Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11
Rus uçağımn
kanakutulan
buhındu
• MOSKOVA(AA)-
StavTopol-Trabzon seferini
yaparken önceki gün düşen
Antono\-24 tipı Rus
uçağınuı kara kutulan
bulundu Rusya Olağanüstû
Durumlar Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada,
Karaçay-Çerkezya
Cumhunyeti topraklanna
düşen uçağın ikı kara
kutusunun, incelenmek
ûzere Moskova'ya
gönderilecegi belirtildi.
Uçağın düştügü bölgede
yapılan arama çahşmalan
sırasında şimdiye kadar 42
ceset bulunduğu belirtildi.
Rusya Olağanüstû Durumlar
Bakanlığı ise kazada 32'si
kadın 50 kişinin öldüğünü
duyurdu. Öte yandan,
Başbakan Erbakan Rusya
Federasyon Başkanı
Çemomindin'e, Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Çiller de Rusya
Dışişleri Bakanı Primakov'a
birer taziye mesajı
gönderdıler.
ClAe Yunan
asdlı başfcan
• VVASHEVGTON
(Cumhuriyet) -Çekoslavak
asıllı Dışişleri Bakanı
Madeleine Albright'tan
sonra CIA Başkanlığı'na
da bir göçmen getirildi.
ABD Başkanı Bill
Clinton, Yunan asıllı
George Tened'i CIA
Başkanlığı'na aday
gösterdi. Ciinton,
Kongre'nin
onaylamamakta direnmesi
ûzerine görevinden aynlan
eski Ulusal Güvenlik
Danışmanı Antony Lake'in
yerine CIA Başkanlığı'na
Yunan asıllı George
Tened'i aday gösterdi.
Antony Lake, Senato'daki
onay sürecinden rahatsız
olduğunu ve muhafazakâr
cumhuriyetçilerin güvenini
asla kazanamayacağını
söyleyerek CIA başkan
adaylığından vazgeçmişti.
Ürdün hükümeti
istifa etti
•'AMMAN(AA)- '"''' "•'•
Ordün'de Abdülkerim
Kabariti başkanliğındaki
hükümet istifa etti. Eski
başbakanlardan Abdülselam
el-Mecali, Ürdün Kralı
Hüseyin tarafindan yeni
hükümeti kurmakla
görevlendirildi. El -Mecali
aralannda bir kadın /e4
eski hükümet görevlisinin
bulundugu 23 bakandan
oluşan yeni hükümeti dün
akşam açıkladı. Resmi
kaynaklar, Kabariti'nin 30
bakandan oluşan
hükümetinin istifasını dûn
sabah Kral Hüseyin'e
sunduğunu, açıkladılar. 47
yaşındakı Kabariti, geçen yıl
şubat ayından bu yana
hükümetin başında
bulunuyordu. Kabariti
hükümeti. özelükle geçen
yıl ağustos ayında ekmek
fîyatlannın ikiye katlanması
karan üzerine, ülkenin
güneyinde başlayan isyanla
karşı karşıya kalmıştı.
Ukrayna'da del
hıekkorkusu
• MOSKOVA (AA)-
Ukrayna, Almanya'dan sığır
ve sıfır eti ithalini, sağlık
nedenleriyle yasakladı.
Ukrayna Veterinerlik
Kontrol Merkezi Başkan
Yardımcısı Viadimir
Gorjeyev Interfaks'a yaptığı
açıklamada. kararlannın
gerekçesinin, Almanya'da
OcakI997'dedeliinek
hastalığının belirlenmesi
olduğunu belirtti. Gorjeyev,
Almanya Veterinerlik
Servisi'nin kendilerine
önceki gün verdiği bilgide.
Ingiltere'den Almanya'ya
1989'daithaledilen
sığırlarda bu hastalığa
rastlandığının bildirildiğini
belirtti.
RahipTııtu
kanser
• CAPETOWN(AA)-
Güney Afrika'daki ırk
aynmı politikasına karşı
verdiği mücadeleden dolayı
Nobel Banş Ödülü alan
rahip Desmond Tutu, prostat
kanserinin ilerlemesi
nedeniyle radyasyon ve
hormon tedavisi göreceğini
açıkladı. Irkçılığa karşı
verdiği yılmaz mücadele ile
bilinen Tutu, yayımladığı
bildiride, kanserin gitgide
yayildığını belirterek, iki ay
içinde radyasyon tedavisi
görmek üzere ABD'ye
gideceğini söyledi.
ABD Başkanı Bill Clinton
ile Rusya Devlet Başkanı
Boris Yeltsin, Soğuk Savaş
sonrasının en zorlu
karşılaşmasında
ZorhızirveDış Haberier Servisi - Soğuk Sa-
vaş sonrasının en çetin zirvesi ola-
rak tanımlanan Helsinki donığu için
bugün biraraya gelecek olan Rus ve
ABD liderlerinin NATO'nun geniş-
lemesi konusundaki karşıt kararlı-
lıklannı sürdürdükleri ve bir ilerle-
me kaydedilemeyeceği belirtiliyor.
Üst düzey bir Rus hükümet yet-
kilisi, Moskova'nın NATO'nun ge-
nişlemesine muhalefetini sürdürdü-
günü açıklarken ABD Dışişleri Ba-
kanı MadefemeAlbrightıse itnfakın
eski Sovyet Bloku ülkelerini bünye-
sine katmaktan vazgeçmeyeceğini
açıkladı. İki lider Finlandiya Cum-
hurbaşkanı Martti Abtisaari tara-
findan bu gece verilecek olan ye-
mekte görüşmeye başlayacaklar.
21. yüzyıl Avrupa güvenliğinin
en can alıcı sorunlanndan biri olan
NATO'nun genişlemesi planlan,
• Helsinki doruğunda, ABD'nin NATO'nun genişlemesi konusunda
Rusya'yı ikna etmek amacıyla ekonomik desteğini koz olarak
kullanacağı ileri sürülüyor.
ABD Devlet Başkanı Bü Cfinton ile
Rusya Devlet Başkanı Boris Yefc-
sin'is Füılandiya'nın başkenti Hel-
sinki'de bugün başlayarak iki gün
sürecek olan zirvenin en önemli
gündem maddesi. Helsinki zirve-
sinde ağırlıklı olarak ele alınacak
diğer konular ise silahsızlanma ve
Moskova hükümetinde iki gün ön-
ce yapılan kabıne degışıkliği.
NATO'nun genişkmesi
NATO'nun genişlemesi konu-
sundaki karşıt kararlılıklanru sür-
düren her iki lıderin, bu çetin pazar-
hğın içine ekonomik ağırhklı ödün-
ler de katarak görüşmeyi bir çeşit
karşılıklı politik pokere dönüştüre-
cekleri ileri sürülüyor. Uzmanlar,
Moskova'nın, genişlemenin Rus-
ya'nm güvenliğini tehdit ettiği ko-
nusundaki ısranna karşın Yeltsin'in,
ABD ile ilışkılerini iyileştirmek is-
tediğini ve Soğuk Savaş dönemin-
dekine benzer bir gerilimin yaşan-
mamasına özen göstereceğini kay-
dediyorlar. 16 üyesi olan NATO,
temmuz ayında gerçekleştirilecek
olan Madrid zirvesine aralannda
Polonya, Macaristan ve Çek Cum-
huriyeti 'nin de bulundugu eski Sov-
yet Bloku ülkelerini davet ederek
üyelik görüşmelerini başlatmayı
planlıyor. Bu ülkelerin NATO'ya
1999'da katılmalan bekleniyor.
Yeltsin'in sözcûsü Sergey Yastr-
jembsld dün Helsinki'de yaptığı
açıklamada Rusya'nın NATO'nun
genişlemesi konusundaki tavnnın
sabit olduğunu ve zirvelerle, ikili
görüşmelerle asla değişmeyeceğini
bildirdi. Yastrjembski,herşeyekar-
şın zirveyi olumJu karşıladıklannı
ve 21 yüzyılda Rus-Amerikan iş-
birliğinin gelişmesine katkıda bu-
lunacağına inandıklannı açıkladı.
Washington muhabirimiz Puat
Kodukra, ABD* Dışişleri Bakanı
Madeleine Albright'ın dün zirveye
ilşkin düzenlediği basın toplanüsın-
da, "ABD, Avrnpa ülkelerinin çıkar-
larmı korumava kararbdır. Sizleri
temm ederim Id Başkan Clinton ve
ben, Avrnpa ülketerinin haklannı
pazarnk konusu etmeyeceğiz. Ada-
let ve tarih buna tnn vermez" dedı.
ABD'li uzmanlar ekonomik bir pa-
zarlığın söz konusu olabileceğini ve
NVashington'un Moskova'yı geniş-
leme konusunda ikna etmek ama-
cıyla Rusya'daki yatrnmlara ABD
desteğınin artacağı konusunda va-
atİCT de bulunacağını kaydediyor-
lar.
Yeltsin'in zirve öncesi kabinesin-
de değişiklik yaparak reform yanlı-
lanna yer vermesi, "Moskova
ABD'nmekonomikdesteğmibekle-
diğinİD mesajmı veriyor" şeklinde
tanımlanıyor. Ancak ekonomik iş-
birliğinin Moskova'nın NATO ko-
nusundaki kararlılığını etkilemeye-
ceği ilen sürülüyor.
RUSYA
Genelgrevde
ayaklanma korkusu
MOSKOVA (AA) - Rusya'da Bağımsız Sendikalar
Federasyonu'nun, 27 martta yapılması planlanan ge-
nel grevin ayaklanmaya dönüşmemesi için önlem ala-
cağı bildirildi.
Federasyon Başkanı Mihail Şmakov, "Argument t
Fakti" gazetesinde dün yayımlanan demecinde, ey-
lemlerin çok ıyi organize edileceğini ve kanşıklık
çıkmaması için ellerinden geleni yapacaklannı söy-
ledi.
Hükümette yapılan son değişikliklerin, grevin ip-
taline veya grevde dile getirecekleri siyasal talepleri
geri çekmelerine yetmeyeceğini belirten Şmakov,
"Bunun için federasyon yönetiminin karan gerekryor.
Böyle bir karann çıkması için de hükümetin abcağı
ekonomik önlemleri görmemiz şart" dedi.
Sendikalar, çalışanlann ücretlerinin aylardır öden-
memesi başta olmak üzere, ekonomik politikalarda-
ki başansızlıklar nedeniyle grev karan almışlardı.
Greve, Komünist Partisi de düzenleyeceği gösteriler-
le destek verecek. Ülkenin üçüncü büyük gücö olan
1
AJeksander Lebed de grevi destekliyor. 27 martta,
yaklaşık 20 milyon kişinin grevlere ve çeşitli kentler-
de düzenlenecek gösterilere katılmalan bekleniyor.
DAYANIŞMA KJZGIN- Gdansk Tersanesi'nin kapaülmasını protesto eden Dayanışma sendikasma bağh işçiler, Sosyal-
ist Parti'nin kapısuu tuğtayia ördüler. Bir gnıp işçi de Hazme Bakanhğı'nı işgal etti.
Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel önümüzdeki hafta Ankara'ya geliyor
Türldye Bonn'un mesajım bekliyorSANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-Almanya Dışişleri Bakanı Kla-
us Kinkel, gelecek hafta Türkiye'ye
gelerek temaslarda bulunacak. Tür-
kiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri-
nin yoğunlaşnğı bir dönemde An-
kara'ya gelmeyi planlayan Kin-
kel in, "Türkiye'nin AB üyetiğine
en büyük engei, Almanya Başbaka-
mHelmut KohHdür"diyen Dışişle-
ri Bakanı Tansu Çiller ile yapacağı
görüşmede vereceği mesaj merak-
la bekleniyor.
Hıristiyan demokratlann "Tûr-
kiye AB'ye tam üye olamaz" kara-
nyla gerilen Türkiye-AB ilişkileri-
nin dengelenmesine yönelik olarak
Apeldoom'da vanlan "Türkiye Av-
rupau'dır" göriişünün ardından,
AB'nin en güçlü ülkesı olarak bili-
nen Almanya'nın Dışişleri Bakanı
Kinkel, 25-26 mart günlerinde An-
kara'ya gelecek. Türkiye-AB ilişki-
AB üyeliği
• Çiller'in, AB üyeliği önûndeki en büyük engelin Almanya
Başbakanı Helmut Kohl olduğu yolundaki sözlerine Kinkel'in
göstereceği tepki merakla bekleniyor. ÎHD, Kinkel'e bilgi verecek.
lerindeki gerginliğin aşümasına yö-
nelik olarak Ankara'ya en sert mu-
halefeti gösteren Yunanistan'ın bi-
le belirli bir yumuşamaya girmesi-
nin ardından, Kinkel'in ziyaretinde
de "Türkiye'nin karştsuıda değfliz.
AB'ye tam ûyeJik rayuıa oturtuida-
nuz. Ancak sonuca varmak için si-
zin de gerek ekonomik, gereksiyaa
olarak yapmanız gerekenkr var"
mesajını vermesinin beklendiği
kaydedildı. Dışişleri Bakanı Çil-
ler'in, AB ülkelerinin Türkiye'deki
temsilcilerine verdiği yemekte söy-
Iediği "Tûrldye'nm AB'ye girme-
ândeki en büyük engd KohlHhn-"
sözlerinin, iki dışişleri bakanının
yapacağı görüşmeyi nasıl etkileye-
ceği de merak konusu oldu. AB
Konseyi üyesi ülkelerin dışişleri ba-
kanlannın geçen hafta sonunda
Hollanda'nın Apeldoorn kentinde
yaptıklan toplantıda, "Türidve'nin
Avrupa'dan hiçbir şekikte (hşlan-
maması gerektiği'' görüşü dile geü-
rilmiş, ancak Ankara'nın diğer aday
ülkelerle eşit kıstaslarla değerlendi-
rileceğine ilişkin bir görüş birliği-
ne vanlamamıştı.
Dışişlen Bakanlığı Sözcüsü Bü-
yükelçi Ömer AkbeL dün düzenle-
diği basın toplantısında bir soru
üzerine, Türkiye'nin AB'ye tam
üyelik yolunda erişmesi gereken
objektif kıstaslar olduğunu belirte-
rek "Tabbnyta bunbrm bir kumı
yerine getirihnekte. Engelterin aşıl-
maa sadeceTürkiye'nin çabalanile
mümkün oiabüir. Hükümetiraiz bu
konuda yapılması gerekeni yerine
getirmekte karariıolduğunuen yet-
kffi düzeyde dnvurmuşbır." dedi.
BJrdaTdan Klnkgl'e dosya
İHD Genel Başkanı Akın Birdal
ise Almanya Dışişleri Bakanı Kla-
us Kinkel'in Türkiye'de yapacağı
temaslar sırasında İHD ile de görü-
şeceğini açıkladı. Birdal. TBMM
Susurluk Komisyonu'nun çalışma-
lanna katkıda bulunacağı inancı ile
hazırladıklan ve 1992 ile 1996 yıl-
lan arasında yaşanan faili meçhul,
kayıp ve işkenceyle ölüm olaylan-
nı içeren 3 dosyaya komisyonun il-
gisiz kaldığrnı belirterek, dosyala-
nn içeriğini kendilerini ziyaret ede-
cek olan Kinkei'e sunacagını bil-
dirdi.
öte yandan, Türkiye-Avrupa
Birliği Ortaklık Konseyi'nin 29
nisanda yapılması planlanan top-
lantısına hazırlık amacıyla Türki-
ye-AB Ortaklık Komitesi'nin bu-
gün Brüksel'de toplanacağı kay-
dedildı. Dışişleri Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada, Brüksel'de,
gürnrük birliğinin uygulanmasın-
da karşılaşılan sorunlann ele alı-
nacağı kaydedildi. Dışişleri Ba-
kanlığı'ndan yapılan bir başka
açıklamada da, Italya Başbakanı
Romano Prodi'nin Dışişleri Ba-
kanı Tansu Çfller'i aradığı belirti-
lerek, görüşmede, Türkiye-AB
ilişkileri konusunda görüş alışve-
rişinde bulunulduğu kaydedildi.
Belçika'dan
Türkiye'ye
destek
• Brüksel, insan haklan
ihlallerinin önlenmesi ve Kûrt
sorununun çözûlmesiyle
Türkiye'nin tam üyeliği önûndeki
engellerin kalkacağına inaruyor.
BRÜKSEL (AA) - Belçika Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü, Belçika hükümetinin,
Türkiye'nin AB ile bütünleşmesini destek-
lediğini açıkladı. Dışişleri sözcüsü AAmu-
habirinin sorulannı yanıtlarken Türki-
ye'nin Avrupa kimliğini vurguladı ve AB
ile bütünleşmesini desteklediklerini söyle-
di. Sözcü, "Türkiye'nin AB ile bürünfeş-
mesivetam üyeohnası baa ekonomikvesi-
yasi unsuriara bağiıdır. Siyasi açıdan, daha
fazla demokrasiveinsan haklan ileGüney-
doğu sorununa birçözüm buhınmasmınaV
tı çLdlmektedir. Dış polhika acısından da
Yunanistan ile iüşkiîer ve Kıbns dosyası
önem taşımaktadır" dedi. Sözcü, ekono-
mik unsurlann sorun yaratmayan bir görü-
nümde olduğunu da ifade etti.Dışişleri kay-
naklan. "Belçika'nın, AB bünyesinde,Tür-
kiye'ıün hiçbir şekilde dışlanmamaa ve di-
ğer aday ülkelerie bûükte görüimesi, aym
değer v\eşartlarkapsanunda tam üyen^inm
ele ahnuıasından yana tsvır koyan ülkefer
arasında yer aldı^nı" ifade ediyorlar.
POLtltKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
/tvpupa Tiirtderi Sever mi?
Avrupa Hıristiyan demokrat partilerinin, Türki-
ye'nin "Avrupa medeniyetinde" yeri olmadığı yolun-
daki açıklaması, yaşlı krtanın Türkiye'yi sevip sev-
mediği sorusunu gündeme getirdi.
Avrupa TürkJeri sever mi?
Sanmryonjz.
Gerçi şu sıralar pek sevilecek halimiz yok.
Ama Avrupa tarihsel nedenlerden ötürü de Tûrk-
leri ve diğer Müslümanlan fazJa sevmez.
Neden sevsin ki...
Batı Hıristiyanlığı, yani Katolik dünyası, Müslü-
manlığa karşı 1000 yıl savaştı. Araplann Ispanya'yı
fethettiği 710 yılından, Osmanlı ordusunun 1683'te
bozgunla sonuçlanan Ikinci Vryana kuşatmasına ka-
dar 1000 yıl "Islam tehdidi" korkusu altında yaşa-
dı Avrupa.
Ünlü tarihçi Prof. Bernard Lewis, "Sürtüşen Kül-
türier" (Cuttures in Conflict) ve "Islam ve Batı" (ls-
lam and the VVest) adlı kitaplannda iki büyük din ara-
sında günümüze kadar süren mücadeleyi özlü bi-
çimde anlatır.
718'de Pireneler'i aşarak Fransa'da ilerfemeye
başlayan Müslüman Arap ordulan 732'de Charies
Martel komutasındaki Franklar tarafindan durdurul-
du. Bu savaş, herhalde insanlık tarihindekı en önem-
li çarpışmalarından biridir. Araplar Franklan yenikji-
ye uğratabitee ıdi günümüzde Avrupa'nın çehresi
çok daha değişik olurdu.
Hıristiyan Avrupa, Araplara karşı 800 yıl süren mü-
cadelesini 1492'de kazandığı nihai zaferle noktala-
dı. O tarihte MüslümanlarınTberik Yanmadası'nda-
ki son kalesi Grenada Katolik hükümdarlar Aragon
Kralı Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi Isabellanın
ordulan tarafindan alınıyor, Yahudiler Ferdinand'la
Isabelle'nın ortak karan ile ispanya'dan kovuluyor-
du. Müslümanlar ise 10 yıl sonra 1502'de Ispanya'yı
terk etmek zorunda bırakılmıştır.
•••
Hıristiyanlığa ikinci büyük Islam tehdidi doğudan,
Rusya steplerinden gelir. 13. yüzyılda Moğollann
kurdukları Altınordu Devleti hızla genişleyerek Mos-
kova Prensliği ile Doğu Avrupa'yı etkisi altına aldı.
Cengiz'in torunu Berke Han'ın Müslümanlığı ka-
bul etmesinden sonra Moğol ve Türk kabilelerinden
oluşan Artınordu Devleti yaklaşık 150 yıl Doğu Hı-
ristiyanlığının (Ortodoks dünyası) korkulu düşünü
oluşturdu.
Altınordu birlikleri ilk büyük yenilgiyi 1380'de Ku-
likovo Savaşı'nda Moskova Prensi Dimrtri Dons-
koy'un ordulan karşısında aldı. Bundan 100 yıl son-
ra 1480'de ise Rus hükümdan Korkunç Ivan, Altı-
nordu Devleti'ni ortadan kaldırdı.
•••
Batı Hıristiyanlığı Ispanya'da, Doğu Hıristiyanlığı
ise Rusya'da Müslümanlan yenilgiye uğratmıştı.
Ama Avrupa, daha iki yüz yıl rahat nefes alama-
yacaktı.
Araplardan da, Attınordu Devleti'nden de daha
tehlikeli yeni bir Islam dalgası Avrupa'nın kapılanna
dayanmıştı.. Bizans'ı yıkıp BalkanJar'a uzanan Türk-,
ler, Avrupa'nın kalbine doğru ilerliyordu. Avrupa,L
1683'te Osmanhlann Ikinci Vıyana kuşatmasında
uğradıklan yenilgiye kadar çocuklannı "Türkler ge-
liyor" diye korkutacaktı.
Ve 1683'ten sonra Hıristiyanlığın karşı saldınsı
başlar. Aslında Batı Hıristiyanlığının (Katolikler) kar-
şı saldınsı 1492'de Kristof Kolomb'un Amerika kı-
tasını keşfi, ondan birkaç yıl sonra da Vasco de Ga-
ma'nın Afrika'nın güneyinden dolanarak Hindis-
tan'a gitmesi ile başlar.
Batı ve güneyde Avrupa, kuzeyde ise Rusya ta-
rafindan kuşatılan Osmanlı'nın etrafındaki çember
giderek daralarak mücadele Sevr Antlaşması'yla
noktalanır.
• • •
Avrupa'nın 16. yüzyılda başlattığı dünya çapında-
ki karşı saldınsı, 20. yüzyılda ABD'nin önderiiğinde
ekonomik, teknolojik ve siyasal alanlarda devam
ediyor.
Ne var ki Avrupa, zaferi kazanmış olmasına kar-
şın Müslümanlığa karşı 1000 yıl savaştığını, Türkler
yüzünden 250 yıl korkulu düş gördüğünü unutma-
mıştır.
Bu nedenle Türkleri ve diğer Müslümanlan fazla
sevdiği söylenemez.
Ama ilginç bir raslantı olarak Avrupa, günümüz-
deki parlak uygariığını bir anlamda Türklere de borç-
ludur.
Müslüman Türkler tarafindan ticaret yollan kesi-
len ve sıkıştınlan Batı Hıristiyanlığı denizlere açıl-
mış, "Türk tehlikesine" karşı güçlenmek için savaş
teknolojisini geliştırmiştir.
Hıristiyan demokratlar soruna bu açıdan yaklaş-
salar belki Türk düşmanlıklan biraz hafifler.
. ONUK YAZARJ ADRİAN ZtELCKE (Stuttgarter Zeitung Dış Haberier Şefi)
Tehlikeli bir gelişmenin başlangıcındayız.
Karştlıkh yabancılaşma artıyor. Batı ile Türkiye
bfft«rinden uzaklaşryor. Diplomasinin yerini uy-
gunsuz davranışlar, yersiz sözler alıyor. Sanki
dostluk, ortaklık ve birbirine yaklaşmalar unu-
tulmuş, geçmişte kalmış, hiç kimseyi ilgilendir-
meyen boş laflar. Avrupalılar Türkleri Orta As-
ya'nın bozkırlanna geri yollamak mı isttyor?
Yoksa Türkler Avrupa ülkelerinin birbirteri ile
kaynaşmasını engellemeyi mi amaçlıyor? An-
cak yine de şunu rahatJıkla söyleyebiliriz ki Tür-
kiye'nin yakın gelecekte Avrupa Birliği'ne alın-
ması mümkündür. NATO'nun Polonya, Çek
Cumhuriyeti ve Macaristan'a kapılannı açma-
sı ise daha uzun yıllar sürecektir.
Avrupa Birliği'ni büyük iç sorunlar bekliyor.
Biriik içindeki kuruluşlar birçok konuda karar-
stz. Balkan savaşının acı dolu yıllan Avrupa Bir-
liği'nin maskesini düşürdü, dogru-dürüst karar
veremeyen politik bir cüceden başka bir şey ol-
madığını açığa çıkardı. İç sorunlannın en önem-
lisi, ortak tanm pazannın getirdiği ödeme zor-
luklan. Birliğe alınacak yeni üyelerin diğerleri-
nin sırtna bindireceği maddi yük şu anda hiç
birini sevindirmiyor. Güney üyeler Ispanya, Por-
tekiz, Kalya ve Yunanistan'ın yanı sıra Fransa
da büyük tanm ülkesi Potonya'nın pazara gir-
mesine karşı çıkryor. Yeni para birimi Euro sa-
vaşı da sürüp gitmekte. Euro'yu kabullenen
üyeler tasarruf etmek zorunda. Milyonlarca iş-
sizin yaşadığı üye ülkeler, sosyal ve sağlık hiz-
metlerinde, emekli ödemelerinde kısıntya git-
meyi tasariıyor. Tüm bunlar Avrupalılann key-
fini kaçınyor. Hoşnutsuzlar için şamar oğlanı
yine Brüksel. Bu nedenle NATO'nun Doğu Av-
rupa ülkelerine açılması, yakın zamana kadar
üstesinden geJinebitecek kolay bir sorun ola-
Yabancılaşma
rak kabul ediliyordu. Daha doğrusu öyte oldu-
ğu sanılryordu.
Türkiye'den şu tehdit gelene kadar Türkiye
Avrupa Birliği'ne alınmalıydı; yoksa Ankara,
NATO'nun Doğu Avrupa'ya açılmasını engel-
leyecektj. Böyle önemli kararlann NATO üye-
lerince oybiriiği ile verilmesi ve bunun üye mec-
lislerince de onaylanması zorunluluğu, Anka-
ra'nın tehdidini etkili kılmakta. İlk aşamada Ba-
tı Avrupa başkentleri Türkiye'nin bu davranışı-
nı bir şantaj olarak kabul etti. Ne de otea ben-
zeri çıkışlara geçmişte Yunanistan'dan çok alış-
kındılar. Ancak Türkiye'nin stratejik önemini Av-
rupalılardan çok iyi kavramış olan Amerika Bir-
leşik DevletJeri, Avrupa'ya Türkiye'yi AB'ye al-
malan öğüdünü verdi. Tabii Türkiye'ye karşı
çok dostane duygular beslediğinden değil,
stratejik hesaplar peşinde koştuğundan. Tür-
kiye bir yandan Batı'nın Türk cumhuriyetlerin-
deki etkisini arttırmada önemli rol oynasın, öte
yandan da Iran'a ve Müslüman "petrol kntliyet-
leri" ile tüm Akdeniz bölgesinde güçlenen ra-
dikal Islama karşı bir "ilericephe" görevini yük-
lensindi.
Ancak Avrupalılar, birçok Türk, üzülse de ba-
zı zorluklan ve üzerlerine gelen tehlikeleri de
sezmekte. örneğin, Türkiye'nin kendinden
kaynaklanan iç sorunlannı. Ülkeyi gelecekte
neîerin beklediğini söylemek bugün olanak dı-
sı. Türkiye değişik kültürlerin savaştığı bir cep-
he gibi. Bir yanda Batı'nın değerieri, bu değer-
lerin etkisinde yaşayan üst tabaka insanlan,
Kemal Atatürk'ün mirasını koruyan askerler.
öte yanda ise Islam dininin polftikada grrakçe
artan etkisi. Erbakan hükümetinin, başka yer
yokmuş gibi Taksim alanına cami yapma iste-
ği, Atatürk'ün yolundan aynlmayı hedefleyen-
lerin isteğidir.
Atatürk devrimlerini "yukandan aşağı" yap-
mıştı. Günümüz Türkiyesi'nde ise tabandan
gelen yanrUar duyulmaya başladı. Milliyetçilik,
gelenekler ve yeniden canlanan dinciliK gele-
ceğin Türkiyesi'ne damgasını vurabilir. Ve bel-
ki de bu kökler, tepeden inme Batılılaşmanın
değerierinden güçlü çıkacaktr. Nereye ait ol-
duğunu bilmeyen, kendi içinde parçalara aynl-
mış bir ülke AB'ye alınmalı mı? Şu sıralar Tür-
kiye'nin Avrupa Birliği'ne kabul edilmesi için
olumlu çaba gösterecek bir devlet başkanı
şapkasını alıp istifa etmek zorunda kalır. Böy-
le bir girişim, onun için politik irrtihar olur.
Ancak üzücü bu gerçek demek değildir ki Hı-
ristiyan demokrat Avrupah devlet başkanlan-
nın; "Türkiye için ne bugün, ne yann, nedeer-
tesigünAB'deyeraynlmıştır, onayeryoktur",
açıklamasını kabullenmek zorundayız. Türki-
ye'nin Avrupa "mecfen/yeft"nde ne işi var, dü-
şüncesi de, önemli bir dost ve ortağa yapılan
küstah ve aptai saldından başka bir şey değil-
dir. Unutmayalım, bugünkü Türkiye'nin toprak-
lannda gelişmiş kültürler yaşarken Avrupa'da
Cermenler ağaçlara tırmanryordu. Ancak dev-
let başkanlannın yukanda söylediği sözleri, na-
musluca söylenmiş ilk açıklama olarak da ka-
bul etmeliyiz. Çünkü anlaşılması güç tüm dip-
lomatık sözlere karşın, bugüne kadar Avrupa-
lı hiçbir hükümet başkanı Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne girmesi için ciddi bir girişimde bulun-
mamfştır. Yirmi yıl yalanlaria, suskunluklaria,
unutturmakla geçti gitti.
Fakat Ankara da gerçekleri açığa vurmuyor.
Islamcı hükümet başkanı Necmettin Erba-
kan, AB üyeliğini niçin amaçlasın? Ne de olsa
Batı Avrupa'ya yaklaşmaktansa, göz göre gö-
re başka değerierin peşinden koşmayı yeğliyor.
Ve Bayan Tansu Çiller, Türkiye'yi fakirfikten,
enflasyondan ve yryicilikten bir türlü kurtarama-
yan, Batı'nın etkisinde yetişmiş yönefciler sı-
nrfının başansız ve kötü bir ömeği değil mi? Ül-
kenin doğu bölgelerine huzuru getiremeyen,
demokrasinin Türkiye'ye sürekli demir atması-
nı başaramayanlar da onlar. Bugün demokra-
siyi korumak görevini askerienn yüklenmek zo-
runda kalması, Batı Avrupalılann kavrayama-
dığı bir olay.
Ve böylece yabancılaşmalar artıyor araya
daha çok mesafeler giriyor. Yakınlaşmalar de-
ğil, birbirinden uzaklaşmalar görülüyor. Bütün
bu karmaşa arasında da Almanyalı Türkfer ya-
şıyor. Bazılan, Alman yasalanna aykın olsada,
çrfte vatandaşlığı yeğliyor. bazılan "yenivatan-
lan'na durmadan camiler inşa ediyor, bazılan
da Alman toplumuna tam uyum sağlıyor. Son
yıllarda Türkiye'de görülen kutuplaşmalar ba-
kalım Almanyalı Türkleri de etkeliyecek mi? Ve
Almanyalı Almanlann buna tepkisi ne olacak?
Kaçınılmaz bir gerçek var: Almanya'da ya-
şayan Almanlar ile Türkler, çok tehlikeli karşı-
lıklı yabancılaşmayı engellemek ve iki toplu-
mun bırt>irini anlaması için yorulmaksızın çaba
göstermek zorunda. Tüm engellere, geriye atı-
lan adımlara karşın. Bugüne kadar gerçekleş-
tinlenler yetersiz.