25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eğitjm gijnüliitenme diplofiıa • İstanbul Haber Servisi -Türkı>e Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın • (TEGVjeğium gönüllükri rrogramını tamamlayan 52 kişı diplomalanrj aldı. Vakfm Istaabul göıüllülerince diin Çark Sigorta'da ikinci topiantısındc konuşan TEGV Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Büyükerşen. karanhkla savaşta, aydtnlığa eğitimle ulaşılacağını vurguladı. 750 kaçak göçmen yakatandı • Dış Haberter Servisi- ltalya'da. Türk ve Irak vatandaşı 750 kaçak Kürt göçmeni taşıyan Tûrk bandıralı birgemi, ülkenin Catazaro kıyılannda önceki gece karaya oturdu. Ararat adlı geminin sahıle iki yüz metre uzaklıkta. kötû hava koşullan yüzünden karaya oturması üzerine. Italyan sahil güvenlık ekiplerinin yardımıyla gemideki kaçak göçmenkr kurtanldı. Gemide biri hamile34 kadınlaSl çocuk bulunduğu kaydedildi. Hücre sistemine ppotesto • İstanbul Haber Servisi -Tutuklu ve Hükümlü Ailelen Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHADER) üyeleri dün cezaevlerindeki hücre sistemine geçiş çalışmalanıu protesto ederek ANAP İstanbul II Merkezi'ne siyah çelenk bıraktı. TUHADER Genel Başkan Yardımcısı Gazi Ergin, hükümetin cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlûlere düşmanca tavır içerisinde olduğunu söyledi. Diploma pazarı kuruldu' • ANKARA (Cumhurnet Biirosu) - Dikmen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmeni Timur Eren, Nahit Menteşe döneminden Hikmet Uluğbay'a kadar tüm milli eğitım bakanlannın "dışandan bitirme sınavlan kanalıyla" milyonlarca insanı hak etmeden diploma sahibi yaptığını iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Tarımda gümrük mdirimi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan yeni ithalat rejiminin uygulamaya girmesiyle, Türkiye 1998'de A\Tupa Birliği'ne (AB) karşı koruma oranlanm yüzde 5.6'dan yüzde 5.29'a indiriyor. Koruma oranlan indiriminde en önemli azalma, ortalama yüzde 2.4'le tanm ürünlerinde gerçekleşecek. İHD'den ppotesto • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İnsan HakJan Derneği'nin (İHD), devlet içinde örgütlenen çetelerin yargılanması için başlattığıfcturma eylemi sürüyor. .Yûksel Caddesi'ndeki İnsan Haklan Anıtı önünde dün düzenlenen oturma eylemine İHD Ankara Şube Başkanı Yıldız Temürtürkan ve göstericiler katıldı. Eylemciler, "Çetelere değil, düşünceye özgûrlük", "Özgürbir dünya için, özgür düşünce", "Ülkeyi çetelerden, muhalifleri hapisten kurtarahm" yazılı dövizler taşıdılar. İHD, çeteler yargılanmcaya değin her cumartesi .günü saat 12.30'dalnsan Haklan Anıtı önünde oturma eylemi gerçekJeştiriyor. Taksici cinayeti • İstanbul Haber Servisi - Içerenköy Tanzim Taksi Durağı'nda çahşan Zafer Temiz (23), çevrede "Hacı" olarak bilinen bir kişi ve 5 yakınının silahlı saldınsı sonucu öldü. Özden'den Anayasa Mahkemesi'ni hedef alan DYP liderine sert tepki Çiller kaddini aştTANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, kapatma davası konusunda RP'ye destek vermek için yüksek mahkemeyı ve devletin bazı kurumlannı hedef alan DYP Genel Başkanı Tansu Çiller' i "haddini aş- makla" suçlayarak, "Bize bu konuda söz söyteyecek kimse varsa bunlann en sonun- da Tansu Çiller geür" dedı. Özden. 18 vakıf ve dernek tarafmdan Milli Kütüphane'de düzenlenen 'Türkiye Sorunlarma Çözüm Konferansı'nın dünkü "Hukuk ve Yarjp Sorunian" başlıklı otu- rumunun açılışında konuştu. Türkiye'nin sorunlannın temelinde eğitimsizliğin yat- tığını, Atatûrk'ün kurduğu cumhuriyetin bir bilim ve demokrasi devleti olduğunu vurgulayan Özden, demokrasinin işleyi- şınde bazı sorunlar görüldüğunü, devletle- rin yaşamında siyasi dalgalanmalar olabi- leceğini. ancak devletten kaynaklanan so- runlar ile sistemi karalamanın farklı oldu- ğunu söyledi. Devlet yöneticilerinin ne- den olduğu sorunian, devletin sırtına yük- leme anlayışını eleştiren Özden, "Türki- ye'de sistemin bir kusuru yoktur. Elbette her sistem gibi, hukuk sistemi çokçabuk es- kir ve yıpranır. Asıl sorun, sistemi çahşür- makla yükümlü ve sorumlu olanlann sav- saklamalan, tcmbeUikkri. kendi egilimJc- rine esir olnuüan ve öylelikle yoidan sap- majandır. Devlet böyle kötü olur" dedi. Özden, 1923'ten 1938'e kadar 15 yılda ANAP 'DYP'nin bildirisi sorumsuzluk' ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - ANAP, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller tarafindan okunan ve Anayasa Mahkemesi'ni hedef alan bildiriyi "sorumsuzluk" olarak nitelendirdi. ANAP'lı Agâh Oktay Güner. DYP'nin RP ile ilgili tavnnın "siyasi sömurü" niteliğı taşıdığını ileri sürdü. Agâh Oktay Güner, dün ANAP Genel Merkezı'nde düzenlediği basm toplantısında DYP bildirisinin "sorumhı sryaset anlayışı içinde kaleme alınmamış bir demokratik hakkm kullamlması olduğunu" söyledi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Siyasi Partiler Yasası'na dayanarakRP hakkında kapatma davası açtığını anımsatan Güner, "Bunu kendi çizgisinin dışına taşırmak, bana göre sonimtu bir ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART İletişim Fakültesi öğrencisi Ali Serkan Eroğlu okul tuvaletinde asüı bulundu Türkiye'de her alanda büyük atılımlar ya- pıldığını, ancak 1950'den 1997'ye kadar bir şey yapılmadığını belirterek, "Kötü- lükler, yobuziuklar, işkenceler, çeteler, her- kesi yürekten yakan çelişkiler ayrüıklar ol- masaydı daha iyi olmaz mıydı" dedı. Meslek yaşamında iş bulmalan konu- sunda yardım isteyenlerle. adalete ınan- mayarak,u Falan mahkemede tanıdığın var mı" diye soranlara çok kızdığını belirten Özden, Türkiye'de bazı siyasetçileri de kendi yaptıklannın so- rumluluğunu başkalan- na yükleyerek, yargıyı etki altında göstermek istemekle suçladı. Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay'ın diğer yargı organlanna göre daha rahat çalıştık- lannı vurgulayan Öz- den, RP davasıyla ilgili olarak ABD'li yetkilile- rin açıklamalannı sert bir biçimde eleştirerek "ABD, kendi mahkeme- sine talimat veriyor mu ki bizim karanmızla ilgi- li istemde bulunuyor? Kinı oluyor bunlar. On- lar kendilerine baksın- tar" görüşünü dile getir- Özden, herkesin yar- gıya saygılı olmasını is- terken "Ancak utan- madar. arsızlar adaletin ne olduğunu bilmeyen- ler yargıya saldınp etki yapmaya çauşıriar" de- di. Özden, bir gazeteci- nin DYP Genel Başkanı Çiller'in başkanlık diva- nı adına okuduğu ve ör- tülü olarak Anayasa Mahkemesi'ni hedef alan bildiriyi anımsat- ması üzerine "Onu, kün, ne söyledi bilmiyo- rum. Bize yönelikse, bu- nu bir hadsizlik sayıyo- rnm ve asla ciddiye al- nuyorum. Bize bu konu- da söz söyieyecek kimse varsa en sonunda Tansu Çiller geür* dedi. Başbakanlık Teftiş Kurulu, Hülya Ağaç'ın ihbannı değerlendiriyor 4 Topal, Çfllerler'e 1 trflyon verdi' DÜRDANE K. KIRÇUVAL ANKARA - Susurluk olayını araştıran Başbakanlık Teftiş Ku- rulu'na DYP Genel Başkanı Tan- su Çifler ve eşi Özer Uçuran Çil- ler ile ilgili yenı bir iddıa ulaştı. Ömer Lütfu Topal'm Emperyal ve Seven Seas otellerinde çahşan Galip Ağaç'ın eşi olduğu belirtı- len Hülya Ağaç. Topal'ın Çiller ailesine 1 trilyon lira verdiğini ve bu paranın KemeT'deki pansiyon yapımında kullanıldığını ilen sürdü. Ağaç, Çiller ailesinin To- pal ile ilişkisinin pek çok tanığı bulunduğunu iddia etti. Hülya Ağaç; elinde ömer Lüt- fu Topal, Tansu Çiller. TUR- BAN'daki yolsuzluk iddialann- dan dolayı yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldınlması istenen DYP Isparta Mıllervekıli Ömer Bflgin. Çiller çiftinin oğlu MertÇiBer, admı bilmediği san- şın bir kadın ve 3 DYP milletve- kilinin aynı masada çekilmiş 3 ayn fotoğrafının bulunduğunu bıldirdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kuthı Savaş. Susur- luk olayıyla ilgili araştırmasının son aşamasına geldi. Savaş, Baş- bakanlık Konutu'nda kendine ay- nlan bölümde rapor yazımına başladı. Kurula bugüne kadar Çiller ailesiyle ilgili çok sayıda ıhbar yapıldı ve ifadeİer verildi. Ahnan bilgiye göre, bir süre ön- ce ANAP Manisa Milletvekili Te>fik Diker'e başvuran Hülya Ağaç. öldürülen Ömer Lütfü To- pal ile Tansu ve Özer Uçuran Çil- ler hakkında şok idialarda bulu- nacağını söyledi. Bunun üzerine ANAP Genel Merkezi'ne gelen Hülya Ağaç'ın ifadesi \ ideo kay- dma alındı ve bu kayrt Başbakan- lık Teftiş Kurulu'na ilerıldi. Antalya Manavgat Karagöz Köyü nüfusuna kayıtlı Hülya Ağaç, Ömer Lütfii Topal'ın Em- peryal ve Seven Seas otellerinde şofÖrlük ve yakın korumalık ya- pan Galip Ağaç ile evli olduğu- nu ve bu nedenle bazı bilgilere sahip olduğunu söyledi. Eşinin kardeşi Ahmet Ağaç'ın da bazı bilgilere sahip olduğunu kayde- den Hülya Ağaç, Susurluk ola- yındaki kilit ismin Ömer Lütfu Topal'ın muhasebeyetkilisi Duy- gu adında bir kadın olduğunu söyledi. Ömer Lütfu Topal'ın, muhasebe yetkilisi Duygu aracı- lığı ile Antalya Manavgat'taki Seven Seas Oteli'nde 3 kere de toplam 1 trilyon lira cıvanndapa- rayı Çiller ailesine verdiğini ileri süren Ağaç, bu paranın Çiller ai- Erbakan: Gidi tamimleyönetim AHMET ŞEFtK TRABZON -Anayasa Mahkemesi kapaülma davasında karar verme aşamasına gelirken, RP lideri Necmettin Erbakan kalabahk bir heyetle Trabzon'da gövde gösterisi yaptı. Erbakan, Çan- kaya'yı ve hükümeti, "gjzütamimkrle devlet yö- netmekle" suçladı ve bu örtülen kaldıracaklan- nı açıkladı. 35 milletvekili ile Trabzon'a gelen Necmettin Erbakan, havalimanmda partilileT ta- rafindan karşılandı. Karşılamaya Trabzon Vali- si Ismet Gürbüz Civelek de katıldı. Erbakan daha sonra Delıklitaş Sanayi Site- si'nin açılışında bulundu. Buradaki törende RP'nin kapatılması davasına yönelik mesajlan partinin avukathğmı yürüten Trabzon Milletve- kili Şeref Malkoç verdi. Malkoç, herkesin de- mokrasi ve hukuk sınavından geçtiğini, demok- rasi smavından geçemeyenlerin yüzlerinin laza- racağını söyledi. RP lideri Erbakan da konuşmasında Çanka- ya'ya ve hükümete yüklendi. REFAHYOL hü- kümetinin istifası ve ardından Çankaya'ya mil- letvekillerinin imzasmı içeren bildiriyi verdik- lerini anımsatan Erbakaa, "Çankayaben Mectis çoğunhığunu tanımam" dedi. lesinin Antalya Kemer'deki tatil köyünün yapımında kullandığım ileri sürdü. Hülya Ağaç, Ömer Lütfü To- pal ile Çiller arasındakı esas ara- cı ve bilgı sahibi olan kışinın, İs- tanbul'da bulunan Süleyman Çap olduğunu iddia etti. Hülya Ağaç, Alanya'da çahşan Tansel ile Ma- navgat Cennet Sitesi'nde görevli Sdma adlı kadınlann da bu olay- lardan bilgi sahibi olduğunu sa- vundu. Eskişehir yolunda trafik kaza- sında ölen Ramazan Aslan adlı kişi ile yakınlıklan bulunduğunu anlatan Hülya Ağaç, Antalya Sorgun'da bulunan Ayışığı Res- torant'ta Tansel ve Duygu adlı ka- dınlarla Süleyman Çap ve Tansu Çiller'e akraba olan yakın çalış- ma arkadaşlanmn sık sık bir ara- ya geldiklerini söyledi. ÇilleT ailesi ile Ömer Lütfü To- pal ve yakın adamlannın telefon trafıği belgesinin de kendisınde olduğunu kaydeden Hülya Ağaç, Ömer Lütfu Topal'ın Çiller aile- sine verdiği paralann makbuzla- nnm da elinde olduğunu savun- du. -JmIRMIKI AYDEN ENGİN Yazılı medyada toplu işten çıkarma haberleri art arda ge- liyor. Ama bu haberler size u- laşmayacak. Medya emekçi- leri seslerini duyuracak bir "medya" bulamayacakJar. Ya- zılı medyada tekelci konumla- ra ulaşmış büyük gruplarda bugünlerde satır çok aman- sız işliyor. Cumhuriyet kori- dorlannda yeni bir yılın arife- sinde birden kapının önüne konuvermiş gencecik ve boy- nu bükük emekçiler sıkça gö- rünmeye başladı. Düne kadar yağmurda, çamurda, ısıran ayazda, kavuran sıcakta, po- lis copunun altında, pek çoğu kadrosuz, çoğu meyhane bahşişi ücretlerle haber pe- şinde koşan gencecik gaze- teciler beşer, onar işten çıka- rılıyor. Bu yılın başında, baştan çı- kancı promosyon kampanya- lan ile gazete alanlann (oku- yanlann değil alanlann) sayısı 6 milyon tavanını aşmıştı. Yıl bitiyor ve gazete alanlann (okuyan değil alan) sayısı 3.5 Medyada Kıyamet Alametleri milyon tabanına vurdu. Üste- lik bu taban alabildiğine kay- gan ve çürük. Birkaç hafta sonra "3 milyon tabanı", bir- kaç ay sonra "2.5 milyon ta- banı" dersek sakın şaşırma- yın. Şu pazar günü noktasını koydugumuz haftanın ilk ya- nsını Hürriyet 372 binlik gün- lük satışla tamamladı. Milli- yet'in günlük satış ortalaması 275bineindi.Saİja/i 468 bin günlük satışa fit oldu. Yeni Yüzyıl 138 bin günlük ortala- ma tuttururken Radikal 50 bin duvannı ilk kez aşağıya doğ- ru geçti ve 24 Aralık günü 49 bin 84'lük satışla yetinmek zorunda kaldı. Satışlan promosyon pom- pası ile (çanak, tabak, deter- jan, lego, kulüp bayrağı, diş macunu, susam helvası, pi- lavlık pirinç) yapay olarak pat- latılan gazeteler, gene pro- mosyon silahı ile vuruldular. Artık ne bıktıncı televizyon rekldmlan kâr ediyor, ne pro- mosyon kampanyalan. Gaze- te alanlann sayısı inişte. Ya- kında sadece gazete okurları gazete alacaklar. Son paragrafın son cümle- sindeki tuhaflık gözünüzden kaçmamıştır. AmaTürkiye'de son yıllarda gazete alanlara, gazete okumayan kocaman bir kitlenin eklendiğini de bili- yorsunuz. Bizim apartmanın kapıcısı iyi örnektir. Televiz- yonda gazete reklamlannı sa- bıria izliyor ve ertesi gün ken- disi için en az üç, bazen beş gazete satın alıyor ve bizim kapıcı Mustafa'nın okuma yazması yoktur. Bu durumun mahalle kah- vesi sohbeti düzeyinde açık- lamasını siz de duymuşsu- nuzdur: - Millet televizyonda habe- ri izliyor; magazinin âlâsını seyrediyor; sporun (futbolun yani) volesini de televolesini de öğreniyor. Peki ertesi gün gazete alıp da ne okuyacak? Haydi Reha Muhtar'dan ahnan "haber"e haber dene- bilir mi, kan, şiddet ve seks il- kellikleriyle örülmüş magazin programlarını içi kalkmadan izleyen kaldı mı, Televole se- yir mi ediliyor, sinir mi ediyor.. gibi sorulan sormayalım. Di- yelim ki yazılı medyadaki kan kaybı, okuyucunun görsel medyaya (televizyonlara) kaptırılmasından kaynaklanı- yor. Peki, öyleyse büyük TV kanalları ne halt etmeye pro- mosyon yapmaya başladılar? Ister gazetelere göz atın, is- ter TV kanallannı izleyin. Yal- nız yılbaşı gecesi için, iki bü- yük kanal 55 otomobillik pi- yangolardüzenledi. Fark biri- nin Tofaş, ötekinin Renault arabalar vermesinden ibaret. Bitmedi. Yılbaşına özgü bir gecelik promosyondan söz etmiyoruz. atv "1998 yılında 1998 Hediye" sloganıyla bü- tün bir yıla yayılmış, apartman dairelerinden enva-ı çeşit be- yaz eşyaya kadar uzanan dev boyutlu bir promosyon kam- panyasını şimdiden ilan etti. O gruba bağlı gazeteler de şimdiden bu promosyonun piyango biletlerini dağıtmaya başladılar. Hiç kuşkunuz olmasın, bu promosyon kampanyasına {"çılgınlığına" ya da "çaresiz- liğine" filan da diyebilirsiniz) yakında Kanal D de katılacak. Çünkü "eli mahkûm". Anlaşılan yazılı medyanın önce başını döndürüp şimdi boynunu vuran promosyon- da sıra görsel medyaya, yani televizyon kanallanna geldi. Bana sorarsanız bütün bunlar medya dünyasında kı- yamet alametleridir. Kıyamet başladığında da önce medya emekçilerinin canına okunur. Ama sonra da... POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kuşatma... Gökyüzü mavinin kuşatması altındaydı... Tek başma bir adam, tek başına bir kadın belki ay- nı şeyleri söylüyorlardı: "Bu sevda Bu, kıldan ince Kılıçtan keskin Ümitten uzak Bu sevda..." Çok geç bir saatte hatıra ormanının ıssız bir köşe- sinde dolaşıyor olmalıydı Jacques Prevert... Onun o ürkekliğini şimdi odaya yayılan B. Hakan Işık'ın sesinde ve müzığinde duyuyor, yağan yağ- murda saçağın altına sığınan adamı anımsıyordum. 'Kent ağıtlan' Edip Cansever, llhan Berk, Turgut Uyar, Sabahattin Kudret Aksal'ın gölgelenni düşü- rüyordu odanın içıne... Bir tuhaf yalnızlıktı bu!.. Sevdadan kaçışların, birikmiş özlemlenn suluboya resimlerı gıbıydı yaşam!.. Yağmur hiç durmadan yağardı Brest'e... Yağmur ki- mi gülümsemeleri unuttururdu... Köpürüp akan ırmağın kıyısında ıslak bir çocuğun yüzü güneşle kururdu... Bir ses yükselırdı o anda: "Düşlerde sevdım senü..." Yitdiz.lt gecelerin boşluğu, hüznü ve ölümü getirir- di... Yorgo Sefaris'ten Robert Desnos'a dek uzanan şiirsel tutku, 'sevdanın büyüsü'nü yakalamaya çalı- şırdı... Bağınp çağınmak, yakıp yıkmak geçerdi içimizden. Gölge olmak, hayal olmak sarardı bedenimizı... Durmadan haykırmak bizim düşlerimızi parçalardı: "Uzanmış yatıyorsun ve koyaklarda sen yellerin/ bestelediği bir türküyû söylüyorsevımli çıplaklığın..." O anda denize yakın mağaralarda bir susuzluk, bir aşk duyardınız... Bir coşku, deniz kabuklan gibi... • • • Bu sevda kıldan ince mi dersiniz, yoksa ümitten uzak kaygılann tükenişı mı? Tek başına bir adam, tek başına bir kadın... Carlos'un o sonsuzluğa çekip gıden düşleri bir yıl- dız yağmuruna mı yakalanmıştı bilmiyordum... Bense bahçelerın arkasından söken şafağı bekli- yordum... Sesim yankılanıyordu bilinmez bir zamanın içinde. Meşe kokan, gül kokan bir eskı kışı anımsıyordum oanda... Alevlenn alacakaranlığında aydınlık ellenni özlü- yordum sen farkına varmadan... Sah/atore, uzaktan uzağa sesinle uyanıyordu, ır- makla denizin arasındaki toprağın ortasında... B. Hakan Işık'ın sesı hüzünlü sevışmelere uzanıyor- du rüzgâra ve soğuğa ınat... Marge Piercy'in 'KuçükDeğişimler' adlı kıtabı ma- sanın üzerinde duruyordu... Irem Sağlamer çevırmışti kitabı... Aşk bir kadının bütün vartığı mıydı, Tann kullannı yalnız bırakır mıydı? Gözlerini yumdu... Yalancı bir serüvene yakalan- mıştı... Okumaya başladı: "Hareketsız ve edilgen hissederek kendini şilteye attı. Içine girmesinı bekledı. Konuşmuyortardı. Akın- tılann onu alıp döndürdüğü ve ileriye fıriattıği bir-neb- re düşüyordu, yabancı bırgücün altında yükseüpJn- diği bir nehir, içinde boğulabıleceğı... Jackson'ınya- ralı omuzuna dayanıp kendi saçmalığına güldü. Ya- bancı güç: Yalnızca arzuydu. Biraz kafasını toplama- ya çalıştı. Kimse onu bu kadarşiddetle arzulamamış- tı. Mıriam bu kadar şiddetle arzulanmak istiyordu. Güzeldi, içinde büyüyen b/refeane gibiydi. Içine dü- şüyordu, üstüne atlıyordu. İçinde bir şey uyanıyor ve patlıyordu, dıyordu ki: O erkek. O, o. Bu daha önce- kı her şeyden daha gerçektı." ••• Içimde huzursuzluk giderek büyüyordu... Insanlar neden bu denli çıkarcı, niçin ikiyüzlüydü? Sahi, neden ödlektı toplumun bireyleri? Kim ağlıyordu, gözyaşlan kımın içindı bilmiyortar- dı... Soluk menekşeler vardı genç kızların ellennde, yo- sun tutmuş gözlerınde bir yalnızlık... Yankılanıp duran ses zafer çığlığı değıldi, ateşten bir parmak yüreğımizi dağlayan sevda değildi... Kuşatma atındakı gök. mavıden kurtulup laciver- deyenikduştü... Sen çıkıp grttin, sen ölü gitartarın peşindeydin... Nicolas Guillen bir masal anlattı boşvermişliğin sısleri içinde... Ben dedim kı o anda karşı koyan fırtınalara, dına- mit patlatılan gecelere: "Değiştireceğiz kin duvariannı havanın saydam duvarianyla çektiği acılann çatısını bulutlann, kuşların çatısıyla, başında nöbet tutan gözcüyû elinde kılıç tutan melekle" Sesimi hiç duymadın, haykınşlanma yanıt verme- dın... Göklere yükselen alevler gibiydim, aşktan zincire vurulmuş bir köle gibiydim... Kuşatma altında yürüdüm. kaçan sevdalara inat... Sense kor kesilmiş bir direkte bağlı gibiydin... Hiç umursamadın! E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (« raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 CHP liderînden elestiri Baykal: Hükümet seçim beklentisinde ANTALYA (Cumhuri- yet)-CHP Genel Başka- nı Deniz Baykal, hükü- metin seçim arayışı için- de bulunduğunu belirte- rek "MecaUerini yitirdi- ler, biri şu işe talip olsa da seçime gitsek diye bek- lentiye gjrdfler" dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TO- BB) Talya Otel'de dü- zenlediği Ticaret Odala- n 5. Konsey Toplantı- sı'na katılan Baykal. bu- rada yaptığı konuşmada, dışandan destek verdiği ANASOL-D hükümeti- ne yüklendi. Hükümetin enflasyon- la mücadelede özgüveni- ni yitirdiğini söyleyen Baykal, başlangıçta dile getirilen U 2000yıhna ka- dar iktidardakalma" id- diasını da tükettiğini söy- ledi. Hükümet kurulur- ken "Hemen enflasyonla mücadeleyi başlatm" di- ye uyanda bulunduğunu hatırlatan Baykal, "Ama onlar bcnim ruzak kur- duğumu zannetti. Keşke enflasyonia mücadeie et- seierdi de seçimi kaybet- seierdi. Çünkü kazanan hem kendileri hem biz hem de Türkiye olacakb. İşte o zaman halk onlan takdir ederdi" diye ko- nuştu. Türkiye'de siyaset an- layışını değiştirmek ge- rektiğini de vurgulayan Baykal. "Kesinlikle hü- kümet krizi istemiyoruz. Herkes bunu aklına ya- rırmalıdır. Hükümeti eleştireceğiz, u>aracağız ama >ıknıa> acagız" ^i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle