Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ŞUBAT 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gizetim
süresine
ktsattma
• A>fKARA (Cumhuriyet
Biinosu) - İnsan Haklan
Derreğı Genel Başkanı
Akın Bırdal hükûmetin
TBrVM'\e sunduğu
gözeâm sürelerini kısaltan
yasa tasansını olumlu.
ancak yetersız bulduğunu
bildirdı İHD'nın tasanda
öngörülen gözetım
sürelerini de uzun
buldtgunu behnen Birdal,
"Hiilümet tasansında,
gözaltının ılk 4 gününde
kişıler avukatlanyla
görüşme olanağından
yoksun bırakılmaktadır"
dedi.
Bağ-Kur'da
basamak
yiikseltme
• A.VKARA (Cumhuriyet
Biirusu) - Bağ-Kur
sigortalılannın
bulunduklan basamaklan
12. basamağa kadar
yüksdtebılmeleri için
başvunı süresi yann sona
erecek. Bağ-fCuril
müdürlükleri. bugün de
çalışarak basamak
yükseltmek isteyenlerin
basvurulannı kabul
edecekler.
Işçi emeklilerme
bayram müjdesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Çalışma\e
Sosyal Güvenlik Bakanı
Necati Çelik, işçı
emeklilennin zam
farklannın bayramdan önce
ödeneceğini bildirdı.
Emekli Sandığı'ndan avlık
alan emekJilerin de maaş
farklan yann ödenmeye
başlanacak. Çalışma
Bakanı Çelık yaptığı yazılı
açıklamada. işçı
emeklileriyle dui ve
yetımlerinin aylıklanna
yüzde 30 artış yapıldığını
hatırlatarak. artıştan
kaynaklanan zam
farklannın 5 şubat
çarşamba ve 7 şubat cuma
günleri ödeneceğini
bildirdi. Çelik, işçi
emeklileriyle dul ve
yetımlerinın tahsıs
numaralannın son rakamı
te"k oianlartn 50 günlük,
tahsis numaralannın son
rakamı çift olanlann ise 52
günlük farklannı. ilgili
banka şubelennden
alabileceklerini kaydetti.
Ahmet Cemil
Kara öldii
• İSTANBUL (AA)-Eski
senatörlerden doktor
Ahmet Cemil Kara,
tstanbul'da öldü.
Trabzon "un Çaykara
ilçesinde 1924 yılında
doğan Kara, Ankara
Üniversıtesi Tıp
Fakültesi'ni bitirdıkten
sonra bır süre serbest
hekim olarak çalıştı. Adalet
Partisi (AP) Trabzon 11
Başkanlığı yaptıktan sonra
1. Dönem mılletvekıli
olarak TBMM'ye giren
Kara. 1975'te AP'den
Trabzon Senatörü seçildi.
Kara'nın cenazesi, bugün
Fatih Camii'nde kılınacak
ikindi namazından sonra
toprağa\erilecek.
Eceyite köşene
çekil' çağnsı
• İstanbul Haber Servisi -
Atatürkçü Düşünce
Derneğı İstanbul 11 Merkez
Şubesi Başkanı Bilge
Bilgiç, yaptığı açıklamada,
DSP Genel Başkanı BüJent
Ecevit"e "köşene çekil"'
çağnsı yaptı. Bilgiç,
Ecevit'in, devrim
yasalannı hiçe sayarak,
tarikat lıderlerine iftar
yemeği veren Başbakan
Necmettin Erbakan
hakJunda genel görüşme
önergesi veren DSP
milletvekillerinden 28'ine
b'askı yoluyla imzalannı
geri çektirme girişimini
ha>Tet \e ibretle
karşıladıklannı bildirdi.
Demirel, Elçî'yi
kabul etti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Demokratik Kitle
Partisi Genel Başkanı
Şerafettin Elçi ve
Bagkanlık Divanı üyeleri.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirei'i ziyaret ettiler.
Elçı. gazetecilere yaptığı
açıklamada. "Temel görüş
ve düşüncelerimizi
arzfitmek ve Sayın
Cuımhurbaşkanrndan
görüş ve önerilerinı almak
üzere kendilerini ziyaret
etti k. Bızim açımızdan
yararlı bir zıyarettir" dedi.
Demokratik kitle örgütleri REFAHYOL'a karşı seçenek için TBMM'ye baskı yapıyor
'Düşürün bu hükümetTANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye'deki toplam 13 mil-
yon ailenin 6 milyonunu temsıl e-
den sendikalar ile sıvil toplum ör-
gütleri, REFAHYOL'a karşı seçe-
nek oluşturulması içirı başlattıkla-
n girişimler doğrultusunda görüş-
tükleri DSP \e CHP liderlerine
"Bu hükümeti düşürün" çağnsın-
da bulundular. Türk-İş Genel Baş-
kanı Bayram Meral'ın göriişmeler
sırasında muhalefetten duyduklan
rahatsızlığı da ilettiği ve "TUR-
BAN oylamasında neden tam kad-
ro buluıunadınız" sorusunu yönelt-
tiği öğrenildi. Türk Tabipleri Bır-
lığı (TTB) Başkanı Fûsun Sayek,
gelecek günlerde hem baskı grubu-
nun daha da genişletilmesı hem de
parlamento dışı partilere dek uza-
nacak genış bır kadro ile görüşül-
mesı gerektiğını söyledı. Şeker
Bayramı'ndan sonra ANAP ve
DYP lıderleri ile de görüşülmesi
beklenirken, yapılan çağnlarözel-
likle DSP içinde yankı buldu.
Türk-lş. DİSK.TTB. Türk Ecza-
cılar Birliği, ADD \e Türkiye Es-
naf ve Sanatkârlar Konfederasyo-
nu (KESK) genel başkanlannın
DSP ve CHP ile başlattıkJan mu-
halefet turlan, diğer partilerle sü-
recek. DSP ve CHP liderlerini zi-
yaretlen sırasında Türk-İş Genel
Başkanı Bayram Meral'ın çeteler.
şeriat endişesi. özelleştiıme \e as-
ken darbenin gündeme getirilme-
sme dikkat çektıği öğrenildi. Me-
ral. DSP \e CHP liderlerine,
ANAPın TL'RBAN'daki yolsuz-
luklarla ilgili olarak verdiği soruş-
turma önergesinin oylamasında ne-
den tam kadro bulunmadıklan so-
rusunu da yöneltti. Baykal'ın bu
soruya, "Ozel bir randevum vardı.
Kaybedilmiş bir şey yok, muhteme-
len oylama yenilenecek'" karşılığı-
nı verdiği öğrenildi.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın
ziyarette. solda dayanışma ve iş-
birliğine açık olduklannı yineledi-
ği öğrenildi. Cumhuriyet'ın soru-
lannı yanıtlayan Türk-lş Başkanı
Bayram Meral, gırişimın, ülkenın
içinde bulunduğu sorunlu ortam-
dan çıloşına katkı yapmak amacıy-
labaşlatıldığını söyledi. TTB Baş-
kanı Füsun Sayek, görüşmeleri de-
ğerlendırirken "Sivil inisivatif son
derece öncnıli. Ancak bu kesinlikle
sivil muhtıra falan değir dedi. Sa-
yek. "Vbksulluk aröyor. şeriat teh-
likesL Susuriuk kazası sonrasında-
ki geiişmeler ortada.Aynca anlam-
lı olmayan bir özeileştirme faaliye-
ti var. Şeriata dönük kaşıma adım-
lan askeri müdahaJe tehdküni kar-
şıda tutuvor. Bir sivil çözüm gerek-
fi" diye konuştu.
DSP'de yönetimin solda birlik
konusundaki katı tavnndan rahat-
sızlık duyan milletvekilleri, kitle
örgütlerinin taleplerinin önemsen-
mesi gereğıne dikkat çektıler. Sen-
dikacı kökenli, DSP İstanbul Mil-
letvekili. Genel Başkan Yardımcı-
sı Cevdet Sehi "Ben DSP'nin so-
runlan çözebileceğine tnannorum.
Bu parti içinde aravıştan yanavun1
*
dedi.
Ecevife
tarikat
isyanı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DSP'li bir
grup milletvekılinın, tari-
katçıların Başbakanlık
Konutu'nda kabul gördü-
ğü iftar yemeği ile ilgili
olarak hazırladıklan genel
görüşme önergesinden
imzalannın geri çektiril-
mesi, yönetıme dönük ra-
hatsızlıldann iyıce su yü-
züne çıkmasına neden ol-
du. Önergeden imzasını
çekmeyenlerden İstanbul
Mılletvekili, Genel Baş-
kan Yardımcısı Cevdet
Sebi, "Herkesten kuşku
duyan, her hareketi kendi-
krinc karşı algılayan,
ohımsuz yonımla>an. her
konuda yetersizliklerini
gören. grubu iyi yöneteme-
yen grup yönetimi panik-
leyerek olayı sapürdı. Her
olayda art niyet anyorlar,
miDetvekillerini kolej tale-
besi gibi görmeye auşmış-
lar" dedi.
'Çok imza maksath'
DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in "Demokra-
tik sol üslubu bilerek geldi-
Dİz, burada kaimak isfi-
yorsanız bu üslubu sindir-
mek zonındasınız" uyan-
sı ve grup yöneticilerinın
girişimleri üzerine genel
görüşme önergesindeki 28
imzadan 18"i geri çektıril-
di.
Yönetım, önergenın tek
imzayla verilebileceğıni.
çok sayıda imza toplan-
masının "maksadı" oldu-
ğunu sa\Tinurken. 10 mil-
lerv ekıli önergenin grupta
tartışılarak işleme konma-
sı için ısrarlı oldu.
Genel Başkan Yardım-
cısı Cevdet Selvi, önerge-
nin tüzük, içtüzük ve yö-
netmelikler çerçevesinde
gruba verildiğini belirte-
rek "Tek imzayla verilebi-
leceği gibi, millehekilleri
birlikte de verebitir. Buna
bir engel yok. Bunun par-
lamento çahşmalan içinde
hicbir farklı tarafi yoktur"
dedi. Konunun gelecek
haftaki GYK toplantısında
da tartışılması beklenir-
ken, yönetime yakın ör-
gütlerden muhalif milet-
vekillerine tepki gelmeye
başladı. Ankara 11 Başka-
nı Hüseyin Vblkan. partı-
nin gelişimınden rahatsız-
lık duyan kimi çevTelerin.
provokasyon nıteliklı dav-
ranışlarda bulunduğunu
savundu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
I OLUMLO
İsci Partisi
'Olumlu
tarikatla
cumhuriyet
savunulmaz'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - işçi Partisi (İP)
Genel Başkan Yardımcısı
Hasan VaJçm, "Olumlu tari-
katlar da var" diyen DSP
Genel Başkanı Bülent Ece-
vit'in, DSP'li 20 milletveki-
linin Başbakan Necmettin
Erbakan'ın tarikat yemeği-
ne ilışkin genel görüşme
önergesini engellemesinı
eleştirdı. Yalçın, "Tarikatla-
n himaye ederek cumhuri-
yeti savunmak mümkün de-
ğUdir. Türkive'nin süriikJen-
diği felakete "olumlu tarikat-
lar' politikasıyla karşı kona-
maz"dedi.
İP Genel Başkan Yardım-
cısı Yalçın, yazılı açıklama-
sında. DSP lideri Ecevit'in
olumlu bulduğu tarikatlann
anayasanm güvencesi altın-
daki devrim yasalannca ya-
saklandığına dikkat çekerek,
Ecevit ve arkadaşlannın
cumhuriyetin mırasını
1960'larda reddetmeye baş-
ladığinı. şeriatın bu "reddi
mirastan" güç aldığını sa-
vundu.
CHP PaftiMeclisi'nde tarikat ve Susurluk tartışması; Deniz Baykal'a eieştiri
'Balon nmhalefetiyapiyorsunuz'CHP lierede: PM üyesi Kenan Coşar, devlette ramazan
mesaisine karşı yargıda yürütmeyi durdurma karan
aldıran Bartın Adliyesi Yazıişleri Müdürü Abdurrahman
Güzelgün kadar olamadıklannı belirterek "Neredesiniz?
TBMM'de ramazan mesaisine geçiliyor. Altında bizim
grup başkanvekilimizin de imzası var" dedi.
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP Parti Meclısı
(PM) toplantısında: laik cumhuriye-
te yönelen tehditlere karşı tutarlı bir
çizgi izlenmediği. devlette ramazan
mesaisine karşı mücadele edilmedi-
ği behrtilerek yönetime "Balon mu-
halefeti yapıyorsunuz" eleştirisi yö-
neltıldı.
PM üyelennden Kenan Coşar.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
İstanbul Emnıyet Müdürlüğü'nden
alınan Kemal Vazıcıoğlu nun Susur-
luk konusunda muhakkik atanması
önerisini "dehşet ve ürpertiyie karşı-
ladığuu" söyledi. Coşar "Yazıcıoğ-
lu'nun 12 Eylül'den sonra yapbklan,
emniyetteki Derin AraşürmaJar La-
boratuvan (DAL) gnıbunun işleri or-
tada" derken. Baykal'dan. "'Geçmişi
beni UgOendirmez. Ömer Lütfü To-
pal cinayetini aydınlatabfleceğini söy-
lemiş" yanıtını aldı.
CHP'nin önceki gün yapılan PM
toplantısında; partınin muhalefet
stratejisi. tarikatlar ve Susurluk ola-
yı konulannda uzun tartışmalara yol
açtı. Alınan bilgiye göre PM'de dile
getırilen bazı görüş ve öneriler ile tar-
tışmalar şöyle gelişti:
MustafaGazala: Laik cumhuriyet
ılkelerinden. ekonomık kazanımla-
nndan uzaklaştıncı günler yaşanıyor.
Din kurallan, şeriat özlemleriyle dev-
let yaşamına, kurallanna egemen kı-
lınmaya çalışılıyor. Parti yönetıcileri
açıklama yapıyorlar.
Kenan Coşar: Tarikatlar, laikliğc
karşı tehditler konusunda tutarlı bir
çizgi izleyemedik. Devlette ramazan
mesaisi için Bartın Adliyesi Yazıişle-
n Müdürü olan Abdurrahman Gü-
zelgün adlı bir devlet memuru mah-
kemeye başNiırdu. Şimdi Akit gaze-
tesi kendisini hedef gösteriyor. Bunu
biz göğüslemeliydik. TBMM'de ra-
mazan mesaisi önensinin altında bi-
zim grup başkanvekilimizin de imza-
sı var. Bu, tutarsızlığımızın çok so-
mut bir belgesi. CHP'nin yapması
gereken. toplumu akılcılığa çağır-
maktır. Aynca devlet faşıst çetelerle
işbirliği yapıyor.. Özel tim konusun-
da genel başkanın açıklarnalan doğ-
ru değıl. Genel başkan, 'Özel tımjan-
darmaya bağlansın" diyor. oysa özel
tim kaldınlmalıdır.
Deniz Baykal: Özel Harekât Daıre-
si kalkmalıdır. Ancak özel tim kalma-
lıdır. Terörle mücadelede yararlı ça-
hşmalan vardır.
Kenan Coşar: Genel başkan Su-
surluk konusunda da Kemal Yazıcı-
oğlu'nun muhakkik atanmasını ısti-
yor. Bu öneriyı dehşet ve ürpertıyle
karşıladım. DAL grubunu, 12 Eylül
sonrasında yapılanlan unutmadık.
(DALda, özellikle sol görüşlülereyo-
ğun işkenceleryapıldığı iddiası uzun
süre basına yansımıştı.) Bu öneri sol
anlayışla bağdaşmaz. Balon muhale-
feti yapılıyor.
Deniz Baykal: Yazıcıoğlu'nun
geçmişi beni ilgilendirmez. Topal ci-
nayetini aydınlatacağını söylemiş.
Kenan Coşar: Ne bıçim aydınlat-
ma ise aldığı ifadelerle ilgili tutanak
bile yok ortada. Ne ölçüde ciddi ol-
duğu belli.
Deniz BaykaJ: Sız kırmızı ışıldara
göre tepki koyuyorsunuz. Tahrik edi-
cı konuşmalar yapıyorsunuz.
Kenan Coşar: Vazıcıoğlu sızi ilgı-
lendirmeyebilir. Ama beni ve benim
gibi düşünenleri çok ilgilendiriyor.
Beni kırmızı ışıklara göre tepki gös-
teren bir varlık olarak tanımlamanız,
bana ve PM'ye büyük saygısızlık.
Abdülkadjr Ateş: Günlük politika
yapılıyor. TÜSİAD'ın yaptığını biz-
ler yapmalıydık.
Deniz Baykal: Hiç kimse bizim bir
çelişkimizi ortaya koyamadı. TÜSİ-
AD'ın söyledıklerini biz yıllar önce
söylemiştik.
MustafaCazala: ABD tekelleri ül-
kemız pazarlannı ele geçırmek için
sınsı bir savaş venyor. SHP-DYP or-
taklığı döneminde iki kararname çı-
kanlıp Türk tütününe kota getırilır-
ken, Amerikan tütünlerinin teşvik
edilmesi sağlandı. CHP-DYP döne-
minde de -Amerikan tütünü için teş-
vik çıkanldı. Bu kararlann altında bi-
zim bakanlanmızın imzası var.
Deniz Baykal: Slogancı bir yakla-
şımla, babadan kalma usullerle Türk
tütününü savunmak da var tabii. A-
ma bir gerçek var, Türkiye"de ve dün-
yada Amerikan Virginia ve Burkley
tütün alışkanlığı yerleşmiştir. Global-
leşmenin sonucu budur. Bizim hükü-
met ortaklığımızda imzaladığımız
teşvik de bu mantığın sonucudur.
Mustafa Gazakı: Ben slogancı
yaklaşmıyorum. Türk tütün üreticısi
korunmamıştır.
Deniz Baykal: Efendim her konu-
da değişik düşünenler olabilir.
TıIRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (â planetcom.tr
Başlıktakı parantezi atın. Sıkça
rastladığımız birterim kalıyorge-
riye: Siyasal Islam. Salt Türkiye
için değil, Akdeniz'in güneyinı ve
doğusunu kaplayan yeşil kuşak
için de bu niteleme kullanılıyor.
Refah'ın, Çiller'i stepne yapıp
hükümet olmasından sonra siya-
sal Islam, aydınlar arasında sü-
rüp gıden bır tartışma olmaktan
çıktı, Türkiye'nin güncel tartışma
konusuna dönüştü.
Önce birkaç saptama:
Siyasal Islam esas olarak Re-
fah Partısi'ndetemsil ediliyor. A-
ma Refah Partisi'nden ibaret de-
ğıl. Refah'ın dışında, yanında,
önünde. arkasında (ve tabii için-
de) çok çeşith islamcı siyasal ha-
reketler, gruplar, partiler, particik-
ler, örgütler, orgutçüklerat koştu-
ruyor. Cezayır'de gırtlak kesen
terörist gruplardan pek önemli
farkı olmayan. ağırlıklı olarak Gü-
neydoğu Anadolu'da yuvalanmış
Hizbullah Hareketi de siyasal Is-
lamın bir parçası, siyasetten uzak
durduklannı durmaksızın yinele-
yen -ömeğın- Aczmendıler de.
Türkiye, uzun süredir güçlü
gelgit dalgalan örneğı, siyasal ıs-
lamın atakları ve geri çekilmeleri
içinde çalkalanıyor. Türban tar-
Siyasal (Olmayan) İslam
tışması alevleniyor. Gerginlik tır-
manıyor. Ardından birdurgunluk
dönemine geçiliyor. Herkes bu
durgunluğun geçici olduğunun
farkında. Nitekım türban tartış-
ması sönümlenir gibiyken Tak-
sım'e cami tartışması alevleniyor.
Taksım'e camı tartışılırken bır de
Çankaya camıı gündeme gıriyor.
Tartışma tıımanıyor. Tabii gergin-
lik de...
Ömeğin imam-hatip liselerinin
ortaokul bölümlerinin kapatılma-
sı şu günlerde gündemden düş-
müş gibi. Ama kimsenin kuşku-
su yok, gene alevlenecek, gene
tartışılacak, gene bir gerginlik ne-
denı olacak. Başbakanlık'ta tari-
kat önderlerine iftar yemeği kül-
lendı gibi. Ama önümüzdeki gün-
lerde sarıklı, cüppeli şeytı, şıh ta-
kımı. gene Başbakanlık'ta. bay-
ramlaşma töreni bahanesiyle
gövde gösterisi yaparsa kimse
şaşırmayacak...
Ötuz yıla yakın muhalefet dö-
nemınden sonra iktidarın ucunu
yakalayan Refah, bu gelgıtler
içinde yol almaya çabalıyor. Sün-
gülerin ucu gösterilince geriliyor.
Onu ıktidara taşıyan alt kadrolar,
mılitanlar "Bızım iktidar olduğu-
muz nereden bellı? Her şey ge-
ne eskisi gibi..." dıye mızıldan-
maya başlayınca atağa geçıyor.
Taksim camii, Çankaya camii.
türban, ımam-hatıp liseleri, Ku-
ran kurslan, resmı dairelerde ra-
mazana özel mesai saatleri filan
hep bu geigitin yansılan...
Anımsayın, Refah'a iktidar yo-
lu açıldığında ince yorumlar dü-
zülmüş, ağır ahkâmlar kesilmiş-
tı: "Refah, sistemin içine çekile-
bilirse sorun yok. Çekilemezse
sorun ağır" denmişti.
Yürekler acısı göstergeler üre-
tilerek bu yorumlar sürdürülmüş-
tü (sürdürülüyor): Erbakan, Tan-
su Çiller'in (bir kadının) elini sıktı.
Demek sistemin içinde. Erbakan,
grup toplantısmı fatiha ile açtı.
Demek sistemin dışında. Re-
fah'ın Kayseri ıl başkanı 10 Ka-
sım'da Atatürk'e küfrettı. Refah
sistemin dışında. Erbakan ve Re-
fah yönetıcileri Anıtkabır'i ziyaret
etti. Refah sistemin içinde...
Böyle tartışmaktan çıksa çıksa
"saçmalık" çıkar.
Tartışmayı bu yüzeysellik ve
yalınkatlıkta sürdürmeyenler, Re-
fah'ın bir Müslüman demokrat
partiye dönüşüp dönüşemeye-
ceği sorusuna yanrt anyorlar.
"Müslüman demokrat" terimi
ile Batı Avrupa demokrasilerınin
Hırıstiyan demokrat partilerine
gönderme yapılıyor. işte zuma da
buradazırt diyor. Islamiyetin, öte-
ki dinlerden aynldığı nokta işte
tam burada.
Batı Avrupa, Rönesans'ta baş-
layıp Aydınlanma çağında doru-
ğuna çıkan, tarih kıtaplarında
okuduğumuz "Yüzyıl" ve "Otuz
Yıl" savaşlarının içınden geçerek,
1789'da Fransa'da, 1848'de bü-
tün Avrupa'da yaşanan burjuva
devrimleriyle noktalanan bir "ki-
lise ile hesaplaşma" dönemi ya-
şadı. Bu zoriu hesaplaşmadan,
kilise kesın bir yenilgiyle çıktı. Hı-
nstiyanlık kılisesınedöndü. Dev-
let yönetiminde, siyasal ve sos-
yal yaşamın düzenlenmesınde
bütün bir ortaçağ boyunca sür-
dürdüğü söz hakkını tümüyle yi-
tırdi. Bugünün Hıristiyan demok-
rat partileri bu uzun ve karmaşık
sürecin sonunda oluştular. Adla-
nndaki dinsel vurgu, hemen hiç-
birinın siyasal çizgisine yansımı-
yor. Böylesi bir süreç bu toprak-
lar üstünde yaşanmadı. Cami.
hemangi birhesaplaşmaya çekil-
medi. Kemalizmın mutlak iktidar
döneminde de bır hesaplaşma
değıl, bir dızginleme söz konu-
suydu. Nitekım Cumhuriyet Tür-
kıyesı'nde, Mılli Nizam Partisi -
Milli Selamet Partisi - Refah Par-
tisi çatısı altında boy gösteren si-
yasal hareket de hıçbirzaman Hı-
ristiyan demokrat partiler örneği
bir "Müslüman demokrat parti"
nitelıği taşımadı.
Çünkü Islamıyet salt inanç
dünyasını değıl, günlük yaşamın
bütün alan ve dallarını düzenle-
yen bır din. Tıcaret, hukuk, giyim
kuşam, eğrtim, öğretım, evlilik...
Evet, yaşamın bütün alanlan ve
dallannı düzenleyen kurallar. Kı-
saca: Şeriat. Yani tannsal, yani
tartışılmaz, yerine başkası kon-
maz yasalar... Dönelim yazının
başlığına: Siyasal Islam.
Pekı, bır soru: Siyasal ol-
mayan Islam mümkün mü?
POLİTtKA GUIVLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Mavi Evlen...
Sessizlik bize göre değil...
Yıldızlar bize uzanan, içimizı ısıtan sevgililer ola-
madı uzun zamandır...
Aramıza ayrılık girmeden önce belki yitik zaman-
lann ortak bir dayanışmasıydı yüreklerimizin çar-
pıntısı...
O son gece fırtınadan önceki buluşma, ayrılışın
gizemli hüznünü çiçeklere bırakıp kaçmıştı. Bir
sevda seni ve beni. kıskançlığımıza benzeyen
vahşi ormanlar gibi soluyup karanlığın ortasına
bırakmıştı...
Hep sormuş ve yanıt aramıştık:
"Sevdamız bıraktığımızyerde hâlâ duruyormuy-
du?.. O her zaman olduğu gibi yine gülümsüyor
muydu bize?.."
Herşeyi unuttuk...
Seven, sevişen her şeyi yıldızlara inat, ormanlar-
daki ağaçlara ınat, kuşlara, böceklere inat, doğan
güneşe, yağmura, fırtınaya ınat unuttuk...
Kıpırdamayıp aynı yerde kaldık...
Oysa yeryüzünde aşka karşı gelenlere amansız
bir savaş açmış. sevdanın resimlerini çoğaltıp
çocuklarımızın gözlerindeki acıların dinmesi için
'devrime' bıle inanmıştık...
Şimdi bir köşede eski mevsimlerin bize dönme-
sini, kanadı kınk kuşların yarım kalmış aşklardan
haber getirmesini bekfiyoruz...
Saçlanmız kıriaşmış, omuzlanmız çökmüş. Diz
kapaklarımızda başlayan ağnlar tüm bedenimizi
sarmış...
Tüm bunlara karşın sevdadan vazgeçmiyor, öz-
gürtük destanlannın sayfalannı kanştırmayı sürdü-
rüyoruz... Arjantinli şair Jorge Luis Borges ı oku-
yor, o kaçan yıldızlarda aşkı yeniden öğrenmeye
çalışıyoruz. Mavi evlerde, tırtuşan bahçelerde
alevler gibi titreyerek bize yansımayan sevinçleri bir
kış bahçesınden topluyoruz... O mavi evlerde ka-
rarmış kirli köşelere, eli kanlı çetelere gücümüz
yettiğince meydan okuyoruz... Aşka sımsıkı sanlıp
haykırryoruz:
"Sana sen diyorum diye de bana kızma/ Sen di-
yorum bütün sevdiklerime/ Ancak bir kez görmüş-
sem bile/ Sen diyorum bütün sevişenlere..."
• • •
Sessizlik bize göre değil...
Bak sen siyah, sen yeşil, sen lacivert, sen gri
gözlü kız!
Otlan dağlayan alevler gibi bir çıplaklık değil aşk,
sakın aldanma. Biraz Vicente oku, köpürüp akan
ırmağın kıyısında gizli, el değmemiş çimenlerin
üzerine yat. Kuşların özgür kanatlannı okşayışını
sev yürekten. Aydınlık bir coşkunun türküsünü
söyle...
Esmer yüzlere konan kış güneşinde Jose Go-
rostza'yı sev, onu tanı. Bir öpüşün bitkin tadında
Carlos'un kapısını çalıp bağır:
"Sartıoştu şair, tramvaya binmişti.
Bahçeler arkasında söküyordu şafak.
Neşeli pansiyonlar huzurlu uyuyordu.
Geçen evler de sartıoştu ne olacak!"
Özgürlüğün durmadan kucaklaştığı eski mev-
simleri aramaya gerek yok artık. En güzel ve yeni
gıysilerimizı gıyip meydanlarda topianahm... Son-
ra çığlık çığlığa koşarken tüm ağaçlara, kuşlara,
denızlere seslenelim:
"Sanki kendi kendilerine
Sıra sıra doğuyor çocuklar.
Dünyanın en güzel şeyidir aşk
(aşk ve aşkın sonuçlan)
Dansedin kardeşlerim, dansedin!
Ölüm arkadan gelsin!"
• • •
Sessizlik bize göre değil!..
Alevlerin alacakaranlığmda yitik zamanlann
sevdalarını toplamakla oyalanıyoruz artık. Gizemli
hüzünleri. bizi kışkırtan bakışlan kendi kıskançlı-
ğımızın içinde saklıyoruz...
O son fırtınayi. yağmuıian, gök gürültüsünü
sen anımsıyor musun?
Annen kollarını açmış, başını göğsüneyaslamış-
tı. Mavi evterin kiremrtleri uçuyordu. Şimşeğin
çakışı odanın içinde kırmızı bir alev kuşağını oluş-
turuyordu...
Her sevda bir özgürlük getirir yaşama. Her sev-
da okyanuslann mavisinde hesaplaşır...
Biz her şeyi, sevgiyi, sevişmeyi unuttuk. Gözle-
rimiz kirli sabahlara alışır oldu. Ellerimiz uğursuz so-
kaklarda, karanlık bedenlerde buluştu...
Esmer yüzlere konan kış güneşi, vahşi orman-
lar gibi soluyan bencılliğimiz bize her şeyi unuttur-
du...
Karanlıkta yürümek güçtür, güçtür sevdanın yü-
reğin içindeki coşkusunu anlamak. Zordur Pablo
Neruda'lı akşamlarda kaçak dalgalan bir kıyıda iz-
lemek.
Bizi anlayamayanlara. sevdanın bir özgürlük
olduğuna inanmayanlara seslenmeliyiz birlikte;
sonra çoğalmalıyız, meydanları doldururken de
tüm gücümüzle haykırmalıyız:
"Koşarak burada ağaç gemiler/ ateşin lacivert
anlanyla çevrili/ kireçleşen kalbime atılmaya gelen/
bir ırmağın suyudur adının harfleri."
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR
HİKMET CETİNKAYA
Hitınfi ( m m u u
MRAK
SANADA
BULAŞT1
KAN ==b
350.000 TL(KDVdahıl)
Çağ PazaHama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salktmsöğüt Sokak
No: 9/B Cağaloğlu İstanbul Tel:514 01 95/96
Posta çeki no.: 666322