Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-26 ŞUBAT1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
OzeHeştirme
vurgumı Medis'te
İV^KARA
(Cunhurnet Bûrosu) -
CHP Cumhuriyet'te
belgtleriyle yayımlanan
özelbştirme vurgununu;
Mecis, gûndeıAıne getirdi.
CHPHatay Milletvekili
FuatÇay ve arkadaşlannca
'venkn önergede.
"özelbştirme adı altında
'devlet kaynaklartnın alel
acele peşkeş çekümeye
çalışldığı vurgulandı.
CHF tarafından dün
TBV.M Başkanlığı'na
sunuan önergede,
"mucize" olarak gündeme
getirlen özelleştirme
çerçevesinde yapılan
ujgulamalann sürekli
"tartışma konusu olduğuna
dikktf çekildi.
Dövize endekslî
krediye tepki
• ANKARA (AA)-
Ba^bakan Necmettin
Erbaican tarafından
açıklanan, hayvancılık
sektörüne kullandınlacak
40 tnlyon liralık kredinin
dövize endeksli olarak
-kullandınlmasma, Hazine
Müsteşarlığı olumlu
bakmıyor. Tanm ve
Köyişleri Bakanhğı
'tarafından hazırlanan
Türkiye Hayvancılığı
•Geliştirme Projesi
-karamame taslağı
.hakkında, Hazine
.Müsteşarlığı'nın görüşü,
.18 Şubat'ta bakanlığa
iletildi. Görüşte. 40 tnlyon
liralık kredinin kaynağının
Ziraat Bankası tarafından
dış fınansman yoluyla
değil, Hazine tarafından
karşılanmasının daha
uygun olacağı belirtildi.
Berdan Tekstil
halka açılıyor
• ADANA (Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu) -
Berdan Tekstil Sanayii,
420 milyar liralık ödenmiş
sermayesinin yüzde
19.2'lik oranını mart
ayında halka açacak. Halen
Sermaye Piyasası
Kurulu'nun iznini
bekleyen Berdan Tekstil'in
halka arz çalışmalannı
ABN-Amro Hoare Govett
Istanbul Menkul Değerler
A.Ş. yürütecek. 1951
yılında Kasım Ekenler
tarafından kurulan Berdan
TeksnTde bugün üretimin
tamamı polyester/viskon
ipliklere aynlmış durumda.
Uydukent projesi
start alamıyor
• ANKARA (ANKA) -
Fransız sermayesinin
Istanbul'da
gerçekleştirmeyi
planladığı yaklaşık 94 bin
konutluk dev uydu kent
projesine yönelik olarak
aldığı 2.3 milyar dolarlık
izın, hükümet ortaklannın
kurulacak kentin yeri
konusundaki görüş
aynhğının giderilememesi
nedeniyle şımdilik
bekliyor. Hükümet
ortaklan arasında uydu
kentin yen konusundaki
görüş aynlığı nedeniyle
yer tahsisi şu ana kadar
yapılamadı. Hükümetin
RP kanadı, uydu kentin
Anadolu yakasındaki
Kurtköy'de. DYP'nin ise
lstanbul'un 60 kilometre
batısındaki Silivn'de
kurulmasından yana. Uydu
kentin Istanbul'a en az 25
kilometre uzaklıkta
olmasını benimseyen
Fransızlann da projeyi
Silivri'de gerçekleştinnek
istedikleri belirtiliyor.
Basın İtan'm 96
kâm 96.4 milyap
• ANKARA (ANKA) -
Basın llan Kurumu. geçen
yılı 96.4 milyar lira net
İcârla kapattı. Kurumun
geçen yılkı faaliyetlerinden
200.8 milyar lira brüt kâr
eldeettiği bıldinldi. Basın
tlan Kurumu vargi ve diğer
yasal yükümlülükler için
1044 milyar lira ayırdı.
Bas:n llan Kurumu'nun
geçen yılki kân 1995'e
göre yüzde 42.7 oranında
arttı.
Koç Holding
Genel Kurulu
• \NKARA (ANKA) -
Ko< Holding ile Koç
Yatnm arasındaki
birbşme karan. 28 şubatta
gepekleştırilecek olağan
gerel kurulda karara
bağlanacak. Koç
Hoding'ir 28 şubattaki
geıel kurulunda holdingin
19'6 yılım ilişkin
faaiyetler görüşülerek ve
lcâın dağınm şekli ve
tarhi belirienecek. Genel
lcuulda, görev süresi dolan
idre meclisi üyelerinin
y«me seçrnı yapılacak.
RP'li Devlet Bakanı Adak 1997 ithalat rejimini imzaladı, holdinglerin istediği olmadı
Tütüncüye mavi boncukANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Büyük holdinglerin bas-
kısıyla yabancı tütün ithalatında-
ki vergiyi kaldırmak isteyen hü-
kümetin DYP kanadına, RP engel
oldu. Ithal tütünden alınan güm-
rük vergisinin yüzde 25'ten yüz-
de 5'e indirilmesini öngören ve Sa-
bancı Holding'in de aralannda
bulunduğu büyük sigara üretici-
lerinin istemine dayanan 1997 it-
halat rejimi, RP'li Devlet Bakanı
Fehim Adak'ın direnmesi üzeri-
ne yerli tütün üreticilerini koruyu-
cu yönde düzenlenerek Bakanlar
Kurulu'ndan çıktı.
Devlet Bakanı Fehim Adak,
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
tarafından hazırlanarak geçen yıl
sonunda Başbakanhk'a gönderi-
len 1997 yılı ithalat rejimini, tü-
tün ithalatındaki gümrük indiri-
minden vazgeçilmesi üzerine im-
zaladı. Adak, aralık ayı başında
Başbakanhk'a gönderilen 1997
ithalat rejimine, tütün vergileri-
nin düşürülmesi dışında A\Tupa
Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret
Bölgesi (EFTA) ülkelerinden de-
niz ürünleri ithalatında gümrük
vergilerinin indirilmesi hükmü ne-
deniyle de karşı çıkmıştı.
İthalat rejiminin, Devlet Baka-
nı Adak'ın imzasının ardından bu-
gün Dışişleri Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı Tansu Çiller'e
sunulacağı, Başbakan Necmettin
Erbakan'ın da imzalamasından
sonrarejimin, 1 Ocak 1997'deniti-
baren yürürlükte olacak şekilde
Resmi Gazete'de yayımlanacağı
belirtildi.
DTM yetkilileri, halen sanayi
ürünü kapsamında bulunan sıga-
ra ithalatında gümrük vergisinin
sıfır olduğunu anımsatarak tütün
ithalatında yüzde 25 düzeyinde
vergi alındığını belirttiler. Bu du-
rumun, yurt içinde sigara üretimi
yerine ithalatı özendirdiğini be-
lirten yetkililer, yurt içi sigara üre-
timinin desteklenmesi amacıyla
tütün ithalatındaki verginin kaldı-
nlmak istendiğıni kaydettiler.
Sabancı Holding ve diğer bü-
yük sigara firmalan. Güney Ame-
rika'dan ithal edilen Virginia tıpi
tütünün ucuz getirilmesi ıçın yak-
laşık 2 yıldır gümrük vergilerinin
düşürülmesini istiyorlardı. Adak
da tütün ithalatından alınan ver-
gilerin düşürülmesi durumunda,
Fehim Adak direndi.
yerli üreticinin zarar göreceği ge-
rekçesiyle düzenlemeyi kabul et-
memişti.
İthalat rejiminin gecikmesi ne-
deniyle şimdiye kadar gümrük-
lerde taahhüde dayalı olarak ya-
pılan bütün işlemler, genye dö-
nük olarak yeniden düzenlenerek
sonuçlandınlacak.
Türkiye'nin AB ve Dünya Ti-
caret Örgütü'ne (DTÖ) taahhütle-
ri doğ_rultusundatanm vedemir-
• tthal tütünden alınan
gümrük vergisinin yüzde
25'ten yüzde 5'e
indirilmesini öngören ve
Sabancı Holding'in de
aralannda bulunduğu
büyük sigara üreticilerinin
istemine dayanan 1997
ithalat rejimi, RP'li Devlet
Bakanı Fehim Adak'ın
direnmesi üzerine yerli
tütün üreticilerini
koruyucu yönde
düzenlenerek Bakanlar
Kurulu'ndan çıktı.
çelik ürünleri ithalatında yapma-
sı gereken indirimler, 1997 itha-
lat rejiminde düzenlendi.
Gümrük birliği ıle birlikte, ge-
çen yıl sanayi ürünlerinde AB ül-
kelerine yönelik sıfırlanan koru-
ma oranları, 1997 yılı ithalat re-
jimi ile üçüncü ülkeler için daha
da düşürülüyor.
İthalat r ejimi ile ıthalatta alı-
nan gümrük vergıleri ve fonlarda
önemli değişiklikleryapılıyor. Ha-
len sadece tanm ürünleri ithalatın-
dan alınan Toplu Konut Fonu
(TKF) kaldınlarak koruma, güm-
rük vergisine dönüştürülüyor. Ba-
lık ve diğer su ürünlerinde, EFTA
ülkeleri ile yapılan Serbest Tica-
ret Anlaşması çerçevesinde, bu
ülkeler için gümrük vergisinde or-
talama yüzde 22.8 indirûn yapı-
lacak.
Rejimde, Avrupa Kömür ve
Çelik Topluluğu (AKÇT) Serbest
Ticaret Anlaşması uyannca, 140
ürünün AB ve EFTA ülkelerin-
den ithalinde gümrük vergilerin-
de yüzde 25, iki adet ürünün itha-
latında da yüzde 35 oranında in-
dirim yapılacak. Bu ürünlerin
üçüncü ülkelerden ithalatında ise
Türkiye istediği gümrük oranlan-
nı uyguluyor.
AB'nin işlenmiş tanm ürünle-
ri ithalatındaki politikasına uyum
amacıyla 1996 yılı ithalat rejimin-
de işlenmiş tanm ürünlerinden
alınan gümrük vergilerinde de
AB'ye yönelik olarak bazı indi-
rimlere gidilecek. 1997 yılı itha-
lat rejimi ıle çikolata. şekerleme-
ler, hazır gıdalarda hedeflenen ta-
nm payına ulaşılacak.
Saııtral ihalesi durdurulduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay 10. Dairesi, 7 elektrik santralının
projesinin yap-işlet modeliyle
yaptınlmasına ilişkin ihale konusundaki
yürütmeyi durdurma karannı imzaladı. Son
teklif alma tarihi cuma günü dolacak olan
ihale durduruldu. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'nın ,Ankara Idare
Mahkemesi'nin karanna itiraz edeceği,
ancak santrallann "yap-işlet-devret"
modeliyle yapılmasına yönelik yeni bir
ihale açmaya hazırlandığı bildirildi.
Danıştay 10. Dairesi, önceki gün
hükümetin yap-işlet modeliyle Adapazan,
Gebze. lzmir, Tekirdağ ve Ankara'da
doğalgaz, Iskenderun ve Zonguldak'ta da
termik santral yapımına ilişkin açtığı ihale
için verilen yürütmeyi durdurma karannı
imzaladı. Mahkemenin karannda. ihalenin
Bakanlar Kurulu karanyla 3154 sayılı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın
görevleri hakkındaki yasaya dayanılarak
açıldığı vurgulandı. Kararda, buna karşın,
elektirik üretim ve dağıtımının özel
kuruluşlara yaptınlmasına ilişkin 3096
sayılı yasada. elektrik üretim, dağıtımının
özel sektöre yaptınlması \e üretilecek
elektriğin Türkiye Elektrik Üretim AŞ'ye
belirienecek fiyat üzerinden satılması
konusunda düzenleme olduğu ve ihalenin
ancak bu yasa hükümleri çerçevesinde
açılabileceğine dikkat çekildi.
Kararda, ihalenin 3096 salyılı yasaya
dayandınlmadan açıldığı, bu çerçevede de
yasal dayanağının olmadığı belirtilerek
yürütmeyi durdurma karan verildiği
bildirildi. Karar çerçevesinde, Enerji
Bakanlığı'nın son teklif verme tarihi cuma
günü dolacak olan ihaleyi durdurması
gerekiyor.
Enerji Bakanı Recai Kutan, geçen hafta
yaptığı açıklamada, Danıştay'ın yürütmeyi
durdurma karannı imzalaması durumunda,
ihalenin yap-işlet-devret modeli
çerçevesinde yeniden açılacağını
bildirmişti.Yetkililer, 3096 sayılı yasada,
elektrik santarallannın mülkiyetinin
kamuda kalması konusunda düzenleme
olduğunu, ikinci ihalenin ancak bu hüküm
dıkkate ahnarak "yap-işlet-devret"
modeliyle açılabileceğini kaydettiler.
Mersîn
Lhnanı'nda
'tarifeyle'
rüşvet
UFUK TEKİN
MERSİN - Rüşvetin adeta ku-
rumlaştığı, hatta tarifeye de bağ-
landığı yolundaki savlann dile ge-
tirildiğı Mersin Gümrüğü'nden son-
ra Mersin Limanı'nda da "tarife-
ye göre rüşvet alındığı" öne sürü-
lüyor. Limandaki bazı görevlilerin
rüşvet aldığı iddialannı bir süredir
inceleyenTCDD Başmüfettişi Yu-
suf Lokmanoğlu'nun "rüşvet ta-
rifesi"ni de araştıracağı bildirildi.
Mersin Limanı'nda daha "giriş
kapısından başlayarak" rüşvet
alındığı öne sürüldü. "Mersiu Li-
manı'yla sürekli ithalat ve ihra-
cat yapan bir grup firma çalışa-
DI" tarafından Cumhuriyet'e ileti-
len iddialara göre rüşvet, liman ka-
pısından girişte başlıyor. Alındığı
öne sürülen rüşvet miktan 100 bin
liradan başlayıp 200 bin liraya ka-
dar çıkıyor. CFS-1 ithal puantaj ba-
şına 500 bin -1 milyon, CFS-2 ih-
raç puantaj başına 250 bin - 500 bin,
gentrigreyn 1 milyon -1.5 mih/on,
balotti 750 bin -1 milyon, transtey-
ner 500 bin -1 milyon, dolum kont-
rol sahası bir puantaj 250 bin - 500
bin; gemi vinci faal olduğu halde
şayet uygunsa kara vinci gemiye
verilme ve fazla tonaj verme kar-
şıhğında ise 1.5 milyon lira istenı-
yor.
Kontrol bürosunda görevli me-
murlara ayda 5 ile 10 milyon lira,
kontrol kapı çıkışlannda ise herçı-
kışta 250 bin lira ile 500 bin lira ara-
sında rüşvet alınıp veriliyor.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUM!
Hayvancılığa Bir Darbe Daha
A
talanmtz "Dayulun sesi uzak-
tan hoş gelir" demişler. Bu
atasözü sanki Necmettin Er-
bakan için söylenmiş. Refah
Partisi Genel Başkanı'nın bin
ayıbına rağmen, kendisinin Türkiye'nin
sorunlannı bildiği ve sömürüye karşı bir
görüye sahip olduğu ıddia edilirdi. Erba-
kan, çeyrek asırdan fazla süren iktidar
ve muhalefet yıllarında da böyle bir gö-
rüntü vermeye çalışmıştı...
Ancak, kendisini kurtarmak isteyen
Tansu Çilter ile "Bir kere denemekte ya-
rar var" diyenlerin başbakan yaptığı Er-
bakan, işbaşına gelir gelmez bu görün-
tüsünü değiştirdi ve ateşle oynamaya
başladı. Rejimi. laik cumhunyeti, demok-
rasiyi, insan haklannı, Türkiye'nin dünya
ülkeleri içindeki itibannı yok edecek ha-
reketlerin bir kısmına göz yumdu, bir kıs-
mına da destek verdi.
Erbakan başbakan olana kadar Tür-
kiye'nin ekonomisi bozuktu. Şimdi ise
rejimin geleceği tartışılıyor. Buna karşılık
ekonomide de ileriye dönük umut verici
bir tek gelişme olmadı. Hatta tam akşi-
ne, enflasyon füze gibi fırladı... Her gün
yeni bir zam dalgası geliyor... Hem de
yüzde ellilere, yüzlere varan zamlar...
Demek ki Erbakan, ekonomide de
uzaktan görüldüğü gibi değilmiş. Ayrıca,
sömürüye karşı verdiği izlenim de tarna-
men yapmacıkmış... Tanm kesimi için
söylediklerinin de gerçeklerle bir ilgisi
yokmuş...
Necmettin Erbakan, başbakan oldu-
ğu günden bu yana hayvancılığı geliştir-
rnek için her türlü önlemi alacaklarını ile-
ri sümnüştü. Hükümet üyelerinden her
akhna gelen hayvancılığa verilecek kre-
diler için bir rakam ortaya atıyordu. An-
cak, bu kredilerin ne kadarının dağrtıldı-
ğı, dağıtıldıysa kimlere ne kadar verildi-
ği konusunda bir bilgi alınamadı.
Aynca, Erbakan hükümetinin tanm ba-
kanı birkaç kez Et-Balık Kurumu'na ait ba-
zı kombir.aların satışının hayvancılığa za-
rar verdiğini belirterek, satılan kombina-
ların geri alınacağını söyledi. Böylece,
aynı hükümetin tanm bakanı da Et-Balık
Kurumu'nun hayyancılığın yaşamasında
ve gelişmesinde önemli bir yeri olduğu-
nu kabul etmiş oldu.
Hayvancılıktan geçimini sağlayanlar
Başbakan Erbakan'ın sömürüye karşı olduğu izlenimi yapmacık.
ve çürük çank ithal hayyanlann etJerini ye-
mekten bıkan tüketiciler, satılan kombi-
naların geri alınmasını beklerken birden-
bire, devletin elinde kalan diğer kombi-
naların da özelleştirileceği açıklandı...
Bu açıklama, Erbakan ile tanm baka-
nına umut bağlayanlar için tam bir sürp-
riz oldu... Çünkü, herkes biliyordu ki, Et-
Balık Kurumu olmadan hayvancılığı kur-
tarmak ve yaşatmak mümkün değildi.
Hayvancılığı para kazanır bir iş haline ge-
tiımeden verilecek krediler de bir işe ya-
ramazdı... Aksine, kredi alanları zaman
içinde daha büyük sıkıntılara sokabilirdi.
Bu nedenlerie hayvan üreticileri Et-Balık
Kurumu'na ait kombinaların özelleştirile-
ceği haberteri karşısında adeta şok ge-
çirdiler.
llk özelleştirme hareketi başlamadan
önce, Et-Balık Kurumu'nun yurdun çeşit-
li bölgelerinde 29 kombinası vardı. Ön-
ceki yıl bu kombinaların 12'si yok paha-
sına haraç-mezat satıldı. Satış süreci için-
de kıyametler koptu... Hayvan üreticile-
ri ve tanmsal kooperatifler adeta ayak-
landı. Eğer, mutlaka satılması gerekiyor-
sa, hayvan üreticilerinin oluşturacaklan bir-
lik veya kooperatiflere belli bir bedel kar-
şılığında devredilmesi önerildi...
Ama, ne yazık ki zamanın Başbakanı
Tansu Çiller'i haraç-mezat satış karann-
dan hiçbir güç vazgeçiremedi. Çünkü
Tansu Çiller, tanm kesiminin örgütlenme-
sine karşı bir politika izliyordu. Bunun
gereği Çiller, yeni örgütlenmelere karşı
olduğu gibi, mevcutlan da tasfiye etme-
ye kararlıydı...
Zamanın Özelleştirme Idaresi Başka-
nı Ufuk Söylemez de Tansu Çiller'in em-
rinden çıkmıyor ve ne derse körü körü-
ne yapıyordu. Sonuçta son derece de-
ğerli ve modern 12 kombina, özel sektör
kuruluşlanna gerçek değerlerinin çok al-
tında satıldı.
Tüccarlara trilyonlar aktı
Böylece hayvancılık bir darbe daha ye-
miş oldu. Özellikle kombinaların satıldı-
ğı bölgelerde hayyancılığın bir anda ge-
riledığı görüldü. Tüccar, korumasız kalan
üreticılerden etini ucuz fiyatlarla topla-
yip büyük kentlere yüksek fiyatlarla sat-
maya başladı. Bu süre içinde, hem üre-
ticinin hem de tüketicınin cebinden tril-
yonlarca lira tüccarın kasalarına aktı...
Amaç da zaten buydu!
Bütün bu acı gerçekleri yaşadık. An-
cak buna rağmen devletin elinde kalmış
olan 17 kombinanın satışı yeniden gün-
deme geldi... Yakında bu 17 kombina da
haraç-mezat özel sektöre satılacak, bu
bölgelerde de hayvancılık gerileyecek ve
üreticiler tam anlamı ile perişan olacak...
Belki de geçimi sadece hayvancılığa bağ-
lı olanlar aç kalacak!
Et-Balık Kurumu'nun daha önceki sa-
tışlanndan en büyük sıkıntıyı çeken böl-
gelerimizden biri de Malatya idi... O za-
manın ölçüleri içinde 400 milyar lira de-
ğer biçilen Malatya'nın modern et kom-
binası 31 milyar liraya satıldı. Malatya
halkı ve çevre illerdeki hayvan üreticileri
bu kombinayı almak için çeşitli girişim-
terde bulundu... Satış kararının iptali için
önce hükümete, sonra da mahkemeye
başvuranlar oldu... Sanayi veTicaret Oda-
sı ile Ziraat Odası devreye girdi... Ama hü-
kümet bu konuda yardım elini uzatmadı.
Hatta zamanın Özelleştirme Idaresi Baş-
kanı Ufuk Söylemez, Malatya halkına her
türiü zorluğu çıkardı.
Malatya Et Kombinası'nın satılmasın-
dan sonra oluşan ortamı Ziraat Odası
Başkanı Enver Budan'ın ağzından din-
leyelim:
_ "Et-Balık Kurumu rekabetyaratıyordu.
Ûretici, kurumu birgüvence olarakgörü-
yor ve tüccara karşı direnebiliyordu. Böy-
lece üretici, tüçcann oyuncağı olmaktan
kurtuluyordu. Üstelik tüketici de Et-Balık
Kurumu'nun dengeli fıyatlanndan yarar-
lanaraketidahaucuzayeme imkânınıbu-
luyordu. Ancak kombina satıldıktan son-
ra üretici tamamen tüccann insafına kal-
dı. Rekabet ortamı kalmadığı için ûretici,
hayvanına istediği fıyatı bulamaz oldu.
Hayvancılık için daha da kötü günler baş-
ladı. Kombinanın satılması ile sanki canı-
mızdan bir parça kopmuş gibi oldu. Bir
başka dünyada yaşıyor gibiyiz... Kombi-
nası satılacak bölgelerin halkı da bizim
durumumuza düşecektir. Bu nedenle
satışlann önlenmesi için gereken girişim-
leryapılmalıdır..." •
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Aydınlığa Yöneliş
1997 yılı ne pahasına olursa olsun kurtanlma-
lıdır. Çünkü bu yıl Refah Partisi için uzun bir ik-
tidann başlangıcı olabileceği gibi, bir süre ikti-
dara veda etmenin yol ayrımı da olabilir.
Refah Partisi hem ekonomik araçlarla hem de
sosyal mesajlarla iktidar merdiveninde yüksel-
meye çalışmaktadır. Ekonomik araçlar arasında
vergilere ve sair imaj bozucu araçlara dokunma-
mak yanında, kamu harcamalannın her dilimini
oya çevirme çabalan da gözden kaçmamakta-
dır.
Enflasyonun yüzde 65 olmayacağı bilindiği
halde, önce düşük oranda arttırılan memur ma-
aşlan, zamanla yükselen tepkilere cevap olarak
arttırılınca, bu kesimden ilave oy tırtıklanacağı
düşünütmektedir.
Ekonomik alanda en acı tablo ise özelleştir-
mede yaşanmaktadır. Milletin, daha doğrusu
vergisini muntazam ödeyenlerin malvarlıkları,
kendisine emanet edilen bir siyasal kadronun çı-
karı için yok pahasına, bizzat ekonomik açığın
müsebbiplerine hibeedilmektedir. Bunu da mu-
halefette iken gücün yerine hakkı geçirmenin
gerektiği tezini savunan bir siyasal kadro yap-
maktadır. Ülkenin bağımsızlığını şiar edindiğini
vurgulayan bir siyasal kadro enerji santrallarını,
yeraltı kaynaklarını ve sair ekonomik can da-
marlannı yabancılara devretmeye hazırlanmak-
tadır.
Ekonominin içinde bulunduğu durumun kar-
maşıklığını kavramış olan Refah, açıkça görül-
düğü gibi, polıtik mücadeleyi sosyal alana da kay-
dırmaktadır. Bu alanda, fanatik unsurlar ile den-
ge unsurlarını oldukça dengeli kullanan Refah,
"Vur, iz bırak ve mesaj ver" politikası yürütmek-
tedir. Demokrasiye, laikliğe ve hatta insan hak-
lanna saldırıda bulunurken olayı fazla tırmandır-
madan durmasını ve dikkatleri derhal başka yer-
lere çekmesini de çok iyi ayarlayabilmektedir. Bu
arada, "Sözlerimyanlışanlaşıldı" demeyi, görün-
tülü delillere rağmen sürdürebilmektedirler. Kül-
tür Bakanı'nın son olayı, bunun en güzel delili-
ni oluşturmaktadır. Muhalefette iken dünya sis-
temine, ıçeride uygulanan ekonomi ve dış poli-
tika siyasetlerine şiddetle ve hesapsızca, fakat
bazı noktalarda haklı olarak saldırmış olan Re-
fah, böylece ayağa kaldırmaya çalıştığı tabanı-
nı, iktidarda iken vurkaç politikası ile tutmaya ça-
lışmaktadır.
Refah Partisi Müslümanlık ile laikliği çatışma
içinde gösterip halkın büyük ekseriyetinin Müs-
lüman olduğu vurgusunu yaparak sosyolojik ta-
banını genişletmeye çalışmaktadır. Muhalefette
iken daima hakkı savunmuş olan Refah, bu dav-
ranışı ile laik insanlara ve samimi dindarlara kar-
şı ne denli saygısızca ve baskılı davrandığını ina-
nılmaz bir biçimde görmezden gelmektedir.
Refah Partisi Müslümanlık ile bir yönetim bi-
çimi olan demokrasiyi çatıştırarak diktatoryal bir
sistem özlemini yansıtmaktadır. Böyle bir şans-
sız açılımın iki önemli kanıtı ortadadır. Bunlardan
birincisi, Refah Partisi mensupları davranışının,
demokrasiyi devamlı devinim ve değişim sağ-
layabilecek bir araç olarak değil, fakat belirii
amaca yönelik ve bir seferlik bir yöntem olarak
algılandığının kanıtı olacak biçimde şekillenme-
sidir. Ikincı kanıt ise, partili merkez ve yerel yö-
neticilerin kararlı fakat saygılı yönetim biçimini,
inatçı ve despotik yönetim biçimi ile karıştırma-
ları oluşturmaktadır.
Diyalektik süreç içinde, tüm bu davranış ka-
lıplannın Refah'ın yolunu ne kadar açtığını, fa-
kat aynı zamanda halkın da bilıncini ne derece-
de yükseittığini zaman gösterecektir. İnsanlık
tarihi birçok olaya şahit olmuştur. Her karanlık
koşulda insanlığın yüzü aydınlığı zorlamış, ay-
dınlığa yönelmiştir!
İsrailli isadamları
'RP ilişkilerimize
engel değiF
MERİH AK
TEL AVİV-İsrailli işa-
damlan, Refah Partisi'nin
ve Türkiye'de hızla geli-
şen fundamentalist akım-
lann Türk-tsrail ilişkileri-
ne engel olamayacağını sa-
vunuyor. İki ülke arasında
imzalanan serbest ticaret
anlaşmasının TBMM'ce
onayının beklenmesini ti-
cari ilişkiyi düşürdüğünü
savunan işadamlan, bu
onay geciktikçe işadamla-
nnın başka ülkelere yö-
neldiği uyansında bulun-
dular. "Bizim ülkelerimi-
zin güçlü ilişkileri, ortak
büyük hedefleri vardır.
Bunu hiçbir hükümet de-
ğiştiremez" diyen Israil-
Türkiye İş Konseyi Baş-
kanı Pini Peled, "Türki-
ye yeni Avrupa'nın bir
parçası olmak istiyorsa,
Israil ile bütün alanlar-
da yakın ilişkiyi sürdür-
mek zonındadir" görüşü-
nü savundu.
Ortadoğu'da Türkiye ile
sıcak iş ilişkilerine girmek
isteyen ve Türkiye'yi Ba-
tı'ya açılan penceresi ola-
rak niteleyen Israil. bu ko-
nudaki beklentilerini sür-
dürüyor. Türkiye ile İsra-
il arasındaki ticari ilişkile-
rin arttınlmasında bugün
en büyük engel, TBMM
gündeminde bekleyen Ser-
best Ticaret Anlaşması'nın
henüz onaylanmayışı gös-
teriliyor.
Israil Büyükelçisi Bar-
las Özener'in "Bunu
onaylamayan kendisine
kaztk atmış olur" diye
nitelediği anlaşmaya göre
gümrüklerin kademeli ola-
rak indirilmesi öngörülü-
yor. Onayın TBMM'den
geçmemesi durumunda
Türkiye'nin gümrük bir-
liğine geçişten sonra
AB'nin üçüncü ülkelere
uygulamak zorunda oldu-
ğu yüzde 5.5'luk gümrük
vergisini Israil ürünlerine
uygulaması gündeme ge-
lecek. ÎSTail ise TBMM an-
laşmayı onaylamadığı için
Türk ürünlerine yüzde 40-
70 arasında gümrük vergi-
si uygulayacak...
Türkiye, Israil'le ekono-
mik ilışkisinde kazançta
olduğu ender ülkelerden
birisi. Türkiye'nin 1994
yılından bu yana Israil'e
gerçekleştirdiği ihracatı,
ithatımn önüne geçti. Tür-
kiye'nin tsrail'e ihracatve
ithalatı milyon dolar ba-
zında şöyle: "1992:
79/114. 1993:
91,995/135,175. 1994:
161,059/ 130,971. 1995:
261,526/187,488. 1996:
252,222/196,422."
1996'da ticari ilişkinin
1995'teki gibi 400 milyon
dolar seviyesinde kalma-
sına en büyük gerekçe Ser-
best Ticaret Anlaşması
beklentisi gösteriliyor.
TBMM'nin bu karan
onaylaması durumunda
ekonomik ilişkilerin 1 mil-
yar dolara firlayacağı da
her iki ülke ışadamlannın
ortak görüşü. İsrailli işa-
damlan Türkiye ile ticari
ilişkide ne istiyor? RP'nin
hükümette oluşunu nasıl
değerlendiriyorlar?
Israil-Tüfkiye tş Kon-
seyi Başkanı Pini Peled,
bu sorulara kısaca şu ya-
nıtı veriyor. "Bizim ülke-
lerimizin güçlü ilişkile-
ri, ortak büyük hedefle-
ri vardır. Bunu hiçbir hü-
kümet değiştiremez."