02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gizetim süresine ktsattma • A>fKARA (Cumhuriyet Biinosu) - İnsan Haklan Derreğı Genel Başkanı Akın Bırdal hükûmetin TBrVM'\e sunduğu gözeâm sürelerini kısaltan yasa tasansını olumlu. ancak yetersız bulduğunu bildirdı İHD'nın tasanda öngörülen gözetım sürelerini de uzun buldtgunu behnen Birdal, "Hiilümet tasansında, gözaltının ılk 4 gününde kişıler avukatlanyla görüşme olanağından yoksun bırakılmaktadır" dedi. Bağ-Kur'da basamak yiikseltme • A.VKARA (Cumhuriyet Biirusu) - Bağ-Kur sigortalılannın bulunduklan basamaklan 12. basamağa kadar yüksdtebılmeleri için başvunı süresi yann sona erecek. Bağ-fCuril müdürlükleri. bugün de çalışarak basamak yükseltmek isteyenlerin basvurulannı kabul edecekler. Işçi emeklilerme bayram müjdesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Çalışma\e Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik, işçı emeklilennin zam farklannın bayramdan önce ödeneceğini bildirdı. Emekli Sandığı'ndan avlık alan emekJilerin de maaş farklan yann ödenmeye başlanacak. Çalışma Bakanı Çelık yaptığı yazılı açıklamada. işçı emeklileriyle dui ve yetımlerinin aylıklanna yüzde 30 artış yapıldığını hatırlatarak. artıştan kaynaklanan zam farklannın 5 şubat çarşamba ve 7 şubat cuma günleri ödeneceğini bildirdi. Çelik, işçi emeklileriyle dul ve yetımlerinın tahsıs numaralannın son rakamı te"k oianlartn 50 günlük, tahsis numaralannın son rakamı çift olanlann ise 52 günlük farklannı. ilgili banka şubelennden alabileceklerini kaydetti. Ahmet Cemil Kara öldii • İSTANBUL (AA)-Eski senatörlerden doktor Ahmet Cemil Kara, tstanbul'da öldü. Trabzon "un Çaykara ilçesinde 1924 yılında doğan Kara, Ankara Üniversıtesi Tıp Fakültesi'ni bitirdıkten sonra bır süre serbest hekim olarak çalıştı. Adalet Partisi (AP) Trabzon 11 Başkanlığı yaptıktan sonra 1. Dönem mılletvekıli olarak TBMM'ye giren Kara. 1975'te AP'den Trabzon Senatörü seçildi. Kara'nın cenazesi, bugün Fatih Camii'nde kılınacak ikindi namazından sonra toprağa\erilecek. Eceyite köşene çekil' çağnsı • İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneğı İstanbul 11 Merkez Şubesi Başkanı Bilge Bilgiç, yaptığı açıklamada, DSP Genel Başkanı BüJent Ecevit"e "köşene çekil"' çağnsı yaptı. Bilgiç, Ecevit'in, devrim yasalannı hiçe sayarak, tarikat lıderlerine iftar yemeği veren Başbakan Necmettin Erbakan hakJunda genel görüşme önergesi veren DSP milletvekillerinden 28'ine b'askı yoluyla imzalannı geri çektirme girişimini ha>Tet \e ibretle karşıladıklannı bildirdi. Demirel, Elçî'yi kabul etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Kitle Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi ve Bagkanlık Divanı üyeleri. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei'i ziyaret ettiler. Elçı. gazetecilere yaptığı açıklamada. "Temel görüş ve düşüncelerimizi arzfitmek ve Sayın Cuımhurbaşkanrndan görüş ve önerilerinı almak üzere kendilerini ziyaret etti k. Bızim açımızdan yararlı bir zıyarettir" dedi. Demokratik kitle örgütleri REFAHYOL'a karşı seçenek için TBMM'ye baskı yapıyor 'Düşürün bu hükümetTANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye'deki toplam 13 mil- yon ailenin 6 milyonunu temsıl e- den sendikalar ile sıvil toplum ör- gütleri, REFAHYOL'a karşı seçe- nek oluşturulması içirı başlattıkla- n girişimler doğrultusunda görüş- tükleri DSP \e CHP liderlerine "Bu hükümeti düşürün" çağnsın- da bulundular. Türk-İş Genel Baş- kanı Bayram Meral'ın göriişmeler sırasında muhalefetten duyduklan rahatsızlığı da ilettiği ve "TUR- BAN oylamasında neden tam kad- ro buluıunadınız" sorusunu yönelt- tiği öğrenildi. Türk Tabipleri Bır- lığı (TTB) Başkanı Fûsun Sayek, gelecek günlerde hem baskı grubu- nun daha da genişletilmesı hem de parlamento dışı partilere dek uza- nacak genış bır kadro ile görüşül- mesı gerektiğını söyledı. Şeker Bayramı'ndan sonra ANAP ve DYP lıderleri ile de görüşülmesi beklenirken, yapılan çağnlarözel- likle DSP içinde yankı buldu. Türk-lş. DİSK.TTB. Türk Ecza- cılar Birliği, ADD \e Türkiye Es- naf ve Sanatkârlar Konfederasyo- nu (KESK) genel başkanlannın DSP ve CHP ile başlattıkJan mu- halefet turlan, diğer partilerle sü- recek. DSP ve CHP liderlerini zi- yaretlen sırasında Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral'ın çeteler. şeriat endişesi. özelleştiıme \e as- ken darbenin gündeme getirilme- sme dikkat çektıği öğrenildi. Me- ral. DSP \e CHP liderlerine, ANAPın TL'RBAN'daki yolsuz- luklarla ilgili olarak verdiği soruş- turma önergesinin oylamasında ne- den tam kadro bulunmadıklan so- rusunu da yöneltti. Baykal'ın bu soruya, "Ozel bir randevum vardı. Kaybedilmiş bir şey yok, muhteme- len oylama yenilenecek'" karşılığı- nı verdiği öğrenildi. CHP Genel Başkanı Baykal'ın ziyarette. solda dayanışma ve iş- birliğine açık olduklannı yineledi- ği öğrenildi. Cumhuriyet'ın soru- lannı yanıtlayan Türk-lş Başkanı Bayram Meral, gırişimın, ülkenın içinde bulunduğu sorunlu ortam- dan çıloşına katkı yapmak amacıy- labaşlatıldığını söyledi. TTB Baş- kanı Füsun Sayek, görüşmeleri de- ğerlendırirken "Sivil inisivatif son derece öncnıli. Ancak bu kesinlikle sivil muhtıra falan değir dedi. Sa- yek. "Vbksulluk aröyor. şeriat teh- likesL Susuriuk kazası sonrasında- ki geiişmeler ortada.Aynca anlam- lı olmayan bir özeileştirme faaliye- ti var. Şeriata dönük kaşıma adım- lan askeri müdahaJe tehdküni kar- şıda tutuvor. Bir sivil çözüm gerek- fi" diye konuştu. DSP'de yönetimin solda birlik konusundaki katı tavnndan rahat- sızlık duyan milletvekilleri, kitle örgütlerinin taleplerinin önemsen- mesi gereğıne dikkat çektıler. Sen- dikacı kökenli, DSP İstanbul Mil- letvekili. Genel Başkan Yardımcı- sı Cevdet Sehi "Ben DSP'nin so- runlan çözebileceğine tnannorum. Bu parti içinde aravıştan yanavun1 * dedi. Ecevife tarikat isyanı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DSP'li bir grup milletvekılinın, tari- katçıların Başbakanlık Konutu'nda kabul gördü- ğü iftar yemeği ile ilgili olarak hazırladıklan genel görüşme önergesinden imzalannın geri çektiril- mesi, yönetıme dönük ra- hatsızlıldann iyıce su yü- züne çıkmasına neden ol- du. Önergeden imzasını çekmeyenlerden İstanbul Mılletvekili, Genel Baş- kan Yardımcısı Cevdet Sebi, "Herkesten kuşku duyan, her hareketi kendi- krinc karşı algılayan, ohımsuz yonımla>an. her konuda yetersizliklerini gören. grubu iyi yöneteme- yen grup yönetimi panik- leyerek olayı sapürdı. Her olayda art niyet anyorlar, miDetvekillerini kolej tale- besi gibi görmeye auşmış- lar" dedi. 'Çok imza maksath' DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in "Demokra- tik sol üslubu bilerek geldi- Dİz, burada kaimak isfi- yorsanız bu üslubu sindir- mek zonındasınız" uyan- sı ve grup yöneticilerinın girişimleri üzerine genel görüşme önergesindeki 28 imzadan 18"i geri çektıril- di. Yönetım, önergenın tek imzayla verilebileceğıni. çok sayıda imza toplan- masının "maksadı" oldu- ğunu sa\Tinurken. 10 mil- lerv ekıli önergenin grupta tartışılarak işleme konma- sı için ısrarlı oldu. Genel Başkan Yardım- cısı Cevdet Selvi, önerge- nin tüzük, içtüzük ve yö- netmelikler çerçevesinde gruba verildiğini belirte- rek "Tek imzayla verilebi- leceği gibi, millehekilleri birlikte de verebitir. Buna bir engel yok. Bunun par- lamento çahşmalan içinde hicbir farklı tarafi yoktur" dedi. Konunun gelecek haftaki GYK toplantısında da tartışılması beklenir- ken, yönetime yakın ör- gütlerden muhalif milet- vekillerine tepki gelmeye başladı. Ankara 11 Başka- nı Hüseyin Vblkan. partı- nin gelişimınden rahatsız- lık duyan kimi çevTelerin. provokasyon nıteliklı dav- ranışlarda bulunduğunu savundu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART I OLUMLO İsci Partisi 'Olumlu tarikatla cumhuriyet savunulmaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - işçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Hasan VaJçm, "Olumlu tari- katlar da var" diyen DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit'in, DSP'li 20 milletveki- linin Başbakan Necmettin Erbakan'ın tarikat yemeği- ne ilışkin genel görüşme önergesini engellemesinı eleştirdı. Yalçın, "Tarikatla- n himaye ederek cumhuri- yeti savunmak mümkün de- ğUdir. Türkive'nin süriikJen- diği felakete "olumlu tarikat- lar' politikasıyla karşı kona- maz"dedi. İP Genel Başkan Yardım- cısı Yalçın, yazılı açıklama- sında. DSP lideri Ecevit'in olumlu bulduğu tarikatlann anayasanm güvencesi altın- daki devrim yasalannca ya- saklandığına dikkat çekerek, Ecevit ve arkadaşlannın cumhuriyetin mırasını 1960'larda reddetmeye baş- ladığinı. şeriatın bu "reddi mirastan" güç aldığını sa- vundu. CHP PaftiMeclisi'nde tarikat ve Susurluk tartışması; Deniz Baykal'a eieştiri 'Balon nmhalefetiyapiyorsunuz'CHP lierede: PM üyesi Kenan Coşar, devlette ramazan mesaisine karşı yargıda yürütmeyi durdurma karan aldıran Bartın Adliyesi Yazıişleri Müdürü Abdurrahman Güzelgün kadar olamadıklannı belirterek "Neredesiniz? TBMM'de ramazan mesaisine geçiliyor. Altında bizim grup başkanvekilimizin de imzası var" dedi. TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Parti Meclısı (PM) toplantısında: laik cumhuriye- te yönelen tehditlere karşı tutarlı bir çizgi izlenmediği. devlette ramazan mesaisine karşı mücadele edilmedi- ği behrtilerek yönetime "Balon mu- halefeti yapıyorsunuz" eleştirisi yö- neltıldı. PM üyelennden Kenan Coşar. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın İstanbul Emnıyet Müdürlüğü'nden alınan Kemal Vazıcıoğlu nun Susur- luk konusunda muhakkik atanması önerisini "dehşet ve ürpertiyie karşı- ladığuu" söyledi. Coşar "Yazıcıoğ- lu'nun 12 Eylül'den sonra yapbklan, emniyetteki Derin AraşürmaJar La- boratuvan (DAL) gnıbunun işleri or- tada" derken. Baykal'dan. "'Geçmişi beni UgOendirmez. Ömer Lütfü To- pal cinayetini aydınlatabfleceğini söy- lemiş" yanıtını aldı. CHP'nin önceki gün yapılan PM toplantısında; partınin muhalefet stratejisi. tarikatlar ve Susurluk ola- yı konulannda uzun tartışmalara yol açtı. Alınan bilgiye göre PM'de dile getırilen bazı görüş ve öneriler ile tar- tışmalar şöyle gelişti: MustafaGazala: Laik cumhuriyet ılkelerinden. ekonomık kazanımla- nndan uzaklaştıncı günler yaşanıyor. Din kurallan, şeriat özlemleriyle dev- let yaşamına, kurallanna egemen kı- lınmaya çalışılıyor. Parti yönetıcileri açıklama yapıyorlar. Kenan Coşar: Tarikatlar, laikliğc karşı tehditler konusunda tutarlı bir çizgi izleyemedik. Devlette ramazan mesaisi için Bartın Adliyesi Yazıişle- n Müdürü olan Abdurrahman Gü- zelgün adlı bir devlet memuru mah- kemeye başNiırdu. Şimdi Akit gaze- tesi kendisini hedef gösteriyor. Bunu biz göğüslemeliydik. TBMM'de ra- mazan mesaisi önensinin altında bi- zim grup başkanvekilimizin de imza- sı var. Bu, tutarsızlığımızın çok so- mut bir belgesi. CHP'nin yapması gereken. toplumu akılcılığa çağır- maktır. Aynca devlet faşıst çetelerle işbirliği yapıyor.. Özel tim konusun- da genel başkanın açıklarnalan doğ- ru değıl. Genel başkan, 'Özel tımjan- darmaya bağlansın" diyor. oysa özel tim kaldınlmalıdır. Deniz Baykal: Özel Harekât Daıre- si kalkmalıdır. Ancak özel tim kalma- lıdır. Terörle mücadelede yararlı ça- hşmalan vardır. Kenan Coşar: Genel başkan Su- surluk konusunda da Kemal Yazıcı- oğlu'nun muhakkik atanmasını ısti- yor. Bu öneriyı dehşet ve ürpertıyle karşıladım. DAL grubunu, 12 Eylül sonrasında yapılanlan unutmadık. (DALda, özellikle sol görüşlülereyo- ğun işkenceleryapıldığı iddiası uzun süre basına yansımıştı.) Bu öneri sol anlayışla bağdaşmaz. Balon muhale- feti yapılıyor. Deniz Baykal: Yazıcıoğlu'nun geçmişi beni ilgilendirmez. Topal ci- nayetini aydınlatacağını söylemiş. Kenan Coşar: Ne bıçim aydınlat- ma ise aldığı ifadelerle ilgili tutanak bile yok ortada. Ne ölçüde ciddi ol- duğu belli. Deniz BaykaJ: Sız kırmızı ışıldara göre tepki koyuyorsunuz. Tahrik edi- cı konuşmalar yapıyorsunuz. Kenan Coşar: Vazıcıoğlu sızi ilgı- lendirmeyebilir. Ama beni ve benim gibi düşünenleri çok ilgilendiriyor. Beni kırmızı ışıklara göre tepki gös- teren bir varlık olarak tanımlamanız, bana ve PM'ye büyük saygısızlık. Abdülkadjr Ateş: Günlük politika yapılıyor. TÜSİAD'ın yaptığını biz- ler yapmalıydık. Deniz Baykal: Hiç kimse bizim bir çelişkimizi ortaya koyamadı. TÜSİ- AD'ın söyledıklerini biz yıllar önce söylemiştik. MustafaCazala: ABD tekelleri ül- kemız pazarlannı ele geçırmek için sınsı bir savaş venyor. SHP-DYP or- taklığı döneminde iki kararname çı- kanlıp Türk tütününe kota getırilır- ken, Amerikan tütünlerinin teşvik edilmesi sağlandı. CHP-DYP döne- minde de -Amerikan tütünü için teş- vik çıkanldı. Bu kararlann altında bi- zim bakanlanmızın imzası var. Deniz Baykal: Slogancı bir yakla- şımla, babadan kalma usullerle Türk tütününü savunmak da var tabii. A- ma bir gerçek var, Türkiye"de ve dün- yada Amerikan Virginia ve Burkley tütün alışkanlığı yerleşmiştir. Global- leşmenin sonucu budur. Bizim hükü- met ortaklığımızda imzaladığımız teşvik de bu mantığın sonucudur. Mustafa Gazakı: Ben slogancı yaklaşmıyorum. Türk tütün üreticısi korunmamıştır. Deniz Baykal: Efendim her konu- da değişik düşünenler olabilir. TıIRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (â planetcom.tr Başlıktakı parantezi atın. Sıkça rastladığımız birterim kalıyorge- riye: Siyasal Islam. Salt Türkiye için değil, Akdeniz'in güneyinı ve doğusunu kaplayan yeşil kuşak için de bu niteleme kullanılıyor. Refah'ın, Çiller'i stepne yapıp hükümet olmasından sonra siya- sal Islam, aydınlar arasında sü- rüp gıden bır tartışma olmaktan çıktı, Türkiye'nin güncel tartışma konusuna dönüştü. Önce birkaç saptama: Siyasal Islam esas olarak Re- fah Partısi'ndetemsil ediliyor. A- ma Refah Partisi'nden ibaret de- ğıl. Refah'ın dışında, yanında, önünde. arkasında (ve tabii için- de) çok çeşith islamcı siyasal ha- reketler, gruplar, partiler, particik- ler, örgütler, orgutçüklerat koştu- ruyor. Cezayır'de gırtlak kesen terörist gruplardan pek önemli farkı olmayan. ağırlıklı olarak Gü- neydoğu Anadolu'da yuvalanmış Hizbullah Hareketi de siyasal Is- lamın bir parçası, siyasetten uzak durduklannı durmaksızın yinele- yen -ömeğın- Aczmendıler de. Türkiye, uzun süredir güçlü gelgit dalgalan örneğı, siyasal ıs- lamın atakları ve geri çekilmeleri içinde çalkalanıyor. Türban tar- Siyasal (Olmayan) İslam tışması alevleniyor. Gerginlik tır- manıyor. Ardından birdurgunluk dönemine geçiliyor. Herkes bu durgunluğun geçici olduğunun farkında. Nitekım türban tartış- ması sönümlenir gibiyken Tak- sım'e cami tartışması alevleniyor. Taksım'e camı tartışılırken bır de Çankaya camıı gündeme gıriyor. Tartışma tıımanıyor. Tabii gergin- lik de... Ömeğin imam-hatip liselerinin ortaokul bölümlerinin kapatılma- sı şu günlerde gündemden düş- müş gibi. Ama kimsenin kuşku- su yok, gene alevlenecek, gene tartışılacak, gene bir gerginlik ne- denı olacak. Başbakanlık'ta tari- kat önderlerine iftar yemeği kül- lendı gibi. Ama önümüzdeki gün- lerde sarıklı, cüppeli şeytı, şıh ta- kımı. gene Başbakanlık'ta. bay- ramlaşma töreni bahanesiyle gövde gösterisi yaparsa kimse şaşırmayacak... Ötuz yıla yakın muhalefet dö- nemınden sonra iktidarın ucunu yakalayan Refah, bu gelgıtler içinde yol almaya çabalıyor. Sün- gülerin ucu gösterilince geriliyor. Onu ıktidara taşıyan alt kadrolar, mılitanlar "Bızım iktidar olduğu- muz nereden bellı? Her şey ge- ne eskisi gibi..." dıye mızıldan- maya başlayınca atağa geçıyor. Taksim camii, Çankaya camii. türban, ımam-hatıp liseleri, Ku- ran kurslan, resmı dairelerde ra- mazana özel mesai saatleri filan hep bu geigitin yansılan... Anımsayın, Refah'a iktidar yo- lu açıldığında ince yorumlar dü- zülmüş, ağır ahkâmlar kesilmiş- tı: "Refah, sistemin içine çekile- bilirse sorun yok. Çekilemezse sorun ağır" denmişti. Yürekler acısı göstergeler üre- tilerek bu yorumlar sürdürülmüş- tü (sürdürülüyor): Erbakan, Tan- su Çiller'in (bir kadının) elini sıktı. Demek sistemin içinde. Erbakan, grup toplantısmı fatiha ile açtı. Demek sistemin dışında. Re- fah'ın Kayseri ıl başkanı 10 Ka- sım'da Atatürk'e küfrettı. Refah sistemin dışında. Erbakan ve Re- fah yönetıcileri Anıtkabır'i ziyaret etti. Refah sistemin içinde... Böyle tartışmaktan çıksa çıksa "saçmalık" çıkar. Tartışmayı bu yüzeysellik ve yalınkatlıkta sürdürmeyenler, Re- fah'ın bir Müslüman demokrat partiye dönüşüp dönüşemeye- ceği sorusuna yanrt anyorlar. "Müslüman demokrat" terimi ile Batı Avrupa demokrasilerınin Hırıstiyan demokrat partilerine gönderme yapılıyor. işte zuma da buradazırt diyor. Islamiyetin, öte- ki dinlerden aynldığı nokta işte tam burada. Batı Avrupa, Rönesans'ta baş- layıp Aydınlanma çağında doru- ğuna çıkan, tarih kıtaplarında okuduğumuz "Yüzyıl" ve "Otuz Yıl" savaşlarının içınden geçerek, 1789'da Fransa'da, 1848'de bü- tün Avrupa'da yaşanan burjuva devrimleriyle noktalanan bir "ki- lise ile hesaplaşma" dönemi ya- şadı. Bu zoriu hesaplaşmadan, kilise kesın bir yenilgiyle çıktı. Hı- nstiyanlık kılisesınedöndü. Dev- let yönetiminde, siyasal ve sos- yal yaşamın düzenlenmesınde bütün bir ortaçağ boyunca sür- dürdüğü söz hakkını tümüyle yi- tırdi. Bugünün Hıristiyan demok- rat partileri bu uzun ve karmaşık sürecin sonunda oluştular. Adla- nndaki dinsel vurgu, hemen hiç- birinın siyasal çizgisine yansımı- yor. Böylesi bir süreç bu toprak- lar üstünde yaşanmadı. Cami. hemangi birhesaplaşmaya çekil- medi. Kemalizmın mutlak iktidar döneminde de bır hesaplaşma değıl, bir dızginleme söz konu- suydu. Nitekım Cumhuriyet Tür- kıyesı'nde, Mılli Nizam Partisi - Milli Selamet Partisi - Refah Par- tisi çatısı altında boy gösteren si- yasal hareket de hıçbirzaman Hı- ristiyan demokrat partiler örneği bir "Müslüman demokrat parti" nitelıği taşımadı. Çünkü Islamıyet salt inanç dünyasını değıl, günlük yaşamın bütün alan ve dallarını düzenle- yen bır din. Tıcaret, hukuk, giyim kuşam, eğrtim, öğretım, evlilik... Evet, yaşamın bütün alanlan ve dallannı düzenleyen kurallar. Kı- saca: Şeriat. Yani tannsal, yani tartışılmaz, yerine başkası kon- maz yasalar... Dönelim yazının başlığına: Siyasal Islam. Pekı, bır soru: Siyasal ol- mayan Islam mümkün mü? POLİTtKA GUIVLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Mavi Evlen... Sessizlik bize göre değil... Yıldızlar bize uzanan, içimizı ısıtan sevgililer ola- madı uzun zamandır... Aramıza ayrılık girmeden önce belki yitik zaman- lann ortak bir dayanışmasıydı yüreklerimizin çar- pıntısı... O son gece fırtınadan önceki buluşma, ayrılışın gizemli hüznünü çiçeklere bırakıp kaçmıştı. Bir sevda seni ve beni. kıskançlığımıza benzeyen vahşi ormanlar gibi soluyup karanlığın ortasına bırakmıştı... Hep sormuş ve yanıt aramıştık: "Sevdamız bıraktığımızyerde hâlâ duruyormuy- du?.. O her zaman olduğu gibi yine gülümsüyor muydu bize?.." Herşeyi unuttuk... Seven, sevişen her şeyi yıldızlara inat, ormanlar- daki ağaçlara ınat, kuşlara, böceklere inat, doğan güneşe, yağmura, fırtınaya ınat unuttuk... Kıpırdamayıp aynı yerde kaldık... Oysa yeryüzünde aşka karşı gelenlere amansız bir savaş açmış. sevdanın resimlerini çoğaltıp çocuklarımızın gözlerindeki acıların dinmesi için 'devrime' bıle inanmıştık... Şimdi bir köşede eski mevsimlerin bize dönme- sini, kanadı kınk kuşların yarım kalmış aşklardan haber getirmesini bekfiyoruz... Saçlanmız kıriaşmış, omuzlanmız çökmüş. Diz kapaklarımızda başlayan ağnlar tüm bedenimizi sarmış... Tüm bunlara karşın sevdadan vazgeçmiyor, öz- gürtük destanlannın sayfalannı kanştırmayı sürdü- rüyoruz... Arjantinli şair Jorge Luis Borges ı oku- yor, o kaçan yıldızlarda aşkı yeniden öğrenmeye çalışıyoruz. Mavi evlerde, tırtuşan bahçelerde alevler gibi titreyerek bize yansımayan sevinçleri bir kış bahçesınden topluyoruz... O mavi evlerde ka- rarmış kirli köşelere, eli kanlı çetelere gücümüz yettiğince meydan okuyoruz... Aşka sımsıkı sanlıp haykırryoruz: "Sana sen diyorum diye de bana kızma/ Sen di- yorum bütün sevdiklerime/ Ancak bir kez görmüş- sem bile/ Sen diyorum bütün sevişenlere..." • • • Sessizlik bize göre değil... Bak sen siyah, sen yeşil, sen lacivert, sen gri gözlü kız! Otlan dağlayan alevler gibi bir çıplaklık değil aşk, sakın aldanma. Biraz Vicente oku, köpürüp akan ırmağın kıyısında gizli, el değmemiş çimenlerin üzerine yat. Kuşların özgür kanatlannı okşayışını sev yürekten. Aydınlık bir coşkunun türküsünü söyle... Esmer yüzlere konan kış güneşinde Jose Go- rostza'yı sev, onu tanı. Bir öpüşün bitkin tadında Carlos'un kapısını çalıp bağır: "Sartıoştu şair, tramvaya binmişti. Bahçeler arkasında söküyordu şafak. Neşeli pansiyonlar huzurlu uyuyordu. Geçen evler de sartıoştu ne olacak!" Özgürlüğün durmadan kucaklaştığı eski mev- simleri aramaya gerek yok artık. En güzel ve yeni gıysilerimizı gıyip meydanlarda topianahm... Son- ra çığlık çığlığa koşarken tüm ağaçlara, kuşlara, denızlere seslenelim: "Sanki kendi kendilerine Sıra sıra doğuyor çocuklar. Dünyanın en güzel şeyidir aşk (aşk ve aşkın sonuçlan) Dansedin kardeşlerim, dansedin! Ölüm arkadan gelsin!" • • • Sessizlik bize göre değil!.. Alevlerin alacakaranlığmda yitik zamanlann sevdalarını toplamakla oyalanıyoruz artık. Gizemli hüzünleri. bizi kışkırtan bakışlan kendi kıskançlı- ğımızın içinde saklıyoruz... O son fırtınayi. yağmuıian, gök gürültüsünü sen anımsıyor musun? Annen kollarını açmış, başını göğsüneyaslamış- tı. Mavi evterin kiremrtleri uçuyordu. Şimşeğin çakışı odanın içinde kırmızı bir alev kuşağını oluş- turuyordu... Her sevda bir özgürlük getirir yaşama. Her sev- da okyanuslann mavisinde hesaplaşır... Biz her şeyi, sevgiyi, sevişmeyi unuttuk. Gözle- rimiz kirli sabahlara alışır oldu. Ellerimiz uğursuz so- kaklarda, karanlık bedenlerde buluştu... Esmer yüzlere konan kış güneşi, vahşi orman- lar gibi soluyan bencılliğimiz bize her şeyi unuttur- du... Karanlıkta yürümek güçtür, güçtür sevdanın yü- reğin içindeki coşkusunu anlamak. Zordur Pablo Neruda'lı akşamlarda kaçak dalgalan bir kıyıda iz- lemek. Bizi anlayamayanlara. sevdanın bir özgürlük olduğuna inanmayanlara seslenmeliyiz birlikte; sonra çoğalmalıyız, meydanları doldururken de tüm gücümüzle haykırmalıyız: "Koşarak burada ağaç gemiler/ ateşin lacivert anlanyla çevrili/ kireçleşen kalbime atılmaya gelen/ bir ırmağın suyudur adının harfleri." Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya @ Planetcom. TR HİKMET CETİNKAYA Hitınfi ( m m u u MRAK SANADA BULAŞT1 KAN ==b 350.000 TL(KDVdahıl) Çağ PazaHama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salktmsöğüt Sokak No: 9/B Cağaloğlu İstanbul Tel:514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle