20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 13 MART 1997 PERŞEMBE HABERLER Bısn Kwseyi'nden knama • frtanbul Haber Scrvisi - Bam Konseyi, Arkara'daki bır otelde eski MtT görevlisi Korkut Eken ileyaraltı dûnyasının tanamış isimlerinden Drej Al akablı Ali Yasak'ın yapnğı görüşmeyi görintüleyen UBA mutebirlerinin emniyet mûaürlüğüne götürülerek birsûre alıkonulmasını kınadı. Basın Konseyi Genel Sekreteri Nilüfer Yaiçın. haber alma özgûrlüğüne yönelik ibret verici bir durum olarak nitelendirdiği olayı, şidtetle kınadığuu ifade ettı. SHÇEK'te kadrolaşma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in bürokratı, köktendinci kadrolaşmanın en yoğun yaşandığı kurumlardan bin olan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda (SHÇEK) ikincı adam oldu. (SHÇEK) Genel Müdür Yardımcıhğı'na, Ankara Anakent Belediyesı tşletme ve Iştirakler Daire Başkanı Sabri Yalın atandı. Atama karan Resmı Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak, yüriirlüğe girdı. Bır dönem SHÇEK. Genel Müdürlüğü yapan Gökçek'in bürokratınm, kuruma genel müdür yardımcısı olarak atanması dikkat çekti. YıMCadavaiO nisanda • ANKARA (ANKA) - Şeriat çağnsı yapılan Sincan'daki Kudüs Gecesi'nden sonra tutuklanan ve hakkında "halkı din ve mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve yasadışı Hizbullah örgütüne propaganda yaparak yardımcı olmak" suçlamalanyla dava açılan RP'li Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın yargılanmasına 10 nisanda başlanacak. Yıldız hakkında 6 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istenirken Selam gazetesi yazan Nurettin Şirin hakkında 31 yıla, 9 sanık hakkında ise 7,5 yıla kadar ceza isteniyor. Yargıtay'm Küptçe sınavı • ANKARA (ANKA) - Şımak eski bağımsız Milletvekili Mahmut Alınak, 1991 genel seçimleri öncesi Kürtçe konuştuğu gerekçesiyle kendisini mahkûm eden Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi karannın bozulması için Yargıtay'a başvurdu. Ahnak, dilekçesinde, insanlann anadılleriyle konuşmalannı yasaklamanın en başta gelen insan haklan ihlali olduğunu belirterek hakkında verilen 900 bin Hra para cezasının bozulmasını ıstedi. Sınır ihlali can aldı • HOPA(AA)-Hopa açıklannda avlanırken deniz sınınnı ihlal edip Gürcistan karasulanna girerek avlanan Türk balıkçı teknesıne Rusya Federasyonu botlanndan ateş açıldı. Olayda bir bahkçı öldü, 23 balıkçı da Gürcistan'da tutuklandı. Artvin Valisi Selahattin Onur, ölen denizcinin Şakir Yılmaz oldugunu bildirdi. Yılmaz, Sarp Sınır Kapısı'ndan alınarak Hopa Devlet Hastanesi morguna konuldu. ÇYDD Almanyada • İstanbul Haber Servisi - Çalışmalannı Kıbns'tan sonra Almanyaya'da taşıyan ÇYDD, başlattığı yurtdışı etkinliklerini kesintisiz sürdürüyor. Şeriatın oluşumunu, gelişimini, değişimini ve laikliğe vanşını anlatan "Şeirattan Laikliğe" adlı söyleşi, ÇYDD'nin yönetim kurulu üyesi Meriç Velidedeoğlu tarafindan şimdi de Almanya'da gerçekleştirilecek. ÇYDD'ce düzenlenen konferanslann ilki 15 martta Münster Üniversitesi'nde yapılacak. Türk-İş, DÎSK ve TESK yann toplanarak partilere çağnda bulunacak 6 Sivü baskı' için birlikREFAHYOL'a karşı bir araya gelen DÎSK, Türk-îş ve TESK ile Atatürkçü Düşünce Derneği yann laiklik için toplanıyor. Sivil girişim grubunun, "Ne şeriat ne darbe, demokrasi istiyoruz" mesajı vermesi bekleniyor. DİSK Genel Başkanı Budak, "demokrasi ve laisizm" diyenlerle beraber olduklannı söyledi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve DÎSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, sivil girişime demokratik kitle örgütlerinin de çağnlacağını söyledi. Budak, yann düzenlenecek basın toplantısında, siyasi partilere "Birlikte davramn, laik cumhuriyeti koruyun. Sorunlara çare bulun" çağnsının yapılacağını kaydetti. BAM! SALMAN ANKARA - REFAHYOL'a karşı oluştu- rulan Türk-tş, Devrimci Jşçi Sendıkalan Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) ile Atatürkçü Düşünce Demeği'nin (ADD) de içinde yer aldığı laiklik platformu, partiler üzerindeki sivil baskıyı arttırmak için ya- nn toplanacak. "Laik cumhuriyetin, şeriat özlemlerini gerçekleştirmek isteyenler ik doleti ele ge- çinneye çahşan çetelerin sakhnsı karşısuı- da bulunduğuna" dikkat çekerek parla- mentoda alternatif oluşum istemiyle yola çıkan sivil ginşım, RP dışındaki siyasi par- ti liderleri, Cumhurbaşkanı ve TBMM Baş- kanı 'yta yaptığı görüşmelerin ardından ya- nn Ankara'da bir basın toplantısı düzenle- yecek. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ka- rarlannı onaylaması nedeniyle "darbedes- tekçisi" olmakla suçlanan sivil ginşim gru- bunun, "Ne şeriat ne darbe, demokrasi is- tiyoruz" mesajı vermesi bekleniyor. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve DİSK Genel Başkanı Rıdvaıı Budak, si- vil girişime demokratik kitle örgütlennin de çağnlacağını bildirdi. Rıdvan Budak, yann düzenlenecek basm toplantısında, "siyasilere TBMM'den çekümeleri vöniin- de bir mcsaj verüeceğinin" doğru olmadı- ğını belirterek, "Birlikte davranın, laik cumhuriyeti koruyun. Sorunlara çare bu- lun" çağnsınınyapılacağını kaydetti. Erken seçımin yaşanan olumsuzluklan aşacak bir formül gibi göründüğünü söyleyen Budak, Kamu Emekçileri Sendıkalan Konfederas- yonu (KESK) ile meslek örgütlerinin ayn bir birliktelik oluşturmalannd ilişkin olarak da, "Oniar da olustursunlar. Demokratik kitle örgütleri, odalar birliği, sonra hepsini birleştiririzr dedi. Budak, MGK kararlanna ilişkin tavırla- n nedeniyle yapılan eleştirilere yönelik ola- rak da şunlan söyledi: "MGK, anayasada yerini bulan bir ku- rul dedik. Bunun sağmda solunda önünde olunmaz. "DevTİm kanunlan korunsun' denmiştir. Bunlarayönelikyapılan aüflarm biz de takpçisiyiz. Onlar doğnıyu söyledi Biz sivil inisiyatiften yanayız. Demokrasi ve laisizm diyen herkesİe beraberiz. Birini de- yip birini demeyenlerle değiL" TTB sivil girişimden çekildi Sivil girişim grubunun ılk ziyaretine ka- tılan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) bu oluşumdan çekildiği öğrenıldı. TTB Genel Başkanı Füsun Sayek, sivil girişimin yola çıktığı doğrultuda çalışma- dığını belirterek, "Asünda biz başuıda da yeralmadık. Ilk görûndüğii şekliyle dar an- lamlı bir birlikteüktLAradığımız bir birlik- teükdeğüdL DahahedefedönükolmalT di- ye konuştu. Sayek, merkez sol ve merkez sağın bir- leşerek, "laiklik vedernokrasryikonıması" yönünde mesaj vermesine ilişkin olarak da, "tkipartinin birteştirilmesi bizim misyonu- muz oiamaz. TTB'nin düşüncesi. daha öz- gür. daha demokratik birtoplumda ne dar- be olur ne şeriat yeşerir? Demokrasinin ge- fişmesini sağlayacak yollar bulmalıyız" de- di. Sayek, MGK kararlannın değil, MGK'nin varlığının tarrışılması gerektiği- ni söyledi. 1Mayısl9% tarihinde meydana gelen 1 Mayıs olaylan sanıklannın DGM'deki yargılanmasında- olaylar çıkü. Jandarmalar sanıklann ûzerinde tepinirken çocuklannın dö\üldüğünü gören ve tepki gösteren aileler de polis ve jandarma tarafindan coplanarak, yerlerde sürüklenerek dunışma salonundan çıkanldıiar. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) 1 Mayıs samklanna dayakİstanbul Haber Servisi - 1 Mayıs 1996 tarihinde meydana gelen olaylara kanştıklan gerekçesiyle İstanbul DGM'de yargılanan 23 tutuklu sanık, Gazi olaylannın yıldönümü nedeniyle saygı duruşunda bulunmak isteyınce jandarmalar tarafindan öldüresiye dövüldü. Jandarmalar sanıklann ûzerinde tepinirken çocuklannın dövüldüğünü gören ve tepki gösteren aileler de polis ve jandarma tarafindan coplanarak, yerlerde sürüklenerek duruşma salonundan çıkanldılar. Mahkeme dövülen tutuklu sanıklann "olay çıkarttıklarr gerekçesiyle bir sonraki oturuma getırilmemesine karar verdı. İstanbul 6 No'lu DGM'de görülen 23'ü tutuklu 95 sanıklı davanın dünkü oturumunda tutuklu samklar geç getirildiği için önce tutuksuz sanıklann kimlik tespiti ve sorgusu yapıldı. • Mahkeme heyetine saldıran, küfiir eden şeriatçı örgüt samklanna müdahale etmeyen jandarma, sol Örgüt üyesi olmakla suçlanan sanıklan öldüresiye dövdü. Sorgular sürerken Ümraniye Cezaevi'nde tutuklu bulunan 23 sanık DGM'ye getinldi. Sanıklar jandarmalar tarafindan ilk önce cezaevi araçlanndan indirilip DGM nezarethanesine götürülürken dövüldüler. Bir süre DGM'nin nezarethanesinde bekletilen sanıklar daha sonra duruşma salonuna alındılar. Gazi olaylannda yaşamını yitirenler için bir dalcikalık saygı duruşunda bulunmak isteyen ve yumruklannı havaya kaldıran sanıklan mahkeme başkanı Sedat KaragûDe yerlerine oturmalan konusunda uyardı. Uyannın hemen ardından yargıç Karagülle, jandarmalardan sanıklan dışan çıkarmasmı istedi. Yargıcın bu istemi üzerine İBDA-C davalannda sorgusunu ayakta vermeyerek mahkemeye karşı çıkan hatta mahkeme heyetine saldıran sanıklara ılımlı da\Tanan jandarma sol görüşlü sanıklara "ıhnüı" davranmayarak saldırdı. Sanıklan coplanyla öldüresiye döven jandarma erlerinden bazılan öfkelerini alamayarak sanıklann üzerlerinde tepindiler. Önce sanıklann dışan çıkanhnasını isteyen duruşma başkanı Karagülle atılan dayak karşısında jandarmalann "dunnasuu" istedi. Ancak jandarmalar bu isteme uymadılar ve sanıklan döverek duruşma salonundan çıkardılar. Çocuklannın dövülmesine tepki gösteren aileler de jandarma ve polisin dayagından nasiplerini aldılar. Jandarma ve polis, yaşlı anne ve babalan copîayarak yerlerde saçlanndan sürükleyip salon dışına çıkardı. Bu sırada bazı sanık yakmlan ezildi. lzdiham nedeniyle bazı sanıklarla sanık yakınlar da bayıldı. Avukatlar müvekkillerine yapılan uygulamayı protesto ederek duruşma salonunu terk ettiler. Avukatsız ve sanıksız yapılan duruşma sonunda mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Serkan Yüksei Cihan Ercan, Gazi Ergin ve Bûlent Reçber'in tahliyesine karar vererek duruşmayı 28 mayısa erteledi. Mahkeme heyeti tutuklu sanıklann "olay çıkartbklan" gerekçesiyle bir sonraki oturuma getirilmemesini de kararlaştırdı. Yılmaz 'Demokrasiyi RP'ye karşı korumak zorundayız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Türkiye'nin askeri yönetim ve RP seçeneği ile karşı karşıya bırakılmak istendi- ğini beürterek, "RP'nin ila- cı darbe değildir. RP'den kurtulmanın >olu askeri yö- netimden değil, demokrasi- den geçer. Bunu sağlayacak tek parti de biziz. Tûrkiye'yi RP'den kurtarmak için de- mokrasi ile ters düşen şey- terden yanaolamavTz" dedi. Mesut Yılmaz, partisinin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, 28 Ha- ziran 1996'da kurulan RE- FAHYOL hükümetinin tam 8 ay sonra, MGK toplantı- sınuı yapıldığı 28 Şubat 1997'de fiilen bittiğini söy- ledi. t Ahlaktan çakh' Yılmaz, MGK bildirisi- nin yayımlandığı zaman yaptığı ilk değerlendirme- de, metinde kendilerinin daha önce yaptığı bazı tes- pitlerin de yer aldığmı, an- cak bildirinin şeklini doğru bulmadıklannı söylediğini, özellikle "^aptjrnn" sözcü- günün demokrasiyle bağ- daşmadığını dile getirdiği- ni anımsattı. Yılmaz, "Oturduğunuz yerden bil- diri y^ryımlayarak. para gû- cüyle, silahgücüy le istedigi- niz görüşleri hayata geçire- mezsintz" dedi. Yılmaz, bugünkü nokta- ya gelinmesinin tek nede- ninin RP oldugunu savu- nurken de, "RPbenüzTür- kiye'yi yönetecek olgunlu- ğa erişememiştir. RP'nin devletin temel ilkeleriyte so- runu vardır, bu ilkelerle ba- nşıkdeğildir'' görüşünü di- le getirdi. Yılmaz, RP'nin "ahlaktan suufta çaköğınr. sosyal devlet, ekonomi, de- mokrasi alanlannda sınıfta kaldığını ileri sürdü. Erbakan'ın din ve vicdan hürriyetini genişletecek tek adım dahi atmadığını belir- ten Yılmaz. "Aksine, RP din ve vicdan hürriyetini tehükeye sokmuştur" dedi. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Ne ilgisi var demeyin. Susur- luk'a giden yolun önemli taşla- nndan birisi 12 Mart 1971 aske- ri darbesiyle döşenmişti. 12 Mart; 1961 Anayasası'nı ve o anayasadakj özgüıiükleri temel tehlike olarak gören bir anlayışın eseriydi. 12 Mart döneminde darbeci subaylarla, demokrasi- den ve solun büyümesinden korkan siviller ittifak yapmışlar- dı. Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve Yüsut Aslan'ın idam kararlannı TBMM onaylamıştı. O Mecliste Süleyman Demi- rel'in liderliğini yaptığı Adalet Partisi (AP), karariann alınma- sında en önemli rolü oynamıştı. 12 Mart 1971 askeri darbesi, si- vil özgürlükleri ve solu hedef al- mış, ülkücü MHP'lileri ise tanık olarak mahkemelerde dinlemiş- ti. Baki Tuğ gibi askeri savcılar da 12 Mart darbesinin yargı ko- lunu oluşturmuşlarve solun ezil- mesine çalışmışlardı. 12 Mart ülkücü bir darbeydi. ABD yeınlısıydı, sivil özgürlükle- re düşmandı. Türkiye'nin otori- 12 Mart'tan Susurluk'a ter tercihlerinin bir askeri dar- beyle perçinlemesiydi. O döne- min ardından MHP, Türkiye'de önemli bir güç haline dönüştü, Özel Harp Dairesi gibi kurumlar, iç suikastlann ardındaki örgutler olarak önem kazandılar. Susurluk, Türkiye'nin 40 yıllık tercihinin ürünü olarak ortaya çıktı. Cinayetlere kanşmış ülkü- cülerte, devlet görevlilerinin ay- nı arabalara binmesinin köMeri 12 Mart'la birlikte gelişmeye başladı. Özel Harekât Dairesini kuran eski MlT'çi, Abdullah Çatlı'yı 12 Eylül'den önce de kullandıklannı söyleyen Korkut Eken, ülkücü mafya Drej Ali'yle (Yasak) önceki gece acaba giz- li kapaklı ne görüşmüş olabilir? Aynı Korkut Eken, bir süre önce de Mehmet AğarMa gizlice bu- luşmuştu. Bu isimler birbirleriyle gizlice buluşurken Abdullah Çath'yla sünnet düğünlerinde göbek atan devlet memuru Özel Hare- kât Dairesi Başkanvekili ibra- him Şahin, bir kaçaklık döne- minden sonra İstanbul Emniyet Müdürü Ramazan Er'in göze- timi ve korumasında savcılığa teslim edildi. Bu tablo sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor? Ul- kücülerle polis şeflerinin bu ka- dar iç içe geçtiği, cinayet suçun- dan arananîann devlet tarafin- dan yeşil pasaportlarla ödüllen- dirildiği sisteme ne ad verilebi- lir? 12 Mart 1971 askeri darbesi yalnızca askerierin bir darbesi değildi. Süleyman Demirel, Ni- hat Erim gibi tutucu polıtikacı- lar, bu daıtıeyle kendi otoriter devlet amaçlanna uygun bir or- tam buldular. Süleyman Demi- rel'in, "öana sağcılarsuç işliyor dedirtemezsiniz" sözleri, o dö- nemdeki yaklaşımın tipik bir ör- neğiydi. Işte bu tercihler, giderek ırkçı şoven bir eğilimin temsilci- si olan ülkücülerle devlet arasın- daki çizginin ortadan kalkması- na neden oldu. Bu gelişme, adım adım 12 Ey- lül 1980 askeri darbesıne giden yollann taşlannın döşenmesini de beraberinde getirdi. 12 Eylül öncesi ülkücülerin giriştiği çar- pıcı suikastlann devletle iç içe gerçekleştirildiği Susuriuk'ta or- taya çıkan bulgularta yeni bir bo- yut kazandı. 12 Eylül askeri yö- netimi ise ülkücüleri devlet gö- revlisi yaparakdaha ileri bir adım attı. Eski Ülkü-Bir üyesi Ibrahim Şahin, Özel Harekât Dairesi'nin başına getirilirken aranan ülkü- cü şeflerine de maaşlar verdi, kimlikler ve pasaportlar temin etti. Devlet içindeki örgütlenme organik bir bütünlük kazandı. 12 Mart 1971 'in üzerinden 26 yıl geçti, 12 Eylül 1980'in ise 17 yıl. Bu iki askeri darbe sayesin- de ülkücülerin hangisinin devlet görevlisi, hangisinin aranan ka- til olduğu birbirine kanştı. Ibra- him Şahin'in yanında ona eşlik eden Ramazan Er, acaba hangi duygular içinde onunla birlikte Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne gitti. Ibrahim Şahin'i uzunca bir süre İstanbul ve Ankara'da kim- ler sakladı ve polis onu neden yakalayamadı? Beni en çok Ramazan Er'in yaklaşımı ve ruh hali ilgilendiri- yor. Şu anda kendisi İstanbul Emniyet Müdürü. Ülkücülerle bir duygusal yakınlığı var mı? On- lann çeşitli suçlannın ortaya çık- ması onu rahatsız ediyor mu? Bu konuda samimi ve ciddi en- dişelerim var. Birçok yurttaşın da aynı duygular içinde oldugu- nu biliyorum. Ya yargı, Susuriuk'un üzerine nasıl gidecek? DGM'de açılan tek davanın dosyası da şu anda ortada kalmış durumda. Hepi- miz derin kuşkular içindeyiz. 12 Mart 1971'deki tercihlerden Türk devleti ne zaman vazge- çecek? Ne zaman demokratik ve özgür bir ülkenin yurttaşlan haline geleceğiz? PERŞEMBE ORHAN BURSALI Kopyalanmak mı, Kopyalanmamak mı? Siz kendi kopyanızın yaratılmasını ister misiniz? Örneğin kendi hücrelerinizden tıpkı size benze- yen bir bebegin yaratılmasını?.. Birçoğunuzun bazı kaygılan bir yana bırakırsak soruya olumlu yanrt vereceğinı düşünüyorum. Doğuştan aldığı kalıtsal özellikleri fena gözükme- yen, entelektüel düzeyi iyı bir dostuma sordum, kopyalanmak ister misin diye. Hiç düşünmeden evet dedi. Koyun Dolly'yi kopyalayarak dünyada olay yara- tan Iskoç bilimci Wilmut da, yüzlerce kişinin kendi kopyalannın yaratılması için başvurduğunu söyte- diğine göre, demek ki önemli bir kesim, kendileri de dahil, canlılann kopyalanmasına karşı değil. • • • Ancak kopyalama tekniğinin özellikle de insanla- ra uygulanmasına karşı olanlann gücü ve sayısı da- ha çok. Bunlann başında, Tann kavramını çok dar anlam-. da benimseyen dini çevreler geliyor. Insanın "yara-' blmış" olanın tıpkısını yeniden yaratması, bu çevre-' terde önemli sorunlar yarattı. Insanoğlunun "taklit" yeteneğine, kavrayiş gücüne ve dogayla aşık atma- sına "sınıriamalar" koymak için harekete geçtiler. Yine özünde benzer kaygılar yatan, ancak top- lumsal korumacılık yönü daha ağır basan devlet kurumlannın girişimleri var. Dolly olayı, etik yasalarda boşluk yakaladı. Bu yasalar, embriyon ve yumurta hücresinden kopya- lamalara yasak getiriyordu. Kimsenin aklına doku hücrelerinden de canlılann kopyalanabileceği gel- miyordu. Etik kurullar şimdi bu boşluğu doldurmak için de harekete geçti. Peki bu kaygılann kaynağı ne? Gazete ve dergilere yansıyan rap rap yürüyen Hitter görüntülerinden anlıyoruz ki, kopyalama tek- niğinin insanlık için, dünya için kötü amaçlı kullanı- labılir olması. Ancak görünürgelecekte, bilimin kopyalama tek-; niğiyle Hitlerter yaratması ımkânsız. * Çünkü bu teknik, bilincı, belleği, bir bebeğin do-"} ğumundan itibaren tüm yaşadıklannı kopyalamı-, yor. Sadece, doğuştan gelen özellikleri, genetik ma- teryali, fıziksel özellikleri kopyalıyor. İnsan ise daha çok sonradan kazandıklanyla in- san oluyor. Bir büyüğü kopyalamak, yani bugünkü kişiliğiniz-, le bir benzerinizin yaratılması için, kişiliğinizi, belle- ğinizi, bilincinizi oluşturan bütün etkenlerin, yani bütün yaşadığınız olaylann da, benzerinize "nakle- dilmesi" gerekir. Işte imkânsız görünen de bu. Hitler'in genetik materyali, yani doğuştan aldığı özellikler belki de kötü değildi. Çevresel etkilerin onu tanıdığımız Hitler yapmış olması düşünülmeli öncelikle. Buadamcanavardoğmuşolsaydı, hemaldefar- k edilebilirdi! Dolayısıyla, ortalama yeteneklere, özeHiktere yat- kın doğan herkesin, ideal çevresel ve toplumsal iliş- kiler içinde toplumun beklediği "/y//nsan"olmaşan- sı vardır. , ••• : Tartışmanın çok yönü var tabii. Ama bu çerçevede dahi kendinize sorabilirsiniz: Kopyalanmak ister miydiniz?.. Yüksekova çetesi soruşturması sürüyor Vurt Habcrkri Servisi- PKK itirafçısı "Havar" kod adlı Kahraman Bflpç' in ifa- deleriyle gözaltılann yoğun- laştığı "Yüksekova Çetea" ile ilgili soruşturma sürüyor. Polis, DGM'nin talimatı üzerine Yüksekova Beledi- ye binasında yoğun bir ara- ma yaptı, adlan açıklanma- yan üç kişiyi de gözaltına al- dı. Önceki gün gözaltına alı- nan Yüksekova'nın DYPli Belediye Başkanı AK thsan Zeydan. Esendere beldesi Belediye Başkanı Tabir Akarsu. Yüksekova Et ve Balık Kurumu Kombinası Müdürü Mustafa Koca ve "Zeydan aşireti''ne mensup adlan açıklanmayan iki kişi- nin sorgulamalan Diyarba- kır DGM'de devam ediyor. DYP Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan'in yeğeni olan Ali İhsan Zeydan bir süre önce evinde ele geçıri- len silahlar, Koca ise "Ka- mu araçlanyla kaçakçıhk yapuğı'' iddıalan üzerine sorgulanıyorlar. •• Bu arada Diyarbakır • DGM'nin talimatı üzerine Hakkâri ve Yüksekova Em- niyet müdüriulderi ekiplcri- nin işbirliğiyle dün sabah, Yüksekova Belediye bina-. sında arama yapıldı. Saat OS.OO'te başlayan ve yakla-. şık 3 saat süren aramanın özellikle Ali thsan Zey- dan'ın makam odasında yo- ğunlaştığı. bazı konularda Belediye Başkan Vekili K«- milÖzve personelin bilgisi- ne başvurulduğu öğrenildi. Arama süresince bina pan- zerlerle kontrol altına alına- rak personel dışmdakilerin girişine izin verilmedi. Ara- ma sonucunda belediye baş- kanının makam odasında; bulunan bazı belgelere el ko- nulduğu ve isimleri açıklan- • mayan 3 kişinin gözalhna;- ahndığı bildirildi. Polis, Et-Bahk Yükseko- va Kombinası Müdürü Mus- tafa Koca'nın evin de deyo- ğun bir arama yaptı. Arama i ile ilgili bilgi verilmedi. Postayla gonderecekler Yazarların soruştvırma istemine 3. kez ret İstanbul Haber Servisi - "Düşiinceye Ozgürlükçük Ek-1" kitabına yayıncı ola- rak imza atan 12 ülkeden 19 yabancı yazann "hakla- nnda soruşturma açılma- sı"istemi, dün gittikleri İs- tanbul DGM'ce üçüncü kez reddedildi."Düşünce Suçuna KarşıGirişim Gru- bu" sözcüsü Şanar Yurda- tapan, ifadelerini posta yo- luyla göndereceklerinı söy- ledi. Uluslararası Pen Ya- zarlar Birliği tkinci Başka- nı ABD'li Joanne Leedom- Ackermannda. Türkiye'ye suç işlemek için değil, her türlü düşüncenin özgürce söylenebilmesi amacıyla geldiklerini belirtti. "Düşünceye Öa^ûriük" kitabına imza atan bin 79 kişi hakkında açılan 2 top- lu davanın ardından, "Dû- şünceye O^üriükçük''ki- tapçığına imza atan, soruş-. turma sonunda da haklann- da "takipsizlik'' karan veri- len 12 ülkeden 19 yazar, dün DGM Başsavcıüğf na gitti. tki gün önce de ifade, vermek için başsavcıhğa' başvuran, ancak soruştur- ma sonunda, haklannda ve- • rilmiş olan "takipsizlik"'-' karan nedeniyle ıfadeleri alınmayan yazariann baş- vurulan, dün aynı gerek- çeyle üçüncü kez geri çev- • rildi. PEN yazarlan, daha son- ra Beşiktaş Postanesi'ne gi- derek, yazılı olarak hazav ladıklan ifadelerini posta yoluyla İDGM Cumhuriyet BaşsavcılığTna gönder- diler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle