05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MART -1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI •HFden anket • \IALWTYA <Cumhnriyet) - Devlet îstatistik Enstitüsü ve Serma>e Piyasası Kurulu'îian işbirliğiyle Tıanelem gelir, yatınm tercihler. -ve sermaye piyasası lconusundaki bilgıleru «lçülmesi, yatınrn taran alma süreçleriLİn ortaya çıkarılnası ve konuyla ilgili dıfeT ihtiyaçlannın karşılarnxası amacıyla üç ay sürel. 21 ili kapsayan "1996HaneHalkı Tasarrufve Yatmm Eğilimleri Anketi" düzenleaecek. DİE Bölge Müdürû Mehmet Torun, "Sermaye piyasalan ile ilgili yeıi düzenlemeler, yenı oluşumlar gündeme gelmektedir. Sermaye piyasası ile ilgili kurumlann yenilikler ve ıleriye dönûk programlar yapabilmesi için hane halklannın tasarruflan ile yatınm araçlanna ilişkin beklentılerinin bilinmesinde yarar vardır" dedi. K.DenizBcici Tiitün Piyasası açıhh • SAMSUN (Cumhuriyet) -Karadeniz Bölgesı Ekici Tiitün Piyasası, Tekel'den sorumlu Devlet Bakanı Nafız Kurt tarafindan 500 bin lirası başfiyat, 25 bin lirası destekleme primi olmak ûzere 525 bin lira fiyatlaaçıldı. Tekel Yaprak Tütün Işletmesi Müdürlüğü'nde düzenlenen törenle piyasayı açan Bakan Kurt, ANAP'ın tütüncüleri perişan ettiğini, iş başında bulundugu günden bu yana batmakta olan Tekel'ı kurtardıklannı söyledi. Bakan Kurt, izledikleri polıtika ile de tütünde yaşanan stokçuluğun önüne geçtiklerini kaydetti. Diyarbakır fakir şampiyonu • DİYARBAKIR (Cumhurhet Bürosu) - GÜNStAD'ın fakirhk raporunda birinci sırada yer alan Diyarbakır'da "olağanüstü ekonomik kalkınma hareketini başlatmak" ûzere Ekonomik Kalkınma Vakfi kuruldu. Kısa adı DEVA olan Diyarbakır Ekonomik Kalkınma Vakfı, başta Diyarbakır olmak özere bölgede her türlü yatınm alanlannı tespit ederek rapor hazırlayacak. Özüekistan'tta 3. CocaCotatabrikast • TAŞKENT (AA) - Coca Cola'nın Özbekistan'daki 3. fabrikası açıldı. "Namangan Coca Cola Fabrikası"nın açılışmda konuşan fabrika yetkilileri, 10 milyon dolara mal olan fabrikanın Taskent Limited ile Namangan Alkolsüz lçkıler Fabrikası ortakhğıyla kurulduğunu belirttiler.Özbekistan'a 65 milyon dolarhk yatınm yapan Coca Cola, bu yatınmını 18 ay içinde 127 milyon dolara çıkarmayı hedefliyor. İsdemir'e zam • İSKENDERUN (AA) - tskenderun Demirçelik A.Ş (İSDEMİR) ürûnlerine bugünden geçerli olmak ûzere, yüzde 0.52 ile 5.50 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Ürünlerin KDV dahil eski ve yeni ton Fıyatlan 8 mm. kangal 35 milyon 400 bin liraya, 12 tnm. kangal 34 milyon 850 bin liraya. 14 mm. çubuk 35 milyon 450 bin fira oldu. Gübreye yüzde 25 zam • ANKARA (AA) - Tanm Kredi Kooperatifleri Meıkez Birliği (TKKMB), gübre satış fiyatlannı yüzde 25 arttırdı. Geçen yıl 4 aralıkta durdurulan gübte satışlan, yeni fiyatlann belirlenmesi üzenne, 26 şubatta yenıden başladı. DAP gütresinin kg fiyatı 31 bin liraian 42 bin liraya, üre 24 bin liradan 33 bin lir^a, (25.5.10 kompoze) güİTenin fiyatı 24 bin liradan 30 bin liraya, (2C.20.0 kompoze) gikkenin fiyatı da 22 bin liradan 28 bin liraya yübeltildi. Havuzlu, gazinolu, tam teşekküllü kamu tesisleri "ham toprak" fiyatma satılıyor Arsa alana tesis bedava• Didim'de üzerinde 60 dayalı döşeli ev, 3 bin kişilik televizyon salonu, 1500 kişilik gazino ve bar olan DSt tesisi 1 trilyona; üzerinde 272 ev, 2 bin kişilik lesis* 5 gazino binası, iki yüzme havuzlu TKİ tesisi de 465 milyar liraya satıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- kanlan Didim'deki DSÎ Eğitim sistemi. Peysajı yapılmış yeşil rosu) - REFAHYOL iktidan, büt- çe açıklannı kapatmak amacıyla gerçekleştirdiği ve büyûk bir övünçle kamuoyuna duyurduğu uygulama kapsamında kamu ku- ruluşlanna ait sosyal tesisleri yok pahasına satmaya başladı. Di- dim'de kamu tesislerine ait yûz- binlerce metrekarelik alan. üze- rinde kurulu bulunan bir çok da- yalı döşeli ev, gazino binası ve tesis göz önüne alınmadan "ar- sa" fiyatına satışa çıkanldı. Yenihisar Mal Müdürlüğü'nce "ham toprak" olarak satışa çı- vc Sosyal Tesisi, geçen günlerde 1 trilyon 42 milyar 500 milyon li- ra karşılığında Türk-îş'e bağh Tes-îş Sendikası'na satıldı. Sa- tıştayalnızca arsa fiyatı göz önü- ne ahnırken, 105 bin 731 metre- karelik alan üzerindeki şutesis ve altyapı "yok" sayıldı: "60 adet beşer yataklı ev. Yer altına döşenmiş telefon tesisatı ve her evde telefon. 150 kadar güneş enerjisi kollektörii. 300 ki- şilik televizyon salonu. 1500 ki- şilik denize sıfır kapalı gazino ve bar. Kanalizasvon ve antma alan ve 2 binin üzerinde ağaç. Parke ve beton yollar, su kuyu- su, yer altına döşenmiş elektrik sistemi. Düzenlenmiş plaj ve iki iskele." TKİ 'nin Didim'deki 46 bin 900 metrekarelik bir alana kurulu te- sisleri de, bu ay içinde Kütahya Tavşanlfda kurulu Tarhan Ma- dencilikT.A.Ş tarafindan 465 mil- yar 500 milyon liraya satın alın- dı. Bu satışta da. "ham toprak" tammından hareket edilerek, şute- sis ve altyapılar gözönüne alınma- dı: "272 tane altışar yataklı ev. 2 bin kişilik tesis. 5 gazino bi- nası. Oyuncakları ile çocuk par- kı. Yetişkinter ve çocukları için iki yüzme havuzu. Yer altına döşenmiş merkezi telefon sis- temi. Merkezi sistem güneş enerjisi, 5 binin üzerinde ağaç, peysajı yapılmış yeşil alan. Dü- zenlenmesi yapılmış plaj ve bir iskele." Aynı bölgede yer alan ve bir çok tesise sahip olan Köy Hizmet- leri, Maliye Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı'na ait arsalar da "ham toprak" fiyatı üzerinden çok ucuza satışa çıkanldı, ancak he- nüz alıcı bulamadı. Didim'deki arsa ve taşınmaz mal piyasası ile ilgilenenler, te- sislerin gerçek değerlerinin satış fıyatlannın 3-4 kat olduğunu bil- dirdiler. Yeni Didim Gazetesi'nin yaptığı bir araştırmadada, Didim Mal Müdürlüğü'nün açıklaması- na göre, DSİ tesislerinin bulun- dugu bölgede arazinin metreka- re ederinin 20 milyon lira oldu- ğu belirtilerek, şu saptamalara yer verildv. "Satışa çıkan Maliye tesisle- rinin bulundugu Mavişehir bloklarındaki dairelerin eder- leri 3 milyar dolaylarındadır. Bu daireler, denize yakınsa, bu eder 4-5 milyar liraya yüksel- mektedir. Ülkeye ait değerlerin satışının doğruluğu bir yana, bu denli yok pahasına satılması, herkeste bir kuşku uyandır- maktadır." İstanbul- İzmir özelleştirme rakibi MERİH AK İZMİR- Izmir-Manisa elektrik dağıtımının özel- leştirme kâpsamına alın- masıyla îzmİT ve lstanbul arasında rekabet başladı. Şu ana kadar 9 firmanın ihale şartnamesini aldığı öğrenilirken, her iki ken- tin dışından bir başkası- nın ihaleyi almasını iste- meyen Izmirve Manisalı- lar güç birliğine gidiyor. 3 nisandaki ihaleye 12 kuru- luş ortaklığında olusturu- lacak konsorsiyumla giri- lecek. tzmir ve Manisa'da son günlerde enerji dagıtımı- nın alınması için yogun birçalışma temposuna gir- di. lhalenin kazanılması için çalışmalannı yoğun- laştıran Izmir ve Manisa- lılar kurduklan şirketleri bir konsorsiyum altında toplamaya hazırlanıyor. Izmir Manisa Elektirik Da- ğıtım AŞ (İZMAŞ) çatısı altında bir araya gelecek olan şirketler ve bağh ol- duklan kuruluşlar şöyle: "ENDA (Ege Bölgesı Sanayi Odası), ELDA (tzmir Ticaret Odası), GÜÇENERJİ (Güçbir- liği Holding-EGS Hol- ding), GENDA (Genç tşadamları Yatınm AŞ), İşbirliği Holding (İşbir- liği Holding), BESOT AŞ (Manisa Belediyesi), MAN-ER AŞ (Manisa Ticaret ve Saayi Odası), ASAD-ENERJİ (Ata- türk Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Da- yanışma Derneği), DE- SA Mühendislik (Yaşar Holding), BALÇOVA ŞTİ (tzmir Özel tdare Müdürü), İZBtR AŞ. (tz- mir Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği), tzmir Anakent Belediyesi, TE- DAŞ Çahşanlan." Danıştay'ın santrallar için yürütmeyi durdurma kararına uymadı Bakanhk yargı tannmyorANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı, Danıştay'ın 7 elektrik sant- ralının yapımı için yap-iş- let modeliyle açılan ihale için verdiği yürütmeyi dur- durma karanna uymuyor. lhalenin sürdüğünü açık- layan bakanhk dün ihale- ye verilen teklifleri aldı. Danıştay 10. Dairesi haf- ta basında 7 elektrik sant- ralının yap-işlet modeliy- le yapılmasına ilişkin iha- le için yürütmeyi durdurma karan verdi. Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı ise dün yaptığı açıklamada, ihalenin sürdüğünü ve tek- liflerin alınacağını açıkla- dı. Enerji Bakanı Recai Ku- tan dahaönce yaptığı açık- lamada, Danıştay'a iptal dilekçesi veren Elektrik Mühendısleri Odası'nın da- va açma yetkisi bulunma- dığını gerekçe göstererek, ihalenin süreceğini söyle- mişti. Bakanhk aynca, Anka- ra Idare Mahkemesi'ne Da- nıştay'ın karan için itiraz başvurusu yaptı. Danıştay ise. ihalenin ba- kanlığa yetki veren yasaya dayanılarak açıldığını, an- cak elektrik santrallannın özel mülkiyete devri ko- nusunda ayn bir yasa bu- lunduğunu bildirerek yü- rütmeyi durdurma karan almıştı. Devlet Bakanı Abdul- lah Gül de. Danıştay'ın karanna karşın, ABD'de özel fınans kuruluşlanyla, ihaleyi kazanacak firma- lara kaynak sağlanması için görüşmelerde bulunmuş- Sendikalardan TCDD ve Telekom 'un özelleştirilmesine tepki 'Halka ideolojik saldırı' ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Türkiye için son derece stratejik öneme sahip olan ulaştırma ve haberleşmenin adım adım özelleştirildiğini belirten Birleşık Taşımacılık Sendikası (BTS) ile Haber-Sen. "Özelleştirme, serbest piyasa ekonomisinin halka yönelik ideolojik saldırısıdır. Ülkemizin bağımsızhğı ve bütünlüğünü bozacak, çalışanlan sokak ortasına koyacak bu saldınya karşı çıkalım" dediler. Adana Gan önünde toplanan BTS ve Haber-Sen üyeleri adına açıklama yapan Haber-Sen Şube Başkanı Yasin Aytaç, özelleştinnenin adeta sihirli bir değnek gibi bütün sonınlan çözeceği konusunda toplumda bir kanı yerleştirilmeye çalışıldığını belirterek şunlan söyledi:' "Karayolunun otobüslere, kamyonlara, minibüslere ve otomobillere da\alı ulaşım sistemi halkımıza ve ülkemi/e çok pahalıya mal olmaktadır. Haberleşmede ise 1985 yılından bu yana kısmi olarak özelleştirme uygulamaya sokulmuştur. Zarar eden KİT'lerin satılacağı ve ekonominin kurtulacağının nasıl bir yalan olduğu Telekom'un satışında ortaya çıkmıştır. Ülkemizin bağımsızhğı ve bütünlüğünü bozacak, çalışanlann sokağa aülmasına yol açacak bu saldınya karşı çıkalım. Telekom ve TCDD özelleştirilemez." Slogan atan BTS ve Haber-Sen üyeleri, toplantıyı izleyen polisin müdahalesi olmadan sessizce dağıldılar. Enerji Platformu: Satışa direneceğiz DtYARBAKIR / BliRDUR (Cumhuri- yet) - Diyarbakır Tes-Iş 1 No'lu Şube, Tes-îş 2 No'lu Şube, Enerji Yapı Yol-Sen, EMO Diyarbakır Şubesi tarafindan oluşturulan Enerji Platformu'ndan ya- pılan açıklamada, enerji sektörlerinde yapılacak olan özelleştirmeye karşı direnıleceği açıklandı. Enerji sektörünün serma- ye çevrelerine peşkeş çek- tirilmeyeceği belirtilen platform açıklamasında, işçi ve memurlarla birlik- te gerekirse genel greve gıdıleceğini ve özelleştir- meye geçıt verilmeyece- ği bildinldi. Satışa sunulan toplam 13 termik santralın ihale bedelinin 1 milyar 660 mil- yon dolar olarak saptandı- ğı açıklanan platform bil- dirisinde. "TEDAŞ dağı- tım müesseselerinin top- lam ihale bedeli ise 2 mil- yar 700 milyon dolar ola- rak tespit edilmesine karşın, bu rakamlar söz konusu termik santralla- rın ve dağıtım müesse- selerinin iki yıllık kârla- rına karşılıktır" denildi. Burdur'da ihale için birlik Öte yandan Burdur'da- ki yöneticiler ve oda tem- silcileri, özelleştirilmesi- ne karar verilen ve 3 Ni- san 1997'de ihaleye çıka- nlacak olan Burdıır, Ispar- ta, Afyon ve Uşak illeri bölge elektrik dağıtım te- sisleri için bir araya geldi- ler. 1 hafta önce Ispar- ta'da dört ilin ticaret ve sa- nayi odalan ile ticaretbor- salan yöneticilerin katılı- mıyla gerekleştirilen top- lantıdan sonra bir araya gelen Burdurlu sanayici ve işadamlan, bölge elekt- rik dağıtım tesislerine ta- lip oldukJannı açıkladılar. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAHUSUM! Çiftçinin Örgütlenmesi Engelleniyor 1 980 yılından sonra iş başı- na gelen darbecilerin izle- diği politikalarTürktanmı- nın çökmesine neden oldu. Ancak çekilen sıkıntılarTürk hal- kına bazı gerçekleri yaşayarak öğretti. Atalanmızın "Birmusibet, bin nasihattan evladır" dediği gi- bi çirkinliklerin çilesini çekerek dogrulan görmeye başladık! Dar- beye kadar tanm kesimi süreklı bir yükselış içındeydi. Kırsal ke- sim insanı gelecege güvenle bak- maya alışmıştı. Bir gün, kötü gün- lerin geleceğı kimsenin aklının ucundan geçmiyordu. Özellikle, 1973-1980 arasında Meclis aritmetiği gereği bir CHP, bir AP ağırlıklı hükümetler iş ba- şına geliyor ve oy kaygısi ile bile olsa, tanmı destekleme gereği duyuyoriardı. Hatta, 1974'teku- rulan CHP hükümeti ile birlikte yaygınlaşan tanm sevgisi, Türki- ye'nin binlerce köyünün kısa sü- re içinde kalkınmasına yol açtı. CHP hükümetinin Tekel Ba- kanı MahmutTürkmenoğlu öy- lesine bir tütün politikası izledi ki üreticiler adeta parayla kucak- laştılar. En fakir köylerimizde bi- le modern evler yapılmaya baş- landı. Baba ocağında oturan ev- li çocuklar yeni evter açtılar. Köy düğünleri, çeşitli eğlenceler bir- birini takip etti. Köylere traktör- ler, otomobillergirdi. öylesinegir- di ki bir tek otomobili olmayan köylerin sokaklan otomobillerie süstendi. Bir tek traktörü bulun- mayan köylerimizin tarlalarında traktörier cirit atar hale geldi. Buğday, pamuk, ayçiçeği, zey- tin, zeytinyağı, fındık, çay, sebze ve meyve üreticileri de tütün üre- ticilerinden farksız biryaşama ka- vuştular. Kırsal alanlarda yıllarca Tarımsal üreticilerin birlik kurması engelleniyor. tam bir bayram havası esti. Bu haklannı koruyacak güce sahip- arada Meclis'tetarım ve hayvan- cılık konutanndaarkaarkayaactş- tırmalar, soruşturmalar açıldı. Ta- nmı daha iyi koruyabilmek için sert tartışmalar yapıldı. Her araş- tırma ye soruşturmanın arkasın- dan hükümetler tanma daha faz- la egilmek zomnda kaldı! Buna rağmen gelişmeyi gören çiftçiler, yapılanlan yeterli bulmuyor ve za- manın iktidariannı eleştinyordu. Ta- nm kooperatiflerinm ve KlTlerin daha verirnli çalışması isteniyor- du. O günlerde Türkiye Ziraat Odalan'nın ve birtiklerin önemli bir gücü yoktu. Odalara yasala- nn verdiği yetkileryetersizdi. Yö- neticileri de siyasete ağırlık veri- yorlardı. Siyaset de örgütün gü- cünü azaltıyordu. Buna karşılık Köy-Koop çok etkiliydi. Türki- ye'nin her yanındaki kooperatif- leri ciddi çalışmalar yapıyordu. Ankara'da bulunan Köy-Koop Merkez Birliği ise Türk çiftçisinin ti. Hükümetter bu güçten korkar hale gelmişti. işte 1980'e dek böyle bir Türkiye vardı. Ne yazık ki darbeciler iş başı- na gelir gelmez bugüzel gelişme- leri durdurdular. Öncelikle tanm kesiminin haklannı koruyan Köy- Koop hedef alındı. Merkez birli- ği hakkında takibat açıldı. Yöne- ticileri mahkemelere verildi. Yö- netim kurulu üyeleri aylarca ha- pislerde yattlar. Sonunda da Köy- Koop Merkez Birliği feshedildi. Ziraat odalanna ve birliklere de gözdağı verilince ortalık suspus oldu ve haklan koruyacak bir ku- ruluş kalmadı!.. Şimdi illerimizde Köy-Koop birlikleri var. Yüzlerce, binlerce kooperatif bu birliklere bağh. An- cak 1980 yılından once olduğu gi- bi bir "merkez birtiği" yok. Bu ne- denle kooperatifler arasında bir görüş birliği oluşturulamıyor. Or- taklaşa bir karar alınamıyor. Ka- sa ve kafa bihiği olmadığı için de milyonlarca üreticinin haklarını korumak mümkün olamıyor. Bu- na karşılık özelljkle 1980 yılından sonra hükümetlerin de desteği ile büyük parasal güce erişen ve örgütlenen tüccar ve sanayici, piyasalarda istediği gibi at oyna- tıyor... Sanayiciler ürettikleri ürün- lerin fiyatlanna istedikleri zaman, istedikleri kadar zam yapabiliyor.. Tabiı bu durum da üike gene- linde gelir dağılımının bozulma- sına, ışsizliğe, açlığayol açıyor ve kırsal alandan kentlere göçü zor- luyor... Nitekim, Koç Grubu bile bu gelişmelerdentedirgin. Koç'un kurmaylanndan Necati Ankan bir arkadaşırnıza yaptığı açıklama- da, kendilerinin de "aç/)k veyok- sulluk" görüntülerinden koktuk- lannı söylemiş.. Türkiye'de açlık var. KırsaJ alan- da yaşayan insanlarımız işsiz, güçsüz ve umutsuz. Aileler artık çocuklannı köylerde ve tarlalar- da tutmak istemiyor. Üç çocuğu olan, en azından ikisini kentlere gönderiyor. Köylerde vartıklı genç- lere bile kız vermek ıstemeyen- ler var. Bu gidişle kırsal alanda in- san kalmayacak! 1980 yılından sonra iş başına gelen yönetimlerin, tanm kesimi- nin kaynaklannı, sanayici ve işa- damlanna aktarmak için izledik- leri acımasız politikalar yüzün- den Türkiye bu hale geldi... Eğer tanm kesimi Batılı ülke- lerde olduğu gibi örgütlü olsay- dı, ekonomideki dengesizlik ke- sinlikle olamazdı. Bu anlayışla yola çıkan Köy- Koop il birlikleri, 1980 öncesi güç- lü Köy-Koop Merkez Birliği'ni oluşturmak için harekete geçtiler... Afyon, Burdur, Edirne, Kastamo- nu, Kırklareli, Manisa, Muğla ve Malatya tanmsal amaçlı koope- ratifler birlikleri bir araya gelerek "Türkiye TanmsalAmaçlı Koope- ratifler Merkez Biriiğı'ni oluştur- dular ve Tanm Bakanlığı'na baş- vurarak yönetimin onaylanması- n\ istediler. Başvuru yapılalı tam bir yıl oldu. Bakanhk yasa gere- ği onaylamak zorunda olduğu halde bugüne kadar merkez bir- liği kurucularını oyaladı. Merkez birliği başkanlığına getirilen Erdo- ğan Kantürer ve diğer kurucu üyeler bu konuda çeşitli girişim- lerde bulundular... Cumhurbaş- kanlığı'nda, Meclis Başkanlığrnda ve Tarım Bakanı'nın kişiliğinde çözüm yollan aradılar. Aradan bir yıl geçmesine rağmen sonuç ahnamadı. Demek ki Erbakan hükümeti de çiftçinin orgütlen- mesıne karşı. Çiftçinin Tansu Çil- ler'e güveni kalmadı. Ama bu ko- nularda Erbakan'ın da Çiller'den bir farkı olmadığı ortaya çıktı! • İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İşin Sırm "Sosyal DemokratDeğişim" düşünce grubunun ay- nı adlı dergisinin 1. yılı dolayısıyla düzenlenen top- lantının konuşmacı konuğu Erdal Inönü'nün, yine en ciddi konular üzerinde çok basit, güldüren, o ölçü- de de düşündüren yaklaşımı ile "Ne olacak halimiz" sorusuna verdiği yanrtı sizinle paylaşmak istedim: Erdal Inönü, Sincan'da görünen tanklara. açıkla- maları geçerli sayarak "iyîmser, iyi niyetli bir uyan" olarak bakmayı yeğlemiş. Karamsar milletvekili bir dostu ise babası Ismet Inönü'nün "tüpten çıkan dıs macununun bir daha tupe sokulamayacağı" benzet- mesini yineleyip duruyormuş. Erdal Bey, geçen günlerde dişlerini fırçalarken, fazla zoriadıgı tüpten fırtayan diş macununun birden elini çekmesi ile tüpe geri döndüğüne tanık olmuş. Arada bir bağlantı kurarak karamsar arkadaşının, bazı çıkışlann geri dönüşü olmayacağı yaklaşımının "mutlak" olmadığı sonucuna varmış. lyimseriiğinin arttığmı söyleyerek, tabii ki tüpün yeni teknolojideki esnekliğinin bu iştetemel olduğu- nu da anımsatıyor. Demokrasi birikimimiz ve bilinci- mizin bu işin sonunu belirieyeceğinin alttnı çiziyor. Şeriat cephesinin, Refah lider kadrolarının üst üs- te gelen çıkışlan, macunun tüpten fışkırmasını iste- yen ve tüpe bastıran parmak rolünü oynamak iste- diklerini gösteriyor. Belli ki demokrasinin nimetlerin- den sonuna kadar yararlanarak REFAHYOL iktida- rını kapan kadrolar, demokrasinin düşmanı şeriat ik- tidannın yolunu açmakta çok telaşlı. REFAHYOL iktidannı devlet çarkının içinde örgüt- lenme, kadrolaşmada sonuna kadar kullanma, yol- ları açmada "bulunmuz nimet " olarak görseler de iktidarda "hile ve tanıyye" ile uzun süre kalınamaya- cağının bilincindeler. Kirii çamaşırların örtülmesi ittifakına dayalı bir ik- tidara gelişin, her tür düzen kirienmesine bulaşmış, oy toplanan, kandınlan, yoksul ve inanmış halk yı- ğınlarına söylediklerinin tam tersini iktidarda yap- mış olmanın sonuçlan görülüyor. En önemlisi de ger- çek yüzleri ortaya çıktiktan sonra, demokratik yol- lardan iktidardan düşürülerek gitmek, Refah ve şe- riat cephesi için akıl almaz bir geriye gidiş, kayıp ola- cak. Kazanımlarını arttırmak için ise olabildığince ikti- darda kalışı uzatmak, şeriatn gelişmesine yönelik ye- ni yollan açmak, giderken de olumsuzluklannı unut- turmaya yarayacak, haksızlığa uğramış, mağduru oynayabilmek gerek. Erbakan Hoca'nın bu saatten sonra Askeri Şû- ra'da nasıl bir tavır takındığı bence hiç de öyle önem- li değil. Iktidann gün sayısını arttırmak üzere orada kuzu rolünü oynaması bir anlam taşımıyor. Nasılsa bir gün önce "yûzde 3 'lûk faşist laikler" çıkışı ile oyu- nunu oynamıştı. Demirel görüşmesi sonrast, şûra- da, yumuşak yaklaşımları ile hükümetin ömrüne gün katacak, o günler için ajitasyon işini Iran'ın Erzurum konsolosu, doğrudan askerleri hedef alan Refahlı diğer milletvekilleri üsttenecekti. Refah'ın lider kadroları ve şeriat cephesi için, de- mokratik yollardan, toplumsal tepki ile pariamento içinde bulunacak çözümlerle düşürülmektense 12 Ey- lül gibisi değil belki, ama 12 Mart benzen, bıraz da- ha yumuşak, bedel ödenmeden bir muhtıra ile ikti- dardan gitmek, kazanım bile sayılabilır. Tabii ki öncelikle REFAHYOL iktidannın ömrünün uzatılması için her şey yapılacak, ikinci aşamada da demokratik yoldan gitmemenin koşulları aranacak- tır. Refah ve şeriat cephesinin rotası, yolu çok belli. Orduyu tahrik politikası, oyunlan, kartlan apaçık. Ne yazık ki, aynı açık rotanın, Erbakan'ın söyledi- ğinin tam tersine, çoğunluğu Müslüman olan, ama demokrasiyi seçmiş, şeriat iktidannı istemeyen ve bu nedenle de REFAHYOL iktidarını demokratik yoldan bir an önce düşürmenin bir yolunu bulmak zorunda olan çoğunluk cephesi ittifakı için çizilebildiğini söy- leyemiyoruz. Bugüne kadar pek görülmemiş, bir ortak cephe- yi oluşturma yolunda, olumlu çıkışlar olsa, önemli sı- nav verilse de henüz buluşulan bir strateji, rota çi- zebilmiş değil. Örneğin Istanbul'da çağdaş yaşamı savunan ka- dınlann, lstanbul Kadın Kuruluşlan'nın çağnsınauya- rak, önümüzdeki pazartesi günü saat 12.30'da elle- rinde çiçekleri ile Taksim'de toplanmalan, büyük bir moral olacak. 3 Mart 1924'te kabul edilen "öğretim birliği" ilkesine, Atatürk devrimlerine, laik cumhuri- yete, çağdaş demokrasiye sahip çıktıklarını kanıtla- yacak. Bir aydır akşamlan 9.00'da ışıklarla oynayarak ki- mimizin düdükler, kimimizin tencerelerie katıldığı- mız, eylem olarak çok simgesel, ama katılım olarak en kitlesel, en büyük toplumsal dayanışmamızın ka- nıtı eylemimizi de uzatarak karariılığımızı göstermek niyetindeyiz. Bu türden ister siyasi partiler, ister sendikalar, mes- lek örgütlerinden gelen eylem önerilerinin, çıkışlan- nın hepsi anlamlı. Ama yetmiyor... Hâlâ REFAHYOL iktidannı demokratik yoldan gö- türecek somut bir projemiz ve rotamız yok. Daha doğ- rusu yol belli, ama caydıncı, sonuç alıcı etkinlik. özel- likle pariamentoyu işletecek bir kararlı tablo yok. Tankların gölgesinde olmadığımızı, demokrasiyi iş- letecek, ayakta tutacak güç ve bilinçte olduğumu- zu, rüştümüzü henüz kanıtlamış değiliz. Bu da ister istemez, bizi çok korkutuyor, ama kurtulmak için yetmiyor. Ersen Yavuz müsteşarlıktan ayrıldı Rekabet Kurulu'na atama istifa getirdi ESRA YENER ANKARA- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müste- şarlığı'ndan emekliliğinı isteyen Ersen Yavuz, ba- kanlığının kendisini Reka- bet Kurulu Başkanlığı'na aday gösterdiğini, daha sonra da seçmediğinı belir- terek "Bir bakanhk müs- teşan için böyle bir karar alınıyorsa bu güvensizlik göstergesidir" dedi. Ya- saya göre tarafsızlık ilkesi çerçevesinde hiçbir ticari faaliyetle ilgilenmemesi gereken Rekabet Kurulu Başkanlığı'na Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'e yakınlığıyla tanınan Iş Ban- kası ve Besiktaş Spor Kulü- bü Yönetim Kurulu üyesi Aydın Ayaydın seçildi. Yavuz, bakanlığınm Re- kabet Kurulu Başkanlığı için kendisini aday göster- diğini anımsattı. Aynı ba- kanlığın, müsteşannı aday göstennesine karşın seç- memesinin bir güvensiz- lik mesajı olduğunu belir- ten Yavuz, bu koşullarda görevine devam etmek is- temediğini söyledi. Reka- bet Kurulu başkanının, re- kabet ve ticari hukuku iyi bilmesi, tarafsızlık ilkesiy- le hareket etmesi gerekti- ğini vurgulayan Yavuz, ön- ceki gün emeklilik dilekçe- sini verdiğini bildirdi. Yavuz, A.C. Siyasal Bil- gilerFakûhesi Mezunu. Sa- nayi ve Ticaret Bakanlı- ğı'na müfettiş olarak giren Yavuz, 1978-1979 yıllann- da Bakanhk Teşkilatlan- dırma Genel Müdürlüğü yaptı. 1983-19&4yıllann- da tsviçre'de tüketici ör- gütleri ve tüketici kuruluş- lan konusunda çahştı. 1988 yılında da Fransa'da Avru- pa Topluluğu Şirketler Hu- kuku Uyum Çahşmalan konusunda incelemedebu- lundu. Ya\m, 1991-1994 arasında Sanayi Bakanlığı MüsteşarYardımcılığı gö- revini yûrüttü. 1994'te Sa- nayi Bakanlığı Müsteşarh- ğı'na atananYavuz, Tüke- ticinin Korunması Haklan- daki Yasa ile Rekabetin Korunması Hakkındaki Ya- sa'nın hazırlık çalışmala- nnı da yürûttü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle