Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 MART 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DYP'li Ünal Erkan'dan politikacılarm telefonlarınm dinlenmesine savunma
Zorunlu ve yasalAYŞE SAYIN
ANKARA - CHP Izmir Milletvekili
Sabri Ergûl'ün önerisiyle kurulan TB-
MM Telefonlann Dinlenmesini Araştır-
ma Komisyonu'nda kavga erken başla-
dı. Bazı politikacılann telefonlannın
dinlendiğini açıklamalan üzerine olayın
boyutlannı araştırmak üzere kurulan İco-
misyondaki DYP'li üyeler, komisyonun
yetkisini tarnşmaya açtılar. Komisyonun
önceki gûnkü toplantısında DYP'li üye-
ler Ünal Erkan ve İlyas Yıimazyıldız, te-
lefon dinlemenin "zorunlu ve yasal" ol-
duğu savını öne sürerek diğer üyelere bu
konunun üzerine fazla gidilmemesi uya-
nsında bulundular.
Komisyonun önceki günkü toplantı-
sında Adalet Bakanlığı'nın ilettiği, cep,
mobil ve diğer telefonlann dinlenmesi-
• TBMM Telefonlann Dinlenmesini Araştırma Komisyonu'nda kavga erken başladı.
Komisyonun DYP'li üyelerinin, telefon dinlenmesinin "zorunlu ve yasal olduğu" savıyla diğer
üyelere bu konunun üzerine fazla gidilmemesi uyansında bulunduklan bildirildi. DYP'li üyeler
Ünal Erkan ve Ilyas Yılmazyıldız, bazı komisyon üyelerinin ABD'den getirtilen ve aynı anda 20
bin telefonu dinleyebilen cihazlann yerinde incelenmesi önerisine de "komisyonun yetkilerini
aştığı" savıyla karşı çıktıklan kaydedildi.
ne "resmivet" kazandıran Devlet Güven-
lik Mahkemesi (DGM) kararlan ile ilgi-
li değerlendirme yapılırken DYP'li üye-
lerin bu bilgilerin komisyon tarafindan
incelenmesinin 'sakmcalı' olacağı savı-
nı dile getirdikleri bildirildi. Alınan bil-
giye göre, toplantıda, eski Olağanüstü
Hal Bölge Valisi DYP'li Ünal Erkan, ko-
misyonun araştırma konusunun "tefcfbn-
lannın dinlendiğinden şikâyetçi olan kt-
şilerle yapılacak görüşmeierte" sınırlan-
dmlmasını istedi.
Komisyonun muhalefet partili ûyele-
ri ise Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
ABD'den getirttigi, Telekom'u ve dene-
timi devredışı bırakabilen dinleme ci-
hazlan sayesinde, dinlenen kişilerin sağ-
lıklı listesinin cıkanlamayacağına dik-
kat çektiler. Muhalefet partili üyelerin,
bu cihazlann kötü amaçlı kullanılabile-
ceğine işaret etmeleri üzerine DYP'li Er-
kan ve Yılmazyıldız'ın, "Bu girişimler
terörle mücadeJeyezarar verir. Dünyanın
bütûn ülkelerinde bu şekilde tefefonlar
dinfcniyor" görüşünü savunduklan öğre-
nildi. Muhalefet partili üyelerin, Anka-
ra, lstanbul ve Izmir'de kullanılmaya
başlanan bu cihazlann yerinde incelen-
mesi istemine de DYP'li üyelerin, "Bu,
komisyonun yetkilerini aşar" gerekçe-
siyle karşı çıktıklan bildirildi.
Bir komisyon üyesi, "ANAP Genel
Başkanı tetefonunun dinlendiğinden şi-
kâyetçi ohıyor. Bu konuda mahkemece p-
kanlrruş bir karar mı var? Varsa bu ka-
ran isteyetiın''görüşünü dile getirdi. Ay-
nı üye, "Konuşmalanndan, DYP'li üye-
lere bir brifing verildiği anlaşılryor. Hat-
ta toplantının tutanaklara geçmeyen bö-
lümünde, telefon dinleme ola>ının kamu-
oyuna yansımasından sonra, emniyetin
ve karan veren hâkünlerin tedirgin oldu-
ğunu, işin biraz sekteye uğradığuıı ifade
ettiler" açıklamasını yaptı.
Bu arada komisyon, "mahkemekara-
nyla" dinlenen kişilerin listesini de em-
niyetten istedi. Bu belgeler henüz mec-
lise ulaşmazken. komisyon, "mahkeme
karan olmadığı halde" telefonlannın
dinlendiğinden şikâyetçi olan kişilerin
listesini çıkarmaya başladı. Bu isimler
arasında ANAP Genel Başkanı Mesut
Yıimaz ile muhalefetteyken telefonla-
nnın dinlendiğini kamuoyuna açıklayan
Adalet Bakanı Şevket Kazan da bu-
lunuyor.
DEMİREL
'Rusya'yı
ikna
etmeliyiz'
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Orta As-
ya petrollerini boğazlardan
geçirmeyı amaçlayan proje-
lerden kaygısını dile getıre-
rek. "Bu otursa zaten bir gün
kendiliğinden boğaz kapanır.
Bu konuda Rusya'yı ikna et-
memiz lazun" dedi.
Demirel. işadamı Rahmi
Koç başkanlığındaki Denız-
temiz Derneği Yönetim Ku-
rulu üyeleri ile Isparta Tica-
ret ve Sanayi Odası Meclis
Başkanı ve üyeierini kabul
etti. 2000'li yıllarda küresel-
leşme kavramının önemli
olacağını söyleyen Demirel,
çevrenin korunması konusu-
nun da bu yıllarda önem ka-
zandığını vurguladı. Tuna
Nehri başta olmak üzere,
Dinyeper gibi nehirlerin Ka-
radeniz'in önemli bir kısmı-
nı kirlettikten sonra Marma-
ra Denizi'ni de kırletmekte
oldugunu anlatan_pemjrel,
Karadehiz'irı kirfenmesini
örilemek amacıyla uluslara-
rası bir anlaşma imzalandığı-
nı anımsartı.
Demirel, Marmara Deni-
zi'ni Tuzla'daki sanayi tesis-
lennin de kirlettiğini anımsa-
tarak boğazlardan geçişin ye-
niden düzenlenmesi konu-
sunda şunlan söyledi:
"Devlet bunu büiyor. Bu
konuda bir tüzük yapbk. Tü-
zük yürürlüktedir. Ancak
komşiılanmız bu tüzüğe iti-
raz ettiler. 'Niçin ediyorsu-
nuz' diyede sorduk. Eğer Or-
ta Asya petroDeri lstanbul Bo-
ğazı yoluyla diinyaya pazar-
lanma>a çalışılırsa zaten bir
gün kendiliğinden boğaz ka-
panır. Bu konuda Rusya'yı ik-
na ermemiz laam. Zaman za-
man fe\ kalade korkuyorum,
lstanbul BoğazTnda bir mü-
nasebetsiz kaza olur da bize
zarar verebitir diye. tld sene
önceki gemi kazası şayet bo-
ğazda olsaydı çok büyük
zarar olabüirdi."
Arif Sağ'a
3 saat
gözaltı
lstanbul Haber Servisi - Es-
ki milletvekili ve sanatçı Arif
Sağ. hakkında yürütülen bir
soruşturmayla ilgili ifadesine
başvurulmak üzere gözaltına
alındı. lstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü Asayiş Şubesi'ne gö-
türülen Sağ. ifadesi ahndık-
tan sonra gece saat 01.30 sı-
ralannda serbest bırakıldı.
Sağ. 1990 yıhnda Adana"da
yapılan bir yürüyüşle ilgili
olarak ifadesine başvuruldu-
ğunu söyledi.
HBB Televizyonu'nda dün
akşam canlı yayımlanan "Ytf-
dız Bahçesi" adlı programa
katılan Arif Sağ, Belkıs Ak-
kale, Sabahat Akkiraz ve Er-
dal Erzincan saat 22.00 sıra-
lannda stüdyodan aynldılar.
Televizyonun çıkış kapısının
önünde bekleyen 2 sivil polis,
ArifSağ*dan kimliğini göster-
mesini istedi. Sağ, kendisine
ait otomobile davet ettiği po-
lislerle birlikte Gayrettepe 'de-
ki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne
gitti. Arif Sağ'a destek olmak
amacıyla şubeye gelen Belkıs
Akkate'nin eşi Sami Doğan
Yümaztürk. "Bizi bir odaya
aldılar. Bir saat kadar otur-
duk. Nöbetçi müdür geldi ve
ArifBey'e 'Hakkınızda tutuk-
lama karan var. Bu konuda
bilginiz var mı' diye sordu.
Arif Bey ise bö\ lesi bir karar-
dan haberdar olmadığuu söy-
ledi" dedı.
Batıkent davası
Bakanlık yargısız
infazı savunduANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Içişleri Bakanlığı, hücreevinde
kıstınlan zanlılann "teslim ol"
çağnlanna uymamalan
dummunda öldürülmelerini
olagan bir uygulama olarak
değerlendirdi. Bakanlık, "Olayın
yatıştınlması \e faillerin
yakalanmasını düşünmek ateşe
körükle gitmekten ibaret
olacaknr" görüşünü savundu.
Batıkent'te 12
Nisan 1995'te
düzenlenen
operasyonda
öldürülen 3 kişiden
Mustafa Selçuk'un
babası İbrahim
Selçuk'un açtığı
tazminat davasının
görülmesine
devam edildi.
lçişleri
Bakanlığı'nın
Selçuk'un avukatı
ZekiRüzgâr
tarafından
hazırlanan dava dilekçesine karşı
gönderdiği savunmada, devlete
karşı eylem yapan teröristlere
göz yumulmasının
düşünülemeyeceği belirtilerek
şöyle dendi: "Otaylan
gerçekleştirmek isteyenleri
masum vatandaş gibi düşünerek,
gûvenlik güçlerinin 'teslim ol'
çağnsına süahla karşıük
verilmesine karşı polisin iddia
• lçişleri
Bakanlığı'nın,
Mustafa Selçuk'un
avukatı Zeki Rüzgâr
tarafından hazırlanan
dava dilekçesine
karşı gönderdiği
savunmada, devlete
karşı eylem yapan
teröristlere göz
yumulmasının
düşünülemeyeceği
belirtildi.
edildiği gibi daha etkisiz bir
takım tedbirle karşıük verip,
olaytann yatıştınlması ve faîDerin
yakalanmasını düşünmek ateşe
körükle gitmekten ibaret olacağı
için, davacuıın bu şeküdeirî
iddiası tamamen rutarsız ve
mesnetsiz görülmektedir.^
Olayda idarenin bir ıhmalinin ya
da kusurunun bulunmadığınin
savunulduğu dilekçede,
operasyonda
meydana gelen
zararlaidare
arasında bir
nedensellik bağı
bulunmadığı öne
sürüldü. Dilekçede,
zarara uğradığı öne
sürülen tarafın
"idareye karşı
bozucu ve bölücü
faaüyette olması
nedeniyle masum
ofanayıphasım
dummunda
bulunduğu"
savunulurken "Böyle bir
dununda idareden tazminat
istenflmesi düpedfiz hak arama •
hûrriyetinin kötüye
kuüanılmasınınaçıkbirörneğmi
teşkil etmektedir" denildi.
tbrahim Selçuk, 18 Aralık 1996
tarihinde açılan davada, 50
milyon lira maddi, 100 milyon
lira da manevi tazminat
isteminde bulunuyor.
Harbiye'degurur gecesi
Atatürk'fln Harp Okulu'na girişinin 98.
yıldönümü önceki akşam Harbiye Orduevi'nde
kudandı. Ceceye, aralannda 1. Ordu
Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoglu. 3.
Kolordu Komntanı Korgeneral Edip Başar ve
Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Hüseyin
Cöksu'nun da bulunduğu çok sayida emekli
komutan ve subay Ue Mustafa Kemal Derneği
üyeieri kanldı. Geceye gönderilen mesajlann
arasında Atatürk ve Erbakan'ın da mesajlan
okundu. Atarürk'ün yazdığı varsayılan
mekfupta "Türk Kurtuluş Hareketi
sonrasında kurduğum çağdaş devletin.
demokratik ve laik cumhuriyetin bugünkü
halinden üzüntü duymaktay ırn. Bu tür
ihanederin yabancısı değilim. Ülkemi irtica
tehdidi altırıa sokan köktendincileri >« her
türlü çıkarcılan uy armak isterim. Biliniz ki
ülkemin sorunlannı dikkatle iztiyor ve
gerektiğindc yeniden Samsun'a çıkmak îçin
bekliyorum" sözleri büyük alkış aldı.
Erbakan'ın geceye, yoğun programı nedeniyle
gelemedigine yönelik ınesajı. davetiiler
tarafından y uhalandı. Yaklaşık 500 kişi.
salonun ışıklannm karartıldığı anda
Dumlupınar marşı eşliginde eUerindeki
çakmaklan yakarak salonda vürüdü.
(Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN)
Adalet Bakanı Şevket Kazan, siyasi tutuklu ve hükümlülerin sevk edileceğini söyledi
Iskenderun Cezaevi boşaltılacak
• Firarla ilgili 11
kişi daha
tutuklanırken, Adalet
Bakanı Kazan,
hükümlülerin Adana
Osmaniye ve
Gaziantep
cezaevlerine sevk
edileceğini söyledi.
AKEVBODUR
İSKE1VDERUN - Adalet Bakanı
Şevket Kazan, 28 tutuklunun firar
ettiği Iskenderun Özel Tip Ceza-
evi'nin siyasi tutuklu ve hükümlüler-
den anndınlacağını söyledi. Ceza-
evinde incelemelerde bulunan Ka-
zan, "Firarda cezaevi içinden destek
görülmüştür" dedi. Iskenderun Ce-
zaevi'ndeki firar olayıyla ilgili dün
11 kişi daha tutuklandı.
Iskenderun Özel Tip Kapalı Ceza-
evi 'nin siyasi tutuklu ve hükümlüler
için uygun bir cezaevi olmadığını
söyleyen Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan, cezaevindeki tutuklu ve hüküm-
lülerin Adana, Osmaniye ve Gazi-
antep bölgesindeki cezaevlerine
nakledileceğini bildirdi. Tünel kaza-
rak cezaevinden kaçan 28 PKK ve
MLKP'linin, cezaevi içinden destek
gördüklerinin anlaşıldığını belirten
Kazan, olayda cezaevi savcısı Mu-
ammer Meral'in de ağır ihmali bu-
lundugunu ifade etti. Görevden alı-
nan savcı ve görevlilerle ilgili adli
ve idari soruşturmanın sürdüğünü
belirten Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan, şunlan söyledi:
"tskenderun Cezaevi'nde görevü
infaz memurian yeniden gözden ge-
çjrflecek. Gerekirse tüm konıma me-
murian görevden alınacak ye başka
yerierde görevlendirilecek. İskende-
run Cezaevisiyasi tutuklu ve hükfim-
Savcı Necati Özdemir, ilaç ve tıbbi malzeme eksikliği yaşandığını söyledi
'Cezaevindeki hastalar tedavi edilemiyor'
lstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Cezae-
vi Savcısı Necati Özdemir, cezaevlerinde hasta
olan tutuklu ve hükümlülerin ilaç ve tıbbi
malzeme eksiklikleri nedeniyle tedavi edileme-
diğini söyledi. Özdemir, tüm cezaevlerindeki
hastalann en az yansının moral değer hastası
olduğunu belirterek, "O insanlann dışanya,
güneşe, havaya, suya, kadm görmeye Oıtiyaçian
var. Ancak çarşıya bile gönderemryonız" dedi.
lstanbul Tabip Odası Insan Haklan Komisy-
anu Oyesi Dr. Hasan KendircL Bayrampaşa
Cezaevi'nde yaptıklan tarama sonunda'acfl
tetkfk ve tedavi gerektiren' 32 hasta olduğunu
belirterek, bunlardan lO'unun'kanserknşkusu'
taşıdıklannı vurguladı.
tstanbul Tabip Odası tarafından düzenlenen
"Cezaevlerinde sağhk koşaflan ve çözüm öner-
801" konulu panele katılan Bayrampaşa Ceza-
evi Savcısı Necati Özdemir, cezaevindeki sağhk
koşullanyla ilgili olarak en çok yaşanan prob-
lemin 'sevksorunu' olduğunu belirtti. Özdemir,
bu durumun aşılması halinde de önlerine, has-
tane idarecilerinden kaynaklanan
l
biz tntuklu
hasta kabul etmeyiz' olgusunun çıktığını öne
sürerek, "Çok istememizt rağmen ne yazık ki
genel sağhk taraması bile yapamıyonız'' diye
konuştu. Cezaevlerindeki insanlann yalnız
sağhk değil, yaşamaya yönelik sorunlan
olduğuna dikkat çeken Özdemir. "Dışandak-
ilere, ruöıklulann da tnsan olduğunu anlata-
bflmek zorundayTz" dedi.
Cezaevindeki sağhk koşullan ve bu
koşullann hastalarüzerindeki etkilerini araştır-
mak üzere Bayrampaşa Cezaevi'nde bir sağlık
taraması yapan lstanbul Tabip Odası Insan Hak-
lan Komisyonu adına konuşan Dr. Hasan K-
endirci, Bayrampaşa Cezaevi'nde madde
bağımlısı mahkûmlann sayısırun 'oldukça fa-
zla' olduğunu söyleyerek bunlann sayısının
henüz tam olarak bilinmediğini belirtti. Bayra-
mpaşa Cezaevi'ndeki 475 mahkûm üzerinde
yaptıklan tarama sonunda mahkûmlann yüzde
26'sında 'en az ild', yüzde 12'sinde ise 'ikkfen
fazla' hastalık tespit ettiklerini söyleyen K-
endirci. yüzde 46'sında da'cezaevi koşuDarm-
dan kaynakianan hastahklar' bulunduğunu i-
fade etti. Kendirci, 46 kişide 'gözalo süresince
gördüğü işkence sonucu beliren hastahk'
görüldüğünü kaydederek siyasi koğuşlarda, adli
koğuşlardan 'çok daha ciddi'vakalara rast-
landığuıı söyledi.
Avukat Suat Parlar ise Türkiye'de cezaevi
sorunlannm askeri stratejiİerle birlikte değer-
lendirilmesi gerektiğini savunârak, "Çünkü
Türkiye'de cezaevi sorunlannı uzmanlar değil
askerier tarnsıyor'' dedi. Cezaevlerinde siyasi
mahkûmlara yönelik 'adı konmamış bir ölüm
cezası infaz süreci yaşatıldığını' öne süren Par-
lar, 'dışanda infaz edilemeyenlerin içeride infaz
edflmeye çahşıldıklann]' ıddıa etti.
lüler için uygun bir yer değil. Bu ce-
zaevindeki siyasi mahkûmlan Ada-
na, Gaziantep veOsmaniye cezaevle-
rine nakledeceğiz. Firann gerçekleş-
tiği cezaoindt zemin betonun 50 san-
tim kalınlıkta olması gerekirken, 7
santim kalınlıkta olduğu ortaya çık-
mıştır. Burada mütcahhitin mi. yok-
sadenetkyen merrilerin mi ihmalinin
bulunduğunu araşünyoruz.r
Bakan Kazan, Hâkimler ve Savcı-
lar Yüksek Kurulu karan ile Isken-
derun Cumhunyet Başsavcısı
Cengiz Çakıroğlu nun Yoz-
gat'a, Cezaevi savcısı Muam-
mer Meral'in ise Çorum'a
atandığını da belirtti. Hatay
Valiliği'nden yapılan açıkla-
mada firar olaymda yardım ve
yataklık ettikleri ileri sürülen
11 kişinin daha tutuklandığı
bildirildi. Vali Utku Acun. gö-
zaltına alınan tbrahim Eye ad-
li kişinin, kendisine ait 31 M
4027 plakalı minibüsle firar e-
den kişileri cezaevi bölgesin-
den kaçırdığını itiraf ettiğini
kaydetti.
Firar sonrası yapılan ope-
rasyonlarda gözaltına alınan
İbrahim Eye, Ahmet Güvenç,
AbduUah Örasaru Mikail Va-
yiç, İbrahim Öztürk, Yaşar
Durna, Asrafîl Demüran,
Bedriye Söylemez, Abdûlka-
dir Aslan, Şirik Arat ve Bed-
rettin Yıldırun çıkanldıklan
mahkemece tutuklanırken, o-
layla ilgili tutuklu sayısı 18'e
yükseldi.
ORHAN APAYDIN DEMOKRASİ VE
BARJŞ VAKFI
1997 ÖDÜLLERİ
Açılış Konuşması : llhan Selçuk
Ödül Töreni ve Panel : Demokrasi ve Insan Haklan
Açısından 1997 Türkiyesi
Nail Güreli
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Avukat Sabri Ergül
CHP Izmir Milletvekili
Yer : lstanbul Conrad Otelı - Beşiktaş
Tarıh : 15 Mart 1997 Cumartesi
Saat : 14.00-16.00
Manisalıgençlerbu kez beraat etti
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu>
Izmir DGM'de örgüt üyesi olmaktan
çeşitli hapis cezalanna çarptınlan Ma-
nisalı gençler; izinsiz pankart yapıştır-
mak, el ilam dagıtmak ve duvarlara ya-
zı yazmaktan yargılandıklan Manısa
Suîh Ceza Mahkemesi'nde beraat et-
ti. Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün
suç duyumsu üzerine Ali Göktaş, Fa-
nık Deniz, Levent Kılıç, Emrah Sait
Erda, Aşldn Yeğin, Ayşe Mine Balkan-
h, M A , Sema Taşar, Hüseyin Korkut,
Özgür Zo'bek,Jale Kurt, Fulya Apay-
dın, Erdoğan Kıhnç, Apdullah Yücel
Karakaş, Boran Şenol ve M.G hakkın-
da 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle
sulh ceza mahkemesinde dava açılmış-
tı.
Izmir DGM'de yasadışı örgüt üyesi
olmaktan 2.5 yılla 12 yıl arasında ha-
pis cezasına çarptınlan 10 sanığın da
bulunduğu duruşmada yapılan savun-
mada, suçlamalar kabul edilmedi.
Avukatlar ve sanıklar mahkemeden be-
raatlerini istedi. Mahkeme heyeti dos-
ya üzerinde yaptığı inceleme sonucun-
da şu karan açıkladı; "Sanıklann her
ne kadar izinsiz pankart asöklan. du-
variara yazı yazdıklan öne süriilmüş-
se de yapılan incelemede sanıklar hak-
kında polisteki ikrardan başka detil bu-
lunmaması nedeniyle tüm sanıklann
beraatine karar verilmiştir."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Anadolu İslam
Cumhuniyetj (!)
Hafta içinde Ankara'ya gelen Iran İslam Cumhu-
riyeti'nin Dışişleri Bakanı'yla yaptığı görüşmeler-
de, Sayın Başbakanımız Türk basınını eleştirdi. Ço-
cuğunun camını kırdığı komşusu karşısında ezilip
büzülen bir baba gibiydi. "Bizde demokrasi oldu-
ğu için böyle yazıp çiziyoriar" gibisinden bir şeyler
söyledi. Garip şey...
Garip şey, çünkü demokrasinin olmadığı dönem-
lerin çok acısını çekmiştir Sayın Erbakan. Ve şu an-
da Türk siyasal yaşamında boy göstermekte olan
liderler arasında, demokrasiye en çok gereksinimi
olan insandır. Ve bundan ötürü, demokrasiye en
çok sahip çıkması gereken, demokrasiden en az
şikâyet etmesi gereken kişidir.
Televizyonda bu görüşmeyi izlerken düşündüm.
Acaba Türkiye'de de Iran tipi bir devlet yapısı ol-
saydı bölgemizde neler olurdu? "Cüppe giymiş" i-
ki "güç/üdevtefon'yöneticisinin kucakJaşması, böl-
geye ve dünyaya ne sıkıntılar getirirdi...
Batı dünyası bizi çok dışlıyor. Hiç hak etmediği-
miz kadar rtip kakıyor. Türkiye söz konusu olduğu
zaman "insan haklan" hemen ön plana çıkıyor. A-
ma eski Doğu Bloku ülkeleri söz konusu olduğu za-
man: "Bu ülkeler destekienmeli ve kazanılmalı..."
Türkiye'nin "ayıplan" yok mu? Elbette var. Ve
bizler, bu ülkenin ilerici, demokrat aydınlan olarak
bundan utanç duyuyoruz. Bunlarta mücadele edi-
yoruz. Demokrasimizin önündeki engellerin kaldı-
rılması için uğraşıyoruz. Ama sürekli olarak horla-
nıyoruz, küçük düşürülüyoruz.
ABD Türkiye'ye savaş gemisi satmak söz konu-
su olduğu zaman, insan haklan kartını masaya atı-
yor. Ama Suudi Arabistan söz konusu olduğu za-
man, aklına insan haklan hiç gelmiyor. Irak'a uygu-
lanan insanlık dışı ambargonun Türkiye'ye maliye-
ti yılda 5 milyar dolann üstünde. Ve Türkiye bu am-
bargoyu bir biçimde delmek istediği zaman krya-
met kopuyor. Fakat Ürdün daha ilk günden beri bu
ambargoyu deliyor, kimsenin çıtı çıkmıyor. "Ür-
dün 'ün gereksinimi var'mış. Sanki Türkiye'nin yok.
Avrupa'da "vebalı" gibi dolaşıyoruz. Güzel ay
yıldızımızın süslediği Türkiye Cumhuriyeti pasapor-
tunu gördükleri zaman, "Sizşuyana çekilin"diyor-
lar. San Marino gibi kâğrt üzerindeki devletler bile,
Türkiye'ye vize uygulamaya cüret ediyor.
Federal Almanya; bugünkü refahının bir kısmını,
çalışkan işçilerimizin alın terine borçludur, nere-
deyse kundaklı bebelere de vize koyacak. Ailesi
oturma iznine sahip 16 yaş öncesi çocuklara vize
uygulaması, insanlık dışıdır. Fakat sesimiz çıkmı-
yor. Türk ailelerinin AJman bankalannda milyariar-
ca mark tasarrufu kuzu gibi yatıyor. Ama kimse
"Hadi şunlan birkaç günlûğüne çekiverelim" de-
miyor. Çünkü bunu söyletecek siyasal iradeden
yoksun olduğumuz gibi, Almanya'da da yeterince
örgütlenememiş durumdayız. En yaygın örgütlen-
me dinci örgütlenme ki bunlann kavgası da bam-
başka alanlarda sürüyor.
Ve işte bunca horlanmadan, bunca itilip kakılma-
dan sonra, Türkiye'de de bir "mollalar iktidan"' oluş-
sa acaba dünya nasıl karman çorman olur... Bizi
böyiesine dışlayanlar acaba bunu hiç akıllarına ge-
tiriyorlar mı? Bir zamanlar DYP'nin genel başkanı-
nın "Bizi desteklemezseniz Refah gelir" şantajı bir
ölçüdetutmuştu. Ama böyle "çirkin şantajlara" hiç
sapmadan şunu sorabiliriz: "Bugün eğer Türkiye
laik ve çağdaş çizgisini değiştirirse başınıza neler
gelebileceğini hesaplıyor musunuz?"
Türkiye'nin el altından ya da el üstünden destek-
lediği, "sakallı gönüllülerin" Bosna'da, Makedon-
ya'da neler yapabileceğini bir düşünün.
Bulgaristan'ın güney bölgelerinde ve Tuna boy-
lannda; Yunanistan'ın bizim Batı Trakya diye adlan-
dırdığımız bölgesinde ne şenlikler (!) olur...
Kafkasya bir ateş topuna döner. Ve Kafkasya'da
başlayan bir yangın tüm Rusya Federasyonu'na
yayılır. Yeltsin'i kurtarmaya benzemez bu yangın.
Düşünün ki bugün Moskova'daki Çeçen ve Azeri
mafyasıyla baş edemeyen Rusya, böyiesine sarsı-
lırsa sandık diplerinde naftalinlenmiş bir biçimde
duran "kızıl bayraklann" açılmasını engelleyebile-
cek hiçbir güç kalmaz.
Doğu Türkistan'dan Orta Avrupa'ya kadar öyle
bir kaos çıkar !<i dünyanın tüm dengeleri altüst olur.
Hele Ortadoğu ve "günümüz refah toplumlan-
nın" candaman olan petrol...
Iran ve Türkiye arasındaki yakınlaşma, Ortado-
ğu'da Israil'in sonu demektir. Bu birleşmenin geti-
receği dalga Suriye'yi de devirir, Mısır'ı da. Israil'i
ayakta tutacak hiçbir güç kalmaz. ABD, Israil'in
çöküşünün getireceği maliyetleri düşünmek zo-
rundadır. Karşılaması kolay değildir.
Böyle bir yakınlaşmanın yaratacağı "fırtına", ne
Suudi Arabistan bırakır ortada, ne Kuveyt, ne de
Körfez ülkeleri. Ve bu "güç" Hint Okyanusu'na çık-
tıktan sonra, "Asya Kaplanlan "nin işleri de çok zor-
laşır.
Batı; üniversite, devlet ve özel kaynaklı araştır-
ma kurumlarında binlerce "think-thank", sayısız
senaryo üretiyor. Umalım ki böyle birsenaryo üze-
rinde de çalışmış olsunlar. Ama biz böyle bir dün-
yadan korktuğumuz için değil, Batı'nın değerler
sistemine kendimizi yakın hissettiğimiz için özgür-
lükçü demokrasiyi yaşama geçirmeye çalışıyoruz.
Hem de Batı'ya rağmen...
SODEV
TÜRKİYE'DE SİYASAL SİSTEMİN
DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ
14.30 Açıhş
Aydın ÇINGI, SODEV Genel Sekreteri
14.45 Sunuşlar
Prof. Dr. Bülent TANÖR
Doç. Dr. Aydın UGUR
16.45 Yorumlar-Panel
Nihad MATKAP, CHP Gnıp Başkan Vekili
Hatay Milletvekili
Bülent TANLA, DSP tstanbul Milletvekili
Atilla COŞKUN Cumhuriyet Gazetesı
Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Avukat
18.00 Tartışma
18.30 Kapanış
The Marmara Hotel, Büyük Balo Salonu
Taksim / tstanbul
15 Mart 1997
Saat 14.30
Bilgi için: Aydın Çmgı
TeL: 0.212 252 72 85, Faks: 0.212 293 84 43