05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 1997 CUMARTESİ HABERLERIN DEVAMI Istantıul Edıne Çarakkale Kocaelı Izrnsr Maiısa Ayoın Denızli K PB PB K PB PB Y Y 8 9 9 7 13 12 14 11 Zonguldak K 5 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas K K PB PB K PB K PB b 7 9 10 2 5 2 0 Y 15 Kars Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van HB PB PB PB PB PB PB PB 11 14 3 5 1 2 -7 -2 PB -4 Marmara'nın doğusu. Güney ve Iç Ege, Batı Akdenız, Iç Anado- lu'nun kuzeybatısı ıle Batı ve Orta Karade- nız yağışlı, ötekı yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcak- lığı bıraz artacak. Ya- ğışlar Güney Ege ve Batı Akdenız kıyılann- da yağmur, ötekı yer- lerde karla kanşık yağ- mur ve kar şeklınde olacak. Londra 4 Atina 11 Paris ÇB 0 Milano ÇB 10 Roma PB 11 Oslo PB -3 Bertin ÇB 0 Helsınkı K -10 Amsterdam ÇB -1 Stockholm K 0 Madrid PB 10 Belgrad K 4 Sofya K 5 Viyana K 1 Brüksel ÇB -1 Bonn _ÇB_ Budapeşte ÇB 3 Münıh ÇB -1 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire K Y ÇB K ÇB ÇB ÇB PB -6 7 -3 4 5 -2 4 14 Şam PB 9a Parçalı bulutlu : Sıslı ç f ~ v ~ v \ Bulutlu k Çok buiutiu G L I N C E L CÜNEYTARC4YÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Karadayı Köşk'e çıkmış, Cumhurbaşkanı'na TSK'nin türban konusundaki "duyarlılığını" Tak- keii Başbakan a iletmesini istemiş! Ya ikinci "rivayet"; MGK Genel Sekreteri Takke- li'yi "bizzat görerek" iki duyurumda bulunuyor: Du- yurum; (1)- Türbana takılı RP planına karşı olduk- lannı, (2)- MEB Mehmet Sağlam aracılığıyla RP'nin YÖK'ü ele geçırme çabalarını TSK'nin onaylama- dığını içerıyor. Bir özel TV, "kapalı kapılar ardında" bu gelişme- lerin yaşandığını haberleştirince, Köşk'ten hemen o saatte o TV'ye "yalanlama" gidiyor. Cumhurbaşkanı her zaman bir tanımlama kulla- nıyor. Perşembe günlerini "devlet günü" diye nite- liyor. Son perşembe, önce MGK Genel Sekreteri'ni, sonra MİT Müsteşarı'nı ve daha sonra da Genel- kurmay Başkanı'nı kabul ediyor. Bu görüşmelerin genelde ana teması, devletin "hemen hergün, hersaat üzerinde durması gerek- li konular, örneğin terör" sorunu. Çevremizdeki ge- lişmelerle birlikte ele alınıyor. Üstelik, Takkeli'ye duyurulması ıstenilen "tepki- len"; TSK, zaten sorulsun ya da sorulmasın hemen her çevre bilsin, ilgilisi duysun diye açıktan söylü- yor. Takkeli, bu açıdan zaten "bilgili". Üstüne üstlük, Çankaya gerek türban gerekse YÖK konusunda "son derece duyariı ve de hazır- lıklı". Sorunun temeline inmeden, "rivayetlerle" gelin güvey olanlara rastlanıyor. RP'nin kendi kamuoyunu uyutmak için devlet ku- rumlarından önce, "üniversitelerde tünbanın ser- best olmasına razı" olacağı söylentisi yaygın. Tak- keli takımınagöre, DYP de "bu formüle" sıcak! Ola- bilir. Hele Şaibe Hanım, ciddi suçlamalardan kur- tulmak için "TURBAN'a karşı türban"a dünden ra- zı. Ne ki, üniyersitelerden türban yasağını kaldırabil- mek için YÖK'e özgü kıyafet yönetmeliğini YÖK'ün değiştirmesi gerekiyor. Bugünkü YÖK yöneticilerinden böyle bir davra- nış beklenebilir mi? Çankaya Ya devlet dairelerinde türban? Takkeli'ye hemen her şeyi vermeye hazır Şaibe'ye karşın, Bakanlar Kurulu'na geleceği söylenen kararnameyi imzala- mayacaklarını açıklayan DYP'li bakanlar; şayet "na- mus sözünden" caymazlarsa... Türban gericiliği ilk aşamada "yatacak"! Karar- name geçerse Bakanlar Kurulu'ndan... Işte o zaman; Çankaya'nın "bütün ağıhığıyla dev- reye girmesi" bekleniyor. Bu, bir. Şaibe ile Takkeli'nin üstün çabalarıyla TBMM'den geçip Çankaya'ya çıkması olası YÖK Yasası'nı da aynı akıbet bekliyor. Bu da, iki. Dünyaca ünlü kişisel çıkarsavlanndan kurtulmak için Takkeli'ye uygun adım her şeyi verebilen Şa- ibe Hanım'ın, "ne yardan -Takkeli'den- ne de ser- den -Özer'/e kendi yararlanndan- vazgeçmesi" beklenebilir mi? Kımı beklentiler nedeniyle "destek" olan kimi ya- zar, çizer ya da yayın organlan da Şaibe'den vaz- geçemıyor. Örneğin biryorumcu geçen akşam "Ka- dıncağız Roma'da sanki kendi işlerini savunuyor- muş gibi eleştiriliyor" diyordu. Neymiş efendim; AB patronlanyla görüşen Şaibe, büyük "birzafehe" dönüyormuş, anlayan yokmuş, kimleri de "kasıtlı" olarak yükleniyormuş! Roma ile ilgili gerçekçi rapor; (1)- 6 büyük ülke Türkiye'yi AB'ye alacaklarını söylemişler. TÖ'nün 1987de AB'ye ilk başvuruyu yaptığından beri Ba- tılı ülkeler aynı sözü veriyorlar. Değişen bir şey yok. (2) Ama yıllardır "Alıyomz" da demiyorlar. Deği- şen bir şey yok. (3) Türkiye'yi Avrupa'dan dışlamamışlar. Yıllardır söyediklerini yinelemişler. Değişen bir şey yok. Değişmeyen ise: A3'den sürekli san ışık! Yağmuriu Abdi îpekçi amlıyor İstanbul Haber Servisi - Esli Milliyet gazetesi genel yavn müdürü ve başyazan \hdi İpekçi. bugün Zincir- likıyu'daki mezan başmda anııyor. 5aat 11.00'de Türkiye Gaıeteciler Cemiyeti Baş- kaıı Nail Güreli'nin konuş- möiyla başlayacak törene tpKkçi'nin ailesi. meslektaş- lar ve sevenleri katılacak. .\bdi İpekçi. 1 Şubat 19"9'da halen Italya'da ce- za<vinde bulunan ülkücü Vlıhmet Ali Ağca tarafindan ıştgıtmek üzere bindigi ara- baında öldürülmüştü. Tu- tullanan tpekçi'nin katili Vthmet Ali Ağca, Kartal Maltepe Cezaevi'nden ka- çınldıktan sonra Roma'da Papa'ya suikast düzenle- mişti. Ağca halen İtalya'da Ancona Hapishanesi"nde hükûmlü bulunuyor. Ağca'yı kaçırdığı ve Ab- di tpekçi'nin öldürülmesi eyleminin düzenleyicisi ol- duğu iddia edilen Oral Çe- lik ise tpekçi suikastından 17 yıl sonra, İpekçi'nin öl- dürülmesi ile ilgili olarak "cinayete ferdi iştirak" su- çundan 20 yıl hapis istemiy- le yargılandı. Ancak ortaya çıkan sürpriz tanık Abdul- lah Yavuz'un verdiği inanıl- maz ifadeler üzerine geçen hafta ıçinde tahliye edildi. BAŞSAGIIGI Odamızın 34 ve 35. dönern denetleme kurulu üyesi SEBAHATTİN KAYA'yı kaybettik. ,'jlesine, yakınlanna ve üyelerimize başsağlığı dileriz. CVŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBULŞUBESt Aydııılık için karanbk • Baştarafı 1. Sayfada Genel Başkanı Suphi Gürsoytrak, dün yaptığı yazılı açıklamada, siyasal kırliliği, vurdumduy- mazlığı, hayat pahalılığını ve ülkeyi karanlığa götürmek isteyenleri protesto etmek amacıyla yurttaşlan her gün 12.30-13.00 saatleri arasmda Ankara Güvenpark'ta "sessiz protesto" eylemi- ne çağırarak "Akşam ışığını 1 dakika kapatan yurttaşlanmız, komşusunun da ışığını kapatma- sınıistemeli,öğle 1230-13.00 arasıbuluşmavage- lirken bir arkadaşını da yanında getirmelidir" dedı. Gürsoytrak, buluşmada yakalarda "beyaz fiyonk" dışında herhangi bir pankart ve örgüt ışaretı olmamasını da istedi. 'Sessiz protesto' eyiemi yann başlayacak ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Sanıtaan Oluç da "Bir Dakika Karanuk" kampanyasına bütün güçleriyle katılacaklannı belirtirken DBP, TTB. TEB adına yapılan açıklamalarda Türkiye'nin aydınlık geleceği için kampanyanın desteklene- ceği ve her gece saat 21 .OO'de ışıklann bir daki- ka süreyle söndürüleceği kaydedildi. Banka ve Sigorta Işçileri Sendikası da kampanyayı des- teklediğini bildirdi. CHP Istanbul II Başkanı, tepkili toplum oluş- rurmaya yönelik tüm çabalann değerlendirilme- si ve desteklenmesi fikrinden hareketle "Sürek- li Avdınlık İçin Bir Dakika Karanhk" kampan- yasını CHP olarak desteklediklerini bildirdi. Aralannda şair Can Yücel, yazar ve gazeteci- ler Orhan Pamuk. Can Dündar. Ahmet Attan, Aydın Engin. işadamı tshak Alaton ve milli fut- bolculardan Oğuz Çetin, Aykut Kocaman ve Ke- malertin Şentürk'ün de bulundugu bir grup ay- dın. ışık söndürme eylemine Leman dergisinde şalter indirerek başlayacak. Grup adına yapılan açıklama da, "Bazüan evinde, ama çoğumuz Leman dergisinde bir ara- ya gelip sürekli aydınlık için bir dakika ışıklaruu kapatacaklar. Ey lcnıin başlangıç tarihi olan 1 şu- batgecesi saat 21.OO'de,şalteri indirmesi Can Yü- cel'den" denildi. İstanbul Barosu Yönetım Kurulu'nca yapılan açıklamada da suç örgütlerini kuranlann ve on- lara görev verenlerin mutlaka yargı önüne çıka- nlması, olayı soruşturan kişi ve mercılere destek verilmesi ve demokratik, çağdaş, şefFaf hukuk devleti özleminin duyurulması için bir ay sürey- le her gün 1 dakika ışıklannı kapatarak kampan- yaya destek verileceğı bildirildi. Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Ce!al Yıl- dınm. meslek kuruluşu olarak tüm meslektaşla- nnın bugünden itibaren bir ay süreyle eyleme destek vereceklerini bildirdi. İşadamı Sakıp Sabancı da bugünden itibaren Atlı Köşk'ün ve Sabancı Center'ın ışıklannın bir dakikakarartılacağını bildirdi. Sabancı, "Birda- kika karanlığı bağruna basacağun, sürekli aydın- lık için" dedı. Yurt çapında destek Izmir Eczacı Odası, üyelerine, temiz toplum- temiz siyaset için eyleme katılma çağnsında bu- lundu. Oda Başkanı Levent Kamacık, yaptığı açıkla- mada, "Televizjon ekranlannda yan çıplak din taciıierini seyretmekten midesi bulanan. Susur- luk'ta çarpan otomobilin Mercedes olduğunu an- laüp, kamyonun markasun merak ernıe\en bazı medvaileri geknlerinden bunalan ve çeteterin çe- telesinitutmaktan, resmi üniformab mafy'a veözel üniformalı başbakan korumalanndan sıkılan tüm kamuoyunun da bugünden itibaren han- gi kanalda hangi dizi, hangi sulu yarışma programı, hangi Şaban filmi olduğuna bak- maksızın, 'Bir Dakika Işıklannı Söndürmesini' ve aydınlık geleceklere katkı vermcsini" iste- di. Adana'da TMMOB'nin öncülügünde bir ara- ya gelen işçi ve işveren kuruluşlan ile çeşitli der- nek ve birlikler, halka "sürekli avdınlık için bir dakika ışık söndürmesi", basın kuruluşlanna da eyleme "ekran kapatarak", "sayfada boş yer bı- rakarak" destek olmalan ıçın çağn yaptı TMMOB'ye bağlı inşaat, mimarjeoloji, jeofi- zik, maden, tabip , kimya, ziraat, elektrik. pey- zaj mühendisleri odalannın başkan ve temsilci- leri ile ÇYDD, ADD, İHD, Adana Kadm Kuru- luşlan Birliği'ne üye bazı kadın kuruluşlannın yöneticileri, ÇÜOD, ÇGC. Mülkıyeliler Birliği, Adana Genç tşadamlan Derneği. Adana Baro- su'ndan yetkililer dün ortak basın toplantısı dü- zenlediler. CHP, İP, EP, ÖDP, HADEP, DBP'den yetkililerin de imza koyarak destek verdiği ortak basın metnini, TMMOB ll ICoordinasyon Kuru- lu Sekreteri Yusuf Tek okudu Türkıye Curnhu- riyeti'nin tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar ağır sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Tek, "Suç örgütlerini kuranlar ile on- lara görev verenlerin mutlaka y-argılanıp cezalan- dınlmasını Lstiyoruz. Olayı soruşturan kişi ve ku- runüara destek veriyoruz. Çağdaş, demokratik hukuk devleti özkmini duyurmak için 1 Şubat 1997'den başlayarak her gün 'Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık' eylemine bütün halkı- mızL gazetelerimizi sayfalannda boşluk bırak- maya, teJevizyt)nlannuzı ekran karartmaya çağı- nyoruz" dedi. Adana Çevre ve Tüketici Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Figen Doran da sessiz protes- toya katılma çağnsı yaptı. 60 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Eski- şehir Demokrasi Platformu, tüm Eskişehirlileri ışıklannı söndürmeye çağınrken "GeBniz, gele- ceğimize birlikte sahip çıkalun" dedı. Hükümete karşı birlik çağnsı • Baştarafı 1. Sayfada Domaç. TTB Başkanı Füsun Sayek ile TESK Genel Başkanı Derviş Günday. dün önce DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit'i ziyaret ettiler. Solda birlik kapılannı kapalı tutan Ecevıt, kendisine iletilen kaygılar konusundaki görüşlerini açıklarken askeri müdahalelerin çözüm olma- dığını, her müdahaleden sonra bü- yüyen sorunlaria karşılaşıldığmı söyledi. Ecevit, "Türldye, arök bü- yük sorunlann üstesinden askeri müdahalelere >ol açmadan gelmek, demokrasiye ara vermeden çözüm getirmek zorundadır. Silahlı kuvvet- lerimizin >aptığı kesin açıklamalara karşın. bazı çevreler tarafindan ufukta darbe olduğu izlenimi yara- tılması üzücü ve yersizdir*' dedi. RP'nin laiklığe karşı tehlike doğu- rucu gırişimlere başladığını ifade e- den Ecevit. "Bu girişimleri sürdür- mekten vazgeçmezse yüksek yargı organlannın hiç çekinmeden görev- lerini yapacaklarına inanıyorum" dıye konuştu. Meral de siyasetin tıkandığını, ül- kenin itibannın yıprandığını söyle- di. Cumhuriyetin temel prensipleri- nin ayaklar altına alınmasına göz yummayacaklannı belirten Meral, "Halkm rahatsızlığı söz konusudur. Siyasüer duyarsızlıklannı devam et- tiririerse biz bu istekleri yerine geti- recek kadrolan seçeriz" dedi. Budak, merkezdeki partilerin ye- terince reformcu ve değişimci ol- madığını belirterek "Bizler ne ola- ğanüstü rejim ne de din egemen bir devlet rejimi istiyoruz. Sadece Batı- lı toplumlardakidemokrasinin özle- mini çektiğimia belirtiyoruz" dedi. Tabandan gelen telkinler doğrultu- sunda hareket ettıklerini kaydeden Budak. "Bu örgütler 13 milyon aile- nin 6 mihonunu temsil ediyorsa bu önemlidir" değerlendırmesini yap- tı. Budak, sağdaki partilenn dağınık durumda olmalannın da cumhuri- yetin temel ilekelerine yönelik sal- dınlara zemin hazırladığını belirte- rek bu partilerin de bırleşmesi ge- rektiğini vurguladı. Sendika ve demokratik kitle ör- gütleri başkanlan daha sonra da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı ziyaret ettiler. Meral, burada yaptı- ğı kısa konuşmada çeşitli kaygılan- nı aktanrken "Sorunlar karşısında duyarsız kalınması bizleri rahatsız ediyor. Muhalefet partilerinin de gö- revini yeterince yerine getiremediği duygusu var. Köklü geleneği olan CHP'ye büjük görevier düşüyor. Bu kötü gidişe kayıtsız kalamayız" de- di. Baykal ise son günlerde bu tür çeşitli girişimlere muhatap olduk- lanna dikkat çekti. Devlet kavramı- nı zaafa uğratan ilişkilerin ortaya çıktığını. Türkiye'nin 70 yıllık bın- kimini bir yana bırakıp "Sü baştan" diyerek rejimi değiştirme istekleri- nin gündeme getirildiğini vurgula- yan CHP lideri şunlan söyledi: "Rotamız değişmez. Bu arayışla- ra karşı toplumdaki yüksek tepki u- mut noktasıdır. Biz artık temellert, Atatürkü, hukuk devletini, laik cumhuriveti tartışmak istemiyoruz. Bu olaylar bir toparlanma ihtiyacı- nı ortaya çıkanyor. Biz buna katkı yapmayı temel görev sayıyoruz. So- runlann çözümü için bizim kararlı- hğımız yetmiyor. Güçleri bir araya getirmek gereki>or." Sendika ve demokratik kitle ör- gütleri temsilcilerinin görüşmeler- den önce liderlere sunulmak üzere hazırladığı bildıride de laik cumhu- riyetin, şeriatözlemlerini gerçekleş- tirmek isteyenler ile devleti ele ge- çirmeye çalışan çeteler halindeki mafyanın saldınsıyla karşı karşıya olduğu belırtilerek şu görüşlere yer verildi: "Cumhuriyet tarihinde bir vılda Meclis bu denli halktan kopmamış- tır. Türkiye'nin içinde bulundugu güven bunalımından çıkabilmesi ve toplumun ulusal değerierini sahiple- nebilmesi için pariamentoda alter- natifbir oluşuma ihtiyaç \ardır. Böy- le bir girişim için DSP ve CHP gibi devlet anlayışı köklü iki büyük par- tinin genel başkanlanna birlik, bera- berlik içinde bulunabilmeleri için çağn yaprvoruz. Her iki başkana da çağrunıza olumlu yanıt verebilmele- ri için makul bir süre verdik." Sendika ve örgüt liderlennin. Şeker Bayramı'nın ardından DYP ve ANAP liderlerini ziyaret ederek bu yöndeki isteklerini ileteceklerini bildirdi. Mesut Yılmaz 'Herkes RP'den rahatsız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz, Taksim ve Çankaya'ya cami, türban serbestisi, karayoluyla hac gibi girişimlerden ordunun rahatsız olduğu haberleri üzerine yorum yapmak iste- mediğini belirterek, "Ancak RP'nin tutumundan herkes rahatsız" dedi. ANAP lideri Yılmaz, dün partisinin Kınkkale örgütü- nün iftar yemeğine katıldı. Sağlığıru gerekçe göstererek kısa bir konuşma yapan Yıl- maz, son zamanlarda din adına üzüntü verici gelişme- ler olduğunu söyledi. RP'nin uygulamalanndan Türki- ye"de çok kişinin rahatsız ol- duğunu kaydeden Yılmaz, "Çünkü RP'nin tutumu me- seleleri çözmekdeğil, çözmek istememesinin bir ürünü- dür" diye konuştu. Yılmaz, özel yaşama getirilmek iste- nen gereksiz dayatmalara karşı olduklanm, ancak dev- let yaşamının kendine özgü kurallan bulunduğunu, ka- muda çalışanlann da bunu bılerek görev aldıklannı be- lirtti. Bir süre önce midesin- den hastalanarak Bayındır Tıp Merkezi'nde ayakta te- davi gören Yılmaz, oruç tut- maktaki ısrannın da etkisiy- le yeniden hastalandı. Muammer Aksoy topluma ışık tutuyor Haber Merkezi - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) kurucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledilişinin 7. yı- lında çeşitli etkinliklerle tüm yurtta anıldı. ADD Genel Başkanı M. Suphi Gürsoytrak, Aksoy'un şeriat özlemi ta- şıyanlara karşı en samimi mücadeleyi verenlerden biri olduğunu belirterek katil ya da katiller ortaya çıkana kadar çalışacaklannı söyledi. Türk Hukuk Kurumu Başkanı CHP Hatay Milletve- kili Atila Sa\r da "devrimci öncü" ola- rak andığı Aksoy'un. düşünceleriyle topluma ışık tutruğunu vurguladı. 31 Ocak 1990'da katledilen Muam- mer Aksoy'un dün anırmezan başında yapılan anma töreninde konuşan Gür- soytrak, hükümet ve tçişleri Bakanlı- ğı'ndan, 7 yıldır belirlenemeyen katil- leri bulmalannı istedi. Yalnız ynrtiçin- de değil Almanya, Avrupa ve ABD'de de faillerin bulunması için çalıştıklan- nı kaydeden Gürsoytrak, Türkiye ay- dınlığa çıkana kadar çalışmalannı sür- düreceklerini belirtti. CHP Hatay Milletvekili ve Türk Hu- kuk Kurumu Başkanı Atila Sav da Ak- soy'un ilerici, devrimci bir öncü ve de- mokratik hukuk devletinin, laik cumhu- riyetin ve tam bağımsızlığın yorulmaz savunucusu olduğunu kaydetti. Gür- soytrak ve yanındakiler daha sonra, 24 Ocak 1993'te katledilen yazanmız Uğur Mumcu'nun anıtmezannı da zi- yaret ettiler. Gürsoytrak, burada yaptı- ğı konuşmada. ciddi bir hükümetın gö- rev yapması durumunda, çok kısa bir zamanda Mumcu'nun faillerinin orta- ya çıkacağını kaydetti. İşçi Partisi Genel Sekreteri Mehmet Bedri GüHekin de yaptığı yazılı açıkla- mada, Aksoy cinayetinin aydınlatılma- sı ve katillerden hesap sorulmasının bir bağımsızlık ve demokrasi sorunu oldu- ğunu belirtti. Aksoy'u anma etkinlikleri çerçeve- sınde dün Ankara Adliyesi'nde yapı- lan "Emperyalizmin Yeni Yüzü: Küre- seueşme" konulu açıkoturuma; avukat MehmetUğurlu'nun yönetiminde A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üye- leri Prof. Dr. Korkut Boratav ile Prof. Dr. Alpaslan Isıkh, A.Ü. Hukuk Fakül- tesi öğretim üyesi Prof. Dr. And Çeçen ve ADD Genel Başkanı Suphi Gürsoyt- rak katıldılar. Panelde konuşan Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Aksoy'un yaşamı boyunca emperyalizme karşı savaşım veren önemli isimlerin başında geldiği- ni söyledi. CHP İstanbul tl Başkanı Mehmet Ali Özpolat, Prof. Dr. Muammer Ak- soy'un, tıpkı Doğan Öz, Abdi İpekçi, C'avit Orhan Tütengil, Turan Dursun, Bahriye Cçok, Musa Anter, Uğur Mum- cu vediğerbirçok faili meçhul gibi "ay- dınlık fildrieri yüzünden katledildiğini" belirtti Prof. Dr. Muammer Aksoy, katledi- lişinin 7. yıldönümünde, CHP örgütle- ri tarafindan Adana, Samsun ve Antal- ya"dada anıldı. Sulu kar Gok gûruitulü Zonguldak madenlerine Karabük modeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Abdullah GüL Zongul- dak Taşkömürü lşletmeleri'nin, sem- bolik bedelle 1 liraya satılan Karabük Demir-Çelik Fabrikası'nda uygulanan yöntemle özelleştirilmesi konusunda çalışüklannı bildirdi. SSK ve Bağ-Kur emeklılerinin sosyal yarcbm zammı dü- zenlemelerinin gelecek hafta yapılaca- ğını söyleyen Gül, sözleşmeli persone- lin maaş zammı ve memur maaşlannın bayramdan önce ödenmesi konusunda çalışma yapıldığını açıkladı. Gül, dün Bakanlar Kurulu toplantısı- nın ardından yaptığı açıklamada, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin sosyal yar- dım zamlanna ilişkin ayarlamalann bayramdan önce bitirileceğini söyledi. Gül. bazı kamu görevlilerine verilecek olan ek ödemelerle ilgili düzenlemele- rin de en kısa zamanda tamamlanaca- ğını savTindu. Toplantıda dış politikayia ekonomik konulann ele alındığını söyleyen Gül, yaklaşan toplu iş sözleşmeleriyle ilgili kısa bir bilgi sunulduğunu kaydetti. Gül. toplantıda Roma'dan yeni dönen Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in, Türkiye ile Italya arasındaki ilişkilerin çok iyi olduğunu, 6 milyar dolar olan ticaret hacminin Türkiye lehine arttı- nlması için çalışmalar yapılması kara- n alındığını ve Italya'nın enerji sektö- ründe işbirliği için arzulu bulunduğu- nu anlattığını söyledi. Özelleştirme ko- nusunda bilgi veren Gül. şöyle konuş- tu: "Geçtiğimiz eylül ayından bu yana 27 ihale açümış ve sonuç aşamasuia ge- tirilmiştir. Aralıktan ocak ayı sonuna kadar yapılan ihalelerde toplam 891 milyon dolarlık teklif almmıştır ı e bun- lar en kısa sürede sonuçlandınlacaktır." Zonguldak bölgesinın ekonomik ola- rak canlandınlmasına yönelik planlann da gündeme geldiğini kaydeden Gül, Devlet Bakanı Teoman RızaGüneri. U- laştırma Bakanı Ömer Barutçu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Re- cai Kutan'ın bu konudaki ön raporunun Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu söy- ledi. Gül. "Zonguldak bölgesine belki bir Kardemir modeli uygulanacak. Ay- nca Filyos V'adisi ile ilgili ıslah program- larunız \ı ardır" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bey kazanı yavaş yavaş kaynatma karan aldı. Da- ha dar kapsamlı kararnamelerle, toz kaldırmadan hareket ediliyor. Kadrolaşmada üç hedef var: - Cezaevlerinin yönetimini tümüyle ele geçir- mek... - Seçim kurulu başkanı olacak yargıçların Refatı eğiliminde olmasını sağlamak. - Adalet komisyonlarını kontrol altına almak. Cezaevleri için önümüzdeki dönemde Ağar dö- nemini aratmayacak planlamalar yapılıyor. Konu- nun bu yanını daha sonra işleyeceğız. Kazanda kaynayan operasyonun tam olarak yapılması için öncelıkle cezaevi yönetimlerini ve kadrolannı ele geçirmek gerekiyor. Bu amaçla, infaz memurları arasmda büyük bir kıyım hazırlığı yapıldı, Anka- ra'dan uygulamaya konuldu. Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki 33 infaz ve koruma memuru. öteki illere sürüldü. Öyle bir sür- gün ki, her biri ayrı cezaevine. Kış ortasında niçin böyle bir sürgüne gerek görüldü? Yanıtsız... Anka- ra Kapalı Cezaevi'nde memur fazlası mı var? Ha- yır... Amaç, sözünü ertiğimiz gibi cezaevlerini tümüy- le "tek tip" memuria donatmak... Gelelim ikinci hedefe... ll seçim kuruluna o ılin en kıdemli yargıcı başkanlık ediyor. lllerdeki yargıçla- nn listesi çıkarıldı. Şimdi, Refah kadrosundan olup "kıdemli" durumda olmayan yargıçlar, yer değiştir- me yoluyla en kıdemlı duruma getiriliyorlar. Böylece önümüzdeki seçimlerde, olası bir itirazı değerlendirecek olan yargıç, RP'liler için "tanıdıkbi- ri" olacak... Üçüncü hedef, adalet komisyonlannın tümüyle bakanlığın memuru haline getirilmesi... Ankara'dan örnek verelim. Adalet Komisyo- nu'nun yeni oluşumuyla personel üzerinde başla- yan keyfi tutum, mahkemelık oldu. Kadro bekleyen- ler alınıyor, yerlerine sicil, kıdem, eğitim durumları- na bakılmaksızın, "istenen" personel atanıyor. Şimdi. Adalet Bakanlığı ve Ankara Adalet Komis- yonu kendi personeliyle mahkemelik... Bünyesin- de çalışanlara "adil" davranmayan bir yönetim, top- luma nasıl adalet dağıtır? Ankara Adliyesi'nde dikkati çeken önemli bir du- rum var. Adliyede 300 kişılik mescit vardı. Şimdi atölye bozuldu, 300 kişilik mescit daha yapıldı. Bu satırlan bir Refahlı okusa hemen çıkışır: - Siz dine karşı mısınız? Ne var bunda? Şu var... Kimı işadamlan, çevre esnafı da özet olarak adliyeye gelip namazını burada kılmaya baş- ladı. Kendısinı özellikle orada göstermek istiyor. Bu, "din ve vicdan özgüriüğü" değildir. Bu, düpedüz, adaletin dinin hizmetine girmesidir. Bunun adı da toplum düzeni açısından hizmet ol- maz, hezimet olur. Dinin "kullanımına" geniş açıyla baktığımızda benzer tabloyu her yerde görmek olası. Başbakanlık Konutu'nun girişindeki oda mescit haline getirildi. Duvarlardaki tabloların yerıni de Yıl- dız Sarayı'ndan getirilen, maddi değeri ölçümsüz seccadeler aldı. Erbakan, Taksim'den sonra Ankara'da Çanka- ya'ya da bir cami inşa edileceğini söylüyor. Bu an- layışcamileri "ibadetkurumları"o\maktanöte, "si- yasal demek" haline getirır... Sözü yargı tekeriememizle noktalayalım: : Adalet kazan, Şevket kepçe... : Şeriata borazan, hukuka kelepçe... Kördüğüme karşı elektrik düğmesi... Bugün 1 şubat. Akşam saat 21.00'de aydınlık bir Türkiye için ışıklar bir dakika söndürülecek. "Suskunluğun sözcük hazinesi geniştir". Sessiz yığınlar, tepkilerini en azından elini elektrik düğme- sine götürerek dile getirebilir. Ne kadar çok yurttaş elini düğmeye götürürse, bu kördüğümün çözümü de o kadar çabuk olur. Ankara'da Atatürkçü Düşünce Demeği'nin bir çağnsı daha var. Gece düğmeye dokunanlar, yarın da saat 12.30-13.00 arası Güvenpark'ta buluşsun. Hiç dernek, kurum adı sözü etmeden. Sadece yakasına küçük bir "beyazlık" takarak. Kâğıt, mendil, kurdele ne olursa olsun... Sadece küçük bir beyazlık... Binlerce, on binlerce beyaz birleşince ortalık na- sıl olur? Bem beyaz... HADEP Başbakanhğa kamu davası açtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş. 18 Aralık 1996 ta- rihli bir gazetede yer alan \e Genelkurmay tarafindan "Bakanhklararası Takip ve Yönlendirme Kurulu"na sunulmak üzere hazırianan rapor nedeniyle. Başbakan- lık aleyhinde kamu davası açacaklannı bildirdi. Yurt- daş, raporla HADEP üze- rinde baskı kurulduğunu ve "yargısız infaz" yapıldığını söyledi. Yurtdaş, dün düzenlediği basın toplantısında, partile- rinin tüm yasal şartlar yeri- ne getirilerek kurulduğunu ve anayasanın 68/2. madde- sinde yer alan "Siyasi parn- ler, demokratik siyasi haya- ün vazgeçilmez unsurlan- du-"cümlesine uygun ola- rak anayasal güvenceye sa- hip olması gerektifıni bil- dirdi. Yurtdaş, 18 Aralık 1996 tarihli Milliyet gazete- sinde yer alan haberde, Ge- nelkurmay tarafindan hazır- ianan \e bakanlara dağıtıl- dıktan sonra geriye topla- nan raporda HADEP'in için, "PKK'nin asker bul- ma teşkilan. uyuşrurucu ve' silah kaçakçıuğı yapbğı" suçlamalannın yer aldığını belirtti. Aynı raporda "HA- DEP'in faaliyetİerinin pasi- • fize edilmesi. üzerinde srvil toplum,devletve üniversite-' ler vasıtasıyla ve medya ara- cıhğıy la açık örtülü ve de- vamh baskının her türtüyol- - la kurulması gerekmekte- • dir" yargısının da bulundu- ğunu savunan Yurtdaş, par— tisinin sa\ r unması alınma- • dan mahkûm edildiğinı kay- • detti. Bu raporla, partinin çeşitli organlannda görevli çalışanlan ve sıradan üye- lerinin suçlamalarla yüz yü- ze bırakıldığını dile getiren Yurtdaş. "Bu nedenle Baş- bakanlık aleyhinde kamu davası açılması için yargı yo- luna başvuruda bulunuyo- ruz" dedı. Yurtdaş, Başba- kan ve diğer parti yönetici- lerine de konuyla ilgili dü- şüncelerinı açıklama çağn- sında bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle