Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MAJTT1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 15
Ankara Sanat Tiyatrosu Altan Erkekli'nin oynadığı 'Inadına Yaşamak' ile İstanbul'da
Iııatlma yaşam, iııatluıa tiyatro!
ESRA ALİÇAVUŞOĞLL
"Hepimizkardeşdeğilmi>iz?Bizibir-
birimize düşman eden kim? Denizi varol-
mjyan bir çizgiyle ikiye böiebilir miyiz?
Kairşı tayiardan atüğıınız oltalar bile de-
sizin derinliklerinde birbirine kanşnuyor
mu? îvınıriar yalnızca haritalarda. Karde-
şim \brgo ve Barba'dan hangi çizgi hangi
yasak ayırabilir ki beni?" İşte böyle ses-
lenıyor Kuşadalı Halil dayı. Kime mi?
Belli ki tüm ınsanlara. Kankardeşi Yorgo
ve Barba'dan denizlere sınır çizerek ayır-
ıruşlar onu, ama kardeşlık ne sınırtanıyor
ne de yasak. Altan Erkekü "İnadına Yaşa-
mak'ta bızi bize anlatıyor. Yaşadıklarımı-
zı,düş kınklıkJanmızı, üzüntülerimızi, se-
vinçlerimizi... Bazen kendi kendimize gü-
lü>ormuşuz gibi oluyoruz ama hemen to-
parlanıvoruz. Erkekii, sahnelenen 5 öykü-
de binlerce dili, binlerce ruhu bir arada
gösteriyor izleyenlere.
Arada kaçırdıklannız olsa da kendini-
zi, Diyarbakırlı bir köylüyü, Rumelihisa-
n'ndaki araba sevdalısı Dursun'u, hasta-
ne köşelerinde ölüme terk edilmiş, ama
inatla yaşamavı sürdüren "Beni borada
öMürürlerdoktorbey'diye inleyen hasta-
yı, bir hıç uğruna ışkence görüp ölmeden
kurtulduğu için kendinı şanslı sayan in-
sanlanmızın öykülerini, güleriz ağlana-
cak halimize deyimine yakışır bir şekilde
izliyoruz.
Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), "İna-
dına Yaşamak' adlı oyunu Ankara'dan
sonra Istanbullu seyircilere sunuyor şu
günlerde. Altan Erkekli'nin rol aldığı,
Metin Balay 'ın yazıp yönettiği oyunun ta-
sanrm Hakan Dündar'a, müzikleri ise Ke-
malGünüç'e ait. 'İnadına Yaşamak', 3,4.
10, ve 11 mart tarihlerinde Kadıköy Halk
Eğitim Merkezı'nde. 12 martta Kartal Ha-
san Ali Yücel Kültür Merkezı'nde, 13
martta ise Tekirdağ Kültür Merkezi'nde
saat 19.00 ve 21.15 'te sahnelenecek.
'İnadına Yaşamak'. cezaevlerinde
ölüm oruçlannın başladığı, yönetici kesi-
mın,bueylemeduyarsızkaldığı;asmaya-
lım da besleyelim mı zihniyetinin insan-
lan ölüme terk ettiği dönemde sahnelen-
me aşamasına girmiş. Altan Erkekii. in-
san hayatının değersizleştıği, yaşamın
ucuzladığı bir dönemde bu değerleri tek-
rar dinltmek zorunda olduğumuzu vur-
guluyor. "Genç kuşak olarak bizkre çok
öncmli görevler düştüğüne inanıyorum.
AST, 34 yıldan beri, demokrasiyi, kardeş-
Kği,iyîyivedoğnıyu seyircisiyle paylasma-
yı amaçiayan bir tiyatro. Güzel bir dünya-
nın müjdecisi olnıak için banşa uçan in-
sanlan bir araya getirmek en büyük ama-
amız. Bu değerleri salt konuşarak değü.
oynayarak da seyirayle pay laşmak istiyo-
nız. Bunun için oyunun adınıözeiHkk' İna-
dına Yaşamak' olarak belirledik. Oyunu.
demokrasi adınaverdiğimiz şehitlere, fikir
yunu, demokrasi adına
verdiğimiz şehitlere,
düşünce suçlanndan
dolayı cezaevlerini
dolduran ınsanlara, daha
doğrusu inadına
yaşayanlara ithaf
ettiklerini belirten Altan
Erkekii, "Seyirciyle
aramızda bir mukavele var
sanki. Şimdi ben sana
hayatına yönelik bir ayna
tutacağım, sen de bunu
izleyeceksin. Kabul
edersen altına imzanı
atacaksın, kabul etmezsen
yaşantına devam edeceksin
diyerek sessiz bir anlaşma
yapıyoruz kendi aramızda.
İşte bunu başarabilirseniz
amacınız yerine ulaşmış
oluyor" diyor.
suçlanndan dolayı cezaevlerini dolduran
insanlara. daha doğrusu inadına yaşayan-
lara ithaf ediyoruz."
Altan Erkeklı sahnede tek başına. ama
bir an sanki yüzlerce ınsanın sahneye do-
luştuğunu hissedıyor. bu insanlan gözle-
nnizle aramaya başlıyorsunuz. Doğu Ka-
radenız agızıyla konuşan odacı birdenbi-
re Orta Anadolulu bir soföre daha sonra
tse hastane koridorunda işveli bfrlîemşt-
reye dönüşüyor.
"Seyirci büyük ustalann tek Idşitik
oyunlaruıa alışüğı için bu ustalann dışın-
daki oyunculara biraz ön yargılı bakıyor.
Oysa, oyunu izledikten sonra izleyicinin
tavTinındeğtştiğinigoriıyorsunuz.'Canırn.
tekkfşilık oyun olur muyrnuş' diyen insan-
lan oyun bittikten sonra yanumza gelip si-
zi tebrik ettikten sonra tüm çabanızın ye-
rini bulduğunu görüyorsumız."
Altan Erkeklı, ortaokul da okuduğu.
Hemingway'ın 'thtiyar Adam ve De-
niz'adh öyküsünden çok etkilenmiş. Bel-
ki bu yüzden tıpkı Hemingway'in öykü-
sündeki gibi, kendini denizde dalgalarla
boğuşan bir denizci gibi hissediyor.
Duygulan daima ayakta tutmanın ge-
rekliliğine inanıyor Altan Erkekii. Bunu
da başanyor sahnede. Tam rahatlayıp ar-
kanıza yaslanacağinız sirada bir başka
replikle sarsılıyorsunuz adeta. " Seyird
zaman zaman öykülerle özdeş kılıyor ken-
dini Gülüyor. aglıyor, üzülüyor, sessizleşi-
yor_ Bu da büyük bir yoğunluğu berabe-
rinde getiriyor. Seyirciyle aramızda bir
mukavele var sanki. Şimdi ben sana haya-
Ona yöneük bir ayna tutacağım, sen de bu-
nu izleyeceksin. Kabul edersen ahlna im-
zanı atacaksın, kabul etmezsen yaşantına
devam edeceksin diyerek sessiz bir anlaş-
ma yapıyoruz kendi aramızda. İşte bunu
başarabilirseniz amacınız yerine ulaşmış
oluyor."
Meddah, çağuıa tanık olmalı
Geleneksel Türk tıyatrosunun araştırıl-
masi gerektiği düşüncesinin çok popüler
olduğu şu dönemde, Altan Erkekii çağdaş
meddahlık tanımına bir de ek yapmak ıs-
tediğini ifade ediyor. "Benim meddahnk-
tan anladığım,geleneksel Türk tiyatrosun-
da öğrendigimiz bazı şeyieri seyirciye akta-
np zamanı hoş geçirtmek değil. Meddah,
çağuıa tanık ohıp çağının sorunlanna ay-
na tutabilirse \e çağdaş bir söykmi yaka-
layabilirsc işlevini yerine getirmiş olabilir
ancak. Türk seyircisi sahnede kendine ait
bir şeyler bulmak istiyor. Yabancı oyunlar-
dan da etkikniyor belki, ama kendi kültü-
riinü yakalarsa değişinü daha çabuk ger-
çekkşiyor."
AST'm yaşam serüvenı de tıpkı 'İna-
dına Yaşamak'taki kahramanlar gibi.
1963 'te AsafÇiğfltepe ve özgürlûk rüzgâr-
lanyla yetışmiş ınsanlann kurduğu tiyat-
ro, her türlü baskı ve yasaklamalara İcar-
şın inadına yaşamayı sûrdüriiyor. Altan Er-
kekii en büyük amacının AST'm bağım-
siz bir salona kavuşması olduğunu söyler-
ken yüreği dik ve sağlam tutmanm gerek-
liliğine inandığını da vurguluyor.
Oyunculuğunun yanı sıra AÜ Dil ve Ta-
nh Coğrafya Fakültesı Tiyatro Bölü-
mü'nde ögretim görevlisi olarak çalışan
Erkekii tiyatroyla ugraşan genç sanatçılar-
la ilgili gözlemlerim ise şöyle dile getiri-
yor: "BöKunün içinde olduğum için genç
arkadaşlan yakından izleme fırsaöm olu-
yor. Biz. tiyatroyu sıcak kavgalar ve umut
poiitikalan içinde zorhıkia yapmaya çalışt-
yorduk. Belki genç arkadaştann haklı se-
bebieri var, ama yetinmek ve yanna otan
inana içjmizde taşımak çok önemli. Genç
arkadaşlann sanatve poHtikada seçid ola-
malan gerektiğini düşünüyorum. Sanatçı
her zaman var olan düşünceye karşı ayki-
n olmuştur. İnadına, inatla inana tazele-
mek gerekiyor.'*
Juliette Binoche, oyunculuğun çok özel bir bağ gerektirdiğini vurguluyor
' Oynarken saydamlaşırını.••'
Binoche, Berlin'de 'En 1yi Kadın Oyuncu" ödülünü aldı.
Küttfir Servisi - l ğuttulu Te-
peler' ve 'Ölesiye'nın uluslararası
alanda ugradığı hüsrandan sonra.
Fransa'nın en parlak yıldızı Juli-
ette Binoche, 'İngiliz Casus-The
Engüsh Patknt'takı rolüyle Berlin
Film Festivali'nde en iyi kadın
oyuncu dalında Gümüş Ayı ödü-
lüne değer görüldü.
- Birkaç yıl önceld bir röportaj-
da, çok fazla gözyaşı döktüğünüz
dramatik rollerde oynamaktan
bıktığıntn söylenıiştiniz.
JUUETTE B1NOCHE - Öyle
mi, hangisi için demışim bunu?
- 'Ölesiye-Damage' için. 'Gülü-
cükler saçtığuıız' bir rolde yer al-
mak istediginizi söylemiştiniz.
Şimdi, 'İngiliz Casus-the English
Patient'ta yüzünüz gülüyor. An-
cak acı dolu olmasa da yine dra-
matik bir gülüşunüz var bu film-
de.
Evet, belki bunu söylemiş ola-
bilirim. Ancak şu an bir önemi
yok. Çünkü insanız ve değışiyo-
ruz. Dünya değişiyor! Sanınm
geçmişi ve geçmişte söyledikleri-
mı bir kenara bıraksanız daha ıyi,
çünkü bugün için hiçbir anlam ta-
şımıyorlar.
• Juliette Binoche, bir karakteri canlandınrken
olabildiğince net, açık olmaya çalışarak insanlann
içindekıni görmelerine izin verecek denli
saydamlaştığını belir+iyor. Bir oyuncu olarak, hiçbir
şeyden pişmanhk duymadığını vurgulayan Binoche,
"Zamanında elimden gelenin en iyisini yaptığıma
inanıyorum ve bu, her şeyden daha önemli" diyor.
- Karamsar rotter sizi etkilryor
gibi.
Bu çok komık. oynadığım rol-
leri hiç 'karamsar karakterler'
olarak düşünmemıştim Çogu ya-
şam doluydu. 'Varolmanın Daya-
nılmaz Hafıfliği'nde canlandırdı-
ğım tipleme enerji doluydu. '(L'ç
Renk) Mavi'deyse normal bir in-
sandı. 'İngDiz Casus-The English
Patient'ta ise bıraz daha iyimser
bir tipi canlandınyorum. Kies-
lowsld\ 'Mavi'nin çekimleri sıra-
sında, gözyaşlanna ya da kahka-
haya boğulmamam için sürekli
karşı koymam gerektiğini söyler-
di. Beni aşınya kaçmamam için
kontrol ediyordu. bu onun seçi-
miydi. 'Ölesiye- Damage'de de oy-
nadığım kişi enerji doluydu. dışa-
nya çıkmak ve eğlenmek istiyor-
du yalnızca. Sonra erkek kardeşi
intihar etti. Yaşamda böyle şeyler
oluyor. Ve bu sizın karanlık bir tip
olduğunuzu göstermez; yaşamın
bazen ne kadar acımasız olabile-
ceğini gösterir. Tüm bunlarbenim
bir 'aksiyon' va da komedi fılmi
çevıımek ıstemedığim anlamına
da gelmez. Eğer yaşamım boyun-
ca yalnızca iki film yapacak ol-
saydım, beni derinine etkileyeni
seçerdim. çünkü yaptığım iş çok
özel bir bağ gerektiriyor.
- Pekiya oyuncu olarak değişik-
lik olsun diyt, daha hafıf ve eğlen-
celi rollerde görünmek istediğiniz
oünuvor mu?
- 'ingiliz Casus'tan hemen ön-
ce, VVllKam Hurt'la birlikte bir ko-
medi çektim; 'A Couch in New
York;
- Canlandıracağnuz her karak-
ter üzerine çok derinlemesine dü-
Kültür Bakanlığı, kültür müşavirlerini ve ataşelerini geri çekiyor
Yurtdışına İslamı tanıtacak elemanlar gönderilecek
Kültür Servisi - Fikri Sağjar
döneminde yurtdışına gönderilen kültür
müşavirleri ve ataşelerini bir an önce
geri çekmek ve yerlerine yeni atama
yapmak isteyen Refahlı Kültür Bakanı
Ismail Kahraman, yeni atamalan
kolaylaştırabılmek içm "Kühür
Bakanlığı'nın Yurtdışı Teşkilaanda
Görevlendirilecek Personelin Seçim
Esaslanna Dair Yönetmeük"] 29 Kasım
1996 tarihli Resmi Gazete ile değiştirdi.
Yönetmelikteki önemli değişiklikler:
- Atanacak müşavir ve ataşelerin
gideceği ülkede en az 5 yıl sürekli
bulunmuş olması ya da Bakanlık
teşkılatında 1. derecede çalışıyor olması
ya da ünıversitelerden doçentlik ya da
profesörlük unvanı almış olması yeterli
sayıldı. (Böylelikle o ülkelerde yaşayan
yandaşlan. 1 yıl bakanlık kadrosunda
çalıstmldıktan sonra müşavir ya da
ataşe olarak görevlendirilebilecek ya da
bakailık üst düzey -1 derece-
kadıolanna yerleştirdikleri adamlannı
• Kültür ataşelerinin hiçbir iş yapmadı^ını öne süren Kültür Bakanı
Ismail Kahraman, Fikri Sağlar döneminde yurtdışına gönderilen kültür
müşavirlerini ve ataşelerini bir an önce geri çekip yerine "İslamı
tanıtacak" kişileri göndermeyi amaçlıyor. Bu amaçla yönetmelik
değişikliği yapan Kahraman, bir yü bakanlıkta çalışan ya da üst düzeye
yerleştirdiği yandaşlannı dil bilmeseler bile yurtdışına atayacak.
dil bilmeseler bile yurtdışına
atayabilecekler) Oysa, eski
yönermelikte ÖSYM'nin yabancı dil
sınavı veya yabancı dillerde öğrenim
yapan üniversitelerden birinden mezun
olmak koşulu aranıyordu. Kültür
Bakanı Kahraman, büyükelçiliklerde
görevlı Kültür ataşelerinin hiçbir iş
yapmadığını ileri sürerek,
"Durumlannı gözden geçiriyoruz.
Gerekirse hepsini geri çekip İslamı
tanıtabilecek kişileri göndereceğiz''
demışti.Kültür Bakanlığı'nın 20 kentte
kültür müşavirhği ya da ataşeliği var.
Bunlardan 10'u Avrupa'da: Paris,
Londra, Brüksel, Viyana. Kopenhag,
Budapeşte. Moskova. Bonn. Hamburg.
Srutgart.(Madrid, Roma, Berlin gibi
önemli kültür merkezinde kültür
müşavirliği kurulmamış.)
Amerika'da: New York'ta,
Avustralya'da Melbourne"de kültür
ataşeliği. Afrika'da Tunus ve Kahire'de
kültür müşavirliği kadrosu var.
Asya'da: Almatı, Taşkent, Bişkek,
Aşkabat. Bakü ve Duşanbe'de kültür
müşavirlikleri var.
Bu kadrolar Namık Kemal Zeybek
döneminde alındı. Fikri Sağlar
döneminde ilk atamalar yapıldı.
Bunlardan bir bölümü (Moskova.
Melborne, New York, Türki
Cumhuriyetlerden bazılan.)
Bunlann bir kısmı 3 yıllık görev
süreleri dolduğu için geri çekildi, henüz
yerlerine atama yapılmadı. (Büyük
olasılıkla Refah'm iktidara gelişinin 1.
yılının dolması bekleniyor. Çünkü,
yapılan yönetmelik değişikliğinde
Kültür Bakanlığı'nda çalışmış olma
süresi 1 yıl olarak belirlendi.)
Agâh Oktav Güner döneminde Londra
Kültür Ataşesi Hayriye Erkut'un geri
çekilme kararnamesi imzalandı.
İsmail Kahraman da Budapeşte Kültür
Müşaviri Necmettin Karaerkek ve
Stutgart Kültür Ataşesi Tülin Bumin'i
görevden aldı. Son olarak da Viyana
Kültür Müşaviri Meral Çerçi'yi -
F.Sağlar döneminin Yayınlar Dairesi
Başkanı- merkeze alma ve görevinin
henüz birinci yılı dolan Paris Kültür
Müşaviri VecdiSayar'ı Paris'ten
Duşanbe'ye atama kararnamesini
Dıştşleri Bakanlığı'na gönderdi.
(Kararnamenin kesinleşmesi için önce
Dışişleri Bakanı'nın, sonra Erbakan'ın,
sonra da Demireri imzası bekleniyor.)
şündüğünüzü söylûyorsunuz.
Sanki her birini yaşıyor gibisiniz.
Bunun derinine düşünmekle ıl-
gisi yok. Bütünüyle açık oimakla
ilgili. Canlandıracağınız karakte-
ri kabuklannı teker teker çıkara-
rak adeta soyarsinız. Olabildiğin-
ce net, açık olmaya çalışarak, in-
sanlann içinizdekini görmelerine
izin verecek kadar saydamlaşırsı-
nız. Oynadığım karakterin duy-
gusal çözümlenmesini yapmaya
özen gösterdiğim doğru.
- 'İngiliz Casus-The English Pa-
tient'ta sizi çeken ne oidu?
Senaryoyu okuduğum andan
başlayarak bu rolü canlandırmak
için yoğun bir istek duydum. Bu-
nun bana eşsiz bir deneyim kata-
cağinı anlamıştım. Yönetmen
Anthony MingheUa çok açıktı. ön-
ce insan sonra yönetmen olarak.
Üstlendiğimiz çalışmayı bizimle
paylaşıyordu. Böyle yönetmenler
her zaman görülmez. Sahneyi,
kendi karakterimi ve diğer karak-
terleri nasıl algıladığımı soruyor-
du. Bu beni dehşete düşürdü.
- En iyi filminiz olduğunu mu
söylûyorsunuz.
Evet en iyilerinden biri, çekim
sırasında tek bir bulut bile yoktu
(!)
- Peki en kötü dencviminiz ney-
di?
Tam bir gazeteci sorusu! Hep
en kötü, en üzücü olayı öğrenmek
isterler. 'Ölesiye' acı vericiydi ve
'Les Amant du Pont Neuf-Köprü
Üstü «>Aşıklan' da zor bir dene-
yimdi. Ancak en kötü 'en kötü'
demek değildir her zaman. Çok
çabuk geliştiğiniz ve yeni yollar
keşfettiğiniz anlamına da gelebi-
lir. Bir oyuncu olarak hiçbir şey-
den pişmanhk duymuyorum, ye-
niden oynasaydun başka türlü can-
landıracağım roller için bile. An-
cak zamanında elimden gelenin en
iyisini yaptığıma inanıyorum ve
bu her şeyden daha önemli.
-Son dönem HoDyvvood yapun-
lannda Fransız oyunculara olan il-
ginin nedeni nedir sizce?
Bilemiyorum. Nasıl yanıtlaya-
bilirim ki? Sizin ülkenizde yaban-
cı oyunculara neden rol veriliyor-
sa ondan. Ben 'en iyi oyuncu ste-
reotipi degilim' Bir yönetmen si-
zi bir fılmde görüp birlikte çalış-
mak isterse bu sizde ortaya çıkar-
mak istediği yeni bir yön yakala-
masından kaynaklanır.
JHçüsüz bir çağ İçin denemeler:
Ahntılar
• Kültür Servisi-Tahsin Yücel'in 1994-1996 yıllan
arasında Cumhuriyet gazetesinde yazdığı köşe
yazılanndan oluşan 'Ahntılar' adlı deneme kitabı Yapı
Kredı Yayınlan Edebiyat dizisınden çıktı. Tahsin
Yücel 'Alıntılar'da politika, dil. kırlenme, değişım,
para, utanç, roman, yazın, kültür ve pek çok konuda
geçer akçe ya da artık geçmeyen akçelerle ilgili
yazıyor. "Ölçünün durduğu yerde her şey her şeye
dönüşrürülebilir" diyen Tahsin Yücel, bu coğraryada
ve bu çağda olan biten, eksilen değerlere ışık tutuyor.
lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesı'nde Fransız
dili ve edebiyatı profesörü olan Tahsin Yücel,
'Almtılar'da kültür ve yazın adamı prizmasından
geçen, güncelliği de taşıyan köşe yazılannı sunuyor.
Yüksel Aslan'ın sergisi Ankara
Galeri Nev'de
• Kültür Servisi -
Yüksel Aslan'ın 20 yıl
sonra kendi
koleksiyonundan
düzenlenen ilk sergisi
önce Ankara Galeri
Nev'de daha sonra da
lstanbul Galeri Nev'de
yer alacak. 7 martta
Ankara Galen Nev'de
açılacak olan sergideki
eserlerin büyük
bölümü Aslan'ın en
önemli dizilerinden
olan "Etkiler'den
seçilrruş. Socrates,
Heraklitus, Diderot, Mayakovski, Descartes, Marx,
Engels, Rimbaud, Apollınaire, Neruda, Eluard,
Bataille, Lorca, Brecht. Bartok, Moussorgsky,
Şostakovıç, Bach, Xenakis, Einsensteın... Sergılerde
'Etkiler'in (Influences) yanı sıra, Kapital ve
Autoartures dizilerinden de ömekler yer alacak.
Sergıyle birlikte Yüksel Aslan'ın yegâne desen kitabı
olan ve aynı zamanda Fransa'da yayımlanmış
kitaplanndaki metinleri de içeren •Defterler 1965-
1994' (Chariers de Travail 1965-/ 1994) başlıklı kitap
izleyicilere sunulacak.
Viyana Füarmoni'ye ilk kez kadm
soRst alınıyop
• Kültür Servisi - Dünyaca ünlü Viyana Filarmoni
Orkestrası, kadın sanatçılann da orkestra bünyesine
girmesine sonunda izin verdi. Önceki gün basına
kapalı olarak yapılan ve dört saat süren oturum
sonucunda orkestradaki mutlak erkek egemenliğine
son veren sanatçılar. 23 yıldır Viyana Operası'nda
harp çalan ünlü bayan sanatçı Anna Lelkes'in
orkestralanna girmesine razı oldular. Önümüzdeki
hafta Avrupa ve ABD'yi kapsayan bir tumeye çıkacak
olan Viyana Filarmoni Orkestrası, aylardır Avusturyalı
polıtikacılar \e Amerikan kadın dernekleri tarafından
baskı altındaydı. Kadın ve erkek calışanlar arasında
"fırsat eşitliği' konusunda gerekli değişiklikler
yapılmadığı takdirde Amerika'da 'istenmeyen
orkestra' ilan edilmekle tehdit edilen orkestra,
kurulduğu 1842'den bu yana süren bu uygulamasını
değıştırmek zorunda kaldı. Geçen hafta da yine aynı
konu için toplanan orkestra üyelen bir karara
varamamışlardı.
Canan Dağdelen'den VVrite-
white-0UT'
• Kültür Servisi-
Yapıtlannın ana teması
yazı, malzemesi ise
seramik ve porselen olan
Canan Dağdelen'in
'Write- white-OUT' adlı
son yapıtlan 6 marttan
başlayarak Urart Sanat
Galerisi'nde görülebilir.
Çalışmalannı Viyana'da
sürdüren sanatçının
VVrite-vvhite-OUT'
başlıklı sergisi çanak ve
tuğla ışlemesi duvar
kesitlerini anımsatan lirik resimlerini ıçeriyor.
Dağdelen minimal sanat anlayıştnı sergiye egemen
olan beyaz toprak ve üzerine yapılan baskı resimler ve
yazılarla vurguluyor. Zaman zaman ise yazı tekrarlan
kesitleri renkli kuvvetlı sırlarla kendini gösteriyor
Böylece birbirine zıt öğeler diyalektik bir biçimde
kullanılıyor. Tüm bu anlatımlara rağmen yapıtlarda
ızleyicıye açık 'beyaz' birbölüm bırakılır. Onu bu
mekân ve bu parçalann birbirleriyle olan iletişimi
arasında algılamak, yorumlamak, ona eklemeler
yapmak izleyiciye kalır.
CRR'de caz ve Türk müziği
• Kültür Servisi - Pozıtıf
ile Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nun
ortaklaşa düzenledıği caz
konserleri dızisinin son
konseri caz ile Türk
müziğini birleştiriyor. 15
mart cumartesi akşamı
gerçekleşecek konserde
caz tarihinin önde gelen
saksofon dörtlülerinden
biri kabul edilen 'Rova
Saxophone Quartet',
darbuka, kudüm, bendir
gibi geleneksel ritim
enstrümanlanndan oluşan
Yarkın Ritim Grubu'yla bir araya gelecek. tstanbul'a
konserden üç gün önce gelecek olan Rova Saksofon
Dörtlüsü, Türk sanatçılarla bir araya gelerek bu proje
için prova yapacak. Konserin ilk bölümünde Rova
Saksofon Dörtlüsü'nün konseri. ikinci bölümünde de
bu özel proje izlenebilecek
BUGÜIV
• ADAM KİTABEVİ'nde saat 15.00'te yazar, sınema
ve tiyatro sanatçısı Fikret Hakan, yeni öykü kitabı
Hamal'ın Uşaklan ve "Gaffar Hoca'dan Fikret
Hakan'a" başlıklı bir söyleşiyle okurlanyla buluşacak.
(293 41 05)
• CUMOK anlatılı konser dizisinde bu kez klasik
dönemi işliyor. Cumok Orkeskrasf ndan Ülkü Koper
keman, Zeynep Yurdakul piyano dinletisi saat
19.3'0'da Caddebostan Kültür Merkezi'nde.
(360 90 95)
• İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ
SÖYLEŞİLERİ Metin tlkin'in katılacağı 'Değişimde
Edebiyatın Yeri' başlıklı söyleşi saat 18.00'de.
(245 16 17)
• CRR'de tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
düzenlediğı "Doğu'dan Batı'dan Konferanslar"ın bu
ayki konuğu halen Doğu Berlin'deki Humbolt
Üniversitesi nde 'Sosyal Ekoloji' dersleri veren
Rudolf Bahro. Bahro saat 13.30'da "Çevreci Hareket
Manevi Temelli mi, Yoksa Tepki Hareketi mi?" konulu
konferansa katılacak. (240 50 12)