Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 1997 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Muhacir'ler halktan sayılmadı• Uluslararası basın Pakistan'dakl koca muhacir kitlesini görmezlikten geldi. Örneğin Tlme dergisi,
seçimlerden hemen önce Pakistan'ı kapak konusu yaptıysa da çeşitli partilere ilişkin sayfalar dolusu
yazıların içinde muhacirlerden bir tek kelimeyle bile söz etmedi. Oysa partisi birtek milletvekili bile
çıkaramayan ünlü kriket oyuncusu İmran Han'ın eşine ve gayrimeşru çocuğuna paragraflar ayırdı.
Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV
• • -2-
zellikle üst düzey
yöneticilerinin
çürümüşlüğü ayyuka
çıkrruş, ülkeye rnaalesef
Pakistan halkının hak
etmedıği bır "diinya ikinciliği"
kazandırmıştı. Cumhurbaşkanlan,
hûkûmetleri birkaç kez bu nedeni ileri
sürerek görevden aldı. Benazir'in son
göre\ den alınışım da Pakistan Yüksek
Mahkemesi doğru bır karar olarak
onayladı. Öte yandan, vergi ödemesi
gerekenlerin yüzde 95'ı de bu gelir
kaynağını devletten kaçınyorlardı.
Seçımler olsa da bir şey değişmiyor,
ıktidara gelen partı halkın
gereksinimlerine değil. içte
feodalitenin ve dışta da Dünya Bankası
ile Uluslararası Para Fonu'nun
tercihlerine uyuyordu. Bu nedenle
eğıtim ve sağlik düzenınde su ve
elektrik dağıtimında, toprak sahipliği,
vergilendirme ve polisin tavnnda,
kısaca sıradan yurttaşın gunlük
yaşamında iyi>e doğru bır değışıkJik
olmuyordu. Ulusal gehnn yüksek
görûndüğû dönemlerde ise bu fark
daha çok dışanda çalışan Pakistanlı
işçınin alın teriyle kazanılmış, ama
çoğunlukla zaten her tûrlü kaynağa
egemen olan mutlu azinlığın
denetimine aktanlmıştır.
Birçok sorumlu Pakistanlı aydınla
birlikte şu sorulan sorabiliriz:
Meclisleri ve kabineleri toprak ağalan
ve onlann temsılcileri doldurdukça.
Pakistan'da toprak rejiminde bir
değişiklik olur mu? Aynı politikacılar:
ticareti de endüstriyi de denetimlen
altında tutuyorlarsa mali ve vergi
reformu beklenebilir mi? Dünya
Bankası ve IMF'nin gölgesi ülke
ekonomisi üstünde Damokles'in kılıcı
gibi asılı durursa, ülkede en alt
düzeyde de olsa bir gıda güvenliğı bile
olur mu? Bu sorulara verilecek yanıtlar
"hayır" ise seçimlerin bir önemi
kalmamıştir. Seçimler gerçek tercihi,
en azından umudu simgelemelidir,
mucizeyi değil. Birkaç gün önceki
oylamada da bundan ötürü çok düşük
bir katılım oldu.
Halk da siyasi partiler de bir konuda
aynı düşüncededir: Ülke sürekli
bunalımla karşı karşıyadır. Bu
bunalımın temelinde ülkenin toplumsal
ve ekonomik yapısı yatmaktadır.
Bir umut ışığı mı?
Ancak uzakta bir umut ışığından söz
edilebilir. Bunlann biçimle ilgili bir
bölümünden temel bır çözüm
çıkacağını sanmıyorum. Oylann
değerlendirilmesinde nispi temsile
geçiş, başkanlık sistemi, Pencap'ın üçe
bölünmesi. cumhurbaşkanının iki
dönem art arda görev yapmaktan
engellenmesi, eyalet valilerinin
atanmayıp seçimle işbaşına gelmeleri.
beş yıllık mılletvekilliğı süresınin
kısaltılması ya da kadın temsilcilerin
çoğaltılması gibi bazı Pakistanlı
yazarlann, ömeğin Gani EiraMe'nin
önerileri, yararlı yanlan bulunabilirse
de elli yıllık hastalıklara acil çare
getirmiyor. Öte yandan Pakistan'da
"muhacir" (göçmen) diye bilinen 22
milyonluk kalabalık bir grup temelde
eşitçi ve laik görünümünü Sindh
dışındaki ayeletlere de kabul ettirebilir,
yani geri kalan yoksul bölgelerin
desteğine de kavuşabilirse, siyaset
sahnesine gerçek bir seçenek sunabilir.
Muhacir kitlesini temsil eden siyasi
parti ve onun ıleri gelenleri bu yönde
şimdilik ılımlı bir adım atmışlardır.
Pakistan nüfusu kalın çizgileriyle dört
gruba aynlıyor: Baluçiler, Pathanlar,
Pencabiler ve Sindhiler. Bunlardan üçü
kendı adlanyla anılan eyaletlerle
özdeşleşmiş. Pathanlann anayurdu ise
kuzeybatı sınır eyaletidir. Soydaşlan da
stnınn öte yanında Afganistan'da yaşar,
hatta bu komşu ülke nüfusunun yüzde
40-60'ını oluştururlar. Bu dört etnik
grup da kendini belirli yerlerdeki
Pakistan toprağının "asıl evlatian"
sayar. 1947"de Hindistan
yanmadasından biri Pakistan olmak
üzere iki ayrı devlet çıktığında bu dört
grup. olduİdan yerde kalmışlar, yani
"ülke toprağının gerçek sahipieri"
olmakla övünür duruma gelmişlerdi.
Ne var ki bir de beşinci grup vardır.
Onlarda 1947 dolaylannda
Hindistan'ın çeşitli yörelerinden,
örneğin Urduca konuşulan Delhi, Uttar
Pradeş ve Bihar'dan ya da Gucrati
dilinın yaygın olduğu Bombay ve
Kathiavvar'dan gelen Müslüman
"muhacirier", yani göçmenlerdir.
Onlann yer değiştirişi tarihin en büyük
göç hareketlerinden biridir. Beş
milyonu soluğu Pakistan'da, daha çok
Sindh bölgesinde almış, bir o kadar
Hindu ve Sikh de daha çok Müslüman
Pencap tarafindan Hindistan'a geçmek
zorunda kahnıştır. Bu ikili göçün
nedeni karşılıklı kıyımdı. Müslüman
muhadrler yeni ayak bastıklan ülkenin
yerlileri değildi. Çoğunlukla Sindh
eyaletlerine yerleşmiş olmakla birlikte,
hiçbiri Sindhi, Baluçi. Pencabi ya da
Pathan sayılamazdı, ama gene bu
büyük dört gruptan farklı olarak
kendilerini, her şeyden önce Pakistanlı
görmeye hazırdılar. Aynca topraklannı
ve evlenni geride bıraktıklanndan,
kırsal bölge yaşamından ve ona bağlı
olan feodalite zihniyetinden
uzaklaşmışlardı. Zaten önemli bir
bölümü kentsel bölgelerden
geliyorlardı. Bu yönleriyle Baluçi
serdara ya da Pathan hana değil, olsa
olsa Sindhli 'hari'ye ve Pencaplı
'mazara'ya (az gelirliler) yakındılar.
Gelenler beş milyon kadardı, ama
onlann çocuklan, giderek torunlan ;
Pakistan'da doğdu ve nüfuslan 20
milyonu aştı. Tam sayılan bugün de
bilinmiyor, çünkü Pakistan'da 1981 'den
bu yana sayım olmadı.
Muhacir yabancıdır!
Ne var ki 1947'de sıfir yaşında olan bir
muhacir bugün ellisindedir ve herhalde
torun sahibidir. "Dışandan gelen biri"
yaftasını yediğinden, önce kendine
sürekli olarak nereli olduğu
sorulagelmiştır. Onun çocuğuna da
babasının, torununa da dedesinin
nereden geldiğı sorulmaktadır.
Kısacası. sıradan Sindhi. Baluçi,
Pencabi ve Pathan'm gözünde
"muhacir" bir türlü yerli olamıyor.
Bu tavırTürkiye'de bıze genelde
yabancıdır, çünkü ülkemizde yerliler
ve onlann çocukJan varsa da Osmanlı
Imparatorluğu'nun birkaç yüzyıl süren
toprak kaybı ve daralması sonucu,
Balkanlar'da olduğu kadar Kınm ve
çevresiyle Kafkaslar'da yaşamış olan.
çoğu Türk, ama bu arada Türk de
olmayan Arnavut, Boşnak ve Rotn
halkından (Çingene) Çeçen, Çerkez ve
Gürcü'ye değin birçok gruplar kapağı
güvenli gördükleri Anadolu'ya
atmtşlar, onlan verimli topraklara
yerleştirmek devletin boynunun borcu
gibi olmuştur. Türk-Yunan "ahali
mübadelesiyte" gelenler de farklı bir
muamele görmediler. Ama göçmene
ilişkin tavır başka toplumlarda böyle
değildir. Örneğin, Kafkasya'nın Gürcü
bölgesinden Sovyet yönetimince
1945'te Ona Asya'ya sürülen Ahıska
Türkleri bile Özbeklerin yıllar sonra
saldınlanna hedef olmuştur. Pakistanlı
"muhadrkr" de çocuklan ve torunlan
yeni ülkede doğmuş olsa bile ^
Yazar Karaçi'de Altaf Hüseyin'in "909" diye bilinen evinde Muhacir Partisi adaylarıyla.
Azhar'ın bana söylediğine göre. onu
Cinnah'tan sonra genel vali olan
Ghulam Muhammed öldürtmüştü. Bu
suçlama doğru olmasa bile Liyakat
gibi olağanüstü bir muhacirin
öldürüldüğübirgerçekti. Muhacirleri
bu sözcük ve kavTam çerçevesinde
birleştırmeye iten bu acı olaydı.
Göçmen ana-babası tarafindan
u
Pakistanlı" olduğu öğretilen çocuk,
çok geçmeden başka birtakım
kimliklerin, yani Baluçi, Pathan,
Pencabi ya da Sindhi olmanuı başkalan
için önemini görüyordu.
Muhacir gençlerin bu duruma ilk
tepkisi î978'deXaraçi
Muhacir Partisi adaylarından birinin içinde bulunduğu aracın tüm
camları kırıldı ve aday yaralandı.
"toprağın asıl evlatian"ndan bir türlü
sayılmamaktadır. Birtakım
genellemeler yapmak kolay değilse de
göçmenlerin Pakistan'a ayak
bastıklannda eğitim ve kültür
yönlerinden yerlilerden daha ileri
olduklan söylenmektedir.
İlk ciddi başbakan Liyakat AG Han da
bir muhacirdi. Ama öldürüldü.
Muhacir kökenli Senatör İştiyak
Oniversitesi'nde güçlükle de olsa
kurduklan "Bütün Pakistan Muhacir
Oğrend Orgütü*>
dür. Aynı ünıversitede
belli başlı etnik gruplann o adlar
altında ve aynca ilerici ya da liberal,
sağcı, solcu ve Pakistan için doğal
olarak Islamcı öğrenci örgütleri
yıllardır etkinlik içindeydi.
Muhacirlerinki geç ve güç oluştunıldu
ve kunılduğundan bu yana saldınlara
hedef oldu. Ö zamanki başkanı Ahaf
Hüseyin diye bir gençti. Sonra
"Muhacir Kavmi Akımı" adını taşıyan
siyasi partinin başkanı oldu. Aleyhinde
herhalde peşin hükümlü olarak verilen
27 yıllık bir hapis cezası
bulunduğundan şu anda Londra'da
yaşamaktadır. Seçim kampanyasına
telefon kanalıyla banda alınmış
konuşmalanyla katıldı. Ben de
Karaçi'den kendisiyle iki kez telefonda
konuştum. tlk konuşmasında
muhacirlere yapılan baskılar nedeniyle
scçimlcre katılmakta henüz kararsız
olduklannı vurgulamış, ikincisinde de
partisinin adaylanyla birlikte
'takiplerince "gû-amez" ilân edilen
bölgelere gittiğim için benim aracıma
da ateş edilmesi üzerine "Geçmiş
olsun
7
" demiş, kendilerine yöneltilen
muhalefetin şiddet eylemlerini
içerdiğinin altını çizmişti.
Ashnda seçimler nedeniyle 250.000
asker görevlendirilmıştı. Dolaşoğımız
sandıklann çevrelerinde polis ve sınır
muhafızlanna ek olarak çok sayıda
silahlı asker de vardı. Ancak Sindh
bölgesinde usulsüzlükler, hatta
muhacir partisine oy vermeleri
beklenenlerin evden çıkmalannın
engellenmesi, seçim listelerinin
değişmesi, bazı muhacir partili
görevlilerin kaçınlmalan. ışkence
edilmeleri, hatta öldürülmeleri bu
güvenlik görevlilerinin gözleri
önünde oldu. Seçim kampanyası
sırasında muhacir partisine karşı olan
ve kendilerine "hakfld" sıfatını
yakıştırmış bulunan terörist bir grup bu
parti adaylannın Landhi, Korangi.
Malir, Şah Faysal ve Lines denilen
bölgelere girmelerini yasaklamıştı.
Cumhurbaşkanı Leghari, seçim
komisyonu başkanı ve benzeri üst
düzey yetkililer her yerin serbest ve
seçimlerin "özgür, adil ve şeffaf"
olduğunu kitle haberleşme araçlanyla
ilan etmeleri üzerine, muhacir partisi
adaylanyla birlikte bu "yasak"
bölgelere gittim. Tüm grup. polis ve
askerin refakatindeyken ve onlann
gözü önünde önce yumurta ve
domatesle, sonra da taş ve kurşunla
karşılandı. Bölgeden zor kurrulduk.
Biri BBC muhabiri, öbür ikisi de aday
olmak üzere üç kişi yaralandı. Ertesi
gün iki muhacir partisi görevlisi
öldürüldü. Bunlardan birini,
Muhammed Hanif'i morgda gördüm.
Doktorun söylediğine göre sandık
başından birkaç kişiyle birlikte
kaçınlmış. gizli bir yerde işkence
görmüş ve öldürülmüştü. Gazetelerin
birinde muhacir partisi yanhlanndan
bir gnıbun da kendilerine rakip birini
kaçınp öldürdüklerini yazmışsa da
baskınm daha çok Muhacir Kavmi
Akımı adını taşıyan parti üstünde
olduğu apaçıktı.
"Uluslararası gözfemcT statüsünde
neredeyse iki elin parmaklan kadar az
sayıda kişiydik. lngiliz Uluslar
Topluluğu'nu temsil edenler sadece
başkentte resmi çevrelerle temas '
çerçevesinde kalmış, başkanlan da
seçimlerin olağan ve dürüst geçtiğini
BBC aracılığıyla ilan etmişti. Sesi bir
kez çıkmış olan küçük bir Fransız
grubu da aynı eğilimdeydi. Bu nedenle
şıkâyetler bana ve Avusturyalı tanınmış
bir felsefe profesörüne (Hans Köchler)
geliyordu. Oy kullanamayanlar,
arkadaşlan kaçınlanlar, yakınlan
öldürülenlerbizi buldular. Bu
şikâyetleri yer, saat, ad ve olay
bildirerek cumhurbaşkanına ve
ajanslara anında ilettik. Konuyu
Birleşmiş Milletler'in ilgili organlanna
getireceğimizi de ekledik. Itirazlanmız
birçok gazetede. bu arada Dawn. The
Nem, Business Recorder, The Leader
ve Avam'da yayımlandı.
Cerçek bir seçenek
Uluslararası basın Pakistan'daki koca
muhacir kitlesini görmezlikten geldi.
Örneğin Time dergisi, seçimlerden
hemen önce Pakistan'ı kapak konusu
yaptıysa da çeşitli partilere ilişkin
sayfalar dolusu yazılann içinde
muhacirlerden bir tek kelimeyle bile
söz etmedi. Oysa partisi bir tek
milletvekili bile çıkaramayan ünlü
kriket oyuncusu İmran Han'ın eşine ve
gayrimeşru çocuğuna paragraflar
ayırdı. Amerika ve çevresi ve
Pakistan'da onlann yerli müttefıkleri
Nawaz ŞeriTin kazanmasını istiyordu.
Bugünkü koşullarda Pakistan için belki
en iyi seçenek de oydu. Onun
partisinin kazanacağını kampanya
sırasında ve oylar daha verilmeden
Cumhuriyet'e faksla yolladığım bir
yazımda belirtmiştim. Ellerine
geçmemiş ya da önemsememişler.
Muhacir partisi de Ulusal Meclis'e 12.
Sind meclisine 28 milletvekili seçtirdi
ve ulusal düzeyde üçüncü, yerel
düzeyde de ikinci parti konumunu
korudu. 1988 ve 1990 seçimlerinde
Ulusal Meclis'e 14 temsilci
sokabilmişti. Gerçekte oylan düşmedi,
herhalde arttı da. Ancak seçmenlerinin
bir bölümü evlerinden bile dışan
çıkamadı, çıkanlardan bir kısrru seçim
listelerinin değişmesi sonucu oy
kullanamadı, oylannın bir miktan belki
de sayılmadı. Sindh eyaleti dışında
"Müttehide Kavmi Aİamı" adı altında
seçimlere giren aynı parti geri kalan üç
eyalette de yoksul halkın desteğine
kavuşabilirse, Pakistan için gerçek bir
seçenek sunabilir. 1997 seçimlerini
kazanmış olan Nawaz Şerif, asker
kökenli olmayan bir yukan orta sınıf
temsilcisidir. Ancak daha önceki
iktidannda başansız olmuştur. Öteki
partilerden de temelde farkı yoktur.
Belki sermayenin simgesi
görünmemektedir. Ancak eski düzene
eşitçi, halktan yana ve genelde laik
görünümüyle karşı çıkan Altaf
Hüseyin'in Muhacir Kavmi Akımı'dır.
Onun güçlenmesi Pakistan siyasetine
gerçek bir denge öğesi getirebilir.
POLİTİKA VE ÖTESt
MEHMED KEMAL
Koskoca Romanlar...
Sözuçar,
:
\
Yazı kalır.
Kim diyor bunu:
Feridun Andaç!
Yazı dünyamızda kim varsa boş komamış, hep-
siyle konuşmuş... Buna üstat, "bugünün yazı ve
kültür coğrafyası" demiş, deftere geçirmiş.
Sözuçar
Yazı kalır
(Söyleşiler)
Sözün başı diyor, bir de önsöz yazıyor. Konuş-
tuğu kişilerin adlarını veriyor. Adlan geçiyor diye kV
vananlar olduğu gibi kızanlar da olacak. Kıvanan-
lar: 37 kişi... Peki ya güldesteye sızanlar? Onlann
sayısını bilmiyorum.
37 kişiyle konuşmuş, işte adlan:
Aziz Nesin (sürekli üstat), Peride Celal, Cahrt
Külebi, llhan Berk, Salah Birsel, Vüsat O. Be-
ner, Zeyyat Seiimoğlu, Oktay Akbal, Yaşar Ke-
mal, Nezihe Meriç, llhan Selçuk, Memet Fuat
(hasta yatıyor, sağlık dileriz), Bozkurt Güvenç,
Şükran Kurdakul, Asım Bezirci, Fethi Naci,
Şemsettin Ünlü, Fakir Bayburt, Muzaffer Buy-
rukçu, Mehmet H. Doğan, Tank Dursun K., Ce-
vat Çapan, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü, Fü-
ruzan, Hilmi Yavuz, Yılmaz Karakoyunlu, Me-
tin Sözen, Radovan Pavlovski, Doğan Hızlan,
Yurdanur Salman, Tomris Uyar, Emre Kongar,
Altan Gökalp, Namık Doymuş, Hulki Aktunç,
Nedim Gürsel.
Kitap, eskilerin "tuğla" kalınlığında dedikleri tür-
dendir. Her konuda söyteşiyi kapsıyor. En çok yer
Aziz Nesin'e verilmiş (13-49 sayfa). Şairliğinden
başlıyor, "Şiirimi yaşamın tuğlalanndan örüyorum"
diyor. "Ben, Türk toplumunun yoksul tabakalann-
dan gelen bir insan olarak; hep yaran öne alıyo-
rum."
Aziz, söz fırsatı eline geçmiş, bundan şöyle ya-
rarlanıyor
"Karadenizliyapı ustalan ne kadar mimarsa gül-
mece yazan Aziz Nesin de o kadar şairdir" diyen
Fethi Naci; bugüne kadar 85 kitabım var, 3 tanesi
şiir, 82 kitabımdan bir tanesi için bir tek satır, bir
sözcük yazmamıştır.
Ardından Aziz Nesin düzyazı olan kitaplannın
uzunca bir listesini vermekten geri kalmamıştır.
Kitap, yazarlarla çeşitli zamanlarda, yapılmış ko-
nulan içeriyor.
Cahit Külebi, Inkılapçı Gençlık dergisinde ilk yaz-
dığı yalnızlık şiirini alıyor. "Yalnızlığı yaşıyorum" di-
yor. Tuhaf bır rastlantıdır, ben de ilk şıirlerimi Inkı-
lapçı Gençlik'te yazdım.
İki yeni ada rastladım, bunlar üstünde de durmak
isterim. Birincisi 1948'de Sıvas'ta doğan Namık
Ooymuş, roman yazıyor: "Romanlanmı önceden
saptanmış tezler üstünde geliştirmedim" diyor.
Yılmaz Karakoyunlu başta Yunus Nadi Roman
Ödülü olmak üzere birçok ödül kazanmış, roman,
öykü yanında mesleki (ekonomi) kitaplan var. "Ro-
manlanmda toplumsal değışimi yansrtmayt amaç*
tadım" diyor, bir de müjde veriyor. Ûç Aliler D/Vaf
nı adı altında istiklal mahkemelerini yazıyormuş.
Bunun içinde Ittihatçıların Maliye Nazırı Cavit Bey
de var. ittihatçıların 6/7 Eylül, Yassıada duruşma-
lan da gefir.
37 kişinin görüşlerini alıyor, birkaç roman çıkan-
yor. Az şey mi? Koskoca kitaptan, koskoca roman-
lar...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYİM
1 2 3 4 5 6 7 8SOLEAN SAĞA:
1/Türk halk müzı-
ğine özgü bir çeşit 1
saz... Çamaşırcı 2
ayı, rakun gıbı ad-
lar da verilen me- 3
melihayvan.2/Bır .
uyaran karşısında
organızmanın gös-
terdıği tepkı... Bir
nota. 3/ Içıne kü-
çük çakıl taşlan gi-
bi taneler konan ve
vurmalı çalgı ola- 8
rak kullanılan boş g
ve kuru kabak. 4/
Akıl... Türkiye'nin de üye-
si olduğu bırörgüt. 5/Atya
da eşeğın yeni doğmuş
yavrusu... Ulusal bırparay-
la yabancı bır para birimi 3
arasındakı değışım oranı. 4
6/Gözün renkli bölümü...
Judoda kazamlan teknık
bırpuan. 7/Parola... Gemi-
de yelkenlenn açılması
için verilen komut. 8/Noel Q I
Babaolduğunainanılanef- »
sanevı aziz. 9/ Hamur tah- I
tası... Kükürtle demir bıleşimlerinden biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: ' *
1/ Yunan müziğınde kullanılan telli bir çalgı... tskambilde
bır kâğıt 2/ Rey... Asya'da bir ülke. 3/ Btr şeyin ederini art-
tırma... Gemilerin yanaştıklan sığınak. 4/Birgezegen... Ni-
kelin simgesi. 5/Kıraç toprak... Odeşme, razı olma. 6/ Do-
nuk renkli... Bır kömür cinsi. II Mısır. 8/ Muğla'nm bir il-
çesi... Bilgiçlik taslayan kimse. 9/ Dört kâğıtla oynanan bir
tür pişti... Yiyecek bulamayan, yoksul kimse.
Majör Mözik Yapım SELDA BAĞCAN sunar
INTURKUSU
1M\YISMARŞI
PARTİZANMARŞI
71S1CAĞINDA
HELEÜLAŞ'J
EUEMGLTEU
DİDAR^ENSOY'a^t
DEMKITOZEDERLER
ERTUĞRUl'a^ıt
BİR GÜN
ESEN\TL
Biı dosto <Ki^aunı <k hffirâ
YÜRÜYAĞEATLM
MAHİR'inTÜRKÜSÜ
Yazar "Kim"in topu diye bilinen anıtın önünde.
BÜgi için Tet.: 0.212 527 6128