Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 MART 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Anthony Minghella'nın Ondaatje'nin romanmdan uyarladığı 'The English Patient' cuma günü sinemalarda
Tutkunun epik romanı beyazperdedeKültür Servisi-Ikinci Dünya Savaşı yıl-
lannda Kuzey Afrika ve Italya'da dört
savaş kurbanının yaşamlan çerçevesin-
de gelışen tutkulu ve epik bir film 'The
English Patient - İngiliz Hasta'. Michael
Ondaatje'nin Booker ödüllü romanın-
dan Anthony Minghella tarafindan sine-
maya uyarlanan film, yazan, yapuncısı
ve yönetmeninin dayanışması ve ısrarlı
çabalanyla gerçekleştırildi.
Minghella, 'The English Patient'ı bir
solukta okuyup bitırdiğini ve romanı ke-
sinlikJe beyazperdeye aktarmaya karar
verdiğmı anlatıyor. "Her şey,kitaba duy-
dtığum sevgiden kaynaklandı. Romamn
en iyi okuyucusu olmak istiyordum."
Bu yüzden de film boyunca aşkın fark-
Iı türlerini getiriyor beyazperdeye Ming-
helJa. Kanadalı Fransız hemşirenin (Ju-
lieüe Binoche) hastasına duydugu şefkat,
Sih milisi Kip (Naveen Andrem) ile ya-
şadığı yoğun aşk, gizemli kimliği sonra-
dan Macar Kontu Almasy olarak ortaya
çıkan ingilız hasta (Ralph Fiennes) ile Kat-
herine'nın(KristinScottThomas)ilişki-
si ve Almasy'nin miiliyetçi tutkularyü-
zünden mahvedilen çöle duydugu sevgi...
İtaiyan kökenli bırailenin çocuğuolan
ve tngiltere"nin Isle of Wight yöresinde
yetişen 43 yaşındaki Minghella. romana
konu olan dönemi ve olaylan daha iyi kav-
rayabilmek amacıyla, tam bir akademis-
yen gibi davranarak lngiltere'nin larlık
bölgesinde kiraladığı bir evde aylar bo-
yu yakın tarih üzerine okumalar yapmış;
Kuzey Afrika ve Italya'da savasanasker-
lerin turtuklan günlükleri incelemiş. Ro-
manı sinemaya aktanrken Itaryan köken-
li olup tngiltere'de yetişmesinin önemli
avantajlar sundugunu söylüyor Minghel-
L h<he English Patient', gelecek hafta pazartesi günü sahiplerini bulacak Oscar ödüllerinin en
güçlü adaylanndan biri olarak gösteriliyor. 1996 Altın Küre 'En İyi Drama', 'En iyi Görüntü',
1996 Berlin Film Festivali 'En iyi Kadın Oyuncu' ödüllerini alan, 13 dalda BAFTA'ya (İngiliz
Film Akademisi Ödülleri) ve 12 dalda Oscar'a aday gösterilen film cuma gününden başlayarak
sinemalanmızda gösterime giriyor.
la. "İngiliz olmak ne anlama gelir, bunu
çok iyi anlıyorum. Aynı zamanda ola> la-
n tarafsı/ bir göziin bakış açısıyla da gö-
rebiliyorum",
Minghella, yapımcı SaulZaentzCGu-
guk Kuşu". 'Amadeus' ve'Varohnanın Da-
yanılmaz Hafifliği'ni sinemaya uyarla-
mıştı) ve romanın yazan Michael Onda-
arje ile bırlikte çok sıkı ilişki içmde ol-
duklannı; hatta Ondaatje'nin kendisine
büyükcesaret verdıgini söylüyor. "L'çü-
müz de şuna inanıyorduk: eğer bu filrai
tutkuyla vapabilirsek seyirci kesinlikle
kayıtsız kalmayacaktT.
Eleştırmenlerce, tıpkı Salman Riişdü
ve Graham Greene gibi son derece sine-
matografik bir yazar olarak tanımlanan
Ondaatje. aynı zamanda sinema uvarla-
malan konusunda yönettnenlere zorluk
çıkaran bir yazar. Ancak Minghella, zo-
ru başarmış bir yönermen. Tabıi filmın
teknik anlamda bir mucızeyı gerçekleş-
tirmesinde sanat yönetmeni John Seale'ın
sınematografik bakışının da payı var. On-
daatje ortaya çıkan sonuçtan hoşnut:
"Minghella ileçalışma şansı >akaladıgım
için şansbyım. SauL bir romanı sinema-
ya aktarmanın zorluklarını biliyordu.
Anthony de iyi bir yönermen olsa da ön-
celikle iyi bir >azardır. Saul gibi kitapla-
n değerlendirir. Başından beri The Eng-
lish Patient fîlminin kitabın kunı bir uyar-
lanıası olmaması için çahştık üçümüz de.
Hiçbirimiz sadık bir yansıma istemedik.
Saul veAnthony inandıklan film ve oyun-
cular için çok çauşülar. Kitaptan aldikla-
n, onun ruhuydu".
Geçen yıllarda 'Truly Madly Deeph/'.
'Mr.WonderfiıI'gibiküçükbütçeli film-
lerle adını duyuran Minghella, sanat ya-
şamının önemli bölümünü tıyatro çalış-
malanna adadı. Tiyatrodaki binkimuıin
oyuncu seçiminde etkili olduğunu belir-
ten yönermen, 'The English Patient'ın
kadın oyuncusu olarak çok tanınmayan
Kristin Scott Thomas'ı seçti. Ana karak-
ter için Ralph Fiennes'ten başka bir oyun-
cuyu düşünmedı bile. Fiennes, filmde
oynamak istediğini söylediğinde yanm
saniye dûşündükten sonra 'evet'yanıtını
vcrdi aktöre. Jşın zorlu kısmı, oyuncular
belirlendikten sonra başlıyordu. Filmin
en önemli mekânı çöldü. Tunus. çöl çe-
kimleri için kusursuz bir yerdi; ama çö-
lün kendine özgü doğası. geceleri insa-
nın kanını donduran soğuğu, gündüzle-
riyse bunalhcı sıcağıyla baş etmek ol-
dukçazoranlaryaşattı film ekibine. Çöl
çekimlerinde adeta deliye dönen Ming-
hella, "Böylepahahvekannaşık bir film
yapmaya kalkışmasaydım ilk fırsatta her
seyi bırakıp geri dönerdim" diyor.
'The English Patient', gelecek hafta
pazartesi günü sahiplerini bulacak Oscar
ödüllerinin en güçlü adaylanndan biri
olarak gösteriliyor. 1996 Altın Küre 'En
İyi Drama', 'En İyi Görüntü'. 1996 Ber-
lin Film Festivali 'En lyi Kadın Oyuncu'
ödüllerini alan, 13 dalda BAFTA'ya (İn-
giliz Film Akademisi Ödülleri) ve 12 dal-
da Oscar'a aday gösterilen film cuma
gününden başlayarak sinemalanmızda
gösterime giriyor.
Ondaatje'nin yılın en iddialı filmine konu olan romanı 'îngiliz Casus' Can Yayınlan arasında piyasaya çıktı
'Film, ldtabın gölgesi olmaktan çıktı'Kültür Servisi - Kanadalı yazar
MkhaelOndaatje'nin Ingiltere'de
Booker ödülü kazanan romanı
"The English Patient". Ahu Ant-
men'ın çevırısıyle Can Yayınlan
arasında "İngiliz Casus" adıyla
yayımlandı. (Kitap, "İngiliz Ca-
sus" ismiyle dilimize kazandın-
lırken film şirketi Warner Bros
"İngiliz Hasta" ismiyle gösterime
sunmayı yeğlıyor). tngılız yönet-
men Anthony Minghella'nın aynı
adlı filmine esin kaynağı olan ro-
jnan^İkincı Dünya Savaşı sonla-
nnda'rastlantı sonucu yaşam eiz-
gileri kesişen dört ilginç karakte-
rin öyküsünü anlatıyor. Ondaat-
je'nin kitabını okuyanlar. merak-
la fılmı bekliyor. "İngflizCasııs''ta
Caravaggio karakterini canlandı-
ran, edebiyat meraklısı ünlü sine-
ma oyuncusu Willem Dafoe, Sri
Lanka asıllı şair-yazar Ondaatje
ile yılın en iddialı filmine konu
olan romanıyla ilgili bir söyleşi
gerçekJeştirmiş. Söz konusu söy-
leşiden kesitler sunuyoruz:
DAFOE - Filmin senaryosunu
yazmaya neden yanaşmadmız?
ONDAATJE - Kitabı yazmak
zaten aln yılımı almıştı. Bunun
son iki yılı, kitabın son şeklini ta-
sarlayarak geçti. O kurguyu bozup
öyküye yeniden biçim vermeye
çalışmak çokzorolacaktı... Nes-
nel davranamayacaktım.
Roman nereye götûrflyorsa
DAFOE- Peld senaryo çabşma-
lanna kanldımz mı?
ONDAATJE - Taslaklar ortaya
çıktıkça yönetmen AnthonyMing-
hella. yapımcı Saul Zaentz ve ben
buluşup tartıştık. Düşüncelerimi
aktarma olanağını buldum. So-
nuçta senaryo yeni bir yapıt oldu.
kitabın gölgesi olmaktan çıktı. Se-
naryo yazmak çok zormuş. bunu
ögrendim! Bir yazar zaman kısıt-
laması yüzünden yazdığı kitaptan
koca bölümler atamaz bir kere...
Bir senaryo yazan bürün bunlan
düşünmek zorunda. Kötü bir şa-
kagibi!
DAFOE- Film kitaptan oidukça
farkü. Kitabıçokseven okurlar.bel-
ki hayal kınklığına uğrayacakian.
Michacl Ondaatje
İNGİLİZ
CASUS
• "The English
Patient"te
Caravaggio
karakterini
canlandıran
edebiyat
meraklısı ünlü
sinema
oyuncusu
VVillem Dafoe,
Sri Lanka asıllı
şair-yazar - —
Ondaatje ile
romanıyla ilgili
gerçekleştirdiği
söyleşide,
filmin kitaptan oidukça farklı
olduğunu vurgulayınca yazar,
"Film kendi DNA'sım taşıyan,
kitaptan oidukça uzak bir şey oldu.
Sonuçta senaryo yeni bir yapıt oldu,
kitabın gölgesi olmaktan çıktı"
görüşünü dile getiriyor.
ONDAATJE - Evet. film kendi
DNA'sını taşıyan. kitaptan oiduk-
ça uzak bir şey oldu.
DAFOE - Okurun kişisel tepki-
lerverdigi bir roman bu. Kimisi bir
sohıkta,kimisi fazla \oğun buluyor,
iyice sindirebilmek için yavaş ya-
vaş okuyor... Romana son biçimi-
ni verirken çok değişu'rdin mi?
ONDAATJE - Roman beni ne-
reye götürüyorsa oraya gittim dı-
yebilirim. Düzelrmeleri yaparken
bölümleri şiir düzeitır gibi düzel-
tiyorum. Bir bölümü alıp başka
birbölüme ekh'yorum. sıralannı de-
ğiştiriyorum, farklı kapsamlariçı-
ne koyuyorum. Bu açıdan. çalış-
ma biçimim belki biraz film ya-
pımının aşamalanndan o denlı
uzak değil. Yayımlanan kitaplan-
mı dabirdaha aslaokumuyorum...
Ben sana bir soru sorayım: Cara-
vaggio'yu canlandırmak üzere
film setine geldiğinde hazırlıklı
mıydın?
DAFOE - Pek değil... İnsanın
kendisinden farklı. bir üçüncü ki-
şiliğe bürünmesi gerektiren bu iş-
te, kendi benliğinde tarMı karak-
terleri banndırdığına inanacak-
sın. O karakteri kendi içinde bu-
lup çıkarmak gizemli bir süreç.
Hazırlanmak. insana biraz güven
kazandınyor o kadar. Felsefi ola-
rak baköğımızda, zaten biz her şe-
\iz, her şeyi bünyemizde banndı-
nyoruz. Ben böyle düşünüp ken-
dimi o karakterin öyküsüne bıra-
layorunı.
Bir casus mu, sahtekâr mı?
OIVDAATJE - İngiliz Casus'u
yazarken kitaba admı veren adam-
dan hoşlanıp hoşlanmadıgımı bi-
le bilmiyordum. Bir casus mu, sah-
tekâr mı... kımdi? Doğrusu bilmi-
yordum. emin olamıyordum. Ki-
tabı yazmaya başlamamın üçün-
cü yılında ona bir ses verebildim.
O sese kavuşunca, karakter de or-
taya çıktı. Bazen bir sözcük ya da
jest, insanı o karakterin özüne gö-
türebiliyor.
DAFOE - Şu sıralar bir sey ya-
zı\T»r musunuz?
'ONDAATJE - Evet. yine bir ro-
man yazmaya çalışıyorum. Bu ara-
da şiir de yazıyorum. Aslında 'İn-
giliz Casus'tan sonra kendımi bü-
tünüyle şiire vermek istıyordum.
DAFOE -Şiirle roman birbtrin-
den çokfarklı değil mi? Roman ya-
zann bütün yasamını eiegeçiriyw
sankL Şiirde ise zaman zaman ara
vermek mümkün.
ONDAATJE-Öyle... Aynca bir
roman biterken artık o küçük sah-
neler terk ediliyor. kitaba bir bü-
tünlük kazandırmak çabalan baş-
lıyor. "IngilizCasus'tan sonra. ye-
niden küçük boyutlu bir şeyler
yazmak istıyordum. Çünkü aslın-
da ben romanlanmı da küçük kü-
çük parçacıklar yazarak oluşturu-
yorum. Bunlar zaman içinde ge-
niş bir kapsam kazanıyor.
DAFOE - O son asamada kitap
tamaınlanmışohıyormu? Yoksaye-
ni baştan bir düzenleme mi yapı-
yorsun?
ONDA.\TJE-Tabiı insanın yaz-
dıklanndan biradım geri atıp baş-
kalanrun gözleriyle değerlendirme-
ye çalışması gerekiyor. Kıtapla-
nm yayimlanmadan önce hep baş-
kalanna okuturum. Tepkıleri ölç-
meye çalışınm. Ben kitabın genel
olarak temasından çok küçük sah-
nelenyle ilgilendiğım için bazen
farkına varmadığım atlamalar.
unutkanlıklar yapabiliyorum.
DAFOE - 'İngiliz Casus', hem
kurgusu hem zengin içeriği hem de
parçalar halinde bir bütünlüge ka-
vusması açısından oidukça ilginç,
hatta gizemli bir kitap. Okur ba-
zen kaybolu\or içinde. Kitaba «r-
dilderi tepkileri ölçebilecekleri bir
şeyobun isthorlar. İşteo zaman ya-
zara bakışorlar. yazann yorumla-
nnı anyorlar.
^üzleri dûşünmem'
ONDAATJE-Bazı şeyler. baş-
kalanyla paylaşılamayacak kadar
önemlidır. Kendimi korumak için
söylemiyorum bunu, ama daha
çok açık versem belki kitabın bü-
yüsübozulacak...
DAFOE - Film yapıhrken siz de
setteydiniz. Neier hisseOiniz?
ONDAATJE - Işin teknik yönü
daha çok ilgimi çekri. Yönermen,
oyunculara neler hissetmeleri ge-
rektığıni anlatmaya çalışıyordu
Ben bunu yapmadım kitapta. Film,
küçük küçük parçacıklardan bir
bütünlüge, farklı bir temaya ula-
şıyor zamanla. Epey ilginç bir sü-
reç.
DAFOE - Peki bir yazar olarak
senin yazdığın bir karaktere geüp
bir oyuncu bir yüz kazandınyon..
Belki senin hayalinde canlandır-
dıgın yüzden çok farklı... Kendi
»ka£|Ddakioeski yüzü unutabiliyor
musunuz?
ONDA.ATJE-Ben yazarken ka-
rakterlerimin yüzlerini düşünmü-
yorum ki. Kafamda onlar için bi-
rer >üz bulunmuyor! Onlann ka-
falannm içindeyım, o kadar. Yani
Hana'nın yada Caravaggio'nun djş
görüntüsünü bilmıyorum aslında.
Herodot tarihi
DAFOE - Yani gerçek dünyada
onlara benzer insanlar aramıyor-
sun_ Çünkü onlann dünyasını za-
ten sen yaratıyorsun. Peki roman-
lann için ne kadar araşarma ya-
pıyorsun? O arasörma süreci. ya-
ratKihğım sınniandırmıyor mu?
ONDAATJE - Bıleniiyorum.
•Ajaştırmanın da dozunu kaçıra-
bılirinsan. Sözgelimi 1926 yıliy-
la ilgili her şeyi öğrenebilirsin bel-
ki, ama sonuçta esinienmeyebilir-
sın. Ya da bir gün otobüste birinin
anlattığı öyküye kulak misafiri
olursun. otunıp 50 sayfa yazarsın.
Bilmiyorum. Ben pek sistemli
araştırma yapmıyorum.
DAFOE - Kitapta Herodot Ta-
rihi büyük yer tutuyor_.
ONDAATJE - Evet, Herodot
Tarihi 'nin çoğunu okumuştum ön-
ceden. Bir çöl araştırmacısınm
günlüğünde, "Seferlerde kütüp-
haneden ben sorumiu>dum. Ama
kütüphanede tek bir khap vardı:
Herodot" yazıjordu. Bu, çok ho-
şuma gitti. Geçmişle günümüzü
birleşriren birşeydi. Aynca Hero-
dot'un tarih anlayışı tamamıyla
söylentileredayanıyordu. Neduy-
muşsa yazmış. Bir de romanlann
içinde okura farklı kitapJarsunma-
yı çok seviyorum.
Irlandalı rockgrubu U2, son albümü 'Pop' ile sonunda
İngiliz basınının da ügisini çekti
Dünyayla dalgageçiyorlar
Kültür Servisi - Saat gecenın ikisi,
dışansı buz gibi soğuk. Buna
rağmen U2'nun Dublin'deki yeni
stüdyosunun önü genç kjzlaria
dolu. Kapının her açılışında yüreği
ağzına gelen kalabalık,
kahramanlannın dışan çıkmasını
bekliyor. U2 bugünlerde, nisanda
başlayacağı yeni dünya turunun
hazırlıldanyla meşgul. Las
Vegas'ta başlayacak turnede yeni
albümleri 'Pop'u tanıtacaklar
dünyaya. Şimdi, tıpkı kapırun
önündeki kızlar gibi dünya
çapındaki bütün U2 hayranlan bu
tumeyi merakla beklıyor. Gelmiş
geçmiş en büyük rock gruplanndan
biri olan, medyanın da müthiş ilgi
gösterdigi U2, global bir grup olsa
da Dublinii kimliğini koruyor.
Grup üyeleri Dublin'de yaşıyorlar.
U2'nin solistı Bono, her fırsatta,
"Bizi DuUin yaratO" dıvor.
Grubun dünya çapındaki ünü en
fazla Dublin'in işine yanyor tabii.
Şehrin sanat ortamında belirgin bir
canlılık göze çarpıyor. Avrupa'daki
benzerlerini andıran bistrolar.
siber-cafeler, pub'lar, ikinci el sanat
mağazalan sayıca her geçen gün
artıyor. Dublın'in yeniden gözde
bir kent oluşunda U2'nin katkısı.
Nobel Edebiyat Ödüllü şair
Seamus Heaney'den bile daha fazla.
Çünkü onlar Irlanda'nın yeni
yüzünü temsil ediyorlar.
1987 yılında çıkardıklan 'Joshua
Tree' ile listelen altüst eden, ingiliz
pop-rock gruplannın Amerika'yı
fethetmeye kalkıştıklan dönemde
umulmadık bir çıkış yaparak
Ingilizlerin pabucunu dama attıran
U2, tahmin edilmesi hiç de güç
olmayan nedenlerden dolayı,
tngiliz basırundan övgü dolu tek
bir söz bile aimamıştı. Bugün
durum biraz daha farklı.
Profesyonel bir 'stadyum grubu'
olduğunu kanıtlayan, konserlerine
Tann'nm adını anan şarkılarla
başlayıp seksten söz ederek bıtiren
bu grubun dünyayla dalga geçtiği
kesin.
1992'de 'Achtung Bab}' ile
çizgisini, ta\Tinı iyiden ıyiye bellı
eden ve Bono"nun deyışıyle,
'ironinin insan ruhunun düşmanı
olnıadığını keşfederek' şimdi de
yavaş yavaş popa ısınan U2, 'Pop'
ile herkesin ilgisini çekmeyi
başardı. Bugüne dek ketum
davTanmakta ısrareden Ingilizlerin
bile dili "Pop'tan sonra çözüldü
Kayıhan Keskinok'un resim sergisi
• Kümır Servisi - Kayıhan Keskinok'un resim sergısı
27 marta dek Karsu Tekstil Sanat Galerisi'nde
görülebilir. 1923 ylında Izmir"de dünyaya gelen sanatçı
Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdı. Isviçre
hükümetinin bursuyla 1960 yılında Lausanne "'Ecole .
des Beaux-Arts"da çalışma olanağı bulan Keskınok,
1963-68 yıllan arasında Gazi Eğitim Enstitüsü'nde
Resim Bölümü'ndeöğretmenlik yaptı. Izmir ve Ankara
müzelerinde, Yugoslavya Pociteli kenti Sanatçılar
Kolonisi Müzesi'nde. Türkiye Büyük Mıllet
Meclisi'nde ve diğer resmi kuruluşlarla özel
koleksiyonlarda yapıtlan bulunan sanatçı. 1983 yılından
ben kendi adını taşıyan özel bir atölyeyi yönetiyor.
ETK, Kuvayı Milliye' ile
Marö Sanatevi'nde
• Kültür Servisi - Eskişehir Tiyatro
Kumpanyası(ETK), Nâzım Hikjnet'in 'Kuva^ ı
Milliye' adlı destanını 20 mart perşembe günü saat
! 9.00 ve 21.15'te Mart; Sanatev i "nde sahneleyecek.
1994 yılında Anadolu Üniversıtesi Devlet
Konservatuvan Tiyatro Oyunculuğu Bölümü
mezunlan tarafindan kurulan Eskişehir Tiyatro
Kumpanyası, Nâzım Hikmet'in "Kuvayı Milliye' adlı
oyununu deneysel bir yaklaşımla ele alıyor Bir anlam
yaratma süreci olarak ele alınan oyunda. destanın
oyunculara çağnştırdığı anlamlar' kodlar. özellikle
seste ve bedensel devinimlerde arayışlarla
açımlanarak seyirciye aktanlmaya çalışılıyor. Oyunun
bir başka özelliği ise anlatımsal olmasından
kaynaklanan birtarihsellik taşımasının yani sıra gerek
oyunun yorumunun gerekse demokratık gündemm
seyırcide yarattığı donanımla özelliştirmeden, laik-
anrilaik tartışmalanna kadar günümüze gönderme
yapıyorolması. Enıs Yıldız'ın yönettiği oyunda,
Süleyman Atanısev ve Enis Yıldız rol alıyorlar. Fatma
Çalar'ın solist olarak yer aldığı oyunda. vurmalı
çalgılarda Ilkay Altıntaş ve Boşkut Badem var.
IModernligin Krizi' konferansları
• Kültür Servisi - Jstanbul-Bcrlin kültür buluşmalan
kapsamında bugün 'Modernlığin Krizı" başlıklı
konferans dızisinin rlki gerçekleştirilecek. AKM Oda
Tiyatrosu'nda 15.00- 21.00 saatleri arasında
gerçekleştirilecek konferanslann ilk bölümüne; Berlin
Ozgür Üniversitesi Otto Suhr Enstitüsü profesörü Hajo
Funke, 'Modernlığin Patolojisi ve Toplumsal
Hareketler*, Berlin Elise Salomon Pedagoji Meslek
Yüksekokulu profesörü Birgit Rommelspacher ise
'Batı Modernliğinın Parçası Olarak Hâkimiyet
Kültürü' konulan üzerine konuşmacı olarak
katılacaklar. Saat 18.30'daki 'Modernleşme ve Kimlik
Krizı' başkkjtfttujMiıraH&e gazeteei Cengiz Çandar, •
Hajo Funke, sosy^bflimci Çağlar Keyder, yazar
Orhan Koçak ve Birgit Rommelspacher katılacaklar.
Konferansı Yıldız Teknik Üniversitesi'nden mimar
İhsan Bilgin yönetecek.
Nîkolai Oemidenko piyano resitali
• Kültür Ser\isi - Nıkolaı
Demidenko, perşembe
akşamı saat 19.30"da
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda bir piyano
resitali gerçekJeştirecek.
Dimitn Bashirov'un
öğrencısi olarak Moskova
Konservatuvan'nda eğitim
gören sanatçı, 1976
Uluslararası Montreal ve
1978 Uluslararası
Çaykovski yanşmalannda dereceye girmişti. Surrey
Üniversitesi'nde ve Yehudi Menuhin Okulu'nda
misafiröğretim üyesi olarak görev yapan
Demidenko'nun son dönem etkinlikleri arasında
dokuzuncu kez gerçekleştirdiği Japonya turnesi,
Hollywood BowPda. Berlin Filarmoni Salonu'nda ve
Royal Festival Hall'da Kraliyet Filaımoni
Orkestrasryla verdiği konserler yer alıyor.
Japon geleneksel müzik gösterisi
• Kültür Servisi - Türkiye ile Uzakdoğu ülkeleri
arasında kültürel ve dostluk amaçlı ilişkileri arttırmak
amacıyla çalışmalannı sürdüren Uzakdoğu Kültür
Merkezi, bu amaçla yeni bir etkinliği sanatseverlere
sunuyor. 23 mart pazar günü Istanbul Atatürk Kültür
Merkezi Konser Salonu'nda yapılacak olan etkinlik,
'Japon Geleneksel Müzik ve Kültür Gösterisi'
başlığını taşıyor. Japonya'nın büyüleyici ve gizemli
tarihsel birikiminı aktaracak olan konserde, Japon
müzisyenler geleneksel Japon çalgılannı kullanacaklar.
19.00-20.25 saatleri arasında gerçekleştirilecek olan
konserde, Japon kültürü, Japon inanışlan ve mitolojisi
kendisini gizemli ezgilerle izleyenlere sunacak.
sergısı
• ADANA(AA)-Nobe Alışveriş Merkezi. kültür
etkinlikleri çerçevesinde, fotoğraf sanatçısı Özgen
Özgenal anısma 'Fotoğraf Sergisi' düzenledi. Adana
Fotoğraf Amatörlen Derneği'nin katkılanyla
düzenlenen ve Nobe Sanat Galerisi'nde 28 mart
tarihine kadar izlenime sunulacak olan sergide, 30
fotoğraf yer alıyor.
Hasan Âli Yücel anılıyor
• Kültür Senisi - Mehmet Başaran ve Öner Yağcı'nın
konuşmacı olarak katılacağı 'Hasan Âli Yücel'ı Anma
Toplantısı' bugün saat 19.00'da Truva Kitaplığı'nda
yapılacak. Toplantı. Bakırköy Cumhuriyet Okurlan ve
Truva Folklor Araştırmalan Demeği'nin işbirliği ile
organize edildi.
Kitap şenliği
• Kültür Servisi - Özel Eyüboğlu Lisesi. geleneksel
kitap şenliklerinin 6'ncısını Ümraniye Kampusu'nda
kutlayacak. 21 mart tarihine kadar açık kalacak olan
kitap şenliğinde, yazar ve ozanlar söyleşiler yapacak
ve kitaplannı imzalayacak. Özel Eyüboğlu Lisesi
tarafindan hazırlanan etkinliğin programı şöyle: Yann
saat 14.20'de Mustafa Köz'ün katıldığı 'Şiir ve
Gölgesi, çarşamba saat 11.10'da Eray Canberk'in
katıldığı 'Şiir ve Yaşam'. 14.20'de Aydın Ilgaz'ın
sunduğu 'Rıfat llgaz, Asım Bezirci, Ugur Mumcu'
video gösterisi, perşembe saat 14.20'de Tomris Uyar
ve Feyza Hepçilingirler'in katıldığı 'Öykü Okumak' ve
Ömer Ateş'in katıldığı 'Eleştirel Okuma', cuma saat
11.10'da Cezmi Ersöz'ün katıldığı 'Hayat Kirliyken
Düşler Masum Oimaz' ve saat 14.20'de Arif Damar'la
şiirdünyası üzerine ve Gani Müjde'nin katıldığı
"Mizah".