25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28ŞUBAT1997CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Arif Sarra Toker'i aıma günü • Haber Merkea - BalıUı Run Hastanesi Hıcurevi'nde kalmakta olaı ünlü bestekâr Arif SarjiTokervetüm yasılanmızı anmak için birzün düzenlendi. Baliklı Run Hastanesi ve Beşiktaş Mısiki Dernegi'nin ortklaşa düzenlediği güıde Arif Sami Toker'in eseleri sanatçılar tarfından seslendinlecek. 2 rran günü yapılacak koıser. Baliklı Rum Haîanesi'nde (Belgratkapı Yolı No: 2 Zeytinburnu Istaıbul) saat 14.00te yaplacak. MHetvektterine saygınlık uyarısı • A>KARA (Cumhuriyet Bür»su) - Ankara 15. Aslye Hukuk Mahkemesı, DYP Bolu Milletvekili Necni Hoşver'in, 54. , hükimetin güvmoylamasındarctoyu kullınan tzmir Milletvekili Mehmet Köstepen'e yumruk atarak hakaret ettigı gerekçesiyle 1 milyar 200 tıilyon lira tazminat ödeneye mahkûm olrmsıyla ilgili verdiği karann gerekçesini açıkJadı. Gerekçeli kararda, "parlamento saygnlığı için sonınlann kavgayla çözülmemesi" uyarsında bulundu. Hacaloğlu'nun önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- CHP lstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, milletvekillerinin parlamento dışı çalışmalanndan elde ettikleri gelirlerin beyanının zorunlu kılınması ve bunlan denetleyen TBMM Etik Kurulu oluşturulmasını öngören bir yasa önerisi verdi. Hacaloğlu. Türkıye'de milletvekili davranışlannı yönlendiren yazılı kurallann geri düzeyde olduğunu vurgulayarak, "TBMM ayncalıklı kişiler kulübü olmaktan kurtanlmalı. Kimın eli kımin cebinde ilişkilere son verilmeli" dedi. tzmir CHP'den Istitalar • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP'de partı içi muhalefet yannki toplantıya hazırlanırken Izmir il meclisinde 4 üyenin ıstifasıyla il yönetimi düştü. CHP İl Başkanı Memiş Yıldınmcan. 4 istifanın kendisine ulaşmadığını belirterek "Istifa ettilerse iyi oldu. Zaten bunlar Ahmet Sanşın'ın ekibinden. Izmir'de artık kartlar açıldı. Ben görevimin başmdayım" dedı. Batıkent davası sona erdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlık Mahkemesi, Batıkent'te polisin gerçekleştirdiği hücreevi operasyonunun ardından başlatılan operasyonlarda DHKP-C üyesi olduklan savıyla yargılanan sanıklar hakkındaki karannı verdi. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, sanıklardan Fehim Horasan"nın idama çarptınldıgı. cezanın daha sonra müebbet hapıs cezasına çevrildiğini söyledı. Karadeniz. sanıklardan Bayram Içlek'in 13 yıl 1 ay 10 gün, Murat Yıldız, Fatma Sibel Sansoy, Ali Engin Yurtsever, Hasan Dönmez ve Salih Sevinel'in 12 yıl 6'şar ay, Adnan Pembegül, Hüseyin Tannverdi, Ayhan Buz, Ayhan Uzun, Ahmet Duran Çolak, Ergün fCaygusuz ve Nazmi Kalelihan'ın ise 3'er yıl 9'ar ay hapis cezasına çarptınldığını açıkladı. EmeklHerin I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAPGenel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Güner, Başbakan Necmettin Erbakan'ın bütçenin fazla verdiğini söylemesine karşın 2.5 milyon işçi emeklisinin şubat maaşlannın hâlâ ödenemediğini söyledı. Cumhuriyet, jandarma istihbaratçısı Oğuz'un Susurluk tutanaklannı ele geçirdi w Iııfazlan istihbarat belirler'AYŞE SAYCV ANKARA - TBMM Su- surluk Araştırma Komisyo- »u'na bilgi veren Jandarma İstihbaratçısı Hüseyin Oğuz, birçok faili meçhul cinayet- ten jandarma ve polisin so- rumlu olduğunu açıklarken, bu birimlerin özellikle Kürt kökenlileri hedef aldığını söyledı. Hakkâri-Yüksekova çete- sinin ortaya çıkanlmasında önemli rol oynadığı belirti- len Hüseyin Oğuz'un Su- surluk komisyonundaki ıfa- de tutanakJannı Cumhuri- yet ele geçirdi. Tutanaklara göre, JlTEM'ın birçok kişi- yi öldürdûğünü kaydeden Oğuz'a bu konuda yönelti- lcn sorular ve yanıtlan şöy- le: Başkan: Diyarbakır'daki sistem nedir? Oğuz: Diyarbakır'daki sistem; siz hep çete diyorsunuz, fakatben ayırmak istiyorum. Te- tik timi ve menfaat timi diye ayırmak istiyo- rum. Siz menfaat timlerini şu ana kadar din- liyorsunuz. Menfaatçı, tetikçiye görev veri- yor, diyor ki. "Sen şunu -tespit edhor hedefi- nt- resmi oiarak aknr" dıyor. Nasıl aldınyor? Özel harekât elbisesiyle aldınyor. "Fofis" di- yor, kapıyı çalıyor, aldınyor, ondan sonra da infaz ediyor. Amajandarma bölgesine atıyor. Polıs bölgesinden özel harekât elbisesiyle alı- yor, götürüyor, jandarma bölgesine atıyor. Jandarma bölgesine atarken, o karakol komu- tarunın haberi olmuyor mu, oluyor. Ben de ka- rakol komutanlığı yaptım. Benim bölgemde, affedersiniz, kimin ne olduğunu. hepsini bil- mek mecburiyetindeyim... Diyarbakır'daki ın- TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu İstanbul'da Üruğ ve Bigcdı f dan bügialınacak tstanbuJ Haber Servisi - TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Baş- kanı Mehmet Elkatmış, emekli orge- neraller Necdet Ünığve Burhanettin Bigalı'dan görev yaptıklan döneme ait teknik bilgi alacaklannı söyledi. TBMM Susurluk Araştırma Ko- misyonu üyeleri, çalışmalannı sür- dürmek üzere dün lstanbul'a geldi- ler. Atatürk Havalimanı'nda gazete- cilerin sorulanm yanıtlayan Komis- yon Başkanı Elkatmış, çahşmalar çerçevesinde isimleri belirlenen tu- tuklu ve hükümlülerin ifadelerinin, bulunduklan cezaevlerinde alınaca- ğını söyledi. lstanbul'a gelen Üomisyon üyesi CHP Içel Milletvekili Fikri Sağlar da. Susurluk Komisyonu 'nun TBMM'de bugüne kadar kurulanlar içinde en yoğun ve dikkatli çalışan komisyon olduğunu savundu. "Sü- rekli Aydınlık IçinBir Dakika Karan- bk" eyleminin. komisyonun çalışma- lanna etkisinin ne olduğuna yönelik bir soruyu Sağlar, şöyle yanıtladı: "Işık kapatma eylemi komisyonun çauşmalanna şe\k ve destek veriyor. Eylemler, Susurluk olay lannın çözül- mesi ve Türkiye'nin karanlıktan çık- masına yönelik. Bu da bizün komis- yonun göreviyle doğrudan ügflL" Susurluk komisyonu üyeleri Elkat- mış ile Sağlar, saat 14.00'te lstanbul DGM'ye gelerek Başsavcı Erdal Gökçen ile soruşturma savcılan Ay- kut Cengiz Engto, Ahmet Gürses ve İrfan Ozüyen'le görüştüler. Susurluk komisyonu bugün Metris ve Bayrampaşa Cezaevi'ne giderek özel rim görevlileri Ayhan Çarkuı, Emw Lihı, Ercan Ersoy, Mustafa AI- tKik. Oğuz Yorulmaz, Abdülgüni Kı- zılkaya, kurye Dilek Örnek, eski ls- tanbul Emniyet Müdür Yardımcısı DenizGökçetin ve eski Asayış Şube- si Müdürü Sedat Demir'in ifadeleri- ni alacak. Kü- fazlar o şekilde resmi elbiseyle yapılıyor. Başkan: Yeşil'i bize anlat... Oğuz: Eskiden, Ülkü Ocaklan davasından Elazıg polisince gözaltına alınmış bir kişi. Gerçek adı Mahmut Yıldınm... Bir sefergör- düm ben Yeşil'i. Hatta Malatya'da aynı şekil- de sıçramak istedi bunlar. Yaşar Ercan alba- yımız izin vermedi. Onun bazı şeylerini bili- yordu. Bu faili meçhul ve para karşılığı iş yaptığını biliyorduk. Fflai Sağlar Nereye bağlı çalışıyor? Oğuz: Yeşil önceden polisle çalışıyordu. Daha sonra Cem Ersever'le tanışan bir kişi ve Cem Ersever'le Suriye'ye gidip gelen bir in- san. Çok da parası olan bir insan. Sağlar: Yoksa bunlar resmi görevli mı? Oğuz: Ben onu size şöyle arz edeyim. Jan- darma teşkilatında Yeşil'i tanımayan yok. A- ma şimdi Yeşil kendi ve yanındakilerin pisli- ğine bulaşmıştır. Ömeğin, kendi işlediği bir cinayette, sizin kucağınıza silahı verdiği za- man, siz işlemediğiniz bır suça aynen onun- la beraber ortak olduğunuz için o tür bir ya- pısı var Yeşil'in. Sağlar: Peki bunu bilerek, Yeşil'i niye ya- kalamıyorsunuz? Oğuz: Yeşil'i koruyanlar var. ben nasıl ya- kalayacağım. Ben şöyle söyleyeyim, Cem Er- sever'le beraber Yeşil'i VdB Küçükçok iyi bi- lir. Sağlar: Onun adamı mı? Oğuz: Evet. Beraber çalışıyoriardı. Diyar- bakır, Bingöl, Elazığ o hattın sorumlusu. Biz sözde terör mücadelesi yaparken, onlar cep mücadelesi yaparken. beraber çalışıyorlardı diyorum. Menfaat mücadelesi. Başkan: 'Yeşil', Veli çük'ü nereden tanıyor? Oğuz: Şımdı Yeşil'i jandar- marun istihbarat birimindeki- ler hepsi tanır, net tanır ve Ve- li Küçük bir zamanlar bu biri- min en kıdemlisi, en sözü ge- çen bir kişiydi. Yeşil, Veli Kü- çük'ün sözünden çıkmayacak bir kişi. Yaşar Topçu: Bize sistemi anlat. Oğuz: İnfaz edilecek, kaçı- nlacak kişilertespit edilir. Tes- piti istihbarat birimleri yapar genelde. Siz JİTEM diyorsu- nuz, aslında JtTEM'in emni- yet istihbaratı kadar gücü yok. Emniyet istihbarat birimlerin- de müthiş dinleme cihazlan, takip kontrolleri var, ama terö- re yönelik olduğu zaman PKK'nin cephe faaliyetinde ve aynı anda ne konuştuklannı alabilecek güç var sistemde. Yalruz, sözde terör örgütlerine yardımcılık yaptığı değerlendirilir, ancak terör örgütüne yardım etmese dahi orijin Kürtse bu adam hedeftir. Başkan: Sadece Kürt olması yetiyor mu? Oğuz: Burada yetiyor. Türkiye'de biliyor- sunuz47 çeşit azınlık var. Şimdi bunlann içe- risinde orijini Kürt olan isterse ülkeyi bizden fazla sevsın, o bırimlerde çalışanlar eğer he- def göstermişlerse kesinlikle infaz edilir ya- ni. Genelde Kürt olanlar listeye alınır. Müza- hir olanlarla (eğilimli, sempatizan) gider ko- nuşulur, Kürt olanla gidip konuşulmaz. M.Bedri tncetahtacı: Müzahir olan Kürt değilse sen bu işten vazgeç mi denir? Oğuz: Evet, kulağı çekilir, sen böyle böy- le yanlış yapıyorsun, sakın yapma.. evine, ai- lesine de gidilir. İBDA/C davasının dünkü duruşmasında sanıklar mahkeme heyetine ve gazetecilere saldırdı Şeriatçılar yine olay çıkardıİstanbul Haber Servisi - Şeriatçı İBDA'C örgütü adına Beyazıt McDonalds' ile parti binalan ve iç- lcili lokantalan bombaladıklan ge- rekçesiyle yargılanan 6 sanık, 2 yıl 6 ay ile 20 yıl 10 ay arasında çeşit- li hapis cezalanna çarptınldı. Sa- nıklar, önce mahkeme heyetine ar- dından da basın mensuplanna sal- dırdı. Olaylarda bir gazeteci yara- landı. lstanbul 5 No'lu DGM'de görü- len davanın dunışmasına. tutuklu sanıklar Yılmaz Yüksel, İbrahim Taflı. Ercan Burak, Mustafa Aşık. Levent Ehilgerve Fevziİşahnazka- tıldı. Tutuksuz oiarak yargılanan Cem Eker ise duruşmaya gelmedi. Karar aşamasına gelen davayla ilgili son sözleri sorulan sanıklar. isnat edilen suçlamalan reddede- rek tahliye ve beraatlannı istediler. Verilen aradan sonra karan açıkla- yan mahkeme. Yüksel'i, "yasadışı örgüt üyesi olmak", "patlayKI mad- de imal etmek ve atmak" suçlann- dan 20 yıl 10 ay; İbrahim Tatlı, Er- can Burak ve Mustafa Aşık'ı da ay- .nı suçtan 15 yıl 3'er ay ağır hapis cezasına çarptırdı. "Yasadışı örgû- te yardım veyataklık ettiğf* gerek- çesiyle sanıklardan Levent Dül- ger'i 3 yıl 9 ay. Fevzi lşalmaz'ı da 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarp- tıran mahkeme heyeti, tutuksuz oiarak yargılanan Cem Eker'in ise delil yetersizliğinden beraatını ka- rarlaştırdı. Dülger ve Işalmaz, tu- tuklu kaldıklan süre göz önüne alı- narak tahliye edildi. Karann okunması sırasında "Al- lahstzlar. köpekler, o_ çocuklan", "Hepinizi geberteceğjz" diye bağı- rarak mahkeme heyetine ve basın mensuplanna saldırmak isteyen sa- nıkJar, jandarma ve polis tarafin- dan engellendi. Güvenlik kuvvetlerince salon dı- şma çıkanlmak istenen sanıklardan İbrahim Tatlı, Yenı Günaydın gaze- tesi muhabiri HüzünAkkaya'yı ko- lundan tutarak dövmeye kalkıştı. Jandarmalar tarafından Tatlı'nın elinden kurtanlan Akkaya, daha sonra sevk edildi- ği DGM Adli Tabipliği'nden diz kapağında lif ezilmesı ve ödem oluşması nedeniyle 8 günlük rapor aldı. Akkaya'nın, sanıklar hakkın- da tstanbul Cumhuriyet Başsavcı- lığı'na suç duyurusunda bulunaca- ğı öğrenildi. RPTt GÜL 'Refah sistemi tehdit etmiyor' FUATKOZLUKLU NEVVYORK - Ameri- kan Türk Konseyi'nin yıl- lık toplantılanna katılan ve on gün boyunca Clinton yönetimi ile finans çevre- İerine RP'yi anlatan Dev- let Bakanı Abdullab Gül, "Refah, Türk halkuun is- teklerini yerine getiriyor. Sistemi tehdit etmiyor" de- di. Abdullah Gül, önceki gece temaslannı tamamla- dıktan sonra bir basın top- lantısı düzenleyerek görüş- melerhakkmda bilgi verdı. Türk gazetecilere sürekli sitem eden Gül, Amerika- lı gazetecileri ömek gös- terdi. Abdullah Gül 'e gezi- si ile birlikte ABD'nin Re- fah'a bakışında bir deği- şiklik olup olmadığı sorul- du.Gül, bu soruya şöyle yanıt verdi: "Türkiye'yi çok yakın- dan takip ediyorlar ve Tür- kiye'nin önemini çokiyi bi- Iryorlar. tlişkilerimizde bir sıkıntı yoktu ki düzeHmeye çahş&kdiyelim. Amerikalı- lar Refah'ın gücfinün far- kındalar." Laıklik anlayışının bazı sorunlara yol açtığını ve laiklik tanımını değiştir- meyeçalıştıkJannı belirten Devlet Bakanı, yanlış anla- şılma kaygısıyla Libya ve lran basınının temsilcile- rinden gelen söyleşi talep- lerini ger. çevirdi. Ünlü. başkanlıktan istifa etti 'Türldye J de sendikacılar işçi sınıfina ihanet ediyor 9 İstanbul Haber Servisi - Yeni E- mek-tş Genel Başkanı Muzaffer Ünlü. Türkiye'de sendikalann ser- mayeye peşkeş çektiğinı ve u sen- dika ağalarTntn hüküm sürdüğü- nü belirterek görevinden istifa et- ti. Bundan sonraki hayatında da hertürlüdemokratikeylemin için- de yer alacağını vTirgulayan Ünlü. "Ancak sade vatandaş oiarak. Çünkü sendikalı olmaktan artık utanıyorum" dedi. Geçen ağustos ayına kadar süren 8 aylık DİSK'le birleşmelerinin dı- şında bağımsız oiarak sendikal mücadele veren Muzaffer Ünlü, 25 yıllık sendikacılık hayatı sonunda istifa etti. Istifasını "Türkiye'dekisendika- cdann işçi sınıfina ihanet ettiği*' ge- rekçesiyle açıklayan Ünlü, Türki- ye'de artık salt "tabela sendikacıb- ğı"nın kaldı^ını savundu. lstanbul Universitesi'nde mey- dana gelen son faşist saldınlar kar- şısında başta sendika başkanlan olmak üzere tüm sendikalann üni- versitede coplanan öğrencilerin yanında yer aiması gerektığini söyleyen Ünlü, "Biz de oıüarla coplanalım. Biz de gözaltına alına- lım. Sendikanın tek görevi toplu- sözleşme imzalamak değüdir. Sımf- sal ve demokratik mücadelede de en önkrde yer aiması gerekir" de- di. Ünlü. işçilenn ayda 30 milyon alırken sendika yöneticilerinin 300 milyon aldıklannı belirterek bu- nun "sendika ağaugı''na yol açtığı- nı kaydetti. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Turgut 'İlaç sanayiindeyatırımlar durma noktasına geldV tstanbul Haber Servisi - Geçen yılı da zararla kapatan Türk ilaç sa- nayiinde yatınmlann durma nokta- sına geldiği, önümüzdeki dört yıl içinde gerekli önlemler alınamaz- sa yerli ilaç sanayiinin gümrük bir- liği ve Avrupa Topluluğu sürecin- de rekabet gücünü kaybedeceği açıklandı. ilaç Endüstnsi tşverenler Sendi- kası'nın (İEİS) genel kurulunda Türk ilaç sanayiinin giderek kan kaybettiğine dikkat çekildi. Con- rad Oteli Balo Salonu'nda geçen günlerde yapılan genel kurulda ko- nuşan İElS Yönetim Kurulu Baş- kanı Kaya Turgut Türk ilaç sana- yiinin 1994 krizini izleyen 1995 yı- lında fiyat alamama sorununun 1996 yılının ilk yansına kadar sür- mesi ve enflasyonun altında kalan fiyat artışlan nedeniyle darboğaza girildiğine dikkat çekti. Kaya Tur- gut, Türkiye'de yıllık 1.6 milyar dolar olan toplam ilaç giderlerinin 2000'li yıllarda 2.5 milyar dolan geçmesi beklendiğini belirterek özetle şunlan söyledi: "Bu gereksinimin yerli üretimk karşüanması için y ılda yaklaşık 100 milyon dolaruk yaürunın gerçek- leşmesi beklenmektedir. Oysa, son yıllarda üretimi teşvik yerine, itha- latm teşvild, gerekli gereksiz ithal ruhsatmm verilmesi, ithalflacınde- \alüasyona karşı korunmasına karşın yerli üretimde gerekli fiyat ayarlamasına olanak verilmemesi, yerli yatırun ve üretinı üzerinde caydıncı etküeri olmuştur." f\ İstiinKııl IVforlîi F ı ı n n nmlrlı CNRUluslararası Fuarcüıktarafindan düzenle- o. ı s ı a n o u ı ıtıoaa r uarı a ç u a ı n e n 6 i s t a n b u J uıusi!innısı M o d a F u a n ^p 97) Manfred Kronen ve Turan Sangülle tarafindan Diinva Ticaret Merkezi'nde açıldı. Türkiye İhracatçn lar Meclisi (TİM) Başkanı Okan Oğuz, Şahinler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin'in de açı- lışında hazır bulunduğu fuarda yerli ve yabancı toplam 358 fırma 1998 >ıb koleksiyonlanru sergiledi. Fuar, 2 Mart 1997 Pazar gününe kadar gezUebilecek. (Fotoğraf: KADER TUGLA) 3. TIPADAMI Beyazıt'a şeref Haber Merkezi - Gögüs Kalp ve Damar Cerrahisi Demeği, Türkiye Yüksek Ihtisas Hastanesi Başhekimi Dr. Kemal Beyazıt'a 'şeref üyeliği' verdi. Beyazıt, Prof. Dr. Siyami Ersek ve Prof. Dr. Nihat Dorken'den sonra 'şe- ref üyeliği'ne layık görülen üçüncü tıp adamı oldu. 22 Kasım 1968'de Türkiye'de ilk kalp naklini gerçekleşti- ren Dr. Beyazıt, ODTÜ Se- natosu'nca da 'onursal felse- fe doktorası' ile ödüllendı- rilmişti. Dr. Beyazıt'ın 52'si yurtdışında olmak üzere 300'ün üzerinde bilimsel ça- lışması bulunuyor. Demirel'den AB yorumu 'Avru sofra ?a'da oıruluyor çağırmıyorlar' • Cumhuriyet'in yazar ve yöneticilerinin, dış politika sorunlanna ilişkin sorulanm yanıtlayan Cumhurbaşlcanı Demirel, Türkiye'nin, AB'ye tam üyelik için yeşil ışık yakılmazsa NATO'nurı genişlemesini veto edeceği yolundaki politikasının yerinde olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL Türki- ye'nin, Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik için yeşil ışık yakılmazsa NATO'nun genişlemesini veto edeceği yoiundaki politikasının ye- rinde olduğunu vurguladı. Demirel, "NATO'da nöbete çağuıyor adam seni, sonra sofra kunılunca çağırmıyor, iyi mi? Sen hep nöbet beİüe. Türkiye'nin izzetinefsine dokunan bir olaydır bu" de- di. Demirel. Cumhurtyet'in yazar ve yöneticilerinin, dış politika sorunlanna ilişkin sorulanna şu yanıtlan ver- dı: - Hükümetin, Avnıpa Birliği'ne tam üyelik konu- sunda yeşil ışık yakılmazsa NATO'nun genişlemesini veto edeceği açıklamasuu, Türkiye'yi gelecek dönem- de sıkişorabUecfk bir adım oiarak görüyor musunuz? - Görmüyorum Bakın, geçenlerde Letonya Cum- hurbaşkanı (Guntis Uhna- nis) buraya geldi, misafirim oldu. 2 milyon nüfuslan var. Letonya kişi başına 1000 dolar düşen gelir seviyesın- de bir memleket, dünya ka- dar sorunu var. 11 ülke var müzakere edilecek. AB'ye girmek için. Letonya da var onlann içinde. Adam geldi, burayı gördü, şoke oldu. 4 milyon nüfuslu bir Ankara. Türkiye çok büyük memle- ket. Izmir'e gitti, lstanbul'a gıtti, oralan gördü, şoke ol- du. Karşıdan bakıldığı za- man Türkiye, "Aaa ne ka- dar güçlü bir memleket'' dedirtecek gibi görünmü- yor, ama buraya geldiğin zaman gerçek bu. Şimdi bunlan (Letonya "nın da içinde olduğu 11 ülke) alı- yorsunuz AB'ye, Türkiye yok. Ama NATO dendiği zaman "Birim değeıü, güç- lü, kudretli müttefikimiz- dir" diyerek Türkiye'ye sa- nhyorsunuz. Yani şu olu- yor; nöbet olunca asker dı- şanda bekliyor elinde silah- la. "Haydi nöbete" diyor sa- na (Tüıidye oiarak) gidiyor- sun. (AB'de) Sofra kurulu- yor. sofraya çağırmıyorlar, iyi mi? Türkiye'nin izzeti- nefsine dokunan bır olaydır bu, siyaset olayı değildir. - Kıbns sorunu 1997'nin de gûndeminde. Rauf Denktaş ile Glafkos Kleri- des'in kısa bir süre içinde buluşturulacaklan doğru mu? - Tabii Kıbns her zaman için çözüm bekJeyen bir so- run. Ama Türkiye çizgileri- ni iyi koymuştur ortaya. Türkiye bu sorundan, bir çözüm bulunmasından ka- çıyordeğil. Işleyebilir, adil, siyasi eşitliğe dayanan bir çözüm bulun getırin. Eski- ye, 1974 öncesine dönelim deniyorsa, hayır. - Türkiye ve KKTC, Kıb- ns'ta iki egemen devlet gö- rfişüne giderek daha çok mu yaklaşıyor? - Bunlann hepsı değişik düşünceler. Ama mesele uluslararası zemine ıntikal etmiştir. Mesele Türki- ye'nin veya KKTC'nin tek başına çözeceği bır mesele değildir. Nitekim KKTC 14 sene evvel bağımsızlık ilan etmiş, ama Türkiye'den başka tanıyanı yok. Yani mesele uluslararası zemin- de çözülecek. -Türkiye'nin, uluslarara- sı zeminde kuşadldığı anla- şılıyor. Sorunlar, Ege'deki ihtilaflar, Kıbns, Suriye, Kuzey Irak, İran, Rusya'ya kadar gidiyor. Dış politika sorunlan neden bu kadar birikti? - Yunanistan'dakı sorun- lar cumhuriyetle beraber gelen sorunlardır. Mesela bugün Batı Trakya sorunu var. Batı Trakya sorunu Lo- zan'dan kalan bir sorun. Lo- zan halletmemiş anlamında söylemiyorum, Lozan o ka- dar halledebilmış. Ve geli- yorsunuz adalar sorununa. Ege Denizi içinde 931 tane kaya parçası var. Bunlann 130'u önemsenebilecek bi- çimde, yani üzerine çıkılıp durulabiliyor. Aidiyeti Lo- zan'da da. daha sonraki za- manda da kesin karara bağ- lanmamış. Bu bizim karşı- mıza bir problem oiarak ge- liyor. Yunanlılara 2. Dünya Savaşı sonrasında ltalyan- lann elindeki adaları ver- mişler; 12ada. Egeadalan- nın verilmesine ilişkin an- laşmada Türkiye'nin dahli yok. Türkiye yokken o.an- laşmada. buralann tahkim edilmeyeceği yazılmış. A- ma gelmış tahkim etmiş 196O'lı yıllarda. Ben de söyledim Karamanlis'e, "Niçin tahkim ediyorsu- nuz?" diye. "Sizden korku- yoruz" dedi. "Niye korku- yx>rsunuz?", "Siz yeni Os- manlı haletinıhiyesi içinde genişlemeyi düşüneceksiniz, onun için tahkim ediyoruz" dedı. Ben de "Daha kötü yapryorsunuz, bizi tahrik ediyorsunuz" dedım. Irak dediğimiz olay, biz söylersek çok büyüyor laf- lar, Musul vilayetini Lozan çözmemiş. Sonradan mah- kemeye gidilmiş. Mahkeme de çözmemiş. O arada isyan çıkmış, biz neredeyse vaz- gcçmişiz Musul vilayetin- den 1926'da.ŞeyhSaitisya- nı. Işte Sunye dıyorsun, ada- mın bütün derdi Hatay. Kafasının arkasındaki o, su falan ikinci meseledir. Böy- le... Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden: Şeriat çağdışılıktır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Anayasa Mahke- mesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden, partisinın bakış açısıyla laiklığe yeni yo- rum getirmeye çalışan Baş- bakan Necmettin Erbakan ile "Laikliği siyasallaştır- mayın" sözleriyle gaf ya- pan DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Tan- su Çiller'e tepki gösterdi. Özden, isim vermeden ko- alısyon ortaklannı, "ülke gündemine biçim vermek için konumlanyla bağdaş- mayan açıklamalar yap- makla" suçladı. Özden, dün bir grup ga- zeteciyle yaptığı sohbet toplantısında, laikliğin, cumhuriyetin değiştirilme- si önenlemez niteliği oldu- ğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Cumhuriyete karşı olanlar ile ümmetçüik, Arap milüyetçiliği ve din sö- müriisii ey lenılerini sürdü- renlcr. tersine söylemlerle laikliği suçlama kurnazlığı- na sapıyoriar. Kavga yara- tıp ürmandıranlar, inanç- lara saygısı olmayanlardır. Bu konuda özen gösteren- ler, dini siyasauaştıramaz ve inanç sömürüsü yapmaz." Laikliğin, bir insanlık kurumu, anayasal ilke, hu- kuksal ve toplumsal yönle- ri olan bir siyasal kavram olduğunu kaydederek Cü- ler'in u Laikliği siyasaUaş- nrmayuı" yönündeki gafı- na göndermede bulunan Özden, laikliği savunma- nın insanlık ve inançlara saygıyı savunmak anlamı- na geldiğini bıldirdi. llkele- ri yıpratmanın, kurumlan yıkmak ve kavramlan yoz- laştırmanın kimseye yarar getirmeyeceğini vurgula- yan Özden şunlan söyledi: "İnsan haklarını Islam hakkı sananlaria laik devte- ti dinin hizmetinde sayan- lar, bunu yadırgay abilir ve daha başka şeyler söyleye- bttbier. Kendi hayallerinde- ki düzeni kurmak için, din duygularını sömürerek kardeş düşmanlığma özen- direnlerin laikliği ve onu be- nimseyenleri suçlamaya haklan yoktur."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle