28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25ŞUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 13 Necati Cumalı'nın 'Yağmurlar ve Topraklar' adlı romam Kore diline çevrildi Aşkuı ve yaşamın evrenselliğiZEYTVEP SAYGI 50 yıl önce olmuş bir savaşın izlerin- den binyiz onlar için. Dae-Sung Kim, "Liseyi bitiren her Koreli Türkiye'yi ta- rih kitaplaruıdan tamr" diyor. Bu nok- tada çevırinin kültüTİer arası iletişrmde- kı önemli rolü de ortaya çıkıyor. Yıllar- dır Türkçeden Kore diline tek bir roman çevTİlmemiş. Ta ki ülkenin en önemli beş üniversitesinden biri olan Hankuk Üni- versitesi. dünya edebiyatına açılacak bir çeviri programı hazırlayıncayakadar. İn- giltere, Rusya, Ispanya, Brezilya, Ro- manya. Çekoslovakya, Japonya, Tayland ve Türkiye'den seçilen örnekler arasın- •da. Necati Cumah'nın yanı sıra Unanıu- no ve Milan Kundera gjbi yazarlann ya- pıtlannayer verilmiş. Üniversite saygın- lığına gölge düşürmemek için, çevirisi ya- pılacak tüm yazar ve temsilcilerinden önce ızin almış. sonra da teliflerini öde- mış. Kadınla toprak özdeş Hacettepe Üniversitesi'nde 'tarih' oku- muş olan Prof. Dr. Dae-SungKim, şu an- da Hankuk Üniversite'sınde Türkiye Araş- tırmalan Anabilim Dalı Başkanı ve öğ- retim üyesi. Üniversitenin çeviri progra- mında belirlenen 11 ülkeden biri Türki- ye olunca, Türkçe'den Kore diline çev- rilecek kitabın seçilmesi ve çevrilmesi gö- revi kendisine verilrruş. Kim, birkaç ki- tap okuduktan sonra Necati Cumah'nın 'Yağmurlar ve Topraklar' adlı kitabında karar kjlmış: "Çünkü bu kitapta, Türk ve Kore in- sanı arasındaki benzeıiikleri buldum. Ur- la, o dönemin Kore köylerine çok benzi- yor. Ancak Kore'de penç kadın ve erkek- ler arasındaki ilişki, Islam geteneğinıiz oi- madığından. bu kadar çok yargdanmıyor. Türkiye'de bir kesim çok tutucu. bir ke- simse çok aydın ve Uerigörüşlü yani uyum sağlanamıyor. Ancak anlaülan aşk öykü- sü dünyanın her yerinde yaşananlar 0- bL. Bir de romanın içinde Kore Sava- şı'na da değinildiğinden Korelilere ilginç geleceğini düşündüm. Necati Bey'in bu sa- vaşa bakış. açısını paylaşryordum" diyor. ^ r (Fotoğraflar-.KADERTUĞLA) ecati Curnah'nın 1974 yılında ilk baskısı çıkan 'Yağmurlar ve Topraklar' adlı romanı, Kore diline çevrildi. Hankuk Üniversitesi Türk Araştırmalan Bölümü Başkanı Prof. Dr. Dae- Sung Kim'in çevirisini üstlendiği kitap, Kore diline çevrilen ilk Türkçe roman olma özelliği taşıyor. Kim, 'Yağmurlar ve Topraklar'ı çevirirken birbirinden farkh görünen Türkler ve Koreliler arasındaki benzerliğin kendisini şaşırttığını belirterek "Romanda anlatılan günlük yaşantı ve aşk öyküsü tüm dünyada aynı. Yalnızca bizde tslam gelenekleri olmadığı için, aydın ve ileri görüşlü insanlarla tutucu insanlar arasındaki uyumsuzluk bu kadar vurgulu değil" diyor. Kitabın kısa bir bölümünde Kore sa- vaşından dönen bir gencin, köyün savaş- tan çok uzak ortamına uyum sağlayama- yışı anlatılır. Kım'i romanda en çok et- kileyen toprağın kadınla özdeşleştirildi- ği nokta olmuş. Urla'da nisan yağmurla- n başlamıştır, toprak canlanmaya baş- lar... u (._) Evet, dişiydi, doğurgandı bü- tün bu kırlar. Otomobillcri geçerken, ça- palan ellerinde doğrulup, tıpkı otlamayı bırakan sağmailan, binekleri gibi kendi- k'rine bakan, alyüziü,geniş kalçalı,iri gö- ğüslü kadınlar gibi dişiydi. O kadınlann bakışlan nasıl kaüksız bir dişilik gücüy- le ışıldıyorsa; göğüslerinden. kalçalann- dan hemen bölünüverip de bağunsız > a- şamak ister göriinür bir doğurganhk gü- cü nşkınyorsa, öyleydi dört yanı saran doğa (-)". Kim, romanın en son bölüm- lerinden birindeki bu satırlan işaretler- ken, "Toprak, ana gibi karşılık bekleme- den veriyor. Ve biz de toprağa çocuklan gibi bağlryız" diyor. Mutiuluk yağmura endeksli Necati Cumalı. doğduğu yer olan İz- mir'in Urla ilçesinde avukatlık yaptığı dö- nemde, kendi deyişiyle 'yaşamla, yaşa- nun gerçekteriyte tanışışının öyküsûnü1 anlatıyor 1973 yılında yazdığı 'Yağmur- larveTopraklar'da. 'Zeliş','Nalınlar' ve 'Susuz Yaz' gibi yapıtlannı bu dönemde ûretmiş yazar. "Bir roman kahramanı- nın yaşanu, üpkı insanlannki gibi, bir tek çizgi üzerinde gelişmez. 'Yağmurlar ve Topraklar' budüşünceüzerinekurulu. Ur- la'da avukatlık yaparken. bu vaşayan ka- sabada kimseciklerin gülmediğini fark ettim. Bir gün evden çıktığımdaysa rütiin ekkileri gülüyordu. Başkalan da gülü- yor. 'Hayrola?' dedim "Yüzûnüz gülü- yor'. 'Nasıl gulmeyelim' dediler. 'Bak- sana, nisan yağmuru geliyor! Altın ara- ba, gümüş tekerlek, yağmur geliyor!.' O zaman antadım ki insanlann 365 gün ne- seleri mutiuluklan yağmura endeksH Ro- manı ay ay bölmemin sebebi bu. Roman- da toprak mülkiyetinin oluşum şekiUeri de var. Avukatiığımdan gelen bir tecrii- be. Ve bütün bunlann arasında bir de aşk var. Çünkü insanlann yaşamlan tek bir çizgjdegeüşmez" diyorCumalı. Hankuk Universitesi'nin gerçekleştırdiği çalış- madan duyduğu memnunıyetı ifade et- meyi de unutmuyor. Kore'de akademik alanda Sufiler üze- rine yaptığı araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Dae-Sung Kim de çeviriyı yaparken Hankuk Üniversitesi Türkolojı Bölü- mü'nden Ali Rıza Balaman'dan gelenek- ler konusunda yardım aldığını belirte- rek. Seul Türk Büyükelçisı HaKl Dağ'ın da çalışmayı desteklediğinı ekliyor. Fidel Castro'nun sevgilisi Natty Revualta'ya yazdığı mektuplar gün ışığma çıktı Demmcinin anhmkıkiromııntikKiiltürServisi- Fıdel Castro'nun 4950'li yıllarda hapiste bulundu- ğu sırada sevgilisine yazdığı aşk mektupları, ünlü Küba liderinin çizdiği maço ımajdan çokdaha faz- lasını yansıtıyor. 40 yılı aşkın sü- redir Küba'nın tek lideri olan Cast- ro'nun mektuplanndaki duygusal, lirik üslup, güçlü. otoriter ve dik- tatör bir yöneticiye ait olamaz gi- bi görünüyor. Castro'nun güzel ve genç kadınlara özel ilgisi olduğu bi- linen bir gerçek. Observer gazete- si tarafından ele geçirilen mektup- lar, Natty Revualta adlı bir kadına gönderilmış. tlişkilerinin başladı- ğı sırada Castro ve Natty başkala- n ile evli olduklan ıçın yaşadıkla- n aşkın 'gizli' olduğu anlaşılıyor. Kızı Alina ABD'ye kaçtı ~ Mektuplar. çiftın beraberlikle- nnden doğan 'yasadışı' kızlan Ali- na Revualta tarafından kamuoy/u- na sunuldu. Bugüne dek pek çok Şasadışı' çocuğu olduğu söylenen Castro, ıddialann hepsıni reddetti, ama Alina konusunda hep sessiz kalmayı yeğledi. Alina ise Castro rejimine karşı muhalif olmayı seç- ti. hattababasını 'şeytan'olarakni- telemektenkaçmmadı. Castroısekı- zı 1993'te küba'dan yasal olma- yan yollardan kaçtıktan sonra onun babası oldugunu 'resmen' açıkla- dı. Alina şu anda .\merika'ya ya- F.idel Castro'nun 1950'li yıllarda hapiste bulunduğu sırada kendisi gibi evli olan Natty Re\aıalta adlı bir kadma gönderdiği mektuplar, çiftin bırlikteliğinden doğan 'yasadışı' kızlan Alina Revualta tarafından kamuoyuna sunuldu. Bugün 60 yaşında olan ve hâlâ Küba'da yaşayan Natty Revualta, Castro'nun kansından boşandıktan sonra yaptığı evlilik önerisini reddetmişti. şıyor ve 'Castro ve Küba' adlı bır kıtap yazıyor. Castro, sevgilisi Natty'ye yazdığı mektuplardanbı- rinde ona olan sevgisini Tnezara ka- dar' götüreceğini ve mektuplar ol- madan yaşamımn bir anlamı olma- dığını söyleyerek şöyle bitiriyor- du: "Yanıyorum.r> Doktor bir baba ve tspanyol bir annenin kızı olan Natty ile Fidel Castro. 1953'te, yani Castro'nun General Fulgencio Batista tarafın- dan hapse konulmasından bir yıl önce tanıştılar. Castro, 18 ay ha- pishanede kaldıktan sonra salıve- rildi. Castro'nun Natty'ye besle- diği hisler, en çok bu dönemde yo- ğunlaştı. Varsıl bır aileden gelen Natty. geçmişme aldırmadan Cast- ro'nun sosyalizm üzerine düşün- celerini benimsıyor ve hıç durak- samadan kendi daıresinı Castro yandaşlannın toplantılanna açıyor- du. Natty'nin mektuplannı büyük bir sabırsızlıkla bekliyordu hapis- teki Castro. "Mektuplanmmn ken- dine ait biryaşamı oldugunu düşü- nüyorum. Pek çok sım pav laşrvor- lar; sorular soruyoriar. Sence de bütün bunlann telepath le ilgisi yok mu? Aşıklar öpüşmekten hiçbirza- man rnkmaziar.Seninyazdığın mek- tuplann her sözcüğü sanki birer aşk öpücüğü." Mektuplanndan birinde Castro hayli sitemkârdi. "Neden bana ye- şil sofada bir fotoğrafının asılıoldu- gunu daha önce söylemedin? Senin tek bir fotoğrafın için neter verece- ğimi bilmiyor musun? Eğer onu ba- na göndermezsen perişan olaca- ğun." Evlilik önerisini reddetti Meksika")a giderek, devrim ha- zırhklanna başlayan Castro, dönü- şünde Che Guevaraile bırlıkte Ma- estre ormanlannda saklandı. Bu- râda Cefia Sanchezadlı bir geriHay- la çokyakın ilişkisi oldu. Geriüa hâ- reketi içinde olduğu günlerde Natty'ye yazdığı mektuplarda her gün düzenİ! olarak ders gibi toplan- tılaryaptıklannı anlatıyordu. **Btt- nrya İdeolojik Akademi adını ver- dik Bir zamanlar silah kullanma- yı öğrenen bizler, gelecekteki bü- yük kavgamız için şündi de kitap- larla başa çıkmaya çalışıyoruz." Mektuplarda Castro'nun politik dü- şünce çizgisi de yer alıyordu. O ta- rihlerde 26 yaşında olan Castro, Natty'ye her gece uyumadan önce Karl Nlarks'ı okuduğunu anlatıyor ve halkı ezen imtiyazlı sınıfın her türlü ayncalığının yok edilmesi ge- rektjgini söylüyordu. "Küba'nın yoksulluğu. şanseseri mevdanaçık- mış bir sonuç değiL \üksek sınıfın ayıplanacak derecede duvarsızuğı- İBT Natty, ilişkılerinın gizli kalması- nı isterken Castro çok daha büyük düşler kuruyordu. Öyle ki bır gün gelecek dünyadaki herkes, 'kedi- ler bile' bu ilişkiden haberdar olup o 'büyük günü' kutlayacaklardı. Kansı MvTta'dan boşanır boşan- maz Natty'ye evlenme teklif etti Castro; ancak sevgilisi, Küba'nın ilk fırst ladysi olma şansını bır ke- nara ıtecekti. Kımilen. Castro'nun bugün 60 yaşında olan ve hâlâ Kü- ba'da yaşayan Natty ile ilişkisını sürdürdüğünü iddia etse de Alina bunu reddederek eski âşıklann ara- sında bugün hiçbir bağlantının kal- madığını öne sürüyor. Dünyanm en ünlü 'yalnız' annesi Mia Farrow'un ilk kitabı en çok satanlar arasında yer alıyor Kurban mı •••••^hramanmı?KültürServisi-Ka- tolik okulunda oku- yan temiz yüzlü bir öğrenciyi andınyor ilk bakışta. Medyaya bü- yük malzeme olan özel hayatının şimdi- ye dek söylenmemiş gerçeklerini 'What Falls Away' adlı kita- bımia anlatrken gözünüzün önüne o va- kıaı tavn geliyor. Zafer kazanmış bir ko- rriiiıan adeü. Çünkü kazandığı yabana atı- lacık bir zıfer değil: Çocuklannın vela- y e t ! Woody ABen'dan aynldıktan sonra ya- şanını bell bir dengeye oturtmaya çalışı- yot 50 yapda. ama çok daha genç gös- tcryor. Kiabından bazı bölümleri oku- rraac için se;tiği mekân anlamlı. Sosyalist, feninist yaar Emma Goldman'ın (ya da ICul Emmı) 1916 >ılında sosyalist düşün- ceerini ilk kez açıkladığı yer olan Man- Italan Un»n Square. VJia Faırow, kitabında bugüne dek ya- şsuğı ilişklen, Wood>' Alfcn ile beraber- li^ınin tün yönlerıni açıkça anlatıyor. P~nnk Sinıtra ve Andre Previn ile kısa stûEİi evlilkleryapan Farrovv 'un bugün ço- feıevlat ecindiği 14 çocuğu var. Kedileri, t.sşanlan.kuşlan, kertenkeleleri ve ço- c=udanyla3irlikte bir kır evinde yaşamı- n»ısürdürü.or şimdi. Kimsenin kendisini I—l«llywooi sosyetesinin kurbanı olarak görmesini istemı- yor. Kitabmın adını Theodore Roeth- ke'den ödünç aldığı dizeye gönderme yaparak koyan Far- rovv, eleştırmenlere göre yazarhğı ol- dukça iyi 'kıvırı- yor'. Işte. Mia'nınya- şamöyküsünden ba- zı önemli dönemeç- ler 'TarzanveJane' fılminin yıldızı Ma- ureenO'SulBvan'ın F r a n k S i n a t r a ü e lasa s ü r e l i b i r e v l m k yzP™ > I i ünlüfılmi '80GündeDünyaTunı'nunyö- netmeni John Farrovv. Mia'nın erkek kar- deşinin bir kaza sonucu ölümüyle mutlu aile tablosu bozuluyor ve anne-baba kısa bir süre sonra aynlıyorlar. Mia, annesıyle birlikte Nevv York'a gidiyor ve 17 yaşın- da sahneye adım atıyor. İlk tanıştığı ve âşık olduğu kişı ressam Sarvador Dali. 19 yaşında Frank Sinatra ile karşılaşıyor. O tarihlerde AvaGardner ile evli olan Sinat- ra, genç lozın kalbinı çeliyor ve hemen ev- leniyorlar. 50 yaşındaki Sinatra ve 19 ya- şındaki Mia arasındaki ilişki inişli çıkış- lı. Sinatra şefkatlı ama dengesiz. Ancak Mia, Las Vegas gecelerinden kısa sürede bıkıyor ve birbırlerini ne kadar az tanıdık- lannı fark ediyor. Evlilik gerçekleştiğı gi- bi aniden sona eriyor. Mia, 'Rosemary'nin Bebeği' fılminin setindeyken Sinatra'nın avukatlan, ellerinde boşanma kâğıtlany- la çıkıp geliyor. Mia, okumaya bile gerek duymadan imzalıyorkâğıtlan. Boşandıktan sonra 1968'de Hindistan'a gidiyor. Maharishi ile meditasyonabaşlı- yor. Nevv York'a dönüşünde, JoniMhcheU, Mamas and Papas ve Bob Dylan'la birlik- te Vietnam savaşına yönelık protesto gös- terilerine katılıyor. 'Yaşamının en önemli dönemi' diye tanımlıyor o günleri. Ve ya- şamına kompozitör Andre Previn giriyor. Evliliklen boyunca yılın sadece 15 günü- nü birlikte geçiriyorlar. çünkü Previn her zaman çok ama çok meşgul! Aşk kısa sürede ölüyor. Mia'nın tek mutiuluk kaynağı ev- lat edindiği çocuklar. Broadvvay'de sahne- lenen 'Romantic Co- medy'de küçükbir rol ve Woody Aİlen'la tu- haf bir yolla gerçek- leşen ilk karşılaşma. Allen'a gızliden giz- liye hayranlık duyan Mia, birmektupyazıp filmlerini över. Bir ,. „ hafta sonra.Mlensek- 14 çocuğu var. reteriyle yolladığı me- sajda onu öğle yemeğine davet eder. Ken- dısınden 10 yaş büyük, etkileyici bir adam- dır. İlk karşılaşmalannda Woody sürekli soru sormaktadır. Mozart, Mahler, Schu- bert, Plato.Hıristiyanlık ve daha pek çok konuda sohbet ederler. Birlikte yaşamaya başlarlar ama Woody gürültülü bir yaşa- mı. Mia ise sakin kır evini yeğlemektedir. Mia, aynı evde oturmalan konusunda bas- kı yapmaz. Kır evine, Woody'nin geldiği zamanlarda kullanması için bir duş odası bile yaptınr çünkü bu tuhaf adam banyo- dan nefret etmektedir. Buraya kadaranlattıklarunız kitabın 192 sayfasını oluşturuyor. Geriye kalan 367 sayfa boyunca Allen ile birlikte olmanın ne anlama geldiğını anlatıyor Mia. Zevk- leri, alışkanlıklan çok farkh iki insanın cehennem hayatrndan farksız birliktelik- leri. Woody Allen'ın iki saatte bir viicut ısısını ölçmek. kalabahktan hoşlanmak. psikoloğuna danışmadan hiçbir karar al- mamak gibi garip takıntılan ortaya çıkı- yor. Mia, oğullannın mezuniyet törenine katılmayı önerdiğinde şu vanıtı verebili- yorVv'oody: "Önce, bövle bir şeyiönerme- ye hakkın olup olmadığını düşünmem ge- rek!" Mia' ile Woody arasındaki ipleri kopa- ran olay ise artık herkes tarafından bilini- yor. Allen'ın evlatlık kızlan Soon-Yi ile olan ilişkisi. Mia'nın ilk tepkisi "bu çılgınlık. benden kaynanan olmanu isteyemezsin." Ama Allen bu konuda daha serinkanlı. Soon Yi gerçek kızlan olmadığma göre or- tada ahlaken yanlış olan bir şey yok. An- cak her ikisi de artık birlikte olamayacak- lannı çok iyi biliyorlar. Mia Farrow. So- on-Yi ilegörüşmeyi aslakabul etmıyor. En büyük derdi çocuklannm skandal bır da- vanın içinde olması. Onlara yazdığı notta şöyle dıyor: "Aflemize karşı çok korkunç bir yargıda bulunuyorlar. Ne kadar üzül- düğünüzu, ne kadar kızgın olduğunuzu biiiyorum ve bunu paylaşıyorum". Şimdı en çok merak edilen soru şu: Dün- yanın en ünlü annesi Mia Farrovv, yetenek- li, ama saplantılı bıradamın kurbanı mı yok- sa yenı Amerikan melodramasının kah- ramanı mı? (Fotoğraf: UĞURGÜN\ÜZ) UPSD'den '1 dakika karanhk' eylemine destek rinin gayri meşru olarak ni-Kültür Servisi - Uluslara- rası Plastik Sanatlar Der- neği. önceki akşam dernek yönetim kurulu ve danış- ma kurulu üyelenni, Türki- ye"deki sanatçı dernekleri temsilcilerine v e basına ta- nıtmak amacıyla bir tanış- ma toplantı düzenledi. Dernek merkezinde yapı- lan toplantıda. Plastik Sanat- lar Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. Hüsamettin Ko- çan'a derneğe yaptığı kat- kıiardan dolayı bir plaket venldi Hüsamettin Koçan, yaptığı konuşmada. böyle bir plaket almaktan son de- rece memnun oldugunu ifa- de etti. Koçan, derneğin kurul- ma aşamasında büyük bir özvenyle çalıştıklannı ve artık kurumlaştıklannı v ur- gularken tutarlı ve çağdaş oluşumlara katkıda bulun- mak ve sanatçı yaratıcılığı- nın önünü açmak ıstedık- lerini dıle getirdi. Türki- ye'de sivil toplum örgütle- telendirildiği ifade eden Ko- çan, demokrasilerde sivil toplum örgütlerinin vazge- çilmez oldugunu, böylece gerçek bir demokrasi yara- tabıleceklerini sözlerineek- ledi. Gecede aynca. Genco Gülan ve Mustafa Karyağ- dı. 'Sürekli Aydınhk İçin Bir Dakika Karanlık' kam- panyasına destek vermek amacıyla dernek adına bir mekân düzenlemesi gerçek- leştirdiler. Dernek merke- zinde, 28 şubat tanhine ka- dar sergilenecek olan dü- zenlemenin, kampanyaya plastik bir yorumla katkıda bulunma amacı taşıdığı ifa- de edildi. Şeffaflık, aydın- lık ve ışık kavramlanndan yola çıkılarak yapılan ça- lışıra, Atatürk fıgürlerinde- ki rezistanslann direnç kay- bına uğrayıp işlevıni yitir- mesı bağlamında ele alın- dı. Saat 21.00'de gerçekleş- tırilen eyleme çok sayıda sanatçı katıldı. Karadağ'ın karikatür sergisi • Kültür Servisi - Ateş gazetesı çizen Turgay Karadağ. Kankatürcüler Derneği'nin Sultanahmet Yerebatan Samıcı çıkışındaki sergi salonunda karikatürlerini sergıliyor. Sergide Karadağ'ın bir yılı aşkın süredir Ateş gazetesinde çızdikleri ve son dönem çalışmalanndan derlenen yapıtlar yer alıyor. Karadağ ilk sergisini 1974 yılında açmış ve 1983 yılında "Çizgigeçmışim Bugüne" karikatür albümünü yayımlamıştı. "1 Mumdur" başlığıyla düzenlenen son sergınin açılışında ise ıhtiyacı olan vatandaşlara bir koli mumdağıtıldı. ToUu'nun pesim sergisi Galeri B'de • Kültür Servisi - Ne\ in Zahal Tollu'nun ' 1966'dan 1996'ya' başlıklı sergisi 12 mart tarihine dek Galeri B'de sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sergide sanatçının yağlıboya ve desenleri yer alıyor. Sanatçı kendisini, "Geçmişle güncel arasında gidip gelirken düşüncem tutuculuk değil. kuşaklar arası sevgi bağı. Cağdaşlığı kendi tavnmla anlatmak" cümleleriyle tanımlıyor. Yurt içi ve yurtdışında birçok sergiye katılan sanatçının. birçok kurumda yapıtlan sergileniyor. Feridun Karakaya, yeni tiyatrosunda • Kültür Servisi -Türk tiyatrosuna uzun yıllar emek \eren Feridun Karakaya. yanm asırdır görev yaptığı tstanbul Belediyesi ŞehirTiyatrolan'ndan emekli olarak kendi tiyatrosunu kurdu. Mesleğini kendine özgü sanatsal İcalıp içinde izleyenleri güldürerek veren ve düşündüren Feridun Karakaya bundan sonra oyunlannı, yenilenen Kocamustafa Paşa Çevre Tiyatrosu'nda sahneleyecek. George Feydeau'nun yazdığı ve Fendun Karakaya'nın uyarlayıp yönettiği, "Hadi Beni Gömün' adlı üç perdelik güldürü ilk sergilenecek oyun olarak belirlendi. Dekor tasanmını Ayhan Doğan'ın yaptığı oyunda. Feridun Karakaya'nın yanı sıra Altan Günbay. Bahri Beyat, Naz Önel, Demet Genç. Yalçın Avşar, Müzehher Çalışkan, Yıldınm Yanılmaz. Damla Özen, Esra Ülgen, Hakan Uyanık, Ciğdem Güven gibi sanatçılar rol ahyorlar Hanefi Yetep'in sengisi 27 şubatta • Kültür Servisi - Sanat >aşamını Berlin'de sürdüren Hanefi Yeter'in sergisi 27 şubatta Evin Sanat Galerisi'nde açılıyor. Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Atölyesi'nin ardından Berlin Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nu bitiren Yeter'in yapıtlannda insan öğesi ön planda. Sürekli başkalaşım içinde olan yaşam, zaman içerisınde güzelliklerini yitiren doğa ve tüm bu değişimlenn sorumlusu insan... Sanatçının tuvalle birlikte ahşabı da malzeme olarak kullandığı, şiirleriyle de zenginleştırdiğı vapıtlannda hep insanoğlunun serüveni ele alınıyor. Hanefi Yeter'in 20 marta dek sürecek olan sergisinde tuval ve ahşap yağlıboyalannm yanı sıra sanatçının tek tek renklendirdiği özgün baskılan da yer alacak. Genco Erkal Boğaziçi'nde • Kültür Servisi - Genco Erkal. Azız Nesin'in çeşitli yapıtlanndan oyunlaştırdığı tek kişilik oyun "Bırtakım Azızlikler"i bugün saat 20.00'de Boğazıçi Üniversitesi Büyük Toplantı Salonu'nda sahneliyor. Erkal'ın saf tavırlı, müzif oyunu>la sevimli bir güldürü olarak başlayan yapıt ikincı bölümde giderek duygu yüklü, şiırsel bir anlatıma yöneliyor. Boğaziçi Üniversitesi Gösteri Sanatlan Topluluğu-Tiyatro Boğaziçi ise Demir Demirgil Salonu'nda \Villiam Shakespeare'in "Fırtına" adlı yapıtını sahnelivor Engin Cezzar'ın konuk oyuncu olarak katılacağı oyun çarşamba saat 17.30'da, perşembe saat 19.30'da cumartesi saat 17.00'de ve pazar saat 15.00'te sahnelenecek. Lütfî Özgünayüından çevre öyküleri • Kültür Servisi - Lütfi Özgünaydın'ın çevre öykülerinden oluşan 'Şelale Söğüt Ağacı' adlı kitabı Cem Yayınevı'nden çıktı. Dokuz öyküden oluşan kitapta çiçekler, böcekler. sular, dağlar. taşlar konu alınıyor. Kitap Özgünaydın'ın daha önce açtığı Şelale sergisinin fotoğraflanyla desteklenmiş. Yazar kitabıyla ilgili olarak şunlan söylüyor: "Ülkemızde yazılanlar bizım çocuklann algılama gücünün çok gerisınde. Türkiye'dekı bütün şelalelen gezerken bu kitabı düşündüm. Çok iyi tanıdığım çocuklann algılama gücüne erişmeyi düşünerek yazdım. Doğanın ve çevTenin önemini anlatan öykülerimı şelale görüntülerinın serinligi, duruluğu ve gücü ile sunmak ıstedim."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle