02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11 Rus uçağımn kanakutulan buhındu • MOSKOVA(AA)- StavTopol-Trabzon seferini yaparken önceki gün düşen Antono\-24 tipı Rus uçağınuı kara kutulan bulundu Rusya Olağanüstû Durumlar Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Karaçay-Çerkezya Cumhunyeti topraklanna düşen uçağın ikı kara kutusunun, incelenmek ûzere Moskova'ya gönderilecegi belirtildi. Uçağın düştügü bölgede yapılan arama çahşmalan sırasında şimdiye kadar 42 ceset bulunduğu belirtildi. Rusya Olağanüstû Durumlar Bakanlığı ise kazada 32'si kadın 50 kişinin öldüğünü duyurdu. Öte yandan, Başbakan Erbakan Rusya Federasyon Başkanı Çemomindin'e, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Çiller de Rusya Dışişleri Bakanı Primakov'a birer taziye mesajı gönderdıler. ClAe Yunan asdlı başfcan • VVASHEVGTON (Cumhuriyet) -Çekoslavak asıllı Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'tan sonra CIA Başkanlığı'na da bir göçmen getirildi. ABD Başkanı Bill Clinton, Yunan asıllı George Tened'i CIA Başkanlığı'na aday gösterdi. Ciinton, Kongre'nin onaylamamakta direnmesi ûzerine görevinden aynlan eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Antony Lake'in yerine CIA Başkanlığı'na Yunan asıllı George Tened'i aday gösterdi. Antony Lake, Senato'daki onay sürecinden rahatsız olduğunu ve muhafazakâr cumhuriyetçilerin güvenini asla kazanamayacağını söyleyerek CIA başkan adaylığından vazgeçmişti. Ürdün hükümeti istifa etti •'AMMAN(AA)- '"''' "•'• Ordün'de Abdülkerim Kabariti başkanliğındaki hükümet istifa etti. Eski başbakanlardan Abdülselam el-Mecali, Ürdün Kralı Hüseyin tarafindan yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi. El -Mecali aralannda bir kadın /e4 eski hükümet görevlisinin bulundugu 23 bakandan oluşan yeni hükümeti dün akşam açıkladı. Resmi kaynaklar, Kabariti'nin 30 bakandan oluşan hükümetinin istifasını dûn sabah Kral Hüseyin'e sunduğunu, açıkladılar. 47 yaşındakı Kabariti, geçen yıl şubat ayından bu yana hükümetin başında bulunuyordu. Kabariti hükümeti. özelükle geçen yıl ağustos ayında ekmek fîyatlannın ikiye katlanması karan üzerine, ülkenin güneyinde başlayan isyanla karşı karşıya kalmıştı. Ukrayna'da del hıekkorkusu • MOSKOVA (AA)- Ukrayna, Almanya'dan sığır ve sıfır eti ithalini, sağlık nedenleriyle yasakladı. Ukrayna Veterinerlik Kontrol Merkezi Başkan Yardımcısı Viadimir Gorjeyev Interfaks'a yaptığı açıklamada. kararlannın gerekçesinin, Almanya'da OcakI997'dedeliinek hastalığının belirlenmesi olduğunu belirtti. Gorjeyev, Almanya Veterinerlik Servisi'nin kendilerine önceki gün verdiği bilgide. Ingiltere'den Almanya'ya 1989'daithaledilen sığırlarda bu hastalığa rastlandığının bildirildiğini belirtti. RahipTııtu kanser • CAPETOWN(AA)- Güney Afrika'daki ırk aynmı politikasına karşı verdiği mücadeleden dolayı Nobel Banş Ödülü alan rahip Desmond Tutu, prostat kanserinin ilerlemesi nedeniyle radyasyon ve hormon tedavisi göreceğini açıkladı. Irkçılığa karşı verdiği yılmaz mücadele ile bilinen Tutu, yayımladığı bildiride, kanserin gitgide yayildığını belirterek, iki ay içinde radyasyon tedavisi görmek üzere ABD'ye gideceğini söyledi. ABD Başkanı Bill Clinton ile Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Soğuk Savaş sonrasının en zorlu karşılaşmasında ZorhızirveDış Haberier Servisi - Soğuk Sa- vaş sonrasının en çetin zirvesi ola- rak tanımlanan Helsinki donığu için bugün biraraya gelecek olan Rus ve ABD liderlerinin NATO'nun geniş- lemesi konusundaki karşıt kararlı- lıklannı sürdürdükleri ve bir ilerle- me kaydedilemeyeceği belirtiliyor. Üst düzey bir Rus hükümet yet- kilisi, Moskova'nın NATO'nun ge- nişlemesine muhalefetini sürdürdü- günü açıklarken ABD Dışişleri Ba- kanı MadefemeAlbrightıse itnfakın eski Sovyet Bloku ülkelerini bünye- sine katmaktan vazgeçmeyeceğini açıkladı. İki lider Finlandiya Cum- hurbaşkanı Martti Abtisaari tara- findan bu gece verilecek olan ye- mekte görüşmeye başlayacaklar. 21. yüzyıl Avrupa güvenliğinin en can alıcı sorunlanndan biri olan NATO'nun genişlemesi planlan, • Helsinki doruğunda, ABD'nin NATO'nun genişlemesi konusunda Rusya'yı ikna etmek amacıyla ekonomik desteğini koz olarak kullanacağı ileri sürülüyor. ABD Devlet Başkanı Bü Cfinton ile Rusya Devlet Başkanı Boris Yefc- sin'is Füılandiya'nın başkenti Hel- sinki'de bugün başlayarak iki gün sürecek olan zirvenin en önemli gündem maddesi. Helsinki zirve- sinde ağırlıklı olarak ele alınacak diğer konular ise silahsızlanma ve Moskova hükümetinde iki gün ön- ce yapılan kabıne degışıkliği. NATO'nun genişkmesi NATO'nun genişlemesi konu- sundaki karşıt kararlılıklanru sür- düren her iki lıderin, bu çetin pazar- hğın içine ekonomik ağırhklı ödün- ler de katarak görüşmeyi bir çeşit karşılıklı politik pokere dönüştüre- cekleri ileri sürülüyor. Uzmanlar, Moskova'nın, genişlemenin Rus- ya'nm güvenliğini tehdit ettiği ko- nusundaki ısranna karşın Yeltsin'in, ABD ile ilışkılerini iyileştirmek is- tediğini ve Soğuk Savaş dönemin- dekine benzer bir gerilimin yaşan- mamasına özen göstereceğini kay- dediyorlar. 16 üyesi olan NATO, temmuz ayında gerçekleştirilecek olan Madrid zirvesine aralannda Polonya, Macaristan ve Çek Cum- huriyeti 'nin de bulundugu eski Sov- yet Bloku ülkelerini davet ederek üyelik görüşmelerini başlatmayı planlıyor. Bu ülkelerin NATO'ya 1999'da katılmalan bekleniyor. Yeltsin'in sözcûsü Sergey Yastr- jembsld dün Helsinki'de yaptığı açıklamada Rusya'nın NATO'nun genişlemesi konusundaki tavnnın sabit olduğunu ve zirvelerle, ikili görüşmelerle asla değişmeyeceğini bildirdi. Yastrjembski,herşeyekar- şın zirveyi olumJu karşıladıklannı ve 21 yüzyılda Rus-Amerikan iş- birliğinin gelişmesine katkıda bu- lunacağına inandıklannı açıkladı. Washington muhabirimiz Puat Kodukra, ABD* Dışişleri Bakanı Madeleine Albright'ın dün zirveye ilşkin düzenlediği basın toplanüsın- da, "ABD, Avrnpa ülkelerinin çıkar- larmı korumava kararbdır. Sizleri temm ederim Id Başkan Clinton ve ben, Avrnpa ülketerinin haklannı pazarnk konusu etmeyeceğiz. Ada- let ve tarih buna tnn vermez" dedı. ABD'li uzmanlar ekonomik bir pa- zarlığın söz konusu olabileceğini ve NVashington'un Moskova'yı geniş- leme konusunda ikna etmek ama- cıyla Rusya'daki yatrnmlara ABD desteğınin artacağı konusunda va- atİCT de bulunacağını kaydediyor- lar. Yeltsin'in zirve öncesi kabinesin- de değişiklik yaparak reform yanlı- lanna yer vermesi, "Moskova ABD'nmekonomikdesteğmibekle- diğinİD mesajmı veriyor" şeklinde tanımlanıyor. Ancak ekonomik iş- birliğinin Moskova'nın NATO ko- nusundaki kararlılığını etkilemeye- ceği ilen sürülüyor. RUSYA Genelgrevde ayaklanma korkusu MOSKOVA (AA) - Rusya'da Bağımsız Sendikalar Federasyonu'nun, 27 martta yapılması planlanan ge- nel grevin ayaklanmaya dönüşmemesi için önlem ala- cağı bildirildi. Federasyon Başkanı Mihail Şmakov, "Argument t Fakti" gazetesinde dün yayımlanan demecinde, ey- lemlerin çok ıyi organize edileceğini ve kanşıklık çıkmaması için ellerinden geleni yapacaklannı söy- ledi. Hükümette yapılan son değişikliklerin, grevin ip- taline veya grevde dile getirecekleri siyasal talepleri geri çekmelerine yetmeyeceğini belirten Şmakov, "Bunun için federasyon yönetiminin karan gerekryor. Böyle bir karann çıkması için de hükümetin abcağı ekonomik önlemleri görmemiz şart" dedi. Sendikalar, çalışanlann ücretlerinin aylardır öden- memesi başta olmak üzere, ekonomik politikalarda- ki başansızlıklar nedeniyle grev karan almışlardı. Greve, Komünist Partisi de düzenleyeceği gösteriler- le destek verecek. Ülkenin üçüncü büyük gücö olan 1 AJeksander Lebed de grevi destekliyor. 27 martta, yaklaşık 20 milyon kişinin grevlere ve çeşitli kentler- de düzenlenecek gösterilere katılmalan bekleniyor. DAYANIŞMA KJZGIN- Gdansk Tersanesi'nin kapaülmasını protesto eden Dayanışma sendikasma bağh işçiler, Sosyal- ist Parti'nin kapısuu tuğtayia ördüler. Bir gnıp işçi de Hazme Bakanhğı'nı işgal etti. Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel önümüzdeki hafta Ankara'ya geliyor Türldye Bonn'un mesajım bekliyorSANKARA (Cumhuriyet Bûro- su)-Almanya Dışişleri Bakanı Kla- us Kinkel, gelecek hafta Türkiye'ye gelerek temaslarda bulunacak. Tür- kiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri- nin yoğunlaşnğı bir dönemde An- kara'ya gelmeyi planlayan Kin- kel in, "Türkiye'nin AB üyetiğine en büyük engei, Almanya Başbaka- mHelmut KohHdür"diyen Dışişle- ri Bakanı Tansu Çiller ile yapacağı görüşmede vereceği mesaj merak- la bekleniyor. Hıristiyan demokratlann "Tûr- kiye AB'ye tam üye olamaz" kara- nyla gerilen Türkiye-AB ilişkileri- nin dengelenmesine yönelik olarak Apeldoom'da vanlan "Türkiye Av- rupau'dır" göriişünün ardından, AB'nin en güçlü ülkesı olarak bili- nen Almanya'nın Dışişleri Bakanı Kinkel, 25-26 mart günlerinde An- kara'ya gelecek. Türkiye-AB ilişki- AB üyeliği • Çiller'in, AB üyeliği önûndeki en büyük engelin Almanya Başbakanı Helmut Kohl olduğu yolundaki sözlerine Kinkel'in göstereceği tepki merakla bekleniyor. ÎHD, Kinkel'e bilgi verecek. lerindeki gerginliğin aşümasına yö- nelik olarak Ankara'ya en sert mu- halefeti gösteren Yunanistan'ın bi- le belirli bir yumuşamaya girmesi- nin ardından, Kinkel'in ziyaretinde de "Türkiye'nin karştsuıda değfliz. AB'ye tam ûyeJik rayuıa oturtuida- nuz. Ancak sonuca varmak için si- zin de gerek ekonomik, gereksiyaa olarak yapmanız gerekenkr var" mesajını vermesinin beklendiği kaydedildı. Dışişleri Bakanı Çil- ler'in, AB ülkelerinin Türkiye'deki temsilcilerine verdiği yemekte söy- Iediği "Tûrldye'nm AB'ye girme- ândeki en büyük engd KohlHhn-" sözlerinin, iki dışişleri bakanının yapacağı görüşmeyi nasıl etkileye- ceği de merak konusu oldu. AB Konseyi üyesi ülkelerin dışişleri ba- kanlannın geçen hafta sonunda Hollanda'nın Apeldoorn kentinde yaptıklan toplantıda, "Türidve'nin Avrupa'dan hiçbir şekikte (hşlan- maması gerektiği'' görüşü dile geü- rilmiş, ancak Ankara'nın diğer aday ülkelerle eşit kıstaslarla değerlendi- rileceğine ilişkin bir görüş birliği- ne vanlamamıştı. Dışişlen Bakanlığı Sözcüsü Bü- yükelçi Ömer AkbeL dün düzenle- diği basın toplantısında bir soru üzerine, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunda erişmesi gereken objektif kıstaslar olduğunu belirte- rek "Tabbnyta bunbrm bir kumı yerine getirihnekte. Engelterin aşıl- maa sadeceTürkiye'nin çabalanile mümkün oiabüir. Hükümetiraiz bu konuda yapılması gerekeni yerine getirmekte karariıolduğunuen yet- kffi düzeyde dnvurmuşbır." dedi. BJrdaTdan Klnkgl'e dosya İHD Genel Başkanı Akın Birdal ise Almanya Dışişleri Bakanı Kla- us Kinkel'in Türkiye'de yapacağı temaslar sırasında İHD ile de görü- şeceğini açıkladı. Birdal. TBMM Susurluk Komisyonu'nun çalışma- lanna katkıda bulunacağı inancı ile hazırladıklan ve 1992 ile 1996 yıl- lan arasında yaşanan faili meçhul, kayıp ve işkenceyle ölüm olaylan- nı içeren 3 dosyaya komisyonun il- gisiz kaldığrnı belirterek, dosyala- nn içeriğini kendilerini ziyaret ede- cek olan Kinkei'e sunacagını bil- dirdi. öte yandan, Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi'nin 29 nisanda yapılması planlanan top- lantısına hazırlık amacıyla Türki- ye-AB Ortaklık Komitesi'nin bu- gün Brüksel'de toplanacağı kay- dedildı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Brüksel'de, gürnrük birliğinin uygulanmasın- da karşılaşılan sorunlann ele alı- nacağı kaydedildi. Dışişleri Ba- kanlığı'ndan yapılan bir başka açıklamada da, Italya Başbakanı Romano Prodi'nin Dışişleri Ba- kanı Tansu Çfller'i aradığı belirti- lerek, görüşmede, Türkiye-AB ilişkileri konusunda görüş alışve- rişinde bulunulduğu kaydedildi. Belçika'dan Türkiye'ye destek • Brüksel, insan haklan ihlallerinin önlenmesi ve Kûrt sorununun çözûlmesiyle Türkiye'nin tam üyeliği önûndeki engellerin kalkacağına inaruyor. BRÜKSEL (AA) - Belçika Dışişleri Ba- kanlığı Sözcüsü, Belçika hükümetinin, Türkiye'nin AB ile bütünleşmesini destek- lediğini açıkladı. Dışişleri sözcüsü AAmu- habirinin sorulannı yanıtlarken Türki- ye'nin Avrupa kimliğini vurguladı ve AB ile bütünleşmesini desteklediklerini söyle- di. Sözcü, "Türkiye'nin AB ile bürünfeş- mesivetam üyeohnası baa ekonomikvesi- yasi unsuriara bağiıdır. Siyasi açıdan, daha fazla demokrasiveinsan haklan ileGüney- doğu sorununa birçözüm buhınmasmınaV tı çLdlmektedir. Dış polhika acısından da Yunanistan ile iüşkiîer ve Kıbns dosyası önem taşımaktadır" dedi. Sözcü, ekono- mik unsurlann sorun yaratmayan bir görü- nümde olduğunu da ifade etti.Dışişleri kay- naklan. "Belçika'nın, AB bünyesinde,Tür- kiye'ıün hiçbir şekilde dışlanmamaa ve di- ğer aday ülkelerie bûükte görüimesi, aym değer v\eşartlarkapsanunda tam üyen^inm ele ahnuıasından yana tsvır koyan ülkefer arasında yer aldı^nı" ifade ediyorlar. POLtltKADA SORUNLAR ERGUN BALCI /tvpupa Tiirtderi Sever mi? Avrupa Hıristiyan demokrat partilerinin, Türki- ye'nin "Avrupa medeniyetinde" yeri olmadığı yolun- daki açıklaması, yaşlı krtanın Türkiye'yi sevip sev- mediği sorusunu gündeme getirdi. Avrupa TürkJeri sever mi? Sanmryonjz. Gerçi şu sıralar pek sevilecek halimiz yok. Ama Avrupa tarihsel nedenlerden ötürü de Tûrk- leri ve diğer Müslümanlan fazJa sevmez. Neden sevsin ki... Batı Hıristiyanlığı, yani Katolik dünyası, Müslü- manlığa karşı 1000 yıl savaştı. Araplann Ispanya'yı fethettiği 710 yılından, Osmanlı ordusunun 1683'te bozgunla sonuçlanan Ikinci Vryana kuşatmasına ka- dar 1000 yıl "Islam tehdidi" korkusu altında yaşa- dı Avrupa. Ünlü tarihçi Prof. Bernard Lewis, "Sürtüşen Kül- türier" (Cuttures in Conflict) ve "Islam ve Batı" (ls- lam and the VVest) adlı kitaplannda iki büyük din ara- sında günümüze kadar süren mücadeleyi özlü bi- çimde anlatır. 718'de Pireneler'i aşarak Fransa'da ilerfemeye başlayan Müslüman Arap ordulan 732'de Charies Martel komutasındaki Franklar tarafindan durdurul- du. Bu savaş, herhalde insanlık tarihindekı en önem- li çarpışmalarından biridir. Araplar Franklan yenikji- ye uğratabitee ıdi günümüzde Avrupa'nın çehresi çok daha değişik olurdu. Hıristiyan Avrupa, Araplara karşı 800 yıl süren mü- cadelesini 1492'de kazandığı nihai zaferle noktala- dı. O tarihte MüslümanlarınTberik Yanmadası'nda- ki son kalesi Grenada Katolik hükümdarlar Aragon Kralı Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi Isabellanın ordulan tarafindan alınıyor, Yahudiler Ferdinand'la Isabelle'nın ortak karan ile ispanya'dan kovuluyor- du. Müslümanlar ise 10 yıl sonra 1502'de Ispanya'yı terk etmek zorunda bırakılmıştır. ••• Hıristiyanlığa ikinci büyük Islam tehdidi doğudan, Rusya steplerinden gelir. 13. yüzyılda Moğollann kurdukları Altınordu Devleti hızla genişleyerek Mos- kova Prensliği ile Doğu Avrupa'yı etkisi altına aldı. Cengiz'in torunu Berke Han'ın Müslümanlığı ka- bul etmesinden sonra Moğol ve Türk kabilelerinden oluşan Artınordu Devleti yaklaşık 150 yıl Doğu Hı- ristiyanlığının (Ortodoks dünyası) korkulu düşünü oluşturdu. Altınordu birlikleri ilk büyük yenilgiyi 1380'de Ku- likovo Savaşı'nda Moskova Prensi Dimrtri Dons- koy'un ordulan karşısında aldı. Bundan 100 yıl son- ra 1480'de ise Rus hükümdan Korkunç Ivan, Altı- nordu Devleti'ni ortadan kaldırdı. ••• Batı Hıristiyanlığı Ispanya'da, Doğu Hıristiyanlığı ise Rusya'da Müslümanlan yenilgiye uğratmıştı. Ama Avrupa, daha iki yüz yıl rahat nefes alama- yacaktı. Araplardan da, Attınordu Devleti'nden de daha tehlikeli yeni bir Islam dalgası Avrupa'nın kapılanna dayanmıştı.. Bizans'ı yıkıp BalkanJar'a uzanan Türk-, ler, Avrupa'nın kalbine doğru ilerliyordu. Avrupa,L 1683'te Osmanhlann Ikinci Vıyana kuşatmasında uğradıklan yenilgiye kadar çocuklannı "Türkler ge- liyor" diye korkutacaktı. Ve 1683'ten sonra Hıristiyanlığın karşı saldınsı başlar. Aslında Batı Hıristiyanlığının (Katolikler) kar- şı saldınsı 1492'de Kristof Kolomb'un Amerika kı- tasını keşfi, ondan birkaç yıl sonra da Vasco de Ga- ma'nın Afrika'nın güneyinden dolanarak Hindis- tan'a gitmesi ile başlar. Batı ve güneyde Avrupa, kuzeyde ise Rusya ta- rafindan kuşatılan Osmanlı'nın etrafındaki çember giderek daralarak mücadele Sevr Antlaşması'yla noktalanır. • • • Avrupa'nın 16. yüzyılda başlattığı dünya çapında- ki karşı saldınsı, 20. yüzyılda ABD'nin önderiiğinde ekonomik, teknolojik ve siyasal alanlarda devam ediyor. Ne var ki Avrupa, zaferi kazanmış olmasına kar- şın Müslümanlığa karşı 1000 yıl savaştığını, Türkler yüzünden 250 yıl korkulu düş gördüğünü unutma- mıştır. Bu nedenle Türkleri ve diğer Müslümanlan fazla sevdiği söylenemez. Ama ilginç bir raslantı olarak Avrupa, günümüz- deki parlak uygariığını bir anlamda Türklere de borç- ludur. Müslüman Türkler tarafindan ticaret yollan kesi- len ve sıkıştınlan Batı Hıristiyanlığı denizlere açıl- mış, "Türk tehlikesine" karşı güçlenmek için savaş teknolojisini geliştırmiştir. Hıristiyan demokratlar soruna bu açıdan yaklaş- salar belki Türk düşmanlıklan biraz hafifler. . ONUK YAZARJ ADRİAN ZtELCKE (Stuttgarter Zeitung Dış Haberier Şefi) Tehlikeli bir gelişmenin başlangıcındayız. Karştlıkh yabancılaşma artıyor. Batı ile Türkiye bfft«rinden uzaklaşryor. Diplomasinin yerini uy- gunsuz davranışlar, yersiz sözler alıyor. Sanki dostluk, ortaklık ve birbirine yaklaşmalar unu- tulmuş, geçmişte kalmış, hiç kimseyi ilgilendir- meyen boş laflar. Avrupalılar Türkleri Orta As- ya'nın bozkırlanna geri yollamak mı isttyor? Yoksa Türkler Avrupa ülkelerinin birbirteri ile kaynaşmasını engellemeyi mi amaçlıyor? An- cak yine de şunu rahatJıkla söyleyebiliriz ki Tür- kiye'nin yakın gelecekte Avrupa Birliği'ne alın- ması mümkündür. NATO'nun Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan'a kapılannı açma- sı ise daha uzun yıllar sürecektir. Avrupa Birliği'ni büyük iç sorunlar bekliyor. Biriik içindeki kuruluşlar birçok konuda karar- stz. Balkan savaşının acı dolu yıllan Avrupa Bir- liği'nin maskesini düşürdü, dogru-dürüst karar veremeyen politik bir cüceden başka bir şey ol- madığını açığa çıkardı. İç sorunlannın en önem- lisi, ortak tanm pazannın getirdiği ödeme zor- luklan. Birliğe alınacak yeni üyelerin diğerleri- nin sırtna bindireceği maddi yük şu anda hiç birini sevindirmiyor. Güney üyeler Ispanya, Por- tekiz, Kalya ve Yunanistan'ın yanı sıra Fransa da büyük tanm ülkesi Potonya'nın pazara gir- mesine karşı çıkryor. Yeni para birimi Euro sa- vaşı da sürüp gitmekte. Euro'yu kabullenen üyeler tasarruf etmek zorunda. Milyonlarca iş- sizin yaşadığı üye ülkeler, sosyal ve sağlık hiz- metlerinde, emekli ödemelerinde kısıntya git- meyi tasariıyor. Tüm bunlar Avrupalılann key- fini kaçınyor. Hoşnutsuzlar için şamar oğlanı yine Brüksel. Bu nedenle NATO'nun Doğu Av- rupa ülkelerine açılması, yakın zamana kadar üstesinden geJinebitecek kolay bir sorun ola- Yabancılaşma rak kabul ediliyordu. Daha doğrusu öyte oldu- ğu sanılryordu. Türkiye'den şu tehdit gelene kadar Türkiye Avrupa Birliği'ne alınmalıydı; yoksa Ankara, NATO'nun Doğu Avrupa'ya açılmasını engel- leyecektj. Böyle önemli kararlann NATO üye- lerince oybiriiği ile verilmesi ve bunun üye mec- lislerince de onaylanması zorunluluğu, Anka- ra'nın tehdidini etkili kılmakta. İlk aşamada Ba- tı Avrupa başkentleri Türkiye'nin bu davranışı- nı bir şantaj olarak kabul etti. Ne de otea ben- zeri çıkışlara geçmişte Yunanistan'dan çok alış- kındılar. Ancak Türkiye'nin stratejik önemini Av- rupalılardan çok iyi kavramış olan Amerika Bir- leşik DevletJeri, Avrupa'ya Türkiye'yi AB'ye al- malan öğüdünü verdi. Tabii Türkiye'ye karşı çok dostane duygular beslediğinden değil, stratejik hesaplar peşinde koştuğundan. Tür- kiye bir yandan Batı'nın Türk cumhuriyetlerin- deki etkisini arttırmada önemli rol oynasın, öte yandan da Iran'a ve Müslüman "petrol kntliyet- leri" ile tüm Akdeniz bölgesinde güçlenen ra- dikal Islama karşı bir "ilericephe" görevini yük- lensindi. Ancak Avrupalılar, birçok Türk, üzülse de ba- zı zorluklan ve üzerlerine gelen tehlikeleri de sezmekte. örneğin, Türkiye'nin kendinden kaynaklanan iç sorunlannı. Ülkeyi gelecekte neîerin beklediğini söylemek bugün olanak dı- sı. Türkiye değişik kültürlerin savaştığı bir cep- he gibi. Bir yanda Batı'nın değerieri, bu değer- lerin etkisinde yaşayan üst tabaka insanlan, Kemal Atatürk'ün mirasını koruyan askerler. öte yanda ise Islam dininin polftikada grrakçe artan etkisi. Erbakan hükümetinin, başka yer yokmuş gibi Taksim alanına cami yapma iste- ği, Atatürk'ün yolundan aynlmayı hedefleyen- lerin isteğidir. Atatürk devrimlerini "yukandan aşağı" yap- mıştı. Günümüz Türkiyesi'nde ise tabandan gelen yanrUar duyulmaya başladı. Milliyetçilik, gelenekler ve yeniden canlanan dinciliK gele- ceğin Türkiyesi'ne damgasını vurabilir. Ve bel- ki de bu kökler, tepeden inme Batılılaşmanın değerierinden güçlü çıkacaktr. Nereye ait ol- duğunu bilmeyen, kendi içinde parçalara aynl- mış bir ülke AB'ye alınmalı mı? Şu sıralar Tür- kiye'nin Avrupa Birliği'ne kabul edilmesi için olumlu çaba gösterecek bir devlet başkanı şapkasını alıp istifa etmek zorunda kalır. Böy- le bir girişim, onun için politik irrtihar olur. Ancak üzücü bu gerçek demek değildir ki Hı- ristiyan demokrat Avrupah devlet başkanlan- nın; "Türkiye için ne bugün, ne yann, nedeer- tesigünAB'deyeraynlmıştır, onayeryoktur", açıklamasını kabullenmek zorundayız. Türki- ye'nin Avrupa "mecfen/yeft"nde ne işi var, dü- şüncesi de, önemli bir dost ve ortağa yapılan küstah ve aptai saldından başka bir şey değil- dir. Unutmayalım, bugünkü Türkiye'nin toprak- lannda gelişmiş kültürler yaşarken Avrupa'da Cermenler ağaçlara tırmanryordu. Ancak dev- let başkanlannın yukanda söylediği sözleri, na- musluca söylenmiş ilk açıklama olarak da ka- bul etmeliyiz. Çünkü anlaşılması güç tüm dip- lomatık sözlere karşın, bugüne kadar Avrupa- lı hiçbir hükümet başkanı Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi için ciddi bir girişimde bulun- mamfştır. Yirmi yıl yalanlaria, suskunluklaria, unutturmakla geçti gitti. Fakat Ankara da gerçekleri açığa vurmuyor. Islamcı hükümet başkanı Necmettin Erba- kan, AB üyeliğini niçin amaçlasın? Ne de olsa Batı Avrupa'ya yaklaşmaktansa, göz göre gö- re başka değerierin peşinden koşmayı yeğliyor. Ve Bayan Tansu Çiller, Türkiye'yi fakirfikten, enflasyondan ve yryicilikten bir türlü kurtarama- yan, Batı'nın etkisinde yetişmiş yönefciler sı- nrfının başansız ve kötü bir ömeği değil mi? Ül- kenin doğu bölgelerine huzuru getiremeyen, demokrasinin Türkiye'ye sürekli demir atması- nı başaramayanlar da onlar. Bugün demokra- siyi korumak görevini askerienn yüklenmek zo- runda kalması, Batı Avrupalılann kavrayama- dığı bir olay. Ve böylece yabancılaşmalar artıyor araya daha çok mesafeler giriyor. Yakınlaşmalar de- ğil, birbirinden uzaklaşmalar görülüyor. Bütün bu karmaşa arasında da Almanyalı Türkfer ya- şıyor. Bazılan, Alman yasalanna aykın olsada, çrfte vatandaşlığı yeğliyor. bazılan "yenivatan- lan'na durmadan camiler inşa ediyor, bazılan da Alman toplumuna tam uyum sağlıyor. Son yıllarda Türkiye'de görülen kutuplaşmalar ba- kalım Almanyalı Türkleri de etkeliyecek mi? Ve Almanyalı Almanlann buna tepkisi ne olacak? Kaçınılmaz bir gerçek var: Almanya'da ya- şayan Almanlar ile Türkler, çok tehlikeli karşı- lıklı yabancılaşmayı engellemek ve iki toplu- mun bırt>irini anlaması için yorulmaksızın çaba göstermek zorunda. Tüm engellere, geriye atı- lan adımlara karşın. Bugüne kadar gerçekleş- tinlenler yetersiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle