Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Erbakan nüfus
• AXKARA (Cumhumet
Bûrosu) - Başbakan
Necmettin Erbakan,
partisinin köktendinci
yaklaşımına koşut
açıkJamalar yaparak aıJe
planlamasına olumsuz
baktığı mesajıru verdı. Toplu
Konut İdaresi Baş.kanlığı
(TOKİl, dünBaşbakan
Erbakan'a kiirumun
çahşmalanna ılişkin brifıng
verdi. Erbakan burada
yaptıgı konuşmada, ülkelerin
güçlü olmasının teraeiinde
insan gûcü ve nüfiısun
yattığını savunarak
Tûrkiye"deki hızlı nüfus
artışına sevindiklerini
söyledı.
TURBAN için iki
çuvalbelge
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-KİT
Komisvonu'nun dünkii
toplantısında, Turban Genel
Müdürlüğü'nün 1994 yılı
hesaplan görüşüldü. DYP
Isparta Milletvekilı Ömer
Bilgin'in genel müdürlüğü
döneminde birçok yolsuzluk
yapıldıgının ortaya çıkması
ve sorıışrurma ıstemının
TBMM Genel Kurulu'nda
REFAHYOL hükümetince
önJenmesmin ardından
toplantıda yoğun tartışma
yaşandı. Turban Genel
Müdûrii Nihat Baytan,
kurumda polıtıze olmuş
personelın göre\ lerine son
Verildiğıni. bunlardan
49'unun Danıştay karan ile
geri döndüğünü söyledi. KİT
Komısyonu'ndaki
görüşmelere ıki çuval dolusu
belgeyle gelen ANAP
Istanbul Milletvekili Halit
Dumankaya, Turban'daki
yolsuzluklarla ılgıli olarak
toplam 135adet suç
duyurusunda bulunulduğunu
bıldırdı.
Diyarbakır
Cezaevi olayları
• ANKARA (Cumhurivet
Biirosu)- Yargıtay Ceza
Genel Kurulu, 11 tutuklu ve
bükümlûnün öldüriildügû
Di yarbakır Cezaevi
olaylannın faili olduklan
gerekçesiyle haklannda dava
açılan sanık polis ve
askerlenn Diyarbakır 3. Ağır
Ce^ş Mahkemesi' nde
yafğılanmalannı
kararlaştırdı. Dıyarbakır
Cezaevi'nde geçen yıl eylül
ayında meydana gelen 11
tutuklu ve hükümlünün
yaşamını yıtirdiği olaylardan
sonra 35 polis ve 30 asker
hakkında açılan soruşturma
sonucunda Diyarbakır tl
Idare Kurulu, 'suçun idari
göre\ sırasında ışlenmediği'
gerekçesiyle 'görevsizlik'
karan vermişti.
Ujucak'tan sanir
düzeltmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devrim yasalanna
tavnnı açıklarken sankla
kıhnan namazın 80 kat sevap
olduğunu söyleyen RP
Ankara Milletvekilı Hasan
Hüseyın Ceylana RP Genel
Başkan Yardımcısı Rıza
Ulucak'tan düzeltme geldi.
Iflucak, parlamentoda
düzenledığı basın
toplantısında "Sankla namaz
kjlmak 80 değil, ama 70 kat
sevap" dedi.
Mutıtarfann
ziyareti• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Başbakan
Necmettin Erbakan, göç
nedeniyîe köyleri boşaltılan
Vanh muhtarlan kabui etti.
Erbakan. Doğu \e
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde terörü yok
etmeye çalıştıkJannı
belirterek bölgede eğırim,
sağlık, hayvancılık ve tanm
alanlanndaki hizmetlerin
hızlandınlması için yoğun
bır program yaptıklannı
söyledi. Erbakan, "1997,
köye dönüşün
tamamlanacağı bır yıl
olacak" dedi.
Kuran kurslanı
sorunu
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Mılli Güvenlik
Kurulu (MGK) kararlannın
ardından izinsiz faaliyet
gösteren bazı Kuran
kurslannın kapatıldığına
ilişkin haberier DYP içinde
de rahatsızlık yarattı. Devlet
Bakanı Nevzat Ercan,
DYP'nin Kuran kursuna
karşı olmadığmı belirterek
kapatmaiann DYP tarafından
yapildığına ilişkin
izlenimden yakmdı. Sayılan,
bulundukJan yerter ve
denetım dışı kurslara ilişkin
verilen bilgilerin doğrulan
yansıtmadığını belirten eski
Diyanet Işleri Başkanı
Tayyar AltıkuJaç'ın Devlet
Bakanı Ercan'la tartışuğı
öğrenildi.
Ecevit, kendi içlerinde kavgalı bir parti görüntüsü vermemeleri gerektiğini söyledi
DSP'de <üsiıJiıı kavgasıANKARA (Cumhuri>etBûrosu)-DSP'li
8 milletvekilinin, Genel Başkan Bülent Ece-
vit'in istemiyle dısıplin kuruluna sevk edil-
mesi, grupta yoğun tartışmalara neden oldu.
Bülent Ecevit, Grup Yönetim Kurulu'nun
karannı, "Biz, Türkiye'yi REFAHYOL kâ-
busundan kurtarmak için miicadeie verir-
ken, kendi icinde kavgah bir parti görüntü-
sü vermeyi göze alamayız" diye savundu.
Grubun basına kapalı bölümûnde söz alan
Zonguldak Milletvekilı Mümtaz Soysal,
sevk karannın zamanlamasina dikkat çeke-
rek, "Ortadaki dunım, Dreyfus davasuu an-
dınyor. Karan verenler vicdan muhasebesi
yapsın" dedi. Ihracı istenenlerden Ankara
Mılletvekjlı Gökhan Çapoğlu da, Ecevıt'in,
\smet İnönü'nün demokratlığını örnek al-
masını isterken. "KişilerinveyaaüeJerüıpar-
tileri otanaz" diye konuştu.
DSP'nin dünkü grup toplantısında,
GYK'nin, 5'i uyan, 3'ü ihraç istemiyle 8
milletvekilinin disipline sevk edilmesi kara-
n tartışma yarattı. Toplantının başında koıju-
şan DSP lideri Ecevit, •'disiplin tşlemi uygu-
lamaya mecbur kaldtğuıı" savunarak, şunla-
n söyledi:
"Biz, Türkiye'yi REFAHYOL kâbusun-
dan kurtarmak için somut çözüm önerileri
ile miicadeie verirken, kendi içinde kavgalı
bir parti görüntüsü vermeyi göze aiamayız."
Ecevit, daha sonra kamu görevlilennin ay-
lıklanna yapılan zamlann "adfldüzenmada-
letsiziiğinin^ çarpıcı bir örneği olduğunu,
Mılli Eğitim Bakam'nın öğretmenlere ver-
diği sözün de çiğnendiğini söyledi.
Toplantının basına kapalı bölümûnde di-
sipline sev k kararlan ile ilgili sert tartışma-
lar yaşandı. Ordu Millervekil; Müjdat
Koç'un yönetimden rahatsızlığını dile getir-
dıği ve "milletvekillerine daha seveceo dav-
nuulmasınıistediğT öğrenildi. Alınan bilgi-
lere göre, disipline sevk kararlan ile ilgiii
olarak şu tartışmalar yaşandı:
Gökhan Çapoğlu: Kişilerin veya ailelerin
partıleri olmaz; partilenn ilkeleri ve görüş-
leri vardır. Benim bir yıl önce yaptığım hü-
kümete girelim önerime karşı çıkjlmıştı. Sa-
yın Ecevit ancak Şubat 1997 tarihinde, RP
ülkeyi ekonomik, toplumsal ve rejim açısın-
dan tehlikeli bir noktaya getirdikten ve Tan-
su Çilfcr bizim ret oylanmıza rağmen aklan-
dıktan sonra CHP ile güç birliği yapacağını
belirtmiştir. Şimdi DYP ile yapılacak bir ko-
alisyon ile Çiller'i zımnen aklamış olmaya-
cak mıyız? Susurluk olayının örtbas edilme-
sine göz yummuş olmayacak mıyız?
Soysal: Dreyfus olayı gibi
Mümtaz Soysal: GYK kararmda yanlışlık
var, GYK grubun bir organıdır ve bütün ka-
rarlan burada tartışılmalıdır.
Hikmet Ulugbay (Grup Başkanvekili):
Anayasa profesörüsünûz. Burada disiplin
sürecini etkıleyecek konuşmalar yapılma-
malı.
Mümtaz Soysal: Görülmekte olan bir da-
vamn mahkeme dışında tartışılmaması iie
paralel görûlerek, bu konular görüşme dışı
tutulamaz. Genel başkan basına açüdama
yaptı ve suçlama niteliğinde sözler söyledi.
Şahsen bu suçlamalan haklı gösterecek bir
durum olduğunu sanmıyorum. Solda birlik
olsun diye sendikalarla bir araya gelmiş ya
da yemek yemiş olsalar da, bunun parti gü-
venilirliğ-ne gölge dü^ürecek bır yanı var
mı? Parti kurmaya mı kalkmışlar, başka par-
tilerin yöneticileriyle mi görüşmüşler? He-
pimizin sendikacılarlatemaslan var. Bunla-
ra atfedilecek bir suç yok.
Hüsamettin Özkan (Grup Başkanvekili):
Niye tekzip edilmedi?
Mümtaz Soysal: Yapılan açıklama bence
hem bir yalanlama niteliği taşıyordu, hem de
partinin öncülük görevinden söz edilerek,
partiye bağlılık dile getiriliyordu. 8'ler kav-
rarrunı yaratmış olan genel başkandır. Benim
asıl üzerinde durmak istedığim zamanlama
konusu.
Siyaseten yanhş bir karar alındı. Partinin
iktidara gireceğini açıkladığı bir ortamda,
üye sayısı ve bütünlük önem taşırken böyle
bir karann alınması yanlış.
Genel başkan, birkaç hafta önce bu dö-
nemde, parti içi sorunlarla kamuoyunu meş-
gul etme sorumluluğunu üstlenemeyeceği-
ni söylemişti. Değişen ne var? Sevk karan,
iktidar istekJih'ğimızin içtenliğine de gölge
düşûrmüştûr. Dreyfus olaymı andıran bir du-
rum ortaya çıktı. Neyin, hangı ilkenin, de-
ğerin tarmin edildigi belli değil.
ÇtZMEDEIV YUKARI MUSA KART
Yeni hükümet önerilerini reddetti
Çiller: Ydmazyalancı
Ecevitise ütopik
ANKARA (Cumhumet Bûrosu)
- Başbakan YardımcıTansu Çüler.
muhalefetin ortaya koyduğu alter-
natifhükûmet önerilerini alaycı üs-
lupla reddetti. Çiller, rejimin gele-
ceği için RP'yi devredışı bırakan
hükümet önerilerinde bulunan
ANAP Genel Başkanı Mesut Yü-
maz'a 'yalancı pehüvan', DSP Ge-
nel Başkanı Bülent Ecevit'e de 'üto-
pik'' yakıştırmasında bulundu.
Çiller, dün partisinin Meclis gru-
bunda yaptığı konuşmanın önemli
bir bölümünü merkez sağdaki bü-
tünleşme konusuna ayırdı. "Mer-
kez sağ ya bütünleşecek ya biirünle-
şecek" diyen Çiller, hükümet orta-
ğı RP'ye de, 'dimn oy araa olarak
kullanılmamasr mesajını verdi.
MGK kararlannın uygulanacağını,
"Devletlaik kalacak, çağdaş vasalar
uygulanacak" sozlenyle dile getir-
di. Her 3 ayda bir 'sihirbaan torba-
smdan çıkanr' gibi DYP'nin önü-
ne yeni hükümet önerileri getirildi-
ğini kaydeden Çiller, bu tekJiflere
prim vermedikleri için partilileri
kutladı. Çiller. liderlerin giımeye-
ceği dörtlü koaJisyon önerisini 'öto-
pik' bulduğu Ecevit'e şu sözlerle
çattı: "Sayın Ecevit'e 'Hadi şu mo-
deli denesene' dediğimizzaman,ya
Sana yağı ya da zeytimağıyokolur-
du ülkede. O günleri haOriavın. Ve
sanki RP ile kendisi hiç hükümet
kurmamış gibL. O hükümeti boz-
masımn sebebi, 'Kıbns'a çıkarma-
yı sen yaptın, ben yaptım. Sen da-
ha öndesin. ben daha öndeyim" kav-
gası olmamış gibi. Biz yıllardır bu-
na ahşığK."
Çiller, Ecevit'in, liderlerin gir-
mediği koalisyon önerisine destek
veren Yılmaz'a da şunlan söyledi:
"Sayın Yümaz diyor ki, 'Hadi gelin
işbirliği yapalım, iktidar ortaklığı
yapalım. Ben de fedakârhk yapıyo-
rum, dışanda kalıyorum'. Peki a-
ma, sen iktidar mtsın? DeğiL Peki
sen iktidar ortağı nusın? DeğiL Pe-
ki iktidarda olmayan bir partinin
genel başkanının zaten bir başba-
kanlık beklentisi olur mu? Olmaz,
Peki sen neyin fedakâruğuu yapı-
y»rsun?Olmayan bir şeyin fedâkâr-
uğıolurmu?"
Başbakan'ı yalancılıkla suçladı
Erbakan'ı
İdiAmin 'e benzetti
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- ANAP Genel Başkanı Mesut Yü-
maz. icraatı nedenıyle hükümete 12
madalya takan RP Genel Başkanı
ve Başbakan Necmettin Erbakan ı
insan eri yemesiyle tarihe geçen es-
ki Uganda diktatörü İdi Amin'e
benzetti. "Erbakan da îdi Amin gi-
bi kendi kendine madaha takmış-
or"diyen Yılmaz, hükümete kendı-
lerinin de 6 yeni madalya verdiğini
söyledi. Yılmaz, Erbakan'm ekono-
mi ile ilgili verdiği rakamlann hep-
sinin yaîan olduğunu söyledi. Baş-
bakan'ın fazla verdiğini söylemesi-
ne karşın bütçenın 2 ayda toplam
245 trilyon lira açık verdiğini anla-
tan Yılmaz, yıl sonundakı açığın ise
2.5 katrilyon olacağını söyledi.
Yılmaz, hukümetin, memur ma-
aşlannda yeni bir düzenlemeye git-
tığıni, ancak bu düzenlemede de yi-
ne aynmcılık yapıldığını kaydetti.
RP'nin önceki gün yapılan grup
toplantısında icraatı nedeniyîe ken-
disine madalya takan Erbakan'ı İdi
Amin'e benzeten Yılmaz, "Herhal-
de nıadahaya çok ihtiyacı var. Eğer
çok merakülarsa biz hükümete ma-
daha veririz" dedi.
ANAP lideri Yılmaz, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Vferebfleceğiıniz bi-
rind madalya, yoisuzhıklan örtbas
ettikleri için 'Adalet Cellathğf ma-
dah asıdır. Ikinci madalya,örtme ko-
nusundaki gerçek niyetterini ortaya
ko\ duklan Susurluk'la Ugüidir.' Su-
surluk Özel Madalyası' veriyoruz.
Hükümete üçüncü olarak da, Tür-
kiye'nin dünyadaki itibannı artbr-
dıklan için 'Muzaffer Romalı Im-
parator Kahramanlık' madalyası ve-
riyoruz. Devktteki kadrolaşma ha-
reketini başanyla tamamladıklan
içifl 'Kadro Kıyım Harekâtı Özel
Odülü' de, hükümete verdiğimiz
dördüncü madalya. Basını sustur-
mak için yaptıklan mücadekden do-
layı 'Medyayla Savaş'madahası da
hukümetin 5. madalyası olacak. Hü-
kümete vereceğiıniz son madaha ise
MGK kararlan ile demokrasiyi tar-
Dşır hale getirdikleri, 15 yıl aradan
sonra müdahaJeyi Türkiye'nin gün-
demine soktuklan için 'Demokrası
Özel' madahasıdır."
Muhalifler
'Solun
güç birliği
gerekli'
ANK.4RA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP'den kesuı ihraç
istemiyle disiplin kuruluna
sevk edilen Istanbul Millet-
vekilı Bülent Tanla, Ankara
Mılletvekıli Gökhan Çapoğ-
lu ve Kocaeli Milletvekili Be-
kir Yurdagül, "Parti suçu iş-
lemedik. Karar anti demok-
ntik" dediler. Oç milletv eki-
ü, "Bizler Türldye'yi bu du-
ruma getiren ve bugünkü du-
rumdan sorumlu olan sağ
partilere karşı solun güç bir-
liği yapmasL, bütünleşerek tek
basına iktidara yürümesi ge-
rekliliğine inamyoruz ve bu-
nu gerçekleştirmek içinçakşı-
yoruz, çanşacagH" açıklama-
sını yaptı. Milletvekilleri, is-
tifayı ya da başka bir partiye
geçmeyi düşünmediklerini
söylediler.
Tanla, Çapoğlu ve Yurda-
gül dün parlamentoda düzen-
ledikleri basın toplantısında,
sevkkarannın henüz kendile-
rine bıldirilmediğini açikla-
dılar. Milletvekilleri. "Bate-
re umut bağlayan vegönül ve-
ren milyonlarca kişiyi hayal
kınklığına uğratan bu anti de-
mokratik ola>ın. sol bir parti-
de ve özelUkle DSP'de gerçek-
leşmesi gerçektea biziere bü-
yük üzüntü vermektedir'' de-
, diler. Doğal müttefik olan
sendikalarla ilişki kurmanın
disiplin suçu olarak değerlen-
dirildiğine dikkat çeken 3
milletvekili, şu açıklamayı
yaptı.
"Türk halkı yoksulluk, iş-
sidik içinde. gelecek güvence-
sinden yoksun, karamsar,
umutsuz bir durumdayken;
Türkiye Cumhuriyeti Ata-
türkçuJük, laiklik. hukukun
üstûnlüğü ilkelerindeıı gerile-
re-karanlıklara götürülmek
istenirken; demokratik rejim
tarOşmalan sürerken; de-
mokrarikleşme, kadın hakla-
n, Türkive'nin bolünmez bü-
tünlüğü tarbşmalan, Doğu ve
Güneydoğu'daki sorunlar
bütün canhhğıiledevameder-
ken toplumun bizden bekkdj-
ği, çatışma yerine bütünles-
me, parçalanma yerine uzlaş-
ma, güçaynhğıyerinegüç bir-
liğkiir. Bizler solun güç birü-
ğinin gereküliğine inamyoruz.
Bu istek halkın isteğidir, Tür-
kiye'nin istegktir,Türkiye'nin
beldentisidiıf
IRMIKIAYDIN ENGtN e - mail: engin @ planetcom.tr
Şimdi oturup bir Tırmık yaz-
sam. Istanbul DGM Savcılığı'nın
kamera yasağı üstünde dursam;
Diyarbakır DGM Savcılığı'nın,
hem de Söylemez çetesi gibi ki-
lit önemde bir davaya bakacak
olan bir mahkeme için gazeteci-
lere koyduğu kesin ve keskin ya-
sağı tırmıklasam...
Milyonlarca yurttaş "saydam
devlet" istemiyle yanıp tutuşur-
ken konan bu yasaklar demok-
rasinin beline indirilmiş hoyrat
bir darbedir, desem...
Medyada üst üste yayımlanan
DGM iddianameleri, tutuklama
kararlarıyla filan, kimilennde
uyanan umut kıvılcımlannı anım-
satsam... (Burada, bu devletin
işleyiş mantığını ve iliklerine iş-
lemiş alışkanlıklannı yeterince
tanımayan iyi niyetli yurttaşları
kaştediyooım.)
Ülkeyi yıllardır kan göllerine
çeviren çetelerin kanlı karanlık
yüzleri tam da ekranlardan evle-
rimize taşınacak, gazete sayfa-
lanndan bilinçlerimize yansıya-
cakken konan bu yasaklar neye
hizmet edecek, diye sorsam...
Yarı buçuk hukuk bilgimle,
"yargılamanın aleniyeti" diye
Sade Suya Tirit Bir Tırmıkanılan temel hukuk ilkesi, dara-
cık mahkeme salonlanna dolu-
şan üç beş kişiyle değil, iletişim
tekno/ojisindeki devrimin sağla-
dığı zengın olanaklarla ete ke-
miğe bürünüyordu; dolayısıyla
DGM savcılıklannca alınan bu
kamera ve yayın yasakJan, yar-
gılamanın aleniyeti ilkesini an-
lamsızlaştırmaktadır desem...
Hukuk devletine uygunluklan
tartışmalı DGM'lerin belki de
kendi varlıklannın meşruiyetini
kanıtlayabilecekleri tarihsel bir
fırsat, DGM savcılarının eliyle
yok edilmiş oluyor diye yaz-
sam...
TV ekranlannda, gazete say-
falannda milyonlann izleyebile-
ceğı yargılama süreci boyunca
hukukun gücü, ağır ama güven-
ii işleyişi toplumsal bilinçte yer
edecekti ve bundan kazançlı çı-
kan hukuk olacaktı, demokrasi
olacaktı, aydınlık bir ülke özle-
yenler olacaktı diye vurgula-
sam...
Özellikle Diyarbakır DGM'sin-
de Söylemez çetesinin yargıla-
nacağını anımsatıp, duruşmala-
ra konan yayın yasağının şimdi
ister istemezfısıfn gazetesini ha-
reketlendireceğine dikkati çek-
sem. Bu davada asker kökenli
sanık sayısının sayıca ve rütbe-
ce yüksek oluşu ile yasak kara-
n arasında ister istemez bağ ku-
rulacaktır; DGM savcı ve yargıç-
larından kimilerinin asker köken-
li oimasına yönelgin kimi itiraz-
lar bu durumda yoğunlaşacak
ve hatta kimilerinin gözünde
haklılık kazanacaktır, diye tah-
minleryürütsem...
Bütün bunlann tam da say-
damlaşmanın milyonlann bilin-
cinde yer ettiği, siyasal kirlen-
menin kamu vicdanını aşın. kat-
lanılmaz düzeyde aşın ölçüler-
de rahatsız ettiği günlerde olma-
sının ülkenin geleceğine ilişkin
yeşeren umut kıvılcımlannı kül-
lendimnekten öte işe yaramaya-
cağını eklesem...
Işleyişindeki kımi aksaklıklara
ilişkin genel bir kanının oluştuğu
adalet düzeninin, kendısini akla-
yabileceği, geniş krtleJerin çabu-
cak katılıverdiği, benimseyiver-
diği o toplumsal cinneti, linç eği-
limlerini köreltebilecek bir fırsa-
tn heba edildigi görüşünü öne
çıkarsam...
Bu dediklerimi yaptığım için
bir DGM savcısı, şu anda yasal
gerekçesini bulup çıkaramadı-
ğım bir kovuşturma başlatsa...
Demokrasiyi, hukukun üstün-
lüğünü, yurttaşlık hakJannı koru-
maya ve kullanmaya karariı bir
gazeteci olarak ben bu kovuş-
turmayı fırsat bilip, ülkenin seç-
kin hukukçulanna danışıp hukuk
biliminin incelikleri, evrensel il-
keleri üstüne kurulu örnek bir sa-
vunma hazıriasam...
Hukuka gönül vermiş seçkin
avukatlar, artık birbirimizin do-
ğal uzantısına dönüştüğümüz
avukat Fikret flkiz'in yanı sıra,
onurla taşıdıklan cüppelerini sa-
vurarak duruşma salonunda
yerlerini alsalar...
Mahkemece verilecek olası
bir beraat karanndan çok daha
önemlisi, duruşma boyunca sü-
recek içerikli hukuksal tartışma-
lar, ekranlarla, gazete sayfalany-
la ülkeye yayılacak, böylece "Fı-
rat'ın iki yakasındaki yurttaşla-
nn" yüreğini ısıtacak diye um-
sam...
Boşuna ummuş olurum...
Duruşmayı avukatlar, savcı,
yargıçlar ve mübaşir izleyecek...
Akşam televizyonlannın basına
oturan, bir koltuğa kurulup ga-
zetelerini okumaya başlayan
yurttaşlar olup bitenden haber-
dar olamayacaklar. Fırat'ın iki
yakası ne, Istanbul'da Boğaz'ın
iki yakası ne, Beşiktaşta DGM
binastnın önündeki caddeden
geçenlerin, kapıda nöbet tutan
polislerin, DGM'nin çaycısının,
önündeki pan< yerinin kahyası-
nın bile haberi olmayacak...
Metris'te duruşma günü bek-
leyen Ibrahim Şahinlerın.
umursamaz görünseler de sıkın-
tılan yüzlerinden okunan Ağar-
lar'ın, Bucaklar'ın, Ekenler'in,
Yeşil ve benzerlerininse yürek-
lerine serin sular serpilecek...
lyisi mi...
lyisi mi ben böyle bir yazı yaz-
mayayım. Bugün de böyle, sa-
de suya tirit bir Tırmık çıksın...
N'apalım...
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Peygamber Yolu...
Gerçekten bu kişiler bilim adamı mı yoksa sof-
tamı?
Işlami llimler Araştırma Vakfı Başkanı ye Marma-
ra Üniversitesi ilahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Ali Özek diyor ki:
"Dünyada insanlann ikiyolu vardır Birisipeygam-
berlerin yolu... Bir de peygamberterin dışında kaian
padişahlann, şeytani insanlann ve bazı filozoüann
çizdiğiyol vardır. Peygamberierinyolundan gidecek-
sen hukuk sistemini dini esaslara dayandıracaksın.
Şeriat dediğimiz bu düzendir. Şimdi gelelim ikind
sisteme... Insanı ıdare edecek kanunlar insanlar ta-
rafından yapılır ve bu kanunlarda dini naslara rast-
lanmaz. Işte bu da laikliktir. Ben Müslüman olarak
bu kanunlann nasa dayalı kanunlarolmasını inancım
gereği isterim. Bana göre şeri kanunlann hiçbirsa-
Kincasıyoktur..."
Bu kışi laik, demokratik cumhuriyetin bir üniver-
sitesinde. ilahiyat fakültesinde okuyan çocuklan-
mızı eğitiyor...
Muhterem ne istiyor? >-:
Şer'ı hukümlere dayaiı bir Islam cumhuriyeti...
Bir türiü hızını alamayan şeriatçı profesör devam
ediyor
"Harf inkılabı zarariıdır. Birmilletin bin senelik ta-
rihini tamamen ortadan kaldırmak yanlış bir şey-
dir..."
YÖK profesörü Ali Özek gibi sözde bilim adamı
olan softalann sayısı az değildir bugün. Istanbul'dan
Trabzon'a, Izmir'den Van'a, Ankara dan Şanlıurfa'ya,
Edirne'den Erzurum'a dek pek çok üniversitede sof-
talann sayısı bir hayli faziadır...
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda kız öğren-
cilere 'tunban' dağıtılırken universitelerdeki kûtüp-
haneler mescide dönüştürülmüştür. Laik, demok-
ratik cumhunyete düşrnan olanlar 'bilim yuvalan'n
tek tek ele geçirmişlerdir...
Oyun kuralına göre oynanmaktadır...
Istenen nedir?
Peygamberimizin yürüdüğü yolda mesafe almak...
Şeriatın, peygamberterin yolu; laikliğin, şeytani
yol olduğunu söyleyenler bugün-laik cumhuriyeti ku-
şatan şeriatçılann ideologlandır...
•••
Hopa Devlet Hastanesi'nde olup bitenleri Sağlık
Bakanı Yıldınm Aktuna biliyor mu?
Hopa Devlet Hastanesi'nde 'turban uygulama-
s/'nabaşlandı...
Karaman, Konya, Erzurum, Samsun yb. devlet
nastanelerinde de 'turban uygulaması' sürüyor...
Işin ilginç ve düşündürücü yanı Milli Güvenlik Ku-
rulu karariannın açıklanmasından sonra kamu kuru-
luşlannda 'turban uygulaması'mn hız kazanması...
Bayındırlık Bakanlığı'nın ve Orman Bakanlı-
ğı'nın tüm bırimlerinde; Devlet Su Işlen ye Karayol-
lan tesislerinde, GAP Idaresi'nde ise 'içkiyasağı' uy-
gulaması hız kazandı...
Batman, Diyarbakır (Sur Belediyesi), Ş.Urfa, Kon-
ya, Kayseri, Bursa-lnegöl, Bingöl, Ağn ve Kütah-
ya'da RP'li belediyeler tekel bayilen ile lokantalara
alkollü içki yasağı koydular...
Kayseri ve Diyarbakır
1
da tekel bayilen, betediye-
lerle mahkemelik oldular...
RP'li Kütahya Belediye Başkanı Süleyman Ca-
nan, bakkallann aıhsat başvurulanna 'alkollü içki dı-
şındaki tekel maddelerinın satışı' koşuluyla izın ve-
riyor... Belediye başkanı bu arada tekel bayilerinin
ruhsatlannı geçersiz kılıyor...
Kütahya Valisi Kaya Uyar. 21 tekel bayisinltfşJİto
yetlerini değeriendırerek RP'li belediye başkanını 12
Şubat 1997 ve 7 Mart 1997'de iki kez üfanS^r.ir^
Vali Kaya Uyar'ın yazısı şöyle:
"7- Haklannda kapatılma veya zabıt varakası tu-
tulan esnaflann tamamının Belediyeden 3572 Sayı-
lı Kanuna ve bu hususta çıkanlan 'Işyen Açrna ve Ça-
lışma Ruhsatlanna İlişkin Yönetmelik' hükümlenne
göre IşyeriAçma Çalışma Ruhsatı aldıklan, alınan bu
ruhsatiann Kanun ve bu hususta çıkanlan yönetme-
lik esaslanna uygun bulunduğu,
2- Tekel maddesi ve Alkollü içki satmak için Tekel
Idaresinden Alkollü içki satış belgesi aldıklan ve bu-
nun 4250 Sayılı Ispirto ve Ispirtolu Içkilerin Inhisan
Hakkındaki Kanuna uygun olduğu,
3- Belediyece bu türmadde satan yerier için 1580
Sayılı Kanunun 15J3 maddesıne göre kapatılma sa-
atleri bildirildiği anlaşılmaktadır.
Ülkemizde Alkollü içki satışının ne şekilde yapıla-
cağı 4250 Sayılı Kanunla düzenlendiğinden, Bele-
diye Başkanlığının Alkollü İçki satışı yapıyor diye iş-
yeıieh hakkında kapatma karan alması hukuka ay-
kındır.
4250 Sayılı Kanun hükümlerine göre dayranılma-
sını, mevzuata uymayan tatbikata son verilerek hu-
kuka aykın işlemden vazgeçilmesini ve sonucundan
valiliğımize bilgi verilmesini rica ederim."
•••
1997 Türkiyesi'nin fotoğrafına bakınca görüyoruz
yukanda anlattıklanmızı...
Sözde bilim adamlan, 'peygamberyoluyiaşeri-
atın geçerli kılınmasını istiyoriar; RP'li belediyeler 'al-
kollü içki satışını' engelleyerek Türkiye'yi Iran'a çe-
virmek istiyoriar...
Bu olup bitenler karşısında siz ne diyorsunuz laik,
demokratik cumhuriyetin yılmaz savunucusu Tansu
Hanım?
Ne diyorsunuz?
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet http: // wyvw.planetcom.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Pianetcom. TR
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Olayiar, anıiar, işgaller, boykotlar,
grevler, politikacılar
HİKMH
SancıiıYıl
KuşatımışSokaklar
lar
250.000 TL(KDVdahil)
Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sohak
Mo: 9/B Cağaloğlu Istantmi TeU514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322