25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28ARALIK1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Enflasyon 3 rakama doğru tırrnanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Hükümetin yoğun zam politikası nedeniyle yükselişini sûrdüren enflas- yonun yıl sonunda yüzde 100'e ulaşması bekknıyor. 55. hükümetin bir ıstik- rarpaketıni uygulamaya lco- yarâk enflasyonu 2000 yı- lında yûzde 3'e indireceği- ni açıklamasına karşın 1997 yılı, yüzde 100'e doğru tır- manan oranı ile son 20 yıl- da enflasyonun en yüksek 2. rakamına ulaşacak. 55. hü- kümet, göreve başladığı temmuz ayından ıtibaren, REFAHYOL iktidannın er- telediği KÎT zamlannı ya- parak enflasyonun yüksel- mesine neden oldu. Hükümetin hedefi Hükümet, bütçe gelirie- rinin faiz dışı harcamalan da karşılayamaz duruma düş- mesi karşısmda, enflasyon- la mücadeleyi 199&'e bıra- karak kamu açıklannı yük- sek oranlı KİT zamlan ve dolaylı vergilenn oranlannı arttırarak azaltmayı öne al- dı. Yılın ilk 11 ayuıda top- tan eşya fıyatlannda (TE- FE) yüzde 81.4, tüketıci fı- yatlannda(TÜFE) da yüzde 89.4'e ulaşan enflasyon ora- nıtun, yıl sonunda TEFE'de yüzde 90'a, TÜFE'de de yüzde 100'e ulaşması bek- leniyor. 1997'de enflasyon oranı, kriz yılı olan 1994'teki yüz- de 120'lik enflasyondan sonra, son 20 yılın en yük- sek oranına ulaşacak. Enf- lasyon1a mücadelede bek- lentileri kırmak gerekçesiy- le savunulan KİT ürünlerine 6 ay zam yapmama karann- dan, iMF'nin de karşı çık- ması nedeniyle vazgeçildi. Hükümet. 1998'de zam ya- pılmayacağı vaadiyle yaptı- ğı aralık ayi zamlanndan sonra, 1998'de de zam yap- maya devam edeceğini açık- ladı. Zam şampiyonu Tetekom 1997'de en yüksek fîyat artışlannı yüzde 166 ile Türk Telekom yaptı. Sigara ve içki fıyatlan yüzde 130 oranında zam görürken eği- tim hizmetleri de yüzde 109'luk artışla 1997'ninen yüksek zam yapılan hizmet- leri arasında yer aldı. 1997'nin ilk 11 ayında. gıda fıyatlan yüzde 104, gi- yim eşyalannın fıyatlan yüzde 72, ayakkabı fıyatla- n yüzde 79.6, konut kirala- n yüzde 85.1. elektrik, gaz ve diğer yakıtlar da yüzde 71.9 arttınldı. Mobilyalar- daki artış yüzde 81.7 olur- ken sağlık hizmetleri yüzde 96.4, ulaşım hizmetleri yüz- de 98.4, gazete, kitap ve kır- tasiye ürünleri yüzde 119.8, otel hizmetleri de yüzde 102 arttı. Ürûn bazında, taksi üc- retleri yüzde 106.3, kreş fi- yatlan yüzde 84.9, özel la- boraruvarlar tahlil ücreti yüzde 121.5, kaban fiyatla- n yüzde 92.6, kuru fasulye fıyatlan yüzde 116.4, beyaz peynirfiyauan yüzde 142.5, makarna fıyatlan da yüzde 128.7 oranında arttı. îzmir'de 12 yaşındaki çocuğu döven emniyet görevlilerinin cezasmı Yargıtay bozdu Polislere ceza az buhmdu• Patronunun verdiği parayı bankaya yatırmaya götürürken çaldıran ve Çınarlı Polis Karakolu'nda ifadesi alınan 12 yaşındaki H.I.O'nun bir komiser ve iki polis tarafmdan kötü muamele görmesi üzerine ailesi dava açmıştı. Mahkemenin polislere verdiği cezayı az bulan çocuğun avukatlan ise karara itiraz ederek Yargıtay'a başvurmuştu. olayın "kötü muamefe" değil, "iş- kenee" olduğu görüşüne yer veril- ' diğini belirttiler. H.Î.O, sanayi sitesinde bir oto tamircisinde çalıştığı sırada pat- ronunun bankaya yatırması için verdiği parayı çaldırmiş, patro- nun şikâyeti üzerine, 27 Kasım 1995 tarihinde Çınarlı Polis Ka- rakolu'nda gözaltına alınmıştı. NECA3İAYGIN İZMtR- Çınarlı Polis Karako- lu'nda 12 yaşındaki H-LO'yu dö- ven biri komiser iki polise verilen cezayı Yargıtay azbuldu. Yargıtay 8. Dairesi, bozma karannda sa- nık polisler için 2-5 yıl arasında hapis cezası istedi. H.I.O'nun avukatlan, Yargıtay karannda Gözaltı süresince H.t.O'ya Ko- miser trfan Demird ve polis me- muru Mustafa Yümaz'ın işkence yaptıklan savıyla ailesinin şikâ- yeti üzerine sanık polisler hakkın- da Izmir 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde dava açıldı. Yapılan yargı- lama sonucunda sanık polisler, "efrada kötümuamekden" 2' şer ay hapis cezasına çarptınldı. Bucezadaha sonra 750'şer bin lira para cezasına çevrilerek erte- lendı. Mahkemenin bu karannı H.I.O'nun savunmanlığını üstle- nen Çağdaş Hulcukçular Derneği (ÇHD) Yönetim Kurulu üyesi Arif Ali Cangı ve ÇHD üyesi Ba- DU Dalgıc Cangu Yargıtay'a baş- vurarak temyiz ettiler. Mahkemenin verdiği karan in- celeyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, samklara verilen cezayı az bula- rak oybirliğiyle temyiz itirazını kabul etti. Yargıtay'ın bozma karannda, "Sanık pofislerin bir suç nedeniy- ie karakola götfirdûkteri mağdu- ru,suçunu söyietmekiçin dövdük- leri ve raporda belirtiİdiği biçim- devaralanmasına neden oldukla- n; temyiz itirazlan bu itibarla ye- rinde göriilmüştûr" denildi. Avukatlar Yargıtay karanyla müvekkilleri H.l.O'ya gözaltın- da işkence yapıldığının kanıtlan- dığını belirterek şunlan söyledı- len "Müvekkffimiz H.İ.O. hırsız- tak veemniyeti suiistimal suçüuna- lanyla karakola götürülmüş, ka- rakolda sanıklar tarafindan suçu- nu söyletmek için işkence ve kötü muameJeye tabi turuldugu. AdK Tıp raporuyla da kanıdannustL AdK Tıp raporuna göre, mahke- menin samklara TCK'nin 243/1. maddesinc göre işkence yapmak- tan2ilaSyıl ceza vermesi gerek- mekteydL Oysa mahkeme sanık polislere, 'efrada kötü muamele- den" TCK'nin 245. maddesinegö- re 2'şer ay hapis cezası verdi ve bu cezayı da erteiedi. Biz verilen ce- zamn az okhığu görüşüyk temyi- ze başvurduk. Dosyayı incekyen Yargıtay'ın verdiği kararta öne sürdüğümûz işkence savlaranız kanıttanıruş oldu." Yardım istediler Dershane mağdurlan çözüm arıyor • iflas ettiğini öne süren Gürsoy Dershanesi'nin mağdurlan, Milli Eğitim Bakanhğı ve îstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün olaya el koymasmı istediler. Veliler, dershaneye verdikleri senetlerin ciro edilmesi nedeniyle ödeme konusunda zor duruma düştüklerini belirttiler. tstanbul Haber Servisi - Bir süre önce iflas ettiğini belirterek sahibi olduğu Gürsoy Dershanesi'ni kapatan Tuncer Ozsoy nedeniyle zor durumda kalan öğrenci velileri, Milli Eğitim Bakanhğı ve tstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün olaya el koymasının istediler. İflas eden Gürsoy Dershanesi'nin velilerden aldığı senetleri çeşitli banka ve finans kurumlanna ciro etmesi nedeniyle bu senetleri ödemek zorunda kalan bir grup veli dün Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bahçelievler ilçe binasmda düzenledikleri toplantıyla -Jiâ^A sonsılanna çözüm aradılar. " i4 "8Sfe < Toplantıda kendisi de bir veli olan avukat Tahir Ayşit "Senetler kredi teminab olarak banka ve faktoring şirketlerine ciro edilmiş. Dershanenin kapanmasından önce ciro edildiği için ilgjli bankalar iyi niyetli sayıkhğından bunlara karşı yapüabilecek irirazlann olumlu sonuç vermesi uzak bir olasıükör" dedi. Ayşit, dershanezedelerin Gürsoy'a karşı haklannm saklı bulunduğunu belirterek u Bankaya yapılan ödemeler ödeme gücü olduğu takdirde yargı kanalıyla müflis işadanundan tahsil edflebifir" diye konuştu. Faturasıağır Çarpık eğitim sisteminin kurbanı olan öğrenci velileri olaya Milli Eğitim Bakanhğı ve İstanbul ll Milli Eğitim Müdürlüğü'nün el koymasmı istediler. İflas eden işadammm senetlerini ödemenin kendilerine maddi ve manevi yönden ağır geldiğini vurgulayan veliler, "Gürsoy Dershanesi fiili olarak kapatddı, resmi olarak kapanmadL Öğrenci velflerinin tümü alacaklan eğitim hizmetini senetle ödemeyi taahhüt ettiler. Dershane faaliyeti durunca verilmeyen hiznıetin karşihğı senetterle tahsil edilmeye çahşıhyor. Çocuklarunızın geleceği için başka dershanelerle anlaşük" dediler. /=f ' KJÖRÜŞI Prof. TOSUN TERZİOĞLU SES ve EğLtim-Sen açdsın^ KESK tstanbul Şubeter Platformu dün Sağhk ve Sosyal Hizmetier Emekçileri Sendikası (SES) ve Eğhim-Sen Şanlıurfa şubeierinin kapaülmasını ıstiklal Caddesi'nde oturma eylemi düzenkyerek protesto etti. Istiklal Caddesi'nin Terkos Çıkmaa girişinde saat 14.00 sıralannda oturma eyiemini başlatan kamu çahşanlan, "Uria SES ve EğhmvSen şubeleri derhal açdsın" yazüı pankart açtılar. Platform adına yapılan açıklamada F.ğitim-Sen ve SES'in Şanlıurfa şubelerinin yasal kitap ve dergiler gerekçe gösterikrek valilik tarafmdan tller tdaresi Kanunu'na dayaıularak 6 ay süreyle kapatiküğma dikkat çekildi. SES Şanlıurfa Şube Başkanı thsan Ava'nın da tutuklandığı bildirilen açıklamada, "Hükümet kendi programına koyduğu Sendika Yasa Taslağı'nı çıkarmak isterken bir taraftan da sendikalannuz üzerindeki baskılan arttırmaktadır. Bu mgulamalaria sendikalanmtzı yasadışı işlerle uğraşıyor imajı vererek devlet güdümlü sendikalan meşrulaşörmaya çanşıyoriar" denildi. "Baskılar, sürgünler biâ yıkhramaz". "De\iet güdümlü sendikaya havır" sloganları atan kamu çal^anlannın oturma eylemi olaysız sona erdi. Memur Sendikalan Konfederasyonu (Memur-Sen) Marmara Bölge Başkanlığı da. memurlara yüzde 30 zammı öngören karan destekledigi gerekçesiyle CHP tstanbul İl Merkezi önüne siyah çeknk bırakb. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) 8 yıllık kesintisiz eğitimde dersliklere ihtiyaç duyulduğu belirtildi Gredikpaşa için MEB devrede tstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Bakanhğı, iş merkezi yapılmak üzere Îs- tanbul Valiliği tarafindan Eminönü Bele- diyesi'ne devredilen Gedikpaşa llköğre- tim Okulu için CHP tstanbul tl Genel Meclisi üyesi avukat Hikmet Çarbo- ğa'nm ldare Mahkemesi'nde açtığı dava- ya, "davacının yanmda kaülma" karan aldı. Kesintisiz 8 Yıllık Temel Eğitim Ya- sası'nuı çıkmasından sonra yeni derslik- lere gereksinim doğduğunu belirten Mil- li Eğitim Bakanhğı, öncelikli olarak yü- rütmenin durdurulmasını ve işlemin ipta- lini istiyor. Gedikpaşa tlköğretim Okulu'nun ne olacağı konusunda bir türlü karar verile- miyor. tstanbul Valiliği, Eminönü Beledi- yesi ile yapılan sözleşme sonucu Gedik- paşa tlköğretim Okulu'nun "üst hakkTnı 49 yıllığına devTetmişti. Îstanbul tl Genel Meclisi Daimi Encümenı, 3 Temmuz 1997 tarihinde, okulun devrini öngören üst hakkı sözleşmesinin yürürlüğe girme- sini kararlaştırmıştı. Bunun üzerine, tl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Hikmet Çarboğa, Eminönü Belediye- si'nin, sözleşmenin şartlannı yerine getir- mediği gerekçesiyle tdare Mahkeme- si'nde dava açmıştı. Milli Eğitim Bakanhğı Hukuk Müşa- virliği, Îstanbul 6. ldare Mahkemesi Baş- kanlığı'na bir yazı göndererek Milli Eği- tim Bakanhğı'nın, davacı Hikmet Çarbo- ğa'nın yanında davaya katılmak istediği- ni belirtti. Öncelikli olarak yürütmenin durdurulmasını ve "bilahara" işlemin ip- talini isteyen Milli Eğitim Bakanhğı ya- zısında özetle şöyle deniyor: "Zorunhı temel eğitimin kesintisiz 8 yı- la çıkanlnıasını öngören. 16.08.1997 gün vıe 4306 savıh yasa, 18 Ağustos 1997 tarih- li Resmi Gazete'de yayımlanarak yürür- lüğe girmiştir. Bu yasanın amacına uygun, çocuklarunızın eğitimini sağlamak için öncelikk dersliklere gereksinim doğmuş- tur. İstanbul gibi bir şehirde eğitim öğre- timin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için çocuklarunızın eğitim gördüğü okul- lâra daha çok gereksinim olduğu, Gedik- paşa tlköğretim Okuiu'nun Ust Hakkı Sözleşmesi ile Eminönü Belediyesi'nce devredilmesi de bu alanda büyük boşluk doğurnıuştur." Ote yandan Îstanbul 11 Genel Meclisi, 10 Kasım 1997 tarihinde yaptığı toplan- tıda, söz konusu sözleşmenin iptal edil- mesi için dava açılması karan aldı. Ancak, Îstanbul Valisi Kutlu Aktaş. îl Genel Meclisi'nin oy çokluğu ile aldığı karara itiraz etti ve dosya Danıştay'a gönderildi. Yapılan bir araştırmaya göre 1980'lerde her yıl dünyada yaklaşık iki yüz bin yeni matema- tik teoremi kanıtlanmakta. Herhalde bu sayı 90'larda daha da artmıştır. Her yeni teorem ise bir bilimsel dergide yayımlanmış bir makale demek. Matematik makalesi okumak ve o ma- kalede yazılanlan özümsemek, bir matema- tikçt için bile kolay bir iş değil. Insan zekâsının her yıl ürettiği bu matematik çığını zamanın eteğinden geçirmek istersek, yeni kanıtlanmış bir teoremin yayımlandıktan beş on yıl sonra hâlâ matematik literatüründe yer alıp almadı- ğına bakmamız gerekir. Böyle bir çalışma ya- pılmış mı bilmiyorum. Ama beş yıl sonra iki yüz bin teoremden geriye bin üzerinde teorem kalıyorsa gerçekten şaşınnm. Demek ki bu ye- ni teoremlerden çoğu matematikçiler tarafm- dan bile artık hatııianmaz. Zamanın sınaması günümüzde oldukça insafsız... Cahrt Arf bir matematikçiydi. Belki çok faz- la makale de yazmadı. Başta cebirsel sayılar teorfei olmak üzere geometride, analizde, elas- tisiteteorisinde eserler verdi. Yînminci yüzyılın, dar alanlarda uzmanlaşma gerektirdiğini düşü- nürsek, bu kadar yaygın alanda çaba göster- miş olmasını da yadırgayabiliriz. Amerika, Al- manya, Fransa, Rusya, Ingiltere gibi bilim ge- leneği kökleşmiş ve güçlü, aktif matematikçi sayısı yüksek ülkelerden birinin bilim adamı da değildi. Gene de Arf'ın katkılannı zaman eleğinden geçirelim biz. lşte o sınavın sonucu olağanüstü gerçekten. 1941'de yayımlanmış makalesine 9O'lı yıllarda bile hâlâ birçok atıf var. Adı klasik matematik kitaplannda yer alıyor. Topolojide bir değişmeze 'Arf invaryantı' de- niliyor. Literatürde 'Arf halkalan', 'Arf kapanı- Cahit Arf İçin şı' gibi terimlerte karşılaşıyoruz. Bir de bu yüz- yılın büyük Alman matematikçilerinden olan Helmut Hasse'nin ismiyle biriikte anılan 'Has- se-Arf' teoremi var. Bazı atıflan bulmamız için gayret göstermemiz gerekecek; çünkü maka- lenin yazarı 'Arf'\ bir matematik sembolü, bir matematik notasyonu olarak kullanmış, bu harflerin bir Türk matematikçisinin soyadı ol- duğunu düşünmeden... O kadar iç içe geçmiş matematikle Cahit Arf ismi. Genç cumhuriyetimiz 1933'te bir üniversite reformu yaptı. Bilimin degişik alanlannda ye- tişmek üzere bazı gençler özenle seçildi ve yurtdışında seçkin üniversitelere gönderildi. Yüksek bir motivasyonla doktoralannı bitirip îstanbul Üniversitesi'ne dönen bu bilim insan- lannı zor zamanlar beklryordu. Bir kısmı dön- dükten hemen sonra Ikinci Dünya Savaşı pat- ladı. Yurda dönmeden önce bazılan bu insan- lık trajedisinin bizzat tanığı oldular bulunduk- ları Avrupa ülkelerinde. 1942 yılında Fen Fa- kültesi'nin binası olarak kullanılan Zeynep Ha- nım Konağı yandı. Bu idealist gençler yangını kontrol altına almaya çalışan itfaiyecilerin ikaz- larına aldırmadan yanan binalanna dalıp kü- tüphaneden kitaplan kurtarmaya çabaladılar. Savaş sırasında ikinci kez askere çağnldılar ve çoğu Cahit Bey gibi Trakya'da olası bir Al- man hücumuna karşı silah artında aylar geçir- diler. Şimdiki Fen Fakürtesi binası bitinceye kadar geçici yerlerde, tüten sobalarla ısıtılma- ya çalışılan odalarda yıllarca çalışmalarını sür- dürdüler. Maaşlan düşüktü. Kara ekmek bile ancak karneyle alınıyordu. Şikâyet etmediler. Yılmadılar. Kendi kendilerine yükledikleri gö- rev anlayışı, misyonları her şeyin üzerindeydi onlar için. Gündüz çalışmak yetmiyormuş gi- bi geceleri Yüksek Muallim Mektebi'nde gece dersi verdiler. Ankara Fen Fakültesi'ni kurmak için çalıştılar. Ders kitaplan yazdılar. Türkçenin bir bilim dili olması için uğraştılar. Mitolojideki kimi kahramanlar gibi sessiz ve alçakgönüllü oldular her zaman ... lşte Cahit Arf da bu kah- ramantardan birisidir. Cahit Arf'ı ilk tanıyan bir kişi, onun sadece matematiğe ilgi duyan, hatta başka uğraşlan kuçümseyen bir insan olduğu izlenimini edine- bilirdi. Matematik her şeyin üzerinde ve öte- sindeydi Cahit Bey için... Ancak onun Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu TÜBİ- TAK'ın kurulmasında ve gelişmesinde göster- diği çabayı ve özeni bilenler, Cahit Arf'ın öyle içine kapanık, salt matematikle uğraşan ve dış dünyayla ilgilenmeyen bir kişi olmadığını bilir- ler. Mühendisliğin pratik hayattan doğan prob- lemlerine her zaman ilgi gösterirdi. Ama bu probleme mutlaka matematiksel bir model bulmaya da çabalardı. Hele bir de pratikten ge- len bir problemi matematik olarak çözüme ka- vuşturursa pek keyiflenirdi. Değerli bilim ada- mı, gene o mitolojik kahramanlardan olan rah- metli Mustafa Inan ile böyle bir işbirtiği yap- mış ve Inan'ın köprülerde gözlemleyip araştır- dığı bir sorunun matematiksel kesin çözümü- nü vermişti. Bu çalışmaları Cahit Arf'a 'Inönü Ödülü'nü kazandırmıştı. Ödülleri ve heletören- leri pek sevmezdi. Ama TÜBİTAK Bilim Ödü- lü'nün yanı sıra Karadenjz Teknik Üniversite- si'nden, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden, istanbul Teknik Üniversitesi'nden onur dokto- rası aldı. Genç yaşta Mainz Akademtsi muhabir üye- liğine seçildi. Türkiye Bilimler Akademisi'nin onur üyesi oldu. Üniversitede rektörlük, de- kanlık gibi idari görevler almaktan hep kaçın- dı. Araştırmacılann bu gibi görevlerden uzak durmalan gerektiği görüşündeydi. Ama uzun yıllar TÜBİTAK Bilim Kurulu Başkanlığı'nı da özveriyle yürüttü. Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde çalıştığı yıllarda yeni ve farklı bir üniversite modelinin ve kültürünün ortaya çıkması için çaba göster- di. Akademik dünyanın yapay hiyerarşik aynm- larryla alay ederdi. Özellikle genç öğretim üye- leri ve öğrencilerle çok güzel, yararlı ve keyifti bir diyalog içindeydi. Her zaman üniversite içi çekişmelerden ve politikadan özenle uzak dur- duğu halde ODTÜ sistemı tehhkeye düştüğün- de duyariı ve sorumlu bir bilim adamı olarak kendini bir mücadelenin içine atmaktan çe- kinmedi. Bu onurlu mücadelede bile matema- tiğin aksiyomatik yaklaşımını kimseye fark et- tiımeden kullandı. Duyulanmızla, zekâmızlasonluyu, sınırlıyı al- gılamayı daha iyi beceririz. Zaten hayatımız da sonlu değil mi? Ama matematikte kalıcı izler bırakanlar sonsuzu bir şekilde, bir biçimde iyi algılayabilen ender insanlardır. Böyle insanla- n öldüklerinde sonsuza uğurlamak doğru ol- mazmı? CHP'li Aksoy verdi Eroğlu 9 nun kuşkulu ölümüne soru önergesi • CHP tzmir Milletvekili Veli Aksoy, Ali Serkan Eroğlu'nun gerçek ölüm nedeni ve ajanlık teklifinin İçişleri Bakanlığı'nca araştınlmasını istedi. Aksoy, üniversitelerde olaylann yeniden tırmanmaya başladığmı, sorunlann esas kaynağma inilmeden polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğini söyledi. JZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - "Ajanlık teklifTnin ölüme sürükledığı öne sürülen Ege Oniversitesi tletışim Fakültesi 2. sınıf öğrencisi AB Serkan Eroğlu'nun ölümü konusunda tçişleri Bakanlığı'na soru önergesi verildi. CHP tzmir Milletvekili Vefi Aksoy, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yaptığı başvuruda, ajanlık teklifinin ve Eroğlu'nun gerçek ölüm nedeninin tçişleri Bakanlığı'nca araştınlmasını istedi. Ali Serkan Eroğlu'nun kuşkulu ölümü, miUetvekillerini de harekete geçirdi. Daha önce sivil polislerce kaçınlarak kendisıne muhbirlik teklif edildiğini belirten ve lzmir Cumhuriyet Savcılığı'na durumu suç duyurusuyla bildiren Eroğlu'nun, polis tarafindan intihar olarak açıklanan ölümünün aydınlatılmasını isteyen Veli Aksoy, üniversitelerde olaylann yeniden tırmanmaya başladığına dikkat çekerek sorunlann esas kaynağma inilmeden, sadece polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğini bildirdi. Aksoy, tçişleri Bakanlığı'na verdiği soru önergesinde ŞJJ sorulan sordu: "tddia edildiği gibi Ege Univeratesi tletişim Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ali Serkan Eroğlu'na İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görevli güvenük görevlileri tarafindan ajanlık teklif edilmiş midir? Adı geçen maktulün İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na bu konuda başvurusu var mıdır? Şayet varsa soruşturma hangi aşamadadır? Maktulün gerçek ölüm sebebi Adli Tıp tarafindan saptanmış nudır? Maktulün başvurusu konusunda emniyet müdürlüğü, üniversite yetkilileri ve maktul arasında inşki kurulmuş mudur?" Fiyat kargaşası 'Akaryakıtta otomatik ayarlamaşart' • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı Petrol Işleri Geriel Müdürü Ahmet <• •; Akçael, akaryakıtta otomatik fiyatlandırma ve maktu vergilendirmeye geçilmesini istedi. Akçael, rafinerilerin kârsız çahştığını, buna karşılık dağıtım şirketlerinin daha fazla kâr aldığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı Petrol tşlen Genel Müdürü Ahmet Akçael. petrol ürünlerinin rafinen fiyatlanmn düşük tutulması nedeniyle rafinerilenn kârsız çalışan kurumlara dönüştürüldüğü, sektörün kânnın dağıtım şirketlerine aktanldığı belirtildi. Akçael. anan akaryakıt gereksınimınin karşılanabilmesı ve ithalata gerek duyulmaması için "otomatik fiy^tiandırma" ve "maktu vergüendirme" sistemlerine geçilmesi gerektığinı savundu. TÜPRAŞ'a bağh rafıneriler, Petrol Ofısi ve PETKlM'in özelleştirilmesi çahşmalan sürerken Akçael. özelleştirmeye hazırlık için yapılması gerekenler konusundaki önerilerini "Türkiye'nin Rafinaj Sektörü ve Sorunlan" başlıklı raporuyla ortaya koydu. Akçael'in raporunda, yeni rafineri kurulmaması dunımunda 2000 yılında 5 milyon ton/yıl, 2005 yılında 10 milyon ton/yıl, 2010 \ihnda da 15 milyon ton/yıl ithalat gereksınimınin or&ya çıkacağı kaydedildi. 10 milyon toa'yıl kapasıteli bir rafıneri kurulması için 2.5-3 milyar dolarlık yatınm gerektiği belirtilen raporda, yatınmın gerçekleştirilebilmesi için rafinaj sektörünün özel sektör için kârlı bir sektör olma özelligini kazanması gerektiği vurgulandı. Politik müdahaleler nedeniyle akar\r akıt fiyatlannda gerekli artışlann gerektiği zamanlarda yapılamamasının rafinerilen büyük zararlara soktuğu kaydedilen raporda, otomatik fiyatlandırma sistemine geçilmesıyle dünya fiyatlanyla kurlardakı artışlann günlük olarak yansıtılmasınm ve sübvansiyonlann kaldınlmasının gerektiği savunuldu. Raporda. akaryakıt ürünleri üzerinden alınan dolaylı vergiler ile fonlann oransal olması nedeniyle. fiyat artışlannın katlamalı olarak yansıdığına dikkat çekilerek, 17 milyar dolarlık yıllık petrol faturasınm 10 milyar dolannın vergi ve fonlara gittiği belirtildi. Otomatik fiyatlandırma sistemine geçılmesiyle, ürün fiyatlannın, CtF ltalya için belirlenen ortalama fiyatlann V^,-), yüzde 3'lük sının ıçinde seyredeceği kaydedilen raporda, oransal vergilendirmeden maktu (miktarsal) vergilendirmeye geçilmesıyle de fiyat artışlanyla vergi değişimlerinın birbirinden aynlmasınm sağlanacağı belirtildi. Akaryakıt ürünleri üzerinden alman dolaylı vergilerden olan akaryakıt tüketım vergisinde değışiklik yapılması ya da özel tüketim vergisinin yasalaştınlması gerektiği savunulan raporda, bunun gerçekleştinlmesi dunımunda tüketim vergisinin maktu. KDVnin ise oransal olarak ahnacağı kaydedildi. Raporda. Akaryakıt Fiyat tstikrar Fonu'nda yapılması savunulan değişiklikler şöyle: - Dağıtım şırketleriyle bayi kâr paylan ıçm üst sınır belirlenmelidir. - Nakliye rayiç bedellerinin otomatik uygulamasına geçilmelidir. - Akaryakıt ürünlerinin kullanım yerlerine göre farklı akaryakıt tüketim vergisı ve KDV oranlannın uygulanabılmesi sağlanmalıdır. - Otomatik fiyatlandırma sistemıyle dünya fıyatlanna uyum sağlanmalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle