Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenr. Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatorü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıişlerı Müdürleri
Ibrahinı Yıldız, Dinç Tay anç (Sorumlu)
0 Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara
0 Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Dı^ Haberler: Şinasi Danışoğlu 0 tstıhbarat
Cengiz Yıldınm 0 Kûltûr. Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler:
Sajni Kargören 0 Duzeltme: AbduUah Yazıcı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belgc
Edib« Buğra 0 Yurt Haberkn Mehmet Faraç
YaymKuruIu İlhanSelçıık(BaşkarJ).
Orhan Erinç, Oktav Kurtböke.
Hikmet (,rtinka>a, Şükran Soner.
İ
> ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balha>. Hakan Kara
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ •HabcrMuduru Doğan
Akın Alatürk BuUan No 125. Kat 4, Bakanltklar-Ankara
Tel 4195020 O hat). Faks 4195027 0 Izmır Temsılcısr
SertaurKınk,H.ZıyaBN 1352 S 23Tel 4411220. Faks
44191170AdanaTemsılcısr Çetin Yiğenoğlu. lnönüCd
119 S No.l Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Muesseie Mudurü Erol Erkut 0
Koordtnator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener 0 Idare.
Hüsevin Gûrer 0 lsletme Önder
ÇeHk 0 Bügı-lşlem Nafl lnal 0
Bılgısa>arSıstem Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetmı Kurulu
Başkanı - Genel Mûdur Gülbin
Erduraa # Koordınator Rstaa
Işıtman 9 Genel Mudür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 <T> 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
\1\1mla5an ve Basao: Yenı Gün Haber Atansı. Basın ve Yayıncıhk \ Ş
Türkocagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 tstPK. 246 Istanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hatI Faks-10 212) 513 85 95
1ŞUBAT1997 İmsak: 5.40 Güneş: 7.08 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.02 Akşam: 17.27 Yatsı: 18.51
Başvurular
uzatıldı
• ANKARA (AA)-
Yüksek Öğretıim ve Kredi
Yurtlar Kurumu"ndan (Yurt-
Kur) öğrenim ve katkı
kredisi almaya hak kazanan
öğrencılerin belge verme
süreleri 14 şubata kadar
uzatıldı. Yurt-Kur'dan
yapılan yazılı açıklamada,
belgelerim normal süresi
ıçinde kuruma intikal
ettıren öğrencilere, öğrenim
kredilerinitı 24 şubat
pazartesı gününden 31 Mart
pazartesi gününe kadar
ödeneceğı belirtildi.
Gençlepde
bağımlılık
• ANTALYA(AA)-
Akdeniz Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı tarafından.
Antalya'daki lise öğrencileri
arasında yapılan
araştırmada. öğrencilenn
yüzde 20.3'ünûn sigara,
yüzde 17.9'unun ise alkol
kullandığı belirlendi.
Araştırmada uyuşturucu
kullanan öğrencilenn
oranının ıse yüzde 1.3
olduğu ortaya çıktı. Gelir
düzeyi iyi. ailesinde sigara
ve içki kullananlann
bulunduğu öğrencilerde,
sigara ve alkole eğilimin
daha fazla olduğunu
belirlediklerini kaydeden
Dr. Hülya Karakılınç, "îçki
ve sigara tüketimı.
erkeklerde, kızlara oranla
yüzde 40 daha fazla" dedi.
'Nükleep santral
istemiyopuz'
• SİLtFKE (Cumhuriyet
Giiney İlleri Bürosu) -
Akkuyu Nükleer
Santralının yeniden
gündeme gelmesi üzerine
bir açıklama yapan Selüloz-
Iş Sendikası Silifke Şubesi
Başkanı Ahmet
Demırtaş, "Biz sağlıklı ve
güven altında yaşayan bir
kuşak istiyoruz. NükJeer
santral istemiyoruz" dedi.
Nükleer santralın
kurulması halinde bölgeye
yatınmlann duracağını,
turizmin engellenecegini
vurgulayan Demirtaş,
"Santralın kurulmasıyla,
özelleştirme ile memurlann
kapı dışan edilmek
istendiği düşünülürse,
işsizlik had safhaya
ulaşacak" dedi.
Bergama'nm yanı sıra Eskişehir, Balıkesir, Gümüşhane ve Artvin'de de zehirli altm işletmeciliğine tepki var
Siyaniire karşı ^uhısal direniş'• Siyanür kullanarak altın çıkaran uluslararası maden
şirketleri, Turgut Özal döneminde tanınan ayncalıklardan
yararlanarak Türkiye'nin birçok köşesinde arama ruhsatı
alıyor. Bergama halkı, Ovacık'taki zehirli işletmeciliğe karşı
direnişini yükseltirken Doğu Karadeniz ve Marmara
Bölgesi'ndeki girişimler de yine yöre halklanrvca hukuk
mücadelesiyle durdurulmaya çalışılıyor.
OKTAY EKtNCİ
Son günlerde Bergama yöresinde-
ki köylülerin, duyarlı yerel yönetim-
lerin ve onlara destek olan aydmlann.
çevrecilerin, demokratik kuruluşlann
"etkin direntşterryte" yeniden ülkemiz
gündemine oturan "siyanûrle altuı"
sorunu, aslmda tüm Türkiye'yi tehdit
eden ulusal bir sorun.
Ege'nin yanı sıra, Karadenizve Mar-
mara bölgelerimizde de doğayı ve in-
san sağlığını hıçe sayan bu yabancı
"altuı tnadenciliği'
1
salgını, yine Ege'de
olduğu gibı ülkenin diğer yörelennde
de yerel halkın tepkilerine neden olu-
yor. Gündemdeki "Susurhık*, "tarikat-
lar","çeteler'' vb. gibi çarpıcı gelişme-
ler yüzünden kamuoyunun yeterince
dikkatinı çekemeyen bu yöresel tepki-
ler, deyim yerindeyse "siyanürle altın
sömürgeciHğine" karşı sanki "ulusal
bir direnişin" bölgesel eylemleri ola-
rak gerçekleşiyor...
Saptanabildiği kadanyla altın maden-
ciliği içın son 5 yıl içinde ülkemize el
atan yabancı şirket sayısı 10'u geçti.
Bunlardan A\Tistralya-Kanada ortak-
lığındaki Eurogold,Güney Afrika kö-
kenli ABD ve Alman firması Tüprag,
Kanada'dan Cominco, ABD'den Ang-
lo-Turve DardaneLİngıltere'den RTZ
gıbı şirketler, devletten siyanürle altın
arama izni ve yer tahsisini alabilenle-
rin başlannda geliyorlar.
Artvin'de direniş stirûyor
Bu uluslararası şirketlerin "siyanür-
le" tanıştırmaya hazırlandıklan yöre-
lenmiz ise Bergama'nın Ovacık Kö-
yü'nün dışında Artvin'de Cerattepe.
Sivrihisar'da (Eskişehir) Kaymaz, Hav-
ran'da (Balıkesir) Küçfikdere ve Gü-
müşhane'de Masbra gibi ruhsat bölge-
leri. Bergama halkı bu "zehirli işgalci-
lere" karşı her türlü yasal ve demok-
ratik yöntemlerle direnişlerini yüksel-
tirken, Artvin'deki duyarlı çe\Teler de
Cerattepe bölgesine el atan Cominco
firmasının girişimJerini engellemeye
çalışıyorlar.
Yine Bergama'da olduğu gibi Art-
vin'de de "devlet desteğinden yoksun"
olarak doğayı ve ınsan sağlığını siya-
nür tehdidinden kurtarmak için yoğun
çaba gösterenlerin başında. Yeşil Art-
vin Derneğj\ e Artvinüler Hizmet Vak-
fi gibi hükümet dışı kuruluşlar geli-
yor. "Cerattepe'nin yenibir Murgulol-
masına izin veremeyiz* diyen bu demo-
ratik kuruluşlar, şirketin öngördüğü
Aük Barajı'nın da Hatffla MiDi Parkı'na
sadece 500 metre uzaklıkta planlandı-
ğım ve böylesi bir projenin "yeşfle en
acımasız darbe" oluşturduğunu vurgu-
luyorlar.
Guyana, Kıbns ve Tflridye
Yabancı altın şirketleri, Türkiye'de-
ki bu "topJumsal direnişi" kırabilmek
ve kamuoyu desteği alabilmek için
"dünyanın diğer ülkelerindeki örnek-
lerde çe\ renin nasıl korunduğunu'" ka-
nıtlamaya çalışırlarken. özellikle Gu-
>
1
ana ve Kıbns'ta yaşananlar ülkemiz
ıçın de "ders olacak" nitelikte.
Anımsanacağı gibi, Güney Ameri-
ka'daki Ingiliz Guyanası'nda işletilen
altın madeninden Omai Nehri'ne ka-
nşan "siyanür sızuıtBi", 1995 yılının
yaz aylannda yörenin "felaket bölge-
si" olarak ilan edilmesine neden ol-
muştu. İstanbul'da HABITAT-I1(19%)
Kent Zirvesi'nde de Kuzey Kıbns'ta-
ki siyanürle altın felaketi Lefke Çevre
ve Tamtma Demeğj'nce uluslararası
gündeme getirildi. Lefke yakınlannda
1974'e kadar 60 yıl kadar işletilen si-
yanürle altın madeni yüzünden bugün
bile yörenin hâlâ "sarvaş sonrası görü-
nümünde" olduğu belirtiliyor.
Evet. Bergamalılar ve Ovacık köy-
lülerinin direnişi, aslmda yurt düzeyin-
de yaygınlaşan bir 'Şeni sömürgecili-
ğe" karşı yine yurt düzeyinde yükse-
len ulusal tepkilerin bir parçası. Budi-
renişın nereye varması gerektiğini de
Bergama Belediye Başkanı Sefa Taş-
km,Kurtuluş Savaşı >ıllanndakı Mus-
tafa Kemal'in şu ünlü özdeyişi ile hep
özetlıyor:
"CeMikkri gibi gidecelderdir-."
MADENLER PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Bergama
yerıîlıneyecek
MEHMET AKtF ÖZNAL
ALTINOLUK-1989 yı-
hndan bu yana. 'siyanürle
altm'a karşı direniyor Ber-
gama. Sadece, Eurogold ad-
lı çok uluslu şirkete değil.
kendi ülkemizin yetkililen-
ne karşı da sürdürülüyor bu
direniş. Ve belki de Türkiye-
mizin kaderini belırleyecek
bir mücadele, yıllardır ve
yılmadan sürdürülüyor.
Sorun aslında ulusaldır.
Bergama, Amin, Eskişehir
gibi. tüm ülkemiz. çok acı-
masız bir emperyalist dayat-
manın tehdıdı altındadır.
1987 yıhnda, "Türkiye'yi
birdenbireOr keşfeden "ço-
kuluslu alün tekelleri", tanı
9 yıldır ülkemizde faaliyet
halindedir. 6 yabancı şirket.
devletin resmi raporuna gö-
re 560 ayn yerde, bizim tes-
pitlerimize göre 1000'den
fazla yerde arama ruhsatı al-
mışlardır. Yani ülkemizin
tüm yeraltı kaynaklan söz
konusudur. Ve bu altın te-
kelleri, ülkemiz bütçesini
onlarca kat aşan bir rantın pe-
şındedirler. Devletin resmi
yaklaşımına gelınce; Ma-
den Yasası'na göre tüm ma-
e-posta : tan(5 vol. com. tr
denlenmızı bu şirketlere. sa-
dece net kânn yüzde 10'u
karşılığı payla veriyoruz.
(Yüzde 5 maden fonuna,
yüzde 5 devlete). Kapitülas-
yonlardan daha ağır şartlar-
la yeraltı zenginliklerimizi
adeta peşkeş çeken bir anla-
yış söz konusu. Üstelik, ruh-
sat alınan yerler genelde.
ekolojik degerlerin. doğal-ta-
nhsel-kültürel birikimlerin
en üst düzeyde olduğu yö-
reler. Yeraltı kaynaklanmız
ile birlikte, yer üstü zengin-
liklerimizi de "yabancı ser-
mayeyi küstürmemek adı-
na" bu yüzde 10 pay ile fe-
da edenler, "Gaflet, dalalet
ve hatta hıyanet içindedir-
leıf Ve buolanlar Atatürk'ün
gençliğe hitabesinde aynen
yazılıdır. Eğer bu koşullar-
la bu madenler bu şirketle-
re verihrse Türkiye'nin *Mi-
sakriMffli'sı,belki yerinüze-
rinde değil, ama yerin altın-
da tartışılır. Dünyanın hiçbir
bağımsızlık bilincıne sahıp
ülkesi -hele bizim gibi Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı veren bir
ülke-, bu şartlarla, bu ilkel
projelerle zenginlıklerinı bu
şırketlere sunmaz, sunamaz.
Güney Afrika'da maden-
lenn hatınna, o topraklann
asıl sahipleri olan siyahlara
tam 350 yıl dünyanın en ırk-
çı ve zalim politikasını uy-
gulayan. Brezilya ile Şili
arasında, Amazon'da Yağ-
mur Ormanlan'nda parayı
bile tanımadan yaşayan ba-
nşçı 'Yanonamiyerlfleri'mn
20 bin kadannı 'madenleri-
ni almak için' katleden. Pa-
pua Yenı Gine'nin ekoloji-
sini altüst eden, bu çokulus-
lu altın tekelleri. göz koy-
duklan Anadolu zengınlik-
leri içinde 'içeridenbağlan-
Diarta' ve her türlü '^yTİmeş-
rn' yolu deneyerek 'sömür-
geci geleneklerini' sürdür-
meye çalışıyorlar. Ama Ber-
gama ve köyleri halkının
'Kuvay-i MÜUye ruhu' ile
sürdürdükleri mücadelenin
sonunda, Mustafa Kemal'in
dediği gibi "Nasılgeldilerse,
öyle gjdeceklerdir".
Şartlarl9Mayısl919'dan
daha zor değıldır.
Yaklaşık 100 yıl önce,
Bergama'dan 'Zeus'un Suna-
ğı'nı çaldılar.
Bugün de Pandora'nın ze-
hirli 'siyanür'ü ile"Zeus'un
atOnı"nı çalmak istıyorlar.
Başaramayacaklar.
DEMOKRASI SINAVI
Bir destan
yazıhyor
UzHuriey Claudia Schiffer Sonja Kirchberger E\aHerzigo\a
Çekiciliğin üç gizi
0 0
uven Erkekler,
Sharon
Stone'un
hatlanndan
çok güvenli
tavırlanndan
etkiknivor.
Çeviri Servisi - Birçok erkek "Bir
kadını çekici kdan nedir?"
sorusuna yanıt verirken, fıziksel
özelliklerden çok, o kadının
bakışmı. kendine olan güvenli
tavırlannı ve erkeklerle olan
ilişkilerindeki "cüreti" ön planda
tutuyor. Sharon Stone da bu gruba
giren kadınlardan. Almanya'da
yayımlanan Bunte dergisinde yer
alan bir habere göre, Stone'u
dünyanın en çekici kadını olarak
gören sayısız erkek, nedenini
tanımlarken onun bu özelliklerini
birinci sıralarda saymış. Çekiciliği
belirleyen ögeler arasında sonraki
sıralan kadınlann yumuşak ve
yuvarlak hatlan alıyor. Önce
göğüsler sonra kalçalar.
Bacaklar ve saçlar
Birçok erkek kadınlann bacaklan
kadar saçlannm da cinsel olarak
kendilerini etkilediğini söylüyor.
Erkekler kadınlann babşlan ve
gülüşlerindeki albenili ifadeyi
kadını çekici kılan öncül unsur
olarak göriiyorlar. Bir kadın fıziksel
olarak ne kadar güzel olursa olsun,
onu seksi kılanın verdiği imaj
olduğu konusunda birleşiyorlar.
Belki de bu yüzden, dünyanın en
güzel kadınlan arasında
gösterilen,aaudia Schiffer, Liz
Hurley, Sonja Kirscberger, Eva
Herzigova ve Pamela ,\nderson gibi
yıldızlar, iş çekiciliğe gelince
Sharon Stone'un biraz gerisinde
kalıyorlar.
CENGİZBEKTAŞ
Bergama'da bir destan yazıhyor!
Gerektiğince aynmında mıyız?
Doğrusunu isterseniz sanmıyorum.
Türkiye'de gerçekten çok ilginç gelişmeler
var. Yüzyıllar iç içe yaşanıyor.
Deviet kurumlan içinde 'şirket'ler, çeteler...
Dinci görünen sömürgenler...
Bunlar elbette yeni değil.. Yeni olan, muh-
tarlanyla birlikte Ovacık köylülerinin davra-
nışlan...
Yayınlardan parça parça izledik, izliyoruz...
Çok güçlü, çokuluslu 'şirket'lerden biri, Ber-
gama'da, Ovacık'ta, altın çıkarmak için izin al-
dı.
Orada yaşayanlara sordular mı bu izni ve-
renler?
Sormalı mıydılar?
Işte bu iki sorunun karşılığı demokrasinin
neresinde olduğumuzu gösterir...
Kendi topraklannda altın olduğunu duyan-
lann. ilk başta sevinmemeleri olanaksız. Ne
varki, düşündükçe, altını kimin çıkaracağının,
kimin işine yarayacağının, kendisine kala ka-
la ne kalacağının, Ölü topraklar üzerinde, ço-
luk çocuğunun. torunlannın ne olacağımn ay-
nmına vanldıkça iş değişir...
En güçlü ağu
Bütün o yörelerde, yanhş-bilgisiz gübrele-
me yüzünden yüz metre derinlikteki sulara
bile nitrit sızdığını bilenler, siyanür denilince
elbette düşünmeye duracaklardır. Bilinen en
güçlü ağu değil mi siyanür? Siyanür yöntemiy-
le altın elde edilince. buhan şusu busu bir ya-
na, artıklannın depolanacağı, içi sızdırmaz
yapılacağı söylenen yataklann. birinci dere-
ce deprem bölgesinde nelere neden olabilecek-
lerini siz de düşünebilirsiniz. Halk bunu dile
getirdiğinde. "Size bunları kjm öğretiyor, kim
kışkuHyor sizkri?" diyenler. yalmzca örüm-
cek kafalı olarak görülemezler, bunlar insan-
lıksuçlulandırda...
Ovacık köylüsü. kendinin bildiği devletin
kurumlanna. "Referandum yapılsm" diyor;
yapmıyorlar!
Onlar da referandumu kendileri yapıyorlar.
Bölgedeki seçmenlenn yüzde 88'i katılı-
yor, tümü de altın çıkanlmasma "Hayır" di-
yorlar.
Ölümü göze alıp yollara yatarak, çıplak,
alanlara çıkarak anlatmaya çalışnlar bunu ön-
ce... Düşündüklerinin öyle bir avuç insanın de-
ğil. tüm o bölge insanınm düşünceleri oldu-
ğunu kanıtladılar referandumla...
Sorsanız 'denıokrasiâşığı'olduklannı söy-
leyecek olanlar, halkı dinlemekbile istemiyor-
lar...
Ama insanlar, böyle böyle, kendi işlerini baş-
kalanna bırakmamayı, doğrudan demokrasi-
yi öğreniyorlar.
Bergama'dakiler, kulaktan dolma öğrenme
aşamasını geçmişlergibi...
Demokratik, insanca haklan uyannca ken-
di çözümlerini bulmak için her yolu deniyor-
lar. Önemli olan bu uyanma işte...
Bergama'da gerçekten bir destan yazıhyor.
Bu destanı yazanlar geleceğin ta kendileri...
Sağlıklı geleceğe ancak bu yolla. kendi üze-
rine karan kendi vermekle vanlacak elbette.
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK 1T/"enı organ isteklerini ahnaya de-
J vam ediyoruz. Biliyorsunuz, ar-
tık eski organlannıza razı olmak zo-
runda değilsiniz. Her organınızı ye-
ruleyebilirsınız. bu arada organm han-
gı hayvandan üretilmesinin istendiği
de belirtilmelidir.
Bu hafta. "bejnini değiştirmek is-
teyenler'e aynlmış bulunuyor. Biz de
bu konudakı seçenekleri ortaya koyu-
yoruz.
Kus beyni kimlerin
işine yarar?..
klı bir şeylere ermeyenlere 'Ha-
di ordan kuş beyinİi' dendiğini
bilirsıniz. Bu davranışın yanlış oldu-
ğunu araştırmalar ortaya çikarmış bu-
lunuyor. 'InternationalBrainCenter'
tarafından yapılan çalışmalar göste-
rıyor ki 'kuş be>inlilik' pek çok alan-
fla işe yanyor. Geri kalmış ülkeler
arasında yapılan çalışmalarda 'kuş
beyinliler'in özellikle yönetim görev-
lerinı almada çok başanlı olduklan-
na dikkat çekiliyor. Kuşlann önünü
ardını pek düşünmeden hareket et-
meleri. yalnız baktığı şeyleri görme-
leri, yaptıklan işleri hemen unutu-
vermeleri, daldan dala konmadaki
becerileri, 'az geUşmiş ülke yönetici-
Bği' mesleğinde neden başanlı olduk-
lannı daaçıklıyor. 'Kuş beyinli' olan-
lar sorumluluk duygusunu tanıma-
dıklan için çok rahat hareket ediyor-
lar. bu da onlann "yaptıklanna gü-
vendiği için rahat' görünmelerini sağ-
Yeni bir beyin isteyenler...
lıyor. Bu ülkelerde hesap sorma ge-
leneği bulunmadığı için 'kuş beyin-
li' yöneticiler çok rahat hareket ede-
biliyor. Bu da onlann başanlı görün-
melerine çok yardımcı oluyor.
'Kuş beyni' isteklerine çok talep
olacağını göz önünde bulunduran
'UluslararasıBeyin Merkezi' yöneti-
cikri serçeler, ispinoz kuşlan ve pa-
pağanlar üzerindeki çalışmalannı hız-
İandırmış durumdalar...
Koyun beyni çok rahattatır...
~ ojım beyni' özellikle stresler
bakımından çok rahat ettiri-
cidir. Koyunlann streslere karşı çok
dayanıklı olduklan, sağlam birağıl bul-
duklan. iyi bir otlakta otladıklan za-
man çok keyıfli olduklan anlaşılmış-
tır. Taze ot bulunca daha çok sevinir-
lerse de kuru saman da onlann mut-
lu olmasına yeter. Üstüne birde su içer-
lerse dünya onlann olur. Dünyada
hiçbir sorunla ilgilenmedikleri gibi,
başka koyunlann başına gelenler de
onlan üzmez. Hatta bu konulan işle-
yen 'Kuzulann Sessiztiği' diye bir fılm
yapılmış, fakat maalesef insanlar bu
fılmi kuzu kuzu izlemedikleri için
strese girmişlerdir. Bu durum dahi, bir
'koyun beyni' edinmenin çok fayda-
lı olduğunu ortaya koymaya yeterli-
dir.
'Sade vatandaş' tabir edılen. etliye
sütlüye kanşmayan, sadece ot ve sa-
manla ilgilenmek isteyenler içın bi-
çilmiş kaftan bir beyindir 'koyun bey-
ni'.
Bu beynin özellikleri, 'beyin kor-
teksi" denilen düşünce bölgesinin
dümdüz oluşudur. "Koyun beyni'nı
kafalannın içine yerleştiren talıhliler
artık hayatlan boyunca otlayacak, su
içip ağillannın yolunu tutacaklardır.
Arada bir meleyerek varlıklannı or-
taya koyacaklan için zararlan da ol-
mayacaktır. Boyunasağılacaklar, yün-
leri kırkılacak, yavrulan alınacaktır:
ama onlar ne grev yapacaklardır, ne
sendika isteyeceklerdir ne de taze ot
istemeyi bileceklerdir. îlgililere duyu-
rulur.
Tilki beyni çok
numaracıdır...
T_7'inoğluhin bir beyindir. Her sa-
LL bahuyanıruyanmazçalışmaya
başlar. Yapılan incelemeler, 'tiüdbey-
ni'nin uykuda bile çalıştığını ortaya
koymuştur. Kümeslerin nerede oldu-
ğu, hangi kümeste besili tavuklar bu-
lunduğu, bu tavuklann ne zamanlar
nerelerde gezindiği 'tilki beyni'nin
çok çalıştığı alanlardır.
Elbette bu beyni insana takmadan
önce bazı alıştırma ve geliştirmeler ya-
pılacaktır.
Mafyacılann, çetecilerin, 'koyun
beyinli' saf vatandaşlan estek köstek-
le suya götürüp susuz getıren iş sa-
hiplennin, aracılann, dolap çevıren-
lenn. dümen kıvıranlann tam da ara-
dığı beyin budur. 'tilki beyni'. Fiyat-
lann dolar üzerinden oldukça yük-
sek olacağı şimdiden bilinmektedır,
ama ödenen fiyatı en kısa zamanda
geri alma garantisi sigortalı olacak-
tır. 'International Brain Center' yö-
neticileri. belki de 'tilki beyni'nin dış
ülkelere satılmayacağını, dış satışla-
nn sadece 'kuş beyni' ve "koyun bey-
ni' ile sınırlanacağının düşünüldüğü-
nü söylemekte. ama beyin kaçakçılı-
ğına nasıl engel olunacağını bileme-
mektedirler.
Bizden duyurması...
HAFTAYA: DİLLER DE DİLLER!.