Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 MART 1997 CUMARTESİ
14 KULTUR
Glass'tan
yeni albüm
DavidBomeıieBruuıEno ikilisi uzun
süredir iyı müzıl - kötü mûzik ya da pop
\e klasik arasıncakı sınırlan, endüstride-
kı kalıplaşmalan yıkmaya başladı. Basit
melodılen senfosıileştırme yolundaattık-
lan adımlar özel'ıkle Philip Glass gibi bır
dâhı tarafından desteklenınce müzık ba-
sını gözünü Glass- Bovvıe yakınlaşması-
naçevırdı.
Bu mini devnmi gerçekleştiren albüm
Philip Glass'ın Bovvie-Eno ikilisınin
elektronik baladlannı yorumladığı Hero-
es Symphony. Türkiye'ye CD halinde it-
hal edılen bu albümde Abdulmaijd, He-
roes, Sense of Doubt, Sons of tbe SOent
Age, Neuköln ve V2 Schnekler adlı altı
kompozisyona \er veren Glass'ın ıki yıl
ieinde Bowie"nı,i onun ıçın yazacağı ya-
pıtları minımal »undla bir başka albüm-
de değerlendıre<.eğı de söylenıyor.
Heroes Symphony'de biraz daha sıs-
teme >akla>an Glass'ta yapısal bırtakım
değışıklıkiergöniluyor. Öncelikle bir sü-
redir Glass. her fırsatta minimalist etike-
tinı reddedıp Stove ReJch'le Terry Riley
gıbi "tekrarianan müzik"" dıye bır soun-
dun peşınde olduğunu ıddıa edıyor. Eski-
den bır grup idealiste hıtap ederken şim-
dı konserlenndejet sosyeteden renkJi tıp-
ler görülıhor.
BuaradaGlass'ın 1971-74arasıüret-
tiğı kompozısyonlann toplandığı Musk
in Tvvelve Parts adlı albüm de Batı'da pı-
yasaya çıktı. Oç CD'lık bu aibümün mı-
ni bir versıyonunun hazırlanacağını da
vazıvor Batı müzık basını.
'New Wave'e
yerli bakış
Yerli müzık sektöründe gün geçtikçe
birmüzikal yelpazenin yerleşmesi, alter-
natif sayılacak türlere yaşam hakkı fanın-
ması gelecck ıçın umutlandınyor bizleri.
Örneğın Atonall adlı bir yerli nevv wave
albümü\lc karşılaşmak başlı başına
önemlı bır adım müzik sektörü için.
Osn.an Refik Akyüz var Atonall pro-
jesinin ardında. Bızde pek kolay rastlan-
mayan lngıhzcc sözlü ne\\ wave albümü
yapan Akyüz, Sunday Morning, Let Me
Bc. Rain Ön Me, Arabian (enstr.). The
Ball. A Sail To Sky (enstr.). Hem Beiki
Onlar da Ağlıyordiır, Tbe Land ol Sand
(enstr ) Local Disease, Ascend ve Flyiııg
adlı parçalann bestelerine. düzenlemele-
rine ve vokallenne ımzasını atmış.
Barda müzık dınleyen dar sayıdakı bir
kıtle tarafından bılınen Akyüz. daha ön-
ce Coşkun Dcmir'in Eski Sevdalar, Mor
ve Ötcsi'nm Şehir, Mask'ın Kapılar Ar-
dında adlı jlbümlennın kayıtlannda gö-
rev yapan, ışın mutfaöın bılen bin. Ato-
nall'da da bu deneyımın ızleri var. Ancak
bir, ıki parça dışında özgün dili olan, Ba-
tılı örneklenn egemenlığinden kurtulmuş
yapıta rastlavamadık.
Ancak şu anda böyle bir adımın atıl-
ması önemli. Tekniği bu kadar iyi bilen
bir müzik adamının yenı çahşmalarda
standartlan aşmasını beslemek de hayal-
cilik değil. Bu albümü edinmek ısteyen-
lere ufak bır ıpucu; çevrenızde bulamaz-
sanız Beyoğlu'ndaki Kod Müzik'te Ato-
noll'a uiaşmanız mümkün.
6
Ânadolu'da blues îzleri saklr• Istanbul Blues Kumpanyası, geleneksel blues
funk, zydeco, cajun, gospel gibi siyah müziğin
değişik türlerini Ortadoğu ve Anadolu folk
'sound'lanyla birleştirerek vardığı çizgiyi, nihayet
'Kökler' adlı ilk albümleriyle geniş kitleye
ulaşmaya hazırlanıyor.
Izmir'de tohumlan atılan
ve lstanbul 'da büyüyen tstan-
bul Blues Kumpanyası gele-
neksel blues funk, zydeco, ca-
jun, gospel gibi siyah müzi-
ğin değişik türlerini Ortado-
ğu ve Anadolu folk soundla-
nyla birleştirerek vardığı çız-
giyı nihayet Kökleradlı ilk al-
bümleriyle geniş kitleye ulaş-
tırmaya hazırlanıyor.
Sarp Keskiner, Salib Na-
am Peker, Enis Serkan Ay-
man, Erke Erokay, Burak
Güven, Oya Erkaya, tlhan
Babaoğhı \ e Suna Soner'den
oluşan tstanbul Blues Kum-
panyası ulaştığı çizgiyi bir
sentez arayışından çok coğ-
rafyayla banşık olmalanna,
Türkıye'de yaşananlann ge-
tirdiğı yoruma bağlıyor.
1993 yılında Sarp Keski-
ner'in önderliğınde kurulan
kumpanya bu süre ıçinde sü-
rekli kadro değıştırdi ve yak-
laşık iki buçuk ay önce son
şeklinı aldı. Kumpanyanın en
eski üyeleri Sarp Keskiner ve
Salih Nazım Peker bu ilk al-
bümün grubun nereden nere-
ye geldığinin bır belgesi oldu-
ğunu, asıl özgür dilin ikinci albümde ortaya
çıkacağını söylüyon
- lstanbul Blues Kumpanyası'nın amacını
öğraıerek başlayahm söyieşiye. Parçalann
lngilizct soylcnmesinin uluslararası piyasa-
nın nedeflenmesiyle bağlantısı var nu?
Blues Türkıye ıçın yabancı bir lezzet, an-
cak bluesla Anadolu folku arasında ortak
noktalar bulduk.. bazen aynı şeylerin çalın-
dığını, söylendiğini fark ettik. Bu nedenle
ciddi bırbiçimde bluesun gelenegıni, duygu-
lannı, inançlannı araştınyoruz. Ancak ne ka-
dar Anadolu'yla bir bağlantısı kurulsa da en-
şebıleceğimiz kitle burada sınırlı. Biz bu kit-
leye konserlerle. röportajlarla ulaştık ve ulaş-
maya devam edıyoruz, ama bundan sonra
amacımız benzerlikleri, tezimizi ülke dışına
yansıtabilmek. Bu albümdekı Blues on Fi-
Cumhur
Canbazoğlu
MUZIK
bul Blues Kumpanyası, ulaşoğı çizgiyi bir sentez arayışından çok coğraiyayia banşık olmalanna bağbyor.
dayda ve Freedom Bırds of Afhka bu çaba-
nın ilk örnekleri; ikinci albüm ise tamamen
Batı'ya yönelen bir çalışma olacak.
- Siasıl bir benzerlik yakaladuuz bluesla
Anadolu arasında?
Sözler aynı, kalenderlik aynı, Bektaşılik
ruhu, ınsan birliktelığı benziyor, yolculuk,
sıla, özlem hatta pornografı bıle çok yakın.
Çalma tavırlannda da çok büyük benzerlık-
ler var. Mesela John Lee Hooker'in son üç
albümünde tek gıtarla çaldığı teknıjçler hem
Batı Afrika'yı işaret ediyor, hem de Âşık Vey-
sel'ın ilk dönem basit teknığini andınyor Ab-
dallara. Neşet Ertaş'a Muharrem Ertaş'a
benzer öğeler içenyor blues Söylenenı takıp
eden saz teknığı çok yoğun bluesta.
- Albümdeki parçalara gecelim.-
llk parça Alleluia başlangiçta bır Afrikan
• 'Blues'un Türkiye için yabancı bir lezzet
olduğunu belirten kumpanyanın en eski üyeleri Sarp
Keskiner ve Salih Nâzım Peter, 'blues'la 'Anadolu
folk'u arasında ortak noktalar bulduklannı, bu
nedenle ciddi bir biçimde 'blues'un geleneğini,
duygulanru, inançlannı araştırdıklannı anlatıyorlar.
esunu hatırlatıyor. Grassfunk
ise bizim funkla bağlantımızı,
ikinci albümde funka geniş yer
vereceğimizi belgeliyor. Wor-
kin Power'da iş şarkılanyla kur-
juğumuz bağlantı var; bu par-
ça konserlerde derin emprovi-
zasyona ımkân tanıyor.
Lisede yaptığımız Loner'dan
sonra gelen Whiske> Jar Blues
dağınık bir ortamda kaydedüdi;
dinleyene de geçiyor bu dağı-
nıklıİc. Pick a Bale of Cotton'ın
sözleri geleneksel, bestesi tb-
rabim Yaşar'ın. Black Mule
Rag 1920lerin 'Delta Bta-
es'unu hatırlatıyor. Ondan son-
ra gelen Ma Right Mind'a Or-
ta Anadolu düğün müziği dıyo-
ruz biz. Freedom Birds of Afri-
ka'yı lzmır'de yapmıştık, için-
de çanlar, Kızılderili flütleri var.
- Kumpanya bu albümden
sonra hangi projdere yönele-
cek?
Bu yaz kaydetmeyi planladı-
ğımız ikinci albümde kullan-
mak üzere 40 parçayı hazırla-
dık. Hareket noktamız Anado-
lu ve Ortadoğu. 80, 90 yıllık
delta blues parçalanru Ankara
sazıyla yorumlayacağız. Örne-
ğın; görünüşte Ankara sazı. ama tamamen
blues çaldığını göreceksiniz. ikinci albüm-
den önce imkân buluısak beş, altı parçalık EP
çıkarmayı planlıyoruz. Benim Sadık Ya-
rim'den düzenlememiz var; onu kullanaca-
ğız. Semahlanmız var. Birde Blues on Fiday-
da'nın uzun versiyonu olacak. Tüm parçala-
nmızı Türkçe söyleyeceğiz.
- Bizdeki blues tutkunlan albümü nasıl
değerlcndirccek sizce?
Parçalanmızın birbölümübiliniyorzaten;
ancak ınsanlann dinlerken ne kadar dışanda-
kilere benziyor ya da Türkıye'dekilerin önün-
de, arkasında diye yorum yapmasını ıstemı-
yoruz. lstanbul Blues Kampanyası bir şeye
benzesin diye yapmadı albümü. Elımizden
bugün için gelen bu; ileride daha iyı şeyler
çıkartacağımıza eminiz.
çalışmaydı; Afrika'dan Amenka'ya göçü an-
latıyordu. Sonra Uygur havası kazandı. Onu
temizlik kovasıylaçıkardık. God Put The Ra-
ınbow ın The Sky bizim 'gospeTa yakınlığı-
mızı gösteren geleneksel bir parça. Chanson
de Mardı Gras, Türkiye'de yapılmış ilk zyde-
co denemesi; Black Coffee Blues ise aibü-
mün en eski kayıt edilmiş çalışması; tuz po-
şetleri, anahtarhklardan oluşan bır ntım esp-
risi var içinde. Geleneksel See Line Wo-
men'dan sonra stüdyo kayıtlan sırasında or-
taya çıkan Early Morning Stomp geliyor; bu-
rada armonika etkin role sahıp. Blues on Fı-
dayda ıddıalı olduğumuz, tamamen canlı ka-
yıt edilmiş tek parça kayıtlanna Murat Ertel
de katıldı. Bluesun ıçine Fidayda'yı değıl,
Fidayda'nın ıçine bluesu koymayaçalıştık...
Sleep Deep Blues 60'lann Chicago blu-
Turkuye
sevdalı
Şükme Tutkun
Halk müziğini
evTensel kalıplar-
da değerlendirme
çalışmalannda
Devlet Modern
Halk Müziği Top-
luluğu iyıden iyi-
ye bir merkez ol-
ma konumuna
geldı. Bu toplu-
lukta görev yapan
müzik adamlann-
dan Ferhat Liva-
neli'nin düzenlemelerinı üstlendiğı albü-
munun ortaya çıkmasını sağlamakla Sevin
GajTi, müzık pazanna Şükriye Tutkun
adında yenı bır ısim armagan etti. Konser-
vatuvardan klasik Batı müziği egitimı ala-
rak çıkan Şükriye Tutkun. türküyü seçme-
sinı şöyle anlatıyor :
u
Arv-alan söylerken
duygulanamnurdum. Bentürküsö>1eme-
liydim. Çünkü benim sesim. duygulanm
türkülerde \ar oluyordu. Ancak günümüz-
de türkü\ü hak ettiği gibi sö>lemek ö\le
güç ki. Iki üç sakıncayı taşıvor çünkü; ya
fazlasn, la yerel söy lüyorsunuz ve kenrierde
yaşayanlara seslenemiyorsunuz ya da rür-
külere klasik Batı müziği kalıplarrvla yak-
laşınca türkünün özüne uzak düşüyorsu-
nuz. Bu iki uç durum beni çok rahatsız et-
ti. Türküieri duygulannı kavİKtmeden, a-
ma çağdaş müzik birikimlerimizin zengin-
liklerini de katarak söylemcnin mutlak bir
yolu. yöntemi olmalıydı." Bu amaçla yola
çıkan Tutkun, sade bir yorumla geleneksel
türkıilerımızden 50 dakikalık bir albüm
Bush, Amerikan rockma aJternatifyaratacak işler çıkartarak, Nirvona'nın boşluğunu doldurdu.
AmerikaBush 'u sevdi
Birkaç yıldır Bush grubunun
yaptıklannı ilgiyle ızlıyoruz;
"Brit-pop"un gurur kaynağı Oasis
ve Blur'le aynı kuşaktan
olmalanna İcarşın işe grunge
kulvannda ve üstelik Amerikaîda
başladılar. Kısa sürede Amerikan
rockına alternatif yaratacak işler
çıkartarak; Nirvana'nın ardından
piyasadaki boşluğu doldurarak
Amerikan listelerinin en üst
sıralannda boy gösterdiler. Debut
albümleri Shteen Stone'un yedi
milyon adet satması, bu albümden
beş single (Everythmg Zen, Little
Things, Comedovvn, Glycerine,
Machinehead) üretilmesi ve de bu
işleri ülkelenndeki
müzikseverlerden fazla destek
sağlamadan yapmalan kolay
kolay kazanılacak başan değildi.
Tabiı hemen böyle çaylak bir
grubun okyanusun diğer
yakasından gelip deplasmanda da
bu işleri gerçekleştırmesiru
küçümseyen eleştiriler yağdı;
"Amerikan işi grunge"ı, taklitten
başka bir şey yapmadıklanndan
Nirvana'nın kötü kopyası olmaya
kalkıştıklanna dek bir dolu moral
bozucu lafla karşılaştı Bush.
Sixteen Stone'un 5 platin plak
getirmesi bile İngiliz basınının
onlan bağnna basmasına yetmedi.
Bu nedenle ikinci albüm
RazorbUde Suitcase'ın Bush'a ne
gibi bır pencere açacağı merak
konusu olmuştu. Akıllı bir kararla
a
grunge"a körü körüne bağlı
kalmadan en kızgın ve sert
tarafından rock yapmaya
gınşmelen yeni aibümün ilkının
başansını tekrarlama şansını
arttırdığını gördük ilk dinleyişte.
Daha önce Nirvana, PJ Harvey ve
Pbries'la doyurucu işler yapmış
Steve Albini önderliğınde Bush'un
vıtrine çıkan bu çalışmasının
1997'nin en iyileri arasına
girebileceğini daha şimdiden
söyleyebilinz. Baü basınmdan
takip ertiğimiz kadanyla Avrupa
büyük olasılıkla Bush'u yine fark
etmeyecek. Albümdeki on ûç
parçanın bestecısı olan ve Eddk
Vfedder'i anımsatan sesiyle adeta
kanndan söyleyen Gavin Rossdaie
(29) yaşuıda, gitardakı ustalığıyla
grubun Pearl Jam ve Nirvana'nın
etkismden kurtulmasını sağlayan
Nigel Pulsford (33), basçı Dav id
Parsons (32) ve davulcu Robin
Goodridge'den (30) oluşan
Bush'un bu çalışmasında
öncelikle CoW Contagious ile A
Tendency To Star Fires' ı
beğendik. Personal HaDoway,
Insect Kin ve Gready Flyın da
yardımıyla Ingiltere'de halen
aşagilarda olan aibümün
ABD'de '1 Numara' olması
büyük olasılık.
Müziğe 'Oxygene
takviyesi'
Yirmi yıl önce Jean Michel Jar-
re'ı Oxygeneadlı albümle tanımış-
tı dünya. Elektro akustık müzık
üzenne eğitim gören Jarre, daha
önce The Cage (1969) ve Deserted
Palace (1972) adlı iki albüm daha
yapmıştı.
Oxygene'den sonra Equinoxe
(1978) gelmişti; biryıl sonra da Be-
ter Weir'ın yönettiğı 'Gelibolu' ad-
lı fılme müzık yazmıştı Jarre. tşte
Türk müziksever Jarre'ı bu filmin
müziğınden alınan ve 1980 Mosko-
va Yaz Olimpiyat Oyunlan'nın ta-
nıtımmda kullanılan bölümle tanı-
mıştı. Ardından dönemin favon di-
zisi 'KartaDar Yüksekten Uçar'da
dinledik müziklenni. 1984 tarihli
Zoolookalbümünde yer verdiği bil-
mem kaç dilde sarf ettiği kelimeler
arasında Türkçe kelımelerin de bu-
lunması ilgimizı çektı.
"Newage"ın altyapısını hazırla-
yan, sadece elektronik müzık ka-
lıplannda kalmayarak insanın ev-
renle bağlantısını ınceleyen Jar-
re'rn on yıl önce Houston'da NA-
SA'nın 25. kuruluş yıldönümü ve
uzay mekiğinde yaşamlanni yitiren
astronotlar adına yanm milyon in-
sana verdiği görkemli konser son-
rası dünya çapında satışlannda bü-
yük patlama olrauştu. Bu konserde
seslendırdiği yeni albümü Rendez
VoiK'daki çok basit, bildık elektro-
nik soundun adı bırden "uzay mü-
ağTne dönüşmüştü.
Jean Michel Jarre'ın bu albüm-
den sonra söyleyebileceği fazla bir
şeyi kalmadığını iddia edenler us-
tanın etnik müzik dünyasıy la yakın
ilışkisi olduğunu unutmuştu.
1988'de Revolutions adlı albümde
Doğu motıflerinı elektronikJe har-
Jean Michel Jarre
manlarken yakaladık onu. Kudsi
Erguner'ın etkileyıci ney bölümü-
nün altına döşenen bilgisayar des-
tekli müzik, Jarre'ı yeniden zirve-
ye taşımıştı.
Doksanlı yıllara biraz suskun
girdi "usta". Waiting For Cousteau
(1990) ve Chronotogie (1993) al-
bümlen eski başanlannı özletırken
eşı Charlotte Rampling'le özel ya-
şammda yaptıklanndan başka bir
şey yayımlanmadı dört yıldır ba-
sında. E>ünya 'new age'in sırurlan-
nı tartışırken. bu işin babalanndan
biri suskun, köşesinde oruruyordu,
her yıl verdiği birkaç konserle gün-
demde kalmayı başanyordu.
Jarre hayranlan onun 'elektronik
mesajlan'ndan ümidi kesmışken
gelen yem albüm haberiyle heye-
canlandılar. Usta, Oxygene'den 20
yıl sonra Onygene 7.13 adıyla yeni
albümünü yayımlayacaktı.
MTV'de yeni vıdeo klibiyle Jar-
re "döndüm" mesajı venyordu mü-
zıksevere. Yeni albüm 20 yıl önce-
sinin devamı niteliğindeydi, tekno-
loji gelişse de Jarre'ın amacı değış-
miyordu. O alabildigınce basit ka-
larak minimal müziğe doğru
çıziyordu rotasını.
Radyolar poptan başkasuu tanıımyor
Müzik sektörünün en önemli silahı olan
radyolann müzikal yapılanm incelememizi
öneren okur telefonlan ahyoruz arada sıra-
da. Radyolar arasında müzik formatını kalın
sımrlarla belirieyenlerin sayısının sınırlı kal-
ması nedeniyle konuyla ilgili sağlıklı bir tab-
lonun çizilmesi zor. Öncelikle bunun altmı
çizelım. Şu anda hem büyük kentlerden ulu-
sal yaym yapan ıstasyonlar, hem de Anado-
lu'ya dağılmış yerel istasyonlar müziğe en
kolay tüketilebilır malzeme olarak bakıyor ve
her tür müziğe prim vererek bir orta yol tut-
turmayı tercih ediyor.
Radyolann bu tür yayınını eleştirmek yer-
siz; çünkü 40'lann başından beri dünyanın
her yerinde plak endüstrisiyle birlikte nefes
alan radyo sektörünün ayakta kalabilmesi
için popa yönelmesi gerekiyor. Ancak birbi-
rine benzeyen yüzlerce radyo arasında 30-40
tanesinin çıkıp kullandığı müziğin türünü be-
lirlemesinin ve müziksevere adres gösterme-
sinin zamanı geldi. Çünkü Türkıye'de de sev-
diği müziğe istediği anda ulaşmayı amaçla-
yan büyük bır kitle var. Aynca TRT, Türk sa-
nat müziğiyle halk müziğini belirli kanalla-
ra, pop, caz ve klasiği TRT-3'e sokarak yıl-
Şu anda hem
büyük
kenderden
ulusalyaym
yapan
istasyonlar,
hemde
Anadolu'ya
dağılmış yerel
istasyonlar her
tür müziğe
prim vererek
bir orta yol
tutrurmayı
terdh ediyor.
lardır böyle bir kültürü oturtmuş durumda..
Uzun süredir Istanbul'daki radyo istasyon-
lannın müzik formatlannı saptayabilmek için
araştırma yapıyoruz; bol bol radyo dinliyo-
ruz. Yasanın getirdıği zorunluluk sonucu ya-
yımladıklan halk müziği bölümleri dışında
belli bir müzikal bütünlük sağlayanlann lıs-
tesini oluştunnaya çalışıyoruz. Kaba hatla-
nyla. "Türkçe müzik çalanbır" ve "yabancı
müzikyayııniayanlar" dıyc ıkıye aynlan rad-
yolar arasında müzik formatını belirleyen
Veys FM (87.7) Türk sanat müziği, Sfiper
FM(90.8), Radyo34((96.8), KralFM(92.0)
fantezi-arabesk,'Karadeniz FM (98.2) Ka-
radeniz yöresinin türkülerini. Nehar FM
(107.2) halk müziği, Yaşam Radyo Yön FM
ve Radyo Umut halk müziği ve "özgün mü-
zik
r
denen deneysel yorum taşıyan halk mü-
ziği, RadioBlue(98 0) Latın ve Akdenizağır-
lıkslovvmüzik. Radyo21019(96.2)dansmü-
ziği, Klasik FM(94.5)klasik Batı müziği, Pb-
wer FM (100.0) gibi yetışkinleTe güncel mü-
zik sunan birkaç istasyon, her türlü özgün
çalışmaya yer verdiğini söyleyen Açık Rad-
yo (94.8) ve başta klasik Batı müziği olmak
üzere pop, rock ve caz yayımlayan TRT3 di-
ğerlerinden aynlıyor
Doğduğu günden bu yana müzikle yakın
ilişkide olan, plak endüstrisine büyük katkı-
da bulunan, büyük orkestralar ve sesler yetiş-
tiren, rock'n roll ve popun geniş kitlelere u-
laşmasıru sağlayan radyonun çeyrek yüzyıl-
dırtambirtanıtımaractnadönüşmesi nitelik-
li müziğe darbe vuruyor; aynı eğilün son iki
yıldır bizde de gündemde. Alternatif çalış-
malar yapanlar, emprovizasyona yönelenler
plak endüstrisinde ne kadar yer buluyorlarsa
radyolardan da o kadar ilgi görebiliyorlar,
"nostalji" bile yayım dışı kalmış durumda.
Ancak radyo piyasasında umut verici kıpırtı-
lar da görüyoruz. Son dönemde "dance"a
pnm vermeye başlayan Hür FM, kalıtenin pe-
şinden gıtmeye çalışan Radyo Boğaziçi (Bo-
ğaziçi Univ. radyosu) ve yeni yayına geçen
Radyo 5 müzik formatlannın oturması yö-
nünde önemli adımlar atıyor.
CÖRÜS IıVliJiKI
Çocuk Sanatçılar
ve Küçük İbor
...
Kısa bir süre önce, çoğunluklaTVIer
ve magazin ağıriıklı bir konu, "show"
programında sarkarak Devlet Bakan-
lığı kademesıne kadar ulaştı! Bakan
Işılay Saygın ile Hülya Avşar - Kü-
çük Ibo ikilisi arasındaki maça dönüş-
tü?
Bu konuya önce hangi açıdan bak-
manın daha doğru ve önemli olduğu-
nu saptamalıyız?
1 - Acaba, TV'lerin rating kazanma
amacı açısından mı?
2- Hülya Avşar'ın bu programına
sansasyon katma açısından mı?
3- Küçük Ibo'yu firmalanna bağla-
mış ya da bağlayacakyapımcılann ve-
ya menager'lerin ticari kazanç sağla-
ma hedefleri açısından mı?
4- Küçük Ibo'nun da yetenekli ço-
cuklar gıbı hem eğrtilmesi, hem doğ-
ru yöntendırilerek sanatçı olarak başa-
nya ulaştınlması açısından mı?
"Çocuk sanatçı" çocuksu, emekle-
me çağı gibi anlamlar taşımaz. Sade-
ce, "erken yaşlarda sanatalanındaye-
teneklehni göstermeye başlamış ço-
cuklar için... Hatta, onlan da aşarak
"üstün yefenefc"lerini büyük yaşlarda
olanların birçoğundan bile daha fazla
kanıtlayarak "han'ka çocuk" niteliğine
sahip olanlar için kullanırsak "çocuk
sanatçı" deyışınde gerçeğe varabiliriz.
Ülkemizde yetişerek ve başanlan dün-
yaya yayılmış olan ve "üstünyetenek-
lerini" hatta "harika çocuk" nitelikleri-
ni henüz mınicık yaşta belli eden nıce
sanatçılarımız var... Adlannı, bazılannı
anımsamama kaygısıyla, burada say-
mayacağım. "Çocuk sanatçı" döne-
minı aşarak "sanatçı" kişıliklerini kanrt-
lamış olanlan, sadece müzık alanında
değil, tüm sanat kollannda izlıyoruz.
Bütün dünyada bu böyle...
Müzik'te (tür aynmı yapmadan), her-
hangi bir çocuğun fizıksel açıdan ola-
ğanüstü bir gırtlağı (ses boyutu ve
ses tınısı) olsa bile, sanatçı kişiliği var
mıdır ve ne düzeydedır? Işte, bu du-
rum ayn bir sorundur. Bu açıdan ele
alındığında, acaba "Küçük Ibo", ço-
cuk sanatçıların hangi kategorisinde
şu anda bulunmaktadır? Önce bu so-
runu çözersek, yeteneği kuşku götür-
mez ve ender yetişen bu çocuğun ve
benzerçocuklannyaranna hareket et-
miş oluruz!.. aksi halde, "Küçük Ibo"
medyada (abartılmış olarak da) gös-
termeye devam edilırse, TV'lerde, be-
yazperdede ve her yerde "erken şöh-
ret"e ve variığa kavuşturulursa, bügû-"
zel sesin, fidan gibi nem eğitilmesine
hem de gelecekte asıl "gerçek bir sa-
natçı" niteliğine ve üstün başanlara u-
laşmasına engel olunur!.. Işılay Say-
gın-Hülya Avşar maçını bu açıdan iz-
leyelım!?
nugıaraGeçen hafta yerli popta sıralama
değişmedi. ilk iki albümünde Anadolu
rock yaparak iyı bir satış grafiği çizen
Haluk Levent, üçüncü albümü
Arkadaşî'la da a>Tiı başanyı
sürdürecege benziyor. Levent'i Eşkrya
filmının müzik albümü (müzik yön.:
Erkan Oğur) ve Gittiğin Yağmurla Gel
adlı ilk çalışmasıyla Ayna grubu
izliyor.
Türk sanat müziğmde Muazzez Ersoy,
Nostalji serisinin ikinci albümüyle
birinci sırada. Hüner Coşkuner yeni
albümü Beni Tek Sen Anlarsuı'la
listeye ikinci sıradan girdi. Ebru
Cûııdeş ise Kurtiar Sofrası'yla bir sıra
indi.
Halk müziğinde Yavuz Bingöl ikinci
aibümü Bahanm Sensin'le açık arayla
liderliğini sürdürüyor; Musa Eroğlu,
Halil İbrahim / Kerbela Destanı'yla
ikinci, Arif Sağ-Belkıs Akkale ikilisi
Seher Yıkiın'yla üçüncü.
Yabancı popta U2.yenı albümü Pop'la
zirvede. Onlan Secret'la Toni Braxton
izliyor. Madonna ve Antonio
Benderas'lı Evita'nm müzık albümü
ise üçüncü sırada.
- Joe Henderson Big Band - J.Henderson
- Odyssey - Yannıs Karalis
- Modes and Talas P.Tabouris -
S.Chattergee.
- Secrets - Sta\Tİanos
- Ethnic Moments - Various
- Andoma - J.Gonzales - G.
Papadopoulos
- Music of The Nile - Various
- Metalipsis - Loucas Thanos
- Lit'l Song - Davıd Lynch
- The Light of The East - R
Papapetropoulos'A.Ala G.
- Orama - Vasilis Saleas
- The Very Best ofThe Bee Gees
- Perspective - Wolfgang Muth (CD)
- Who Used The Dance - Abbey Lincoln
(CD)
- Moving Images - Andy Shepparol
(CD)
- Earthling - David Bowie (CD)
- Forever Love - Mark Whitfield
- White on Btonde - Texas (CD)
- Loving You - Shirley Hom (CD)
- Akdeniz Konçertosu - Carlo
Domeniconi