Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MART 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ankara DGM'deki duruşmada sanık avııkatlan müdahil avukatlara "Kâfirler, Allahsızlar" diye bağırdı
Sıvas davasmda yine olayANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yar-
gıtay'ın bozma karan üzerine yeniden
Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nde görüien Sıvas katliamı davasmda
samklar ile yakınlannın saldınlan üze-
rine yine olay çıku. Sanık avukatlan, mü-
dahil yakmlan ve avukatlanna "Kâfirler,
ADahsızlar" diye bagırdılar.
Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'nde görülen davanın 4 tutuklu
sanığının katıldığı dünkü oturumunu,
CHP Ankara Milletvekili Yıhnaz Ateş,
katliamdan yaralı olarak kurtulan ve 1.5
yıl önce yaşamını yitiren yazar Aziz Ne-
siıı'in oğlu AB Nesin ve CHP Parti Mec-
lisi üyesi, ressam Bedri Baykam da izle-
di. Mahkeme Başkanı Orhan Karade-
niz, haklannda gıyabi tutuklama karan
bulunan Etbem Ceylan, Mahmut Demir,
Muharrem Özdemir, Metin Ceyian, Mu-
• Aileler arasındaki gerginliğe müdahale edildi. Sıvas'ta öldürülenlerin yakınlan ve
avukatlan salon dışına çıkanlırken sanık avukatlan salon içinde bekletildi. Bu arada
bazı sanık yakınlan müdahil ailelere ve avukatlara "Kâfirler, Allah belanızı versin,
Allahsızlar" diye bagırdılar.
rat Songur, Ali Temiz. Saadettin Demir,
Eren Ceybn, Bülent Karataş ile Bülent
Demir'in yakalanamadıklannm bildiril-
diğini açıkladı.
Daha sonra Sıvas Idare Mahkeme-
si'nin katliamda yaşamını yitirenlerin ai-
lelerine tazminat ödemeye mahkûm edi-
len Hazine'nin avukatı Nermin Duma-
noğiu. suçtan zarar gördükleri gerekçe-
siyle davaya müdahil olarak katılmak is-
tediğini bildirdı. tsteme ilişkin görüşle-
ri sorulan savcı Hamza Keteş'in, başvu-
runun reddedilmesi yönünde görüş bil-
dirmesinin ardmdan, mahkeme heyeti
Hazine'nin davaya müdahil olarak katıl-
ma isteminı reddetti.
Söz alan tutukJu sanıklardan Muhsin
Erbaşın avukatı Muhammed EminÖz-
kan, davada usul prosedürünün uzun za-
man alacağını ifade ederek bozmadan
önce verilen ilk karar uyannca müvek-
kilinin tahliyesini istedi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan
Karadeniz, tutukJu sanıklann tahliye is-
temini reddederek duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ertelenmesinin ardından
ölenlerin yakınlan, sanık yakınlan ve
avukatlan arasında sözlü sataşmalarla
başlayan arbede yaşandı. Sıvas'ta öldü-
rülenlerin yakınlanndan bazılannın sa-
nık avukatlanndan Hüseyin Ayan'a
"Bunlan savumnaya utanmıyor musun"
demeleri üzerine başladığı öne sürülen
tartışmada aileler karşılıkh birbirlerine
ağır sözler kullandı. Aileler arasındaki
gerginliğe müdahale edildi.Sıvas'ta öl-
dürülenlerin yakınlan ve avukatlan sa-
lon dışına çıkanlırken sanık avukatlan
salon içinde bekletildi. Bu arada bazı sa-
nık yakınlan müdahil ailelere ve avukat-
lara "Kâfirler, Allah belanızı versin, Al-
lahsızlar'' diye bagırdılar.
Müdahil avukatlardan Hüseyin Ayan,
yaptığı açıklamada, bir bayanın kendisi-
ne tükürdüğünü, olayın bunun üzerine
başladığını, kendilerinin hiçbir şey yap-
madıgını söyledi. Müdahil avukatlar da
sanık yakmlan ve avukatlannm ken-
dilerine hakaret ettiklerini açıkladılar.
Sanık avukatlan mahkemeden toplu o-
larak aynlırken yaptıklan açıklamada
medyayı ve müdahil aileleri suçladılar.
Sanık avukatlan, saldınyı karşı tarafin
başlattığını, her duruşmada kendilerinin
taciz edildigini öne sürerek medyayı da
olaylan kendi aleyhlerine vermelde suç-
ladılar.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 1
No'lu DGM'de yapılan yargılama sonu-
cu verilen kararlan az bularak bozmuş-
ru. Davada, 22'si tutuklu 98 sanık yar-
gılanıyor.
CYDD
'Müdür
görevden
alınsın'
ADANA / ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - "Başınm
örtmezseniz cehenneme gi-
dersiniz" şeklindeki propa-
gandalarla ilkokul çocukla-
n arasında türbanı yaygın-
laştırmakla suçlanan Şanlı-
uıfa Milli Eğitim Müdürü
Öner Ergenç'e tepki yağdı.
DSP Adana Milletvekili
TuncayKaraytuğ,Millı Eği-
tim Bakanı Mehmet Sağ-
lam'a "Şanhurfa skandab-
na el atuı" diye çağn yaptı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof TürkânSaylan
ve Urfa'daki siyasi partı yö-
neticileri. -Egitimi medrese-
teştirmek isteyen bu müdür
derhal görevden alınmau-
dır" dediler.
TBMM Milli Eğitim Ko-
misyonu üyesi DSP Adana
Milletvekili Tuncay Karay-
tuğ, Şanlıurfa'da Harran
Üniversitesi'nden başlatılan
ve ilkokuilara dek inen geri-
ci örgütlenmenin alabüdiği-
ne Tx>yutlandığının anlaşıl-
dığına dikkat çekti. Halen
Konya'da görev yapan eski
Şanlıurfa Valisi Zryaettin
Akbulut döneminde gerici
örgütlenmelerin yoğunlaştı-
ğma dikkat çeken DSP Mil-
letvekili Karaytuğ "Tesettö-
rün ilkokuilara kadar inme-
si, Mflli Eğitim'deki üst dü-
zey yöneticilerin dünya gö-
rüşünün ne olduğunu göste-
ren net bir kanıttır" dedi.
ÇYDD Genel Merkezi ile
tüm şubeleri tarafuıdan ka-
muoyuna ve ilgililere yapı-
lan duyuruda, Şanlıurfa'da-
ki ilkokullarda yaşananlara
dikkat çekildi.
ÇYDD Genel Başkanı
Türkân Saylan tüm şubeler
adına yaptığı yazılı açıkla-
mada. "Şanhurfa'da ilkokul-
larmuzıtesettüriü öğretmen-
ler ve öğrencilerie, okul mes-
citieri ve toplu namazlarla
mahalle mekteplerine dö-
nüştürmeye girişen Milli
Eğitim Müdürü Öner Er-
genç'in görevden ahnmasuu
tstiyoruz" dedi
Tarikatlann desteği ile
okullardaki gerici örgütlen-
meyi kaygı verici boyutlara
ulaştırmakla suçlanan Milli
Eğitim Müdürü Öner Er-
genç'e tepki gösteren CHP
fl Başkan Halil Paydaş. Er-
genç'in "türban seferberü-
ği" başlatarak sonunda ola-
yı ilkokuilara kadar taşıdığı-
na dikkat çekerek şöyle de-
di:
"Iran yandaşhğı yapanlar,
Atatürk'ün kurdugu laik
Türkiye Cumhuriyeti'ni as-
la Iran'a dönüşrüremezler.
Cumhuriyet'te çıkan fotoğ-
raf ürkütücüdür. İlkokul ço-
cukbnnı cehennem korku-
suyla türbana sokmak, son
derece üzücü ve düşündürü-
cü. Eğitimde medrese zihni-
yetini getirmek isteyen Er-
genç, cumhuriyetimiz için
bir tehlikedir; bugûn bfle hâ-
lâgörevde olması hiikümetin
MGK kararlaruıa karşı ta-
kıvye yapöğının kanıtıdır.
Çocuklanmızı kimlere ema-
net edeceğiz? YetküUeri göre-
veçağnTyonım" diye konuş-
tu.
Ergenç'in derhal görev-
den alınmasını isteyen DSP
İl Başkanı Nihat Avcı da.
"Bu yöneticinin halen görev-
de tutuhnası düşündüriicü-
dür. Atatürk'ün kemikleri
sızlamaktadır. Atatürk'ten
söz etmekten özellikle kaçı-
nan Ergenç'in katıldığı et-
ldnlikler,Cumhuriyet karşıt-
uğmı ortaya koymaktadn-"
dedi.
Öğrencüerin
sorgusu
tamamlandı
YÖK'ü protesto için Beyazıt
Meydanı'nda basın açıklamas yapmak
isterken polis tarafindan dövülerek
gözaltına alınan ve yargılanmalanna
geçen cuma günü başlanan toplam 433
üniversite öğrencisinin kimük tespiti ile
sorgulamaian tamamlandı. 6 Kasım
1996'da gözaltına alınan ve tutuksuz
olarak yargüanan samklar, 5 gün
süresince 80'er kişilik gruplar haünde
ifade vermişti. Son 33 kişinin kimlik
tespiti ve sorgulamasuun yapddığı
tstanbul 4. Aslive Ceza
Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmayı
Almanva'nın Tiibingen kentinden gelen
stajyer 30 hukukçu da izledL Mahkeme,
gelmeyen sanıklann ve olayda mağdur
oldukİan öne sürülen 5 poİisin
dinlenmesi amacıyla duruşmayı erteiedi.
Duruşma sonrasında gazetecflerin
sorulannı yanıtlayan sanık
avukatlanndan Hüseyin Cengiz, "Bu
dava gösteriyor ki bundan sonra
'Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika'
eylemine kablanlar da dahil olmak
üzere demokratik haklan için her
sokağa çıkan yargüanacak" dedi
(Fotoğraf: K.EREM 1LGAZ)
RTÜK üyesi Ali Baransel, taciz görüntüleri ile cezalan Cumhuriyet'e değerlendirdi
ik ön planda
Halktan tacize tepki
Medyaya
sorumluluk
çağnsı
İstanbul Haber Servisi-Kamuo>
r
unda bir süredir
tartışılan "tacizci doktor" olayını değerlendiren
yurttaşlar, haben gündeme getiren medyayı suçla-
yarak tepki gösterdiler. Gazetemizi arayan ve faks
gönderen çok sayıda yurttaş, programın sunucusu
Fatma Girik'i protesto etti ve medyayı sorumlu ol-
maya çağırdı.
Çok sayıda STFA çalışanı imzasıyla gazetemize
gönderilen faks merninde, para ile turulan konu
mankeninin aslında Prof. Dr. Korkut Alkan'ı taciz
ettiği savunuldu. Metinde. şöyle denildi:
"Türkiyede yaşıyonız. Herkes kendine bir sor-
sun,'ben ne yapOm" diye. Bu itibarla Sn.\lkan'ı
desteklh-oruz ve bir komploya kurban gjttiğini ka-
bul ediyor ve olayı lanetnyonız."
Cedetaş firmasından Kudret Akm yazılı açıkla-
masında, yayımlanan görüntülerin 'komplo' sonu-
cu elde edildıği ve yargılama yetkisinin yargıda ol-
duğunu vurgulayarak özetle şu görüşleri savundu:
" Vatandaş olarak üzüldüğüm ve yanhş okhığu-
nu düşündüğüm olay; kesüıleşen bir suçu olmayan
bir insanın suçlu olarak takdim edilmesi; Ortaya çı-
kan ve fiilen kra edilmekte olan manevi cezalandır-
manın, varsa suçla orannhounamasıdır. V a> ınlarso-
nucu ortaya çıkan ctki v« baskdar; Korkut Alkan'ın
kendisi ve ailesi için yıkıcu tahripkâr ve toplumdan
silinmesine \ol açacak boyunardadır ve taşuunası
kolaybiryükdegikür.'
Dr. Alkan'ı 10 yıldır tandığını ifade eden elekt-
rik mühendisi Hamit Llcay da faks metninde AI-
kan'm çok başanlı bir bilim adamı olduğunu, aile-
sini ve çok sayıda tanıdıgını çok kısa zamanda sağ-
lığına kaviişturduğunu anlatarak "Dünyada v«
memleketimizde çok ender yetişen bilim adamlan-
mızuı da basit ve adi dedikodularla porno yddızla-
n gibi teşhir edilmesi bizleri dehşete düşürmüş-
tür"dedi. Tepkisinı faksla bildiren Avukat SuatSe-
zsr, Alkan'ı 20 yıldır tandığını, bugüne kadar yüz-
lerce canı kurtardığını ve değerli bir insan olduğu-
nu öne sürdü. Sezer, senaryo olarak niteledigi ha-
berin deneyimli gazetecilerce yeniden incelenme-
sini istedi.
Mor Çatı Kadın Sığınma Evi'nden Avukat Ca-
nan Ann. hastasını taciz eden hekimin afişe edil-
mesi gerektiğini belirterek, "İspat etmek için baş-
ka çare yoksa bir kadmm konu mankeni olarak kul-
lanılması doğal" dedi. Türkiye'de cınsel taciz su-
çunu yapan için bir yasa olmamasından da yakınan
Ann, yaptığına karşılık hekimin men cezası alma-
sı gerektiğini savundu. Türk Kadınlan Birliği Baş-
kanı Gültekin Bakür da hekimin davranışını çirkin
olarak nitelendirdı. Konu mankeninin olayda bir
kukla gibı kullanıldığını belırten Baktır. "Gerçek-
ten tacize uğrayan kişi neden bu doktora gitmeye de-
vametmiş? Neolursaolsun teşhiretmekyargısızin-
faz gibi bir şey. Burada yapüaması gereken Ugili
kunımlara başMumak ohnahydı" diye konuştu.
HÜLYA KARABAĞLJ
ANKARA - Kadın hastala-
nna cinsel tacizde bulundu-
ğu gerekçesiyle tutuklanan
Albay Korkut Alkanla ilgili
görüntülerin iki televizyon
kuruluşuna kapatma cezası
getirmesi, Radyo ve Televiz-
yon Üst Kurulu (RTÜK) ile
medya arasındaki savaşı kı-
zıştırdı. RTÜK üyesi ve ilk
başkanı Ali Baransel. haber
anlayışını "sansasyonel ol-
ma" ve "rinseUik noktasın-
da" odaklandıran medyanm,
toplumda karamsarlık, kuş-
ku ve heyecan gibi olumsuz
duygular yarattığına dikkat
çekti. Baransel, "Taşbebekle-
ri sunucu, altyapısı olmayan-
lan programcı ilan ediyor-
lar" dedi.
RTÜK üyesi ve kurulun ilk
başkanı Ali Baransel, görsel
medya, haber etiği ve kişilik
haklan tartışmasını gündeme
getiren taciz olayını ve kapat-
ma kararlannı değerlendirdi.
Söz Fato'da programının
"karnesinin iyi ohnadığuu"
söyleyen Baransel, kendini
sorgulamayan görsel medya-
nın, yanlışlannı gizlemek
için RTÜK'ü hedef seçtiğini
belirtti.
Baransel. medya yönetici-
lerinin. bir yandan RTÜK'ü
kamuoyuna "sansür kurulu"
olarak göstermeye çalıştığı-
na, bir yandan da kurula bir-
birlerini şikâyet ettiklerine
dikkat çekti. Baransel. "Bu
GENELKURMAY PROGRAMDAN RAHATSIZ OLDU
Askerler hassasiyeti' iletti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK),
kapatma cezası mekanizmasmı. "cinsel
taciz" yayınlan için genel uygulamanın
aksine çok hızlı biçimde işletmesinde
askerlenn rahatsızlığinm da etkin oldugu
bildirildi. Genelkurmay'ın, "Söz Fatoda"
programında yayımlanan taciz
görüntülerinden duyduğu rahatsızhğı
dolayh yollardan RTÜK'e ilettiği
kaydedildi. Programın ardından
RTÜK'ün telefon santralının protesto
eden yurttaşlar tarafından kilitlendiği
kaydedildi. RTÜK Başkanı Prof. Dr.
Orhan Oğuz'un, acil toplanü önerisinin
üst kurul üyelerinin tümü tarafindan
onaylandığı, kapatma cezalannın
oybirljğiyle alındığı öğrenıldi. Üyelerin
büyük bir böiümünün 1 ve 3 günlük
süreli cezayı az bulduğu, toplantıdakı
tartışmanm bu noktada yoğunlaştığı
belirtildi. Bazı üyelerin. "7 gün kapatma
cezası verüsin" yönündeki ısrarlanndan
güçlükle vazgeçtikleri kaydedildi.
RTÜK üyelerinin, programın çocuklann
uyku saatınden önce yayımlanmasını da
eleştirdikleri, kişilik haklannın
çiğnenmesinin yaratacağı olumsuz
sonuçlan değerlendirdikleri kaydedildi.
Bu arada. Demokrat Türkiye Partisi
(DTP) Genel Başkan Yardımcısı Ismet
Sezgin, dün yaptığı yazılı açıklamada,
RTUK'ün verdiği kapatma cezalannı
şiddette kınadıklannı bildirdi.
çifle standanh, bu perde ar-
kasını kamuoyu bilmiyor.
Birbirlerini üst kurula şikâ-
yet ederek, ekranın kararol-
ması için katkı sağlamada ca-
ba veriyorlar. Biz, bu manüğı
aûamada güçKik cekjyonız1
"
diye konuştu.
Verdikleri cezalan tartış-
mayacağını belirten Baran-
sel. "Yasa çok açık; bir gün-
den bir yüa kadar kapatma
cezası öngörmektedir" dedi.
"Rating kavgasuun" neden
oldugu zararlann görmezden
gelindığinı ifade eden Baran-
sel. "Ünlü isimlerie program
yapmanın sakıncalan orta-
da. Taşbebekleri sunucu, ha-
ber altyapısı olmayanlan
programa ilan ediyorİar" di-
ye konuştu. Albay Korkut
Alkan'la ilgili taciz görüntü-
lerinin yayımlanmasının ga-
zetecilik mesleğinin, nezaket
ve ahlaki değer ölçüleriyle
bağdaşmadığını anlatan Ba-
ransel, "Haber; konu man-
keni kullanarak tuzakh prog-
ram mı yapmak. ya da mağ-
dur sayısını artnrmak mt-
dır?" görüşünü dile getirdi.
TV kanallannda belgesel.
kültür ve eğitim içerikli prog-
ram olmamasının mantığını
anlayamadıklannı kaydeden
Baransel, yayıncılara izleyi-
cilerin kendilerine duydukla-
n güveni zedelememeleri
çağnsında bulundu. Baran-
sel, sansasyon ve cinselliği
ön planda tutan haber anlayı-
şından uzaklaşılmasımn ge-
rekliliğine işaret ederken,
"gizK kamera" kullanılarak
program yapılıp yapılmaya-
cağı konusunda uzmanlara
başvurduklannı belirtti. Ba-
ransel. "Araşnnnacı kimh-
ğiyle programa imza anlryor-
sa; bu o kişinin bOgi, beceri,
tecrübe ve kültür birildmi t»-
şıdığını da tescil etmeüdir"
diye konuştu.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Umudumuz Gençlerde
Bundan üç beş yıl öncesine kadar gençlerimizin
kafası allak bullak edilmişti. Kendini "çağdaş ve de-
mokrat"olarak tanımlayan çocuklanmızla Atatürk
arasına, kalın duvarlar örmüşlerdi. Entelektüel ve
demokrat "imajını" ön plana çıkaran ve kendini
Özal'ın ortaya attığı "2. Cumhuriyetçi" sıfatıyla ta-
nımlayan birgrup, gençlerin kafalannı çok kanştır-
mıştı.
Ulkemizde Islam şeriatçılannın ve etnik ayrılıkçı-
lann Atatürk'e karşı olmalarını ve laik cumhuriyeti-
mizin üniteryapısınasaldırmalannı "anlayabilmek"
mümkündür. Ne de olsa bu çağdaş yapı, kendi he-
defleri yönündeki en büyük engeldir. Ancak, bu
toplumun verebileceği en iyi eğitimi alan ve "Ata-
türk Aydınlanmasrnn ürünü olan bu tür "sözde"
aydınlann, yıllarca sürdürdükleri saldınyı açıklamak
çok güçtür. Ve gençlerimizin kafasını bir ara karış-
tırdıklarını da kabul etmemiz gerekir.
12 Eylül'ün önümüze sürmeye çalıştığı "Kenan
Evren tipi gardırop Aatatürkçülüğü"nün, demok-
rasiden yana gençlerimize "anlamlı" gelmeyeceği
çok açıktı. Atatürk ve Atatürkçülük adına; bir yan-
dan Güneydoğu'da ayet ve hadislerie PKK müca-
delesi sürdürülürken, bir yandan; Atatürk'ün, baş-
ta partisi CHP olmak üzere, hemen tüm kurumla-
nna karşı amansız bir saldırı sürdürülüyordu. Elbet-
te, Atatürk'ten uzaklaşacaktı gençlerimiz...
Bir yandan okullara zorunlu din dersi koyan 12
Eylül yönetimi, bir yandan "Türk Islam sentezi"ri\
neredeyse resmi ideoloji haline getirmeye çalışıyor,
bir yandan da iktidan bir Nakşibendi tarikatı üye-
sine, altın birtepsi içinde sunuyordu. Elbette kafa-
lan kanşıyordu gençlerimizin.
Fakat bu karışıklık şimdi durulmaya ve kafalar
"netleşmeye" başladı. Bağımsızlıktan yana, aydın
ve demokrat gençlerimiz; Mustafa Kemal'in ay-
dınlık yolunun erdeminin bilincine yeniden vardılar.
Ve tüm karamsarlık ve olumsuzluklar içinde, yeni-
den bu aydınlığa sarıldılar.
Bostancı Rotary Kulübü, lise ögrencileri arasın-
da bir kompozisyon yarışması düzenlemiş. Seçici
Kurul'a beni de alm'şlar. Zamanımın son derecede
kıt olmasına karşın, gençlerimizin kompozısyonla-
nnı memnuniyetle okudum. Ve inanın bir sıralama
yaparken çok zorlandım. Türkiye'nin gelecegine
olan umut ve inancım pekişti.
Derece alanlara ödüllerini vermek üzere bir tö-
ren düzenlemişlerdi. Maalesef katılamadım. Oysa
ki o törene katılmak ve o güzel kompozisyonları ka-
leme alan çocuklarımızı kutlamak isterdim. Olma-
dı...
Prof. Faik Somer Lisesi'nden Pelin Erol şöyle ya-
zıyor: "Atatürkçü düşünce ışığı altında laik, kafa-
lannı devekuşu gibi kuma gömmeyen, gerçekten
aydın, uygar uluslaria teknolojide aynı çizgide, hat-
ta o çizgiyi aşmaya çalışan bir toplum düşünüyo-
rum. Biliyonım belki bir ütopya bu düşündüğüm,
ama benim gibi düşünen insanlann sayısının gün
geçtikçe arttığını bilmek içimi rahatlatıyor. Sade-
ce söz üretmenin zamanı artık çoktan bitti. Düşün-
celer, projeler halinde önümüzde somutlaşıyor...
...Herşey sevgiyle, emekle, özveriyle gerçekle-
Şiyor..."
Kadıköy Anadolu Lisesi'nden Hüseyin Ontaş'ın
da ilginç görüşleri var: "...Haberleriizledikten son-
ra içinde bulunduğum derin uykudan uyandım bir
gün. önü kesilmeyen enflasyon canavannın ho-
murtusu, terörist kurşunlaha yasa bulanan anala-
nn gözkapaklan, türlü yolsuzluklar ve Cumartesi
Anneleri, karşı konulmaz bir anafor oluşturup be-
ni içine çekti. Işte tam o sırada bir resme, bir res-
min çatık kaşlanna sığındım. Ve sordum kendi ken-
dime: Acaba o nasıl bir Türkiye isterdi?..
... Gökyüzü kırmızı eteğini çıkanp lacivert bay-
ramlıklannı giyen birkadıntn aşk sözcükleriyle oluş-
turduğu bütünlük gibi rüzgânn gecenin kucağın-
dakiyankısıyla bütünleşiyor, geceyi aydınlatan yıl-
dızlann panltısından bambaşka, eşı olmayan bir ül-
kedoğuyordu..."
Kadıköy Kenan Evren Lisesi öğrencisi Gamze
Yüksel de "Bize Güven Atam" diyor:
"... Her toplumun kendine has bir amacı vardır.
Toplumlargeleceğeyönelik çabalannda bu amaç-
tan hız alır ve güçlenirler. Amaçlar sayesinde top-
lum ilerier. Amaçsız toplumlar çağın gerisinde ka-
lıriar. Atatürk'ün istediği Türkiye, kurduğu devletin
yücelmesi için ekonomik ve toplumsal alandaor-
taya çıkardığı ilkeleri benimsemektir."
50. Yıl Tahran Lisesi'nden Emre Eygür de bu
konuda şunlan yazıyor: "... İnsanlann tekyumruk
halinde olup sorunlara yapıcı çözümler getirdiği..
bir Türkiye gördüm rüyamda.
... İki Türkiye beliriyor kafamda. Bihncisi: Insan-
lann eğitimli ve bilgili, ekonomik düzeyinin yüksek,
hırsızlık ve şiddet gibi çağdışı olaylann yaşanma-
dığı, Ata'sının izinde yürüyen karariı gençlerden
oluşan bir Türkiye. Ikincisi ise çıkar ve menfaatuğ-
runa cinayetlerin işlendiği, ekonomik gücü yeter-
siz, Ata'sının ve şehitlerinin bıraktığı değertereye-
teri kadar önem vermeyen, gençlerin isyankâr ol-
duğu, iyi bir izlenim bırakmayan Türkiye..."
Bana gelen kompozisyonların hemen tümünde,
gönül tellerimi titreten bir şeyler, içlen duygular ve
bilinçli düşünceler buldum. Elbette çocukça ifade-
ler ve kimi hatalar da vardı. Fakat çoğu "doğru"
yazmışlardı.
Atatürk, bu Cumhuriyeti boşuna gençlere ema-
net etmedi. Zaten kavgamız o gençler için, ve o
gençler, bizim umudumuz...
Müslüm Gündüz'e kıyafet uyarısı
Gündüz bu kryafetiyle davaya giremeyecek.
tstanbul Haber Servisi-tstanbul
DGM, kendisiyle yapılan bir söyle-
şıde "Halkı kin ve düşmanhğa yöneft-
. tiği'' gerekçesiyle yargılanan Acz-
mendilerin lideri Müslüm Gün-
düz'ün duruşmaya "değnek ve örtü-
den anndüıruş, medenihakte" getiril-
mesi için Metris Cezaevi'ne yazı yaz-
dı.
tstanbul 6 No'lu DGM'de görülen
davaya Müslüm Gündüz'le röportaj
yapan Milliyet gazetesi muhabiri
Murat Sabuncu, gazetenin sorumlu
yazıişleri müdürü Eren Güvener ka-
tıldı. Başka suçlardan Metris Ceza-
evi'nde tutuklu bulunan Müslüm
Gündüz ise rapor aldığı için duruş-
maya gelmedi.
Davanın dün yapılan ilk oturu-
munda sanıklann kimlik tespıtleri ve
sorgulan yapıldı.
Afganistan'da Taiiban'lann darbe
yaptığı dönemde Türkiye'de de şeri-
at tartışmalannın başladığına dikkat
çeken Murat Sabuncu, Gündüz'le bu
nedenle söyleşi yaptığını belirtti.
Söyleşiyi objektif bulduğu için ya-
yımlanmasında bir sakınca görmedi-
ğini belirten Eren Güvener ise şeriat
propagandası yapılmadığını vurgu-
ladı. Bir gazetenin toplumda cereyan
eden olaylan yansıttığını ifade eden
sanık avukatlan da söyleşide propa-
ganda yapılmadığını belirttiler.
Müslüm Gündüz'ün de ifadesinin
alınması için duruşmayı erteleyen
mahkeme heyeti, Gündüz'ün 6471 ve
2596 sayılı "Şapka thtisas Kanunu ve
Bazı Kisveterin Giy ilemeyecegine Da-
ir Yasa" uyarnca bir sonrakı oturu-
ma "Değnek ve örtüden anndılarak
medeni halde" getirilmesi için ceza-
evine yazı yazılmasına karar verdi.
tstanbul DGM Savcıhğı'ncahazır-
lanan iddianamede samklar hakkın-
da TCY'nin "Halkı sınıf, ırk, din,
mezhep veya bölge farkhhğı gözeterek
kin ve düşmanhğa açıkça tahrik et-
mek" suçundan üç yıla kadar hapis
cezası isteniyor.
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
ARIİNAN
TARİHE TANIKLIK
EDENLER