Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç #
Genel Yayvn Koordınatöru- Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlerı Müdürlerı
lbrahim Yüdız, Dinç Tavanç (Sorumlu)
• Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara
# Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat
Cengiz ^ ddınnı • Kultür Handan Şenköken
• Spor Abdûlkadir Vücclman • Makaleler
Sami Karaörcn • Düzeltme Abdullah Yaacı
9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YaymKurulu ÜhanSelpıklBaşkan).
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şüknuı Soner.
Ers»nBalcı,DinçTayanç, tbrahim
Yüdız, Orhan Bursah, Mustafa
Balb*>, Hakan Kara.
AnkaıaTemsılcısı.MustoIaBalbaj#HaberMüduru Doğan
Akın Ataturk Bulvan No 125. Kal 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı
SerdarKızık,H.ZıyaBl\ 1352S23Tel 4411220. Faks
4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. Inömı Cd
119 S No 1 Kat 1. Tel- 363 12 11, Faks 363 12 15
Koordınatör Ahmet Koruisaa 9
Muhasebe Bülent Yener •
tdare HüseyinGürer#lşletme
Önder Çetik• Bılgı-tşlem: Nail
tnal • Bılgısayar Sıstem:
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kuıulu
Başkanı - Genel Miıdür Gûlbin
Erduran • Koordınator Reha
Işıtman • Genel Mudur Yaıriımeısı
Mine Akdag Tel 514 07 53 -
5139580-513846(Wl.Faks 513S4Ö
Vayımla>aB ve Basan* Yenı Gûn Haber Ajansı, Basm \e Yayıncılık A $
Türkocağı Cad 39 41 Caialoglu 34334 ist PK 246 Istanbul Te! (0.212* 51205 05 (20 hat) Faks (0 212» 513 85 95 15MART1997 Imsak: 4.45 Güneş:6.10 Öğle: 12.20 tkindi. 15.38 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.37
Dantel ve
satenin görkemi
• Haber Merkezi -
Modanın başkentı Paris'te
son günlerde heyecanlı
günler yaşanıyor. Ünlü
modaevlerinin bırbirinden
görkemli ve ıddıalı
defilelerle 1997-98
Sonbahar'Kış
kreasyonlannı tanıttıklan
şu günierde, Fransız
modaev len yine başı
çekiyor. Lolıta
Lempicka'nın defılesinde,
büstiyer ve uzun etekli
dantel takım ıle üzerinde
meyve desenlen olan saten
pantolon takım büyük
beğenı topladı. (Fotoğraf:
REUTERS)
Vosvosçulan'
buluşuyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çeşulı demekler
ve okullara yardım, küçük
pıknıkler ve
organizasyonlarla bir araya
gelen kaplumbağa sahiplen
"vosvosçular" yann Eymir
Gölü kıyısında
buluşacaklar. Ankara ve
İstanbul'dan 500 vosvosun
bır araya geleceğı şenliğe
sanatçılar Tank Tarcan,
Oya-Bora, Emrah ve
podyumlann tanınmış
vosvosseverleri de
katılacak.
Picasso'nun
tablosu bulundu
• LONDRA (AA) - tngiliz
polısi, Picasso'nun geçen
hafta çalınan "Tete de
Femme'" adlı tablosunun
bulunduğunu açıkladı.
Geçen hafta Londra
LefevTe Sanat
Galensı'nden çalınan,
Picasso'nun 1939 yılında
yaptığı sevgtlisine ait
portreyi düzenlenen bir
operasyon sonucu ele
geçıren polıs, olayla ilgili
60 ve 69 yaşlannda ıkı
kişıyi tutukladı.
'Çevne'
sloganlanı
• ANKARA (AA) - Çevre
Bakanlığı'nın dört ayn
kategoride açtığı "Çevre"
konulu slogan yanşmasında,
dereceye girenlere ödülleri
törenle verildi. Bayburt
Atatürk tlköğretim Okulu
öğrencısi Cemal Akkoç'un
"Çevrene Bak, Kendını
Gör", Karabük Beşbmevler
tlköğretim Okulu'ndan
Kemal Yaratan'ın "Sağlıklı
NesıL Sağlıklı ÇevTede
Yetışır". Anadolu
Ünıversıtesi tşletme
Fakültesi öğrencısi Zeki
Doğan'ın "Çevreyı
Ktrletme, Canlılara
Zulmetme" ve Rize
tkizdere Uıca tlkokulu
Öğretmeni lhsan Koç'un
"Çevreyı Hor Gören,
Geleceği Zor Görûr"
sloganlan birincilik
ödülüne değer bulundu.
1997'nin Çevre Yılı olması nedeniyle antma tesisi yapmamakta direnen firmalar kamuoyuna açıklanacak
Çevreyildrleten teşhir edilecek• Çevre Kirliliğini Önleme ve
Kontrol Genel Müdûr Vekili Sami
Ağırgün, "Bu fırmalar ülkemizi
kirletiyor" başlıklı bir kampanya
başlatıp söz konusu kuruluşlar
üzerinde tüketici bazmda baskı
kurmayı hedeflediklerini anlattı.
Çevre Mühendisleri Odası
îstanbul Şube Başkanı Murat
Özbaşaran, antma tesisi bulunan
firmalardan yüzde 83'ünün tesisi
çahştırmadığım belirtti.
CEM ULUTAŞ ~
Çevre Kirliliğini Önleme ve Kontrol Genel
Müdûr Vekili (ÇEKÖK) Sami Ağırgün, özel
sektörde tehlikeli atık bertarafinın Tehlikeli
Atık Yönetmeliği'ne göre yapılmadığını
doğruladı, yakında antma tesisi
yapmamakta ısrar eden fırmalann teşhir
edileceğini söyledi.
1997'nin "Çevre Yıh" olması nedeniyle "aa
da oba" bu uygulamayı yapacaklannı
bildiren Ağırgün, "Bu firmalar ülkemizi
kirletiyor" başlıklı bir kampanya halinde
teşhir başlatıp söz konusu firmalar üzennde
tüketici bazında baskı kurmayı
hedeflediklerini anlattı. Özel sektörün yüzde
50-60 oranmda antma tesisi yaptığını
kaydeden Ağırgün. devlet sektöründe
durumun "pek iyi obnadjğuu" söyledi.
Ağırgün, devlet kurumlannın özelleştırme
kapsamında olmalan nedeniyle çevTe
korumaya yönelik yatınmlar yerine,
Özel sektörün yüzde 50-60 oranında antma tesisi yapüğını beürten Sami Ağırgün, devlet sektöründe durumun 'pek iyi oünadığuu' söyledL
yalnızca üretıme dönük yatınmlar
yapıldığını kaydetti.
Valiliklerle gerçekleştirilen yazışmalann
sürdüğünü, hangı bölgede ne kadar tehlikeli
atık üreten tesis bulunduğu ve bunlann
bertaraf usulleri hakkında bakanlıkta
bilgilenn toplanmaya başladığını kaydeden
Ağırgün, kapatma ve 1 ile 30 mılyon lira
arasındakı para cezalannın etkili olmadığını
belırterek çevreyı kirletenleri teşhir
etmekten başka seçenek kalmadığını
yıneledı.
ÇevTe Mühendisleri Odası Îstanbul Şube
Başkanı Murat Özbaşaran da. sanayi
tesıslerinin önemli bır bölümünün antma
tesisi bulunmadığını, bulunanlann da yüzde
83'ünün çalıştınlmadığını kaydetti.
Sanayide de yoğun kaçak yapılaşma
olduğuna dikkat çeken Özbaşaran, bunlann
bir an önce kayıt altına alınıp, sektÖTdekı
tüm işletmelerin kontrol edileceği bir
mekanizmanın çok geç olmadan süratle
kurulmasını istedi. KLocaeli'de, Almanya'dan
alınan 500 milyon mark kredi ile kurulan
tehlikeli atık yakma tesisıni de eleştiren
Özbaşaran, "Bu tesisin kapasitesi
gerektiğinden çok yüksek. Tesis bittikten
sonra tehlikeli atık bulamayacaklannı
anladılar. Atık bulunamayacak ve
yurtdışından abk getirecekler, göreceksiniz"
dıye konuştu. Antma tesisi yapmayan
sanayicilerin teşhir edihnesi yenne teşvik
edilmesi gerektiğini savunan Özbaşaran,
"Enerji kuDanımında getirilen yüzde 30'Iuk
indirimin kullanılabilmesi için çok fazla
bürokratik işjem gerekhor. Bunu
kolaylaşürmak, aynca gümrük indirimi,
vergi indirimi gibi başka teşvik edici tebdirler
ahnak daha etkili olur" dedı.
Türkiye'de yaklaşık fiili olarak 50 bin
değişik büyüklükte sanayi kuruluşu
olduğunu belırten Kimya Sanayicileri
Derneğı Çevre Danışmanı Prof. Caner
Zanbak da, sanayideki kaçak yapılaşmaya
işaret ederek, master ve yerleşım planlan
yapılmadan sanayinin denetimsiz biçimde
her yere kuruldugunu ve devletin kontrol
etmek için yetişemediğini söyledi. Prof.
Zanbak, çevreye kontrolsüz biçimde atılan
tehlikeli atıklardan yalnızca kimya
sanayicilerinin değil, evdeki son tüketıciden
kimyasal ürünleri hammadde olarak
kullanan sanayicilere kadar herkesin
sorumlu olduğunu belirtmekte yarar
gördügünü bildirdi. Prof. Zanbak, etkin
denetleme için Çevre BakanhğVnın il yerine
bölge veya havza bazında teşkılatlanması
gerektiğini, böylece teşkılatlar arasındakı
iletişimsizlik sorununun giderileceğini ve
planlamalann daha sağlıklı olacağını
söyledi.
Siyanürlü altuıa
koşuyla protestoIZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Bergamalılann si-
yanürle altına karşı çevTe ve
yaşam haklannı savunmak
amacıyla çevrecilenn dü-
zenlediği meşaleli koşu dün
başladı. Bergama - Izmır
arasında her kilometTesını
bir kişinin gerçekleştirdiği
koşuda taşınan meşale. bu-
gün Fuar Kültürpark'ta TÜ-
YAP Merkezi'nde Ord. Prof
Dr. Ekrem Akurgal ve Av
BflgeUmar'averilecek. Son
etabı Bodrum gönüllüsü
Saynur Gelendost koşacak.
Bergamalılann sıyanürle
altına karşı yedi yıldır sür-
durdüklen mücadele. Tür-
kiye genelinden ve tzmir'den
yeşil, çevreci ve ekolojist
gruplann katılımlanyla da-
ha geniş tabanlı bir hareke-
te dönüştü. Bergamalılara
destek amacıyla Izmırli ye-
şillerin ve ekolojistlerin oluş-
e-posta : tan (a vol. com. tr
turduğu Bergama-tzmir El-
Ele Hareketi, geliştirdiği ye-
ni eylem biçimleriyle siya-
nürle altın konusunda bü-
tün Türkiye'nin dikkatini
çekmeyı hedefliyor.
Bergama-tzmir El Ele Ha-
reketi, son olarak Bergama-
tzmir arasında meşaleli ko-
şu eylemi duzenledi. Dün
saat 15 00'te Bergama Ak-
ropol'dekı eskı kütüphane-
den başlayan koşu sırasın-
da, her kılometrede bir ki-
şınin taşıdığı meşale, elden
ele venlerek bugün saat
11.00 sıralannda tzmır'de
TÜYAP Kıtap Fuan'na ulaş-
tırılacak. Bergama-îzmir
arasında yapılan 110 kilo-
metrelikkoşuya Aliağa. Me-
nemen ve Çiğlıli çevrecıler
de destek verdi. Bugün sa-
at 11.00'de İzmir'e ulaşa-
cak meşaleyi taşıyan son
koşucu olan Bodrum gönül-
lüsü Saynur Gelendost'u
TÜYAP'ta Akurgal ve Umar
karşılayacak.
Koşunun başlangıcı sıra-
sında bir konuşma yapan
Bergama Belediye Başkanı
SefaTaşkın, tzmirli ve Ber-
gamalı aydınlann madeni
protesto etmek için düzen-
ledikleri koşunun bir za-
manlar 200 bin cilt kitabın
bulunduğu Akropordeki ta-
nhi kütüphanede başlama-
sının anlamına dikkat çeke-
rek "Koşu, TÜ\AP Kitap
Fuan'nın önünde bitecek.
Bunu son derece anlamhbu-
luyorum. Aydıniann, Idtap-
severlerin, vazariann Ber-
gama'da çevreye,doğay^t ve
insanlara sahip çıkması ve
onlann yanında yer ahnası,
bütün Türldye'ye bir me-
sajdu-" dedı.
UE POUR
Kürkü çıplakprotesto
Kfirk kullanımına karşı bütün dünyada sürdürülen kampanyalar tüm
hızıyla sürüyor. Hayvan haklan örgütieri üyeleri, leopar benekleriyle süs-
lü çıplak bedenleriylç, ünlü Alman moda tasanmcısı Karl Lagerfeld'in
Paris'teki bürosunun önünde toplanarak giyim endüstrisinde kürk kul-
lanımını protesto ettiler. Protestoculann taşıdıklan pankartiarda, "Kürk
yalnızca hayvanlar içindir" yazıyordu. (Fotoğraf: REUTERS)
'Ayamama Vadisi
peşkeş çekiliyor'
İstanbul Haber Servisi -
Bakırköy Sıvvl Toplum K.u-
ruluşlan Platformu, Ataköy
Ayamama Vadisi'nin, villa
yapılmak üzere yapılaşma-
ya açıhnak istenmesini pro-
testo etti. Platform, "Parkı-
mızı lstiyoruz" başlığı ile
yaptığı açıklamada, "Nefes
almak Lstiyoruz, çocuklan-
nuzayeşil ve sağlıklı bir çev-
re bırakmak istiyoruz" de-
dı. Ayamama Vadisi'nin
ulusal park yapılmasını ıs-
tediklenni, seçimler sıra-
sında politikacılann bu ko-
nuda söz verdiğinin vurgu-
landığı açıklamada daha
sonra şöyle denildi:
"Bu vadiyi büyük hol-
dinglere ve villa inşaatlan-
na peşkeş çekmenin hazır-
bğı içindeler. Halk artık bu
kandırmacadan ve yağma-
dan bıkmıştır. Verilen sözle-
rin tutulnıamasından bık-
mıştır. Biz Bakırköv "lüler
buna karşı çıkarak artıkye-
ter diyoruz. Çünkü Hazine
ayn bir şirket,bu mallar da
politikacüannmalıdeğikiir.
Bu araziler halkın,yani biz-
lcrin mahdır. Btder de bû
mallann saolmasını istemi-
yoruz. Mahmıa satnuyoruz,
çünkü parababalannın kâr
hırsları ve kötü yönetim-
lerin bütçe açıklanndan ön-
ce nefes almak, yaşamak is-
tiyoruz.Nefesalnıaken tabii
hakkrauzdır. Her vatandaşm
temel anavasal hakkıdır.'
Çanakkale'de Zafer
Haftası etkiıilîkleri
TURHANNARLER
ÇANAKKALE-18Mart
Çanakkale Zaferi'nin 82.
yıldönümü nedeniyle dü-
zenlenen 'Zafer Haftası' et-
kinliklen dün başladı. Çi-
menlik Kalesi'nde düzenle-
nen törende konuşan Ça-
nakkale Valisi Ekrem Öz-
soy, Çanakkale Zaferi'nin
dünya savaş tarihinde ayn
bir yeri olduğunu belirte-
rek "Çünkü madum ülke-
lere özguriük kıvılcunı Ça-
nakkale Zaferi'yle aşılan-
mıştır" dedi.
Çanakkale Zaferi'nin
'yurt sevgisPyle kazanıldı-
ğını belırten Valı Özsoy,
"Çanakkale savaşlannda
ülkemizyenibir kumanda-
nm adınıbütün dünyaya du-
yurmasını da bilmiştir. Bu
kumandan Çanakkale sa-
vaşlannın öncüsü Mustafa
Kemal Atatürk'tür" diye
konuştu.
Çimenlik Kalesi'ndeki
törenden sonra Askeri Mü-
ze ve Devlet Güzel Sanat-
lar Galensı'nde açılan 'Ça-
nakkale Savaşlan' konulu
sergiler gezildi. Bu arada,
Mehmet Akif Ersoy Kültür
Merkezi'nde "Osmanh Fer-
manlannda ÇanakkaleSa-
vaşlan" konulu konferans
verildi. Zafer Haftası. 18
rnarta dek çeşitli etkinlikler-
le sürecek.
Zafer Haftası törenleri-
ne Vali Ekrem Özsoy'un
yanı sıra Garnizon ve Jan-
darma Tugay Komutanı
Tuğgeneral Mehmet Vol-
kan, Belediye Başkanı İs-
mail Ozay, il yöneticilen.
yüksek rütbeli subay ve öğ-
renciler katıldı.
MESELA DEDIK EROAL ATABEK
Tşte sıze gerçek bir haber. Cumhu-
J. riyet'ın 11 Mart 1997 günü ya-
yımlanan sayısında küçük bir arka
sayfa haberi: "Mersin Yeşilovacık'ta
Mesa Akdeniz Evleri'nde doğan ke-
çi yavrusunun. tesadüfen tavşanlann
yanında yetiştiğinden doiayi kendisi-
ni tavşan zannettiği bikiiriJdL ' Dıyo-
jen' adı verilen keçinin bakıcılar ta-
ranndan diğer keçilerin yanına ko-
nulduğunda kaçıp tekrar tavşanlann
kafesine döndüğü belirtildi." Haber
böyle kısacık, ama taşıdığı anlamlar
çok zengin. Böylece anlaşılmış olu-
yor ki, kendini başka bir hayvan zan-
netme özelliği sadece insanlarda de-
gü. hayvanlarda da var. Bu konuya dik-
kat etmek gerekıyor. Çünkü insanla-
nn da hayvanlarla pek yakın ilişkile-
rı var.
tnsandır bu, hayvanı buldu mu ne
japacağı bılinmez. Kiminin sürünü sa-
gır, kimının sırtına biner, kiminin yü-
rînü kırkar, kiminin boynuna ip bağ-
layıp evinin önüne diker. Kimini koy-
nıına ahr. kiminin kürkünü yüzüp
bo>Tiuna takar. lnsandırbu, gayet ne-
tameli bir yaranktır. Şimdi hayvanla-
rıiı da kendini başka bir hayvan zan-
Kendini Tavşan Zanneden Keçi...
netmesi gerçeği işleri büsbütün kanş-
tınr.
Kendini aslan zanneden eşek...
T) uyrun bakalım, işin ıçinden çı-
JD kabilirseniz çıkın. Kendi halin-
de-yaşayan, tıpış tıpış gidip gelen, aş-
ka gelince anıran, güzel havalarda ça-
yırlarda yuvarlanıp sırtını kaşıyan ka-
ra gözlü sevimli eşek, bir de bakıyor-
sunuz ki, kendini aslan zannediyor.
Öyle sevıp okşayıp da elınden ot ye-
dinnek ne demek? Kimseyi yanına
yaklaştırmadığı gibi afıli yürüyüşler,
aslan gibi yele sallamalar, sinırli kuy-
ruk hareketlen hep onda. Siz "V^h vah,
ne oldu bizim karakaçana? Bu haller
nedenbaşına gekliki?" dıye düşünüp
duruyorsunuz ya. eşek hiç oralarda de-
ğil. Sağda solda gördüğü koyunlan ko-
valıyor, tavuklann peşine düşüyor.
acıkmış da onlan yiyecekmiş gibi
haller takınıyor.
Hayvanın huyunun değiştiği anla-
şılıyor, ama yapacak ne var? Akşam
olunca da "kendini aslan zanneden
eşek' ahıra gelmiyor. doğru ormanın
yolunu tutuyor. Sonu ne mi oluyor?
Bütün akılsız eşeklerin başına gelen
onun da başına geliyor.
Ormanda onu kıstıran çakallar eşe-
ğin rüyasınm sonunu getiriyor, top-
laşıp bır güzel yiyorlar. Bu nedenle de
böyle eşekler bır türlü haber olamı-
yor.
Kendini istiridye sanan sülük...
ünlerden bir gün, denizin kıyı-
sında yaşayan bir sülük, kendi-
ni istiridye sanmaya başlamış. Ötekı
denİ7 canlılanna "Yakında pek güzel
bir inci yapacağım" demeye. istirid-
ye gibi açılıp kapanmaya başlamış.
Midyeler, denizyıldızlan. yengeçler
kıs kıs gülüyorlar, "Aman bu sülüğe
bir haller oldu ama, acaba ne oldu?"
diye konuşuyorlarmış. Onlar böyle
bir şey olmadığını biliyoriarmış, ama
balıklann bır türü varmış kı bu tür
'alıkbalık' diye bilinirmiş. tşte bu
•ahkbahklar'sülüğe ınanmışlar, "De-
mek ki böyle kabuksuz istiridye de
ohıyormuş, aman biz onu yammıza
alalım da incisini bizeversin" diye dü-
şünmüşler.
Birkaçı ricacı olmuş, sülüğe gıde-
rek demış ki: "Ah bayan sülük, biz si-
ze hayran oktuk, ne olur gclin bizim-
le yaşayin, hatta başınuza geçin, inci-
niz okluğu zaman da onu bize verin."
Bayan sülük hemen kıvnmlannı açıp
kapamış, "İşte balıklann içinde en
akıllı olanlann bu ahkbahklar oldu-
ğu nasıl da ortaya çıkıvor, doğrusu içi-
mi titrcttiniz, dışunı ürpettiniz, ben
deteklifinizikabulediyDrum" demış.
Birlikte yaşamaya başlamışlar, ama ba-
yan sülük alıkbahklann kanıru emme-
ye başlamış.
Bayan sülük kan eme eme büyür-
ken alıkbalıklar zayıflamışlar, bir gün
de kimseye haber vermeden kaçıp
gitmişler. Böylece hakikat bayan sü-
lüğün başına dank etmiş: Akıllı sülük
sülüklüğünü bilmeli, incı yapmaya
heveslenmemeli.
Kendini kedi zanneden aslan...
ir yerde de bilinenlerin tersi ol-
muş, aslan gibi bir aslan kendi-
ni kedi zannetmeye başlamış. Yani
şimdi, kendini aslan zanneden kedi hi-
kâyesıne herkes inaruyor da, kendını
kedi zanneden aslan hıkâyesine neden
inanmasın? Aslan bir tuhaflaşmış kı
sormayın. Koskoca aslan burnunu fa-
re deliklerine sokuyor, büyük pençe-
siyle fare avına çıkıyormuş. Ev hal-
kına yaklaşıp başının okşanmasını is-
tiyormuş, ama insanlar aslanı görün-
ce tir tir titreyip kaçıyorlarmış. Aslan
da çokhüzünleniyormuş, "Benim ne-
yim var, neden benden kaçıyoriar, be-
nim de şefkate ihtiyacım yok mu?" di-
ye ıçleniyormuş. Daha da tuhafi. an-
lı şanlı aslanın köpek gördüğü zaman
kaçacak delik aramasıymış. Onun bu
durumu insanlann bile yüreğini par-
çalıyor. "Şu koskoca aslan ne hallere
düştü,köpekkrden kaçıyor" diye üzü-
lüyorlarmış. Sonunda bu ışi bir çocuk
halletmiş. Bir gün, küçük bir çocuk
olancaçocukluğuylaaslana yaklaşmış,
başını, yelesini okşamaya başlamış.
Aslan da pek sevıniyor. çocuğun el-
lerini yalıyormuş. Derken köşeden
iki köpek çıkmasm mı? Aslan hemen
büzülüp kaçmaya hazırlanınca küçük
çocuk pek şaşmış, "Hey koca aslan,
kendinegel, sen benim aslammsuı,öy-
le köpeklerden kaçmak var mı?" de-
yİBce aslan kendine gelmiş. Birden as-
lanlığıru hatırlamış, onun sinmesine
alışık olan köpeklere ıki pençe atın-
ca köpekler kuyruklannı bacaklannın
arasına kıstınp korkuyla kaçışmışlar.
Bundan da bir hikmet çıkmış: Asla-
nm kendini kedi sanmasına alışma, bir
gün aslına dönüp aslanlığını hatırlar,
bunu hiç aklından çıkarma.