08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetkntivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeru Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörıi Hikmet Çetinkava • Yazıışlerı Mudürlerı lbrahim V ddız (Sorumlu), Dinç Ta>anç • Haber Merkezı Müdürü Hakan kara • Görsel Yonetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat: Cengiz Yüdınm 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücdman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme AbduJlah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı • Bılgı-Belge- Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yaym Kınulu.fihanSdçuk(Başkan), Orhan Erinç. Oktay Knrtböke. Hikmet Çetinkava. Şükran Soner, Ergun Balcı. Din<; Tayınç, tbrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balba;, Hakan Kara. Ankaıa Temsılcısı Mustafa Balbav • Haber Mütlürü Doğan Akın Alatürk Buhan No 125. Kaf4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı SerdarKmk.H ZıyaBh 1352S 23Tel 4411220, Faks 4419117 #Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğln, inönüCd. 119 S No:l Kat.l.Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Kooniınator Ahmet Koruban # Muhasebe Bülent Yener O ldare HüseyinGürer #13161™ Önder Çelik • Bügı-tşlem: Nail Inal • Bılgısayar Sistem: Mürûvet Çüer MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur GüJbin Erduran 9 Koordınator Reha Işıtznan # Genel Müdür Yardımosı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-51384«V61.Faks 5138463 ^•nmlıyaı \e Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basm \e Yayıncıhk A S Tınocaâı Cad 39 41 Cağaloglıı 34334 îst PK 246 [«tanbul Tel (0-212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0-212)513 85 95 26ŞUBAT1997 lmsak:5.11 Gûneş: 6.37 Öğle: 12.24 îkindi: 15.26 Akşam: 17.58 Yatsı: 19.18 MİHA'dan sokak çocuklarına festek • İSTANBUL(MİHA)- Marmara Üniversitesı letişim Fakültesi Haber ajansı (MlHA) nuhabirleri. Capıtol /lışveriş ve Eğlence Nerkezi'nde, "Gerçekler Tükenmez 2" adı altında renkli fotoğraf sergisi a;tılar Toplumun kimseslz çjcuklara daha duyarlı oması gerektiğini vorgulayan MÎHA basın fotoğraiçılannın sergisinde 1) fotoğrafçmın 60 eseri yer alıyor. Elde edılecek gelınn Sokak Çocuklan Gönüllülen Derneği'ne bağışlanacağı sergi, 5 mart tarihine kadar açık kalacak. Nükleer santrala tepki • StLİFKE(AA)-lçel'in Sılıfke llçesı Belediye Başkanı Sadık Avcı, nükleer santralm Akkuyu'ya değil, Dıcle veya Fırat nehirieri çevresınde bir yere yapılmasının, GAP yöresine yatınm açısından da daha uygun olacağmı belirtti. Akkuyu"da kurulması planlanan nükleer santralm, bölgemn tunzm ve tanm potansıyelını olumsuz etkıleyeceğıni belirten Avcı, Avrupa'dakı nükleer santral örneklennın iyı incelenmesini ısteyerek "Yöremızin, radyasyon deposu olmasına ızin vermeyeceğiz" dedı. Sorularla Moskova tanıtımı • ANTALYA(AA)- Moskova Belediyesi. kentin tanıtılması amacıyla "Moskova. Tanh, Banş ve Dostluk Kenti" adı alünda, uluslararası soru yanşması düzenledı. Türkiye'de de düzenlenen bu yanşmada sorulan doğru yanıtlayan 10 kişi, eylül ayında, Moskcva'nın 850 kuruluş törenlerine davet edilecek ve tüm giderleri karşılanacak. Yanşmada, "Moskova'nın kurucusu kimdir?'", "Moskova Belediye Başkanı kimdir?", "Suyolu ıle Moskova'dan hangi denızlere ulaşmak mümkündür" gibi sorular yer alıyor Yanıtlann 30 hazirana kadar Moskova Belediyesi'ne gönderilmesi gerekiyor. Harran'da 'Sevgi Şöleni' • Haber Merkezi- Şanlıurfa ve yöresinin yerel kültürü ile ulusal kültür arasındaki etkileşimi pekıştirmek amacıyla ANAKÜLTÜR tarafından düzenlenen Şanlıurfa "Sevgi Şöleni", 7-10 mart tanhlen arasında gerçekleştirilecek. Değişik sosyal ve kültürel etkinliklerin yer alacağı şölenin diğer bir boyutunu da "Eskıçağda Harran" adlı incelemenin yazan Aynur Özfırat eşliğinde yapılacak gezi programı oluşturuyor. Marmaris'e 250 bin fidan • İstanbul Haber Servisi - Doguş Holding desteğıyle Ayhan Şahenk Vakfi ile Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma VakfTnın (ÇEKÜL) bir süre önce başlatmış olduğu "Marmaris 7 Ağaç Ormanlan" projesine. 250 bın fidan dıkimi ile katkıda bulunduğu bıldirildi. Vakftan yapılan yazıh açıklamada, katılımın rekor düzeyde olduğu behrtilerek, bu nedenle proje ıçinde bir de "Ayhan Şahenk Vakfi Korusu"nun oluşturulduğu kaydedildi. Pratisyenlere adli tıp kursu • ANKARA (ANKA)- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, pratisyen hekımlere yönelik adli tıp kurslan düzenliyor. Türkiye'de adlı tıp uzmanlannın sayısının yeterli olmadığını, bu yüzden adli tıp hekımlerinin yapması gereken işleri pratisyen hekımlerin yaptığını belirten TTB Merkez Konseyi üyesi Ata Soyer, bu eksıklığı gıdermek amacıyla her coğrafı bölgede bir kurs düzenlemeyi düşündüklerinı kaydettı. Galatasaray ve Özel Moda ilkokullarmda uygulanan eğitim modelinde her şey soru sormakla başlıyor Yarabcı okıü, düşünen öğrenciFİGEN ATALAY Altı tane "altm adam"lan var. Bun- lar; "Khn?", "Ne?", "Nerede?" "Ne zaman?", "Neden?" ve "Nasd?" Bun- lara göre soru üretiyor. yanıt anyor sonra da bu yanıtlardan yeniden so- ru üretiyorlar. Çünkü onlar, "Yaran- a Sorun Çözme DersT görüyorlar. Doç. Dr. Nuray Sungur'un gelış- tırdiği "Yaraüa ÖkuL Düşünen Sı- mflar" başlıklı ılköğretım model öne- risi, Galatasaray tlkokulu ile Özel Moda îlkokulu'nda uygulanıyor. Doç. Dr. Sungur. yaratıcı düşünme ve so- run çözmeyi amaçlayan eğitim prog- ramlanrun, anasınıfindan doktora öğ- rencisine kadar uzanan eğitim kade- melennde etkili sonuçlar verdiğirıi be- lırtiyor. Yaratıcı Okul'un öğrencile- rine yaratıcı düşünme, sorun çözme, karar verme, öğrenmeyi öğrenme, etkili ileüşım kurma ve bilimsel araş- tırma becerilen kazandırmayı amaç- ladığını aniatan Doç. Dr. Sungur, şöyle devam edıyor: " Yarana suuflan yaratan tek öğ- • Doç. Dr. Nuray Sungur'un geliştirdiği "Yaratıcı Okul, Düşünen Sınıflar" başlıklı ilköğretim modeli, öğrencilere yaratıcı düşünme, sorun çözme, karar verme, öğrenmeyi öğrenme, etkili iletişim kurma ve bilimsel araştırma becerileri kazandırmayı amaçlıyor. retim aracı. öğretmenin kullandığı run Çözme Dersi'ne katılıyorlar. Bir stratejilerdir. Oğretmen öğrenim sü- recini iki bo\ utlu beyaz kâğıda indir- gemcdiği süreceyaratıcı düşünce için flk adımı atmış demektir. Çocuğa bu- luş ve keşif ile dolu bir ortam sunan öfretmen, onu aynı zamanda sorun çözmeye de yÖnİeiKİirmis olmakta- dır. Oğretmen tüm karar verme gü- cünü elinde tuttuğu zaman çocuk,zi- hinsel anlamda pasifleşecektir. Ço- cuk sorun çözerken kararlar verir ve bu karariaruı etkinliğini öteki karar- lar ile karşılaşünr. Sorun çözme 0- rişimi de bağımsızlığı ve merakı ge- liştirir. YaraOcı sorun çözme. sadece üstün yetenekli çocuklann gereksin- me duyduğu ve geb'ştirmesi gereken bir beceri defüdir." Özel Moda Îlkokulu'nda ana sını- fi da dahıl tüm öğrencıler, Yaraöcı So- bölümünü ızlediğimiz derste, üçün- cü sınıf öğrencileri. "Cumhurbaş- kanı oisaydım neter yapardun?" so- rusuna yanıt aradılar. Emre. cum- hurbaşkanı olur olmaz. "öğrencilere eziyet olmasuı drye" derslen 09.00 ile 13.00 arasına aldı. Öncû, tüm it- faiyecıleri yanmaz gıysılerle donat- tı. Erdem ıse "Cç bininciyıh ben kur- saydun" dıye başlayan cümleyi şöy- le tamamladr. "tnsanlarm beyninde kötü duygu- lara yer vermezdim. Ismim gibi er- demB insanlaryaratarak dünyanuı iş- lerini kotayiaşnnrdım." Amaç yeniden keşfetmek Özel Moda tlkokulu Yaratıcı So- run Çözme öğretmenı, uzman psıko- lojik danışman Ebru Güna>. amaç- lannı ve çahşmalanm şöyle anlattı: "Amacımız, çocuğundünya>iken- di du\gulan vezekâsry la> enkten keş- fetmesini sağtamakür. Sorunlann bir- den çok çözüm yolu olduğu ve bun- lann hangisini seçip u\ gularsa uygu- lasın, bizim onun anlam yaratma ça- balanna sa>gıdu> acağuiuzı bilmesi- dir. Çauşmalanmızda iki aşamaya önem veriyonız. Birincisi bilimsel araştırma, diğeri ise hipotez kurma- dır. Çocuklara önce bilimsel araşür- manın nasıl yapılabileceğini öğreti- yoruz. Çocuklar, >eri toplama tek- nikleri,gözkm,görüşme, anket hak- kmda bflgisahibi okluktan sonra bun- lan nasddeğeriendireceklerinl ölçme tekniklerini. istatisrjği öğretiyoruz. Çocuklar, ansiklopedikrdea bilgisa- yardan bilgi toplamavı öğrenhoıiar, bunu raporlaştuıyorlar, kaynakça düzenJemesi yaprvTjrlar. Merak ettik- leri konuiarda kitap yazrvor, kendi- lerine 'araştırmacr yuzar diyorlar. Hipotez kurma aşaması dediğimiz bölümde ise yeni projeler yaraüy or- lar." Moda Ilkokul öğrencileri Yaraba Sorun Çözme dersinde. Yaraüa Okul'da oğrencilerde görülen değişimler şöyle sıralanıyor: • Çok sayıda fıkir üretebiliyorlar •Araşürma, soru sorma, normal olmavanaflgive merak •Bağlantılan ve Oişkfleri arilama. kavTam geuştiıme isteği •Kendilerine yeni amaç \e hedefler kovabilivoıiar •Kendilerine verilen bilgileri sorgulavabilivorlar »Çok fazla kitap okuvorlar »Projelcr tasarlayıp yeni ürünlere dönüştürebilivoriar •Bugünün verileriyle geleceğin somnlanna yarut arayabiliyorlar. İki dalda ödüle değer görülen "Spice Güis" topluluğu, bu vılki İngüiz Müzik ödülleriııe damgasuu vurdu StGARA ÜRETİCİXERÎ YENİ TAKTÎKLEFtLE YASAĞI DELİYOR Sigaraya gizli reldam • Spor etkinliklerinin sponsorluğunu üstlenerek, pop müzik konserleri düzenleyerek ya da yanş arabalan, tişörtler ve beyzbol şapkalannın üzerine markalannı yazdırarak reklam yasağmı aşmaya çalışan sigara üreticilerinin imdadına înternet yetişti. Çeviri Servisi-Sigara üretecileri rek- sonuç verince, şirketler geleneksel rek- lam kampanyalanna hız vererek eskı müşterilerini kaybetmemek ve yenile- rini kazanmak için kollan sıvadılar Bu arada devletın yasaklama getirmediğı lam yasağına karşı yenı pazarlama tak- tikleri geliştınyorlar. Newsweek der- gisi son sayısmda dev sigara şirketle- rinin reklam yasağını delmek amacıy- la gelıştirdıklen yöntemlere açıklık ge- tiriyor. Geçen yaz aylannda ABD'de sigara karşıtı güçlerin, tütün şırketlerinin ço- cuklan hedef alan reklamlanna kısıtla- ma getirmek amacıyla başlatnklan kam- panya başanyla sonuçlanmış, FDA (Amerikan Gıda ve Ilaç Daıresi) niko- tinin uyuşturucu olduğuna ilişkin bir ge- nelge yayımlayarak çocuklara yönelik reklamlara yasaklama gerirmişti. Ne var ki bu yasaklara uymuş görünen si- gara üretıcilen, gizlı yollarla reklamla- nnı yapmanın yollannı aramaya başla- dılar. Ortak dav-alan adına ışbırliğı içıne gı- ren şirketler. avukatlannı devreye so- karak yasanın askıya alınmasmı ve bu yıl sonunda yürürlüğe konmasını talep ettiler. Zaman kazanma manevralan alanlan keşfetme yanşına giren tütün baronlan, teknolojinin nımetlerine bel bağladılar. Bu bağlamda Înternet bir- denbire sigara şırketlennin gözdesi ha- line geldi Yeni yöntemler Geleneksel reldam yöntemlerini bir kenara bırakarak gızli promosyon yön- temlerine dört elle sanlan üretıciler. sporetkınliklennin sponsorluğunu üst- lenmek, pop müzik konserlen düzen- lemek, yanş arabalannın, tişörtlerin, beyzbol şapkalannın üzenne markala- nnı yazdırmak gibi dolaylı yollara baş- \airmaya başladılar. ABD'de kamuoyu- nun tepkilenne ve resmı yasaklara alı- şık olan sigara ürericilen, 1964 yılın- dan bu güne kadar kendilerine yönelik tüm saldınlardan bir yolunubulup kur- tulmayı başarmışlardı. Geçen yıl Amerikah gençlerin dört- te birinin sigara içtiğini saptayan FDA, çocuklara yönelik tüm sigara reklam- lanna karşı acımasız bir savaş başlattı. Okul çevTesindeki reklam panolannı kaldırtmak, gençlerin okuduğu dergi- lerdeki sigara reklamlannı yasaklamak, sigara şirketlerinin eğlence programla- n düzenlemesine ve giysilere marka yazdırmaya kısıtlama getirmek gibi ön- lemlerin fayda sağlayacağına inanan Cünton yönetimi, yıllık geliri 5 milyar dolan bulan tütün sanayiini dize geti- receğıne inanıyor. Amerikan yasalannın ulaşamayaca- ğı alanlann peşine düşen sigara şirket- lerinin imdadına Înternet yetişti. Ulu- sal yasalann kapsama alanı dışında bu- lunan lnternet, bugün sigara reklamla- n ve ponıografik yayınlar konusunda sınır tanımıyor. Türkiye 'de ise 26 Kasım 1996'da yü- rürlüğe gıren sigara reklam yasası ile açıkhava panolan hariç. medyada yer alan tüm sigara reklamlan yasaklan- mıştı. Yasa uyannca bugün sayılan 430'u bulan açıkhava reklamlannuı da bu yılın sonuna kadar kaldınlması ge- rekiyor. TurgutOzal'ın vetosuyla iki kez geri dönen yasa taslağı, başta Bülent Akarcaholmak üzere bazı politikacılann çabalan sonucunda kabul edilmişti. Steffi Graf tan sonra tenis dünyasında ikinci skandal Becker'e vergi sonıştıırması REMZJ CENGtZ BREMEN-Tenisdünyasmınyıldız- lanndan Boris Becker hakkında vergi kaçırdığı iddiasıyla dava açılıyor. Uç kez Wimbledon Tenis Şampıyon- luğu'nu kazanan Alman Becker'ın ba- şı dertte. 1985 ile 1993 yıllan arasında menajerliğini yaptığı ton Tiriactarafin- dan Becker'in kâzanç belgelen üzerin- de oynayarak az vergi verdiği ve mil- yonlarca marklık kazancını sakJadığı id- diasıyla Münih Başsavcıhğı tarafindan soruşturma başlatıldı. Almanya'nın haftalık 'Spiegel' der- gisinde yer alan habere göre Becker'in, tenis dünyasının bir numarah bayan te- nisçısı ve yurttaşı Steffi Graf gibi Hol- landa'da naylon firma kurduğu ve sa- dece Almanya'daki kazançlannı vergi- lendirerek onlan ödediği öne sürülüyor. Ülke dışından kazandığı tenis ve rek- lam paralannın milyonlarca mark tutan kazancının vergilerini ise vermediği belirtiliyor. Bunlan kâğıt üzerinde Hol- landa'da gösterdiği fırması üzennden işlem yaparak vergi kaçırdığı iddia edi- liyor. Wimbledon Tenis Şampiyonu tenis- çilerGrafve Becker'ın ikisininde Hol- landa'da firma satm almalan dikkat çe- kici bulunuyor. Steffi Graf'ın babası geçen aylarda vergi kaçırdığı suçlamasıyla yargılan- mış ve suçun işlendiği kanıtlanarak ce- zalandınlmıştı. Birkaç hafta önce evı vergi daıresi uz- manlannca mahkeme karanna dayanı- larak "basılan" ve tüm gelir defterleri- ne el konulan Becker. "Ben kaçakçı de- ğiüm. Alman devieti benden milyonlar- ca mark \ergi alarak kazamyor. Bu bas- kınla bindiği dalı kesiyor" diyerek Al- manya'dan aynlacağını ıma etmişti. Ingiltere'dezafer 'BaharathKızlarhn Küttür Servisi-lngılteTe'ran en önemlı müzik ödüllerinden biri olan 'Britain Awards' ön- ceki gece Londra 'Earb Co- urt'ta yapılan bir törenle sa- hiplenni buldu. Mel C, Victona, Jen, Em- ma ve Mel D'den oluşan 'Spi- ce Girls' (Baharaüı Kızlar) topluluğunun '\Vannabe' ad- lı parçalanyla 'en iyi single' ödülünü aldıklan gecede. ay- nı topluluk 'Say you'D betbe- re' adlı parçalannın klibıyle de 'en iyi klip' ödülüne değer görüldü. Bu yıl 'Brit Awards'ta en iyı çıkış yapan topluluk ödülü Ingilız toplu- luk Kula Shaker'ın oldu. 'En' rvi uluslararaa kadm ve erkek şarkıcı' ödüllennın sahiple- nyse Amerika'dandı; Sherji Crow v^Beck. 'Earls Court'takı gecede Diana Ross, Jay Kay of Jani- roquaive Princede sahne al- dılar. lngılız Müzik Ödülle- ri'ni kazanan sanatçılar şun- lar: En iyi tngılız erkek şarkı- cı : George MichaeL En iyı ln- gılız kadın şarkıcı: Gabrieüe En iyi lngıliz topluluk: Ma- nfc Street Preachers, En iyı lngiliz yapımcı: John Lecie, En iyi lngiliz müzik vıdeosu: "You'D bemere" (Spice Girls), En iyi lngiliz albümü: "Everyming must go" (Ma- nıc Street Preachers), En iyi çıkış yapan lngiliz toplulu- ğu: Kula Shaker, En iyı lngi- liz dans parçası: "Prodigy" En iyi lngiliz 'single 1 : "Wan- nabe" (Spice Girls), En iyi uluslararası erkek şarkıcı: Beck, En iyi uluslararası ka- dın şarkıcı: Staeryl Cro*v, En iyı çıkış yapan uluslararası şarkıcı: Robert Miles, En iyi uluslararsı topluluk: Fugees, En iyı fılm müzıği: Trainspot- ting, Yılın özel ödülü: Bee Gees. e-posta : tan (â vol. com. tr Evi basılarak tüm defterlerine el konulan Becker, kaçakçı olmadn ğnu beürterek dev leti suçladı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'Atatürk Türk/Sovyet ilişkileri nasıl başlamıştır, bilir misi- nız? Daha doğrusu, ilk teşebbüsün 'Türk tara- fından' yapıldığını, duymuşluğunuz var mı? Biraz 'gargaraya getirilmiştir' de, o yüzden sordum. Te- şebbüs, Mustafa Kemal Paşa tarafından, 26 Ni- san 1920'de Moskova'ya gönderilen, bir 'teklif'\e başlatılmış oluyor. Tarihe dikkat ıstenm, TBMM'nin açılışından üç gün sonra!.. Bu da herhalde Gâzi'nin konuya 'atfettığiehemmıyetı'gösterir. Zaten, işin 'ev- veliyatını' bilenler için, bunda şaşılacak bir şey de yok: eğer, Gâzi'nin 5 Şubat 1920 tarihinde yaptığı ünlü 'durvm değehendirmesi'n okuduysanız, Mü- dafaa-i Hukuk'un işi buraya vardıracağını, çoktan kestirmiş olmanız gerekir. Besbellı Mustafa Kemal, 'feM/fm altına 'TBMM Reisi' sıfatıyla imza atmak istıyordu. Öyle de yapmıştır (Bkz. 'Türk/Sovyet Iliş- kileri', Stefanos Yerasimos, s. 142-146, aynca s. 232 ve sonrası. Gözlem Yayınlan 1979). Türkiye/SSCB dostluğu ve yakınlığı, Gâzi ölün- ceye kadar sürdü. Arada bir 'ittifak' yoktu ama, iki ülke 'emperyalizme karşı mücahedat'ta ışbirlıği yap- tıklan gibi birbirierine yardım da ediyoıiardı. Cum- huriyet'in 'erken' döneminde, bu ilk 'samımiyet' son derece zor şartlar altında gerçekleşmış, her iki ta- raf, Bab'lı emperyalizme karşı ortaklaşatavn sürdür- mekle birlikte, ulusal çıkarlannı korumayı sürdür- müştür. Ne Bolşevikler, Gâzi ıle dost olduklan için, Türkiye'deki 'bolşevik faaliyetıni' durdurmuşlardır; ne de Türkiye, Moskova ile arası iyi, Türkiye SSCB'den yardım alryordiye, meselâ Enver Paşa'nın Beriin'e yaptığı gibi, Moskova'yı bağnna basmış- tır. Delillerine şöyle bir bakmak istemez misinız? İttifak başka, 'teslimiyet' başka!.. Prof. Richard Pipes son zamanlarda yayınladı- ğı 'Bilinmeyen Lenin' adlı kitabında, Türkiye ile ilgili olarak onun, Parti'nın Merkez Komrtesi otu- rumunda şunlan dediğini aktanyor "...kemalistJe- re güvenmeyin, onlara silah satmayın, tüm ça- balar Türkiye'de ajitasyon faaliyetleri üzerinde yoğunlaştınlmaiı ve Türkiye'de güçlü bir Sovyet partisi kurulmalı" (4 Aralık 1920). Teferrüata girmeye bilmem lüzum var mı? Hepi- miz, Ankara'nın Moskova'yla iyi geçinme politika- sına rağmen, Anadolu'daki komünist 'ajitasyonu- na' karşı çıktığını, gerektiğinde yasaklar koyduğu- nu bilmekteyiz; çünkü Gâzi'nin 'istiklâlanlayışı' bu- dur; Lenin, Türkiye'ye gönderdiği ilk büyükelçi Ara- lof "Yoldaş'a, Gâzi'yle ilgili onca övgüsüne rağmen, nasıl 'Sovyetpartisi'nden vazgeçmiyorsa; Gâzi de, SSCB ile dostluk ve yakınlaşma, hatta yardıma rağ- men, Ankara'nın 'tam bağımsızlığı'ndan öyle vaz- geçemiyor. TKP 'murahassı' Orhan (Prof. Sadret- tin CelâO. nitekim, Komitem'in 4. Kongresi'nde, En- ternasyonal'a bundan şikâyetçi oluyordu. "...Ankara Hükümeti'nin, içteki siyasetine ge- lince; bu siyaset, programında demokratik re- formlara yer veren grup, ya da partilerin, bağım- sız çalışmasını engellemek; hertürlü muhalefe- ti, güç toplayıp sağlamlaşmasına fırsat verme- den, yok etmek ve halkı birtakım sözlerle aldat- maktan ibarettir.." (20 Kasım 1920,17. oturum). Düşünebilıyor musunuz, TBMM yeni devleti he- nüz kurabılme telâşında; Mustafa Kemal, devletin 'hükümranlığını' ve 'hâkimiyetini' düşünüyor. Bu dü- şünce ile, Almanya 'ittifakı'm müteakip, Enver Pa- şa'nın -daha doğrusu ittihat ve Terakki' 'iktida- n'nın, Osmanlı Silahlı Kuvvetleri'nin tamamını, Alman generallerinin 'emrine vermesini' bir mukayese edi- nız; 'dost', 'komşu' ya da 'müttefik' olmanın, 'tam teslimiyet' anlamına gelmediğini, daha iyi görecek- siniz. Hangisine benziyor?.. Gizlı servisler sevıyesınde, alttan alta, bu çekiş- me süredursun; Mustafa Kemal Paşa, SSCB ile ilişkilerinin mükemmel olduğunu, uluslararası ptat- formda göstenmekten hiç kaçınmıyordu; sözgelişi, SSCB ileri gelenlerinden, Gnl. Frunze'nin Ankara ziyareti münaseberjyle yaptğı konuşmada, aynen şun- lan söylemiştr. "...milletimizin bugünkü idaresi, hakiki mahi- yeti ile bir halk idaresidir ve bu tarz tarz-ı idare, esası meşveret olan şura idaresinden başka bir şey değildir. Ruslar buna 'Sovyet idaresi' derler. Türkiye'deki bu tebeddül şekilde değil, milletimizin zihniyetinde görülmektedir. Bu devre kadar ifade olunmayan akideler, mana-yı şâmili ile tebârüz ey- lemiştir. Sahib-i sa'ya olmayanlar insandan addo- lunmamak, hakk-ı sa'ya ıstınat ettirmek akide-i as- liyesı nazar-ı itibare alındı..." "...Türkiye bu mahiyetini takdir, tasdik etmek, Türkiye halkının mevcudiyetini, istiklâl ve sa- adetini ciddi otarak arzu eylemektir. Bu arzu-yu samimiyi ilk defa Ruslar göstermiştir. Ruslann bu arzusu Frunze arkadaşımızın dediği gibi kâ- ğıtta değil, kalp ve vicdandadır. Bugün imzala- nan muahede resmi bir şekildir. Bunun kâğıt üzerinde bulunması haiz-i ehemmiyet değildir. Fakat bu muahede Rusya ve Türkiye arasında mevcut büyük samimiyetin ve dosttuğun teyidi- ni ilâna vesile teşkil edeceğinden mühimdir..." (4 Ocak 1922, Hakimiyet-ı Milliye) Anti/emperyalist iki 'güç' arasındaki bu diyalekti- ği, Mustafa Kemal de, Vladimir lliç de çok iyi an- lamışlardı: o yüzden, Türkiye/SSCB ilişkileri, her ikisinin ölümüne kadar gayet iyi yürüdü. Gâzi'nin Tür- kiye Cumhuriyeti'ni -dostu da olsa- SSCB'ne kar- şı 'bağımsız' tutmaktaki çaba ve ısrannın. ne gibi bir anlam ifade ettiğinı; bugün, Sovyetler Birliği dağıl- dıktan sonra, çok daha iyi anlamaktayız. Türkiye'nin, 1950'den sonra 'Sistem'te arasında geliştirdiği 'ittifak' sizce hangisine benziyor? Enver Paşa'nın KayzerMe olan 'ittifakı'na mı, Mustafa KemaPin Lenin'le yaptığına mı? httpj/ www. prizma.net tr/ A İLHAN http7/www.ada.com.trJ-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle