Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ŞUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DSP'li Uluğbay'ın Çiller'i aklama raporuna muhalefet şerhi-3
4
Cîller servetini aklamaclr
Yılmaz - Dikiş tu ttu ramazlar.
Yûmaz
'Süahı
olana
ztmıvar'
HATİCE TUNCER ~
ADAPAZARI - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
hükümetın devlet
memurunda aynm yaptığını
belirterek, "Kimin süahı
varsa ona zam yapıyor. Silahlı
olmazsa zam vapmıyor" dedi.
Yılmaz, siyasetı kavga olarak
değil hizmet için yapan tüm
siyasetçilere çağnda
bulunduğunu belirterek "Biz
iktidan ne yolsuzJuklan
örtmek ne de cumhuriyetin
temel direklerini yıkmak için
istiyoruz'dedı. Yılmaz.
hükümetın artık dıkış
tutmasının mümkün
olmadığını da ifade ederek.
u
lnşallah Kurban
Bayramı'nda bu ayıplı
hükümetten kurtulmuş.
ANAP iktidanna katuşmuş
olacağız" dıye konuştu.
Yılmaz. öncekı gün Şeker
Bayramı tatılını geçırmek
üzere Sapanca'ya geldı.
Yılmaz. dün de
Adapazarı'nda köy köy
dolaşarak vatandaşlarla
bayramlaştı. Kalmakta
oldugu Sapanca Oteli'nden
Petek otobüsüyle Kırkpınar
Köyü beldesıne giden
Yılmaz. daha sonra Sapanca
ilçe teşkilatına geçerek
partililerle bayramlaştı
Sapanca'da Yılmaz'ı
karşılayanlar arasında Fatıh
Belediye Başkanı Sadettin
Tantanda bulundu.
Adapazan'nda seçım
otobüsüyle bır süre tur
attıktan sonra kent salonuna
geçen Yılmaz. burada
yüzlerce partıliyle tek tek
bayramlaştı. Yılmaz. yoğun
sevgı gösterileri arasında
partilılere yaptığı konuşmada
24 Aralık seçimlennden
sonra ANAP'ın üç a>lık kısa
iktidar dönemmin verdiğı
sözleri tutmasına yetmediğıni
belirterek. "İnşaJlah bundan
sonraki ANAP iktidannda
verdiğiıniz sözleri yerine
getirmck nasip olacak" dedi.
Bayramlann mılletçe birlik
ve beraberlık duygulannın
yaşandığı en güzel günler
olduğunu ifade eden Yılmaz,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türldye'de bir büyük
uzlaşmayı sağlayarak temiz
siyaset istiyoruı Siyaseti
kavga olarak benimseyen,
miUetimizi bölmeye çahşan,
en yüce değerierimizi hatta
dinimizi kamplara bölmek
için kullanmak isteyenler var.
Siyasetteki kirienmeyi yalanı
ve baramı ortadan
kaldırmak. dev letteki
çüriimeyi önlemek ve hukuk
devletini yeniden kurmak için
bu ayıplı hükümeti devirmek
gereku-." Türkiye'nın
geleceğının parlak olacağını
îurgut Özal'ın "21. asır
Türklerin asn olacak"
sözlenyle ifade eden Yılmaz.
şunlan söyledi: "Siyaseti
kavga olarak benimsemeyen,
çare getirmek isteyen bütün
müJervekiUeri ve siyasetçileri
bu hedefe ulaşmak için
işbirtiğine çağınyorum. Biz
iktidan, ne yolsuzluklan
örtmek ne de cumhuriyetin
temel direklerini yıkmak için
istiyoruz. Önümüzdeki
dönemde siyaseti kdrletenleri
teşhir ederek yeniden iktidar
olacağız." > ılmaz, akşam
Adapazan bölgesine yayın
yapan Kent TV'de katıldığı
bir srogramda. Başbakan
Neanettin Erbakan'ın.
hükümet ktırulmadan önce
kenlisiyle yaptığı
görişmeler sırasında
"Taısu Hanım'ı Yüce
Dt\an'a gönderelim"
dedğını scyledi. Bunu ilk
kezburada açıkladığını
belrten Yıimaz. Tansu
Çiler'in ANAP'la olan
koaısyonu TOFAŞ,
TE3AŞ vemalvarlığı ile
ılgiı komiiyonlar nedeniyle
boznasıyk Kecmettin
Erbkan'ır kendisine bu
tekjfi yapmasımn aynı
yaJkaşım o'duğunu
ka-\ktti
DOĞAN AKIN
ANKARA - "TBMM Tansu Çiller'in
Malvaruğını Sonıştunna Komisyonu"nda
RP ve DYP'li üyelerin kaleme aldıgı akla-
ma raporuna muhalefet şerhi yazan DSP
Ankara Milletvekilı Hikmet Uhığbay, Çıl-
ler'ın, suçlanan servetini '"ahlaki yoUardan
edindiğini kanıtiayamadığını" belgelerle
sergiledi.
122 sayfa tutan 33 adet ekiyle bırlikte top-
lam 159 sayfalık muhalefet şerhi yazan U-
luğbay. belgeler üzerindeki incelemelerinin
ardından kuşkulu servet konusunda, özetle
şu bulgulan gündeme getirdi:
Servetin ahlaki olduğu kanıtJanamadı:
Eski başbakan, komısyona gönderdigı 8 O-
cak 1997 tarihlı savunmasına eklediği ya-
nıtlannda, harcamalan ve
borçlan konusunda aşağı-
daki yanıtlan vermiştir.
Soru ve yanıtlara geçme-
den önce bır hususu belırt-
mek gerekir ki. Çiller soru-
yanıt ekinde sonılan "so-
rulduğu üslubun" dışına
taşıyan bir çevıriye uğrat-
mıştır. Bununla kendisine
sorulann kaba bir üslupla
sorulduğu izlenimı yarat-
mak istedıgı düşünülmek-
redir.
Soru: Mert, Tansu, Öz-
er Çiller'in aylık giderle-
ri nedir?
Yanıt: Mevcut gelirleri
çerçevesindedir.
Değerlendirme: Yanıt
muglaktır. Eski başbakan
ve aile bireylerinın giderle-
n konusunda saglıklı bilgi
edinilememiştir. Eski baş-
bakan gıderlen konusun-
daki bilgileri komisyondan
gızlemiştır.
Soru: Mert ve Berk
Çiller'in mal bildirim dö-
nemleri olarak eğitim gi-
derleri ne kadardır?
Yanıt: Soru. 3628 sayılı
kanunun 4 ve 5. maddesi-
ne aykındır. O nedenle ce-
vaplandınlmamıştır.
Değerlendirme: Hak-
kında soruşturma yapılan
eski bir başbakanın çocuk-
lanna yaptığı eğitim gider-
leri konusunda bilgi ver-
mekten kaçınması çok dü-
şündürücüdür. Özellıkle
bilgi vermemek için 3628
sayılı yasanın 4. maddesi-
nin arkasına sığınmasını
anlamak da mümkün de-
• 122 sayfa tutan 33 adet ekiyle birlikte
toplam 159 sayfalık muhalefet şerhi yazan
Uluğbay, belgeler üzerindeki incelemelerinin
ardından kuşkulu servet konusunda, özetle
şöyle dedi: "Tansu Çiller servetinin ahlaki
olduğu kanıtlanamadı."
Şildir.
Soru: Yaklaşık aylık ortalama harcadı-
ğınız tutar ne kadardır? (Toplam ailenin
giyim-kuşam ve tüketim giderleri).
Yanıt: Soru, 3628 sayılı kanunun 5. mad-
desine aykındır. Ancak soruya cevap ven-
yoruz. Ortalama harcamamız gelırimiz ka-
dardır
Değerlendirme: Yanıt vermekten kaçınıl-
mıştır. Verildiği kadanyla yanıt muglaktır
Soru: Mal bildirimleriniz arasındaki
dönemler itibarıyla yalının bakım, ona-
rım giderleri, Bilkent'teki konutun iç mi-
mari değişiklikleri, Bilkent'teki konutun
tefriş giderleri, Kuşadası tefriş giderleri
hakkında bilgi veriniz.
Yanıt: Bu harcamalar cüzi giderler olup
hesap tutulmamıştır.
Değerlendirme: Yanıtta bu giderlerin ya-
pılmadığı ileri sürülmemektedir. Soru için-
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
SAAK-'9 . ıı ııHiıııiMiııııiBiın •rtMMMM
de tanımlanan giderlerin cüzi olarak değer-
lendirilmesi mümkün değildir.
(...) Eski başbakan, harcamalan konusun-
da komısyona bilgi vermekten kaçınmıştır.
Bu tutumu ile de harcamalannın 3628 sayı-
lı kanunun 4. maddesinde ifade edildiği gi-
bi, genel ahlaka uygun olarak sağtanan ge-
lirlerle yapıldığını kanıtlama fırsatını kul-
lanmamıştır.
Meıt'in aylığı 300 milyon: Çiller'in, eşi-
nın veçocuklannın gıderlerinin başbakanın
maaşlannın çok çok üzerinde olduğuna da-
ir cıddı karineler (belirtiler) mevcuttur.
Bu konudakı ilk karine. ailenin malvarlı-
ğında bulunan ve kullanılan istanbuJ'daki
yalı, Ankara Bilkent'teki vılla ve bır konut,
Kuşadası'ndaki bağevınin idame giderleri
ile aile bırey lerinin giyim, kuşam, eğitim ve
benzen giderlennın boyutudur. Ikıncı kari-
ne ise komisyon başkanmın
Bay Mert Çiller'e gönderdı-
gi 12 Arahk 1996 tarihli ya-
zıda kı -24 Ocak 1995 tarih-
li mal bildiriminde yer alan
950 miKon liralık Hazine bo-
nosunun vadesi nedir? Ne za-
man nakde çe>Tİlmiştir'' so-
rulanna adı geçenin verdıği
yanıttır Bay Mert Çiller. so-
ruyu "Bu tah\iller değişik va-
delerde olup, ihtiyacıma göre
muhtelif tarihlerde nakde
çevrümiştir" şeklinde yanıt-
lanmıştir.
Bay Mert Çiller'in 950
milyon liralık bonolan 24 O-
cak' 1995 tarihli mal bildiri-
minde mevcut iken. izleyen
15 Mayıs 1995 tarihli mal bil-
dinminde yer almamıştır.
Bu durumda. 950 milyon
liralık bono getirdiği faizler-
le birlikte Mert Çiller tarafın-
dan iki mal bildirimi arası
olan yaklaşık 3.5 ay icerisin-
de "ihtiyacını" karşılamak
için nakde çevrilmiştir. Bu-
nun anlamı, Bay Mert Çil-
ler'in anılan dönemde orta-
lama olarak ayda 300 milyon
liradan fazla harcamasıdır.
Gen'ıier açıkça büdirilme-
di: Eski başbakan. malvarlı-
ğı inceleme denkleminin
önemli kalemlerinden birisi
olan gelirleri konusunda da
komisyona açık bilgi ver-
mekten kaçınmıştır. Çiller,
komısyona gönderdiği 8 O-
cak 1997 tarihli savunmasına
ekli soru-yânıt bölümünde
gelirleriyle ilgili şu bilgileri
vermiştir:
SÜRECEK
CHP lideri, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in çağnsına olumlu yaklaşacaklannı söyledi
Baykal'dan güç birliğîne evet
BÜLENT ECEVtT
ANTALYA - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit'in güç bir-
liği çağnsına olumlu yaklaştı. Baykal, sos-
yal demokratlann en ileri düzeyde işbirliği-
ni gerçekleştirme hareketi ıçinde yer alabi-
leceklerini belirtti ve "Bu doğrultuda orta-
ya çıkacak her firsaü şans olarak görfir ve de-
ğeriendiririz" dedi. 25 şubatta TBMM'de
görüşülecek gensoru ile iktidann tartışılır
haie geleceğini öne süren Baykal, RP'nin de
anayasal rejimı değil Iran modelini benim-
sediğini dile getirdi.
Denız Baykal. Şeker Bayramı'nı geçirdi-
fi seçim bölgesi Antalya'da dün partililerie
ba>Tamlaştı. Milletvekilleri Altan Ö>men,
Bekir Kumbul ve Yusuf Öztop'un da katıl-
dığı bayramlaşmada gazetecilerin sorulan-
nı yanıtlayan Baykal, DSP lideri Bülent Ece-
vit'in güçbirlıği çağnsına yanıt verdi. Bay-
kal, anayasal rejime yönelik tehditlerin gi-
derek kaygı verici boyutlara ulaştıgını ve bu-
nun da demokratik rejimin tabiatında bulun-
duğunu belirtti. Tehditlerin demokratik reji-
min olanaklannı kullanarak ortaya çıktığını
CHP lideri Deniz Baykal bayram tatilini memleketi Antaha'da geçiriyor. (AA)
anlatan Baykal. "Türkiye'dedebırakınızsos-
yal demokraüan cumhuriyetin temel ilkele-
rine inanan anayasal rejimi benimseyen her-
kesin bir özel duyarülık ve dayanışma içeri-
sinde olması gerekir" dedi.
Diğer siyasal partiler arasında gerçekJes,-
tirilmesi gereken işbirliğı ve güç birliginin
zorunlu olduğu birdönemin içinde bulundu-
ğunu anımsatan CHP lideri şöyle dedi:
u
Bizbudoğrultuda ortayaçıkacak her fir-
saO şans olarak görûrüz ve değerlendiririz.
Sosyal demokratlann aynşmaİannı mazur
göstermek için ortaya aolan gerekçeleri aş-
malıyız. Bu gerekçelerin inandıncıugı tarüs-
malıdır. Amaç sosyal demokratiann en ileri
düzeyde işbirliğini gerçekleştinnek ohnab-
dır. Çünkü sosyal demokrarJar kim ne söy-
lerse söylesin demokrasinin de laiku'ğin de
nihai güvencesi konumundadır."
25 şubatta TBMM'de görüşülecek CHP-
DSP gensoru önergeleri konusunda da "Hü-
kümetin geleceği hakkında karar verilecek"
yorumunu yapan CHP lideri Deniz Baykal.
RP'nin ülkede gereksiz yere sertliğe ve ku-
tuplaşmaya yönelik hareketler içerisinde bu-
lunduğunu bunun da iktidar eliyle yapılmış
olmasının "dehşet verici" olduğunu dile ge-
tirdi. RP'nin bu davranışlannın rastlantı ol-
madığını öne sürdü. Kayseri'de RP'nin pa-
ramılıter bir örgütlenme içine gırdiğını de
anımsatan Baykal. "Siyasi partiler, parami-
liter silahlı bir örgütienme kuraıiarsa siyasi
mücadele sözlü oimaktan çıkar silahh müca-
deleyedönüşür. Her siyasi parti benzerörgüt-
lenme yaparsa demokrasi nasıl işlcr" dedi.
Baykal, RP'nin aralık ayı sonuna kadar 67
bınin üzerinde üyeyi devlet memuru kadro-
lanna aldıgını söyledi.
SgFIŞjNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Afyon'a Metin Göktepe du-
ruşmasını izlemeye gittığimde
CHP Izmir ll Başkanı Osman
Özgüven'le karşılaştık. Özgü-
ven'i Dikili Belediye Başkanlığı
dönemindeki mücadeleci ve
dinamiktavrıylatanımıştım. 12
Eylül koşullannın hükmünü yü-
rüttüğü yıllarda "Dikili Şenliği"
sivil tepkinin başanlı ve etkili ör-
neklerinden birisiydi.
Osman Özgüven, daha son-
ra CHP Izmir ll Başkanı oldu. Iz-
mir'de canlı, etkili bir örgütlen-
me çizgisi izliyordu. Ancak ka-
rartı, mücadeleci ve bansçı çiz-
gisinin CHP yönetimi tarafın-
dan hoş karşılanmadığı söyle-
niyordu. Söylenenlerin doğru
olduğu anlaşıldı. Özgüven'i
CHP yönetimi kesin ihraç tale-
biyle birlikte görevden almıştı.
Afyon'da karşılaştığımızda, gö-
revden yeni alınmıştı: "Kesin
ihraç talebiyle disiplin kunılu-
na sevk ettiler. Böylece yeni-
den seçilmemi de engellemek
istiyoriar" diyordu. Osman Öz-
güven CHP'den umudunu
kesmişti. Onun gibi düşünen
Sosyal Demokrasinin Krizi
çok sayıda CHP'li de aynı ruh
hali içindeydi.
Osman Özgüven sadece bir
örnek. CHP örgütü içinde, yö-
netimin farklı eğilimlere taham-
mülü olmadığı düşüncesi çok
yaygın. Bu nedenle birbirine
güvensizlik içindeki her eğilim,
diğerini alt edebilmek amacıy-
la, kongre ve tüzük oyunlanna
başvuruyor. Böyle bir tablo ise
zaten düşüş içindeki CHP'yi
daha da olumsuz yönde etkili-
yor.
Sosyal demokrat olduğunu
söyleyen bir parti içinde farklı
fikirlerin olması, farklı eğilimle-
rin ortaya çıkması doğal sayı-
labilir. Hatta bu değişik eğilim-
ler, parti içinde ideolojik ve si-
yasi canlılık yaratıcı bir etken
olarak da kabul edilebilir. Parti
yönetimleri demokratik bir an-
layışa sahip olsalar, bu farklılı-
ğı partiyi geliştirmek amacıyla
kullanabilir.
Gelin görün ki hıçbir demok-
ratik geleneğe sahip olmayan
Türk sosyal demokratlan, her
ayrılığı bir tehlike olarak görü-
yor ve farklı düşünenleri yok et-
meyi bir zorunluluk olarak ka-
bul ediyoriar. Aslında Türk sos-
yal demokrasisinin ne kadar
sosyal, ne kadar demokrat ol-
duğunu ciddi şekilde incelesek
hayal k/ncı sonuçlaria karşıla-
şabiliriz.
Baykal'ın CHP'si böyle de
Ecevit'in DSP'si daha mı iyi?
DSP milletvekillerinin Ecevit ai-
lesinin çizdiği sınıriar içinde ya-
sama görevini yapmak zorun-
da kalmalan, sosyal demokrat
bir partinin değil, otoriter bir
partinin ölçülerini bile aşıyor.
DSP, bir aile partisi görünü-
müyle tam bir umutsuzluk ör-
neği. Milletvekilleri, Ecevit aile-
si izin vermezse bir gensoru bi-
le hazıriamaya cesaret edemi-
yorlar. Bu tür izin verilmeyen
davranışlara girenler ise kim
olursa olsun kendisini kapı
önünde buluyor. CHP ve
DSP'ye bakarak Türkiye'deki
sosyal demokrat partilerin hiç-
bir gelecek vaat etmediğini gö-
rüyor ve umutsuzluğa kapılıyo-
ruz. Sosyal demokratlann bu
olumsuz tablosu, aslında Türk
solunun genel havasını da yan-
sıtıyor. Ülkenin temel sorunla-
nnda bir tutum alamamak, ge-
nel geçer tepkilerle politika
yapmaya çalışmak, sosyal de-
mokratlann temel açmazı.
Devlete karşı tutum, Kürtso-
runu, özgürlüklerin kararlı bir
şekilde savunulması konusun-
da her iki partinin de yeterlı
atakljğı gösterrnediğini biliyo-
ruz. Örneğin CHP içinde bu ko-
nularda oldukça duyarlı bir bi-
rikim olmasına rağmen, parti
yönetimi bu birikimden yarar-
lanmak bir yana, bu eğilimler-
den korku duyuyor ve bu eği-
limleryüzünden devletle kapış-
ma olacağı endişesiyle bunlan
susturmaya çalışıyor.
Ölüm oruçlan sırasında Bay-
kal, böyle bir tutum içindeydi.
Güneydoğu'daki birçok olay
CHP yönetimince yeterince
duyarlıkla ele alınmadı. Tomris
Özden'in zorla partiden atıl-
ması da aynı anlayışın bir sonu-
cu idi. Gelişmeler Tomris Öz-
den'in ne kadar haklı olduğunu
gösteriyor. CHP yönetimi o za-
man duyarlılık gösterseydi,
devlet içindeki katillerin ortaya
çıkanlması için bugün daha i-
leri bir noktada olabilirdik. Ne
yazık ki devleti her koşul altın-
da savunma refleksi ve devlet
içindeki silahlı güçlerden kor-
ku, sosyal demokratları sindir-
miş durumda. Şeriatçılara kar-
şı gösterilen ataklık, devletin
zulmüne karşı da gösterilebil-
seydi, bugün her şey çok fark-
lı olabilirdi.
Sosyal demokrasi ciddi bir
kriz içinde. Çünkü, sosyal
demokrat alışkanlıklara sahip
değil. Türk sosyal demokrasisi
önce sosyal demokrat olup ol-
mamaya karar vermek zorun-
da.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Çatlıdan Çiller'e...
Sedat Bucak ile eski Içişleri Bakanı Mehmet
Ağar'ı kim kurtaracak?
Bu sorunun yanıtını bir DYP'li verdi:
"Bucak'ı Tansu Çiller, Ağar'ı ise içişleri Bakanı
Meral Akşener..."
DYP'li "Olacak şey değil, ama ne yazık ki böyle
olacak" deyip ekledi:
"DYP'de fırtına öncesinin sessizliği var. Biz bü-
güne dek Tansu Hanım'ı koruyup kolladık. Ancak
gelişmeler bir noktada Mehmet Ağar, Mehmet Ey-
mür, Korkut Eken ve Özer Uçuran Çiller'/n üze-
rinde odaklaşıyor..."
Sordum:
"Nasıl oluyorbu odaklaşma?"
Yanıt:
"Bu iş Abdullah Çatiı'da düğümlenmiyor. Çat-
lı öldü, ama diğeıieri yaşıyor. Bu yaşayar \,şilerin
de ne yazık ki DYP ile bağı olduğu anlaşılıyor. Par-
tide çok sayıda arkadaşımız İP Genel Başkanı Do-
ğu PerinçekVn savlannın doğnj çıktığına inanıyor.
Biz bir misyonun temsıtcisiyiz. Son olaylar, yani
mafya, polis ve siyaset üçgeni içinde Özer Bey'ın
de adının geçmesi, Hanefi Avcı adlı deneyimli bir
polis müdürünün anlattıklan, İbrahim Şahin 'in hâ-
lâ elini kolunu sallayarak dolaşması ve DGM'ye
gitmemesi DYP tabanını düşündürüyor. Bu dü-
şünce de yavaş yavaş DYP grubunu etkıliyor. An-
cak diğer partilerde olduğu gibi DYP'de de parti
içi demokrasi yok. Yani önseçım yok. O nedenle
milletvekiliarkadaşlarımız gücünü tabandan değil,
Tansu Hanım ve çevresinden aldıklan için sessiz
kalıyor. Mesele bu..."
Soru:
"DYP bir kamuoyu araştırması yaptırmış ve oy
oranı yüzde 10'un altına düşmüş, doğru mu?"
Yanıt:
"Evet, doğaı!.."
• • •
Özer Uçuran Çiller'in adı son günlerde itirafçı P-
KK'lilertarafından neden ortaya atılıyor?
Bu sorunun yanıtını Özer Bey mutlaka vermeli-
dir...
İtirafçı PKK'lilerden Murat Ipek ve Murat De-
mir'in anlattıklan gerçekten çok önemlidir. Her iki
itirafçı pek çok kanlı eyleme katıldıklarını söylemış-
lerdir. Ozel Örgüt adlı birimin başında Özer Uçuran
Çiller'le, Mehmet Eymür, Korkut Eken, Mehmet
Ağar'ın olduklarını belirtmışlerdir.
Bakın Murat Ipek ne diyor:
"Ben öncekiyıl Özer Çiller'le tanıştım. SaintJo-
seph Lisesi'ndeki bır açılışta tanıştım. Beni, 'Gü-
neydoğu'da bizim işlerimizı yapan genç kardeşle-
rimizden biri' oiarai< tanıştırdılar. Yemekyedik bir-
likte. Ben nasıl tanıştıysam öteki arkadaşlar da ay-
nı şekilde tanıştınldılar..."
Murat Ipek, Mehmet Ağar'la da tanıştırıldığını,
Yeşil kod adıyla tanınan Ahmet Demir'in ilişkıle-
rini, Cem Ersever'in nasıl öldürüldüğünü de anla-
tıyor. Bu arada eski Van Valisi, DYP Van Milletve-
kili Mahmut Yılbaş'ı tanıdığını belırten Murat De-
mir, şunlan söylüyor:
"Mesela şimdi Susurluk Komisyonu'nda olan
Van Valisi Mahmut Yılbaş, bızim yaptıklanmız sa-
yesinde milletvekili seçildi."
İki PKK itırafçısı, bu açıklamaları niçin yapıyor?
Kendilerine "Devletmemuru olacaksınız"sözü ve-
rilmesine karşın yerine getirilmediği için. Ya öldü-
rülürlerse? Korkulan yok. Diyorlar ki:
"Eğer demirden korksaydık, trene binmezdik."
Şimdi bır soru:
"Acaba Tansu Hanım ve onun çevresindekiler
Mahmut Yılbaş'ı özellıkle mi Susurtuk Komisyo-
nu'na gönderdi?.."
Bu soruyu DYP'li dostumuz şöyle yanıtladı:
"Olabilir, ben hiç düşünmemiştim. Çünkü Mah-
mut Yılbaş, milletvekili seçılmeden önce Van 'da
valiydi. Başbakan da Tansu Çiller'di..."
• • •
Kamu Güvenlfği Birimi (KGB), Turgut Özal dö-
neminde gündeme gelmışti. Abdullah Çatlı da
Özal'ın isteğiyle Türkiye'ye dönmüştü. Özal ölün-
ce. Süleyman Demirel, cumhurbaşkanı oldu, Tan-
su Çiller de DYP Genel Başkanlığı'nı kazanıp Baş-
bakanlık koltuğuna oturdu...
KGB, 1993 yılından sonra yasal olmasa bile fı-
ilen kuruldu. Amacı Güneydoğu'da PKK'ye karşı
savaşmaktı. KGB'nin bu savaşta başanlı olması
için de PKK'nin "eroin işi"n\ bitirmesi gerekiyordu.
Sanırız bunda da başarılı olundu ve Behçet Can-
türk, Savaş Buldan gibi ısimler ortadan kaldınla-
rak işlem tamamlandı...
Bu arada KGB'ciler kendi aralannda kapıştılar.
Önce Söylemez Çetesi, ardından Yüksekova Çe-
tesi ve üç ay önce de Susurluk kazasıyla işin ren-
gı belli oldu.
Devlet içinde oluşan çeteler, Susurluk kazasın-
dan sonra "vatan-millet" edebiyatıyla olayı "PKK
ile savaşıyoruz" noktasına taşıdıysalar da bir yarar
sağlayamadılar...
Takke düştü, kel göründü!..
Necmettin Hoca, Tansu'yu aklattı, Tansu ise
hem Necmettin Hoca'yı hem de REFAHYOL'u ka-
ranlıktan aydınlığa çıkarmaya çalışıyor.
Bu işin içinde birtarikat şeyhinin de bulunduğu.
hatta Abdullah Çatlı'nın Orta Asya cumhuriyetle-
rinde Haluk Kırcı'yla birlikte o ünlü tarikat adına
kimi olaylara karıştığı, ihracat yaptığı Dışişleri Ba-
kanlığı tarafından biliniyor...
Hatta KGB'nin bu tarikat şeyhiyle de ılişkisi ol-
duğu, Hizbullah adlı yasadışı şeriatçı örgütü Ho-
ca'dan "fetva" aldıktan sonra desteklediği, ülke
güvenliğiyle ilgili toplantılardatartışılıyor...
O zaman da hem Sedat Bucak'ı hem de Meh-
met Ağar'ı kurtarma operasyonu başlıyor demek-
tir.
Acaba Ağar ve Bucak kurtulacaklar mı?
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
FATIH 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'M)EN
Esas: 1996 576
Davacı Gûneş Sigorta A.Ş. vekilı Av. Şükrü Devilioğ-
lu tarafindan davalı Vedat Yılmaz aleyhine mahkememiz-
de açılan tazminat davasmda
Izmir-fkiçeşmelik 3. Çıkmazı Sok. No: 4/3 adresınde
bulunmayan da%alı Vedat Yılmaz'a ılanen teblıgat yapıl-
masına karar verilmıştir.
Adı geçenin Juruşma günü olan 25.3.1997 günü saat
9.30'da mahkememız duruşmasında hazır bulunması, de-
lıllerinı ibraz ve ikame etmesı, duruşmaya gelmedıği tak-
dirde HUMK'nin 509-510. maddelen gereğınce davanın
gıyabmda devam edeceğınin teblıgatı yenne geçerli ol-
mak üzere ılan olunur. 7.2.1997
Basın: 5384