Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALIK1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eğitjm
gijnüliitenme
diplofiıa
• İstanbul Haber Servisi
-Türkı>e Eğitim
Gönüllüleri Vakfı'nın
• (TEGVjeğium
gönüllükri rrogramını
tamamlayan 52 kişı
diplomalanrj aldı. Vakfm
Istaabul göıüllülerince
diin Çark Sigorta'da ikinci
topiantısındc konuşan
TEGV Yönetim Kurulu
Başkanı Yılmaz
Büyükerşen. karanhkla
savaşta, aydtnlığa eğitimle
ulaşılacağını vurguladı.
750 kaçak
göçmen
yakatandı
• Dış Haberter Servisi-
ltalya'da. Türk ve Irak
vatandaşı 750 kaçak Kürt
göçmeni taşıyan Tûrk
bandıralı birgemi,
ülkenin Catazaro
kıyılannda önceki gece
karaya oturdu. Ararat adlı
geminin sahıle iki yüz
metre uzaklıkta. kötû hava
koşullan yüzünden karaya
oturması üzerine. Italyan
sahil güvenlık ekiplerinin
yardımıyla gemideki
kaçak göçmenkr
kurtanldı. Gemide biri
hamile34 kadınlaSl
çocuk bulunduğu
kaydedildi.
Hücre
sistemine
ppotesto
• İstanbul Haber Servisi
-Tutuklu ve Hükümlü
Ailelen Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği
(TUHADER) üyeleri dün
cezaevlerindeki hücre
sistemine geçiş
çalışmalanıu protesto
ederek ANAP İstanbul II
Merkezi'ne siyah çelenk
bıraktı. TUHADER Genel
Başkan Yardımcısı Gazi
Ergin, hükümetin
cezaevlerindeki tutuklu ve
hükümlûlere düşmanca
tavır içerisinde olduğunu
söyledi.
Diploma pazarı
kuruldu'
• ANKARA
(Cumhurnet Biirosu) -
Dikmen Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesi
öğretmeni Timur Eren,
Nahit Menteşe
döneminden Hikmet
Uluğbay'a kadar tüm
milli eğitım bakanlannın
"dışandan bitirme
sınavlan kanalıyla"
milyonlarca insanı hak
etmeden diploma sahibi
yaptığını iddia ederek suç
duyurusunda bulundu.
Tarımda
gümrük mdirimi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Bakanlar Kurulu'nda
imzaya açılan yeni ithalat
rejiminin uygulamaya
girmesiyle, Türkiye
1998'de A\Tupa Birliği'ne
(AB) karşı koruma
oranlanm yüzde 5.6'dan
yüzde 5.29'a indiriyor.
Koruma oranlan
indiriminde en önemli
azalma, ortalama yüzde
2.4'le tanm ürünlerinde
gerçekleşecek.
İHD'den
ppotesto
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
İnsan HakJan Derneği'nin
(İHD), devlet içinde
örgütlenen çetelerin
yargılanması için
başlattığıfcturma eylemi
sürüyor. .Yûksel
Caddesi'ndeki İnsan
Haklan Anıtı önünde dün
düzenlenen oturma
eylemine İHD Ankara
Şube Başkanı Yıldız
Temürtürkan ve
göstericiler katıldı.
Eylemciler, "Çetelere
değil, düşünceye
özgûrlük", "Özgürbir
dünya için, özgür
düşünce", "Ülkeyi
çetelerden, muhalifleri
hapisten kurtarahm"
yazılı dövizler taşıdılar.
İHD, çeteler
yargılanmcaya değin her
cumartesi .günü saat
12.30'dalnsan Haklan
Anıtı önünde oturma
eylemi gerçekJeştiriyor.
Taksici cinayeti
• İstanbul Haber Servisi
- Içerenköy Tanzim Taksi
Durağı'nda çahşan Zafer
Temiz (23), çevrede
"Hacı" olarak bilinen bir
kişi ve 5 yakınının silahlı
saldınsı sonucu öldü.
Özden'den Anayasa Mahkemesi'ni hedef alan DYP liderine sert tepki
Çiller kaddini aştTANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör
Özden, kapatma davası konusunda RP'ye
destek vermek için yüksek mahkemeyı ve
devletin bazı kurumlannı hedef alan DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller' i "haddini aş-
makla" suçlayarak, "Bize bu konuda söz
söyteyecek kimse varsa bunlann en sonun-
da Tansu Çiller geür" dedı.
Özden. 18 vakıf ve dernek tarafmdan
Milli Kütüphane'de düzenlenen 'Türkiye
Sorunlarma Çözüm Konferansı'nın dünkü
"Hukuk ve Yarjp Sorunian" başlıklı otu-
rumunun açılışında konuştu. Türkiye'nin
sorunlannın temelinde eğitimsizliğin yat-
tığını, Atatûrk'ün kurduğu cumhuriyetin
bir bilim ve demokrasi devleti olduğunu
vurgulayan Özden, demokrasinin işleyi-
şınde bazı sorunlar görüldüğunü, devletle-
rin yaşamında siyasi dalgalanmalar olabi-
leceğini. ancak devletten kaynaklanan so-
runlar ile sistemi karalamanın farklı oldu-
ğunu söyledi. Devlet yöneticilerinin ne-
den olduğu sorunian, devletin sırtına yük-
leme anlayışını eleştiren Özden, "Türki-
ye'de sistemin bir kusuru yoktur. Elbette
her sistem gibi, hukuk sistemi çokçabuk es-
kir ve yıpranır. Asıl sorun, sistemi çahşür-
makla yükümlü ve sorumlu olanlann sav-
saklamalan, tcmbeUikkri. kendi egilimJc-
rine esir olnuüan ve öylelikle yoidan sap-
majandır. Devlet böyle kötü olur" dedi.
Özden, 1923'ten 1938'e kadar 15 yılda
ANAP
'DYP'nin
bildirisi
sorumsuzluk'
ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
ANAP, DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller
tarafindan okunan ve
Anayasa
Mahkemesi'ni hedef
alan bildiriyi
"sorumsuzluk" olarak
nitelendirdi. ANAP'lı
Agâh Oktay Güner.
DYP'nin RP ile ilgili
tavnnın "siyasi
sömurü" niteliğı
taşıdığını ileri sürdü.
Agâh Oktay Güner,
dün ANAP Genel
Merkezı'nde
düzenlediği basm
toplantısında DYP
bildirisinin "sorumhı
sryaset anlayışı içinde
kaleme alınmamış bir
demokratik hakkm
kullamlması
olduğunu" söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı'nın Siyasi
Partiler Yasası'na
dayanarakRP
hakkında kapatma
davası açtığını
anımsatan Güner,
"Bunu kendi çizgisinin
dışına taşırmak, bana
göre sonimtu bir
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
İletişim Fakültesi öğrencisi Ali Serkan Eroğlu okul tuvaletinde asüı bulundu
Türkiye'de her alanda büyük atılımlar ya-
pıldığını, ancak 1950'den 1997'ye kadar
bir şey yapılmadığını belirterek, "Kötü-
lükler, yobuziuklar, işkenceler, çeteler, her-
kesi yürekten yakan çelişkiler ayrüıklar ol-
masaydı daha iyi olmaz mıydı" dedı.
Meslek yaşamında iş bulmalan konu-
sunda yardım isteyenlerle. adalete ınan-
mayarak,u
Falan mahkemede tanıdığın var
mı" diye soranlara çok kızdığını belirten
Özden, Türkiye'de bazı siyasetçileri de
kendi yaptıklannın so-
rumluluğunu başkalan-
na yükleyerek, yargıyı
etki altında göstermek
istemekle suçladı.
Anayasa Mahkemesi,
Danıştay ve Yargıtay'ın
diğer yargı organlanna
göre daha rahat çalıştık-
lannı vurgulayan Öz-
den, RP davasıyla ilgili
olarak ABD'li yetkilile-
rin açıklamalannı sert
bir biçimde eleştirerek
"ABD, kendi mahkeme-
sine talimat veriyor mu
ki bizim karanmızla ilgi-
li istemde bulunuyor?
Kinı oluyor bunlar. On-
lar kendilerine baksın-
tar" görüşünü dile getir-
Özden, herkesin yar-
gıya saygılı olmasını is-
terken "Ancak utan-
madar. arsızlar adaletin
ne olduğunu bilmeyen-
ler yargıya saldınp etki
yapmaya çauşıriar" de-
di.
Özden, bir gazeteci-
nin DYP Genel Başkanı
Çiller'in başkanlık diva-
nı adına okuduğu ve ör-
tülü olarak Anayasa
Mahkemesi'ni hedef
alan bildiriyi anımsat-
ması üzerine "Onu,
kün, ne söyledi bilmiyo-
rum. Bize yönelikse, bu-
nu bir hadsizlik sayıyo-
rnm ve asla ciddiye al-
nuyorum. Bize bu konu-
da söz söyieyecek kimse
varsa en sonunda Tansu
Çiller geür* dedi.
Başbakanlık Teftiş Kurulu, Hülya Ağaç'ın ihbannı değerlendiriyor
4
Topal, Çfllerler'e 1 trflyon verdi'
DÜRDANE K. KIRÇUVAL
ANKARA - Susurluk olayını
araştıran Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu'na DYP Genel Başkanı Tan-
su Çifler ve eşi Özer Uçuran Çil-
ler ile ilgili yenı bir iddıa ulaştı.
Ömer Lütfu Topal'm Emperyal
ve Seven Seas otellerinde çahşan
Galip Ağaç'ın eşi olduğu belirtı-
len Hülya Ağaç. Topal'ın Çiller
ailesine 1 trilyon lira verdiğini ve
bu paranın KemeT'deki pansiyon
yapımında kullanıldığını ilen
sürdü. Ağaç, Çiller ailesinin To-
pal ile ilişkisinin pek çok tanığı
bulunduğunu iddia etti.
Hülya Ağaç; elinde ömer Lüt-
fu Topal, Tansu Çiller. TUR-
BAN'daki yolsuzluk iddialann-
dan dolayı yargılanabilmesi için
dokunulmazlığının kaldınlması
istenen DYP Isparta Mıllervekıli
Ömer Bflgin. Çiller çiftinin oğlu
MertÇiBer, admı bilmediği san-
şın bir kadın ve 3 DYP milletve-
kilinin aynı masada çekilmiş 3
ayn fotoğrafının bulunduğunu
bıldirdi.
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanvekili Kuthı Savaş. Susur-
luk olayıyla ilgili araştırmasının
son aşamasına geldi. Savaş, Baş-
bakanlık Konutu'nda kendine ay-
nlan bölümde rapor yazımına
başladı. Kurula bugüne kadar
Çiller ailesiyle ilgili çok sayıda
ıhbar yapıldı ve ifadeİer verildi.
Ahnan bilgiye göre, bir süre ön-
ce ANAP Manisa Milletvekili
Te>fik Diker'e başvuran Hülya
Ağaç. öldürülen Ömer Lütfü To-
pal ile Tansu ve Özer Uçuran Çil-
ler hakkında şok idialarda bulu-
nacağını söyledi. Bunun üzerine
ANAP Genel Merkezi'ne gelen
Hülya Ağaç'ın ifadesi \ ideo kay-
dma alındı ve bu kayrt Başbakan-
lık Teftiş Kurulu'na ilerıldi.
Antalya Manavgat Karagöz
Köyü nüfusuna kayıtlı Hülya
Ağaç, Ömer Lütfii Topal'ın Em-
peryal ve Seven Seas otellerinde
şofÖrlük ve yakın korumalık ya-
pan Galip Ağaç ile evli olduğu-
nu ve bu nedenle bazı bilgilere
sahip olduğunu söyledi. Eşinin
kardeşi Ahmet Ağaç'ın da bazı
bilgilere sahip olduğunu kayde-
den Hülya Ağaç, Susurluk ola-
yındaki kilit ismin Ömer Lütfu
Topal'ın muhasebeyetkilisi Duy-
gu adında bir kadın olduğunu
söyledi. Ömer Lütfu Topal'ın,
muhasebe yetkilisi Duygu aracı-
lığı ile Antalya Manavgat'taki
Seven Seas Oteli'nde 3 kere de
toplam 1 trilyon lira cıvanndapa-
rayı Çiller ailesine verdiğini ileri
süren Ağaç, bu paranın Çiller ai-
Erbakan: Gidi tamimleyönetim
AHMET ŞEFtK
TRABZON -Anayasa Mahkemesi kapaülma
davasında karar verme aşamasına gelirken, RP
lideri Necmettin Erbakan kalabahk bir heyetle
Trabzon'da gövde gösterisi yaptı. Erbakan, Çan-
kaya'yı ve hükümeti, "gjzütamimkrle devlet yö-
netmekle" suçladı ve bu örtülen kaldıracaklan-
nı açıkladı. 35 milletvekili ile Trabzon'a gelen
Necmettin Erbakan, havalimanmda partilileT ta-
rafindan karşılandı. Karşılamaya Trabzon Vali-
si Ismet Gürbüz Civelek de katıldı.
Erbakan daha sonra Delıklitaş Sanayi Site-
si'nin açılışında bulundu. Buradaki törende
RP'nin kapatılması davasına yönelik mesajlan
partinin avukathğmı yürüten Trabzon Milletve-
kili Şeref Malkoç verdi. Malkoç, herkesin de-
mokrasi ve hukuk sınavından geçtiğini, demok-
rasi smavından geçemeyenlerin yüzlerinin laza-
racağını söyledi.
RP lideri Erbakan da konuşmasında Çanka-
ya'ya ve hükümete yüklendi. REFAHYOL hü-
kümetinin istifası ve ardından Çankaya'ya mil-
letvekillerinin imzasmı içeren bildiriyi verdik-
lerini anımsatan Erbakaa, "Çankayaben Mectis
çoğunhığunu tanımam" dedi.
lesinin Antalya Kemer'deki tatil
köyünün yapımında kullandığım
ileri sürdü.
Hülya Ağaç, Ömer Lütfü To-
pal ile Çiller arasındakı esas ara-
cı ve bilgı sahibi olan kışinın, İs-
tanbul'da bulunan Süleyman Çap
olduğunu iddia etti. Hülya Ağaç,
Alanya'da çahşan Tansel ile Ma-
navgat Cennet Sitesi'nde görevli
Sdma adlı kadınlann da bu olay-
lardan bilgi sahibi olduğunu sa-
vundu.
Eskişehir yolunda trafik kaza-
sında ölen Ramazan Aslan adlı
kişi ile yakınlıklan bulunduğunu
anlatan Hülya Ağaç, Antalya
Sorgun'da bulunan Ayışığı Res-
torant'ta Tansel ve Duygu adlı ka-
dınlarla Süleyman Çap ve Tansu
Çiller'e akraba olan yakın çalış-
ma arkadaşlanmn sık sık bir ara-
ya geldiklerini söyledi.
ÇilleT ailesi ile Ömer Lütfü To-
pal ve yakın adamlannın telefon
trafıği belgesinin de kendisınde
olduğunu kaydeden Hülya Ağaç,
Ömer Lütfu Topal'ın Çiller aile-
sine verdiği paralann makbuzla-
nnm da elinde olduğunu savun-
du.
-JmIRMIKI AYDEN ENGİN
Yazılı medyada toplu işten
çıkarma haberleri art arda ge-
liyor. Ama bu haberler size u-
laşmayacak. Medya emekçi-
leri seslerini duyuracak bir
"medya" bulamayacakJar. Ya-
zılı medyada tekelci konumla-
ra ulaşmış büyük gruplarda
bugünlerde satır çok aman-
sız işliyor. Cumhuriyet kori-
dorlannda yeni bir yılın arife-
sinde birden kapının önüne
konuvermiş gencecik ve boy-
nu bükük emekçiler sıkça gö-
rünmeye başladı. Düne kadar
yağmurda, çamurda, ısıran
ayazda, kavuran sıcakta, po-
lis copunun altında, pek çoğu
kadrosuz, çoğu meyhane
bahşişi ücretlerle haber pe-
şinde koşan gencecik gaze-
teciler beşer, onar işten çıka-
rılıyor.
Bu yılın başında, baştan çı-
kancı promosyon kampanya-
lan ile gazete alanlann (oku-
yanlann değil alanlann) sayısı
6 milyon tavanını aşmıştı. Yıl
bitiyor ve gazete alanlann
(okuyan değil alan) sayısı 3.5
Medyada Kıyamet Alametleri
milyon tabanına vurdu. Üste-
lik bu taban alabildiğine kay-
gan ve çürük. Birkaç hafta
sonra "3 milyon tabanı", bir-
kaç ay sonra "2.5 milyon ta-
banı" dersek sakın şaşırma-
yın.
Şu pazar günü noktasını
koydugumuz haftanın ilk ya-
nsını Hürriyet 372 binlik gün-
lük satışla tamamladı. Milli-
yet'in günlük satış ortalaması
275bineindi.Saİja/i 468 bin
günlük satışa fit oldu. Yeni
Yüzyıl 138 bin günlük ortala-
ma tuttururken Radikal 50 bin
duvannı ilk kez aşağıya doğ-
ru geçti ve 24 Aralık günü 49
bin 84'lük satışla yetinmek
zorunda kaldı.
Satışlan promosyon pom-
pası ile (çanak, tabak, deter-
jan, lego, kulüp bayrağı, diş
macunu, susam helvası, pi-
lavlık pirinç) yapay olarak pat-
latılan gazeteler, gene pro-
mosyon silahı ile vuruldular.
Artık ne bıktıncı televizyon
rekldmlan kâr ediyor, ne pro-
mosyon kampanyalan. Gaze-
te alanlann sayısı inişte. Ya-
kında sadece gazete okurları
gazete alacaklar.
Son paragrafın son cümle-
sindeki tuhaflık gözünüzden
kaçmamıştır. AmaTürkiye'de
son yıllarda gazete alanlara,
gazete okumayan kocaman
bir kitlenin eklendiğini de bili-
yorsunuz. Bizim apartmanın
kapıcısı iyi örnektir. Televiz-
yonda gazete reklamlannı sa-
bıria izliyor ve ertesi gün ken-
disi için en az üç, bazen beş
gazete satın alıyor ve bizim
kapıcı Mustafa'nın okuma
yazması yoktur.
Bu durumun mahalle kah-
vesi sohbeti düzeyinde açık-
lamasını siz de duymuşsu-
nuzdur:
- Millet televizyonda habe-
ri izliyor; magazinin âlâsını
seyrediyor; sporun (futbolun
yani) volesini de televolesini
de öğreniyor. Peki ertesi gün
gazete alıp da ne okuyacak?
Haydi Reha Muhtar'dan
ahnan "haber"e haber dene-
bilir mi, kan, şiddet ve seks il-
kellikleriyle örülmüş magazin
programlarını içi kalkmadan
izleyen kaldı mı, Televole se-
yir mi ediliyor, sinir mi ediyor..
gibi sorulan sormayalım. Di-
yelim ki yazılı medyadaki kan
kaybı, okuyucunun görsel
medyaya (televizyonlara)
kaptırılmasından kaynaklanı-
yor. Peki, öyleyse büyük TV
kanalları ne halt etmeye pro-
mosyon yapmaya başladılar?
Ister gazetelere göz atın, is-
ter TV kanallannı izleyin. Yal-
nız yılbaşı gecesi için, iki bü-
yük kanal 55 otomobillik pi-
yangolardüzenledi. Fark biri-
nin Tofaş, ötekinin Renault
arabalar vermesinden ibaret.
Bitmedi. Yılbaşına özgü bir
gecelik promosyondan söz
etmiyoruz. atv "1998 yılında
1998 Hediye" sloganıyla bü-
tün bir yıla yayılmış, apartman
dairelerinden enva-ı çeşit be-
yaz eşyaya kadar uzanan dev
boyutlu bir promosyon kam-
panyasını şimdiden ilan etti.
O gruba bağlı gazeteler de
şimdiden bu promosyonun
piyango biletlerini dağıtmaya
başladılar.
Hiç kuşkunuz olmasın, bu
promosyon kampanyasına
{"çılgınlığına" ya da "çaresiz-
liğine" filan da diyebilirsiniz)
yakında Kanal D de katılacak.
Çünkü "eli mahkûm".
Anlaşılan yazılı medyanın
önce başını döndürüp şimdi
boynunu vuran promosyon-
da sıra görsel medyaya, yani
televizyon kanallanna geldi.
Bana sorarsanız bütün
bunlar medya dünyasında kı-
yamet alametleridir. Kıyamet
başladığında da önce medya
emekçilerinin canına okunur.
Ama sonra da...
POLtTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kuşatma...
Gökyüzü mavinin kuşatması altındaydı...
Tek başma bir adam, tek başına bir kadın belki ay-
nı şeyleri söylüyorlardı:
"Bu sevda
Bu, kıldan ince
Kılıçtan keskin
Ümitten uzak
Bu sevda..."
Çok geç bir saatte hatıra ormanının ıssız bir köşe-
sinde dolaşıyor olmalıydı Jacques Prevert...
Onun o ürkekliğini şimdi odaya yayılan B. Hakan
Işık'ın sesinde ve müzığinde duyuyor, yağan yağ-
murda saçağın altına sığınan adamı anımsıyordum.
'Kent ağıtlan' Edip Cansever, llhan Berk, Turgut
Uyar, Sabahattin Kudret Aksal'ın gölgelenni düşü-
rüyordu odanın içıne...
Bir tuhaf yalnızlıktı bu!..
Sevdadan kaçışların, birikmiş özlemlenn suluboya
resimlerı gıbıydı yaşam!..
Yağmur hiç durmadan yağardı Brest'e... Yağmur ki-
mi gülümsemeleri unuttururdu...
Köpürüp akan ırmağın kıyısında ıslak bir çocuğun
yüzü güneşle kururdu...
Bir ses yükselırdı o anda:
"Düşlerde sevdım senü..."
Yitdiz.lt gecelerin boşluğu, hüznü ve ölümü getirir-
di...
Yorgo Sefaris'ten Robert Desnos'a dek uzanan
şiirsel tutku, 'sevdanın büyüsü'nü yakalamaya çalı-
şırdı...
Bağınp çağınmak, yakıp yıkmak geçerdi içimizden.
Gölge olmak, hayal olmak sarardı bedenimizı...
Durmadan haykırmak bizim düşlerimızi parçalardı:
"Uzanmış yatıyorsun ve koyaklarda sen yellerin/
bestelediği bir türküyû söylüyorsevımli çıplaklığın..."
O anda denize yakın mağaralarda bir susuzluk, bir
aşk duyardınız...
Bir coşku, deniz kabuklan gibi...
• • •
Bu sevda kıldan ince mi dersiniz, yoksa ümitten
uzak kaygılann tükenişı mı?
Tek başına bir adam, tek başına bir kadın...
Carlos'un o sonsuzluğa çekip gıden düşleri bir yıl-
dız yağmuruna mı yakalanmıştı bilmiyordum...
Bense bahçelerın arkasından söken şafağı bekli-
yordum...
Sesim yankılanıyordu bilinmez bir zamanın içinde.
Meşe kokan, gül kokan bir eskı kışı anımsıyordum
oanda...
Alevlenn alacakaranlığında aydınlık ellenni özlü-
yordum sen farkına varmadan...
Sah/atore, uzaktan uzağa sesinle uyanıyordu, ır-
makla denizin arasındaki toprağın ortasında...
B. Hakan Işık'ın sesı hüzünlü sevışmelere uzanıyor-
du rüzgâra ve soğuğa ınat...
Marge Piercy'in 'KuçükDeğişimler' adlı kıtabı ma-
sanın üzerinde duruyordu...
Irem Sağlamer çevırmışti kitabı...
Aşk bir kadının bütün vartığı mıydı, Tann kullannı
yalnız bırakır mıydı?
Gözlerini yumdu... Yalancı bir serüvene yakalan-
mıştı...
Okumaya başladı:
"Hareketsız ve edilgen hissederek kendini şilteye
attı. Içine girmesinı bekledı. Konuşmuyortardı. Akın-
tılann onu alıp döndürdüğü ve ileriye fıriattıği bir-neb-
re düşüyordu, yabancı bırgücün altında yükseüpJn-
diği bir nehir, içinde boğulabıleceğı... Jackson'ınya-
ralı omuzuna dayanıp kendi saçmalığına güldü. Ya-
bancı güç: Yalnızca arzuydu. Biraz kafasını toplama-
ya çalıştı. Kimse onu bu kadarşiddetle arzulamamış-
tı. Mıriam bu kadar şiddetle arzulanmak istiyordu.
Güzeldi, içinde büyüyen b/refeane gibiydi. Içine dü-
şüyordu, üstüne atlıyordu. İçinde bir şey uyanıyor ve
patlıyordu, dıyordu ki: O erkek. O, o. Bu daha önce-
kı her şeyden daha gerçektı."
•••
Içimde huzursuzluk giderek büyüyordu...
Insanlar neden bu denli çıkarcı, niçin ikiyüzlüydü?
Sahi, neden ödlektı toplumun bireyleri?
Kim ağlıyordu, gözyaşlan kımın içindı bilmiyortar-
dı...
Soluk menekşeler vardı genç kızların ellennde, yo-
sun tutmuş gözlerınde bir yalnızlık...
Yankılanıp duran ses zafer çığlığı değıldi, ateşten
bir parmak yüreğımizi dağlayan sevda değildi...
Kuşatma atındakı gök. mavıden kurtulup laciver-
deyenikduştü...
Sen çıkıp grttin, sen ölü gitartarın peşindeydin...
Nicolas Guillen bir masal anlattı boşvermişliğin
sısleri içinde...
Ben dedim kı o anda karşı koyan fırtınalara, dına-
mit patlatılan gecelere:
"Değiştireceğiz kin duvariannı
havanın saydam duvarianyla
çektiği acılann çatısını
bulutlann, kuşların çatısıyla,
başında nöbet tutan gözcüyû
elinde kılıç tutan melekle"
Sesimi hiç duymadın, haykınşlanma yanıt verme-
dın...
Göklere yükselen alevler gibiydim, aşktan zincire
vurulmuş bir köle gibiydim...
Kuşatma altında yürüdüm. kaçan sevdalara inat...
Sense kor kesilmiş bir direkte bağlı gibiydin...
Hiç umursamadın!
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (« raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CHP liderînden elestiri
Baykal: Hükümet
seçim beklentisinde
ANTALYA (Cumhuri-
yet)-CHP Genel Başka-
nı Deniz Baykal, hükü-
metin seçim arayışı için-
de bulunduğunu belirte-
rek "MecaUerini yitirdi-
ler, biri şu işe talip olsa da
seçime gitsek diye bek-
lentiye gjrdfler" dedi.
Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği'nin (TO-
BB) Talya Otel'de dü-
zenlediği Ticaret Odala-
n 5. Konsey Toplantı-
sı'na katılan Baykal. bu-
rada yaptığı konuşmada,
dışandan destek verdiği
ANASOL-D hükümeti-
ne yüklendi.
Hükümetin enflasyon-
la mücadelede özgüveni-
ni yitirdiğini söyleyen
Baykal, başlangıçta dile
getirilen
U
2000yıhna ka-
dar iktidardakalma" id-
diasını da tükettiğini söy-
ledi. Hükümet kurulur-
ken "Hemen enflasyonla
mücadeleyi başlatm" di-
ye uyanda bulunduğunu
hatırlatan Baykal, "Ama
onlar bcnim ruzak kur-
duğumu zannetti. Keşke
enflasyonia mücadeie et-
seierdi de seçimi kaybet-
seierdi. Çünkü kazanan
hem kendileri hem biz
hem de Türkiye olacakb.
İşte o zaman halk onlan
takdir ederdi" diye ko-
nuştu.
Türkiye'de siyaset an-
layışını değiştirmek ge-
rektiğini de vurgulayan
Baykal. "Kesinlikle hü-
kümet krizi istemiyoruz.
Herkes bunu aklına ya-
rırmalıdır. Hükümeti
eleştireceğiz, u>aracağız
ama >ıknıa> acagız"
^i