27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER lelefon kodlarında • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türkiye mılletlerarası santrallan üzerinden ulıslararası telefon kodu *42" ile aranmakta olan Çek Cumhunyeti ve Sfovak Cumhunyeti'nin yeni uluslararasi telefon kodlannın yeniden • belirlendiği bildirildi. Tûrk Telekomünikasyon ' A.Ş'den yapılan açtklamaya göre, iki ülkenin yeni uluslararasi telefon kodlan bugünden ıtibaren kullanılmaya baslanacak. Çek Cumhuriyeti'nın kodu '420', Slovak Cumhunyeti'nin kodu ise '421' olarak belirlendi Üniversitelere frekans tahsisi • AJNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT"ye tahsıs edilen kanallar ûzerinden, YÖK ve Milli Eğitim Bakanhğı'na bağlı, radyo ve televizyon bölümü olan okullara ıstekleri hahnde kanal ve frekans bantlanndan zaman paviaşımlı ya da dönüşümlü olarak tahsis yapılabılmesıne ımkân veren yasa önerisi TBMM BaşkanlığTna sunuldu. ANAP Burdur Milletvekıli Yusuf Ekinci tarafından verilen ve 3984 sa\ılı Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Yayınlan Hakkmdaki Kanun'un 17. maddesine bir fikra eklenmesıni öngören yasa önerisi, öğrencilerin uygulamalı eğitim yapabilmesinı amaçlıyor Üniformalılara siah satışı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çarşı ve mahalle bekçileri ile Türk Silahh Kuvvetleri bünyesindeki subay, astsubay ve uzman jandarma •çavuşlan da, bedeli Karşılığında demirbaş silah satın alabilecekler kapsamına alındı. Söz konusu meslek gruplarının, "Emniyet Hızmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullamlmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmelik" kapsamına alınma.sına ilişkin düzenleme, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Dilipak için suç duyurusu • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmır Barosu'na üye 25 avukat Akıt gazetesi yazan Abdurrahman Dilipak hakkında Fransız Le Figaro gazetesine verdiği demeçte Atatürk'e hakaret ettiği savıyla Izmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Avukatlar adına açıklama yapan Ne\zat Erdemır, Dilıpak'ın demecinde Atatürk'ü diktatör olarak niteleyip, Türkiye'yi Avnıpa'nın '•maymununa" çevırdiğini öne sürerek Atatürk'ûn manevi şahsiyetine yayın yoluyla hakaret ettiğini savundu. CHP'Iİ Topuz zehirlendi • ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Alı Topuz, gıda zehırlenmesi nedeniyle Baskent Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi altna alındı. Topuz'UTI gıda zehırlenmesi nedeniyle önceki akşam hastaneye yatnldığını, ciddi bir duıumun söz konusu olrnadığını bildıren Gastroentorolog Uzman Dr. Gürden Gür, Topuz'un sıvı kaybını önleyecek tedDirlerin alındığını belrterek. birkaç gün içirde taburcu ediebileceğini söyledi. Topuz'un dün düienleyeceği duyurulan basn toplantısı da, rahıtsızlığı nedeniyle ertelendi. Sanayi Bakanı Erez, RP'lilere çıkıştı. Orman Bakanı Dağlı Köşk'ün uyanlannı destekledi Hükümette sürtüşme başladıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Laik rejime yönelik şeriatçı girişimler nedeniyle gergin bir ortamda dün toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) arifesinde önceki gün yapılan Bakanlar Kurulu, bazı DYP'li ve RP'li bakanlar arasında tartışmaya da sahne oldu. Bazı DYP'li hükümet üyelerinin RP'li bakanlann "laiklik karsıtT çıkışlanndan rahatsızlık duyduklannı dile getirdikleri toplantıda araya giren DYP Genel Başkanı. Basbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu ÇiDer'in "Gerginliği tırmandırmayalını. İcraaümızm başanya ulaşabilmesi için hükümetin uyum içerisinde çalışması gerekir" dedıği bildirildi DYP'li Orman Bakanı Hattt Dağh ise Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, önemlı ölçüde RP'yi hedefalan laiklik konusundaki uyanlannı desteklediğini açıkladı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalun Erez'in. Bakanlar Kurulu toplantısında RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı NecatiÇeük'e sert eleştiriler yönelterek 44 Her şeyi biz göğüslemek durumunda kauyoruz" dediğı öne sürüldü. DYP'li diğer bakanlann Erez'in bu çıkışına destek vermesi üzerine RP'lilerin de DYP'lilere "Biz bir tane sövlüyorsak siz on tane söylüyorsunuz. Yerdiğiniz cevaplarla asıl siz gerilimi nrmandımorsunuz"' suçlamasında bulunduklan kaydedildi. DYP'li bazı bakanlann, rejim tartışmalan konusunda RP'li bakanlardan şikâyetlenni dile getirdiği bildirildi. Tartışmanın büyümesini engellemek amacıyla söz alan Çiller'in de, üstü kapalı olarak RP'li bakanlan uyardıgı ve laiklikten ödûn J O verilemeyeceği mesajı verdiği öğrenildi. Çiller'in, bakanlara "Kamuoyu öniindc tartişmayın. Bu. hükümete zarar verir. Kamuoyu öniinde hükümetin uyumsuz olduğu izknimi veriunesi doğru değiL İeraatunızda başanya ulaşabilmemiz için hükümette uyumlu olmamız gerekir. Siyasi kaygılarla hareket etmeyeürn" diyerek gerginliği yatıştırmaya çalıştığı belirlendi. Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'in de. hükümetin RP kanadının çıkışlannı eleştirerek "Örneğin, kamu kuruluşlarının namaz saatlerinde tatil edilmesi önerisi kamuoyunda büyük rahatsızlık \aratn. Bu tür konularda dikkatü ohmması gerekir" dediğı öğrenildi. Cumhuriyet'in görüştüğü bazı bakanlar ise kabinede tartışma çıktığı haberlerini doğrulamadılar. Basbakan Necmertin Erbakan ın ise tartışmaya girmediği ifade edildı. Bakanlar Kurulu'nda son zamanlarda Türkiye'nin gergin günler yaşadığma dikkat çekilerek. gündemi değiştirmek için icraata ağırlık veriimesi görüşü de dile getirildi. Toplantıda, "gündemi değistirecek icraat" kapsamında özelleştirmenın hızlandınlması, ycrel yönetimlere yetkı devrr konusunda somut adımiann atılması görüşû benimsendi. Orman Bakanı Halit Dağlı. dün Konya'da yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in. çoğu RP'yi hedef aldığı bilınen rejime yönelik uyanlannı destekledığini söyledi. "Herşe>i yaşamış, her şeyi gören bir insandır. Uyaracaktır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın görevidir" diyen Dağlı, gerilimin tırmandınlmamasından yana olduğunu dile getirdi. Koalisyon ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ANAP gensorusundan sonra muhaliflere disiplin yolu DSP'de hesaplaşma gelecek lıafta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP Genel Başka- nı Bülent Ece- vit parti içi muhaliflerin durumunu 4 mart günü ANAP'ın hükümet hakkın- da verdiği gensoru önerge- sinden "hemen sonra" ele alacaklannı açıkladı. Ece- vit, bazı muhalif milletve- kilerini ıhraç istemiyle merkez disiplin kuruluna (MDK) sevk etmeye hazır- lanırken; muhaliflerden Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, "imah" bir açıklama yaparak "Biz bu- radayız, başkalan gibi bir yereghmiyoruz"dedi. Sel- vi. "2 tniUetvekilimizin par- timizden bir gerekçe göster- meden aynlarak Sayın Çil- ler'in emrinde hizmet ver- meye talip olmalan oidukça endişe vericidir'' görüşünü dile getirdi. DSP lideri Bülent Ecevit, "içten gelen darbeleri sürat- leönlemek için üstüne duşe- ni yapacağını*" söylerken, gelecek hafta ANAP'ın gensorusunun görüşülme- sinden hemen sonra Gnıp Yönetim Kurulu'nun (GYK) toplanacağını bil- dirdi. GYK'nin toplantısın- da, başta Ankara Millerve- kili Gökhan Çapoğlu, Is- tanbul Milletvekıli Bülent Tanla ve Kocaeli Millerve- kili Bekir Yurdagül olmak üzere bazı muhaliflerin MDK'ye sevk edilmesi bekleniyor. Parti yönetimi- ne ve örgütlenme modeline dönük eleştiriler yönelten muhalifler, "Genel başkan sola kapah. Biz ısraıia bura- da kalıp, partimize sahip çı- kıp dışa dönük mücadele vennek istiyornz. Sesîni çt- karmayan bazı gözdeler de sağ partilere gidiyor " dedı- ler Muhalifler. DYP'ye ge- çen Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın'm Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'le "çok yakın oldu- ğu ve örgütlenme konusun- da güvenini kazandığına" da dikkat çektiler. Muhalifler arasında yer alan ve yönetime dönük eleştinlerini gizlemeyen Genel Başkan Yardımcısı, lstanbul Milletvekıli Cev- det Selvı, dün yazılı bir açıklama yaparak 2 millet- vekilinin DYP'ye girmesini deöerlendırdı CHP lideri Baykal: MCK, umuyorum ki Türkiye'nin ufkunu açar 'Gerginlikten çıkış yolu anayasada' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hükümeti mektupla da uyaran Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in olumlu bir görev yerine getirdiğini söyleyerek "Ama gönül ister ki anlaşmak için yazıya dökiilmesine gereksinim ohnasm" dedi. Gerginliklerin toplumun anayasaya sahip çıkmasıyla aşılabileceğini belirten Baykal, laik rejimi hedefalan şeriatçı girişimler nedeniyle gergin bir havada toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) "Törkiye'nın ufkuııu açmasını ümtt ettiğini'' söyledi. Baykal, Iktisadi Kalkınma Vakfi (İKV) Başkanı Meral Gezgin Eriş'i dün kabul ederek bir süregörüstü. Baykal, ülkede herkesin Türkiye'nin Avrupa Birliği içinde yer almasını sağlayacak çalışmalar yapılması görüşünü savunduğunu, ancak hükürnetin AB ile ilışkilerin geliştirilmesi konusunda "tereddüt" taşıdığını söyledi. Baykal, gazetecilerin MGK toplantısına ilişkin sorulanm şöyle yanıtladı: "MGK mutat toplantısmı \-apiyor. Kakat ilişkilerin gergin olduğu bir donemde vaprvt)r. Cmit ediyorum ki yarark, Tüıidye'nin afliunu açacak, anayasal rejimin önenıini beürten bir toplantı olarak sonuçlanır. Türkiye'de yaşanan siyasi gergjnükJerin çıkışı anayasadadır. O çerçenede çahşmayı benimsersek hiçbir şey obnaz. Ğerginükler toplumun ana>asa>a sahip çıkmasnia çözulür. Toplum da bunu yapö." DYP RP'yi uyanyor ANKAR4 (Cumhurrvet Bürosu)-DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, hükümetlerin görev inin tansiyonu yükseltmek ya da gerilimi arttırmak olmadığım belirterek koalisyon ortağı RP'ye, "Muhalefet söylemlerini iktidarda kullanamazsın" uyansını yaptı. Türkiye'de rejim konusunda duyulan kaygılan "abartıh vehim" diye nitelendiren Ekinci, yeni bir yüzyılın eşiğinde muhtıra, mekrup, darbe ve tanklardan söz bile edilemeyeceğini kaydetti. Ekinci, MGK toplantısı, Cumhurbaşkanı "nın hükümete ilettıği uyan mektubu ve DYP'ye katılımlar konusunda değerlendirmeler yaptı. Son günlerde rejim adına üretilen senaryolann yalan rüzgân halinde dalga dalga yayıldıgını savunan Ekinci, "Rejimin. sistemin bir çare ohnadığını aşılamaya çahşıyoriar. 'Mıllet seçti biz beğenmiyoruz' denüemez. Sıkısuıca 'Nasıl olsa birileri var, gelir düzeltir' diye düşünülemez" diye konuşru. Demokrasinin kesintiye uğramasından en çok Cumhurbaşkanı Demirel'in zarar gördüğünü, bu nedenle demokratik kurumlann işletilmesı için herkesten daha çok çaba gösterdiğini dile getiren Ekinci. Demırel için, "demokrat kafah Cumhurbaşkanı" tanımını yaptı. ^ükümet ortağı RP.'nin yönetimi've taşradaki uygulamalan konusunda bazı sıkıntılar yaşandığını anlatan Ekinci, "RP bir muhalefet partisi gibi davranamaz. İkn'dar partikri mesaj vereceğûn diye tribüniere o>nayamaz. Muhalefettej'ken söviediklerini iktidara geklikten sonra sö>1eyemez. RP yönetimi inşallah bundan sonra daha dikkanı oJur" dedı. MGK'nin önemli bir anayasal kuruluş olduğunu, burada rejimle ilgili önemli tespitlerin yapıldığını vurgulayan Ekinci, MGK'nin çözüm yeri gibi gösterilmesinden rahatsızlığını dile getirdi. Ekinci, "Rejim tehdidi var mı, yok mu. nerede olmuş. bunlar değerlendirilir ve almması gereken önlemler hükümete tavsiye edilir. MGK, ülkedeki lüzumsuz, abartüı tansiyonu düşürecek, sistemin, kurumlann işledigini gösterecek, noksanhkiann önlenmesi konusunda önemli kararlar alacakrar" diye konuşru. Ekinci, DYP'ye katılımlann gelecek günlerde artarak devam edeceğini, bağımsız milletvcekili Köksal Toptan'ın da partilerine geçtiğini söyledi. IRMIKIAYDIN ENGİN e - mail: engin (g planet.com.tr Herif, istanbul'da, Istiklal Caddesi'nin tam göbeğine di- kilmiş. Tam da Cumartesi An- neleri'nin eylem yaptığı yerde. llk bakışta ya hapçı dersiniz ya da üşütük. Sincan'da Işın Gü- rel'i yumrukJayan yarma yiğıdin bir kopyası. Böğürüyor: - Yok mu laaaan? Yok mu lan bu memleketin savcısı, hâki- mi? Allahsız kitapsızlar, kimse şeriata uymuyorulan bu mem- lekette! Yok mu bunlan içeri tı- kacak birAllahın kulu? Akşam karanlığı bastı basa- cak. Galatasaray Meydanı cıvıl cıvıl. Kimsenin herife aldırdığı yok. Ama yakınına gelince ge- nişçe bir yay çizip açıktan geç- meyen de yok. Hiçbir ilginin odağında yer alamayışı herifi iyiden iyiye öf- kelendirdi: - AJnı secde görmemiş bun- lann. Şeriattan haberiyok ulan bunlann... Haklı. Insanlar sinemaya gi- diyor, bir "cafe"de bir şeyler iç- meye gidiyor, sevgilisiyle bu- luşmaya gidiyor, dans etmeye Bu Sisteme Bir Sahip Gerek gidiyor, türkü dinlemeye, şarkı söylemeye, ıslık çalmaya, elle- ri cebinde Istiklal Caddesi'nde turlamaya gidiyor... Gözlerini devirip devam etti: - Sistem bozuk, sistem... Sistem kökünden bozuk... Şu son cümleyi söylemesey- di ben de omuz silkip, yay çi- zip, açığından geçip işime gi- decektim. Herhangi bir Tır- m//c'tayeralması içinde bir ne- den yoktu. Ne çare ki herif aynen böyle dedi: "Sistem kökünden bo- zuk!.." Istiklal Caddesi'nin göbeğin- de aldı mı beni bir düşünce. Işte açıkça söyledi, bu adam, bu şeriat özlemcisi ve militanı besbelli ki birsistem karşıtı. Bir muhalif. Oysa daha birkaç saat ön- ce, biryerlerde "Sistem sürek- lı Çatlı üretiyor, cinci hocalar üretiyor, şeriat militanı üretiyor, vurguncu, hırsız, katil, mafya tetikçisi üretiyor. Sistemi sor- gulamadan suçlu avından so- nuç alınamaz" diyen de ben- dim. Bir süre önce Savaş Ay'ın A Takımı'nda konuk ettiği bir BBP'linin, bozukluğun sistem- de olduğunu ve sistemi tartış- madan hiç biryere vanlamaya- cağına işaret ettiğini çok iyi anımsıyorum. Daha iki gün önce bir röpor- taj için biraraya geldiğim iki "iti- rafçı"n\r\ sözleri hâlâ ses alma aygıtımda kayıtlı: - Sistem hırsızlann, vurgun- culann elinde. Düzeltilecekse sistem düzeltilmeli. Yoksa her şeyboş, hepsi nafile!.. Ecevit de, Baykal da ağız- larını açtıklannda düzenin (sis- temin) bozukluğunu vurgulu- yorlar. TÜSİAD raporunun yerden yere vurduğu, handiyse tepe- den tırnağa değiştırilmesini, en azından elden geçirilmesini önerdiği, "s/sfem"intakendisi. Susurluk'u izleyen günlerde birbiri ardına ekranlarda boy gösteren ülkücü-mafyacı to- sunlardan Haluk Kırcının söy- lediklerinı de pek net anımsı- yorum. Kendi "yamuk" üslubu ile "Bu yamuk sistem düzelme- dikçe, şerefsizler var oidukça devletin bizlere her zaman ih- tiyacı olacakbr" dedi. Daha önceki gün Erbakan, Ankara'da Sabah gazetesi ya- zarlarıyla konuşurken sistemi "laik faşizm" ilan etti. Bir dakika karanlık için yurt- taşlara çağn yapan yurttaşlar da çağrı metinlerınde s/s- fem'deki çürümeye işaret et- miş ve temiz toplum - saydam devlet özlemlerini, sivil bir ana- yasaya ve hukuk devletine ge- reksinim duyulduğunu vurgu- lamışlardı. Işıklannı günler ve günler bo- yu yakıp söndüren milyonlarca kişi de bu çağrtya yanıt vermiş- ti. Yani anladınız, o dev kesim de "sistem karşıtlan" saflann- da, hem de ön saflannda yer al- dı. Tabloya bakın! Ben baktım. Kendi çizdiğim tabloya bakınca, hem de ak- şam karanlığı basmışken, hem de acele bir yerlere yetişmem gerekken, hem de az ötemde böğüren herif canımı sıkarken, hem de kaset-plak satan tez- gâhtan yükselen doyumsuz bir gitar solo yürekleri serin sular- la yıkarken, Galatasaray Mey- danı'nın göbeğinde aldı beni bir düşünce. Neredeyse s/s- tem'e acımaya başladım. Şu koca ülkede tek başına kalmış, kimsesi olmayan, kimsenin is- temediği, herkesin yerden ye- re vurduğu sistem içimi parça- ladı. Hani elimden gelse gidip teselli edeceğim. Demek bu ülkede sistemin sahibi yok. Sistem kımsesiz. Anlaşılan bütün suç da onun. Her şeyin sorumlusu o. Allahım sen benim aklımı ko- ru... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Demokrasi Dersi... Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Orge- neral tsmail Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanla- n, Basbakan Necmettin Erbakan'a neter söytediler? Söylenenler apaçık ortadaydı. Günlerdir kamuoyu- na yansıyan haberier, Demirel'in açıklamalan, Orge- neral Karadayı'nın israil dönüşü sözleri, MGK top- lantısının iceriğini yansıtıyordu. Komutanlann tümü dün MGK'de Basbakan Necmettin Erbakan'a de- mokrasi dersi veriyordu. Şeriatçı orgütlenmenin devlet içinde ivme kazan- dığını artık sağır sultan bile bilryor. Şeriatçı yayın or- ganlannın 'numaracı cumhunyetçileri'yan\anr\aala- rak kamuoyuna 'demokrasi dersi' vermeleri bizi hiç şaşırtmryor... Muhteremler neredeyse PKK lideri AbduUah Öca- lan'ı televızyonlanna çıkanp 'demokrasi' üzerine tar- tışacaklar, 'sistemin' çürümüşlüğü üzerine ahkâm kesecekler... Susuriuk kazasından sonra ortaya çıkan 'devlet içinde'kt çetelerı kahraman olarak görmeye başla- yan seriatçılar, şimdilerdebıryandan 'Kürt sorunu'nu ortaya atıp demokrasi, insan haklan üzenne gıdiyor- lar, ardından da Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Ka- ranlık eylemıni yapanlara saldırıp şoyle diyorlar: "Işıkkapatıp eylemyapacağınıza, Güneydoğu'da PKK ile savaşmaya gidin..." Bir oyun oynanıyor Türkiye'de... Zulüm edebiyatını sürdüren. Taksim'e yapılacak camiyi 'lstanbul'un ikinci fethı' olarak gören zıhniyet, İranlı mollalarla birlikte 'demokrasicılik oyunu 'nu sah- neye koyup 'Kemalist devleti' yıkma planlannı ger- çekleştirmeye çalışıyor... Baskıyı, işkenceyi, faili meçhulleri, bunca acılan, cuntacı Kenan Paşa'nın marifetlerini Kemalistlerin üzerine yıkan, devlet içinde örgütlenen eli kanlı çe- teleri laik demokratik cumhuriyetın bir parçası ola- rak goren zihniyet şu soruyu sormuyor: "1950'den 1997'ye dek devlet erkini elinde tutan siyasal iktidar sağ kadrolardı, bütün bu olup biten- lerin sorumlusu da bunlar değil mi?" • • • 12 Eylül cuntası batyozunu şenatçılara değil, sos- yalistlerin, demokratlann, aydınlann, yazariann, bilim adamlarının, emekçılerin üzerine indirmedi mi? Mil- yonlarca kitabın suçlusu olarak insanlar gözaltına alı- nıp işkenceden geçmedi mi? Cuntacı paşalar. Mus- tafa Kemal Atatürk'ûn kurduğu tüm kurum ve ku- ruluşları kapatırken tarikat şeyhleriyle işbirliği yapma- dımı? O zaman kim darbeden yanadır? Kemalistler mi, sosyalistler mi, demokratlar mı, numaracı cumhuri- yetçıler mi, yoksa seriatçılar mı? Numaracı cumhuriyetçıler ve seriatçılar hep dar- becılere alkış tutmuşlardır, onların dümen suyun- dan gıtmişlerdır. Olan Kemalıstlere, sosyalistlere ve demokratlara olmuş, demokrasinin faturasını onlar ödemıştır. Bizler ne diyoruz: "Ne şeriat, ne darbe, demokrasinin evrenselliği- nin Türkiye'de yaşama geçirilmesini istiyoruz..." Devlet içındekı çetelerin ortaya çıkanlmasını iste- mek suç mu? Özgürlüklerin tüm ülke genelinde ya- şama geçirilmesini istemek suç mu? Faili meçhul- lere, gözaltındakı kayıplara karşı durmak, suçlula- nn yakalanmasını istemek suç mu? *•• Askerierin 'ola/ibeyapma>f'gibibirdüşüncelerinin olmadığını bilıyoruz. Askerier; aydınlar, demokratlar, bilim adamlan, öğrencıler, emekçiler gibi demokrasi istiyor, onlar da bizler gibi 'şeriatçı yapılanma'yı görüyor... Bu gerçeğı Basbakan Necmettin Erbakan ve RP'li bakanlar niye görmüyor? Işte sorun buradan kaynaklanıyor... Bir Adalet Bakanı düşünün kı ne yaptığını bilmiyor, bir Kültür Bakanı düşünün kı operayı, baleyi, 7s/am dinine aykın' görüyor, bir Çalışma Bakanı düşünün ki eş, dost, akraba ilışkısinı bakanlık koituğuna taşı- yor... Sıvas'ta 37 ınsanımızı diri diri yakan canilerin avu- katlığını yapan kişı, laik demokratik cumhuriyetin Adalet Bakanı olur mu? Bu soruyu elinizi vicdanınıza koyun ve yanıtla- yın... İBDA-C sanıklan, DGM Savcısı Enver Çoban'a nasıl saldırdılar, nasıl küfür ettiler, televizyonlarda iz- ledınız... İBDA-C sanıklan bu gücü kimden alıyor? Bu soruya da elinizi vicdanınıza koyup yanıt verin... Sonra da kendi kendinize şu soruyu yönettin: "Mustafa Kemal Atatürk. laik demokratik cumhu- rıyetikurmasaydı Türkiye'de 65 bin cami olur muy- du, ben ınanç özgürlüğümü sınırsız kullanabilir miy- dim?" Yanıtınız ne oldu? Bir soru da ben kadınlanmıza sorayım: "Iran'da, Afganistan'da, Sudan'dayaşamakister mıydıniz?" Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Çetinkaya (n Planetcom. TR Olayiar, anılar, işgaller, boykotlar, grevler, politikacılar 250^)00 TL(KDVdahil) [ Çağ Pazarlama A.Ş. Yerebatan Caddesi Saikımsöğüt Sofcak l No: 9/B Cağaloğlu istanbul Tel:514 01 95/96 Poştaçefcjno.: 66^322. ... , ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle