23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP Genel Başkan Yardımcısı Gölhan, cumhuriyet rejiminin korunacağını vurguladı 'Kararlar uygulaııacak9 ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - RP sözcülerinin MiIIi Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 28 şubat kararlann- dan "uygun görölenlerin uy- gulanacağı" yönündekı me- sajlan sürerken, DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, "Kimse kuşku duy- masın, bu karariar uvgulana- cakür. Bu karariar herhangi bir parti için alınmış değil, 65 mityon insan için, hepûniziçin alındı" açıklamasını yaptı. Bazılannın ıktidan devirme uğruna demokrasınin zede- lenmesine göz yumduğunu savunan Gölhan. "Ne şeriat gelecektir ne laiklik elden gi- decektir. Rejim dimdik ayak- ta" dedi. MGK. kararlarını 'rnuhüra gibi gösterme gay- refleri'ni eleştıren Ulaştırma Bakanı Ömer Banıtçu ise "Kararlann atana ben de im- za atanm" dedi RP sözcüiennin MGK'- nin bazi kararlannın uygulan- mayacagı yönündeki mesaj- lan. hükümet ortağı DYP'de tepkiyle karşılandı. Mehmet Gölhan, dün düzenledifi basm toplantı- smda. son gelişmelen değerlendirirken, ortaklanna da mesajlar gönderdi. MGK kararlannın "muhura" diye nitelenmesi ve "darber söylentilerinin ekonomik ıs- tikran bozduğunu, yurtdışında Türkiye afeyhine olduğunu bildiren Gölhan, "Hıristiyan demokratlar, Tiirkiye AB'ye Başbakan Erbakan bugün Cumhurbaskanı ile görüşecek Refah yönetimi Demirel'e kızgınANKARA (Cumhuriyet Bfiro- su)-RP yönetimi, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK.) irticaya karşı en önemli uygulamalar olarak gündeme getirdiği ve askerlerin yaşama geçirilmesinde ısrarlı ol- duklan imam-hatip, Kuran kursu ve 8 yıllık zorunlu eğitim konu- sundaki dûzenlemelere direnece- ğini ilan etti. RP, MGK'nin hükümete "yapb- nm* uyanlı 18 maddelik düzenle- me öngörmesine neden olan bu- nalırndan Cumhurbaskanı Söky- man DemireTi sorumlu tutuyor. RP yönetimi, "Demirel tavır iaay- saydı asker çıkış yapmazdı" görü- şünü savunurken MGK toplantısı öncesinde 1.5 ay sûreyle Cumhur- başkanı Demirel'Ie göriişmeyen Başbakan Necmettin Erbakan, topiantı sonrasmda geçen hafta da bu tavnnı sürdürdü. Geçen hafta olağan görüşmesini yapmayan Başbakan Erbakan'ın bugün Köşk'e çıkacağı ve Demirel'le bir görüşme yapacağı bildirildi. RP Grup Başkanvekili Salib Kapusnz da MGK karariaruıda uygulama- rnn hükümet protokolündeki esas- larla sınırlı kalacağını ima ederken " Hukuk devktinde kanantar önünde herkes eşittir; MGK ka- rariannı kim sızdırdrysa gereği ya- jMİmaudır" dedi. RP'nin MGK toplantısı önce- sinde izlediği gerilimi tırmandır- ma politikasına karşı açık tavır aian Cumhurbaşkanı Demirel'in uyanlarını sûrdünnesi, RP yöneti- minde rahatsızhk yarattı. 5 gün sü- ren imza bunahmında MGK ka- rarlannın yumuşatılması için Ge- nel Başkan Yardımcısı Ayduı Men- deres'in arabulucu olarak devreye girmesini isteyen, bu girişim so- nuçsuzkalınca kararlan imzalayan Başbakan Erbakan'ın, "uygunbu- lunan karariann dikkate alınaca- ğı" yönündeki mesajı. RP-Çanka- ya ilişkilerindeki gerginliği tır- mandırdı.Başbakan Erbakan'ın, MGK öncesindeki ta\Tinı toplan- tıdan sonra da sürdürerek geçen hafta DemırePle haftahk olağan görüşmesini yapmak üzere Çan- kaya Köşkü'ne çıkmaması dikkat çekerken kurmaylan da DemireJ'e yönelik eleştırilerini sürdürüyor- lar. Bu aşamadan sonra hükümetin karamameler yoluyla atacağı bazı adımlann Demirel tarafindan en- gellenecegi kaygısı taşıdıklannı belirten RP'li biryönetici, "Şinıdi kılık kıyafet tartışması yapıuyor. Hükümetin gündeminde türban sorunu var. Bu, kararname ile dü- zenlenecek bir konu. Ancak Demi- rei'in tutumu böyle bir kararname çıkanimasını zoıiaştmyor. O za- rnan bu konu yasa olarak MecBs'e getirilir. MecHs'te muhalefet mil- letvekilterinin de desteğini alarak bu yasayı çıkannz. Sonra Cum- burbaşkanı isterse onaylamasın, TBMM'den ikinci kez aynı şeldlde gönderibnesinden sonra yasayı im- zalamaktan başka yoiu yok. Ana- yasa Mahketnesi'ne göfürürse de kendisi bflir" diye konuştu. RP Grup Başkanvekili Salih Ka- pusuz, dün düzenlediği basın top- Iantısında, basına ve örtülü biçim- de MGK üyelerine meydan okîıdu. MGK kararlannın gizli olduğunu. bunlan yazanlar ve sızdıranlar hakkında gereğinin yapılması ge- rektiğini söyleyen Kapusuz, "Sav- cılan göreve davet edıyorum. Ba- ğımsı/ yargı derhal devreye girroe- İL hukukun gereğîni yerine getir- metidir" dedi. girenıez, diye karar alıyor. Bizrejimitar- nşma konusu yaparsak bu kararlann ve- rilmesi mukadderdir, sürpriz degü" dedi. Gölhan, hükümeti yıkmak isteyen odak- lann dünyanın hiçbir üikesinde görülme- mış eleştiriler, ithamlar yönelttiğini vur- gulayarak sözlenni şöyle sürdürdü: "Iktidan devirme uğruna demokrasi- nin zeddenmesine bile göz yumanlar ol- du. Eski arşivler kanştınlıvor. Kuran kurslannda cihat yemini haberieri yaab- yor. Sonra bunlar havali bir kitap, hayali biryazarçıkıyor.Karariar imzalandı, tan- siyon insin diye bekHyoruz. şimdi de karar- iar uygulanacak mı tarüşması başlatılı- yor. Hiç şüpbeniz olmasın ki uygulana- cakbr. Neden uyguianmasuı? Bu karariar herhangi bir parti için alınmış değiL 65 miKon için, ülkenin bütünlüğü için aun- mış. Kimse kuşku duvmasın, bu karariar uygulanacaktır. Çünkü hepimizk, Türki- ye Cumhuriyeti ile ilgilidir." Gölhan. MGK kararlannın TBMM'ye getirilmesinin hiçbir şekilde söz konusu DSP lideri Bülent Ecevit TSK'nin tavn zorunluydu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Baş- kanı Bülent Ece\it, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannın altında koalis- yon ortağı iki partinin genel başkanlannın imzalan oldu- ğurta dikkat çekerek "Bu imzalar rünıiiyle Bakanlar Kurulu'nu bağlar. Bu karar- lan inı/alayan herkesin im- zasına sahip çıkması dürüst- hığün okluğu kadar, bir re- jim bunahmuıı önlemenin de gereğkür" dedi. Kararla- nn "muhüra" veya "darbe" gibi nitelendirilmesinin yan- lış olduğunu vurgulayan Ecevit. "Türk SUahlı Kuv- vetleri'nin (TSK) laik de- mokratik cumhuriyete bağ- itlıgL, bir siyasal tavır veya tercih değiL bir anayasal ge- reküliktir" değerlendirme- sini yaptı. Refah'ı eleştirdi DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, dün yaptığı ya- zılı açıklamada, hükümetin RP kanadının "MGK'nin bazı kararian uygulana- maz" 7 açıklamalannı eleştir- di. TSK'nin anayasal konu- mu ve siyasal tartışmalar içı- ne çekilmek istenmesinden duyduğu rahatsızlığı dile ge- tiren Genelkurmay açıkla- masının çok yerinde oldu- ğunu vurgulayan DSP lıde- ri, "TSK'nin taik-dcmokra- tikcumhuriyete bağlılığı. bu konudaki duyariıhğı bir si- yasal tavır veya tercih değiL bir anayasal genekliliktir. Ay- nı zamanda de\letimk, de- mokrasimiz ve ulusumuz için bir güvencedir*'dedi. Ecevit, TSK'yi bu nedenle eleştirmenin de siyasal amaçlarla istismara kalkış- manın da sakıncalı olduğu- nu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: U MGK toplantısı üzerioe açıklanan karariar, bu ana- yasal kunımun srvif \e asker kanarlannın ortak kararia- ndır. Bu kararlan imzalay an herkesin. imzasına sahip çık- ması, dürüstlüğün olduğu kadar, bir rejim bunahmını önlemenin de gereğidir. MGK karariannı Başbakan olarakimzalayan Sayin Nec- mettin Erbakan'ın da laikli- ği, 'dinsizlik' veya 'faşistlik' gibi gösteren ve milletin bü- yük çoğunluğunun duygula- nnı inciten ifade ve taviriar- dan artık vazgeçmesi gere- kir. Bazı RP yönetkileri hü- kümetin MGK karaıianna uyma zorunluluğu bulun- madığmı söylüyoıiar. Böyle bir anlayış, ahlaki açıdan çok yanlıs olur. Çünkü bu karar- lann altında her iki koaJis- yon ortağ] partinin genel başkanlannın imzalan var- dır. Bu imzalar ahlaki açı- dan rümüyle Bakanlar Ku- rulu'nu bağlar. Aksine bir davranış, her iki Iklerin MGK karariannı sırf günü kurtarmak ve kamuoyunu oyalayıp kandırmak için im- zaladıklan kamsım doğunır ve ciddi bir güven bunahmı- na neden olur." DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, bazı politikacı- lann MGK karariannı "muhüra" veya "darbe" gi- bi nitelendirmelerinin de çok sakıncalı olduğunu sa- vundu. Ecevit,"tç poütika hesaplanna dayanan bu tür iddialar, rejime gölge düşü- receği gibi, karariann uygu- lama\a geçirUmesim de psi- kolojik bakımdan güçleşti- rir" dedi. Tı Yasemin Ağar için mevlit Eski fçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın lazı Yasemin Ağar'ın ölümünün 40. günü nedeniyle Dolmabahçe Bezm-i Âlem Vah'de Sıütan Camii'nde mevlit okutuldu. Gazetecilerin içeriye alınmadığı mevu'de, aralarmda Su- surluk soruşrurmasının kilit ismi Korkut Eken'in de bu- hınduğu katebahk birgrup karjldı. İstanbul Emniyet Mü- dürii Ramazan Er. İçişleri Bakanlığı dantşmanı veemek- li Yarbav Korkut Eken, eski İstanbul ve Ankara Emni- yet Müdürii. Bursa Valisi Orhan Taşanlar. eski Emniyet Genel Müdürii ve Muğia Valisi Cemil Serhadh, eski Fe- nerbahçe Başkanı Tahsin Kaya ile bazı emniyet amirle- ri, Yasemin Ağar için Dolmababçe'ye geldL Sabah erken saatlerde eşi Emel >e oğlu Tolga'dan ayn olarak camiye gelen Mehmet Ağar, korumalany la beraber içeri girdL Camiye girmeden önce sohbet etmek için biriikte yürü- yen Ramazan Er ile Orhan Taşanlar, basın mensuplan- nı "Yeteri kadar görüntümüzü aldınız. Bizi rahat bıra- km" diye azariadı. (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) Marmaris Savcılığı soruşturmayı sürduruyor 'Ümit'in cesedi bulundu' iddiası MARMARİS / ANKARA (UBA) - Mafyanın, yeraltı dünyasının, kumarhanecilerin ve spekülatörlerin gözdesi olan Marmaris'te bulunan bir cesedin, özel tim görevlilerince öldürüldüğü öne sürülen Tank Ümit'e ait oldugu iddia edildi. Marmaris'te ormanlık alanda bulunan cesedin yanındaki elbisenin markasının sökülmüş ve düğmelerinin kopanlmış olması da bu iddialan güçlendirdi. Adının açıklanmasını istemeyen bir ilgili. "Öyle anlaşıbyor ki sabipsiz ceset tanınmış markalar kullanan ve kimUginin gizli kalması istenen bir kişi. Yoksa neden markalan söküp düğmeleri koparsınlar?'" dedi. Konuyla ilgili olarak Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı sonışturaıa devam ederken. olayla ilgili bilgi veren bir ilgili, cesedin Marmaris'te bulunmasını ve sonraki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: "17.10.1996'da Marmaris'in onnanhk alanında bir ceset bulundu ve durum koffuk güçlerine bildirildi. KoDuk güçieri cesedi de\ let hastanesi morguna getirdiler. Ancak, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın • otopsisinden sonra anlaşıldı ki, kolluk güçieri olay yerinde kroki ve tespit tutanağı rutmamışlar. O nedenle kim ghmiş, kimlerie ghmiş, hangi yofla ihbar yapdmış sorulan ortada duruy»r. Olay yerinde çeidlen fotoğraflar da ilginç ve ürkütücfi. Cesedin tanınmaması için her şey yapdmış. İnfaza uğramış cesede DNA testi yapümaması da öiö her kimse, onun kimKginin ortaya çıkmasınj engelleyen bir unsurdur" Edinilen bilgilere göre, 13 Kasım 1996 günü Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Ahmet Ayhan Özcan, ağabeyi Hüseyin Ozcan'ın 57 günden beri kayıp olduğunu belirterek sahipsiz cesedi teşhıs etmek istiyor. Sonuçta "Bu benim agabeyim" diyor, ama 25 Kasım 1996 günü verdiği bir dilekçe ile daha önce yaphğı teşhisten emin olamadıgını belirterek ağabeyini fotoğraflardan tam teşhis edemediğini söylüyor ve DNA testi istiyor. Savcılık bu isteği uygun görüyor ve harç yatmlması gerektiğini anımsatıyor. Ancak bundan sonra Özcan'dan hiç ses seda çıkmıyor. olmadığını vurgularken, yö- neltilen sorular üzerine parti- sinin bu konudaki değişen tavnnı açıklamakta zorlandı. Gazetecilerin, "Genel başka- nnuz, MGK karariannın ge- nel görüşme olarak TB- MM'ye götürüleceğmi söyle- di" sözleri üzerine Gölhan, "Hayır. O MC.K karariannı değfl,rejime sahipçıkılmasını. askere davet çıkânlmamasını söyledi. Yoksa neyi tamşacak- sınız? Bakanlann imzası \ar, zoria mı im/aJadılar. Karar- iar değiL rejim taröşıhr" de- di. Gölhan "Rejimle ilgili ge- nel görüşme önergesi verile- cek mi" sorusuna da "Şu an- da bir şey yok. Başkanhk Di- vanı'nda konuşulur" karşılı- ğmı verdi. Askerleri rahatsız eden bazı şeyler bulunduğu- nu, bunlargörmezden geline- rek, konunun başka mecrala- ra çekilmemesi gerektiğini bildiren Gölhan. "Genel gö- rüşme konusunda geri adım mı attinız" sorusuna "Geri adım bahis konusu değiL Sa- yuı Çiller'genel görüşme' de- miş olabilir, ama MGK kararlan ile ilgili değü" yanıtını verdi. Kararlann "muhnra" olarak nitelen- mesini eleştiren Gölhan, "4WiDda hükü- met üyelerinin imzalan var. Hükümet kendi kendine muhbra verir mi? Yakışûr- malar sürüyor. Ne şeriat düzeni gelecek- tir, ne laiklik elden gidecektir. Rejim dim- dik ayaktadır. Millet bu hü- kümetin devamını ve icraao- na devam etmesini istiyor" dedi. Gölhan, RP sözcüleri- nin MGK kararlanyla ilgili bazı sözleri aktanlarak yö- neltilen sorulara, "Herkes yasalan çiğnememek koşu- luyla her istediğini söyleyebi- lir. Hükümet 9 gensorudan güvenoyu alarak çıkmıştır. Ortağımızın milletvekUleri- nin yaklaşımlan, ilgili parti yöneticileıi ile genel başkam- nı Ugüendirir" karşılığını verdi. 'Ben de imza atanm' Ulaştırma Bakanı Ömer Banıtçu. Zonguldak'ın Ki- limlı beldesinde yaptığı açık- lamada. bir kısım çevrelerin, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) karariannı -muhn- ra" gibi göstermek gayreti içinde olduğunu ileri sürdü. MGK'nin son toplantısın- da alman kararlann, "hükü- mete yönelik bir nota ve aynı zamanda bir darbe ön hazır- hğı"gibi göstenlmesi yönün- de birtakım gayretlerin bu- lunduğunuda ifade eden Ba- rutçu, "darbe" tartışmalan- nm da yanlış olduğunu vur- gulayarak şunlan söyledi: "Türkiye'de herkes işine geldigi gibi konuşuyor. işine geldiği gibi okuyor. Anaya- sa'nın 118. maddesi ortada. Bu madde. (MGK, devletin güvenlik konusundaki çahş- malannı yapar ve bunu hü- kümete biklirir) diyor. Kah- raman silahh kuvvetier bir çahşma yapmış, bunun da hükümete bildirUmesine ka- rar verümiş. Efendim (neden hükümete bildirUir diye ya- zdnuş da, önerilir diye yazıl- mamış) şeklinde yorumlar var. (Bildirir) diye, Anayasa hükmû var. G«rekçesi de, (MGK'nin bu çalışmalan hükümetin milli siyasetini teşkil eder) diyor. Burada, milli sivasetitespitedecekku- rul MGK'dir. Ne olmuş? MGK, bu milli sivaseti tespit etmiş. Bunu da hükümete bü- dirmiş.Gayet normal. Büdir- diğişeylerin altma ben de im- za atanm." IRMIKIAYDIN ENGİN e * mail: engin (a planet.com.tr Sayın Sûleyman Demirel MGK üyelerine yazdığım mek- tuplann sonuncusu size. Gerçi siz 28 Şubat toplantısında ken- dinize "hakem" rolü biçtiniz; ta- raflardan biri olmamaya özen gösterdinız. Ama bu kadar örtemü bir toplanüya başkanlık eden sizi mektupsuz bırakmaya gönlüm razı değil. Üstelik bu bahane ile size bir mektup yazmak, benim için özel bir keyif de taşıyor. Sade yaşa- möykümde sizin önemli biryen- nizvar. Örneğin gözaltına alınıp ilk kez "Binnci Şube" ile tanıştığım siya- sal mitıngde görevim, sizin, ABD Başkanı ile çekilmiş fotoğrafını- zı taşımaktı. Fotoğrafın altma "Morrison Sûleyman - Go Ho- me"yazmıştık. Çok genç ve çok yoksul bir ti- yatro yazanydım. Bir oyun yaz- dım: Devr-i Sûleyman. Bir döne- me damgasını vurdu. Siyasal ti- yatro türünün önemli bir oyunu olduğu söylenir. Aralıksız en çok oynanan Türk tiyatro oyunu özel- MGK Üyelerine Açık Mektup (4) liğini de hâlâ koaıyor. Çok para kazandırdı yazanna. Terzi Sa- dık'ın banka borcu, esnaf sene- di, evin ipoteği filan hepsi bir günde ortadan kalktı. O da ilk kez o gece, oğluna yanında ci- gara içme izni verdi ve oğluyla Mavi Köşe'de rakı içti. Gazetecilik mesleğinde ilk se- çim gezime de sizi izleyerek baş- ladım. Siz siyasette indiniz-çıktı- nız, indiniz-çıktınız; aynı dönem- lerde ben de girdim-çıktım, gir- dim-çıktım. Yaşamlanmızsürek- li kesişti, handiyse benzeşti. En son iki yıl önce, Güney Amerika'dan dönerken, Brezilya üstünde, uçağımızyüzlerce met- re aşağıya savrulduğunda, hep biriikte son saniyelerimizi yaşa- dığımıza inandığımız o anda, siz ve ben sarmaş dolaştık. Gezile- rinizde alışageldiğimiz selamla- ma turunuzda tam benim koltu- ğumun yanındayken düşüş baş- lamıştı. O can pazannda, ben bir koltuk kaydım. Siz benim koltu- ğa çöktünüz. Sizi, içtenlikte dua ederken ve ölümün eşiğinde çevrenizi yatıştırmaya çabalar- ken hemen bitişiğinizden izle- dim. Biri "Cumhurbaşkanımın kemerini bağlayın" dedi. Bağla- mak bana düştü. O şaşkınlıkla ikimizi aynı kemerle bağîadım. Bizi birbirimize kader bağladı Sayın Demirel! Bu ülkede ne sizsiz olabiliyo- ruz, ne de sizinle. Zaten tek bir Demirel de yok. O kadar çoksunuz ki.. sizi izle- mek, kavramak çogu kez müm- kün olamayabiliyor. Somurtkan olmayan bir devtet adamı ciddiyet' hemen her za- man sizin bir özelliğiniz oldu. Başlangıçta bunun ayırdına pek varamadık. Eşdeğerieriniz, hatta ustalannız (örnegin Ismet Inö- nü) sıyaset sahnesindeydi oza- manlar. Ama şimdi neredeyse türünüzün tek örneğine dönüş- tünüz. Çağdaş devlet kavramını sindirmiş, hukuka ve yasalara bağlı bir politikacı yönünüz gitgi- de ağırlık kazandı. Zamanında(1969'larda) "Yol- laryûrûmekle aşınmaz" dediniz. Bizi ciddiye almadığınızı düşü- nüp size kızdık. Bugün bu sözün demokratik bir tutum olduğuna inanıyorum. Ama Sayın Demirel, "Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" sözü de sizin. Hem de "sağcılar"m art arda, aralıksız cinayet işlediği günler- de söylediniz bunu. O sözü duy- duklannda Abdullah Çatlı'lar. Haluk Kırcı'lar, Oral Çelik'ler kimbilir ne kadar sevinmişler, 'devlet1n koruyucu elinı sırtlann- da duyup kimbilir ne kadar gö- nenmişlerdir. Siz devlet hizmetine başladı- ğınızda ben yedi yaşındaydım Sayın Demirel. Politikayaatıldığı- nızda da 20 yaşında. Biz sizinle büyüduk. Yaşamımızda hep var oldu- nuz. Çok zengin bir yaşam de- neyiminiz, bunlan değerfendire- cek keskin bir zekânız ve biriki- miniz var. Siz her şeyı biliyorsunuz Sayın Demirel.Vebunu bizlerden, halk- tan esirgiyorsunuz. Bildiklerinizi halkla bölüşmüyorsunuz. Say- dam devletten, devlet tehlikeye düşer kuşkusu ile hep uzak du- ruyorsunuz. Halkla devlet ara- sında bir seçmeye zorfandığınız- da siz hep devleti yeğliyorsunuz. Devlet adamlığını çoğu kez has- sas dengelerde siyasal akroba- si yapmak ve bunu salt size kal- mış en gizli bilgilerle destekle- mek olarak anlıyorve uyguluyor- sunuz. Devleti korumanızanlaşılabilir bir tutum. Ama ne pahasına olur- sa olsun devleti korumak, örne- ğin kirienmiş, çetelere bulaşmış, banşı değil savaşı yeğlemiş bir devlet aygıtını ille de savunmak anlayışla karşılanmalı mı? Siz herşeyi biliyorsunuz Sayın Demirel! Laikliğin demokrasi bileşenin- den aynldığında ancak "yaptı- nm"\arta sürdüriilebileceğini; mafya ve sryasal cinayet çetele- rinden anndınlmamış; bu çetele- rin sızdığı, kuşarbğı resrni kurum- lar temizlenmemiş bir devlette laisizmin uzun ömürlü, hukukun kuaımsallaşmış olamayacağını; böyle bir devletin rejimine "de- mokrasi" demenin ise sadece "söylenmesi hoş-içi boş" bir laf kalabalığından ibaret olacağını siz çok iyi biliyorsunuz... Siz her şeyi biliyorsunuz Sayın Demirel! Sadece bildiklerinizi, toplantı- lan gizli kurullarla değil, bizimle, halkla bölüşmeyi yeğlemiyorsu- nuz... Niye? POLTltKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Erbakan'ın Düşü... Başbakan Necmettin Erbakan, ne yapmak is- tiyor? Başbakan giderek bozulan ekonomiyi dü- zeltmek yerine acaba bir erken seçim mi istiyor? RP liderinin, Milli Güvenlik Kurulu kararlarını 'yo- kuşa sürmeyi' yeğlediği apaçık ortada. Devlet Ba- kanı Abdullah Gül'ün açıklamaları da bu çizgide. RP milletvekillerinin büyük çoğunluğu 'oyalama yöntemi'ru konuşmalarıyla amaçlamış durumda... O zaman ne olacak? Nelerolup bittiğini görüyoruz. Malatya'dan son- ra Erzurum'da da 'demokrasi' adı altında 'şeriat gösterileri' başladı. Malatya'da kalabalıklar 'İB- DA-C işareti' yaparak caddeleri doldurdu. Araçla- ra binen şeriatçılar, "Yaşasın şeriat" diye gösteri yaptı... Erzurum'da cuma namazından sonra havuz ba- şına doğru yürürterken bağırıyoriardı: "Imamlara uzanan eller kırıltr..." Malatya ve Erzurum'daki şeriatçı gösterileri düzenleyenlerkimler? Bu gösterinin arkasında bu- lunanlar, hangi siyasal gücü temsil edıyor? Elbet RP'liler ve onların yerel yöneticileri... RP'liler açık açık şöyle diyorlar: "Bize ters gelen Milli Güvenlik Kurulu kararları- nı yaşama geçirmeyeceğiz..." Devlet Bakanı Abdullah Gül konuşuyor: "Biz uygun gördüğümüz MGK karariannı uygu- lanz..." RP İstanbul Milletvekili Sûleyman Arif Emre, "Anayasa, ınsan haklan, demokratik hukuk devle- ti ilkeleri ölçü alınacak" deyip ekliyor: "Batı'da bırakın darbe tartışmalannı, böyle bir şey akla bile getirilmiyor..." Doğrudur! Çünkü Batı ülkelerindedarbeci paşa- ların yaptığı anayasalar olmadığı gibi 'dine dayalı bir devlet' anlayışı da çoktan tarihin çöplüğüne atılmıştır. Avrupa'da demokrasi tam anlamıyla iş- lemektedir. Orada hiçbir siyasal oluşum, ülkesini ortaçağın karanlığına götürmek gibi bir düşünce içinde değildir... • • • Malatya'daki şeriatçı gösteriyi düzenleyenler kimler? Bu soruya yanrt vermeden önce 28 Şubat 1997 günü saat 22.30 sıralannda evınin önünden kaçı- nldığı öne sürülen Islami Dayanışma Vakfı Başka- nı Ismail Özer'in kim olduğuna bakmakta yarar gö- rüyoruz... Ismail Özer'in serbest mimar ve bir inşaat şirke- tiyle ilişkisi olduğu bilinıyor. Evinin önünden kaçı- rıldığı söylenen islami Dayanışma Vakfı Başkanı, 1 Mart 1997 günü Ankara'nın Kalecik ilçesi yakın- lanndajandarmalartarafindan baygın olarak bulu- nuyor... Ismail Özer, hırpalanmış olarak bulundukian sonra, jandarma karakoluna götürülüyor; ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şu- besi'ne gönderiliyor. Ancak, burada kimı RP'lı ba- kan ve milletvekıllerı devreye giriyor. Istami Dayanışma Vakfı Başkanı'nın Terörle Mü- cadele Şubesi'nde söyledikleri şunlar "Şuurum yerinde değil, ifade verpıeyeceğkn..." ismail Özef"i kimler kaçırdı? \n'^pr,^','~,~ Malatya'da yaygın kanı şöyle: "Islami Dayanışma Vakfı Başkanı birşirkette ça- lışıyor. Bu şirketin devletten ihale aldığı söyleniyor. Galiba işin içinde birbityeniği var..." Acaba bu bit yeniği nedir? Kimi Malatyalı baba- lar, Ismail Özer'e gözdağı mı vermek istemiştir? Şimdilik orası bilinmiyorya da kaçırılma olayı ka- patılmak isteniyor... • • • Önce Malatya, ardından Erzurum'da yaşanan olaylar, ülkemizde şeriatçı yapılanmanın nedenli iv- me kazandığını apaçık göstermiyor mu? Yaşanan iki olayda da vali ve polis seyirci... Erzurum Belediye Başkanı, bir süre once İran'a övgüler' düzmemiş miydi? Iran'ın Erzurum Kon- solosu. yine bir süre önce Türkıye'nin ıç işlerine ka- nşmamış mıydı? Bunlann hiçbirisi rastlantı değildir... iki olayın arkasında da RP'nin yerel yöneticileri bulunuyor. RP 'adil düzen' masalını yutturama- yınca "Şeriat isteriz" diyenleri ayağa kaldırıyor... Ne diyor Devlet Bakanı Abdullah Gül: "Uygun gördüğümüz MGK karariannı uygula- nz..." Ya Cumhurbaskanı Sûleyman Demirel'in aşa- ğıdaki sözlerine ne diyorsunuz: "Elimde yetki olsa bugün seçimi yenilerim..." Erbakan Hoca'nın düşü de budur. RP tabanını elinde tutmak için gerginliği arttırmak istiyor Ho- ca. Ardından da hükümetten ayrılıp erken seçime gitmek. Sonra da tek başına iktidara gelmek. Tansu Çiller ile Mesırt Yılmaz; Bülent Ecevit ile Deniz Baykal 'akıllannı başlanna toplamazlar- sa' Hoca'nın düşü gerçekleşir... Siz ne düşünüyorsunuz?.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (Q Planet.com. TR CHP Cenel Sekreteri Keskin Türkiye adım adım irticaya sürükleniyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sekre- teri Adnan Keskin. birbin ar- dına yaşanan her olayın Tür- kiye'yi adım adım irticanm karanlığına sürüklediğinı söyledi. Malatya'da "gerici kaUaşmanın provasmın ya- pıldı^nı'' ve "KabakçıMus- tafa isyanının küçük bir ör- neğinin gerçekleştirüdigini'" öne süren Keskın, DYP'nın içinde namuslu ve düriist po- litikacılann olduğunu kayde- derek, "Bu arkadaşlara ses- leniyonım; gelin biriikte bu iktidara son vereiiınT 'dedi. Keskin, dün düzenlediği basın toplantısında, iktidara ağır eleştiriler yöneltirken, u Ankara'da,lstanbul'da. Er- zurum'da, Kayseri'de,en son Maiatya'da yaşanan olaylar ve bu olavlar karşısında ka- mu idaresini temsil edenlerin tutumu, yaklaşan tehlikenin somut örneklerini oluşturu- yor" diye konuştu. Keskin, laık demokratik cumhunyetin her geçen gün biraz daha aşmdınldığmı kaydederken, irticai faalıye- telere karşı çıkan kişi ve ku- rumlann da, din tacirleri ile ıktidar sözcülerince etkisiz- leştırilerek susturulmaya ça- lışıldığmı belirtti. Keskin, "İktidan temsil e- den RP ve D^'P, kcndilerini iktidara taşıvan demokrasi- nin faziletinden u/aklaşnuş- lardır. Hükümet iflasını giz- levip ayakta kalmak için, ka- ranhk ilişkileri bir vöntem olarak kullannıaya başladı. Bu hükümet döneminde bü- yüme hıa yavaşladı, fivatiar artn, dış ticaret açığı büyü- dü, kamu finansman açıkla- n hükümetin iflasının aksine daha da büyük rakamlara u- laşh. Bu hükümetin başardı- gı bir iki şey de yok değil. Bunlann başuıda türldye'yi dünvadan soyutlamak geU- yor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle