04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAFT 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFÂ HABERLER Ecev it: Erbakan'ın irticayı kabul etnesi umut verici. 'Hükümet takıyye yapmasm' ANKAİL4(Cumhuriyet Bürosu)-DSPGenel Başkanı Bolent Ecevü Bakanla- Kurulu toplantıstnın ardından yapılan açıklamalann umut verici olduğunu beîirterek, "Vrter kL bu açıklamalar bir uyutma ve takme taktiği olmasın" dedi. Başbakan Necmeöin Erbakanın irtica tehlikesini kabul etmiş olmasının umut verici bir gelişme olduğunu bıldiren Ecevit. "RP takıyyeden uzak durmak lorundadır. RP, ya laik demokratik cumhuriyete içtenlikk uyum sağlayacaknr >a da yfizde 21 oyla yakaladtğı iktidar fırsatını elinden belki de ebedfyen kaçıracakur" açıklamasını yaptı. Ecevıt, son Bakanlar • Kurulu toplantısıyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, "irtica tehlikesi'nın kabul edılmesinin önemini vurguladı. Ecevit, "Ancak Sayın Erbakan'ın "ırtıca' sözcüğunü ne anlamda kullandığı henüz belli ' değildir. Daha bir-iki gün önceye kadar Sayuı Erbakan'ın laikiiği faşistUkle ve dinsizfikie eşanlamlı gibi gösterdiği göz önünde tutulursa. 'irtica' sözcüğüne de çok fers anlamlar yüklüyor olabikceği ister istemez akla gelir" dedi. Yapicı muhalefetin görevinin iktidan rejim konusunda uyumlu vedürüst davranmaya yöneltmek ~6İduğunH bildirenEcevit, '^özîefırfi şöyle sürdürdü: U DSP. REFAHYOL hükümetinin seçeneksiz olmadıgını gösteren hükümet modelkri oluşturmakla bu görevioi yerine getirmiştir. O sayededir Id, RP arük 'Nasıl olsa bensiz bır hükümet kurulamaz, onun için her • konuda istediğim gibi davramnm' dh/e düşünebilecek durumda değildir; meydanı boş buhıp diledigi gibi at o>natabilecek durumda değildir. Çünkü REFAHYOL hükümeti düşerse Türkiye'nin hükümetsiz kalmayacağı, bugünkü Mcclis'in icinden hem çok daha başanlı hem de rejimle uyumlu çözünı hükümetieri çıkabiieceği, DSP'nin önerdiği hükümet seçenekieriyle bdli ohnuştur." RP'li Yılmaz 'İran bizden ileride' İSTANBUL (UBA) - Rize RP Milletvekili Şevki Yümaz, TBMM'nin gerçek işlevini yerine getirmediğini belirtırken. bazı konularda tran Parlamentosu'ndan bile geri kfcldığını söyledi. Türk Isamuoyunun özellikle Atatürk ve laiklik karşıtı çıkişlanyla tanıdığı Şevki Yılmaz, bu kez de TBMM'ye ağır eleştiriler yöneltti. TBMM'de bugün el kaldırma memurluğu yapıldığmı savunan Yılmaz, röportajında şöyle konuştu: "Leyleğin ömrii laklakla geçtiği gibi maalesef Mecls'in ömrii de laklakla ! geçiyor. Bence yaşlı nineleri buraya gönderseniz, yün örerken kanunlara daha güzel parmak kaldınrlar. Bu pariamento insanlann uykusunu arttınynr. Hani nerede Hıristivanlann - temsUcisi, onlar neden ismini değiştirnıeye mecbar kalryorlar? Nerede Yamıdilerin temsilcisi? ' Herkes kendi temsilcisini ' parlamentoya sokabilmeii. Yani bir haham. cüppesiyie parlamentoda oturabildiği gibi. bir papaz da. bir diyanet •rciside çok rahat - oturabilmelidir. Tenkit ettiğimiz İran Parlamentosu bile bu konuda bizi çok ' geçmiştir. Azınhklann temsBcüeri var, diğer dinlerden olanlann temsifcileri var. Bizden çok üeride." Refah, 8 yıllık zorunlu eğitim konusunda TBMM'deki kutsal ittifaka güveniyor MecKs'le oyalama taktiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Bakanlar Kurulu toplantısın- da Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 8 yıllık kesintisiz zorunJu eğitim önerisini onaylamasına kar- şın hükümet, bu konuda oyalama taktiği izlemeye başiadı. REFAH- YOL ortaklannın 8 yıllık kesintisiz eğitime ilişkin bir yasa tasansı.ha- zırlamak yerine, RP dışındakj par- tilerin TBMM'ye verdiği yasa öne- risini gerekçe göstererek topu TB- MM'ye atmayı yeğleyebilecekJeri bildirildi. Bakanlar Kurulu'nun önceki günkü toplantısmda temel tartışma konusu olması beklenen 8 yıllık kesintisiz eğitim sorunu şimdilik donduruldu. Toplantıdan önce bir araya gelen Başbakan Necmettin Erbakan ıle Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller. Bakanlar Kurulu'nda bu konunun özel olarak ele alın- maması ve yasa önensınin TB- MM'de görüşülmesinin beklenme- • RP Grup Başkanvekili Kapusuz, ANAR DYP ve DSP'den büyük bir çoğunluğun kendileriyle birlikte hareket edeceğini söyleyerek "O zaman kimsenin söyleyecek sözü olmaz. Herkes parlamentonun karanna saygı duymak zorunda" diye konuştu. sini kararlaştırdılar. RP dışındaki partilerin verdiği ortak yasa öneri- si henüz TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda ele aluımadı. Öneri sahiplennden DSP tstanbul Milletvekili Tahir Köse. "Komisyonda bu konunun hemen gündeme alınması için rkada bulu- nacağtz. Sonuçalamazsak, İçtüzük gereği 45 gün sonra önerinin doğ- nıdan TBMM Cenel Kurulu gün- demindeeie annmasmıisteveceğiz'" dedi. Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağbun, MGK kararlan doğrultu- sunda bakanlığına. zorunlu eğiti- min 8 yıla çıkanIması, Kuran kurs- Iannın denetlenmesi ve Tevhid-i Tedrisat Yasası'nın uygulanması konulannda görev düştüğünü be- lirtti. 8 yıllık zorunlu eğitimle ilgi- lı olarak bir hazırlık yapacaklannı kaydeden Sağlam, "Bu uygulana- cak. Bu konu için hükümet bitecek- se biter, ama sistem uygulanacak" diye konuştu. Mıllı Savunma Bakanı Turfaan Tayan da, RP tarafinın 8 yıl kesin- tisiz eğitim yerine, ısrarla üzerinde durduğu "5 arö 3" formülüyle il- gili olarak, "Şu anda zaten 5 artı 3 ırygulanryor. Kesintisiz 8 yılhk öğ- retim olacak" görüşünü dile getır- dı. Tayan. RP'lilenn "hükümet protokolünde kesintisiz öğretim yok" itirazlanna da, "Protokolde 5 arö 3 denmıyor" karşılığını verdi. RP kanadı, Bakanlar Kurulu top- lantısında MGK kararlannın aynn- tıya girilmeden bütün olarak de- ğerlendınlmesı ile rahatladı. Olası bir bunalını bu şekilde ertelenir- ken, RP"nin topu TBMM'ye atarak muhalefet partilerindeki muhafa- zakâr milletvekıllerinın desteğiyle yasal düzenleme gerektiren MGK kararlannı etkisiz kılmayı planladı- ğı belirtildi. RP Grup Başkanveki- lı Salih Kapusuz. dön düzenlediği basın toplantısmda, Bakanlar Ku- rulu toplantısmda bunalım yaşana- cağına ilişkin beklentilerin de so- nucsuz kaldığını söyledi. Bir soru üzerine MGK kararla- nnın Bakanlar Kurulu'nda onay- lanmasının RP açısından "U dönü- şü" olarak değerlendinlemeyece- ğini belirten Kapusuz, hukukun üs- tünlüğüne inandıklannı ve hükü- met çalışmalannda da bu doğrultu- da hareket edildiğini söyledi. Salih Kapusuz, 8 yıllık eğitim konusunda karan parlamentonun vereceğini beîirterek. "Doğu'da kapalı binlerceokul! var. 1 öğretmefl 5 suufi okutuyor. Öğretmen açığı kapadlamadı. Biz 8 yı) değfl 10 yıl bile otmasına taraftanz. Ama ülke gerçeklerine göre hareketetmek la- zun" dedi. Kapusuz, bu konudakı tasannın TBMM'ye gelmesi duru- munda ANAP ve DYP, hatta D- SP'den büyük bir çoğunluğun RP ile birlikte karşı çıkacağını savu- narak. "O zaman künseninsöyleye- cek sözü ohnaz. Herkes parlamen- tonun karanna saygı duymak zo- runda. Bu ülkede olağanüstü bir rejim olmadığına, TBMM'nin ka- ptsına kilit vurulmadığma göre ar- ük o zaman konunun taroşılacak bir yanı da kalnıaz" dıyc konuştu. Demirel iııuuıı hatiplerin prograım konusunda uyardı 5+5 için çarpitması SüJeyman Demirel, imam-hatip okullannda çağdaş eğitime aykın noktalann araşünlması gerektiğini söyledi 'Türkiye,İrangibiohnayacak' ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) Cumhurbaşkani Süleyman Demirel Tür- kiye'deki çocuklann yüzde 65'inin 8 yıl okula girtiğmi beîirterek "Eğer modern bir toplum istenhorsa zorunlu eğitim 11 yıl ounaudır" dedi. İmam-hatip lisesi mezunlannın üniversitelere girebildik- lerini anımsatan Demirel, "Bu okullar- daki çağdaş eğitime avkın noktalann araşünlması gerekir. Çünkü önümüzde tran ve Cezayir örnekkri var" uyarısın- da bulundu. Demirel, Türkiye'de Ingilizce yayım- lanan Turkish Daily News gazetesine verdiği demeçte, çağdaş bir toplumun oluşturulması için zorunlu eğitim süre- sinin 11 yıla çıkanlması gereköğine ışa- ret etti. 8 yıllık zorunlu eğitimi gerekJi bulduğunu belirten Demirel, "Aslında birçokinsançocukiannıokuklan8yıtdan öncealmıyor. Eğermodern birtoplum is- tiyorsamz, zorunlu eğitim süresi 11 yıla çıkmalıdır. Gerçekte Türkiye'deki eğiti- min yüzde 65'i 8 yıL Bu konuda bir tar- bşma ofmasına karşın, bunun kabul edi- lebilecek bir çözüm olduğuna inanıyo- rum"'dedi. Demirel, Türkiye'de gerekti- ğinden çok imam-hatip lisesinin bulun- masıyla ilgili bir soruya, "Bu demektir kibuuselerşekildeğiştirmişlerdir"'yanı- tını verdi. İmam-hatip liselerinin bugün sadece i- mam yetiştiren okullar olmadığını, mes- lek liseleri gibi üniversitelere açık oldu- ğunu kaydeden Demirel. şu görüşleri bil- dirdi: "Ama eğer bu okullan üniversitelere açtrv sanız, o zaman. bu okullarm çağdaş eğitimle çelişen noktalannın sorgulan- ması gerekir. On yıl önce bu konular ra- hatsızuk\erici değfldi Ancak bugün tran veCezayirömekleri%"ar. Kimsebu örnek- lerin Türk halkında, Türk güvenlik bi- rimlerinde kaygı yararmadığını söyieye- mez. Sonra yurtdışındaki insanlar var. Onlar, 'İran gibi mi oluyorsunuz'diyeso- raıiar. Türkiye, İran gibi obnayacak. Ko- nu budur." Demirel, imam-hatip lisele- rinin açılması, sayılannın arttınlması ve din derslerinin zorunlu hale getirilmesi- nin askeri yönetim zamanına rastlama- sında bir çelişki olduğuna işaret ederek "Din ve devlet işlerini birbirinden a>m- yorsunuz, ancak devietin bir başka öz«4- t@ daha vannr: Çağdaşlık. Çağdaslıkta ild tip yurttaş yetiştiremezsiniz. Bunun adı eğitimde birliktir. Konu. dini eğitim- le yetisen bir yurttaşm çağdaş eğitimle yeniden ayarlanmasKÜr'' dedi. Türkiye'de dıne ve din eğitimine kim- senin karşı çıkmadığını, ancak sorunun "İslamm sömürülmesi"' olduğunu kayde- den Demirel. "Kaygı, İslamın polhize edflmesinden kaynaklanmaktadır. Tür- Idyeyasalan,siyasipartilerin dinisömür- melerine izin vermez. Ne askerler ne de aydınlar dine karşüar. Böyle bir şey ola- maz. Neye karşûar? Dinin sömürül- mesine karşılar" dedi. ANKARA - Başbakan Necmettin Erbakan, Bah ülkelerinde yönlendirme yaşının 12 olduğunu savunarak 8 yıllık zorunlu eğitimde "5^-3" modeline kılıf ararken Avrupa ülkelerinde yalnızca 3 ülkede öğrenciler erken yaşta alanlara ve mesleğe yönlendiriliyor. Almanya, Hollanda ve İsviçre'de yönlendirme 12yaşında başlatılırken diğer ülkelerde ülkelerinde bu yaş 17'ye kadar uzayabiliyor. REFAHYOL hükümetinin RP kanadı, uygulanması durumunda imam-hatip ortaokullan başta olmak üzere bütün meslek ortaokullannın kapatılmasını gerektiren Mılh Gü\enlik Kurulu'nun (MGK) "kesintisiz 8 yıllık zorunlu eğitim" karanodaki "kesmtistz" bölürnünû uygulama»akjçınkılif anyor.-Başbakan - • Erbakan, öğrencilere meslek eğiriminın 7 erken yaşta verilmesi gerektiğini savunurken bütün dünya ülkelerinde erken yaşta yönlendirmenın yapıldığını ılen sürdü. Erbakan, "Hükümet programında öğrencinin ilkokuldan sonra istediği ortaokukla eğitim görmesi öngörüliiyor. Bu bütün dünya ülkelerinde böyledir. Bu bilunsel bir gerçektir. Rusya da bile çocuklar spora 4 yaşında başlatihyor" dedi. Bu görüşü dınci basın tarafindan da desteklenen Erbakan, 8 yıllık zorunlu eğitimi '5+3' modeline dayandırmaya çalışırken Avrupa ülkelerinde yalnızca Almanya, Hollanda ve İsviçre'de öğrencılerin 12 yaşında alan ve meslek eğitimine başlatıldığına dikkat çekildi. Zorunlu eğitimin 12 yıl olarak uygulandığı Hollanda'da öğrenciler bu süre içinde değişik okul türleri arasında geçiş yapabiliyorlar. Çocuklann çok erken yaşta yönlendirilmeleri ilkesine dayanan eğitim sistemınin uygulandığı Almanya'da, öğrenciler ılkokulun ikinci döneminden itibaren meslek ve çıraklık okullanna yönlendiriliyor. Söz konusu 3 ülkenin dışındaki ülkelerde alan ve meslekkre yönlendirme yaşı 17'ye kadar uzayabiliyor. Bazı ülkelerde alan ve mesleklere yönlendirme yaşı şöyle: ABD (14). Belçika (14), Fransa (13), Ingiltere (16), Isveç (14), îtalya (14), Japonya (17), Yunanistan (17.5), Danimarka (14), Portekiz (15). Türkiye, zorunlu eğitim süresi 5 yıl olan "en geri 8 ülke" arasında yer alıyor. Madagaskar, Kolombiya, Bangladeş, İran, Myanmar, Nepal, Vietnam ve Türkiye dışındaki bütün ülkelerde zorunlu eğitim süresi 6-12 yıl arasında değişiyor. IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Alman kömür işçileri, yerin yüzlerce metre dibinde, kuytu bir köşeye çekilip işten kaytar- dıklannda ustabaşına yakala- nırlarsa yıllanmış, aşınmış bir şakayla yanıtlarlar: - Philosophieren yapıyorum şef!.. Şef yemez, yan gelip yatarak felsefe yapılmayacağını bilir, a- ma yeraltının kuralıdır, birkaç dakikalık "philosophieren"e göz yumulur. Ben de "philosophieren" yaptım. Girişteki bu laf kalabalığı da ondan zaten. Şöyle günlük olaylann uzağı- na çekilip biraz eskimiş, belle- ğin diplerine itilmiş anılan taze- leyip bakınca durum gerçekten "vahim".. gibi geliyor bana! Şimdi... Bizim kuşak, bizden bir ön- ceki ve bir sonraki kuşaklar Devlet Güvenlik Mahkemele- ri'ne (DGM) karşı çıkarak büyü- yüp yaşamadı mı? Yüz binler- ce işçinin "DGM'yi ezdik, sıra MESS'te" diye alanlan doldur- duğu günler çok mu uzak? Nelere Fit Oluyor İnsanL Gerçekten de 70'li yıllarda bu ülkede aydınlann, işçilerin, ile- ricilerin demokratik direniş gün- demlerinin ilk maddelerinde DGM'ler vardı ve o direniş ger- çekten de MC iktidarlannın DGM'ler kurma girişimini püs- kürtmüştü. Itirazın gerekçesi, DGM'lerin özel mahkemeler olmasıydı. Özel mahkemelerin hukuk dev- letinin olmazsa olmaz koşulu "doğalyargıç" ilkesine aykın ol- duğuydu. DGM yargıçlannın ve savcılannın asker kökenli olma- SJ ya da olabilmesiydi. Askeri yargıç ve savcılann, olağan de- netim işleyişlerinin dışında as- kersel emir-komuta zincirinin halkalannda yer almalanndan kaynaklanacak ciddi hukuksal sakıncalardı. Gerekçeler haklıydı. Olağan mahkemelerin yapacakları gö- revlerin özel mahkemelere ve- rilmek istenmesinde yatan (art) niyet doğru kavranmıştı. Dire- nilmiş ve kazanılmıştı. DGM'lerin yeniden kurulma- sı ancak 12 Eylül hukuku (yani hukuksuzluğu) ile mümkün ola- bilmişti... lyi tamam. Bellek tazelemesi yaptık, anımsattık. Ya peki bugünkü durum ne? Parlamentonun Susurluk'un üstesinden gelmek bir yana, üstüne bile gitmeyeceği hemen hemen belli olunca, bu ülkede çeteler düğümünün çözülme- si, temiz toplumu engelleyen kanlı yumaklann çözülmesi için neredeyse DGM'lerden umut beklenir oldu. tbrahim Şa- hin'leri, Ayhan Çarkın'lan, öte- ki özel tim rambolannı tutukla- yan DGM'ler... Ağar ve Bu- cak'ın izini süren de DGM sav- cılan... Istanbul DGM savcılan- nın hazırladığı Susuriuk iddi- anamesinin satırları arasında yer alan kimi önemli yargılar ve saptamalar ile "Bir Dakika Ka- ranlık" eylemine katılanların yargı ve saptamalan arasında derin paralellikler var. Bu durumda "O günlerde DGM'lere karşı çıkmak yanlış- mış".. gibi yanlış biryargıya mı ulaşacağız? Yoksa olguyu açıklamak için insan etmenini, sübjektif faktö- rü öne çıkanp Susuriuk konu- sunda DGM'lerde gözlenen olumluluklan birkaç yürekli sav- cı ve yargıçla mı açıklayacağız? Bu doğru bile olsa bir genelle- meye gidilebilir mi; DGM'ler olumlanabilir mi? DGM'lerin başsavcılanndan birinin de Nusret Demiral olduğunu unutmak mümkün mü? Sanınm ülkede yaşanan çü- rüme, hukuk düzeninde yaşa- nan etkisizleşme ve hantallaş- ma öylesine boyutlara uzandı ki DGM'lerin "doğal yargıç" il- kesine aykınlığı gibi itirazlar ikincil, üçüncül dereceleredüş- tüler. Yani fit oluyoruz... Tıpkı yıllar, uzun yıllar boyu ülkemizde gericiliğe yeşil ışık yakmaktan kaçınmayan, de- mokratik yollarta iktidara gelen Şiliii Marksist Allende nin ge- nerallerce alaşağı edilmesine "Eyi oldu, eyi" demiş, kendi darbeyle devrilince de demok- rasi havarisi kesilmiş Demirel'e karşı tutumumuzun bugün gösterdiği farklılık gibi. Kimileri için Demirel neredeyse ülke- mizdeki laikliğiıı temel daya- naklarından biri ve gerçekten de öyle. Demirel'de olumlu an- lamda kimi değişimler gözleni- yor, doğru. Ama asıl değişen Türidye. Gericiliğin, köktendin- ciliğin saldınsı öylesine aşın bo- yutlara ulaştı ki Demirel de de- mokrasi güçlerinin safında yer aldı. Tıpkı 12 Eylül militarizmi- nin öz yavrusu ANAP'ın, bugün sivilleşme ve laik Türkiye için dayanaklardan biri olarak ka- bullenilir olması gibi... Ha bire fit oluyoruz galiba... Fit oluşumuzun boyutlan ile ül- kenin yaşadığı çürümenin, hu- kuksuzluğun boyutlan bire bir örtüşüyor... POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA İpler Kimin Elinde?.. REFAHYOL hükümeti Milli Güvenlik Kurulu kararla- nnı uygulayacak mı? Şeriatçı basın bugünlerde yenı bır yöntem deniyor, 'la- ik faşist' kavramıridan yola çıkıp, 1930'lu yıllara gide- rek 'Meşrutiyet aydınlan'run ftalya'dan esinlenerek 'la- ikçilik' rüzgân estirdiklerini öne sürüyor... Dernek ıstedıklen şu: "Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu 'Kemalist dev- let' laiklik kavramını faşist Mussolini'oen kopya etmiş- tir..." RP milletvekilleri de aynı düşünceyi kendi tabanla- nna yayıyor. gazeteleri ve televızyonlanyla halkın kafa- sını kanştırmayı sürdürijyorlar... Refah Partisı sözcülen ve şeriatçı basın 'demokrasi- yi' bir yaşam biçimi olarak görmüyorlar. Onlar için demokrası, 'Şer-ı' hükümlere dayalı Islam Cumhuriyeti'ne giden yoldur. Bunun bir başka örneği Cezayir'de uygulanmak istenmiş, ancak askerler izin vermemiştir. Cezayir'dekı Islami Hareket Cephesi bu- gün RP'nin yöntemiyle, üstelık seçımlerde hile yaparak iktidar olmak istemiştir... Cezayir ve İran çok farklı konumlardadır. Hem siya- sal, hem sosyal, hem ekonomik, hem de kültürel fark- lılıkları vardır. Cezayir'de demokrası geteneği Kara Af- rika ülkelenyle aynı düzeydedır. Ancak Türkiye ile Ce- zayir arasındaki benzerlik RP-FIS'in propaganda yön- temlerinin hemen hemen aynı oluşudur. Nedir bu propaganda yöntemi? Yoksullara gıda maddesı dağıtmak, übya, Suudi Ara- bistan ve Iran'dan gelen dolarlan yine yoksullara ver- mek; camileri siyasi örgütlenme yen olarak kullanmak, demokratik güçlerı "komünıst-dinsiz" diyerek kırmak... Aynı yöntem Türkiye'de de denendi ve başanlı olun- du... Şimdi burada duralım ve Refah'ın yayın organı Milli Gazete'nin dünkü başyazısının son bölümünü okuya- lım: "PKK'nin başı Öcalan'ın kitaplannın Istanbul'un or- tasında açıktan basılmasına, alınıp satılmasına aldııma- yan yavuz hırsızlar, bugün bir tek Kur'an Kursu ya da Imam Hatip okulunda dahi rastlamanıza imkân olma- yan bilmem ne yeminıni ortaya sürüp, Müslümanlan toptan ıdametmeyeyeltenirken, dün dörtüp de Gazi'de taşınan orak çekiçli ya da PKK amblemli pankartlara bakmakzatımetinekatlanmadılar..." • • • •• ; ' ' ' '•- Türkiye'de birtakım şeylenn ipi kaçrmş... Örnek mi? Sızlere bır gazete haberini aynen aktanyorum; düşü- nün ve karan siz verin: "izmirBuca Kız Yetıştimıe Yurdu'nda bulunan 100 ka- dar kızın, 'Namuslannın korunması gerekçesiyte' ikiay- dır sokağa çıkmasının yasak olduğu bildirildi. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) IzmirŞube Başka- nı Ibrahim Uysal, yurda üst kurumlardan gelen emırie kızlann sokağa çıkamadıklannı söyledi. Uysal, sendikanın bazı üyeterinin kıziann napsedılme- sine tepki gösterdiğini ve konuyu yetkili mercilere ak- tardıklan halde söz konusu durumun hâlâ sürdüğünü ifade etîı. Okula gitmeyen veya eğitimleri sona ermiş olan kız- lann dahiyurdun dışına çıkmalannınyasaklandığını be- lirten Uysal şunlan aktardı: -Ihtiyaç için yurttan çıkmak isteyen kızlar, ömeğin bir çikolata almak istiyorsa görevli kişi içlerinden bırinı di- ğerierinin ihtiyaçlannı almak üzere dışan gönderiyor. Bu kişi ancak dışan çıkabiliyor ve alınanlan dağıtıyor. Erkek görevlinin de katlara çıkmasını yasaklayan bu emine, er- kek memurlann hem haysiyeti He oynarvyorhemdege- ce nabetınaJtatanıbu görevlilerin öğrendlen kontrot et- İ k J l H "y ••• * . -; Cezayir'in Ankara Büyükelçisi Rubah HadkTih şu sözlerini unutmamak gerekiyor ''Islam dünyası 2000'li yıllann vizyonunu gelecekte degil, geçmişte anyor..." Refah Partısi de geleceğın değil geçmişin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Ancak, RP başta değındigımiz gibi ye- ni bir yöntemle işi bir başka noktaya çekmek ıstiyor... Yazımızın ginşınde sormuştuk: "REFAHYOL hükümeti MGK kararlannı uygulayacak mı?" Hayııi.. REFAHYOL bir oyalama içine girecek, ipleri daha da gerecektir. Ip Tansu Çiller'in elinde degü, Necmettin trbakan'dadır... Kimi RP sempatizanı yazarlar diyor ki: "İpler Tansu Hanım'ın eline geçti. RP, MGK kararla- nnı uygularken kendi çevresıne zarar vermemeye çalı- şacaktır. Aynca RP'nin devletiçinde örgütlendiğihaber- leri yalandır..." tşte bu da oyunun bir başka bölüınü... RP devlet içinde zaten örgütlüydü, sekiz aydır ise btı- nu iyice güçlendirdi. ANAYOL iktıdannda atanan vali- lerin çoğunluğu Necmettin Hoca'nın yanında yer aJdı. Kimi valiler RP'li bakanlara camıde imamlık yaptı, kimi- leri seçım otobüslerinde Erbakan'la birlikte 'RP selamı' verdi... Oyun sürüyor. Kuran kurslannda şeriat yeminleri ıçi- liyor... Son günlerde sank, şalvar, çarşaf satışlannda yüzde yüzlük artış olduğunu biliyor musunuz? Istanbul'un Çarşamba semtine uğramanızda yarar var... Şenatın örgütlü gücü Çarşamba'ya karargâh kur- muş... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planet.com. TR tjt ÇAĞDAŞ YAYINLAR! grevler, politikacılar SancılıYı KuşatımışSokaklar BASI %ÇIKT! 250.000 TL (KDV aahıı; Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesi Saltomsoğüt Sokak No: gm C^aloğlu Is'anbuJ Td:514 01 95/96 Postaçekino.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle