Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DYP Genel Başkan Yardımcısı Gölhan, cumhuriyet rejiminin korunacağını vurguladı
'Kararlar uygulaııacak9
ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - RP sözcülerinin
MiIIi Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) 28 şubat kararlann-
dan "uygun görölenlerin uy-
gulanacağı" yönündekı me-
sajlan sürerken, DYP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet
Gölhan, "Kimse kuşku duy-
masın, bu karariar uvgulana-
cakür. Bu karariar herhangi
bir parti için alınmış değil, 65
mityon insan için, hepûniziçin
alındı" açıklamasını yaptı.
Bazılannın ıktidan devirme
uğruna demokrasınin zede-
lenmesine göz yumduğunu
savunan Gölhan. "Ne şeriat
gelecektir ne laiklik elden gi-
decektir. Rejim dimdik ayak-
ta" dedi. MGK. kararlarını
'rnuhüra gibi gösterme gay-
refleri'ni eleştıren Ulaştırma
Bakanı Ömer Banıtçu ise
"Kararlann atana ben de im-
za atanm" dedi
RP sözcüiennin MGK'-
nin bazi kararlannın uygulan-
mayacagı yönündeki mesaj-
lan. hükümet ortağı DYP'de
tepkiyle karşılandı. Mehmet
Gölhan, dün düzenledifi basm toplantı-
smda. son gelişmelen değerlendirirken,
ortaklanna da mesajlar gönderdi. MGK
kararlannın "muhura" diye nitelenmesi
ve "darber
söylentilerinin ekonomik ıs-
tikran bozduğunu, yurtdışında Türkiye
afeyhine olduğunu bildiren Gölhan,
"Hıristiyan demokratlar, Tiirkiye AB'ye
Başbakan Erbakan bugün Cumhurbaskanı ile görüşecek
Refah yönetimi Demirel'e kızgınANKARA (Cumhuriyet Bfiro-
su)-RP yönetimi, Milli Güvenlik
Kurulu'nun (MGK.) irticaya karşı
en önemli uygulamalar olarak
gündeme getirdiği ve askerlerin
yaşama geçirilmesinde ısrarlı ol-
duklan imam-hatip, Kuran kursu
ve 8 yıllık zorunlu eğitim konu-
sundaki dûzenlemelere direnece-
ğini ilan etti.
RP, MGK'nin hükümete "yapb-
nm* uyanlı 18 maddelik düzenle-
me öngörmesine neden olan bu-
nalırndan Cumhurbaskanı Söky-
man DemireTi sorumlu tutuyor.
RP yönetimi, "Demirel tavır iaay-
saydı asker çıkış yapmazdı" görü-
şünü savunurken MGK toplantısı
öncesinde 1.5 ay sûreyle Cumhur-
başkanı Demirel'Ie göriişmeyen
Başbakan Necmettin Erbakan,
topiantı sonrasmda geçen hafta da
bu tavnnı sürdürdü. Geçen hafta
olağan görüşmesini yapmayan
Başbakan Erbakan'ın bugün
Köşk'e çıkacağı ve Demirel'le bir
görüşme yapacağı bildirildi. RP
Grup Başkanvekili Salib Kapusnz
da MGK karariaruıda uygulama-
rnn hükümet protokolündeki esas-
larla sınırlı kalacağını ima ederken
" Hukuk devktinde kanantar
önünde herkes eşittir; MGK ka-
rariannı kim sızdırdrysa gereği ya-
jMİmaudır" dedi.
RP'nin MGK toplantısı önce-
sinde izlediği gerilimi tırmandır-
ma politikasına karşı açık tavır
aian Cumhurbaşkanı Demirel'in
uyanlarını sûrdünnesi, RP yöneti-
minde rahatsızhk yarattı. 5 gün sü-
ren imza bunahmında MGK ka-
rarlannın yumuşatılması için Ge-
nel Başkan Yardımcısı Ayduı Men-
deres'in arabulucu olarak devreye
girmesini isteyen, bu girişim so-
nuçsuzkalınca kararlan imzalayan
Başbakan Erbakan'ın, "uygunbu-
lunan karariann dikkate alınaca-
ğı" yönündeki mesajı. RP-Çanka-
ya ilişkilerindeki gerginliği tır-
mandırdı.Başbakan Erbakan'ın,
MGK öncesindeki ta\Tinı toplan-
tıdan sonra da sürdürerek geçen
hafta DemırePle haftahk olağan
görüşmesini yapmak üzere Çan-
kaya Köşkü'ne çıkmaması dikkat
çekerken kurmaylan da DemireJ'e
yönelik eleştırilerini sürdürüyor-
lar. Bu aşamadan sonra hükümetin
karamameler yoluyla atacağı bazı
adımlann Demirel tarafindan en-
gellenecegi kaygısı taşıdıklannı
belirten RP'li biryönetici, "Şinıdi
kılık kıyafet tartışması yapıuyor.
Hükümetin gündeminde türban
sorunu var. Bu, kararname ile dü-
zenlenecek bir konu. Ancak Demi-
rei'in tutumu böyle bir kararname
çıkanimasını zoıiaştmyor. O za-
rnan bu konu yasa olarak MecBs'e
getirilir. MecHs'te muhalefet mil-
letvekilterinin de desteğini alarak
bu yasayı çıkannz. Sonra Cum-
burbaşkanı isterse onaylamasın,
TBMM'den ikinci kez aynı şeldlde
gönderibnesinden sonra yasayı im-
zalamaktan başka yoiu yok. Ana-
yasa Mahketnesi'ne göfürürse de
kendisi bflir" diye konuştu.
RP Grup Başkanvekili Salih Ka-
pusuz, dün düzenlediği basın top-
Iantısında, basına ve örtülü biçim-
de MGK üyelerine meydan okîıdu.
MGK kararlannın gizli olduğunu.
bunlan yazanlar ve sızdıranlar
hakkında gereğinin yapılması ge-
rektiğini söyleyen Kapusuz, "Sav-
cılan göreve davet edıyorum. Ba-
ğımsı/ yargı derhal devreye girroe-
İL hukukun gereğîni yerine getir-
metidir" dedi.
girenıez, diye karar alıyor. Bizrejimitar-
nşma konusu yaparsak bu kararlann ve-
rilmesi mukadderdir, sürpriz degü" dedi.
Gölhan, hükümeti yıkmak isteyen odak-
lann dünyanın hiçbir üikesinde görülme-
mış eleştiriler, ithamlar yönelttiğini vur-
gulayarak sözlenni şöyle sürdürdü:
"Iktidan devirme uğruna demokrasi-
nin zeddenmesine bile göz yumanlar ol-
du. Eski arşivler kanştınlıvor. Kuran
kurslannda cihat yemini haberieri yaab-
yor. Sonra bunlar havali bir kitap, hayali
biryazarçıkıyor.Karariar imzalandı, tan-
siyon insin diye bekHyoruz. şimdi de karar-
iar uygulanacak mı tarüşması başlatılı-
yor. Hiç şüpbeniz olmasın ki uygulana-
cakbr. Neden uyguianmasuı? Bu karariar
herhangi bir parti için alınmış değiL 65
miKon için, ülkenin bütünlüğü için aun-
mış. Kimse kuşku duvmasın, bu karariar
uygulanacaktır. Çünkü hepimizk, Türki-
ye Cumhuriyeti ile ilgilidir."
Gölhan. MGK kararlannın TBMM'ye
getirilmesinin hiçbir şekilde söz konusu
DSP lideri Bülent Ecevit
TSK'nin tavn
zorunluydu'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ece\it, Milli
Güvenlik Kurulu (MGK)
kararlannın altında koalis-
yon ortağı iki partinin genel
başkanlannın imzalan oldu-
ğurta dikkat çekerek "Bu
imzalar rünıiiyle Bakanlar
Kurulu'nu bağlar. Bu karar-
lan inı/alayan herkesin im-
zasına sahip çıkması dürüst-
hığün okluğu kadar, bir re-
jim bunahmuıı önlemenin
de gereğkür" dedi. Kararla-
nn "muhüra" veya "darbe"
gibi nitelendirilmesinin yan-
lış olduğunu vurgulayan
Ecevit. "Türk SUahlı Kuv-
vetleri'nin (TSK) laik de-
mokratik cumhuriyete bağ-
itlıgL, bir siyasal tavır veya
tercih değiL bir anayasal ge-
reküliktir" değerlendirme-
sini yaptı.
Refah'ı eleştirdi
DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit, dün yaptığı ya-
zılı açıklamada, hükümetin
RP kanadının "MGK'nin
bazı kararian uygulana-
maz"
7
açıklamalannı eleştir-
di. TSK'nin anayasal konu-
mu ve siyasal tartışmalar içı-
ne çekilmek istenmesinden
duyduğu rahatsızlığı dile ge-
tiren Genelkurmay açıkla-
masının çok yerinde oldu-
ğunu vurgulayan DSP lıde-
ri, "TSK'nin taik-dcmokra-
tikcumhuriyete bağlılığı. bu
konudaki duyariıhğı bir si-
yasal tavır veya tercih değiL
bir anayasal genekliliktir. Ay-
nı zamanda de\letimk, de-
mokrasimiz ve ulusumuz
için bir güvencedir*'dedi.
Ecevit, TSK'yi bu nedenle
eleştirmenin de siyasal
amaçlarla istismara kalkış-
manın da sakıncalı olduğu-
nu belirterek sözlerini şöyle
sürdürdü:
U
MGK toplantısı üzerioe
açıklanan karariar, bu ana-
yasal kunımun srvif \e asker
kanarlannın ortak kararia-
ndır. Bu kararlan imzalay an
herkesin. imzasına sahip çık-
ması, dürüstlüğün olduğu
kadar, bir rejim bunahmını
önlemenin de gereğidir.
MGK karariannı Başbakan
olarakimzalayan Sayin Nec-
mettin Erbakan'ın da laikli-
ği, 'dinsizlik' veya 'faşistlik'
gibi gösteren ve milletin bü-
yük çoğunluğunun duygula-
nnı inciten ifade ve taviriar-
dan artık vazgeçmesi gere-
kir. Bazı RP yönetkileri hü-
kümetin MGK karaıianna
uyma zorunluluğu bulun-
madığmı söylüyoıiar. Böyle
bir anlayış, ahlaki açıdan çok
yanlıs olur. Çünkü bu karar-
lann altında her iki koaJis-
yon ortağ] partinin genel
başkanlannın imzalan var-
dır. Bu imzalar ahlaki açı-
dan rümüyle Bakanlar Ku-
rulu'nu bağlar. Aksine bir
davranış, her iki Iklerin
MGK karariannı sırf günü
kurtarmak ve kamuoyunu
oyalayıp kandırmak için im-
zaladıklan kamsım doğunır
ve ciddi bir güven bunahmı-
na neden olur."
DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit, bazı politikacı-
lann MGK karariannı
"muhüra" veya "darbe" gi-
bi nitelendirmelerinin de
çok sakıncalı olduğunu sa-
vundu. Ecevit,"tç poütika
hesaplanna dayanan bu tür
iddialar, rejime gölge düşü-
receği gibi, karariann uygu-
lama\a geçirUmesim de psi-
kolojik bakımdan güçleşti-
rir" dedi.
Tı
Yasemin Ağar için mevlit
Eski fçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın lazı Yasemin
Ağar'ın ölümünün 40. günü nedeniyle Dolmabahçe
Bezm-i Âlem Vah'de Sıütan Camii'nde mevlit okutuldu.
Gazetecilerin içeriye alınmadığı mevu'de, aralarmda Su-
surluk soruşrurmasının kilit ismi Korkut Eken'in de bu-
hınduğu katebahk birgrup karjldı. İstanbul Emniyet Mü-
dürii Ramazan Er. İçişleri Bakanlığı dantşmanı veemek-
li Yarbav Korkut Eken, eski İstanbul ve Ankara Emni-
yet Müdürii. Bursa Valisi Orhan Taşanlar. eski Emniyet
Genel Müdürii ve Muğia Valisi Cemil Serhadh, eski Fe-
nerbahçe Başkanı Tahsin Kaya ile bazı emniyet amirle-
ri, Yasemin Ağar için Dolmababçe'ye geldL Sabah erken
saatlerde eşi Emel >e oğlu Tolga'dan ayn olarak camiye
gelen Mehmet Ağar, korumalany la beraber içeri girdL
Camiye girmeden önce sohbet etmek için biriikte yürü-
yen Ramazan Er ile Orhan Taşanlar, basın mensuplan-
nı "Yeteri kadar görüntümüzü aldınız. Bizi rahat bıra-
km" diye azariadı. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
Marmaris Savcılığı soruşturmayı sürduruyor
'Ümit'in cesedi bulundu' iddiası
MARMARİS / ANKARA (UBA) -
Mafyanın, yeraltı dünyasının,
kumarhanecilerin ve spekülatörlerin
gözdesi olan Marmaris'te bulunan
bir cesedin, özel tim görevlilerince
öldürüldüğü öne sürülen Tank
Ümit'e ait oldugu iddia edildi.
Marmaris'te ormanlık alanda
bulunan cesedin yanındaki elbisenin
markasının sökülmüş ve
düğmelerinin kopanlmış olması da
bu iddialan güçlendirdi. Adının
açıklanmasını istemeyen bir ilgili.
"Öyle anlaşıbyor ki sabipsiz ceset
tanınmış markalar kullanan ve
kimUginin gizli kalması istenen bir
kişi. Yoksa neden markalan söküp
düğmeleri koparsınlar?'" dedi.
Konuyla ilgili olarak Marmaris
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı
sonışturaıa devam ederken. olayla
ilgili bilgi veren bir ilgili, cesedin
Marmaris'te bulunmasını ve sonraki
gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
"17.10.1996'da Marmaris'in
onnanhk alanında bir ceset bulundu
ve durum koffuk güçlerine bildirildi.
KoDuk güçieri cesedi de\ let hastanesi
morguna getirdiler. Ancak,
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın •
otopsisinden sonra anlaşıldı ki, kolluk
güçieri olay yerinde kroki ve tespit
tutanağı rutmamışlar. O nedenle kim
ghmiş, kimlerie ghmiş, hangi yofla
ihbar yapdmış sorulan ortada
duruy»r. Olay yerinde çeidlen
fotoğraflar da ilginç ve ürkütücfi.
Cesedin tanınmaması için her şey
yapdmış. İnfaza uğramış cesede DNA
testi yapümaması da öiö her kimse,
onun kimKginin ortaya çıkmasınj
engelleyen bir unsurdur"
Edinilen bilgilere göre, 13 Kasım
1996 günü Cumhuriyet
Başsavcılığı'na başvuran Ahmet
Ayhan Özcan, ağabeyi Hüseyin
Ozcan'ın 57 günden beri kayıp
olduğunu belirterek sahipsiz cesedi
teşhıs etmek istiyor. Sonuçta "Bu
benim agabeyim" diyor, ama 25
Kasım 1996 günü verdiği bir dilekçe
ile daha önce yaphğı teşhisten emin
olamadıgını belirterek ağabeyini
fotoğraflardan tam teşhis
edemediğini söylüyor ve DNA testi
istiyor. Savcılık bu isteği uygun
görüyor ve harç yatmlması
gerektiğini anımsatıyor. Ancak
bundan sonra Özcan'dan hiç ses seda
çıkmıyor.
olmadığını vurgularken, yö-
neltilen sorular üzerine parti-
sinin bu konudaki değişen
tavnnı açıklamakta zorlandı.
Gazetecilerin, "Genel başka-
nnuz, MGK karariannın ge-
nel görüşme olarak TB-
MM'ye götürüleceğmi söyle-
di" sözleri üzerine Gölhan,
"Hayır. O MC.K karariannı
değfl,rejime sahipçıkılmasını.
askere davet çıkânlmamasını
söyledi. Yoksa neyi tamşacak-
sınız? Bakanlann imzası \ar,
zoria mı im/aJadılar. Karar-
iar değiL rejim taröşıhr" de-
di. Gölhan "Rejimle ilgili ge-
nel görüşme önergesi verile-
cek mi" sorusuna da "Şu an-
da bir şey yok. Başkanhk Di-
vanı'nda konuşulur" karşılı-
ğmı verdi. Askerleri rahatsız
eden bazı şeyler bulunduğu-
nu, bunlargörmezden geline-
rek, konunun başka mecrala-
ra çekilmemesi gerektiğini
bildiren Gölhan. "Genel gö-
rüşme konusunda geri adım
mı attinız" sorusuna "Geri
adım bahis konusu değiL Sa-
yuı Çiller'genel görüşme' de-
miş olabilir, ama MGK kararlan ile ilgili
değü" yanıtını verdi.
Kararlann "muhnra" olarak nitelen-
mesini eleştiren Gölhan, "4WiDda hükü-
met üyelerinin imzalan var. Hükümet
kendi kendine muhbra verir mi? Yakışûr-
malar sürüyor. Ne şeriat düzeni gelecek-
tir, ne laiklik elden gidecektir. Rejim dim-
dik ayaktadır. Millet bu hü-
kümetin devamını ve icraao-
na devam etmesini istiyor"
dedi. Gölhan, RP sözcüleri-
nin MGK kararlanyla ilgili
bazı sözleri aktanlarak yö-
neltilen sorulara, "Herkes
yasalan çiğnememek koşu-
luyla her istediğini söyleyebi-
lir. Hükümet 9 gensorudan
güvenoyu alarak çıkmıştır.
Ortağımızın milletvekUleri-
nin yaklaşımlan, ilgili parti
yöneticileıi ile genel başkam-
nı Ugüendirir" karşılığını
verdi.
'Ben de imza atanm'
Ulaştırma Bakanı Ömer
Banıtçu. Zonguldak'ın Ki-
limlı beldesinde yaptığı açık-
lamada. bir kısım çevrelerin,
Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) karariannı -muhn-
ra" gibi göstermek gayreti
içinde olduğunu ileri sürdü.
MGK'nin son toplantısın-
da alman kararlann, "hükü-
mete yönelik bir nota ve aynı
zamanda bir darbe ön hazır-
hğı"gibi göstenlmesi yönün-
de birtakım gayretlerin bu-
lunduğunuda ifade eden Ba-
rutçu, "darbe" tartışmalan-
nm da yanlış olduğunu vur-
gulayarak şunlan söyledi:
"Türkiye'de herkes işine
geldigi gibi konuşuyor. işine
geldiği gibi okuyor. Anaya-
sa'nın 118. maddesi ortada.
Bu madde. (MGK, devletin
güvenlik konusundaki çahş-
malannı yapar ve bunu hü-
kümete biklirir) diyor. Kah-
raman silahh kuvvetier bir
çahşma yapmış, bunun da
hükümete bildirUmesine ka-
rar verümiş. Efendim (neden
hükümete bildirUir diye ya-
zdnuş da, önerilir diye yazıl-
mamış) şeklinde yorumlar
var. (Bildirir) diye, Anayasa
hükmû var. G«rekçesi de,
(MGK'nin bu çalışmalan
hükümetin milli siyasetini
teşkil eder) diyor. Burada,
milli sivasetitespitedecekku-
rul MGK'dir. Ne olmuş?
MGK, bu milli sivaseti tespit
etmiş. Bunu da hükümete bü-
dirmiş.Gayet normal. Büdir-
diğişeylerin altma ben de im-
za atanm."
IRMIKIAYDIN ENGİN e * mail: engin (a planet.com.tr
Sayın Sûleyman Demirel
MGK üyelerine yazdığım mek-
tuplann sonuncusu size. Gerçi
siz 28 Şubat toplantısında ken-
dinize "hakem" rolü biçtiniz; ta-
raflardan biri olmamaya özen
gösterdinız. Ama bu kadar
örtemü bir toplanüya başkanlık
eden sizi mektupsuz bırakmaya
gönlüm razı değil.
Üstelik bu bahane ile size bir
mektup yazmak, benim için özel
bir keyif de taşıyor. Sade yaşa-
möykümde sizin önemli biryen-
nizvar.
Örneğin gözaltına alınıp ilk kez
"Binnci Şube" ile tanıştığım siya-
sal mitıngde görevim, sizin, ABD
Başkanı ile çekilmiş fotoğrafını-
zı taşımaktı. Fotoğrafın altma
"Morrison Sûleyman - Go Ho-
me"yazmıştık.
Çok genç ve çok yoksul bir ti-
yatro yazanydım. Bir oyun yaz-
dım: Devr-i Sûleyman. Bir döne-
me damgasını vurdu. Siyasal ti-
yatro türünün önemli bir oyunu
olduğu söylenir. Aralıksız en çok
oynanan Türk tiyatro oyunu özel-
MGK Üyelerine Açık Mektup (4)
liğini de hâlâ koaıyor. Çok para
kazandırdı yazanna. Terzi Sa-
dık'ın banka borcu, esnaf sene-
di, evin ipoteği filan hepsi bir
günde ortadan kalktı. O da ilk
kez o gece, oğluna yanında ci-
gara içme izni verdi ve oğluyla
Mavi Köşe'de rakı içti.
Gazetecilik mesleğinde ilk se-
çim gezime de sizi izleyerek baş-
ladım. Siz siyasette indiniz-çıktı-
nız, indiniz-çıktınız; aynı dönem-
lerde ben de girdim-çıktım, gir-
dim-çıktım. Yaşamlanmızsürek-
li kesişti, handiyse benzeşti.
En son iki yıl önce, Güney
Amerika'dan dönerken, Brezilya
üstünde, uçağımızyüzlerce met-
re aşağıya savrulduğunda, hep
biriikte son saniyelerimizi yaşa-
dığımıza inandığımız o anda, siz
ve ben sarmaş dolaştık. Gezile-
rinizde alışageldiğimiz selamla-
ma turunuzda tam benim koltu-
ğumun yanındayken düşüş baş-
lamıştı. O can pazannda, ben bir
koltuk kaydım. Siz benim koltu-
ğa çöktünüz. Sizi, içtenlikte dua
ederken ve ölümün eşiğinde
çevrenizi yatıştırmaya çabalar-
ken hemen bitişiğinizden izle-
dim. Biri "Cumhurbaşkanımın
kemerini bağlayın" dedi. Bağla-
mak bana düştü. O şaşkınlıkla
ikimizi aynı kemerle bağîadım.
Bizi birbirimize kader bağladı
Sayın Demirel!
Bu ülkede ne sizsiz olabiliyo-
ruz, ne de sizinle.
Zaten tek bir Demirel de yok.
O kadar çoksunuz ki.. sizi izle-
mek, kavramak çogu kez müm-
kün olamayabiliyor.
Somurtkan olmayan bir devtet
adamı ciddiyet' hemen her za-
man sizin bir özelliğiniz oldu.
Başlangıçta bunun ayırdına pek
varamadık. Eşdeğerieriniz, hatta
ustalannız (örnegin Ismet Inö-
nü) sıyaset sahnesindeydi oza-
manlar. Ama şimdi neredeyse
türünüzün tek örneğine dönüş-
tünüz. Çağdaş devlet kavramını
sindirmiş, hukuka ve yasalara
bağlı bir politikacı yönünüz gitgi-
de ağırlık kazandı.
Zamanında(1969'larda) "Yol-
laryûrûmekle aşınmaz" dediniz.
Bizi ciddiye almadığınızı düşü-
nüp size kızdık. Bugün bu sözün
demokratik bir tutum olduğuna
inanıyorum.
Ama Sayın Demirel,
"Bana sağcılar cinayet işliyor
dedirtemezsiniz" sözü de sizin.
Hem de "sağcılar"m art arda,
aralıksız cinayet işlediği günler-
de söylediniz bunu. O sözü duy-
duklannda Abdullah Çatlı'lar.
Haluk Kırcı'lar, Oral Çelik'ler
kimbilir ne kadar sevinmişler,
'devlet1n koruyucu elinı sırtlann-
da duyup kimbilir ne kadar gö-
nenmişlerdir.
Siz devlet hizmetine başladı-
ğınızda ben yedi yaşındaydım
Sayın Demirel. Politikayaatıldığı-
nızda da 20 yaşında. Biz sizinle
büyüduk.
Yaşamımızda hep var oldu-
nuz. Çok zengin bir yaşam de-
neyiminiz, bunlan değerfendire-
cek keskin bir zekânız ve biriki-
miniz var.
Siz her şeyı biliyorsunuz Sayın
Demirel.Vebunu bizlerden, halk-
tan esirgiyorsunuz. Bildiklerinizi
halkla bölüşmüyorsunuz. Say-
dam devletten, devlet tehlikeye
düşer kuşkusu ile hep uzak du-
ruyorsunuz. Halkla devlet ara-
sında bir seçmeye zorfandığınız-
da siz hep devleti yeğliyorsunuz.
Devlet adamlığını çoğu kez has-
sas dengelerde siyasal akroba-
si yapmak ve bunu salt size kal-
mış en gizli bilgilerle destekle-
mek olarak anlıyorve uyguluyor-
sunuz.
Devleti korumanızanlaşılabilir
bir tutum. Ama ne pahasına olur-
sa olsun devleti korumak, örne-
ğin kirienmiş, çetelere bulaşmış,
banşı değil savaşı yeğlemiş bir
devlet aygıtını ille de savunmak
anlayışla karşılanmalı mı?
Siz herşeyi biliyorsunuz Sayın
Demirel!
Laikliğin demokrasi bileşenin-
den aynldığında ancak "yaptı-
nm"\arta sürdüriilebileceğini;
mafya ve sryasal cinayet çetele-
rinden anndınlmamış; bu çetele-
rin sızdığı, kuşarbğı resrni kurum-
lar temizlenmemiş bir devlette
laisizmin uzun ömürlü, hukukun
kuaımsallaşmış olamayacağını;
böyle bir devletin rejimine "de-
mokrasi" demenin ise sadece
"söylenmesi hoş-içi boş" bir laf
kalabalığından ibaret olacağını
siz çok iyi biliyorsunuz...
Siz her şeyi biliyorsunuz Sayın
Demirel!
Sadece bildiklerinizi, toplantı-
lan gizli kurullarla değil, bizimle,
halkla bölüşmeyi yeğlemiyorsu-
nuz...
Niye?
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Erbakan'ın Düşü...
Başbakan Necmettin Erbakan, ne yapmak is-
tiyor? Başbakan giderek bozulan ekonomiyi dü-
zeltmek yerine acaba bir erken seçim mi istiyor?
RP liderinin, Milli Güvenlik Kurulu kararlarını 'yo-
kuşa sürmeyi' yeğlediği apaçık ortada. Devlet Ba-
kanı Abdullah Gül'ün açıklamaları da bu çizgide.
RP milletvekillerinin büyük çoğunluğu 'oyalama
yöntemi'ru konuşmalarıyla amaçlamış durumda...
O zaman ne olacak?
Nelerolup bittiğini görüyoruz. Malatya'dan son-
ra Erzurum'da da 'demokrasi' adı altında 'şeriat
gösterileri' başladı. Malatya'da kalabalıklar 'İB-
DA-C işareti' yaparak caddeleri doldurdu. Araçla-
ra binen şeriatçılar, "Yaşasın şeriat" diye gösteri
yaptı...
Erzurum'da cuma namazından sonra havuz ba-
şına doğru yürürterken bağırıyoriardı:
"Imamlara uzanan eller kırıltr..."
Malatya ve Erzurum'daki şeriatçı gösterileri
düzenleyenlerkimler? Bu gösterinin arkasında bu-
lunanlar, hangi siyasal gücü temsil edıyor?
Elbet RP'liler ve onların yerel yöneticileri...
RP'liler açık açık şöyle diyorlar:
"Bize ters gelen Milli Güvenlik Kurulu kararları-
nı yaşama geçirmeyeceğiz..."
Devlet Bakanı Abdullah Gül konuşuyor:
"Biz uygun gördüğümüz MGK karariannı uygu-
lanz..."
RP İstanbul Milletvekili Sûleyman Arif Emre,
"Anayasa, ınsan haklan, demokratik hukuk devle-
ti ilkeleri ölçü alınacak" deyip ekliyor:
"Batı'da bırakın darbe tartışmalannı, böyle bir
şey akla bile getirilmiyor..."
Doğrudur! Çünkü Batı ülkelerindedarbeci paşa-
ların yaptığı anayasalar olmadığı gibi 'dine dayalı
bir devlet' anlayışı da çoktan tarihin çöplüğüne
atılmıştır. Avrupa'da demokrasi tam anlamıyla iş-
lemektedir. Orada hiçbir siyasal oluşum, ülkesini
ortaçağın karanlığına götürmek gibi bir düşünce
içinde değildir...
• • •
Malatya'daki şeriatçı gösteriyi düzenleyenler
kimler?
Bu soruya yanrt vermeden önce 28 Şubat 1997
günü saat 22.30 sıralannda evınin önünden kaçı-
nldığı öne sürülen Islami Dayanışma Vakfı Başka-
nı Ismail Özer'in kim olduğuna bakmakta yarar gö-
rüyoruz...
Ismail Özer'in serbest mimar ve bir inşaat şirke-
tiyle ilişkisi olduğu bilinıyor. Evinin önünden kaçı-
rıldığı söylenen islami Dayanışma Vakfı Başkanı,
1 Mart 1997 günü Ankara'nın Kalecik ilçesi yakın-
lanndajandarmalartarafindan baygın olarak bulu-
nuyor...
Ismail Özer, hırpalanmış olarak bulundukian
sonra, jandarma karakoluna götürülüyor; ardından
Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu-
besi'ne gönderiliyor. Ancak, burada kimı RP'lı ba-
kan ve milletvekıllerı devreye giriyor.
Istami Dayanışma Vakfı Başkanı'nın Terörle Mü-
cadele Şubesi'nde söyledikleri şunlar
"Şuurum yerinde değil, ifade verpıeyeceğkn..."
ismail Özef"i kimler kaçırdı? \n'^pr,^','~,~
Malatya'da yaygın kanı şöyle:
"Islami Dayanışma Vakfı Başkanı birşirkette ça-
lışıyor. Bu şirketin devletten ihale aldığı söyleniyor.
Galiba işin içinde birbityeniği var..."
Acaba bu bit yeniği nedir? Kimi Malatyalı baba-
lar, Ismail Özer'e gözdağı mı vermek istemiştir?
Şimdilik orası bilinmiyorya da kaçırılma olayı ka-
patılmak isteniyor...
• • •
Önce Malatya, ardından Erzurum'da yaşanan
olaylar, ülkemizde şeriatçı yapılanmanın nedenli iv-
me kazandığını apaçık göstermiyor mu?
Yaşanan iki olayda da vali ve polis seyirci...
Erzurum Belediye Başkanı, bir süre once İran'a
övgüler' düzmemiş miydi? Iran'ın Erzurum Kon-
solosu. yine bir süre önce Türkıye'nin ıç işlerine ka-
nşmamış mıydı?
Bunlann hiçbirisi rastlantı değildir...
iki olayın arkasında da RP'nin yerel yöneticileri
bulunuyor. RP 'adil düzen' masalını yutturama-
yınca "Şeriat isteriz" diyenleri ayağa kaldırıyor...
Ne diyor Devlet Bakanı Abdullah Gül:
"Uygun gördüğümüz MGK karariannı uygula-
nz..."
Ya Cumhurbaskanı Sûleyman Demirel'in aşa-
ğıdaki sözlerine ne diyorsunuz:
"Elimde yetki olsa bugün seçimi yenilerim..."
Erbakan Hoca'nın düşü de budur. RP tabanını
elinde tutmak için gerginliği arttırmak istiyor Ho-
ca. Ardından da hükümetten ayrılıp erken seçime
gitmek. Sonra da tek başına iktidara gelmek.
Tansu Çiller ile Mesırt Yılmaz; Bülent Ecevit
ile Deniz Baykal 'akıllannı başlanna toplamazlar-
sa' Hoca'nın düşü gerçekleşir...
Siz ne düşünüyorsunuz?..
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (Q Planet.com. TR
CHP Cenel Sekreteri Keskin
Türkiye adım adım
irticaya sürükleniyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Sekre-
teri Adnan Keskin. birbin ar-
dına yaşanan her olayın Tür-
kiye'yi adım adım irticanm
karanlığına sürüklediğinı
söyledi. Malatya'da "gerici
kaUaşmanın provasmın ya-
pıldı^nı'' ve "KabakçıMus-
tafa isyanının küçük bir ör-
neğinin gerçekleştirüdigini'"
öne süren Keskın, DYP'nın
içinde namuslu ve düriist po-
litikacılann olduğunu kayde-
derek, "Bu arkadaşlara ses-
leniyonım; gelin biriikte bu
iktidara son vereiiınT
'dedi.
Keskin, dün düzenlediği
basın toplantısında, iktidara
ağır eleştiriler yöneltirken,
u
Ankara'da,lstanbul'da. Er-
zurum'da, Kayseri'de,en son
Maiatya'da yaşanan olaylar
ve bu olavlar karşısında ka-
mu idaresini temsil edenlerin
tutumu, yaklaşan tehlikenin
somut örneklerini oluşturu-
yor" diye konuştu.
Keskin, laık demokratik
cumhunyetin her geçen gün
biraz daha aşmdınldığmı
kaydederken, irticai faalıye-
telere karşı çıkan kişi ve ku-
rumlann da, din tacirleri ile
ıktidar sözcülerince etkisiz-
leştırilerek susturulmaya ça-
lışıldığmı belirtti.
Keskin, "İktidan temsil e-
den RP ve D^'P, kcndilerini
iktidara taşıvan demokrasi-
nin faziletinden u/aklaşnuş-
lardır. Hükümet iflasını giz-
levip ayakta kalmak için, ka-
ranhk ilişkileri bir vöntem
olarak kullannıaya başladı.
Bu hükümet döneminde bü-
yüme hıa yavaşladı, fivatiar
artn, dış ticaret açığı büyü-
dü, kamu finansman açıkla-
n hükümetin iflasının aksine
daha da büyük rakamlara u-
laşh. Bu hükümetin başardı-
gı bir iki şey de yok değil.
Bunlann başuıda türldye'yi
dünvadan soyutlamak geU-
yor" dedi.