05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7ŞUBAT1997CUMA 12 HABERLER Taksim çevresini ünlü Fransız uzman Henri Prost ile planlayan, Türkiye'nin ilk şehircilik uzmanı Aron Angel: alana çivi bfle çakdmaz Konuya dini bir mabet açısından değil şehircilik açısın- daınakJaştığını belirten Angel. Taksim .Meydanı'nin Be- joğlu'na nefes alnıa olanağı sağladığını smlüyor. LEVLA TAVŞANOĞLU Taksım'e camı yapılsın mı, yapılmasın mı? Türki- ye'nin gündeminde başka iş kalmadı. şimdi cami inşaatı tartı^masıyapılıyor. Refahlı- lar. istcdikleri yere. istedikle- ri gibi cami yapmakta özgür oldukları ıddiası içindeler. Şehircılık kavramı \e ahla- kından zerre kadar nasıbini almamışbirgüruh. soluksuz- luktan boğulacak haldeki Is- tanbul'un orta yerine hâlâ ca- mi dıkmekte inat ediyor. Taksım Meydanı ve Tak- sim Gezisi ile bunun arkasın- daki lstanbul'un iki numara- lı park alanını ünlü Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost \ e Musevi asıllı. Türki- ye'nin ilk şehircilik uzmanı mimar Aron Angel düzenle- mişlerdı.Dr. Liitfü Kırdar'ın tstanbul Yalısı ve Beledıye Başkanı olduğu dönemde 15 yıl İstanbul Belediyesi'nin İmarvePlanlama Damşman- lığı ve Nazım Plan Büro Baş- kanlığı görevinı yürüten Aron Angel'le bir araya gel- dik. Aneel Bev. Taksim Mc\- danı "na bugün artık hiçbir ın- şaaı yapılmavacağı gıbi. tek birçivi bile çakılamayacağı- nı bir şehirciiik uzmanı ola- rak anlattı. Angel Bey'le Taksim Meydanı'nin geçmi- şi \e bugünüy le ilgili konuş- mamız şöyle gelişti: - Siz, ünlü Fransız şehirci- lik uzmanı Henri Prost'un, İstanbul Belediyesi 'nde şe- hircilik damşmanltğt vaptığı yıllarda, İmar ve Planlama Danışmanı, aynı zamanda da \azım Plan Bürosu Baş- kanı 'ydınız. Bu dönemde Taksim Meydanı ve Taksim Gezisi 'nin mimarisini Prost 'la birlikte yapmıştınız. Bugün Refah Partisi'ıtin, si- zin mimarisini yaptığınız Taksim Meydanı'na cami yapma projesini nasıl karşı- lıyorsunuz? ANGEL - Zaman zaman Taksim Meydanı'na camı yapma projesı gündeme ge- İir. Herkes istediğini düşün- mekte serbesttir. ama tatbı- karta serbest değildir. Ben konuy a. Taksim Mey - danı'na dini bir mabet yapıl- ması açısından yaklaşmıyo- rum. Benim için sorun şehir- cilik sorıınudur. Biz. Taksim Meydanı ve gezisini Dr. Lütfü Kırdar'ın belediye başkanlığı döne- minde yaptık. Kırdar ayrıl- dıktan sonra yenne Fahnettin KerimGökay geldi. Gökay. belediye)e çok fazla uğramaz. bize ^oracağı bir şey olduğu zaman v ilaye- tc çağmrdı. Bir gün Gökay. bana. Taksim Gezisi'nin bu- lunduğu ikı numaralı parka birotel y apılacağını sö> ledi. Ona. "Bir yeşil alanda bir o- tel vapılmasına kesinlikle la- raftardeğiliın'*dedim. Ben o sırada İstanbul Nazım Plan Bürosu Başkanıyrm. Bütün bu gibı projelerde benim gö- rüşümün alınması gerekıyor- du. Otel için başka bir yer bu- lunabileceğini söyledim. Fa- kat oteli yapacak olanlann. i- ki numaralı park alanı içinde olmasında ısrar ettiklerı ce- vabmı verdi. Akşam eve dö- nerdönmez istifa mektubunu yazdım. Fahrettin Kerim Gö- kay kabul etmemekte ısraret- mesine rağmen görev ımden aynldım. Sonradan öğren- dim. Meğeriki numaralı park alanı içine yapılması istenen otel Hilton'muş. - Siz, Türkiye'nin en eski şehircilik uzmanı mimar olarak, 1 .\umaralı Koruma Kurulu Başkanı Prof. Sema- vi Eyice 'nin, "Ben hiçbir za- man Taksim Meydanı 'na ca- mıvapılmasına karşı cıkma- dım " sözlerini nasıl değer- lendiriyorsunuz? ANGEL-Herkes istediği- ni düşünmekte özgürdür. Fa- kat insanlar. söyledikleri söz- lerin sonuçlarını da düşün- melıdirler. Prof. Semavi Eyi- ce kıymetli bırinsandır. Prof. Semavi Eyice. şehircı değil- dir. Yıllarca koruma alanın- da çok güzel çalıştı. Şehircilik. mimarlıktan bambaşka bir meslektir. Şe- hirciliğin içinde edebiyat, hukuk, sosyoloji, psikoloji, tıp. mimarlık vardır. Bunlann hepsinin bileşimidir. Benim en çok üstünde durduğum nokta şehirciliğin esas ağırlı- ğının hukukta olması. Şehir- cilik eğitiminin böyle bir özelliSi var. Mimarıde bu Taksim ve Çankaya'dan sonra. RP 40 yıl önce yıkılan Merzifonlu Camisi'ni gündeme getiriyor Bir 'fetih camisf de Karaköy'e OKTAY EKİNCİ İktidaragelmedenönceki "adildüzen*'va- atleri yenne "çete dü/enine" hizmet etınek- le eleştirilen Refah Partisi kurmaylan. siya- sal güçlerinı koruyabılmek için art arda ilan ettiklerı "fetih camileri" projelerine bir *üeüncüsünii"de eklemek üzereier. Tanhi Su Maksemi bitişığındc 20 yıldır gerçekleştirilemeyen Taksim Camisi projesı- nin "Taksim Parkı'na"ka\dı nlmasınatepkı- ler sürerken "Çankaya camisini" gündeme getiren Refah yönetimi. şimdi de yine İstan- bul'un bu kez karaköy İMevdanı'ndaki 1958'de y ıkılan "Merzifonlu Camisi'nin" ye- niden inşa edileceğini kamuoyuna açıklama- ya hazırlanıyorlar. Edinilenbilgıleregöre. İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve özel danışmanlan arasında yaklaşık t.5 yıldır "tasarT halinde görüşmeîeri sürefı bu projenin de artık resmen açıklanması için Başbakan Erbakan'ın uygun göreceği bir "zamanlama"bekleniyor. İstanbul'da 1893- 1909 yıllanndan kalan. Italyan mimar Ra- imondo D'Aranco tarafından yüzyılımızın başlarında gerçekleştirüen camivi eskı ye- rinde ve "a>nı şekliyle" projelendirebılecek uzman bir mımarın bulunamamış olması da 1.5 yıllık beklemenin nedenleri arasında. Çünkü. hem cami>i hem de D'Aranco'yu çok iyi tanıy an, ay nca tümüyle yok olmuş bir eseri yeniden ve doğru olarak tasarlayacak (restitüsyon) bılimsel birçalışmayı üstlene- bilecek yeterlikteki mimarlar. Refahlı siya- setçılerin bu camivi de kullanarak "Kara- köy'ü fethetme" gösterilerine hizmet etmek istemiyorlar. . Önce 'Koruma Kurulu" Öte yandan yine Refah Partısı. Taksim ve Karaköy'deki busıvasal projelen "yasalruh- satlarla" gerçekleştirmek zorunda olmanın "gerilimi* 1 içerisinde. Bu semtler. kentin va- roşlan gibi "kaçak eami inşaattannın" her türlü denetimden uzak özgürce vapılabildiği \erlerden olmadığından. imar ve SİT kural- lan u sorun"v aratıyor. Bu sorunuçözebilmek için Beyoğlu ve Bü- yükşehirbelediyelerindekı RP'li yönetımler deyeterli olmadığından, yine Taksim ve Ka- raköy'deki SİT ve koruma engellerinı aşabil- mek için de Koruma Kunılu'na doğrudan "RP'li siyasetçilerin" üve vapılması dönemi başladı. Bugüne dek mimarlık alanında adı hemen hiç duyulmayan RP il yöneticısi Ka- dir Topbaş'ın I Numaralı Koruma Kuru- lu'ndaki Prof.Semavi Eyiee'den boşalan üye- liğe atanması. görev i ve sorumluluğu gereği "özerk ve bilimsel niteliği** özen le gözetilme- si gereken bir uzmanlık kurulunun tarihınde- kı en ciddi ~tehditvetahribat"aitında oldu- ğunu göstenyor. Nitekim Kültür Bakanı İsmail Kahra- manın "Taksim'de camive karşı çıkan pro- fesörü kapının öniine kojdum" ^eklindeki açıklamasının ardından "aynı kapıdan içeri soktuğu" Kadir Topbaş'ın da "Cami proje- • Yaklaşık 40 yıl önceki "Menderes yıkımlan" sırasında meydan açmak amacıyla ortadan kaldırılan Karaköy'deki Merzifonlu Camisi, mimaride "Batı kültürünü" yansıtmasına rağmen Refah Partisi'nin "fetih" amaçlı cami projelerinde üçüncii sırayı alıyor... sini ona\lamak bi/e nasip olacak" şeklinde- ki sözlerı. Taksim ve Karaköv "le birlikte Ko- ruma Kurulu'nu da "RP tahribatından" ko- rumak gerektiginı gündeme getiriyor... 'Siyasi restitüsyon' Aslında bu tahnbat. aynı "fetih projeleri" yüzünden mimarhk ve sanat tarihi alanında da geçerli. Vaktiyle tümüyle yok olan önern- li tarihi binaların kente veniden kazandınl- masında "kentsel vekültürelgereksinme 1 " ko- iulıınu tenıel ılke olarak kabul edeıı "çağdaş mimari restitüsyon" anlayışı. Refah'ın sıva- sal hedetlennde bilimsel ve toplumsal içeri- ğını de vıtirıvor. Çünkü. Taksim Parkı'na cami dikebilmek için ^ımdi de eskı Topçu Kışlası'ndaki asker- lerin kullandığı camiyi yeniden inşa edebi- leceklerıni söyleyen Refahlılar. benzerşekil- de Karaköv Mevdanf ndaki Mvasal hedefle- n için de "Merzifonlu Camisi'nin restitüsyo- nunu"önerı\orlar. Ne var ki Italyan mimar D'Aranco'nun "Artnouveau"üslubundakiçızgılerıni deta- şıyan bu yapısı da aslında Refah'ın "kültü- relyozlaşma'"diyerek reddettiğı "Banetkisin- deki" mimarlık örünlennden birıydı. Ancak"takı>>e"kültürü sadece siyasal söylemle smırlı olmadığından. Karaköy Meydanı'nda da sanklı, cüppeli giysilerle si- yasal namaz gösterilen yapmak ısteyenler 1958'e kadar bu meydanda zarif bir "kravat" gıbi duran "Karaköy Mescjdi'ni"deyim ye- rindeyse amaçlan için "kullanmak" ıstiyor- lar...' RP'nin sivasal ııanıa/ gösteriierini Karaköv 'e de taşımak için yeniden yapımını öngördüğü Merzifonlu Camisi \e caminin D'aran- co tarafından yapılan çi/imi. (Istanbul Ansiklopcdısi. 4. cilt. Fotoğraf: Ara Güler Prof. Dr. Afife Batur arşivi) Menderes döneminde yıkılmıştıYaklaşık 100 yıl önce Beşik- taş'takı Şeyh Zafir Türbesi.'Vıl- dız Sarayı'ndakı Çini Fabrikası. \'eniköy'deki Huber Köşkii gibı binalara imza atarak lstanbul'un mınıarı zengmliğıne sanatını ka- tan ttalyan mimar Raimondo D'Aranco (1857-19321 Kara- köy'deki Merzifonlu Camisi'ni küçük ama meydan üzerinde güç- lübırcepheetkısı verecek simge- sel bir mescit şekhnde gerçekleş- tirmışti. Fatih zamanından kalma bir tekkenin yerinde daha sonra ınşa edilen başka bir caminin de yıkılması üzenne Merzifonlu Ka- ra Mustafa Paşa'nın kurduğu va- kıf tarafından yaptırılan sekızgen planlı bu mescit. Halil Ağa Soka- ğı ile Kemankeş Sokağı'nın ara- sındakı adanın meydana bakan kesiminde 1958'e kadar kenti süsledı. Bu tarihte ise dönemin Başbakanı Adnan Menderestara- fından gerçekleştirilen ünlü "yol ve meydan açma operasyonlan" sırasında İstanbul'dakı bırçok ta- rihi bınayla birlikte yıkılarak yok edildi. Merzifonlu Camisi. D'Aran- co'nun mımarlığı ve yapıtları ko- nusundaki bilimsel çalışmaları yüzünden bir "D'Aranco uzma- nı" olarak uluslararası ün yapan Prof. Dr. Afife Batur'un kalemın- den İstanbul Ansiklopedisi'nde aynntılanyla yer alıyor. Dönemin istanbul mimarlığına da birçok örnekleyansıyan "Artnouveau" üslubunun zarif çizgilerini taşı- yan bu küçük camı. daha sonra Kınalıada'da yeniden inşa edıl- mek üzere "taşlanna numara >e- rilerek" sökülmüştü. Ne var ki ılerley en yıllarda bu taşlar da bu- I unamadı v e adı "kaybolan cami" olarak kaldı. Alt ıki katı dükkân olarak ya- pıldığı için "üst karlarda" anla- mına gelen "fe%F kani" türündeki dınsel yapılara da ilginç bir ör- nek oluşturan Merzifonlu Cami- si'nin D'Aranco'ya aıt çizim ve desenleri L'dineKentMüzesi'nde bulunuyor. 1958'e kadarki hemen tüm Karaköy fotoğraflarında ise meydanı belgelemek isteyen sa- natçıların mutîaka görüntü içıne aldıkları "pitoresk" bir bina ola- rak varlığını sürdürmüştü... Taksim'e cami rant kazanma projesi ÖDP'nin açıklamasında Taksim civarındaki 195 cami ve mescidin bazılarının bakımsızlıktan kullanılamaz durumda olduğuna dikkat çekildi İstanbul Haber Senisi- RP'lilerin Tak- sim'e camı yapma girişimine tepkiler sürü- yor. TMMOB Şehır Plancılan Odası İstanbul Şubesi. var olan yasal dayanaklann. caminin Taksim Gezi Parkı'nayapılmasını engelleye- cek güçte olduğunu öne sürdü. ÖDP Beyoğlu İlçesi de "Taksim'e cami projesinin;çarşısı\eotoparkı>latrilyonlarca İiralık bir rant kazanma projesi" olduğunu sav undu. Şehir Plancılan Odası istanbul Şubesı dün Basın Müzesf nde "Taksim Meydanı'na Ca- mi Neden N'apılamaz" konulu bir basın top- lantısı düzenledi. Şube Başkanı AhmetTur- gut, yönetım kurulu üyeleri Murat V'alçıntan \e Kader Karaağaç ıle birlikte vaptığı ba.-,ın açıklamasında. yaşanmakta olan sosyo-eko- nomik problemler dururken gündem değiş- tirmek amacıyla yaratılan cami tartişmasına katılmayı doğru bulmadıklannı söyledi. Söz konu.su yerın SİT alanı olması. Taksim Gezı Parkı'nınyeşil alanolması.önerinın na- zım plana aykın olması. 1983 tarihlı Danış- tay karannın. Gezı Parkı'na camı yapılması- nı durdurabilecek güçteki yasal dayanaklar olduğunu vurgulayan Turgut. kentin sosyal yapısı açısından tek bir kimliğin sembolü ola- rak yapılacak her hangı biryapının. meyda- nın kuilanımını azaltacağını. koznıopolıtya- pıyı yok edeceğinı bavundu. Ahmet Turgut daha sonra şunları söyledi: "Refah Partisi toplum içerisinde a/ııılıkta ol- masına rağmen toplumun bütün kesimlerini kendi kararlanna kayıtsız uv maya çağırmak- tadır. Kentin bir bölgesinin fethinin gerekliü- ğine inanan insanlar, birlikte yaşamak için ge- reken toplumsal değer >argılannı benimse- mediklerini. daha önemlisi buna saygı göster- mediklerini ifade etmiş olmazlar mı? Bu > ak- laşım ortaçağda ruhban sınıfiyla oluşrurul- nıaya çalışılan Hıristiyan yaklaşımına benze- mez mi?" Öte yandan ÖDP Beyoğlu ilçesi "Refah Partisi Solsuzluklann, Çeteİerin, Vbksulluğun \e Savaşın L stünü Cami ile Örtüyor"başlık- lı yazılı b ıraçıklama yaptı. Taksim'e cami projesinin. bölge ve İstan- bul halkının ortak kullandığı Beyoğlu'nun tek yeşil alanınm yok edilme projesi olduğu vurgulanan açıklamada. Taksim civarındaki 195 cami ve mescidin bazılannın bakımsız- lıktan kullanılamaz durumda olduğuna dik- kat çekildi. Açıklamada. projenin asıl amacı için şu görüşlere yer veriliyor: "Taksim'e cami pro- jesi: v ıllardıremek. barış. özgüriük \e derııok- rasi mücadelesinin simgesi olan Taksim Mey- danı üzerinden RP'nin, psikolojik üstünlük kazanma projesidir. Çarşı \eotoparkıyla. tril- vonlarca İiralık bir rant kazanma projesidir. lstanbul'un en canlı turistik. kültürel ve eğlen- ce merkezi olan Bevoğlu'nun karartılması projesidir. Taksim Parkı herkesindir, herkesin kalacakhr." yoktur. Semavi Eyice'nin böyle bir formasyonu yok. Bu ara- da söylemek istediğim bir şey insanlann yaşlandıkça inançlannın arttığı. Herhal- de Prof. Semav i Eyice"de de öyle oldu. Ben inananlan iki- ye ayırıyorum. Birinci grup- takilerdindar. ikinci grupta- kıler dinci. Dindar ınsanlar dini ınançlannı içlerinde sak- larlar. çe\ relerine yaymazlar. İnsanın dindarlığını ispatla- maya çalışması dinin istis- marıdır. - Taksim Meydanı 'na ca- mi pek mi laztm ki, cami ya- pılsın diye tutturuldu? ANGEL - Bundan önce beni en çok ilgilendiren hu- sus şu: Bunca yıl uğraşılmış ve Beyoğlu'na nefes verecek tek yer olarak Taksim Mey- danı kalmıştır. Inönü Gezisi \ardir. Oraya Hilton kondu- rulduktan sonra orada da bir şey kalmadı. Ardından She- raton, derken Hyatt Regency yapıldı. Neyse ki Süzerler'in Gökkafes'ı durduruldu. İnsanlann akciğeri olan bir yeşil alana parça parça mü- dahale edilmesi ve yok edil- meye çalışılması bence gü- nahtır. Bu, şehirde yaşayanla- raindirilmişbırdarbedir. Bir şehirdekı yeşil alana bina ya- parak şehircilik bakımından. ınsanların yaşamı bakımın- dan böylesine zedelemek bence doğru değil. Ben o bina. şu bina dıye belli bir yapı üzerinde dur- muyorum. Bir yeşil alana hiçbir bina yapılamaz. Şehırcı olarak bir noktayı da önemle vurgulamak isti- yorum. Beni bir binanın fonksiyonları etkiler. Meci- diyeköy 'de eskı otobüs garaj- lannın alanına büyük bir iş merkezi yapılması projesi vardı. Birgün oraya bir şehir- cı olarak gittim. Projelen al- dım. Gördüm ki o ış merke- zine günde 200 bin kişi girip çıkacak. Oranın bütün trafi- ği felç olacak. Mimarlar Odası olarak bunu durdur- mefcHçin -dirftizden gelent yaptık. Şişli Meydanı'nda Şişli Camisi var. Geçenlerde çok kalabalık bir cenaze töreni- nin dağılmasından sonra ana caddede trafik felç oldu. Gelelim Taksim'e... Böy- lesine bir cami oraya yapılır- sa en büyük törenler de ora- da düzenlenecektir. Taksim Meydanı'ndan ana caddeler aynlıyor. Bunlar Sıraselviler Caddesi. Cumhuriyet Cadde- si. Gümüşsuy u Caddesi. Tar- labaşı Caddesi. Mete Cadde- si. Şehit Muhtar Caddesi... Bunlann bağlantılı caddeleri de var. Bütün bu caddelerde trafik kilitlenecek. İnsanlar gidecekleri yere saatler boyu varamayacaklar. Barı'da durum Bakın şimdi... Batı ülkele- rinde büyük alışveriş mçr- kezleri var. Ama bu binalar hep şehırlerin dışında yapılı- yor. trafik tıkanıklığı yaratıl- maması için. Oralarda bütün bunlar düşünülerekyapılıyor. Ben Sorbonne'da Şehirci- lik Enstitüsü'nde okudum. Şehircilik uzmanı olabilme- nız için orada okulu bitirdik- ten sonra bir tez vermeniz la- zım. Verdiğıniz tez en az 50 yıl sonrasını düşünerek ha- zırlanmamışsa kesinlikle reddedilir. Tezleri 10-12 yıl kabul edilmeyen kişiler bili- yorum. Akmerkez'i ele ala- lım. Bır şehirci. Akmerkez gibi bir binayla 50 yıl sonra değil. bir yıl sonra nelerola- bileceğini hemen görür. - Çağdaş şehircilik açısın- dan İstanbul gibi bir şehre kaç tane camiyapılabilir? ANGEL - Geçen gün bir istatistik gördüm. O istatisti- ğe göre İ stanbul 'da pek de bir eksiklikolmadığı görülüyor- du. Ama diyelim ki bir semt- te çok fazla cami vardır. baş- ka birsemtte hiç yoktur. Bel- ki oraya bır cami yapmak ge- rekebilir. Taksim için de. gerçekten ıhtiyaç var mı yok mu. araş- tırmasının yapılması gerekir. Bu yine de dini bir konu ol- duğu için ona değınmiyo- rum. Ama bakın, tekrar ediyo- rum. Ben park alanına Hilton gibi bir bina yapılacak diye görev imden istifa ettim. Ilke olarak bir şehirdeki yeşil alan halkın yeridir. Ona dokun- mak son derece yanlış. Ben böyle hissediyorum ve bu duygularımın dışına da çıka- mam. İlke olarak yeşil alana herhangi bir yapı yapılması- na razı değilim. ANKARA... ANIÇA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Yırtıl Karanlık!Saat 21.00, elektrikler söndü, söndürmeyenler de var ama karanlık bastırıyor. Gecenin içinde bir ses yükseli- yor derken, "Yırtıl karanlık" diye bağırıyor biri... Bir baş- ka yönden de tencere ve tavalardan oluşan orkestranırt sesi geliyor! Bence sessız çoğunluğun orkestrası bu. Şar- kısını söyleyemeyen yüzde 80'lerin! Ben Cumhuriyet kızıyım. Cumhuriyetı kuranlann öngör- düğü başkenttegeçtı gençlığım. Atatürkdevrimlerini ilik- lenme kadar hissederek yaşadım uzun yıllar. Din dersi al- madım hiç. Annem ilk şapka giyen kadın ailemızde. Na- maz da kılınır, oruç da tutulur, iftar sofraları da kurulurdu ama hiç kimse "Oruçlumusun"dıye sormazdı çevremiz- de. Soranlara da "Allah bılır" yanıtı verilirdi. Soru, sorgulama, gıderek suçlama, siyasal yaşamda gelişen olayîar. Halkımızın ınançlannı sömürerek oyala- mak isteyenler, dini politıkanın aracı olarak kullandılar se- çım alanlarında. Çok partıli döneme geçtigimiz yılları anımsayınca açık-seçik oluşuyor tablo. Köy Enstitüleri komünizmle suçlanıyor. kara çalma politıkası tırmanıyor. CHP'de de ödün dönemi başlıyor bu tırmanış karşısın- da. Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel gidiyor, Reşat Şem- settin Sirer oturuyor bakanlık koltuğuna. Köy Enstitüle- ri kapanıyor çok geçmeden. Sonra her köye bir cami, ay- nı mimarın elinden çıkmış, bir gecede oraya konmuş gi- bı! Hasan Âli'yi komünistlikle suçlayanlara yıllar sonra UNESCO yanıt veriyor. Yaşadığımız yılı Yücel Yılı olarak tanımlıyor. laik Türkıye Cumhuriyeti'nde aydınlanma sü- recıne olumlu katkıları nedeniyle. Nedir o katkılar? Dev- let Konservatuvan'nın ve Devlet Operaa'nın kuaıluşu, dünya klasıklerinin dılimize çevrılmesi onun bakanlığı dö- neminde gerçeleşiyor. Benim kuşağımın mutlu ve umut- lu yaşadığı olaylar. Dünya klasikleri yeni ufuklar açtı bize. Düşüncemizde de ışıktan çıçekler. Çok mutluyum, benim de bir damla katkım var o çevirilere. Bin Hermann Su- dermann'ın Lıtvanya Öyküleri. yayımlandığı zaman se- vınçten uçacaktım! Başka çeviriler de yaptım ama Ha- san Âlı Yücel'in başlartığı yayınlar arasına bir katkının başka bir mutluluğu var. Vaktiyle başta Hasanoğlan, Köy Enstitülerinde de oku- nuyor o klasıkler. Aydınlanma sürecini köy çocuklan da yaşıyor, bellı bir kültür birikimi amaçlanıyor, iş içinde eği- tim, bilim ve sanatın altyapısmda gelışiyor. Şimdi ne olu- yor, köyde, kentte, Kuran kurslannda, imam-hatip lisele- rinde okuyor çocuklar Türk toplumuna, çağdaşlaşmayı amaçlayan Atatürk devrimlenne, dahası laiklik ilkesine ters yolda eğıtılıyor. Interstar TV muhabıri Işın Gürel'e sat- dıranlan gördünüz mü ekranda? Bu saldın bellı bir eğiti- min. öfke ve düşmanlık birikiminin göstergesi değil mi? Genç arkadaşımız ölebilirdi o saldınyla, ölenler yok mu? Laikliğı iyi yorumlamak gerekir, barış laik bır ortamda oluşur ancak, ters yorumların düşman ürettiğını son olay- lar da kanıtlıyor. Gerekli tepkiyı göstermeyenler de geri- limi tırmandınyor toplumda. Bir okurum soruyor: Refah Partisi yüzde 20'lerle şenat özlemini dindırecek girişim- ler sergilerken yüzde 80'ler nerede? Soruyu hep birlikte yanıtlamalıyız. Çok kişi parlamen- todan umudunu kesmiş görünüyor; yüzde 80'lerin oyla- rını alamayan, yıtiren mılletvekıllerınm durağanlığına yo- rum yapamıyor hâlâ. kışısel. partısel çıkariara saplana- rak tıkanıklığı aşamayanların REFAHYOL'u güçlendirdi- ğinı söylüyor Ama umudumuzu yitirmeyelım, Erbakan Hoca'nın takkesını düşuren olaylann yoğunlaşmasını, Refah Partısı politıkası doğrultusunda deneyler, nabız yoklamaları dıye değerlendırenler de var, ama doğru bir yaklaşım değil bence. Ortamı uygun bulunca bastırma politıkası bu. Bellı dırenişlere, tepkılere verdiği yanıtlarda çok çirkin. Saygısız sözcükler seçmeye özen gösteriyor neredeyse! Ancak toplumdaki duyarfık da tırmanıyor giderek. Sa- at 21 .00'de elektrık düğmesını çevırenler, yırtılkaranlık di- ye bağınyor. genç arkadaşımız Fatih Altaylt'nm ç&ğnsl- na, Bakırköy'e koşuyor Istanbullular. Başkentlilerdeba$- ka parklarda buluşacak yakında. Tepkisini eyleme dönüş- türmeye, demokratık hak ve özgürlüklerini kullanmaya si- vil toplum örgütlerı kesın kararlı. "Bır damla karanlık, sü- rekli aydmlık" sloganı yürüyüşlere, mitinglere dönüşebi- lir artık. Acı ama gerçek, pariamentodaki siyasal partilere umut- la bakmıyor halkımız, sesını duyuran bır partının özlemi- ni duyuyor. Eskımiş, yıpranmış, dahası başarısını yitirmiş kadroların değişmesinı, yenı yüzler, yeni söylemler, yeni liderlerle yeniden yapılanmasını özlüyor. Bu özlem de di- necek elbet. Tank sesleriyle uyandığımız sabahların ger- çek şafağı getırmediğını yaşayarak biliyoruz. Demokra- tik tıkanıklığı başta parlamento, demokratik örgütler, ku- rumlar, kuruluşlar aşar ancak. Kişısel ıktidariarını korumak için uzlaşmayan, ınatlaşan partı başkanlannın dışında or- tanın solu ya da sağmdakı partiler geniş bir koalisyon oluşturur, gündeminde bellı konular olan bir hükümet ku- rulur. yeni bır anayasa, siyasal partiler ve seçım yasasıy- la yeni bir parlamento oluşur. Sessiz çoğunluğun gerçek sözcülerı de konuşurkürsülerde. Milletvekilliğinın güven- cesinı partı başkanına bağlı görenler değil, yeminine baö- lı olaniar çözüm arar ülke sorunlarına. Bir aldatmaca da sona erer. Üyelennı susmaya çağıran ya da görevli olduk- lan bakanlığı dışındaki konularda konuşmasını yasakla- yan başkanlar, oyunu kurallarına göre oynar en azından, ya da dışlanır gider. Parti içi demokrasıyi ıçine sindireme- yenlenn, tek sesliliğı gelenek durumuna getirenlerin de- mokrasiyi savunmaları ınandıncı olmuyor doğrusu. Oy- sa inandıncı olmak çok önemli bir olay, ama inanmadan inandırmak hiç kolay değil. Yazımın başında da belırttim, ben cumhuriyet kızıyım; ekran karşısında öfke, hüzün, eziklik birbirine kanşıyor, tansiyonum yükseliyor kimı geceler. Yine de güzel bir sa- baha uyanmak umudunu yıtırmiyorum. Güneşi daha güç- lü, dirençli selamlamak ıstıyorum. Son günlerde de akşamı bekliyorum. saat 21.00'de ışı- ğı söndürmek için, Anıtkabir'e gidip Atatürk'e saygı du- ruşunda bulunmak için, başkent parklannda toplanan kaîabalığa katılmak için. halkımızın itici gücüyle yeniden soluklanmak ıçın, o solukla karanlığı yırtmak için. B L L İ V I A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 96 Şubat 1997 tarihınde yayımlanan bulmaca ye- rine yanlışlıkla l Şubat 1997 tarihinde yayımla- nan bulmaca girmiştir. Bu nedenie dün yayım- lanan eski bulmacaya ait cevap da doğru değildir. " Herhangi bir kanşıklığa 7 neden oîmamak için bul- 8 macaya bir gün ara veri- 9 yoruz. Yanda 5 Şubat 1997 tarihli bulmacanın ce\"abı ver- ilmiştir. Yanlışlıktan dolayı özür dileriz. A|Z|1|Z|N HİAİNUi b L S E 1 T N 1 DUYURU Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği istanbul Şube- si'nin Yönetim Kurulu seçimlerinin II. oturumu 7 Şu- bat 1997 Cuma günü saat 17.30'da İstanbul Tabipler Odası'nda (İstanbul Erkek Lisesi karşısı / Cağaloğlu) yapılacaktır. lstanbul'un geleceği ve meslek onurumuz için du- yarlı tüm meslektaşlarımızı seçimlere bekliyoruz. Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu lletişim Içın: Tel: 0212/520 77 40/41 Faks: 0212/527 43 00 Yaşam, kalbin ıkı vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRK KALP VAKFI Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat Faks:(0212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle