28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25ŞUB/T1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kazandan HUDBTe tepki • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)- \daJet Bakanı Şe\ ket Kazan 'ı dün ziyaret eden şenaıçı HUDER yöneticıleinden îkinci Başkan Ytsuf Akmaz, önceden hazırhdıldan bildirivi Adalec Bakanlığı makamınca okumaya başladı. Kızan. bir süre ayakta dıaedigi bildiride laiklik yanlısı kararlan nedeniyle bazı kurumlann eleştiriİrneye başlanması ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik eleştirilerin sıralanması üzerine sinirlenere< Akmaz'a müdahale etti. Kazan, 50 kadar HUDER li avukarın derhal bakanlığı terk etmelerini ıstedi. Değer'in ölümü sonuştupuluyop • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bârosu) - Işadamı Hûseyin Değer'in öldürülmesini araştırmak ûzere CHP ve HADEP genel merkezlerinden iki heyet Diyarbakır'a geldi. CHP'den mılletvekilleri Nezir Küçükcengiz ile Yusuf Öztop, HADEP'ten de parti meclisi üyeleri Ftrat Anlı, Cezayir Serin. Melike Alp ve Abdullah Akm, Değer'in öldürülmesiyle i]gili kentte incelemelerde bulunuyorlar. Diyarbakır Emniyet Müdüriüğü yetkilileri de Deger'in öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdüer. Gazi davası dosyası Rize'de • RİZE (Cumhuriyet) - fstanbul'un Gazi Mahallesi'nde 12-13 Mart 1995 tarihinde çıkan olaylar ile ilgili dosya, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi tarafindan itirazen incelenmek üzere Rize Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Yargıtay Ceza Kurulu karan gereğince Rize'ye gönderilen dosya hakkında Rize Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme yaptıktan sonra görüş belirterek yeniden ağır ceza mahkemesine gönderecek. Santral îhalesi durduruldu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay 10. Dairesi, 7 elektrik santralının projesinin "yap-işlet" modelıyle yaptınlmasına ilişkin ihale konusundaki yürütmeyi durdunna karannı ımzaladı. Son teklif alma tarihi 28 şubat cuma günü dolacak olan ihaie durduruldu. Bitiis davası • ANKARA (AA)-Eski Jandarma Genel K.omutanı Orgeneral Eşref Bitlis ile birlikte şehit olan Pilot Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in aiiesinin. düşen uçağı yapan firma aleyhine açtığı 4 milyar lıralık maddi ve manevi tazminat davasında, mahkeme, uçağın düşüş nedeninin tespiti amacıyla dava dosyasının ikinci kez bilirkişiye gönderilmesine kararverdi. 13'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında, davacı şehit yüzbaşının aiiesinin avukatı Nusret Sanem, gelen bilirkişi raporuna göre karar verilmesini isterken, davalı şirketin avukatı da bilirkişi raporunun dikkate alınamk, davanın reddedilmesini istedi. Demirel'in Pakistan örneğini gündeme getirmesi koalisyon ortaklannca soğuk karşılandı Fesîh yetkisi tarbşıhyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-REFAHYOLa karşı tepkilerin arttıgı. "Pakistaıı örneğjnin" tartı- şıldıgı bir dönemde, Cumhurbaş- kanı Süleyman Demird'in yeniden gündeme getirdiği "Mecfis'i fesih yetkisi tstemi" iktidar ortaklann- dan destek görmedi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın hukuk danışmanı Mustafa Kama- lak, Cumhurbaşkanı'nın fesıh yet- kisinden önce tartışıknası gereken pek çok anayasa hükmü bulundu- ğunu belirtirken; RP Ankara Mil- letvekili ErsönmezYarbay, "Cum- hurbaşkanı kafasına estiği zaman Meclis'i feshedemez" dedi. Derrurerın, hükümete karşı so- • Cumhurbaşkanı Demirel'in gündeme getirdiği Meclis'i feshetmeye ilk tepki Refah Partisi'nden geldi. 'Köşk, kafasına göre Meclis'i feshedemez' diyen Refahlılar, 'Cumhurbaşkanı bu tür bir yetkiyi kullanamaz, biz demokrasiyle yönetilen bir ülkeyiz. Bu ancak padişahhk düzeninde olur' şeklinde tepkilerini dile getirdiler. kakta hiddetin arttığına dikkat çe- kerek. "EKmde Pakistan Cumhur- başkanı'nınsahipolduğu gibi Mec- lis'i feshedip secimegitıne \etkisi oi- saydt halkın böylebunaunasına ge- rek ohnazdı" sözleri koalisyon or- taklannca soğuk. karşılandı. Erba- kan'uı hukuk danışmanı Kamalak, cumhurbaşkanının fesih yetkisin- den önce tartışılması gereken pek çok anayasa hükmü bulundugunu söyledi. Kamalak, "OnceükleTür- Idye'nin demokratik. laik bir hukuk devieti oiup olmadığı taroşıinuüt- du-" dedi. RP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay da anayasanın 116. maddesinde belirtilen koşul- larda cumhurbaşkanuun Meclis'i fesih yetkisinin bulunduğunu belir- terek, "Cumhurbaşkanı kafasına estiği zaman Meclis'i feshedemez. Öyle oiursa o zaman padişahhk olur. Türkrye demokrasiyle yöneti- liyor. padişahlıkla deği]" dıye ko- nuştu. RP Grup Başkanvekili Te- mel Karamollaoğlu. düzenlediği basın toplantısında, konuyla ilgili soru üzerine, "Bu şu andagündem- de obnası gereken bir konu değfl. Böyle bir tarüşma başlaoldığı za- man başkankk. \an başkanlık sis- temi gibi veni taroşmalan da gün- deme getirmek gerekir. Ulkenin Islem bugun Kazan'm otomobili yurtdışına çıkanlıyor ALPERBALLI ANKARA - Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın "kaçak" olduğu öne sü- rûlen Mercedes otomo- bili bugün yurtdışına çı- kanhrken otomobili ya- salara aykın olarak yur- tiçinde lcullanan Adalet Bakanı'yla ilgili olarak herhangi bir yasal kovuş- turma başlatılmadı. Kazan'ın, 19 bin Al- man Markı'nayurtdışın- da çalışan Hayrettin KH bç adlı bir işçiden satın aldığını açıkladığı, ancak EdirneVle bir grup avu- katın "kacakoMuğıT de- ğerlendirmesiyle suç du- yurusunda bulunduğu otomobille ilgili herhan- gi bir soruşturma açılma- dı. Adalet Bakanı Kazan, yaptığı açıklamada, oto- mobiliyle ilgili olarak sürenin geçirildiğini ka- bul ederek bunun ceza- sınm da 300 bin Iira ol- duğunu savundu. Ankara Gümrükleri Başmüdürlüğü'nden Gümrükler Muhafaza Başmüdürlüğü'ne gön- derilen yazıda, Kazan'ın otomobili hakkındaki id- dialar normal bir işlem gibi değerlendirilerek "Haydarpaşa gümrü- ğünden Hayrettin Kıbç adına girişi yapılan BB- YG-885 plakah binek otomobilinin yurtta kal- ma süresini gecinügi an- laşıldığından, bulunarak >ıırtdışt edilmesinin sağ- lanması" istendi. 1991model"BB-YG- 885" plakalı otomobil, hafta sonu Ankara güm- rüğüne teslim edildi. Gümrükten dün yurtdışı- na çıkanlması gereken otomobili götürecek ki- şiler Yunanistan'dan vi- ze alamadığı için işlem bugüne ertelendi. Yetkililer, gümrük ver- gileri ödenerek yurda it- hali yapılmamış arabayı satın alarak yurtiçinde kullanmanın ve elinde bulundurmanın suç ol- duğunu vurgulayarak Kazan'ın 1918 sayıhKa- çakçılığın Önlenmesi Yasası'na aykın davran- dığını öne sürdüler. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART böyle bir taruşmaya gereksmimi ol- duğu kanısında değüim" dedi. DYP Grup Başkanvekili SafTet Ankan Bedük, dün parlamentoda düzenlediği basıa toplantısında, Demirel'in, "Yetkimolsasecimegi- denüm" görüşünü nasıl değerlen- dirdiğine ilişkin soruya, ^umhur- başkânı bunu rejime karşı bir teh- <üt ohırsa aniamında söylihor. Bu- gün için böyle bir \etkim olsaydı, Meclis'i feshederdun aniamında söylemi>T)r'1 ' karşılığını verdı. Bedük, Demirel'e fesih yetkisi verilip verilmemesi konusunda, 14 Böyle bir istegi varsa bce haber versin, grubumuzda görüşür, tarn- ŞUTZ" değerlendirmesini yaptı. D- SP Grup Başkanvekili Hik- met ühiğbay ise dün parla- mentoda düzenlediği basın toplantısında, çeşitli kesim- lerden hükümete karşı yük- selen tepkilere dikkat çeker- ken, "ÇözümTBMM'dedir'' dedi. Uluğbay, "Cumhurbaş- kam'nın ifadesindeki husus şudur: Çözümsüzlük son nokta>agefince,Cumhurbas- kanı'naTBMM'yi fesih yetki- si verilmesi bir cıkış sağlaya- bilir. Şu anda bu aşamava ge- linmedi. TBMM'de çözüm vardır. Çözümsüzlük nokta- smagefinince de TBMM ken- diniyenfleme karan verir*' di- ye konuştu. CHP Genel Sekreten Ad- nan Keskin de düzenlediği basın toplantısında Cumhur- başkanı SüJeyman Demird'i ^var olan yetkilerini daha ge- niş rxnudu kullanma>a" ça- ğınrken "\etkflerini kullamr- sa laik-demokraük cumhuri- >etinayakta katanasma büyük katkıjapar"dedı. Cumhurbaşkanı'nın yetki- lerini daha geniş biçimde kul- lanması gerekliliğini vurgu- layan Adnan Keskin, "Bu, Cumhurbaşkanı 'mn yansız olması kavramuıın arkasma saklanmayi gerektirmeyen bir düzenlemedir. Laik-de- mokratik cumhurijetin ko- runmasından herkes sorum- ludur" görüşünü dıle getirdi. BBP Genel Sekreter Yar- dımcısı Hanefi Çelik."Bu şardarda seçcne gjdilmesi ül- ke ekonomisini olumsuz etki- ler" görüşünü savunda Muhalefetin hükümeti düşürmek için gerekli 276 rakamına ulaşması zor Gensorudan sonuç çıkmayacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP ve CHP'nin, antilaik uygula- malan nedeniyle hükümet hakkında verdiği gensonı önergelennin ön göriişmesi bugün TBMM Genel Kurulu'ndayapılacak. Muhalefetin, hükümeti düşürmek için Meclis üye tamsayısının üçte ikisini oluşturan 276 rakamına ulaşması zor görünür- ken, BBP'nin de hükümete destek verme karan kesinleşti. BBP Genel Sekreter Yardımcısı Hanefi Çeük, Türkiye'de laiklik ko- nusunda "suııi gündem" yaratılma- ya çahşıldığını savunarak, "Biz re- jimin tehükedc oiduğuna inanmıyo- ruz* dedi. ANAP Genel Başkânı Mesut Yılmaz, gensoru önergelerin- de ifade edılen gerekçelerle aynı dü- şûnceleri paylaştıklannı, ancak ba- zı konularda görüşlerinin farklı ola- bileceğini söyledi. Yılmaz, bu görüş farkJıhklaruıın da genel kurulda söz alan ANAP milletvekilleri tarafin- dan dile getirileceğini bildirdı. TBMM Genel Kurulu'nda bugün yapılacak gensoru önergesinin ön- görüşmelerine REFAHYOL ortak- lan, BBP desteğini de yanına alma- nın rahatlığıyla gidecek. Kulislerde, DYP Genel Başkanı, • DSP ve CHP'nin, antilaik uygulamalan nedeniyle hükümet hakkında verdiği gensoru önergeleri bugün TBMM'de birleştirilerek görüşülecek. Bir süre önce hükümetten desteğini çektiğini açıklayan BBP, "rejimin tehlikede olmadığı" gerekçesiyle muhalefete destek vermeme karan aldı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller hakkında mu- halefetin Yüce Divan'a sevk yönün- de verdiği önergelerin bile reddedil- diğine dikkat çekilerek. "Gensonı, doğrudan hükümeti ilgilendiren bir konu. Muhalefet sonuç alama>acağı- nı bilsede önergelerle hükümeti vıp- ratmaya çahşacak. İktidar isekenet- letür" görüşleri dile getirildi. BBP'nin desteğiyle, hükümet ka- nadının parlamentodaki çoğunluğu 285'e yükselirken, muhalefet parti- len bağımsızlann tümünün desteği- ni alsa bile ancak 264 rakamına ula- şabiliyor. Kulislerde, ANAP'ın muhafaza- kâr kanadındaki bazı millervekille- rinin oylamaya katılmayabileceğine dikkat çekiidi. Gensoru oylamalannda hüküme- tin düşürülebilmesi için Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunu oluşturan 276 milletvekilinin öner- ge lehinde, "güvensiztik oyu" kul- lanması gerekiyor. BBP'den hükümete destek DSP Grup Başkanvekili Hikmet Uluğbay, yurttaşlann hükümetın an- tilaik uygulamalanna karşı parla- mentodan çözüm beklediğini belir- terek, "DSP bir yandan RP dışında- Id partilere güç biriiğj çağnsı yapa- rak ülkenln yönetimine bu partinin düşürdüğu gölgevi kaldırma girişi- mini başlatmış, diger yandan da ver- diği gensoru ile bu girişimin somut sonuca ulaşmasmın adımını atmış- nr" dedi. Bugün yapılacak gensoru görüşmelerinde kullanılacak oyla- nn ülkenin kaderini belirleyeceğini kaydeden Uluğbay, RP zihniyerinin elinden kurtulmak isteyen siyasi partileri önergelerine destek verme- ye çağırdı. BBP Genel Sekreter Yardımcısı Hanefi Çelik, DSP ve CHP'nin önergelerini içerikleri nedeniyle desteklemeyeceklerini söyledi. Çe- lik, ANAP'ın, memur maaşlan ile ilgili vereceği gensoru önergesini ise destekleyeceklerini bildirdi. Şu anda rejim açısından bir tehlike gör- mediklerini kaydeden Çelik, "Bir yandan 'Atatürk ilkeleri elden gidi- yor' diyenler, diğer taraftan dini is- tismar eden bir kesim toplumda ger- ginlik yaratmak istiyor" dedi. Bir soru üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, "rejim tehü- kede" uyansına dikkat çekerek, "Cumhurbaşkanı'nın bu konuda uyarjda bulunması en tabii hakla- dır. Çünkü rejimi konıyacakJann başuıda cumhurbaşkanı geUr. Ama rejime karşı suç işleyenler de anaya- sa veyasalar çerçevesinde cezalandı- nhr" görüşünü savundu. DYP Grup Başkanvekili Saffet Ankan Bedük, gensoruda sıkıntı ol- mayacağını belirtirken, yann yapı- lacak DYP grup toplantısınm bugü- ne alınması dikkat cekti. DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çiller'in grupta gensoruyla ilgili bağlayıcı karar is- teyeceği kaydedildi. UZ YAZII ORHAN BtRGÎT REFAHYOL hükümetinin çevresin- deki sıcaklığın kaynama noktasına yaklaştığı bir sırada, Demokratik Sol . Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin ; verdikleri gensorulann görüşülmesi- ne bugün Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde başlanıyor. 'TOFAŞ, TEDAŞ' dosyalan ve hele açık, elle tutulur ka- nıtlan olan 'malvariığıile ilgiliiddialar'ı içeren soruşturma önergelerinin ikti- dar partilerindeki dayanışması sonu- cu reddedildiği bir haftanın sonunda, bugünkü gensoru için rüzgârın yete- rirce Erbakan + Çiller ikilisine karşı estiği söylenebilir mi? Dumhurbaşkanı'nın, ülkenin en çok satan üç büyük tirajlı gazetesinin tem- sibilerini ayrı ayn Çankaya'ya davet ecip aynı gün yayımlanmasına özen gcsterdiği söyleşilerinde kullandığı sczcüklerin altını çizerseniz 'evet'. 3efah Partisi Genel Başkan Yar- dımcısı Aydın Menderes gibi darbe iledüşürülen bir başbakanın oğlu ol- rrnnın deneyimlerini de sağduyusu ilebirleştirerek pazar günkü 'Hürri- ye' gazetesinde Faruk Bildirici ile yaotığı söyleşiye bakarsanız yine 'e<et'. vienderes, bu söyleşisinde genel t«şkan yardımcısı olduğu partisini, Liderlerin Baş Ağnlan... 'eninde sonunda bir tercih yapmak için' uyanyor: "Milli Güvenlik Kurulu, 28 şubatta siyasigerilimitartışacak. Yaşanange- rilimin normale döneceği izlenimi do- ğarsa, normalizasyon sürecitamam- lanır. MGK'nin gerginliği gidereme- mesi halinde partamentonun hükû- metin çekilmesini konuşmaya başla- yacağını söyleyebilirim." Parlamento, bir hükümetin çekil- mesini iki yöntemle görüşür. Birinci yöntem, iktidar partilerinin yetkili kurullan, hükümete katılmak için verdikleri kararlardan vazgeçtik- lerini açıklarya da gruplannda bu yol- da bir karar aJııiar ki bu da 'grup içi gensoru'dur. Ya da muhalefet parti- leri, hükümete anayasal haklannı kul- lanarak gensoru verirler. Bugünkü birleşimde gündemde olan ve iki partinin ayrı ayn verdikleri gensoru önergelerinin birleştirilerek görüşülmesi bu amaca yöneliktir. Gensoru önergesini veren iki partinin üye aayısı, hükümeti düşürmeye yet- miyor. Kamuoyuna verilen imaj, BBP'nin de bu tür bir laiklik gensoru- sunda iktidar partileriyle birlikte hare- ket edeceği yolundaki davranışlan- dır. REFAHYOL iktidarının, Cumhur- başkanı'nı da gazete manşetleri yo- luyla şikâyetlerini avaz avaz duyur- maya yönelten tutumlardan ötürü sı- kıntıya sokan 'gidişatı' karşısında DSP + CHP'nin oy sayısına Anavatan Partisi grubu kaç milletvekiliyle katı- lacaktır? REFAHYOL hükümetinin güven oylamasında anamuhalefet partisi grubunun içinde bulunduğu sı- kıntıyı unutmuş görünenler, geçen hafta cuma günü, RP'nin yarı resmi organı 'Milli Gazete 'nin 9. sayfasını yukandan aşağıya kaplayan bir ha- ber-yazıyı okudular mı? Anavatan Partisi'nin 'ağırtop'\ann- dan Ankara Milletvekili Cemil Çiçek, geçen hafta partisinin Mecds grubun- da bir konuşma yapmış. Meclis grup- lan milletvekillerinin aile içinde söyle- yebilecekleri dert ve şikâyetlerini an- lattıkları 'mahrem' yerlerdir. Gazete- ci, bu 'mahrem' konuşmadan birkaç cümle koparıp alabilmek için adama- kıllı savaş verir. Konuşmanın sahibi de sözleri ne kadar duyulsun, kamu- oyunda ses versin diye düşünse de gizliliği bildiği için gönlü istese bile parti disiplini gereği olduğu kadar, ah- lak kurallanna da uymak zorunda ol- duğunu unutmaz. Gazetecinin istek- lerine karşı olabildiğince cimri davra- nır. Oysa, iktidar partisinin yan resmi organı gazete, 28 şubatta Milli Gü- venlik Kurulu'nun gündemine alına- cağı bizzat Aydın Menderes tarafin- dan açıklanan sorunlar karşısında Anavatan Partisi'ni suçlayan Cemil Çiçek'in grup konuşmasını, noktası virgülü ile yayımlayacak kadar ana- muhalefet partisi grubunun gizliliğine nüfuz etme becerisini göstermiştir. Altında konuşma sahibinin adı ve soyadı da yer aldığı için milletvekili- nin grubunda kıraat ettiği metni, bu gazeteden okuyanlar, Sayın Çiçek'in, Sayın Aydın Menderes'ten çok daha Refah Partili olduğunu kolaylıkla gö- rebiliyorlar. Bir farkla ki Menderes rejimle ilgili kaygılannı, ailesinden gelen deneyim- lerle açığa vururken Ankara Milletve- kili Cemil Çiçek, Anavatan Partisi sı- ralannda oturduğu halde, gönlünün RP'de olduğu işaretlerini 'Milli Gaze- te' sütunlarından verebilmektedir. Galiba, ülkenin içine düştüğü bur- gaç bir yönü ile parlamentomuzdaki sıralarda oturanlann, kendileriyle ilgi- li asıl yerleri bir türlü bulamamış olma- lannda yatıyor. Cemil Çiçek, partisi- nin grubunda yönetimden şikâyetle- rini açık açık söylemiş. Sonra da bun- lann destek olunmasını istediği görü- şün gazetesinde yer almasına yeşil ışık yakmış. Eski bakanın, bu görüş- lerinde başka destekçiler de bulaca- ğı kuşkusuzdur. DYP içindeki sızlanmaları baş kal- dın haline getirmek için bugünkü gen- sorunun geçmesini bekleyenlerin ol- duğu da isim isim basında yer alıyor ve ilginçtir, ismi geçenlerce yalanlan- mıyor. Ama asıl önemli işareti, partisinin önünde yol aynmı olduğunu söyle- yen Aydın Menderes verdi. Malvariı- ğı oylamasına katılmayan Menderes, bilinmez RP listesine taşıdığı Şaban Karataş'ın o günkü tutumundan ön- ceden bilgili miydi? Mart ayının dert ayı olduğunu söyleyenler, partilerin önümüzdeki haftalarda karşılaşabile- ceği sıkıntılan da kastetmiş olamaz- lar ki... POLflİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Humeyni'nin Kopyası... 1982 yılının Nisan ayı ortalan... Üst rütbeli subay- lann da katıldığı ekonomik kurul toplantı halinde... Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Jur- gut Özal, bir tarikat şeyhini telefonla anyor. özal, tarikat şeyhiyle 'çok samimi' bir biçimde konuşur- ken şöyle diyor "Senin işin tamam. Konsey üyeterinden söz aldım, ilin sıkıyönetim komutanına dunımun bildirildi. Ra- hatça dolaşabilirsin, seni yakalamayacaklar. Ancak ortalıkta fazla dolaşma, vaaz verme. Ama taraftar- lannla ilişkini sıklaştır, Konsey 'in ıcraatlanna destek ver..." Konuşmayı dinleyen bir yüksek rütbeli subay Özal'a bakıyor. Özal ise hiç oralı olmuyor. Subay o anda emekliliğini istemeye karar veriyor ama vaz- geçiyor. Subayın düşüncesi şu o anda: "Herhalde Atatürk'ün kemikleri sızlıyordur..." O tarihte tarikat şeyhi ilin sıkıyönetimi tarafindan aranıyor ama hiçbir zaman yakalanmıyor. Şeyh, Ege yöresinde dolaşırken valiterin ve emniyet mü- dürlerinın korumasına giriyor... AcabaÖzal, tarikatşeyhine 'dokunulmaması' için ntçin güvence veriyor? Bunun yanrtını şimdi emekli olan bir başka yüksek rütbeli subay veriyor: "1982Anayasası 'nın oylaması öncesi lzmir"in Ha- tay semtinde bir apartmanın üçüncü katındaki da- irede toplantı yapıldı. Burası bir kooperatif sitesiydi ve o sitede sadece bir tarikatın müritleri otururdu. Sitenin ortaklan arasında, 1983 seçımlennden son- ra politikaya giren, ANAP'tan milletvekili seçilen, özal'ın basbakanlığında bakan olanlarbile vardı." Soru: "O toplantıda ne konuştunuz?" Yanrt: "Tarikat şeyhinin ve yandaşlannın anayasa oyla- ması öncesi 'evet' kampanyasına katılmalannı iste- dik..." Tarikat şeyhi, 'ordu içindekiyandaşlanna dokunul- mayacağı' güvencesini aldıktan sonra, 1982 yılının Eylül ortalannda anayasa oylaması için 'evet' kam- panyası çalışmalanna başlıyor... ••• 1982 Anayasası oylamasına 'evet' diyen tarikat şeyhinin ekonomik ve siyasi gücü işte bu yıllarda iv- me kazanmaya başladı. Sonra ne oldu? Nurcular bölündü... Tarikat şeyhi Nur tarikatına ihanet etmişti. Oysa Nurcular 1950'den itibaren önce DP'ye, ardından AP'ye destek vermişler, iki askeri darbeye karşı çıkmışlardı... Şeyh, Turgut Özal'a yakındı. Onu 1979 seçimK öncesi izmir'de tanımıştı. O dönem Özal'a şoyıt. demişti: "KeşkeAP'denadayolsaydınız, MSP'nin İzmir'de hiç şansı yokl" Kadın eli sıkmamakla ünlü ve bir ayağı Israil öte- ki ayağı ABD'de olan tarikat şeyhi 1993 seçimlerin- de ANAP'ı destekledi. Kenan Evren ve arkadaşla- n 2-3yılTSK'deki 'şeriatçısubaylara' hiç dokunma- dı... 1980 yılı ortalannda 'başörtüsü eyiemleri' İzmir'de 9 EyMJI Ûniversrteşi'nde başladı. Eylem tüm üniver- sitelere yayılırken Özal, şeyhi aradı ve yardım «stedi. Şeyh yardım etti, eylem büyümedi. Özal, şeyhi ödüJ- lendirdi... Nasıl mı? Kanun hükmünde çıkan bir kararnameyle Türk Hava Kurumu dışındaki vakıflar da kurban derisi top- layacaklardı... Bu iş, 'Fak-Fuk-Fon' adı altındaydı, ama öyle ayar- lanmıştı ki tüm şeriatçı vakıfları kapsadı. Böylece şeyhin kasasına trilyonlar akmaya başladı... ••• 1980'li yıllann sonlanna doğnj kamuoyunun gün- demine bomba gibi bir olay düştü: "Askeri liselerde şeriatçı örgûtlenme..." Acaba bu örgütlenmenın arkasında hangi vakıf vardı, bu vakıf askeri hastanelerden sakat öğren- cilere sahte sağlık raporlannı hangi doktor subaylar aracılığıyla almıştı, öğrencileri askeri liselere nasıl yerleştirmişti? İkinci bomba ise 1990 yılında patladı: "100 şeri- atçı subay ve astsubay ordudan atıldı..." Bu konulan çok yazdık, meraklısına DGM tutanak- lannı verebiliriz... Uğur Dündar'ın Arena programında 'böbrek vur- gunu'nu sanınm izlediniz. Aşağılık veyüz kızartıcı bir olaydı bu. Istanbul Kozyatağı'ndaki Meyan Hasta- nesi'nde yaşanıyordu insanlık dışı bu olay. Evet, Meyan Hastanesi'nin arkasında hangi tari- kat şeyhi vardır? Kadın eli sıkmayan şeyh, bugün Refah Partisi'ne altematif olarak sunulmak isteniyor ve 'ılımlı Islam' aldatmacasına kimi aydınlar, bilim adamlan, yazar- lar, medya patronlan, televizyoncular, politikacılarne yazık ki kanıyor... Humeyni'nin video kasetlerini izleyin, bir de tari- kat şeyhininkileri. Gülümsemeleri, yüz çizgileri, ses tonlan aynıdır... Kanmayın, oyuna gelmeyin!.. Sayın Hakkı Devrim'e not: "... gazeteci Ekrem KızıttaşV/7 söylemede birsı- kıntısı da, söyleyeceği pek bir şey de yoktu..." yeri- ne, "... gazeteci Ekrem Kızıltaş'ın söylemedeki (an- latmındaki) sıkıntıst, söyleyebileceğipekbirşeyin ol- mamasından kaynaklanıyordu" diye yazılsa daha doğıu olurdu sanınm. Saygıyla. H.Ç. Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (g PlaneLcom. TR ÇAĞDAŞ YAYINLARI HİKMET ÇETİNKAYA ÇAGININ TANIĞI ÜÇYAZAR ÇağmınTaruğı İJçYazar Sanvn «icaıo' 200.000 TL(KDVdahı()
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle