06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kuruma bağlı 28 ildeki sigorta müdürleri ve 49 hastanenin başhekimi değiştirildi SSK'de bürokratkıymııBANU SALMA1S ANKARA - RP'li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik'e bağh Sos- yal Sigortalar Kurumu'nda (SSK) başla- ülan yoğun kadrolaşma, imam Naci Ünal'ın Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı'na getirilmesinin ardından sigorta müdürle- rinden başhekimlere, üst düzey bürokrat- lardan odacılara kadar uzandı. Kuruma bağlı 28 ildeki sigorta müdürleri ve 49 hastanenin başhekimi değiştirildi. SSK ile Iş ve tşci Bulma Kurumu'na (ÜBK) Di- yanet tşleri Başkanlığı'ndan, belediyeler- den kadro aktanmı yapıhyor. "Ben kendi kadromu kuracağun" di- yen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, önce kadrolaşmaya karşı çıkan SSK Yönetim Kurulu üyelerini ve üst düzey bürokratlan görevden aldı. Bakan Çelik, imam olması nedeniyle Personel ve Eği- tim Dairesi BaşkanlığVna atanması tepkiy- le karşılanan Naci Unal'ı, önce vekâle- ten, ardından da asaleten atadı. Çelik, per- sonelin nakil yoluyla atanması, unvan yük- selmesi ve eğitim hastanelerinde yetişti- rilen asıstanlann uzmanhk kadrolanna atanmalanna ilişkin yönetmelikleri yürür- lükten kaldırdı. SSK'ye personel alımına ilişkin yönet- melik de değiştirilerek dışandan teknik eleman, eğitim elemanı, avukat ve sağlık personelinin suıavsız alımı sağlandı. Sınav- sız personel alımına karşı çıkan Devlet Personel Dairesi Başkanı Nedün Kurtoğ- lu'nun açığa alınmasmın ardından yerine vekâlet eden Bedrertin Yüdınm, yönet- melik değişikligine "olur" verdi. SSK'nin personele gereksinimi olduğu gerekçesiyle Başbakanlık'tan izin alınan 4 bin kişilik kadronun 2 bin 500'ü şaibe- li sınavla alınan idari personel için kulla- nılırken; kalan 1500'ü de sınavsız perso- nel alımı yönetmelik değişikligine daya- nılarak dolduruldu. Sınavsız kadro alımın- da, ilanla duyuru yapılmadığı gibi iste- dikleri başvurulan kabul ettikleri ve baş- vuran kadın adaylann türbanlı olmasının istendiği ileri sürülmüştü. Aralannda Ba- kan Çelik'in akrabalannın da bulunduğu şaibeli sınavla alınan kadın personelin bü- yük çoğunluğunun türbanlı olduğu belir- tiliyor. Personel unvan yükselmesi yönetmeli- ğinin kaldınlmasma dayanılarak, Kahra- manmaraş Sigorta Müdürlüğü'ne RP'li Kahramanmaraş Belediyesi'nde çalışan Mehmet Dere; Erzincan Sigorta Müdür- lüğü'ne Içişleri Bakanlığı Sivil Savunma Uzmanı Orhan Uçar; Amasya Sigorta Müdürlüğü'ne Içişleri Bakanlığı Sivil Sa- vunma Uzmanı Mürsd Kuloğlu; Kütah- ya Sigorta Müdürlüğü'ne kurumda ambar memuru olarak çalışan Abdullah Uzsoy: KırşehirHastanesi Müdürlüğü'ne, Sağlık Bakanlığı"nda sağlık memuru olarak ça- lışan Saiih Bircan; Muğla Sigorta Müdür- lüğü'ne 4 sigorta müdüryardımcısı bulun- masına karşın, aynı müdürlükte şef olarak çalışan Bekir Yener atandı. Tüm Sosyal-Sen yönetıcileri. özellikle Diyanet Işlen BaşkanlığVndan, Sağlık Ba- kanlığı'ndan SSK'ye ve IlBK'ye kadro aktanldığına dikkat çekerlerken, yapılan yönetmelik değişikliklerine dayanarak pra- tisyen hekimlerin. başhekim olarak atan- dığını bildirdiler. Kadrolaşma yargı dinlemiyor Sürgün ve atamalara karşı yargıya baş- vuran personel, yürütmeyı durdurma ala- rak göreve iade edilmesinin ardından ye- niden sürülüyor. Ankara Sağlık Işleri Mü- dürü Yaşar Çaiışkan, Ulus Hastanesi'ne Baştabip Yardımcısı olarak atanmasının ar- dından yargı karanyla eski görevine iade edilmesine karşın, bu kez Ankara thtısas Hastanesi'ne uzman tabip olarak gönde- rildi. Tüm Sosyal-Sen Eğitim Sekreteri Hayri Duman, SSK Genel Müdürlüğü Per- sonel Şube Müdürlüğü'nden alınarak. Tun- celi'ye Sigorta Müdür Yardımcısı olarak gönderildi. Yürütmeyi durdurma karany- la görevine dönen Duman, yeniden Çorum Sigorta Müdürlüğü'ne sürüldü. SSK Genel Müdürlüğü tdari Işler Bö- lümü'nde şube müdürlüğü görevinden alı- narak Beşiktaş Sigorta Müdürlüğü'ne gön- derilen Cafer Yıkhz, yürütmeyi durdur- ma alarak görevine geri döndü. SSK per- sonel yönetmelikJerinin lt kadrolaşma"ya dönük olarak kaldınlmasma ve değiştiril- mesine karşı Danıştay'a 3 ayn dava açan Cafer Yıldız, bu kez Hakkâri Sigorta Müdürlüğü'ne sürüldü. Mimarlardan RP'ye tepki Su havzaları yapılaşmaya açdıyor • Istanbul için yaşamsal değer taşıyan su havzalan ÎSKİ Havza Yönetmeliği'ne eklenen geçici bir madde ile yapılaşmaya açılıyor. Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi, "yeni Sultanbeylilerin zemininin hazırlandığını" belirtti. İstanbul Haber Servisi - RP'liler, Istanbul için yaşam- sal değer taşıyan su havzala- nnı yapılaşmaya açıyor. tS- Kt Havza Yönetmeliği'ne ekJenen geçici 3. madde ile "yönetmeliğe uygunluk" ko- şulukaldınlarak yenne "mev- cut yapılaşmaya uygunluk" koşulu getinldı. Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şubesi, "İSKİyonetmefiğiıı- de yapılan son değişiklikle ye- ni Sultanbeylilerin zemininin hazırlandığınr belirtti. Mımarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi, tstan- bul'un içme suyu havzalan- nın yeni bir saldınyla karşı karşıva olduğunu açıkladı. İSKİ yönetmeliğinin "Geçi- ci madde 3 ile ilgili bir yönet- melik tadilatının 9 Ocak 1997 tarihinde y ürürlüğe girdigi" belirtilen açıklamada, tSKl yönetmeliğinde yapılan son değişikliğin içme suyu hav- zalannın ıdam fermanı oldu- ğunu savundu. Kamuoyunu. havzalarda oynanan oyunlara karşı du- yarlı olmaya ve tepki göster- meye çağıran Mimarlar Oda- sı açıklamasında özetle şöy- le denildi: "Bu son değişik- likle. İstanbul'un içme suyu ha>~zalannın planianmasın- da artık 'yönetmelığe uygun- luk' koşulu da kakünlarak yerini •mevcut yapılaşmaya uygunluk' koşuluna bırakıl- makta. İSKİ'nin kontrolü. yönetmeliğedeğiL mevcut ya- pılaşmaya uygunluk açısın- dan ele alınarak havzalarda- kiplanlanıa \eyapılaşma)ar- da idarenin kontrolü tama- men ortadan kaldınlmakta. Kısacaa, su ha\zalannın Idr- lenmeden ve yoğun yapdaş- madan korunması amacı ta- mamen terk edilerek vasadı- şı, piansız ve kirletici' mevcut yapılaşma' ölçütüesas alına- rak 'mevcut yapılaşmaya uy- gun' ve dolayısıyla kirİetme- ye uygun planlara ve bu plan- lara dayalı yapılaşmaya ze- min haarlanmaktadır. İstan- bul'un içme suyu havzalarm- daki planlama \e yapılaşma- yı koruma yönetmeliğinin de- netimi dışına çıkaran böyle- si bir kuraluı geneide hukuk ve kamu yararu özelde ise ka- mu sağhğı açısından son de- rece ciddi tehlikeler içerdiği açıkür." tstanbul BüyükşehİT Be- lediyesi'nin, yönetime gelir gelmez ilk icraat olarak IS- Kt yönetmeliğinde yaptığı değişiklikJerle havzalardaki dengeyi kamu yaran aleyhi- ne bozduğu iddia edilen açık- lamada, son değişiklikJe ka- mu yarannın bireysel yarara kurban edildiği savunuldu. tstanbul'un en önemli ya- şam kaynaklanndan olan iç- me suyu havzalannda başla- tılan yeni sürecin, Sultanbey- li'yı ömek alarak onlarca ye- ni Sultanbeylı yaratacağı vur- gulanan açıklamada, İSKİ ta- rafindan hazırlanarak 26 Ara- lık 1995 tarihinde yürürlüğe giren "İSKİ İçmeve Kullan- ma Suyu Temin Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklannın Kirienmeye Karşı Korunması Hakkın- daki Yönetmelik"in bazı maddelerinin iptali için Oda tarafmdan açılan davanın Is- tanbul 4. tdare Mahkeme- si'nde devam ettiği anımsa- tıldı. Açıklamada söz konusu yönetmelikle su toplama hav- zalanna en az 7 milyon kişi- lik bir nüfusun yerleşmesine zemın hazırlandığına dikkat çekildi. Y ÖK'üprotestoetmekamacıyla6Ka- s l ı n l 996 d a Be> aatMe>danrndaaçık- lama yapmak için toplanan ve polis tarafindan dövülerek gözaltma alınan öğrencilerin yargılanması sü- rüyor. 433 sanığın 80'er kişilik graplar halinde yargüandığı dava, İstanbul 4. Agır Ceza Mahkemesi sa- lonunda görülüyor. Dünkü duruşmada sanıklar kimlik tespitinin ardından ortak savunma yapOlar. Ar- zu Er adlı öğrenci savuıunasında, polis tarafindan dövülen ve mağdur olanm kendileri olduğunu söyle- yerek tt Bir de çekinmeden polisler bizden şikâyetçi olmuşiar. Kafalanmızı kırdıklan için onlardan özür dileriz" diye konuştu. Dunışma ertelendL (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Hizmet-İ$'in sözle$meslnde cuma namazımn ücretli izin olması yer alıyor Sözleşmede 'dinivecibe'devri CELAL YILMAZ İZMİR-Hak-tş Konfederasyonu'na bağlı Hizmet-tş Sendikası'nın üç be- lediyede bağıtladığı, 160'ında da gö- rüşmelerini yürüttüğü toplu iş sözleş- mesi'nde (TİS) yer alan "diııi görev- lerin ifası" maddesine DlSK'ten sert tepki gelırken Türk-tş, normal karşı- ladı. Sendikayla sözleşme imzalayan belediyelerden Çaybaşı ve Ürkmez be- lediye başkanlan ise TlS'teki bu mad- denin uygulanmadığını söyledi. Hizmet-lş Sendikası'nın Konya, Dı- yarbakır ve Şanlıurfa belediyelerinde bağıtladığı sözleşmelerde yer alan. hac, umre ve cuma namazı için ücret- li izin, çahşanlann Kuran kursundaki çocuklanna eğitim yardımı gibi mad- delerin yasalara aykın olduğunu belir- ten DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak, "Amaç, Türkiye'deki laik ve de- mokratik dûzenin dibinc dinamit koy- maktır. Böyle bir uygulama sendika- ahk adına terbrş esizliktir, ahlaksızlık- nr" dedı. Türk-îş Genel Başkanı Bay- nun Meral de söz konusu maddenin geçmiş dönemlerdeki sözleşmelerde de yer aldığını anımsatarak "Türkiye Cumhurryeti demokratik ve laik bir sosyal hukuk devietidir. Bugüne kadar kimse bir başkasuun ibadebni yerine r- • DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Hizmet-tş Sendikası'nın Konya, Diyarbakır ve Şanlıurfa belediyelerinde bağıtladığı sözleşmelerde yer alan maddelerin yasalara aykın olduğunu belirtti. de benzer nitelikteki hükümler geç- mişte de vardı" şeklinde konuştu. Hizmet-tş Sendikası'nın bağıtladı- ğı sözleşmelerde yer alan anti-demok- ratik maddenin, sendika yasalanna ay- kın olduğunu belirten DlSK Genel Başkanı Budak, sendikacılık adına ya- salann çiğnendiğini belirterek şöyle konuştu: "Ne çahşma hayaünda, ne de sendi- kal gelenekte böyle bir uygulama gö- rülmemiştir. Verel yönetiınlere seçilen- ler ve çabşanlar öncelikle halkın ver- diğj vergilerle akhklan maaşlannı hak etsinler. Böylesine çağdışı maddeleri TİS kapsamına almakla Türidye'nin laik düzenini dinamitleveceğini sanan- lar bayal kınklığına uğrayacakbr." Hak-tş'e bağlı Hızmet-tş Sendika- sı'nın belediyelerle imzaladığı ve gö- rüşmelerini yürüttüğü TtS'lerine ılım- lı yaklaşan Türk-Iş Genel Başkanı Bay- ram Meral, herkesin ibadetini istedi- ğince yapabileceğini kaydederek "TİSIerde benzer uygulamalar geç- mişte de vardı. Aslolan, yüce din duy- gulanmn ve inancının, başta siyasi amaçlar olmak üzere, başka amaçlar- la istismar edümesüıin önlenmesi, di- ni istismara dayalı yasadışı örgürJenme- ierin ve Türkiye'yi ortaçağın karan- hklanna geri götürme çabalannın en- gellenmcsidir" dedi. Hizmet-lş Sendikası'yla bağıtladık- lan TtS'te böyle bir maddenin oldu- ğunun gözden kaçabileceğini söyle- yen lzmir'in Ürkmez Belediye Başka- nı ANAP'lı HaHl Küçükkura, asker emeklisi olduğunu vurgulayarak böy- le bir uygulamaya izin vermelerinin söz konusu olmadığını belirtti. Kü- çükkura. şöyle konuştu: "Betediyemizde geçici işçi olarak 23 kişi çauşıyor. İş saarJerini aksatmamak koşuluyla isteyen ibadetini de yapar, cuma namazmadagider. Haccave um- reye gidecek olanlara başvunüan ha- linde ücretsiz izin veririz. Ancak cuma namazı, hac ve umre için ücretii izin ver- memiz beklenemez. Hizmet-İş'le imza- lanan toplusözleşme gereğince çalışan- lanmıza cuma namazı. hac. umre için ücretli izin, Kuran kursundaki çocuk- lan için de eğitim yardımı ödenme- mektedir. Atatürk ilke ve inküaplanna bağh bir yerel yönetici olarak böyle bir uygulamaya izin de veremeyiz, prim de tanımayız." Baykai 'Gereldrse kenara çekiliriz' \IERlHAK İZMİR-CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykai, sosyal de- mokratlann ancak birleşip bü- tünleşerek iktidar olabilecek- lerini belirterek "Bu müca- delede bizün kenara çekilme- miz gerekiyorsa kenara çeki- hnz"dedi. CHP Genel Başkanı Bay- kal'ın üç günlük Ege Bölge- si gezisi sırasında hem parti- lilerce hem de yurttaşlarca or- taya atılan en önemli konu, solda bütünleşme oldu. Bay- kal'ın açıkhava toplantılan- na katılan CHP'lisi, DSP'lisi herkesin solda bütünleşme is- temesi, toplantılarda yapılan konuşmalann da bu yönde yo- ğunlaşmasına neden oldu. Baykai da soldaki bütünleşme istemlerini karşılıksız bırak- madı. Zaman zaman DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit'e çağn yapan, zaman zaman da sert eleştirilerde bulunan Bay- kai, bütünleşmenin gereklili- ğini vurguladı. CHP ve DSP'ye bu aşama- da büyük görevler düştüğünü belirten Baykai. Ecevit'in bü- tünleşme konusunda izlediği politikalan eleştirdi. Her ko- nuştuğu yerde, kendilerinin yürekten istedikleri birleşme ve bütünleşmeye Ecevit'in karşı olduğunu söyleyen Bay- kai. şöyle devam etti: "Seni bu partiortaya çıkar- dLŞimdi. 'CHP'yle bütünleş- me dünyada olmaz' diyor. ANAP'la, DYP'yle birteşiyor- sun da CHP'yle niye birleş- miyorsun? Nezarargördün bu paroden?." Baykai, bütünleşmede ken- dilerinin üzerine düşen tüm görevleri de yerine getirece- ğini belirtti. Hükümetle an- cak sosyal demokratlann mü- cadele edebileceğini belirten Baykai, bütünleşmenin bura- da önem kazandığını vurgu- layarak "Bu mücaddede bizîm kenara çekilmemiz gerekiyor- sa kenara çekiliriz. Bu müca- delede bize sonımluluk düşü- yorsa sonımluluğu yükleni- riz. Türkiye'yi Erbakan'ates- lim etmeyeceğiz'" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ben Laik Değilim... Hemen belirteyim, bu söz benim değil. Ben la- ikim. Şimdiye dek her yerde dile getirdim ve dile ge- tirmeyi sürdüreceğim. Bu söz, DSP Genel Başkanı Sayın Bülent Ece- vit'in. Dahadoğrusu, bu lafı Sayın Ecevit'e yakıştır- mışlar. Aksiyon dergisi Ecevit'le yaptığı bir söyleşi- nin manşetine bu görüşü koymuş. Bence haksız, ama maalesef Sayın Ecevit bunun zeminıni hazırla- mış. Diğer kimi devlet adamlanmız gibi... Işin kuramsal yanına bıraz aşağıda gireceğim. An- cak şimdiden şu kadannı söyleyeyim ki; bu konu çok hassas bir konu ve çok dikkatli olunması gere- kiyor. "Size göre, kişiler laik olur mu" diye soruyortar Sayın Ecevrt'e. "Ancak devletler laik olabilir" diye yanıthyor ve sürdürüyor "Kişi laiklikten yana olabilirya da olmaz. Ben laikliğin kesinlikle din ile çatışmadığına ınanıyo- rum. Laiklikten yanayım." Binlerce kez yazdım, yineliyorum. Bir insanın "Ben laikim" demesi, "Ben laiklikten yanayım" demektir, "Ben laik bir devlet düzeninden yanayım "demektir. Bunu dile getirmekten neden korkuyor kimileri. ne- den çekiniyor? Laiklik elbette devletle ilgili bir kavramdır ve pek çoktanımı içinde benim yeğlediğim tanımı, "birtop- lumda yönetenlerin yönetme yetkısinı din dışı kay- naklardan elde ettikleri ve yönetimin ilkelerini kutsal metinler dışındaki kaynaklara dayandırdıklan yöne- timlerdir." Bir insanın "Ben laikim" demesi, böyle bir devlet düzeninden yana olması demektir. Bu marrtığa göre hiç kimse "faşıst" de olamaz, "de- mokrat" da olamaz. Zira hem faşizm hem de demok- rasi devlet düzenıyle ilgili kavramlardır. Bireysel ola- rak "faşist ruhlu" ya da "demokrat ruhlu" olunabilir, ama bu tür ideolojiler temel olarak devletle ilgili ide- olojilerdir. Ve bu mantık çerçevesinde "Ben laikim" demeyi sakıncalı bulan bir insanın "Ben demokra- tım"da dememesi gerekir. Insanlık tanhine yüz ka- rası olarak geçen kimi isimleri "faşist" olarak nitelen- dirememesı gerekir. Başlığı bir yana, bu ilginç söyleşide Sayın Ecevit çok önemli noktalara deginiyor. Ama hemen hepsi ayn ayn ele alınmaya muhtaç. Ömeğin bir soru üzerine şöyle bir yanıt veriyor Sa- yın Ecevit: "Laikliğin üç temel niteliği vardır. Birinci- si inanç ve ibadet özgürlüğü. Ikıncisı din ve devlet işlerinin bin birinden ayrılması. Üçüncüsü Allah ile kul arasına insan girmemesi" ve eklıyor, "Su üç fe- mel ögleden baktığımızda laikliğe en yatkın din Is- lamdır." Tümüyle doğru ve altına ben de memnunı- yetle imzamı atanm. Fakat aynı sorunun yanıtını sürdürüyor "...Müslü- manlıkta inançlara saygı esastır. Diğer dinlere de geniş özgürlük tanır. Kuranı Kerım bazı sosyal ilişki- lere kurallar getirmiştir. Ancak bana göre, bir devlet dûzeni dayatmamıştır. Islamda ruhban sınıfı yok- tur..." Bu söylenenler yanlış mı? Hayır doğru. Fakat yan- lış anlaşılmalara ve yorumlara neden olabiliyor. Ör- neğin Islamda ruhban sınıfı olmadığı doğrudur, ama "birileri" Islamı yorumlamakta ve yoaımları saygı görmektedir. Sınıf olarak nitelenmeseler bile bu "bi- rileri" pekâlâ bir "ruhban sınıfı işlevini" görmektedir- ler. Aynı şeyier, tarikat ve cemaat liderleri için söz ko- nusu değil mi? Kuramsal değerlendirmeler, çoğu kez yaşamın gerçekleriyle ters düşebiliyor. Orneğin Sayın Ecevit, bir soru üzerine şu yanıtı veriyor: "Dini siyasallaştırmayı düşünmeyen bir toplum için şeriat, Kuran'da belirtilen temel kurallar, temel kaidelerdir. (Bu tanım da doğru değil, ama konumuz başka. TA)O zaman 'Kahrolsun şeriat' denildiği za- man, kendi dinlerine küfredilmiş sayıyoriar..." Şeriat tanımı yetersız veriliyor. Zaten bir parantez açarak bunu vurguladım. Ama yeterli olduğunu dü- şünsek bile bu göruşün dayandığı temel. "dini siya- sallaştırmayı düşünmeyen bir toplum." Acaba Re- fah içindeki radikal gruplann, dini siyasallaştırmak is- temedıklerini düşünebilir miyiz? Böyle bir yaklaşım, gerçeklerle bağdaşırmı? Laiklik uygulamalannın "ço- ğu kere dindarian rencide ettiği" konusunu içeren bir soruyu da Sayın Ecevit şöyle yanıthyor: "...Laik- lik eğer dindar kesimi küstürecekse orada bir sıkın- tıolur..." Bu yanıt da, elbette kuramsal olarak karşı çıkıla- cak bir şey değil. Fakat acaba "küsmenin" ya da "ren- cide olmanın " ölçüsü nedir? Orneğin bundan birkaç yıl önce Çoriu'da şevgili dostum Oner Yağcı ile bir panel yapmıştık. Öner, kimi Bektaşi ozanlarından nefesler okudu. Toplantı sonrası bir genç geldi. "Su okuduklannız beni rencide etti" diye tutturdu. Bir türlö laf anlatamadık. Ya da ramazanda oruç tutmayan insanlar eğer "bi- rilerini" rencide ediyor ya da küstürüyorsa bunun öl- çüsünü nasıl koyacağız? Sayın Ecevit'in çağdaş ve özgürlükçü yapısı ko- nusunda elbette hiçbir kuşku duyamayız. Ancak bu çok duyarlı konularda dikkatli olmaya davet edebi- liriz. Zira söyledikleri çok yanlış anlamlara çekilebi- lir. Ve hiç istemediğimiz bir biçimde. "Sen laik deği- lim" manşetinin attında fotoğrafını görebilinz. Veliler 'takunyalı müdür'ün peşini bırakmıyor Taksiciler kontak kapattı İstanbul Haber Servisi -Taksi şoforleri, son dönemkrde artan taksici ölümleri nedeniyle güvenlik önlemi alınması için 09.00-16.00 saatleri arasında kontak kapatü. Çok savıda taksi şoförünün kaüldığı "kontak kapama ey lemi" sırasında, kentte trafığin önemli ölçiide rahatladığı görüldü. Şof-Der'e bağlı minibüs şoforleri de araçlarına siyah kurdele takarak taksi şoförlerinin e\ lemine destek verdiler. Öte yandan ÖDP İstanbul İl Yönetimi de ey lemi destekleyerek mevcut toplumsal koşullann her gün binlerce potansiyel saldırgan ve katil yarattığını vurgulayarak, herkes gibi U 6 milyon lira için öldürülen" taksi şoförierinin de can güvenliğinin olmadığını belirtti. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) tstanbul Haber Servisi - Şişli 19 Mayıs tlköğretim Okulu'nun Atatürkçü ve çağdaş görüşleriyle tanı- nan 4 öğretmenin görev yerlerinin değiştirilmesini sağlayan müdür Yunus De- mir'e tepki gösteren öğ- renci velileri, öğretmenle- rin görevlerine dönmeleri için îstanbul Valiliği'ne di- lekçe verdiler. Il Milli Eği- tim Müdür Yardımcısı AH Çelebi'yle de görüşen öğ- renci velileri, öğretmenler geri dönene kadar olayın peşinde olacaklannı söy- lediler. Şişli 19 Mayıs Ilköğre- tim Okulu velileri, okulun şeriatçı ve Atatürk düşma- nı olarak bilinen, bu ne- denle öğrenciler arasında adı "takunyalı mü- dûr'"e çıkan müdürü Yunus Demir tarafindan okuldan uzaklaştınlmalan sağlanan öğretmen- lerine sahip çıktılar. Demir tarafindan gerekçe gösterilmeden başka okullara gitmeleri sağlanan Gazi Dursun, Mustafa Ergül, Raika Topçu ve Mehmet Düzgün'ün yıllardır başanyla görev yapmalannın yanında, öğrenciler tarafindan da sevilen Atatürkçü ve çağdaş kişiler olduklannı belirten veliler, çocuklannın müdürden çok şi- kâyet ettiklerini, müdürün aptes alırken ayakla- nnı kız öğrencilere yıkattığını, geç kalan çocuk- Veliler, Atatürk düşmanı olarak bilinen müdürden şikâyetçi olduklannı, müdürün aptes alırken ayaklanm kız öğ- rencilere yıkatüğını ve İstiklaJ Marşı okunurken odasında kaldığını ileri sürdüler. (Fotoğraf: SAADET USLU) lara kötü davrandığını, Cumhuriyet BayTamı tö- renlerine katılmadığını ve tstiklal Marşı oku- nurken odasında kaldığını ileri sürdüler. Yunus Demir'in Oruç Gazi tlkokulu'ndan sürgünle gel- diğini kaydeden veliler, şunlan söylediler: "Yunus Demir hakkmda 9.5 milyar liralık bir yolsuziuk iddiası var ve aynca kendisi okul ser- vislerinden komisyon abyor. Zaten kendisi Oruç Gazi İlkokulu'ndan gelirken servisçileri ve kan- tinciy i beraberinde getirdi. Özel otarak din der- si veriyor. Kayıt sırasında velilerden makbuzsuz 20'şer milyon lira aldı. Oğretmenlere çok kaba davTanıyor ve sürmek için gerekçe anyor. Ata- türk'ün büstünü çelenkle kapattı. Bahçede marş sövlenirken yeğeni ve kendi kızını alarak içeride bekliyor. Hatta bu nedenk bazı öğretmenlerle tartışrj. Kendisi DYP'den aday aday ı olduğu için sürekli politik bağlantılan olduğunu ve ona bir şey yapılamayacağmı söylüyor. Yetkililer de De- mir'in dosyasuıın kabank olduğunu ve hakkın- da çok fazia şikâyet geldiğini belirtiy nrlar. Şu an- da iki yüz çocuk açıkta ve eğer öğretmenîer en kısa sürede okula dönmedersebu işi gereldrse An- kara'da sonuçlandıracağız." Bilican önlemleri açıkladı Nevruz kuüaına hazırhkları başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge Valisi Neca- ti Bilican, NevTuz kutlama- lan sırasında siyasi amaçlı gi- rişimlere izin verilmeyece- ğini belirterek önlemlere di- renenlerin gereken hesabı vereceklerini bildirdi. Nev- ruz'da Ankara'da Orman Ba- kanlığı 'ntn önünden Nevruz ateşini temsilen meşalelerle başlayacak olan yürüyüş. Za- fer Meydanı'ndaki Atatürk heykelinin önünde sona ere- cek. Devlet, 21 martta yurt- taşlara Nevruz pilavı ile çe- şitli renklere boyanmış piş- miş yumurta ikram edecek. Önlemler konusunda açık- lama yapan Bilican, Nev- ruz'un yüzyıllardır Türk dev- letlerinde aynı biçimde kut- landığını belirterek etkinlik- lerin ideolojik nitelik taşı- madığını anlattı. Bilican. şöyle dedi: "Ateş yakarak üzerinden aüamak, sıkınnlardan kur- tuhnak anlamına gelir. An- cak bölgemizde bu ateş baş- ka amaçlarla yakılnıaktadır. Nevruz dolayısıyla halkımn zı huzursuzedecekhiçbir ha- rekete müsaade etmeyece- ğiz. Veter ki insanlanmız, is- tediği şekilde kutlamalan yapsın. Gruplann yönlendi- rflmesine asla izin vermeje- ceğiz. Nevruz'u mutsuz kıla- cak hiçbirşeye izin \ r ermeye- ceğiz. Yatandaş neden hoşla- nıyorsa hiçbir grubun yön- lendirnıesinde kalmadan bu- nu yapabilir. Alacağımız ted- birlere direnenler, hesabını vereceklerdir." OHAL Bölge Vali Yar- dımcısı Ahmet Ertürk de Cumhuriyefe yaptığı açık- lamada, bölgede her türlü güvenlik önleminin alındığı- nı kaydederek Nevruz günü üzücü bir olayın yaşanaca- ğını sanmadığını söyledi. Içişleri Bakanı Meral Ak- şener'in de tüm valilıklere ıletılmek üzere Nevruz genelgesı yayımlayacağı öğ- renildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle