02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SArFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 1997 PAZAR ıo PAZAR YAZILARI Türkiye'nin tanıtımıkötü... VİYANA AYHAN EVRENSEL Yoğun bır hafta daha geçtı Viyana'da. Başbakan Vranitzky"nin ani ıstifası ile yennı alan Klima'nın kabineyi altüst etmesı tartışmalan ülkede çok şey değiştırmedi aslında. Cumartesi akşamı istifa eden Başbakan'ın haberi, pazar akşamı TV'deki ana haber bülteninde iki buçuk dakika işlendi! Bizler, yani yabancılar. Klima'nın, ırk^ı İider Haider'e yönelik tutumunu merak ederken Haider, Erbakan'ın hükümete gelene kadar yaptığı konuşmalann Almanca çevirisini yapıyor sanki "Geür dağüımındaki eşitsizlik. AB'nin Avusturya'yı sırtından vurması, sosyal demokrasinin iflası" gibı sözler bana hiç yabancı değil nedense... Sıradan Avusturyalı için yaşam aynı. Yenı açıklanan 1996 enflasyon düzeyı bunun beürtısi: Yüzde 1.9. Türkiye için böyle bir rakamı rüyamda görsem "Hayırdır inşaHah" diye kalkanm herhalde. Yıne de Avusturyalı yöneticiler boş durmuyor. 1 Temmuz 1998'de dev ralacaklan AB dönem başkanlığı için kollar sıvanmış bile. Dışişleri bakanlığı müsteşan, bu konudakı çalışmalannı anlattığı bir toplantıda, 1998 başında Kıbns ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin tam üyeliğini ele alacak AB'nin, ılk altı ayda bir sonuca ulaşamazsa (en azından Kıbns için böyle gözûküyor). ikinci büyük genişlemenin kendi dönemlerine rastlayacağını söylüyor gururla. Biz nerede mıyiz? Tam üyeliğın iyılıği kötülüğü tartışması bır yana, öngörülen listede bile yokuz. Müsteşar. Slovenya. Çek ve Slovak cumhuriyetleri, Macanstan, Polonya ve hatta Baltık ülkelerinden söz ediyor; biz kapıda değil. avluda bekliyoruz. Halkbank Erkek Voleybol Takımı, Avrupa Şampiyonlar Ligi maçı için buradaydı çarşamba günü; yazık ki yenıldiler Beni en çok rahatsız edense. 80.000 Türk'ün yaşadığı Viyana'da böyle bir maça ben dahil 4 (dört) Türk'ün gelmesi oldu. Tanıtımda bu kadar mı kötüyüz? Takım yöneticileri, burada muhabirleri olan sevgıli basınımız, büyükelçilığımiz ne yapıyor? Söz konusu spor dalının voleybol olmasının da etkisi var. Bitkin ve üzüntülü takım yöneticılerine Viyana'yı gezdınyorum maçtan sonra. Basından çok yakınıyorlar. "Hemen her akşam yarutı saat 3. Futbol Ligi Dosyası yayımlayan TV kanallan. bir tek dış maçlanndan bile görüntü vermemiş!" Tanıtım de\ince turizmden de söz etmek gerek. Perşembe günü başlayıp bugün biten Vıyana Turizm Fuan'na katüan Türk turizmcilere ve Avusturyaa gazetecilere kent dışındaki güzel bir otelde hoşgeldiniz yemeği veren Tanrtma Müşaviriiği yetkilileri, 97 sezonundan umutlu. Fuann daha ilk dört saatinde 5000 biletli ziyaretçi gelmış. Geçen yıl 280000 Avusturyah'nın geldıği Türkiye. koşullarda köklü değişiklık olmazsa bu sezon sayıyı çok yükseltecekmış. Rakamlar hâlâ istendıgi gibi değil: 1995'te Türkjye 7 milyon turist ağırlarken 8 mılyonluk Avusturya'ya 17 milyon turist gelmiş! Yine de, >ıllanmış fotoğraflardan çıkarmışçasına gezinen rramvaylarda renkli Türkiye reklamlannı görmek insanı bır hoş ediyor. Karadeniz de yer alıyor posterlerde artık, turizmi çeşitlendırmemız gerektiğını anlamışız neyse ki. Haftayı, Avusturya Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Uğur Mumcuanısına düzenledıği. Ankara'dan Prof. Dr. Anıl Çeçen'ın geldıği toplantıyla kapattık. Oğrencılerin yoğun ilgisı sevındiricı, ama hâlâ aynı sorudayım. 80.000 insanımızın yaşadığı bu kentte. ADD'nin etkinliklerinin 100-200 katılımcıyla sınırlı kalması düşündürücü. Iyi ki doğdun sevgili Boris Yeltsin...Boris Yeltsin'in doğum gününü bir gün gecikmeyle (çünkü pazar yazılannı cumartesi günü yayımlamıyorlar) kutluyorum. Herhalde böyle bir günde kendisine iletilebilecek en iyı dilek, sağlık dileğidir. Çünkü onun hastalığından herkes yoruldu: Moskova, bütün Rusya, dünya, artık hastalık habennı verip vermemekte tereddüt eden gazeteciler... Ve en başta da Rusya lıderinin kendisi tabii. Hep birhkte yorulduk; hastane çıkışlı haberlerden ve "tıbbı-siyasi" t öngörülerden usandık. İnsanoğlunun belleği kjsa. Bizi derinden etkileyen çok önemli şeyleri bile bırkaç yıl içinde unutabiliyoruz. kendimizi zorlayarak tazeleyebıliyoruz anılanmızı. Anımsıyorum da ben bu filmi görmüştüm. küçük bir bölümünü yaşamıştım. Nasıl da unuttum... 1981 sonbahannda Moskova'ya gelmiştim. Her şeyden fazlasıyla etkilenmek için aşın derecede hazırdım. Caddeler. meydanlar, Kremlın, o zamanlar yabancısı olduğum sıradan insanlar, hatta ' yediklen "halk tipi dondurma", kısaca her şey beni kolaylıkla sarsabiliyordu. Izlenimler dizisınin bir ucu. dünyamn en güçlü ıktidarlanndan birinin tepesine uzanıyordu. Leonid Brejnev sağdı o zamanlar. (Benim buraya gelmemden kısa süre sonra Sovyet liderlerininbirbınnin peşi sıra ölüp gıtmesinde. en ufak bir sorumluluum olmadığını bir kez daha yineliyorum." "Va\ be, ne büyük adam! Kaşına. kalıbına bak!" gibi ünlemlı tepkiler vermeye pek açılmaya başladığında. MOSKOVA HAKAN AKSAY bambaşka ve bıraz tatsız bir duyguya kapıldım: Bir şeyler, olması gerektığı gibi değıldi. Brejnev 'i kabul ediyor görünen halk. özellikle de gençler ("komsomolcu voldaşlar"), kenarda köşede onunla dalga geçiyorlardı; lıderlenyle alay ediyor. onu küçümsüyorlardı. Gizlı siyasal fıkralarhem gülünçtü. hem de hep kısık sesle anlatılmanın buruk hüznünü taşıyorlardı Brejnev. resmi açıklamalardakı Brejnev deâıldi. Ya kimdi? Onu sonradan ögrendim. 18 yıllık ıktidanrun en az 6-7 yıhnda sağlığı bozuktu. Yapacağı konuşmalan yardımcılan hazırlardı. Hatta toplantılarda kendisine sorulacak sorular ve vermesi gereken cevaplar önceden ona iletilirdi. Kremlin'de 1-2 saat çalıştıktansonra özel odasına geçer uyurdu. Sonra televizyon izlerdi. Futbola bayılırdı. Kaçırdığı maçlar için televizyon müdürlerine telefon eder. "Genel istek üzerine bu akşam tekrar et!" derdi. Kendini iyi hıssettığinde avlanmasını severdi. Biberlı votka ıçerdi. Çevresindeki yağcı takımı ona birkaç ayda bır ödüller. madalyalarverdirirdi. Başkalannın yazdığı notlardan oluşan kitaplan. okullarda ders olarak okutulurdu. Afganistan savaşı da dahü, bütün önemli siyasal kararlar ""başka yerkr*'den gelir, o da "'Peki. bildiğiniz gibi yapın'" derdi. Kendi canının derdındeydi. Ama istifa etmeyi asla düşünmezdi. Ona sanki bir dehaymış gibi davranan çevresi, ülkeye durmadan küflü bir yalan kokusuyayardı... Şimdi aynı kokuyu yeniden hissediyorum Moskova'da. Yalan kokusunu. Kremlin'den yapılan açıklamalar, resmi televizyonlann duyurulan, hep aynı küflenmiş kokuyu savuruyor üzerime. "Başkan aslında gayet sağlam!" "Bugün tam iki saat eaİıştı.'* "Dün gece uyanarak bir süre evraklan inceledi." "Sabahleyin iştahı ve neşesi \erinde\di." u Yanm saatlik bir gezinti yaptL" "Çok kısa sürede tam kapasite çahşmaya başlayacak." 'Eskisinden daha büyük bir enerjiyle dönerek herkesten hesap soracak." Vesaire. vesaire... Küf kokusundan giderek daha fazla iğreniyorum... Fotoğrafın gucu Dış Haberler Servisi - İngiliz fotoğrafçı Steve Bloom, bu muhteşem dişi Zambia kaplanının güzelliğine ve gücüne hav ran kalnuştı. Bu güzeUiğin kalıcı olmasını isteyen fotoğrafçı, kaplanı görüntüledi. Ortaya çıkan müthiş fotoğraf Bloom'a ödül kazandırdı. Bloom, kaplan fotoğrafiyla, İngütere'de düzenlenen 1997 Amatör Fotoğrafçı Yanşması'run Fotoğrafın Gücü bölümünde birincilik ödülünü kazandı. Buralarda taş çok ama ekmek hiç yok! Hava güneşli, buz gibi soğuk. Yamaçlar kar kaplı. Kıvnla kıvnla uzanan yolda. dağlann sıvrisınde bulutlar. Doğa yapayalnız. Stuttgart'ın güneydoğusundaki yöreye Alb diyorlar. Tuna nehn ile Neckar arasında, tabak gibi dümdüz yayılıyor. Yükseklıği 1000 metreyi aşan. toprağı venmsiz bu yerleri insanlar pek sevmiyor. Kendi başına bırakmışlar doğayı. Rıedlingen ile Urach arasında iki günlük kış yürüyüşünde ovalan, yamaçlan ardımızda bırakıyoruz. Geçtigimiz küçük, sevımsiz köylenn sokaklan güpegündüz bomboş. Tek kula rastlamıyoruz. İCuyruğunu iki bacağı arasına sıkıştırmış köpeklerle.tarlalarda fare avına çıkmış köy kedileri gördüğümüz tek cenlılar. İnsanlar dört duvar ardına çekilmış. Münsıngen'e giden daracık yürüyüş yolu yamaçlara yükseliyor: Botlanmız karlan eziyor. Tepemızde kara kargalar uçuşuyor. Dallan kuru ağaçlara konuyorlar. Çığlık çığlığa. Doğanın ürkütücü çıplaklığmda yalnızız. Yamacı geçıp nefes nefese tepeyi aşıyoruz. Kış güneşı ısıtıyor. Şöyle bır durup. ötelere bakıyoruz. Çok uzaklarda kara lekeler görüyoruz beyazda. Hareket ediyor lekeler. ağır ağır. Bize doğru. Karlara bata çıka yolumuza devam ediyoruz. Meraklıyız. Büyük bir koyun sürüsü yaklaşan. Önde köpekler. Zıplayarak. hav layarak koşuyorlar. Sürünün peşinde ıkı çoban. Az sonra bırbınmize kavuşuyoruz. Köpekler heyecanlı. Koyunlann çevTesinde dolanıp duruyorlar. Çobanlar çok genç. Yüz STUTTCART AHMET ARPAD kılometrelık uzun bır yürüyüşe çıkmışlar. Sürüyü kış otlağına götürüyorlar. "Bessieile Arco olmasa bu zor işi başaramayız" diyorlar. Sürünün 800 koyunundan onlar da sorumlu. Sohbetimiz ayaküstü. Kışın şu haftalannda sadece Baden-W'ürttemberg eyaletinde 260 koyun sürüsünün yollarda olduğunu anlatıyorlar. Karlı patika bizi küçük bir ormana indiriyor. ÇevTesinden dolanıp ovada ilerliyoruz. Orman bitiyor. Evler götürüyor. Bu küçük köyün lokantası şansımıza açık. Atıyoruz kendimizi içen.Camlar buğulu. Kapının yanındaki yuvarlak masada köyün yaşlılan sohbetlennı kesip selamımıza karşılık venyorlar. Yaklaşan garson kadına sıcak şarap ısmarlıyoruz. Yaşlılar sohbetlerine devam ediyor. Politikadan söz ediyorler. Her yerde en sevilen konu "Hepsi yalancı, evet düpedüz yalancı" diye sesinı yükseltiyor biri öfkeli. Sözlerinden yenı vergi reformunu beğenmediği besbelli. Ötekiler susuyor.Buralara yakında canhlık gerekecek. Faşıng'e az kaldı. İnsanlar neşeye kavuşacak. Sabahin köründe davullar. trompetler. çıngıraklar. zıllerle yataklanndana fırlayacak. sokaklara koşacaklar. Köşe başlannda ateşler yanacak, kazanlar kaynayacak. Ellerinde kara çalı süpürgelen cadılar sıçraya tepıne dönüp duracak. İnsanlar suratlanna maskeler geçırecek. Gülen. sıntan, ağlayan. dışlerinı gösteren kocaman, tahtadan oyma maskeler. Renkli kâğıt fenerler karanlığı gündüze çev irecek. Bırahaneler, şaraphaneler sabahın bu ilk saatlennde açacak. İçki su gibi akacak. İnsanlar keyıflenecek. Gülecek, dans edecek, şarkılar söyleyecek.Ya sonra? Sonra günlük yaşamın gerçeklen, yalnızhğı ve sıkıcılığı yine başlayacak. Bu venmsiz topraklann insanlan yine ekmek peşinde koşacak. Iş için uzaktaki Stuttgart'a gıdecek. Sindelfıngen'in otomobil bandlannda çahşacak. Buralarda taş çok, ekmek yok. PiAR-GALLUP TÜRK HALKININ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ NOKTAiÇiNARAŞTIRDI SUSURLUK, SABIR TAŞINI CATLATIYOR MU? TÜM YÖNLERİYLE ÖLÜM KAPANLARI TERÖRE MALZEME SAĞLAYAN TRAFİK N^IUŞLİYOR? CIA'NIN BEYİN YIKAMA YÖNTEMLERİYLE, TÜRKİYE'DE KİMLERİN BEYNİ YIKANDI? EYLEM ARİFESİNDE ÜNİVERSİTELERDE NELER OLUYOR? DEMOKRASİNİN OLAY YARATAN SAHİPSİZ RAPORLARI ' ALAMANCI ANAVATANA INANCINI NASIL KAYBETTİ? ALT! OK UN ZEYNA Sl GULDALOKUDUCU TÜM YÖNLERİYLE "BARIŞ PARTISI AYDINL1K ICIN B'R DAKİKA KARANUK Kokta Dergi&i, înternet Web Adresi:hıip: M«H.med\d Nokta Dergisi. E-Maü Adresi: mjkıa<amcd>ate\ MURAT seni çok çok özledik. Muhakkak ara. Annen: R DT. Baban: N. DT. SATILIK Sahibinden Vosvos 1976, 1200 L Tel.(0212)25263 75 TEŞEKKUR KORKlTTuınun acibinı paylaşan. bağışta bulunan (TE\'). aıusına fıdandıken(ÇEKUL)\e anı kıtapl\ğ\na katkıda bulunan (Gösterlı Köyu tlkokulu Nığde) tüm dostlara teşekkür ederim NUR BALKAN- ATLI ILAN T.C. YENİHİSAR SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1995'77 Davacı Saniye Sevil Özermen vekili tarafından da- valılar Hüseyin Göksel Edremit v e arkadaşlan aleyhi- ne açılan taksim davasında: Dava konusu Yenihisar Gevker mevkii 8503 sahife 8161 parselde kayıtlı taşınmazın hissedarlar arasında aynen taksiminin mümkün bulunmaması nedeniyle ta- şmmazın ilanen satüarak ortaklığımn giderilmesine karar verilmiş olup davalılar Hüseyin Göksel Edremit- Nurten Edremit- Göksel Kadn Edremit ve Nursel Ay- şe Edremit'e iş bu mahkeme karan ilanen tebliğ edil- mek üzere, ilan tarihmden itıbaren 15 gün sonra anı- lan davalılara tebliğ edilmiş ve 7 gün sonra da bu da- valılar yönünden kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 4122 Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04 ERBAA SULH HLKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996 230 Da\ acı Resıt Onder vs. v e- kılı A\ Mustafa Kök'ün da- valılar Şenf Dudu Latıfoğlu \:> haklannda açmıs olduğu taksim ızaleyi şu>Tidavasının >apılan yargılaraasında \en- len ara karan gereğınce. Da- \acılar ve vekılı Av Musta- fa Kök'ün davalılar Şerif Du- du Latıfoğlu vs hakkında aç- tığı da\ ada dav a dilekçesımn dahılı davalılara tebliğ edile- raedığı. dava düekçesınde Gazıosmanpaşa Mah. Çay kenannda kain, 498 ada, 1 parselde kayıtlı yenn satıla- rak ortaklıgın gıderılmesı ıs- tenilmektedır Dahılı davalı- lara dava dılekçesi tebliğ edı- lemedığinden gazetede ılan ettırilerek, ılan tanhınden 15 gün sonra dahılı davalılar (Ayşe Yaylacı, Fahnye Yay- lacı ve Bekir Yaylacı) mah- kememıze başvTirmadığı tak- dırde dava dılekçesinın dav a- cılara tebliğ edılmış sa>ilaca- ğı ılan olunur 16.1.1997 Basın. 4027 Gelecekte insana yer var mı? STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Amenkalı gelecekbilım profesörü Edgar Scheia, 199O'lı yıllan. yüzyılımızın son 10 yılını tahmin ederken "Gelecekte iş güvencesi arayan, bu olmadan mutiu olamayan insanlann durumu çok güç olacak" demiş. Çünkü gelecekte ış güvencesi yok. Çahştığınız işyenne ne kadar sadık ve yararlı olursanız olun. sürekli olarak başkalanyla rekabet edeceksiniz ve aynı yerde şöyle bır 5-6 yıldan fazla kalmanın. "yeteneksizlik" olarak yorumlanacagını düşüneceksinız. Sürekli olarak bir yanşta olmanız gerekıyor: **İşimden hoşnutum" demek. yeterlı değil Daha çok gelirh. daha yüksek statülü bır ış ıçın uğraşacaksınız aralıksız. O işte mutlu olup olmayacagınız, t önemli değil. Önemli olan iş pıyasasında ilerlemek: mutlu olmak değil. lsveç'e sosyal demokrasi üzerine kurulu devletçilik ve halkçılık anlayışıyla yönetildiğı sıralarda geldiğimde, düş kınklığına uğramıştım. Bir noktadan sonra kapitalizmin tıpık kurullan geçerliydi çünkü. Dış politikada sosyalist rejimlere ve Küba komünizmine sahip çıkmak. kendi evinde bu ülkelerdeki yöntemleri uygulamak için yeterli değildi. (Küba komünizmı deyışını. eski Doğu Av rupa ülkelerindekı komünizmden ayn gördüğüm için kullanıyorum). Son birkaç yıldır "yeni dünya düzenine" ayak uydurmak için bir isteri şeklınde çaba gösteren Isveç'te, "vahşi kapitaJizme" doğru hızlı bir gidiş var. Evet, belediyelerin ve il meclıslerinın kamu çalışanlannın bıraz fazla rahat olduklannı biliyorduk; doğru. Ama şimdı salt Avrupa Para Birliği'ne girebilmek için gerekli olan bütçe açığı giderme çabası sırasinda Isveçli -önce sağcı, şımdi de sosyal demokrat- yönetıciler. ne yaptıklannı bilmez hale geldiler. Hastanelerdeki personel kısıntısı; işten çıkarmalar, ya da 1998'ın sonuna dek geçerli olan "iş güvencesi yasasından" henüz "kurtulunnıadığı*' için uygulanan "bilgi ve iş getiştirme programlan" -yanı yardımcı hemşıreyı. masrafını kamu sektörünün karşıladığı ve mesleğiyle ılgisiz bir kursa göndermek- gibı eylemler, halk hastane kuyrulannda ınim inim ınlerken konuşulan tek konu durumunda. Başbakan Göran Persson için önemli olan, bütçe açığını sıfırlamak. tşsizlik oranı °o 10'u geçmış umurundadeğil. tki yıldır sağlık sektörünün deneyimlı, güvenilır personeli sürekli olarak lskender'in kılıcı tepesınde olarak çalışırken ışsiz kalırken ya da şu ya da bu konulu bir kursa gönderilerek işyennden uzaklaştınrken; Herr Persson, yakında bütçe açığının kapanacağını ve kamu sektörüne taze para geleceğını söyledı. Bu sözüne. 2000 yıhnda işsizliğin yanya indirileceği şeklindeki sözüne inanıldığı kadar inanıldı. Emekliler, haklannı savunmak için parti kurmak zorunda kaldılar. Çünkü lsveç'i "refah ülkesi" yapan onlardı ve onlardan sonrakilerin davranışlan, onlan sosyal yardım dairelerinin önünde onur kıncı şekilde beklemeye irmişti. İş pıyasasında ıse, 40'ından sonra ıskartaya çıkanlan ve 50'sınden sonra yok kabul edilen insanlar şu sıralar örgütlenme çalışmalan yapıyorlar. Hatırlatmakta yarar var; tsveç'te emekli olmak için işyılı değil, biyolojik ya§ sayılıyor. Bedensel işlerde çahşanlar için emeklilik yaşı 63, diğerleri için 65. Kısıtlı bir. şekilde de olsa 60 yaşından sonra kısmi ya da erken emeklılik olanağı var. Bu durumda, şu saptamayla noktayı koyabiliriz: İşten işe atlayarak, bir çeşit iş piyasası tarzanı olarak yaşarsanız, belki 40-45'i işsız olmadan kotanrsınız. Aksı halde, ölmüşsünüzdür ve ardınızdan okuyanınız yoktur... BORSA'NIN SEKTORU ENERJI Açıklanan bilançolarda ne var? Ereglı dugümu nasıl çözülecek? Sağlam Yatırım Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Şahin Menkul Değerler Genel Müdürü Cemal ÖZTÜRK; "Borsanın önü açık" lORSADAKTİİEHBERİNİ^İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle