Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MART1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Renault grevi
büyüyor
• PARİS (Cumhuriyet) -
Fransız Renault
kuruluşunun Belçika'da
kapatmayı kararlaştırdığı
\'iîvoorde otomobil
tesisleriyle. Fransa'da
çeşitli fabrikalardaki
yaklaşık 2 bin 700
çahşanın görevine son
verilmesi karan üzerine
Paris banliyösünde
düzenlenen protesto
gösterisi uzmanlarla
sendikacılar tarafindan,
"Avrupa çapındakı ilk
girişim" olarak
değerlendirildı. Belçika,
Fransa ve Ispanya'daki
"Renault'" kuruluşlannda
çalışanlann yaklaşık 9 bin
temsilcisine, sımgesel
dayanışma yandaşlan,
tsveç'in Volvo ve
Almanya'nın Vblkswagen
kuruluşlanndaki kimi
işçiler de katıldı.
KKTC anlaşması
yüpürhikte
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye-KKTC Ekonomik
Işbirliği Protokolü,
Bakanlar Kurulu'nca
onaylanarak yürürlûğe
girdi. Ankara, 3 Ocak
1997'de imzalanan
Türkiye-KKTC Ekonomik
lşbirliği Protokolü'ne göre
Lefkoşa'ya vermesi
gereken fînans desteğini
henüz göndermedi.
Protokole göre 250 milyon
dolarlık desteğin ilk
bölümünün KKTC'ye
gönderilmesi gerektiği,
ancak bu ödemenin henüz
yapılmadığı belirtildi.
Protokol, iki ülke arasında
her tûrlü mal ve hizmet
üretimının arttmlmasını,
kamunun ekonomideki
payının azaltıiarak devletin
sadece düzenleyicı bir rol
üstlenmesinin
sağlanmasını, bütçe ve
vergi reformlan yapılarak
bütçe açıklanmn
azaltılmasını öngörüyor.
Irak'tan Botaş'a
petrol akışı
• ADANA (Cumhuriyet
Güney f1leri Bürosu) -
BOTAŞ'ın Yumurtalık
Tesisleri'ne, Irak'tan
pompalama ışlerainin
başladığı 14 Aralık 1996
tarihinden bugüne kadar 3
milyon 950 bin ton ham
petrol akışı sağlandığı
bildirildi. Bugüne kadar
alınan ham petrolün, 1
milyon 135 bin tonu
Kınkkale, Aliağa ve Izmit
rafinerilerine, 2 milyon
815 bin tonu da çeşitli
ülkelere sevk edildi.
'Tiirk firmaları
dinamik1
• İSTANBUL (AA) - Dış
Ekonomik llişkiler Kurulu
bünyesinde faaliyet
gösteren Türk-Belçika Iş
Konseyi, Istanbul'da
toplandı. Toplantıya katılan
Belçika Veliaht Prensi
Phillippe, toplantmın iki
ülke arasındaki işbirliğinin
gelişmesine katkıda
bulunacağına inandığını
belirtti. Türk firmalannın
büyük bir dinamizm
taşıdığinı kaydeden Prens
Phılippe, ziyaretinin.
Türkiye'nin ekonomik
gücüne ınandıklannın bir
göstergesi olduğunu ifade
etti. Belçika Başbakan
Yardımcısı, Finansman ve
Dış Ticaret Bakanı
Philippe Maystadt ise
ülkesinin, Türkiye'nin AB
ile entegrasyon çabalannı
desteklediğini ve bu konuda
yardımlar yaptığını söyledi.
Vergi denetimleıH
otuıtulamadı
• ANKARA (AA) -
Maliye Bakanlığı
tarafindan gerçekleştirilen
denetimler, Türkiye'de her
8 alışverişten birinde
fatura ve fiş
kesilmediğini, bu şekilde
büyük miktarlarda vergi
kaçınldığını ortaya koydu.
Denetimler, devletten
gizlenen gelirin, gerçek
gelire oranının da yüzde
21 'leri bulduğunu gösterdi.
Hazine bonosu
zarar ettjrdi
• ANKARA (ANKA) -
Hazine bonosu
yatınmcılan yılbaşından 10
marta kadar olan 70 günlük
dönemde dolar bazında
zarar ettiler. Türk Lirası
faizlerinin dolar kurundaki
artışm gerisinde kalması,
yannmcılann dolar bazında
yüzde 1-2.3 oranlan
arasında zarar etmesine yol
açtı. Yılın ilk iki ayında
kaydedilen bu gelişmeyi
Türkiye uzun yıllardan
sonra ilk kez yaşıyor.
Üretimin sürmesi için 2.8 trilyon gereken kurumun kânna KİT havuzu gerekçesiyle el konuyor
İSDEMİR'de bile büe ladesHACER GEMİCÎ ÖZDEN
ADANA - Arazisi ile birlikte 6 milyar do-
lar değer biçilen Iskenderun Demir Çelik
tşletmeleri (ISDEMİR) göz göre göre za-
rara itiliyor. Işletmede bulunan ünitelerin
normal bakımlannın yapılması ve üreti-
min aksamadan sürdürülmesi için 1997 yı-
lında 2.8 trilyon lira ödenek isteyen ISDE-
MlR'e. DPT'den sadce 518 milyar lira ay-
nlırken "KİT havuzu masah" ile şirke-
tin aylık 1 trilyon net kânna el konuluyor.
Apar topar özelleştirme pazanna çıka-
nlmaya hazırlanan ISDEMlR'de. hükümet
bile bile lades diyor. lSDEMlR'in yıllık
üretim kapasitesinin 2.2 mil-
yon ton olduğunu belirten Ge-
nel Müdürvekili Kemal Vd-
dınm, bugünkü koşullarda her
bin tonluk üretim için 2.2 bin
dolarlık yatınm yapılması ge-
rektiğine işaret ediyor. İSDE-
MlR'i işçileri ile birlikte çü-
riimeye iten ve şirketin kânnı
da KİT havuzuna akıtan hükü-
met ise altın yumurtlayan ta-
\Tiğu, özel sektöre yok paha-
sına vermeye hazırlanıyor. Li-
manı, sosyal tesisleri ve ara- . . . . . , ,
zısi ile 6 milyar dolar değer K e m a l
Yıldınm.
biçilen lSDEMlR'in özelleştirme pazan-
na çıktığında bu rakamın yansı kadar bir
değerde dahi satışı mümkün görünmüyor.
Yeniden kurulabilmesi için Türkiye'nin
toptan iç borcunun üçte biri kadar bir ya-
tınmın yapılması gereken lSDEMlR'in
500 milyon dolarlık bir yatınmla yassı de-
mir üretimine geçebilecek bir yapıya sahip
olması da cazibesini arttınyor.
Ekinciler, Çolakoğlu, Riva Grubu gibi
bilinen taliplerinin yanı sıra yassı ürüne
geçiş imkânı Japonlan da cezbediyor. Baş-
bakanlık ve bakanlık düzeyinde lSDE-
MlR'in blok satışı ile bölgede tekel oluşa-
cağını belirten birüst düzey yönetici çimen-
to sektöründe yapılan özelleştirme sonra-
sında oluşan fiyat tekelinin bu sektörde de
yaşanabileceğine dikkat çekiyor. lSDE-
MlR'in özelleştirilmesine sadece sendika
değıl, yöredeki haddehanelerin de karşı
çıktığı biliniyor. tSDEMİR'den aldıklan
kütük demir ile beslenen haddehanelerin
özelleştirme sonrasında birerbirer kapana-
cağı ileri sürülüyor.
KARDEMtR Başkanı Ruşen Gead için
ISDEMlR'e yönelik sunulan "KARDE-
MİR modeli özelleştirme," Genel Mü-
dürvekili Kemal Yıldının tarafindan ka-
bul edilemez olarak değerlendiriliyor. İS-
DEMlR'in kâr ettiğini anım-
satan Yıldınm, lSDEMlR'in
ERDEMÎR'den bile popülerdu-
ruma geldiğini belirtiyor. ÎS-
DEMIR'in 1996 yılı kânnın
4.7 trilyon olduğunu söyleyen
Yıldınm. bilançoda gözüken
zarann ise geçmişten kalan ve
politikacılann zoru ile aldıkla-
n kredi faizlerinin borcu oldu-
ğuna işaret ediyor. Yıldtnm'ın
"KARDEMtR'in yükünü de
biz çektik" sözleri, Tansu Çil-
ler tarafindan 1 liraya deviredi-
len KARDEMtR'in borç yü-
künün TDÇl'ye, yani dolaylı olarak İSDE-
MlR'e yüklendiğini gösteriyor.
1970'te Rus teknolojisi ile yapılan İSDE-
MlR'de, uzun bir süredir kaynak aktanlma-
ması nedeniyle bakım yapılmadığmı, yö-
netim kurulu da itiraf edıyor. Özçelik Iş
Sendikası Başkanvekilı Recai Başkan,
yaptığı açıklamalarda "İSDEMİR patla-
maya hazır bir bomba" olduğunu belir-
terek iş güvenliğinın alt düzeylere düştü-
ğünü söyledi. Geçen aylarda konvektörde
yaşanan patlam 10 ve halen yüksek gerilim
hatlanna asit ve yağlann akıyor olması ise
başkanın sözlerini haklı çıkanyor.
Istenen kaynak Aktanlan kaynak
595 milyar TL 211 milyar TL
DEMÎR-ÇE-
LİK'E KAR-
DEMtR MO-
DELİ-KARDE-
MİR Başkanı ve
Başbakan Nec-
mettin Erba-
kan'ın özel da-
nışmanı Ruşen
Gezici, İSDE-
MİR için önerdi-
ği "KARDE-
MİR modeli"
benimsenmeyin-
ce. "Demir-^Çe-
lik Holding"
önerisini ortaya
attı. Başbakaniık
ile ilgıli bakanla-
ra KARDEMİR,
ERDEMİR ve
lSDEMlR'in
içınde bulundu-
ğu bir holding
modeli götüren
Gezici'ninbufbr-
mülünün yeni bir
tekel yaratacağı
düşüncesi ile ta-
raftar bulmadığı
öğrenildi. Başba-
kaniık düzeyinde
yapılan görüşme-
lerde tSDE-
MlR'inbloksaü-
şıağırhkkazanır-
ken ÖtB'nin IS-
DEMlR'i zaran
ve personeli ne-
deniyle yüklen-
mek istemediği
ve kapsama al-
mayı gerektirdi-
ği kaydediliyor.
Yüzde 30'u açlık sınınnda yaşıyor, yüzde 56'sının geliri ise asgari ücretin altmda
Köylü açlıkla mücadele ediyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkıye 2iraatçiler Derne-
ği (TZD) tarafindan hazırlanan,
"Türkiye Tarımıoın 1996 Yüı
Değeriendirmesi" raporunda, koy-
lünün yüzde 30'unun açlık sını-
nnda yaşadığı, yüzde 56'sının da
asgari ücretin de altmda gelir elde
ettiği açıklandı. Gıda üretıminde
"kendine yeten" çok az ülkeden
biri olduğu savunulan Türkiye'de
bualandaki üretimin gerektiği öl-
çüde artmadığı vurgulanan rappr-
da, Et ve Balık Kurumu (EBK) ile
Süt Endüstrisi Kurumu'nda (SEK)
yaşanan özelleştirmenin ardından
üretimin yüzde 65 oranında düş-
tüğü bildirildi.
Türkiye Ziraatçiler Derneği ta-
rafindan hazırlanan "Törkiye Ta-
nmuun 1996 Yıh Değeriendirme-
si" raporunda, kırsal kesimde ya-
şayanlann, nüfusun yüzde 37'sinı
oluşturmasına, tanm sektörünün
istihdamın yüzde 45'ini karşıla-
masına karşın, ga>Tİ safi yurtiçi
gelırden yalnızca yüzde 15.3 dü-
zeyinde pay alabildiği belirtildi.
Raporda, tanmın GSYİH ve ihra-
cat içindeki payının düşüşünün
Türkiye'nin sanayıleştiğinin gös-
tergesi olarak sunulmaya çalışıldı-
ğı, ancak asıl nedenin tanm üreti-
minin düşüşü olduğu belirtildi.
1980 ile 1993 yıllan arasında
kırsal nüfus yüzde 35 oranında ar-
tarken, tanmsal üretimin sadece
yüzde 24 oranında arttığı kaydedi-
len raporda, geçen yıl yaklaşık 1 -
1.5 milyon insanın kırsal kesimden
kentlere göç ettiği kaydedıldi.
Gelir dağıhmmın kırsal kesim-
de kentlere göre daha dengeli ol-
masına karşın, kırlarda yoksullu-
ğun daha yaygm olduğu belirtilen
raporda, kentlerde yüzde 10 olan
"açlık sınınnın altında yaşayan
BÜfus"un kırsal kesimde yüzde
30'lara ulaştığı, bu nüfusun yüzde
56'sının asgari ücretin de altında ge-
lir elde ettiği vurgulandı.
Tanmda verimliliğin dünya or-
talamalannın çok altında olduğu
vurgulanan raporda. hükümetle-
rin bugüne dek izledikleri "popü-
list politikaların" uzun vadede
tanmda verimlilıği arttmcı önlem-
ler içermediğine dikkat çekildi.
AB ülkelerinde 510 kilogram
olan buğday üretimı ortalaması-
nın Türkiye'de 140-175 kilogram
olarak gerçekleştiği, inek sütü Tür-
kiye'de yılda 1500 kilogram elde
edüirken, dûnyada bu rakamın 2 bin
78 kilograma ulaştığı belirtilen ra-
porda, sığır eti üretiminde de Tür-
kiye'de 191 kilogram olan karkas
ağırlığı sağlanırken. bu rakamın
dünyada 212 kilogram düzeyinde
olduğu bildirildi.
Raporda, tanmda önemli bir üre-
tim artışmın sağlanamadığı. aksi-
ne bazı ürünlerde düşüş görüldü-
ğü kaydedildi. Geçen yıl 18.5 mil-
yon ton olan buğday üretiminde
1979'a göre yüzde 5.71 artış sağ-
lanabildi. Pamuk üretımi geçen yıl
1995'e göre yüzde 9 düşerken Tür-
kiye'nin hayvan varlığmda da 1986
yılından bu yana azalma görüldü.
Raporda, 1995'te düşük faizli be-
sicilik kredisi verilmesiyle sığır
sayısında artış sağlanmasına kar-
şın, hayvan varlığındaki düşüşün
durdurulamadığı kaydedildi.
IŞÇININ EVRENINDEN
gÜKRAN SONER
Olmaz Olmaz
Yaratılan havaya bakılırsa bugün zorlu bir Bakan-
lar Kurulu var. Son rollerinde Refah yine şeriat
cephesini seçmiş, DYP laiklik çizgisine dönmüş gö-
rüntülerde. Güya pazarlık yapacaklar, ya hüküme-
tin devamında uzlaşma yolunu bulacaklar ya da
aynlacaklar.
Bizi bir kere daha dolduruşa getirip istedikleri
gibi bir şov yapıyorlar.
Bakanlar Kurulu öncesi Refah ve DYP'nin ay-
rılmış gibi görünen yollannın, aslında konuşulma-
mış olsa da vanlmış bir anlaşmaya dayalı yeni bir
oyun olduğu apaçık.
En yüzsüz halleri ile karşımıza çıkjp bizi resmen
aptal yerine koymaktalar.
Erbakan ve Refah cephesi, demokrasiyle oy-
namanın son numaralarında, saat başı ayrı bir ha-
vada, hem MGK kararlarına onay, hükümete de-
vam, rejime evet, hem de MGK karariarını, içine
"tahrik" unsurunu da katarak şiddetle ret, şeriatı
seçmiş, iktidardan vazgeçebilir havalarındaki açık-
lamaları ile iki taraflı oyunlannı sürdürüyorlar.
Çiller ve DYP cephesi, malum "Laikliğin güven-
cesibiziz" taktiklerinde, hükümeti sürdürme ve de
sona erdirme rollerinin ikisini birden oynamakta.
Olmazı olmaz bir oyun ki, sonunda her şey ola-
bilir. Bana göre Refah ve DYP, bu kez en çok bir-
biri ile kavga numarasında küstürdükleri eski ta-
banlarına şirin görünme oyununda uzlaşmaya var-
mış olabilirier.
Erbakan ve Çiller elbette iktidarlannın devamı
uğruna, birbirlerine yeni kazıklar atmak da dahil,
yapılabilecek her şeyi sonuna kadar yapmayı sür-
düreceklerdir. Ama kendilerine rağmen, hüküme-
tin düşürülmesi olasılığı kuvvetlendikçe de, eski ta-
banlarına şirin görünme kapılarını daha fazla ara-
lama gereğini duyuyorlar.
Erbakan ve Çiller'in halleri, birlikte gönüllü kaç-
mış, ama yakalandıktan sonra cezadan korkan
oğlanla, ailesinden korkan kızın birbirlerini suçla-
yarak kurtulma hallerine benziyor.
Şimdi kenetlenmiş, birbirlerini kollayan, olağan
seçime kadar birliktelik, gerekirse seçim ittifakı bi-
le vaat eden görüntülerinin yanına, ayrılığa yöne-
lik haller için de kullanılabilecek görüntüler ekle-
niyor. Yollar aynldığında birbirlerini en çok suçla-
yacak olanlar onlar olacağına göre, değişime uy-
gun düşecek ön hazıriıklar da olmalı değil mi?
Hele bir hükümeti artıkyürütemeyecekleri, yol-
lannın aynlması noktasınagelsinler. Hiçşüphemiz
olmasın. hiç yüzleri kızarmadan biri "MGK'nin
muhtırasına boyun eğmedim", diğeri "laiklikten,
cumhuriyet ilkelerinden, demokrasiden ödün ver-
medim" nutuklannı atarak, birbirleri için bugüne ka-
dar hiç duymadığımız kim bilir ne ağır yeni suçla-
maları getirecekler.
Galiba da asıl, en çok yolları ayrıldığında birbir-
lerine yapabilecekleri kötülüklerden korktukları
için, ortaklığı uzatma ve birbirinin aleyhine koz bi-
riktirme çabalarından geri durmuyoriar.
Onlar "olmaz olmaz"\ oynadıkça, çok ve zıt ola-
sılıklı bilinmeyenler karşısında, olasılıklara göre ku-
mar oynayanlann da işleri iyice zorlaşıyor. En zor
durumda olanlar da galiba, sadece ve sadece ka-
zanandan yana olmak ve oynamak isteyenler.
Refah ve DYP'de, başkanlannın hangi politika-
yı yürüteceğini kestiremeden nerede, nasıl konu-
şacaklannı şaşırmış konumdaki yağdanlıkların hal-
lerine gülmek mi ağlamak mı gerek, doğrusu kes-
tiremiyorum.
ÇİFTÇİ D O S T U / SADULLAH USUMİ
Satılan Şekerlerin Parası Ne Olacak?
N
ecmettin Erbakan ve
Tansu Çiller'in ortaklaşa
kurdukları hükümetin gü-
nahları giderek artıyor. Bu
günahlan tekertekersaymaya kalk-
sak sayfalar yetmez. Öbür dünya-
da, sadece şekerpancarı üreticileri-
ne çektirdıkleri çılenin hesabını bile
veremezler. Çünkü, devlet milyon-
larca pancar üreticisine olan 37 tril-
yon lira borcunu tam 6 aydan beri
ödemiyor!..
Şekerpancarı taban fıyatlan her yıl
ağustos ve eylül aylarında ilan edi-
lirdi. Hemen ardından pancar alım-
lan başladığı için paranın değer kay-
bı çok az olurdu. Bu yıl ise üretici-
ye sözde iyilik etmek amacı ile fiyat-
lar geçmiş yıllara göre 6 ay önce
açıklandı. Ancak, fiyat ilan edilirken
enflasyon dikkate alınmadığı için
mart ayında açıklanan 4 bin 400 lira
taban fiyatın gerçek değeri, eylül ve
ekim aylarında ürün teslim edilme-
ye başlandığı zaman 3 bin liraya ka-
dar düştü...Daha da acısı, 1996 yılı-
nın şubat ve mart aylannda ekilen,
eylül ve ekim aylanndan itibaren dev-
letin fabrikalarına teslim edilmeye
başlanan pancarların paralan, 1997
yılının Nisan ayına yaklaştığımız hal-
de hâlâ ödenmedi. Demek ki, ekim
yapılalı 13 ay, taban fiyat ilan edileli
12 ay, pancarlar fabrikalara teslim
edileli 6 ay geçmiş olmasına rağmen
üreticilerin devletten hâlâ 37 trilyon
lira alacağı var...
Şimdi, Erbakan ve Çiller'e sormak
gerekir. 1996 yılının Mart ayında açık-
lanan 4 bin 400 liranın gerçek değe-
ri 1997 yılının Mart ayında kaç liraya
düşmüştür? Erbakan ve Çiller bu-
nun yanıtını vermezler. veremezter! Biz
söyleyelim. Pancar paralan mart ayı
içinde ödense bile 4 bin 400 liranın
gerçek değeri 2 bin liraya kadar düş-
müş olacaktır.
Beterin beteri vardır demişler...
Pancar paralan zamanında öden-
mediği için üreticilerin kayıplan say-
makla bitmez. Bankalara olan borç-
larını vadesinde ödeyemediği için
katmerli faizler ödeyecektir. Ayrıca,
parası olmadığı için yüzde 300'leri bu-
lan yüksek faizli yeni krediler alacak-
tır. Her türlü alışverişlerinde peşin
parası olmadığı için yüksek paralar
ödemek zorunda kalacaktır...
Bütun bunlan da hesap ederse-
niz 4 bin 400 lira taban fiyattan elde
kalan paranın değeri 1000 lirayı geç-
meyecektir. Bu 1000 liranın da he-
men hemen 500 lirası, ödemelerya-
pılırken kajite farkı ve çeşitli neden-
ler ileri sürülerek kesileceği için çift-
çinin elıne geçen paranın belki de
500 liralık alımgücü kalmayacaktır...
Atalarımız "Beterin beteri vardır"
»demişler... Ama, pancar üreticileri
şimdi atalarımızın bu sözünü kendi
durumlanna uygun hale getirmek için
"Beterin, beterinden de beteri vardır"
Çiller-Erbakan hükümetinin günahları giderek artıyor.
diye değiştirmişler...
Pancar üreticilerinin yerden göğe
kadar hakkı var. Zira, geçen yıl bir ki-
lo pancann üreticilerimize maliyetı 5
bin liranın üstündeydi. Düşunebiliyor
musunuz! 10 ay, kışın karda yağrnur-
da, fırtınada, çamur deryalanna ba-
ta çıka yazın kızgın güneşin altında
çoluk-cocukcalışacaksınız. Karşılığı-
nı almaya gelınce, tek alıcı olarak
devlet karşınıza çıkacak ve size hak-
kınız olan ürün bedellerini kan kus-
tura kustura verecek. Verdiği para da
maliyetinizin onda birini karşılama-
yacâk. Üstelik, "Siz ne yiyorsunuz,
ne içiyorsunuz, nasılgeçiniyorsunuz"
diye soran olmayacak. Aynca, pul
halıne getirilen paralannızı öderken de
devlet ve hükümet yetkilileri size
"avarrfa" ödüyoriarmış gibi gösteri ya-
pacakTelevizyonlar, gazeteler bu pa-
ralan devletin kesesinden yapılan lü-
tufmuş gibi gösterecekler... Milyon-
larca tertemiz masum insanımız böy-
lece bütün dünyaya "Devletin sırtın-
dan geçınen asaiaklar" olarak tanı-
tılmaya çalışılacak.
Üreticilerin kaybı
saymakla bitmez...
Pancar bölgelerındekı hangi kah-
veye gıtseniz üretçıler hükümete kar-
şı büyük bir tepki içinde... Erbakan
ve Çiller'den şu sorularının yanıtını
bekliyorlar:
"Eğer, 'Paramız yok' diyorsanız..
verdiğinizyeriere parayı nereden bu-
luyorsunuz? özel sektöre para yağ-
dınyorsunuz. Yaptırdığınızı iddia et-
tiğiriiz yollan, havaalanlannı, çeşitli
yatınmlan, iç ve dış borç ödemeleri-
nizi anlata anlata bitiremiyorsunuz...
Peki, bu paralar nereden geliyor?
Devletin ve milletin mallannı 'özel-
leştirme' bahanesi ile sattınız. Ikide
birde televizyon ekranlannda boy
gösterip bu özelleştırmelerden mil-
yarlarca dolar sağladığınızı öğüne-
rek söylüyorsunuz... Bu paralar ne-
relere gidiyor?.. Pancarlar şeker ol-
du... Şekeıiersatıldı... Paralan nere-
ye gitti... Bu paralarda milyonlarca
Türk çiftçisinin hiç mi hakkı yok?"
Erbakan, her ay bir paket açıklı-
yor. Her paketten de 9 milyar, 10 mil-
yar dolar gelir sağlandığını söylüyor.
Hepsini toplasak birkaç katrilyon li-
ra eder... Pancar üreticılerine öden-
mesi gereken miktar ise bu parala-
nn yüzde biri bile değil...
Erbakan ya paralan olduğu halde
devletin çiftçiye olan borçlarını kas-
ten ödetmiyor ya da rnilyarlarca do-
lar gelir sağladığını söylediği paket-
ler koca bir "fartan ibaret...
Bugün Ankara'da Bakanlar Kuru-
lu toplanacak. Büyük bir ihtimalle,
şekerpancarı üreticilerine olan dev-
let borçlannın nasıl ve ne zaman öde-
neceği tespit edilecek... Aynca, 1997
yılı şekerpancarı taban fiyatlan be-
lirlenecek...
Bu nedenle, Bakanlar Kurulu üye-
lerine sorumluluklannı bir kez daha
hatırlatmak isteriz... Bu toplantıdan
pancar üreticilerine olan 37 trilyon li-
ra borcun yarından itibaren öden-
mesi kararı çıkmalıdır... Çiftçiye bi-
raz olsun nefes aldırabilmek için mut-
laka faiz ödemesi yapılmalıdır.
Taban fiyatın ilanına gelince... Ye-
ni yeni yaralar açmamak için çok dik-
katli olmalısınız. Erbakan ve Çiller'in
kafasından geçen taban fiyat 7 bin
500 ile 8 bin liradır. Bu rakam çok dü-
şüktür. Zira bu yıl bir kilo pancann ma-
liyeti 12 bin lirayı bulacaktır. Yeni ge-
lecek zamlar bu rakamı belki de 13
ile 14 bin liraya kadar çıkaracaktır.
Eğer, 12 bin 500 liranın altında bir fi-
yat verilirse üretici perişan olacaktır.
Geçen yıllarda ağzı yanan pancar
üreticileri, bu yıl taban fiyatın dolar
üzerinden hesaplanmasını istiyorlar.
Beklentıleri 10 sent... Bugünün pa-
rası ile 12 bin 500 lira...
Erbakan ve Çiller'in Türk çiftçisi-
ne hangi gözle bakttgını bugün bir ke-
re daha göreceğız... •
ECZACIBAŞI YAPI GEREÇLERİ
SANAYÎ VE TlCARET A.Ş.
OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA
ÇAĞRI
Şirketimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı 15 Nisan 1997
Şalı günü, saat 14.00'te aşaıdaki gündemi görüşmek
üzere, Taşkışla Cad. Taksim - Istanbul adresindeki Hyatt
Regency Oteli Balo Salonu'nda yapılacaktır.
Sayın pay sahiplerinin aşağıda belirtilen işleri tamam-
layarak, toplantıya katılmalannı rica ederiz.
YÖNETİM KURULU
Pay senetleri sahipleri veya temsilcilerinin pay, senet-
lerini ya da bunlara sahip olduklannı gösteren banka
mektubunu veya bunlann noterliğe teslim edildiğini gös-
teren belgeleri toplantı gününden bir hafta öncesine ka-
dar Büyükdere Cad. No: 193 Levent/İSTANBUL adresin-
deki şirket merkezine veya Yunus Tren Istasyonu Yanı Kar-
tal/tSTANBUL adresindeki Kartal Tesisteri'ne getirerek Oia-
ğanüstü Gene) Kurul Toplantısı'na giriş kartı almalan zo-
runludur.
Toplantıda bulunamayacak pay sahipleri örneğe uy-
gun olarak hazırlayacakları ve notere onaylatacaklan bir
vekâletname ile toplantıya katılmak üzere vekil tayin ede-
bilir.
Kuruluşumuzun Bilanço, Gelir Tablosu ve Denetçi Ra-
poıian 23 Mart 1997 tarihinden itibaren Şirket Merkezi'nde
inceJenebilir.
GÜNDEM:
1. Açılış ve Başkanlık Divanı seçimı,
2. Toplantı Tutanaklannın imzalanması hususunda Di-
van'a yetki verilmesi,
3. Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ve Denetçi Raporla-
nnın okunması, müzakere edilmesi ve onaylanması,
4. Bilanço ve Kâr/Zarar hesaplarının okunması, müza-
keresive onaylanması, 1996 yılı kânnın dağıtım şek-
linin görüşülmesi ve bu hususta Yönetim Kurulu'na
yetki verilmesi,
5. Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerin ibra edilmesi,
6. Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetçilere verilecek üc-
retlerin tespiti,
7. Yeni Yönetim Kurulu ve Denetçilerin seçilmesi ve gö-
rev sürelerinin onaylanması,
8. Yönetim Kurulu'na gerek görülen zaman ve miktarda,
yasalann öngördüğü oranlarda, tahvıl (kâr ortaklığı, kâr
iştırakli tahvil) ve finansman bonosu ihraç edebılme-
sı hususunda yetki verilmesi, aynca T.T.K.'nin 425. mad-
desinde yer alan hususlann, Yönetim Kurulu'nca tes-
pit edilmesi hususunda karar alınması,
9. Yönetim Kurulu ÜyelerineT.T.K.'nin 334-335. madde-
lerinde bahis konusu olan faaliyetler hakkında yetki
verilmesi,
10. Dilekler.
VEKÂLETNAME
ECZACIBAŞI YAPI GEREÇLERİ SANAYl VE TlCARET A.Ş.
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Sanayi ve Ticaret
A.Ş.'nin 15 Nisan 1997 Salı günü, saat 14.00'te
Hyatt Regency Oteli Balo Salonu Taşkışla Cad.
Taksim-istanbul adresinde yapılacak Olağan Ge-
nel Kurul Toplantısı'nda aşağıda belirttiğim gö-
rüşler doğrultusunda bizi temsile, oy vermeye,
teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalama-
ya yetkili olmak üzere Sn vekil tayin
ediyorum.
A) TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI
a) Vekil tüm gündem maddeleri için kendi gö-
rüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir.
b) Vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda
gündem maddeleri için oy kullanmaya yetkilidir.
Talimatlar: (Özel talimatlar yazılır)
c) Vekil şirket yönetiminin önerileri doğrultu-
sunda oy kullanmaya yetkilidir.
d) Toplantıda ortaya çıkabilecek diğer konu-
larda vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda
oy kullanmaya yetkilidir. (Talimat yoksa, vekil
oyunu serbestçe kullanır).
Talimatlar: (Özel talimat yazılır)
B) ORTAĞIN SAHİP OLDUĞU HİSSE
SENEDİNİN
a) Tertip ve Serisi . :
b) Numarası :
c) Adet-Nominal Değeri :
d) Oyda Imtiyazı Olup Olmadığı :
e) Hamiline-Nama Yazılı Olduğu :
ORTAĞIN ADI-SOYADI VEYA UNVANI:
İMZASI :
ADRESİ :
NOT: (A) bölümünde, (a), (b) veya (c) olarak belirtilen şıklardan birisi seçilir. (b) ve (d) şıkkı için
açıklama yapılır.