Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7ŞUBAT1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Afyoı'a alman Metin Göktepe davasına sanıklar yine katılmazken salonda gergin anlar yaşandı
Gazetecflerden oturma eylemi
AYŞE YIL3IRIM
MELTE.MFIRATLI
AFYON -Gazeteci Metin Göktepe da-
vasının Afym Spor Salonu'ndaki ikınci
duruşması ca olaylı geçti. Mahkeme he-
yeti tarafınlan çalışmalan engellenen
gazeteciler. >por salonunda oturma ey le-
mi yaparak protestoda bulundular. Du-
ruşmayı izleyenler de alkışlarla protes-
toya destek verdı. Duruşmayı izlemek
için 15 otoKisle Atyon'a gelenler. slo-
ganlaria yüridüler. Yerli ve yabancı çok
sayıda hukiKçu. gazeteci. milletvekili ve
demokratik cıtle örgütü temsılcısının ız-
lediği duruşTiayı Abdullah ÇaÜVnın da-
nışmanı \ e soıkatı olarak tanınan Önder
Aktosun'unda izlemesı dıkkat çektı.
Afyon Agır Ceza Mahkemesf nde gö-
rülen Metin Göktepe da\asım izlemek
için Istanbu.. Izmir. Ankara'dan 15 oto-
bûsle gelenler şehır merkezındekı Soy-
dan Otelı'nce buluştular. Otelde bir ba-
sın toplantısı düzenleyen CHP Genel
Sekreten Adnan Keskin bir yıldır dava-
nın sonuçlandınlmamasinın toplumun
adalet duygusunu zedelediğını söyledı.
Müdahil avukatlar adına basın toplan-
tısı yapan Kamil Tekinsürek \e Ali Sa>-
dı da Göktepe'yı döverek öldürmek su-
çundan yargılanan 11 polısin tutuklan-
ması gerektiğini söyledi.
Basın toplantılannın ardından duruş-
mayı izlemeye gelenler spor salonuna
doğru yürüyüşe geçtiler. İstasyon Cadde-
sı boyunca "Metin'ler burada, katiller
nerede". "İnadına hepimiz birer Me-
tin'iz". "Metin'lerölmez". "Özgürbasın
susturulamaz". •'Katiller Meclis'te" slo-
ganlanyla yanm saat yürüyen grup. sa-
at 13.30 da Atatürk Spor Tesisleri'ne u-
laştı. Göstenler tesıslerin bahçesinde de
bir süre devam etti. Saat 14.35'te başla-
yan duruşmaya yargılanan 48 sanık po-
lis katılmazken avukatlan Güzin Köprü-
lükılıç. Öraer Yeşilyurt Ahmet L'lger.
Arif Dönmez, Necat Küçiiktaşkıran ka-
tıldılar. Duruşmaya yaklaşık 100 müda-
hil avukatla Göktepe"nin kardeşleri İh-
san, Derviş ve Meryem katıldı Bursa'da
cumartesı günü geçirdiği trafık kazasın-
da yaralanan Metin Göktepe"nin annesi
Fadime Göktepe ise doktorlann tüm kar-
şı çıkışlanna rağmen alçılı ayağıyla mü-
dahiller arasında yerini aldı.
Av ukatlar ayakta kaldı
2 bin 500 kışilik spor salonunda duruş-
mayı ızlemeye gelenier ve müdahil avu-
katlann bir bölümü ayakta kaldı. Savcı
İsmail tlhan. mahkeme başkanı Kamil
Şerif üyeler Emine Zigen, Nuran Yalun-
baş'tan oluşan mahkeme heyetının yeri-
ni almasından sonra uzun bir süre salon
düzenlemesi nedenıy le duruşmaya baş-
lanılamadı. RP'ye yakınlığıyla tanınan
yargıç Kamil Şerif aynca duruşma baş-
lamadan izleyıcıleri slogan atılmaması.
gazetecılen de üzennde Goktepe'nın fo-
toğrafı bulunan tışörtleri gıymemelen
konusunda uv ardı. Yargıç, sadece fotoğ-
raf çekimi. görünrü alınması için 15 da-
kıka süre verdiğıni belirttı.
Bu sırada yerlerini alan sanık polisle-
nn a\ukatlarından Ahmet Ülger basın
mensuplanna dönerek"Bu da\a devletle
basın arasında. Basın mahkeme Uzerin-
de hâkimiyet kurmak istiyor. Göktepe ve
ailesini pivon olarak kullanryor" dedi.
15 dakikaklık sürenın bıtmesi üzerine
mahkeme başkanı Şerif, gazetecilerden
salonun ortasını boşaltmalannı \e yan
taraftaki tribünlere geçmelerini istedı.
Yargıcın salondaki güvenlik görevlıle-
rinden yardım istemesı üzenne gazete-
ciler salonunun ortasına oturarak mahke-
meyıprotestoettıler Izlejıcılerde alkış-
larla gazetecılen destekledıler. Müdahil
a\ uklardan Bayram Bahri Beten" in gaze-
tecilenn çalışmalannı sürdürmesi iste-
mi karşısında mahkeme başkanı sinırle-
nerek davavı ıki av sonrava erteleme teh-
CJÖKTEPE DAVASINDAN NOTLAR
Soğuk değildi kalpleri donduran
ÜMİTOTAN
AFYON - Insanın içıni dondu-
ran Afyon'un kara soğuğu değil.
yaşadıklanmızdı... Afyon Atatürk
Spor Salonu abluka altındaydı.
V'alı AhmetÖzyurt. çe\ re ıllerden
. deemniyetgücüistemiştı. Konuk-
. lar, yavaş ya\ aş yerlerini alıyordu.
. Metin'itanıyanlar. yaşamındahiç
görmemış olanlar. yerli-yabancı
gazeteciler. hukukçular. demokra-
tik kitle örgütlennin temsilcileri.
evet herkes oradaydı. Bir tek •'on-
lar*' yoktular, olması gerekenler
• yoktu.. Metin Göktepe'yı "da-
yakla öldürmek"ten yargılananlar
yoktular.
Mahkeme başkanının duruşma-
yı açarken söyledıöı ılk tümce her
şeyi açık açık göstenyordu: "Boş
kalan sanık sandaheleri alınarak
ayakta kalan sa\ unma a\ ukatları-
na dağrtüsın."
Afy on'dan bir şeyler tuhaf görü-
nüyordu. Tele\ızyon ekranlann-
da. gazetelerde günlerdir dövülen
' StaTmuhabın IşınGürel'e "sevgi-
1
1I tozmnz" dıye sahip çıkan siya-
siler, yetkililer ve etkılilerin bu
-- yaklaşımlan Afyon"dan baktığı-
- mızdapek öyle içten görünmüyor-
du. tstanbul'da başlayıp Aydm'a.
oradan Afyon'a doğru süren iç ka-
rartıcı serih ene baktığımızda, Me-
tin Göktepe'ye kjyanlarla ilgili ya-
pılmayanlara baktığımızda, yetki-
lilerin o sıcak demeçleri Afyon'un
ayazına tutulup içimizde donuyor-
du.
Metin"ı öldürenler tam 284 gün
sonra Aydın'da yargılanmaya baş-
ladılar. Neredeyse 4 aya varan bir
süre sonra da Afyon "macera-
sı"başladı.
Atatürk Spor Salonu hınca hınç-
tı. Metın'ın se\gili annesınin yaş-
lı bedenı. doktorlann engelleme-
sine karşın Afyon'daydı. Yüzün-
dekı koyu morluklar. sargılar onu
engellememışti. Sandalyeye otur-
tup salona taşıdılar. Metın'in kar-
deşleri deoradaydı.
• Metin'i tanıyanlar,
yaşammda hiç görmemiş
olanlar, yerli-yabancı
gazeteciler, hukukçular,
demokratik kitle
Örgütlerinin temsilcileri,
evet herkes oradaydı. Bir
tek 'onlar' yoktular, olması
gerekenler yoktu... Metin
Göktepe'yi 'dayakla
öldürmek ten yargılananlar
yoktular. Mahkeme
başkanmın duruşmayı
açarken söylediği ilk
tümce her şeyi açık açık
gÖsteriyoırdu:"Boş kalan
sanık sandalyeleri alınarak
ayakta kalan savunma
avukatlanna dağıtılsın.'
Afyon"da soguğu kıracak. yü-
rekleri ısıtacak bir kıpırtı beklenı-
yordu. Ama zordu.
Jandarmalar sanık sandalyele-
lerinın bulunduğu parmaklıklan-
nın etrafına dızilmiş. esas duruşta
bekliyorlardı. Sandalyeler savun-
ma av ukatlanna dağıtıldıktan son-
ra da jandarmalann bekJeyişı sü-
rünce savunma avukatlanndan bi-
ri "madem sanıklar yok, jandar-
manın da beklemesine gerek yok~
dıye uyardı. Jandarmalar çekildı.
Karşı tarafta, beş sanık avukatı
oturuyordu. Aralanndan biri aya-
ğa kalkarak kalabalığın mahkeme-
ye baskı unsuru yaratmaya çalış-
tığını söyledi. Büyük tepki kop-
tu...
Kendılerineyerbulamayanjan-
darmalar. bu kez gazetecilerle
mahkeme heyeti önüne sıralandı-
lar. Gazeteciler yere oturup olayı
protesto ederken tribünler alkışa
boöuldu. Mahkeme başkanı uvar-
dı:"
~Bö\legiderse iki a> ertelerim."
Metın'ı dö\erek öldürenlerın
yargılanma sürecınde zaten iki
öğe vardı: **sürgün\e erteleme..."
Afyon beyaza bürünmüştü. So-
ğuk ürpertiyordu. Metın'ı öldü-
renler İstanbul'daydı. Bizim bura-
da ne işimız vardı? Bundan sonra
başka bir durak var mıydı?
Günlerdir duyarlılık göstenleri
yapan siyasetçiler bu sarunun ya-
nıtını verebilirler mıvdi?
Gecenin ayazında spor salonu-
na kurulan ağır ceza mahkemesin-
den çıkanlar hüzünlüydü. Koca
harflarla yazılı "Adalet Mülkiin
Temelidir^ın altında oturan mah-
keme he\etinin yapacağı fazla bir
şey yoktu. Metın'in peşinde bu se-
rüvenbiteceğebenzemiyordu. Af-
yon sürgününden geriye kalan.
"Metin'e kıyanlarla Afjon'a ge-
lenler ve yürekleri Afyon'da çar-
panlar arasındaki kovalamacanuı
daha ne kadar sürecegi"> dı.
İZLENİMLER/ OR.AL Ç.4L1ŞLAR
Niye buradayız
Fadime Cöktepeyaralıolmasuıa karşın oğlunun Afyon"da\apılan
duruşmasına katıldı. (Fotoğraf: CELAL YILMAZ)
didınde bulundu. Araya bazı a\-ukatlann
girmesi üzerine gazeteciler eylemlerine
son \erdiler.
Göktepe'nın avukatlannın Brüksel
Barosu'na kayıtlı biri bayan iki avukatın
daha davaya müdahil olarak katılmasını
ıstemelen üzenne yeniden tartışma çık-
tı. Bu ısteme polıslenn avukatlan "İthal
avukat görmemiştik onu da gördük" di-
ye karşı çıkarken. mahkeme bu avukat-
lann ancak gözlemci olarak katılabile-
ceklerine kararverdi. Karardan sonra söz
alan müdahil avukatlardan Ali Saydı, po-
lislenn açığa alındıklannın söylenmesi-
ne karşın lstanbul dışında görevlenne
devam ettıklerine ilışkin belgeyi mahke-
meve verdi. Daha sonra tanıklann dinle-
nilmesine geçildi. Ali Ekber Palabıyık
Göktepe"nın Eyüp Spor Salonu'nda gö-
zaltına alındıktan sonra polisler tarafın-
dan dövüldüğünü söyledi. Deniz Özcan
da Göktepe'nin 8-10 polis tarafindan dö-
vüldüğünü. bayılmasına karşın ayıltıla-
rak dayağın devam ettiğini
söyîedi.
Özcan. polisleri gördüğü
takdırde teşhis edebileceği-
ni belirtti. Sanık avnkatlann-
dan Ahmet Ülger. mahke-
meden^tanık Denız Öz-
can *ın yasadışı bir örgiite iiye
olup olmadığınuı" sorulma-
sını istedi. Bu istem üzerine
müdahil avukat Kamil Te-
kinsürek tanıklardan kendi
alehlerine bilgi alınamaya-
cıgını belirterek Clgen'e hi-
taben "Ben ona kontrgerilla
mısın diye sormuyorum"
dedı. Ülgen'ın bu sözün zap-
ta geçirilmesini istemesi
üzerine tartışma uzadı Tar-
tışma mahkeme başkanının
"Olavla ilgisi yok zapta geç-
miyoruz" demesıyle son
buldu. Polislerin avukatlan
tanık ifadelerini kabul etme-
diklerini bildirdiler. Müda-
hil a\ ukatlar ise özellıkle
Göktepe'yı öldürmekten
yargılanan 11 polisin tutuk-
lanmasını istediler.
Mahkeme. Eyüp Ağır Ce-
za Mahkemesi'ne teşhis için
talimat yazılmasına karar
verdi. Mahkeme, Eyüp Ağır
Ceza Mahkemesıne ifadele-
ri alınan 11 polısle tanık ola-
rak dinlenen Denız Özcan ve
Ali Ekber Palabıyık'ın çağ-
nlmasını ve yüzleştinlmenin
yapılmasıru istedi. Mahke-
me. bu yüzleştirilmeden
sonra polislerin tutuklanma
istemlerinin değerlendirile-
ceğını bildirdi. Mahkeme
aynca lstanbul Valiliği'ne
yazı yazılarak polislerin ad-
reslennın bulunmasını ıste-
dı. Emnıyet Genel Müdürlü-
ğü'ne de yazı yazılmasına
karar veren mahkeme, polis-
lenn görev yerlerinin bildi-
nlmesini istedi ve duruş-
mayı 11 nisanaerteledi.
; AFYON - Kanal D'den
• Aydın Baylan soruyor: "Ne-
; den buradasınız?" Bütün
• gazeteci arkadaşlann ortak
cevabı: "Adaleti gerçekleş-
tirmek için. Metin'in katillc-
rinin y aEgılanması >e hak et-
tigJ ceaayı almalan için bura-
'. dajiz" oluyor.
! Soğuk bir kış günü Afyon
: kapalt spor salonunda. söz-
; dedufuşmayı izliyoruz. Yü-
ze yakın avukat. yüzün üze-
nnde gazeteci. iki bine ya-
kın yurttaş soğuk salonda
• sanıklann gelmeyeceğini bi-
• le bile bekliyor. Neyi bekli-
•yor?
• Yargıcı ve adaleti beklıyo-
• nız. Soğuk salonda ilginç bir
'. manzara var: Ilk kez salon-
idaki kalabalık. sanıklann
'.yargılanıp cezaya çarptınl-
'. masmı istiyor.
; Genellikle bu tür büyük
; yargılamalarda muhalif sa-
inıklar ağır cezalara çarptı-
; nlmak üzere büyük salonla-
;ra toplanırlar. Şimdi tersini
;yapıyoruz. Muhalefet değil.
; iktıdar yargılanıyor.
; CHP Manisa Milletvekili
; Sabri Ergül, basın sırasında
• oturan Çath'nın avukatı Ön-
der Aktosun'a laf atıyor:
•"Sen eskiden hızb solcuy-
•dun. şimdi sanıyorum kıil-
•var değiştirdin.'' Aktosun
• ce\ap vermiyor.
• Cinayetten yargılanan ve
• salona gelmeyen polislerin
vekâletini de ilginç bir isim
iüstlenmişti. 12 Mart döne-
;minde MlT'te görev yapan
"işkenceci Necdet Kiiçüktaş-
: kınec Nereden nereye? Taş-
kıner. işkenceci olarak gö-
rev yaptıktan sonra avııkat-
lığabaşladı.
Taşkıner'i Hüseyin Bay-
başm'la birTV tartışmasın-
da>ıllar sonra yeniden izle-
dim. Baybaşın onu uyuştu-
rucu kuryeliöiyle suçluyor-
du.
Anlaşılan Taşkıner sene-
ler içinde mesleğinde ilerle-
me kaydetmişti.
Afyon'daki duruşma tam
bu davanm kaderine uygun
şekılde başladı. Başkan Tur-
gut \dduim, salonu hınca-
hınç doldururken kitleyle v e
basınla tartışmaya giriştı.
TV kameralannın çekim
yapmasına engel olmaya ça-
lıştı. Mahkeme heyetini. sa-
nıklan mahkemeye getır-
mek yerine basınla uğraş-
ması gerilime neden oldu.
Duruşma salonunda can
sıkıcı bir manzara vardı. As-
kerler. salonun dön bir yeri-
ne dizılmıştı. Ortada sanık-
lar yoktu.
Mahkeme de bu durum-
dan şıkâyetçi değildi. Sanık-
lar bir ağır ceza yargılama-
sının nasıl yapılacağını dert
edinmiyordu.
Dünkü Metin Göktepe ci-
nayeti davası. devletin.de-
mokrasi ve ınsan haklan açı-
sından nerede olduğunun
güzel bir tablosunu sergili-
yordu.
Adam öldürdükleri polıs
tutanaklanyla belgelenen
polisler, bir türlü mahkeme-
ye gelmiyor, yargı bunun
peşıne düşmüyordu.
Bu tablo. Susurluk'taki
kazada ortaya çıkan bağlan-
tılan kanıtlargibiydi. Devlet
suçlunun peşine düşmüyor-
du. Devlet içındeki suç fail-
lerini koruyor. kollanıyordu.
Metin Göktepe davası.
"geldL. gjtti" sözcüklenyle
uzadı.. Sanık yok, adam öl-
dürenler salonda yok... Bu
tablodan sıkıntı duyan bir
devlet kurumu da yok.. Tür-
kiye'nin ne durumda oldu-
ğunu merak ediyorsanız Af-
yon'a bakın göreceksınız.
Oğretim Uyeleri Derneği, son gelişmelerin kaygı verici olduğunu belirtti
'Laiklikkarşıtı harekeûerhuzur bozuyor'HaberMerkezi-Üniversıte rektörleri. ülkede
son dönemde yaşanan gelişmelerin laıklik açı-
sından kaygı verici olduğunu bildirdiler.
lstanbul Ünıversıtesi ile Ünıversıte Ögretim
Üyeleri Derneği'nin ortaklaşa düzenledıği laik-
lik ve YÖK Yasası'ndaki değişiklik girişimleri-
ne uyan toplantısı dün İÜ Fen Fakültesı Konfe-
rans Salonu'nda yapıldı.
İstanbul Üniv ersitesi Rektörü Bülent Berkar-
dada Türkiye'de son zamanlarda laıklik ılkesi-
ne karşı hareketlerin ivme kazanarak arttığını
belirterek, bu hareketlerin siyasi havayı sertleş-
tirdığıni ve huzuru bozduğunu söyledi Türki-
ye'nin hızla tarikat-
lar ve şeyhler ülkesi
olmaya doğru itildi-
ğıne dikkat çeken
Berkarda, bunlara
karşı sivıl toplum
gücünün harekete
geçirilmesi gerekti-
ğini söyledi.
Ünıversite Öğre-
tim Üyeleri Derneği
Başkanı Prof.
Dr.Burhan Şenata-
lar. Türkiye'nin
yüzde 99"unun
Müslüman olduğu
için şeriat istediği
yolundaki açıkla-
malann demagoji
olduğunu belirtti.
Şenatalar, "Halkın
yüzde 19'u bile şeri-
at düzeni istemiyor.
İsteyenlerin oranı
yüzde 9.9 olabilir.Bu
\irgülün yerini her-
kes doğru bilmelidir.
Buna karşı tavır al-
mak lazun. Cumhuriyetin temel ilkelerine iç-
tenlik ve kararkkla sahip çıkacak bir hiikümet
bir an önee kurulmaüdır" dedı.
Türkıye'de yapılan ikınci demagojının de şe-
riatın din ile aynı anlama geldiği açıklamalan-
nın olduğunu belirten Şenatalar. "Bu toplum o
kadar aptal mı? Bunu kime yutturabilecekleri-
ni sanıyoriar. Onlann kastertiği şeriata bu iilke-
nin nüfusu açıkça karşıdır" diye konuştu. Tür-
kiye'de teokratik ve totalıter bir rejim isteyenler
olduğunu belirten Şenatalar şöyle dedi'
"Cumhurivet kurulduktan 75 \ıl sonra Tür-
kive'yi tekrar geri götüreceğini sananlar büyük
bir yanügı içindedir. Atılan bu geri adımlar tep-
ki görmelidir. Bu girişimlerin bir adım daha ile-
ri gitmesine izin veremeyiz. Bugün Türkiye'de
sessiz çoğunluk sesini yükseltmelidir. Sh il toplum
örgütlerinin sesini yiikseltmesine ihtiyaç vardır.
İran Büyükelçisi geri çekilmelidir."
Yıldz Teknık Universıtes Rektörü Prof. Dr.
Aytıan Alkış da son günlerde şeriat özlemcileri-
ne karşı ordunun sesini yükseltmeye başladığı-
nı belirterek, "Biz ne şeriat istiyoruz. ne de dar-
be istiyonız. Biz demokratik sistemimizi haykır-
ma>a devam edeceğiz"dedi Demokrasiye ya-
İstanbul Ünhersitesi Rektörü Berkarda, laiklik karşıtı hareketler nedeniyle toplumu uyardı.
pılcak müdahaielerin üniversitelre de yapılmış
olacağını kaydeden Alkış, "Üniversitelerimiz ,
siyasi baskı altina çekilmek isteniyor. Üniversite-
lerin beynine tokmak vurulmak isteniyor"dedi.
tstanbul Teknık Üniversites Rektörü Prof.
Dr.Gülsün Sağlamer de Atatürk ılkelerinden ta-
viz vermeyen bir Türkiye istediklerini belirte-
rek, "Biz artık genç nüfusunu çağdaş dünya ile
bütünleştirmek üzere yetiştirmek içn seferber
olmuş Türkiye istiyoruz. Türk kadımnı karanlı-
ğa gömmeye çalışan zihniyetlerin etkili olamaya-
cağı bir Türkiye istiyoruz" dıye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi, Akdeniz Üniversite-
si. Uludağ Üniversitesi. Muğla Üniversitesi Se-
natosu ve yönetım kurullan da yaptıklan açık-
lamalarda son günlerde yaşanan olaylardan tah-
riklere kapılınmamasmı istedi ve laikliliğe sa-
hip çıkılacağını bildirdi.
Hacettepe Üniversitesi Senatosu, ülkemizde
laıkliğe ve cumhunyetin temel ilkelerine yöne-
lik saldınlann son günlerde giderek genişledı-
ğine dikkat çekildi.
Bu gelişmelerin toplumsal banşı ve uzlaşma-
yı tehdit ettiği belirtilen açıklamada "Üniversi-
telere yönelik sistematik yıpratma çabalannın
sürdüğü bu günler-
de çeşitli noktalar-
dan şeriat çağrısı
seskrinin yüksehne-
ye başlaması bu ko-
nudaki kaygılanmı-
zı daha da arttırmış-
tır. Son olarak Ku-
düs toplantısı adı al-
tında sergilenen la-
iklik. inanç ve rejim
karşıtı göstenleri kı-
ruyoruz."
Muğla Üniversi-
tesi Senatosu da
yaptığı yazılı açıkla-
mada, Türkiye'nin
birlik ve bütünlüğü-
ne yönelik çalışma-
lar konusunda sert
bir bildın yayımla-
Jı Bildiride, Türki-
ve'nin geçmişiyle
bırlikte 150 yıllık
bir sürede çağdaş-
laşmayı amaç edin-
diği vurgulandı.
Bu yolda da
önemli adımlann atıldığı belirtilen bildiride şöy-
le denildi: "Milletimiz, yüz>Tİlar boyıı küJtürü-
nün mayası olmuş dinimizin. siyasetin çirkin çı-
kar oyunlarının aracısı olmaktan kurtanlarak
layık olduğu yüce konuma çıkarılabUmesi için,
demokratik ve laik düzeni olağanüsrti bir coşku
ve hırsla benimsemiş ve bağrına basmışrır... İsla-
mın ayduüık yüzünü en katı, en bağnaz. en ya-
\an ve en korkutucu şekliyle takdlm eden Arap
ve Acem zihniyetli davranışlarla karartmaya ça-
lışan dahili ve harici bozguncular, İslama ve dev-
letimize en büvük zaran vermektedirler."
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Onlar Şimdi Her Yerde
Frankfurt'taki Intercontinental Oteli'nin büyük sa-
lonu doluydu.
Önce yerleştirilmiş olan koltuklarda yer kalma-
dı... Yanlara, önlere, arkalara sandalyeler yerleşti-
rildi. Oralar da yetmeyince kapılar açılmak zorun-
da kalındı. Kalabalık dışanya taştı.
Ve o kalabalık tam beş saat yerinden kıpırdama-
dı.
Dinledi, sorular sordu, görüşünü aktardı... Coş-
kusunu belli etti.
Anılan Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy'du...
Onlan anmanın en iyi yolu ise Kemalizmdi. Dünün
verdiği bilinçle, Türkiye'nin bugününe ve yarınına
eğilmekti...
•••
Prof. Muammer Aksoy önce çok sevdiğim bir
hocamdı. Sonra SBF Fakülte Kurulu'nda yan ya-
na oturduk. Ve derken, Atatürk ün partısinın saf-
larındaTBMM çatısı altında bırlikte savaşım verdik.
Alçakça vuruldu... Ama öncüsü olduğu ADD'le-
rin bugün ulaştığı gücü, herhalde düşünde görse
inanmazdı. 10 Kasım'da Anıtkabir'de yüz binleri
toplayabilen bu gücün verdiği umut; artık Alman-
ya'daki, Isviçre'deki, Avusturya'daki, Hollanda'da-
ki Türklerı de harekete geçırmiş durumda.
Her geçen gün bir yenı ADD şubesı kapılarını
açıyor.
Ve Karadeniz Ereğlisi'ndeki bir çift yaşlı göz, ak-
lımdan bir türlü çıkmıyor.
Somnuştum "Niçin gözlehnız yaşardı?" diye...
Aksoy hocamla bırlikte ADD'nin kurucuları arasın-
da olan emekli yargı adamı, belli belirsiz gülümse-
mişti yanıtlarken:
- ADD'yi ilk kurduğumuzda, sabahtan akşama
gözümüz kapıda beklerdik. Birısi gelince çocuklar
gibi sevinirdik... Hele o gelen bir genç olursa etra-
fını alır, ne yapacağımızı bilemezdik... Şimdi şu sa-
lonu tıka basa dolduran gençlerın bu coşkusunu
göriJnce, sevinç gözyaşlan dökmemem olanaklı
mı?
Aksoy'u öldürerek, inandığı düşünceleri de öldü-
rebileceklerini, o düşünceleri paylaşanları sindire-
bileceklerıni sandılar... Tersi oldu. Attığı temel üze-
rinde bir kale yükseldi.
• • •
Uğur Mumcu araştırmacıydı, yürekliydi, savaş-
çıydı... inançlı bir Kemalistti.
Elden ele dolaşarak birkaç yüz bin kişinin oku-
duğu bir gazetenin, Atatürk'ün adını verdiği Cum-
huriyet'in yazarıydı. Ama öldüğü zaman, arkasın-
da milyonlarca kişi yürüdü.
Kimisı ayaklarıyla, kimileri de kafalanyla...
Mumcu, titreşimleri, Avustralya'ya Amerıka'ya
kadar uzanan bir simge oldu... O'nun ölüm yıldö-
nümleri; Türklerin yaşadığı her ülkede, her yerleşım
bırimınde kutlanan bir "doğum günü"ne dönüştü
giderek...
Aydınlığa sahip çıkma karaıiılığının "yeniden"
doğduğu güne!
Mumcu'dan önce... Mumcu'dan sonra...
Insanların -artık "Atatürk'ün devleti" olmaktan çı-
kan- bir devletten umutlarını kestiklerı gündür o
gün... "Karanlıklara geri dönmemek için ben neya-
pabilirim" sorusunu sorduklan gündür...
Ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!
Sidney'den Vaşington'a kadar... Türklerin oldu-
ğu her yerde...
* • •
Her 24 Ocak yaklaşırken, dünyanın dört bir kö-
şesinden telefonlar başlar yağmaya... Cumhurıyet
yazarlan, Kemalist bilim adamlan, düşünürler pay-
laşılamaz olurlar.
Mumcu'lar, Aksoy'laranılır... Aydınlığa olan inanç
ve karanlığa karşı savaş kararlılığı büyür. Gençle-
rin kafalarında, geçmişten geleceğe uzanan bir ışık
ağacının tohumları atılır.
Bu yıl önce Frankfurt'ta, ertesi günü de Karlsru-
he'deydim...GüçlüHessen ADD'nin başındaMah-
mırt Telli bilinçle ve özveriyle çalışıyordu. Baden-
VVüttensberg ADD'nin Başkanı Tan Batur, derne-
ği büyük bir lokale kavuşturmanın mutluluğu için-
deydi.
Ama onlar da -bizler gibi- sadece birer nöbet
eriydiler.. Aydınlanma bayrağını biraz daha yüce-
lere tırmandırdıktan sonra başkalarına devredecek
olan birer er.
Tıpkı Mumcu'lar, Aksoy'lar gibi...
"Silahsız Kuwetler"\n, sayılan her geçen gün çığ
gibi artan nice adsız kahramanları gıbı...
Türkiye Barolar Birliği
'Sincan olaylan karşı
devrim hareketidir'
ANK\RA / İZMİR
(Cumhuriyet) - Türkiye
Barolar Birliği (TBB) Baş-
kanı Prof. Dr EralpOzgen.
Sincan'daki Kudüs gece-
siyle tırmanan gelişmelle-
rin Atatürk devrimine kar-
şı devrim hareketı olduğu-
na dikkat çekti. Ankara
Barosu. Sincan Belediye
Başkanı Bekir Yıldız hak-
kında. "yasadışı kabul edi-
len HAIVIAS ve Hizbullah
örgütleri ile önderierinin
övgüsünü yapöğı'' gerek-
çesıyle suç duyurusunda
bulundu. Ülkenin hukuk-
çulan, laik-demokratik
devlete sahip çıkmak için
22 şubatta Izmir'de yürü-
yüş karan aldı.
'Şeriat çagnsı yapıldı^
TBMM'den. özellikle
Susurluk kazasıyla ortaya
çıkan ilişkilerde sanık kim
olursa olsun yargılanmala-
nnın sağlanmasını istedik-
lerini belirten Özgen. "Gö-
rev başındaki koalisyon hü-
kümetinin. yolsuzluk ve
haksızüklan karşıhklı ola-
rak örtme pazarlığı ile ku-
rulduğu yolundaki söylen-
tiler, araşbrma >« soruştur-
ma dosyalannın birer birer
kapatılmasıy la hakülık ka-
zanmaya başlamtştır" de-
di.
Sincan'da şeriat çagnsı
yapılan Kudüs Gecesi'nde
yaşanan olaylann teokra-
tik düzeni getirmek iste-
yenlerin ilk adımı olduğu-
nu belirten Özgen. Iran
Büyükelçisi ile tstanbul
Başkonsolusu'nun "isten-
meyen adam" ilan edılme-
sı gerektiğini söyledi.
Suç duyurusu
Ankara Barosu Başkanı
Ünsal Toker. Bekir Yıldız
hakkında hazırladıklan suç
duyurusunu dün Sincan
Cumhunyet Savcısı Ab-
dullah Gökçeli'ye verdi.
Suç duyurusu dilekçesın-
de. "Atatürk. kimlere,han-
gi düşmanlara karşı sava-
şarak bu cumhuriyeti kur-
duysa. onlar bu cumhuri-
yetin gelişerek yaşamasına
bir türlü ahşamadılar. Son
günlerdeki olaylan cumhu-
riyetin iç düşmanlannın dış
düşmanlardan daha tehli-
keli olduğunu gözler önüne
serecek nitelik göstermek-
tedir" denıldı.
lzmir Barosu avukatlan.
dün İzmir Adliyesi önünde
toplanarak yaptıklan açık-
lamayla, siyasal iktıdann
"suçluluğun telaşı" ıçınde
olduğunu vurgulayarak,
son günlerdeki şeriatçı ge-
lişmelere dikkat çekriler.