02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdurlerı. Ibrahim Yıldız, EHnç Tayanç (Sorumlu) 9 Haber Merkezı Mıidürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen FikretEser Dış Haberler Şinasi Danışoğiu # tstıhbarat Cengjz Yıldınm # Kiiltür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Bclge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yaym Kurulu. tlhao Sdçuk(Ba$kan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinka)a, Şüknn Soner, Ergun Bafcı,Dinç Tayanç, Ibrahim Yıldız, Orhan Barsalı, Mustafa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba> •liaberMüdunı Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • İzmır Temsılcısı SerdarKmk,H.Zı><1 Bh 1352 S 23Tel 4411220, Fakı 44191179AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu. InonuCd 119 S IMolKat 1. Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordmatör Ahmet Konüsan # Muhasebe Bülent Yener 9 îdare HüscyinGürer9Işletme ÖnderÇelik9Bılgı-tşlem NaU İnal 9 Bılgısavar Sıstem Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yöoetım Kunılu Başkaru - Genel Müdûr Gülbin Erduran • Koordınator Reha Işıtman 9 Genel Mûdur Yanimcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 l ı ı u \e Basan: Yenı Gun Haber \jansı, Basın ve Yayıncılık A Ş iğı Cad 39 41 CaŞaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Td (0712) 51205 05 (20 hat) Faks. (0/212) 513 85 95 20MART1997 tmsak: 4.35 Güneş: 6.01 Öğle: 12.19 Ikindi. 15.41 Akşam: 18.22 Yatsı: 19.43 Claudia Schrffer Viyana'da • Haber Merkezi - Ünlü Alman model Claudia Schiffer, Avusturya'nın başkentı Vıyana'ya gelerek 'Şehir ışığı' (City light) adı venlen kendı posterlenyle yapılan tanıtım kampanyasına destek verdi. A\usturya"nın ünlü alışveriş merkezı Rıngstrassengalenen mağazası ıçın yapılan tanıtım kampanyasında Schıffer'ınpozlan kullanılmıştı. Fotoiraf derneklerinden açıklama • TRABZON (Cumhuriyet) - Ülke çapında etkınlık gösteren 22 fotoğraf demeğı yaptıklan ortak açıklamada. ulkenın ortaçağ karanlığına çekılmesı ıçin bır kesımın büyük çaba ıçınde olduğuna dikkat çektı. Açıklamada. cumhunyetın kazanımlannın korunması ve daha da gehştınlmesı ıçın sanatçılann sorumluluklannı yenne getıreceklen açıklandı. Üniversitelerin özerkliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tüm Öğretim Üyelen Derneğı (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahır Hatipoğlu, REFAHYOL hükümetinin, ünıv ersıte özerkliğıne saldınlannı arttırdığını behrttı. Hatipoğlu dün vaptığı açıklamada. "40 yıl önce DP ıktıdan ne yapmışsa DYP-RP hükümeti de onu yapıyor. Clkemiz çok cıddi tahdıt altındadır. Laık eğıtıme şer eğıtım diyecek kadar gözü dönmüş yobazlara Türkiye'yi teslim etmeyeceğiz" dedi. Kasım Sönmez toprağa verildi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Önceki gün yaşamını yitiren eskı Izmir Barosu Başkanı Kasım Sönmez dün toprağa verildi. Sönmez ıçin önce îzmir Adliyesı önünde tören düzenlendı. Adliye önündeki törene İzmır Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan, Konak Beledıye Başkanı Ahmet Sanşın. çok sayıda avukat, yargıç, savcının yanı sıra, siyası partı ve demokratık kıtle örgütlerinin temsılcileri katıldı. Âşık Veysell anma toplanUsı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Halk ozanı Âşık Veysel'in ölümünün 24. yıldonumü nedenıyle düzenlenen anma toplantısı yann gerçekleştinlecek. Çankaya Beledıyesı'nin konferans salonunda yapılacak toplantıda, Âşık Veysel Derneği Başkanı Veysel Kaymak. tiyatro sanatçısı Leyla Tecer, gazetemiz yazan Mustafa Ekmekçı. FolkJor Edebiyat Dergısi Ya\ın Yönetmenı Metın Turan ile halk kültür araştırmacısı Hacı Yetkin konuşacak. Moda gösterisi • Haber Merkezi - A\ustralya'dan yeni dönen modacı Gülay Onay, 60 parçadan oluşan 97 kreasvonlanm Cenajans GreyNadırNaılKeçili Salonlan'nda scrgılcdı. Yönetmen Sinan Çetın'ın sınduğu göstende. tıyatro sanatçısı Ali Po>Tazoğlu kücla gösterisi ve rnıhabbetiyle konuklara şov yaotı. Hazinenin 'geri verilmezliği' konusundaki yasa tasansmı veto etti, ancak Türkiye'den söz etmedi Yeltsin Truva yohmu kapatbÖZGEN ACAR ANKARA - Rusya Devlet Baş- kanı Boris Yeltsin,parlamentonun ıkı kanadının Troya Hazmesi''nın geri verilmezliği konusunda kabul ettiği yasa tasansını veto ederek geri verilme yolunu açtı, ancak mektubunda saydığı ülkeler ara- sında adından söz etmeyerek Tür- kiye'ye kapıyı kapattı. Rus Parlamentosu'nun alt kana- dı Duma'nın 5 şubatta kabul etti- ği "Troya Hazinesi'nin geri veri- lemeyeceğine'' ilişkin yasa tasan- smı üst kanat olan Federasyon Konseyi de 5 martta oybirliğine ya- kın bir oy çokluğu ile benimsemiş- ti. Rus Kültür Bakanlığı, parla- mentonun bu karanna tepkı gös- termiş ve Yeltsin'in tasanyı veto edebileceğini ima etmışti. Yeltsin, dün parlamentoya gön- derdığı mektubunda "veto" ge- rekçesini açıklarken "Fransa, Al- manya, Liechtenstein, Polonya, Macaristan, Hollanda ve öteki ül- kelerie sürdürükn görüşmelerde, Rusya'nm durumunu zora soka- cağuu" söylemışti. Rus Devlet Başkanı. Troya Ha- zinesi konusunda Türkıye'nin is- teklenni ve harta Başbakanı VTk- torÇemomırdin ile zamanın Türk Başbakanı Tansu Çilkr arasında Eylül 1993"te Moskova'da imza- lanan protokolün 10. maddesini unutmuş görünüyor. Söz konusu 10. madde "Troya Hazmeleri'nin hukuksaL bitimsel ve diğer tüm yönlerinin iki ülke kültür bakan- lıklannın yapacağı karşılıklı te- maslarla ele ahnması üzerinde mu- tabakata vanldrğT bıçımındeydi. 1870'li yıllarda Alman amatör arkeolog Heinrich Scbüemann, Çanakkale'deki Troya antik ken- tınden, önce Atına'ya kaçırdığı • Yeltsin, dün parlamentoya gönderdiği mektubunda "veto" gerekçesini açıklarken "tasannın Fransa, Almanya, Liechtenstein, Polonya, Macaristan, Hollanda ve öteki ülkelerle sürdürülen görüşmelerde, Rusya'nm durumunu zora sokacağını" söyledi. Kültür Bakanı îsmail Kahraman ise Dışişleri Bakanlığı ve kültür müşavirlikleri kanalıyla takiplerin sürdürüldüğünü belirtti. hazineyi, Londra'da sergiledikten sonra Berlin Müzesı'ne bağışla- mıştı. Bu arada kendısıne teklif edilen hazineyi Rus Çan, "çabn- tı mal kabul etmeyeceğini ve ayn- ca Schliemann'ı rutuklatabüece- ğûıi T> bildirmıştı. Ikinci Dünya Savaşı sonunda Nazıler, Troya Hazinesi'ni Berlin Hayvanat Bahçesi'ndeki bir sığı- nakta saklamışlardı. Ancak, ha- zine Rus ordulannca ele geçirile- rek gizlice Moskova'ya taşınmış- tı. Sanat dünyası, hazinenin nere- de olduğunun bılinmezliğini 50 yıl süreyle tartışırken 1991 'de iki Rus bunlann Puşkin Miizesi'nın deposunda olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama üzerine Türkiye adına dönemin KültürBakanı Fîk- ri Sağlar, hazinenin Türkıye'ye geri verilmesi içın Ankara ve Mos- kova'da çeşıtli temaslar ve Dışış- len Bakanlığı da diplomatik gin- şimleryapmıştı. Bu gınşımlerin so- nucunda, Çiller-Cernomırdin pro- tokolune söz konusu 10. madde ko- nulmuştu. Hazıne'nin Beriin'den çalındığını söyleyen Federal Al- manya'da Rus ordulanmn Doğu Almanya'dan çekılişi ile ılgili an- laşmanın 16. maddesinde "savaş- ta çaknnuş sanat ve kültür eserle- rinüı karşılıklı iadesi ve tazmini" maddesine dayanarak Troya Ha- zinesi'nin kendilenne verilmesı- ni istemiştı. Rus Kültür Bakanlığı, hazine- yi geçen yıl başında Puşkin Mü- zesı'nde sergıye çıkarmadan ön- ce Türk, Alman, Amerikan ve In- giliz arkeologlan ile bilim adam- lanna hazinenin "orijinal" oldu- ğunu kanıtlatmak amacıyla çeşit- lı bilimsel toplantılardüzenlemiş- tı. Yeltsin'in mektubunda Troya ile bağlantılı olarak "Almanya'' ve öteki kültürve sanat eserien için de Fransa, Liechtenstein, Polon- ya, Macanstan ve Hollanda'dan söz edilmekte buna karşılık Tür- kiye'nin adı geçmemektedir. Rusya yıne 2. Dünya Savaşı'nda Berlin'dekı "BergamaZeusTapı- nağı''m parçalar halinde Mosko- va'ya götürmüş, ancak 1956 Ma- car ayaklanmasını bastrrmaya yar- dım eden Doğu Almanya'ya bir şükran borcu olarak bu tapınağı o zaman geri vermişti. Oysa. tapı- nak 19. yüzyılda Türkiye'den Ber- lın'e kaçınlmıştı. Yeltsin'in mek- tubunda sözü edilen "öteki ülke- ler"den. savaşta Rusya'ya özel ki- şı ya da müzelerden sanat eseri ve tablolann ızinsiz alındığı ül- kelerin kastedildiği bildiriliyor. Kültür Bakanı tsmafl Kahra- man ise Dışişleri Bakanlığı ve kültür müşavirlikleri kanalıyla ta- kiplerin sürdürüldüğünü belirtti. Kahraman, "Eserterin tekrar Tör- kjye've kazandınlması konusun- da gereken gajTeti gösterijoruz. Truva'da da Flmalfda da iyi yol- dayu ve iyi noktadayız" dedi. Abant îzzet Baysal Üniversitesi Senatosu ^Erbakan'ın tutumunu şiddeüe reddediyoruz' ANKARA (Cumhuri>et Bürosu)- Abant Îzzet Baysal Üniversitesi Senatosu, gönder- diği kadro lıstesinin gen çevnlmesı üzen- ne kuruma asılsız suçlamalaryönelten Baş- bakan Necmettin Erbakan'a. aldığı karar- la tepkı gösterdı. Senato, Başbakanhk ta- rafindan tanınan 74 kişilik kadro izrunin iki gün sonra iptal edildiğini açıkladı. Türn Oğretım Üyelen Derneğı (TÜMÖD) de yaptığı açıklamada RP'yi ünı- versitelenn ıhtiyaç duyduğu kadrolan pazarlıkla vermekle suçladı. Egitim ve sağlık alanındatril- yonlarca liralık bağışı bulunan hayırsever işadamı îzzet Baysal tarafından yaptınlan Ünıversı- tenin senatosu, Erbakan'ın suç- lamalannı aldığı kararla yanıt- ladı. Senato karannda, Anaya- sa ve Yükseköğretim Yasa- Îzzet Baysal mizde ateist vetiştirildiğine ilişkin haberle- rin ver alması biıfcri son derece üzmüştür. Stradan bir kişi tarafindan yapüdığında gü- lünç gelebilecek olan bö\ lesine bir hnamıa, asbnda kendfleri de değerli bir oğretim üye- siolan Sayın Başbakan tarafindan yapılmış ounası üniversitenıizde üzüntü ile karşılan- mrştır. Böylesine bir yargmın, Sa\ın Başba- kan'uı yanhşbügilendirilnıesinden kayiiak- landrgına inanmak istivonrz. Sözü edilen suçlamayı şiddet- le reddeder ve üni versitemizin bugünekadar oktuğu şbi bun- dan böyle de Türkiye Cum- huriyeti'nin vasalan çerçeve- sinde eğitim-öğretinı hizmetle- rini sürdürme ga> reti içinde olacağuu kamuoyuna saygıy- la duyururuz." TÜMÖD Ge- nel Başkanı Prof. Dr. Tahir sı'ndakı amaçlara uygun olarak kuruldu- ğufla dikkat çekildi. Gelişen ünıversitenin teknik ve genel idare hızmetleri nedeniyle Başbakanhk ta- rafindan 9 Aralık 1996 tarihinde tanınan 74 kişilik kadronun 2 gün sonra faks mesajıy- la durdurulduğunu vurgulayan senato şu gö- riişlen kaydetti: "Basuı-yayın organlannda üniversite- Hatipoğhı da, ünıversite özerk- hğınin büyük bir saldıny la karşı karşıya ol- duğunu kaydetti. Başbakan Erbakan'ın, üniversıteye alınmasını istediği 74 kişilik listenin rektörlük tarafindan gen çevrilme- sı üzerine, tzzet Baysal Vakfi'nın sorum- lusu Ahmet Baysal'la yaptığı görüşmede, "Bana raporlar gddL Kurduğunuz üniver- sitede ateist yetiştiriMyormus. Bu duruma müdahak edüı" dediği basına yansımıştı. Ostrojen tedavisinin şart oldugu belirtildi 'Sigara menopozu öne çeker' tstanbul Haber Serviâ - Uzmanlar, me- nopoza girmiş kadınlann mutlaka östro- jen tedavisi olmalannı istedi. Menopoz do- neminde kalça kınklan ve buna bağlı ola- rak da ölümlerin yaşandığına dikkat çe- ken uzmanlar, "Östrojen, menopozun ya- rataca|ı birçok sorunda koruyucu ola- caktır. Ölene kadar kullanılmalıdır" uya- nsında bulundular. Internatıonal Hospital'ın düzenlediği "menopoz döneminin kadın üzerindeki fıziksei ve psikolojik etkUeri" konulu top- lantı dün yapıldı. Jinekolog Doç. Dr. Tek- sen Çamhbel, kadınlann hayatlannın üç- te binni oluşturan menopoz döneminin, bilinçli yaşanması durumunda sorun ol- mayacağını söyledi. Camlıbel, hastalık değıl fizyolojık bir olay olan menopozda "kahtım, stgara (her 10 sene içimde me- nopozu bir sene >akınlaşonr), beslenme, idlo (koruyucu), denizden yüksekte yaşa- maverahminaluımasuun'' etkilı olduğu- nu kaydetti. Camlıbel, belli başlı şikâyet- leri de şöyle sıraladr "Adet düzensizleşi- yor. Ateş veterleme. gerginlik, hafiza ve dik- katte azalma, alzheimer (bunama) artar, uykusuzhık, vajinada kuruma ve kanama- yabap olarak cinsel ilişidde zorlanma,sık idrara çıkma. kalp-damar hastahklan, be- yin kanaması. koronerhastahklar,cfltte ku- ruma \e kemik erimesL" Son 20 yılda menopoza gıren kadın- larda yüzde 50'ye varan kemik kınlma- lannın görüldüğunü belirten Camlıbel. boyda da 6-7 santim lasalma yaşanabile- ceğıne dikkat çekti. Kemik erimesiyle kalça kınlmalannda ölümlerin yaşandığı- nı söyleyen Camlıbel, aynca, östrojenin meme kansenne yol açmadığını, kanser olanlann ise ilk beş yıl östrojeni kullan- mamalan gerektiğini vurguladı. Nükleer tıp uzmanı Dr. Şûkrü Bozlu- olcav da, ostropoz (kemik erimesi) duru- munun en çok el bileği, omurga ve kal- çada görüldüğunü belirtti. Bozluolcay, ostropozu arttıran nedenleri şöyle sırala- dı. "Açık ten ve göz rengi, hareketsiz ya- şam, yeterli güneş alamama, yetersiz bes- lenme, kalsiyumu yeterince alamama, faz- la alkol ve sigara kullanımı, şeker hastah- ğu mide, tiroit ve paratiroit hastalıklannı geçirme, ban epilepsi ilaçlan." funu tU &ğ* ik Baîı irtık jyrılmız bir Hoş geldin romanûzm Çeviri Servisi - Paris'te, moda defılelerinin birbirini kovaladığı şu günlerde, moda dünyasının devleri becerilenni ortaya dökme firsatını yakaladılar. "Haute couture" denilen giyim biçiminin, hazır giyim sanayiinin ezici üstünlüğüne dayanamayacağını ileri sürenler, Paris'i etkisine alan moda çılgınlığı karşısında ne büyük bir yanılgıya düştüklerini anladılar. Bu yıl Paris'te romantizm rüzgârlan esiyor. Podyumlarda sergilenen birbirinden çarpıcı giysilerde egemen olan romantizm, giysinin tasanmından aksesuvar seçimine kadar en küçük aynntıda bile kendini hissettinyor. "Haute couture öüdü" diyenlere inat, modacılar birbirinden romantık gıysilerle yaratıcılıklarunn en mükemmel ömeklerini gözler önüne seriyorlar. Afrika'nın ılkel kabilelerinin çarpıcı renk armonısinden esinlenen Dior, Japon kimonosunun erotik gizeminı yansıtan Jean Paııl GauHier, romantik çağın tüllerinı ve dantellenni günlük giysilere uygulayan Yves Saint Laurent, 1997/98 sonbahar-kış modasına damgalannı vurdular. Time'ın iddiası 'Türkiye petrolden fazla pay istiyor' Çeviri Servisi - lstanbul ve Çanakkale boğazlanndan geçışi düzenleyen uluslarara- sı antlaşmalara ilişkin son dü- zenlemelerin, Türkiye'nin pet- rol gelirinden daha fazla pay koparma kaygısından kay- naklandığı ileri sürülüyor. Son sayısmda Boğazlar sorununa geniş yer ayıran Time dergi- si, deniz trafiğinin çok yoğun olduğu bu bölgede deniz ka- zalannm yol açtığı zararlara karşı Türkiye'nin önlem ola- rak geçiş kurallannı sertleş- tirdiğini haürlanyor. Dergi bu çerçevede Türkiye'nin, pet- rol tankerlerinin geçişini en- gellemeye çalıştığını ilen sü- rüyor. Karadeniz'i Ege Denizi'ne bağlayan deniz yolunun pek çok tehlıkeye açık olduğunu belirten dergı, lstanbul'da ya- şayan yaklaşık 12 milyon ki- şinin yaşamının, nükleer atık veya patlayıcı madde taşıyan taıikerlerin tehdidi altında bu- lunduğunu yazıyor. Türk yö- neömi, Boğazlar çevresinde- ki insan •sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla, 1936'da imzalanan Montreux Boğaz- lar Anlaşması'na ek olarak 1994 yıhnda yenı düzenle- meler getirdi. Bu yeni düzen- lemelere göre geçış hakkı, hız limiti, tehlikeli kargo, klavuz kullanma zonmluluğu gibı konularda önlemler sertleşti- nldi ve cezalar arttınldı. "Boğazbu-çevTesindeideko- sistemin daha sağhklı olması ve tarihi mirasın korunması için güvenfik tedbirfcrini art- ünnk" diye konuşan eski De- nizcüik Işletmelen Genel Mü- dür Yardımcısı Reşat Ozkan, Boğazlar'dakı kırlenmenin tehlikeli boyutlara ulastığına dikkat çekiyor. Ne varki baş- ta Yunanistan olmak üzere Boğazlar' ı kullanan diğer ül- keler, Özkan'ın dıle getirdi- ği bu gerekçelerin gerçeği yansıtmadığı inancında. Tür- kiye'nin petrol gelirinden pay kapma niyetini gızlemek ama- cıyla bu önlemleri devreye soktuğunu iddia ediyorlar. Boğazlar' ı en çok kullanan ülkelerin başında gelen Yuna- nistan ve Rusya, 1994 yıhn- da yürürlüğe sokulan 59 ye- ni önlemin gerçek amacının, Orta Asya petrolünü Batı'ya taşıyacak petrol boru hattı- nın Türkiye topraklanndan geçmesini sağlamak olduğu- nu ileri sürüyor. BirYunanlı diplomat "Ankara'nın geçiş öntenuerini, Sovyetler Birli- ği'nin dağumasmm hemen ar- dından devreye sokması tesa- düf değfldir. Aralannda Ka- zakistan, Azerbay can, Türk- menistan gibi zengin petrol yataklanna sahip yoksul Or- ta AsyacumhuriyeueriyleiKş- kflerinigetiştirenTürldye,bu ülkelerin petrolünü kendi top- raklanndan geçen boru hat- ü De Batıy ya ulaşürmanın yol- lannı anyor" diyor. Son alınan önlemlerle de- niz kazalannda büyük azahna görüldüğunü belirten Reşat Özkan, 1993'te 27 deniz ka- zası olurken 1994'te bu sayı- nın 17'ye düştüğünü, 1995 ve 1996 'd a yalnızca 7 kazaya tanık olduklannı kaydediyor. RASGELE/ RAlFERTEM e-posta : tan @ vol. com. tr Izmir'in yolu gözüktü. 2. Izmir Kitap Fuarı çekiyor. Gerçekten görülmeye değerdi. Yaşam kaynıyordu. Öğretmenler, öğrenciler. El ele vermişler. Kitaplara dokunuyorlar, okşuyorlar. Sevgilileriyle buluştular. Mutlular. Öğretmenler, öğrenciler. Izmirliler. Egeliler. Yeni kitap fuarlarını. Sabırsızlıkla bekliyorlar. Yazar-okuyucu ilişkilerini görecektiniz. Yalnızca kitap imzalamakla kalmadılar. Okuyuculanyla söyleşilere daldılar. Yazarlar. Sorulan yanıtladılar. Terlediler... Terlediler ama onlar da mutluydular. Kim ne derse desin. Kitap okunmuyor diye yakınsın dursun. Az satışlann nedeni. Kitabın okuyucuya ulaşamaması. Üç beş büyük kentimizin dışında. Kitap dağıtımı yok gibi. Kitap fuarları en güzel gösterge değil mi? Kitabı bulunca nasıl kucaklaşıyor okuyucu. Üzüldüğümüz bir olgu var. Fuara katılan yayınevi sınırlıydı. Az diyemiyorum. Bazı büyük yayınevleri yoktu. Konuştuğumuzda. Giderleri karşılayamamaktı sorunu. Fuarlar yalnızca kâr aracı düşünülmemeli kanımca. Bir tanrtım, kültür çabası olarak da değerlendirilrneli. Bu konuda TÜYAP'a da değinmek gerekiyor. Kitap fuarlarını diğer sanayi fuarlanndan ayrı tutmalı. 2. İzmip Kitap Fuarı Başarılarını kutluyoruz TÜYAP yöneticilerinin. Başta Deniz Kavukçuoğlu'nun. Yalnız bir dileğimız var! TÜYAP'ta kâr amacına yönelik düşünmemeli kitap fuarlarını. Hem kendilerinin tanıtımı, hem de kültür hizmeti. Yatırım. Zaten bir süre sonra giderlerini karşılar kitap fuarları. Izmir'de daha ikincisi. Birinci fuardan çok canlıydı. Üçüncü, dördüncü fuarlar. istanbul kitap fuarlannı aratmazlar. İlk fuarlar yatırım olarak değerlendirilmeli. Deniz Kavukçuoğlu'ndan beklemek hakkımız değil mi? Tanıdığımız... Ankara konusu bir kez daha düşünülmeli. Kitap fuarları ülke çapında gerçekleştirilemez mi? Dağıtımcıların ulaşamadığı illerimizde daha canlı geçeceği belli. İlk fuarlar yatınm olarak değerlendirilince. Yalnız zamanı iyi ayarlanmalt. Iklim koşulları, toplumun ekonomik yapısı. Ücretlerin, aylıkların alındığı günlerde. Izleyicilerin çoğunluğu alıcı olur. Bir de tanıtımı iyi yapılırsa. Dönelim İzmir'e. "Izmir'ın kızı deniz • Denizi kız Sokaklan hem kız hem deniz kokar" O şiirsel yaşamı pek bulamazsın başka kentlerde. Izmir'de! Edebiyat matinelerinde. Tanımıştık ünlü şairierimızi. Attilâ llhan, Necati Cumalı, Cemal Süreya, Tevfik Akdağ. Sesini duyuyorum Çınar Çığ Yeni kitaplı günlerde! Buluşmak üzere. Rasgele...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle