23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ŞUBAT 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul PB 10 Edirne Çanakkale Kocaelı Izmir Manisa Aydın Denizlı PB PB PB A A A A 14 12 10 14 13 15 12 Zonguldak PB 7 Antalya Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 8 13 9 8 7 9 5 -4 A 17 Kars Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkârı Van A A PB PB PB PB PB PB 1b 16 2 10 2 1 -9 0 PB -2 f J^-Jstarbul * /^—7 —/ L •Ankara .Adana) Trabzon/^ \ — ^J Erzurum J — ^ ~ ^ \ ^ 1 \Hakkari Yurdun kuzeydoğu :"""-- kesımleri çok bulut- lu, Marmara ile yur- - dun iç ve doğu ke- L o n d r a simlen yer yer sıslı Paris 10 12 geçecek. Hava sı- Roma B 14 caklığı bütün yurtta BiTün Y 9" artmaya devam e- A r T 1 o . ,o r v 1 v decek! Rüzgâr, ku- Amsterdam Y zey ve batı yönlenn- M a c l n c i B den hafif, ara sıra Sofya orta kuvvette ese- Brüksel cek. 13 B 15 11 Budapeşte B 3 Münih Atına Milano Oslo Helsınkı Stockholm Belgrad Viyana Bonn PB PB K K K PB B Y 15 16 3 1 2 12 8 10 10 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre K PB PB Y PB PB B A 2 9 4 6 8 5 7 19 Şam 14 Parçalı bulutlu i Sıslı BtJ)L/tlu t Çok oulullu G Ü N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada . Pakistan ö<neği nedir, bilinıyor: Cumhurbaşkanı- nın başbakanı azletmesı, yeni seçimlere gidilmesi ve Benazir Butto'nun halkoyuyla "tasfiyesi". Prof. Köni, Pakistan örneğinın Türkiye'de uygu- lanabilir değişik varyasyonlarını örneklerle sıralamı- yor. Pakistan Cumhurbaşkanı'nın halkoyuyla işbaşı- nagelen bır başbakanmı görevinden uzaklaştırma- sı "anayasal birhak". Oysa 1982 Anayasamız. cum- hurbaşkanına böyle bır olanak tanımıyor. Bırakınız böyle bir olanağı, bir süredir Cumhur- başkanı Demirel'in "rejim tıkanıklığına bir güven- ce" gerekçesıyle cumhurbaşkanlarına TBMM'yi fe- sih yetkisınin verilmesini içeren önerisı bırtürlü tar- tışma ortamına gıremiyor. Cumhurbaşkanı Demirel, Batılı 7 ülkenin anaya- salarını inceletmiş. 6 ülkenin anayasası, cumhur- başkanlarına Meclıs'i feshetme yetkisini veriyor. Oneriye aylardır TBMM'den olumlu ya da olum- suz yanıt gelmiyor. Çankaya'ya fesih yetkisi vermak ha? Partiler, siyasetçiler öcü görmüş gibi kaçıyor- lar, işitmezlikten gelıyorlar. Ç REFAHYOL'dan kurtulmak için dağınık, birbirin- xlen kopuk söylemler, sonuç vermesi olasılığı az ki- mi girişimler gözleniyor. Örneğin ana muhalefet, "Devlette çürümeyi önlemekiçin " bu hükümeti de- virmeyi hedef seçtiklerinı duyuruyor. Hatta "iki ay on iki gün sonraki Kurban Bayramı'nda çifte bay- ramyapacağımızı" müjdeliyor. Peki ama, nasıl? Net, doyurucu bır yanıt yok! Demokratik kuruluşlarda hatta kimi partiler bün- yesinde Türkıye'yi gerilere sürükleyen gelişmelere, elbette şerıatın baş mimarı Refah ıle destekçisi Şa- ibe Hanım kadrosuna karşı kitlesel gösteriler gide- rek gelişiyor. Çağdaş Hukukçular Derneği'nin 15 şubatta dü- zenledığı "kadın yürüyüşü", şeriata kitlesel karşı koyuşun görkemli bir örneğini vermeye hazırlanı- yor. Oysa laik cumhuriyet, demokratik rejim, toplumu bilinçlendirecek her kesımden kitlesel eylemlere her zamankinden daha fazla gereksiniyor. DSP'Iİ- lerın Ecevit'e seslendiklerı gibı: "Tribünde oturan halkımız artık sahaya inmeli." Seni gidi Son günlerde kımi haberler var ki doğruluk payı önemli ölçüde yüksek. llgili parti (RP) bugün de ya- rın da yalanlayacaktır. Ne ki, Refah'ın dümen su- yunda giden kimi örgütlerde, örneğin Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndaki en azından "silahlanma hevesi"nden devletin bilgi sahibi oldu- ğu da bir gerçek. -^,Bugün ruhsatlı av.tüfeklerine sahip olabilirter. A- ma yarın vurucu silahlar ve gizli depolar edinebilir- ler. Güçlü bir olasılığa dayanan bu gelişmelerin ne ölçüde ayırdındayız acaba? Takkeli, hükümet olmadan önce "ya kanla ya da kansız" iktidara geleceklerini laf olsun diye söyle- miş olamaz. Takkeli Bay Başbakan'ın hersözünün altında ya geleceğe ya da günümüze yönelmiş bir tehdit. bir amaç gizli. Her gün örneklerıyle görüyoruz. Hiçbir şeyi umur- samıyorlar. Cumhurbaşkanı, dini siyasete alet edenlerin "hemgünah hem desuç" işlediğini söy- lüyor Genelkurmay Başkanı, TSK'nin temel inancı olan laikliği koruyacaklannı açık dille bir kez daha duyuruyor. • Takkeli, kendilerı dışındaki devletin başlıca ku- rumlarının ayağa kalkışını "demokrasiyi ıçine sin- diremeyenlerın son davranışı" diye nıteliyor. Hatta "bir an önce kendilerini terbiye etmelerini" isteye- cek kadar ileri gidiyor. Işte tam bu sıralarda Şaibe, Takkeli'den önce öneri geldiğıni, sonra bu öneriyı kendi başına ka- bullendiğini gösteren konuşmalar yapıyor: RP ile seçım ittıfakı! - Seçim ittifakı rejim açısından asıl tehlikeyi gün ışı- Şına çıkarıyor. Bu ittifak, RP'nin DYP desteğiyle önümüzdeki yıllarda girişeceği bütün Islami eylemleri daha şim- diden güvenceye alması anlamına geliyor. Takkeli, tabii Islami kurallarla "yeniden büyük Tür- kiye'nin kuruluşunu" müjdelerken kuşku yok, se- çim ittifakının RP'ye sağlayacağı yararları dile ge- tiriyor. RP ve DYP işbirliği ile Islami kurallarla bir devlet. Sızi gidi bre fosiller! Hadi oradan... Erbakan'dan tatlı reçete Yağmurtu Karlı BÜLErsT ECEVİT ANTALYA - Başbakan Necmettin Erbakan.Türkı- ye'nin "aydınlığa" gittığıni. ekonomıde u\guladıklan re- çetelerin de."acı değil tatlı'" olduğunu öne sürdü. Bayra- mı aılesiyle Antalya "da geçı- ren Erbakan. dün Antalya Öğretmen Evi'nde bayram tebriklenni kabul efti. Antalya Valisi HüsnüTuğ- lu. BüyükşehırBelediye Baş- kanı Hasan Subaşı. RP mil- lervekılı Arif \hmet Denizol- gun ile bazı DYP'li belediye başkanlan. RP ve DYP'li par- ti yönetıcilermın de katıldığı törende konuşan Erbakan. ül- kedekı nüfusartışının Türki- ye"\i ileride Avrupa'nın en büyük ülkesi yapacağını söy- ledi İktidara gelmeden önce Türkiye'nin "Taiz sarmaJı" içinde bulunduğunu öne sü- ren Erbakan, geçmiş bayram- larda karamsar bır iilke olan Türkiye'nin >ımdi aydınlık içinde olduğunu öne sürerek 4 Refah militan yetiştiriyor'.\NK4RA (Cumhumet Bürosu) -DSP Genel Başkanı Biîlent Ecevit, dinci tabanın silahlandığına ilişkin savlan değerlendirirjcen RP'nin mi- lıtanbirkadroyetıştirdiğini söyledi. Ecevit. RP Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan ile kunılan iktidann yalnu Türkiye değıl, pek çok Müs- lüman ülke için de tehlikeli olmaya başladığını behrttı. DSP lideri Ecevit. dün bir grup partili ve yurttaşla bayTarrüaştı. Ece- vit. gazetecilerin sorulan üzerine. cumhuriyetin temelinde laıklik il- kesinin bulunduğunu ve laikliğin yalnızca soldaki partilerin tekelinde olmadığını belirterek sağdaki parti- lere de görev düştuğünü söyledi. DSP lideri Bülent Ecevit, "Sağdaki partilerimizin içinde de laikliği ve Atatürkçüiüğü özümsemiş olanlar var. Bütün bunlar bir dayanışma içinde Türkiye'yi ve laik cumhume- ti yaşanan tchlikelerden kurtarmak için eüerinden geleni >apmalıdır" dedi. Ecevit. çağnsına olumlu yanıt bekJeyip bekJemediğinin sorulması üzerine, bunun toplumun genel bir isteği olduğunu belirterek RP'nin toplumun yalnızca yüzde 21 'lik bö- lümünün oyunu aldığını, bunlann büyük çoğunluğunun da düş kıhk- lığına uğradığını kaydettı. REFAH- YOL hükümetınin giderek zayıfla- dığına işaret eden Ecevit. şu görüş- Demiral: Refah cihada yönelebîlir EVİNGÖKTAŞ ANKARA - Eski Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Baş- savcısı Nusret Demiral, RP'nin tek başına iktidara geldikten sonra, öz- lem duyduğu şeriat düzenini kur- mak için < *dhat''a ywıelebileceğini söyledi. Demiral, ANAP Genel Başkanı Mesut Ydmaz'ın, "RP tabanmın »- lahiandığı'' yolundaki sözlerini de- ğerlendirirken "BenS^ym Yümaz'ın bu sözJerine kaütmıynnım. Çünkü ben DGM'de görev \aptığım süre içinde bize bu konuda herhangi bir bilgi ya da ihbar getanedL Bunu tes- ph etinek için, hükümet tarafindan verifen silah ruhsadannın sahipleri- ni inceknıek ^rekir n dedi. Ankara DGM'de uzun jıllar başsavcılık yaptığını anımsatan Demiral, "Eğer RP'nin silahlandığına ilişkin en ufa- cık bir du\ unı alsaydık, dcrhal hare- kete geçerdik. Ancak, kimlere ruh- sath silah \erilip vcritanediğini, kim- lerin ruhsatsız silah taşıdıgını hükü- met çok iyi biKyor" diye konuştu. RP'nin yasalardakı boşluklardan ya- rarlanmayı çok iyi bildiğini vurgu- layan Demiral, şunlan söyledi: "RP şo anda tek başına iktidara geuneye çakşıyor. Ancak bunlar şimdi takıy- ye yapıyorlar. Çünkü; iktidar tek başlanna eDerinde değil. İktidara geldikten sonra amaçlan, üzledikle- ri şeriat düzenini kurmak. Parti, şu anda iktidara giden dikenli yolda bunlann ayakkabısuu oluşturuyor. Zaten bunu RP'nin gençlik örgütü de söylüyor. tktidara tek başlanna «ekliklerindelViedisefleniKİeobcak \e istediklcri şeriat yasasını çıkars- caklar. Snas'ta 1993te yaşanan ve daha sonra Konya'da. Kayseri'de, son olarak da Smcan'da meydana gelen olaylar RP'nin şeriat özlemci- si bir parti olduğunu çok iyi kanıtiı- yor. Şimdi yasal yoOan kullanıyor- lar. iktidara getinceye kadar takıyye yapryorlar. İktidartek başlaraıdael- lerindeolmadığı için her şeyi kamuf- le ediyorlar. Atatürkçü ohıyoriar, devktini ve mük-tini seıiyorgörünü- yorlar, millet bütünlüğünü savunu- yoriar. Biz öteden beri Tiirk Ceza Yasası'nın 163. maddesinin kakhnl- masına karşı çıktık. Çünkü; bu ana- yasanuı 24. maddesine aykın bir or- leri dile getirdi: "Ama bö>1e bir hükümetin kurul- ması da yararlı olmuştur. Çünkü. RP'nin masallan. hayalleri ve vaat- leri konusunda halk bir aldatılmış- lık duygusu içindedir. 7 ay içinde RP'nin içyüzü, neleri yapıp neleri yapamayacağı ortaya çıkmıştır. Ben bu hükümetin ömrünün kısalacağı- nı düşünüyorum. Biz daha da kısalt- mak için elimizden geleni yapaca- ğjz." Ecevit, camılerde silah bulundu- rulduğu yönündekı iddialann anım- satılması üzerine. camilerin silah deposu olduğunu sanmadığını. an- cak RP'nin bir mılıtan kadro yetiş- tirdiğinin çok kesin olduğunu söy- ledi. Ecevıt. sözlenni şöyle sürdür- dü: "Erbakan'ın bir sözü bugün de geçerüdir. 'Biz iktidara geleceğız. a- ma kanlı mı yoksa kansız mı gele- ceğız° demiştir. İktidara kanlı gelişi ve provalan yer yer yapılmaktadır. Öte yandan bazı Müslüman ülkele- rin en bağnaz militanlan ile Sayın Erbakan'ui başbakanlığından son- ra da yakın ilişkileri vardır. Erba- kan ile kurulan iktidar, yalnız Tür- kiye için değil, başka pek çok Müs- lüman ülke için de tehüke olmaya başlamıştır." Bayramlaşma sırasında bir yurt- taşın "Yeni Sincan'lar olmasın" bi- çimindekı sözlerine. Ecev ıt. "İnşal- lah, inşallah" karşılığını verdı. Terörün acı bflançosu: 12 yılda 23 bin kişi öldü AYŞE SAYLN -\NKARA - Doğu ve Gü- neydoğu'da PKK'ye karşı yü- rütülen mücadelenin fatura- sını önemli ölçüde yurttaş ödedı. Içişleri Bakanı Meral Akşener'in verdığı bilgiye göre. Türkiye'de sadece polis bölgesinde son 6 yılda 1452 faıli meçhul cinayet işlenır- ken Olağanüstü Hal Bölge- si'nde (OHAL) son 12 yılda 4 bin 310'u sivil olmak üze- re toplam 7 bin 586 kişi yaşa- mını yitirdi. 13 bin 878 P- KK'li de çıkan çatışmalarda öldü. Bölgede, de\letin "gü- venli böJge" ilan ettıği yerler için başlattığı "kö\e dönüş projesi" ıse hâlâ vaat edilen düzeye ulaşamadı. Köye dö- nüş projesinın başlatıldığı 1996'da Tuncelililerin üçte ikisi, doğduklan yerlen terk etmek zorunda bırakıldı. Bölgede, devletin "gflven- li bölge" ilan ettiği yerler için başlattığı "köye dönüş proje- si'' ise hâlâ vaat edilen düze- ye ulaşamadı. Köye dönüş projesinın başlatıldığı 1996'da. Tuncelililerin üçte ıkisi doğduklan yeri terk etti. Akşener'in. CHP Milletve- kıli Sabri ErgüTün, polis ve jandarma bölgesinde ışlenen faılı meçhul cınayetler, terör mücadelesinde yaşamını kay- bedenler ve köy boşaltmalar- la ılgıli soru önergelerine ver- dığı yanıt, OHAL Bölge-- si'ndeki terörün bilançosunu ortaya koydu. Akşener, Er- gül'ün, büyük bölümü Doğu ve Güneydoğu'yu kapsayan "jandarma bölgesindeişlenen faili meçhul cinayetlere" iliş- kin sorulannı ıse yanıtsız bı- raktı. Akşener'in verdiği bil- giye göre faıli meçhul cina- yetler, OHAL Bölgesfnde öldürülen yurttaş ve PKJC'li- lenn dökümü şöyle: • 1990-19%>ülanarasın- da Türkiye genelinde polis bölgesinde 1014 adi. 438 siya- si olmak üzere toplam 1452 faili meçhul cinayet işlendi. • 1987-1996 yıllan ara- sında Türkiye genelinde terör örgütlennin suikast, ani ve beklenmeyen saldınlanna maruz kalan 2 bin 14 asker ve 86 polis şehıt oldu. • 1984-1996yıilanarasuı- da OHAL Bölgesi'nde terör ola> lannda 4 bin 310 yurttaş, 2 bin 917 asker, 164 polis, 94 öğretmen, 29 imam ve 72 dev- let memuru yaşamını yitirdi Bölgede 4 bin 978 yurttaş, 6 bin 579asker, 552 polis,27 öğ- retmen, 6 imam ve 41 devlet memuru yaralandı. • 1987-1996 vıllan ara- sında OHAL Bölgesi'nde 13 bin 878 terörist öldürüldü, 250 terörist yaralı, 3 bin 951 terörist yakalandı. Devletin, güvenliği sağla- nan bölgelere yönelik başlat- tığı "köye dönüş projesi"nin uygulamasında ise çelişkili sonuçlar ortaya çıktı. 1990 sonrası kademelı olarak artan köy - mezra boşaltmalar 1994'te, boşaltılacak "çokaz köy kaWıgı T ' için hız keser- ken köye dönüş projesinin uygulamaya konulduğu ge- çen yıl Tuncelililer göçe zor- landı. Tunceli'nin köy ve bağlı mezralannın üçte ikisi boşaltıldı. Tunceli'de 1 yıl içinde 616 yerleşim binmın- de yaşayan 25 bin 118 kişiden 16 bin 920 si yaşadıklan yer- len terk etmek zorunda bıra- kıldı. Resmi rakamlara göre köye dönüş projesi çerçeve- sınde güvenlık gerekçesiyle köylerini terk eden 335 bin 967 yurttaştan yalnızca 15 bin 691"i geriye dönebildi. Bugüne kadar 2 bin 759 yer- leşim binmi tamamen boşal- tılırken dev let, göç eden yurt- taşlara toplam 223 trilyon 721 milyar hralık nakit. gıda. gi- yim. eğitim, sağlık, ulaşım ve yakacak yardımı yaptı. DGM'lerde 13 bin faiü meçhul ANKARA (AA) - Türkiye'deki DGM başsavcılıklannda 1995 yılı sonu itibanyla faili meçhul olaylara ilişkin toplam 13 bin 665 dosya bulunuyor. Dıyarbakır DGM Başsavcılığı 11 bin 699 dosya ile ilk, Konya DGM ise 22 dosya ile son sırada yer alıyor. DGM başsavcılıklannın toplam ış yükündeki faili meçhul olaylara ilişkin şöyle konuştu: "Şimdi şafak söktü, güneş doğdu. Büyük Türkiye olarak gerçek bir bayram kuduyonız. Her haf- ta halkımıza müjde vererek Türkiye'nin meselelerini çö- züyoruz. Türkiye aydınlığa gidiyor. Bugünkü ckonomik rakamlar da Türkiye'nin ay- dınhğa girriğini gösteriyor. Enflasyon canavan ortadan kalkıyor. Enflasyonu yüzde 10'un altına düşüreceğiz. Bi- rim paramız dolardan da kıy- metB olacak. Söz\eriyorum." 1996'da kalkınma hızımn 7.6"ya çıktığını anımsatan Erbakan. bu yılkı hedeflerini de, u Allah_. Uçacağız.. uça- cağız" diyerek açıkladı. "Süreldi Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eylemını "çocukça" bulan Erbakan'a Antalyalı bır grup yurttaş tepki gösterdı. Erbakan'ın kaldığı Falez Otel'in çevresmde saat 21 00'de otomobıllenyie tur atan yurttaşlar korna çalarak Erbakan'ın eyleme yaklaşı- mını protesto etti. DUNYANIN EN ÜNLÜ VE EN YETKİLİ TEK OTO KATALOĞU dosyalann oranı yüzde 56.4 olarak tespit edildi. Adli Sicil ve Istatıstık Genel Müdürlüğü'nün 1995 yılı venlerinden derlenen bilgilere göre, 1 Ocak 1995 ile 31 Aralık 1995 tarihleri arasında DGM başsavcılıklanna faili belli olmayan olaylara ilişkin toplam 2 bin 401 dosya geldi. Bu sayı öncekı yıllardan devrolan 1 bin 264 dosya ıle 13 bin 665'e ulaştı. Faili meçhul dosyalann çoğu. 11 bin 699 ıle Diyarbakır DGM'de bulunuyor. Diyarbakır DGM'ye geçen yıl 1900 faıli meçhul dosya gehrken, önceki yıllardan da 9 bin 799 dosya devToldu Dıyarbakır DGM'yı sırasıyla 879 dosya ile Malatya DGM. 695 dosya ıle Erzıncan DGM. 177 dosya ile Izmir DGM. 83 dosya ile İstanbul DGM. 73 dosya ıle Ankara DGM. 37 dosya ıle Kayseri DGM izlerken. 22 dosya ile Konya DGM son sırada yer aldı. Türkiye'de bulunan 8 DGM başsavcılığının toplam iş yükündeki faili meçhul dosya oranı ise yüzde 56.4 olarak tespit edildi. Bunun DGM'lere göre dağılım oranlan şöyle: "Diyarbakır DGM yüzde 75İ, Malatya DGM yüzde 50.4. Erzincan DGM yüzde 35.4, Kayseri DGM yüzde 23.1, İzmir DGM yüzde 21.9, Ankara DGM yüzde 13.6, Konya DGM yiizde 3.7 ve İstanbul DGM yüzde 2.9." DGM'lerde 1995 yılı ıçensinde faıli meçhul dosyalardan 255'i aydınlatıldı. Bu dosyalardan 34'ü ise zamanaşımmdan işlemden kaldınldı ,\nkara ve Konya DGM başsavcılıklannda faili meçhul dosyalann hiçbıri aydınlatılamazken. Diyarbakır DGM'de 100. Izmir DGM'de 69, Malatya DGM'de 32, İstanbul DGM'de 27, Erzıncan DGM'de 26 ve Kayseri DGM'de ise 1 faıli meçhul dosyanın faıllen bulundu. İstanbul DGM'deki faili bellı olmayan 34 dosya ıse zamanaşımmdan dolayı işlemden kaldınldı. <C23 Sulu kar k Gok gürultulu G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada laşmayı sağlayacak bir metin çıkaramadılar. Necati Çelik, Hak-lş Konfederasyonu'nun ba- şında iken, çalışma yaşamının sorunlannın bir an önce çözümlenmesınden yana tavır sergileyen. bu yolda Türk-iş ve DlSK'le işbirliği yapan bir sendi- kacıydı... Bakanlığagetirildiğinde, "^caba"demiştik. "sen- dikaalıktaki tutumunu sürdürürse, çalışma yaşa- mında beklenen adımlar atılır mı?" Gelin görün ki, daha koltuğa ısınmadan bize ba- kanlığının adını degiştirmek düştü: Çatışma ve Sosyal Gerginlik Bakanlığı... Ipin ucunu ona buna verdi... "Atatürkçülük adına karşınıza gelenlerin yüzüne tükürün" dedi... Bakanlığın adının bizde çağrıştırdığı gibi kalma- sı için ne gerekiyorsa yaptı. Gelelım, memur sendikalarının yasalaşması ça- balarına. Necati Bey'in bu konuda gündeme getir- diği çalışmayı şöyle tanımlayabiliriz: "Yasa(k)laştırma..." Sendikacı kökenli bir bakan, memur sendikala- nnın şöyle olmasını istıyor: - Toplusözleşme ve grev hakkı olmasın. - Güvenlik ve yargı alanında örgütlenmesin. - Devlet memurian, Borçlar, Dernekler ve Mede- ni Kanun hükümlerigeçerti olsun... Oldu olacak, sendikalan, fiili olarak yapıldığı gi- bi, Polis Yetki ve Salahiyetleri Kanunu'na bağlasın, olsun bitsın... Bakanlığın üç muhatabı var: Memur-Sen, Kamu-Sen ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)... Memur-Sen RP'ye yakın; Kamu-Sen içinde sağ yelpazeyi barındınyor; KESK'te ilerici. demokrat kesimleretkin... Görüşmeler kilitlenince, bakanlık "dernek tipi sendikada" ısrarlı olunca, KESK çekildi. Hakkını bir kez daha teslim etmeliyiz kı, Türki- ye'de memurun sendikalaşma sürecini bügün KESK'i oluşturan sendikalar, sendikacılar başlattı, büyüttü, ergen hale getirdi... Daha görüşmelerin başında Kamu-Sen. toplu- sözleşmesiz sendıkadan yana olduğunu açıkladı. Bir bakıma, bakanlıktan bile gerı duruma düştü. Çelik'le Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay görüşmeler sırasında gerginleştiler. Akay, Çelik'i "Sendikalaşmayı geciktiriyor" gerekçesiyle mahke- meye verdi. Çelik de Akay hakkında, kendisine ha- karet ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulun- du^ Yok edemeyince... Memur-Sen ve Kamu-Sen yöneticileri alınmasın- lar ama, yaptıklan, KESK'in açtığı yoldan yürüyüp memur sendikacılığını işlevsiz hale getirmek... Buna KESK sermayesiyle sendikacılık yapmak denir... Görünen o ki, şu anda kapışıyormuş gibi görün- seler de, Çelik-Akay işbirlığiyle, ortaya kolu kana- dı yolunmuş bir sendika yasası çıkacak. Daha doğ- rusu hazırlanan metin üzerinde ortak bir noktaya gelinecek. Burada KESK'e önemli görev ve sorumluluk dü- şüyor. 400 bin üyesiyle en etkili konfederasyon... Meydanlarda aldığını masada bırakamaz... 1990'h yılların ilk yansında, memurlar, deyim ye- rindeyse. saçlarını fırça, göğüslerini tabela yapıp alanlarda sendikalarının adını yazdılar. KESK'in alacağı kararlı tutum, hangi düşüncede olursa olsun, ister istemez öteki sendikalan da et- kileyecektir. Bu yanıyla lokomotif görevı var. Yönetimler memur sendikalarını "yok" edemeyin- ce, "y" harfinin yerine "b" harfinı koymaya çalıştı- lar. Pek çok alanda iki türlü sendika var: - Müdürler sendikası... Çalışanlar sendikası... Mühür, müdür sendikasının elınde. Kendisine üye olan, istediği kentte, ötekine üye olan sürgünde... KESK üyeleri çok sürgün yedi. Ama, KESK'in sürgün vermesi engellenemedi... Şimdi iş 90-94 sürecinden daha kolay... Bütün sorun kitleselliğe biraz daha ağırlık vermek. Kitley- le dirsek temasını güçlü tutmak. Aksi halde KESK'in açılmışı şu olur: Kendi Eksenındeki Sendikacılar Konfederas- yonu... Bayram ziyaretinde alternatif arayışlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şeker Bayramı ne- deniyle gerçekleştirilen par- tilerarasi ziyaretlenn günde- minı. koalisyonun rejim kar- şıtı girişimlerinın başlattığı alternatif hükümet arayışlan oluşturdu. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı MehmetGöl- han ANA-SOL hükümet mo- deli üzerine. "Bu hükümet nasıl otuşturulduysa bundan sonra da bir hükümet çıkabi- ür. Alternatifsiz değil'" dedi. Gölhan, CHP Genel Merke- zi'negerçekleştirdiği bayram ziyaretinin ardından gazete- cilerin sorulannı yanıtladı. Olası bır ANA-SOL hükü- metine DSP'nin sıcak baktı- ğı yolundaki açıklamalann anımsatılarak "Siz nasıl ba- kıyorsunuz" sorusunun yö- neltilmesi üzerine. "Olabilir. Şarnar ne getirecek, bakalım görelim. Gay et tabii ki parla- mentodaki gelişmelere göre, bu hükümet de sonsuz değil- dir. Bu hükümet nasd oluştu- rulduysa bundan sonra da bir hükümetçıkabilir, alternatif- siz değü" diye konuştu. Muhalefet partilerinın bayram zıyaretlerinin de gündemıni alternatif hükü- met arayışlan oluşturdu. D- SP'lı Hikmet Uluğbay ile Nami Çağan, ANAP'ta Ge- nel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Günerve parti yöneti- cileriyle bayramlaştılar. ANAP'lı Güner görüşme sırasmda, 1997 yılında cum- huriyetin temel ılkelerinin tariışılmasının çok acı verici olduğunu söyledi. DSP'li U- luğbay da, gazetecıleıin hü- kümet formüllenne ilişkin sorulannı yanıtlarken D- SP'nın yeni bır hükümet için- de yer alabileceğinı. alterna- tifler gündeme geldiğinde gerekli değerlendirmeyi ya- pacaklannı belirtti. CHP Genel Başkan Yar- dımcısı OnurKumbaracıba- şı da dün düzenlediğı basın toplantısında, Türkiye'nin mevcut hükümetten kurtula- cağını, bunun sinyallerinın görüldüğünü savunarak "Bu hükümetin bir ayağı çukur- dadır. Meclis'ten alternatif bir hükümet çıkar. Bu hükü- met Türk milletinin gerisin- dedir"dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle