Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 13 MART 1997 PERŞEMBE
HABERLER
Bısn
Kwseyi'nden
knama
• frtanbul Haber Scrvisi -
Bam Konseyi,
Arkara'daki bır otelde eski
MtT görevlisi Korkut Eken
ileyaraltı dûnyasının
tanamış isimlerinden Drej
Al akablı Ali Yasak'ın
yapnğı görüşmeyi
görintüleyen UBA
mutebirlerinin emniyet
mûaürlüğüne götürülerek
birsûre alıkonulmasını
kınadı. Basın Konseyi
Genel Sekreteri Nilüfer
Yaiçın. haber alma
özgûrlüğüne yönelik ibret
verici bir durum olarak
nitelendirdiği olayı,
şidtetle kınadığuu ifade
ettı.
SHÇEK'te
kadrolaşma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- RP'li Büyükşehir
Belediye Başkanı Melih
Gökçek'in bürokratı,
köktendinci kadrolaşmanın
en yoğun yaşandığı
kurumlardan bin olan
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'nda
(SHÇEK) ikincı adam
oldu. (SHÇEK) Genel
Müdür Yardımcıhğı'na,
Ankara Anakent
Belediyesı tşletme ve
Iştirakler Daire Başkanı
Sabri Yalın atandı. Atama
karan Resmı Gazete'nin
dünkü sayısında
yayımlanarak, yüriirlüğe
girdı. Bır dönem SHÇEK.
Genel Müdürlüğü yapan
Gökçek'in bürokratınm,
kuruma genel müdür
yardımcısı olarak atanması
dikkat çekti.
YıMCadavaiO
nisanda
• ANKARA (ANKA) -
Şeriat çağnsı yapılan
Sincan'daki Kudüs
Gecesi'nden sonra
tutuklanan ve hakkında
"halkı din ve mezhep farkı
gözeterek kin ve
düşmanlığa tahrik etmek
ve yasadışı Hizbullah
örgütüne propaganda
yaparak yardımcı olmak"
suçlamalanyla dava açılan
RP'li Belediye Başkanı
Bekir Yıldız'ın
yargılanmasına 10 nisanda
başlanacak. Yıldız
hakkında 6 yıldan 12 yıla
kadar hapis cezası
istenirken Selam gazetesi
yazan Nurettin Şirin
hakkında 31 yıla, 9 sanık
hakkında ise 7,5 yıla kadar
ceza isteniyor.
Yargıtay'm
Küptçe sınavı
• ANKARA (ANKA) -
Şımak eski bağımsız
Milletvekili Mahmut
Alınak, 1991 genel
seçimleri öncesi Kürtçe
konuştuğu gerekçesiyle
kendisini mahkûm eden
Şırnak Asliye Ceza
Mahkemesi karannın
bozulması için Yargıtay'a
başvurdu. Ahnak,
dilekçesinde, insanlann
anadılleriyle konuşmalannı
yasaklamanın en başta
gelen insan haklan ihlali
olduğunu belirterek
hakkında verilen 900 bin
Hra para cezasının
bozulmasını ıstedi.
Sınır ihlali
can aldı
• HOPA(AA)-Hopa
açıklannda avlanırken
deniz sınınnı ihlal edip
Gürcistan karasulanna
girerek avlanan Türk
balıkçı teknesıne Rusya
Federasyonu botlanndan
ateş açıldı. Olayda bir
bahkçı öldü, 23 balıkçı da
Gürcistan'da tutuklandı.
Artvin Valisi Selahattin
Onur, ölen denizcinin
Şakir Yılmaz oldugunu
bildirdi. Yılmaz, Sarp Sınır
Kapısı'ndan alınarak Hopa
Devlet Hastanesi morguna
konuldu.
ÇYDD
Almanyada
• İstanbul Haber Servisi -
Çalışmalannı Kıbns'tan
sonra Almanyaya'da
taşıyan ÇYDD, başlattığı
yurtdışı etkinliklerini
kesintisiz sürdürüyor.
Şeriatın oluşumunu,
gelişimini, değişimini ve
laikliğe vanşını anlatan
"Şeirattan Laikliğe" adlı
söyleşi, ÇYDD'nin
yönetim kurulu üyesi
Meriç Velidedeoğlu
tarafindan şimdi de
Almanya'da
gerçekleştirilecek.
ÇYDD'ce düzenlenen
konferanslann ilki 15
martta Münster
Üniversitesi'nde yapılacak.
Türk-İş, DÎSK ve TESK yann toplanarak partilere çağnda bulunacak
6
Sivü baskı' için birlikREFAHYOL'a karşı bir araya gelen DÎSK, Türk-îş ve
TESK ile Atatürkçü Düşünce Derneği yann laiklik için
toplanıyor. Sivil girişim grubunun, "Ne şeriat ne darbe,
demokrasi istiyoruz" mesajı vermesi bekleniyor. DİSK
Genel Başkanı Budak, "demokrasi ve laisizm" diyenlerle
beraber olduklannı söyledi.
Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve DÎSK Genel
Başkanı Rıdvan Budak, sivil girişime demokratik kitle
örgütlerinin de çağnlacağını söyledi. Budak, yann
düzenlenecek basın toplantısında, siyasi partilere
"Birlikte davramn, laik cumhuriyeti koruyun. Sorunlara
çare bulun" çağnsının yapılacağını kaydetti.
BAM! SALMAN
ANKARA - REFAHYOL'a karşı oluştu-
rulan Türk-tş, Devrimci Jşçi Sendıkalan
Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Esnaf ve
Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) ile
Atatürkçü Düşünce Demeği'nin (ADD) de
içinde yer aldığı laiklik platformu, partiler
üzerindeki sivil baskıyı arttırmak için ya-
nn toplanacak.
"Laik cumhuriyetin, şeriat özlemlerini
gerçekleştirmek isteyenler ik doleti ele ge-
çinneye çahşan çetelerin sakhnsı karşısuı-
da bulunduğuna" dikkat çekerek parla-
mentoda alternatif oluşum istemiyle yola
çıkan sivil ginşım, RP dışındaki siyasi par-
ti liderleri, Cumhurbaşkanı ve TBMM Baş-
kanı 'yta yaptığı görüşmelerin ardından ya-
nn Ankara'da bir basın toplantısı düzenle-
yecek. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ka-
rarlannı onaylaması nedeniyle "darbedes-
tekçisi" olmakla suçlanan sivil ginşim gru-
bunun, "Ne şeriat ne darbe, demokrasi is-
tiyoruz" mesajı vermesi bekleniyor.
Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral
ve DİSK Genel Başkanı Rıdvaıı Budak, si-
vil girişime demokratik kitle örgütlennin
de çağnlacağını bildirdi. Rıdvan Budak,
yann düzenlenecek basm toplantısında,
"siyasilere TBMM'den çekümeleri vöniin-
de bir mcsaj verüeceğinin" doğru olmadı-
ğını belirterek, "Birlikte davranın, laik
cumhuriyeti koruyun. Sorunlara çare bu-
lun" çağnsınınyapılacağını kaydetti. Erken
seçımin yaşanan olumsuzluklan aşacak bir
formül gibi göründüğünü söyleyen Budak,
Kamu Emekçileri Sendıkalan Konfederas-
yonu (KESK) ile meslek örgütlerinin ayn
bir birliktelik oluşturmalannd ilişkin olarak
da, "Oniar da olustursunlar. Demokratik
kitle örgütleri, odalar birliği, sonra hepsini
birleştiririzr
dedi.
Budak, MGK kararlanna ilişkin tavırla-
n nedeniyle yapılan eleştirilere yönelik ola-
rak da şunlan söyledi:
"MGK, anayasada yerini bulan bir ku-
rul dedik. Bunun sağmda solunda önünde
olunmaz. "DevTİm kanunlan korunsun'
denmiştir. Bunlarayönelikyapılan aüflarm
biz de takpçisiyiz. Onlar doğnıyu söyledi
Biz sivil inisiyatiften yanayız. Demokrasi ve
laisizm diyen herkesİe beraberiz. Birini de-
yip birini demeyenlerle değiL"
TTB sivil girişimden çekildi
Sivil girişim grubunun ılk ziyaretine ka-
tılan Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) bu
oluşumdan çekildiği öğrenıldı.
TTB Genel Başkanı Füsun Sayek, sivil
girişimin yola çıktığı doğrultuda çalışma-
dığını belirterek, "Asünda biz başuıda da
yeralmadık. Ilk görûndüğii şekliyle dar an-
lamlı bir birlikteüktLAradığımız bir birlik-
teükdeğüdL DahahedefedönükolmalT di-
ye konuştu.
Sayek, merkez sol ve merkez sağın bir-
leşerek, "laiklik vedernokrasryikonıması"
yönünde mesaj vermesine ilişkin olarak da,
"tkipartinin birteştirilmesi bizim misyonu-
muz oiamaz. TTB'nin düşüncesi. daha öz-
gür. daha demokratik birtoplumda ne dar-
be olur ne şeriat yeşerir? Demokrasinin ge-
fişmesini sağlayacak yollar bulmalıyız" de-
di. Sayek, MGK kararlannın değil,
MGK'nin varlığının tarrışılması gerektiği-
ni söyledi.
1Mayısl9%
tarihinde meydana
gelen 1 Mayıs
olaylan sanıklannın
DGM'deki
yargılanmasında-
olaylar çıkü.
Jandarmalar
sanıklann ûzerinde
tepinirken
çocuklannın
dö\üldüğünü gören
ve tepki gösteren
aileler de polis ve
jandarma
tarafindan
coplanarak, yerlerde
sürüklenerek
dunışma
salonundan
çıkanldıiar.
(Fotoğraf: KAAN
SAĞANAK)
1 Mayıs samklanna dayakİstanbul Haber Servisi - 1 Mayıs
1996 tarihinde meydana gelen
olaylara kanştıklan gerekçesiyle
İstanbul DGM'de yargılanan 23
tutuklu sanık, Gazi olaylannın
yıldönümü nedeniyle saygı
duruşunda bulunmak isteyınce
jandarmalar tarafindan
öldüresiye dövüldü. Jandarmalar
sanıklann ûzerinde tepinirken
çocuklannın dövüldüğünü gören
ve tepki gösteren aileler de polis
ve jandarma tarafindan
coplanarak, yerlerde
sürüklenerek duruşma
salonundan çıkanldılar.
Mahkeme dövülen tutuklu
sanıklann "olay çıkarttıklarr
gerekçesiyle bir sonraki oturuma
getırilmemesine karar verdı.
İstanbul 6 No'lu DGM'de
görülen 23'ü tutuklu 95 sanıklı
davanın dünkü oturumunda
tutuklu samklar geç getirildiği
için önce tutuksuz sanıklann
kimlik tespiti ve sorgusu yapıldı.
• Mahkeme heyetine saldıran, küfiir eden
şeriatçı örgüt samklanna müdahale etmeyen
jandarma, sol Örgüt üyesi olmakla suçlanan sanıklan
öldüresiye dövdü.
Sorgular sürerken Ümraniye
Cezaevi'nde tutuklu bulunan 23
sanık DGM'ye getinldi. Sanıklar
jandarmalar tarafindan ilk önce
cezaevi araçlanndan indirilip
DGM nezarethanesine
götürülürken dövüldüler. Bir
süre DGM'nin nezarethanesinde
bekletilen sanıklar daha sonra
duruşma salonuna alındılar.
Gazi olaylannda yaşamını
yitirenler için bir dalcikalık saygı
duruşunda bulunmak isteyen ve
yumruklannı havaya kaldıran
sanıklan mahkeme başkanı
Sedat KaragûDe yerlerine
oturmalan konusunda uyardı.
Uyannın hemen ardından yargıç
Karagülle, jandarmalardan
sanıklan dışan çıkarmasmı
istedi. Yargıcın bu istemi üzerine
İBDA-C davalannda sorgusunu
ayakta vermeyerek mahkemeye
karşı çıkan hatta mahkeme
heyetine saldıran sanıklara ılımlı
da\Tanan jandarma sol görüşlü
sanıklara "ıhnüı"
davranmayarak
saldırdı. Sanıklan coplanyla
öldüresiye döven jandarma
erlerinden bazılan öfkelerini
alamayarak sanıklann
üzerlerinde tepindiler. Önce
sanıklann dışan çıkanhnasını
isteyen duruşma başkanı
Karagülle atılan dayak
karşısında jandarmalann
"dunnasuu" istedi. Ancak
jandarmalar bu isteme
uymadılar ve sanıklan döverek
duruşma salonundan çıkardılar.
Çocuklannın dövülmesine tepki
gösteren aileler de jandarma ve
polisin dayagından nasiplerini
aldılar. Jandarma ve polis, yaşlı
anne ve babalan copîayarak
yerlerde saçlanndan sürükleyip
salon dışına çıkardı. Bu sırada
bazı sanık yakmlan ezildi.
lzdiham nedeniyle bazı
sanıklarla sanık yakınlar da
bayıldı.
Avukatlar müvekkillerine
yapılan uygulamayı protesto
ederek duruşma salonunu terk
ettiler. Avukatsız ve sanıksız
yapılan duruşma sonunda
mahkeme heyeti tutuklu
sanıklardan Serkan Yüksei
Cihan Ercan,
Gazi Ergin ve Bûlent Reçber'in
tahliyesine karar vererek
duruşmayı 28 mayısa erteledi.
Mahkeme heyeti tutuklu
sanıklann "olay çıkartbklan"
gerekçesiyle bir sonraki
oturuma getirilmemesini de
kararlaştırdı.
Yılmaz
'Demokrasiyi
RP'ye karşı
korumak
zorundayız'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
Türkiye'nin askeri yönetim
ve RP seçeneği ile karşı
karşıya bırakılmak istendi-
ğini beürterek, "RP'nin ila-
cı darbe değildir. RP'den
kurtulmanın >olu askeri yö-
netimden değil, demokrasi-
den geçer. Bunu sağlayacak
tek parti de biziz. Tûrkiye'yi
RP'den kurtarmak için de-
mokrasi ile ters düşen şey-
terden yanaolamavTz" dedi.
Mesut Yılmaz, partisinin
meclis grup toplantısında
yaptığı konuşmada, 28 Ha-
ziran 1996'da kurulan RE-
FAHYOL hükümetinin tam
8 ay sonra, MGK toplantı-
sınuı yapıldığı 28 Şubat
1997'de fiilen bittiğini söy-
ledi.
t
Ahlaktan çakh'
Yılmaz, MGK bildirisi-
nin yayımlandığı zaman
yaptığı ilk değerlendirme-
de, metinde kendilerinin
daha önce yaptığı bazı tes-
pitlerin de yer aldığmı, an-
cak bildirinin şeklini doğru
bulmadıklannı söylediğini,
özellikle "^aptjrnn" sözcü-
günün demokrasiyle bağ-
daşmadığını dile getirdiği-
ni anımsattı. Yılmaz,
"Oturduğunuz yerden bil-
diri y^ryımlayarak. para gû-
cüyle, silahgücüy le istedigi-
niz görüşleri hayata geçire-
mezsintz" dedi.
Yılmaz, bugünkü nokta-
ya gelinmesinin tek nede-
ninin RP oldugunu savu-
nurken de, "RPbenüzTür-
kiye'yi yönetecek olgunlu-
ğa erişememiştir. RP'nin
devletin temel ilkeleriyte so-
runu vardır, bu ilkelerle ba-
nşıkdeğildir'' görüşünü di-
le getirdi. Yılmaz, RP'nin
"ahlaktan suufta çaköğınr.
sosyal devlet, ekonomi, de-
mokrasi alanlannda sınıfta
kaldığını ileri sürdü.
Erbakan'ın din ve vicdan
hürriyetini genişletecek tek
adım dahi atmadığını belir-
ten Yılmaz. "Aksine, RP
din ve vicdan hürriyetini
tehükeye sokmuştur" dedi.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calisiar@planet.com.tr
Ne ilgisi var demeyin. Susur-
luk'a giden yolun önemli taşla-
nndan birisi 12 Mart 1971 aske-
ri darbesiyle döşenmişti. 12
Mart; 1961 Anayasası'nı ve o
anayasadakj özgüıiükleri temel
tehlike olarak gören bir anlayışın
eseriydi. 12 Mart döneminde
darbeci subaylarla, demokrasi-
den ve solun büyümesinden
korkan siviller ittifak yapmışlar-
dı.
Deniz Gezmiş, Hüseyin
Inan ve Yüsut Aslan'ın idam
kararlannı TBMM onaylamıştı.
O Mecliste Süleyman Demi-
rel'in liderliğini yaptığı Adalet
Partisi (AP), karariann alınma-
sında en önemli rolü oynamıştı.
12 Mart 1971 askeri darbesi, si-
vil özgürlükleri ve solu hedef al-
mış, ülkücü MHP'lileri ise tanık
olarak mahkemelerde dinlemiş-
ti. Baki Tuğ gibi askeri savcılar
da 12 Mart darbesinin yargı ko-
lunu oluşturmuşlarve solun ezil-
mesine çalışmışlardı.
12 Mart ülkücü bir darbeydi.
ABD yeınlısıydı, sivil özgürlükle-
re düşmandı. Türkiye'nin otori-
12 Mart'tan Susurluk'a
ter tercihlerinin bir askeri dar-
beyle perçinlemesiydi. O döne-
min ardından MHP, Türkiye'de
önemli bir güç haline dönüştü,
Özel Harp Dairesi gibi kurumlar,
iç suikastlann ardındaki örgutler
olarak önem kazandılar.
Susurluk, Türkiye'nin 40 yıllık
tercihinin ürünü olarak ortaya
çıktı. Cinayetlere kanşmış ülkü-
cülerte, devlet görevlilerinin ay-
nı arabalara binmesinin köMeri
12 Mart'la birlikte gelişmeye
başladı. Özel Harekât Dairesini
kuran eski MlT'çi, Abdullah
Çatlı'yı 12 Eylül'den önce de
kullandıklannı söyleyen Korkut
Eken, ülkücü mafya Drej Ali'yle
(Yasak) önceki gece acaba giz-
li kapaklı ne görüşmüş olabilir?
Aynı Korkut Eken, bir süre önce
de Mehmet AğarMa gizlice bu-
luşmuştu.
Bu isimler birbirleriyle gizlice
buluşurken Abdullah Çath'yla
sünnet düğünlerinde göbek
atan devlet memuru Özel Hare-
kât Dairesi Başkanvekili ibra-
him Şahin, bir kaçaklık döne-
minden sonra İstanbul Emniyet
Müdürü Ramazan Er'in göze-
timi ve korumasında savcılığa
teslim edildi. Bu tablo sizin için
nasıl bir anlam ifade ediyor? Ul-
kücülerle polis şeflerinin bu ka-
dar iç içe geçtiği, cinayet suçun-
dan arananîann devlet tarafin-
dan yeşil pasaportlarla ödüllen-
dirildiği sisteme ne ad verilebi-
lir?
12 Mart 1971 askeri darbesi
yalnızca askerierin bir darbesi
değildi. Süleyman Demirel, Ni-
hat Erim gibi tutucu polıtikacı-
lar, bu daıtıeyle kendi otoriter
devlet amaçlanna uygun bir or-
tam buldular. Süleyman Demi-
rel'in, "öana sağcılarsuç işliyor
dedirtemezsiniz" sözleri, o dö-
nemdeki yaklaşımın tipik bir ör-
neğiydi. Işte bu tercihler, giderek
ırkçı şoven bir eğilimin temsilci-
si olan ülkücülerle devlet arasın-
daki çizginin ortadan kalkması-
na neden oldu.
Bu gelişme, adım adım 12 Ey-
lül 1980 askeri darbesıne giden
yollann taşlannın döşenmesini
de beraberinde getirdi. 12 Eylül
öncesi ülkücülerin giriştiği çar-
pıcı suikastlann devletle iç içe
gerçekleştirildiği Susuriuk'ta or-
taya çıkan bulgularta yeni bir bo-
yut kazandı. 12 Eylül askeri yö-
netimi ise ülkücüleri devlet gö-
revlisi yaparakdaha ileri bir adım
attı. Eski Ülkü-Bir üyesi Ibrahim
Şahin, Özel Harekât Dairesi'nin
başına getirilirken aranan ülkü-
cü şeflerine de maaşlar verdi,
kimlikler ve pasaportlar temin
etti. Devlet içindeki örgütlenme
organik bir bütünlük kazandı.
12 Mart 1971 'in üzerinden 26
yıl geçti, 12 Eylül 1980'in ise 17
yıl. Bu iki askeri darbe sayesin-
de ülkücülerin hangisinin devlet
görevlisi, hangisinin aranan ka-
til olduğu birbirine kanştı. Ibra-
him Şahin'in yanında ona eşlik
eden Ramazan Er, acaba hangi
duygular içinde onunla birlikte
Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne
gitti. Ibrahim Şahin'i uzunca bir
süre İstanbul ve Ankara'da kim-
ler sakladı ve polis onu neden
yakalayamadı?
Beni en çok Ramazan Er'in
yaklaşımı ve ruh hali ilgilendiri-
yor. Şu anda kendisi İstanbul
Emniyet Müdürü. Ülkücülerle bir
duygusal yakınlığı var mı? On-
lann çeşitli suçlannın ortaya çık-
ması onu rahatsız ediyor mu?
Bu konuda samimi ve ciddi en-
dişelerim var. Birçok yurttaşın
da aynı duygular içinde oldugu-
nu biliyorum.
Ya yargı, Susuriuk'un üzerine
nasıl gidecek? DGM'de açılan
tek davanın dosyası da şu anda
ortada kalmış durumda. Hepi-
miz derin kuşkular içindeyiz. 12
Mart 1971'deki tercihlerden
Türk devleti ne zaman vazge-
çecek? Ne zaman demokratik
ve özgür bir ülkenin yurttaşlan
haline geleceğiz?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Kopyalanmak mı,
Kopyalanmamak mı?
Siz kendi kopyanızın yaratılmasını ister misiniz?
Örneğin kendi hücrelerinizden tıpkı size benze-
yen bir bebegin yaratılmasını?..
Birçoğunuzun bazı kaygılan bir yana bırakırsak
soruya olumlu yanrt vereceğinı düşünüyorum.
Doğuştan aldığı kalıtsal özellikleri fena gözükme-
yen, entelektüel düzeyi iyı bir dostuma sordum,
kopyalanmak ister misin diye. Hiç düşünmeden
evet dedi.
Koyun Dolly'yi kopyalayarak dünyada olay yara-
tan Iskoç bilimci Wilmut da, yüzlerce kişinin kendi
kopyalannın yaratılması için başvurduğunu söyte-
diğine göre, demek ki önemli bir kesim, kendileri de
dahil, canlılann kopyalanmasına karşı değil.
• • •
Ancak kopyalama tekniğinin özellikle de insanla-
ra uygulanmasına karşı olanlann gücü ve sayısı da-
ha çok.
Bunlann başında, Tann kavramını çok dar anlam-.
da benimseyen dini çevreler geliyor. Insanın "yara-'
blmış" olanın tıpkısını yeniden yaratması, bu çevre-'
terde önemli sorunlar yarattı. Insanoğlunun "taklit"
yeteneğine, kavrayiş gücüne ve dogayla aşık atma-
sına "sınıriamalar" koymak için harekete geçtiler.
Yine özünde benzer kaygılar yatan, ancak top-
lumsal korumacılık yönü daha ağır basan devlet
kurumlannın girişimleri var.
Dolly olayı, etik yasalarda boşluk yakaladı. Bu
yasalar, embriyon ve yumurta hücresinden kopya-
lamalara yasak getiriyordu. Kimsenin aklına doku
hücrelerinden de canlılann kopyalanabileceği gel-
miyordu.
Etik kurullar şimdi bu boşluğu doldurmak için de
harekete geçti.
Peki bu kaygılann kaynağı ne?
Gazete ve dergilere yansıyan rap rap yürüyen
Hitter görüntülerinden anlıyoruz ki, kopyalama tek-
niğinin insanlık için, dünya için kötü amaçlı kullanı-
labılir olması.
Ancak görünürgelecekte, bilimin kopyalama tek-;
niğiyle Hitlerter yaratması ımkânsız. *
Çünkü bu teknik, bilincı, belleği, bir bebeğin do-"}
ğumundan itibaren tüm yaşadıklannı kopyalamı-,
yor.
Sadece, doğuştan gelen özellikleri, genetik ma-
teryali, fıziksel özellikleri kopyalıyor.
İnsan ise daha çok sonradan kazandıklanyla in-
san oluyor.
Bir büyüğü kopyalamak, yani bugünkü kişiliğiniz-,
le bir benzerinizin yaratılması için, kişiliğinizi, belle-
ğinizi, bilincinizi oluşturan bütün etkenlerin, yani
bütün yaşadığınız olaylann da, benzerinize "nakle-
dilmesi" gerekir.
Işte imkânsız görünen de bu.
Hitler'in genetik materyali, yani doğuştan aldığı
özellikler belki de kötü değildi.
Çevresel etkilerin onu tanıdığımız Hitler yapmış
olması düşünülmeli öncelikle.
Buadamcanavardoğmuşolsaydı, hemaldefar-
k edilebilirdi!
Dolayısıyla, ortalama yeteneklere, özeHiktere yat-
kın doğan herkesin, ideal çevresel ve toplumsal iliş-
kiler içinde toplumun beklediği "/y//nsan"olmaşan-
sı vardır. ,
••• :
Tartışmanın çok yönü var tabii.
Ama bu çerçevede dahi kendinize sorabilirsiniz:
Kopyalanmak ister miydiniz?..
Yüksekova çetesi
soruşturması sürüyor
Vurt Habcrkri Servisi-
PKK itirafçısı "Havar" kod
adlı Kahraman Bflpç' in ifa-
deleriyle gözaltılann yoğun-
laştığı "Yüksekova Çetea"
ile ilgili soruşturma sürüyor.
Polis, DGM'nin talimatı
üzerine Yüksekova Beledi-
ye binasında yoğun bir ara-
ma yaptı, adlan açıklanma-
yan üç kişiyi de gözaltına al-
dı.
Önceki gün gözaltına alı-
nan Yüksekova'nın DYPli
Belediye Başkanı AK thsan
Zeydan. Esendere beldesi
Belediye Başkanı Tabir
Akarsu. Yüksekova Et ve
Balık Kurumu Kombinası
Müdürü Mustafa Koca ve
"Zeydan aşireti''ne mensup
adlan açıklanmayan iki kişi-
nin sorgulamalan Diyarba-
kır DGM'de devam ediyor.
DYP Hakkâri Milletvekili
Mustafa Zeydan'in yeğeni
olan Ali İhsan Zeydan bir
süre önce evinde ele geçıri-
len silahlar, Koca ise "Ka-
mu araçlanyla kaçakçıhk
yapuğı'' iddıalan üzerine
sorgulanıyorlar. ••
Bu arada Diyarbakır •
DGM'nin talimatı üzerine
Hakkâri ve Yüksekova Em-
niyet müdüriulderi ekiplcri-
nin işbirliğiyle dün sabah,
Yüksekova Belediye bina-.
sında arama yapıldı. Saat
OS.OO'te başlayan ve yakla-.
şık 3 saat süren aramanın
özellikle Ali thsan Zey-
dan'ın makam odasında yo-
ğunlaştığı. bazı konularda
Belediye Başkan Vekili K«-
milÖzve personelin bilgisi-
ne başvurulduğu öğrenildi.
Arama süresince bina pan-
zerlerle kontrol altına alına-
rak personel dışmdakilerin
girişine izin verilmedi. Ara-
ma sonucunda belediye baş-
kanının makam odasında;
bulunan bazı belgelere el ko-
nulduğu ve isimleri açıklan- •
mayan 3 kişinin gözalhna;-
ahndığı bildirildi.
Polis, Et-Bahk Yükseko-
va Kombinası Müdürü Mus-
tafa Koca'nın evin de deyo-
ğun bir arama yaptı. Arama i
ile ilgili bilgi verilmedi.
Postayla gonderecekler
Yazarların soruştvırma
istemine 3. kez ret
İstanbul Haber Servisi -
"Düşiinceye Ozgürlükçük
Ek-1" kitabına yayıncı ola-
rak imza atan 12 ülkeden
19 yabancı yazann "hakla-
nnda soruşturma açılma-
sı"istemi, dün gittikleri İs-
tanbul DGM'ce üçüncü
kez reddedildi."Düşünce
Suçuna KarşıGirişim Gru-
bu" sözcüsü Şanar Yurda-
tapan, ifadelerini posta yo-
luyla göndereceklerinı söy-
ledi. Uluslararası Pen Ya-
zarlar Birliği tkinci Başka-
nı ABD'li Joanne Leedom-
Ackermannda. Türkiye'ye
suç işlemek için değil, her
türlü düşüncenin özgürce
söylenebilmesi amacıyla
geldiklerini belirtti.
"Düşünceye Öa^ûriük"
kitabına imza atan bin 79
kişi hakkında açılan 2 top-
lu davanın ardından, "Dû-
şünceye O^üriükçük''ki-
tapçığına imza atan, soruş-.
turma sonunda da haklann-
da "takipsizlik'' karan veri-
len 12 ülkeden 19 yazar,
dün DGM Başsavcıüğf na
gitti. tki gün önce de ifade,
vermek için başsavcıhğa'
başvuran, ancak soruştur-
ma sonunda, haklannda ve- •
rilmiş olan "takipsizlik"'-'
karan nedeniyle ıfadeleri
alınmayan yazariann baş-
vurulan, dün aynı gerek-
çeyle üçüncü kez geri çev- •
rildi.
PEN yazarlan, daha son-
ra Beşiktaş Postanesi'ne gi-
derek, yazılı olarak hazav
ladıklan ifadelerini posta
yoluyla İDGM Cumhuriyet
BaşsavcılığTna gönder-
diler.