04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç # Genel Yayvn Koordınatöru- Hikmet Çetinkaya • Yazıışlerı Müdürlerı lbrahim Yüdız, Dinç Tavanç (Sorumlu) • Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara # Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat Cengiz ^ ddınnı • Kultür Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir Vücclman • Makaleler Sami Karaörcn • Düzeltme Abdullah Yaacı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç YaymKurulu ÜhanSelpıklBaşkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şüknuı Soner. Ers»nBalcı,DinçTayanç, tbrahim Yüdız, Orhan Bursah, Mustafa Balb*>, Hakan Kara. AnkaıaTemsılcısı.MustoIaBalbaj#HaberMüduru Doğan Akın Ataturk Bulvan No 125. Kal 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı SerdarKızık,H.ZıyaBl\ 1352S23Tel 4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. Inömı Cd 119 S No 1 Kat 1. Tel- 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordınatör Ahmet Koruisaa 9 Muhasebe Bülent Yener • tdare HüseyinGürer#lşletme Önder Çetik• Bılgı-tşlem: Nail tnal • Bılgısayar Sıstem: Mürüvet Çiler MEDYA C: • Yonetım Kuıulu Başkanı - Genel Miıdür Gûlbin Erduran • Koordınator Reha Işıtman • Genel Mudur Yaıriımeısı Mine Akdag Tel 514 07 53 - 5139580-513846(Wl.Faks 513S4Ö Vayımla>aB ve Basan* Yenı Gûn Haber Ajansı, Basm \e Yayıncılık A $ Türkocağı Cad 39 41 Caialoglu 34334 ist PK 246 Istanbul Te! (0.212* 51205 05 (20 hat) Faks (0 212» 513 85 95 15MART1997 Imsak: 4.45 Güneş:6.10 Öğle: 12.20 tkindi. 15.38 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.37 Dantel ve satenin görkemi • Haber Merkezi - Modanın başkentı Paris'te son günlerde heyecanlı günler yaşanıyor. Ünlü modaevlerinin bırbirinden görkemli ve ıddıalı defilelerle 1997-98 Sonbahar'Kış kreasyonlannı tanıttıklan şu günierde, Fransız modaev len yine başı çekiyor. Lolıta Lempicka'nın defılesinde, büstiyer ve uzun etekli dantel takım ıle üzerinde meyve desenlen olan saten pantolon takım büyük beğenı topladı. (Fotoğraf: REUTERS) Vosvosçulan' buluşuyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çeşulı demekler ve okullara yardım, küçük pıknıkler ve organizasyonlarla bir araya gelen kaplumbağa sahiplen "vosvosçular" yann Eymir Gölü kıyısında buluşacaklar. Ankara ve İstanbul'dan 500 vosvosun bır araya geleceğı şenliğe sanatçılar Tank Tarcan, Oya-Bora, Emrah ve podyumlann tanınmış vosvosseverleri de katılacak. Picasso'nun tablosu bulundu • LONDRA (AA) - tngiliz polısi, Picasso'nun geçen hafta çalınan "Tete de Femme'" adlı tablosunun bulunduğunu açıkladı. Geçen hafta Londra LefevTe Sanat Galensı'nden çalınan, Picasso'nun 1939 yılında yaptığı sevgtlisine ait portreyi düzenlenen bir operasyon sonucu ele geçıren polıs, olayla ilgili 60 ve 69 yaşlannda ıkı kişıyi tutukladı. 'Çevne' sloganlanı • ANKARA (AA) - Çevre Bakanlığı'nın dört ayn kategoride açtığı "Çevre" konulu slogan yanşmasında, dereceye girenlere ödülleri törenle verildi. Bayburt Atatürk tlköğretim Okulu öğrencısi Cemal Akkoç'un "Çevrene Bak, Kendını Gör", Karabük Beşbmevler tlköğretim Okulu'ndan Kemal Yaratan'ın "Sağlıklı NesıL Sağlıklı ÇevTede Yetışır". Anadolu Ünıversıtesi tşletme Fakültesi öğrencısi Zeki Doğan'ın "Çevreyı Ktrletme, Canlılara Zulmetme" ve Rize tkizdere Uıca tlkokulu Öğretmeni lhsan Koç'un "Çevreyı Hor Gören, Geleceği Zor Görûr" sloganlan birincilik ödülüne değer bulundu. 1997'nin Çevre Yılı olması nedeniyle antma tesisi yapmamakta direnen firmalar kamuoyuna açıklanacak Çevreyildrleten teşhir edilecek• Çevre Kirliliğini Önleme ve Kontrol Genel Müdûr Vekili Sami Ağırgün, "Bu fırmalar ülkemizi kirletiyor" başlıklı bir kampanya başlatıp söz konusu kuruluşlar üzerinde tüketici bazmda baskı kurmayı hedeflediklerini anlattı. Çevre Mühendisleri Odası îstanbul Şube Başkanı Murat Özbaşaran, antma tesisi bulunan firmalardan yüzde 83'ünün tesisi çahştırmadığım belirtti. CEM ULUTAŞ ~ Çevre Kirliliğini Önleme ve Kontrol Genel Müdûr Vekili (ÇEKÖK) Sami Ağırgün, özel sektörde tehlikeli atık bertarafinın Tehlikeli Atık Yönetmeliği'ne göre yapılmadığını doğruladı, yakında antma tesisi yapmamakta ısrar eden fırmalann teşhir edileceğini söyledi. 1997'nin "Çevre Yıh" olması nedeniyle "aa da oba" bu uygulamayı yapacaklannı bildiren Ağırgün, "Bu firmalar ülkemizi kirletiyor" başlıklı bir kampanya halinde teşhir başlatıp söz konusu firmalar üzennde tüketici bazında baskı kurmayı hedeflediklerini anlattı. Özel sektörün yüzde 50-60 oranmda antma tesisi yaptığını kaydeden Ağırgün. devlet sektöründe durumun "pek iyi obnadjğuu" söyledi. Ağırgün, devlet kurumlannın özelleştırme kapsamında olmalan nedeniyle çevTe korumaya yönelik yatınmlar yerine, Özel sektörün yüzde 50-60 oranında antma tesisi yapüğını beürten Sami Ağırgün, devlet sektöründe durumun 'pek iyi oünadığuu' söyledL yalnızca üretıme dönük yatınmlar yapıldığını kaydetti. Valiliklerle gerçekleştirilen yazışmalann sürdüğünü, hangı bölgede ne kadar tehlikeli atık üreten tesis bulunduğu ve bunlann bertaraf usulleri hakkında bakanlıkta bilgilenn toplanmaya başladığını kaydeden Ağırgün, kapatma ve 1 ile 30 mılyon lira arasındakı para cezalannın etkili olmadığını belırterek çevreyı kirletenleri teşhir etmekten başka seçenek kalmadığını yıneledı. ÇevTe Mühendisleri Odası Îstanbul Şube Başkanı Murat Özbaşaran da. sanayi tesıslerinin önemli bır bölümünün antma tesisi bulunmadığını, bulunanlann da yüzde 83'ünün çalıştınlmadığını kaydetti. Sanayide de yoğun kaçak yapılaşma olduğuna dikkat çeken Özbaşaran, bunlann bir an önce kayıt altına alınıp, sektÖTdekı tüm işletmelerin kontrol edileceği bir mekanizmanın çok geç olmadan süratle kurulmasını istedi. KLocaeli'de, Almanya'dan alınan 500 milyon mark kredi ile kurulan tehlikeli atık yakma tesisıni de eleştiren Özbaşaran, "Bu tesisin kapasitesi gerektiğinden çok yüksek. Tesis bittikten sonra tehlikeli atık bulamayacaklannı anladılar. Atık bulunamayacak ve yurtdışından abk getirecekler, göreceksiniz" dıye konuştu. Antma tesisi yapmayan sanayicilerin teşhir edihnesi yenne teşvik edilmesi gerektiğini savunan Özbaşaran, "Enerji kuDanımında getirilen yüzde 30'Iuk indirimin kullanılabilmesi için çok fazla bürokratik işjem gerekhor. Bunu kolaylaşürmak, aynca gümrük indirimi, vergi indirimi gibi başka teşvik edici tebdirler ahnak daha etkili olur" dedı. Türkiye'de yaklaşık fiili olarak 50 bin değişik büyüklükte sanayi kuruluşu olduğunu belırten Kimya Sanayicileri Derneğı Çevre Danışmanı Prof. Caner Zanbak da, sanayideki kaçak yapılaşmaya işaret ederek, master ve yerleşım planlan yapılmadan sanayinin denetimsiz biçimde her yere kuruldugunu ve devletin kontrol etmek için yetişemediğini söyledi. Prof. Zanbak, çevreye kontrolsüz biçimde atılan tehlikeli atıklardan yalnızca kimya sanayicilerinin değil, evdeki son tüketıciden kimyasal ürünleri hammadde olarak kullanan sanayicilere kadar herkesin sorumlu olduğunu belirtmekte yarar gördügünü bildirdi. Prof. Zanbak, etkin denetleme için Çevre BakanhğVnın il yerine bölge veya havza bazında teşkılatlanması gerektiğini, böylece teşkılatlar arasındakı iletişimsizlik sorununun giderileceğini ve planlamalann daha sağlıklı olacağını söyledi. Siyanürlü altuıa koşuyla protestoIZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Bergamalılann si- yanürle altına karşı çevTe ve yaşam haklannı savunmak amacıyla çevrecilenn dü- zenlediği meşaleli koşu dün başladı. Bergama - Izmır arasında her kilometTesını bir kişinin gerçekleştirdiği koşuda taşınan meşale. bu- gün Fuar Kültürpark'ta TÜ- YAP Merkezi'nde Ord. Prof Dr. Ekrem Akurgal ve Av BflgeUmar'averilecek. Son etabı Bodrum gönüllüsü Saynur Gelendost koşacak. Bergamalılann sıyanürle altına karşı yedi yıldır sür- durdüklen mücadele. Tür- kiye genelinden ve tzmir'den yeşil, çevreci ve ekolojist gruplann katılımlanyla da- ha geniş tabanlı bir hareke- te dönüştü. Bergamalılara destek amacıyla Izmırli ye- şillerin ve ekolojistlerin oluş- e-posta : tan (a vol. com. tr turduğu Bergama-tzmir El- Ele Hareketi, geliştirdiği ye- ni eylem biçimleriyle siya- nürle altın konusunda bü- tün Türkiye'nin dikkatini çekmeyı hedefliyor. Bergama-tzmir El Ele Ha- reketi, son olarak Bergama- tzmir arasında meşaleli ko- şu eylemi duzenledi. Dün saat 15 00'te Bergama Ak- ropol'dekı eskı kütüphane- den başlayan koşu sırasın- da, her kılometrede bir ki- şınin taşıdığı meşale, elden ele venlerek bugün saat 11.00 sıralannda tzmır'de TÜYAP Kıtap Fuan'na ulaş- tırılacak. Bergama-îzmir arasında yapılan 110 kilo- metrelikkoşuya Aliağa. Me- nemen ve Çiğlıli çevrecıler de destek verdi. Bugün sa- at 11.00'de İzmir'e ulaşa- cak meşaleyi taşıyan son koşucu olan Bodrum gönül- lüsü Saynur Gelendost'u TÜYAP'ta Akurgal ve Umar karşılayacak. Koşunun başlangıcı sıra- sında bir konuşma yapan Bergama Belediye Başkanı SefaTaşkın, tzmirli ve Ber- gamalı aydınlann madeni protesto etmek için düzen- ledikleri koşunun bir za- manlar 200 bin cilt kitabın bulunduğu Akropordeki ta- nhi kütüphanede başlama- sının anlamına dikkat çeke- rek "Koşu, TÜ\AP Kitap Fuan'nın önünde bitecek. Bunu son derece anlamhbu- luyorum. Aydıniann, Idtap- severlerin, vazariann Ber- gama'da çevreye,doğay^t ve insanlara sahip çıkması ve onlann yanında yer ahnası, bütün Türldye'ye bir me- sajdu-" dedı. UE POUR Kürkü çıplakprotesto Kfirk kullanımına karşı bütün dünyada sürdürülen kampanyalar tüm hızıyla sürüyor. Hayvan haklan örgütieri üyeleri, leopar benekleriyle süs- lü çıplak bedenleriylç, ünlü Alman moda tasanmcısı Karl Lagerfeld'in Paris'teki bürosunun önünde toplanarak giyim endüstrisinde kürk kul- lanımını protesto ettiler. Protestoculann taşıdıklan pankartiarda, "Kürk yalnızca hayvanlar içindir" yazıyordu. (Fotoğraf: REUTERS) 'Ayamama Vadisi peşkeş çekiliyor' İstanbul Haber Servisi - Bakırköy Sıvvl Toplum K.u- ruluşlan Platformu, Ataköy Ayamama Vadisi'nin, villa yapılmak üzere yapılaşma- ya açıhnak istenmesini pro- testo etti. Platform, "Parkı- mızı lstiyoruz" başlığı ile yaptığı açıklamada, "Nefes almak Lstiyoruz, çocuklan- nuzayeşil ve sağlıklı bir çev- re bırakmak istiyoruz" de- dı. Ayamama Vadisi'nin ulusal park yapılmasını ıs- tediklenni, seçimler sıra- sında politikacılann bu ko- nuda söz verdiğinin vurgu- landığı açıklamada daha sonra şöyle denildi: "Bu vadiyi büyük hol- dinglere ve villa inşaatlan- na peşkeş çekmenin hazır- bğı içindeler. Halk artık bu kandırmacadan ve yağma- dan bıkmıştır. Verilen sözle- rin tutulnıamasından bık- mıştır. Biz Bakırköv "lüler buna karşı çıkarak artıkye- ter diyoruz. Çünkü Hazine ayn bir şirket,bu mallar da politikacüannmalıdeğikiir. Bu araziler halkın,yani biz- lcrin mahdır. Btder de bû mallann saolmasını istemi- yoruz. Mahmıa satnuyoruz, çünkü parababalannın kâr hırsları ve kötü yönetim- lerin bütçe açıklanndan ön- ce nefes almak, yaşamak is- tiyoruz.Nefesalnıaken tabii hakkrauzdır. Her vatandaşm temel anavasal hakkıdır.' Çanakkale'de Zafer Haftası etkiıilîkleri TURHANNARLER ÇANAKKALE-18Mart Çanakkale Zaferi'nin 82. yıldönümü nedeniyle dü- zenlenen 'Zafer Haftası' et- kinliklen dün başladı. Çi- menlik Kalesi'nde düzenle- nen törende konuşan Ça- nakkale Valisi Ekrem Öz- soy, Çanakkale Zaferi'nin dünya savaş tarihinde ayn bir yeri olduğunu belirte- rek "Çünkü madum ülke- lere özguriük kıvılcunı Ça- nakkale Zaferi'yle aşılan- mıştır" dedi. Çanakkale Zaferi'nin 'yurt sevgisPyle kazanıldı- ğını belırten Valı Özsoy, "Çanakkale savaşlannda ülkemizyenibir kumanda- nm adınıbütün dünyaya du- yurmasını da bilmiştir. Bu kumandan Çanakkale sa- vaşlannın öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'tür" diye konuştu. Çimenlik Kalesi'ndeki törenden sonra Askeri Mü- ze ve Devlet Güzel Sanat- lar Galensı'nde açılan 'Ça- nakkale Savaşlan' konulu sergiler gezildi. Bu arada, Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde "Osmanh Fer- manlannda ÇanakkaleSa- vaşlan" konulu konferans verildi. Zafer Haftası. 18 rnarta dek çeşitli etkinlikler- le sürecek. Zafer Haftası törenleri- ne Vali Ekrem Özsoy'un yanı sıra Garnizon ve Jan- darma Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Vol- kan, Belediye Başkanı İs- mail Ozay, il yöneticilen. yüksek rütbeli subay ve öğ- renciler katıldı. MESELA DEDIK EROAL ATABEK Tşte sıze gerçek bir haber. Cumhu- J. riyet'ın 11 Mart 1997 günü ya- yımlanan sayısında küçük bir arka sayfa haberi: "Mersin Yeşilovacık'ta Mesa Akdeniz Evleri'nde doğan ke- çi yavrusunun. tesadüfen tavşanlann yanında yetiştiğinden doiayi kendisi- ni tavşan zannettiği bikiiriJdL ' Dıyo- jen' adı verilen keçinin bakıcılar ta- ranndan diğer keçilerin yanına ko- nulduğunda kaçıp tekrar tavşanlann kafesine döndüğü belirtildi." Haber böyle kısacık, ama taşıdığı anlamlar çok zengin. Böylece anlaşılmış olu- yor ki, kendini başka bir hayvan zan- netme özelliği sadece insanlarda de- gü. hayvanlarda da var. Bu konuya dik- kat etmek gerekıyor. Çünkü insanla- nn da hayvanlarla pek yakın ilişkile- rı var. tnsandır bu, hayvanı buldu mu ne japacağı bılinmez. Kiminin sürünü sa- gır, kimının sırtına biner, kiminin yü- rînü kırkar, kiminin boynuna ip bağ- layıp evinin önüne diker. Kimini koy- nıına ahr. kiminin kürkünü yüzüp bo>Tiuna takar. lnsandırbu, gayet ne- tameli bir yaranktır. Şimdi hayvanla- rıiı da kendini başka bir hayvan zan- Kendini Tavşan Zanneden Keçi... netmesi gerçeği işleri büsbütün kanş- tınr. Kendini aslan zanneden eşek... T) uyrun bakalım, işin ıçinden çı- JD kabilirseniz çıkın. Kendi halin- de-yaşayan, tıpış tıpış gidip gelen, aş- ka gelince anıran, güzel havalarda ça- yırlarda yuvarlanıp sırtını kaşıyan ka- ra gözlü sevimli eşek, bir de bakıyor- sunuz ki, kendini aslan zannediyor. Öyle sevıp okşayıp da elınden ot ye- dinnek ne demek? Kimseyi yanına yaklaştırmadığı gibi afıli yürüyüşler, aslan gibi yele sallamalar, sinırli kuy- ruk hareketlen hep onda. Siz "V^h vah, ne oldu bizim karakaçana? Bu haller nedenbaşına gekliki?" dıye düşünüp duruyorsunuz ya. eşek hiç oralarda de- ğil. Sağda solda gördüğü koyunlan ko- valıyor, tavuklann peşine düşüyor. acıkmış da onlan yiyecekmiş gibi haller takınıyor. Hayvanın huyunun değiştiği anla- şılıyor, ama yapacak ne var? Akşam olunca da "kendini aslan zanneden eşek' ahıra gelmiyor. doğru ormanın yolunu tutuyor. Sonu ne mi oluyor? Bütün akılsız eşeklerin başına gelen onun da başına geliyor. Ormanda onu kıstıran çakallar eşe- ğin rüyasınm sonunu getiriyor, top- laşıp bır güzel yiyorlar. Bu nedenle de böyle eşekler bır türlü haber olamı- yor. Kendini istiridye sanan sülük... ünlerden bir gün, denizin kıyı- sında yaşayan bir sülük, kendi- ni istiridye sanmaya başlamış. Ötekı denİ7 canlılanna "Yakında pek güzel bir inci yapacağım" demeye. istirid- ye gibi açılıp kapanmaya başlamış. Midyeler, denizyıldızlan. yengeçler kıs kıs gülüyorlar, "Aman bu sülüğe bir haller oldu ama, acaba ne oldu?" diye konuşuyorlarmış. Onlar böyle bir şey olmadığını biliyoriarmış, ama balıklann bır türü varmış kı bu tür 'alıkbalık' diye bilinirmiş. tşte bu •ahkbahklar'sülüğe ınanmışlar, "De- mek ki böyle kabuksuz istiridye de ohıyormuş, aman biz onu yammıza alalım da incisini bizeversin" diye dü- şünmüşler. Birkaçı ricacı olmuş, sülüğe gıde- rek demış ki: "Ah bayan sülük, biz si- ze hayran oktuk, ne olur gclin bizim- le yaşayin, hatta başınuza geçin, inci- niz okluğu zaman da onu bize verin." Bayan sülük hemen kıvnmlannı açıp kapamış, "İşte balıklann içinde en akıllı olanlann bu ahkbahklar oldu- ğu nasıl da ortaya çıkıvor, doğrusu içi- mi titrcttiniz, dışunı ürpettiniz, ben deteklifinizikabulediyDrum" demış. Birlikte yaşamaya başlamışlar, ama ba- yan sülük alıkbahklann kanıru emme- ye başlamış. Bayan sülük kan eme eme büyür- ken alıkbalıklar zayıflamışlar, bir gün de kimseye haber vermeden kaçıp gitmişler. Böylece hakikat bayan sü- lüğün başına dank etmiş: Akıllı sülük sülüklüğünü bilmeli, incı yapmaya heveslenmemeli. Kendini kedi zanneden aslan... ir yerde de bilinenlerin tersi ol- muş, aslan gibi bir aslan kendi- ni kedi zannetmeye başlamış. Yani şimdi, kendini aslan zanneden kedi hi- kâyesıne herkes inaruyor da, kendını kedi zanneden aslan hıkâyesine neden inanmasın? Aslan bir tuhaflaşmış kı sormayın. Koskoca aslan burnunu fa- re deliklerine sokuyor, büyük pençe- siyle fare avına çıkıyormuş. Ev hal- kına yaklaşıp başının okşanmasını is- tiyormuş, ama insanlar aslanı görün- ce tir tir titreyip kaçıyorlarmış. Aslan da çokhüzünleniyormuş, "Benim ne- yim var, neden benden kaçıyoriar, be- nim de şefkate ihtiyacım yok mu?" di- ye ıçleniyormuş. Daha da tuhafi. an- lı şanlı aslanın köpek gördüğü zaman kaçacak delik aramasıymış. Onun bu durumu insanlann bile yüreğini par- çalıyor. "Şu koskoca aslan ne hallere düştü,köpekkrden kaçıyor" diye üzü- lüyorlarmış. Sonunda bu ışi bir çocuk halletmiş. Bir gün, küçük bir çocuk olancaçocukluğuylaaslana yaklaşmış, başını, yelesini okşamaya başlamış. Aslan da pek sevıniyor. çocuğun el- lerini yalıyormuş. Derken köşeden iki köpek çıkmasm mı? Aslan hemen büzülüp kaçmaya hazırlanınca küçük çocuk pek şaşmış, "Hey koca aslan, kendinegel, sen benim aslammsuı,öy- le köpeklerden kaçmak var mı?" de- yİBce aslan kendine gelmiş. Birden as- lanlığıru hatırlamış, onun sinmesine alışık olan köpeklere ıki pençe atın- ca köpekler kuyruklannı bacaklannın arasına kıstınp korkuyla kaçışmışlar. Bundan da bir hikmet çıkmış: Asla- nm kendini kedi sanmasına alışma, bir gün aslına dönüp aslanlığını hatırlar, bunu hiç aklından çıkarma.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle