20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 1997 PERŞEMBE 12 HABERLER Erbakan 'ın hicreti Milli Görûş'ün yayın orgam niteliğindeki Mifli Gazete'nin 7 Ağustos 1994 günkü sayısında yayımlanan dızi yazıda Erbakan'ın 12 Mart döneminde Isviçre'ye gıtmesi "hkret" olarak tanımlanarak şöyle anlatılır "12 mart muhnrası dönemi Anayasa Mahkemesi'nce Milli Vtzam kapatılanca, Mekke müşriklerinin zulmünden hınstfyan Habeşistan'a hicret eden sahabileri gibi, Erbakan Hoca da İsviçre'ye ghti. Bu hicret hem çok • yoğun çahşmalar yüzünden yıllardır ihmal ettiği baa rahatsızhklannı tedavi imkânı bulmak. hem daha emniyetli bir ortamda gelecekle Ugili plan ve projeteri haarlamak hem de millet ve memlekete hizmet yolunda hayatını adadığı atna bir türtü anlaşılamadığı ve takdir edilemediği için etkili ve yetkili bazı makamlara bir nevi sitemde bulunmak gibi hikmetlere dayamyordu." Soruşturmayı Ecevit önledi Erbakan'ın öğretim görevlisi maaşındaki birikimleriyle edindiği açıkladığı mal varlığı kendi beyanına göre, Istanbul, Ankara, îzmir, Altmoluk'ta 10 adet ev-daire-bina, 8 ayn yerde arsa-arazi-tarla (miras kalanlar hariç), 148 kilo altın, 421 bin ABD Dolan, 611 bin Alman Markı, 532 bin Isviçre Frangı, 2 Mercedes, 1 Opel marka otomobilden oluşuyor. TBMM'de Erbakan'ın mal varlığını soruşturmak için verilen önerge Ecevit'in desteğiyle reddedildi. Ecevit, ret gerekçesini zaman aşımı olarak açıkladı. Erbakan, 8 Kasım 1992 tarihlı Hûrriyet gazetesinde yayımlanan söyleşide mal varlığıyla illgili sorulan şöyle yanıtladı: Soru: Efendim sahi geliriniz nerden geîiyor? Erbakan: "Siz bereket diye bir laf biür misiniz? Allah'tan geiiyor ve Allah bereketini y Soru: Kuşkusuz ama, Allah bir sebep yaratır. Ben çalışıp maaşımı alınm. Sizin geliriniz nerden geliyor? Erbakan:*CenaİM Allah veriyDr. Evet getirimizordan gefiyoı:'' Erbakan ve partisinin şeriatçı ülke vekuruluşlardan yardım aldığına üişkin çok sayıda iddia öne sürûldü. Bunlardan, Libya Isiama Çağn Cemiyeti'nin Erbakan adına düzenlediği 500 bin dolarlık çek beîgelendi. Bosna için toplanan paralann RP adına Süleyman Mercümek tarafuıdan kulanıldığına ilişkin dava sürüyor. Refah Partisi'nin bir başka önemli gelir kaynağı Suudi Arabistan'ın tanıdığı hac kotası. Erbakan'ın 6 manevra kabfliyeti' ALİER Siyasal yaşarrumızın renkli siması Başbakan Necmettin Erbakan, bu kez ülkeyi darbe ortamına taşıyan gelişmelerdeki payı nedeniyle en çok konuşulan kişi olarak gündemde. " U " dönuşleriyle ünlenen RP lideri, MGK'nin ülkede heyecan yaratan toplantısı sırasında alınan kararlara itiraz etmemesine karşın, önlemleT paketini 5 gün süren bir direnişten sonra imzaladı. Direniş çizgisinden çabuk çark eden Erbakan. en yakın çalışma arkardaşlannı bile şaşırttı. Medyada yer alan haberleTe göre, RP'nın önde gelen isimlerinden Hasan Hiiseyin Ceylan, imza olayını duyduğunda inanmadı ve haben "DYP'lilerin uydurduğu yeni bir bak)n"diye niteledı. Erbakan'ın daha öncede de sergilediği ünlü dönüşleri ve zor koşullarda nasıl davranacağinın en yakın çalışma arkadaşlannca bile kestirilememesi, aslında RP lıderinin 30 yıllık siyasi yaşam pratiğinden çıkanlan belki de tek net özelliği. Emekli Büyükelçi Setnih Günver Erbakan'ın bu özelliğini diplomatik bir ifadeyle tanımladı: "Yüksek manevra kabiliyeti." Cumhuriyetle banşık olmadığı bilinen Necmettin Erbakan, Cumhuriyet Bayramı'nın 3. yıldönümûnün kutlandığı gün Sinop'ta doğdu. Ağır Ceza Reisı Mehmet Sabri Bey'in üçüncü, Sabri Bey'in ikinci eşı Kamber Hanım'ın ilk oğludur. Trabzon'daki çocukluk günlennde Kuran kursuna giden Erbakan, orta öğrenimi süresince de dini eğitımini ıhmal etmedi. Erbakan. Fatih'te tmam Osraan tedrisatından geçtı. İTÜ Makine Fakültesi'nden 1948 yılında mezun olan Erbakan aynı yıl fakültenin motor kürsüsünde asistan olarak çalışmayabaşladı. Bir süre Almanya'da akademık çalışma yapan Erbakan, Türkiye'ye döndükten sonra yaşamının altın başanlanndan biri olarak sunduğu, 200 ortaklı "Gümüş Motor" fabrikasımn kurulmasma öncülük etti ve daha sonra iflas noktasına taşıyacağı fabnkanın genel müdürlüğünü üstlendı. Temeli 18 Temmuz 1956 tarihinde atılan fabnkaya Menderes hükümeti de 1 mıb/on 300 bin dolar katkıda bulundu. Fabrika, hükümetin 1958 yılında yaptığı develüasyon nedeniyle mali krize ginnce Erbakan, dönemin Sanayi Bakanı Sebati Ataman'ı ikna ederek, Şeker Şirketi'nin 750 bin lirayla Gümüş Motor'a ortak olmasmı sağladı. Ancak bu katkı yermeyince küçük ortak Şeker Şirketi. hisseleri toplayarak çoğunluğu sağladı. Bir süre sonra da Genel Müdür Erbakan'ın işine son verildi. Marifetler ortaya çıkıyor Fabrikanm yeni adı Pancar Motor olarak değiştirildi. Yeni yöneticilerin belgeleri incelemeye başlamasıyla birlikte Erbakan'ın marifetleri de peş peşe ortaya çıkmaya başladı. Anonim şirketlerin tutması gereken hiçbir defter tutulmamış, hesaplar Erbakan'ın bakkal defterini andıran ajandasında tutulmuş. çalışanlann SSK primleri. vergiler ve 90 bin liraya ulaşan elektrik borcu ödenmemişti; 6 milyon sermayeli şirketin toplam borcu 9 milyon liraya varmıştı. Kayıp motor * Şeker Şirkeri yetkilileri bir vatandaşm mektubundan edindikleri bilgilerden yola çıkarak. tamir için getirilen anzalı motorun, Erbakan'ın talimatıyla boyanıp başkasına satıldığını saptadılar. Gazeteci NecdetOnur gazetemizde yayımlanan dizi yazısında özetle şöyle anlatmıştı: Gümüş Motor'dan aldığı motoru anzalanan bir yurttaş "Sizden aldığım motor anzalandı. Göndersem tamir eder misiniz?"diyerek fabrika yetkililerine mektupla başvurur. Genel Müdür Doç.Dr.Necmettin Erbakan vatandaşa şu yanıtı verir:" Bismillahirrahm anirrahim HayırİL uğuriu bereketü mahsuller diler, göndereceğiniz motoru bila-bedel tamir edeceğimizi bikiiririz. Allah'a emanet olun." Erbakan'ın Allah'a emanet ettiği vatandaş ikı ay geçmesine karşın motorunu alamayınca bir mektup daha yazar: u Allah nzası için motoruınu gönderin. mahsulüm yaruyor." Vatandaşın şikâyetlerini inceleyen Şeker Şirkeri Şenatçı söylemleri şeriatçılarla ılişkisi RP'nin 13 Ekim 1996 günü yapılan son kongresinin konuklan arasında Erbakan'ın şeriatçı dostlan da vardı. Müslüman Kardeşler, örgütün kurucusu Hasan El Benna'nın oğlu Ahmet Sefîa ile temsil edilirken, Hamas, basın sözcüsü tbrahim Gusse'vi göndermişti. Erbakan'ın daha öncede de sergilediği ünlü dönüşleri ve zor koşullarda nasıl davranacağmın en yakın ça- lışma arkadaşlannca bile kestirilememesi. astanda RP liderinin 30 yılhk siyasi yaşam pratiğinden çıkanlan belki de tek net özelliği. yetkilileri, ambar memurundan, anzalı motorun Necmettin Bey'in talimatıyla boyanıp başkasına satıldığını öğrenirler. Başbakan Necmettin Erbakan'ın, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le tanışıklığı tTÜ'deki öğrencilik yıllanna dayanır. Benzer muhafazakâr görüşlerin yakınlaştırdığı Demirel ve Erbakan arkadaşlığı 1969 yılında yapılan Odalar Birliğı Genel Kurulu'nda siyasi rekabete dönüştü. Odalar Birliği Genel Başkanlığı'na tartışmalı bir seçim sonrası seçilen Erbakan, Başbakan Demırel'ın de polis gücünü devreye sokmasıyla koltuğundan edildi. Makam odasının kapısmı ıçerden kitleyerek direnmeye çahşan Erbakan polislerin getirdiği tövbekâr kasa hırsızı Çopur Hüseyin'in kapıyı açmasıyla odasından çıkanlabildi. Erbakan, aynı günlerde milletvekili adayı olmak üzere AP'ye başvurdu.Ama bir kez daha Demirel'in \etosuyla karşılaştı. Bu gelişme üzerine o güne kadar AP'ye destek veren Nakşibendi Şeyhi M.Zahit Kotku. Erbakan'ın da aralannda bulunduğu arkadaşlannın bağımsız aday olarak seçime girmesine karar verdi. Erbakan, Konya'dan, milletvekili seçildi. Şeyh Kotku'nun, hazırlığmı yaptığı MflK Nizam Partisi (MNP) 1970'te kuruldu. Kotku'nun isminin kurucular arasında geçmediği MNP'nin ilk genel başkanlığına kimi üyelerin muhalefetine rağmen Prof.Dr. Necmettin Erbakan getirildi. MNP, şeriatçı söylemleri gerekçe gösterilerek 12 Mart 1971 darbesinden sonra Anayasa Mahkemesi'nin kafanyla kapatıldı. MNP kadrolan iki yıl sonra 11 Ekim 1973'te Milli Selamet Partisi 'ni (MSP) kurdular. Genel Başkanlığı'na SiUeyman Arif Emre'nin getinldiğı MSP'nin kuruculan arasında 12 Mart darbesi sorasında İsviçre'ye giden Erbakan yoktu. Erbakan 1973 seçimlerinden sonra kurulan CHP- MSP koalisyonunda başbakan yardımcısı görevini üstlendi. Erbakan, 9 ay süren bu ilk hükûmet üyeliği sırasında pek çok ilde hayali fabrika temelleri attı. Sonraki günlerde Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal, sayılan yüzü aşan hayali temellerden birini arabasının bagajına koyarak Ankara'ya getirecekti. Süieyman Demirel başkanlığmda kurulan I. ve H.Milliyetçi Cephe (MC) hükümetlerinde başbakan yardımcısı olarak görev alan Erbakan Kasım 1979'da kurulan AP azınlık hükümetini MHP ile birlikte dışardan destekledi. Hükümeti 'kerhen' desteklediğini açıklayan MSP lideri, desteğini çekmesi için de "kadavmn attmm knannası"nı beklediğini açüdayarak Demirel'ı Sekreteriyle evlendi mehter müzîği seviyorErbakan, Odalar Birliğı 'ndeki yöneticilik yıllannda sekreteri olan Nermin Hanım'la evlendi. 1967 yılında evlendiklerinde Necmettin Bey 41, Nermin Hanım 24 yaşındaydı.Iktisat fakültesi mezunu ve modern giyimli Nermin Hanım, Iskenderpaşa Camii imamı Mehmet Zahit Kotku'nun kıydığı dini nikâhtan sonra Yeşilköy- Çınar Otel'de yapılan sazlı-sözlü düğünde başı açık. şık bir gelinlik giydi. tşin tuhaf yanı Nakşibendi şeyhinin nikâhını kıydığı damat Necmettin Bey'in nikâh şahidi. gazeteci Turhan DiDigirin ifadesine göre 33. dereceden mason Profesör Dr.B.K. idi. Erbakan'ın kendi anlatımlan dışında sosyal yaşamı. zevkleri, esterik beğenileri,'eğeryaşanmışsa' aşklan hakkında fazla bilgi yok. Çeşitli gazetelerde yayımlanan bu smırlı anlatımlannda, Erbakan'ın gizli dünyasına ilişkin bazı ipuçlan çıkarmak mümkün: - Hobileriniz var mı? Erbakan: "Allah'a şükürier olsun ki, böyle bir şeyimiz yok. Daha m ade arkadaşlanmızla sohbet etmek, imkân bulduğumuz zaman belki en çok hoşlandığımız hususnuf - Sevdiğiniz müzik? Erbakan:"Mehter müziği müziklerin içinde tabö belki en çok hoşumnza gidendir. Hanıasi ve milh". bizim tarihimizi canladırmaktadır. Zamanımız yok, olsa en hi huzur vermek üzere yapılacak şe>1er, Hadis-i Şerif kttaplan, tefsir kitaplan okumaktır" - Sevdiğıniz renkler? Erbakan"Hiçbir renge kötüdür denmez. Ama ilmi açıdan bakıldığında renklerin içinde hiç şüphesiz yeşil renk hepsinden avantajlıdır." - Giyimimizde İtalyan Versace ürünlerini tercih ettiğiniz bilinıyor ve bazı çevrelerce eleştinlıyor. Erbakan:" Versace daima Doğu ve İslami motifler kullanır. Gayri ihtiyari olarak tabii bizim vapunız itibariy le bunJara sempari duyuyoruz. Tercih etmemiz bu nedenledir." baskı altında tuttu. Her gün 20 kişinin can verdiği o kanlı günlerde katliamlar karşısında beklemeyi yeğleyen MSP, Israil'in Kudüs'ü başkent ilan etmesi üzerine 6 eylülde sonradan 12 Eylül darbesinin gerekçeleri arasında gösterilecek ünlü Konya mitingini düzenledi. 12 Eylül sabaha karşı ise Erbakan'ın kapısını çalan askerler, lzmir/Uzunada'yı yeni ikamet adresi olarak gösterdiler. Askeri mahkemede yargılanan Erbakan, önce 4 yıl ağır hapis cezasına çarptınldı, sonra Yargıtay karanyla beraat etti. Hakkındaki siyaset yasağı 6 Eylül 1987'deki referandumla kalkan Erbakan, Ahmet Tekdal'ın genel başkanlığmda 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi (RP) Genel Başkanlığını devTalarak yerinden siyaset sahnesine döndü. RP, 29 Kasım 1987'deki genel seçimlerde yûzde 7.2 oranında oy alarak barajı aşamadı. 1991 genel seçimlerde ise MHP ve IDP ile ittifak yaparak barajı aşabildi. Erbakan'a yaratılan altın fırsat Süieyman Demirel, 1991 genel seçimlerine sosyal adalet ve demokrasi söylemleriyle hazırlandı: DYP iktidannda karokol duvarlan cam olacak, Dicle kıyısında kaybolan koyunun bile hesabı verilecekti. DYP'nin bu söylemleri Erdal tnönü liderliğindeki SHP ile kurulan koalisyonun protokolüne yansıymca tüm ülkeyi banş umudu sardı. Demirel ve Inönü'nün birlikte çıktıklan Doğu gezisinde Demirel'in ağzından çıkan"Kürt reaütesini tanryonız" sözü demokrasinin Türkiye'yı ıyıden iyıye kucaklayacağı, özlenen banş günlerinin çok yakın olduğu umudunu doruğa çıkardı. Ama beklenin tersine karakollann pencereleri daha bir küçüldü; faili meçhul cinayetler kanıksanır hale geldi; umut koalisyonu sustu, köyler yakıldı; umut koalisyonu sustu, kayıplar arttı; DYP'nin taze yüzü Çilkr gürledi, milletvekilleri Meclis bahçesinden yaka-paça cezaevlerine taşındı. Milyonlarca İcişi için umuttan geriye umutsuz bir gelecek, tutunanacak yılanı bile olmayan bir deniz kaldı. RP'ye sanlan umutsuz kitleler önce 19,94 yerel seçimlerinde sonra da 1995 Kasımı'ndaki genel seçimlerde Erbakan'ı iktidara taşıdı. REFAHYOL RP 26 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde oylannı yüzde 21'e çıkararak 158 milletvekiliyle birinci parti oldu. ANAYOL'un dağılmasından sonra 27 yıllık başbakanlık hayalini gerçeğe dönüştürme firsatı yakalayan Erbakan, Yüce Divan eşiğindeki Çiller'le. yolsuzluk dosyalannm kapatılması konusunda anlaştı. ANAP liderinin bu hükümet "hırsızlıklan, yolsuzJuklan" kapatmak üzere kurulmuşrur dediği REFAHYOL, 28 Haziran 1996'da göreve başladı. Beklendiğı gibi Çiller Yüce Divan'a göndenlmedi ve Amerika'ya taşan mal varlığını araştınlmasma gerek görülmedi. Cerglnllk tırmandırılıyor Erbakan, ilk dış gezisini Müslüman ülkelere yaparak, yönü batıya dönük Türk dış politikasının degişeceği mesajını vermeyi amaçladı. Bu REFAHYOL'un gerginliği tırmandıran ilk uygulaması oldu.lç ve dış tepkilere karşm 10 ağustosta Iran, Pakistan. Singapur, Malezya ve Endonezya'yı kapsayan"büyük Doğu seferi"ni başlattı. Skandalla başlayan. skandalla biten gezinin lran durağında, Erbakan, Iran hakkında MİT tarafuıdan verilen bilgilerin dogru olmadığını ima eden açıklamalarda bulundu; Endonezya'da, bu ülkeyi birinci sınıf, ABD ve Batı ülkelerini ikinci sınıf ilan etti, Türklerin beyin gûcünün olmadığını anlattı. tt Malezya'ya 500 bin işçi göndedervcegiz" sözü ise Denizlili bazı köylüleri çiftinden çubuğundan etti: Erbakan'ın sözüne kanan köylüler ellerinde ne var ne yok satarak Malezya yolculuğuna hazırlandılar. Erbakan'ın ekim başındaki Mısır ve Libya gezisinde ise skandalın ötesinde ulusal gururun açıkça çiğnendiği "rezaleüer dizjsi" yaşandı. Mısır, yasadışı Müslüman Kardeşler örgütüne sempatisini bildıği Erbakan'ın gezisini önce 3 saat geciktirdi; Kahire Havaalaru'ndaki karşılama töreninde ise Türk bayrağı bulundurmadı ve heyetteki milletvekillerimiz Mısır polisince tartaklandı. Mısır şokunu Libya'da atmayı düşleyen Erbakan, saatlerce süren çöl yolculuğundan sonra kabul edildiği Bedevi çadınnda, Libya lideri Muammer Kaddafi taranndan tam anlamıyla haşlandı. Türkiye'nin Ban'yla ilişkilerini ağır ifadelerle ejeştiren Kaddafi "tslam Yüksek Komatanhk Üyesi'' diye hitap ettiği Erbakan'a çok açık sözlerle Kürtlerin özgürlük mücadelesinin desteklenmesi gerektiğini anlattı ve PKK'yı eleştirmekten kaçındı. Dış gezilerle ilgili tepkilerin dinmesinden sonra Erbakan ve arkadaşlan bu kez şeriatçı etkinlikleri ve söylemleriyle gerginliği tırmandırdı. "Sözde tûrban yasağı"nın kaldınlmasına yönelik tartışmalarla başlatılan gerginlik, Taksim'e cami ve Sincan Belediyesi'nce düzenlenen Kudüs gecesindeki şeriatçı gösteride, Iran Büyükelçisi'nin şeriat çağnsı yapan konuşmasıyla doruğa çıktı. Bu gelişmeler sonrasında Sincan sokaklanna çıkan tanklann sesini duymazlıktan gelen Erbakan'a göre, kendisinin de imzaladığı MGK'nin şeriatçı tırmanışı durdurmayı hedefleyen kararlan sadece "basınnı uydurması'' idi. Özetle Erbakan, 30 yıldır bildik Erbakan... ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ İğneyi Kendimize: (2) Olaylarda, Medyamn Eksiklikleri...Sağın-medya ilişkilerinde, medyanın, olaylann doğru verilmesıni saölayacak sağlık danışmanları yok. Oysa, medyada ortalama yüzde 45 haber, saölık magazinıyle ilgili. Aynca program hazırlayıcısı, haberkaynağını taraf- sız olmadığı halde konunun tam uzmanı gibi göruyor. Haber kaynağı sağınsa (hekımse) bilimsel doğrulan sap- tınp saptırmayacağı kuşkusuna temelden karşt. Yine da- nışman, sağına konuyu tam açıklığı ile anlatmadan gö- rüşalıyor. Dpc. Dr. Oğuz Taşdemir bildirisinde, daha sonra şu görijşıere yer veriyor: "Hernedense bizim toplumumuzda eskiden beri, Türk saÇınına (hekımıne) yalnızca M. Kemal Atatürk gûven- mış, inanmıştır. Bunun dışında herkes yabancı sağınla- nn hayranıdır. Dolayısıyia, iz/ence hazıriayanlar da Türk sağınlannı yeterince tanımamaktalar. 'Altın parmakh cer- rah1 diye sunduklan yabancı sağınlar yerine, ûlkernizde kötü koşullar altında en az onlar kadar başan ile iş üre- ten sağınlanmızı, her zaman Türk halkına tanıtmak gere- ûini duymuyortar. Hatta, tefrikalar halinde bu yabancı nekimlerinherçeşitözellikleritanıtılır, anlatılır Dahası, on- lann kazançlanndan söz ederken de sadece maaşla ça- lıştıklan belirtıliypr. Ama bu maaşın yıllık en az 600 bin dolar olduğu, fürkiye'de bir sağının yılda 600 milyon TL yanı 6.000 dolara çalıştığı gözardı edilir. Medyada ışJenen sağhk olaylan, genelde sayn ile sa- ğın ılişkısını karşı karşıya getıren, hasım kılan ve çatışma yaratan bir biçımde ışlenmekte. Böylece: Normal yurttaş üzerinde Türk saÇınlanna, sağlık ku- rurrHanna olan güven sarsılmakta, ınsanlan mutsuziuk ve kuşkuya sûrüklemekte, kendi ya da yakını için 'Ona da bu biçımde bir şey mı yapıldı, yoksa ondan mı öldü' gibi kaygılara götürmekte. Sayn Jhastajbüyük biröfkeye ve mutsuztuğa kapılmak- ta. Telebnla, mektupla ya da bizzat bilgi isteme zorun- luğunu duymakta. Herkes, endişe içinde kendine yapı- lan işlemden kuşku duymaya başlamakta. Bu da sayn- larda maddi ve manevı kayıpfara neden olmakta. Sağınlar üzerinde; en büyük olumsuzluklar, bu grupta yaşanmakta. A/te ve yakın çevresıne gelebilecek tepki- lere karşı tedirgınlik, aıle bireylerinin, çocuğunun okulda arkadaşlan tarafından alacağı haksız tepkiîer olabilmek- te. 'Ölüm tehditlen' alanlar var. Sağınlann ruh ve beden saölığı olumsuz etkıleniyor. Bu nedenle m/yokard en- farktüsü geçiren bir sağın öldü. Mafyaya gırdı denılen bir sağjn canına kıydı! Bırçok sağın bıçaklanarak öldürüldü. Ulke ekonomisi ve sağlık sıstemı bu olumsuzluklardan etkileniyor. Türk sağınlanna ve sağlık kurumlanna guve- ni sarsılan yurttaşın, yurtdışında tedavı olma ısteği artı- yor. Böylece ülkemiz ekonomik yönden zsyıflıyor. öme- ğin USA'da koroner by-pass ameliyatı fıyatı 22 milyon dolar, Türkiye'de 500 milyon TL. (5.000 dolar)." Doç. Dr. Oğuz Taşdemır'e göre çözüm önerileri şöyle olabilır Tüm bu olaylann sağiık sektörü kadar medyayı da olumsuz etkileyebileceğı düşünülmelidir. önyargı ile yo- la çıkıkiığında nalkın da medya kuruluşlanna karşı güven- len sarsılıyor. Bu davranışlar sonucu, siyasal otorite ka- mu güvenini yaratmak adına 'sansür yasalannf günde- me getiriyor. Bu her ne kadar medyaya duyulan ofkenin bastınlrnasında kabul edilebılirgörülse de demokrasinin vazgeçilmez öûesi olan medya için hıç kimsenın razı ol- mayacağı bir durum. Bu nedenle medya kendi içinde bu tıp olaylan ısleye- cek izlenceleri daha özenle ve dikkatle hazıhamalı. Bu ko- nudaki özeleştıhleri son zamanda yıne medyada görûl- mekte. 14 Ekim 1996 günkü Yeni Yüzyıl gazetesinde Kürşat Başar'/n 'Dikiz Aynası' başlıklı makalesinde şu, paragrafiar var 'Eskiden polisler »çin kullanılan 'yargısa ınfaz' kavramı artk gazeteciler, televızyoncular ıçın kullanılıyor. Rating, tiraj kaygılanyla, rekabet sarhoşluğuna kendinı kaptıra- rak ya da tumüyle kişisel yükselmesıni tamamlamak için mesleğin tüm kurallannı çiğneyen o kadar çok örnek çık- tı kı artık sokaktaki ınsanlar btle bu sözü kullanıyor. Her şeyi herkesten iyı biten ve ögrenmek gereksinımı duyma- yan biz gazetecıler, sürekli ööretmekten bıkıp usanma- dık. Gazetecinın gerçek ışı olan 'anlamak ve aktarrnak' yerine kendi önyargılanmızı anlatıp durduk. Basıt, arka planı olmayan yorumlaria ülkenin doğru dürüst eğitim görmüş, kafası çalışan, ışini iyi yapan ın- sanlan kendimızden soğuttuk. Elindeki kalemle, kame- rayla, mikrofonla herkesı 'mahvetmeye' kararlı birtakım insanları ortaya saldık. Saldırganlıöı, gereksız agresıfliğı, cehaleti ve tembelliği örtmekte kuîlanabileceğimizı san- dık. Genç muhabirteri, yazarlan, öne çıkma, yükselme hırs- lannı doöru kullanmalan için uyarmakyenne 'dolduruşa getırerek' asıl kötulüğü onlara yaptık.' Doç. Dr. Oğuz Taşdemir, çözüm konusunda öneriteri- ni şöyle sürdurüyor: Böylece görülmektedir ki çözümün önemli biradımı, medyanın kendi özünde saklıdır. Saynevleri bünyesinde yapacaklan değışıklıkierle bazı önlemler alabılirter. öme- ğin, basın ve haikla iiişkiler bürosu medya ve tıp alanın- da yakınlaşmayı ve gerçekleri gün ışığına çikarmayı sağ- lar. Kurulacak hukuk bürosu, hem saynevi, hem sayn hem de sağın haktan ile ilgili konulann çözümüne yardımcı ola- bilir. Gösterilecek s/oorta s/stem/enyfe sağın ıte sayn hak- lan korunabilir. Bunlann yanı sıra ülke ekonomisinin düzelmesi ile her- kese sağlık ilkesinin daha gerçekçı bir biçımde organi- zasyonu sağlanmalıdır. Burada devletin sağltkharcama- lannın gelişmiş ülkeler düzeyıne çıkanlmasmın önemi çoktur B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6SOLftVNSAĞA: 1/Önûmüzdeki ay- larda Çin'e katıla- cak olan, Ingilte- 2 re'nın Uzakdo- ğu'dakı kolonısı. 2/ 3 Yasama meclisle- rinin birleşimle- rinden her biri... lskambılde bir kâ- ğıt. 3/ lyice yana- " rak ateş durumuna 7 gelmiş kömür ya da odun parçası... 8 Rusya'nın para bi- g rimi. 4/ "Ben za- valh / Ben yıllardır denize ---"(OrhanVeli).5/Eski dilde ufuklar... Avustur- ya'da bir kent. 6/ Başlan- gıçta yer alan... Laboratu- 3 varda damıtma ışlennde 4 kullanılan, genış kannlı ve eğn boyunlu cam kap. 7/ Birnota...Silisyumunsim- ° gesi. 8/ Bir tarım aracı... 7 Anasıölûp başka bir koyu- Q naahştınlanyadaellebes- Q lenen koyun. 9/ Yahudi inancında kötû meleklere verilen ad... Parola. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Japonya'nın dört büyük adasmdan en kuzeyde olanı. 2/ Yapısına gırdıği sözcüğe "kendi kendine" anlamı veren ya- bancı önçk... Bir bölgede yetişen bitkilerin tümü. 3/ Kahra- manmaraş'ın bir ilçesi... Bir yüzey ölçüsü birimi. 4/ Yuna- nistan'ın plaka işareti... Bir renk... Kayak. 5/Kısa süreli eği- tim etkinliği... Türkçe'de ilgi adılı. 6/Bir teknenin alt bölü- münde, baştan kıça kadar boydan boya uzanan temel yapı öğesi... "Kapansın — kapılan birdaha açılmasın/ Yokedin insanın insana kulluğunu" CNâzım Hikmet). II "Bu sabah hava / Bu sabah her şey bıllurdan gibi" (Cahıt Sıtkı Tarancı). 8/ " Yuvarlanan, tekerlenen" anlamında eski söz- cük... Boru sesi. 9/Tavlada bir sayı... Cem Suttan'ın Batı dil- lerindeki adı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle