23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Söylemez: Hükümet yoluna devam ediyon • KJRIKKALE (AA) - Devlet Bakanı Ufiık Söylemez, hükümetin hızla yoluna devam ettigini söyledi. Kınkkale'de düzenlenen 'KOBt'ler"konulu toplantıda konuşan Söylemez. küçük ve orta ölçekli işletmelerin Türkiye'nin belkemiği olduğunu, onun içın hükümet olarak bu işletmelere özel bir önem verdiklerini vurguladı. Halk Bankası'nın esnaf ve sanatkârlara sahip çıkmasına gerekli önemin verildiginı de belirten Söylemez, I30trilyon lira kredi hedefmi 700 bin esnafa yansıtmayı düşündüklerini kaydetti. Nijerya ile iletişim işbirliği • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu, yüzde 23'lerde olan telefon yoğunluğunun katlanarak arttığıni, en geç 2005 yılında bu alandaki tüm hizmetlerin özelleştirileceğini söyledi. Barutçu, iki ülke arasindaki haberleşme hizmetlerinin geliştirilmesi amacıyla Türkiye'de bulunan Nijerya Komünikasyon Bakanı Tajudeen Olanrevvaju'yla dün görüştü. Dünyada giderek önem kazanan telekomünikasyon alanında büytik atılım yapıldığını söyleyen Barutçu, Türkiye'nin halen uzayda iki uydusu bulundugunu, bu projenin sürdürülmesi amacıyla yüzde 51 hissesi Türk Telekom'a aıt olan uluslararası bir şirketin faaliyete geçırildiğini kaydetti. Tüpgaza zam yüzde 7-8.9 • ANKARA (AA) - Dağıtım firmalan, halk arasmda tiipgaz oiarak bılinen likit petrol gazı (LTO) perakende satış fiyatlannı, yüzde 7 ile yüzde 8.9 ara&ında değişen oranlarda arttırdı. Akaryakıt ürünlerine, şubat başında yüzde 5 oranında zam yapılmasının ardmdan, dağıtım firmalan tüp gaz fiyatlannı da aynı oranda yükseltmış. ancak bu artış Başbakan Necmettin Erbakan tarafından geri almmıştı. 2 kilogramlık piknik tüpünün fiyatı Istanbul'da 151 bin lira, Ankara'da 150 bin lira, Izmir'de 147 bin liraya yükseldi. 12 kilogramlık ev tüpû de Istanbul ve lzmir'de 813 bin liraya, Ankara'da 797 bin liraya satılmaya başlandı. Ocakta 362 teşvik • ANKARA (AA) - Ocak ayında toplam 362 adet yatınm teşvik belgesi verildi. Hazıne Müsteşarlığı'nın 1997 yılı ocak ayına ait yatınm teşvik belgelerinin sektörel dağıhmı hakkındaki tebliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısinda yayımlandı. Tebliğe göre, Ocak ayındaki yatınm teşvik belgelerinin toplam yatınm tutan 251 trilyon 792 mılyar 66 milyon lira, sabit yatınm tutan ise 243 trilyon 216milyar 715 milyon lirayı buldu. Söz konusu yatınm teşvik belgelerinin sektörel dağılımı. tanm sektöründe 5 adet, madencilikte 7 adet, imalat sektöründe 249 adet. enerji sektöründe 2 adet, hizmetler sektöründe ise 99 adet olarak- gerçekleşti. fc*ak bakliyat afmak istiyor • BAĞDAT (AA) - Irak'ın, bu hafta Türkiye'den toplam 18 bin ton bakliyat ve yemeklik yağ alacağı bildirildi. Bağdat'taki Irak ve BM yetkililerinin yaptıklan açıklamaya göre, Irak'ın bu hafta içinde Türkiye'den. 6 bin ton kurufasulye, 2 bin ton nohut ve 10 bin ton da yemeklik yağ satın alacağı kaydedildi. Irak'ın, Nisan ayı başına kadar 173 bin ton kadar da buğday satın almak ıstediği açıklandı. Irak. daha önce, Avustralya ve Fransa'dan buğday almıştı. REFAHYOL'un aynmcılığı sürüyor Enbüyükzam oranı vaize verildiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, memurlann aralık maaşlanna 1 ocakta yapılan yüzde 30 düzeyindeki artı- şa ek olarak yüzde 18 ile 44 arasmda zam yaptı. Yapılan artışlar, vaizler ve genel mü- dürlerde yüzde 44, profesörler ve yargıç- larda yüzde 40 düzeyine ulaşırken öğret- menler ve diğer memurlarda yüzde 18 ora- nında kaldı. Memur emekJiIeri ayhklann- daki ek artış oranlan da yüzde 36 ile 16 arasında saptandı. Maliye Bakanı Abdül- latif Şener. maaşlara temmuzdan itibaren 3 ayda bir. geçmiş 3 aylıkenflasyon ora- nında zam verilecegini bıldirdi. Şener, 1998 başında da 3 aylık enflasyon oranında ya- pılan zamma gayri safi ulusal gelirdeki ar- nş düzeyinin ekleneceğini bildirdi. Ek zam- lann nisanda farklanyla birlikte ödenece- ğini bıldiren Şener, Bağ-Kur ve SSK. emek- lileri ile sözleşmeiı personelin durumJan- nın aynca düzenleneceğini açıkladı. Şener. dünkü basın toplan- tısında, memur maaşlanna 1 ocaktan geçerli olmak üzere yüzde 18-44 ek artış verildiği- ni açıkladı. Maaşlardaki artış- lann bütçeye 200 trilyon lira- lık yük getirdiğini bildiren Şe- ner, bu rakamın 55 trilyon li- rasının bütçe ödenekleri arasın- da bulundugunu, geri kalan 145 trilyon liranın tamamının vergi gelirleri ve borçlanma dışındaki diğer kaynaklardan karşılanacağını savundu. Memur maaşlanna temmuz ayından iti- baren geçmiş 3 aylık enflasyon oranı (eşel- mobil sistemi) doğrultusunda zam yapıla- cağını açıklayan Şener, gelecek yılbaşın- da da maaşlara yapılacak zamda, geçmiş 3 aylık enflasyon oranma GSMH'nin yıl- lık arrış oranının da ekleneceğini söyledi. Kim, ne alacak? Şener'in dağıttığı ve "askerlere veri- len yüzde 42'lik ek zam oranının ardın- dan izlenen ayrımcı politikanın sürdii- ğü" yorumlanna neden olan tabloya göre, 1. derecenin 4. kademesindeki birgenel mü- dürün aralık ayında 65 milyon 44 bin lira olan aylığı yüzde 44 oranında ek zamla 120 milyon 262 bin liraya yükseldi. 1. de- recenin 4. kademesindeki bir şube müdü- Abdüllarif Şener rünün maaş! yüzde 32 oranında ek zamla 38 milyon 915 bin liraya, 9. derecenin 4. kademesindeki bir memurun maaşı yüzde 18 oranında ek zamla 28 milyon 668 bin liraya, 15. derecenin 1. kademesindeki hiz- metlinin maaşı yüzde 18 oranındaki ek zamla 27 milyon 187 bin liraya. 1. derece- nin 4. kademesindeki bir öğretmenin ma- aşı yüzde 19 ek zamla 47 milyon 447 bin liraya yükseltıldi. Valı maaşlan yüzde 40 oranında ek ar- tışla 152 milyon 423 bin liraya, 1. derece- nin 4. kademesindeki kaymakamın maaşı da yüzde 40 oranında artışla 116 milyon 696 bin liraya çıkanldı. 7. derecenin 1. ka- demesindeki kaymakamın maaşmdaki ek artış oranı yüzde 38 düzeyinde tutuldu. 1 derecenin 4. kademesindeki yargıcın maaşı yüzde 37 ek artışla 148 milyon 203 bin liraya, 1. derecenin 4. kademesindeki uzman doktorun maaşı da yüzde 37 ek ar- tışla 79 milyon 238 bin liraya çıktı. 1. derecenin 4. kademesin- deki doktor maaşı yüzde 27 oranında ek artışla 68 milyon 113 bin liraya çıkanlırken, 12. derecenin 3. kademesindeki bir hemşirenin aylıgr yüzde 18 oranında ek artışla 35 milyon 928 bin liraya yükseltıldi 1. derecenin 4. kademesin- deki birmühendisin maaşı yüz- de 23 oranında ek zamla 66 milyon 328 bin liraya, 12. de- recenin 2. kademesindeki bir teknisyenin maaşı yüzde 18 düzeyinde ek artışla 33 milyon 826 bin liraya çıkanldı. Profesörlerin maaşı yüzde 40 ek zamla 122 milyon 687 bin liraya, 7. derecenin 1. kademesindeki bir araştırma görevlisinin maaşı da yüzde 25 oranında ek zamla 50 milyon 309 bin liraya çıkanldı. Vaii, yargıç, kaymakam ve profesörierin maaşlanna verilen ek zam oranı yüzde 40 oranmda tutulurken, vaizlerin maaşlan, yüz- de 44 oranında ek zamla 45 milyon 112 bin liraya çıkanldı. Vaizlere, bugüne kadar en yüksek iyileştırmeyi elde eden askerlerden de yüksek orandamaaş arnşı yapıldığına işa- ret edildi. 7. derecenin 1. kademesindeki imam-hatıplilerin maaşlan da yüzde 19 ar- tışla 30 milyon 610 bin liraya çıktı. HALEN CALIŞANLARIN AYLIKLARI Unvanı Genel müdür Şube müdürü üniv. Memur Hizmetli öğretmen Oğretmen llValisi Kaymakam Kaymakam Hâkım 1. sınıf Hâkim Başkomıser Polts memuru Uzman doktor Doktor Hemşıre Mühendis-Şarrtiye Teknisyen-Şantiye Profesör Araştırma görevlisi Vaiz j Imam hatıp Imam hatıp Avukat Drc 1/4 1/4 9/1 15/1 1/4 9/1 1/4 1/4 7/1 1/4 8/1 2/6 11/1 1/4 1/4 12/3 1/4 12/2 1/4 7/1 1/4 7/1 12/3 9/3 1996 Haziran net aylığ. (D 43.223.000 25.856.000 12.801.000 12.203.000 21.026.000 15.904.000 59.007.000 45.004.000 29.140.000 58.720.000 28.373.000 26.323.000 19.425.000 31.377.000 28.844.000 16.042.000 28.720.000 15.129.000 47.805.000 21.521.000 17.131.000 13.634.000 13.207.000 22.574.000 1996 Temmuz %50artışa göre (2) 65.044.000 38.915.000 19.276.000 18.375.000 31.647.000 23.942.000 88.789.000 67.720.000 43.852.000 88.357.000 42.705.000 39.619.000 29.238.000 47.220.000 43.410.000 24.149.000 43.225.000 22.768.000 71.966.000 32.422.000 25.813.000 20.531.000 19.885.000 33.975.000 1997 Ocak eködeme ile (4) 120.262.000 59.364.000 28.668.000 27.187.000 47.447.000 35.660.000 152.423.000 116.696.000 73.886.000 148.203.000 73.680.000 59.124.000 43.470.000 79.238.000 68.113.000 35.928.000 66.328.000 33.826.000 122.687.000 50.309.000 45.112.000 30.610.000 29.462.000 53.332.000 31 Aralık maaşlanna gelen ek zam oranı 44 22 18 18 19 18 40 40 38 37 37 20 20 37 27 18 23 18 40 25 44 19 19 26 yot: 6 aylık enflasyon oranı %3I.5H tir. EMEKLİ AYLIKLARI Unvanı Müsteşar Genel mudür Memur Hizmetli öğretmen Kaymakam Hâkim 1. sınıf Başkomıser Doktor Hemşıre Mühendis Profesör G.Kurmay Başkanı Kıdemlı Albay 2. Kad. Kd. Bçvş Drc 1/4 1/4 5/9 7/9 1/4 1/4 1/4 2/6 1/4 3/8 1/4 1/4 1/4 1/4 1/3 1996 Haziran net aytığı 45.904.000 38.344.000 14.527.000 13.883.000 20.072.000 30.412.000 42.514.000 15.806.000 25.395.000 15.691.000 25.395.000 40.887.000 87.890.000 39.080.000 19.577.000 1996 Temmuz %50 artışa göre 69.374.000 58.001.000 22.188.000 21.212.000 30.512.000 46.067.000 64.274.000 24.098.000 38.519.000 23.931.000 38.519.000 61.826.000 132.618.000 59.140.000 29.768.000 1997 Ocak eködeme ile 115.278.000 102.151.000 31.288.000 29.960.000 44.735.000 66.216.000 105.333.000 33.655.000 56.404.000 33.495.000 56.404.000 98.836.000 216.200.000 87.159.000 43.768.000 31 Arahk maaşlanna gelen ek zam oranı 36 46 21 21 26 23 33 20 18 19 16 30 33 18 18 .\oi: 6 aylık enflasyon oranı %3I.S"tir. Güneydoğu'da mağaza açan firmalarm hedef kitlesi polis, özel tim ve askerler Yaürımcı ünîforınalıya göz cliktiMUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ Ekonomi dünyasının Güneydoğu'ya açıl- ma polıtıkalannda son yıllarda görülen eği- limler, yöreye yapılan yenı yatınmlar ve açı- lan yeni mağazalarla yoğunlaşırken, bölge- nin içinde bulunduğu özel durum dolayı- sıyla, var olan pazann kimlerden oluştuğu da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Güneydoğu'nun gerçek sahibi olan yöre halkının uzun yıllardır yaşanan çatışmalar sonucunda yerlerinden yurtlanndan olma- siyla birlikte nüfusun devlet memurlann- dan oluşmaya başladığına işaret edilirken, özellıkle Diyarbakır ve çevresinde yoğun- laşan asker ve polislerin potansiyel müşte- ri olduğu vurgulanıyor. Güneydoğu'da polis. özel tim ve asker- Fiyat kırıyorlar lerin ağırlıkta olduğu devlet memurlannın daha çok büyük kentlerden geldiğine ve yöre halkına göre ekonomik açıdan daha ra- hat dunımda olduklanna dikkat çeken fir- ma yetkıhlerı ve işadamlan, "Gûneydoğu giderek ünlü markalarla tanışıyor. An- cak bu markalı ürünleri daha çok dev- let memurları alabiliyor" diyor. Bölgede yatınm yapan ya da mağaza açan firma temsilcileri de Güneydoğu'nun Avrupa markalanya tanışmasının iletişim çağında lcaçınılmaz olduğunu, sıranın tüket- meye geldiğini belirterek şimdilik ağırlık- lı olarak memurlara yöneldiklerini söylü- yorlar. Yörede yıllardır yaşanan çatışmalar dolayısıyla daha önce bu bölgeye gelmek- te çekingen davrandıklannı ifade eden fir- ma temsilcileri. "Ancak bölgedeki terör. biz oraya gitmedikçc durulmayacak. Te- rör olaylarının bitmesini beklemekten- se, sosyal gelişimi sağlayacak yeni açı- lımlan büyük firmalar eliyie gerçekleş- timek daha doğru olacak. Yatınm yapıl- dıkça yörenin koşullarının değişeceğine inanıyoruz" görüşünü savunuyor. Diyarbakır ile Gaziantep'te yoğunlaşan ve aralannda Benetton, Levis, LC Waiki- ki, Derimod, Mudo, Mavi Jeans gibi bazı- lan yabancı kökenli firmalann bölgenin sosyal banşına katkı sağlayacagına vurgu yapan yetkililer, yatınmlann devam edece- ğıni kaydediyorlar. Diyarbakır'da geçen harta bir mağaza açan Fransız kökenli LC Waikiki firması- nın yetkililerinden Taha Holding Halkla llişkiler Müdürü Makbule Yurtsever, böl- ge halkının genel ekenomik durumunun zayıfolduğunubildiklerini belirterek, "Müş- terilerimiz daha çok bölgede göre\ yapan devlet memurları olacak. Ancak zaman içinde yörenin kalkınmasıyla birlikte tüm bölge halkı müşteri potansivelimiz içinde >er alacaktır" şeklinde konuştu. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Meh- met Sağlam da, yöreye gelen tanmmış mar- kalann daha çok asker ve polislerden olu- şan devlet memurlanna yöneldiklerini, an- cak bunun zamanla değişebileceğini söy- ledi. Bölgenin iletişim olanaklanndan bü- tünüyle yararlandığmı anımsatan Sağlam, "Ülkenin herhangi bir yerindesatan bir ürûnün burada satılmaması düşünüle- mez. Bölgede mağaza açan firmalar ço- ğalacaktır" dedi. Türk zeytinyağına tröst oyunu DOSYA: FJNANSAL TABLOLARIN ANALİZİ MERİH AK İZMİR- Zeytinyagı üre- timinde bu yıl büyük çıkış yapan Türkiye, dünya pa- zanndaki tekellerin baskı- sıyla karşılaşh. Geçen yıl to- nu yaklaşık 4 bin dolara sa- tılan zeytinyağını 2 bin do- lara almaya çalışan tekeller- le kıyasıya rekabet giderek yükseliyor. TarişZeytinve Zeytinyagı Birliği Yöne- tim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, dış tekellerin ihracat- ta bazı oyunlaroynamak is- tendiğini belirterek, "Pa- zar istismarlanna yol aça- cak her türlü hareket kar- şısında bizi bulur" dedi. Zeytinyagı üretiminde her yıl yaşanan iç kavgaya, bu yıl dış tekeller de katıl- dı. Avrupa'da zeytin üreti- minde yaşanan büyük dü- şüş, buna karşın Türkiye'de- ki artış gözlerin özellikle Ege'ye çevrilmesine neden oldu. Türkiye'nin özellik- le Avrupa ve ABD pazan- na kendi markasıyla gir- mesine de engel olan tekel- lerin, zeytinyagı fiyah ko- nusunda bir uzlaşma sağla- dığı savlandı. Bu arada ttalya'nın, zey- tinyagı rekoltesini yüksek göstererek pazar daralttığı belirtiliyor. Italyanlann, Türk zeytinyağının piyasa- ya girmemesi ve pazannı kaybetmemek için rekolte- sini yüksek gösterdıği, açı- ğını da Kuzey Afrika ülke- lerinden yaptığı ithalatla kapatmaya çalıştığı öğre- nildi. Hükümetin ve Dış Ti- caret Müsteşarlığı'nın dev- rcye girmesini isteyen üre- ticiler, aksi dunımda Tür- kiye'nin dış pazarda kendi- sine yer edinemeyeceğıni dile getiriyorlar. Cahit Çetin, rekolte yük- sekliğinin tüm gözlerin Tür- kiye'ye çevrilmesine ne- den olduğunu söyledi. ltal- ya, Ispanya ve ABD paza- nnda tüketimin yüzde 30 oranında azaldığuu, bunun de en büyük nedeninin zey- tinyağmdaki fiyat artışı ol- duğunu belirten Cahit Çe- tin şunlan söyledi: "Geçen yıl zeytinyağı- nın tonunu 4 bin-4 bin 200 dolar civannda ihraç ediyorduk. Bu yıl birden bire 2 bin dolara indiler. Bu fiyatla da ihracat çok zor. Tüketicinin bajka vagJara döndüğü açık. Te- keller, tüketicinin bitki- sel yaglara dönmesinden endişe duyuyor ve market Fıyatlarının aşağı çekil- mesi için çahşıyor. Tekel- ler şimde kendi kârların- dan vazgeçmeden fiyat- ları indirmek ve bunu da üreficiye yansıtmak isti- yorlar. Kendi üreticisine bunu yapamıyorlar. Çün- kü üretici tepkisi sertora- da. Zaten bu yıl orada ürün de yok. Tekeller de bunun üzerine topluluk dışı ülkelerin üreticiJerin- den ucuza almaya çalışı- yorlar. Kendi aralannda söz birliği yaptı uluslara- rası firmaîar." Çetin. "Üretici-töccar dayanışma içinde olmalı. Kendi tüccarımızdan da aynı kararhlık ve duyar- lıhğj bekliyoruz" diye ko- nuştu. Iş dünyasının finansman terciMeri İŞÇİNİIV EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ne Ekersen... Osmanlı kültür yatınmlan hep Rumeli ağırfıklıdır ya, biz Rumeli göçmenleri, uygarlıkta ayrıcalıklı olmak- la pek övünürüz. "Kadınlann dünyadan habersiz ol- duğuyıllarda, benim babamın babaannesi kadın mol- laydı. Erkeklere ders veriyor, eğitiyordu..." diye sö- ze girer; kadına tanınan özgürlükler, kimlik, kişilik davranışlanna ilişkin uygarlık ölçütü farklılıklanndan kendimize övünç payı çıkannz. Sadece Osmanlı Irnparatorluğu sürecinde değil, cumhuriyet döneminde başta Atatürk olma üzere ya- şamın her a/anında öne çıkmış aydınlanmızdan ken- dimize pay çıkarınz. Bugünlerde kökenlerini birazcık üstünlük ve uy- garlık ölçütü olarak gören, inatçı ve onurlu olmakla öviinen hemşerilerimin ağızlannı bıçak açmıyor. Ar- navutluk'ta yaşanmakta olan ilkel tablonun açıkla- masını yapmak hiç de kolay değil. Nasıl sahip çıkı- lacak? Ya da nasıl reddedilecek? Irklara, yörelere da- yalı ayncalık, üstünlük efsanelerinin ne kadar gerçek dışı, insan davranışlannın egitim, kültür, yaşam ko- şullan ile nasıl doğrudan bağlantılı olduğunu göste- recek çok çarpıcı bir örnekle karşı karşıyayız. Amavutluk'ta, Avrupa'nm içinde yaşananlan Av- rupa açısından da açıklamak öyle kolay değil. Hır- vat ve Şloven kökenîileri kendi uygarlıklanna daha yakın görüp Yugoslavya'nın parçalanmasına öncü- lük eden Avrupalılar, buralarda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri karşısında söyleyecek söz bulama- dılar. Daha sonra bir anlamda yaratıcısı ve sorumlu- su olduklan Bosna'daki Sırp vahşeti dahil pek çok şeyi, henüz hesaplaşmasını yapmasalar da savu- nup açıklayamadılar. Herkes gibi benim de bilinçaltımda Urfa'nın uy- garlıklann beşiği bir kent olarak çok güzel olduğu yar- gısı yerleşiktir. Bir sabah erken saatlerde otobüsten inmiş, sokaklanndaki yoksulluğun, kültürsüzlüğün yansıması karmaşaya, kirliliğe, kötü şehirciliğe, ya- rı çıplak çocuk kalabahklanna, gürültülü, küfürfü ko- nuşmalara bakıp "Urfa'nın neresigüzel?Neredeuy- garlık? Uygarlıktan kalan bir şey yok" diye düşün- müştüm. Yakın yıllarda, kızların namus uğruna pa- zar yerinde kollarından tutuiup boğazlarından kesil- mesi, traktör altında ezilmesi örneklerinde, yaşamın uygarlık ölçütünden uzaklaşması, ilkelleşmesi boyu- tunda, insana ait değerlerin de yok olmasının kaçı- nılmaz sonunu gördüm. Bir mekânın geçmışte uy- garlıklann beşiği olması, ortada büyük bir yoksullaş- ma, eğitim eksikliği varsa aynı mekânda yaşayan bugünün kuşaklanna pek bir şey bırakmıyordu. Tarih boyunca bağımsız kalmış Arnavutluk örne- ği çok daha açık ve çıplak olarak gösteriyor ki, in- sanlargünlük yaşamlannda aç, çıplak kaldıklannda, ne inat ne de onurlan kalıyor. Geleceklerine yönelik inanç ve umuttan, amaçtan yoksun ve de başıboş, örgütsüz olduklarında, en ılkel güdüler ve tepkilerle insani değerlerinin tümünü bir yana atmış olarak ha- rekete geçebiliyorlar. Yüzyıllann geçmiş kültüründe ayaklarını sağlam basmada özenli olarak bilinen bir ırkın insanları, bi- re yüz veren bankerlere, "Bu değirmenin suyu nere- den gelecek" sorusunu sormuyor. Paralan batınca da Arnavutluk'ta televizyonlardan içimiz sızlayarak izlediğimiz, bilinen kıyamet gunleri yaşanıyor. Eline bir silah geçiren, çaresiz hayvanın tepkilerine ben- zer bir haîde oraya buraya rastgele ateş açıyor. Uzun yıllar yoksulluğu paylaşmada eşitlik sağla- mış, demokrasiden payını alamamış kapalı bir reji- min arkasından, kapitalizmi, uzaktan televizyonlar- dan gördükleri Amerika, Batı zenginliği rüyası ola- rak gören Arnavutlar, bankerlerin bire yüz vermesi- ne soru sormayı bile akıl edemiyor. Büyük rüya akıl almaz bir çaresizfiğe, umutsuzluğa donüşünce de olan- lar oluyor. Arnavutluk'ta, yeni dünya sömürü düzeninin, tek ideolojinin, insanlann ne olacağına aldırmaksızın, dünya finas odaklannın çıkarları olarak dayatılması- nın tipik sonuçfarından biri ile daha karşı karşryayız. Demokrasisiz, yoksullukta eşitlik sağlamış düzen, acımasız bir özgür piyasa düzenine bırakıldığında, işte böyle bir sonuç veriyor. Arnavutluk'ta devlet otorrtesi başıbozukluğa yenik duşünceolanlaroldu. Eski Sovyetler Birliği ülkelennin önemli bir grubun- da içten içe yaşanan dramlar aslında hiç de daha ha- fif değil. Aslında pek çok geri kalmış ülkede, kimi olay- lar çakıştığında ve ororite boşluğu doğduğunda ben- zer olayların yaşanabileceğini de göstermiştir. Aynı şiddette olması gerekmiyor, ama mucizeler yaratıldığı öne sürülen Meksıka, Kore, Arjantin dahil çarpık gelişmeden ciddi pay alabilen ülkeler ve hat- ta düzenin kaymağını yiyen gelişmiş ülkeler de sürp- riz sosyal patlamalara aday değiller mı? Sosyal devlet işlevinin yok edilmesi, büyük işsiz- lik, hızlı yoksullaşma, akıl almaz boyutlardaki büyü- yen eşitsizlik ve haksızlıklar, yaşamlardaki uçurum, insanlann önemli birçoğunluğunun giderek bilim, eği- tim, sağlık dahil her tür olanaklardan yararlanmada dışlanması, kimlik erozyonu.. yükselen mikro milli- yetçilik, ırkçılık, din aynmcılığı, tarikatlara, mafyaya sığınarak ayakta kalma çabalan... Sizi bilmem, ama beni Arnavutluk'ta olanlar dün- yada olabilecekler açısındın fazlası ile korkutuyor. Urfa, bir gidişin yaşam simgesı ile ülkemde olup bi- teni açıkladığı için daha da ılgilendiriyor. Bizi çağdı- şı, insana aykın, haksız yaşama sürüklemekte olan bütün olumsuzlukJara karşı, birden karşı çıkmanın öne- mini anımsatıyor. Şusurluk'un hesabının sorulabilmesinin, şeriatçı gidişe demokrasi içinde "dur" denilebilmesınin an- lam ve önemini daha iyi algılıyor, aymayan parlamen- terlere, sıyasetçilere, demokratik örgütlenmelere kar- şı öfkemi biliyorum... Asil Nadir'e Ingîltere'ye dönüş yolu açıldı REŞAT AKAR Eximbank'tan turizmcilere kredi desteği : Biz varsak SPI ranıza yön veren • > — « r ^ | E K O N O M I K TRENDHER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ LONDRA - Polly Peck şirketine ait 400 bin sterlini (yaklaşık 80 milyar TL) çal- mak ve yurtdışına kaçırmak- la suçlanan Kıbnslı Türk işa- damı Asil Nadir'in yardım- cısı Elizabeth Forsyth, Ingi- liz Temyiz Mahkemesi tara- findan suçsuz bulunarak ser- best bırakıldı. Nadir'in ardından KK- TC'ye kaçan ve bir süre bu- rada ikamet eden Elizabeth Forsyth, daha sonra lngilte- re'ye dönmüş ve yargılandı- ğı mahkeme tarafından 5 yıl hapse mahkûm edilmişti. Yaldaşık 10 ayltk bir süreyi hapiste geçiren Forsyth, da- ha sonra hakkındaki karann iptal edilmesi için temyiz mahkemesine başvurmuştu. Geçen ocak ayında bu başvu- ruyu görüşen temyiz mahke- mesi. Elizabeth Forsyth'ın serbest bırakılmasını veyar- gılanmasının tutuksuz ola- rak devamını kararlaştırmış- tı. Lord Beldam başkanlı- ğındaki temyiz mahkemesi, Nadir'in durumunu da önem- li ölçüde etkileyecek olan ka- rannı nihayet dün açıkladı ve Forsyth'ın zimmetine haksız bir şekilde para geçirmediği- ni belirterek serbest bırakıl- masını kararlaştırdı. Daha önce Forstyh'ı yargılayan hâ- kim Tucker'in, jürinin 11 üyesini iki kez yanılttığı ka- ranna varan temyiz mahke- mesi, işadamı Asil Nadir'in Polly Peck şirketine ait 400 bin sterlini usulsüz olarak el- de edip bunu Forsyth aracı- Iığıyla yurtdışına kaçırmadı- ğına kanaat getirdi. Yardımcısı Forsyth'lailgi- li karan Lefkoşa'daki ofısin- den dakika dakika takip edep Nadir'in, sonuçtan son dere- ce memnuniyet duyduğu ve Ingiltere'ye dönüş için ka- rarlı olduğu bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle