27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara DGM'deki duruşmada sanık avııkatlan müdahil avukatlara "Kâfirler, Allahsızlar" diye bağırdı Sıvas davasmda yine olayANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yar- gıtay'ın bozma karan üzerine yeniden Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nde görüien Sıvas katliamı davasmda samklar ile yakınlannın saldınlan üze- rine yine olay çıku. Sanık avukatlan, mü- dahil yakmlan ve avukatlanna "Kâfirler, ADahsızlar" diye bagırdılar. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mah- kemesi'nde görülen davanın 4 tutuklu sanığının katıldığı dünkü oturumunu, CHP Ankara Milletvekili Yıhnaz Ateş, katliamdan yaralı olarak kurtulan ve 1.5 yıl önce yaşamını yitiren yazar Aziz Ne- siıı'in oğlu AB Nesin ve CHP Parti Mec- lisi üyesi, ressam Bedri Baykam da izle- di. Mahkeme Başkanı Orhan Karade- niz, haklannda gıyabi tutuklama karan bulunan Etbem Ceylan, Mahmut Demir, Muharrem Özdemir, Metin Ceyian, Mu- • Aileler arasındaki gerginliğe müdahale edildi. Sıvas'ta öldürülenlerin yakınlan ve avukatlan salon dışına çıkanlırken sanık avukatlan salon içinde bekletildi. Bu arada bazı sanık yakınlan müdahil ailelere ve avukatlara "Kâfirler, Allah belanızı versin, Allahsızlar" diye bagırdılar. rat Songur, Ali Temiz. Saadettin Demir, Eren Ceybn, Bülent Karataş ile Bülent Demir'in yakalanamadıklannm bildiril- diğini açıkladı. Daha sonra Sıvas Idare Mahkeme- si'nin katliamda yaşamını yitirenlerin ai- lelerine tazminat ödemeye mahkûm edi- len Hazine'nin avukatı Nermin Duma- noğiu. suçtan zarar gördükleri gerekçe- siyle davaya müdahil olarak katılmak is- tediğini bildirdı. tsteme ilişkin görüşle- ri sorulan savcı Hamza Keteş'in, başvu- runun reddedilmesi yönünde görüş bil- dirmesinin ardmdan, mahkeme heyeti Hazine'nin davaya müdahil olarak katıl- ma isteminı reddetti. Söz alan tutukJu sanıklardan Muhsin Erbaşın avukatı Muhammed EminÖz- kan, davada usul prosedürünün uzun za- man alacağını ifade ederek bozmadan önce verilen ilk karar uyannca müvek- kilinin tahliyesini istedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, tutukJu sanıklann tahliye is- temini reddederek duruşmayı erteledi. Duruşmanın ertelenmesinin ardından ölenlerin yakınlan, sanık yakınlan ve avukatlan arasında sözlü sataşmalarla başlayan arbede yaşandı. Sıvas'ta öldü- rülenlerin yakınlanndan bazılannın sa- nık avukatlanndan Hüseyin Ayan'a "Bunlan savumnaya utanmıyor musun" demeleri üzerine başladığı öne sürülen tartışmada aileler karşılıkh birbirlerine ağır sözler kullandı. Aileler arasındaki gerginliğe müdahale edildi.Sıvas'ta öl- dürülenlerin yakınlan ve avukatlan sa- lon dışına çıkanlırken sanık avukatlan salon içinde bekletildi. Bu arada bazı sa- nık yakınlan müdahil ailelere ve avukat- lara "Kâfirler, Allah belanızı versin, Al- lahsızlar'' diye bagırdılar. Müdahil avukatlardan Hüseyin Ayan, yaptığı açıklamada, bir bayanın kendisi- ne tükürdüğünü, olayın bunun üzerine başladığını, kendilerinin hiçbir şey yap- madıgını söyledi. Müdahil avukatlar da sanık yakmlan ve avukatlannm ken- dilerine hakaret ettiklerini açıkladılar. Sanık avukatlan mahkemeden toplu o- larak aynlırken yaptıklan açıklamada medyayı ve müdahil aileleri suçladılar. Sanık avukatlan, saldınyı karşı tarafin başlattığını, her duruşmada kendilerinin taciz edildigini öne sürerek medyayı da olaylan kendi aleyhlerine vermelde suç- ladılar. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 1 No'lu DGM'de yapılan yargılama sonu- cu verilen kararlan az bularak bozmuş- ru. Davada, 22'si tutuklu 98 sanık yar- gılanıyor. CYDD 'Müdür görevden alınsın' ADANA / ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - "Başınm örtmezseniz cehenneme gi- dersiniz" şeklindeki propa- gandalarla ilkokul çocukla- n arasında türbanı yaygın- laştırmakla suçlanan Şanlı- uıfa Milli Eğitim Müdürü Öner Ergenç'e tepki yağdı. DSP Adana Milletvekili TuncayKaraytuğ,Millı Eği- tim Bakanı Mehmet Sağ- lam'a "Şanhurfa skandab- na el atuı" diye çağn yaptı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof TürkânSaylan ve Urfa'daki siyasi partı yö- neticileri. -Egitimi medrese- teştirmek isteyen bu müdür derhal görevden alınmau- dır" dediler. TBMM Milli Eğitim Ko- misyonu üyesi DSP Adana Milletvekili Tuncay Karay- tuğ, Şanlıurfa'da Harran Üniversitesi'nden başlatılan ve ilkokuilara dek inen geri- ci örgütlenmenin alabüdiği- ne Tx>yutlandığının anlaşıl- dığına dikkat çekti. Halen Konya'da görev yapan eski Şanlıurfa Valisi Zryaettin Akbulut döneminde gerici örgütlenmelerin yoğunlaştı- ğma dikkat çeken DSP Mil- letvekili Karaytuğ "Tesettö- rün ilkokuilara kadar inme- si, Mflli Eğitim'deki üst dü- zey yöneticilerin dünya gö- rüşünün ne olduğunu göste- ren net bir kanıttır" dedi. ÇYDD Genel Merkezi ile tüm şubeleri tarafuıdan ka- muoyuna ve ilgililere yapı- lan duyuruda, Şanlıurfa'da- ki ilkokullarda yaşananlara dikkat çekildi. ÇYDD Genel Başkanı Türkân Saylan tüm şubeler adına yaptığı yazılı açıkla- mada. "Şanhurfa'da ilkokul- larmuzıtesettüriü öğretmen- ler ve öğrencilerie, okul mes- citieri ve toplu namazlarla mahalle mekteplerine dö- nüştürmeye girişen Milli Eğitim Müdürü Öner Er- genç'in görevden ahnmasuu tstiyoruz" dedi Tarikatlann desteği ile okullardaki gerici örgütlen- meyi kaygı verici boyutlara ulaştırmakla suçlanan Milli Eğitim Müdürü Öner Er- genç'e tepki gösteren CHP fl Başkan Halil Paydaş. Er- genç'in "türban seferberü- ği" başlatarak sonunda ola- yı ilkokuilara kadar taşıdığı- na dikkat çekerek şöyle de- di: "Iran yandaşhğı yapanlar, Atatürk'ün kurdugu laik Türkiye Cumhuriyeti'ni as- la Iran'a dönüşrüremezler. Cumhuriyet'te çıkan fotoğ- raf ürkütücüdür. İlkokul ço- cukbnnı cehennem korku- suyla türbana sokmak, son derece üzücü ve düşündürü- cü. Eğitimde medrese zihni- yetini getirmek isteyen Er- genç, cumhuriyetimiz için bir tehlikedir; bugûn bfle hâ- lâgörevde olması hiikümetin MGK kararlaruıa karşı ta- kıvye yapöğının kanıtıdır. Çocuklanmızı kimlere ema- net edeceğiz? YetküUeri göre- veçağnTyonım" diye konuş- tu. Ergenç'in derhal görev- den alınmasını isteyen DSP İl Başkanı Nihat Avcı da. "Bu yöneticinin halen görev- de tutuhnası düşündüriicü- dür. Atatürk'ün kemikleri sızlamaktadır. Atatürk'ten söz etmekten özellikle kaçı- nan Ergenç'in katıldığı et- ldnlikler,Cumhuriyet karşıt- uğmı ortaya koymaktadn-" dedi. Öğrencüerin sorgusu tamamlandı YÖK'ü protesto için Beyazıt Meydanı'nda basın açıklamas yapmak isterken polis tarafindan dövülerek gözaltına alınan ve yargılanmalanna geçen cuma günü başlanan toplam 433 üniversite öğrencisinin kimük tespiti ile sorgulamaian tamamlandı. 6 Kasım 1996'da gözaltına alınan ve tutuksuz olarak yargüanan samklar, 5 gün süresince 80'er kişilik gruplar haünde ifade vermişti. Son 33 kişinin kimlik tespiti ve sorgulamasuun yapddığı tstanbul 4. Aslive Ceza Mahkemesi'ndeki dünkü duruşmayı Almanva'nın Tiibingen kentinden gelen stajyer 30 hukukçu da izledL Mahkeme, gelmeyen sanıklann ve olayda mağdur oldukİan öne sürülen 5 poİisin dinlenmesi amacıyla duruşmayı erteiedi. Duruşma sonrasında gazetecflerin sorulannı yanıtlayan sanık avukatlanndan Hüseyin Cengiz, "Bu dava gösteriyor ki bundan sonra 'Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika' eylemine kablanlar da dahil olmak üzere demokratik haklan için her sokağa çıkan yargüanacak" dedi (Fotoğraf: K.EREM 1LGAZ) RTÜK üyesi Ali Baransel, taciz görüntüleri ile cezalan Cumhuriyet'e değerlendirdi ik ön planda Halktan tacize tepki Medyaya sorumluluk çağnsı İstanbul Haber Servisi-Kamuo> r unda bir süredir tartışılan "tacizci doktor" olayını değerlendiren yurttaşlar, haben gündeme getiren medyayı suçla- yarak tepki gösterdiler. Gazetemizi arayan ve faks gönderen çok sayıda yurttaş, programın sunucusu Fatma Girik'i protesto etti ve medyayı sorumlu ol- maya çağırdı. Çok sayıda STFA çalışanı imzasıyla gazetemize gönderilen faks merninde, para ile turulan konu mankeninin aslında Prof. Dr. Korkut Alkan'ı taciz ettiği savunuldu. Metinde. şöyle denildi: "Türkiyede yaşıyonız. Herkes kendine bir sor- sun,'ben ne yapOm" diye. Bu itibarla Sn.\lkan'ı desteklh-oruz ve bir komploya kurban gjttiğini ka- bul ediyor ve olayı lanetnyonız." Cedetaş firmasından Kudret Akm yazılı açıkla- masında, yayımlanan görüntülerin 'komplo' sonu- cu elde edildıği ve yargılama yetkisinin yargıda ol- duğunu vurgulayarak özetle şu görüşleri savundu: " Vatandaş olarak üzüldüğüm ve yanhş okhığu- nu düşündüğüm olay; kesüıleşen bir suçu olmayan bir insanın suçlu olarak takdim edilmesi; Ortaya çı- kan ve fiilen kra edilmekte olan manevi cezalandır- manın, varsa suçla orannhounamasıdır. V a> ınlarso- nucu ortaya çıkan ctki v« baskdar; Korkut Alkan'ın kendisi ve ailesi için yıkıcu tahripkâr ve toplumdan silinmesine \ol açacak boyunardadır ve taşuunası kolaybiryükdegikür.' Dr. Alkan'ı 10 yıldır tandığını ifade eden elekt- rik mühendisi Hamit Llcay da faks metninde AI- kan'm çok başanlı bir bilim adamı olduğunu, aile- sini ve çok sayıda tanıdıgını çok kısa zamanda sağ- lığına kaviişturduğunu anlatarak "Dünyada v« memleketimizde çok ender yetişen bilim adamlan- mızuı da basit ve adi dedikodularla porno yddızla- n gibi teşhir edilmesi bizleri dehşete düşürmüş- tür"dedi. Tepkisinı faksla bildiren Avukat SuatSe- zsr, Alkan'ı 20 yıldır tandığını, bugüne kadar yüz- lerce canı kurtardığını ve değerli bir insan olduğu- nu öne sürdü. Sezer, senaryo olarak niteledigi ha- berin deneyimli gazetecilerce yeniden incelenme- sini istedi. Mor Çatı Kadın Sığınma Evi'nden Avukat Ca- nan Ann. hastasını taciz eden hekimin afişe edil- mesi gerektiğini belirterek, "İspat etmek için baş- ka çare yoksa bir kadmm konu mankeni olarak kul- lanılması doğal" dedi. Türkiye'de cınsel taciz su- çunu yapan için bir yasa olmamasından da yakınan Ann, yaptığına karşılık hekimin men cezası alma- sı gerektiğini savundu. Türk Kadınlan Birliği Baş- kanı Gültekin Bakür da hekimin davranışını çirkin olarak nitelendirdı. Konu mankeninin olayda bir kukla gibı kullanıldığını belırten Baktır. "Gerçek- ten tacize uğrayan kişi neden bu doktora gitmeye de- vametmiş? Neolursaolsun teşhiretmekyargısızin- faz gibi bir şey. Burada yapüaması gereken Ugili kunımlara başMumak ohnahydı" diye konuştu. HÜLYA KARABAĞLJ ANKARA - Kadın hastala- nna cinsel tacizde bulundu- ğu gerekçesiyle tutuklanan Albay Korkut Alkanla ilgili görüntülerin iki televizyon kuruluşuna kapatma cezası getirmesi, Radyo ve Televiz- yon Üst Kurulu (RTÜK) ile medya arasındaki savaşı kı- zıştırdı. RTÜK üyesi ve ilk başkanı Ali Baransel. haber anlayışını "sansasyonel ol- ma" ve "rinseUik noktasın- da" odaklandıran medyanm, toplumda karamsarlık, kuş- ku ve heyecan gibi olumsuz duygular yarattığına dikkat çekti. Baransel, "Taşbebekle- ri sunucu, altyapısı olmayan- lan programcı ilan ediyor- lar" dedi. RTÜK üyesi ve kurulun ilk başkanı Ali Baransel, görsel medya, haber etiği ve kişilik haklan tartışmasını gündeme getiren taciz olayını ve kapat- ma kararlannı değerlendirdi. Söz Fato'da programının "karnesinin iyi ohnadığuu" söyleyen Baransel, kendini sorgulamayan görsel medya- nın, yanlışlannı gizlemek için RTÜK'ü hedef seçtiğini belirtti. Baransel. medya yönetici- lerinin. bir yandan RTÜK'ü kamuoyuna "sansür kurulu" olarak göstermeye çalıştığı- na, bir yandan da kurula bir- birlerini şikâyet ettiklerine dikkat çekti. Baransel. "Bu GENELKURMAY PROGRAMDAN RAHATSIZ OLDU Askerler hassasiyeti' iletti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), kapatma cezası mekanizmasmı. "cinsel taciz" yayınlan için genel uygulamanın aksine çok hızlı biçimde işletmesinde askerlenn rahatsızlığinm da etkin oldugu bildirildi. Genelkurmay'ın, "Söz Fatoda" programında yayımlanan taciz görüntülerinden duyduğu rahatsızhğı dolayh yollardan RTÜK'e ilettiği kaydedildi. Programın ardından RTÜK'ün telefon santralının protesto eden yurttaşlar tarafından kilitlendiği kaydedildi. RTÜK Başkanı Prof. Dr. Orhan Oğuz'un, acil toplanü önerisinin üst kurul üyelerinin tümü tarafindan onaylandığı, kapatma cezalannın oybirljğiyle alındığı öğrenıldi. Üyelerin büyük bir böiümünün 1 ve 3 günlük süreli cezayı az bulduğu, toplantıdakı tartışmanm bu noktada yoğunlaştığı belirtildi. Bazı üyelerin. "7 gün kapatma cezası verüsin" yönündeki ısrarlanndan güçlükle vazgeçtikleri kaydedildi. RTÜK üyelerinin, programın çocuklann uyku saatınden önce yayımlanmasını da eleştirdikleri, kişilik haklannın çiğnenmesinin yaratacağı olumsuz sonuçlan değerlendirdikleri kaydedildi. Bu arada. Demokrat Türkiye Partisi (DTP) Genel Başkan Yardımcısı Ismet Sezgin, dün yaptığı yazılı açıklamada, RTUK'ün verdiği kapatma cezalannı şiddette kınadıklannı bildirdi. çifle standanh, bu perde ar- kasını kamuoyu bilmiyor. Birbirlerini üst kurula şikâ- yet ederek, ekranın kararol- ması için katkı sağlamada ca- ba veriyorlar. Biz, bu manüğı aûamada güçKik cekjyonız1 " diye konuştu. Verdikleri cezalan tartış- mayacağını belirten Baran- sel. "Yasa çok açık; bir gün- den bir yüa kadar kapatma cezası öngörmektedir" dedi. "Rating kavgasuun" neden oldugu zararlann görmezden gelindığinı ifade eden Baran- sel. "Ünlü isimlerie program yapmanın sakıncalan orta- da. Taşbebekleri sunucu, ha- ber altyapısı olmayanlan programa ilan ediyorİar" di- ye konuştu. Albay Korkut Alkan'la ilgili taciz görüntü- lerinin yayımlanmasının ga- zetecilik mesleğinin, nezaket ve ahlaki değer ölçüleriyle bağdaşmadığını anlatan Ba- ransel, "Haber; konu man- keni kullanarak tuzakh prog- ram mı yapmak. ya da mağ- dur sayısını artnrmak mt- dır?" görüşünü dile getirdi. TV kanallannda belgesel. kültür ve eğitim içerikli prog- ram olmamasının mantığını anlayamadıklannı kaydeden Baransel, yayıncılara izleyi- cilerin kendilerine duydukla- n güveni zedelememeleri çağnsında bulundu. Baran- sel, sansasyon ve cinselliği ön planda tutan haber anlayı- şından uzaklaşılmasımn ge- rekliliğine işaret ederken, "gizK kamera" kullanılarak program yapılıp yapılmaya- cağı konusunda uzmanlara başvurduklannı belirtti. Ba- ransel. "Araşnnnacı kimh- ğiyle programa imza anlryor- sa; bu o kişinin bOgi, beceri, tecrübe ve kültür birildmi t»- şıdığını da tescil etmeüdir" diye konuştu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Umudumuz Gençlerde Bundan üç beş yıl öncesine kadar gençlerimizin kafası allak bullak edilmişti. Kendini "çağdaş ve de- mokrat"olarak tanımlayan çocuklanmızla Atatürk arasına, kalın duvarlar örmüşlerdi. Entelektüel ve demokrat "imajını" ön plana çıkaran ve kendini Özal'ın ortaya attığı "2. Cumhuriyetçi" sıfatıyla ta- nımlayan birgrup, gençlerin kafalannı çok kanştır- mıştı. Ulkemizde Islam şeriatçılannın ve etnik ayrılıkçı- lann Atatürk'e karşı olmalarını ve laik cumhuriyeti- mizin üniteryapısınasaldırmalannı "anlayabilmek" mümkündür. Ne de olsa bu çağdaş yapı, kendi he- defleri yönündeki en büyük engeldir. Ancak, bu toplumun verebileceği en iyi eğitimi alan ve "Ata- türk Aydınlanmasrnn ürünü olan bu tür "sözde" aydınlann, yıllarca sürdürdükleri saldınyı açıklamak çok güçtür. Ve gençlerimizin kafasını bir ara karış- tırdıklarını da kabul etmemiz gerekir. 12 Eylül'ün önümüze sürmeye çalıştığı "Kenan Evren tipi gardırop Aatatürkçülüğü"nün, demok- rasiden yana gençlerimize "anlamlı" gelmeyeceği çok açıktı. Atatürk ve Atatürkçülük adına; bir yan- dan Güneydoğu'da ayet ve hadislerie PKK müca- delesi sürdürülürken, bir yandan; Atatürk'ün, baş- ta partisi CHP olmak üzere, hemen tüm kurumla- nna karşı amansız bir saldırı sürdürülüyordu. Elbet- te, Atatürk'ten uzaklaşacaktı gençlerimiz... Bir yandan okullara zorunlu din dersi koyan 12 Eylül yönetimi, bir yandan "Türk Islam sentezi"ri\ neredeyse resmi ideoloji haline getirmeye çalışıyor, bir yandan da iktidan bir Nakşibendi tarikatı üye- sine, altın birtepsi içinde sunuyordu. Elbette kafa- lan kanşıyordu gençlerimizin. Fakat bu karışıklık şimdi durulmaya ve kafalar "netleşmeye" başladı. Bağımsızlıktan yana, aydın ve demokrat gençlerimiz; Mustafa Kemal'in ay- dınlık yolunun erdeminin bilincine yeniden vardılar. Ve tüm karamsarlık ve olumsuzluklar içinde, yeni- den bu aydınlığa sarıldılar. Bostancı Rotary Kulübü, lise ögrencileri arasın- da bir kompozisyon yarışması düzenlemiş. Seçici Kurul'a beni de alm'şlar. Zamanımın son derecede kıt olmasına karşın, gençlerimizin kompozısyonla- nnı memnuniyetle okudum. Ve inanın bir sıralama yaparken çok zorlandım. Türkiye'nin gelecegine olan umut ve inancım pekişti. Derece alanlara ödüllerini vermek üzere bir tö- ren düzenlemişlerdi. Maalesef katılamadım. Oysa ki o törene katılmak ve o güzel kompozisyonları ka- leme alan çocuklarımızı kutlamak isterdim. Olma- dı... Prof. Faik Somer Lisesi'nden Pelin Erol şöyle ya- zıyor: "Atatürkçü düşünce ışığı altında laik, kafa- lannı devekuşu gibi kuma gömmeyen, gerçekten aydın, uygar uluslaria teknolojide aynı çizgide, hat- ta o çizgiyi aşmaya çalışan bir toplum düşünüyo- rum. Biliyonım belki bir ütopya bu düşündüğüm, ama benim gibi düşünen insanlann sayısının gün geçtikçe arttığını bilmek içimi rahatlatıyor. Sade- ce söz üretmenin zamanı artık çoktan bitti. Düşün- celer, projeler halinde önümüzde somutlaşıyor... ...Herşey sevgiyle, emekle, özveriyle gerçekle- Şiyor..." Kadıköy Anadolu Lisesi'nden Hüseyin Ontaş'ın da ilginç görüşleri var: "...Haberleriizledikten son- ra içinde bulunduğum derin uykudan uyandım bir gün. önü kesilmeyen enflasyon canavannın ho- murtusu, terörist kurşunlaha yasa bulanan anala- nn gözkapaklan, türlü yolsuzluklar ve Cumartesi Anneleri, karşı konulmaz bir anafor oluşturup be- ni içine çekti. Işte tam o sırada bir resme, bir res- min çatık kaşlanna sığındım. Ve sordum kendi ken- dime: Acaba o nasıl bir Türkiye isterdi?.. ... Gökyüzü kırmızı eteğini çıkanp lacivert bay- ramlıklannı giyen birkadıntn aşk sözcükleriyle oluş- turduğu bütünlük gibi rüzgânn gecenin kucağın- dakiyankısıyla bütünleşiyor, geceyi aydınlatan yıl- dızlann panltısından bambaşka, eşı olmayan bir ül- kedoğuyordu..." Kadıköy Kenan Evren Lisesi öğrencisi Gamze Yüksel de "Bize Güven Atam" diyor: "... Her toplumun kendine has bir amacı vardır. Toplumlargeleceğeyönelik çabalannda bu amaç- tan hız alır ve güçlenirler. Amaçlar sayesinde top- lum ilerier. Amaçsız toplumlar çağın gerisinde ka- lıriar. Atatürk'ün istediği Türkiye, kurduğu devletin yücelmesi için ekonomik ve toplumsal alandaor- taya çıkardığı ilkeleri benimsemektir." 50. Yıl Tahran Lisesi'nden Emre Eygür de bu konuda şunlan yazıyor: "... İnsanlann tekyumruk halinde olup sorunlara yapıcı çözümler getirdiği.. bir Türkiye gördüm rüyamda. ... İki Türkiye beliriyor kafamda. Bihncisi: Insan- lann eğitimli ve bilgili, ekonomik düzeyinin yüksek, hırsızlık ve şiddet gibi çağdışı olaylann yaşanma- dığı, Ata'sının izinde yürüyen karariı gençlerden oluşan bir Türkiye. Ikincisi ise çıkar ve menfaatuğ- runa cinayetlerin işlendiği, ekonomik gücü yeter- siz, Ata'sının ve şehitlerinin bıraktığı değertereye- teri kadar önem vermeyen, gençlerin isyankâr ol- duğu, iyi bir izlenim bırakmayan Türkiye..." Bana gelen kompozisyonların hemen tümünde, gönül tellerimi titreten bir şeyler, içlen duygular ve bilinçli düşünceler buldum. Elbette çocukça ifade- ler ve kimi hatalar da vardı. Fakat çoğu "doğru" yazmışlardı. Atatürk, bu Cumhuriyeti boşuna gençlere ema- net etmedi. Zaten kavgamız o gençler için, ve o gençler, bizim umudumuz... Müslüm Gündüz'e kıyafet uyarısı Gündüz bu kryafetiyle davaya giremeyecek. tstanbul Haber Servisi-tstanbul DGM, kendisiyle yapılan bir söyle- şıde "Halkı kin ve düşmanhğa yöneft- . tiği'' gerekçesiyle yargılanan Acz- mendilerin lideri Müslüm Gün- düz'ün duruşmaya "değnek ve örtü- den anndüıruş, medenihakte" getiril- mesi için Metris Cezaevi'ne yazı yaz- dı. tstanbul 6 No'lu DGM'de görülen davaya Müslüm Gündüz'le röportaj yapan Milliyet gazetesi muhabiri Murat Sabuncu, gazetenin sorumlu yazıişleri müdürü Eren Güvener ka- tıldı. Başka suçlardan Metris Ceza- evi'nde tutuklu bulunan Müslüm Gündüz ise rapor aldığı için duruş- maya gelmedi. Davanın dün yapılan ilk oturu- munda sanıklann kimlik tespıtleri ve sorgulan yapıldı. Afganistan'da Taiiban'lann darbe yaptığı dönemde Türkiye'de de şeri- at tartışmalannın başladığına dikkat çeken Murat Sabuncu, Gündüz'le bu nedenle söyleşi yaptığını belirtti. Söyleşiyi objektif bulduğu için ya- yımlanmasında bir sakınca görmedi- ğini belirten Eren Güvener ise şeriat propagandası yapılmadığını vurgu- ladı. Bir gazetenin toplumda cereyan eden olaylan yansıttığını ifade eden sanık avukatlan da söyleşide propa- ganda yapılmadığını belirttiler. Müslüm Gündüz'ün de ifadesinin alınması için duruşmayı erteleyen mahkeme heyeti, Gündüz'ün 6471 ve 2596 sayılı "Şapka thtisas Kanunu ve Bazı Kisveterin Giy ilemeyecegine Da- ir Yasa" uyarnca bir sonrakı oturu- ma "Değnek ve örtüden anndılarak medeni halde" getirilmesi için ceza- evine yazı yazılmasına karar verdi. tstanbul DGM Savcıhğı'ncahazır- lanan iddianamede samklar hakkın- da TCY'nin "Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farkhhğı gözeterek kin ve düşmanhğa açıkça tahrik et- mek" suçundan üç yıla kadar hapis cezası isteniyor. ÇAĞDAŞ YAYINLARI ARIİNAN TARİHE TANIKLIK EDENLER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle