06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 1997 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Kamu Görevlileri Taraflıdır BÜLENT SERİM Anayasa N e zaman bır kamu gö- revlisı Atatürk ilke ve devnmlerindeTi söz etse ya da laiklikle ilgili ko- nuşma yapsa, hemen ka- mu görevlisinin tarafsız olduğu vurgulamp, "Siyasetyapmakisti- yorsa seçime girsn" sesleri yükselmeye başlar. Acaba gerçekten kamu görevlisi taraf- sız mıdır? Ya da kamu görevlisinin taraf- sızlıgı hangi konudadır? Kanımızca ta- rafsızlık, bilerek ya da bilmeyerek yanlış yorumlanmaktadır. Kamu görevlileri kuşkusuz siyaset kar- şısında tarafsız olmakzorundadır. Hiçbır partinın yandaşı olamazlar; devletin gö- reviileridirler. Gelin görün ki, kamu gö- revlileri 1970'li yıllann başından beri hızla politize edilmişlerdir. Bunda ba$ so- rumlu. kamu görevlilennı taraf olmaya zorlayan ıktidarlardaki siyasal partiler- dir. Çünkü bu dönemde, iktidardaki siya- sal partinin yandaşı olmayanlara yüksel- me olanağı sağlanmamıştır. Personel hu- kukunun liyakat ve kariyer ilkeleri, yeri- nı "parti yandaşı olma" pervasızlığına bırakmıştır. Bu yolun açilmasında, seçı- me katılan kamu görevlilerinin görevle- nne yeniden dönmesine olanak sağlayan yasalann da etkisi olmuştur. Tarafsızlık, devletin temel değerleri söz konusu olduğunda yerini bu kez "ta- raflı olma"ya bırakmaktadır. Kamu gö- rev lılen devletin ve rejimin temelini oluş- turan temel ilkeler konusunda taraflı ol- mak zorundadırlar. Buradaki kamu gö- reviilerinden kastımız, cumhurbaşkanın- dan bakanlara ve miHetvekillerine, aske- ri ve sıvil bürokratlara, cüppeliler ve rüt- belilere, öğretmen, doktor, mühendisle- Mahkemesi Genel Sekreteri re. mülki amirlere ve memurlara değin tüm kamu hizmetinde olanlardır. Edilen yeminler Cumhurbaşkanlan görevlerinebaşlar- ken. "_Anayasaya, bukukun üstünlûğü- ne. demokrasiye, Atatûrk ilke ve devrim- lerine ve laik cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağı"na. Büyük Türk ulusu ve tarih huzurunda "namusu ve şerefi" üzerine yemin etmektedir. (Anayasa m.103) Böyle bir yemini etmiş olan saym cum- hurbaşkanının "Ben laik cumhuriyetten yana tarafim* söylemi yadırganabılir mi? Tam tersine. bu yemin curnhurbaş- kanlannı kendiliğınden laik cumhuriye- tin yandaşı yapar. Bu tür yemini eden yalnız cumhurbaş- kanlan mıdır? Hayır. Bakınız anayasa. yasa ve yönetmeliklerde kamu görevlile- rinin yemin metinlerinde hangı temel de- ğerler var: Milletvekillen göreve başlarken "hu- kukun üstünlüğüne. demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve devrim- lerine bağlı kalacaklanna", "Anayasaya sadakattan aynlmayacaklanna*' yemin ediyorlar. Yemınleri. tıpkı cumhurbaş- kanlannda olduğu gıbi "namuslanveşe- refleri" uzerinedir. Üstelik "Yüce Türk Liusu" önünde yemin etmektedirler. Bir başka deyişle. Yüce Türk Ulusu'na. bu değerlere bağlı kalacaklanna, bu değer- leri koruyup kollayacaklanna ilişkin söz vermektedirler. Bu bir "okuma parçası" değil, yemin metnidir. Namus ve şeref gibi insanı insan yapan değerlerin orta- ya konulduğu yemin metnı. (Anayasa m. 81) Anayasamız güçler aynlığı ilkesini be- nimsemiş, yasamanın etkin gücüne kar- şı denge öğesi olması için Anayasa Mah- kemesi'ni öngörmüş ve Yüce Mahke- me'yi anayasal düzeni koruyabilmesi için yetkiyle donatmıştır. Yüce Mahke- me- nin üyeleri de, görevlerine başlarken mahkemenin konumuna uygun biçimde, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasmı" ko- ruyacaklanna "namuslan ve şerefleri" üzerine yemin etmektedirler (2949 sayı- lı yasam. 7) Yukanda yer verilenler devletin doru- ğundaki kamu görevlileridir. Devletin büyük yükünü omuzlannda taşıyan me- murlann. adaylıktan memurlukmesleği- ne geçerken ettikleri yemin, içerik yö- nünden yukandakilerden farklı değildir. Memurlar yeminlerinde, Türkiye Cum- huriyeti Anayasasına. Atatürk ilke ve devrimlerine "sadakatta bağh kalacak- lannı" belırtmekte, bunun için onlar da "namuslannı ve şereflerini" ortaya koy- maktadırlar. Üstelik memurlar yeminle- nnde, anayasanın temel ilkelerine daya- nan ulusal. demokratik. laik bir hukuk devletine karşı, onu koruyup kollamak için görev ve sorumluluk aldıklannı da vurgulamaktadırlar. (Asli Memurluğa Atananlann Yemin Merasimi Yönetme- liği/m. 2) Belli süre de olsa kamu hizmeti yük- lenen mehmetçik, Silahlı Kuvvetlere ka- tılırken içtiği andın. ettiği yeminin için- de "cumhurhetedoğruluk ve muhabbet- le" hizmet edeceğini de belirtmektedir. Mehmetçik bu kadarla da yetinmez ve cumhuriyet uğrunda seve seve yaşamını vereceğini vurgular ve bunun için yine "namusunu" ortaya koyar. Cumhunyete sadakat her askerin esas görevidir. (TSK Iç Hizmet Yasası/m.37,39). Cumhuriye- te karşı sevgı ve bağlıhk, askerin "mu- kaddesatından"dır. Cumhuriyete içeri- den ve dışandan yönelecek her tûrlü teh- likeyi karşılamak, püskürtmek ve gerek- tiğinde bu uğurda yaşamını vermek her askerin borcudur. (lç Hizmet Yönetme- liği/m. 86) En büyüğünden en küçüğüne tüm ka- mu görevlilerinin yemininde başköşeye oturtulan cumhurivet,hangi cumhuriyet- tir? Hangi cumhuriyet: Üzerinde ant içilen (yemin edilen) cumhuriyet, anayasanm başlangıcmda belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti niteliğini içeren Türkiye Cumhu- riyeti'dir( Anayasa m. 2). Bu cumhuriye- tin temelinde Atatürk ilke ve devrimleri vardır. Ereği. Türk yurttaşmı çağdaş uy- garlık düzeyine yükseltmektir. Cumhu- riyetin temelini oluşturan Atatürk ilke ve devrimleri karşısında hiçbir düşünce ko- ruma göremez. (Anayasa-Başlangıç) İlkeler içinde en önde geleni, Türk top- lumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üze- nne çıkaracak olan laikliktir. Ama bu la- ıklik, kimilerinin özendiği Amerika'da- ki laiklik ya da Avrupa'nın anladığı an- lamdaki laiklik değildir. Özünü Ban'dan almakla birlikte Türkiye gerçekleriyle yoğrulmuş ve bu biçimiyle anayasadakı yerini almış laikliktir. Yaphnmının da ye- niden getirilmesi dileğiyle belirtebiliriz ki. Türkiye gerçeklerine uygun laiklik ta- nımı anayasanın 24. maddesınde yer al- mıştır. Maddeye göre: - Kimse, devletin sosyal, ekonomik, si- yasal ve hukuksal temel düzenini kısmen de olsa din kurallanna dayandıramaz. - Kimse, siyasal ya da kişisel çıkar için yahut nüfuz sağlama amacıvla. her ne su- rette olursa olsun dini ya da din duygula- nnı yahut dince kutsal sayılan şeyleri is- tirmar edemez, kötüye kuilanamaz. Bu tanım. anayasanın başlangıcındaki şu söylemle tamamlanmış ve perçinlen- miştır: "Kutsal din duygulan devlet işle- rine ve politikaya kesinlikle kanştırda- maz." Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliği- ni sağlayan ve koruyan yasalar Devrim Yasalan'dır ve bu yasalar anayasayla ko- rumaya alınmıştır. (Anayasa m. 174). L'yguiamanın böylesi: Işte kamu gö- revlileri bu değerler üzerine, yani Atatürk ilke ve devrimleri ile laiklik ilkesini ko- ruyup kollayacaklanna, bunlara sadık ka- lacaklanna yemin etmektedirler. Bunla- nn korunup kollanmasında taraftırlar. Ta- raf olma onlara, Atatürk ilke ve devrim- leri ile laiklik ilkesini uygulamalannda gözetmek yükümlülüğünü getirir. Durum böyleyken, bir kamu görevli- sinin çok haklı ve yerinde bir tutumla, ge- çici de olsa, çahşma saatlerinı dinı esas- lara göre yeniden düzenleyen karama- menin iptali için dava açması. bir cum- huriyet görevlisi olarak taşıdığı sorumlu- I luğun gereğidir. Aynı sorumluluğu taşı- I ması gerekenlerin, bu kamu görevlisine i ilişkin soruşturma açtırmalan anlaşıhr gibi değildir. "Türkiye"de laikliğin, yalnızca rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve top- lum huzurunun da güvencesi olduğu" unutulmamalıdır. Laiklik biryaşam biçe- midir. Yaşam biçeminin düşünce biçemi üzerinde çok büyük etkisi vardır. Düşün- ce biçeminı oluşturan ilk etmen yaşam biçemidir. Özel yaşamında laikliği benimsemiş yurttaşlann düşünce yapısı da bu yönde oluşacaktır. Bu gibilerden rejime zarar gelmeyeceğı açıktır Peki ya "devletlaik olur, birey laik obnaz" diyenlerin düşün- celeri?.. Bu sorunun yanıtını da kimi po- litikacılann ve belediye başkanlannın söylemlerinde ve uygulamalannda bul- mak olanaklıdır. Genetik Kopyalardan Korkmayın Dr. TUMER ULUS G enetik araştırmalar lskoçya'nın Roslin Enstitüsü'nde başlamadı ve orada durmayacak. Siz bu satırlan okurken dünyanın yüzlerce bilim araştırma merkezinde 1930'lardan beri süren bu çalışmalar akıl almaz bir hızla sürmektedir, insanlığın yaranna sürecek- tir. Daha ne "DoUy r> ler basına yansımada sıralannı beklemektedir. Hemen belirteyim, ben de doğanın dengesiyle oynanmaması gerektiğine katılıyorum. Bu bir. Iki, tek tip insana karşıyım. Tutuculann ve erkek egemen düzen savunucula- nnın gen teknolojisi gelişmelerine karşı olmalan ay- n bir tartışma konusudur. Genetik araştırmalann bu ileri aşamasında kor- kulan nedir? Her bilim dalında olduğu gibi gen araş- tırmalannın da kötü nıyetlilerin elinde son derece tehlikeli bir silaha dönüşebileceğidir. Tarihe geçmış toplumlann ilerlemesini engellemiş. insanlığa ezi- yet etmiş kişilerin yeniden yaratılacağmdan korkul- maktadır. Benim tartışmak istediğim, tarihteki Hit- ler'lerin yeniden yaratılıp yaratılamayacağıdır. Şu aşamada ancak dişılerin kopyalan çıkartılabil- mektedir gerçi. ama varsayalım Hıtler'in hücresin- den birbenzerini üretsinler. Bilimsel gelişmelerden şiddetle korkanlar ve büyük bir dirençle karşı çıkan- lar hiç uzülmesin. Ana rahminde spermle ovumun karşılaştıklan andan itibaren o kadarçok etmen olu- şacak canlının geleceğıni, ruh ve beden yapısını be- lirlemektedir ki, bu tesadüfleri yeni baştan sırayla yinelemek hiçbır zaman söz konusu olmayacaktır. Hitler'i yaratmak istiyorsanız. onun karaktenni oluşturacak milyarlarca etmenden şu birkaçını ye- rine getirip getiremeyeceğinizi bir düşünün bakalım. Bu bebeği yaratacak sperm, Hıtler'in doğumgü- nü olan 20 Nisan 1889'dan 280 gün önce Avru- pa'nın o sosyo-ekonomik koşullannda yumurtayı bulmalı, kocasından 23 yaş küçük ve ilk 3 çocuğu- nu kaybetmiş annenin psiko-sosyal durumu da de- ğerlendirmeniz gerekir. Çocuklann dayakla eğitile- bilecegini düşünen bir baba bulmalısınız. Baba ço- cuğu bu sertliğiyle yıldıracak ve 14 yaşında evi terk edecek. Köy kökenli gayrimeşru orijinal Hitler gi- bi kopya da birçok okul değiştirmeli, 16 yaşında ak- ciğer hastası olmalı. Güzel Sanat Akademisi sınav- lannda başansız olmalı, 16'sında babasını, 19'un- da, çok bağlı olduğu annesıni kaybetmeli. 24 yaşın- da askere gitmemek için Almanya'ya kaçmalı, ora- da izi bulunduğunda çürük olduğunu öğrenmeli. Tabii kı böyle bir insanı kullanacak egemen güçler de sahncde bulunmalı. Hitler'indünyayı kasıpkavuran ruhsal.bedensel. sosyal yapısını oluşturmak için, ilk hücresinin bö- lünmeye başlamasından itibaren salise salise tüm koşullan bır araya getirmelisıniz. Yoksakötü niyet- li bilim adamlannın yaratabileceği, göz rengi ben- zerliği gibi bazı fizyolojik özelliklerdir ancak. Bu teknikle hayvancılıkta ve tanmda büyük atı- lımlarolabilecek, açlık ve sefaletle mücadele kolay- laşacaktır. Ama kötü niyetli siyasiler, çalıntı dokto- ralarla unvan almış bilim insancıklan, kışkırtılmış baba, cahil ve yoksul anne, Hitler, Humevni. Kad- dafi'lcr ve daha da tehlikelilerini yaratabilirler. Kopya "DoOy"lerden korkmayın; sadece 5 yıl ye- tersiz eğitim gören, kötü beslediğiniz, sevgi değil şiddet ve korku aşıladığınız, karanlığa doğru sürük- lediğiniz özgünlerden (orrjinallerden) korkun; • CUMHURİYET'TEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Kriz Olsun da Benim Olsun Refah Partisi'nin hükümet etme mantığı ile DYP'nin bu mantığa olağanüstü uyum sağlama becerisi, geçen haftayı da kriz haftasına dönüştür- dü. Erbakan Hoca'nın başbakanlığı yakalamışken bırakmama yolunda, siyaset tarihimize hediye et- tiği yeni "başbakanlık anlayışı" ile krizle de olsa, her geçen günün kendisini Başbakanlık koltuğunayak- laştırdığı hayali içindeki Bayan Çiller, Türkiye'nin babalannın çiftliği olmadığını henüz anlayamadılar. Ülke yönetmenin hangi sorumluluklan gerektir- diğini RP'de yalnız Bay Aydın Menderes, DYP'de de sayılan bir elin parmaklannı aşmayan sayıda bakan ve yönetici görüp yansıtıyor. DYP'li bakan ve yöneticiler, partilerinin tabanından da destek gördükleri için, etkili olmasalar bile suçlanmıyorlar. Oysa Bay Aydın Menderes'in durumu öyle değil. Refah yönetimi kendtsinden arabuluculuk isteyip yararlanmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı ile görüş- türüp sanki toplantıda kendileri yokmuş gibi MGK karartanmn yumuşatılması için ricalannı ilettiriyor- lar. RP'nin yayın organı Milli Gazete ile şeriatçı ba- sın ise demokrasiye yakın düşen açıklamaları yü- zünden kendisine açık mektuplar yayımlayıp hem uyanyor hem de suçluyor. Yaşanan kriz dönemini, Türkiye'nin geleceği açı- sından yararlı bulanlar da var. Demokrasiden ya- rarlanarak iktidarı ete geçiren RP'nin, demokrasiyi yok etmek için düşündüklerinin ve yaptıklarının so- mut olarak ortaya dökülmesini dindar, ama şeriat yönetimine aklı yatmayan seçmenleri uyaracağı görüşü pek de yabana atılmayacak bir değerlen- dirme oiuyor. • • '• Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), laik rejimi he- def alan şeriatçı tehditler konusunda alınması ka- rartaştırılan önlemler, konuya ilişkin tartışmalar ve perde arkasındaki kimi gelişmeler sayfalanmıza ay- nntılı olarak yansıtıldı. • MGK kararlanna da konu olan imam-hatip lise- leri ve Kuran kurslarının sayısındaki hızlı artışı Emi- ne Kaplan haberleştirdi. Habere göre yaklaşık 2 milyon öğrencinin devam ettiği Kuran kurslannın sayısı 8 bin 500'e, 511 bin 502 öğrencinin devam ettiği ımam-hatip liselerinin sayısı da 609'a ulaştı. • Başbakan Necmettin Erbakan'ın, salı günü MGK bildirisini imzasına sunmak üzere Başbakanlığa ge- len MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç'ia, Ankara'daki Kazakistan heyeti ile görüşmelerı ge- rekçe göstererek görüşmediği, Ankara Büromuz tarafından ortaya çıkanldı. Diğer gazeteler ile tele- vizyonlar Erbakan'ın, Kılıç ilegörüştüğü iddialannı işlerken, Cumhuriyefln ortaya çıkardığı gerçek ge- lişme daha sonra resmi kaynakiarca da belirtildi. UArkasıl7. Sayfada Dünya daha da küçülecek. Yeni Ericsson GF 788. i b- ERİCSSON
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle