık baş- latan ANAP'ın önergeyi gelecek günlerde TBMM Başkanlığı'na sunacağı öğrenildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Nevruz resmen kudantfa. DSP güçbirliği çağnsını yineledi Hikmet Uluğbay, Refah Partisi'nin ikili bir kimlik sergilediğini belirtti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Parti içi çekişmelerle kaynayan DSP'nin Grup Başkanvekili Hikmet Uluğbay, RP'nin iktidara geldiğinden beri ikili kimlik sergilediğini belirterek "Sayın Erbakan bir yandan demokratik, laik rejimin nimeöerinden yararlamp diğer yandan onu çökertme planını uygulamaya koyamaz" dedi. Uluğbay, DSP'nin, Erbakan'ın "tavşanakaç tazrya tut poKtikasma'' TBMM çatısı altında son verebilmek için RP dışındaki partilere yeni bir hükümet için güçbirliği çağnsını yenilediğini açıkladı. Uluğbay, dün yaptığı yazılı açıklamada, RP'nin bir yandan hükümette uyumlu, rejimle banşık göz boyayıcı görüntü vermeye çahştjğını, gerçek kimliğini ise laik, demokratik rejimi hedef alan saldınlar ile uygulamaya geçirmek istediğini söyledi. RP yöneticilerinin Hasan Hüseyin Ceyian'ın açıklamalan benzeri davranışlann partilerini bağlamayacağını savundugunu anımsatan Uluğbay, şöyle dedi: "Sayın Ceyian RP'nin bir miUervekilidir. A\ nca Sayın Ceylanve diğer bazı RP mensuplan, miDetvekflı olmadan önce de rejimi hedef alan birçok açıklamalarda bulunmuştu. RP yöneticileri bu partililerin o tarihlerdeki tutumlannı benimsedigi ve takdir ettiğj için onlan milletvekili \aparak ödüllendirme ve dokunulmazhk zurhı arkasına saklama gereği duymuşlardır. O nedenle Saym Erbakan yıllar önce ektiği tohumlan ihrimamla yeşertmiş, şimdi de harmanını devşirmektedir. Yaptığı takryye hiç de inandıncı olmamaktadır." Çapoğhı: Istifa etmeyiz Öte yandan DSP içindeki rahatsız milletvekillerinden Gökhan Çapoğlu,Türk Sanayici ve Işadamlan VakfVnın (TÜSİAV) düzenlediği söyleşide, ihraç edilmeleri durumunda başka partiye geçmeyi düşünrnediklerini söyledi. Çapoğlu, "Mücadelemiz devam edrvor. Parti içinde degişim hareketini başlattık, öncülüğünü de yapmak istiyonım. Parti dışına itinrsek çalışmalanmıza parti dışında da devam edebinriz. Gelecekte ne olur, şimdiden bUemiyorum'' dedi. Çapoğlu, parti genel başkanlığına adaylığı konusunda bazı parti ve örgütlerin kendisini destekJedığıni belirterek "Elbette Büknt Bey'in kazanma olasıhğı çok fazla, ama bu süreç devam etseydi parti kazamrdı" görüşünü dile getirdi. "tnsanlar kişisel duygulan aşamıyoıiar, ama 25 yıl Bder olarak kalabiliyorlar" diyen Gökhan Çapoğlu, partinin oylannda düşmeye neden olan kişinin Barı'da olduğu gibi liderlikten aynlması gerektiğini söyledi. DSP dahil hiçbir partide parti içi demokrasi bulunmadığını söyleyen Çapoğlu, "Amacım DSP'yi iktidara taşımak. İhanet suçlamasu partiyi iktidara götürmek isteyen insanlara değtt, iktidara götürmekten alıkoyan insanlara vapılmalı" dedi. IRMIKIAYDEV ENGtN e - mail: engin (« pianet.com.tr Yazmayacağım işte!.. Şu toplumsal habezanlığımı- zın, röntgenciliğimizin, yığınsal linç tutkunluğumuzun, yani ne kadar münasebetsiz özelliği- miz varsa tümünün ete kemi- ğe büründüğü "tacizci doktor" muhabbeti üstüne tek satır bi- le yazmayacağım. Bu kararlı girişle e-mail adre- sinin sonu "itu.edu.tr" diye bi- ten ve elektronik posta aracılı- ğıyla "Su olay da tırmıklan- mazsa, ne tırmıklanır bu ülke- de Sayın Engin?" diye soran okuyucuyu da yanrtlamış olu- yorum. Kendini tırmıklayan bir olayın ben nesini tırmıklayayım? fır- mıklamaktan murat işin içine mizahın tadını katarak eleştir- mekse, bu tacizci doktor ola- yının kendisi mizah. Kara, yağ- lı kara bir mizah. Ben işkenceci doktorları yazmak istiyorum. 1971'in 12 Mart karanlığında Istanbul'da Sansaryan Ha- nı'nda, tabutluklarda bilekleri Rating Tannsına Tapmadan... arkaya kavuşturulup iple tava- na asılan ve her iki kolu omuz başlarından çıkan Trakyalı genç devrimci delikanlının, da- ha önce falakadan patlamış ta- banlannı oksijenli su ileyıkayıp temizledikten sonra Laz komi- sere dönüp, "Bir ameliyat da- ha kaldınr" diye tanı koyan çi- çek bozuğu suratlı doktoru yazmak istiyorum. 12 Eylül karanlığında, Ada- na'da gözaltı hücresinde be- deni ve ruhu sakatlanmış, sidik kokulu hücre tabanında bir et yığını olarak yatan genç kadın- la saatler boyu konuşup güve- nini kazandıktan sonra, tıp bi- liminin ona öğrettiği teknikleri kullanarak genç kadının en bü- yük korkusunun "yılan" oldu- ğunu öğrenen ve işkence timi- ni, "Ayı herifler, meseleyi kaba kuvvetle çözmekten başka şey bilmezsiniz siz. Hücrenin ka- pısının altından bir yılan kaydı- nn içeriye, bakın nasıl bülbül kesilecek" diye "sorgu reçe- tesi" yazan ruh doktorunu an- latmak istiyorum. 1979'da, 12 Eylül provalan- nın yapıldığı bir askeri hapisha- nede, art arda gelen açlık grev- lerinden birinde güçsüz kalmış bedeniyle karşısına çıkarılan tutukluya, dört "ishal hapı"bir- den yutturup, zaten tükenmiş bedene giren her yiyeceğin anında dışan çıkmasını keyifle izleyen ve tutukluya dönüp, "Ulan ib.e, adamı böyle s.çır- tıhar işte" diye kahkahalarla gülen doktoru yazmak istiyo- rum... 1980 kışında, henüz 12 Ey- lül'e çeyrek varken, Gayrette- pe işkencehanelerinde önüne gelen gencecik kolejli kızın ka- dınlık organına vazelinle kay- ganlaştırılmış uzunca bir cam tüpü sapık kahkahalarla milim milim iteleyen ve tüp sonuna kadar girdikten sonra iğrenç ve salyalı bir kahkahayla cam tü- pü büküp içeride "çıt" diye kı- ran işkencecilerin arkasında ayakta dikilen ve "Tamam. Bu or.spu en az iki yıl kan işer ar- tık" diye bilimsel (!) bilgi satan doktoru yazmak istiyorum. Halkının en yiğit, en özverili, en iyi yetişmiş evlatlannı ölümüne taciz eden tıp diplomalı cellat- lan yazmak istiyorum. Televizyon kanallannda, ga- zete sayfalannda kurbanların tanıklığına başvurmak, benci- leyin öteki tanıklan konuştur- mak, bu cellatları bugünkü ya- şamları içinde görüntülemek ve tanıklaria yüzleştirmek, cel- latla kurbanı karşı karşıya ge- tirmek istiyorum. ••• Ve bunlann TV kanalında ra- ting yapmayacağını, gazetenin tirajını birkaç yüz bin arttırma- yacağını biliyorum. Biri sıkıntıyla gerinecek: - Abi ne bu şimdi böyle bu yav, diyecek. Eski defterleri ka- nştınp haberdiye sürüyortar... Zapla şunu Fato'ya bee !.. Bir başkası suratını buruştu- racak. Ekranda celladının göz- lerinin içine bakarak konuşan yiğrt kadına: - Komünist kahpe, diyecek. Elbetyaptığın birhalt varkise- ni böyle ufalamışlar... Kalın boğumlu kısa parmak- lanyla uzaktan komuta aletine basacak. Yeniden "tacizci doktor"a dönecek. Adı Konu, soyadı Mankeni olan kadıncağızla düşsel bir düzüşme gezisine çıkacak. Görüntü yerine lafın öne çık- tığı bölümlerde ekrandan ko- pup yanındakine dönecek, kiş- ner gibi gülecek: - Bu Fato da hâlâ sıkt kan be abi, diyecek. Cami yıkıldı yıkı- lacak ama mihrap allahına ka- dar ayakta... Sonra geğirip bir kutu bira daha açacak... POLİTİKA GUNLÜGU HİKMET ÇETİNKAYA Uyanık Hans... Bu ülkede ahmaklann sayısı ne kadardır? Hiç kimse kızmasın, alınmasın ama Aziz Ne- sin'in hesabından daha fazladır... Istanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, karşısına yumurta sa- nsı saçlı, gözlüklü, çenesınde bir tutam sakalı olan kişiyi almış, çevresine 5-10 kişi toplamış tartışı- yor... Kimdir bu yumurta sansı saçlı adam? Prof. Dr. Hans Ayberg... Adamı ilk kez görüyorum. Ama yüzü hiç yaban- cı değil. Aynı gün Aktüel dergisinde marifetlerini okudum. Dün de Sabah'ta Selahattin Duman, Hans'ı çok güzel anlattı... Adam tam bir uyanık... Edip Yüksel, Hans'ı eleştirirken, o hemen söze girip bir şeyler anlatryor bir başkası "340 bin kilo- metre" deyince, o yine "bir dakika" deyip ekliyor "298binkilometre..." Gece yansı ve dışanda kar yağıyor... Tartışma ise tüm hızıyla sürüyor. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Hans'ı savunuyor, dinleyicilerden bir hanım Edip Yüksel'i haşlıyor "Bir Alman Müslüman olmuş, kitaplar yazmış, onu niye aşağılıyorsunuz..." Adam uyanık bir Türk! Bakın Selahattin Duman, Günaydtn gazetesin- den tanıdığı Hans'ı nasıl anlatıyor: "Vatandaşın kanına biraz da Tevfik Ağabey gir- di.. 'Bizim memlekette yerli malı bilim adamının itiban, bir siyasi partinin ilçe başkanından ileri git- mez.. Gel seni Alman yapalım..' deyip Hans Ayberg ismini icat etti.. Oğlanın kafasına bir de peruk uy- durdular.. Ama peruk esmerdi.. Alman dediğin de sanşın olduğundan uymuyordu.. Karşı eczaneden alman iki şişe oksijenli su bu sorunu da halletti.. Peruğu oksijene yatınp bir güzel sararttılar.. Çok da güzel oldu.. öy/e ki hakikı Almana gös- tersen 'Evet... Bu bir Alman peruğudur ' diye fetva verir, aklına kıl kadar şüphe gelmez.. Peruğu kafasına geçiren Hans Ayberg'in fotoğ- rafını çekip gazetedeki köşesine koydular... Böy- lece okurlara daha bir itimat geldi.." • • • Hans'ın benzerleri o kadar çok ki ülkemizde... Kimileri başında sankla televizyon ekranlannda 'gözyaşı' döküyor, yazdığı kitaplarda 'sivrisineğin kendisini sokmadığını' anlatıyor; kimileri karnını cinlerin doldurduğu genç kızlan çınlçıplak soyup memelerine ayetleryazıyor; kimileri UFO'laria uğ- raşıp uzayda ezan okunduğunu iddia ediyor; kimi- leri bakanlık bekleyen milletvekillerini tütsülüyor; kimileri aldatılan kadına, kocasına 'eşek dili' ye- dirmesini öğütlüyor... İşin acı yanı, bir İlahiyat Fakültesi Dekanı'nın Hans'ı karşısına alıp onunla konuşması, kitaplan üzerine tartışma açıp 'rating' aldatmacasıyla kamu- oyunun kanşık olan kafasını daha da kanştırması... Türkiye'de işin çivisi çıkmış... Hans'ın benzerleri ABD'deözel televizyon ekran- lannt kiralayıp marifetlerini anlatıriar. Kimileri, "Göz- lerıme bakın, Allah'ı göreceksiniz" der, kimileri; "Ben Isa'yım, şimdi uçacağım" diye konuşur... Yani, özel televizyona parayı bastıran kişi, ken- dine aynlan sürede, her türlü yalanı dolanı söyle- mede özgürdür... Ya Türkiye'de? •*•- Bu işler parasız olur. Adam, "Ben Prof. Dr. H&ns Ayberg'im" deyip kendi reklamını yapar... Çünkü Türkiye, bu gibi ınsanların cennetidir. Cin- lerle, perilerle oyalanan bir toplumda, böyle uya- nıklara gün doğar... ••• Istanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Yaşar Nuri öztürk, Kanal 6'daki 'Ceviz Kabuğu' programında bir sav ileri sürmüştü... Ne demişti Öztürk: "Nikâhı, evlendirme memuru yenne müftü kıy- malı..." llhan Selçuk da 'Pencere' köşesinde konuya değinmiş ve şöyle demişti: "Sayın Dekan, evlendirme memurunun müftü olmasını istiyor... Olabilirmi?" llhan Abi "imam nikâhının hukukunu" anlatmış- tı o yazısında. Yazının sonu da şöyleydi: "Insanımızı yurttaşlıktan soyutlayıp ümmetin ku- lu, tarikatın müridi ve kadınımızı erkeğın kölesiya- parak mı çağdaş demokrasiyi kuracağız?.." Dekan önceki gece, bir uyanık bezirgânı karşı- sına alıp savunurken ben de şöyle düşündüm: "Bir dekan, kim olduğu belırsiz kişileri karşısına alıp, bilimi ve çağdaşlığı böyle mi savunacak?" Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR ÇAĞDAŞ YAYINLAW Olaylar, anılar, işgaller, boykotlar, grevler, politikacılar Hİ8İİÎ CtTİNUVA 250.000 TL(KDVdahıi) Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesı Salktmsoğüt Sokak No: 9/B Cağatoğlu Istanbut Te!:514 01 95/96 Posta çekî no.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle