Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2ŞUBAT1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Filistinlilere eski işleri iade edilmeye başlanmca 20 bin Türk işçisine dönüş yolu göründü
* •
Israil kapılaruıı kapatıyorAYŞEVILD1RJM
Filistın'le barş sürecire giren lsraii. Türk işçi-
lerine kapısınıkıpatmayahazırlamyor. tsrail'in Fi-
listinlileri eskı şlerine iade etmeye başlamasıyla
birlikte daha çe< inşaat işlennde çalışan yakJaşık
20 bin Türk işçısinin gen gönderileceği öğrenildi.
Türkiye'yleisgücüanlaşması olmayan tsrail, ya-
şanan savaş sürecinde Fılistinlilerden doğan işçı
açığını daha çok Türk işçılerle kapattı. Bırdönem
Almanya'yı "umut kapısı" gören vasıfsız ışçüer
bukez Israîl'iumut edindiler. Zengin olmakhaya-
liyk yasal veyayasadışı yollarla tsrail'e giden bir-
çok Türk. umduklannı bulamadıklan gibi şımdi
de kapı dışan edilme korkusuyla yaşıyor.
5.5 milyon nüfuslu tsrail, yabancı işçi kabul et-
mıyor. ancak yabancılan "geçici işçi" statüsünde
çalıştınvor. "Ûmuda yolculuğa" çıkan Türk işçi-
leri de bu ülkeye çeşıtlı yoldan gıriyorlar. Bu yol-
lardan bıri sık -.ık karşılaştığımız "işçi simsarla-
rı"na verilen mılyonlar, alınan turist vizesiyle ka-
çak işçı olarak çalışmak.. Ikinci yol. Israil'de iş ya-
pan Türk müteahhit firmalan.
Bir diğer yol ıse aracı firmalar... Bu firmalar ls-
raıl'de herhangı bir irrşaat firmasının ihtiyaç duy-
• Türkiye İş ve tşçi Bulma Kurumu'nun verilerine göre 1995 yıhnda İsrail'e
gönderilen işçi sayısı 3 bin 123. Ancak şu anda tsrail'de bulunan Türk işçi sayısı resmi
rakamlann çok üzerinde. Büyükelçi Barlas Özener de bunu doğruluyor. İsrail'deki Türk
işçi sayısmın bu yıl 20 bine çıktığını vaırgulayan Özener, "'îsrail, Filistinlileri eski
işlerine iade etmeye başladıkça yabancı işçiler gönderilecek" dedi.
ner ise gelen işçinin statüsü tescil edildiği için ser-
best iş arama hakkı olmadığını, işyerinden kaçan
kişinin "kaçak" muamelesi gördüğünü, gözaltına
alındıktan sonra sınırdışı edildiğini belirtiyor. ts-
rail'in bir süre kaçak işçiye göz yumduğunu ve bu
konunun üstünde fazla durmadığını anlatan Öze-
ner, artık bu durumun yavaş yavaş değışmeye baş-
ladığını belirtti. Özerıer. El Halil Banş Anlaşma-
sı'ndan sonra Filistın bölgelerinin açilması günde-
me gelince tsrail'in de Türkiye'den getinlen geçi-
ci işçi kotasını yükseltmeye başladığını ifade etti.
Bunun sonucunda da tsrail hükümetinin başta
yasadışı yollardan ülkeye gelen veya geldikten son-
ra yasadışı duruma düşmüş olanlardan başlayarak
yasal olanlan da tasfiye etme çabası içıne girdıği-
ni ve artık dışandan işçi getirilmesine izin verilme-
diğini söyledi.
Türkiye İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun verileri-
ne göre 1995 yılında İsrail'e göndenlen işçi sayı-
duğu işçiyi Türkiye'den işlemlerini tamamlayarak
İsrail'e götürüyorlar. Geçici statüde giden işçılenn
pasaportlanna hangi firmada ne kadar süreyle ça-
lışacağı da yazılıyor. Ancak buradaki firmalarla
anlaşamayan. maaşını zamanında alamayan Türk-
lerin bir kısmı başka bir iş aramaya ya da Türki-
ye'ye geri dönmeye çalışıyor.
lşıni bırakan işçi. Îsrail polisince "kaçak" sayı-
lıyor ve yakalandığı anda gözaltına alınıyor...
1996 Haziram'nda Ankara'dan îsrail'e giden Sa-
mi Çiçekde bu durumda olanlardan biri. Çiçek. Ki-
neton adh Türk aracı kunımuyla gitmış İsraiPe.
Ancak dört aydır çalıştığı Îsrail firmasından para-
sını alamamış. tşini bırakıp geri dönmek istiyor, a-
ma sözleşmesi bir yıl olduğu ıçin her an yakalanıp
hapse atılma korkusuyla yaşıyor. Çıçek. yüzlerce
Türk'ün kendisiyle aynı durumda bulunduğunu,
bir o kadannın da cezaevınde olduğunu ileri sürü-
yor. Türkiye'nin tsrail Büyükelçisı Barlas Öze-
sı 3 123. Ancak şu anda tsrail'de bulunan Türk iş-
çi sayısı resmı rakamlann çok üzerinde. Büyükel-
çi Barlas Özener de bunu doğruluyor. îsrail'deki
Türk işçi sayısının bu yıl 20 bine çıktığını vurgu-
layan Özener. "İsraü, Filistinlüeri eski işlerine
iade etmeye başladıkça yabancı işçiler gönderi-
lecek" dedi.
Israil'in tsviçre ayanndapahalı birülke olduğu-
nu anlatan Özener. "Burada adamın eline ayda
600-700 dolar geçer. Bununla günlük ihtiyaçla-
rını karşılar, çok çok ayda 30-40 dolar birikti-
rir. Bir de şirket bunları dönüşümlü kullandığı
için adam geri dönmek istemiyor. kaçıyor. O za-
man da yasadışı duruma düşüyor" diye konuş-
tu.Özener. şöyle devametti: "Zaten İsrail 5.5 mil-
yonluk bir yer, yabancı işçiye ihtiyaçları yok.
Filistinliler zaten tıkır tıkır yapıyorlar. Filistin-
li, Gazze'den kalkıyor. dolmuşuna binip işine
gidiyor, şantiye kurmak. yer ayarlamak gibi bir-
takım işlerle uğraşmıyor. Emniyet açısından gi-
riş çıkış yasağı konduğu anda iç piyasada sıkın-
tı doğdu, o zaman mecburen dışandan işçi ge-
tirilmeye başlandı. Filistinle ilişkiler dfizeldiği
ölçüde adamlar eski işlerine dönecek. bizim-
kiler de avuta çıkacak."
Susurluk
Topal'ın
ailesi
komisyonda
Haber Merkezi - Avu-
kat Ekrem Marakoğlu'nun
"Topal'ın eşi, Özer Uçuran
Çiller'den şüpheleniyor-
du" açıklaması üzenne Su-
surluk Araştırma Komisyo-
nu. Ömer Lütfû Topal'ın aı-
lesıni dinlemekaranaldı.Ci-
nayetın aydınlanması için
Emperyal Şirketi yönetıcile-
rinin ve Topal ailesinin ko-
nuşması gerektığini söyleyen
Marakoğlu, "Bir yere bir
para gönderilmişse bunu
şirketin muhasebesi. genel
müdürü ve aile bilir" dedi.
Avukat Marakoğlu, TB-
MM Susurluk Araştırma Ko-
misyonu'na verdiğı ıfadede,
Topal'ın ilk eşı Safiye Ben-
li'nın Topal cınayetinde Öz-
er Çüler'den şüphelendiğini
söyledi. Susurluk kazasından
üç gün sonra Safiye Ben-
li 'ninev inde bir davette oldu-
ğunu anlatan Marakoğlu,
"Televizyonda bu olay gün-
deme geliyor, 'kanı yerde
kalmadı" deniyor. Arkasın-
dan ben soruyorum. 'Bu
hareketçılerle. özel tim men-
suplanyla birlikte Sami Hoş-
tan ve AIi Fevzi Bir'i de alıp
götürdüler. şüpheniz varmı?'
diyorum. 'Yo hayır" diyor.
"Onlarla ılgili bir şüphemiz
yok. Sadece Özer Çiller'den
şüphe ediyorum' diyor. Bel-
ki topu dışan atmak adına
söylemiştir. Sordum ama
alabildiğim bilgi buydu"
dıye konuştu.
Komısyona Topal'ın ilk eşi
Safiye Benli'nin yanı sıra
ikinci eşi Hilal Altıntaş ve
oğlu Serdar Murat Topal'ın
da çağnlacağı bildırildi.
Berberoğlu
'Jandarma
cezaevinde
şiddet
uyguluyor'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM İnsan
Haklan Komisyonu Başkanı
DYP Eskişehir Milletvekili
Demir Berberoğlu, ilk aşa-
mada 5 cezaev i üzerinde ya-
pılan ncelernelerde jandar-
manırı dunışmalara geliş gi-
dışlerde tutuklu ve hükümlü-
lere şiidet kullandığını belir-
ledikbnnı söyledi.
Ceıaevleri binalannın
ölumsuzkoşullara zemin ha-
zırladğım kaydeden Berbe-
roğlu. "Cezaevleri bina yö-
nünckn sakıncalf dedi.
Berbtroğlu, eğitim düzeyı-
nin yiksek olması nedeniyle
terör ,uçlulannın kaldığı ko-
ğuşlain kısmen daha ıyi ko-
şullada olduSunu belirtti.
Denır Berberoğlu, Diyar-
bakiT Ankara. İstanbul'da in-
celeneleTde bulunduklan ce-
zaevbn konusunda elde et-
tikleıbulgulan değerlendir-
di. E.kı \e yeni ölçütünde fi-
ziki (urumlan ırdelenen ce-
zaevennde. son yapılan bi-
nalaın mirruri ve kullanım
yöninden başanh sayılama-
yac^mı kaydeden Berbe-
roğlı. "Adi suçtan tutuklu
ve lükümliilerin kaldığı
koğışlar kalabalık ve sağ-
lık lo^ullan bozuk, sosyal
faalutleri için mekân yok.
Devetin ilgisine muhtaç ol-
dukarıgerçek" dedi.
EP iiyeleri ve bir grup sanatçı Atatürk Kültür Merkezi önünde saat 11.0(1 sıralarında toplanarak. üzerinde "\akı-
yorlar, yıkıyorlar, tüküriiyorlar, yasaklıyorlar" yazıları bulunan siyah bir pankart açtılar. (ALPER TLRGUT)
EP'den Taksim'de camiyeprotesto
tstanbul Haber Servisi-Emeğin Partisi
(EP) üyeleri ve bir grup sanatçı, Atatürk
Kültür Merkezi (AKM) önünde
toplanarak REFAHYOL hükümetinin
kültür ve sanat alanında uyguladığı
yasaklan ve Taksim Alanfna cami
yapılması girişimlerini protesto ettı.
Atatürk Kültür Merkezi önünde saat
11.00 sıralannda toplanan sanatçılar ve
partililer, üzerinde "Yakıyorlar,
yıkıyorlar, tükürüyortar,
yasaklıyorlar" yazılan bulunan siyah
bir pankart açtılar. Emeğin Partisi Genel
Başkanı Levent Tüzel tarafından
yapılan açıklamada. REFAHYOL
hükümetinin kültür ve sanata karşı
politikalannın Türkiye'nın yalnız
bugününü değıl geleceğini de kararttığı
vurgulandı. Kültür Bakanı İsmail
Kahraman'ın bakanlık kadrolannın
tümünü görevden aldığina ve Anıtlar
Yüksek Kurulu üzerinde baskı
uyguladığına dikkat çekilen açıklamada
"Kültür ve sanat etkinliklerine
müftülerin 'Diyanet polisleri' olarak
katılmaları ve denetlemelcri, tiyatroda
şarkı kliplerinde, sinemada 'dıni
geleneklere aykın' yanlar keşfederek
bunların muhbirliğine soyunmaları,
genel müdürlükler ve belediyeler
marifetiyle yasaklama girişimleri.
yalnızca bir kültür politikasının
uygulanması olarak
değerlendirilemez. Karanlığı daha da
koyulaştırmak istemelerinin tek
nedeni, gizlemek istedikleri suçların
büvüklüğündendir" denildı.
Taksim Meydanı'na yapılacak caminin
kubbesini üç metre daha yükseltebilmek
amacıyia 264 yıllık tarihi su samıcının
yıkılmasına izin verildiği belirtilen
açıklamada özetle şu görüşlere yer
verildı: "Caminin kubbesi ancak bu
biçimde 10 metre yükseklikteki
Atatürk Anıtı'nın boyunu geçebiliyor
çünkü. Bu karara karşı çıkan Anıtlar
Yüksek Kurulu'nun üç üycsi Semavı
Eyıce, Hüsrev Tayla, Alpay Pasinli
değiştirildi. RTLK şeriatçı yayınlara
vize verdi. Çoğunluğu DYP ve RP
taraftarlarından oluşan RTÜK pek
çok yayın kuruluşuna ceza
yağdırırken "Anayasa suçu işlediği'
uzmanlarca saptanan şeriatçı
yayınların dosyalarını hasıraltı etti."
Sanatçılann yalnız olmadığı vurgulanan
açıklamaya. aralannda Zihni Anadol,
Adnan Ozyalçıner, Sennur Sezer,
Gülsüm Akyüz'ün de bulunduğu 50
kışihk bir topluluk katıldı.
Tütün ve Demokrasi M i t i n g i
Halk hükiimete muhtıra verdi
HAKAN DİRİK
AKHISAR - Tütün üreticile-
n, Özgürlük ve Dayanışma Par-
tisi'nin (ÖDP) Akhisar'da dü-
zenlediği "Tütün ve Demokra-
si Mitingi"nde hükümete
"muhtıra" verdi. ÖDP Genel
Başkanı Ufuk Uras, üreticılerin
çok zor anlar yaşadığını belirte-
rek "Ankara bu aralar kulağı-
nı askerlere vermiş durumda.
Artık üreticılerin sesini duy-
maları zamanı geldi" dedi.
Akhisar'da tş Bankası önünde
toplanan tütün üreticileri ÖDP
kamyonu eşliğinde yürüyerek
Milli Egemenlik Alanı'nda top-
landı. Ege'nin çeşitli yerlerinden
gelen üreticiler, Tekel Müdürlü-
ğü önünde tütünde oynanan
oyunlan alkışlarla protesto etti.
Yol boyunca ÖDP'liler de üre-
ticilerin tepkilerine çanlar çala-
rak emeğin sömürüye karşı aya-
ğa kalkmasını simgeleyerek des-
tek verdiler.
Üreticiler, "Üretenler bir ol-
sun. Amerikan tekelleri defol-
sun. Tütünde sömürüye son.
Marlboro cepte Türk tütünü
çöpte" sloganlan atarken.
ÖDP'liler üzerinde "Git" yazan
asker üniformalı Tansu Çiller
ve üzerinde "Örtme" yazan Er-
bakan'ın elleriyle yüzünü ört-
tüğü resim bulunan pankartlar
taşıdılar.
Mitingde konuşan Ufuk Uras
sözlerine. "Akhisar'da süpür-
me işleri nasıl gidiyor" soru-
suyla başladı. 12 Eylül'den son-
ra cebinde parası olan herkesin
kendi partisini kurduğunu belir-
ten Uras, emekçilerin partisınin
ise cebinde parası olmayan
ÖDP'liler olduğunu söyledi.
Herkesi alın terine sahip çıkma-
ya çağıran. tütünde oynanan
oyunlara son verilmesını isteyen
Uras, tütüncülerin hükümete
verdiği muhtırayı da kendisi şöy-
le okudu:
"Ankara bu aralar kulağını
askerlere vermiş durumda.
Artık üreticinin sesini duyma-
ları zamanı geldi. Tütün başfi-
yatı 600 bin, ortalama fiyatı
500 bin lira olsun. Akhisar'da-
ki sigara fabrikası açılsın. Tü-
tün piyasası hemen açılsın.
Bay ramdan önce balya başına
en az 5 milyon avans verilsin.
Tekel'den sorumlu Devlet
Bakanı Nafiz Kurt, ya bunları
yerine getirsin ya da biz kendi
yöntemlerimizle onun bay-
ramını kutlamasını biliriz."
Bedensel engellilere
tekerlekli sandalye
Bedensel Engellilerle Dayanışma
Derneği, bedensel özürlü ve
ihtiyacı olan yurttaşlara, 2 milyar
lira tutarında 10 ton erzak ve İ00
adet tekerlekli sandalye dağıttı.
Dağıtım töreninde konuşan
Dernek Başkanı Kemal Demirel,
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
özürlüler için bütçeden 1 trilyon
liralık yardım ayrıldığını ve
kaymakamlıklara en kısa sürede
gönderileceğini söylemesine karşın
böyle bir paranın gelmediğini
söyledi. Başkan Demirel, özürlüler
için eğitim merkezi kurmak ve
derneği kiradan kurtarmak
amacıyia RP'H Kartal
Belediyesi'ne ve Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'na yaptıkları
başvurulardan bugüne dek yanıt
alamadıklarını belirtti.
Ali Doğan
'Şeriatçıların
oyuncağı
olmayın'
İstanbul Haber Servisi - Hacı
Bektaş Veh Anadolu Kültür Vakfı
Genel Başkanı Ali Doğan,
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında belirlenen
ilkelerden yavaş yavaş
uzaklaşıldığına dikkat çekerek
aydın ve demokrat kesimin bu
gidişe duyarsız kaldığını belirtti.
Ali Doğan. milletvekıllerine
"Ettiğiniz yemine sahip çıkınız.
Şeriatçıların oyuncağı
olmaymız. Atatürk' ün kurduğu
cumhuriyeti 4 tane yobaza
teslim etmeyiniz" çağnsında
bulundu. Ali Doğan, yaptığı yazılı
açıklamada. bir demokrat partinin
iktidarda kalmak ve Meclis'e
gelmiş sorunlanndan kurtulmak
için laiklikten ödün verdiğini
bildırdi. Doğan, Batı'dakı laikliği
isteyenlere "Batı'daki hangi din
adamı devlet yönetmeye talip?
Hangi din adamı demokrasinin
tarifi olan 'Hâkimıyet milletindir'
sözünü tanımayıp "Hâkimıyet
Allah'ındır" diyor? Hangi din
adamı deccal demek gafletini
gösterdiği, devrimlerine saldırıyı
yaşam hiçimi haline getirdiği
Atatürk'ün annesinin
başörtüsüne sığınıyor? Hangi
din adamı şirketleri, mağazaları.
holdingleri dini imajlarla kurup
halkın inancını sömürerek
zengin oluyor" diye sordu.
Cumhuriyetten bu yana hiçbir
Müslümanın dini inançlannı
yerine getırmesine engel
olunmadığını kaydeden Doğan,
"Sonu gelmez bu demagojiye,
kurulmuş plak gibi konuşan bu
takıyyecilere gereken ortak
cevabı vermeliviz" dedi. Ali
Doğan. milletvekillerme bu gidişe
'dur' deme çağnsında bulundu.
iPli Tabakoğlu
'RP para
babalarmm
partisi'
tstanbul Haber Servisi - İşçi Par-
tisi (İP) Kartal tlçe Başkanı Tayfun
Tabakoğlu. RP'li Belediye Başkanı
Mehmet Sekmen'i, Kartal'ı "Ka-
çak, ruhsatsız de\ inşaatların yük-
seldiği bir cennet" hahne getirmek-
lesuçladı. tnşaat Mühendislen Oda-
sı tstanbul Şube Başkanı Mustafa
Ürgüplü de Kartalı "Kaçak yapı-
laşmanın bir fotoğrafı" olarak ta-
nımladı.
Tabakoğlu önümüzdeki Çarşam-
ba günü saat 14.00'te Sekmen hak-
kmda Kartal Cumhuriyet Başsavcı-
lığı'na suç duyurusunda bulunacak-
lannı kaydettı. Tabakoğlu ve Ürgüp-
lü, RP'li Kartal Belediyesi'nin ruh-
satsız yapılara göz yumduğu iddiala-
nyla ilgili olarak dün İP Kartal İlçe
Örgütü'nde bir toplantı düzenlediler.
Toplantıda basma ruhsatsız bina-
ların çekimlerini videodan izleten
Tabakoğlu, "1994'ten beri iş başın-
da bulunan RP'li belediyeler ken-
dilerini kamuoyuna 'diırüst. işbıti-
ren belediyeler' olarak tanıttılar.
Bu gerçek değildir. Bunun en so-
mut örneği Kartal'da yaşanıyor"
dedi.
RP'li Belediye Başkanı Sekmen'i
özellikle RP'nin gençlik kollan ör-
gütü olarak çalışan Milli Gençlik
Vakfına (MGV) ve İmam Hatip
Liseleri'ne (İHL) kaçak bina yap-
malanna izin vermekle suçlayan Ta-
bakoğlu, kendisini "Gladyocu" ola-
rak tanıtan Orhan Yağar'm da ka-
çak yapı oluşturmasına göz yumul-
duğunu öne sürdü.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Pinokyolar
Gestapolaşıyor mu?
Özgürlük ile "rezillik" arasında bir çizgi olmalı.
"Dil kirlenmesi", aşağılık duygusunu da aşıp re-
zillik boyutuna ulaştı. Tepkiler hemen her aklı ba-
şında kesimde yükselince de. bir yasa tasansı gel-
di gündeme... Amacı: "Türkiye Cumhuriyeti dahi-
linde Türk dilinin kullanımını düzenlemek."
ilke olarak "hayır" demek zordu.
Ama yasa metni tam olarak ortaya çıktıkça.. "dil
bekçiliği" görevini kimlerin üstlendiği anlaşıldıkça..
ve de o bekçilik meraklılan konuşmaya başladık-
ça, iş değişti.
• • •
Yasa bekçilik görevini, Atatürk'ün vasiyeti çiğ-
nenerek devletleştirilen Türk Dil Kurumu'na bırakı-
yor. Ve de onun göreve getirdiği "memur"\ara...
Bakın bu devlet dairesinin başkanı -kendilerinin
hazırladığı- yasa tasansı ile ilgili soruları nasıl ya-
nıthyor:
- TV program adlarının çoğu yabancı. Talkshovv-
lar değişecek mi?
- Biz diyotvz ki, işyeri adlan Türkçe olacak. Işye-
ri adlan içine program adlan da girer mi? Belki de
girer.
- Ya kanal adlan? interstar, Show TV?
- Interolmaz, Starolur... StarvarTörkçede, Show
da var... Star fılm yıldızı anlamında. Yalnız show de-
ğil şov yazılması lazım.
- HBB, eyc bi bi diye telaffuz edilecek mi?
- He be be denmesi lazım. Bunun gibi TV Guide
da değişecek, TV Rehberi denecek. Tivi diyenler
uyarılacak...
Işte "en yetkili" kişinin yasa ile ilgili sözleri bun-
lar.
Doğrularla yanlışlar yan yana, iç içe... İşyeri ad-
lan, TV Guide, Eyc bi bi, Tı vi gibi konularda söyle-
dikierı doğru. Ama Inter ile Star ve Show ile ilgili
sözleri var ki, ınsan ıster istemez düşünmeden ede-
miyor:
Onun ve onun gibilerin kafalarındaki "dil kirien-
mesi"m kim temızleyecek? Star da varmış Türkçe-
de, "şov" da... Öyleyse "şovrum" (shovvroom) da
var demektir... Özal bir zamanlar "dönüşüm" yeri-
ne "transformasyon" kullanırdı. Demek kioda Türk-
Çe(!)~
Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'na el konulup ırk-
çılara, Osmanlıcılara teslim edildi... Atatürk'ün Türk
Dil Kurumu devletleştirildi ve "dil devhmi"ne inan-
mayanların oyuncağı yapıldı.
Dil devriminin gerçek savunucusu şimdi Dil Der-
neği... CHP'nin de ortak olduğu hükümetin, "kamu
yaranna dernek" sıfatını tanımayı kabul etmediği Dil
Derneği... Ve o derneğin Genel Yazmanı Sevgi
Özel, Cumhuriyet'te yeni tasannın içyüzünü bir bir
sergiledi.
Elbette ki dıldeki kirlenme rezillığıne artık dur den-
mesi gerekiyor.
Ama bunu, Arapça Farsça sözcükleri "yaşayan
Türkçe" sayanlar yapamazlar. TRT'de Türkçe söz-
cükleri zorbalıkla yasaklayanlar yapamazlar. Dilde
devrtm olamayacağını savunanlar yapamazlar.
Bu rezilliğe dur deme görevi; Atatürk'ü sadece
bir "kahraman" olarak çerçeveleyip duvara asan,
Osmanlı özlemcisı kafalara teslim edilemeyecek
kadar ciddi bir iştir...
Tasan "Tereddüt halinde başvurulacak merci Türk
Dil Kurumu'dur" diyor. "Dil Izleme Kurullan" oluş-
turulmasını öngörüyor. Kendi dili bile yabancı söz-
cüklerle dolu olan bu tasan "bu haliyle" yasalaşır-
sa ne olur biliyor musunuz?
Ciğer kediye teslim edilmiş olur!
• • •
llhan Selçuk, "Arabesk liboşizmle yozlaşan top-
lumsal yapıdan kaynaklanan dil kirlenmesiniyaşıyo-
ruz" derken çok haklı.
Amaç "u/usa/deWet"i,çürütüpyoketmek... "Ulu-
salpara"dışlanıyor. "L//usa/öa^(ms/z//fc"dışlanıyor.
"Ulusal birlik" dışlanıyor. "Ulusal dil" dışlanıyor.
Bunlar artık çağını tamamlamış değerler olarak
küçümsenmeli, hatta aşağılanmalı ki; "Yeni Dünya
Düzeni" egemen olabilsin... Ulusal devlet yok edil-
meden, "yenimandacılık" bizım gibi ülkelerde ken-
disine yer bulabilir mi?
Dil kirlenmesine elbette kı hayır!.. Ama Osmanlı
kafasının dile bekçilik etmesine de hayır!..
Hıncal Uluç bir tarihte, TDK yöneticilerini "12
Eylül Pinokyolan" diye aşağılamıştı... Aslında Pi-
nokyo sevimlidir. Ama Pinokyoların gestapolaşma-
sı çirkindir!
MUAMMER AKSOY AMLDI
'Inanmış bir laik
kararh bir Atatürkçü'
İstanbul Haber Servisi
- Prof Dr. Muammer Ak-
soy, öldürülüşünün 7 yıl-
dönümünde Atatürkçü Dü-
şünce Derneği (ADD) Ka-
dıköy Şubesı'nde düzenle-
nen bir toplantıyla amldı.
Çağdaş Hukukçular Der-
neği üyesi avukat Nuran
Atahan da Muammer Ak-
soy'un. TCY'nin 163.
maddesinin kaldınlmasına
karşı aldığı tavırla. son
günlerde Türkiye de yaşa-
nan tarikat hareketlenni
önceden gördüğüne dikkat
çekti.
Aksoy için düzenlenen
anma toplantısında konu-
şan ADD Kadıköy Şubesi
Basın Komisyonu Başkanı
Güneş Abacı, Aksoy'un
ınanmış bır laik ve kararlı
bir Atatürkçü olduğunu be-
hrterek bu özellikleri nede-
niyle onu öldüren ve öldür-
tenlerce hedef seçildiğini
söyledi.
Abacı, Aksoy"un 196O'lı
yıllarda ulusal petrol ve
maden davasının milıtanlı-
ğını yaptığını anlattı. Mu-
ammer Aksoy'un insan
haklan ve demokrasi mü-
cadelecisi olduğunu belir-
ten Abacı, bu mücadelesi
nedeniyle "haince şehit
edilmesine karşın" katil-
lennin bulunmadığını kay-
dettı.
Çağdaş Hukukçular Der-
neği üyesi avukat Nuran
Atahan da Muammer Ak-
soy'un Türk Ceza Yasa-
sı'nm (TCY) şeriatçı pro-
paganda ve siyası faaliyeti
yasaklayan 163. maddesi-
nin kaldınlmasına karşı çı-
kan az sayıdaki ınsandan
biri olduğunu söyledi. Ata-
han, Aksoy'un, TCY'nin
163. maddesinin kaldınl-
masına karşı aldığı tavırla,
son günlerde Türkiye'de
yaşanan tarikat hareketle-
nni önceden gördüğüne
dikkat çekti. Nuran Ata-
han, Atatürk'ün şeriat teh-
hkesini sağlığında görmüş
olmasına karşın aradan ge-
çen uzun zaman içinde ta-
rikat-sıyaset-ticaret ilişki-
lennin açıkça ortaya çıka-
rak irticanın kent merkez-
lerine kadar indiğinı söyle-
di. Demokrasi düşmanlan-
na karşı her zaman dikkat-
li olunması gerektığini kay-
deden Atahan, "Bizler ki-
şilerin değil, sistemin laik
olmasını istiyoruz. Ama
birtakım çevreler. laikle-
ri dinsizlikle suçlayarak
toplumda laik - antilaik
çatışması yaratıyor" dıye
konuştu.