25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Renault grevi büyüyor • PARİS (Cumhuriyet) - Fransız Renault kuruluşunun Belçika'da kapatmayı kararlaştırdığı \'iîvoorde otomobil tesisleriyle. Fransa'da çeşitli fabrikalardaki yaklaşık 2 bin 700 çahşanın görevine son verilmesi karan üzerine Paris banliyösünde düzenlenen protesto gösterisi uzmanlarla sendikacılar tarafindan, "Avrupa çapındakı ilk girişim" olarak değerlendirildı. Belçika, Fransa ve Ispanya'daki "Renault'" kuruluşlannda çalışanlann yaklaşık 9 bin temsilcisine, sımgesel dayanışma yandaşlan, tsveç'in Volvo ve Almanya'nın Vblkswagen kuruluşlanndaki kimi işçiler de katıldı. KKTC anlaşması yüpürhikte • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye-KKTC Ekonomik Işbirliği Protokolü, Bakanlar Kurulu'nca onaylanarak yürürlûğe girdi. Ankara, 3 Ocak 1997'de imzalanan Türkiye-KKTC Ekonomik lşbirliği Protokolü'ne göre Lefkoşa'ya vermesi gereken fînans desteğini henüz göndermedi. Protokole göre 250 milyon dolarlık desteğin ilk bölümünün KKTC'ye gönderilmesi gerektiği, ancak bu ödemenin henüz yapılmadığı belirtildi. Protokol, iki ülke arasında her tûrlü mal ve hizmet üretimının arttmlmasını, kamunun ekonomideki payının azaltıiarak devletin sadece düzenleyicı bir rol üstlenmesinin sağlanmasını, bütçe ve vergi reformlan yapılarak bütçe açıklanmn azaltılmasını öngörüyor. Irak'tan Botaş'a petrol akışı • ADANA (Cumhuriyet Güney f1leri Bürosu) - BOTAŞ'ın Yumurtalık Tesisleri'ne, Irak'tan pompalama ışlerainin başladığı 14 Aralık 1996 tarihinden bugüne kadar 3 milyon 950 bin ton ham petrol akışı sağlandığı bildirildi. Bugüne kadar alınan ham petrolün, 1 milyon 135 bin tonu Kınkkale, Aliağa ve Izmit rafinerilerine, 2 milyon 815 bin tonu da çeşitli ülkelere sevk edildi. 'Tiirk firmaları dinamik1 • İSTANBUL (AA) - Dış Ekonomik llişkiler Kurulu bünyesinde faaliyet gösteren Türk-Belçika Iş Konseyi, Istanbul'da toplandı. Toplantıya katılan Belçika Veliaht Prensi Phillippe, toplantmın iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacağına inandığını belirtti. Türk firmalannın büyük bir dinamizm taşıdığinı kaydeden Prens Phılippe, ziyaretinin. Türkiye'nin ekonomik gücüne ınandıklannın bir göstergesi olduğunu ifade etti. Belçika Başbakan Yardımcısı, Finansman ve Dış Ticaret Bakanı Philippe Maystadt ise ülkesinin, Türkiye'nin AB ile entegrasyon çabalannı desteklediğini ve bu konuda yardımlar yaptığını söyledi. Vergi denetimleıH otuıtulamadı • ANKARA (AA) - Maliye Bakanlığı tarafindan gerçekleştirilen denetimler, Türkiye'de her 8 alışverişten birinde fatura ve fiş kesilmediğini, bu şekilde büyük miktarlarda vergi kaçınldığını ortaya koydu. Denetimler, devletten gizlenen gelirin, gerçek gelire oranının da yüzde 21 'leri bulduğunu gösterdi. Hazine bonosu zarar ettjrdi • ANKARA (ANKA) - Hazine bonosu yatınmcılan yılbaşından 10 marta kadar olan 70 günlük dönemde dolar bazında zarar ettiler. Türk Lirası faizlerinin dolar kurundaki artışm gerisinde kalması, yannmcılann dolar bazında yüzde 1-2.3 oranlan arasında zarar etmesine yol açtı. Yılın ilk iki ayında kaydedilen bu gelişmeyi Türkiye uzun yıllardan sonra ilk kez yaşıyor. Üretimin sürmesi için 2.8 trilyon gereken kurumun kânna KİT havuzu gerekçesiyle el konuyor İSDEMİR'de bile büe ladesHACER GEMİCÎ ÖZDEN ADANA - Arazisi ile birlikte 6 milyar do- lar değer biçilen Iskenderun Demir Çelik tşletmeleri (ISDEMİR) göz göre göre za- rara itiliyor. Işletmede bulunan ünitelerin normal bakımlannın yapılması ve üreti- min aksamadan sürdürülmesi için 1997 yı- lında 2.8 trilyon lira ödenek isteyen ISDE- MlR'e. DPT'den sadce 518 milyar lira ay- nlırken "KİT havuzu masah" ile şirke- tin aylık 1 trilyon net kânna el konuluyor. Apar topar özelleştirme pazanna çıka- nlmaya hazırlanan ISDEMlR'de. hükümet bile bile lades diyor. lSDEMlR'in yıllık üretim kapasitesinin 2.2 mil- yon ton olduğunu belirten Ge- nel Müdürvekili Kemal Vd- dınm, bugünkü koşullarda her bin tonluk üretim için 2.2 bin dolarlık yatınm yapılması ge- rektiğine işaret ediyor. İSDE- MlR'i işçileri ile birlikte çü- riimeye iten ve şirketin kânnı da KİT havuzuna akıtan hükü- met ise altın yumurtlayan ta- \Tiğu, özel sektöre yok paha- sına vermeye hazırlanıyor. Li- manı, sosyal tesisleri ve ara- . . . . . , , zısi ile 6 milyar dolar değer K e m a l Yıldınm. biçilen lSDEMlR'in özelleştirme pazan- na çıktığında bu rakamın yansı kadar bir değerde dahi satışı mümkün görünmüyor. Yeniden kurulabilmesi için Türkiye'nin toptan iç borcunun üçte biri kadar bir ya- tınmın yapılması gereken lSDEMlR'in 500 milyon dolarlık bir yatınmla yassı de- mir üretimine geçebilecek bir yapıya sahip olması da cazibesini arttınyor. Ekinciler, Çolakoğlu, Riva Grubu gibi bilinen taliplerinin yanı sıra yassı ürüne geçiş imkânı Japonlan da cezbediyor. Baş- bakanlık ve bakanlık düzeyinde lSDE- MlR'in blok satışı ile bölgede tekel oluşa- cağını belirten birüst düzey yönetici çimen- to sektöründe yapılan özelleştirme sonra- sında oluşan fiyat tekelinin bu sektörde de yaşanabileceğine dikkat çekiyor. lSDE- MlR'in özelleştirilmesine sadece sendika değıl, yöredeki haddehanelerin de karşı çıktığı biliniyor. tSDEMİR'den aldıklan kütük demir ile beslenen haddehanelerin özelleştirme sonrasında birerbirer kapana- cağı ileri sürülüyor. KARDEMtR Başkanı Ruşen Gead için ISDEMlR'e yönelik sunulan "KARDE- MİR modeli özelleştirme," Genel Mü- dürvekili Kemal Yıldının tarafindan ka- bul edilemez olarak değerlendiriliyor. İS- DEMlR'in kâr ettiğini anım- satan Yıldınm, lSDEMlR'in ERDEMÎR'den bile popülerdu- ruma geldiğini belirtiyor. ÎS- DEMIR'in 1996 yılı kânnın 4.7 trilyon olduğunu söyleyen Yıldınm. bilançoda gözüken zarann ise geçmişten kalan ve politikacılann zoru ile aldıkla- n kredi faizlerinin borcu oldu- ğuna işaret ediyor. Yıldtnm'ın "KARDEMtR'in yükünü de biz çektik" sözleri, Tansu Çil- ler tarafindan 1 liraya deviredi- len KARDEMtR'in borç yü- künün TDÇl'ye, yani dolaylı olarak İSDE- MlR'e yüklendiğini gösteriyor. 1970'te Rus teknolojisi ile yapılan İSDE- MlR'de, uzun bir süredir kaynak aktanlma- ması nedeniyle bakım yapılmadığmı, yö- netim kurulu da itiraf edıyor. Özçelik Iş Sendikası Başkanvekilı Recai Başkan, yaptığı açıklamalarda "İSDEMİR patla- maya hazır bir bomba" olduğunu belir- terek iş güvenliğinın alt düzeylere düştü- ğünü söyledi. Geçen aylarda konvektörde yaşanan patlam 10 ve halen yüksek gerilim hatlanna asit ve yağlann akıyor olması ise başkanın sözlerini haklı çıkanyor. Istenen kaynak Aktanlan kaynak 595 milyar TL 211 milyar TL DEMÎR-ÇE- LİK'E KAR- DEMtR MO- DELİ-KARDE- MİR Başkanı ve Başbakan Nec- mettin Erba- kan'ın özel da- nışmanı Ruşen Gezici, İSDE- MİR için önerdi- ği "KARDE- MİR modeli" benimsenmeyin- ce. "Demir-^Çe- lik Holding" önerisini ortaya attı. Başbakaniık ile ilgıli bakanla- ra KARDEMİR, ERDEMİR ve lSDEMlR'in içınde bulundu- ğu bir holding modeli götüren Gezici'ninbufbr- mülünün yeni bir tekel yaratacağı düşüncesi ile ta- raftar bulmadığı öğrenildi. Başba- kaniık düzeyinde yapılan görüşme- lerde tSDE- MlR'inbloksaü- şıağırhkkazanır- ken ÖtB'nin IS- DEMlR'i zaran ve personeli ne- deniyle yüklen- mek istemediği ve kapsama al- mayı gerektirdi- ği kaydediliyor. Yüzde 30'u açlık sınınnda yaşıyor, yüzde 56'sının geliri ise asgari ücretin altmda Köylü açlıkla mücadele ediyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkıye 2iraatçiler Derne- ği (TZD) tarafindan hazırlanan, "Türkiye Tarımıoın 1996 Yüı Değeriendirmesi" raporunda, koy- lünün yüzde 30'unun açlık sını- nnda yaşadığı, yüzde 56'sının da asgari ücretin de altmda gelir elde ettiği açıklandı. Gıda üretıminde "kendine yeten" çok az ülkeden biri olduğu savunulan Türkiye'de bualandaki üretimin gerektiği öl- çüde artmadığı vurgulanan rappr- da, Et ve Balık Kurumu (EBK) ile Süt Endüstrisi Kurumu'nda (SEK) yaşanan özelleştirmenin ardından üretimin yüzde 65 oranında düş- tüğü bildirildi. Türkiye Ziraatçiler Derneği ta- rafindan hazırlanan "Törkiye Ta- nmuun 1996 Yıh Değeriendirme- si" raporunda, kırsal kesimde ya- şayanlann, nüfusun yüzde 37'sinı oluşturmasına, tanm sektörünün istihdamın yüzde 45'ini karşıla- masına karşın, ga>Tİ safi yurtiçi gelırden yalnızca yüzde 15.3 dü- zeyinde pay alabildiği belirtildi. Raporda, tanmın GSYİH ve ihra- cat içindeki payının düşüşünün Türkiye'nin sanayıleştiğinin gös- tergesi olarak sunulmaya çalışıldı- ğı, ancak asıl nedenin tanm üreti- minin düşüşü olduğu belirtildi. 1980 ile 1993 yıllan arasında kırsal nüfus yüzde 35 oranında ar- tarken, tanmsal üretimin sadece yüzde 24 oranında arttığı kaydedi- len raporda, geçen yıl yaklaşık 1 - 1.5 milyon insanın kırsal kesimden kentlere göç ettiği kaydedıldi. Gelir dağıhmmın kırsal kesim- de kentlere göre daha dengeli ol- masına karşın, kırlarda yoksullu- ğun daha yaygm olduğu belirtilen raporda, kentlerde yüzde 10 olan "açlık sınınnın altında yaşayan BÜfus"un kırsal kesimde yüzde 30'lara ulaştığı, bu nüfusun yüzde 56'sının asgari ücretin de altında ge- lir elde ettiği vurgulandı. Tanmda verimliliğin dünya or- talamalannın çok altında olduğu vurgulanan raporda. hükümetle- rin bugüne dek izledikleri "popü- list politikaların" uzun vadede tanmda verimlilıği arttmcı önlem- ler içermediğine dikkat çekildi. AB ülkelerinde 510 kilogram olan buğday üretimı ortalaması- nın Türkiye'de 140-175 kilogram olarak gerçekleştiği, inek sütü Tür- kiye'de yılda 1500 kilogram elde edüirken, dûnyada bu rakamın 2 bin 78 kilograma ulaştığı belirtilen ra- porda, sığır eti üretiminde de Tür- kiye'de 191 kilogram olan karkas ağırlığı sağlanırken. bu rakamın dünyada 212 kilogram düzeyinde olduğu bildirildi. Raporda, tanmda önemli bir üre- tim artışmın sağlanamadığı. aksi- ne bazı ürünlerde düşüş görüldü- ğü kaydedildi. Geçen yıl 18.5 mil- yon ton olan buğday üretiminde 1979'a göre yüzde 5.71 artış sağ- lanabildi. Pamuk üretımi geçen yıl 1995'e göre yüzde 9 düşerken Tür- kiye'nin hayvan varlığmda da 1986 yılından bu yana azalma görüldü. Raporda, 1995'te düşük faizli be- sicilik kredisi verilmesiyle sığır sayısında artış sağlanmasına kar- şın, hayvan varlığındaki düşüşün durdurulamadığı kaydedildi. IŞÇININ EVRENINDEN gÜKRAN SONER Olmaz Olmaz Yaratılan havaya bakılırsa bugün zorlu bir Bakan- lar Kurulu var. Son rollerinde Refah yine şeriat cephesini seçmiş, DYP laiklik çizgisine dönmüş gö- rüntülerde. Güya pazarlık yapacaklar, ya hüküme- tin devamında uzlaşma yolunu bulacaklar ya da aynlacaklar. Bizi bir kere daha dolduruşa getirip istedikleri gibi bir şov yapıyorlar. Bakanlar Kurulu öncesi Refah ve DYP'nin ay- rılmış gibi görünen yollannın, aslında konuşulma- mış olsa da vanlmış bir anlaşmaya dayalı yeni bir oyun olduğu apaçık. En yüzsüz halleri ile karşımıza çıkjp bizi resmen aptal yerine koymaktalar. Erbakan ve Refah cephesi, demokrasiyle oy- namanın son numaralarında, saat başı ayrı bir ha- vada, hem MGK kararlarına onay, hükümete de- vam, rejime evet, hem de MGK karariarını, içine "tahrik" unsurunu da katarak şiddetle ret, şeriatı seçmiş, iktidardan vazgeçebilir havalarındaki açık- lamaları ile iki taraflı oyunlannı sürdürüyorlar. Çiller ve DYP cephesi, malum "Laikliğin güven- cesibiziz" taktiklerinde, hükümeti sürdürme ve de sona erdirme rollerinin ikisini birden oynamakta. Olmazı olmaz bir oyun ki, sonunda her şey ola- bilir. Bana göre Refah ve DYP, bu kez en çok bir- biri ile kavga numarasında küstürdükleri eski ta- banlarına şirin görünme oyununda uzlaşmaya var- mış olabilirier. Erbakan ve Çiller elbette iktidarlannın devamı uğruna, birbirlerine yeni kazıklar atmak da dahil, yapılabilecek her şeyi sonuna kadar yapmayı sür- düreceklerdir. Ama kendilerine rağmen, hüküme- tin düşürülmesi olasılığı kuvvetlendikçe de, eski ta- banlarına şirin görünme kapılarını daha fazla ara- lama gereğini duyuyorlar. Erbakan ve Çiller'in halleri, birlikte gönüllü kaç- mış, ama yakalandıktan sonra cezadan korkan oğlanla, ailesinden korkan kızın birbirlerini suçla- yarak kurtulma hallerine benziyor. Şimdi kenetlenmiş, birbirlerini kollayan, olağan seçime kadar birliktelik, gerekirse seçim ittifakı bi- le vaat eden görüntülerinin yanına, ayrılığa yöne- lik haller için de kullanılabilecek görüntüler ekle- niyor. Yollar aynldığında birbirlerini en çok suçla- yacak olanlar onlar olacağına göre, değişime uy- gun düşecek ön hazıriıklar da olmalı değil mi? Hele bir hükümeti artıkyürütemeyecekleri, yol- lannın aynlması noktasınagelsinler. Hiçşüphemiz olmasın. hiç yüzleri kızarmadan biri "MGK'nin muhtırasına boyun eğmedim", diğeri "laiklikten, cumhuriyet ilkelerinden, demokrasiden ödün ver- medim" nutuklannı atarak, birbirleri için bugüne ka- dar hiç duymadığımız kim bilir ne ağır yeni suçla- maları getirecekler. Galiba da asıl, en çok yolları ayrıldığında birbir- lerine yapabilecekleri kötülüklerden korktukları için, ortaklığı uzatma ve birbirinin aleyhine koz bi- riktirme çabalarından geri durmuyoriar. Onlar "olmaz olmaz"\ oynadıkça, çok ve zıt ola- sılıklı bilinmeyenler karşısında, olasılıklara göre ku- mar oynayanlann da işleri iyice zorlaşıyor. En zor durumda olanlar da galiba, sadece ve sadece ka- zanandan yana olmak ve oynamak isteyenler. Refah ve DYP'de, başkanlannın hangi politika- yı yürüteceğini kestiremeden nerede, nasıl konu- şacaklannı şaşırmış konumdaki yağdanlıkların hal- lerine gülmek mi ağlamak mı gerek, doğrusu kes- tiremiyorum. ÇİFTÇİ D O S T U / SADULLAH USUMİ Satılan Şekerlerin Parası Ne Olacak? N ecmettin Erbakan ve Tansu Çiller'in ortaklaşa kurdukları hükümetin gü- nahları giderek artıyor. Bu günahlan tekertekersaymaya kalk- sak sayfalar yetmez. Öbür dünya- da, sadece şekerpancarı üreticileri- ne çektirdıkleri çılenin hesabını bile veremezler. Çünkü, devlet milyon- larca pancar üreticisine olan 37 tril- yon lira borcunu tam 6 aydan beri ödemiyor!.. Şekerpancarı taban fıyatlan her yıl ağustos ve eylül aylarında ilan edi- lirdi. Hemen ardından pancar alım- lan başladığı için paranın değer kay- bı çok az olurdu. Bu yıl ise üretici- ye sözde iyilik etmek amacı ile fiyat- lar geçmiş yıllara göre 6 ay önce açıklandı. Ancak, fiyat ilan edilirken enflasyon dikkate alınmadığı için mart ayında açıklanan 4 bin 400 lira taban fiyatın gerçek değeri, eylül ve ekim aylarında ürün teslim edilme- ye başlandığı zaman 3 bin liraya ka- dar düştü...Daha da acısı, 1996 yılı- nın şubat ve mart aylannda ekilen, eylül ve ekim aylanndan itibaren dev- letin fabrikalarına teslim edilmeye başlanan pancarların paralan, 1997 yılının Nisan ayına yaklaştığımız hal- de hâlâ ödenmedi. Demek ki, ekim yapılalı 13 ay, taban fiyat ilan edileli 12 ay, pancarlar fabrikalara teslim edileli 6 ay geçmiş olmasına rağmen üreticilerin devletten hâlâ 37 trilyon lira alacağı var... Şimdi, Erbakan ve Çiller'e sormak gerekir. 1996 yılının Mart ayında açık- lanan 4 bin 400 liranın gerçek değe- ri 1997 yılının Mart ayında kaç liraya düşmüştür? Erbakan ve Çiller bu- nun yanıtını vermezler. veremezter! Biz söyleyelim. Pancar paralan mart ayı içinde ödense bile 4 bin 400 liranın gerçek değeri 2 bin liraya kadar düş- müş olacaktır. Beterin beteri vardır demişler... Pancar paralan zamanında öden- mediği için üreticilerin kayıplan say- makla bitmez. Bankalara olan borç- larını vadesinde ödeyemediği için katmerli faizler ödeyecektir. Ayrıca, parası olmadığı için yüzde 300'leri bu- lan yüksek faizli yeni krediler alacak- tır. Her türlü alışverişlerinde peşin parası olmadığı için yüksek paralar ödemek zorunda kalacaktır... Bütun bunlan da hesap ederse- niz 4 bin 400 lira taban fiyattan elde kalan paranın değeri 1000 lirayı geç- meyecektir. Bu 1000 liranın da he- men hemen 500 lirası, ödemelerya- pılırken kajite farkı ve çeşitli neden- ler ileri sürülerek kesileceği için çift- çinin elıne geçen paranın belki de 500 liralık alımgücü kalmayacaktır... Atalarımız "Beterin beteri vardır" »demişler... Ama, pancar üreticileri şimdi atalarımızın bu sözünü kendi durumlanna uygun hale getirmek için "Beterin, beterinden de beteri vardır" Çiller-Erbakan hükümetinin günahları giderek artıyor. diye değiştirmişler... Pancar üreticilerinin yerden göğe kadar hakkı var. Zira, geçen yıl bir ki- lo pancann üreticilerimize maliyetı 5 bin liranın üstündeydi. Düşunebiliyor musunuz! 10 ay, kışın karda yağrnur- da, fırtınada, çamur deryalanna ba- ta çıka yazın kızgın güneşin altında çoluk-cocukcalışacaksınız. Karşılığı- nı almaya gelınce, tek alıcı olarak devlet karşınıza çıkacak ve size hak- kınız olan ürün bedellerini kan kus- tura kustura verecek. Verdiği para da maliyetinizin onda birini karşılama- yacâk. Üstelik, "Siz ne yiyorsunuz, ne içiyorsunuz, nasılgeçiniyorsunuz" diye soran olmayacak. Aynca, pul halıne getirilen paralannızı öderken de devlet ve hükümet yetkilileri size "avarrfa" ödüyoriarmış gibi gösteri ya- pacakTelevizyonlar, gazeteler bu pa- ralan devletin kesesinden yapılan lü- tufmuş gibi gösterecekler... Milyon- larca tertemiz masum insanımız böy- lece bütün dünyaya "Devletin sırtın- dan geçınen asaiaklar" olarak tanı- tılmaya çalışılacak. Üreticilerin kaybı saymakla bitmez... Pancar bölgelerındekı hangi kah- veye gıtseniz üretçıler hükümete kar- şı büyük bir tepki içinde... Erbakan ve Çiller'den şu sorularının yanıtını bekliyorlar: "Eğer, 'Paramız yok' diyorsanız.. verdiğinizyeriere parayı nereden bu- luyorsunuz? özel sektöre para yağ- dınyorsunuz. Yaptırdığınızı iddia et- tiğiriiz yollan, havaalanlannı, çeşitli yatınmlan, iç ve dış borç ödemeleri- nizi anlata anlata bitiremiyorsunuz... Peki, bu paralar nereden geliyor? Devletin ve milletin mallannı 'özel- leştirme' bahanesi ile sattınız. Ikide birde televizyon ekranlannda boy gösterip bu özelleştırmelerden mil- yarlarca dolar sağladığınızı öğüne- rek söylüyorsunuz... Bu paralar ne- relere gidiyor?.. Pancarlar şeker ol- du... Şekeıiersatıldı... Paralan nere- ye gitti... Bu paralarda milyonlarca Türk çiftçisinin hiç mi hakkı yok?" Erbakan, her ay bir paket açıklı- yor. Her paketten de 9 milyar, 10 mil- yar dolar gelir sağlandığını söylüyor. Hepsini toplasak birkaç katrilyon li- ra eder... Pancar üreticılerine öden- mesi gereken miktar ise bu parala- nn yüzde biri bile değil... Erbakan ya paralan olduğu halde devletin çiftçiye olan borçlarını kas- ten ödetmiyor ya da rnilyarlarca do- lar gelir sağladığını söylediği paket- ler koca bir "fartan ibaret... Bugün Ankara'da Bakanlar Kuru- lu toplanacak. Büyük bir ihtimalle, şekerpancarı üreticilerine olan dev- let borçlannın nasıl ve ne zaman öde- neceği tespit edilecek... Aynca, 1997 yılı şekerpancarı taban fiyatlan be- lirlenecek... Bu nedenle, Bakanlar Kurulu üye- lerine sorumluluklannı bir kez daha hatırlatmak isteriz... Bu toplantıdan pancar üreticilerine olan 37 trilyon li- ra borcun yarından itibaren öden- mesi kararı çıkmalıdır... Çiftçiye bi- raz olsun nefes aldırabilmek için mut- laka faiz ödemesi yapılmalıdır. Taban fiyatın ilanına gelince... Ye- ni yeni yaralar açmamak için çok dik- katli olmalısınız. Erbakan ve Çiller'in kafasından geçen taban fiyat 7 bin 500 ile 8 bin liradır. Bu rakam çok dü- şüktür. Zira bu yıl bir kilo pancann ma- liyeti 12 bin lirayı bulacaktır. Yeni ge- lecek zamlar bu rakamı belki de 13 ile 14 bin liraya kadar çıkaracaktır. Eğer, 12 bin 500 liranın altında bir fi- yat verilirse üretici perişan olacaktır. Geçen yıllarda ağzı yanan pancar üreticileri, bu yıl taban fiyatın dolar üzerinden hesaplanmasını istiyorlar. Beklentıleri 10 sent... Bugünün pa- rası ile 12 bin 500 lira... Erbakan ve Çiller'in Türk çiftçisi- ne hangi gözle bakttgını bugün bir ke- re daha göreceğız... • ECZACIBAŞI YAPI GEREÇLERİ SANAYÎ VE TlCARET A.Ş. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA ÇAĞRI Şirketimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı 15 Nisan 1997 Şalı günü, saat 14.00'te aşaıdaki gündemi görüşmek üzere, Taşkışla Cad. Taksim - Istanbul adresindeki Hyatt Regency Oteli Balo Salonu'nda yapılacaktır. Sayın pay sahiplerinin aşağıda belirtilen işleri tamam- layarak, toplantıya katılmalannı rica ederiz. YÖNETİM KURULU Pay senetleri sahipleri veya temsilcilerinin pay, senet- lerini ya da bunlara sahip olduklannı gösteren banka mektubunu veya bunlann noterliğe teslim edildiğini gös- teren belgeleri toplantı gününden bir hafta öncesine ka- dar Büyükdere Cad. No: 193 Levent/İSTANBUL adresin- deki şirket merkezine veya Yunus Tren Istasyonu Yanı Kar- tal/tSTANBUL adresindeki Kartal Tesisteri'ne getirerek Oia- ğanüstü Gene) Kurul Toplantısı'na giriş kartı almalan zo- runludur. Toplantıda bulunamayacak pay sahipleri örneğe uy- gun olarak hazırlayacakları ve notere onaylatacaklan bir vekâletname ile toplantıya katılmak üzere vekil tayin ede- bilir. Kuruluşumuzun Bilanço, Gelir Tablosu ve Denetçi Ra- poıian 23 Mart 1997 tarihinden itibaren Şirket Merkezi'nde inceJenebilir. GÜNDEM: 1. Açılış ve Başkanlık Divanı seçimı, 2. Toplantı Tutanaklannın imzalanması hususunda Di- van'a yetki verilmesi, 3. Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu ve Denetçi Raporla- nnın okunması, müzakere edilmesi ve onaylanması, 4. Bilanço ve Kâr/Zarar hesaplarının okunması, müza- keresive onaylanması, 1996 yılı kânnın dağıtım şek- linin görüşülmesi ve bu hususta Yönetim Kurulu'na yetki verilmesi, 5. Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerin ibra edilmesi, 6. Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetçilere verilecek üc- retlerin tespiti, 7. Yeni Yönetim Kurulu ve Denetçilerin seçilmesi ve gö- rev sürelerinin onaylanması, 8. Yönetim Kurulu'na gerek görülen zaman ve miktarda, yasalann öngördüğü oranlarda, tahvıl (kâr ortaklığı, kâr iştırakli tahvil) ve finansman bonosu ihraç edebılme- sı hususunda yetki verilmesi, aynca T.T.K.'nin 425. mad- desinde yer alan hususlann, Yönetim Kurulu'nca tes- pit edilmesi hususunda karar alınması, 9. Yönetim Kurulu ÜyelerineT.T.K.'nin 334-335. madde- lerinde bahis konusu olan faaliyetler hakkında yetki verilmesi, 10. Dilekler. VEKÂLETNAME ECZACIBAŞI YAPI GEREÇLERİ SANAYl VE TlCARET A.Ş. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 15 Nisan 1997 Salı günü, saat 14.00'te Hyatt Regency Oteli Balo Salonu Taşkışla Cad. Taksim-istanbul adresinde yapılacak Olağan Ge- nel Kurul Toplantısı'nda aşağıda belirttiğim gö- rüşler doğrultusunda bizi temsile, oy vermeye, teklifte bulunmaya ve gerekli belgeleri imzalama- ya yetkili olmak üzere Sn vekil tayin ediyorum. A) TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI a) Vekil tüm gündem maddeleri için kendi gö- rüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. b) Vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda gündem maddeleri için oy kullanmaya yetkilidir. Talimatlar: (Özel talimatlar yazılır) c) Vekil şirket yönetiminin önerileri doğrultu- sunda oy kullanmaya yetkilidir. d) Toplantıda ortaya çıkabilecek diğer konu- larda vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. (Talimat yoksa, vekil oyunu serbestçe kullanır). Talimatlar: (Özel talimat yazılır) B) ORTAĞIN SAHİP OLDUĞU HİSSE SENEDİNİN a) Tertip ve Serisi . : b) Numarası : c) Adet-Nominal Değeri : d) Oyda Imtiyazı Olup Olmadığı : e) Hamiline-Nama Yazılı Olduğu : ORTAĞIN ADI-SOYADI VEYA UNVANI: İMZASI : ADRESİ : NOT: (A) bölümünde, (a), (b) veya (c) olarak belirtilen şıklardan birisi seçilir. (b) ve (d) şıkkı için açıklama yapılır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle