25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-26 ŞUBAT1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI OzeHeştirme vurgumı Medis'te İV^KARA (Cunhurnet Bûrosu) - CHP Cumhuriyet'te belgtleriyle yayımlanan özelbştirme vurgununu; Mecis, gûndeıAıne getirdi. CHPHatay Milletvekili FuatÇay ve arkadaşlannca 'venkn önergede. "özelbştirme adı altında 'devlet kaynaklartnın alel acele peşkeş çekümeye çalışldığı vurgulandı. CHF tarafından dün TBV.M Başkanlığı'na sunuan önergede, "mucize" olarak gündeme getirlen özelleştirme çerçevesinde yapılan ujgulamalann sürekli "tartışma konusu olduğuna dikktf çekildi. Dövize endekslî krediye tepki • ANKARA (AA)- Ba^bakan Necmettin Erbaican tarafından açıklanan, hayvancılık sektörüne kullandınlacak 40 tnlyon liralık kredinin dövize endeksli olarak -kullandınlmasma, Hazine Müsteşarlığı olumlu bakmıyor. Tanm ve Köyişleri Bakanhğı 'tarafından hazırlanan Türkiye Hayvancılığı •Geliştirme Projesi -karamame taslağı .hakkında, Hazine .Müsteşarlığı'nın görüşü, .18 Şubat'ta bakanlığa iletildi. Görüşte. 40 tnlyon liralık kredinin kaynağının Ziraat Bankası tarafından dış fınansman yoluyla değil, Hazine tarafından karşılanmasının daha uygun olacağı belirtildi. Berdan Tekstil halka açılıyor • ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Berdan Tekstil Sanayii, 420 milyar liralık ödenmiş sermayesinin yüzde 19.2'lik oranını mart ayında halka açacak. Halen Sermaye Piyasası Kurulu'nun iznini bekleyen Berdan Tekstil'in halka arz çalışmalannı ABN-Amro Hoare Govett Istanbul Menkul Değerler A.Ş. yürütecek. 1951 yılında Kasım Ekenler tarafından kurulan Berdan TeksnTde bugün üretimin tamamı polyester/viskon ipliklere aynlmış durumda. Uydukent projesi start alamıyor • ANKARA (ANKA) - Fransız sermayesinin Istanbul'da gerçekleştirmeyi planladığı yaklaşık 94 bin konutluk dev uydu kent projesine yönelik olarak aldığı 2.3 milyar dolarlık izın, hükümet ortaklannın kurulacak kentin yeri konusundaki görüş aynhğının giderilememesi nedeniyle şımdilik bekliyor. Hükümet ortaklan arasında uydu kentin yen konusundaki görüş aynlığı nedeniyle yer tahsisi şu ana kadar yapılamadı. Hükümetin RP kanadı, uydu kentin Anadolu yakasındaki Kurtköy'de. DYP'nin ise lstanbul'un 60 kilometre batısındaki Silivn'de kurulmasından yana. Uydu kentin Istanbul'a en az 25 kilometre uzaklıkta olmasını benimseyen Fransızlann da projeyi Silivri'de gerçekleştinnek istedikleri belirtiliyor. Basın İtan'm 96 kâm 96.4 milyap • ANKARA (ANKA) - Basın llan Kurumu. geçen yılı 96.4 milyar lira net İcârla kapattı. Kurumun geçen yılkı faaliyetlerinden 200.8 milyar lira brüt kâr eldeettiği bıldinldi. Basın tlan Kurumu vargi ve diğer yasal yükümlülükler için 1044 milyar lira ayırdı. Bas:n llan Kurumu'nun geçen yılki kân 1995'e göre yüzde 42.7 oranında arttı. Koç Holding Genel Kurulu • \NKARA (ANKA) - Ko< Holding ile Koç Yatnm arasındaki birbşme karan. 28 şubatta gepekleştırilecek olağan gerel kurulda karara bağlanacak. Koç Hoding'ir 28 şubattaki geıel kurulunda holdingin 19'6 yılım ilişkin faaiyetler görüşülerek ve lcâın dağınm şekli ve tarhi belirienecek. Genel lcuulda, görev süresi dolan idre meclisi üyelerinin y«me seçrnı yapılacak. RP'li Devlet Bakanı Adak 1997 ithalat rejimini imzaladı, holdinglerin istediği olmadı Tütüncüye mavi boncukANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Büyük holdinglerin bas- kısıyla yabancı tütün ithalatında- ki vergiyi kaldırmak isteyen hü- kümetin DYP kanadına, RP engel oldu. Ithal tütünden alınan güm- rük vergisinin yüzde 25'ten yüz- de 5'e indirilmesini öngören ve Sa- bancı Holding'in de aralannda bulunduğu büyük sigara üretici- lerinin istemine dayanan 1997 it- halat rejimi, RP'li Devlet Bakanı Fehim Adak'ın direnmesi üzeri- ne yerli tütün üreticilerini koruyu- cu yönde düzenlenerek Bakanlar Kurulu'ndan çıktı. Devlet Bakanı Fehim Adak, Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından hazırlanarak geçen yıl sonunda Başbakanhk'a gönderi- len 1997 yılı ithalat rejimini, tü- tün ithalatındaki gümrük indiri- minden vazgeçilmesi üzerine im- zaladı. Adak, aralık ayı başında Başbakanhk'a gönderilen 1997 ithalat rejimine, tütün vergileri- nin düşürülmesi dışında A\Tupa Birliği ve Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA) ülkelerinden de- niz ürünleri ithalatında gümrük vergilerinin indirilmesi hükmü ne- deniyle de karşı çıkmıştı. İthalat rejiminin, Devlet Baka- nı Adak'ın imzasının ardından bu- gün Dışişleri Bakanı ve Başba- kan Yardımcısı Tansu Çiller'e sunulacağı, Başbakan Necmettin Erbakan'ın da imzalamasından sonrarejimin, 1 Ocak 1997'deniti- baren yürürlükte olacak şekilde Resmi Gazete'de yayımlanacağı belirtildi. DTM yetkilileri, halen sanayi ürünü kapsamında bulunan sıga- ra ithalatında gümrük vergisinin sıfır olduğunu anımsatarak tütün ithalatında yüzde 25 düzeyinde vergi alındığını belirttiler. Bu du- rumun, yurt içinde sigara üretimi yerine ithalatı özendirdiğini be- lirten yetkililer, yurt içi sigara üre- timinin desteklenmesi amacıyla tütün ithalatındaki verginin kaldı- nlmak istendiğıni kaydettiler. Sabancı Holding ve diğer bü- yük sigara firmalan. Güney Ame- rika'dan ithal edilen Virginia tıpi tütünün ucuz getirilmesi ıçın yak- laşık 2 yıldır gümrük vergilerinin düşürülmesini istiyorlardı. Adak da tütün ithalatından alınan ver- gilerin düşürülmesi durumunda, Fehim Adak direndi. yerli üreticinin zarar göreceği ge- rekçesiyle düzenlemeyi kabul et- memişti. İthalat rejiminin gecikmesi ne- deniyle şimdiye kadar gümrük- lerde taahhüde dayalı olarak ya- pılan bütün işlemler, genye dö- nük olarak yeniden düzenlenerek sonuçlandınlacak. Türkiye'nin AB ve Dünya Ti- caret Örgütü'ne (DTÖ) taahhütle- ri doğ_rultusundatanm vedemir- • tthal tütünden alınan gümrük vergisinin yüzde 25'ten yüzde 5'e indirilmesini öngören ve Sabancı Holding'in de aralannda bulunduğu büyük sigara üreticilerinin istemine dayanan 1997 ithalat rejimi, RP'li Devlet Bakanı Fehim Adak'ın direnmesi üzerine yerli tütün üreticilerini koruyucu yönde düzenlenerek Bakanlar Kurulu'ndan çıktı. çelik ürünleri ithalatında yapma- sı gereken indirimler, 1997 itha- lat rejiminde düzenlendi. Gümrük birliği ıle birlikte, ge- çen yıl sanayi ürünlerinde AB ül- kelerine yönelik sıfırlanan koru- ma oranları, 1997 yılı ithalat re- jimi ile üçüncü ülkeler için daha da düşürülüyor. İthalat r ejimi ile ıthalatta alı- nan gümrük vergıleri ve fonlarda önemli değişiklikleryapılıyor. Ha- len sadece tanm ürünleri ithalatın- dan alınan Toplu Konut Fonu (TKF) kaldınlarak koruma, güm- rük vergisine dönüştürülüyor. Ba- lık ve diğer su ürünlerinde, EFTA ülkeleri ile yapılan Serbest Tica- ret Anlaşması çerçevesinde, bu ülkeler için gümrük vergisinde or- talama yüzde 22.8 indirûn yapı- lacak. Rejimde, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Serbest Ticaret Anlaşması uyannca, 140 ürünün AB ve EFTA ülkelerin- den ithalinde gümrük vergilerin- de yüzde 25, iki adet ürünün itha- latında da yüzde 35 oranında in- dirim yapılacak. Bu ürünlerin üçüncü ülkelerden ithalatında ise Türkiye istediği gümrük oranlan- nı uyguluyor. AB'nin işlenmiş tanm ürünle- ri ithalatındaki politikasına uyum amacıyla 1996 yılı ithalat rejimin- de işlenmiş tanm ürünlerinden alınan gümrük vergilerinde de AB'ye yönelik olarak bazı indi- rimlere gidilecek. 1997 yılı itha- lat rejimi ıle çikolata. şekerleme- ler, hazır gıdalarda hedeflenen ta- nm payına ulaşılacak. Saııtral ihalesi durdurulduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay 10. Dairesi, 7 elektrik santralının projesinin yap-işlet modeliyle yaptınlmasına ilişkin ihale konusundaki yürütmeyi durdurma karannı imzaladı. Son teklif alma tarihi cuma günü dolacak olan ihale durduruldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ,Ankara Idare Mahkemesi'nin karanna itiraz edeceği, ancak santrallann "yap-işlet-devret" modeliyle yapılmasına yönelik yeni bir ihale açmaya hazırlandığı bildirildi. Danıştay 10. Dairesi, önceki gün hükümetin yap-işlet modeliyle Adapazan, Gebze. lzmir, Tekirdağ ve Ankara'da doğalgaz, Iskenderun ve Zonguldak'ta da termik santral yapımına ilişkin açtığı ihale için verilen yürütmeyi durdurma karannı imzaladı. Mahkemenin karannda. ihalenin Bakanlar Kurulu karanyla 3154 sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın görevleri hakkındaki yasaya dayanılarak açıldığı vurgulandı. Kararda, buna karşın, elektirik üretim ve dağıtımının özel kuruluşlara yaptınlmasına ilişkin 3096 sayılı yasada. elektrik üretim, dağıtımının özel sektöre yaptınlması \e üretilecek elektriğin Türkiye Elektrik Üretim AŞ'ye belirienecek fiyat üzerinden satılması konusunda düzenleme olduğu ve ihalenin ancak bu yasa hükümleri çerçevesinde açılabileceğine dikkat çekildi. Kararda, ihalenin 3096 salyılı yasaya dayandınlmadan açıldığı, bu çerçevede de yasal dayanağının olmadığı belirtilerek yürütmeyi durdurma karan verildiği bildirildi. Karar çerçevesinde, Enerji Bakanlığı'nın son teklif verme tarihi cuma günü dolacak olan ihaleyi durdurması gerekiyor. Enerji Bakanı Recai Kutan, geçen hafta yaptığı açıklamada, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma karannı imzalaması durumunda, ihalenin yap-işlet-devret modeli çerçevesinde yeniden açılacağını bildirmişti.Yetkililer, 3096 sayılı yasada, elektrik santarallannın mülkiyetinin kamuda kalması konusunda düzenleme olduğunu, ikinci ihalenin ancak bu hüküm dıkkate ahnarak "yap-işlet-devret" modeliyle açılabileceğini kaydettiler. Mersîn Lhnanı'nda 'tarifeyle' rüşvet UFUK TEKİN MERSİN - Rüşvetin adeta ku- rumlaştığı, hatta tarifeye de bağ- landığı yolundaki savlann dile ge- tirildiğı Mersin Gümrüğü'nden son- ra Mersin Limanı'nda da "tarife- ye göre rüşvet alındığı" öne sürü- lüyor. Limandaki bazı görevlilerin rüşvet aldığı iddialannı bir süredir inceleyenTCDD Başmüfettişi Yu- suf Lokmanoğlu'nun "rüşvet ta- rifesi"ni de araştıracağı bildirildi. Mersin Limanı'nda daha "giriş kapısından başlayarak" rüşvet alındığı öne sürüldü. "Mersiu Li- manı'yla sürekli ithalat ve ihra- cat yapan bir grup firma çalışa- DI" tarafından Cumhuriyet'e ileti- len iddialara göre rüşvet, liman ka- pısından girişte başlıyor. Alındığı öne sürülen rüşvet miktan 100 bin liradan başlayıp 200 bin liraya ka- dar çıkıyor. CFS-1 ithal puantaj ba- şına 500 bin -1 milyon, CFS-2 ih- raç puantaj başına 250 bin - 500 bin, gentrigreyn 1 milyon -1.5 mih/on, balotti 750 bin -1 milyon, transtey- ner 500 bin -1 milyon, dolum kont- rol sahası bir puantaj 250 bin - 500 bin; gemi vinci faal olduğu halde şayet uygunsa kara vinci gemiye verilme ve fazla tonaj verme kar- şıhğında ise 1.5 milyon lira istenı- yor. Kontrol bürosunda görevli me- murlara ayda 5 ile 10 milyon lira, kontrol kapı çıkışlannda ise herçı- kışta 250 bin lira ile 500 bin lira ara- sında rüşvet alınıp veriliyor. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUM! Hayvancılığa Bir Darbe Daha A talanmtz "Dayulun sesi uzak- tan hoş gelir" demişler. Bu atasözü sanki Necmettin Er- bakan için söylenmiş. Refah Partisi Genel Başkanı'nın bin ayıbına rağmen, kendisinin Türkiye'nin sorunlannı bildiği ve sömürüye karşı bir görüye sahip olduğu ıddia edilirdi. Erba- kan, çeyrek asırdan fazla süren iktidar ve muhalefet yıllarında da böyle bir gö- rüntü vermeye çalışmıştı... Ancak, kendisini kurtarmak isteyen Tansu Çilter ile "Bir kere denemekte ya- rar var" diyenlerin başbakan yaptığı Er- bakan, işbaşına gelir gelmez bu görün- tüsünü değiştirdi ve ateşle oynamaya başladı. Rejimi. laik cumhunyeti, demok- rasiyi, insan haklannı, Türkiye'nin dünya ülkeleri içindeki itibannı yok edecek ha- reketlerin bir kısmına göz yumdu, bir kıs- mına da destek verdi. Erbakan başbakan olana kadar Tür- kiye'nin ekonomisi bozuktu. Şimdi ise rejimin geleceği tartışılıyor. Buna karşılık ekonomide de ileriye dönük umut verici bir tek gelişme olmadı. Hatta tam akşi- ne, enflasyon füze gibi fırladı... Her gün yeni bir zam dalgası geliyor... Hem de yüzde ellilere, yüzlere varan zamlar... Demek ki Erbakan, ekonomide de uzaktan görüldüğü gibi değilmiş. Ayrıca, sömürüye karşı verdiği izlenim de tarna- men yapmacıkmış... Tanm kesimi için söylediklerinin de gerçeklerle bir ilgisi yokmuş... Necmettin Erbakan, başbakan oldu- ğu günden bu yana hayvancılığı geliştir- rnek için her türlü önlemi alacaklarını ile- ri sümnüştü. Hükümet üyelerinden her akhna gelen hayvancılığa verilecek kre- diler için bir rakam ortaya atıyordu. An- cak, bu kredilerin ne kadarının dağrtıldı- ğı, dağıtıldıysa kimlere ne kadar verildi- ği konusunda bir bilgi alınamadı. Aynca, Erbakan hükümetinin tanm ba- kanı birkaç kez Et-Balık Kurumu'na ait ba- zı kombir.aların satışının hayvancılığa za- rar verdiğini belirterek, satılan kombina- ların geri alınacağını söyledi. Böylece, aynı hükümetin tanm bakanı da Et-Balık Kurumu'nun hayyancılığın yaşamasında ve gelişmesinde önemli bir yeri olduğu- nu kabul etmiş oldu. Hayvancılıktan geçimini sağlayanlar Başbakan Erbakan'ın sömürüye karşı olduğu izlenimi yapmacık. ve çürük çank ithal hayyanlann etJerini ye- mekten bıkan tüketiciler, satılan kombi- naların geri alınmasını beklerken birden- bire, devletin elinde kalan diğer kombi- naların da özelleştirileceği açıklandı... Bu açıklama, Erbakan ile tanm baka- nına umut bağlayanlar için tam bir sürp- riz oldu... Çünkü, herkes biliyordu ki, Et- Balık Kurumu olmadan hayvancılığı kur- tarmak ve yaşatmak mümkün değildi. Hayvancılığı para kazanır bir iş haline ge- tiımeden verilecek krediler de bir işe ya- ramazdı... Aksine, kredi alanları zaman içinde daha büyük sıkıntılara sokabilirdi. Bu nedenlerie hayvan üreticileri Et-Balık Kurumu'na ait kombinaların özelleştirile- ceği haberteri karşısında adeta şok ge- çirdiler. llk özelleştirme hareketi başlamadan önce, Et-Balık Kurumu'nun yurdun çeşit- li bölgelerinde 29 kombinası vardı. Ön- ceki yıl bu kombinaların 12'si yok paha- sına haraç-mezat satıldı. Satış süreci için- de kıyametler koptu... Hayvan üreticile- ri ve tanmsal kooperatifler adeta ayak- landı. Eğer, mutlaka satılması gerekiyor- sa, hayvan üreticilerinin oluşturacaklan bir- lik veya kooperatiflere belli bir bedel kar- şılığında devredilmesi önerildi... Ama, ne yazık ki zamanın Başbakanı Tansu Çiller'i haraç-mezat satış karann- dan hiçbir güç vazgeçiremedi. Çünkü Tansu Çiller, tanm kesiminin örgütlenme- sine karşı bir politika izliyordu. Bunun gereği Çiller, yeni örgütlenmelere karşı olduğu gibi, mevcutlan da tasfiye etme- ye kararlıydı... Zamanın Özelleştirme Idaresi Başka- nı Ufuk Söylemez de Tansu Çiller'in em- rinden çıkmıyor ve ne derse körü körü- ne yapıyordu. Sonuçta son derece de- ğerli ve modern 12 kombina, özel sektör kuruluşlanna gerçek değerlerinin çok al- tında satıldı. Tüccarlara trilyonlar aktı Böylece hayvancılık bir darbe daha ye- miş oldu. Özellikle kombinaların satıldı- ğı bölgelerde hayyancılığın bir anda ge- riledığı görüldü. Tüccar, korumasız kalan üreticılerden etini ucuz fiyatlarla topla- yip büyük kentlere yüksek fiyatlarla sat- maya başladı. Bu süre içinde, hem üre- ticinin hem de tüketicınin cebinden tril- yonlarca lira tüccarın kasalarına aktı... Amaç da zaten buydu! Bütün bu acı gerçekleri yaşadık. An- cak buna rağmen devletin elinde kalmış olan 17 kombinanın satışı yeniden gün- deme geldi... Yakında bu 17 kombina da haraç-mezat özel sektöre satılacak, bu bölgelerde de hayvancılık gerileyecek ve üreticiler tam anlamı ile perişan olacak... Belki de geçimi sadece hayvancılığa bağ- lı olanlar aç kalacak! Et-Balık Kurumu'nun daha önceki sa- tışlanndan en büyük sıkıntıyı çeken böl- gelerimizden biri de Malatya idi... O za- manın ölçüleri içinde 400 milyar lira de- ğer biçilen Malatya'nın modern et kom- binası 31 milyar liraya satıldı. Malatya halkı ve çevre illerdeki hayvan üreticileri bu kombinayı almak için çeşitli girişim- terde bulundu... Satış kararının iptali için önce hükümete, sonra da mahkemeye başvuranlar oldu... Sanayi veTicaret Oda- sı ile Ziraat Odası devreye girdi... Ama hü- kümet bu konuda yardım elini uzatmadı. Hatta zamanın Özelleştirme Idaresi Baş- kanı Ufuk Söylemez, Malatya halkına her türiü zorluğu çıkardı. Malatya Et Kombinası'nın satılmasın- dan sonra oluşan ortamı Ziraat Odası Başkanı Enver Budan'ın ağzından din- leyelim: _ "Et-Balık Kurumu rekabetyaratıyordu. Ûretici, kurumu birgüvence olarakgörü- yor ve tüccara karşı direnebiliyordu. Böy- lece üretici, tüçcann oyuncağı olmaktan kurtuluyordu. Üstelik tüketici de Et-Balık Kurumu'nun dengeli fıyatlanndan yarar- lanaraketidahaucuzayeme imkânınıbu- luyordu. Ancak kombina satıldıktan son- ra üretici tamamen tüccann insafına kal- dı. Rekabet ortamı kalmadığı için ûretici, hayvanına istediği fıyatı bulamaz oldu. Hayvancılık için daha da kötü günler baş- ladı. Kombinanın satılması ile sanki canı- mızdan bir parça kopmuş gibi oldu. Bir başka dünyada yaşıyor gibiyiz... Kombi- nası satılacak bölgelerin halkı da bizim durumumuza düşecektir. Bu nedenle satışlann önlenmesi için gereken girişim- leryapılmalıdır..." • BENCE İZZETTİN ÖNDER Aydınlığa Yöneliş 1997 yılı ne pahasına olursa olsun kurtanlma- lıdır. Çünkü bu yıl Refah Partisi için uzun bir ik- tidann başlangıcı olabileceği gibi, bir süre ikti- dara veda etmenin yol ayrımı da olabilir. Refah Partisi hem ekonomik araçlarla hem de sosyal mesajlarla iktidar merdiveninde yüksel- meye çalışmaktadır. Ekonomik araçlar arasında vergilere ve sair imaj bozucu araçlara dokunma- mak yanında, kamu harcamalannın her dilimini oya çevirme çabalan da gözden kaçmamakta- dır. Enflasyonun yüzde 65 olmayacağı bilindiği halde, önce düşük oranda arttırılan memur ma- aşlan, zamanla yükselen tepkilere cevap olarak arttırılınca, bu kesimden ilave oy tırtıklanacağı düşünütmektedir. Ekonomik alanda en acı tablo ise özelleştir- mede yaşanmaktadır. Milletin, daha doğrusu vergisini muntazam ödeyenlerin malvarlıkları, kendisine emanet edilen bir siyasal kadronun çı- karı için yok pahasına, bizzat ekonomik açığın müsebbiplerine hibeedilmektedir. Bunu da mu- halefette iken gücün yerine hakkı geçirmenin gerektiği tezini savunan bir siyasal kadro yap- maktadır. Ülkenin bağımsızlığını şiar edindiğini vurgulayan bir siyasal kadro enerji santrallarını, yeraltı kaynaklarını ve sair ekonomik can da- marlannı yabancılara devretmeye hazırlanmak- tadır. Ekonominin içinde bulunduğu durumun kar- maşıklığını kavramış olan Refah, açıkça görül- düğü gibi, polıtik mücadeleyi sosyal alana da kay- dırmaktadır. Bu alanda, fanatik unsurlar ile den- ge unsurlarını oldukça dengeli kullanan Refah, "Vur, iz bırak ve mesaj ver" politikası yürütmek- tedir. Demokrasiye, laikliğe ve hatta insan hak- lanna saldırıda bulunurken olayı fazla tırmandır- madan durmasını ve dikkatleri derhal başka yer- lere çekmesini de çok iyi ayarlayabilmektedir. Bu arada, "Sözlerimyanlışanlaşıldı" demeyi, görün- tülü delillere rağmen sürdürebilmektedirler. Kül- tür Bakanı'nın son olayı, bunun en güzel delili- ni oluşturmaktadır. Muhalefette iken dünya sis- temine, ıçeride uygulanan ekonomi ve dış poli- tika siyasetlerine şiddetle ve hesapsızca, fakat bazı noktalarda haklı olarak saldırmış olan Re- fah, böylece ayağa kaldırmaya çalıştığı tabanı- nı, iktidarda iken vurkaç politikası ile tutmaya ça- lışmaktadır. Refah Partisi Müslümanlık ile laikliği çatışma içinde gösterip halkın büyük ekseriyetinin Müs- lüman olduğu vurgusunu yaparak sosyolojik ta- banını genişletmeye çalışmaktadır. Muhalefette iken daima hakkı savunmuş olan Refah, bu dav- ranışı ile laik insanlara ve samimi dindarlara kar- şı ne denli saygısızca ve baskılı davrandığını ina- nılmaz bir biçimde görmezden gelmektedir. Refah Partisi Müslümanlık ile bir yönetim bi- çimi olan demokrasiyi çatıştırarak diktatoryal bir sistem özlemini yansıtmaktadır. Böyle bir şans- sız açılımın iki önemli kanıtı ortadadır. Bunlardan birincisi, Refah Partisi mensupları davranışının, demokrasiyi devamlı devinim ve değişim sağ- layabilecek bir araç olarak değil, fakat belirii amaca yönelik ve bir seferlik bir yöntem olarak algılandığının kanıtı olacak biçimde şekillenme- sidir. Ikincı kanıt ise, partili merkez ve yerel yö- neticilerin kararlı fakat saygılı yönetim biçimini, inatçı ve despotik yönetim biçimi ile karıştırma- ları oluşturmaktadır. Diyalektik süreç içinde, tüm bu davranış ka- lıplannın Refah'ın yolunu ne kadar açtığını, fa- kat aynı zamanda halkın da bilıncini ne derece- de yükseittığini zaman gösterecektir. İnsanlık tarihi birçok olaya şahit olmuştur. Her karanlık koşulda insanlığın yüzü aydınlığı zorlamış, ay- dınlığa yönelmiştir! İsrailli isadamları 'RP ilişkilerimize engel değiF MERİH AK TEL AVİV-İsrailli işa- damlan, Refah Partisi'nin ve Türkiye'de hızla geli- şen fundamentalist akım- lann Türk-tsrail ilişkileri- ne engel olamayacağını sa- vunuyor. İki ülke arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının TBMM'ce onayının beklenmesini ti- cari ilişkiyi düşürdüğünü savunan işadamlan, bu onay geciktikçe işadamla- nnın başka ülkelere yö- neldiği uyansında bulun- dular. "Bizim ülkelerimi- zin güçlü ilişkileri, ortak büyük hedefleri vardır. Bunu hiçbir hükümet de- ğiştiremez" diyen Israil- Türkiye İş Konseyi Baş- kanı Pini Peled, "Türki- ye yeni Avrupa'nın bir parçası olmak istiyorsa, Israil ile bütün alanlar- da yakın ilişkiyi sürdür- mek zonındadir" görüşü- nü savundu. Ortadoğu'da Türkiye ile sıcak iş ilişkilerine girmek isteyen ve Türkiye'yi Ba- tı'ya açılan penceresi ola- rak niteleyen Israil. bu ko- nudaki beklentilerini sür- dürüyor. Türkiye ile İsra- il arasındaki ticari ilişkile- rin arttınlmasında bugün en büyük engel, TBMM gündeminde bekleyen Ser- best Ticaret Anlaşması'nın henüz onaylanmayışı gös- teriliyor. Israil Büyükelçisi Bar- las Özener'in "Bunu onaylamayan kendisine kaztk atmış olur" diye nitelediği anlaşmaya göre gümrüklerin kademeli ola- rak indirilmesi öngörülü- yor. Onayın TBMM'den geçmemesi durumunda Türkiye'nin gümrük bir- liğine geçişten sonra AB'nin üçüncü ülkelere uygulamak zorunda oldu- ğu yüzde 5.5'luk gümrük vergisini Israil ürünlerine uygulaması gündeme ge- lecek. ÎSTail ise TBMM an- laşmayı onaylamadığı için Türk ürünlerine yüzde 40- 70 arasında gümrük vergi- si uygulayacak... Türkiye, Israil'le ekono- mik ilışkisinde kazançta olduğu ender ülkelerden birisi. Türkiye'nin 1994 yılından bu yana Israil'e gerçekleştirdiği ihracatı, ithatımn önüne geçti. Tür- kiye'nin tsrail'e ihracatve ithalatı milyon dolar ba- zında şöyle: "1992: 79/114. 1993: 91,995/135,175. 1994: 161,059/ 130,971. 1995: 261,526/187,488. 1996: 252,222/196,422." 1996'da ticari ilişkinin 1995'teki gibi 400 milyon dolar seviyesinde kalma- sına en büyük gerekçe Ser- best Ticaret Anlaşması beklentisi gösteriliyor. TBMM'nin bu karan onaylaması durumunda ekonomik ilişkilerin 1 mil- yar dolara firlayacağı da her iki ülke ışadamlannın ortak görüşü. İsrailli işa- damlan Türkiye ile ticari ilişkide ne istiyor? RP'nin hükümette oluşunu nasıl değerlendiriyorlar? Israil-Tüfkiye tş Kon- seyi Başkanı Pini Peled, bu sorulara kısaca şu ya- nıtı veriyor. "Bizim ülke- lerimizin güçlü ilişkile- ri, ortak büyük hedefle- ri vardır. Bunu hiçbir hü- kümet değiştiremez."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle