Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 SUBAT1997SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şeriatçı tehdrt
demokrasiye
engel
• İstaabul Haber Servisi -
Esnıf ve Sanatkârlar
Koırederasyonu Genel
BaşLanı ile Türk-lş, DİSK ve
Haklş genel başkanlan,
Refch Partili merkezi ve
yere vönetımlenn laiklik
karştı eylemleriyle daha
aktif yöntemlerle mücadele
edecjklenni açıkJadılar.
FCand D'ye konusan
baskınlar, şeriatçı
saldnlann demokratik
yönftmlerle
enge lenebileceğini
beiinıier.
Demirel'den
Rusya'ya uyanı
• A.VKARA (Cumhuriyet
Btiroiu) - Cumhurbaskanı
Süleyman Demirel,
Birle>miş MiIletlerGüvenlik
Konseyi daımi üyesı olan
Rusyı'nın Güney Kıbns'a
fîize satma karanna tepki
gösteirken çatışma
bölgesine sılah satılmasının
tahmın edilemeyecek
gelişnelere yol açabileceğini
söyledi. NTV'ye bir demeç
veren Demirel. Moskova'ya
mesajında, Kafkasya ve Orta
Asya'da 'laikJığin
geliştmlmesinın'. Türkiye ve
RUSVE Federasyonu'nun
ortak ;ıkan olduğunu
bildirdi.
Çankaya-RP
• AINKARA (Cumhuriyet
Bürosa) - RP Genel Sekreteri
ve Gn.p Başkanvekili
Oğuzhan Asılıürk,
Demirel'ın Şeker Bayramı
mesajında laiklik vurgusuna
özen göstermesi konusunda,
"Devlet hukuk devleti.
sosyal devlet değil mi?
Cumhurbaşkanı hepsini
kastetmıştır. böyle demek
yarasır Aceleden belkj öyle
söylemiştir"
değerlendırmesını yaptı.
İran Büyiikelçisi
gidecek'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYPGrup
Başkanvekılı Saffet Ankan
Bedük. RP'li Sıncan
Belediyesi tarafından
düzenJenen Kudüs
Gecesi'nde şeriat çagnsı
yapan Iran'ın Ankara
Büyiikelçisi Muhammed
Rıza Bagheri'nin mutlaka
Türkiye'den aynlacağını
söyledi
Lojman kiralarına
tepkiI İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Lojman kıralanmn
• ücret zammının dört katı
I oranında arttınlması,
; öğretim üyelerinin tepkisine
, neden oldu. lzmır Üniversite
- Öğretim Elemanlan Derneği
- Başkanı Prof. Dr. Hamza
'- Bulut, kamu çalışanlanna
l verilen yûzde 30 zamdan
;sonra lojman kiralannın
-arttınlmasının ikinci bir
-darbe olduğunu belirtti.
Samandai'da
operasyon
• CIMHURİYET
(Cumhuriyet Güney İlferi
Bürosu)- Hatay'ın
Samandağ ilçesine bağlı
Seldiren Köyü Madentepe
bölgesinde güvenlik
güçleriyle PKK'lıler arasında
çıkan çatışmada bir korucu
ıle bir PKK'li öldü, bir
astsubay da yaralandı. Dün
saat 16.00 sıralannda çıkan
çatışmada ölen korucunun
Eşref Dayaklı olduğu
. belırlendi. Yaralı Astsubay
' Kıdemli Çavuş Cıhan
Çevirme ise tedavı altına
ahndı.
Yaprak davadan
vazgeçti
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep'te, evinin önünden
-25 nisanda kaçınlıp bir hafta
^sonra serbest bırakılan yerel
; Yaprak TVnin sahibi
^Mehmet Alı Yaprak.
^cumhunyet başsavcıhğına
^başvurarak daha önce
^kecdisini kaçırdığını ıddıa
^ettiği 3 kişinın olayla
• ilgilerinin bulunmadığını
." belirtti ve davacı olmadığını
: sö>ledi.
Kazan'dan adli
pclis projesi
*:• \NKARA (Cumhuriyet
Birosu) - Adalet Bakanı
Şe^ket Kazan, yeni
- haarlanan "Adli Kolluk Yasa
Tasansı Taslağı"
"karsamınca, 160 bin kişilik
^emıiyet teşkilatı dışında,
cunhunyet başsavcılannın
emr ve gözetimıne bağlı 10
birkişilik Adli Kolluk
Te&ilatı'nın kurulacağmı
'bilürdı. ICazan. sunduğu
tasağa baii DYP'li
batonlann karşı çıktığını
belrtti.
Bir tür zekâ geriliği olan fenilketonüri hastalığının Türkiye'deki görülme sıklığı 3-4 binde bir
Bir damlakan yeterSAADET USLU
Bir tür zekâ geriliği olan ''fenil-
ketonüri''' hastalığı. zamanında alı-
nan bir damla kan sayesinde teşhis
edilıp, tamamen tedavı ediliyor.
Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk
Sağlığı ve Hastalıklan Anabilım
Dalı "ndan Doç. Dr. Ayşegül Tokat-
h. insanlarımızm hastaîık konu-
sunda yeterlı bilgiye sahıp olmadı-
ğını vurgulayarak "Arük Saglık
Bakanuğı'nın bu hastalığın testini
de aşı olavmda olduğu gibi mecbu-
ri yapmasını istiyoruz" dedi.
Kalıtsal ve metabolik bir hasta-
lık olan fenilketonürinin zamanın-
da tedavi edilememesı halinde, ile-
ri derecede zekâ özrüne neden ol-
duğunu belirten uzmanlar. bu nok-
tada erken teşhisin öneminı vurgu-
ladılar. Uzmanlar. hastalığın. be-
beğin doğumundan sonraki bırkaç
ay içınde fark edilemediğini. ancak
5-6 ay sonra zekâ gerilığınin belir-
1986 yılında kurulan koruma derneği taramalarını sürdürüyor
Fenilketonüri kalıtsal bir hastalıktır
Kalıtsal ve metabolik bir hastalıktır. Bu hasta-
lıkla doğan çocuklar. proteinli gıdalarda bulunan
fenilalanin isimli bir amino asidi metabolize ede-
mezJer. Sonuçta kanda ve diğer vücut sıvılannda
artmiş olan fenilalanin ve onun artıklan çocuğun
gelişmekte oîan beynini harapeder ve ileri derece-
de zekâ özürlü olmasına, sinir sistemini ilgilendi-
ren daha birçok belirtinin ortaya çıkmasına neden
olur.
Prof. Dr. İmran Özatp başkanlığındaki koruma
derneği, kuruldugu J 986 yılından bu yana fenilke-
tonürili bebekleri belirlemek için taramalar yapı-
yor. İHc kez Hacettepe'de başlaülan tarama çalış-
malan, yüksek rakamlar elde edilince genişletil-
miş. Bugûn tûm Türkiye 'de taramalanna devam e-
den dernek yetkilileri, insanlann bilinçlendirilme-
siyle çahşrnalanndan daha da olumlu sonuçlar el-
de edeceklerini söylediler. Hasta aileleri için de
fenilketonürili çocuğu izleme, dtyet tedavisini uy-
guJama yollannı gösteren broşürler hazırlayan der-
neğin hesap numarası ise şöyle: "Yapı Kredi Baıı-
kası Hacettepe Şubesi Hesap No: 920075-9"
gın hale geldığini kaydettiler. Doç.
Dr. Ayşegül Tokatlı, hastalığın ka-
lıtsal olduğunu, anne ve baba taşı-
yıcı olduğu zaman her bir çocuğun
fenilketonüri olma olasılığının
yüzde 25'lere çıktığını söyledi. To-
katlı, görülme sıklığı birçok Avru
pa ülkesinde 10 ile 30 bınde bir
arasında değişen hastalığın Türki-
ye'deki görülme sıklığının 3-4 bin-
de bir olduğunu belirterek "Heryıl
ülkemizde 350-400 çocukbu hasta-
lıkla doğmaktadır. Her 20-25 kişi-
den birinin hastalığı taşıyor olma-
sı ve ülkemizde akraba e\ lilikleri-
nin yüksek oranda görülmesi sık
görülmeye neden olmaktadır" di-
ye konuştu. Doç. Tokatlı belirtile-
ri "Akranlanndan farklı orurma, i-
ki ayhkken başını tam dik tutama-
ma, yü rüme ve konuşma gibi bece-_»-\j ay j\jıua z.*.ıva 5\_ı 1115111111 LA.HI- ıvtıııı. guj uııııc aiMigı UII^^JN rvvı u- ucu uuıııuı ıidsuuıgı uı^ifuı uuııa- IIM,^uı uıııc *c IUHIU^IIJA&'-
n
w*v«^-
TTB ve birçok insan haklan örgütü siyasi mahkûmlann tedavisi için devrede
15 yılda 25 tutuklu öldü
rilerin obnaması, bevin geb'şimJeri-
nin normal olmamasj yüzünden
baslannın küçük olması ile saç ve
gözlerinin anne ve babalanndaki-
ne göre daha açık renkte olması"
olan hastalığın tedavisi konusunda
da şubilgileri verdi: "Erken teşhis
edüdiğuıde, fenilketonüri tedavi
edilebilcn bir hastahkbr. Tedavide
genel ilke,gıda ile alınan fenilalanin
miktannı azaltarak kan fenilala-
nin düzeyini normal sınıriar içinde
rutmaktır. Diyetteda>isi için fenila-
lanini çok azaiblnuş >a da fenilala-
nin içermeyen özet ve ilaç niteiiğin-
de mamalann kullanılması gerekir.
Tedavi, bevin dokusunun en hızlı
geliştigi hayatın en azilk 8-10 yıhn-
da devam etmelidir."
Ayşegül Tokatlı, özellikle Sağlık
Bakanlığı'nın konuya duyarlı ol-
masını ısteyerek. teşhis edildiğin-
de tamamen tedavi edilebilen has-
talığın testinin zorunlu hale getinl-
mesi gerektiğini vurguladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bayram-
paşa Cezaevi'nde kalan Türkiye Jşçi Köylü
Kurtuluş Ordusu (TKP-MLTİKKO) üyesi Pb-
lat İyit'in tedavisine izin venlmemesı üzenne
kanserden ölmesinin ardından, çok sayıda tu-
tukJu ve hükümlünün de cezaevinde tedavisi
olanaksız olan hastalıklan nedeniyle ölümün
eşığindeolduklanbıldırildı.TürkTabıpleriBir-
liği fTTB) ve çeşitli insan haklan örgütü, ceza-
evinde ölümü bekleyen çok sayıdaki siyasi
mahkûma cezalan ertelenerek tedavi izni veril-
mesi için harekete geçti.
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer,
Polat İyit'in cezaevinde tedavı edilemedığinden
ve cezaevı dışında tedavısinın yapılma^ına izın
venlmediğinden yaşamını yitirdiğıni belirterek
benzeri durumda çok sayıda ınsanın cezaevin-
de tedav i beklediğini biidirdı.
Soyer, cezaevlennde bulunan insanlann sağ-
lık sorunlannın. özellikle 1980 sonrası Türki-
ye insan haklan gündeminın en başında gelen
konular arasında yeraldığını anımsatarak 1991
• TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata
Soyer, 1991 'deki kısmi aftan sonra
cezaevinde bulunarilann sağlık sorunlannın
diğer sorunlarla birlikte unutulduğunu
söyledi. İHD verilerine göre
cezaevlerindeki 70 dolayında tutuklu ve
hükümlü ölümcül hastaîık yüzünden zor
durumda.
yılmdaki kısmi aftan sonra cezaevindeki insan-
lann sağlık sorunlannın diğer sorunlarla birlik-
te unutulduğunu savundu. Soyer. son günlerde
cezaevlennde yaşanan olaylann, bir süredir
unuruJmaya yüz rutan bu sonınlan yeniden gün-
deme getirdiğini belirtti.
Ağır hastalığı bulunan tutukJu ve hükümlü-
lerin Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın
(CMUK) 399. maddesi uyannca tedavi amaç-
lı ceza ertelemesi hakkından yararlandınlma-
lan gerektiğini vurguladı. Soyer, yasa madde-
sini uvgulamayan ve ölüme neden olanlann
suçlu olduklannı ve bu maddeyi uygulamamak-
la, yeni ölüm ve sakatlıklara davetiye çıkardık-
Iannı söyledi.
İnsan Haklan Derneği (İHD) ve TTB. Anka-
ra Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulunan kanser
hastası Resit Kayran içindevTeyegirdi. Ağırra-
hatsızlığı nedeniyle ilaç tedavisi bile göreme-
diği bildiriien Kayran'ın, Ankara Numune Has-
tanesi'ne sevk edildiği ve sağlık kurulunun.te-
davi görüp görmeyeceğine karar vermek için 3
ay sonrasına randevu verdiği belirtildi. Kay-
ran'ın, tedavi görmeden 3 ay yasayabilmesinin
olanaksız olduğu dile getirilerek. "terörist ol-
duğu için ölümle ödüllendirikliği'" kaydedildi.
ÎHD ve TTB, Adalet Bakanlığı'na başvura-
rak, Kayran'ın cezasının ertelenerek tedavisi-
nin yapılmasını istedi.
İHD verilerine göre 1982 yılından bu yana
25 siyasi tutuklu ve hükümlünün, tedavi göre-
mediği için yasamını yitirdiği Türkiye'de şuan-
da 70 dolayında tutuklu ve hükümlünün ölüm-
cül hastalıklan nedeniyle tedavi olanağı sağlan-
masını bekledikleri bildirildi.
Baynunda tatik gidemeyen vatandaslarhavalann ısınmaM\la biriikte denizrıavTatıı
ı m > ı a ı ı ı ^ w p
^ ^ m a a K S
p r t
^ n n
i h e
r i d e l M ı k t t
mayı. kiıni de Gülhane Parkı'nda eğlenmevi tercih etti, Yıldız Parkı'nı seçenler ise İstanbul'un kalabalığından kaçıp dogaya sığındı.
Parkta kimileri bir ağaç altuıda kitap okurken kimileri de spor yapıp köpeklerini gezdirdi Yenilen dondurnıalar ve lunapark eğlence-
siyle doyasıva eğlenen çocuklar ise güneşü bir gün sayesinde belkj de en güzel bay ranı hediyelesinj alnuş oldular.
Silah ruhsatı
Çath'ya
yardım
eden
polislere
soruşturma
İstanbul Haber Servisi -
Susurluk kazasının
ardından gündeme gelen
Abdullah Çatiı'ya Mehmet
Örbay sahte kimliğı ile
ruhsatsız silah alımında
Mecıdiye Karakolu'nda
görev yapan polis memuru
Dinçer Sanboğa ile
Komiser Doğan Şimşek'ın
yardım ettıği ortaya çıktı.
Bu kişiler hakkında Fatih
Cumhuriyet Savcılığı'nda
soruşturma başlatıldı.
Abdullah Çatiı'ya Mehmet
Özbay sahte kimliğiyle
1993 yılında ikametgâh
ilmühaberi belgesini
kendisinın adma
muhtardan. polis memuru
Dinçer Sanboğa'nın aldığı
yönünde İstanbul DGM
Savcılığı'na bilgı verildiği
öğrenıldi.
Çatlı için ikametgâh
belgesi
Silah ruhsatı alırken
gerekli olan ikametgâh
belgesinde gerçek adres
göstermemek için.
Çatlı'nın o sırada
Mecidiye Karakolu'nda
görev yapan polis memuru
Dinçer Sanboğa ile
Komiser Doğan
Şimşek'ten yardım
gördüğü öğrenildi.
Sanboğa. Mecidiye
Mahallesi Muhtan
Burhan Kocapehlivan'dan
Çatlı için ikametgâh
belgesi düzenlemesinı
istedi.
Muhtar belgeyi
hazıriadı
Polis olduğu için
Sanboğa'ya yardım
ettiğini söyleyen
Kocapehlivanlı, istenilen
belgeyi hazıriadı. Öte
yandan, ülkücü mafya
babalanndan "Drej Ali"
olarak bilınen Ali
Yasak'ın. kardeşi Nihat
Yasak'ın silah ruhsatının
alınmasında "vekil''
olduğu belirlendi. tstanbul
Devlet Gü\ enlik
Mahkemesi'nce verilen
bu ifade üzerine. Mecidiye
Karakolu'nda görevli polis
memurlan hakkında
soruşrurma açıldı.
ARAYIŞ
Tarikatları aıılataııa ölüm tehdidi
DEVTIİM SEVİMAY
Tarikat skandallannın gündeme gelmesi-
nin ardından pek çok gazeteye ve telev izyon
kanalına -tarikatlann karanhk yüzünü"an-
latan "Perşembe Annelerr ya da "Şehir An-
neleri" sık sık ölüm tehdidi aldıklannı ileri
sürdüler. Anneler, şeriatçı basının da kendi-
leriyle ilgili karalayıcı yayınlar yaptıklanna
dikkat çektiler. Geçen ay Türkiye gündemi-
ne yerleşen Müslüm Gündüz-Fadime Şahin-
Ali Kalkancı üçlüsü. tarikatlann içinde ne
türlü çarpık ılişkilerin yaşandığının bir ka-
nıtıydı. Bu üçlüye Kalkancı'nın eşi Emire
Kalkancı'nın da katılmasıyla tarikat sömü-
rüsünün ekonomik boyutlan da gözier önü-
ne serildi. Türkiye'nin medya aracılığıyla
yakından takip etme olanağını bulduğu bu
din kisvesi altındaki çıkar ılişkılennin canlı
tanıklan da vardı. Tarikatlann içinden gelen
tanıklann arasında kamuoyunun en fazla ak-
lında kalan ise kara çarşaflannın verdiği iz-
lenime karşıt konuşan Şehir Anneleri oldu.
• Geçimlerini boyadıklan eşarplan satarak sağladıklannı, ancak
"yukan"dan yapılan baskılar sonucunda artık tek bir müşterilerinin
bile kalmadığım söyleyen Şehir Anneleri, sürekli olarak kendilerine
neden "solcular"a gıttiklerinin hesabının sorulduğunu anlattılar.
Tarikatlara ihanet ettikleri gerekçesiyle öldü-
rüleceklerini söyleyen söz konusu karanlık
seslerin gıderek kendilerine yakınlaşmasın-
dan endişelenen anneler, geri adım atmayı
hıç düşünmediklerini vurguluyorlar. Anne-
ler kendilerini tehdit eden kesimi çok iyi ta-
nıdıklanna dikkat çekerek **Onlar her şeyı
yapabilirier. Kendilerine muhaiif kimsevi is-
temiyorlar. Bizi yok ederek. tarikarJann di-
ğer bilinmeyen yönlerini anlatmak Lstevenle-
ri de korkutarak susturmak istiyorlar" diye
konuşuyorlar.
Geçimlerini boyadıklan eşarplan satarak
sağladıklannı, ancak "yukan"dan yapılan
baskılar sonucunda artık tek bir müşterileri-
nin bile kalmadığım söyleyen Şehir Annele-
ri. sürekli olarak kendilerine neden "soku-
lar"a gıttiklerinin hesabının sorulduğunu an-
Tarikatlarda cinsel tacizlerde bulunuldu-
ğundan. müritlerin kendilerini şeyhlerine
sunmak zorunda kaldıklanndan ve hatta lez-
bıyen. homoseksüel ilişkılerin yaşandığın-
dan söz eden bu çarşaflı kadınlar. tarikatla-
n terör örgütü PKK'den farksız bulduklan-
nı söylediler. Kendisini Şehir .Anneleri'nin
fikir babası ve dini konularla ılgıli bir araş-
tırmacı olarak tanıtan Abdullah Haldun Çe-
tinde aynı şekilde tarikatlan eleştirerek tüm
tarikatlann C1A tarafindan yönetıldiğini ve
birer mafya olduklannı iddia etti. Çetin 'in bu
sözleri. yıllarcatankatlann içinde bulunmuş
birisine ait olması nedeniyle ortaya çıkan ta-
nkat tablosunu pekiştirdi.
Şimdi ise Şehir Anneleri hertelefonu kal-
dırdıklannda karşılanna çıkan farklı seslerin
kendilenni ölümle tehdit ettiğini söylüyor.
lattılar. AVTII sorunun şeriatçı bir gazetenin
köşe yazısında da "Neden Cumhuriyet ga-
zetesine gjdiyorsunuz" şeklinde sorulduğu
dikkat çekerken Şehir Anneleri bu soruyu
şöyle yanıtlıyor.
"Hangi medya kunıluşu gerçekleri yansı-
öyorsa biz ona gittik. Tarikadann içyüzünü
insanlara anlatmak istemeyen, üstelik bu tür-
lü haberleri okuyuculardan kaçıranlara na-
sıi gidebiiiriz ki? Aynca onJarla da görüştük.
Ancak hiçbir sonuç alamadık."
Şehır Anneleri şeriatçı basının kendilen-
ne karşı bir karalama kampanyası içinde bu-
lunduğunu savunarak Çetin'le yapılan rö-
portajlann yanıltıcı bir şekilde yayımlandı-
ğını ve tarikatlan kötüleyenlere "deü ima-
jı"nın venlmek istendiğıni de öne sürdüler.
Şehır Anneleri "Arkadaşımız Aysun Ceva-
hır'i de deli diyerek ortadan kaJdırdılar. Şim-
di nerede, ne yaprvor bilen yok. Bize de aynı
yöntemi uygulayacaklar. Kendilerine hizmet
eden basın da bunun zemûnni şimdiden olus-
turuyor" diye konuştular.
TOKTAMIŞ ATEŞ
Çocuklarımızın Bayramı
Bugün Şeker Bayramı'nın son günü. Bayram
öncesinde yazdığ/m son yazıya bir not düşmüş
ve "Ağzımızın tadı pek kalmadı, ama umut ve
mücadele azimlerinizin azalmamasını diliyorum"
demiştim. Zira olaylar üzerimize öylesıne sert ve
amansız geliyor ki "diri kalabilmek" günden gü-
ne daha zorlaşıyor.
Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, "si-
yasetyasağı" olduğu günlerde, çok ılginç konuş-
malaryapardı. Umarım o düşüncelere hâlâ sahip
çıkmaktadır. Çok net hatırlıyorum, bir gün birtop-
lantıda; "Eğer bir rejim demokrasi değilse, bu-
nunla mücadele etmek kolaydır" demışti. "Kar-
şınızdakilerin ne olduğunu ve ne yapmanız ge-
rektiğini kolayca saptayabilırsiniz. Ancak eğer bir
rejim demokrasinin kurallannı ayaklaraltına alır ve
buna rağmen kendini demokrasi olarak tanımlar
ve kimilerinı de buna inandınrsa, bununla müca-
dele etmek çok daha zordur."
O günlerde Kenan Evren cumhurbaşkanı ve
Turgut Özal başbakandı. Ve gerçekten "kanun
kanun diye kanun tepeleniyordu." Ve bunun bı-
rinci dereceden mağdurlarından olan Sayın De-
mirel, tam bir isyan halinde ıdı. (Zaten bızler de o
"isyana" kanmış ve "İnsan ellisinden sonra kola-
yına değişmez" diyen hekim arkadaşlarımızın bıl-
gisine güvenemediğimizden, Sayın Demirel'in de
içinde bulunduğu "siyasalyasaklılann" hak mü-
cadelesine katkıda bulunmak için ağustos sıca-
ğında binlerce kilometre yol yapmış, sayısız top-
lantıda konuşmuştuk. Akıl işte...
Bugünlerin Türkiyesi de 198rierın Türkiye-
si'nden pek farklı değıl. insanı o günlerde isyan
ettiren ne varsa bugün de aynı şeyler yürürlükte.
Hatta belki de daha kötü bir biçımde.
Beni özellikle isyan ettiren, hatta çıldırtan şey.
yönetimdeki "çifte standartlar" oluyor. Susur-
luk'taki "şans" kazasının üzerinden üç buçuk ay
geçti. Çete ilişkilerini sağır suttan bile duydu. En
geri zekâlı insanlar bile kimi devlet görevlileriyle
ülkücü mafya ve kımi siyasetçilerin oluşturdukla-
rı çetelerin marifetlerini anladı. Ama bu adamla-
nn bir bölümü hâlâ dokunulmazlık zırhının ardına
gizlenmiş, elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor.
Hatta protokolde yer alıyorlar, saygı göruyorlar.
Çıldırmamak elde değil...
Parasız eğitim için TBMM'de pankart açan
gençler sekizer yıl ceza alıyor. Aynı Meclıs'ın ku-
lislerini basarak Refah'la koalisyon yapılmasını
protesto için ANAP'lılara saldıran DYP'li 'laik ka-
dınlanmız' ellenni kollarını sallaya sallaya çıkıp gi-
dıyorlar. Ve daha sonra Refah'la koalısyonu ken-
di partileri yapınca aynı 'heyecanla' genel baş-
kanlarının etrafında kenetleniyorlar. Utanmazlığın
ve çifte standardın bu derecesı görülmüş, işitıl-
mişdeğildir...
Sıvas'ta tekbir sesleri arasında adam yakan
'gençlere'(l) istenen ceza, Ankara'da Türk-İş mi-
tingine katılan evlatlarımıza verilen cezadan da-
ha az. Böyle adalet mı olur? Böyle yasa mı olur?
Ve bu çocuklar şimdi içerde...
Aczmendiler gözaltına alınıyorlar, sanki Fener-
bahçe'nin Galatasaray maçı öncesındekı kampı.
Adamlar toplu cimnastik yapıyorlar, şarkılar söy-
lüyorlar. Sakallan ve sarıkları olmasa. 19 Mayıs
provası yapan öğrencılere benzeyecekler! Eği-
timdeki fırsat eşitsizliğinı protesto eden gençleri-
miz gözaltına alınıyorlar, hepsi birer 'punchıng
ball.' Gelen bir yumruk atıyor, giden bir tekme. Çıl-
dırmamak mümkün değil...
Manisa'da düzmece bir iddianameyle kaç ocak
söndürüldü. Pırlanta gibi çocuklarımız, ışkence al-
tında imzalatılan itiraflarla sekizer, onar, on ikişer
yıl yediler. izleyebildiğim kadarıyla, ortada bir tek
'somut' kanıt yok. Zaten sorgulamayı yapan po-
lisler de işkence iddiası ile yargılanıyorlar. Ama bu
davanın sonucunu beklemeye bile gerek görme-
diler. Böyle adalet olur mu?
Geçenlerde okuldaki odama bir öğrencı geldi.
Manisa olayını protesto edeceklerini söyledi ve bir
konuşma yapıp yapmayacağımı sordu. "Elbette
konuşurum" dedim. Ama kim olduklannı sordu-
ğum zaman, birörgüt adı veremedi. Örgütsüzlük
belimizi fena büküyor. Konuşma saatınde ön ka-
pıyagittim. Biravuç öğrenci. Neörgütleri belli, ne
kim oldukları. Görünmeden geri döndüm. Benim-
le birlikte birkaç meslektaşım daha vardı. Onlar
da döndüler. Bu nedenle, Manisalı evlatlarımıza
bir 'gönül borcum' kalmıştı. Hepsine sevgiler
gönderiyorum.
Bunlar, bayram günü yazılacak şeyler değıl. De-
ğil, ama o çocuklar içerde ve aileleri, binbir acılar
ve sıkıntılar ıçinde. Başka türlü sahıp çıkamıyo-
ruz. Bari bayram günü, onlan da unutmadığımızı
dile getirmek istedim.
Türkiye, bu 'karanlıklan' elbette aşacaktır. Bu
çifte standartlar, bu insanı isyana sevk eden hak-
sızlıklar elbette sona erecektir. Ama bu arada öy-
le şeyler yitiriyoruz ki bunları telafi etmek pek
mümkün olacak gibi değil.
Fakat her ne olursa olsun, "Güzel günler
göreceğiz çocuklar."
inancınızı ve umudunuzu yıtirmeyin.
TEŞEKKUR
Safrakesesi ameliyatımı
"Kansız ameliyat" yöntemiyle
büyük bir titizlikle yapan ve beni
24 saatte sağlığıma kavuşturan Saym
Prof. Dr. ERGÜN
GÖNEY'e
yardımcılan
Sn. Op. Dr. FL AT HIZLI
Sn. Op. Dr. HAKAN EVRÜKE
Anestezi uzmanı
Sn. Dr. FİKRET KUTLU
Hemşire Sn. KEZBAN BAKIR
ile tüm çalışma arkadaşlanna ve
FLORENCE NIGHTINGALE Hastanesi
personeline içtenlikle teşekkür ederim.
ALEV COŞKUN